You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
202 BEŞ ŞEHİK<br />
İSTANBUL<br />
203<br />
üslûbu veren, yatağana mukabil saldırmalı ve bıçaklı,<br />
sırasına göre uysal, vefalı, kendi aralarında çok<br />
disiplinli ve haddinden fazla zalim, namuslu kadına<br />
hürmetkâr, bir kere büyük tanıdığının kargısında<br />
daima boynu bükük, alabildiğine heccav ve komik,<br />
bayağı teşkilât sahibi bu külhanbeylerinden başta<br />
Ebuzziya'nın Yeni Osmanlılar'ı bulunmak üzere İstanbul'a<br />
dair yazılmış her hâtıra eseri bahseder. Bugün<br />
Amerikan filimlerinde seyrettiğimiz gangsterlerin<br />
bir başka şekli ve şüphesiz çok daha yumuşağı,<br />
hattâ medenîsi ve zararsızı olan bu külhanbeylerin<br />
hayatını mensup oldukları nüfuzlu insanlar ve ufak<br />
tefek şahsî teşebbüsleri temin ediyordu. Bir kısmı esnaflık<br />
ve satıcılık yapardı. Çoğu balıkçı ve kahveci,<br />
hattâ meyhaneciydi. Dediğim gibi bir kısım esnafa<br />
üslûplarını ve konuşma tarzlarını kabul ettirdikleri<br />
için külhanbey olmayanlar da böyle sanılırdı. Tulumbacı<br />
koğuşları için bu sınıfın daha kibar ve daha süzülmüşü<br />
diyemezsek bile aralarına katılan zengin mirasyediler,'hattâ<br />
paşa çocukları yüzünden daha karışığı<br />
idi. Bunların içinde devlet dairelerinde memur<br />
olanlar bile vardı. Tulumbacılık bir bakıma sporsuz<br />
İstanbul'un tek sporuydu. Daima harekete hazır cıva<br />
gibi insanlardı ve bilhassa birbirlerine karşı son derecede<br />
vefalıydılar. Rahmetli Osman Cemal Kaygılı'mn<br />
Semâi Kahveleri adlı kitabında 1308 senelerinin<br />
meşhur meydan şairleri ve âşıklarından olan Çiroz<br />
Ali'nin ölümüne dair anlattığı hikâye bu tipi bize<br />
bütün hususiyetleriyle verebilir.<br />
Çiroz Ali verem imiş. Hastalık ağırlaşınca Bakırköy'deki<br />
dayısının evine tebdili havaya gönderilmiş.<br />
Bittabiî bütün tulumbacı koğuşları bu meşhur<br />
arkadaşın sıhhatiyle meşgulmüş. öleceği günün gecesi<br />
Defterdar burnu tulumbacı koğuşu reisi İsmail<br />
Kâhya, bir şey olursa haber versin diye Bakırköy'e<br />
bir adam gönderir. Çiroz Ali sabaha karşı ölür. Haberci<br />
de bir kira beygirine atlayarak Defterdar burnuna<br />
gelir ve Kâhya İsmail'e "Sizlere ömür!" der.<br />
O zaman Defterdar burnu'ndan iki yüze yakın tulumbacı<br />
Bakırköy'e hareket eder ve orada da bir o<br />
kadar meslektaşları ile birleşirler. Aralarında Hıristiyan<br />
ve Yahudileri de bulunan bu tulumbacılar<br />
cenazeyi, bir saat on dakika gibi imkânsız bir zamanda<br />
açık ayak denen koşu şekliyle Bakırköy'den<br />
Eyüp camiine indirirler. Bu hikâyeyi okuduğum gündenberi<br />
Çiroz Ali'nin bütün şehri şaşırtan bir süratle<br />
arkadaş omuzlarında uçan tabutu, benim için, Bayezid<br />
yangın kulesinde her gece İstanbul'a uğradığı<br />
felâketleri haber veren o renkli fenerler ve köşklü<br />
sesleri gibi bir çeşit sembol oldu. Gerçekte tulumbacı<br />
mitolojinin ateşten doğan ve ateşte yaşayan semenderine<br />
benzeyen bir mahlûktu.<br />
- XI -<br />
Eski seyyahların tavan ve duvarlarının, kepenk<br />
ve sayvanlarının nakşını övdükleri, bazısının geniş<br />
pencerelerine şehrin en güzel manzaraları asılmış<br />
havuzlu, fıskiyeli, peykeli duvarlarına kehribar ağızlı<br />
çubuklar dizilmiş eski Türk kahvesi, İstanbul'un<br />
büyük hususiyetlerinden biriydi. Semtine göre orta<br />
sınıf halkla esnaf ve yeniçerilerin deniz kenarındakilere<br />
kayıkçı ve balıkçıların devam ettiği bu kâh-