Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Orhan Turan<br />
Girişimcilik özünde bir tutkudur;<br />
girişimci var olmayan<br />
bir fikri bulmakla<br />
kalmaz, o fikri ete kemiğe büründürüp<br />
kalıcı bir esere dönüştürmek<br />
için adeta bir sanatçı ruhuyla<br />
çalışır. Bu eserin büyümesi, serpilmesi,<br />
güçlenmesi ve gelişerek<br />
kendini göstermesi için en önemli<br />
ihtiyaç geleceği görmektir. Ve bu<br />
noktada, parlak bir fikir ve büyük<br />
bir riskle ticaret sanatına atılan girişimciyi<br />
hayatının sınavı bekler:<br />
Geleceğin dinamiklerini doğru<br />
okuyarak tek adam olmayı bırakıp<br />
hem şirketin hem de kendisinin<br />
dönüşümünü tamamlayabilecek<br />
midir?<br />
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri<br />
Geliştirme ve Destekleme<br />
İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)’nın<br />
2013 verilerine göre Türkiye’deki<br />
toplam KOBİ sayısı 3.2 milyon ve<br />
ülkemizdeki işletmelerin yüzde<br />
90’ından fazlası birer KOBİ şirketi.<br />
Her KOBİ’nin girişimci bir ruh<br />
taşıdığı düşüncesiyle, bu verilere<br />
baktığımızda; Türkiye müteşebbis<br />
ruh bakımından oldukça zengin<br />
görünebilir. Ancak madalyonun<br />
diğer yüzünü çevirdiğimizde; Yüz<br />
Yıllık Markalar Derneği, 2013 yılında<br />
bir açıklama yaptı. Türkiye’de<br />
100 yaşını aşan markaya sahip<br />
şirket sayısı yaklaşık 60 adet.<br />
Bir tarafta sayısı her geçen gün<br />
artan milyonlarca KOBİ, diğer tarafta<br />
ise 100 yıllık şirket sayısının<br />
azlığı söz konusu. Bu denklemin<br />
matematiğinde bir sorun olduğu<br />
ortada ancak bu sorunu sayılarla<br />
çözmek maalesef pek mümkün<br />
görünmemekte. Türkiye’nin en<br />
eski şirketine baktığımızda ise,<br />
dünyadaki en eski 100 şirket arasına<br />
girmeyi başarabilmiş bir aile<br />
şirketi var. Bu şirket yakaladığı<br />
ticari başarının yanı sıra, Türkiye<br />
için manevi değer de taşıyan<br />
ve 1777 yılında kurulan Hacı<br />
Bekir Lokum ve Akide Şekerleri.<br />
Bir aile şirketi olarak, globalleşmeyi<br />
başarmış ve 2,5 asrı geride<br />
bırakmış. Bu da bize doğru adımlar<br />
atıldığında aile şirketleri için<br />
pelesenk olmuş “Dede kurar, oğul<br />
büyütür, torun batırır” tezinin her<br />
zaman haklı olmadığının çok güzel<br />
bir örneği… Tam da noktada<br />
cevaplanması gereken bir “NA-<br />
SIL” sorusu ortaya çıkıyor ve bu<br />
“nasıl”ın cevabına ise biraz yakından<br />
ve bir o kadar da objektif<br />
bakmakta yarar var…<br />
Her şirket doğarken ardında<br />
hayalleri sonsuz bir girişimciye<br />
göbek bağıyla bağlıdır. Bu<br />
göbek bağının girişimciye olan<br />
mesafesini ne kadar uzatırsanız<br />
şirketin ticari ömrü de o ölçüde<br />
uzun olacaktır. Girişimci şirketin<br />
kurulmasını sağlar. Ancak ilk zamanlar<br />
kurucu ve girişimci insan<br />
şirkette her şeye yetişebilirken<br />
bir süre sonra şirket o kadar büyür<br />
ki, şirketin boyu girişimciyi<br />
aşmaya başlamıştır. Bu noktada<br />
şirketin en büyük ihtiyacı haline<br />
gelen kurumsal yönetimin önemi<br />
açık seçik ortaya çıkar. İşte o<br />
zaman şirket kurumsal yönetim<br />
lehine evirilmez ve bu eşiği aşamazsa<br />
ticari hayatı son bulacaktır.<br />
Bunun kaçınılmaz olduğunu girişimi<br />
30 yıllık bir şirkete dönüşen<br />
bir girişimci olarak söylüyorum.<br />
Maalesef ki, 30 yıllık iş hayatım<br />
boyunca bu örneklerle üzülerek<br />
karşılaşmak zorunda kaldım.<br />
Her ülke ekonomisinde olduğu<br />
gibi, girişimciler Türkiye ekonomisi<br />
için de büyük önem taşımakta<br />
ama girişimcinin fikirleri hayata<br />
geçtikten sonra kurumsallaşma<br />
arka planda kalmaktadır. Ancak<br />
Diğer<br />
taraftan<br />
kurumsallaşma<br />
sistem<br />
demektir.<br />
Kişiye endeksli<br />
değildir,<br />
kuralları<br />
belirlenmiştir<br />
ve şirketin<br />
bir anayasası<br />
vardır. Bu<br />
girişimcinin<br />
lehine<br />
olduğu kadar<br />
profesyoneller<br />
için de<br />
önemlidir.<br />
Çünkü<br />
kurumsallaşma<br />
şeffaf, adil,<br />
denetlenebilir<br />
ve hesap<br />
verebilir bir<br />
yönetim şeklini<br />
de beraberinde<br />
getirir. Burada<br />
ortak akıl söz<br />
konusudur.<br />
SONBAHAR 2014 TKYD / 37