marti_agustos_sayi_43_1

marti_agustos_sayi_43_1 marti_agustos_sayi_43_1

lalecelepoglu
from lalecelepoglu More from this publisher
23.10.2014 Views

masallar Martı Ağustos 2014 Buğday Sarısı gözüm uçsuz bucaksız sevdalarda. hasada az kalmış, neyse ki; ırgatlar beklemede. Bir gün merakına yenik düşüp korkusunu yenmiş ve krallığın fermuarını yavaşça, kimse görmeden açıverip kalemkutudan dışarı süzülmüş. Önce gözleri kamaşmış; bir süre etrafa bakamamış ama sonra kısa zamanda alışmış. Ve bir daha da gözlerini kapatmamış: Her yer öyle renkliymiş ki... Aslında ilk o zaman ‘renk’ kelimesinin ne demek olduğunu anlamış. Burada yalnız iki renk yokmuş. Daha masaya, deftere bakarken önüne boya kalemleri çıkmış; bizimki hemen korkuyla kaçmış da onu görmemişler. Mavi, yeşil, pembe renkteki boya kalemleri neşeyle gülüşerek geçip gitmişler. Kurşun kalemcik korkuyla etrafını kolaçan edip saklandığı yerden çıkmış. Bu kez de renklere bulanmış sulu boya fırçalarını görmüş; az ilerde bir sayfanın üzerinde dans ediyorlarmış. Kız heyecan ve hayranlıkla izlemiş onları. Az sonra arkadan tıkırtılar gelmiş. Kurşun kalem, azalan korkusu ve çoğalan isteği ile arkasına dönmüş: Bir kaç silgi masa başında ciddi bir konuşmaya dalmışlar. Kitaplardan, yazarlardan, müzisyenlerden, ressamlardan, filozoflardan konuşuyor; şakalaşmak için birbirlerinin beğenmediği düşünceleri bir çırpıda siliveriyor, yeni düşünceler üretiyorlarmış. Kurşun kalem bir anda kendi başındaki silgiyi farketmiş. ‘’İyi ki’’ demiş, ‘’iyi ki silgime zarar vermelerine izin vermedim. İyi ki artık renklerim var...’’ Kurşun kalemcik açtığı fermuardan süzülmüş ve kendi kurşun kalem ülkesine geri dönmüş. Bu sırada kral öfkeyle, yeni emirlerini açıklamaktaymış: -Ülkemizin fermuarının açılmış olduğunu gördüm. Kim bunu yapmaya cesaret ettiyse o bulunacak ve kalemtraşlarla açılacaktır. Herkese ibret olsun! Kız kurşun kalem artık dayanamamış: ‘’Ben’’ diye bağırmış. Tüm kurşun kalemler korku ve merakla ona dönmüşler. -Ben çıktım! demiş kurşun kalemcik. Ve başındaki silgiyi kullanarak tüm krallığı bir çırpıda silivermiş. Başta korkuyla ‘’yapma, etme, ucunu kırarlar!’’ diyen halk, artık sevinçle gülüyormuş. O günden sonra fermuar açılmış kurşun kalemler, boya kalemleriyle, fırçalarla, silgilerle tanışıp kaynaşmış. Tüm renklerle tanışıp mutlu mesut yaşamışlar. ve rüzgardan kaçan, koşuşturan buğday başakları az daha devirecekti sandalyemi. neyse ki; ırgatlar beklemede. Haziran 2014 / Salih MALAKCIOĞLU 82 83

masallar Martı Ağustos 2014<br />

Buğday Sarısı<br />

gözüm uçsuz bucaksız sevdalarda.<br />

hasada az kalmış,<br />

neyse ki;<br />

ırgatlar beklemede.<br />

Bir gün merakına yenik düşüp korkusunu yenmiş ve krallığın fermuarını yavaşça,<br />

kimse görmeden açıverip kalemkutudan dışarı süzülmüş. Önce gözleri kamaşmış;<br />

bir süre etrafa bakamamış ama sonra kısa zamanda alışmış. Ve bir daha da gözlerini<br />

kapatmamış: Her yer öyle renkliymiş ki... Aslında ilk o zaman ‘renk’ kelimesinin ne<br />

demek olduğunu anlamış. Burada yalnız iki renk yokmuş. Daha masaya, deftere<br />

bakarken önüne boya kalemleri çıkmış; bizimki hemen korkuyla kaçmış da onu<br />

görmemişler. Mavi, yeşil, pembe renkteki boya kalemleri neşeyle gülüşerek geçip<br />

gitmişler. Kurşun kalemcik korkuyla etrafını kolaçan edip saklandığı yerden çıkmış.<br />

Bu kez de renklere bulanmış sulu boya fırçalarını görmüş; az ilerde bir sayfanın<br />

üzerinde dans ediyorlarmış. Kız heyecan ve hayranlıkla izlemiş onları. Az sonra arkadan<br />

tıkırtılar gelmiş. Kurşun kalem, azalan korkusu ve çoğalan isteği ile arkasına dönmüş:<br />

Bir kaç silgi masa başında ciddi bir konuşmaya dalmışlar. Kitaplardan, yazarlardan,<br />

müzisyenlerden, ressamlardan, filozoflardan konuşuyor; şakalaşmak için birbirlerinin<br />

beğenmediği düşünceleri bir çırpıda siliveriyor, yeni düşünceler üretiyorlarmış. Kurşun<br />

kalem bir anda kendi başındaki silgiyi farketmiş. ‘’İyi ki’’ demiş, ‘’iyi ki silgime zarar<br />

vermelerine izin vermedim. İyi ki artık renklerim var...’’<br />

Kurşun kalemcik açtığı fermuardan süzülmüş ve kendi kurşun kalem ülkesine geri<br />

dönmüş. Bu sırada kral öfkeyle, yeni emirlerini açıklamaktaymış:<br />

-Ülkemizin fermuarının açılmış olduğunu gördüm. Kim bunu yapmaya cesaret<br />

ettiyse o bulunacak ve kalemtraşlarla açılacaktır. Herkese ibret olsun!<br />

Kız kurşun kalem artık dayanamamış: ‘’Ben’’ diye bağırmış. Tüm kurşun kalemler<br />

korku ve merakla ona dönmüşler.<br />

-Ben çıktım!<br />

demiş kurşun kalemcik. Ve başındaki silgiyi kullanarak tüm krallığı bir çırpıda silivermiş.<br />

Başta korkuyla ‘’yapma, etme, ucunu kırarlar!’’ diyen halk, artık sevinçle gülüyormuş.<br />

O günden sonra fermuar açılmış kurşun kalemler, boya kalemleriyle, fırçalarla,<br />

silgilerle tanışıp kaynaşmış. Tüm renklerle tanışıp mutlu mesut yaşamışlar.<br />

ve rüzgardan kaçan, koşuşturan<br />

buğday başakları az daha devirecekti<br />

sandalyemi.<br />

neyse ki;<br />

ırgatlar beklemede.<br />

Haziran 2014 / Salih MALAKCIOĞLU<br />

82 83

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!