23.10.2014 Views

Psikiyatrik Kadın Hastalarda Evlilik ve Ebeveyn Olma: Bir Gözden ...

Psikiyatrik Kadın Hastalarda Evlilik ve Ebeveyn Olma: Bir Gözden ...

Psikiyatrik Kadın Hastalarda Evlilik ve Ebeveyn Olma: Bir Gözden ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Psikiyatrik</strong> Kad ın <strong>Hastalarda</strong><br />

<strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>: <strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Kadriye PEHLİVAN *<br />

ÖZET<br />

Bu gözden geçirmede şizofreni <strong>ve</strong> mizaç bozukluklar ında cinsiyet farkl ıl ıklarına değinilerek kad ın hastaların<br />

evlilik <strong>ve</strong> ebe<strong>ve</strong>yn olma özellikleri incelenmektedir. En s ık şizofrenide olmak üzere majör psikiyatrik<br />

bozukluklarda evlenmemi ş olma/ boşanma/ eşinden ayr ı olma oranları normal nüfusa k ıyasla<br />

yüksek olabilmektedir. Ebe<strong>ve</strong>ynlik becerileri de çe şitli farkl ı biçimlerde zaaf gösteren bu hastalar çocukların<br />

ın bak ım ı için yak ın aile çevresi <strong>ve</strong> kurumlara yönelebilmektedir.<br />

Anahtar kelimeler: <strong>Evlilik</strong>, ebe<strong>ve</strong>yn olma, cinsiyet farkl ıl ıkları , şizofreni, iki uçlu mizaç bozuklu ğu,<br />

depresyon<br />

Düşünen Adam; 2006, 19(3):143-154<br />

ABSTRACT<br />

Marriage and Parenthood in Female Psychiatrie Patients: A Review<br />

In this article, gender dıfferences in schizophrenia and mood disorders are reviewed in the context of<br />

female patients' marital status and parenting skills. In major psychiatric disorders -particularly in<br />

schizophrenia- the rate of being singlel divorced/ separated is frequently high compared to normal population.<br />

Also these patients, lacking the necessary parenting skills in various extent, tend to rely on<br />

close relati<strong>ve</strong>s and institutions for childrearing.<br />

pecya<br />

Key words: Marriage, parenthood, gender differentes, schizophrenia, bipolar disorder, depression<br />

GİRİŞ<br />

Günümüzde psikiyatrik bozukluklarda cinsiyet<br />

farkl ıl ıkları önemle üzerinde durulan bir konudur.<br />

Son y ıllarda Kad ın Ruh Sağlığı başlığında<br />

yoğun ara ştırmalar yap ılmaktad ır. Çoğu erken<br />

yaşta ba şlay ıp süreğen seyir gösteren şizofreni<br />

<strong>ve</strong> mizaç bozukluklar ı gibi psikiyatrik hastal ık-<br />

lar, ki şilerin ya şamlarının tüm evrelerinde bireysel<br />

<strong>ve</strong> toplumsal ili şkilerini ciddi düzeyde etkilemektedir.<br />

Ayrıca, psikotik hastalarda, muhakeme<br />

bozuklu ğu, dü şünce, davrani ş/alg ı'bozuklukları<br />

<strong>ve</strong> gerçeği değerlendirme yetene ğinde<br />

değişik derecelerde bozulma olmaktad ır. <strong>Psikiyatrik</strong><br />

kad ın hastalar, buna ba ğl ı olarak, hayat ın<br />

her alan ında olabilece ği gibi cinsel yaşam, evli-<br />

* Kastamonu Devlet Hastanesi, Psikiyatri Uzm. Dr.<br />

143


<strong>Psikiyatrik</strong> Kadın hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

lik <strong>ve</strong> çocuk bak ımı gibi önemli konularda da<br />

zorlanmaktad ır ( 1). Günümüzde psikiyatrik hastalar<br />

ın hastanede kal ış sürelerinin k ısalarak yaşamların<br />

ın daha büyük k ısmın ı toplum içinde<br />

geçirmelerinin sonucu olarak, evlilik <strong>ve</strong> do ğurganl<br />

ık oranlar ın ın arttığı söylenebilir. Yap ılan<br />

ara ştırmalarda kad ın hastalarda plans ız, istenmeyen<br />

gebeliklerin <strong>ve</strong> dü şük s ıkl ığın ın arttığı ,<br />

gebelikte daha fazla şiddete maruz kald ıkları <strong>ve</strong><br />

dünyaya gelen çocuklar ın bakımını üstlenemedikleri,<br />

gereksinimlerini kar şılayamad ıkları gösterilmi<br />

ştir (2,3 ). Bu nedenle psikiyatrik hastal ığı<br />

olan kad ınların gebelik <strong>ve</strong> ebe<strong>ve</strong>ynlikte zorlandıkları<br />

belirtilmi ştir (2,4,5)<br />

Bu gözden geçirmede şizofreni <strong>ve</strong> mizaç bozukluklar<br />

ında cinsiyet farkl ıl ıkları üzerinde k ısaca<br />

durularak kad ın hastalar ın evlilik <strong>ve</strong> ebe<strong>ve</strong>yn olma<br />

özellikleri ayr ınt ılı incelenmektedir.<br />

ŞİZOFRENİ VE MİZAÇ<br />

BOZUKLUKLARINDA C İNSİYET<br />

FARKLILIKLARI<br />

Şizofreni kad ın <strong>ve</strong> erkekte e şit s ıklıkta görülür.<br />

Bununla beraber hastal ığın başlang ıc ı aç ısından<br />

ciddi farkl ılıklar gösterir. Erkeklerde kad ınlardan<br />

daha erken ba şlar; erkek hastalar ın yarıs ından<br />

fazlas ı, kad ınların ise yaln ızca % 30'luk bir<br />

k ısm ı 25 yaşından önce hastaneye yatar. Hastalığın<br />

görülme s ıklığı erkeklerde 15-25, kad ınlarda<br />

25-35 ya şlarında pik yapar. Baz ı çal ışmalarda<br />

erkeklerin kad ınlardan daha fazla negatif<br />

semptom gösterdi ği, hastane yat ış sayıların ın<br />

daha fazla oldu ğu <strong>ve</strong> kad ınların daha iyi sosyal<br />

işlevselliğe sahip olduğu saptanmıştı r (6-1°)<br />

Seeman (1982) şizofren kad ınlarda; evlilik,<br />

mesleki <strong>ve</strong> sosyal uyumun daha iyi oldu ğunu <strong>ve</strong><br />

hastal ıkta remisyonlarla gidi şin erkek şizofrenlerden<br />

daha s ık olduğunu saptam ıştır (9). Test<br />

(1990) çal ışmas ında şizofren kad ınların daha s ık<br />

ebe<strong>ve</strong>yn olduklar ını, bir e şle beraber ya şadıkla-<br />

pecya<br />

rını <strong>ve</strong> heteroseksüel olarak aktif olduklar ını bildirmi<br />

ştir ( 11 ). Şizofrenide cinsiyet farkl ılıkları<br />

ile ilgili bir gözden geçirmede; kad ın şizofrenlerde<br />

premorbid i şlevsellik, sosyal meslek uyumu<br />

<strong>ve</strong> prognozun daha iyi oldu ğu, şizofrenide<br />

belirtilen cinsiyet farkl ılıklarının normal cinsiyet<br />

dimorfizminin ötesinde, do ğrudan hastal ığın<br />

etyopatogenezi ile ili şkili olabileceği bildirilmi<br />

ştir (8). Ayrıca, hastan ın kişiler aras ı ilişkilerinde<br />

sağlıklı duygusal özellikler göstermesi,<br />

cinsel yaşantısının olmas ı <strong>ve</strong> evli ise, bu ba ğın<br />

sürüyor olmas ının iyi prognoz belirleyicileri olduğu<br />

bildirilmektedir (12).<br />

Araştırmalar genellikle, depresyonun kad ınlarda<br />

erkeklerden iki kat fazla oldu ğunu göstermektedir.<br />

Depresyon prevalans ındaki cinsiyet farkl ı-<br />

lıkları puberteden sonra ortaya ç ıkar <strong>ve</strong> üreme<br />

dönemi boyunca belirginle şir. Ayr ıca, kontraseptif<br />

kullan ımı, dü şük, premenstrüel dönem,<br />

puerperiyum <strong>ve</strong> menopoz kad ının kolayca depresyona<br />

girebileceği ilişkili dönem/ durumlard ır<br />

(13-16)<br />

Kadında depresyonun fazla görülmesinin nedenleri<br />

olarak hormonal farkl ılıklar, çocuk doğurmanın<br />

etkileri, kad ınlar <strong>ve</strong> erkekler için psikososyal<br />

yüklenmelerin farkl ılığı <strong>ve</strong> öğrenilmi ş<br />

çaresizlikle ilgili davran ış modelleri varsay ılmaktad<br />

ır (6,15,17). Son 30-40 y ıl içinde yap ılan<br />

ara ştırmalardan elde edilen <strong>ve</strong>rilere göre depresyonda<br />

kadın erkek aras ındaki fark ın giderek<br />

azaldığı san ılmaktad ır. Bu, geli şmi ş toplumlarda<br />

kad ının sosyoekonomik konumundaki <strong>ve</strong> kadın<br />

rolündeki değişmeye bağl ı olabilir. Depresyon<br />

kad ınlarda en çok 35-45 ya şları aras ında,<br />

erkeklerde 55 ya şlarından sonra görülmekte ise<br />

de, bu bozukluklar ın genç yaşlarda san ıldığından<br />

çok görüldüğüne ilişkin <strong>ve</strong>riler artmaktad ır<br />

( 18). Majör depresif bozuklu ğun ortalama ba ş-<br />

lang ıç yaşı 40'tır. Hastalar ın yarıs ında başlang ıç<br />

20-50 ya şları aras ındad ır, yayg ın olmamas ına<br />

144


<strong>Psikiyatrik</strong> Kadın hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

rağmen, çocukluk ça ğı <strong>ve</strong> genç ya şta da görülebilir.<br />

Baz ı yeni epidemiyolojik <strong>ve</strong>riler 20 ya ş altındaki<br />

ki şilerde majör depresif bozuklu ğun artmakta<br />

olduğunu göstermektedir (6).<br />

Kad ın <strong>ve</strong> erkeklerin depresyona kar şı farkl ı tepkileri<br />

olduğu çe şitli araşt ırma sonuçlar ıyla ortaya<br />

ç ıkarılmıştır. Bu sonuçlara göre, evlilik kadınları<br />

erkeklerden daha az korumaktad ır. Örneğin,<br />

evli erkekler bekârlara göre daha az duygulan<br />

ım bozukluğu gösterirken, bu bozukluk evli<br />

kad ınlarda bekârlara göre daha fazla görülmektedir<br />

(19)<br />

İki uçlu mizaç bozukluğu (İUMB) s ıklığı ise,<br />

kad ın <strong>ve</strong> erkekte belirgin farkl ıl ık göstermemektedir.<br />

Genelde İUMB 'nin ba şlang ıc ı majör depresif<br />

bozukluktan daha erkendir. 6 ila 50'li ya şlar aras<br />

ında hatta daha geç ba şlang ıç görülebilmekte<br />

ise de ortalama 30'lu ya şlarda ba şlar (6).<br />

İUMB'de temel cinsiyet farkl ılıkları, hızlı döngü<br />

<strong>ve</strong> depresif/ karma epizodlar ın erkeklere bakışla<br />

kadınlarda daha s ık görülmesidir (17,20)<br />

İUMB 'nin medeni durumla ili şkisi araştırıldığında,<br />

ayrı yaşayan <strong>ve</strong>ya bo şanmış ki şilerde riskin<br />

artt ığı bulunmu ştur. İUMB 'de bo şanma<br />

oranları, kontrol grubuyla kar şılaştırmal ı bir çalışmada<br />

2-3 kat artm ışt ır (21 ). <strong>Bir</strong> çal ışmada hastalar<br />

ın % 45'inin hastal ıkları nedeniyle e şlerinden<br />

ayr ıldığı saptanm ıştır (22).<br />

EVLİLİK<br />

<strong>Evlilik</strong>; sosyal, dini <strong>ve</strong> siyasi anlamda ayn ı haklara<br />

sahip kad ın <strong>ve</strong> erkek aras ındaki bir Sözle şmedir.<br />

Evlenme serbest seçmeye dayal ı olmas ı gereken,<br />

iki varl ığın anla şarak ortak bir yuva kurma<br />

dürtüsüdür. Buna göre evlilikte annelik <strong>ve</strong> babalık<br />

içgüdülerinin önemli bir rolü vard ır (21).<br />

pecya<br />

İstatistikler ak ıl hastal ıkların ın bekârlarda, evlilerden<br />

daha s ık görüldüğünü doğrulamaktad ır.<br />

Bunun nedenlerinden biri evlilerin k ısmen daha<br />

düzenli <strong>ve</strong> kararl ı bir hayat ya şamas ıdır. Evliliğin<br />

insan ın en önemli ki şiler aras ı davran ışı olduğu<br />

unutulmamal ıdır. <strong>Bir</strong>ey evlilikte sadece<br />

cinsel doyum <strong>ve</strong> rahatl ık bulmaz, bunun yan ı s ı-<br />

ra birçok gü<strong>ve</strong>nlik tedbirlerine kavu şur. Bu gereklerin<br />

yokluğu <strong>ve</strong>ya eksikli ği, özellikle kad ında<br />

pek çok ruhsal sorunlar ın ortaya ç ıkışın ı haz<br />

ırlar. Ki şinin istendiğini, arzu edildiğini <strong>ve</strong><br />

gereksinim duyulduğunu bilmesi, bir doyum <strong>ve</strong><br />

gü<strong>ve</strong>n hissi <strong>ve</strong>rir. Bununla birlikte evlilik, özellikle<br />

kad ını kendisine tamamen yabanc ı ki şilere<br />

<strong>ve</strong> çevreye uyuma zorlar. <strong>Bir</strong>eye büyük ölçüde<br />

ki şiler aras ı bir uyum yetene ği <strong>ve</strong> sorumluluk<br />

duygusu aşılar. Kad ında evlilik öncesi geli şmeye<br />

başlamış bir psikoz ileride evlili ğin olumlu<br />

bir şekilde sürmesini engeller. İstatistikler boşanmış<br />

e şler aras ında büyük ölçüde psikiyatrik<br />

hastalığı olan ki şilerin varlığın ı ortaya koymuştur<br />

(23)<br />

Myerson (1917), Taunton Devlet Hastanesi'nin<br />

1854-1916 y ılları aras ındaki kay ıtlarını inceleyerek<br />

ayn ı yaş gruplarındaki normallerle k ıyasladığında,<br />

evlilik oran ını şizofrenlerde % 18,<br />

normallerde ise % 48 olarak saptam ıştır (23). Essen-Möller<br />

<strong>ve</strong> çdegard çal ışmalar ında, şizofrenlerde<br />

evlilik oran ının normallerden dü şük olduğunu<br />

saptam ış, hastal ığın erken ya şta ba şlamas ı<br />

<strong>ve</strong> s ık hastane yat ışları nedenleriyle evlilik şanslarının<br />

azald ığın ı belirtmi ştir. Şizofrenlerle normal<br />

nüfus aras ındaki doğurganl ık oranlar ı aras<br />

ındaki fark do ğum kontrol yöntemlerinin gelişimine<br />

paralel azalma e ğilimindedir. İUMB 'de<br />

ise dü şük evlenme oranlar ına rağmen, doğurganl<br />

ık oranlar ın ın normal nüfusla benzer oldu ğu<br />

tespit edilmiştir (23,24)<br />

Şizofren hastalar ın prepsikotik dönemde evlenip<br />

çocuk sahibi olduklar ı, hastal ık sonras ı doğur-<br />

145


<strong>Psikiyatrik</strong> Kadan hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

ganl ığın toplumdan dü şük olduğu belirtilmi ştir.<br />

Özellikle hebefrenik <strong>ve</strong> katatonik şizofrenlerin<br />

evlenme <strong>ve</strong> çocuk sahibi olma olas ılığı daha düşüktür.<br />

Şizofrenler aras ında hiç evlenmemi şlerin,<br />

evli olanlardan <strong>ve</strong> ayr ılm ış olanlardan çok<br />

daha fazla oldu ğu, evlilik dışı çocuk sahibi olman<br />

ın şizofreni hastalar ında artt ığı bildirilmektedir<br />

(24-26 )<br />

Sikloid psikoz/şizofreni <strong>ve</strong> afektif bozuklu ğun<br />

genel nüfusla kar şıla ştınldığı Jönsson'un (1991)<br />

çalışmas ında, afektif bozukluğu olan hastalarda<br />

evlilik <strong>ve</strong> doğurganl ık beklenen oranlarda; şizofrenlerde<br />

ise evlilik oran ı anlaml ı dü şük, doğurganl<br />

ık (marital fertilite d ışında) genel nüfustan<br />

anlaml ı dü şük; ancak gayri me şru çocuk say<br />

ıs ı afektif bozuklu ğu olanlardan anlaml ı yüksek<br />

saptanm ıştır (25). Blumenthal'in (1975) depresif<br />

semptomatoloji <strong>ve</strong> sosyal i şlevleri kar şılaşt<br />

ırdığı çal ışmas ında, yüksek depresyon skoru<br />

alan kad ınlar ın evlilikte yüksek uyumsuzluk düzeyi<br />

bildirdi ği gösterilmi ştir. Erkeklerde de bu<br />

ili şki olmakla birlikte, anlaml ı bulunmam ıştır.<br />

Evliliği erkeklere göre daha önemli görmeleri,<br />

kad ınlar aras ında depresif semptomlarla evlilik<br />

gerilimindeki art ış aras ındaki ili şkiyi aç ıklayabilir<br />

(27).<br />

Depresif kad ınların sağlıkl ı kontrol grubundakilere<br />

k ıyasla daha bağıml ı, daha az ileti şim kuran,<br />

cinselliğe daha ilgisiz, daha çekingen, tartışmaya<br />

daha yatk ın <strong>ve</strong> ebe<strong>ve</strong>ynlik konusunda<br />

daha az şefkatli olduklar ı gösterilmi ştir. Depresyon<br />

evlilik ya şam ın ı büyük ölçüde etkilemektedir.<br />

Depresyonlu bireyle ya şaman ın yak ın çevredeki<br />

ki şiler üzerinde de derin etkiler olu şturduğu<br />

bilinmektedir. Yak ın akrabalarda, özellikle<br />

yorgunluk, umutsuzluk, üzüntü, sosyal ya şama<br />

ilgisizlik gibi belirtiler s ık görülmektedir.<br />

Unipolar depresyonlu hastalar ın yakla şık yarıs ı-<br />

nın (% 40-50) evliliği büyük oranda uyumsuzdur.<br />

Uyumsuz evliliklerin de yar ısında e şlerin<br />

pecya<br />

biri <strong>ve</strong>ya her ikisi hafif <strong>ve</strong>ya orta derecede, depresyon<br />

belirtilerine sahiptir (27).<br />

Depresyonlu kad ınların ileti şimlerinde daha fazla<br />

ağz ı s ık ı <strong>ve</strong> boyun eğici, e şlerine kar şı daha az<br />

mü şfik, ki şisel duygulann ı paylaşmaya gönülsüz<br />

olduklar ı, kocalar ıyla <strong>ve</strong> çocuklar ıyla daha<br />

çok tan ıştıkları; genel olarak depresif hastalar ın<br />

daha fazla dü şmanca tutum <strong>ve</strong> ba şkaların ı kontrol<br />

çabas ı gösterdikleri bildirilmi ştir (19,28)<br />

Mutsuz <strong>ve</strong> da ğılmış evlilik yaşayan erkek <strong>ve</strong> kadınlar<br />

aras ında majör depresyon oran ın ın yüksek<br />

olduğu aç ıkt ır. Depresyon düzelirken, hastaların<br />

bozulmu ş aile işlevi de düzelir. Bununla<br />

birlikte bu bireylerin iyilik dönemlerindeki aile<br />

içi ileti şimleri de sağlıklı çiftlere oranla daha zay<br />

ıf kal ır. Daha fazla yak ınl ık <strong>ve</strong> destek gereksinimi<br />

içinde olduklar ı için, depresyonlu kad ınların<br />

evlilikleri oldukça kötüdür. Depresyon düzelse<br />

bile, problem çözme, ileti şim kurma, günlük<br />

i şlerden tatmin olma yetene ği zay ıflamaktad<br />

ır. Kad ınlarda depresyonun daha yayg ın olmas<br />

ına ek olarak, depresyonun remisyon oran ı daha<br />

dü şük, nüks oran ı ise daha yüksek bulunmu ş-<br />

tur. Bu durum, özellikle depresyonlu kad ınların<br />

ailede daha fazla güçlük çekmeleri ile ili şkili<br />

olabilir (28).<br />

Maner (1987), psikiyatrik hasta e şlerinin hasta<br />

<strong>ve</strong> hastal ığa kar şı tutum <strong>ve</strong> anksiyete düzeyleri<br />

konusunda yapt ığı çal ışmada, nörotik grubun<br />

% 25,7'sinin e şinin rahats ızl ığın ın evlenmeden<br />

önce var oldu ğunu, bunlar ın % 14,3'ünün bilerek<br />

evlendiğini; psikotik grupta ise % 21,4'ünün<br />

e şinin hastal ığın ın evlenmeden önce var olduğunu,<br />

ancak hiçbirinin bilerek evlenmedi ğini<br />

belirtmi ştir. Bo şanmay ı düşünme konusunda<br />

her iki grupta "hiç dü şünmedim" seçene ği en<br />

fazla, ikinci s ırada "önce dü şünüyordum, şimdi<br />

dü şünmüyorum" yan ıtı psikotik grupta % 35,7,<br />

nörotik grupta % 17,1 ile dikkati çekti ği; ancak<br />

146


<strong>Psikiyatrik</strong> Kad ın hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

istatistiksel olarak anlaml ı olmad ığı bildirilmi<br />

ştir (29).<br />

Frank <strong>ve</strong> ark. (1981), remisyonda bipolar bozukluğu<br />

olan 16 hasta <strong>ve</strong> e şleri ile 16 sağlıkl ı<br />

çiftin evlilik uyumunu incelemi ştir. Sonuçlar<br />

her iki grubun evlilik uyumunun benzer oldu ğunu<br />

ortaya koymu ştur. Çal ışma bipolar hastal ığı<br />

olan ki şinin evlilik düzeni ba şka bir biçimde bozulmazsa<br />

<strong>ve</strong> hasta remisyonda ise çiftin, sa ğl ıkl<br />

ı çiftlere benzer şekilde tatminkâr evlilik uyumu<br />

yakalayabilece ğini göstermi ştir (30)<br />

<strong>Psikiyatrik</strong> hastalar ın e şleri ile yap ılan çal ış -<br />

malarda, "assortati<strong>ve</strong> mating" denen, birbiri ile<br />

benzer özellikleri olan çiftlerin e şle şme eğilimi<br />

gösterdikleri saptanm ışt ır. Reed <strong>ve</strong> ark.<br />

1973'te yapt ıklar ı bir çal ışmada fonksiyonel<br />

psikozu olan hastalar ın yaln ızca % 12-16's ın ın<br />

e şlerinin ruhsal aç ıdan sağlıklı olduklar ını tespit<br />

etmi ştir (31). Şizofren kad ınlar ın e şlerinin<br />

değerlendirildiği Parnas' ın (1985) çal ışmas ında,<br />

bunların normal kad ınların e şlerinden çok<br />

daha s ık olarak psikiyatrik rahats ızl ık geçirdikleri<br />

görülmü ştür. Şizofren e şlerinde psikoz s ıkl<br />

ığı daha yüksek bulunmu ş, bunun yan ı s ıra şizotipal<br />

<strong>ve</strong> di ğer ki şilik bozukluklar ına da daha<br />

s ık rastlanm ıştır (32).<br />

Fowler <strong>ve</strong> Tsuang (1975), şizofren e şlerinin %<br />

39'unda <strong>ve</strong> mizaç bozuklu ğu olan hastalar ın e ş-<br />

lerinin ise, % 17' sinde psikiyatrik rahats ızl ık olduğunu<br />

saptam ışt ır. Alanen <strong>ve</strong> Kinnunen (1975)<br />

şizofren e şlerinin % 80'inin psikiyatrik aç ıdan<br />

sorunlu (% 6's ı şizofren) olduğunu; Rosenthal<br />

(1974) ise, kronik şizofrenlerin e şlerinin üçte birinde<br />

` şizofreni spektrum' bozuklu ğu <strong>ve</strong> % 22'sinde<br />

psikopatik ki şilik bozukluğu olduğunu ortaya<br />

koymu ştur (33,34)<br />

Tosun (1990) şizofreni ile medeni durum ili şkisini<br />

ara şt ırdığı çalışmas ında; şizofreninin ki şi-<br />

pecya<br />

nin evlenme şans ını azalttığı <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya evlenmeyi<br />

geciktirdi ği, kad ın hastalar ın daha çok bo şanma<br />

oran ı gösterdiği, şizofreninin bo şanm ış <strong>ve</strong> dullarda<br />

daha yüksek oranda görüldü ğü, evli hastaların<br />

hastanede kal ış sürelerinin bekârlara göre<br />

daha k ısa <strong>ve</strong> aradaki fark ın anlaml ı olduğu <strong>ve</strong><br />

evliliğin şizofrenide iyi prognoz için bir kriter<br />

kabul edilebileceği sonucuna varm ıştır (35).<br />

Lane <strong>ve</strong> ark.'n ın (1995), 5.158 psikiyatri hastas<br />

ında yapt ıklar ı çal ışmada, toplam evlilik oran<br />

ının % 61 oldu ğu bulunmu ştur. <strong>Evlilik</strong> oranları<br />

şizofren kad ın hastalarda % 51'ken İUMB<br />

olan kad ınlarda % 66, nevrotik kad ınlarda ise<br />

% 78 bulunmu ştur. Bu çal ışmada erkek hastalarda<br />

daha belirgin olmak üzere şizofren hasta<br />

grubunda evlenme oran ı genel nüfusa oranla<br />

daha az, bunun yan ında İUMB olan grubun evlenme<br />

oran ı nevroz hastalar ın ın oranlar ına e şit<br />

bulunmu ştur (36).<br />

Dilbaz (1998) erken ba şlangiçli olan <strong>ve</strong> olmayan<br />

şizofreni hastalar ını karşılaştırdığı kontrollü<br />

çalışmas ında; erken ba şlang ıçl ı şizofreni grubunda<br />

% 86,7'sinin bekâr oldu ğunu saptam ış ,<br />

medeni durum aç ısından her iki grup aras ında<br />

anlaml ı istatistiksel farkl ılık olduğu, erken ba ş-<br />

lang ıçl ı grupta evli olma oran ının oldukça dü şük<br />

olduğu gözlemlenmi ştir (9).<br />

Vedi (1999)'nin yaptığı çal ışmada, şizofreninin<br />

erkeklerin % 66's ında, kad ınların % 76's ında 25<br />

yaşından önce ba şladığı saptanmıştır. Evliliğin<br />

gerek kad ın gerekse erkeklerin % 85 'inde hastalık<br />

başlamadan ya da prodromal dönemde gerçekle<br />

ştiği, % 15'inde ise, en az bir y ıllık hastal<br />

ık öyküsünün oldu ğu saptanm ıştır. Bo şanma<br />

oranlar ının kad ınlarda % 34, erkeklerde % 6 olduğu<br />

<strong>ve</strong> bu oran ın kontrol, grubuna göre anlamlı<br />

derecede yüksek olduğu, olguların çoğunun<br />

hastal ık öncesi evlenmesi göz önüne al ındığında<br />

bo şanmada pek çok faktörün içinde hastal ığın<br />

147


<strong>Psikiyatrik</strong> Kadin hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

önemli bir yer tuttu ğu sonucuna var ılmıştır (31)<br />

Sevimli (1999); şizofren, İUMB <strong>ve</strong> depresyonlu<br />

kad ınlarda yapt ığı çalışmada, kontrol <strong>ve</strong> hasta<br />

gruplar ının medeni durumlar ı aras ında anlaml ı<br />

fark bulmam ışt ır. Depresyonlu grupta bo şanm ış<br />

kad ın olmamas ın ı <strong>ve</strong> evlenme yaşı ortalamas ı<br />

aç ısından normal kontrollerle erken/ geç ba şlang<br />

ıçl ı hasta gruplar ı aras ında istatistiksel farkl ıl ı-<br />

ğın olmamas ın ı ilginç bulgular olarak yorumlam<br />

ışt ır. Hasta <strong>ve</strong> kontrol gruplar ı aras ında evlilik<br />

süresi ortalamas ı İUMB <strong>ve</strong> depresif hastalarda<br />

farks ız, erken ba şlang ıçl ı hastalarda daha k ısa<br />

saptanm ışt ır (9).<br />

Türkmeno ğlu 'nun (2003) çal ışmas ında, remisyondaki<br />

kad ın İUMB hastalar ın ın evlilik ili şkileri<br />

<strong>ve</strong> cinsel i şlevleri, kontrol grubuyla benzer<br />

bulunmu ştur. Bu sonuç, remisyondaki kad ın<br />

hastalar ın evliliklerini uyumlu bir şekilde sürdürdüklerini<br />

göstermesi aç ıs ından önemlidir.<br />

Hasta e şlerinin, hastal ık sürecinde e şlerine oldukça<br />

destek oldu ğu gözlenmi ştir. Aile bireylerinin<br />

afektif tutum <strong>ve</strong> davran ışlarının İUMB 'nin<br />

prognozundaki önemi nedeniyle, ailenin de tedaviye<br />

kat ılmas ı gerektiği savunulmu ştur. Özellikle<br />

ataklar <strong>ve</strong> hastane yat ışları s ıras ında zorlanan,<br />

rolleri de ği şen e şlerin psikososyal desteğe,<br />

gerektiği durumlarda terapiye al ınmas ın ın dü şürülmesi<br />

önerilmi ş, aile psikoeğitim program ın ın<br />

şizofren <strong>ve</strong> İUMB hastaları için, farmakoterapiye<br />

ek olarak uygulanan etkili bir program olarak<br />

kullan ılmas ın ın sosyal i şlevselliği, aile içi etkile<br />

şimi artıracağı, sürdürüm tedavisinin daha iyi<br />

olacağı <strong>ve</strong> hastalarla e şlerinin yaşam kalitelerini<br />

art ıracağı dü şüncesi önemle vurgulanm ıştır (21).<br />

Bizler ise şizofreni, İUMB <strong>ve</strong> depresyon tan ıl ı<br />

kad ın hastalar ın sağl ıkl ı kontrollerle k ıyasland ı-<br />

ğı çalışmam ızda yaşam boyu evlilik oranlann ı<br />

şizofrenlerde % 64, bipolarlarda % 76, depresyonda<br />

% 82 <strong>ve</strong> kontrollerde % 84 oranlar ında<br />

pecya<br />

saptad ık. Hasta <strong>ve</strong> kontrol grubu evlilik oranlar ı<br />

aras ındaki fark istatistiksel olarak anlaml ı bulunmad<br />

ı. <strong>Bir</strong>den fazla evlili ğin ise anlaml ı olarak<br />

hasta gruplar ında, özellikle şizofreni <strong>ve</strong><br />

İUMB olanlarda fazla olduğu saptandı. Mevcut<br />

medeni durum yönünden ise hasta gruplar ında<br />

bekâr/bo şanmış/ayri olma durumu, normal kontrollerden<br />

anlaml ı yüksek bulundu. Şizofrenlerde<br />

% 72, bipolarlarda % 44, depresyonda % 26<br />

<strong>ve</strong> kontrollerde % 18. Hastalar ım ızda bo şanma<br />

oranlar ının ise kontrollere göre daha fazla olduğu,<br />

İUMB <strong>ve</strong> şizofreni hastalar ının hastal ık sonras<br />

ı, depresyonda ise daha çok hastal ık öncesi<br />

bo şanma olduğu belirlendi. Bu çal ışmam ızda<br />

sonuç olarak, şizofrenlerde daha belirgin olmak<br />

üzere bo şanma, ayr ı yaşama, evlenmemi ş olma<br />

oranlar ın ın yüksek olduğu, İUMB olanlarda şizofrenler<br />

kadar olmasa da belirgin medeni durum<br />

değişikliği görüldüğü, depresyon grubunda<br />

ise kontrol grubundan farkl ılık olmad ığı saptandı<br />

(37)<br />

EBEVEYN OLMA<br />

S ıcakl ığın, içtenli ğin, tutarl ı denetimin <strong>ve</strong><br />

özerkliğin geli şime uygun olarak sağlanmas ı iyi<br />

ebe<strong>ve</strong>yn olman ın göstergesidir. Sosyokültürel<br />

çevre içinde yerle şmi ş durumda olan ebe<strong>ve</strong>ynlik<br />

kavram ına <strong>ve</strong> ebe<strong>ve</strong>ynliğin niteliklerinin kapsam<br />

ına çiftin ruhsal sa ğlıklan da girmektedir.<br />

Ebe<strong>ve</strong>ynliğin ilk y ıllarında psikiyatrik hastal ıkların<br />

ba şlama riski yüksektir. A ğır psikiyatrik<br />

hastal ıklar, do ğum yapan kad ınların % 5-8,8'ini<br />

etkiler. Annelik <strong>ve</strong> ebe<strong>ve</strong>ynlik ko şulları ruh sağlığı<br />

ile ayrılmaz şekilde bağlantıl ıdır. <strong>Psikiyatrik</strong><br />

bozukluklar stres alt ında olan, küçük çocuklara<br />

olan <strong>ve</strong> birden çok say ıda çocuğa bak ım <strong>ve</strong>ren<br />

annelerde daha s ık görülür. Be ş yaşından küçük<br />

çocuğa sahip olmak anksiyete, depresyon gibi<br />

ağır psikiyatrik semptomlar ın ortaya ç ıkma riskini<br />

artırır (38).<br />

148


<strong>Psikiyatrik</strong> Kad ın hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

Gebelik özlenen, insan ı mutlu eden ya da acil<br />

bir durum olarak pi şman olunan bir süreç olarak<br />

yaşanabilir. Ki şisel ya şam özellikleri <strong>ve</strong> genel<br />

çevre bunda önemli rol oynar. Gebeli ğin şizofreni,<br />

bipolar hastal ık <strong>ve</strong> depresyon gibi majör<br />

psikiyatrik hastal ıklar üzerindeki etkilerinin<br />

olumsuz olmadığı, hatta endojen psikozlarla yap<br />

ılan çal ışmalarda olumlu etkisinin gösterildi ği<br />

ileri sürülmektedir (39). Ancak, çocuk doğurman<br />

ın psikiyatrik hastal ığı olan kad ınların sağlığın<br />

ı korumas ı ya da psikiyatrik hastal ıklara yatkınlık<br />

yaratmas ı ile ilgili çok az şey bilinmektedir<br />

(40).<br />

Psikotik kad ınların büyük oran ının evli olmamas<br />

ı, gebelik <strong>ve</strong> çocuk sahibi olma risklerinin<br />

az olduğu gibi yanl ış bir inanca yol açar.<br />

ABD' de 1950 'lerden itibaren psikiyatri hastas ı<br />

kad ınların doğurganl ığı artm ış, 1935-1964 y ılları<br />

aras ında psikotik (% 63'ü şizofren) kad ınların<br />

doğum yapma oran ının % 366 arttığı bulunmu ş-<br />

tur. Tüm gebeliklerin planlanmam ış <strong>ve</strong> istenmeyen<br />

gebelikler oldu ğu, gebeliklerin yakla şık yarısın<br />

ın düşük <strong>ve</strong>ya kürtajla, canl ı doğumların<br />

yandan çoğunun da koruyucu ailelere yerle şimle<br />

sonlandığı belirlenmi ştir. Psikiyatri hastalar ı-<br />

nın çocuklar ı sadece istenmeyen çocuklar olmakla<br />

kalmay ıp, ebe<strong>ve</strong>yn hatta doktorlar tarafından<br />

annenin hastal ığın ı alevlendirebilecek bir<br />

etken olarak alg ılan ır (41)<br />

Ciddi psikiyatrik hastal ığı olanlarda gebelik sonuçlar<br />

ı, psikiyatrik ilaç kullan ımı ya da yasadışı<br />

ilaç kullan ımın ın fetus üzerine etkileri nedeniyle<br />

olumsuz olabilir. Prospektif bir çal ışmada, şizofrenlerin<br />

çocuklar ında fetal <strong>ve</strong> neonatal ölüm<br />

oranlar ında art ış olduğu bildirilmi ştir (42) . <strong>Bir</strong><br />

başka kontrollü çal ışmada prematurite, dü şük<br />

doğum ağırl ığı, dü şük APGAR skorunun mental<br />

hastal ıkların kronisitesi <strong>ve</strong> şiddetiyle ili şkisi bulunduğu<br />

saptanm ışt ır (43). Çocuklarda çe şitli<br />

kronik mental hastal ık risklerinin artma olas ılığı<br />

pecya<br />

vard ır. Örneğin, şizofren ebe<strong>ve</strong>ynlerin çocuklarında<br />

şizofreni görülme riski artmaktad ır. Kronik<br />

psikiyatrik hastal ığı olanlar ın çocuklar ı s ıkl<br />

ıkla kendi annelerinin yan ında yeti şmemekte <strong>ve</strong><br />

çocuklarda ebe<strong>ve</strong>ynlerinden erken ayr ılmanın<br />

etkileri ortaya ç ıkmaktad ı r (40)<br />

<strong>Psikiyatrik</strong> hastalarda kontrol grubuna göre daha<br />

fazla istemli dü şük öyküsü olmas ı kontrasepsiyon<br />

kullan ımındaki yetersizliklerin bir yans ı-<br />

mas ı olabileceği gibi; ekonomik k ıs ıtl ıl ık, partner<br />

desteğinin azlığı ya da psikiyatrik hastal ıkların<br />

doğas ına ilişkin dü şünceler ebe<strong>ve</strong>yn olma<br />

konusundaki tercihlerde rol oynayabilir. <strong>Bir</strong><br />

başka faktör de psikiyatri ya da di ğer t ıp bran ş-<br />

larındaki uzmanlar ın, hastalar ın çocuklara bakabilme<br />

yetisini de ğerlendirerek gebeli ğin sonland<br />

ırılmas ını önermesi olabilir (44).<br />

Abernety (1974) psikiyatrik hastal ığı olan kad<br />

ınların fazla say ıda çocuk sahibi olmaya eğilimli<br />

olduğunu, çal ışma grubundaki genç kad ınlar<br />

ın kontrasepsiyon yöntemi kullanmaks ız ın<br />

korunmas ız cinsel ili şkiye girerek risk ald ıklar ı-<br />

n ı, bu gebelikleri istemediklerini, gebeliklerinin<br />

canl ı doğumla sonland ığında da bu çocuklar ın<br />

genetik yüklülük, fakir, kalabal ık <strong>ve</strong> dezorganize<br />

ailelerde yeti şmeleri gibi olas ılıklar nedeniyle<br />

çocuklar ına iyi bir gelecek sunamad ıkları için<br />

hem annenin, hem de çocu ğun fiziksel <strong>ve</strong> mental<br />

sağlıkların ın tehlikeye girdiğini, bu çocukların<br />

bakım <strong>ve</strong>ren kurumlar taraf ından yeti ştirilmesinin<br />

pek çok olumsuz yönü oldu ğunu belirtmi<br />

ştir. Yapilan, çal ışmada deneklerin gebeliklerinin<br />

ba şarıs ız olarak sonlanmas ının artt ığı <strong>ve</strong><br />

canl ı doğan bebeklerin evlatl ık <strong>ve</strong>rilme oran ının<br />

yüksek olmas ın ın onlar ın istenmedi ğini dolayl ı<br />

biçimde gösterdi ği bildirilmi ştir. Ayn ı çal ışmada<br />

60 yatan kad ın hastan ın üçte ikisinden fazlas<br />

ın ın cinsel aktif oldu ğu, 26 gebelikten 15'inin<br />

canl ı doğumla sonuçland ığı <strong>ve</strong> bu bebeklerden<br />

yedisinin kendi anneleri tarafından bak ılmakta<br />

149


<strong>Psikiyatrik</strong> Kad ın hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

olduğu anlaşılmıştır (5).<br />

Ciddi psikiyatrik hastal ığı olan 419 kad ının incelendiği<br />

McLennan' ın 1999 y ıl ındaki çal ışmas<br />

ında: % 51,3'ünün 1 ile 7 aras ında (ortalama<br />

2,1) çocuğunun olduğu, bu kad ınların % 51'inde<br />

bir ya da daha fazla çocu ğunun <strong>ve</strong>layetinin<br />

bulunduğu; <strong>ve</strong>layeti olan kad ınlann % 46's ın ın<br />

çocuğu, % 44'ünün erkek arkada ş / e ş <strong>ve</strong> çocuğu,<br />

% 10'nunun akrabas ıyla ya şadığı tespit edilmi<br />

ştir. Ak ıl hastalığı olan annelerin % 30'unun<br />

çocuk bak ımı için kimseden yard ım almad ığı ,<br />

% 43'ünün e ş/biyolojik baba/erkek arkada ş gibi<br />

bir erkekten, % 33'ünün büyük ebe<strong>ve</strong>ynlerden,<br />

% 25'inin diğer akrabalardan yard ım aldığı gösterilmi<br />

ştir (45)<br />

Ağır psikiyatrik hastal ığı olan kad ınlar genel<br />

nüfustaki di ğer kad ınlar gibi çocuk sahibi olabilmektedir.<br />

Bununla birlikte bu kad ınlar için<br />

çocuklar ın ın bak ım ını kaybetme riski yüksektir.<br />

<strong>Bir</strong> çal ışmada (Nicholson 1998), a ğır psikiyatrik<br />

hastal ıkl ı kad ınların % 80'inden fazlas ı -<br />

nın çocuklar ını büyüttükleri ya da büyütmeye<br />

yard ım ettikleri, dörtte birinden fazlas ın ın en<br />

az ından bir çocuğu ile yaşad ığı saptanm ıştır.<br />

<strong>Psikiyatrik</strong> hastal ığı olan annelerin çocuklar ın ı<br />

yeti ştirme konusunda çok zorluk çektikleri belirtilmi<br />

ştir (46)<br />

Co<strong>ve</strong>rdale' ın (1997) çal ışmas ında, psikiyatrik<br />

hastal ığı olan annelerin 19 çocu ğunun 16 ya şın<br />

alt ında olduğu; 8'inin biyolojik annelerinin yan<br />

ında yaşamadığı, bu 8 çocuktan 1'inin evlatl ık<br />

olarak <strong>ve</strong>rildiği, 3'ünün büyükanne/ büyükbabalann<br />

ın, 2'sinin koruyucu aile, 1'inin biyolojik<br />

baban ın, 1'inin de annesinin k ızkarde şinin yan<br />

ında kaldığı tespit edilmi ştir. Biyolojik annelerin<br />

yan ında yeti şme oran ı psikiyatrik hastal ığı<br />

olanlar ın çocuklar ı (% 42) kontrol grubu (% 3,8)<br />

ile karşılaştırıldığında anlaml ı derecede farkl ıl ık<br />

bulunduğu; psikiyatrik hastal ığı olan annelerin<br />

pecya<br />

kontrol grubundakilere k ıyasla çocuk bakmaktan<br />

daha çabuk vazgeçtikleri görülmü ştür. Bu<br />

sonuçlar ın, kronik psikiyatrik hastal ığı olanlar ın<br />

çocuk yeti ştirme ile ilgili başa ç ıkma konusundaki<br />

zorlanmalar ının bir yans ımas ı olabileceği<br />

belirtilmi ştir. <strong>Psikiyatrik</strong> hastal ığı olan annelerin<br />

ebe<strong>ve</strong>yn olabilme şans ını art ıracak becerilerin<br />

kazand ırılmas ı için desteklerin art ırılmas ı<br />

gereklili ği vurgulanm ıştır (44)<br />

<strong>Psikiyatrik</strong> hastal ıklardan bağıms ız olarak hastaların<br />

ekonomik durumu, evli olup olmama ya<br />

da yasal akrabalann yan ında ya şama vb. nedenlerle<br />

de anne olma ya da çocuk yeti ştirmekten<br />

vazgeçme gibi kararlar etkilenebilir (44). Şizofren<br />

annelerin çocuklann ın bak ımının anneleri<br />

dışında ki şilere (evlatl ık <strong>ve</strong>rilmesi, yeti ştirme<br />

yurtlar ına yerle ştirilmesi, büyükanne-büyükbaba-akrabalar)<br />

<strong>ve</strong>rilmesine daha s ık rastlanmaktadır.<br />

K ırk iki anneye ait 93 çocuğun yer aldığı<br />

Nicholson'un çal ışmas ında (1998); % 43,7 oran<br />

ında çocuklar ın anne <strong>ve</strong>ya anne <strong>ve</strong> partneri ile<br />

yaşamaktayken, geri kalan % 56,3'ünün baba,<br />

koruyucu aile, evlatl ık alan aile, akrabalar ya da<br />

yaln ız yaşad ıkları saptanm ışt ır (46)<br />

Miller (1996), şizofreni <strong>ve</strong> benzeri hastal ıkları<br />

olan kad ınlann çocuk bak ım ında yeterince yardım<br />

alamadığın ı, kontrollere göre çocuklar ın ı<br />

daha fazla yurda yerle ştirdiklerini <strong>ve</strong> ihmal ettiklerini<br />

vurgulamaktad ır (3). Nicholson (1998)<br />

psikiyatrik hastal ığı olan annelerin çocuklar ının<br />

kendilerinden uzakla şt ırılacağı korkusunu ya şad<br />

ıklarını belirtmi ştir. Anneler ya şadıkları stresin<br />

normal çocuk bak ımı ile mi ilgili, yoksa hastal ı-<br />

ğın semptomu mu olduğunu ay ırt etmekte zorland<br />

ıklarını söylemi ştir. Çocuklar ının çocukluk<br />

ya da ergenlik dönemi sorunlar ını kendi hastal<br />

ıklarına benzetip endi şelendiklerini bildirmi ş,<br />

bir k ıs ım annenin iyi ebe<strong>ve</strong>yn yetene ğine sahip<br />

olduğu gözlenirken bir k ısm ında çocuklar ın gereksinimlerini<br />

anlad ıklan ancak gerekeni yapa-<br />

150


<strong>Psikiyatrik</strong> Kadın hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

mad ıklar ı saptanm ıştır. Çocuklar ın hareketlerini<br />

yönetemedikleri için yak ınd ıkları belirtilmi ştir.<br />

Ayrıca, annelerin çocuklar ın gereksinimlerini<br />

ön plana alarak kendi sağlık kontrolleri <strong>ve</strong> ilaçlar<br />

ın ı ihmal ettikleri, ilaçlar ın yan etkileri (letarji,<br />

dü şünmesinin yava şlamas ı <strong>ve</strong>ya zay ıflamas ı)<br />

nedeniyle tedavi önerilerine uymad ıkları görülmü<br />

ştür (46,47)<br />

Ağır psikiyatrik hastal ığı olan annelerin, ağır<br />

psikiyatrik hastal ığı olan babalara k ıyasla daha<br />

iyi ebe<strong>ve</strong>ynlik yapabilecekleri ileri sürülmektedir.<br />

Nicholson <strong>ve</strong> ark.'n ın çalışmas ında, planl ı<br />

ya da plans ız gebelik deneyimlerinin yüksek olmas<br />

ına rağmen, ağır psikiyatrik hastal ığı olan<br />

kad ınların, erkeklere göre zamanla tüm bunlar ın<br />

üstesinden daha iyi geldikleri gösterilmi ştir.<br />

Ağır psikiyatrik hastal ığı olan kadınlarda evli<br />

olma durumu erkelere göre daha fazlad ır (47).<br />

Ağır psikiyatrik hastal ığı olan anneler için ebe<strong>ve</strong>ynliğin<br />

olumlu <strong>ve</strong> moti<strong>ve</strong> edici etkisi oldu ğuna<br />

dair kan ıtlar vard ır. Bu kad ınlar anneli ği benimsediklerinde,<br />

tedaviye kat ılımlan artmaktadır.<br />

Bu konuda yap ılan çalışmalarda a ğır psikiyatrik<br />

hastal ığı olan kad ınların çocuk sahibi olmay<br />

ı aç ıkça istedikleri, bu çocuklar ın bakımlarını<br />

<strong>ve</strong> <strong>ve</strong>layetlerini üstlenerek, kendi çabalar ıyla<br />

normal bir hayat ya şamay ı başarmak istedikleri<br />

gösterilmektedir. A ğır psikiyatrik hastal ığı<br />

olmas ına rağmen, bu kad ınlar ın yaşamlar ının<br />

merkezine oturan anne olma istekleri makul görünmektedir.<br />

Ebe<strong>ve</strong>ynlik normal eri şkinlik durumunda<br />

majör bir sosyal roldür. Anneler, psikiyatrik<br />

hastal ıklarının kendine özgü görünümü,<br />

seyri <strong>ve</strong> ya şad ıklar ı tüm zorluklara rağmen, iyi<br />

ebe<strong>ve</strong>yn olmak isterler. Çocuklar ın gereksinimlerinin<br />

anneleri taraf ından kar şılanma kapasitesi<br />

psikiyatrik hastal ık nedeniyle s ınırl ıdır. Bu nedenle,<br />

ebe<strong>ve</strong>ynlik ko şulları konusundaki şüpheler<br />

annenin klinik durumuyla birlikte de ğerlendirilmeli,<br />

değerlendirme yap ılırken çocuğun yaşı<br />

<strong>ve</strong> diğer özellikleri de göz önünde bulundu-<br />

pecya<br />

rulmal ıdır (38,46,47)<br />

İUMB olan hastalar ın, hastal ıklarına rağmen,<br />

evlenmeye <strong>ve</strong> çocuk yapmaya istekli oldu ğu bildirilmektedir.<br />

Hasta genellikle bir e ş <strong>ve</strong> annebaba<br />

konumundad ır. Buna bağl ı olarak, ya şanan<br />

bir ata ğın sonuçları aile için psikolojik <strong>ve</strong> ekonomik<br />

aç ıdan travmatik olabilmektedir. Psikolojik<br />

olarak; psikotik, gü<strong>ve</strong>nilemeyen bir anneye/<br />

babaya sahip olmak aile için zordur. Maddi<br />

olarak, i ş gü<strong>ve</strong>ncesi olmayan, ataklar s ıras ında<br />

i ş kayb ı riski ta şıyan bir anne/ babaya sahip olmak<br />

oldukça tedirgin edicidir (48).<br />

İUMB olan anneler <strong>ve</strong> kontrollerle yap ılan karşılaşt<br />

ırmal ı bir çal ışmada, İUMB olan annelerin<br />

bebeklerinin daha fazla gü<strong>ve</strong>nsiz ba ğlanma geliştirdikleri<br />

bulunmu ştur (48). Okul çağı çocuklarıyla<br />

yap ılan bir çal ışmada ise gü<strong>ve</strong>nsiz <strong>ve</strong> kaç<br />

ıngan bağlanma s ıklığının İUMB tan ıs ı olan<br />

annelerin çocuklar ında daha fazla görüldü ğü;<br />

annenin unipolar depresif bozuklu ğu olduğunda<br />

etkile şim sorunlarının olduğu <strong>ve</strong> İUMB olan annelerin<br />

aile içi etkile şimlerinde daha fazla öfkeli<br />

oldukları saptanm ışt ır (49).<br />

Majör depresyonun geli şimi <strong>ve</strong> seyrinde aile<br />

önemli rol oynamaktad ır. Depresyonlu ebe<strong>ve</strong>ynlerin<br />

çocuklar ı majör depresyon, madde<br />

kullan ımı, birden çok psikiyatrik tan ı, okul <strong>ve</strong><br />

sosyal güçlükler yönünden di ğer çocuklara k ı-<br />

yasla üç kat fazla risk alt ındad ır. Duygulan ım<br />

bozuklu ğu olan anne/babalar ın çocuklarında<br />

depresyon oranlar ı % 23-38 aras ında olup, depresyonlu<br />

anne/babalar ın çocuklar ındaki depresyon<br />

ayn ı zamanda daha erken ba şlamaktad ır.<br />

Anne/baba hastal ığının şiddeti <strong>ve</strong> kronikli ği de<br />

çocuğun ruhsal durumunu <strong>ve</strong> i şlevlerini büyük<br />

ölçüde etkilemektedir. Depresyonlu anne/ babaların<br />

çocuklar ında psikopatolojinin daha yüksek<br />

oranda bulunmas ın ın nedeni aç ık değildir. Hem<br />

genetik, hem de psikososyal etkenler ileri sürül-<br />

151


<strong>Psikiyatrik</strong> Kad ın hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

mektedir. Şiddetli unipolar depresyonda belirgin<br />

genetik yatk ınlık saptanm ışt ır. Doğrudan<br />

kan ıtlar yoksa da, genetik yatk ınl ıkla yetersiz<br />

anne-baba becerileri <strong>ve</strong> genel aile çevresi aras<br />

ında karşılıklı etkile şimin rolü olduğu söylenebilir.<br />

Depresyonlu anne/babalar çocuklar ın ın<br />

yaramazl ığı <strong>ve</strong> itaatsizlikleriyle ba şa ç ıkman ın<br />

güçlüğünden yak ındıkları gibi, ailedeki psikiyatrik<br />

bozukluklar ayr ılmalar ı art ırmaktad ır.<br />

Depresyonlu anne/babalar, çocuklar ına kar şı ,<br />

genelde a şır ı koruyucu olma e ğilimindedir<br />

(19,28,50).<br />

Blumenthal'in (1975) depresif semptomatoloji<br />

<strong>ve</strong> i şlevselliği karşılaşt ırdığı çal ışmas ında depresif<br />

kad ınların e şlerinin çocuk yeti ştirme konusunda<br />

onları daha yetersiz gördü ğünü, bu bulgunun<br />

depresif kad ınlarda çocuk yeti ştirme konusunda<br />

i şlevsellikte gerçek bir azalma oldu ğunu<br />

gösterdiği söylenmektedir. Depresif semptomatoloji<br />

ile ili şkili olarak i şlevsellikte azalmaya en<br />

duyarl ı alan ın çocuk yeti ştirme olmas ı şaşırt ıc ı<br />

değildir. Çocuklar ın ilgi gereksinimi az ya da<br />

çok süreklilik göstermektedir <strong>ve</strong> geli şimin her<br />

evresinde ebe<strong>ve</strong>ynin farkl ı <strong>ve</strong> yeni çözüm bulma<br />

yetenekleri geli ştirmesi gerekir. Buna ek olarak<br />

çocuklar ın büyüklerinden beklediği uyum, yaşam<br />

ın diğer alanlar ındakiler gibi ertelenemez. Çocuklar<br />

depresif ebe<strong>ve</strong>yn taraf ından kolayl ıkla<br />

yat ışt ırılamaz <strong>ve</strong> gereksinimleri hemen yerine<br />

getirilemez (27).<br />

Depresyonlu annelerin kendilerini daha olumsuz<br />

ebe<strong>ve</strong>yn olarak hissettikleri <strong>ve</strong> çocuklar ına<br />

daha az bağland ıklan bulunmu ştur. Depresyonlu<br />

annelerin, bebeklerinin sosyal beceriler kazanmas<br />

ı için gereken optimal ko şulları daha az<br />

sağlad ıkları görülmü ştür. <strong>Bir</strong> çal ışmada, depresif<br />

semptomlar' olan annelerin bebeklerinin<br />

mutlu yüz ifadesi <strong>ve</strong> ses tonunu ö ğrenmelerinin<br />

daha yava ş olduğu bulunmu ştur (38).<br />

pecya<br />

Annenin psikiyatrik hastal ığı çocukta hem hastalığın<br />

psikolojik olumsuz etkileri <strong>ve</strong> fiziksel istismara<br />

neden olmas ı gibi doğrudan; hem de<br />

hastaneye mükerrer yat ışlar <strong>ve</strong> evlilik sorunlar ı<br />

gibi hastal ıkla ilişkili dolaylı olumsuz etkiler yaratabilir.<br />

Kronik şizofren kad ınların duyguların<br />

ın körelmi ş <strong>ve</strong>ya uyumsuz, motivasyonunun<br />

fakir, davran ışlarının dağın ık olduğu <strong>ve</strong> sonuçta<br />

anne-çocuk ili şkisini olumsuz etkileyebilece ği<br />

belirtilmektedir. Annede ki şilik bozukluğu olduğunda,<br />

özellikle hostil davran ışlara maruz kalan<br />

çocuklarda emosyonel <strong>ve</strong> davran ışsal bozukluklar<br />

olduğu bildirilmektedir. Yak ınlık eksikliği<br />

<strong>ve</strong> kaotik davran ışlar çocukların ihmal edilmesine<br />

neden olabilir <strong>ve</strong> impulsivite <strong>ve</strong> strese<br />

tolerans eksikliği fiziksel kötüye kullan ım riskini<br />

art ırabilir. Kötüye kullan ım <strong>ve</strong> ihmal s ıklıkla<br />

çocuklarda normal IQ'ya ra ğmen, öğrenme bozukluklarına<br />

yol açabilir. Ciddi depresyonlarda<br />

apati ihmale neden olabilir; iritabilite fiziksel<br />

şiddete <strong>ve</strong> depresif hezeyanlar infantiside yol<br />

açabilir (51 ),<br />

Şizofreni, İUMB <strong>ve</strong> depresyon tan ıl ı kad ın hastalar<br />

ın sağlıkl ı kontrollerle k ıyaslad ığımız bir<br />

çal ışmada çocuklar ın anne dışında bir ki şi tarafından<br />

büyütülmesi, şizofreni <strong>ve</strong> İUMB gruplarında<br />

kontrol <strong>ve</strong> depresyon grubuna göre anlamlı<br />

daha yüksek oranda saptand ı. Hasta gruplar ı-<br />

nın hepsinde çocuk bak ımı konusunda yard ım<br />

alma <strong>ve</strong> 1. derece akraba (sa ğlıklı e ş, hala, amca,<br />

büyükanne, büyükbaba vb.) taraf ından büyütülme<br />

- şizofrenlerde daha fazla olmak üzerekontrollerden<br />

yüksek oranda bulundu (37).<br />

SONUÇ<br />

Şizofreni <strong>ve</strong> mizaç bozukluklar ı gibi erken eri ş-<br />

kinlik döneminde ba şlayabilen majör psikiyatrik<br />

bozukluklar bireylerin evlilik <strong>ve</strong> aile kurma/<br />

ebe<strong>ve</strong>yn olma davran ışlarını büyük ölçüde etkilemektedir.<br />

Söz konusu psikiyatrik bozukluklar-<br />

152


<strong>Psikiyatrik</strong> Kadın hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

da var olan cinsiyet farkl ılıklarının yanı sıra kad<br />

ın ın doğurganl ık <strong>ve</strong> anne olma özellikleri de<br />

kadın hastalar ı ruhsal <strong>ve</strong> sosyal aç ıdan daha duyarl<br />

ı k ılmaktad ır. Bu duyarl ılık nedeniyle kadın<br />

hastalar ın tedavi <strong>ve</strong> yönetiminde evlilik <strong>ve</strong> ebe<strong>ve</strong>yn<br />

olma özellikleri dikkate al ınarak, yaşam ın<br />

bu doğal süreçlerinde çe şitli zorluklar ın üstesinden<br />

gelinebilmesi için bireysel <strong>ve</strong> toplumsal ölçekteki<br />

tüm sosyal destek sistemlerinden yararlan<br />

ılmal ıdır.<br />

KAYNAKLAR<br />

1. Grunebaum HU, Abernethy VD, Rofman ES, Weiss<br />

JL: The family planning attitudes, practices, and motivations<br />

of mental patients. Am J Psychiatry 128: 740-<br />

744, 1971.<br />

2. Co<strong>ve</strong>rdale JH, Aruffo JA: Family planning needs of female<br />

chronic psychiatric outpatients. Am J Psychiatry<br />

146: 1489-1491, 1989.<br />

3. Miller LJ, Finnerty M: Sexuality, pregnancy, and childrearing<br />

among women with schizophrenia-spectrum<br />

disorders. Psychiatr Serv 47: 502-506, 1996.<br />

4. Co<strong>ve</strong>rdale J, Aruffo J, Grunebaum H: De<strong>ve</strong>loping family<br />

planning services for female chronic mentally ill<br />

outpatients. Hosp Community Psychiatry 43: 475-478,<br />

1992.<br />

5. Abernethy V: Sexual knowledge, attitudes, and practices<br />

of young female psychiatric patients. Arch Gen<br />

Psychiatry 30:180-182, 1974.<br />

6. Kaplan HI, Sadock BJ, Grebb JA: Synopsis of Psychiatry,<br />

Se<strong>ve</strong>nth Ed., Baltimore: Williams & Wilkins,<br />

459-460, 1994.<br />

7. Miller LJ: Sexuality, reproduction, and family planning<br />

in women with schizophrenia. Schizophr Bull 23:<br />

623-635,1997.<br />

8. Karamustafal ıoğlu N, Tomruk N, Alpay N: Şizofrenide<br />

cinsiyet farkl ılıklar ı. Dü şünen Adam Dergisi 11: 22-<br />

32, 1998.<br />

9. Sevimli F: Kad ın psikiyatrik hastalarda psikoseksüel<br />

geli şim, evlilik, gebelik, emzirme, do ğum sonras ı <strong>ve</strong><br />

aile planlamas ı özelliklerinin genel popülasyonla karşılaştırmal<br />

ı çal ışmas ı, Uzmanl ık tezi: Atatürk Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal ı, Erzurum<br />

1999.<br />

10. Evren B, Evren C, Karamustafal ıoğlu N, Tomruk N,<br />

Alpay N: Şizofrenili hastalarda cinsiyet farkl ılığı: sosyo-demografik<br />

<strong>ve</strong> klinik aç ıdan kar şılaştırma. Türkiye'de<br />

Psikiyatri Dergisi 4: 114-124, 2002.<br />

11. Test MA, Burke SS, Wallisch LS: Gender differences<br />

of young adults with schizophrenic disorders in community<br />

care. Schizophr Bull 16: 331-344, 1990.<br />

12. Ceylan ME: Biyolojik psikiyatri, şizofreni, 1. Cilt, 2.<br />

Bask ı , İstanbul 1-3, 2001.<br />

13. Parry BL: Reproducti<strong>ve</strong> factors affecting the course of<br />

affecti<strong>ve</strong> illness in women. Psychiatr Clin North Am<br />

12: 207-220, 1989.<br />

pecya<br />

14. Karamustafal ıoğlu N, Tomruk NB: Postpartum hüzün<br />

<strong>ve</strong> depresyonlar. Duygudurum Bozukluklar ı 2: 64-71,<br />

2000.<br />

15. Mumcu C, Saner S, Gökalp P: Kad ın <strong>ve</strong> depresyon, 1.<br />

Bask ı , İstanbul 87-88, 2002.<br />

16. Akdeniz F, Gönül AS: Kad ınlarda üreme olaylar ı ile<br />

depresyonun ili şkisi. Klinik Psikiyatri Dergisi Ek-2:<br />

70-74,2004.<br />

17. Leibenluft E: Women and bipolar disorder: an update.<br />

Bulletin of the Meninger Clinic 64: 5-17, 2000.<br />

18. Öztürk O: Ruh sa ğlığı <strong>ve</strong> bozukluklar ı, 9. Baskı . İstanbul:<br />

Nobel T ıp Kitabevi, 217-342, 2002.<br />

19. Keitner GI, Miller 1W: Family functioning and major<br />

depression: an o<strong>ve</strong>rview. Am J Psychiatry 147:1128-<br />

1137,1990.<br />

20. Karamustafal ıoğlu N, Tomruk NB, Alpay N: İki uçlu<br />

mizaç bozuklu ğunda cinsiyet farkl ılıklar ı <strong>ve</strong> tedaviye<br />

yans ımalar. Anadolu Psikiyatri Dergisi 5: 28-36,<br />

2004.<br />

21. Türkmenoğlu M: Remisyonda bipolar I kad ın <strong>ve</strong> erkek<br />

hastalarda evlilik ili şkisi <strong>ve</strong> cinsellik, Uzmanl ık tezi:<br />

Bak ırköy Prof. Dr. Mahzar Osman Uzman Ruh Sa ğl ı-<br />

ğı <strong>ve</strong> Sinir Hastal ıklan Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma Hastanesi,<br />

Istanbul 2003.<br />

22. Karşıdağ Ç: Remisyon dönemindeki mani hastalar ında<br />

yetiyitimi düzeyi de ğerlendirmesi, Uzmanl ık Tezi: Bakırköy<br />

Ruh <strong>ve</strong> Sinir Hastal ıkları Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma<br />

Hastanesi, İstanbul 1999.<br />

23. Ziyalar A: Sosyal psikiyatri, ila<strong>ve</strong>li 2. Bask ı , İstanbul:<br />

Yüce Yay ınevi, 105-127, 1999.<br />

24. Saugstad LF: Social class, marriage, and fertility in<br />

schizophrenia. Schizophr Bull 15: 9-43, 1989.<br />

25. Jonsson SA: Marriage rate and fertility in cycloid<br />

psychosis: comparison with affecti<strong>ve</strong> disorder, sçhizophrenia<br />

and the general population. Eur Ard ı<br />

Psychiatry Clin Neurosci 241: 119-125, 1991.<br />

26. Arkonaç O: Psikotik bozukluklar <strong>ve</strong> tedavileri. İstanbul:<br />

Nobel T ıp Kitabevi, 36-148, 1996.<br />

27. Blumenthal MD, Dielman TE: Depressi<strong>ve</strong> symptornatology<br />

and role function in a general population. Arch<br />

Gen Psychiatry 32: 985-991, 1975.<br />

28. Aşkın R: Depresyon el kitab ı, 2. bask ı , İstanbul: Roche<br />

Mühtahzarlar ı Sanayi AŞ , 1994.<br />

29. Maner F, Ersoy Z, Uygur N: Nörotik <strong>ve</strong> nörotik olmayan<br />

hastalar ın e şlerinin hastaya, hastal ığa karşı tutumu<br />

<strong>ve</strong> anksiyete düzeyleri. X III. Ulusal <strong>Psikiyatrik</strong> vg<br />

Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çal ışmalar ı ,<br />

293-300: 1997.<br />

30. Frank E, Targum SD, Gershon ES, Anderson C, Stewart<br />

BD, Da<strong>ve</strong>nport Y, Ketchum KL, Kupfer DJ: A<br />

comparison of nonpatient and bipolar patient-well<br />

spouse couples. Am J Psychiatry 138: 764-768, 1981.<br />

31. Vedi F: Şizofrenlerde cinsel ya şam <strong>ve</strong> kontrasepsiyon<br />

özellikleri. Uzmanl ık Tezi: Bak ırköy Ruh <strong>ve</strong> Sinir<br />

Hastal ıklar ı Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma Hastanesi, İstanbul<br />

1999.<br />

32. Parnas J: Mates of schizophrenic mothers. A study of<br />

assortati<strong>ve</strong> mating from the American-Danish high risk<br />

project. Br J Psychiatry 146: 490-497, 1985.<br />

33. Fowler CR, Tsuang MT: Spouses of schizophrenics: a<br />

blind comparati<strong>ve</strong> study. Comprehensi<strong>ve</strong> Psychiatry<br />

16: 339-342, 1975.<br />

34. Alanen YO, Kinnunen P: Marriage and the de<strong>ve</strong>lop-<br />

153


<strong>Psikiyatrik</strong> Kad ın hastalarda <strong>Evlilik</strong> <strong>ve</strong> Ebe<strong>ve</strong>yn <strong>Olma</strong>:<br />

<strong>Bir</strong> Gözden Geçirme<br />

Pehlivan<br />

ment of schizophrenia. Psychiatry 38: 346-365, 1975.<br />

35.Tosun M, Duran A, Kalyoncu C, Ziyalar A: Şizofreni<br />

ile medeni durum aras ındaki karşıl ıkl ı ilişkilerin ara ştınlmas<br />

ı. Yeni Sempozyum 4: 5-14, 1990.<br />

36. Lane A, Byrne M, Mulvany F, Kinsella A, Waddington<br />

JL, Walsh D, Larkin C, O'Callaghan E: Reproducti<strong>ve</strong><br />

behaviour in schizophrenia relati<strong>ve</strong> to other mental<br />

disorders: evidence for increased fertility in men<br />

despite decreased marital rate. Acta Psychiatr Scand<br />

91: 222-228, 1995.<br />

37, Karamustafal ıoğlu N, Tomruk NB, Pehlivan K, Çaliku<br />

şu C, Öztekin E, Alpay N: Marital status, parenthood<br />

and sexuality in female psychiatric patients. 158th<br />

Ameriçan Psychiatrie Association Annual Meeting,<br />

Atlanta GA, New Research Abstracts 49: 2005.<br />

38. Oyserman D, Mowbray CT, Meares PA, Firminger<br />

KB: Parenting among mothers with a serious mental<br />

illness. Am J Orthopsychiatry 70: 296-315, 2000.<br />

39. Kaschkat G. Pregnancy in mental patients. Med Klin<br />

26: 1320-1326, 1977.<br />

40. McCullough LB, Co<strong>ve</strong>rdale J, Bayer T, Cher<strong>ve</strong>nak<br />

FA: Ethically justified guidelines for family planning<br />

inter<strong>ve</strong>ntions to pre<strong>ve</strong>nt pregnancy in female patients<br />

with chronic mental illness, Am J Obstet Gynecol 167:<br />

19-25, 1992,<br />

41. Abemethy V, Grunebaurn H, Clough L, Hunt B, Groo<strong>ve</strong>r<br />

B: Famîly planning during psychiatric hospitalization.<br />

Am J Orthopsychiatry 46: 154-162, 1976.<br />

42. Zax M, Sameroff AJ, Babigian HM: <strong>Bir</strong>th outcomes in<br />

the offspring of mentally disordered women. Am J Ort-<br />

pecya<br />

hopsychiatry 47: 218-230, 1977.<br />

43. Miller WH, Resnick MD, Williams MH, Bloom SD:<br />

Pregnant psychiatric inpatient: a missed opportunity.<br />

Gen Hosp Psychiatry 12: 373-378, 1993.<br />

44. Co<strong>ve</strong>rdale JH, Turbott SH, Roberts H: Family planning<br />

needs and STD risk behaviours of female psychiatric<br />

out-patients. Br J Psychiatry 171: 69-72, 1997.<br />

45. McLennan JD, Ganguli R: Family planning and parenthood<br />

needs of women with se<strong>ve</strong>re mental illness:<br />

clinicians' perspecti<strong>ve</strong>. Community Ment Health J 35:<br />

369-380, 1999.<br />

46. Nicholson J, Sweeney EM, Geller JL: Mothers with<br />

mental illness: I. The competing demands of parenting<br />

and living with mental illness. Psychiatr Sen 49: 635-<br />

642, 1998.<br />

47. Nicholson J, Sweeney EM: Mothers with mental il1-<br />

ness: II. Family relationships and the context of parenting.<br />

Psychiatr Ser, 49: 643-649, 1998.<br />

48. Hyde JA: Bipolar illness and the family. Psychiatr Q<br />

72: 109-118, 2001.<br />

49. Da<strong>ve</strong>nport YB, Zahn-Waxler C, Adland ML, Mayfield<br />

A: Early child-rearing practices in families with a manic-depressi<strong>ve</strong><br />

parent. Am J Psychiatry 141: 230-235,<br />

1984.<br />

50. Weissman MM, Warner V, Wickramarante P, Moreau<br />

D, Olfson M: Offspring of depressed parents: 10 years<br />

later. Arch Gen Psychiatry 54: 932-940, 1997.<br />

51. Appleby L, Dickens C: Mothering skills of women<br />

with mental illness. BMJ 306: 348-349, 1993.<br />

154

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!