06.11.2014 Views

UYKU APNE SENDROMU

UYKU APNE SENDROMU

UYKU APNE SENDROMU

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>UYKU</strong> <strong>APNE</strong> <strong>SENDROMU</strong><br />

(Tanım, Fizyopatoloji, Klinik, Tanı Yöntemleri, Sonuçları)<br />

Dr. Hikmet FIRAT<br />

Yaşamımızın üçte birini uykuda geçirmemize rağmen uyku hakkındaki bilgilerimiz<br />

oldukça yenidir. Tarih boyunca hep merak konusu olan uyku, 1929 yılında Berger’ in ilk EEG<br />

kaydı yapmasıyla yeni bir boyut kazanmış ve günümüze dek süren araştırmalar ve yeni hastalık<br />

tanılarıyla hep güncelliğini korumuştur.<br />

Uyku apne Sendromunun ilk olarak adlandırılması 1956 yılında Burwell tarafından Charles<br />

Dickens’ ın 19. yy başlarında yazmış olduğu romanda hastalığı en iyi tanımlamış olamasına atfen<br />

yanlışlıkla “Pickwickian Sendrom” olarak yapılmıştır.<br />

1965 yılında Gastaut tarafından ilk kez Polisomnografinin uygulanması uykuda solunum<br />

bozuklukları üzerine ilgiyi artırmıştır. 1973 yılında Guilleminault tarafından ayrı bir hastalık<br />

olarak tanımlanan Uyku Apne Sendromu, hipopnenin polisomnografik olarak tanımlanması ile<br />

1988 lerde “Uyku Apne – Hipopne Sendromu” olarak adlandırıldı.<br />

Apne tipinin yoğunluğuna gore “Santral” ve “Obstrüktif Uyku Apne Sendromu” olarak<br />

ikiye ayrılsa da, görülme sıklığının fazla olması nedeniyle (tüm olguların % 90 – 95 i) Uyku Apne<br />

Sendromu denildiğinde “Obstrüktif Uyku Apne Sendromu” (OSAS) anlaşılmaktadır.<br />

1997 yılında ASDA (American Sleep Disorders Association) OSAS tanımını “Uykuda<br />

tekrarlayan üst solunum yolu (ÜSY) tıkanmaları ile karakterize ve sıklıkla oksijen satürasyonunda<br />

azalmayla birlikte görülen bir sendrom” olarak tariflemiştir.<br />

Hastalığın prevalansı % 1 – 5 arasındadır. Diabetes Mellitus ve Bronş Astımın<br />

prevalansından hiç de az olmayan bu hastalığın oluşumundaki risk faktörler genel olarak bilinse<br />

de, tıkanmaların fizyopatolojisi tam olarak açıklanamamıştır.<br />

OBSTRÜKTİF <strong>UYKU</strong> <strong>APNE</strong> GELİŞMESİNDE RİSK FAKTÖRLERİ / <strong>APNE</strong> GELİŞİM<br />

FİZYOPATOLOJİSİ<br />

Üst solunum yolu genişliğini azaltan veya kollabe olmasını kolaylaştıran faktörler OSAS’a<br />

eğilimi arttırmaktadır. Bu konuda USY’ nda obstruksiyona neden olan risk faktörleri gözden<br />

geçirmek gerekir (Tablo 1)<br />

1) Genel faktörler:<br />

- Yaş: İleri yaşta üst solunum yollarının kas tonüsü azalır. Ayrıca ileri yaşın vücut yağ dağılımına<br />

etkisi de üst solunum yollarında tıkanmaya meyili artırır.<br />

- Cinsiyet: Erkeklerin farengeal anatomik yapıları tıkanmaların oluşmasına daha yatkındır. Bunun<br />

nedeni erkeklik hormonunun tetikleyici etkisi veya kadınlık hormonunun koruyucu etkisi olabilir.<br />

İleri yaşta ise kadınlarda hastalık görülme sıklığı erkeklerdeki görülme sıklığına yaklaşır.<br />

- Obezite: Obezite ile apne oluşumu arasındaki ilişki kesindir. Aşırı kilolu kişilerde lateral<br />

farengeal duvarda yağ yastıkcık birikimi fazla olmakta, buda tıkanmaya meyili artırmaktadır.<br />

Ayrıca genel obezite, hastaların akciğer kapasitelerini de azaltıp ÜSY nun daha kolay tıkanmasına<br />

yardımcı olmaktadır.<br />

- Horlama: Uykuda ÜSY dilatör kas aktivitesi azalır. Daralan nefes yollarında oluşan türbülansın<br />

farenks boyunca yayılması sonucu yumuşak dokularda meydana gelen vibrasyon horlama sesi<br />

olarak karşımıza çıkar. Horlama apne gelişimi için predispozan faktör olsa da, tüm horlayanlarda<br />

OSAS gelişimi söz konusu değildir.<br />

- İlaçlar: Alkol ve sedatif ilaçlar ÜSY nöromusküler aktiviteyi azaltarak apne gelişimine yardımcı<br />

olur.<br />

- Genetik: Olgu sunusu şeklinde de olsa genetik geçiş üzerine yayınlar vardır. Ayrıca OSAS’ ın<br />

pek çok konjenital hastalıkla bağlantısı olması nedeniyle (Fragile x, Trisomi 21, vs) genetik<br />

faktörlerin öneminden bahsedilebilir.<br />

181


2) Anatomik Faktörler<br />

- Spesifik Anatomik Lezyonlar: Pek çok ÜSY anomalisi inspiryumda hava yolu negatif basıncın<br />

artıp, havayolu rezistansı gelişmesine neden olur. (ör: adenotonsiller hipertrofi, mikro / retro<br />

gnathia, fasial dismorfizm, vb). Akromegali, miksödem, muopolisakkaridozlar gibi ÜSY nın<br />

inflamasyonu da havayolu daralmasına neden olur. Bunların tedavisi ile normale dönüş söz<br />

konusudur.<br />

- Boyun Çapı: Erkeklerde > 43 cm, kadınlarda > 38 cm boyun çapı varlığı OSAS için risk teşkil<br />

eder. Bu kişilerin lateral farengeal duvar ve lateral farengeal yağ yastıkcıkları da normalden fazla<br />

kalınlaşmıştır.<br />

- Baş ve Boyun Pozisyonu: Başın fleksiyon hareketi ÜSY nın kollabsına yardımcı olur. Özellikle<br />

hyoid kemiğin pozisyon değiştirmesi ile apne oluşumuna yatkınlık artar.<br />

- Nasal Obstrüksiyon: Burun bölgesi ÜSY nın total direncinin % 50 sini oluşturur. Yatar<br />

pozisyon, akut / kronik rinit vb, nasal konjesyonu artırıp rezistansta belirgin yükselmeye neden<br />

olur. Nasal deviyasyon da en önemli ÜSY rezistan artış nedenidir. Bu tür nedenler doğrudan apne<br />

veya hipopneye neden olabilirler.<br />

3) Mekanik Faktörler:<br />

- Havayolu Çapı ve Şekli: Farengeal havayolunun en dar yeri olan retropalatal bölge,<br />

OSAS’ lı hastalarda görülen obstrüksiyonun esas yeri olarak bilinir. Normal bireylerde bu<br />

bölgenin lateral çapı daha genişken OSAS’ lı hastalarda antero – posterior çap daha<br />

geniştir ve bu durumun apnelerin oluşumasına yardımcı olduğu düşünülmektedir.<br />

- Yatış pozisyonu: gerek normal bireylerde gerekse OSAS’ lı hastalarda yatar pozisyonda<br />

USY kesitinde azalma olur. Buna neden özellikle yer çekiminin etkisidir. Bir de yatar<br />

pozisyonda azalan FRC düzeyinin havayolu obstruksiyonuna katkıda bulunduğu<br />

düşünülmektedir.<br />

- USY Rezistansı: Normal bireylerde de uykuya geçişte USY rezistansı 2-3 kat artar. Bu<br />

durum özellikle nasal konjesyonun artışına ve USY dilatör kas aktivitesindeki azalmaya<br />

bağlıdır.<br />

- USY Kompliansı: Nasal girişten epiglota kadar olan USY kemik destek dokudan<br />

mahrumdur. Bu nedenle farengeal kas tonüsü, havayolu mukoza ödemi, vasküler<br />

konjesyon, mukozal adeziv etkiler gibi nedenlerle kapanmaya meyil eder.<br />

- İntraluminal Basınç: İnspirasyonda havayolu lümen basıncı eğer ekstraluminal (torasik<br />

kasların havayolunu kapatmak için dıştan oluşturduğu basınç) basınçtan az olursa (ör: obez<br />

OSAS lı hastalarda tipikdir) intraluminal negatif basıç artıp ŰSY kapanmaya meyil eder.<br />

- Ekstraluminal Basınç: ŰSY nu çevreleyen dokunun havayoluna yaptığı basınç olarak<br />

bilinir. Torasik pompa kasları en önemli basınç kaynağıdır. Bu basınç değeri intraluminal<br />

basıncı geçtiğinde obstrüksiyon gelişir.<br />

- Torasik Kaudal Traksiyon: İnspirasyon sırasında oluşan ŰSY kalibrasyonundaki artış<br />

trakea ve ventrolateral servikal yapıların oluşturduğu kaudal traksiyon ile gerçekleşir. Bu<br />

basınç sayesinde ekstraluminal basıncın ŰSY kollabe edici etkisi dengelenmiş olur.<br />

- Mukozal Adeziv Etkiler: Havayolu bir kez kapandığında mukozal yapılar birleşme<br />

eğilimine katkıda bulunurlar. Mukozalara sülfaktan verilmesi ile bunun önlendiği<br />

görülmüştür.<br />

- Vasküler Faktörler: Farengeal yapıların vasküler değişikliklerden etkilendiği<br />

gösterilmiştir. Santal venöz basıncın arttığı durumlarda (KKY, hipervolemi) ŰSY nun<br />

kapanmaya meyil ettiği ve apne sıklığının artmasına neden olduğu düşünülmektedir.<br />

4) Nöromusküler Faktörler:<br />

- ŰSY Dilatör Kasları: USY kemik yapıdan yoksun olması nedeniyle genioglossus kası<br />

başta olmak üzere 24 tane kasın dilatör aktivitesi sayesinde açık kalır. Bu kasların<br />

anatomik bozukluğu veya yeterince görev yapamaması durumunda ŰSY kapanır.<br />

182


- Dilatör Kas / Diyafragma ilişkisi: Normalde USY dilatör kas aktivitesi diyafragmadan<br />

önce başlar, böylece diyafragmanın ŰSY kollabe edici etkisi önlenir. Uykuda ise ŰSY<br />

dilatör kas aktivitesi azalırken diyafragma kas aktivitesinde değişiklik olmaz.<br />

- ŰSY Refleksleri: ŰSY basınç va akıma duyarlı refleksleri nasal ve farengeal<br />

mukozadadır. Bu refleksler inspratuvar kas aktivitesini artırmak için çalışırlar. OSAS ‘ lı<br />

hastalarda bu refleksler bozulmuştur.<br />

5) Santral Faktörler:<br />

- Hipokapnik Apneik Eşik: Normalde Uyku sırasında solunumun otonomik olarak verdiği<br />

cevaplarda azalma olur. Hipoksemi sonucu durumu düzeltmek için organizma<br />

hiperventilasyon ile cevap verir ve bu da hipokapniye neden olur. Uyanıkken PaCO2 20<br />

mmHg ye kadar düşse bile apne görülmezken, uykuda bu eşik daha yukarılara çıkar ve 38<br />

mmHg basınçta dahi apne gelişebilir.<br />

- Periyodik Solunum: Uykuda meydana gelen hipoksemi ve hiperkapniye cevap olarak<br />

organizma hiperventilasyon yapar. Bu durum organizmanın korunma mekanizmasıdır.<br />

- Arousal: Bu da organizmanın bir korunma mekanizmasıdır, zira apne nin<br />

sonlandırılmasında arousal gelişimi önemli rol oynar.<br />

- Sitokinler: Bazı sitokinlerin uyku evrelerine ve OSAS gelişimine katkıda bulunduklarına<br />

dair çalışmalar henüz araştırma fazındadır.<br />

OSAS patogenezine katkıda bulunan bu faktörlerin hepsi “Birleşik Teori” adı altında<br />

yeniden düzenlenmistir. (Tablo 2)<br />

Ancak bu şema siklusun nasıl başladığını açıklayamamaktadır. Teori olarak; azalmış<br />

ventilatuar motor uyarı frenik motor nöronlarda geçici inhibasyona neden olan yutma işlemi gibi<br />

basit bir nedenle tetiklenebilir veya sekresyonlara sekonder geçici hipoksi veya mikroatelektaziler<br />

olayı tetikleyerek hiperventilasyon, ardından hipokapni ve sonuçta apne veya hipopneye neden<br />

olabilir.<br />

Sonuç olarak; ÜSY obstrüksiyonu çok sayıda anatomik ve fizyolojik bozukluklar<br />

arasındaki etkileşim sonucu gelişir. Ancak olan küçük farengeal lümen ve transmural basınçtır.<br />

Subatmosferik intraluminal basınç transmural basıncın artmasına katkıda bulunursa da uykuda<br />

ÜSY obstrüksiyonunun tek olası mekanizması değildir. Ayrıca olayın ÜSY'da gerçekleşmesi bir<br />

neden değil sonuç olup tetiği çeken faktörün santral kaynaklı olduğu görüşü hergeçen gün önem<br />

kazanmaktadır.<br />

Klinik: Bu hastalıkta bahsedilen risk faktörler aynı zamanda hastalığın kliniği hakkında da bilgi<br />

vermektedir. Kilolu orta – ileri yaş erkeklerde daha sık görülmesi, yatak eşi tarafından “tanıklı<br />

apne” nin tesbiti, şiddetli horlamanın varlığı ve Günboyu aşırı uykuya meyil hastalıgın tesbitinde<br />

en önemli ipuçlarıdır. Klinik ile ilgili detaylı bilgiler tanı yöntemlerinde bahsedilecektir.<br />

183


Tablo 1: Űst Solunum Yolu Obstrüksiyonuna Katkıda Bulunan Risk Faktörler<br />

1- GENEL FAKTÖRLER<br />

- Cinsiyet<br />

- Yaş<br />

- Obezite<br />

- Horlama<br />

- İlaçlar<br />

- Genetik<br />

2- ANATOMİK FAKTÖRLER<br />

- Spesifik anatomik lezyonlar<br />

- Boyun çapı<br />

- Baş ve boyun pozisyonu<br />

- Nazal obstrüksiyon<br />

3- MEKANİK FAKTÖRLER<br />

- Havayolu çapı ve şekli<br />

- Supin pozisyonu<br />

- ÜSY rezistansı<br />

- ÜSY kompliyansı<br />

- İntraluminal basınç<br />

- Ekstraluminal basınç<br />

- Torasik kaudal traksiyon<br />

- Mukozal adheziv etkiler<br />

- Vasküler faktörler<br />

4- NÖROMÜSKÜLER FAKTÖRLER<br />

- ÜSY dilatör kasları<br />

- Dilatör kas/ Diafragma ilişkisi<br />

- ÜSY refleksleri<br />

5- SANTRAL FAKTÖRLER<br />

- Hipokapnik apneik eşik<br />

- Periyodik solunum<br />

- Arousal<br />

- Sitokinler<br />

OBSTRÜKTİF <strong>UYKU</strong> <strong>APNE</strong> <strong>SENDROMU</strong>NDA TANI<br />

Uyku apne sendromunun kesin tanısı için altın standart olan polisomnografi (PSG) ile uyku<br />

evrelerinin ve çeşitli fizyolojik parametrelerin ayrıntılı olarak incelenmesi gerekir.<br />

Zaman alıcı olması, özel ekip gerektirmesi, maliyetinin yüksek oluşunun yanında gerek dünyada<br />

ve gerekse ülkemizde yeterli düzeyde uyku çalışması yapabilecek laboratuvarların sayısının<br />

oldukça az olması PSG uygulanacak olguların seçimi konusunda kesin tanı koydurmasa da<br />

yardımcı tanı yöntemlerini kullanmamızı gerektirmektedir. (Tablo-3).<br />

184


Tablo 2: Birleşik Teori<br />

Küçük Farengeal<br />

Lümen<br />

Subatmosferik<br />

İntraluminal Basınç<br />

Pozitif<br />

Ekstraluminal Basınç<br />

Azalmış<br />

Ventilatuar<br />

Motor Output<br />

ÜSY Dilatör<br />

Kas Aktivitesi<br />

Pompa Kas<br />

Aktivitesi<br />

ÜSY<br />

Kompliyansı<br />

Kaudal<br />

Traksiyon<br />

Farengeal<br />

Daralma<br />

Hava akımı<br />

İntraluminal Basınç<br />

(Bernoulli Prensibi)<br />

Farengeal<br />

Obstrüksiyon<br />

Kompliyans<br />

(Tüp Kanunu)<br />

PaCO 2 <br />

PaO 2 <br />

Mukozal<br />

Adhezyon<br />

Apnenin<br />

Uzaması<br />

Postapneik<br />

Hiperventilasyon<br />

Asifiksi<br />

Arousal<br />

185


Tablo- 3 : OSAS Tanı Yöntemleri<br />

1 - Klinik Tanı<br />

2 - Radyolojik Tanı<br />

3 - Endoskopik Tanı<br />

4 - Polisomnografi<br />

5 - Yardımcı Tanı Yöntemleri<br />

1) KLİNİK TANI<br />

a) Semptomlar<br />

Majör semptomlar “horlama”, “tanıklı apne” ve “gündüz aşırı uyku halidir” (Tablo-4).<br />

Tablo 4 : OSAS Semptomları<br />

Majör Semptomlar<br />

Horlama<br />

Tanıklı apne<br />

Gündüz aşırı uyku hali<br />

Nöropsikiyatrik Semptomlar<br />

Uyanınca baş ağrısı<br />

Yetersiz ve bölünmüş uyku<br />

İnsomnia<br />

Karar verme yeteneğinde azalma<br />

Hafıza zayıflaması, unutkanlık<br />

Karakter ve kişilik değişiklikleri<br />

Çevreye uyum güçlüğü<br />

Depresyon, anksiyete, psikoz<br />

Uykuda anormal motor aktivite<br />

Kardiyopulmoner Semptomlar<br />

Uykuda boğulma hissi<br />

Atipik göğüs ağrısı<br />

Nokturnal aritmiler<br />

Diğer Semptomlar<br />

Ağız kuruluğu<br />

Gece terlemesi<br />

Nokturnal öksürük<br />

Noktüri, enürezis<br />

Libido azalması, empotans<br />

İşitme kaybı<br />

Gastro-özofageal reflü<br />

Horlama : OSAS’lı hastaların değişmez bir semptomudur. OSAS'lı hastalarda habituel horlama<br />

(haftada en az 5 gece ve daha fazla sıklıkla horlama) söz konusudur ve sık tekrarlayan apnelerle<br />

kesilmesi nedeniyle “düzensiz horlama” tipiktir.<br />

Tanıklı Apne : OSAS'lı hastaların eşleri veya yakınları tarafından horlamanın aralıklarla<br />

kesildiğini, ağız ve burunda solunumun durduğunu, bu sırada göğüs ve karın hareketlerinin devam<br />

ettiğini tanımlayabilirler. Apne epizodları genellikle 10-60 sn. arasında olup, nadiren 2 dakikaya<br />

kadar uzayabilir.<br />

Gündüz aşırı uyku hali : Uykuda sık tekrarlayan apne epizodları sonucu gelişen uyku<br />

bölünmeleri nedeniyle bu hastalar ertesi gün aşırı uyku ihtiyacı hissederler. OSAS dışında birçok<br />

akut ve kronik hastalık tablosunda da görülebilmesi nedeniyle düşük spesifiteye sahip bir semptom<br />

olmakla birlikte özellikle ağır dereceli OSAS’lı hastalar için önemli bir belirleyicidir.<br />

b) Risk Faktörleri<br />

Apne gelişmesindeki risk faktörleri tablo1’ de görülmektedir.<br />

c) İlişkili Hastalıklar<br />

186


Bazı hastalıklarda OSAS esas nedendir Bazılarında ise ilişkili hastalığın bir bulgusudur.<br />

(Hipotroidi, akromegali, KKY, vs)<br />

d) Fizik Muayene<br />

Kesin tanı koydurucu bir bulgu olmasa da , olgunun multidisipliner bir yaklaşımla göğüs<br />

hastalıkları, KBB, nöroloji, psikiyatri ve diş hekimliği uzmanlarından oluşan geniş bir hekim<br />

grubu tarafından gerek tanı ve gerekse tedavi aşamasında birlikte değerlendirilmesi gerekir.<br />

OSAS'lıların çoğu obez, kısa-kalın boyunlu olgulardır. En sık üst solunum yoluna ait bulgular<br />

vardır. Bunlar; büyük ve gevşek yumuşak damak, büyük, sarkmış ve ödemli bir uvula, hipertrofik<br />

tonsil, artmış orofarengeal katlantılar ve küçük bir orofarengeal orifis' dir.<br />

Olguların %30-50' sinde sistemik hipertansiyon vardır. Aritmiler, siyanoz, sağ kalp yetmezliği ve<br />

kronik kor pulmonale bulguları saptanabilir.<br />

2) RADYOLOJİK TANI<br />

a) Sefalometri<br />

Kemik ve yumuşak doku sınırlarının değerlendirildiği, baş ve boynun standardize edilmiş lateral<br />

radyografik görünümüdür. OSAS etyolojisinde önemli yeri olan birçok kraniofasiyal ve üst<br />

solunum yolu yumuşak doku anatomisine ait anormallikler sefalometri ile saptanabilir. OSAS’lı<br />

olgularda sık karşılaşılan özellikle hyoid, mandibula, dil, yumuşak damak ve yüz anomalilerinin<br />

belirlenmesinde yararlıdır.<br />

b) Bilgisayarlı tomografi (BT)<br />

Üst solunum yolunun boyutları, kesitsel alanı ve komşu dokular hakkında, üstün kemik ve<br />

yumuşak doku resolüsyonu sayesinde ayrıntılı bilgiler sağlayan bir görüntüleme yöntemidir.<br />

Rutinde kullanılmaz<br />

c) Manyetik rezonans (MR)<br />

MR ile ÜSY' nun yumuşak dokuları, özellikle yumuşak damak ve preepiglotik alandaki yağ<br />

birikimi hakkında bilgi sahibi olunmaktadır. PAS' ı değerlendirmede BT' den daha üstündür.<br />

d) Floroskopi<br />

Uyanıkken ve uykuda ÜSY’nun dinamik incelenmesini sağlayan bir görüntüleme yöntemidir.<br />

e) Akustik refleksiyon<br />

ÜSY' na gönderilen ses dalgalarının yansıması esasına dayanan ve ÜSY alanının hesaplanmasına<br />

imkan sağlayan noninvaziv bir tekniktir.<br />

3) ENDOSKOPİK TANI<br />

Nasofarengolarengoskopi<br />

OSAS' lı olgularda dinamik hava yolu değişikliklerini incelemek ve hava yolunun kollabe olduğu<br />

seviyeyi belirlemek amacıyla burundan glottise kadar ÜSY' nun değerlendirilebildiği bir tanı<br />

yöntemidir. Bu yolla kollabsın derecesi ve seviyesi belirlenir ve uygulanacak cerrahi tedaviye<br />

rehber teşkil edebilir.<br />

4) POLİSOMNOGRAFİ<br />

OSAS tanısı için " altın standart " tanı yöntemi dir. PSG sonuçlarını değerlendirmek için öncelikle<br />

bazı terimleri bilmek gerekir:<br />

<strong>APNE</strong> : 10 sn veya daha fazla süreyle ağız ve burunda hava akımının durmasıdır.<br />

3 çeşit apne vardır<br />

Obstrüktif apne : Solunum çabasının sürmesine rağmen hava akımının olmamasıdır.<br />

Santral apne : Uyku sırasında solunum çabası ve hava akımının olmamasıdır.<br />

187


Miks apne : Başlangıçta santral tipte olan apnenin solunum çabası başlamasına karşın<br />

devam etmesidir<br />

(Yeni terminolojide miks apneler obstrüktif apne olarak kabul edilmektedir ).<br />

HİPOPNE : Hava akımında 10 sn veya daha fazla süreyle en az % 50 azalma ile<br />

birlikte, SaO 2 ‘de % 3’lük düşme veya arousal gelişimidir.<br />

AROUSAL : Uyku sırasında daha hafif bir uyku evresine veya uyanıklık durumuna<br />

ani geçişlerdir.<br />

<strong>APNE</strong> – HİPOPNE İNDEKSİ ( AHİ ) : Uyku sırasında meydana gelen apne ve hipopnelerin<br />

toplam sayısının uyku süresine (saat olarak) bölünerek bulunan sayıdır.<br />

OSAS tanısı için PSG de kullanılması gereken standart parametreler Tablo 5 de<br />

belirtilmiştir.<br />

OSAS' da karakteristik PSG bulguları ise:<br />

Tablo-5: Standart Polisomnografi Parametreleri<br />

1) Elekroensefalografi (EEG)<br />

2) Elektrookülografi (EOG)<br />

3) Elektromyografi (EMG - submentalis)<br />

4) Oro-nasal hava akımı (Flow-meter)<br />

5) Torako-abdominal hareketler<br />

6) Oksijen satürasyonu<br />

7) Elektrokardiyografi (EKG)<br />

8) Elektromyografi (EMG – tibialis)<br />

9) Vücut pozisyonu<br />

10) Trakeal mikrofon<br />

Yüzeyel uykuda (NREM evre 1,2) artma, derin uyku (NREM evre 3,4) ve REM<br />

periyodunda azalma<br />

Sık tekrarlayan apneler (Genellikle %80'den fazlası obstrüktif tiptedir) ve hipopneler<br />

Sık tekrarlayan oksijen desatürasyonu epizodları izlenir.<br />

REM uykusu apnelerin sıklığını, süresini, oksijen desatürasyonunun derecesini ve süresini<br />

artırır.<br />

Apne sırasında paradoksal göğüs ve karın hareketleri görülmesi tipiktir.<br />

Apne sırasında kalp hızı genellikle yavaşlar ve postapneik dönemde hızlanır, aritmiler<br />

görülebilir.<br />

Solunum sesi kaydında sık tekrarlayan apne epizodları ile kesilen düzensiz, gürültülü<br />

horlama duyulur.<br />

PSG sonucuna göre tesbit edilen AHI değeri ile hastalık derecesi belirlenir. (Tablo 6)<br />

Tablo 6 : OSAS Sınıflaması<br />

AHİ OSAS DERECESİ<br />

5 < Normal<br />

5 - 15 Hafif<br />

16 - 30 Orta<br />

> 30 Ağır<br />

188


5) YARDIMCI TANI YÖNTEMLERİ<br />

OSAS’lı olgularda kesin tanı koydurmasalarda, tanıyı desteklemeleri, komplikasyonları<br />

saptamaları ve ayırıcı tanıdaki yararları nedeniyle birçok yardımcı tetkike ihtiyaç duyulabilir<br />

(Tablo 7).<br />

Tablo 7: OSAS’da yardımcı tanı yöntemleri<br />

Kan tetkikleri (Rutin Biyokimya, vb)<br />

İdrar tetkikleri<br />

Akciğer grafisi<br />

Solunum fonksiyon testleri<br />

Arteriyel kan gazları<br />

Arteriyel kan basıncı (TA)<br />

EKG<br />

EKO<br />

Gündüz aşırı uyku halinin değerlendirilmesi<br />

- Multipl uyku latansı testi (MSLT)<br />

- Uyanıklığın korunması testi (MWT)<br />

- Pupillometri<br />

Kan tetkikleri OSAS' a neden olabilecek hastalıkları (hipotiroidi, akromegali, obezite<br />

nedenleri vs.) ve komplikasyonları belirlemede yardımcıdır. Bu amaçla tiroid, hipotalamus<br />

ve hipofiz hormonları araştırılabilir.<br />

Akciğer grafisi OSAS’a eşlik eden bazı akciğer hastalıklarının (KOAH, interstisyel akciğer<br />

hastalıkları vs.) veya komplikasyonlarının (Kor pulmonale vs.) saptanmasında yararlı<br />

olabilir.<br />

OSAS’la ilişkili olarak iki SFT bulgusu tanımlanmıştır. FEF 50 / FIF 50 oranının > 1 olması<br />

ve akım-volüm eğrisinde testere dişi paternidir..<br />

OSAS’lı olgular ise genellikle gündüz normal AKG değerlerine sahiptirler. Bu nedenle<br />

özellikle uyanıkken kronik hiperkapnisi olan OSAS’lı bir olguda mutlaka KOAH veya<br />

nöromüsküler yetmezlik gibi alveolar hipoventilasyona neden olan bir hastalık birlikteliği<br />

düşünülmelidir.<br />

OSAS’lı olguların %30-50' sinde sistemik hipertansiyon saptanır. İdiopatik hipertansiyon<br />

tanısı alanların ise yaklaşık %30’unun OSAS’lı olduğu saptanmıştır. Bu nedenle, özellikle<br />

obez, gündüz aşırı uyku hali ve horlaması olan hipertansif bir hastada OSAS tanısı ekarte<br />

edilmelidir.<br />

EKO’da sağ kalp yetmezliği bulguları veya ölçülebilirse pulmoner hipertansiyon saptanan<br />

bir hastada mevcut tablo bu bulguları açıklayamıyorsa, hasta muhtemel bir OSAS<br />

birlikteliği açısından değerlendirilmelidir.<br />

OSAS’da uykuda sık tekrarlayan apne epizodlarına bağlı uyku bölünmeleri nedeniyle bu<br />

hastalar ertesi gün aşırı uyku ihtiyacı hissederler. Bu uyku halinin belirlenmesinde bugün<br />

en çok kullanılan yöntem “Epworth uykululuk skalası”dır. Subjektif bir değerlendirme olan<br />

bu yöntem ile hastalara aşırı yorgun oldukları zaman dışında çeşitli durumlarda uykuya<br />

dalma olasılığının ne olduğu sorulur. 10 puan ve üzeri pozitif olarak kabul edilir.<br />

Gündüz aşırı uyku halinin objektif olarak ortaya konmasını ve derecesini tesbit etmeye<br />

yarayan en değerli tanı yöntemi ise “Multipl uyku latansı testi ”dir. Ayrıca OSAS' ın aynı<br />

semptoma neden olan diğer bazı hastalıklardan ayırımını da sağlar.<br />

189


OSAS’ ın tedavi edilmemesi durumunda sonuçları ciddidir (Tablo 8). Basit esansiyel<br />

hipertansiyon gelişiminden ölüme kadar giden geniş bir spektrum karşımıza çıkar. Ancak bazı<br />

sonuçların gerçekte OSAS gelişmesi sonucu mu ortaya çıktığı yoksa hastalıkların daha önceden<br />

var olup OSAS gelişmesine mi sebep olduğu tartışmalıdır.<br />

Tablo 8 : OSAS Sonuçları<br />

1) Kardiyovasküler Sonuçları<br />

Sistemik hipertansiyon<br />

İskemik kalp hastalığı<br />

Sol kalp yetmezliği<br />

Pulmoner hipertansiyon ve sağ kalp yetmezliği<br />

Kardiyak aritmiler<br />

Ani ölüm<br />

2) Pulmoner Sonuçları<br />

Overlap sendromu<br />

Bronşial hiperreaktivite<br />

3) Nörolojik Sonuçları<br />

Serebrovasküler hastalık<br />

Gündüz aşırı uykululuk hali<br />

Sabah baş ağrıları<br />

Noktürnal epilepsi<br />

Huzursuz ve yetersiz uyku<br />

4) Psikiatrik Sonuçları<br />

Bilişsel bozukluk<br />

Depresyon ve anksiyete<br />

5) Endokrin Sonuçları<br />

Libido azalması<br />

Empotans<br />

6) Nefrolojik Sonuçları<br />

Noktüri<br />

Proteinüri<br />

Noktürnal enürezis<br />

7) Gastrointestinal Sonuçları<br />

Gastroözefageal reflü<br />

8) Hematolojik Sonuçları<br />

Sekonder polisitemi<br />

9) Sosyoekonomik Sonuçları<br />

Trafik ve iş kazaları<br />

Ekonomik kayıplar<br />

İş kaybı<br />

Evlilik sorunları<br />

Yaşam kalitesinde azalma<br />

190


10) Diğer<br />

İşitme kaybı<br />

Glokom<br />

11) Mortalite<br />

KAYNAKLAR<br />

1) Isono S , Remmers JE , Anatomy and physiology of upper airway obstruction. In: Kryger MH , Roth T , Dement<br />

WC (Eds). Principles and Practice of Sleep Medicine. Philadelphia : W.B. Saunders Company ; 1994 : 642-56.<br />

2) Schwab RJ, Goldberg AN, Pack AI. Sleep apnea syndromes . In: Fishman AP (Ed). Fishman's Pulmonary<br />

Diseases and Disorders. New york : McGraw Hill Book Company , 1998: 1617-37.<br />

3) Köktürk O. Obstrüktif uyku apne sendromu epidemiyolojisi. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 1998; 46(2): 193-201.<br />

4) Badr MS. Pathophysiology of upper airway obstruction during sleep. Clin Chest Med 1998 ; 19(1) : 21-32.<br />

5) Schwab RJ. Upper airway imaging. Clin Chest Med 1998; 19(1): 33-54.<br />

6) Şahin A. Obstrüktif sleep apne sendromunun fizyopatolojisi. In: Barış YI (Ed). Obstrüktif Sleep Apne Sendromu.<br />

Ankara: Kent Matbaacılık, 1993: 19-28.<br />

7) Lavie P.Nothing new under the moon.Historical accounts of sleep apne syndrome.Arch İnter Med 1984;144:2025-<br />

2028.<br />

8) Guilleminault C,Dement W.235 cases of excessive daytime sleepiness diagnosis and tentative classification.J<br />

Neurol Sci 1977;31:13-27.<br />

9) Krieger J. Clinical presentation of sleep apnoea. Eur. Respir. 1998; 10: 75 - 105<br />

10) Ferguson KA, Fleetham JA. Consequences of sleep disordered breathing. Thorax 1995: 50: 998 – 1004.<br />

11) KriegerJ, Weitzenblum E, Vandevenne A et al. Flow – volume curve abnormalities and obstructive sleep apnea<br />

syndrome. Chest 1985: 87: 163 – 167.<br />

12) Köktürk O. Obstrüktif üyku Apne Sendromu Klinik özellikleri. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 1999: 47 (1) 117 –<br />

26.<br />

13) Köktürk O. Obstrüktif üyku Apne Sendromu Űst Solunum yolunun görüntülenmesi. Tüberküloz ve Toraks<br />

Dergisi 1999: 47 (2) 240 – 54.<br />

14) Köktürk O. Obstrüktif üyku Apne Sendromu Fizyopatolojisi. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 1999: 47 (1) 117 –<br />

26.<br />

15) Johns MW. Daytime sleepiness, snoring, and obstructive sleep apnea: The Epworth Sleepiness Scale. Chest 1993,<br />

103:30-36<br />

16) Johns MW. A new model for measuring daytime sleepiness: The Epworth Sleepiness Scale. Sleep 1991;14:540<br />

17) Culebras A. Polysomnography. In Clinical handbook of sleep disorders. Butterworth – Heinemann, Boston, 1996.<br />

91 – 117.<br />

191

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!