Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
233 BEŞ ŞEHÎR<br />
Bu muhteşem alayın ortasında IV. Mehmed,<br />
mücevher ve inci kakmalı zırhları, sol omuzuna attığı<br />
murassa cepkeni, atının bütün bir hazine değeri<br />
olan mücevherleri içinde hakikî bir sanem gibidir.<br />
Hakikaten bu azamet, edebiyatı ve masalı asırlarca<br />
beslemiş olan bütün şark'tı.<br />
— I V . Mehmed, o kadar korkunç felâketin kapısı<br />
olan Viyana seferine işte bu debdebe ile çıktı. O bozgunun<br />
tafsilâtını Fındıklık Tarihinden günü gününe<br />
okuyanlar, bu debdebe ve ihtişamı ister istemez bir<br />
akşam güneşinin son ışıklarına benzetirler.<br />
__, Hiç bir şey Osmanlı İmparatorluğuna Merzifonlu<br />
Kara Mustafa Paşa'nın hırsı kadar zararlı olmamıştır.<br />
Mustafa Paşa Belgrat'a kadar aynı debdebe<br />
ile sürüklediği padişaha bile Viyana'yı zaptetmek<br />
niyetinden bahsetmez. Hattâ asıl kararını bütün<br />
serhat paşaları ve tecrübeli harp adamlarının<br />
itirazlarına rağmen yolda verir. İşsizliğin ve iktisadî<br />
buhranın en son haddini bulduğu, her sene Anadolu'da<br />
devleti tehlikeye düşürecek birkaç isyanı beslediği,<br />
emniyetsizliğin ve ihanetin devlet adamlarını<br />
kurt yaptığı bir devirde Kanunî'yi yenmek, onun başaramadığını<br />
başarmak istiyordu.<br />
Bununla beraber başlangıçta Viyana bozgunu<br />
devletin kaybettiği muharebelerden biriydi. IV. Mehmed<br />
şaşırmasaydı felâket çabuk tamir edilir ve ufak<br />
bir hudut tashihi ile iş kapanırdı. Fakat padişah vaziyetin<br />
adamı değildi. Kara Mustafa Paşa ise büyük<br />
kumandanlardan çoğunu ortadan kaldırmıştı.<br />
IV. Mehmed bu bozgundan sonra bir müddet<br />
Belgrat'ta çırpımr durur, sonra Edirne'ye gelir. Fa-<br />
İSTANBUL 233<br />
kat bir zamanlar o kadar canı sıkıldığı, kaçtığı İstanbul'a<br />
bir türlü dönemez. Fındıklık'nm naklettiği:<br />
"Hangi yüzle İstanbul'a dönerim!" sözü bu gölge padişahta<br />
bütün bir psikolojinin uyanışıdır.<br />
Gariptir ki serhat kan ve ateş içinde iken yine<br />
av peşindedir. İstanbul'a zarurî olarak dönüşünden<br />
sonra bile av yüzünden Üsküdar sarayında kalmayı<br />
tercih eder. Fmdıklılı'ya göre ava gece gidip dönmeğe<br />
başlar. Bu sırada İstanbul kıtlığın mutlak tehdidi<br />
altında günlük tedbirlerle yaşıyordu. Ve bittabiî<br />
şehir halkı homurdanmağa başlamıştı. Padişahın<br />
kendi bulunduğu camilerde bile aleyhinde vaızlar<br />
veriliyor, yaşayış şekli tenkit ediliyordu. Bu ısrar<br />
üzerine padişah avdan vazgeçmeyi vaadeder. Hattâ<br />
av köpeklerinin ve kuşlarının bir kısmım sattırır.<br />
Fakat IV. Mehmed'de bu av merakı sonuna doğru<br />
marazî bir şekil almıştı. Hal'inden evvelki günlerde<br />
geceleri uyuyamadığını, avsız duramayacağını söyler<br />
ve etrafından Davut Paşa'yı geçmemek şartıyle<br />
ava çıkma izni alır. Böylece saltanat hayatının başı<br />
ile sonu birleşir. Fındıklılı'nm, onun hal'ini anlatan<br />
sahifeleri Galland'ın ve o kadar ecnebi'nin gözlerini<br />
kamaştıran debdebe ve saltanatın tam öbür yüzüdür.<br />
Yine aynı müverrih, saltanata çıkacak olan II.<br />
Süleyman'ı hapsolduğu köşede sırtında bir atlas entariyle<br />
"seril sefil" bulduğunu ve maiyetinden birinin<br />
verdiği kürkü giyerek bi'atın yapıldığım söyler.<br />
Bu devrin asıl eseri nedir? Yıkılan ve Üsküp'ev<br />
kadar kan ve ateş içinde kalan Rumeli'de Budin için.<br />
söylenen: