Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ir parmak bal Martı Ağustos 2014<br />
Merakımızı, heyecanımız ve şartlar ne olursa olsun içimizdeki insan sevgisini fark eden<br />
Muhammed her yeri göstermek istedi bize. 5-6 saat kaldık mahallede. Sokak sokak dolaştık<br />
bölgeyi. Hatta akşam ettik. Her an her şey olabilir gibiydi ama alışmıştık biz. Çocuklarla<br />
oynamaya bile başlamıştık. Evine götürdü Muhammed bizleri. Ailesiyle tanıştık. Eğilip<br />
elini öpünce babaannesinin, kilometrelerce yol mesafe kat etmiştik sanki aramızda. Eski<br />
hikayelerini anlatıyordu babaanne, biz ikram ettiği kompostoyu içerken.<br />
Eskiden sula kesilirdi mahallede, o yüzdendir annem küvette su biriktirirdi çoğu zaman,<br />
bizim evde küvet içine girip yıkanmak için değil, su biriktirmek için kullanılırdı hep<br />
90lı yıllarda. Yıkanmak lüks gelirdi içinde. Sular belki bir iki saat akar sonra günlerce<br />
gelmeyebilirdi. Oturduğum semte Kuruçeşme denmesini suların kesilmesine bağladığımı<br />
hatırlıyorum ama alakası yok, İstanbul’un çoğu mahallelerinde aynı idi durum. Akmayan<br />
muslukların başında sıralı bidonlar beklerdi. Bir de tankerlerle su getirirlerdi mahalleye.<br />
Tanker mahalleye yanaştımı bastırırdı mahallelinin sesi tankerinkini. Acayip bir heyecan,<br />
bağrışmalar, koşuşturma. Bidonunu şişesini alan dizilirdi rengarenk tankerlerin arkasına.<br />
Ben beklerdim sırada annem diğer bidonları almaya giderken eve. Çok zevkliydi durum<br />
benim için, süper bir curcuna. Herkes burda. Kadınların sıra kavgası... Evde çizgi filmi<br />
bırakıp gelmediysem saatlerce bekleyebilirdim sırada. Bir de çeşmemiz vardı aşağı<br />
mahallede, Yakupların hemen kapısında. Adı: acı çeşme. Çocukluğumun en önemli<br />
noktalarından biridir acı çeşme.<br />
Saatlerce oyunlar oynardık yanında yöresinde. Sonra da kana kana içerdik ağzımızı<br />
dayayıp musluğa. Yine sular kesilince kova kova dizilirdik çeşmeye tüm mahalleli. Cihan<br />
Hala (herkes Caan Hala derdi kendisine) da o mahallede yaşardı. Anneme sordum şimdi<br />
Hisarüstü’nde diğer kızında kalıyormuş. Yaşlanmıştır kesin. Elindeki süpürgesini kaç defa<br />
fırlattı bize bilmiyorum, top oynamamızı istemezdi o taraflarda. Evi hemen çeşmenin<br />
ilerisinde. Kova kova dizildimi mahalleli acı çeşmeye, hemen gelip ön sırada olmak isterdi<br />
Caan Hala. Sonrasını siz tahmin edin. Çeşmenin kendi mahallesinde bulunmasından<br />
dolayı sahiplenirdi suyu. Sıra beklemeden alıp gitmek isterdi. Halbuki Yakup’un dedesi<br />
Robert Koleji’nin olduğu taraftan çekmiş çeşmenin suyunu yıllar önce. Yakup’un annesi<br />
bile sıra beklerken Caan Hala’nın bu kavgasına sinirlenirdim hep. Çok kızardım. Zaten<br />
top oynamamıza da kızıyordu. Gariptir, hayatımda ilk defa Kibera’da hak verdim Caan<br />
Hala’ya. Keşke Afrikalılar da mahallelerinde, ülkelerinde kıtalarında bulunan altınları,<br />
elmasları, madenleri başka mahallelerden, ülkelerden, kıtalardan gelenlere vermeseydi<br />
diye düşündüm bi an, fotoğrafta gördüğünüz çocukları görünce elinde bidonları su<br />
almaya giderken çeşmeye...<br />
Belki de Caan Hala haklıydı!<br />
116 117