Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
tarih<br />
ÇELEBİ’lerin<br />
<strong>renkli</strong> dünyası<br />
En heyecanlı ve coşkulu günlerinden<br />
birini yaşıyordu İstanbul.<br />
Topkapı Sarayı’ndan Sarayburnu’na<br />
kadar geniş bir<br />
alanda toplanan şehir halkı, IV.<br />
Murad Han’ın yeni doğan kızı<br />
Kaya Sultan için yapılan kurban<br />
töreninin coşkusu içindeydi. Padişah’ın<br />
baba olması nedeniyle zaten<br />
önemli olan bu günü daha ilginç kılan ise<br />
Lağari Hasan Çelebi’nin yapacağı söylenen<br />
“roketle uçma” denemesiydi.<br />
Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nin birinci<br />
cildini ayırdığı İstanbul’u anlatırken bize,<br />
şehrin o yıllardaki tüm mesleklerinden<br />
öne çıkan kişilikler ve bunların hünerleri,<br />
yapıp ettikleri hakkında uzun uzun<br />
bilgi verir. Evliya Çelebi’nin aktardıklarının<br />
önemli bir bölümü kendi gözlemlerine<br />
dayanan olaylar, tanıştığı kişilerdir.<br />
Ancak dilini renklendirmek için mi, yoksa<br />
yazarken eğlenmek için mi bilinmez,<br />
bazen “fantastik” anlatımlarına rastlanır.<br />
Ona kalsa, söylediği her şey “gerçektir”.<br />
Ancak bunu her söylediğinde de okuyucusunun<br />
zekasına güvenen bir ironi<br />
yeteneğini hissettirir. Seyahatname’nin<br />
böylesi bölümlerinden biri de, “İstanbul’da<br />
bulunan, hezârfen (bin hünerli),<br />
çemşid işli, çok becerikli, Aristo akıllı üstadlar”ın<br />
anlatıldığı bölümdür.<br />
OSMANLI’NIN PARLAK GÜNLER‹NDE B‹LGE<br />
K‹fi‹L‹KLER‹YLE ÖN PLANA ÇIKAN “ÇELEB‹”LER<br />
BAfiKENT ‹STANBUL’DA HAYATA RENK GET‹RM‹fiLERD‹.<br />
İşte, Lağari Hasan Çelebi, Fenni Çelebi,<br />
Şadi Çelebi ve elbette Hezarfen Ahmed<br />
Çelebi ile bu bölümde tanıştırır okuyucuyu.<br />
Bütün bu şahsiyetlerin “Çelebi”<br />
olarak anılmalarının nedeni<br />
“çelebilik” kavramına “olgun-<br />
Evliya Çelebi <strong>renkli</strong> kalemiyle devrinin ünlü<br />
çelebilerinin hikayelerini anlatır...<br />
luk”, “bilgelik”, “ermişlik” gibi<br />
anlamlar yüklenmesiydi. Hatta<br />
Bektaşi ve Mevlevi tekkelerindeki eğitimlerinde<br />
en üst aşamaya ulaşan kişilere<br />
de bu nedenden “Çelebi” unvanı verilirdi.<br />
Evliya Çelebi’nin anlattıkları da bu<br />
tipte, kendine özgü yetenekleri ve uğraşıları<br />
olan <strong>renkli</strong> kişiliklerdi.<br />
Bunlardan en kısa ancak en ilginç şekilde<br />
bahsedileni Fenni Çelebi’dir. “Mel’un<br />
iblise ders verip pireyi kafese koyup fakir<br />
kehleyi arabaya koşan hezarfenliğinden<br />
başka, inci gibi pak şiirleri vardır”<br />
der Evliya Çelebi onun için. Evliya Çelebi’nin<br />
söz ettiğimiz “abartma kabiliyetine”<br />
güzel bir örnek! Dünyadaki bütün<br />
kötülüklerin kaynağı ve yaratıcısı olarak<br />
bilinen şeytanın hakkından gelebilen, pire<br />
gibi gözle görülmesi bile zor bir varlığı<br />
kafes demirleri arasına kapatabilen,<br />
“fakir kehle” yani bitap düşmüş bir bite<br />
araba çektirebilen bir adam… Bütün<br />
bunlar yetmezmiş gibi üstüne bir de inci<br />
gibi temiz şiirler diziyor! Evliya Çelebi’nin<br />
“hezarfen” vurgusundan, Fenni<br />
Çelebi’nin çok sayıda farklı alanda bilgili<br />
ve yetenekli bir kişi olduğu anlaşılıyor.
Lağari, üzerinde toplanan ilginin tadını<br />
çıkararak kendinden emin bir şekilde gelir,<br />
50 okka barut kullanarak yaptığı “7<br />
kollu fişeğin” üstüne kurulur! Heyecan<br />
son haddine ulaşmıştır. Lağari’nin yardımcıları<br />
fişeği ateşler ve o garip mekanizmanın<br />
üzerinde göğe doğru yükselmeye<br />
başlar. Bu sırada en önemli izleyicisine<br />
seslenir, “Padişahım seni Allah’a ısmarladım.<br />
İsa Peygamber ile konuşmaya<br />
gidiyorum!” Bu iddialı sözler, işin sonunun<br />
nereye varacağını görmek için sabırsızlananları<br />
iyice meraklandırır. Bu adem neyin<br />
peşinde ola?!<br />
Lağari Hasan Çelebi ve Hezarfen Ahmet<br />
Çelebi’nin uçuşları İstanbul halkı tarafından<br />
heyecan ve ilgiyle izlenmişti. Her ikisi de şehrin<br />
tarihindeki unutulmaz kişilikler oldular.<br />
Evliya Çelebi’nin anlattığı en ilginç olaylardan<br />
birinin kahramanı Şadi Çelebi’dir.<br />
Tıpkı Lağari Hasan Çelebi’nin uçuş denemesinde<br />
olduğu gibi, Şadi Çelebi de<br />
bir gün hünerini göstermek için meydana<br />
çıkar. Padişah IV. Murad’ın da bulunduğu<br />
meraklı bir kalabalığın bakışları<br />
arasında elleri ve ayakları güçlü kuvvetli<br />
kişiler tarafından bağlanıp bir meşin çuval<br />
içine koyularak Sarayburnu’ndan denize<br />
atılır. Ve yine Evliya Çelebi’nin ifadesi<br />
ile “çok vakit geçirmeden” sağ salim<br />
denizden çıkıp padişahın önünde<br />
diz çöker. Buna karşılık bir kese altın ve<br />
çavuşluk rütbesiyle ödüllendirilir.<br />
Böylesi becerilere sahip ‘çelebilerin’ en<br />
ünlülerinden biri ise, hemen akla geleceği<br />
üzere Hezarfen Ahmed Çelebi’dir.<br />
Evliya Çelebi, O’nun ünlü uçuşundan<br />
önce Okmeydanı’nda ‘kartal kanatları’yla<br />
sekiz, dokuz kez deneme yaptığını<br />
söyler. Ve nihayet, Padişah IV. Murad’ın<br />
gözleri önünde Galata Kulesi’nden<br />
Üsküdar’a kadar uçtuğunu bildirir.<br />
Bugün önemi iyice anlaşılan bu<br />
büyük başarı, ilk önce bir kese altınla<br />
ödüllendirilir. Ancak sonradan Cezayir’e<br />
sürülen Hezarfen Ahmed Çelebi,<br />
yaşamının sonuna kadar sürgünde kalır.<br />
Göğe yükselişi süren Lağari Hasan Çelebi,<br />
yanındaki barutları da ateşleyip gök<br />
kubbeyi apaydınlık eder… Ancak yükselişi<br />
barutunun tükenmesiyle sona erer. Hemen<br />
o ilginç aygıtın üzerinde bulunan kanatlara<br />
yapışıp uçmaya çalışır fakat son<br />
hızla denize düşer! Sudan çıkarılıp IV. Murad’ın<br />
karşısına getirildiğinde sırılsıklam ve<br />
perişan halini umursamadan, yine kendinden<br />
emin konuşur, “Padişahım, İsa<br />
Peygamber padişahıma selam eyledi”…<br />
Bu şakası üzerine, zaten keyfi yerinde<br />
olan hükümdarı iyice neşelendirdiği için<br />
bir kese altın ve 70 akçe ile ödüllendirilir.<br />
Evliya Çelebi’nin anlattığı bu ilginç kişiliklere<br />
Osmanlı’ya dair başka kaynaklarda<br />
da rastlanır. Ancak tüm bu “Çelebi”lerin<br />
araştırıcı, yaratıcı, ve gelecek<br />
nesillere ilham veren kişiliklerini, zengin<br />
hayal güçlerini bu denli güzel anlatabilme<br />
yeteneği de yine bu sınıftan birine,<br />
Evliya Çelebi’ye mahsustur!<br />
26 - 27