You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Türkiye Petrolleri olarak en büyük hedefimiz; Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.<br />
yılında, ülkemizin ihtiyacı olan petrol ve doğal gazın tamamını üretebilmektir. Yurtiçi<br />
ve yurtdışı çalışmalarımızda bu hedefe ne kadar çok yaklaşabilirsek sevincimiz de o<br />
kadar büyük olacaktır. Dışarıya ödenen ortalama yıllık 50 milyar dolar enerji ithalat<br />
faturamızın, yapacağımız çalışmalara paralel olarak önümüzdeki yıllarda hızla<br />
azaltılarak sıfırlanması, Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın ilk on büyük ekonomisi<br />
arasında yer alma hedefine ulaşmasını kolaylaştıracak önemli bir gelişme olacaktır.<br />
Türkiye Petrolleri’nin sürdürdüğü çalışmaların<br />
önemi, ülkemiz için her geçen gün giderek<br />
artmaktadır. Uzun vadeli enerji arz güvenliği<br />
planlarının, ülkelerin stratejik planlarının başında<br />
yer alıyor olması, Türkiye Petrolleri’nin ülkemiz<br />
için önemini kendiliğinden ortaya koymaktadır.<br />
Günümüzde Kuzey Afrika ile Ortadoğu’daki halk<br />
hareketleri de dahil olmak üzere, enerji dünyasını<br />
yakından ilgilendiren önemli gelişmelerin yaşandığı<br />
kritik bir süreç yaşanmaktadır. Bu süreçte gelişmiş<br />
ülkeler, enerji politikalarına yeni yönler vermeye ve<br />
yeni stratejiler belirlemeye başlamışlardır.<br />
Ancak, geçtiğimiz üç yılın politika belirleyici en önemli<br />
gelişmesinin ise siyasal değil teknik bir gelişme<br />
olduğunu da söylemeliyim. Bu gelişme, geleneksel<br />
yöntemler dışındaki yöntemler ile petrol ve doğal<br />
gaz üretiminin arttırılabileceğini ortaya koymuştur.<br />
Özellikle, ABD’nin 200 yıllık doğal gaz ihtiyacının bu<br />
yolla sağlanmış olması dikkat çekicidir. Geçtiğimiz<br />
yüzyıl, petrolün altın yüzyılı olarak tariflenirken,<br />
önümüzdeki yüzyılın da, büyük miktardaki doğal<br />
gaz rezervleri nedeniyle, doğal gazın altın yüzyılı<br />
olacağı öngörülmektedir.<br />
Diğer bir önemli gelişme ise; büyük üreticiler de dahil<br />
olmak üzere tüm kesimlerin petrol ve doğal gazın<br />
sınırlı bir kaynak olduğu gerçeğini artık kabullenmesi<br />
ve stratejilerini bu gözle yenilemeleri olmuştur. Bu<br />
kapsamda, bütün büyük uluslararası petrol şirketleri<br />
“Enerji Şirketi” olarak yeni bir yapılanmaya giderken,<br />
milli petrol şirketleri de uluslararası piyasada etkin<br />
rol oynayabilecek “Uluslararası Milli Petrol Şirketi”ne<br />
dönüştürülmektedir. İzleyen süreçte uluslararası<br />
milli petrol şirketlerinin de “Enerji Şirketi”ne<br />
dönüşebilecekleri muhakkaktır.<br />
Ülkemizin önümüzdeki 10 yıl içerisindeki petrol<br />
ve doğal gaz ithalatı için yaklaşık 600 milyar<br />
dolar gibi yüksek bir bedel ödeyecek olması;<br />
arama ve üretim çalışmalarımızın aksatılmadan<br />
ve artırılarak hem yurtiçinde hem de yurtdışında<br />
sürdürülmesini gerekli kılmaktadır.<br />
Türkiye Petrolleri, son yıllarda ülkemizin yeterince<br />
aranmamış alanlarına ve özellikle denizlerimize<br />
yönelerek, büyük bir yatırım hamlesi başlatmış,<br />
2000’li yılların başında yaklaşık 50 milyon dolar<br />
olan yurtiçi yatırımımız, 2011 yılında 823 milyon<br />
dolar seviyesine ulaşmıştır.<br />
Şirketimiz, bu büyük yatırımları yaparken, ülkemiz<br />
ekonomisine pozitif katkısını da sürdürmektedir.<br />
Türkiye Petrolleri <strong>2010</strong> yılında, 1,87 milyar TL gelir<br />
karşılığında vergi öncesi 1,3 milyar TL kar elde<br />
etmiş ve kanuni yükümlülükler ve temettü ödemeleri<br />
ile birlikte, ülke hazinesine yaklaşık 1,06 milyar TL<br />
katkıda bulunmuştur.<br />
Türkiye Petrolleri, faaliyetlerinin katlandığı son 10<br />
yıldaki yatırım hamleleriyle, ülkemizin yeni petrol<br />
kaynaklarını ortaya çıkaracak olan çalışmaları<br />
sürdürmektedir. <strong>2010</strong> yılında dünyanın büyük<br />
sondaj platformlarından biri olan “Leiv Eiriksson”<br />
ile gerçekleştirilen Sinop-1, Yassıhöyük-1 ve<br />
Sürmene-1 “ultra derin deniz” sondajları, <strong>TPAO</strong><br />
açısından önemli adımlardır. Türkiye Petrolleri,<br />
Yassıhöyük-1 kuyusunun sondaj operatörlüğünü<br />
yaparak, dünyada ultra derin denizlerde bu işi<br />
yapabilen 12 büyük şirketten birisi olmuştur.<br />
Yakın gelecekteki hedefimiz; Karadenizde var olduğu<br />
düşünülen hidrokarbon potansiyelinin test edilmesi<br />
ve ekonomiye kazandırılmasıdır. “Leiv Eiriksson” ile<br />
başlatılan üç kuyuluk ilk sondaj hamlesinden sonra,<br />
ikinci sondaj hamlemiz olan dört kuyuluk “ultra derin<br />
deniz” sondajları programlanmış durumdadır. Bu<br />
program en son teknolojik yeniliklerle donatılarak<br />
inşa edilen “Deep Water Champion” sondaj gemisinin<br />
Karadenize gelmesi ile başlamış bulunmaktadır.<br />
Denizlerimizdeki sondajlardan elde edilebilecek<br />
başarılı sonuçların; hem Türkiye Petrolleri’ni<br />
hem de Türkiye’yi, 2023 yılı hedeflerine<br />
taşıyacak önemde olduğunun bilinci ve heyecanı<br />
içerisindeyiz.<br />
Ayrıca, Akdenizde yürütülmekte olan yatırımlarımızdan<br />
son derece ümitli sonuçlar elde ettiğimizin de<br />
bilinmesini isterim. Bu çalışmalar sonucunda,<br />
İskenderun Körfezi’ndeki kuyunun 2012 yılı<br />
ortalarında, Antalya açıklarındaki ilk “ultra derin<br />
deniz” kuyumuzun ise 2013 yılı ortalarına kadar<br />
açılması planlanmaktadır.<br />
Batı Karadenizde, günde 2,1 milyon m 3 üretim<br />
kapasitesine sahip çift katlı Akçakoca Platformu<br />
devreye alınmıştır. Üretim katından günde 360.000<br />
m 3 doğal gaz üretimi yapılırken, sondaj katından<br />
doğal gaz üretimini artıracak olan geliştirme ve<br />
yeni üretim kuyularının sondajına eş zamanlı olarak<br />
devam edilmektedir.<br />
Trakya Baseni ve Güneydoğu Anadoluda, ülkemizde<br />
bir ilk olan şeyl gaz ve şeyl petrol gibi geleneksel<br />
olmayan yöntemler ile petrol ve doğal gaz üretimini<br />
sağlayabilmek için tecrübeli yabancı ortaklarla<br />
çalışmalar başlatılmıştır. Bu yöntemler ile yapılacak<br />
üretimin, uzun vadede ülkemizin hidrokarbon<br />
ihtiyacının karşılanması yolunda önemli katkılar<br />
sağlayacağına inanıyorum.<br />
Yine ülkemiz için bir ilk olan ve 2007 yılı başlarında<br />
devreye alınan 1,6 milyar m 3 kapasiteli Kuzey<br />
Marmara ve Değirmenköy Yeraltı Doğal Gaz<br />
Depolama Tesislerinin kapasitesi, <strong>2010</strong> yılında 2,66<br />
milyar m 3 ’e çıkartılmış olup, önümüzdeki dönemde<br />
depolama kapasitesinin yaklaşık 3,0 milyar m 3 ’e<br />
ve günlük geri üretim miktarının da 50 milyon m 3 ’e<br />
yükseltilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir.<br />
1990’lı yıllarda başlattığımız yurtdışı yatırım ve<br />
operasyonlar, bugün özellikle Hazar Bölgesi,<br />
Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Güney Amerika’da<br />
sürdürülmektedir.<br />
Türkiye Petrolleri, bir yandan Azerbaycan’da<br />
dünyanın önde gelen petrol şirketlerinin de ortak<br />
olduğu Azeri-Çıralı-Güneşli (ACG), Şahdeniz (SD),<br />
Alov, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) ve Güney Kafkasya<br />
(SCP) gibi büyük projelerde faaliyetlerini sürdürürken<br />
diğer taraftan Kazakistan’da da ortak yatırım<br />
şirketi KazakTürkMunay (KTM) ile çalışmalarını<br />
yürütmektedir.<br />
Irak Bağdat’ta ofis açan ilk yabancı petrol<br />
şirketi ünvanına sahip olan Türkiye Petrolleri,<br />
konsorsiyumlar yolu ile Missan ve Badra<br />
Petrol Sahaları ile Siba ve Mansuriya Gaz<br />
Sahaları projelerinde yer almıştır. Mansuriya<br />
Gaz Sahasının operatörlüğü Türkiye Petrolleri<br />
tarafından yürütülecektir.<br />
Libya’da Murzuk Basenindeki 147/3-4 ruhsatında<br />
2009 yılında açılan ilk kuyuda yapılan petrol keşfi,<br />
Libya’da son yıllarda yapılan önemli keşiflerden birisi<br />
olmuştur. Petrol potansiyeli yüksek olan bu ruhsatta<br />
daha sonra açılan 11 arama kuyusundan 7’si petrol<br />
keşfi ile sonuçlanmıştır. Karışıklıkların başlaması<br />
ile birlikte, görevli Türk personel büyük bir sürat ve<br />
emniyetle Türkiye’ye getirilmiş olup, Libyalı yerel<br />
çalışanlarımız ile Trablusdaki ofis çalışmaları devam<br />
ettirilmektedir. Bu keşiflerin geliştirilmesine yönelik<br />
üretim faaliyetlerimize en kısa sürede Libya’da<br />
istikrarın sağlanmasıyla beraber başlayabileceğimizi<br />
ümit ediyoruz.<br />
Yukarıda bahsettiğim tüm bu faaliyetler, Türkiye<br />
Petrolleri mensuplarının iyi niyetli ve fedakarane<br />
çalışmaları ile yürütülmektedir. Mensuplarımızın<br />
zor ve büyük projeleri, uluslararası yoğun rekabet<br />
ortamı içerisinde çok başarılı bir şekilde hayata<br />
geçirmeleri takdir-i şayan’dır. Tüm Türkiye<br />
Petrolleri çalışanlarına ve emeklilerine bu<br />
hizmetlerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum.<br />
Türkiye Petrolleri olarak en büyük hedefimiz;<br />
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında,<br />
ülkemizin ihtiyacı olan petrol ve doğal gazın<br />
tamamını üretebilmektir. Yurtiçi ve yurtdışı<br />
çalışmalarımızda bu hedefe ne kadar çok<br />
yaklaşabilirsek sevincimiz de o kadar büyük<br />
olacaktır. Dışarıya ödenen ortalama yıllık 50 milyar<br />
dolar enerji ithalat faturamızın, yapacağımız<br />
çalışmalara paralel olarak önümüzdeki yıllarda<br />
hızla azaltılarak sıfırlanması, Türkiye’nin 2023<br />
yılında dünyanın ilk on büyük ekonomisi arasında<br />
yer alma hedefine ulaşmasını kolaylaştıracak<br />
önemli bir gelişme olacaktır.<br />
Türkiye’nin ve Türkiye Petrollerinin büyük<br />
hedeflere ulaşabilmesi için Türkiye Petrollerinin<br />
uluslararası petrol şirketleri ile rekabet edebilecek<br />
etkin bir petrol şirketi olarak yapılandırılmasının<br />
zamanı gelmiştir. Böyle bir yapılandırmanın,<br />
Türkiye’nin büyük hedeflerine ulaşabilmesi<br />
için atılacak önemli, belkide en önemli adım<br />
olacağını düşünüyorum.<br />
Mehmet UYSAL<br />
Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür<br />
10 <strong>TPAO</strong> <strong>2010</strong><br />
<strong>TPAO</strong> <strong>2010</strong><br />
11