You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
234 BES ŞEHİR<br />
Bir yana dizildi on İM bin kız<br />
Aman padişahım biz de islâmız<br />
Aldı Nemçe bizim güzel Budin'i<br />
kıt'asmm bulunduğu o acıklı halk türküsü mü, yoksa<br />
Neşatî'nin ve Nailî'nin şiirleri veya Yeni camiin<br />
deniz senfonisi, yahut Seyid Nuh'un, Itrî'nin, Hafız<br />
Post'un besteleri mi?<br />
O kadar iyi niyetli fakat beceriksiz II. Süleyman'ın<br />
esaret hacaletine uğramaması için vezirlerinin<br />
ısrarı ile İstanbul'a dönerken her geçtiği yerde<br />
bütün Rumeli halkının "Padişahım bizi bırakıp nereye<br />
gidiyorsun?" diye atının boynuna sarıldığı günlerde<br />
kılıç artığı yeniçeriler ve Anadolu askerleri<br />
muhasara altındaki şehirlerde, bir avuç insanın ümitsiz<br />
dövüştükleri palangalarda, akşam garipliğinde<br />
hep bu türkü söyleniyordu.<br />
- XIV -<br />
Bununla beraber, bu kadar felâketle biten XVII,<br />
asır zevkimizin tam teessüs ettiği asırdır.<br />
İki asırlık tereddüt ve düşünceden sonra sivil<br />
mimarîmiz Boğaz'a yaraşacak bir üslûp bulmuş, üstelik<br />
hayatımızda bu inceliği ve onun külfetlerini kabul<br />
edebilecek hale gelmiştir. Bu devirde Boğaziçi'<br />
nin iki sahili vezirlerin, ilmiye ricalinin, defterdarların,<br />
zengin halkın yalıları ile örtülü idi. Azledilen<br />
şeyhülislâmların XVIII. asırdan sonra taşraya nefyedilmeyip<br />
nispeten şehirden uzak yerlerde yeya çift-<br />
İSTANBUL 235<br />
liklerde kalması âdeti başlayınca Boğaz biraz daha<br />
şenlenir.<br />
Yukarıda bahsettiğimiz Bahaî Efendi yalısı ve<br />
Amcazade Hüseyin Paşa yalısı bu XVII. asır sonunda<br />
en beğenilen yalılardır. Her ikisinde de Avusturya<br />
sefirlerine birer ziyafet verilmişti. Hüseyin Paşa<br />
yalısındaki ziyafet 1700'dedir. Dört yüz kadar;<br />
davetli büyük bir kadırgaya bindirilerek Anadolu<br />
Hisarı'na kadar getirilir. Bugün Meşruta Yalı adı ile<br />
tanıdığımız bu yalının elde kalan büyük merasim salonu<br />
ve selâmlık kısmı, başında Pierre Loti'nin güzel<br />
bir mukaddemesi bulunan iyi bir eserle tanıtılmıştır.<br />
III. Ahmed devrinde sadrazam Teberdar Mehmed<br />
Paşa, Acem elçisine burada ziyafet verir. Ve konuşma<br />
esnasında "Sizin Çarbağınız varsa, bizim de<br />
Anadoluhisar'ımız var" diye övünür. Hakikatte bu<br />
on sekizinci asır başında Boğaziçi, imparatorluğun<br />
büyük gururlarından biridir. Teberdar Mehmed Paşa'nm<br />
halefi Çorlu'lu Ali Paşa'nın yalısı Ortaköy'de<br />
idi. Bir gece Sultan Ahmed'i bu yalıya davet etmiş,<br />
alaturka saat beşe kadar mum donanması yapılmıştı,<br />
III. Ahmed saltanatının ilk devirlerinde Haliç'<br />
teki Karaağaç sarayından hoşlanır. Daha sonra 1717<br />
de Hasköy'deki Aynalıkavak sarayını yaptırır. Bu<br />
saraya adını veren aynalar Venedik'ten gönderilmişti.<br />
Padişah çiçek hastalığına tutulduğu bu Haliç yalısında<br />
ancak bir yaz kalır. Ve ondan sonra Beşiktaş<br />
sarayını tercih eder. Devrin edebiyatında o kadar,<br />
yer alan Sâdâbâd'ın yanıbaşında Boğaziçi hiç de sönük<br />
değildi. Yalnız eğlenceler daha çok Sâdâbâd'da<br />
yapılıyordu. Bu Sâdâbâd zevkini anlamak için Haliç'-