Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
196<br />
BES ŞEHİR<br />
ÎSTANBUL<br />
197<br />
yaptıranlar hoş görülmüyordu. Taştan binaya is®<br />
gark hasedi "şeddadî bina" adını vermişti.<br />
Ölen veya öldürülen devlet adamlarının mallarına<br />
el koyma usulü yüzünden servet bir türlü toplanmıyordu.<br />
Devletin sıkıntılı zamanlarında bu cins<br />
büyük binalar zarurî olarak ihmal ediliyordu. Bütün<br />
bu sebeplerle asırlarca hayatımıza şekil veren,<br />
zevkimizi idare eden insanları kendi çerçeveleri içinde<br />
görmemizin imkânı yoktur. Ne Bakî'nin, ne Nefi"-<br />
nin oturduğu evi biliyoruz. Nedim'in:<br />
Münasibdir sana ey serv-i nâzım hüccetin algel<br />
Beşiktâşa yakın bir hâne-i viranımız vardır<br />
diye yarı şaka, sevgilisine hediye etmek istediği evi,<br />
Nailî'nin:<br />
Kadem kadem gece teşrifi Nâilî o mehin<br />
Cihan cihan elem-i intizara değmez mi?<br />
beytini tatlı üzüntüsüyle yine sevgilisini beklediği<br />
-ev veya konağı bugüne kadar gelselerdi, elbette bu<br />
şairleri başka türlü tanırdık. Sinan, Itrî, Sedefkâr<br />
Mehmd Usta, Seyid Nuh, Hâfız Post, bugün şehrin<br />
içinde sadece birer isim, yahut kalmışsa mezarlarıyle<br />
mevcutturlar.<br />
Her şehir üç, dört yüz senede bir değişir. Eğer<br />
medeniyet dönümleri için ortaya atılan nazariye doğru<br />
ise bu değişiklik beş asır içinde tam bir devir yapar<br />
ve eskiden pek az şey kalır. Bu itibarla bütün<br />
hâtıraların tam muhafazası imkânsızdır. Fakat biz<br />
. e n yakın zamanları da aynı şekilde kaybettik. IH. Se-<br />
lim'in silâhtarlarına yazdırdığı Sahilname'lerdeki<br />
yalılar, ne de II. Mahmud'un Anadolu kıyısında yaptığı<br />
binişlerde uğradığı Üsküdar semtlerindeki yalı<br />
ve konaklar kaldı.<br />
Bu XIX. asır Üsküdar'ı bu yalı ve konaklarla elbette,<br />
Hayâl Şehir'in:<br />
Az sürer gerçi fakir Üsküdar'ın saltanatı<br />
mısraında anlatılan Üsküdar değildi. Yeni bir zevkle<br />
yapılmış ve döşenmiş, eskilerden çok başka şekilde<br />
kibar hayatlarını, bütün bir hâtıralar silsilesinden<br />
bildiğimiz Tanzimat yılları, köşkleri ve konakları da<br />
aynı şekilde gitti. Sahip Molla'nm gençliğinde ziyarete<br />
gittiği Reşid Paşa'yı bir sabah sarı şellâkî entari,<br />
sarı şam hırkası, parmağında da sarı yakut<br />
yüzükle gördüğü ve yıllardan sonra Boğaz vapuru ile<br />
önünden geçerken, oturduğu odayı etrafındakilere<br />
gösterdiği ilk yalı, borçlanıp hazineye elli bin altına<br />
sattığı ikinci yalısı, Fuad Paşa'nm, Ali Paşa'mn yalıları,<br />
ne de Mithad Paşa'nm arsası bütün bir mahalle<br />
olan Şehzadebaşı'ndaki konağı kaldı. Şirvânî zâde<br />
Rüştü Paşa'nm konağı Ağa yokuşunda, Ekşi Karadut'ta<br />
imiş. Devrinde bir yığın para dedikodusuna<br />
sebep olan oğlunu ziyarete giden Ebuzziya, ingiliz<br />
usulü döşemelerini ve kütüphanesini uzun uzadıya<br />
Genç Osmanlılar'da anlatır. V. Murad, Abdülâziz'in<br />
son yıllarında bir hastalık yüzünden hava tebdili için,<br />
Üsküdar'daki Mermerli Yalı'da misafir kalmış ve<br />
oradan Mithad Paşa'ya, Ebuzziya'nm hikâyesini anlattığı<br />
mektubu yazmıştı.. Abdülhak Hâmid'in hâtıralarında<br />
bahsettiği Küçük Bebek'teki ailesine ait