You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
sevi’ye gelenler Martı Ağustos 2014<br />
Erkek ve Kadın iyi bir<br />
birliktelik yaşamak için /<br />
evlenme öncesi ve sonrası<br />
kendini nasıl hazırlamalı?<br />
Bu sorunun cevabı pek sevimli değil.<br />
Öncelikle eşinin evlendikten sonra<br />
değişmeyeceğine, tam aksi olumsuz olarak<br />
gördüğü özelliklerin artabileceğine hazırlıklı<br />
olmalı. Biz sadece kendimizi değiştirme<br />
gücüne sahibiz, bu unutulmamalı.<br />
Evlilik terapistlerine başvuranlarda sık<br />
rastladığımız yakınma önceleri eşlerinin<br />
olumlu olarak algıladıkları bir özelliğinin<br />
çatışmalar arttıkça olumsuz olarak ifade<br />
edilmesidir (koruyucu kollayıcı x dominant<br />
baskıcı)Özgürlüklerinin kısıtlanacağını,<br />
bireysel alanlarının azalacağını, eşlerine<br />
haber vermeden (onayını almadan)<br />
gidecekleri bir arkadaş toplantısının sorun<br />
yaratacağını bilmeleri gerekiyor. Buna<br />
karşın hala evlilik çok güçlü bir kurum ve<br />
birisine sırtımızı dayayabilmek, duygusal<br />
ihtiyaçlarımızın karşılanması da önemli<br />
kazanımlar.<br />
Erkek evlenmeden önce<br />
“sevgilim” diye hitap ettiği<br />
kişiye evlendikten sonra<br />
“karım” diyor. Bununla<br />
ilgili özellikle bir deneme<br />
yaptım. Evli arkadaşlarıma<br />
“sevgilinle görüşebilir<br />
miyim?” ya da “sevgilin<br />
nerede?” diye sorduğumda<br />
“o benim sevgilim değil,<br />
karım” diyor. Oysa eşin<br />
de sevgilin… Bu anlayış<br />
ve bakış açısının altındaki<br />
nedenleri bir uzman gözüyle<br />
sizden alabilir miyiz?<br />
Burada bir mülkiyet duygusu söz konusu;<br />
sevgili sizin sahip olduğunuz biri değildir,<br />
bir anda hayatınızdan çıkıp gidebilir.<br />
Eşiniz ise kanunlarla size bağlıdır ve<br />
üstünde daha fazla hakkınız olduğunu<br />
düşünebilirsiniz. Ayrıca bunun sadece<br />
erkeklere özgü bir durum olduğunu<br />
düşünmüyorum. Kadınların da evlenmeden<br />
sevgililerine kocam dediği durumlar oluyor.<br />
Sanırım insanlar böyle daha güvende<br />
hissediyorlar.<br />
“Depresyon, evli kadınlarda daha yüksekken erkeklerde<br />
bekar hastalığı olarak görülüyor.”<br />
Evlilik konusunda kadından tabiat ötesi bir beklenti var.<br />
Bazen uzmanlar da bu beklentileri tetikleyebiliyor.<br />
“Erkek ne yaparsa yapsın, kadın pozitif olmalı ve<br />
yuvayı idare eden dişi kuştur” düşüncesine siz nasıl<br />
bakıyorsunuz? Bu erkeği ilişkide tembelleştiren bir<br />
durum yaratmıyor mu?<br />
Burada size katılıyorum. Üstelik evlilik kadını korur gibi görünürken erkeği koruyan<br />
bir kurum iken. Depresyon evli kadınlarda daha yüksekken erkeklerde bekar hastalığı<br />
olarak görülüyor. Başka hastalıklarda da böyle oranlar var. Buna karşın böyle bir rol<br />
atfedilmesinin pozitif bir yorumu da olabilir. Kadınlar daha esnek ve güçlü olabildikleri<br />
için onlardan daha fazla şey bekleniyor. Aslında bunun cinsiyetçi bir yaklaşım olduğu ve<br />
söz konusu uzmanların! da geleneksel rol tanımlarının etkisinde kaldığını söyleyebiliriz.<br />
Türkiye’de boşanma öncesi “terapi süreci” nasıl gelişiyor?<br />
Genelde ilişki kurtarmak konusunda çiftler “sorun sende,<br />
sen git” tartışması yaşıyorlar ya da bir taraf istiyor diğer<br />
taraf istemiyor. Bu konuda ileriye gidebildik mi? Ve sizin<br />
önerileriniz neler olur?<br />
Söylediğiniz gibi gelişebiliyor. Sorun sende diyenler genelde erkek ve kadınlar terapi<br />
almayı daha fazla tercih eden taraf. Yine erkeğin terapi için ısrar ettiği kadının direndiği<br />
durumlara da rastladım. Genelde erkekler boşanmak istemediklerinde terapiye<br />
razı oluyorlar. Bazen de sırf ‘Bu da işe yaramadı’ demek için gelenler var. Yine de<br />
ileriye gittiğimizi düşünüyorum. Daha fazla çift terapi için başvuruyor. Benim önerim<br />
gidecekleri kişinin aile sistemi ile çalışma konusunda uzman bir Çift ve Aile Terapisti<br />
olmasına dikkat etmeleri ve eğer o kişiye güven duyuyorlarsa terapi sürecini yarım<br />
bırakmamalarıdır.<br />
22 23