6ZemlLuAt
6ZemlLuAt
6ZemlLuAt
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
hikâyeyi hatırlarsınız. Aşılmaz duvarları sayesinde Truva,<br />
kendisine saldıran ordulara geçit vermiyordu. Saldıran ordu<br />
birçok ölü verdi ama zafere ulaşamadı. Ancak ünlü Truva<br />
Atı'nın yardımıyla o aşılmaz duvarlar aşıldı ve düşman<br />
kampın içine kadar girildi.<br />
Bana kalırsa, biz devrimci işçiler, kiralık katillerin<br />
meydana getirdiği yaşayan bir duvarın ardına gizlenip,<br />
halktan kendini korumaya çalışan faşist düşmanlarımıza<br />
karşı benzer taktikler kullanmaktan utanç duymamalıyız.<br />
Her kim ki faşizm olgusuna karşı bu gibi taktikler<br />
kullanmanın zorunluğunu anlamaz, her kim ki bu tip bir<br />
yaklaşımı "alçaltıcı" bulur, güvenilir bir arkadaş olsa bile<br />
izin verin şunu söyliyeyim: Bir devrimci değil bir gevezedir<br />
o. Faşist diktatörlüğü devirecek kitlelere, önderlik edecek<br />
yetenekte değildir.<br />
En önemli ihtiyaçların korunması biçiminde başlayan<br />
savaş gelişip yayıldıkça, yöntemini ve parolalarını değiştiren<br />
bir Birleşik Cephe içinde büyüyecektir. Almanya'daki<br />
İtalya'daki ve faşizmin kitle temeline dayandığı bütün öteki<br />
ülkelerdeki faşist örgütlerin içinde ve dışında gelişecektir.<br />
Bu şahmerdan (mancınık) bugün bir çoklarınca aşılmaz gibi<br />
görülen o faşist diktatörlüğün kalesini yıkacaktır.<br />
SOSYAL DEMOKRATLARIN HÜKÜMETE KATILDIĞI<br />
ÜLKELERDE BİRLEŞİK CEPHE<br />
Birleşik Cepheyi kurma için verilen savaşta karşımıza<br />
bir başka sorun çıkmaktadır. Bu, sosyalistlerin de katıldığı<br />
Sosyal Demokrat ya da koalisyon hükümetleriyle yönetilen<br />
ülkelerde sözgelimi Danimarka, Norveç, İsveç,<br />
Çekoslavakya ve Belçika'da karşılaşılan Birleşik Cephe<br />
sorunudur.<br />
Burjuvaziye taviz veren hükümetler olarak tanınan<br />
Sosyal Demokrat hükümetlere karşı kesin muhalefette olma<br />
eğilimimiz herkes tarafından bilinmektedir. Bununla birlikte<br />
Sosyal Demokrat bir<br />
hükümetin ya da burjuva partileriyle koalisyon durumunda<br />
olan bir hükümetin varlığının, belli meselelerde Sosyal-<br />
Demokratlarla kuracağımız Birleşik Cephe için aşılmaz bir<br />
engel teşkil etmediği kanısındayız.<br />
İnancımız odur ki, bu durumda bile emekçi halkın hayatî<br />
çıkarlarını koruyan ve faşizme karşı savaşan bir Birleşik<br />
Cephe kurmak mümkün ve zorunludur. Sosyal Demokrat<br />
Parti temsilcilerinin hükümette görev aldığı ülkelerde Sosyal<br />
Demokrat önderlik, proletarya Birleşik Cephesine karşı,<br />
kuşkusuz, en zorlu direnci teşkil etmektedir. Bunu anlamak<br />
oldukça kolay. Aslında burjuvaziye herkesten çok<br />
kendilerinin emekçi kitlelerinin hoşnutsuzluğunu kontrol<br />
altında tutabileceklerini, böylece komünistlerin etkisinden<br />
onları koruyacaklarını göstermek istemezler mi?<br />
Öte yandan Sosyal Demokrat bakanların proletarya<br />
Birleşik Cephesine karşı çıkmaları, komünistlerin proletarya<br />
Birleşik Cephesini kurmak için hiç bir şey yapmamalarını da<br />
haklı göstermez.<br />
İskandinav ülkelerindeki arkadaşlarımızın yaptıkları, en<br />
az direnç göstermek ve Sosyal Demokrat hükümetleri<br />
propaganda yoluyla teşhir etmekle yetinmektir. Bu yanlıştır.<br />
Örneğin Danimarka'da Sosyal Demokrat önderler son on<br />
yıldır işbaşındadır. Buna karşılık komünistler, on yıldır her<br />
Allahın günü bu hükümetin burjuva kapitalist bir hükümet<br />
olduğunu tekrarlamaktan öteye gitmemişlerdir. Danimarkalı<br />
işçilerin bu propagandayı bildiklerini varsaymak zorundayız.<br />
Ezici bir çoğunluğun Sosyal Demokrat iktidar partisine oy<br />
vermesi, komünistlerin, propaganda yoluyla hükümeti teşhir<br />
etmesi işinin yetersiz olduğu anlamına gelmektedir. Ancak<br />
yüzbinlerce işçinin Sosyal Demokrat bakanların aldıkları<br />
tedbirlerle tatmin olduğunu da ispatlamaz bu durum. Sosyal<br />
Demokrat hükümetin buhran "anlaşması" denilen yolla<br />
işçilere ve yoksul köylülere yardım edeceği yerde, büyük<br />
kapitalistlere ve toprak<br />
178 179