22.11.2014 Views

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

b32bf87a73ef9b90b1539a19e06e0faddff0534a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

840 BEŞ ŞEHİR<br />

gibi şeyler, daha ziyade ya saraylarda, köşklerde,<br />

hususî ikametgâhlarda yapılıyor, yahut da tekkelerde<br />

oluyordu. Binaenaleyh Tanzimat'tan evveline ait sazlı<br />

sandal âlemleri tablolarını uydurma şeyler gibi kabul<br />

etmek daha doğrudur.<br />

XVIII. asırda Boğaziçi'nde, tıpkı Beyoğlu'nda<br />

da olduğu gibi ve şüphesiz biraz daha hür şekilde<br />

ecnebilerin hayatı başlar. Daha IV. Mehmed devrinden<br />

itibaren sefaretler sık sık Bentler'e, Belgrat ormanına<br />

gidiyordu. İbrahim Paşa zamanında ve onu<br />

takip eden zamanlarda Büyükdere, biraz sonra III,<br />

Selim'in Fransız sefaretine bir yalı hediye etmesiyle<br />

Tarabya ecnebi kolonisinin yazlığı olurlar. Buralarda<br />

kendi aralarında bazen zengin azınlık ailelerinin<br />

katıldığı eğlenceler tertip ederler, hattâ Bentler'-<br />

de büyük gece eğlenceleri yaparlardı.<br />

Lâle Devri ve onun devamı olan yıllarda İstanbul'da<br />

bu sefaretlerin misafiri ve mensubu olan bir<br />

yığın ressam vardı. Ne gariptir ki bütün şöhretlerini<br />

aramızda ve bize ait dekorlar içinde yaptıkları<br />

eserlerle temin eden bu İstanbul ressamlarının bir tek<br />

tablosu elimizde yoktur. Van Moor bunların arasında<br />

en kuvvetlisiydi. O devirde Fransa'da ve Avrupa'­<br />

da başlayan "turquerie" modasında onun resimlerinin<br />

büyük payı vardır.<br />

Boğaziçi'nde ve Bentler'deki bu ecnebi hayatı<br />

III. Mustafa ve I. Abdülhamid devirlerinde biraz daha<br />

gelişir. Zaten artık İstanbul'da antika meraklısı<br />

âlimler, arkeologlar, sefaretlerin hususî mimarları<br />

çoğalmıştı.<br />

III. Selim, devrinin yeni mimarî ve bahçe zevkini<br />

açacak olan Mclling'i onların arasından seçmig-<br />

İSTANBUL 241<br />

ti. Melling'in yaptığı eserlerin çoğu kalmadı. Fakat<br />

albümü duruyor; bu albüm Şeyh Galib divanı ile beraber,<br />

devrin en güzel konuşan müşahididir. Zaten<br />

albümün mühim bir kısmı III. Selim'in ve kardeşi<br />

Hatice Sultan'ın teşvikiyle hazırlanmıştı. Padişah bütün<br />

Avrupadan gelen şeyler gibi resmi de seviyordu.<br />

Melling bu zamanın İstanbul'da yaşayan tek Avrupalı<br />

ressamı değildi. Onun eseriyle beraber birçok<br />

albüm ve kitap çıktı. Ondan evvel ve sonra hayatımızı<br />

az çok gösteren bir yığın tablo yapıldığı gibi.<br />

Devir büyük in-folio'larm, geniş aralıklı dizisi eski<br />

konakların taşlıklarını hatırlatan itinalı baskıların<br />

devridir. Bunların içinde d'Ohsson gibi bizi anlamağa<br />

çalışanlar, aramızda hürmetle dolaşanlar, hattâ<br />

bizi sevenler vardı; Choiseul Gouffier gibi kendisine<br />

verilen vazifeye ihanet ederek açıktan açığa düşmanlık<br />

edenler, tedavi için sefarethaneye aldığı esir zabitleri<br />

iyileştikten sonra tekrar bize karşı dövüşsün<br />

diye düşman ordusuna gönderenler de bulunduğu<br />

gibi.<br />

Melling'in onlardan ayrılan tarafı bizimle yaşamasıdır.<br />

Ne Kadîm Yunan'm, ne de Şarkî Roma'nm<br />

peşindedir. Hatice Sultan'ın saray ve bahçe mimarı<br />

bir îstanbul'lu gibi şehri kendisi için sever. Beyaz,<br />

kurşundan büyük kubbelerde sert yaz aydınlığının<br />

eriyişini, dumanlı bir şey oluşunu, Boğaz bahçelerinde<br />

ve Haliç sırtlarında yükselen çınar ve servilerin<br />

güzelliğini tatmıştır. Üsküdar'ı ve İstanbul'u, Kandilli<br />

ve Ortaköy'ü, Bentler'i onun desenlerinde bir<br />

eski şarkıda tadar gibi duymak mümkündür.<br />

Mimarî ve bahçe zevkimiz IH. Selim tahta çıkmadan<br />

çok evvel halledilmişti. Ufak tefek geriye dö-<br />

16

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!