11.08.2014 Views

Hazar World - Sayı: 05 - Nisan 2013

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

HAZAR STRATEJİ ENSTİTÜSÜ YAYINIDIR<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI: <strong>05</strong><br />

70 mİlyar dolarlık<br />

KÖPRÜ<br />

“ Kaya Gazı”<br />

ARANIYOR!<br />

BP Türkiye Başkanı:<br />

“ ŞAH DENİZ 2 İLE<br />

TÜRKİYE’NİN<br />

GAZ İHTİYACINA<br />

CEVAP VERECEĞİZ”<br />

TÜRKİYE<br />

KÖMÜRÜNÜ<br />

NE ZAMAN<br />

KEŞFEDECEK?<br />

Kömür, enerjide büyük oranda<br />

dışa bağımlı Türkiye’nin cari açık<br />

sorununun çözümüne de katkı<br />

sağlayabilir.<br />

www. hazarworld.com<br />

yayında


CHOICE FOR<br />

ENERGY OF<br />

TURKEY’S<br />

TOMORROW<br />

Turkey’s largest private natural gas importer.<br />

With its PNG and LNG portfolio, supplies major<br />

industrial customers and cities throughout the country.<br />

www.enercoenerji.com


ÖNSÖZ<br />

YÖNETİM<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

<strong>Hazar</strong> Strateji Enstitüsü Adına<br />

Haldun YAVAŞ<br />

Genel Yayın Yönetmeni<br />

Gökhan ÇAY<br />

Yayınlar Direktörü<br />

Selma AYDIN (Sorumlu)<br />

EDİTÖR<br />

Hande Yaşar ÜNSAL<br />

Yayın Kurulu<br />

Mesut ÜLKER<br />

Efgan NİFTİYEV<br />

Soykan BEKTAŞ<br />

Zeynep KAPTAN<br />

Ferahşan YAPRAK GenÇkaya<br />

Harika BALAY<br />

haldun yavaş<br />

<strong>Hazar</strong> Strateji Enstitüsü<br />

Genel Sekreter<br />

İLETİŞİM<br />

Veko Giz Plaza, Maslak Meydan Sok.<br />

No:3 Kat:4 Daire 11-12 Maslak, 34298<br />

Şişli / İstanbul - TÜRKİYE<br />

Tel: +90 212 999 66 00<br />

Faks: +90 212 999 66 01<br />

www.hazarworld.com<br />

yayın YÖNETİM<br />

Merhabalar,<br />

Türkiye, dünya hidrokarbon rezervlerinin önemli bir kısmını elinde bulunduran Ortadoğu<br />

ve <strong>Hazar</strong> Bölgesi ile mevcut doğal gaz ve petrol tüketimi hemen hemen aynı oranda olan<br />

Avrupa arasında köprü konumundadır. Stratejik konumunun, bölgesel işbirliği ve kalkınma<br />

adına öneminin farkında olan Türkiye, enerji diplomasisinde de etkin roller üstlenmeye<br />

başlamıştır. Bu doğrultuda politikalar geliştirilirken, çevre duyarlılığı ile optimum bir denge<br />

sağlanması gerektiği aşikardır.<br />

Ekonomik gelişmenin sürdürülmesi, cari açık sorununun çözümü, dünya piyasalarındaki<br />

rekabet gücünün artırılabilmesi büyük oranda yerel enerji kaynaklarının daha fazla<br />

kullanılmasına bağlıdır. Bu nedenle nükleer, termik, hidro, rüzgar, güneş ve jeotermal<br />

gibi enerji kaynakları teşvik edilerek enerji arzında ve dağıtımında çeşitlilik sağlanmalı ve<br />

sektördeki rekabet artırılmalıdır.<br />

Dünya piyasaları ile rekabet edilmesinde enerji fiyatları hayati önem taşıdığından enerji<br />

fiyatlarının düşürülmesine yönelik adımlar atılmalıdır. Diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında<br />

kömürden elektrik üretiminin daha ucuz olması pek çok ülkeyi kömüre yöneltmektedir.<br />

Güney Afrika toplam elektrik üretiminin %93’ünü, Polonya %87’sini, Çin %79’unu, Avustralya<br />

%78’ini, Hindistan %68’ini ve ABD ise %45’ini kömürden elde etmektedir. Zengin kömür<br />

yataklarına sahip olan ülkemizde ise bu oran %17’ler seviyesindedir. “Türkiye kömürünü ne<br />

zaman keşfedecek?” başlığıyla bu sayımızda kömür konusunu masaya yatırdık.<br />

Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi <strong>Sayı</strong>n Canseyit Tüymebayev ile yapılan röportajlarla<br />

Kazakistan 2<strong>05</strong>0 stratejisi dahilinde ülkenin gerçekleştirmeye hazırlandığı reformlar üzerine<br />

konuştuk. Gürcistan piyasasının dünyaya açılmasına yardımcı olan ve bu ülkede iş yapmayı<br />

kolaylaştıran reformları kısaca inceledik. Türkiye-Türkmenistan arasındaki ekonomik<br />

gelişim için hayati önem taşıyan Türkmenistan Yatırım Forumu’nu geniş bir katılım ile takip<br />

ettik. Son dönemlerde sıkça gündeme gelen kaya gazının Türkiye açısından analizini yaptık.<br />

<strong>Hazar</strong> ülkelerindeki alfabe devrimleri süreçlerini kısaca kaleme aldık.<br />

BP Türkiye Başkanı Bud Fackrell ile yaptığımız söyleşide BP’nin Türkiye vizyonunu ve<br />

<strong>Hazar</strong> stratejilerini dinledik. Marka sayfamızda restoran zinciri Kitchenette’i ele aldık.<br />

Avrasya’nın bilim, eğitim ve araştırma merkezlerinden biri olma yolunda hızla ilerleyen<br />

Nazarbayev Üniversitesi’ni, Aynur Ayhan’ın “1000’de Bir” isimli fotoğraf sergisini ve İran’ın<br />

turistik şehri İsfahan’ı sizlerle birlikte ziyaret ettik. <strong>Hazar</strong> Bölgesi’nde bayram havasında<br />

yaşanan Dünya Kadınlar Günü’nü birlikte kutladık.<br />

Gelecek sayıda görüşmek üzere…<br />

YAYIN GRUBU BAŞKANI<br />

Serkan ÜNAL<br />

GRUP KOORDİNATÖRÜ<br />

Mehmet Mücahid DEMİR<br />

FİNANS KOORDİNATÖRÜ<br />

Selim KARA<br />

genel yayın yönetmenİ<br />

Serdar TURAN<br />

ÖZEL PROJELER DİREKTÖRÜ<br />

Emin GÖRGÜN<br />

EDİTÖRLER<br />

Aynur ŞENOL ALTUN<br />

Mehmet E. ELGİN<br />

Can GÜRSU<br />

Nesrin KOÇASLAN<br />

E. Melek CEVAHİROĞLU<br />

Hülya KESKİN<br />

SANAT YÖNETMENİ<br />

Özkan ORAL<br />

YARDIMCI SANAT YÖNETMENİ<br />

Mehtap KAPLAN<br />

Pınar GÜVEN<br />

Ahmet ÇELİK<br />

FOTOĞRAF EDİTÖRÜ<br />

Abdulkadir DEMİR<br />

KATKIDA BULUNANLAR<br />

Elnur KULIYEV<br />

Can CENGİZ<br />

Gizem GÜZEY<br />

Güzin GÜZEY<br />

Özbekistan Büyükelçiliği<br />

www.turkiye-turkmenistan.com<br />

İnfomag Yayıncılık Bilişim Tanıtım ve<br />

Organizasyon Hizmetleri Ltd. Şti<br />

Ebulula Mardin Cad.<br />

4. Gazeteciler Sitesi A-8 /1<br />

Akatlar-Levent / İSTANBUL<br />

Tel: (0212) 324 55 15<br />

Faks: (0212) 324 55 <strong>05</strong><br />

BASKI<br />

Bilnet Matbaacılık Biltur Basım Yay. ve<br />

Hiz. A.Ş. Dudulu Organize Sanayi Bölgesi<br />

1.Cadde No: 16 Esenkent – Ümraniye<br />

34476 İSTANBUL Tel: 444 44 03<br />

Yayın Türü<br />

Yaygın Yerel Süreli<br />

Yayın Süresi / Dili<br />

Aylık / Türkçe<br />

İLETİŞİM<br />

info@infomag.com.tr<br />

www.infomagyayincilik.com<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 1


içindekiler<br />

KISA KISALAR<br />

04<br />

• Gürcistan’dan Azerbaycan’ın Toprak<br />

Bütünlüğüne Destek<br />

• Güney Gaz Koridoru’nda Dev İşbirliği<br />

• Rusya 2018 Dünya Kupası İçin<br />

18 Milyar Dolar Harcayacak<br />

KAPAK<br />

16<br />

TÜRKİYE KÖMÜRÜNÜ<br />

NE ZAMAN KEŞFEDECEK?<br />

Kömür yükselişte… Artan doğal gaz fiyatları<br />

dünyada enerji kaynağı olarak kömüre dönüşü<br />

tetikledi. Dünya kömür rezervi 1 trilyon tonu aşıyor.<br />

Bugün dünyanın enerji ihtiyacının neredeyse yarısı<br />

kömürden sağlanıyor. Yeraltı kaynakları arasında<br />

yaygın olan kömür, enerjide büyük oranda dışa<br />

bağımlı Türkiye’nin cari açık sorununun çözümüne<br />

de katkı sağlayabilir.<br />

HABER ANALİZ<br />

06<br />

• <strong>Hazar</strong> Toplantıları Kazakistan’da<br />

• Türkiye-Rusya Bölgesel<br />

Kalkınma Paneli<br />

AJANDA<br />

08<br />

• Dünya Ekonomik Forumu: Güney<br />

Kafkasya ve Orta Asya’nın Geleceğiyle<br />

İlgili Stratejik Diyalog<br />

• Uluslararası Ekonominin Kalbi<br />

İstanbul’da Atacak<br />

• 12. Türkiye Uluslararası Petrol ve Gaz<br />

Konferansı ve Sergisi (TUROGE)<br />

10PORTRE<br />

KAZAKİSTAN 2<strong>05</strong>0’YE<br />

HAZIRLANIYOR<br />

Kazakistan-Türkiye ilişkilerini ve<br />

Kazakistan’ın hedeflerini<br />

Kazakistan Cumhuriyeti Ankara<br />

Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev<br />

<strong>Hazar</strong> <strong>World</strong>’e değerlendirdi.<br />

2


24<br />

52<br />

ANALİZ<br />

REFORMCU Bir<br />

EKONOMİ:<br />

GÜRCİSTAN<br />

Uluslararası Finans Kuruluşu ve<br />

Dünya Bankası’na göre Gürcistan,<br />

Doğu Avrupa’da ve Sovyetler Birliği<br />

sonrasındaki tüm ülkeler arasında<br />

iş yapmanın en kolay olduğu ülke.<br />

ANALİZ<br />

30<br />

70 mİlyar dolarlık<br />

KÖPRÜ<br />

Türk ve Türkmen bürokratların,<br />

bakanların ve iş adamlarının bir<br />

araya geldiği Türkmenistan<br />

Uluslararası Yatırım Forumu iki<br />

ülke ilişkilerinin gelişimi için<br />

önemli bir zemin oluşturuyor.<br />

HAzar ANALİZ36<br />

“Kaya Gazı” ARANIYOR!<br />

Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacına kaya<br />

gazı çare olabilir mi? Uzmanlar, son<br />

dönemde sıkça gündeme gelen kaya<br />

gazının Türkiye açısından önemli bir<br />

yere sahip olduğunu ancak yeterli<br />

olmadığını belirtiyorlar.<br />

ANALİZ 40<br />

HAZAR’IN<br />

ALFABE REFORmU<br />

Yıl 1991… Sovyetler Birliği yıkılır ve<br />

Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan,<br />

Kırgızistan, Türkmenistan ve<br />

Tacikistan bağımsızlığını kazanır. Çok<br />

geçmeden bu ülkelerin siyasi,<br />

ekonomik, kültürel ve sosyal<br />

kimliklerini kurmaya çalıştıkları bir<br />

süreç başlar. Ve Alfabe Devrimi bu<br />

sürecin ardından ortaya çıkar.<br />

RÖPORTAJ 44<br />

“ŞAH DENİZ 2 İLE<br />

TÜRKİYE’NİN GAZ<br />

İHTİYACINA CEVAP<br />

VERECEĞİZ”<br />

BP Türkiye Başkanlık koltuğunu<br />

devralan Bud Fackrell, BP’nin Türkiye<br />

vizyonunu ve bölge stratejilerini <strong>Hazar</strong><br />

<strong>World</strong>’e anlattı.<br />

48<br />

LIFE STYLE<br />

RUSYA’DA<br />

YÜKSELEN MARKA:<br />

KITCHENETTE<br />

MARKA<br />

Kazakistan’ın Eğitim<br />

Üssü: Nazarbayev<br />

Üniversitesi<br />

Nazarbayev Üniversitesi, ülkede<br />

uluslararası akademik<br />

standartlarda eğitim sunan ilk<br />

üniversite olma ünvanına sahip.<br />

LIFE STYLE 56<br />

BUGÜN, KADINLARIN...<br />

Dünya genelinde Enternasyonal<br />

Kadınlar Günü olarak kabul edilen ve<br />

siyasi bir geçmişin parçası olan<br />

8 Mart, <strong>Hazar</strong> Bölgesi ülkelerinde de<br />

bayram havasında kutlanıyor.<br />

SEYAHAT<br />

58<br />

İRAN’IN TURİSTİK<br />

BAŞKENTİ<br />

Doğu komşumuzun; “Dünyanın yarısı<br />

(Nesf-e Jahan)”, “İran’ın incisi”, “Pers<br />

yurdunun mücevheri”, “Ortadoğu’nun<br />

Paris’i” olarak da anılan kenti, İsfahan...<br />

KÜLTÜR SANAT 62<br />

TÜRK SANAYİSİNİN<br />

BAŞARILI İŞ KADINLARI<br />

Aynur Ayhan’ın “1000’de Bir” isimli<br />

sergisi sanayinin gizli kahramanları<br />

olan iş kadınlarının fotoğraflarından<br />

oluşuyor.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 3


KISA KISALAR<br />

Güney Gaz<br />

Koridoru’nda<br />

dev işbirliği<br />

Gürcistan’dan Azerbaycan’ın<br />

toprak bütünlüğüne destek<br />

Gürcistan Dışişleri Bakanı Maya Panjikidze, Azerbaycan’ın toprak<br />

bütünlüğünü desteklediklerini ve bu desteği bundan sonra da<br />

sürdüreceklerini söyledi. Panjikidze bu sözleri resmi temaslarda bulunmak<br />

için geldiği Azerbaycan’da, Dışişleri Bakanı Elmar Mammadyarov’la<br />

görüşmesi sonrasında dile getirdi. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki<br />

Yukarı Karabağ sorununa değinen Panjikidze, komşu ülke Ermenistan’la iyi<br />

ilişkiler içinde olduklarını, bölgedeki sorunların barış yoluyla çözülmesi<br />

gerektiğini vurguladı. Çözümün Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü kapsamında<br />

gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizen Panjikidze, “Azerbaycan’ın toprak<br />

bütünlüğünü destekliyoruz, bundan sonra da destekleyeceğiz” diye konuştu.<br />

NABUCCO ve TANAP boru hatları<br />

arasında Güney Gaz Koridoru’nu<br />

geliştirmek için işbirliği anlaşması<br />

imzalandı. Anlaşma ile kurumların teknik<br />

ve stratejik bilgi alışverişinde bulunması ve<br />

projelerinin desteklenmesi öngörülüyor.<br />

Anlaşmada ayrıca Avrupa Birliği ve<br />

Güneydoğu Avrupa bölgeleri için gaz<br />

tedariğinin güvenilirliğini artırmak üzere<br />

doğal gaz taşıma güzergâhlarının daha da<br />

çeşitlendirilmesi gerekliliğine işaret<br />

ediliyor. NABUCCO Gas Pipeline<br />

International GmbH Genel Müdürü<br />

Reinhard Mitschek, “Bu mutabakat, Güney<br />

Gaz Koridoru’nun iki ayrılmaz parçası<br />

arasındaki ilişkiyi daha da sağlamlaştırarak<br />

bizleri Avrupa’nın gaz tedariğinin<br />

çeşitlendirilmesi yönündeki ortak<br />

hedefimize bir adım daha yaklaştırdı” dedi.<br />

Rusya 2018 Dünya Kupası için<br />

18 milyar dolar harcayacak<br />

2014 Sochi Kış Olimpiyatları için 50 milyar dolar harcama planlayan Rusya, 2018<br />

Dünya Kupası hazırlıklarına da başladı. Olimpiyat hazırlıklarında planlanan<br />

rakamların çok üzerine çıkan Rusya, Dünya Kupası için hesapları sıkı tutacak.<br />

Rusya hükümetinin, FIFA ile anlaşma sağladığı 18 milyar dolarlık bütçenin dışında<br />

ek harcama yapması öngörülmüyor. Hükümetin ele aldığı taslak çalışmaya göre<br />

yeni inşa edilecek stadyumlar, eğitim alanları, havalimanı inşaatları ve yollar<br />

federal bütçeden karşılanacak. FIFA ile 2010’da anlaşma sağlanan projelerin<br />

dışında kalan yerel alt yapılar, trafik sistemleri ve diğer harcamalar yerel<br />

yönetimler tarafından finanse edilecek. Karşılaşmalar için 1070 civarında proje<br />

tamamlanacak. Yollar, oteller, havalimanları, hastaneler ve diğer güvenlik binaları<br />

bu projeler arasında. 2018 Dünya Kupası için Rusya’ya 1,5 milyon futbolseverin<br />

gelmesi bekleniyor. Tarihinde ilk kez Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak<br />

Rusya’da 64 maç 11 ayrı kentte oynanacak.<br />

4


IMF: Azerbaycan<br />

ekonomisi en hızlı büyüyen<br />

ekonomilerden biri<br />

Uluslararası Para Fonu (IMF), Azerbaycan’ın petrol dışı gayri<br />

safi yurt içi hasılasının <strong>2013</strong>’te yüzde 9 büyüyeceğini<br />

öngörüyor. IMF’nin Ortadoğu ve Orta Asya bölümü<br />

danışmanı Raja Almarzoqi IMF heyetinin Bakü ziyaretinde<br />

açıklamalarda bulundu. Almarzoqi, petrol dışı sektörün<br />

büyümesinin büyük ölçüde hükümet harcamalarıyla<br />

sağlanacağını ve bunun gayri safi yurt içi hasılayı yüzde 4,5<br />

oranında artıracağını söyledi. Almarzoqi’ye göre, Azerbaycan<br />

ekonomisi son 10 yılda dünyada en hızlı büyüyen<br />

ekonomilerden biri oldu.<br />

Uzbekneftegaz birleşik gaz<br />

kullanımı projesine başlıyor<br />

Özbekistan petrol ve gaz şirketi Uzbekneftegaz, Kaşkadaryo<br />

eyaletinde birleşik gaz kullanımı projesinde çalışmalara<br />

başladı. 43,4 milyon dolarlık projeyle yeni tesisler inşa<br />

edilecek. Yılda 450 milyon metreküp gaz kullanacak olan<br />

tesisler Kuzey Shurtan, Garmiston, Kumchi ve Sahkarbulak<br />

sahaları için inşa edilecek. 43 milyon metreküplük ilk tesis<br />

bu yıl Aralık ayında faaliyete geçecek. Uzbekneftegaz’ın<br />

kendi kaynaklarıyla finanse ettiği projenin 2014 sonunda<br />

tamamlanması planlanıyor.<br />

“Mahmut ile Meryem”in<br />

galası yapıldı<br />

Türkmenistan en büyük<br />

gaz sahasını hizmete açıyor<br />

Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Elçin Efendiyev’in, aynı<br />

adlı romanından sinemaya uyarlanan “Mahmut ile Meryem”<br />

filminin galası İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde<br />

yapıldı. Galaya katılan Efendiyev, “Bugün benim için hoş bir<br />

gün. 31 yıl önce yazdığım bir roman sinemaya uyarlandı.<br />

Demek ki romanda ele aldığım konular güncelliğini koruyor”<br />

dedi. Mehmet Ada Öztekin’in yönettiği ve Aras Bulut<br />

İynemli, Eva Dedova, Fahreddin Manafov ile Melahat<br />

Abbasova’nın rol aldığı film, hükümdar Ziyad Han’ın<br />

Müslüman oğlu Mahmut ile Hristiyan keşiş kızı Meryem’in<br />

imkânsız aşkını ele alıyor.<br />

Türkmenistan ülkenin en geniş gaz sahası Galkiniş’i bu yıl<br />

yaz ayında hizmete açmayı planlıyor. Türkmenistan Devlet<br />

Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, “Galkiniş’te gazı<br />

sülfürden rafine edecek ilk tesisimizi hizmete açmayı<br />

umuyoruz” dedi. Berdimuhamedov, yeni bulunan geniş<br />

hidrokarbon sahalarının, Galkiniş’in kalkınmasında<br />

yürütülen çalışmaların ülkenin yakıt ve enerji<br />

komplekslerinin kapasitesini artırdığını söyledi. Galkiniş<br />

sahasında yılda 30 milyar metreküplük gaz üretilecek.<br />

Sahayı geliştirme çabalarının ilk aşamasında sondaj<br />

kuyuları açılacak. 1800 kilometrekarelik bir alana yayılan<br />

Galkiniş, 26,2 trilyon metreküp kapasitesiyle dünyada fosil<br />

yakıt rezervi bakımından ikinci en büyük saha.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 5


HABER ANALİZ<br />

<strong>Hazar</strong> Toplantıları<br />

Kazakistan’da<br />

Yaptığı araştırma ve raporlarla Avrasya’nın nabzını tutan<br />

<strong>Hazar</strong> Strateji Enstitüsü (HASEN), <strong>Hazar</strong> Toplantıları’nın altıncısını<br />

Kazakistan’da gerçekleştirdi. Başkent Astana’daki Nazarbayev<br />

Üniversitesi’nde Türkiye-Kazakistan ekonomik ilişkileri üzerine bir<br />

yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.<br />

<strong>Hazar</strong> Strateji Enstitüsü (HASEN),<br />

Avrasya’daki düşünce kuruluşları ve<br />

üniversitelerle yakın işbirliğine gidiyor.<br />

Bölgedeki önemli kuruluşlara ziyaretler<br />

gerçekleştiren HASEN üyeleri son olarak<br />

Kazakistan’da temaslarda bulundu.<br />

Üniversitenin kıdemli araştırma görevlisi Dr.<br />

Yerbol Akhmetbekov, Nazarbayev Üniversitesi<br />

Araştırma ve İnovasyon Sistemleri<br />

bölümünün başlattığı “Orta Asya-<strong>Hazar</strong><br />

Bölgesi enerji sistemleri modellemesi”<br />

projesi hakkında bilgi verdi. Proje, <strong>Hazar</strong>’a<br />

kıyısı olan ülkelerin enerji dinamiklerini ve<br />

aralarındaki sinerjiyi incelemeyi amaçlıyor.<br />

Bölge ülkeleri arasında ticaretin gelişmesine<br />

odaklanan proje, Kazakistan, Azerbaycan,<br />

Özbekistan ve Türkmenistan’ın ayrı ayrı<br />

modellerinden yola çıkılarak tasarlandı.<br />

Böylece Orta Asya-Kafkasya bölgeler arası<br />

modelinin oluşturulması planlandı.<br />

Dr. Akhmetbekov, Kazakistan’ın petrol ve<br />

doğal gazın yanı sıra zengin kömür kaynaklarına<br />

sahip olduğunu, boru hatlarının<br />

yetmediği yerlerde kömürün kullanıldığını<br />

<strong>Hazar</strong> Strateji Enstitüsü,<br />

Kazakistan’da Nazarbayev<br />

Üniversitesi yetkilileri ile bir<br />

araya geldi.<br />

Son yıllarda<br />

enerji kaynakları<br />

sayesinde<br />

Azerbaycan,<br />

Kazakistan ve<br />

Türkmenistan gibi<br />

<strong>Hazar</strong> bölgesi<br />

ülkelerinde ciddi<br />

bir zenginleşme<br />

gerçekleşti.<br />

anlattı. Yenilenebilir enerji kaynaklarını da<br />

değerlendirdiklerini kaydeden Dr. Akhmetbekov,<br />

Kazakistan’ın rüzgar enerjisi konusunda<br />

önemli potansiyele sahip olduğunu<br />

belirtti.<br />

HASEN Uzmanı Dr. Fatih Macit de üniversite<br />

yetkililerine Türk ekonomisinin son 10<br />

yılda geçirdiği dönüşüm ve enerji ithalatının<br />

Türkiye ekonomisine maliyeti konusunda bir<br />

sunum gerçekleştirdi.<br />

Son yıllarda enerji kaynakları sayesinde<br />

Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan<br />

gibi <strong>Hazar</strong> Bölgesi ülkelerinde ciddi bir<br />

zenginleşme gerçekleştiğini, bu durumun<br />

Türkiye’nin bölge ile ticari ilişkilerinin<br />

artmasını sağladığını söyleyen Macit, 2002<br />

yılında Türkiye’nin Azerbaycan’a yaptığı toplam<br />

ihracatın 231 milyon dolar iken bugün<br />

bu rakamın 2,5 milyar doların üstüne çıktığı<br />

örneğini verdi.<br />

Ticaret rakamlarındaki bu olumlu tablonun<br />

siyasi arenadaki yakın ilişkilere rağmen doğrudan<br />

yatırımlara yansımadığını söyleyen<br />

Macit, Türkiye’nin, enerji gelirleri sayesinde<br />

önemli miktarda cari işlemler fazlası<br />

oluşturan bu ülkelerden doğrudan yatırım<br />

çekmekte zorlandığını kaydetti.<br />

6


Türkiye-Rusya<br />

Bölgesel Kalkınma Paneli<br />

Geçtiğimiz yıl Aralık ayında Rusya Devlet Başkanı Putin’in ziyareti<br />

sırasında iki ülke arasında 11 işbirliği anlaşması imzalandı. İstanbul’da<br />

düzenlenen Türkiye-Rusya Bölgesel Kalkınma Forumu’nda da gelişen<br />

ekonomik ilişkiler ele alındı.<br />

Türkiye’nin ikinci en büyük ticaret ortağı<br />

Rusya ile olan ikili ticaret 2012 yılında<br />

yedi kat büyüyerek 33 milyar dolara ulaştı.<br />

Rusya’da Türk firmaları tarafından üstlenilen<br />

inşaat projelerinin toplam değeri ise<br />

40 milyar doları aştı. Yeni hedef ise iki ülke<br />

ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkartmak.<br />

İki ülke arasında bahar dönemini yaşayan<br />

ekonomik ilişkiler İstanbul’daki toplantıda<br />

masaya yatırıldı. “Türkiye ve Rusya, Bölgesel<br />

Kalkınma İçin Ekonomik Entegrasyon”<br />

toplantısı İstanbul Four Seasons Otel’de<br />

gerçekleşti. Toplantı, Rusya’nın Davos’u<br />

olarak bilinen Saint-Petersburg Uluslararası<br />

Ekonomik Forumu’na da bir hazırlık niteliği<br />

taşıyor. Türk iş dünyasına forumun tanıtımının<br />

yapıldığı panelin açılış konuşmalarını<br />

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />

Tayfun Bayazıt ve Rönesans Holding Yönetim<br />

Kurulu Üyesi İpek Ilıcak yaptı. Tayfun<br />

Bayazıt açılış konuşmasında, “İkili ekonomik<br />

ilişkilerin yakın gelecekte büyük bir potansiyel<br />

yaratacağını görüyoruz. 2012 itibariyle<br />

2 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hasılası,<br />

satın alma gücü paritesine göre dünyanın<br />

6. büyük ekonomisi olan Rusya Türkiye’nin<br />

en önemli ticaret partnerlerinden biri” diye<br />

Tayfun bAyazıt:<br />

“İkili ekonomik<br />

ilişkilerin yakın<br />

gelecekte büyük<br />

bir potansiyel<br />

yaratacağını<br />

görüyoruz.”<br />

İstanbul’da düzenlenen forum<br />

iki ülke ilişkileri açısından büyük<br />

önem arz ediyor.<br />

konuştu. Panelde söz alan Enerji Bakanlığı<br />

Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen de son<br />

15 yılda Türk-Rus ilişkilerinin dünyada çok az<br />

görülen bir ivme yakaladığını kaydetti. Çimen,<br />

Mersin Akkuyu’daki nükleer santralin de<br />

Rus şirketler tarafından yapılacak olmasının<br />

Rusya ile ilişkilere önemli bir boyut kazandırdığını<br />

söyledi. Rusya Federasyonu Ekonomik<br />

Kalkınma Bakanlığı Yatırım Politikası ve<br />

Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Geliştirme Bölümü<br />

Müdürü Igor Koval da Türk şirketlerini<br />

Rusya’da yatırımlarını artırmaya davet etti.<br />

Yatırımcıların karşılaştığı sorunları çözmek<br />

için yol haritası oluşturduklarını ve Yatırım<br />

Ombudsman Kurumu kurduklarını kaydeden<br />

Koval, ülkelerinde ticaretin önünü açmak<br />

hem de çeşitliliği artırmak için önlemler<br />

aldıklarını belirtti.<br />

Avrupa’da bankacılık sektöründe gerçekleşen<br />

en büyük satın almalardan biri Rus<br />

Sberbank’ın Denizbank’ı satın alması oldu.<br />

Panele konuşmacı olarak katılan Denizbank<br />

Genel Müdürü Hakan Ateş de iki banka<br />

arasında olan bu evliliğin Rusya ile Türkiye<br />

arasında enerji ağırlıklı olan işbirliğini<br />

çeşitlendirdiğini söyledi. Rusya’da faaliyet<br />

gösteren en büyük ikinci inşaat firması olan<br />

Renaissance Grup yöneticileri de panelde<br />

yaptıkları konuşmada Rusya’da 10 binden<br />

fazla kişiyi istihdam ettiklerini ve bu yıl<br />

2 milyar euro ciroya ulaştıklarını aktardı.<br />

20 milyar dolarlık bir yatırımla Türkiye’nin<br />

ilk nükleer santralini de Rus kamu nükleer<br />

enerji şirketi Rosatom inşa edecek. Toplantıda<br />

konuşan Akkuyu NPP projesinin Genel<br />

Müdür Yardımcısı Rauf Kasumov, nükleer<br />

karşıtlarına mesaj verdi. Kasumov, nükleer<br />

santralin inşa edileceği bölgede sismik çalışmalar<br />

yaptıklarını ve göstergelerin santral<br />

yapımına çok uygun olduğunu belirtti.<br />

Akkuyu nükleer santralin işletmeye alınması<br />

durumunda Türkiye elektrik enerjisi üretiminde<br />

önemli bir kaynağa kavuşacak,<br />

7,5 milyar metreküp doğal gaz ithal edilmesine<br />

gerek kalmayacak.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 7


AJANDA<br />

Dünya Ekonomik Forumu:<br />

Güney Kafkasya ve Orta<br />

Asya’nın Geleceğiyle İlgili<br />

Stratejik Diyalog<br />

7-8 NİSAN<br />

BAKÜ, AZERBAYCAN<br />

NİSAN <strong>2013</strong><br />

1<br />

2<br />

3<br />

Davos Dünya Ekonomik Forumu bu yıl, 7-8 <strong>Nisan</strong> tarihleri<br />

arasında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirilecek.<br />

Güney Kafkasya ve Orta Asya’nın geleceği ile ilgili<br />

stratejik diyalog konusu kapsamında gerçekleşecek etkinlikte,<br />

genel durum değerlendirmesi yapılarak sanayi, ulaştırma,<br />

altyapı, doğal kaynaklar, finans, tarım, madencilik,<br />

telekomünikasyon ve diğer sektörlerde yeni fırsatların<br />

ortaya konması ile ilgili konular ele alınacak. Forum, bölgenin<br />

mevcut potansiyellerini değerlendirmek adına yatırımcılara<br />

fırsat sunması açısından oldukça büyük bir<br />

önem taşıyor. Bakü’de gerçekleşecek Davos Dünya<br />

Ekonomik Forumu, temel zorluklar ve fırsatların yanı sıra<br />

bölgenin geleceğini şekillendirecek yolları değerlendirmek<br />

üzere, bölgesel ve yabancı yatırımcılar için güvenli, kapsayıcı<br />

işbirlikçi ve çok paydaşlı bir platform sunacak. Dünya<br />

Ekonomik Forumu’nda bu yıl ‘Finans ve Uzun Vadeli<br />

Yatırımlar’, ‘Ticaret ve Tedarik Zincirleri’, ‘Enerji ve Tabii<br />

Kaynaklar’ gibi konular tartışılacak.<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

16. Avrupa Ekonomi Zirvesi<br />

İstanbul’da<br />

9-11 <strong>Nisan</strong><br />

İstanbul, Türkiye<br />

Marmara Grubu Vakfı tarafından<br />

düzenlenen Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde<br />

bu yıl, “21. Yüzyılda Eğilimler: Tek<br />

Kutuplu Dünya mı, Çok Kutuplu Dünya<br />

mı?” başlığı altında ekonomi, enerji, sağlık<br />

ve eğitim gibi konular ele alınacak. Bu<br />

konulara ek olarak, zirvede iletişim<br />

teknolojileri, ekoloji ve kadının<br />

modernleşmesi de konuşulacak. Marmara<br />

Grubu Vakfı’nın 16 yıldır gerçekleştirdiği<br />

Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne bu yıl Afrika<br />

ve Latin Amerika ülkeleri de katılıyor.<br />

50’ye yakın ülkenin katılım göstereceği<br />

zirvede çok sayıda üst düzey davetli yer<br />

alacak. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin,<br />

Türkiye’nin bu bölgedeki iktisadi, siyasi,<br />

kültürel pozisyonuna büyük katkı<br />

sağlayacak bir etkinlik olması bekleniyor.<br />

9<br />

10<br />

11<br />

12<br />

13<br />

14<br />

15<br />

8


16<br />

17<br />

18<br />

19<br />

20<br />

21<br />

22<br />

23<br />

24<br />

12. Türkiye Uluslararası Petrol<br />

ve Gaz Konferansı ve Sergisi<br />

(TUROGE)<br />

10-11 <strong>Nisan</strong><br />

Ankara, Türkiye<br />

TUROGE Konferansı sektörün büyük oyuncularını bir<br />

araya getiriyor. Konferans bölgesel ve uluslararası petrolgaz<br />

topluluğu için de önemli bir ağ fırsatı sunuyor.<br />

Türkiye’nin artan enerji talebinin 2030 yılında 53 binden<br />

100 bin MW’a yükseleceği tahmin ediliyor. Yerli enerji<br />

sektörü Türkiye’nin hızla gelişen ekonomisi ile birlikte<br />

cazip yatırım alanları oluşturmaya devam ediyor. Türkiye<br />

enerji sektörü, yerli yabancı birçok oyuncunun dikkatini<br />

çekiyor. Katılımcılar Türkiye’nin avantajlarını ve yatırım<br />

fırsatlarını konferansta öğrenme imkanı buluyor.<br />

12. Kuzey <strong>Hazar</strong> Bölgesel<br />

Atyrau Petrol ve Gaz Fuarı<br />

16-18 <strong>Nisan</strong><br />

Atyrau, Kazakistan<br />

Kazakistan’ın en büyük petrol alanlarının ve dünyanın<br />

üç büyük petrol ve gaz alanlarının (Kashagan, Tengiz<br />

ve Karaçaganak) yakınında yer alan Atyrau şehri, yerel<br />

ve ulusal petrol şirketleri için üretim merkezi. Şehrin,<br />

petrol ve gaz sektörü için önemli bir coğrafyada yer<br />

alması Kuzey <strong>Hazar</strong> Bölgesel Atyrau Petrol ve Gaz<br />

Fuarı için ideal bir platform oluşturuyor.<br />

NİSAN<br />

HAZAR TAKVİMİ<br />

25<br />

26<br />

27<br />

28<br />

29<br />

30<br />

31<br />

NİSAN <strong>2013</strong><br />

AGİT Ekonomi ve Çevre Forumu<br />

16-17 <strong>Nisan</strong><br />

Kİev, Ukrayna<br />

AGİT Ekonomi ve Çevre Forumu en üst düzeydeki yıllık<br />

toplantısını gerçekleştirdi. Başbakanlık tarafından<br />

önerilen konular 57 AGİT katılımcısı tarafından her yıl<br />

tartışılıyor. Bu görüşmelerin amacıysa güvenlik<br />

bağlantılı ekonomik ve çevresel konularda diyalog<br />

kurmak, siyasi teşvikte bulunmak, belirlenen önerilerin<br />

hazırlanmasına katkıda bulunmak ve bu sorunlarla<br />

mücadele için faaliyetleri takip etmek. Aynı zamanda<br />

forum, katılan devletlerin ekonomik ve çevresel boyutta<br />

taahhütlerini gözden geçirmesine şans veriyor.<br />

İlk görüşme Avusturya’nın başkenti Viyana’da 4-5 Şubat<br />

tarihlerinde gerçekleşen AGİT Forumu’nun ikinci görüşmeleri<br />

ise Ukrayna’nın başkenti Kiev’de 16-17 <strong>Nisan</strong><br />

tarihlerinde yapılacak.<br />

www.hazarworld.com<br />

Ekonomik ve Sosyal<br />

Kalkınma Uluslararası<br />

Akademik Konferansı<br />

2-4 <strong>Nisan</strong><br />

Moskova, Rusya<br />

Clinton Global Initiative<br />

University (CGI U)<br />

Toplantısı<br />

5-7 <strong>Nisan</strong><br />

Washington Üniversitesi,<br />

St. Louis<br />

KazAtomExpo<br />

9-11 <strong>Nisan</strong><br />

Astana, Kazakistan<br />

Büyük İpek Yolu Sergisi<br />

11-13 <strong>Nisan</strong><br />

Almatı, Kazakistan<br />

Kafkasya Bankacılık ve<br />

Finans Konferansı <strong>2013</strong><br />

<strong>2013</strong><br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 9<br />

12-13 <strong>Nisan</strong><br />

Bakü, Azerbaycan<br />

4. Uluslararası İran ve<br />

Dünyadaki Güncel<br />

Gelişmeler Sanal<br />

Konferansı<br />

15 <strong>Nisan</strong><br />

Kazvin, İran<br />

18. Uluslararası Petrol,<br />

Gaz, Rafineri ve<br />

Petrokimya Fuarı<br />

17-20 <strong>Nisan</strong><br />

Tahran, İran<br />

Crans Montana: Yeni<br />

Ekonomiler&Bilgi ve<br />

İletişim Teknolojileri<br />

Zorlukları<br />

26-28 <strong>Nisan</strong><br />

N’Djamena, Chad<br />

‘Türkmen At’ı<br />

Bayramı<br />

28 <strong>Nisan</strong><br />

Türkmenistan


PORTRE<br />

10


Kazakistan<br />

2<strong>05</strong>0’ye<br />

Hazırlanıyor<br />

Kazakistan 2<strong>05</strong>0 stratejisi ile sürdürülebilir ve istikrarlı büyüme için önemli reformlar<br />

gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Kazakistan-Türkiye ilişkilerini ve Kazakistan’ın<br />

hedeflerini Eski Kazakistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanı, günümüzün<br />

Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev <strong>Hazar</strong> <strong>World</strong><br />

dergisine değerlendirdi.<br />

MEHMET ERDOĞAN ELGİN<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 11


PORTRE<br />

Geçtiğimiz yıl Kazakistan-Türkiye ilişkilerinin<br />

20. yıldönümü idi. Bu süreçte<br />

Kazakistan’ın Türkiye ile ilişkilerinde<br />

ne gibi gelişmeler yaşandı?<br />

Kazakistan ve Türkiye, tarihi geçmişi ve<br />

kökü aynı olan kardeş ülkelerdir. Eski<br />

tarihi kaynaklarımızın, dilimiz ve dinimizin<br />

ortaklığı bizi birbirimize daha da yakınlaştırmaktadır.<br />

1<br />

Bağımsızlığımızı ilk olarak tanıyan<br />

Türkiye’ye ayrı bir sevgi besliyoruz. Bağımsızlığımızdan<br />

bu yana iki ülke arasındaki<br />

dostane ilişkilerimiz hiç kesilmedi.<br />

Kazakistan ile Türkiye arasında işbirliği ve<br />

stratejik ortaklık temeli, ayrı devlet olarak<br />

kurulduğumuz günden itibaren sağlam bir<br />

şekilde inşa edildi.<br />

Bağımsızlıkla birlikte kardeş devletler<br />

arasında çok yönlü ilişkiler kurulup, bunun<br />

sayesinde halklarımızın ruhu şahlandı, tarihi<br />

kökümüze giden yollar açıldı. Ekonomik<br />

ilişkiler ivme kazanarak, hızla gelişti. Türk<br />

kardeşlerimiz Kazakistan’a destek olarak,<br />

yeni başkentimiz Astana’nın gelişmesine ve<br />

büyümesine katkıda bulundular. Türkiye’ye<br />

beslediğimiz kardeşlik duygularımızın<br />

göstergesi olarak Esil Nehri’nin kıyısında<br />

Mustafa Kemal Atatürk’ün görkemli anıtı<br />

açıldı.<br />

Rota olarak sanayi ve inovasyonu seçen<br />

Kazakistan, ekonomisi hızla gelişen bir ülke<br />

olarak dünyada tanınmaya devam ediyor.<br />

Dünya Ekonomik Forumu’nun son verilerine<br />

göre Kazakistan dünyadaki rekabet edilebilir<br />

ülkeler arasında 51. sıraya yükseldi.<br />

Medeniyet, iman ve hayırseverlik gibi ortak<br />

kavramlar, birlik ve karşılıklı etkileşim adına<br />

her zaman önem arz eden çıkış noktamız<br />

olmuştur. Bu bağlamda, ülkelerimizin<br />

bu yöndeki yaklaşımlarının benzerliği bizi<br />

memnun etmektedir. Örnekleri ortada:<br />

Kazakistan Semavi ve Geleneksel Dinler<br />

Liderleri Zirvesi’nin düzenlendiği bir ülke<br />

haline gelmişken, Türkiye ise Medeniyetler<br />

İttifakı’nın Eşbaşkanı bir ülkedir. 2011 yılında<br />

Kazakistan AGİT, Türkiye AİGK/CICA<br />

Dönem Başkanı ülke olmuşlardır. Bunlar;<br />

Avrasya’nın güvenliği ile medeniyetler arası<br />

anlayışı geliştirmeye yönelik yeni inisiyatifleri<br />

birlikte almamıza imkan tanımıştır.<br />

Ülkelerimizin uluslararası politikadaki<br />

yaklaşımları ile görüşlerinin benzerlik<br />

göstermesi doğaldır. Zamanında Atatürk’ün<br />

ortaya attığı “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”<br />

Kazakistan ve<br />

Türkiye, tarihi<br />

geçmişi ve kökü aynı<br />

olan kardeş<br />

ülkelerdir. Eski<br />

tarihi<br />

kaynaklarımızın,<br />

dilimiz ve dinimizin<br />

ortaklığı bizi<br />

birbirimize daha da<br />

yakınlaştırmaktadır.<br />

ilkesi önemini yitirmiş değildir. Nükleer<br />

silahtan gönüllü olarak vazgeçen bir<br />

ülke sıfatıyla Kazakistan, dünyada bu<br />

istikamette yer alan gelişmelerden endişe<br />

duymaktadır.<br />

Kazakistan’ın büyük şairi Abay bir şiirinde<br />

“Huzurdan başka bir dost bulamadım” demiştir.<br />

Öyleyse, yüzyıllar boyu ara verilen,<br />

ancak bağımsızlıkla birlikte devamını bulan<br />

dostluğumuz ve birliğimiz ebedi olsun!<br />

Kazakistan ile Türkiye arasındaki<br />

ticari-ekonomik, yatırım alanındaki ilişkiler<br />

hakkında neler düşünüyorsunuz?<br />

Karşılıklı ticari, ekonomik etkileşim ikili<br />

işbirliğinin önemli unsurudur. Türkiye<br />

bağımsızlığımızın ilk yıllarında ülkemize<br />

özel teşebbüs ve inşaat alanının gelişmesinde<br />

büyük katkı sağladı. Günümüzde<br />

Kazakistan’da 1400’den fazla Türk şirketi<br />

faaliyetini devam ettiriyor. Kazakistan’da<br />

12


2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

2 milyar dolardan fazla Türk yatırımı var.<br />

Kazakistan’dan Türkiye’ye ise yaklaşık<br />

1 milyar dolar civarında yatırım sağlandı.<br />

Bununla beraber, Türk müteahhitler<br />

Kazakistan’da toplam tutarı 20 milyar dolar<br />

değerinde inşaat projelerini tamamladı.<br />

Fakat her iki ülkenin karşılıklı yatırımları<br />

ülkelerin potansiyelini yansıtmamakta.<br />

Tüm imkanlar tam olarak kullanılamadı<br />

diye düşünüyorum. Ekonomik işbirliğimizin<br />

geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi amacıyla<br />

birtakım projeler ele alınmalı.<br />

Bu anlamda geçtiğimiz yıl 10-12 Ekim 2012<br />

tarihlerinde Devlet Başkanımız Nursultan<br />

Nazarbayev’in Türkiye resmi ziyareti önem<br />

kazanmaktadır. Ziyaret esnasında “Yeni Sinerji<br />

Ortak Ekonomi Programı”nın Eylem<br />

Planı imzalandı ve ilişkilerimizin tarihinde<br />

ilk defa Kazakistan ve Türkiye Yüksek Düzeyli<br />

Stratejik İşbirliği Konseyi’nin birinci<br />

1 Van’da meydana gelen<br />

depremin ardından<br />

Kazakistan’dan çadır,<br />

battaniye, yatak ve soba<br />

getiren uçak, Erzurum<br />

Havalimanı’na indi.<br />

2 Ankara Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Melih Gökçek,<br />

‘’Kazakistan Dostluk Devlet<br />

Madalyası”nı Tüymebayev’in<br />

elinden aldı.<br />

3 Ankara Büyükelçisi<br />

Tüymebayev Türk dünyasına<br />

katkısı olan kurum ve<br />

kuruluşlara plaket verdi.<br />

4 Tüymebayev, Kazakistan’ın<br />

Fahri Konsolosluğu nişan<br />

töreninde konuşma yapıyor.<br />

5 Tüymebayev, Başbakan<br />

Yardımcısı Bülent Arınç’a<br />

‘’Kazakistan Cumhuriyeti’nin<br />

bağımsızlığının 20. yıl dönümü<br />

madalyası’’ takdim etti.<br />

toplantısı gerçekleştirildi. Bu toplantı iki<br />

ülke arasındaki işbirliğinin yeni stratejisini<br />

yapılandıracak ve hayata geçirecektir.<br />

Ayrıca ziyaret esnasında İstanbul’da İş<br />

Forumu yapıldı. Bu İş Forumu çerçevesinde<br />

yaklaşık 1 milyar dolarlık iş anlaşmaları<br />

imzalandı. Bu anlamda Türk sanayici ve iş<br />

adamlarını Kazakistan’a yatırım yapmaya<br />

davet etmek istiyorum.<br />

Günümüzde ülke yönetiminin gündemindeki<br />

en önemli mesele ekonominin güçlendirilmesi<br />

ve Kazakistan halkının refahının<br />

yükseltilmesidir. Bu konunun Kazakistan<br />

Cumhuriyeti Devlet Başkanı Nursultan<br />

Nazarbayev’in geçtiğimiz yılın Aralık ayında<br />

yapmış olduğu Ulusa Sesleniş’inde açıkladığı<br />

“Kazakistan-2<strong>05</strong>0” adlı stratejisinde<br />

de altı çizilerek, “Kazakistan açısından<br />

ekonomik gelir ile toplumun refahını sağlama<br />

arasındaki optimal eşitliğin sağlanması,<br />

hayati önem arz etmektedir” denilmiştir.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 13


PORTRE<br />

1<br />

Kazakistan’daki Ortak Kazak-Türk sanayi<br />

bölgeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?<br />

Türk sanayisinin ve genel olarak aldığımızda<br />

ekonomisinin gelişim lokomotifi olan<br />

organize sanayi bölgelerinin kurulmasında<br />

Türkiye büyük tecrübe biriktirdi. Devletlerimiz,<br />

Kazakistan’da Ortak Kazak-Türk<br />

Sanayi Bölgeleri’nin kurulması hakkında<br />

mutabakat zaptına imza attı, 2012 yılının<br />

Mayıs ayında da Türkiye Başbakanı <strong>Sayı</strong>n<br />

Recep Tayyip Erdoğan’ın Kazakistan’a ziyareti<br />

esnasında Kazakistan’da ortak Kazak-<br />

Türk Organize Sanayi Bölgesi kurulmasına<br />

ilişkin ortak eylem planına imzalar atıldı. Bu<br />

çerçevede Kazakistan’da Türk sermayesinin<br />

katılımıyla ilk ortak organize sanayi bölgesi<br />

Güney Kazakistan’ın Kentau şehrinde açıldı.<br />

Burada, Türk sanayicinin Kazakistan pazarına<br />

sistemli bir şekilde girmesine imkan<br />

sağlanacak. Bu projeler ile 2012’de Kazakistan<br />

ile Türkiye arasındaki ticari-ekonomik<br />

Kazakistan’da Türk<br />

sermayesinin<br />

katılımıyla ilk ortak<br />

organize sanayi<br />

bölgesi Güney<br />

Kentau şehrinde<br />

açıldı. Burada, Türk<br />

sanayicisinin<br />

Kazakistan pazarına<br />

sistemli bir şekilde<br />

girmesine imkan<br />

sağlanacak.<br />

işbirliğinin canlandığını belirtebiliriz. Önümüzdeki<br />

yıllarda ise ikili ticaret hacminin 15<br />

milyar doları aşacağını tahmin ediyoruz.<br />

Kazakistan ile Türkiye’nin çok taraflı<br />

işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Kazakistan ve Türkiye, Asya’da İşbirliği ve<br />

Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK/<br />

CICA), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT),<br />

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), AGİT ve diğer<br />

uluslararası kuruluşlar nezdinde sıkı işbirliği<br />

sürecini devam ettirmektedir. Birleşmiş<br />

Milletler çerçevesindeki karşılıklı etkileşim<br />

de başarıyla devamını bulmaktadır. Aynı<br />

şekilde iki ülkenin Avrupa, Avro-Atlantik ve<br />

başka kurumlar nezdindeki ortak işbirlikleri<br />

de büyük önem taşımaktadır.<br />

Kazakistan’ın dış siyasi öncelikleri arasında<br />

AİGK/CICA’nın kurulmasına ilişkin<br />

inisiyatifin ayrı bir yeri vardır. Söz konusu<br />

14


önerinin somut bir kuruluş halinde vücut<br />

bulması önem arz etmektedir. Asya’da<br />

bir forum kurmaya dair girişim ilk kez<br />

Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı<br />

Nursultan Nazarbayev tarafından Ekim<br />

1992 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel<br />

Kurulu’nda öne sürülmüştür. Kazakistan<br />

lideri bu inisiyatifin, Asya kıtasında güvenliği<br />

inşa edecek hem etkili hem de evrensel<br />

bir yapıya duyulan ihtiyaçtan doğduğunun<br />

altını çizmiştir.<br />

AİGK inisiyatifi kıta genelindeki siyasi<br />

atmosferin yönünü belirleyebilecek güce<br />

sahip pek çok uluslararası kurumlarca ve<br />

Asyalı devletlerce ilk günden beri destek<br />

bulmuştur. Kazakistan’ın söz konusu<br />

girişimini daima destekleyen Türkiye,<br />

AİGK/CICA ikinci kez dönem başkanlığını<br />

devralmıştır. Bu, Türkiye’nin Kazakistan’a<br />

göstermiş olduğu desteğin ve özel ilgisinin<br />

somut bir göstergesidir. Türkiye’nin çok<br />

önemli olan bu sürece sağlayacağı katkı<br />

ve üstleneceği rol büyüktür. Kazakistan ve<br />

Türkiye arasındaki çok taraflı işbirliğinin<br />

gündeminde Türk Dili Konuşan Devletler<br />

arasındaki işbirliğinin farklı bir yeri vardır.<br />

Türk Dünyası Kazakistan’ın güvenli bir<br />

limanı, Türk halkları ise en yakın kardeşleridir.<br />

Bu bağlamda, Devlet Başkanı<br />

Nursultan Nazarbayev Türkler arasında<br />

ortak bir yapının inşasına ilişkin pek çok<br />

inisiyatifi gündeme taşımıştır. Bugünlerde<br />

Nazarbayev’in konuyla ilgili inisiyatiflerinin<br />

tümü hayata geçirilmiş durumda. Örnek<br />

verecek olursak, 21 Ekim 2008 tarihinde<br />

İstanbul’da Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter<br />

Asamblesi kurulmuş ve Sekretaryası<br />

Bakü’de faaliyetlerini sürdürmektedir.<br />

Ekim 2009 tarihinde Nahçıvan’da Azerbaycan,<br />

Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye<br />

Devlet Başkanları Türk Dili Konuşan<br />

Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin (Türk Konseyi)<br />

kurulmasına ilişkin anlaşmayı imzalamışlar,<br />

Türk Konseyi’nin İstanbul’da bulunan sekretaryası<br />

çalışmaya başlamıştır. Ekim 2011<br />

tarihinde Almatı’da Türk Konseyi’nin<br />

1. Zirvesi düzenlenerek, birçok belge imzalanmıştır.<br />

Bu sürece sivil toplum statüsünde<br />

kurulan Türk Dili Konuşan Ülkeler Aksakallar<br />

Kurulu da katkıda bulunmaktadır.<br />

Türk müteahhitler<br />

Kazakistan’da<br />

toplam tutarı<br />

20 milyar doları<br />

BULAN inşaat<br />

projelerini<br />

tamamladı. her iki<br />

ülkenin karşılıklı<br />

yatırımları<br />

ülkelerin<br />

potansiyelini<br />

yansıtmIYOR. Tüm<br />

imkanlarIN tam<br />

olarak<br />

kullanılamadıĞINI<br />

düşünüyorUM.<br />

1 Tüymebayev Türkiye ve<br />

Kazakistan ilişkilerini<br />

yakından tanıyan bir isim.<br />

2 “Türkiye-Kazakistan<br />

Kardeşlik Günleri’’ etkinliği<br />

her sene düzenleniyor.<br />

3 Kazakistan toprak büyüklüğü<br />

bakımından dünyanın 9.<br />

ülkesi.<br />

4 Başkent Astana’da yer<br />

alan Cumhurbaşkanlığı<br />

Sarayı, “Beyaz Saray” olarak<br />

adlandırılıyor. 3<br />

4<br />

Ticari-ekonomik alanın yanı sıra kültürel<br />

ve eğitim sahasında ne tür işbirliğiniz<br />

var?<br />

Bu alandaki işbirliği de çok aktif bir şekilde<br />

devam ediyor. Kazakistan ile Türkiye’nin<br />

kültür, sanat temsilcilerinin, edebiyatçılarının<br />

iki ülkede organize edilen faaliyetlere<br />

katılımları, sanat gruplarının karşılıklı<br />

seyahatleri, bölgeler arası yardımlaşmaya<br />

dayanan işbirliğinin temeli.<br />

Eğitim alanında karşılıklı etkileşimimizin<br />

açık göstergesi olarak Türkistan şehrimizde<br />

bulunan Hoca Ahmet Yesevi adındaki Uluslararası<br />

Kazak-Türk Üniversitesi’ni belirtmemiz<br />

gerekmektedir. Bunun dışında Almatı’da<br />

“Süleyman Demirel” adlı Kazak-Türk Üniversitesi<br />

ve İstanbul’da ünlü şairimiz Abay<br />

adında ortaokul başarılı bir şekilde eğitim faaliyetini<br />

sürdürüyor. Bugüne kadar 1500’den<br />

fazla Kazakistanlı öğrenci, Türkiye’de yüksek<br />

öğrenimlerini tamamladı. Halen Türkiye’nin<br />

27 üniversitesinde 560 Kazakistanlı öğrenci<br />

eğitimlerini sürdürüyor.<br />

2<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 15


KAPAK<br />

TÜRKİYE<br />

KÖMÜRÜNÜ<br />

NE ZAMAN<br />

KEŞFEDECEK?<br />

Kömür yükselişte… Artan doğal gaz fiyatları dünyada enerji<br />

kaynağı olarak kömüre dönüşü tetikledi. Dünya kömür<br />

rezervi 1 trilyon tonu aşıyor. Bugün dünyanın enerji<br />

ihtiyacının neredeyse yarısı kömürden sağlanıyor. Yeraltı<br />

kaynakları içinde yaygın olan kömür, enerjide büyük oranda<br />

dışa bağımlı Türkiye’nin cari açık sorununun çözümüne de<br />

katkı sağlayabilir.<br />

HARİKA balay<br />

16


Kömür, petrol ve doğal gazın tahtını<br />

sallıyor. Dünyada 50’den fazla<br />

ülkede üretilen kömür her geçen<br />

gün artan enerji talebiyle birlikte daha da<br />

önem kazanıyor. Dünyada 1,1 trilyon ton<br />

kömür olduğu biliniyor. Kömür rezervleri<br />

petrol ve doğal gaz gibi dünyanın belli bir<br />

bölümünde değil yaygın bir şekilde bulunuyor.<br />

Dünyada bulunan kömür rezervinin<br />

377 milyon tonu linyit, 723 milyon tonu taş<br />

kömürü. Devam eden arama faaliyetleri ile<br />

birlikte rezervler sürekli artıyor. Fosil yakıtlar<br />

içerisinde kömür rezervleri bugünkü<br />

tüketim koşullarında 230 yıl kullanılabilecek<br />

bir potansiyel sunuyor. Bu durum,<br />

enerji arz güvenliği açısından kömürü<br />

daha değerli hale getiriyor.<br />

Dünyada kömür rezervi açısından en zengin<br />

ülke ABD. Onu Rusya, Çin, Avustralya<br />

ve Hindistan izliyor. Bu beş ülke dünyadaki<br />

toplam kömür rezervlerinin yüzde 75’ini<br />

elinde bulunduruyor.<br />

Dünya Kömür Birliği’nin 2011 verilerine<br />

göre, dünyada en büyük kömür üreticisi<br />

3,471 milyon ton ile Çin. Onu 1,004 milyon<br />

ton ile ABD, 585 milyon ton ile Hindistan,<br />

414 milyon ton ile Avustralya, 376 milyon<br />

ton ile Endonezya izliyor. Bu ülkeleri sırası<br />

ile 334 milyon ton ile Rusya, 253 milyon<br />

ton ile Güney Afrika, 189 milyon ton ile<br />

Almanya, 139 milyon ton ile Polonya, 117<br />

milyon ton ile Kazakistan takip ediyor.<br />

Son 10 yıldır dünyanın enerji ihtiyacının<br />

neredeyse yarısı kömürden sağlanıyor.<br />

Petrol, doğal gaz, yenilenebilir ve nükleer<br />

enerji ise diğer yarısını oluşturuyor.<br />

Kömüre olan talepte son 10 yıldaki<br />

artış dikkat çekici. 1990 yılında dünyada<br />

toplam kömür üretimi 4,677 milyon ton<br />

iken bu rakam 2011’de rekor bir seviyeye,<br />

7,678 milyon tona çıktı. Uluslararası Enerji<br />

Ajansı’nın tahminine göre dünyada 2017’de<br />

yılda 1,2 milyar ton daha fazla kömür<br />

elektrik üretiminde<br />

kömür kullanımı<br />

Elektrik üretiminde kömürün diğer yöntemlerle<br />

karşılaştırıldığında daha ucuz olması, pek çok<br />

ülkeyi kömüre yöneltiyor.<br />

polonya<br />

%<br />

87<br />

%<br />

41<br />

almanya<br />

% 79<br />

ÇİN<br />

%<br />

26<br />

türkiye<br />

çek cumhuriyeti<br />

%<br />

51<br />

FAS<br />

% 51<br />

ABD<br />

%<br />

45<br />

yunanistan<br />

% 54<br />

israil<br />

% 58<br />

kazakistan<br />

% 75<br />

Güney Afrika<br />

% 93<br />

HİNDİSTAN<br />

% 68<br />

AVUSTRALYA<br />

% 78<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 17


KAPAK<br />

tüketilecek. Bu da ABD ve Rusya’nın şu<br />

anki yıllık kömür tüketimi toplamından<br />

daha fazla bir orana denk geliyor. Böylece<br />

kömürün, 2017 yılına kadar dünyada birinci<br />

enerji kaynağı olarak petrolü geçeceği<br />

öngörülüyor.<br />

Son 10 yılda kömürün en çok büyüyen<br />

enerji kaynağı olmasında elektrik tüketimindeki<br />

artış etkili oldu. Elektrik enerjisi<br />

üretiminde ucuz ve rekabetçi bir yakıt<br />

olması nedeniyle bugün dünya elektrik<br />

üretiminin yaklaşık yüzde 41’ı kömürden<br />

sağlanıyor. Elektriğin modern yaşamın<br />

vazgeçilmezi olduğu düşünülürse kömür<br />

elektrik üretiminde hayati bir rol oynuyor.<br />

DÜNYADA EN ÇOK<br />

KÖMÜR ÜRETEN 10 ÜLKE<br />

Dünyanın başlıca kömür tüketicileri, üretici olarak da<br />

bayrağı kimseye kaptırmıyor.<br />

3471<br />

MİLYON TON<br />

Elektrik üretiminde kömürden en çok faydalanan<br />

ülke ise yüzde 93 gibi bir oranla<br />

Güney Afrika. Güney Afrika’yı yüzde 87 ile<br />

Polonya izliyor. Ardından yüzde 79 ile Çin<br />

geliyor. Avustralya yüzde 78, Kazakistan<br />

yüzde 75, Hindistan yüzde 68, İsrail yüzde<br />

58, Çek Cumhuriyeti yüzde 51, Yunanistan<br />

yüzde 54, ABD yüzde 45, Almanya yüzde<br />

41 oranında elektriği kömürden sağlıyor.<br />

Gelişmiş AB ülkelerinde başta Almanya<br />

olmak üzere, kömürden elde edilen elektrik<br />

enerjisi, ülkelerin toplam elektrik enerjisi<br />

ÇİN<br />

1004<br />

ABD<br />

585<br />

HİNDİSTAN<br />

414 376 334<br />

AVUSTRALYA<br />

ENDONEZYA<br />

RUSYA<br />

253 189 139 117<br />

GÜNEY AFRİKA<br />

ALMANYA<br />

POLONYA<br />

KAZAKİSTAN<br />

1 2<br />

3<br />

18


üretimlerinin yüzde 60’ından fazlasına denk<br />

geliyor. Hollanda’da hiç kömür olmamasına<br />

rağmen bu ülke elektriğinin yüzde 38’ini kömürden<br />

elde ediyor. Avrupa Birliği ülkelerinin<br />

enerji üretimlerinde kömürün gelecekte<br />

de ağırlığını koruyacağı öngörülüyor.<br />

Kömürün başlıca kullanıldığı alan elektrik<br />

üretimi ancak demir-çelik, çimento imalatı,<br />

ısınma amacıyla da kömür kullanılıyor.<br />

Dünyadaki çeliğin yüzde 68’i kömürden<br />

üretiliyor. Uluslararası Enerji Ajansı<br />

dünyada elektrik talebinin 2035’e dek<br />

ikiye katlanacağını, dünyada daha fazla<br />

kişinin elektriğe erişimiyle gelişmekte olan<br />

ülkelerde elektrik tüketiminin giderek artacağını<br />

öngörüyor. 2035’e dek, Asya’daki<br />

hızlı kentleşme ve inşaat sektöründe çelik<br />

tüketimin artması sonucu çelik talebi de<br />

patlama yapacak. Böylelikle dünyada artan<br />

enerji talebiyle birlikte kömür küresel<br />

enerji sektöründe önemli bir rol oynamaya<br />

devam edecek. Bu açılardan kömür enerjide<br />

vazgeçilmez bir kaynak olarak doğal<br />

gaz ve petrolün önüne geçmeye aday.<br />

KÖMÜRÜN ÇEVREYE ETKİSİ<br />

Kömürün kullanımına ilişkin çekincelerden<br />

biri de çevreye etkisi ancak gelişen<br />

Elektrik enerjisi<br />

üretiminde ucuz ve<br />

rekabetçi bir yakıt<br />

olması nedeniyle<br />

bugün dünya<br />

elektrik üretiminin<br />

yaklaşık yüzde 41’i<br />

kömürden<br />

sağlanıyor.<br />

1 Türkiye Taşkömürü Kurumu<br />

(TTK) 2012 yılında 1,5 milyon<br />

ton kömür üretti.<br />

2 Zonguldak kömür madenleri<br />

Türkiye’nin en verimli kömür<br />

havzaları arasında yer alıyor.<br />

3 Son yıllarda artış gösteren<br />

kömür talebine, üretim<br />

cevap vermekte zorlanıyor.<br />

4 Zonguldak’ta madenlerin<br />

derinliği 600 metreyi<br />

buluyor.<br />

DÜNYADA PRİMER<br />

ENERJİ TÜKETİMİ<br />

Dünya primer enerji tüketiminde kömür ve petrol<br />

birinci sırada yer alıyor.<br />

%<br />

6<br />

% 5<br />

% 24<br />

Petrol<br />

Kömür<br />

Doğal Gaz<br />

% 1<br />

% 30<br />

% 34<br />

Nükleer<br />

Hidro<br />

Yenilenebilir Diğer Enerji Kaynakları<br />

teknolojilerle birlikte kömür çevreci bir<br />

kaynağa dönüştürüldü. Elektrik üretiminde<br />

artık temiz kömür teknolojilerinden<br />

yararlanılıyor. Akışkan Yataklı İleri Teknolojiler<br />

ile kömürün çevreye zararı en az<br />

4<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 19


KAPAK<br />

MEHMET UZER<br />

MTA GENEL MÜDÜRÜ<br />

“ENERJİ SORUNU EN<br />

ÖNEMLİ<br />

PROBLEMİMİZ”<br />

“Ülkemizde sürdürülebilir ve<br />

ucuz enerji arzını sağlamak,<br />

enerjide dışa bağımlılığı<br />

önemli oranda azaltmak,<br />

enerji girdilerinden<br />

kaynaklanan cari açığı<br />

azaltmak, istihdam ve yerli<br />

ekonomiye katkı sağlaması<br />

açısından yerli kömür<br />

kaynaklarımızın elektrik<br />

üretimindeki payını dünya<br />

ortalamaları olan yüzde<br />

40’lara ve birincil enerji arzı<br />

içerisindeki payını da yüzde<br />

30’lara çıkarmak önemli.<br />

Enerji sorunu bugün ve yakın<br />

gelecekte ülkemizin karşı<br />

karşıya olduğu önemli<br />

problemlerin başında geliyor.”<br />

düzeye indirgeniyor. Yeni nesil teknolojiler<br />

sayesinde daha az kömür tüketilerek daha<br />

çok elektrik de üretilebiliyor.<br />

Son yıllarda, özellikle Kyoto Protokolü’nün<br />

AB ülkeleri tarafından kabul edilmesiyle<br />

enerjide farklı politikalar geliştirildi.<br />

Anlaşmaya taraf olan ülkeler sera gazı<br />

emisyonlarını azaltmaya veya sınırlamaya<br />

yönelik ulusal enerji politikaları benimsedi.<br />

Fosil yakıt kökenli enerji kaynaklarından<br />

vazgeçileceği, yenilenebilir enerji<br />

kaynaklarına ağırlık verileceği gibi algılar<br />

oluşturuldu ancak gerçekte pek çok ülke<br />

ağırlıklı olarak fosil yakıtları kullanmaya<br />

devam etti. Avrupa Birliği ülkelerinde de<br />

kömür tüketimi yüksek gaz fiyatları nedeniyle<br />

artış gösterdi.<br />

TÜRKİYE KÖMÜRDEN<br />

NE KADAR FAYDALANIYOR?<br />

Peki Türkiye dünyanın en çok büyüyen<br />

enerji kaynağı kömürden ne kadar<br />

yararlanıyor? Ülkemizde, Maden Tetkik<br />

Arama’nın (MTA) 20<strong>05</strong> yılından itibaren<br />

yaptığı çalışmalarla birlikte toplam kömür<br />

rezervi 14,4 milyar tona ulaştı. Bu rakam<br />

dünya kömür rezervlerinin yaklaşık yüzde<br />

1,7’sine denk geliyor. Yerli kömür kaynağının<br />

12.7 milyar tonunu linyit, 1,3 milyar<br />

tonunu taşkömürü oluşturuyor. Üretim,<br />

tüketim ve rezervlerin son durumu göz<br />

önünde bulundurulduğunda kömür açısından<br />

Türkiye önemli bir potansiyele sahip.<br />

Ancak enerji arzı büyük ölçekte dışarıdan<br />

gelen kaynaklardan sağlanıyor. Oysa kömür<br />

ülkemizde fazlasıyla mevcut.<br />

Türkiye’de linyit rezervinin yaklaşık yüzde<br />

46’sı Afşin-Elbistan havzasında bulunuyor.<br />

En önemli taşkömürü rezervleri ise<br />

Zonguldak ve civarında. Bununla birlikte<br />

Türkiye’deki linyitin büyük kısmının ısıl<br />

değeri düşük olduğundan termik santrallerde<br />

kullanımı ön plana çıkıyor.<br />

2011 yılında yaklaşık 76 milyon tonluk<br />

üretim miktarı düşünüldüğünde, ülkemizde<br />

mevcut kömürün 174 yıl yetebileceği<br />

hesap ediliyor. Kömürün yüzde 80’den<br />

fazlası elektrik üretiminde, kalan kısmı ise<br />

sanayide ve konutlarda kullanılıyor.<br />

Ülkemizde elektrik üretiminde kömürün<br />

payı yüzde 26 oranında. Bunun yüzde<br />

16’sı yerli kömür kaynaklı. Enerjide kömür<br />

dışında yüzde 44 doğal gaz, yüzde 22 hidrolik<br />

ve diğer kaynaklardan yararlanılıyor.<br />

Enerji Bakanlığı’nın yeni politikasıyla yerli<br />

kaynakların elektrik üretimindeki kullanımının<br />

artırılması ve bu oranın dünya<br />

ortalaması olan yüzde 40’lara çıkarılması<br />

hedefleniyor. Enerjide dışa bağımlılığı<br />

azaltmak için, 2009 yılında uygulamaya<br />

konulan “Elektrik Enerjisi Piyasası Arz<br />

Güvenliği Strateji Belgesi” ile 2023 yılına<br />

kadar, tüm yerli kömür potansiyelinin<br />

ekonomiye kazandırılması amaçlanıyor.<br />

Bu kapsamda elektrik enerjisi üretim kapasitesinin<br />

100 bin MW’a, yerli kömürden<br />

elektrik üretimi kapasitesinin de 30 bin<br />

MW’a çıkarılması hedefleniyor. Halihazırda<br />

Türkiye’deki yerli kömür bazlı termik<br />

santral kurulu gücü 8,140 MW civarında.<br />

2023 hedeflerine ulaşabilmek için, mevcut<br />

kapasiteye ek olarak, 22 bin MW’lık ek<br />

kapasiteye ihtiyaç duyuluyor. Linyit ve<br />

taşkömürü rezervinin elektrik üretiminde<br />

kullanılması amacıyla özellikle kamu-özel<br />

sektör yatırım modeli üzerinde çalışmalar<br />

yapılıyor.<br />

SON 11 YILDA TÜRKİYE’DE DOĞAL<br />

GAZDAN ELDE EDİLEN ELEKTRİK<br />

ENERJİSİ 10 KAT ARTTI<br />

1990 yılında kömürden üretilen elektrik<br />

enerjisi, 19,6 milyar kWh’ı linyit, 0,6 milyar<br />

kWh’ı da taş kömüründen olmak üzere<br />

toplam 20,2 milyar kWh olarak gerçekleşmiş<br />

iken 2011 yılında bu değer 38,7 milyar<br />

TÜRKİYE’DE ELEKTRİK<br />

ÜRETİMİNDE ENERJİ<br />

KAYNAKLARININ PAYLARI<br />

% 1<br />

% 2,1 % 1,5<br />

Rüzgar<br />

% Jeotermal<br />

0,4 % 0,3<br />

Taş Kömürü<br />

Fuel Oil<br />

% 10<br />

Linyit<br />

İthal<br />

Kömür<br />

% 16,9<br />

Asfaltit<br />

% 22,8<br />

Hidrolik<br />

Biogaz<br />

%<br />

0,2<br />

LPG % 0,1<br />

% 0,1<br />

Nafta<br />

% 44,7<br />

Doğal gaz<br />

Diğerleri %<br />

0,0<br />

Motorin % 0,0<br />

20


1<br />

1 Kömür, Roma İmparatorluğu’ndan beri başlıca<br />

ticaret maddeleri arasında bulunuyor.<br />

2 Dünyanın en büyük kömür üreticilerinden<br />

Amerika’nın yıllık çıkardığı kömürün piyasa değeri<br />

20 milyar doların üzerinde.<br />

3 Türkiye’de önümüzdeki dönemde pek çok kömür<br />

santrali kurulması planlanıyor.<br />

3<br />

2<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 21


KAPAK<br />

Kömür sektörü Türkiye’de<br />

pek çok kişiye istihdam<br />

sağlıyor.<br />

SON 8 YILDA<br />

6 MİLYAR ton<br />

LİNYİT<br />

REZERVİ<br />

BULUNDU<br />

Türkiye’de kömür arama<br />

çalışmalarına MTA<br />

tarafından 1938 yılında<br />

başlandı. Günümüzde de<br />

bu çalışmalar yoğun<br />

olarak devam ediyor.<br />

20<strong>05</strong>’te Türkiye kömür<br />

rezervi 8,3 milyar ton<br />

olarak biliniyordu. Enerji<br />

Bakanlığı’nın enerjide<br />

yerli kaynakların<br />

kullanımını artırma<br />

politikası çerçevesinde<br />

20<strong>05</strong>’te başlatılan yoğun<br />

kömür arama çalışmaları<br />

sonucunda MTA<br />

tarafından <strong>2013</strong> Mart ayı<br />

itibariyle 1,030 milyon<br />

metre sondaj yapılarak<br />

linyit rezervleri toplam 6<br />

milyar ton artırıldı. Şu<br />

ana kadar Türkiye’nin<br />

yüzde 40’ı tarandı.<br />

MTA’nın son yaptığı<br />

sondajlarla beraber<br />

toplam kömür rezervi<br />

14,4 milyar tona ulaştı.<br />

Kömür arama çalışmaları<br />

Ankara, Eskişehir, Afyon,<br />

Tekirdağ, Konya, Isparta,<br />

Denizli, Aydın, Muğla,<br />

Yozgat, Amasya illerinde<br />

devam ediyor.<br />

kWh’ı linyit ve 25,4 milyar kWh’ı da taşkömüründen<br />

olmak üzere toplam 64,1 milyar<br />

kWh olarak gerçekleşti. Aynı yıllar baz<br />

alındığında doğal gazdan üretilen elektrik<br />

enerjisi ise, 10,2 milyar kWh’ten 102 milyar<br />

kWh’e çıktı. Kısacası yerli kömür linyitten<br />

üretilen elektrik enerjisi 21 yılda 19,6<br />

milyar kWh’ten 38,7 milyar kWh’e çıkarak 2<br />

kat artmışken, buna karşılık yüzde 98,2’sini<br />

ithal ettiğimiz doğal gazdan elde edilen<br />

elektrik enerjisi ise 10,2 milyar kWh’ten 102<br />

milyar kWh’e çıkarak 10 kat arttı.<br />

2000-2010 yılları arasında nüfus yaklaşık<br />

5,9 milyon kişi artmasına rağmen bu süre<br />

zarfında kişi başı elektrik enerjisi tüketimi<br />

yüzde 45 artış gösterdi. 2020 yılında<br />

tahmini elektrik tüketimimiz yaklaşık<br />

390 milyar kWh olacak. Bu nedenle<br />

elektrik üretiminde, yıllık 4.000 MW’lık ek<br />

kapasiteye ihtiyaç duyuluyor. Fosil yakıtlar<br />

bakımından linyit kömürü hariç zengin<br />

rezervlere sahip olmayan Türkiye’de, 2008<br />

yılından bu yana birincil enerji tüketiminde<br />

en büyük pay doğal gaz kaynağına ait.<br />

Yerli üretimi düşük seviyelerde seyreden<br />

ve büyük oranda ithal edilen doğal gaz<br />

kaynağına bu ölçüde bağımlı olunması,<br />

Türkiye için önemli bir arz güvenliği riski<br />

oluşturuyor. Arz güvenliği sorununun<br />

aşılması için öncelikle yerli kaynakların<br />

daha fazla değerlendirilmesi, daha sonra<br />

hem ithal enerji kaynaklarının hem de<br />

ithal edilen kaynağın getirildiği ülkelerin<br />

çeşitlendirilmesi gerekiyor. Bu bakımdan<br />

Türkiye’nin yerli kömür kaynaklarını<br />

değerlendirmesi büyük önem taşıyor.<br />

Yerli kömürden elektrik üretiminin artırılması<br />

Türkiye’nin cari açık sorununa da<br />

ilaç olabilir. Merkez Bankası tarafından<br />

Türkiye’nin 2012 yılı cari işlemler açığı<br />

46,9 milyar dolar olarak açıklandı. TÜİK<br />

verilerine göre de 2012 yılında gerçekleşen<br />

236 milyar 536 milyon dolarlık toplam<br />

ithalatın 60 milyar 113 milyon 691 bin<br />

dolarını sadece enerji ithalatı oluşturdu.<br />

Enerjide dışa bağımlı olan Türkiye’nin cari<br />

açığına en büyük neden olarak enerji ithalatı<br />

gösteriliyor. Türkiye enerji üretimini<br />

kendi yerel kaynaklarıyla gerçekleştirdiği<br />

oranda ithalat rakamları azalacak, buna<br />

bağlı olarak cari açık sorununa da önemli<br />

oranda çözüm bulunmuş olacak.<br />

Kömürden yararlanılmasının enerji<br />

güvenilirliği açısından öneminin yanı sıra<br />

istihdama, elektrik fiyatlarının ucuzlamasına,<br />

sanayinin gelişmesine de katkısı<br />

bulunacak.<br />

22


TÜRKİYE’NİN EN<br />

ÇEVRECİ TERMİK<br />

SANTRALİ<br />

ÇANAKKALE’DE<br />

Türkiye’de kamuya ve özel<br />

sektöre ait, kömüre dayalı<br />

çalışan 14 adet termik santral<br />

bulunuyor. Bunlardan dördü<br />

son yıllarda hayata geçirildi,<br />

bir tanesi de akışkan yataklı<br />

termik santral. Özellikle yurt<br />

dışında akışkan yatak<br />

teknolojisine uygun termik<br />

santraller kurulduktan sonra<br />

baca emisyonlarında önemli<br />

ölçüde azalmalar söz konusu<br />

oldu. Türkiye’de 2004 yılında<br />

kurulan Çanakkale Çan<br />

Termik santrali de akışkan<br />

yataklı teknolojiyle çalışıyor.<br />

Akışkan yatak teknolojisini<br />

kullanan santrallerde sülfür<br />

ve kükürt gibi kirlilik<br />

meydana getiren gazların<br />

salımı azaltılıyor.<br />

MUSTAFA AKTAŞ<br />

TKİ GENEL MÜDÜRÜ<br />

“YERLİ KÖMÜR<br />

POTANSİYELİMİZİ<br />

EKONOMİMİZE<br />

KAZANDIRMALIYIZ”<br />

“Sürdürülebilir enerji politikaları ve enerji arz<br />

güvenliği, ülkelerin ekonomik ve ulusal<br />

güvenliklerinin temelini oluşturur. Enerji<br />

kaynaklarını kesintisiz, güvenilir, ucuz, temiz ve<br />

çeşitlendirilmiş kaynaklardan sağlayabilmek ve<br />

verimli kullanmak, her ülkenin güvence altına<br />

alması gereken en önemli husustur. Ülkemizin<br />

enerji üretiminde kendi kendine yeten bir<br />

seviyede olabilmesi amacı ile yeni kömür<br />

sahalarının bulunması ve üretimlerinin<br />

yapılabilmesine yönelik çalışmalar devam<br />

ediyor. 2009 yılında uygulamaya konulan<br />

“Elektrik Enerjisi Piyasası Arz Güvenliği Strateji<br />

Belgesi” ile 2023 yılına kadar, tüm yerli kömür<br />

potansiyelimizin ekonomimize kazandırılması<br />

hedefleniyor.”<br />

HALİL ALIŞ<br />

ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ<br />

“6 MİLYAR dolarlık DOĞAL GAZ<br />

İTHALATININ ÖNÜNE<br />

GEÇİLECEK”<br />

“Türkiye’de 2012 yılı sonu itibariyle üretilen 239,1<br />

milyar kWh’lik elektrik enerjisinin 103,2 milyar<br />

kWh’i, yüzde 43,2’si ithal bir enerji kaynağı olan<br />

doğal gazdan karşılanmıştır. Türkiye linyit<br />

rezervinin yüzde 64,2’sine sahip olan EÜAŞ’a ait<br />

olan Afşin-Elbistan, Çayırhan, Karapınar ve<br />

Çerkezköy linyit sahalarında 17,595 MW’lık<br />

kurulabilir termik santral kapasitesi bulunuyor. Bu<br />

kapasite Türkiye’nin 2012 yılı sonu itibariyle sahip<br />

olduğu 57.071,5 MW’lık toplam kurulu gücünün<br />

yüzde 30,8’ine tekabül ediyor. Bu potansiyelden<br />

Birleşik Arap Emirlikleri Ulusal Enerji Şirketi TAQA<br />

ve EÜAŞ ortaklığında hayata geçirilmesi<br />

planlanan Afşin-Elbistan linyit sahalarındaki 9,250<br />

MW’lık potansiyelin üretime başlaması, 2023<br />

yılında Türkiye’nin 6 milyar dolarlık doğal gaz<br />

ithalatının önüne geçmesini sağlayacak.”<br />

DR. CEMİL ERTEM<br />

HAZAR STRATEJİ ENSTİTÜSÜ<br />

UZMANI<br />

“KYOTO PROTOKOLÜ GELİŞMİŞ<br />

ÜLKELER DIŞINDAKİLERE<br />

DAYATILIYOR”<br />

“Kömür gibi geleneksel bir enerji kaynağının<br />

yeniden son teknolojiler kapsamında<br />

değerlendirilmesi gerekir. Bugün Kyoto<br />

Protokolü neredeyse gelişmiş ülkeler<br />

dışındaki ülkelere dayatılan bir yaptırım<br />

aracına dönüşmüş. Gelişmiş ülkeler doğal<br />

gaz gibi belli yerlerde olan ve maliyetli enerji<br />

kaynaklarına kasıtlı yönlendirme yapmakta,<br />

ülkelerin yerel kaynaklarını kullanmasını<br />

önlemekte böylece küresel finans<br />

piyasalarında petrol, doğal gaz fiyatlaması<br />

üzerinden milyarlarca dolar spekülatif kazanç<br />

sağlamakta. Gelişmiş ülkeler, petrol ve doğal<br />

gaz üreten ülkelerin bu enerji kaynaklarını<br />

üretmesi ve ticarileştirmesine de müdahale<br />

ederek ayrı bir denetim mekanizması<br />

oluşturmakta.”<br />

OĞUZ TÜRKYILMAZ<br />

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ<br />

ODASI ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU<br />

BAŞKANI VE DÜNYA ENERJİ<br />

KONSEYİ TÜRK MİLLİ KOMİTESİ<br />

YÖNETİM KURULU ÜYESİ<br />

“KÖMÜR MADENCİLİĞİ<br />

ÖNEMLİ BİR İSTİHDAM<br />

KAYNAĞI”<br />

“Yerli kömürün değerlendirilmesi için gerekli<br />

madencilik yatırımları önemli bir istihdam<br />

kaynağı olacaktır. Milyarlarca ton kömürün<br />

çıkarılması, yakılması, toplumsal kalkınma<br />

projesi olarak kurgulanır ve uygulanır ise<br />

ulusal gelirin ciddi bir şekilde artması<br />

sağlanacak. Yerli kömür, elektrik fiyatlarının<br />

ucuzlamasına da katkı sağlayacak. 2023<br />

yılında, kömür rezervlerine dayalı santrallerin<br />

yüzde 86’sı bile devreye girdiği takdirde, yılda<br />

üretilecek 100 milyar kWh elektrikle, talep<br />

senaryolarına göre toplam talebin yaklaşık<br />

yüzde 25’i karşılanabilecek elektrik fiyatında<br />

yüzde 25 oranında, önemli oranda ucuzluk<br />

sağlanabilecek.”<br />

MEHMET KAYADELEN<br />

MADEN MÜHENDİSİ<br />

“KÖMÜR MADENCİLİĞİ<br />

BÖLGESEL KALKINMAYI<br />

HIZLANDIRIR”<br />

“Kömür kaynağına sahip bütün ülkeler gibi<br />

Türkiye’nin de bu kaynaklarından mümkün<br />

olduğunca yararlanmaya çalışması gerekiyor.<br />

Türkiye bugün enerjide yüzde 70’in üstünde dışa<br />

bağımlı. Türkiye, elektrik enerjisi üretiminde yerli<br />

kömür potansiyelinden mümkün olduğunca<br />

yararlanamaz ise, yılda yüzde 7 dolayında<br />

artması beklenen elektrik enerjisi talebini<br />

karşılamada, ithal kaynaklara bağımlılık düzeyini<br />

artıracak. Tüm madencilik faaliyetleri gibi, kömür<br />

madenciliğinin de ormanlara ve bitki örtüsüne<br />

zarar verebilme gibi negatif yanlarına karşılık;<br />

ülkenin döviz kazancına, fiziksel altyapının<br />

geliştirilmesine, istihdama, özellikle az gelişmiş<br />

yörelerdeki kalkınmanın hızlandırılmasına,<br />

bölgelerarası gelişmişlik farkının azaltılmasına ve<br />

iç göçün önlenmesine katkısı var.”<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 23


ANALİZ<br />

REFORMCU<br />

BİR EKONOMİ:<br />

GÜRCİSTAN<br />

Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) ve Dünya Bankası’na<br />

(WB) göre Gürcistan, Doğu Avrupa’da ve Sovyetler Birliği<br />

sonrasındaki tüm ülkeler arasında iş yapmanın en kolay<br />

olduğu ülke.<br />

MERVE KARA<br />

24


www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 25


ANALİZ<br />

1 2<br />

3<br />

Gürcistan son yıllarda, yaptığı köklü<br />

değişiklikler, düşük yolsuzluk oranları<br />

ve yabancı şirketlere sağlanan hızlı<br />

iş kurma imkanlarıyla dikkatleri çekiyor. Bu<br />

başarının ardında ülkenin bu dönemde hızlı<br />

uyguladığı reformlar yatıyor. Zira Gürcistan<br />

20<strong>05</strong>-2010 yılları arasında dünyanın en reformcu<br />

ülkesi seçildi ve 2010 yılından itibaren<br />

Gayri Safi Milli Hasıla’sındaki (GSMH) reel<br />

büyüme minimum yüzde 6 olarak gerçekleşti.<br />

Yapısal değişikliklerin bir diğer önemli<br />

sonucu da ülkenin bugün, yabancı yatırımcılar<br />

için daha popüler destinasyonlardan biri<br />

haline gelmesi oldu.<br />

2003 Gül Devrimi’nin ardından ekonomide<br />

liberalleşmeyi ve dışa açılımı benimseyen<br />

Gürcistan için sürdürülebilir ekonomik<br />

büyüme, fakirliğin azaltılması ve ekonomi<br />

alanında gerçekleştirilen reformlar büyük<br />

önem taşıyor. Saakaşvili yönetiminde hayata<br />

geçirilen bu yapısal reformlar, ekonominin<br />

modernleşmesini ve yatırım ortamını<br />

iyileştirmeyi hedefliyordu ve büyük ölçüde<br />

başarıya ulaştı. Ekonomik deregülasyon<br />

politikaları sayesinde özel sektör geniş bir<br />

hareket alanına kavuştu ve devletin küçülmesi<br />

sağlandı. Gürcistan bu süreçte gelişmenin<br />

önündeki en önemli engellerden biri olan yolsuzlukla<br />

mücadelede de önemli yol kat etti.<br />

Uluslararası şeffaflık kuruluşu Transperancy<br />

International’a göre, Gürcistan Sovyetler<br />

1 Gürcistan’ın başkenti Tiflis,<br />

ülkeye önemli bir turizm<br />

geliri sağlıyor.<br />

2 Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu<br />

Projesi hayata geçirildiğinde<br />

Avrupa’dan Çin’e<br />

demiryoluyla kesintisiz yük<br />

taşınması mümkün hale<br />

gelecek.<br />

3 Batum Limanı Transkafkasya<br />

petrol boru hattı ve<br />

demiryolunun son durağı<br />

olması açısından büyük bir<br />

öneme sahip.<br />

Uluslararası<br />

şeffaflık kuruluşu<br />

Transperancy<br />

InternatIonal’a<br />

göre, Gürcistan<br />

Sovyetler sonrası<br />

ülkeler arasında<br />

yolsuzlukla<br />

mücadelede en<br />

başarılı ülke<br />

konumundA.<br />

sonrası ülkeler arasında yolsuzlukla mücadelede<br />

en başarılı ülke konumunda. Reform<br />

sonrası Gürcistan aynı zamanda Avrupa’nın<br />

en liberal vergi sistemlerinden birine sahip<br />

oldu. Ülkedeki vergi sayısı 21’den 6’ya indi ve<br />

vergi oranları da düşürüldü. Bugün birçok<br />

verginin online ödenmesini sağlayan yeni sistem,<br />

başka birçok prosedürü de kolaylaştırdı.<br />

Bunun yanında gümrük işlemlerinde de ciddi<br />

kolaylıklar sağlandı. Gümrük tarifeleri reformu<br />

sayesinde hem maliyetler hem bürokrasi<br />

ciddi ölçüde azaldı. İhracat tarifelerinin sayısı<br />

yüzde 90’a indi ve eskiden 16 olan tarife sayısı<br />

3’e düşürüldü. Benzer şekilde iş yönetimsel<br />

süreçlerini etkileyen lisans ve izinlerde de<br />

ciddi esneklikler getirildi. Devlet mülkünün<br />

özelleştirilmesi konusunda 2004 yılından itibaren<br />

uygulanan şeffaf özelleştirme politikaları<br />

Gürcistan devletinin önceliklerinden biri<br />

oldu. İstihdam piyasasına uzanan reformlar<br />

işveren ve çalışanlar arasındaki ilişkilerin<br />

düzenlenmesini kolaylaştırdı. İş yapılabilirlik<br />

ve yeni iş kurma alanlarında Gürcistan’ı<br />

dünyanın en gelişmiş sistemlerinden birine<br />

kavuşturan reformlar sonrasında, birçok<br />

işlem artık online olarak yapılabilir duruma<br />

geldi. Dünya Bankası tarafından yapılan<br />

Doing Business 2012 sıralamasında Gürcistan<br />

iş yapma kolaylığı açısından 174 ülke arasında<br />

16’ncı, reformlar açısından ilk sırada yer aldı.<br />

Ağustos 2008 Savaşı’nın ve küresel ekonomik<br />

krizin olumsuz etkilerini hisseden Gürcistan<br />

26


ekonomisinde dış yardımlar, yabancı yatırımlar<br />

ve yurt dışında yaşayan Gürcüler’in<br />

para transferleri önemli bir yere sahip.<br />

Yabancı yatırımların ülkeye çekilebilmesi için<br />

Gürcistan’daki yatırım imkânları ve ülkenin<br />

liberalleşmesi doğrultusunda kat ettiği mesafe,<br />

ekonomi yönetimi tarafından uluslararası<br />

platformlarda sıklıkla dile getiriliyor. Bunların<br />

başında yatırımcıların, piyasaların ve mevzuatın<br />

yeterince yerleşmemiş olması nedeniyle<br />

yaşadığı problem geliyor. Diğer sebepleri ise<br />

başta vergi uygulamaları olmak üzere, çeşitli<br />

sıkıntıların sona erdirilmesi ve ülke ekonomisinin<br />

yabancı yatırımlar için daha öngörülebilir<br />

hale getirilmesi amacıyla ekonomi yönetimi<br />

tarafından çeşitli tedbirler alınmasıdır.<br />

Yıllara Göre Gürcistan’ın<br />

Reel GSMH Büyüme Oranları<br />

Gürcistan ekonomisi global ekonomik krizin etkilerine rağmen<br />

pozitif büyümesini sürdürüyor.<br />

%<br />

12,3<br />

% 11,1<br />

% 4,7<br />

% 5,5<br />

% 5,9<br />

% 9,6 % 9,4<br />

% 2,3<br />

% 6,3<br />

‘01 ‘02 ‘03 ‘04 ‘<strong>05</strong> ‘06 ‘07 ‘08 ‘09 ‘10 ‘11 ‘12<br />

%<br />

7<br />

%<br />

6<br />

Bir süre önce, kayda değer bir sanayi altyapısına<br />

sahip olmayan ve üretim olanakları kısıtlı<br />

olan ülkede, son yıllarda enerji, turizm ve<br />

tarım sektörlerine yönelik yatırımlara ağırlık<br />

verilmesi sonucunda, bu sektörler Gürcistan’ın<br />

ekonomik kalkınmasında lokomotif rolü<br />

oynuyor. Son dönemde, büyük çoğunluğunda<br />

Türk şirketlerinin de yer aldığı hidroelektrik<br />

santrallerinin inşaatına ağırlık veriliyor.<br />

Ayrıca, Batum ve civarının bölgesel bir turizm<br />

merkezi haline gelmesi için turizm yatırımlarını<br />

teşvik edici adımlar atılıyor. Ülkenin<br />

tanıtım ajansları öyle aktif ki sezonun popüler<br />

Türk dizilerinin tanıtımlarının, hatta belirli<br />

bölümlerinin Batum’da geçiyor olması artık<br />

Türk izleyiciler tarafından benimsenen bir<br />

olgu haline geldi.<br />

Gürcistan ekonomisi 2009 yılında yaşanan<br />

yüzde 3,9’luk küçülmenin ardından, 2010 yılında<br />

yüzde 6,4 büyüyerek yeniden toparlanma<br />

eğilimine girdi. 2011 yılında yaklaşık yüzde 7 civarında<br />

bir büyüme oranı yakalayan Gürcistan,<br />

2012 yılını da yüzde 6 büyümeyle tamamladı.<br />

Buna karşılık işsizlik oranı da tutarlı olarak<br />

düşüyor. 2009 yılında yaklaşık yüzde 16 olan<br />

işsizlik oranı, 2010 yılına gelindiğinde yüzde<br />

14 dolaylarında seyrediyordu. Aynı dönemde<br />

11,2’ye yükselmesi ile çift haneli rakamlara ulaşan<br />

enflasyon, yüksek dış ticaret açığı ve artan<br />

dış borç stoğu Gürcistan ekonomisinin başlıca<br />

kırılgan noktalarını teşkil etse de, son dönemde<br />

dış borçlanmaya yönelik tahvil ihalelerinin<br />

başarıyla sonuçlanması uluslararası piyasaların<br />

Gürcistan ekonomisine güven duymaya devam<br />

ettiği şeklinde yorumlanıyor.<br />

YABANCI YATIRIMLARDA YÜKSELİŞ<br />

Gürcistan’ın en cazip taraflarından biri de<br />

farklı ekonomik bölgeleri birbirine bağlayan<br />

transit bir ülke olması. Avrupa ve Orta Asya<br />

GÜRCİSTAN’A<br />

YATIRIM<br />

YAPMAK İÇİN<br />

10 NEDEN<br />

• Siyasi ve liberal<br />

ekonomik reformlar<br />

• Cazip makroekonomik<br />

koşullar<br />

• Rekabetçi ticari<br />

düzenlemeler<br />

• Liberal vergi hukuku<br />

• Devlet mülkünün<br />

özelleştirilmesi<br />

• Modernize edilmiş iş<br />

lisanslama sistemi<br />

• Teknik düzenleme<br />

sistemi reformları<br />

• Stratejik coğrafi<br />

lokasyon<br />

• Antik kültür ve<br />

geleneğin hakim olduğu<br />

bir ülke<br />

%<br />

-3,8<br />

KAYNAK: IMF<br />

arasında konumlanan Gürcistan, doğal bir<br />

ulaşım koridoru: Batı ve Orta Asya arasında<br />

petrol, doğal gaz ve kargo taşımacılığı için<br />

en kısa rota. 2003 yılından bu yana Gürcistan<br />

hükümeti tarafından uygulanan ve<br />

ülkedeki yatırım iklimini geliştirmeyi hedefleyen<br />

reformların olumlu sonuçları uluslararası<br />

çalışmalar ve değerlendirmelerle de<br />

doğrulandı. 20<strong>05</strong> yılında, Doğrudan Yabancı<br />

Yatırımlar’ın (FDI) miktarı 450 milyon dolar<br />

seviyesine ulaştı. 2004 yılında bu yatırımların<br />

miktarı 500 milyon dolar civarındaydı.<br />

Yaşanan düşüşün nedeniyse, Bakü Tiflis<br />

Boru Hattı projesinin tamamlanmasıydı.<br />

Buna karşın, boru hattı dışındaki yatırım<br />

Gürcistan’a Doğrudan<br />

Yatırım Yapan Ülkelerin<br />

Payları<br />

Gürcistan’a yatırım yapan ülkeler arasında Güney<br />

Kıbrıs birinci sırada yer alırken sınır komşusu<br />

Türkiye üçüncü sırada yer alıyor.<br />

57,3<br />

Güney KIBRIS<br />

44,8<br />

HOLLANDA<br />

Ocak-Haziran 2011<br />

MİLYON DOLAR<br />

KAYNAK: Gürcistan Devlet İstatistikleri<br />

35,9 32,8 30 29,2<br />

24,9<br />

TÜRKİYE<br />

BİRLEŞİK<br />

KRALLIK<br />

RUSYA<br />

VİRGİN<br />

ADALARI<br />

AZERBAYCAN<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 27


ANALİZ<br />

miktarı 2004 yılında 139 milyon dolar, 20<strong>05</strong><br />

yılında ise 183 milyon dolar olmak üzere 44<br />

milyon dolar yükseliş gösterdi. 2009 yılında<br />

FDI’lar 658,4 milyon dolar, 2010 yılına<br />

gelindiğindeyse FDI miktarı bir önceki yıla<br />

göre yüzde 24 oranında artarak 814 milyon<br />

dolara yükseldi.<br />

Ülkelerin Gürcistan’a<br />

gerçekleştirdiği<br />

yatırım Miktarları<br />

135,8<br />

ABD<br />

91,8<br />

TÜRKİYE<br />

2010 YILI<br />

MİLYON DOLAR<br />

KAYNAK: Gürcistan Devlet İstatistikleri<br />

73,4<br />

HOLLANDA<br />

59 58 55,5<br />

İNGİLTERE<br />

AZERBAYCAN<br />

BİRLEŞİK ARAP<br />

EMİRLİKLERİ<br />

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Gürcistan’a<br />

yatırımlarındaki dalgalanma da bu süre içinde<br />

dikkat çekici oranlardaydı. 2006 yılında<br />

AB üyesi ülkelerin yatırımları bir önceki yıla<br />

göre 163,4 milyon dolar artarak, 407,1 milyon<br />

dolara ulaştı. Ancak bu nominal yükselişe<br />

rağmen, AB ülkelerinin toplam yatırımdaki<br />

payları yıllık bazda düşüş gösteriyordu.<br />

Bunun nedeni ise Güney Kafkas (Şah Deniz)<br />

boru hattı projesinde son aşamaya gelinmiş<br />

olmasıydı. 2007 yılında AB ülkelerinin toplam<br />

yatırımı 1,1 milyar dolara yükselirken,<br />

2010 yılında krizinetkisiyle bu rakam 250<br />

milyon dolara geriledi.<br />

AB Ülkelerinin Gürcistan’a<br />

doğrudan yatırımları<br />

AB ülkeleri arasında en büyük yatırımcı olan Güney Kıbrıs’ı ikinci sırada İngiltere<br />

takip ediyor. Güney Kıbrıs’ın son dönemlerde yaşadığı mali kriz ülkeyi bu yıl<br />

birincilik koltuğundan edebilir.<br />

44,8<br />

0,1<br />

İRLANDA<br />

HOLLANDA<br />

BELÇİKA<br />

0,01<br />

LÜKSEMBURG<br />

3,4<br />

32,8<br />

İNGİLTERE<br />

İSPANYA<br />

1,7<br />

AVRUPA BİRLİĞİ<br />

142,7<br />

FRANSA<br />

6,4<br />

MALTA<br />

4,6<br />

LİTVANYA<br />

0,2<br />

ROMANYA<br />

0,04<br />

BULGARİSTAN<br />

0,3<br />

57.3<br />

13<br />

2,8<br />

GÜNEY KIBRIS<br />

ALMANYA<br />

AVUSTURYA<br />

KAYNAK: Gürcistan Devlet İstatistikleri<br />

Turistlerin son dönemlerdeki<br />

ilgi odaklarından Batum’da<br />

otel zincirleri yatırımlarını<br />

hızlandırıyor.<br />

Tiflis’te Osmanlı<br />

İmparatorluğu’nun izlerine<br />

şehrin pek çok yerinde<br />

rastlamak mümkün.<br />

28


ANALİZ<br />

70 mİlyar dolarlık<br />

30


Türkmenistan Uluslararası Yatırım Forumu, Cumhurbaşkanı<br />

Abdullah Gül ve Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli<br />

Berdimuhamedov’un öncülüğünde bu yıl İstanbul’da<br />

düzenlendi. Türk ve Türkmen bürokratların, bakanların ve iş<br />

adamlarının bir araya geldiği zirve iki ülke ilişkilerinin<br />

gelişimi için önemli bir zemin oluşturuyor.<br />

Can Gürsu ve CaN Cengiz<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 31


ANALİZ<br />

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)<br />

ve Türk-Türkmen İş Konseyi’nin<br />

girişimleri ile Haliç Kongre<br />

Merkezi’nde gerçekleştirilen foruma, çok<br />

sayıda iş adamı katıldı. 2009 yılından bu<br />

yana Türkmenistan’da gerçekleştirilen<br />

forumun açılışını, Türkiye Odalar ve<br />

Borsalar Birliği (TOBB) ve DEİK Başkanı<br />

Rifat Hisarcıklıoğlu yaptı. Hisarcıklıoğlu<br />

konuşmasında iki ülkenin yatırım<br />

olanaklarının ve dünyadaki ekonomik krize<br />

rağmen büyümesinin altını çizdi.<br />

1<br />

Türkmenistan ekonomisi küresel ekonomik<br />

krize rağmen son dört senedir büyüme gösteriyor.<br />

Forumda konuşan Türkmenistan<br />

Maliye Bakanı Dovletgeldi Sadykov, 2008-<br />

2012 yılları arasında yatırımların üç kat<br />

arttığını, Birleşmiş Milletler yatırım raporlarına<br />

göre 2012 yılında Türkmenistan’ın<br />

yatırım çeken ülkeler arasında dünya sıralamasında<br />

ilk 10’da yer aldığını vurguladı.<br />

Türkmenistan ekonomisinin kalkınma planının<br />

hayata geçirildiğini belirten Sadykov,<br />

zengin doğal gaz ve petrol kaynaklarına<br />

sahip olan Türkmenistan’ın, bu zenginliklerin<br />

işlenmesi için yüksek teknolojide petrokimya<br />

tesislerinin kurulması gerektiğinin<br />

üzerinde durdu. Dünya çapında pek çok<br />

yatırımcı Türkmenistan’ın doğal kaynaklarına<br />

yatırım yapmayı planlıyor.<br />

Türkmenistan tekstil sektörü yatırım bekleyen<br />

sektörlerin başında geliyor. Türkiye’nin<br />

bu alanlara yapacağı hızlı yatırım hamleleri<br />

her iki devlet açısından da önümüzdeki<br />

yıllarda olumlu sonuçlar doğurabilir.<br />

Türkmen ekonomisi için özelleştirmelerin<br />

ayrı bir önemi olduğunu belirten Sadykov,<br />

KOBİ’lerin desteklenmesinin ekonomik<br />

gelişme için kritik bir nokta olduğunu dile<br />

getirdi. Türkmenistan’ın Dünya Ticaret<br />

Örgütü’ne (WTO) üye olmasının ekonomiye<br />

ivme kazandıracağını sözlerine ekleyen<br />

Sadykov, bu üyeliğin Türkmenistan’ın uluslararası<br />

pazarda rekabet gücünü arttıracağını<br />

vurguladı.<br />

Foruma katılan T.C. Kalkınma Bakanı<br />

Cevdet Yılmaz ise konuşmasında Türkiye-<br />

Türkmenistan ekonomik ilişkileri üzerinde<br />

durarak Türkiye’nin son 10 yılda yaptığı<br />

ilerleme ve ekonomik kalkınma konusunda<br />

edindiği tecrübelerin Türkmenistan<br />

ile paylaşılmasının iki taraf için önemini<br />

belirtti. 2023 hedefleri doğrultusunda bir<br />

reform ve kalkınma hamlesi gerçekleştiren<br />

Türkiye, Türkmenistan için iyi bir örnek<br />

teşkil ediyor.<br />

FORUMDA<br />

35 ÜLKEDEN<br />

DİPLOMATİK<br />

TEMSİLCİnin yanı<br />

sıra 100’den fazla<br />

yabancı yatırımcı<br />

yer aldı.<br />

Bakan Yılmaz’ın ardından konuşan T.C.<br />

Ekonomi Bakanı Yardımcısı Mustafa Sever,<br />

Türkiye ekonomisini yükseliş trendinden<br />

bahsetti ve Türkiye’nin dünyadan pozitif<br />

şekilde ayrıştığının altını çizdi. Sever, Türkiye<br />

ekonomisinin 2011’de yüzde 8,5 büyüyerek<br />

G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen üçüncü<br />

ekonomi olduğunu, <strong>2013</strong>’te ise ekonomideki<br />

büyümenin yüzde 4 seviyesinde gerçekleşmesini<br />

beklediklerini belirtti. Sever ayrıca iki ülke<br />

arasındaki ticaretin de önemini vurguladı.<br />

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı<br />

Hasan Murat Mercan, konuşmasında<br />

enerji alanındaki fırsat ve risklere değinerek<br />

Türkmen ekonomisinin en büyük gelir kaynağının<br />

fosil yakıtlar olduğunu, Uluslararası<br />

Enerji Ajansı’nın (UEA) yaptığı araştırmalara<br />

göre dünyanın önümüzdeki 50 yılda da fosil<br />

yakıtları kullanmaya devam edeceğini belirtti.<br />

Doğal gaz piyasasının da yakında petrol<br />

piyasası gibi tek piyasaya dönüşeceğini, bu<br />

yüzden özellikle doğal gaz konusunda yeni<br />

kaynaklar aramanın ülkeler için hayati önem<br />

taşıdığını vurgulayan Mercan, Türkiye’nin<br />

enerji alanında gelecek dönemde de pro-aktif<br />

bir politika izlemeye devam edeceğini belirtti.<br />

Keçiciler: “2<strong>05</strong>0 yılında bugünden<br />

iki kat fazla enerji<br />

harcanacak”<br />

Türkmenistan’da yabancı yatırımcıların iş<br />

yapma tecrübelerinin ele alındığı forumun<br />

32


ikinci gününde Schneider Elektrik Orta<br />

Asya Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Keçiciler<br />

söz aldı. Keçiciler, Türkiye’de üç tane<br />

fabrikaya sahip olduklarını belirterek 100<br />

ülkede faaliyet gösterdiklerini ve 1996’dan<br />

beri uzmanlaştıkları konular arasında<br />

enerji verimliliği danışmanlığı, uzaktan<br />

enerji izleme sistemleri ve enerji üniversitesi<br />

olduğunu söyledi. Türkmenistan’ın<br />

jeopolitik olarak çok önemli bir konumda<br />

yer aldığını belirten Keçiciler, dünyada<br />

2<strong>05</strong>0 yılında şu an tüketilenin iki katı<br />

enerji tüketiliyor olacağını söyledi ve bu<br />

bağlamda Türkmenistan’ı fırsatlar ülkesi<br />

olarak gösterdi.<br />

2<br />

1 Kalkınma Bakanı Cevdet<br />

Yılmaz, TOBB ve DEİK<br />

Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu<br />

forumun üst düzey<br />

katılımcıları arasındaydı.<br />

2 HASEN Uzmanı Bekir Günay<br />

Türkmenistan Forumu’nda<br />

konuşma yaptı.<br />

3 Üst düzey bürokratların yanı<br />

sıra, çok sayıda diplomat ve<br />

iş adamı da forumu<br />

takip etti.<br />

4 Türkmenistan Maliye<br />

Bakanı Dovletgeldi Sadykov<br />

forumun açılışında konuşma<br />

yaptı.<br />

4<br />

HASEN Uzmanı Doç. Dr. Bekir Günay<br />

ise forumda yaptığı konuşmada dünyanın<br />

güç merkezinin Asya’ya doğru hızlı bir<br />

şekilde kaydığını belirterek, dünyanın<br />

merkezi olarak Orta Asya’yı gösterdi<br />

ve Türkmenistan’ın da bu merkezin çok<br />

önemli bir parçası olduğunu söyledi.<br />

Türkmenistan’ın bir diğer avantajının da<br />

İsviçre gibi tarafsız bir ülke olmasından<br />

geldiğini ve bunun yabancı yatırımcıya güven<br />

verdiğini belirten Günay, gelecekte bu<br />

tarafsızlığından dolayı siyasi ve ekonomik<br />

açıdan uzlaştırıcı bir ülke olarak algılanabileceğinin<br />

altını çizdi. Bölge insanının potansiyelinin<br />

üzerinde duran Günay, doğru<br />

bilgi ve eğitimle bölge insanından muhteşem<br />

sonuçlar alınabileceğini belirtti. Günay<br />

ayrıca iş adamları ve yatırımcıların yatırım<br />

yaparken sadece kendilerini değil o bölgenin<br />

insanını da düşünerek bölgeyi sadece<br />

bir ham madde deposu olarak görmeden,<br />

insana yatırım yapmaları ve işlerinde şans<br />

vermelerini tavsiye etti.<br />

İlgi beklenenden fazla<br />

Forum beklenenden daha fazla ilgi görürken<br />

toplamda 35 ülkeden diplomatik düzeydeki<br />

temsilciler ve 100’den fazla yabancı yatırımcı<br />

forumda yer aldı. Türkmenistan’ın<br />

Türk firmalar içinse ayrı bir önemi var.<br />

Günümüzde Türkmenistan’da Türk müteahhitlik<br />

firmaları tarafından 1400’ü aşkın<br />

proje yürütülmekte ve Türkmenistan, Türk<br />

firmalarının dünyada hâlâ en çok proje<br />

üstlendikleri ülke durumunda.<br />

3<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 33


ANALİZ<br />

TÜRKMENİSTAN FORUMU’NDAN İZLENİMLER<br />

Türkmenistan Forumu’na katılanlar gerçekleştirilen çalışmalardan ve elde<br />

edilen verimden oldukça memnun.<br />

Turgut Gür<br />

Türkiye Turizm<br />

Yatırımcıları Derneği<br />

Başkanı<br />

Şevki Mütevellioğlu<br />

T.C. Türkmenistan<br />

Büyükelçisi<br />

“Türkmenistan’a<br />

yatırım için hızlı<br />

davranmalıyız”<br />

“Türkmenistan ve Türkiye, 20 yıl<br />

içerisinde işbirliklerinde<br />

bambaşka bir noktaya geldi.<br />

1992 yılının Mayıs ayında gittiğim<br />

Aşkabat ile şu anki Aşkabat çok<br />

farklı. Türkmenistan ham petrol<br />

ve doğal gaz bakımından<br />

dünyanın sayılı ülkelerinden bir<br />

tanesi, genç bir nüfusa sahip,<br />

ihtiyaçları kısıtlı, kaynakları<br />

zengin bir ülke. Sanayi, ticaret,<br />

ziraat konusunda yeniden<br />

yatırım yapıyorlar. Elektrik<br />

enerjisini, ham petrolü, doğal<br />

gazı, pamuğu, petrokimya<br />

ürünlerini ihraç ediyorlar. İhracatı,<br />

ithalatının çok üzerinde olan bir<br />

ülke. İthalatın büyük kısmını<br />

Türkiye’den yapıyorlar, bu<br />

yüzden Türkiye’den en fazla<br />

ithalat yapılan ülke konumunda.<br />

<strong>Hazar</strong> hattına gelecek olan<br />

Türkmen doğal gazı bağlandığı<br />

zaman çok büyük bir doğal gaz<br />

desteği olacak. Aynı zamanda bu<br />

gazı Avrupa’ya da sevk<br />

edebileceğiz. Yani biz bir nevi<br />

Türkmenistan’ın gaz çıkış<br />

terminali olacağız.<br />

Türkmenistan’a yatırım için hızlı<br />

davranmalıyız.”<br />

Doç. Dr. Bekir Günay<br />

<strong>Hazar</strong> Strateji<br />

Enstitüsü Uzmanı<br />

“Birinci 20 yıla göre<br />

ikinci 20 yıl daha<br />

planlı gitmek<br />

zorunda”<br />

“Orta Asya ülkeleri ilk 20 yılı<br />

tamamlayan süreçlerinde<br />

Sovyetler Birliği’nden<br />

ayrılmanın getirdiği ekonomik,<br />

kültürel ve sosyal sarsıntılar<br />

geçirdiler. Saparmurat<br />

Türkmenbaşı ile beraber<br />

Türkmenistan bu sürece hızlı<br />

şekilde adapte oldu.<br />

Türkmenistan da bir süre kendi<br />

ayakları üzerinde duramadı. Bu<br />

sorunu özellikle Türk tekstil<br />

firmalarının ülkeye gitmesiyle<br />

aştılar. İkinci 20 yıla geçilirken,<br />

temel hedef sermayenin<br />

tabana yaygınlaştırılması, <strong>Hazar</strong><br />

kaynaklarının eşit oranda<br />

kullanılmasıydı. Birinci 20 yıla<br />

göre ikinci 20 yıl daha planlı<br />

gitmek zorunda. Ülkede ciddi<br />

bir siyasi istikrar sağlandı ve<br />

ekonomik istikrar da buna<br />

paralel olarak gidiyor.<br />

Türkmenistan’ın petrokimya,<br />

tekstil, turizm sektörü<br />

planlamalarıyla doğru bir yöne<br />

gittiğini söyleyebiliriz. Bu<br />

yüzden yatırımcılar bölgedeki<br />

insan faktörü üzerine<br />

yoğunlaşarak yatırımlarını kalıcı<br />

hale getirmeliler.”<br />

“Türkiye<br />

Türkmenistan’da<br />

önemli bir yere<br />

sahip ülkeler<br />

arasında yer<br />

alıyor.”<br />

“Türkiye Türkmenistan’da<br />

birinci sırada yer alıyor. Gerek<br />

Türkmenlerin, gerekse<br />

yabancıların çok saygı duyduğu<br />

bir konumda. İnşaat sektörü<br />

bizim birinci alanımız ve<br />

gerçekten çok güzel projeler<br />

hayata geçiriliyor. Bu projeler<br />

sadece basit inşaatlar değil.<br />

Aynı zamanda binalar, yollar,<br />

köprüler de inşa ediyoruz.<br />

Bakan ve Bakan Yardımcılarının<br />

bugün buraya gelmeleri iş<br />

adamı ve yatırımcılar açısından<br />

da çok iyi oldu, yüz yüze<br />

görüşmeler sayesinde<br />

yatırımcıların dertleri dinlendi.<br />

Aynı zamanda<br />

Türkmenistan’dan gelenlere<br />

şirketlerimizi tanıttık. Bu açıdan<br />

da çok büyük bir katkı oldu.<br />

Genelde son derece verimli<br />

ziyaretler oldu. Bence çok<br />

başarılı bir forumdu.”<br />

Avni Demirci<br />

Ziraat Bankası<br />

(Türkmen-Türk<br />

Tacircilik Bankası)<br />

Genel Müdürü<br />

“Türkmenistan<br />

potansiyeli yüksek<br />

ve önemli bir ülke”<br />

“Ziraat Bankası olarak 1993<br />

yılından beri Türkmenistan’da<br />

faaliyet gösteriyoruz. Yaklaşık<br />

200 personelle şimdilik dört<br />

vilayette toplam yedi noktada<br />

hizmet veriyoruz.<br />

Türkmenistan potansiyeli<br />

yüksek ve önemli bir ülke,<br />

Türkiye’nin geçmiş bağlarıyla<br />

ilgili önemi var.<br />

Türkmenistan’daki müteahhitlik<br />

hizmetlerinin yüzde 80’i Türk<br />

müteahhitler tarafından<br />

yapılıyor. Bu da ayrıca<br />

Türkmenistan’ı Türkiye<br />

tarafından önemli bir aktör<br />

konumuna getiriyor. Bankamız<br />

Türkmenistan ve Türkiye<br />

arasında bağların gelişmesi ve<br />

Türkmenistan’ı dış dünyaya,<br />

uluslararası arenaya açma<br />

konusundaki görevini başarıyla<br />

yürütüyor. Ziraat Bankası;<br />

Türkmenistan, Azerbaycan,<br />

Kazakistan, Özbekistan, Rusya<br />

ve İran’da var. Bundan sonraki<br />

stratejimiz ise oradaki<br />

bankalarımızın kendi içinde<br />

genişlemesidir.”<br />

34


%<br />

98<br />

Sefa Gömdeniz<br />

Türk-Türkmen İş<br />

Konseyi Başkanı<br />

Besim Şişman<br />

Türkiye Petrolleri<br />

A.O. Genel Müdür<br />

Yardımcısı<br />

“Bu büyüklükte bir<br />

forum ilk defa<br />

yapılıyor ve bunun<br />

başarılı olması<br />

bizim için çok<br />

önemli”<br />

“Bu forum tecrübemizin<br />

uluslararası alanda ilgili<br />

kurumlara aktarılması ve<br />

Türkmenistan’daki projelerin<br />

daha çok bilinmesi için fırsat<br />

yarattı. Bu büyüklükte bir forum<br />

ilk defa yapılıyor ve bunun<br />

başarılı olması bizim için çok<br />

önemli. Ayrıca bundan sonraki<br />

forumların devamı açısından da<br />

önemli. Yüksek teknoloji<br />

konusunda büyük yatırımlar var,<br />

fabrikalar kuruluyor, bu<br />

fabrikaların ekipman ve makine<br />

konuları var. Türkmenistan<br />

kendi müteahhitlik firmalarını<br />

yarattı ve onlar da çok büyük<br />

işler yapıyorlar. Onlarla da ilgili<br />

de güzel bir durum var, çoğu<br />

Türk firmaları ile işbirliği<br />

yapılıyor. Malzeme alımlarını<br />

Türkiye’den yapıyorlar. İşte bu<br />

yüzden burada bizim<br />

ürünlerimizi iyi tanıtmamız<br />

lazım.”<br />

Ronald Nash<br />

Türkmenistan-<br />

İngiltere Ticaret ve<br />

Sanayi Konseyi Eş<br />

Başkanı<br />

“DEVLET TARAFINDAN<br />

DESTEKLENEN<br />

KALKINMA HAMLESİ<br />

TÜRKMENİSTAN’I<br />

CAZİP KILIYOR”<br />

“Türkmenistan’a yatırımın<br />

devam etmesinin sebebinin<br />

enerji sektörü olduğunu<br />

düşünüyorum. Türkmenistan’ın<br />

büyük miktarda doğal gaz<br />

kaynağı bulunuyor. Ayrıca<br />

devlet tarafından desteklenen<br />

kalkınma programı da ülkeyi<br />

cazip hale getiriyor. Orta<br />

Asya’daki gaz rezervleri ve iki<br />

ayrı boru hattı birçok devlet için<br />

çok önemli. Boru hatları iki<br />

açıdan çok büyük öneme sahip.<br />

Doğal gaz kaynakları gün<br />

geçtikçe vageçilmez bir hale<br />

geliyor ve önümüzdeki yıllarda<br />

gaza olan ihtiyacımız artacak.<br />

Asya ile Batı Avrupa’nın bu<br />

yüzden Türkmenistan’ın<br />

ürettiği doğal gaza ulaşabilmesi<br />

önümüzdeki yıllar da daha da<br />

önemli bir hale gelecek.”<br />

“Türkmenistan’ın<br />

itici gücü<br />

üreteceği<br />

hidrokarbon<br />

olacak”<br />

“Önümüzdeki dönemde<br />

Türkmenistan’ın itici gücü<br />

üreteceği hidrokarbon olacak<br />

ve dönüşüm bununla<br />

sağlanacak. Bizim Türkiye<br />

Petrolleri olarak bölgeye ilgimiz<br />

90’lı yıllarda başladı fakat<br />

birtakım teknik sıkıntılar, politik<br />

konjonktür sebebiyle ciddi bir<br />

adım atamadık. Bugün, bu<br />

forum bir vesile oldu bizim için.<br />

Türkmenistan dışında bölgede<br />

Şah Deniz’de, doğal gaz ve<br />

petrol boru hatlarında Türkiye<br />

Petrolleri var. Biliyorsunuz<br />

büyük petrol ve enerji projeleri<br />

devletin desteği ile yürüyor ve<br />

biz bu desteği çok yakinen<br />

arkamızda hissediyoruz. Bize<br />

düşen ise bu desteği hak<br />

edecek bir enerji ile çalışmak ve<br />

bu bölgede başarılı olmak.<br />

Geleceği planlarken enerji ithal<br />

etmeyen Türkiye hedefi<br />

koyduk. Bu yüzden içeride<br />

yatırımlarımıza ciddi bir şekilde<br />

devam edeceğiz. Dışarıda da<br />

ciddi ve planlı yatırımlar<br />

yapmamız gerek. Odak<br />

bölgelerimiz Afrika ve<br />

Afganistan gibi daha çok riskli<br />

bölgeler çünkü artık politik<br />

şartların oturduğu ülkelerden<br />

çok büyük kazanımlar elde<br />

edemiyorsunuz.”<br />

Veysel Türkel<br />

İGDAŞ Uluslararası<br />

Proje Direktörü<br />

“Biz buradan tüm iş<br />

adamlarına açık<br />

çek veriyoruz”<br />

“İGDAŞ İstanbul’da yatırımlarını<br />

yüzde 98 mertebesinde<br />

tamamladı. Dolayısıyla İGDAŞ<br />

her türlü departmanı ile ciddi<br />

manada bilgi birikimi ve<br />

deneyime sahip ve bunu<br />

özellikle komşu ülkelerde<br />

değerlendirmek istiyoruz.<br />

Komşu ülkelerin başında da<br />

Türk Cumhuriyetleri’nden<br />

Azerbaycan, Türkmenistan,<br />

Özbekistan gelmekte.<br />

Özbekistan’dan örnek verecek<br />

olursak, bizim şartlarımızda iki<br />

milyar metreküp gaz tüketmesi<br />

gerekirken 6 milyar gaz<br />

tüketiyor. Bugün İstanbul’un<br />

yıllık tüketimi 4 milyar<br />

metreküp, tamamen israf<br />

oluyor. Biz şunu teklif ettik<br />

onlara; biz altyapıyı<br />

tamamlayalım siz de bu gazı<br />

bize verin. Ancak burada<br />

İGDAŞ’ın kamu sektöründe<br />

olması nedeniyle bazı çıkmaz<br />

noktalar var, bunu da işbirliği<br />

kurarak aşmak istiyoruz. Biz<br />

buradan tüm iş adamlarına açık<br />

çek veriyoruz. Biz bilgi<br />

birikimine tecrübeye sahibiz, ve<br />

bu bölgede sizlerle beraber<br />

yatırım yapmak istiyoruz.”<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 35


HAZAR ANALİZ<br />

“ Kaya Gazı”<br />

Aranıyor!<br />

Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacına<br />

kaya gazı çare olabilir mi?<br />

Uzmanlar, son dönemde sıkça<br />

gündeme gelen kaya gazının<br />

Türkiye açısından önemli bir yere<br />

sahip olduğunu ancak yeterli<br />

olmadığını belirtiyorlar. <strong>Hazar</strong><br />

Strateji Enstitüsü (HASEN)<br />

Uzmanı Dr. Fatih Macit ve<br />

HASEN Bilim ve Uzmanlar<br />

Kurulu Başkanı Dr. Efgan<br />

Niftiyev ise özellikle elektrik<br />

enerjisi üretiminde kömür ve<br />

hidro enerji gibi alanlara öncelik<br />

verilmesinin daha sağlıklı<br />

olacağını söylüyor.<br />

SOYKAN BEKTAŞ<br />

36


Türkiye son zamanlarda ‘’kaya gazı’’<br />

kelimesiyle sık sık karşılaşmaya başladı.<br />

Enerji Bakanlığı’nın verileri de bu enerji<br />

kaynağının ne kadar önemli olduğunu gözler<br />

önüne seriyor. Yapılan araştırmalara göre;<br />

Türkiye’nin mevcut kaya gazı rezervi 420<br />

milyar metreküp. Bu potansiyelin, yıllık<br />

ortalama 43 milyar metreküp doğal gaz<br />

ihtiyacı olan Türkiye’nin dokuz yıl boyunca<br />

doğal gaz ihtiyacını ortadan kaldırabileceği<br />

iddia ediliyor.<br />

Kaya gazı nedir?<br />

Yüzde 75’ten fazla metan gazı olan ve ticari<br />

olarak pazarlanan gaz halindeki hidrokarbonların<br />

ortak adına doğal gaz adı veriliyor.<br />

Doğal gazın bulunduğu kaynağa göre<br />

içeriğindeki metan, etan ve propan değişim<br />

gösteriyor. Örneğin; kil tabakasından üretiliyor<br />

ise “kaya gazı” (shale gas), sıkı kumtaşı<br />

tabakası içinden üretilene “tight gaz” ve<br />

kömür tabakası içinden üretiliyorsa “kömür<br />

gazı” (coalbed methane) şeklinde tanımlanıyor.<br />

Yani üretim yöntemindeki farklılıktan<br />

dolayı kaya gazı ya da “şeyl gaz” olarak ifade<br />

ediliyor. Kaya gazına, şeyl (shale) adı verilen<br />

kil ile kuvars ve kalsit minerallerinden oluşan<br />

geçirimsiz (sıkı) olan tortul kayacın küçük<br />

gözeneklerinde yine çoğunlukla suyla birlikte<br />

hapsedilmiş bulunan metan gazı da denebilir.<br />

Nasıl çıkarılır?<br />

Öncelikle petrolün ve gazın türediği kaynak<br />

kaya olarak bilinen killi kayaya klasik<br />

yöntemle dikey sondaj yapılıyor. Daha sonra<br />

hidrokarbon gaz ihtiva eden, eğimi fazla<br />

olmayan, neredeyse yatay konumdaki killi<br />

tabaka içinde, ortalama 1000 –1500 metre<br />

Türkiye’de bugüne<br />

kadar açılmış<br />

petrol ve doğal<br />

gaz kuyularından<br />

elde edilen verilere<br />

göre; toplam 420<br />

milyar metreküp<br />

kaya gazı olduğu<br />

tahmin ediliyor.<br />

Dünyada kaya gazı üretim<br />

alanları özellikle son yıllarda<br />

büyük artış gösteriyor.<br />

yatay yönde sondaj yapılıyor. Yatay bölüm<br />

içinde “Çok Yüksek Basınç Altında Hidrolik<br />

Çatlatma Yöntemi” sayesinde dikey ve<br />

yatay yönde çatlaklar oluşturuluyor. 1000<br />

metre yatay bir kuyuda 20-30 tane farklı<br />

çatlatma (Fracking Yöntemi) operasyonu<br />

yapılıyor. Her bir çatlatmanın aralığı en<br />

fazla 40 metre civarında olması gerekiyor.<br />

Bu aralık fazla olduğunda enjeksiyon basınç<br />

kaybı ortaya çıkıyor. Sondaj kuyusu içine<br />

indirilen perfore (delikli) boru sayesinde<br />

kaya tabakasının içine basınçlı olarak belirli<br />

oranda yüksek basınçlı kum ve jel bulunan<br />

su veya diğer sıvılar enjekte ediliyor. Kum<br />

kullanılmasındaki amaç, çatlakları açık<br />

tutmak üzere, geçirimlilik ve gaz akışının<br />

devamını sağlamaktır. Böylece, killer içindeki<br />

sıvı deşarj edilerek, killerde hapsolmuş<br />

gazın serbest kalması ve gazın üretilmesi<br />

sağlanıyor. Her bir çatlatma operasyonu<br />

fiyatı kuyunun derinliğine ve formasyon basıncına<br />

göre değişiyor. Ayrıca kuyular arası<br />

mesafenin çok kısa olması gerekiyor. Her 0.5<br />

kilometrekareye bir kuyu açılabilir. Her bir<br />

çatlatma maliyeti 200-500 bin ABD doları<br />

arasında olabilir.<br />

Kaya gazı rezervleri<br />

bakımından Türkiye’nin<br />

potansiyeli var mıdır ?<br />

Türkiye’de bugüne kadar açılmış petrol ve<br />

doğal gaz kuyularından elde edilen verilere<br />

göre; Güneydoğu Anadolu ve Trakya’da kaya<br />

gazı ve petrolü bulunduğu; yapılan hacimsel<br />

hesaplamalara göre bu alanlarda toplam<br />

420 milyar metreküp kaya gazı olduğu tahmin<br />

edilmektedir. Güneydoğu Anadolu’da<br />

Diyarbakır-Hazro alanında yer alan kuyularda<br />

ortalama 2 bin 500 metre derinliklerde<br />

kesilen (Üst Siluriyen-Alt Devoniyen) yaşlı<br />

Dadaş formasyonu, 100-400 metre kalınlıkta<br />

olup Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da çok bilinen<br />

ve dünya ölçeğinde bir kaynak kaya olan<br />

Silüriyen şeyllerinin Türkiye’deki karşılığıdır.<br />

Bu formasyonun şeyl gazı potansiyelinin<br />

yanı sıra “shale oil” potansiyeli de olduğu<br />

tahmin edilmektedir. Bu bölgede açılan<br />

toplam 2971 adet kuyunun 97’sinde Şeyl gaz<br />

potansiyeli olan Dadaş formasyonu kesilmiştir.<br />

Trakya baseninde şeyl gazı potansiyeline<br />

sahip olduğu bilinen Erken-Orta Eosen yaşlı<br />

Hamitabat Formasyonu ve Erken Oligosen<br />

yaşlı Mezardere Formasyonu olmak üzere<br />

iki kaynak kaya formasyonu yer almaktadır.<br />

Bölgede açılan toplam 950 adet kuyunun<br />

86’sı Hamitabat, 267’si Mezardere Formasyonlarını<br />

kesmektedir. Diğer bölgelerimizde<br />

yer alan şeyl gaz potansiyelimizden bahse-<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 37


HAZAR ANALİZ<br />

decek olursak; Doğu Anadolu Bölgesi’nde<br />

açılan toplam 47 adet kuyunun 1’i Kömürlü<br />

Formasyonu, Karadeniz Bölgesi’nde açılan<br />

toplam 37 adet kuyunun 8’i Çağlayan<br />

Formasyonu, İç Anadolu Bölgesi’nde açılan<br />

toplam 46 adet kuyunun 1’i Karapınar yaylası<br />

Formasyonu’dur.<br />

1<br />

Türkiye kaya gazında<br />

geç mi kaldı ?<br />

ABD ve Kanada, konvansiyonel olmayan<br />

yöntemlerle kaya gazı arama ve üretim<br />

teknolojisi çalışmalarının yoğun olarak yapıldığı<br />

ülkelerin başında geliyor. Kaya gazı,<br />

8-10 yıllık süreçte petrol varil fiyatlarının 100<br />

ABD doları’nın üzerine çıkması ile birlikte<br />

uygun hale gelmiştir. Petrol fiyatlarının son<br />

üç, dört yıl içerisinde bu seviyenin altına<br />

inmemesi nedeniyle de yatırımlar çok cazip<br />

hale gelmiştir. Bu cazibe nedeniyle başta<br />

Avrupa olmak üzere Türkiye gibi doğal gaz<br />

ithalatına bağımlı pazarı olan birçok ülkede<br />

bu kaynakların aranması ve varsa potansiyelin<br />

ortaya çıkarılması için harekete geçilmiştir.<br />

Türkiye kaya gazı potansiyelini değerlendirmede<br />

geç kalmamıştır. Yatırım süreci,<br />

teknolojisi ve yüksek maliyeti nedeniyle<br />

dikkatli planlanması gereken bir yatırım<br />

sahası olduğundan, yerli ve yabancı yatırımcılar<br />

ön araştırma çalışmalarını sağlıklı bir<br />

şekilde yapmak durumundadır. TPAO ile<br />

Shell Upstream Turkey B.V. şirketi arasında<br />

23 Ekim 2011 tarihinde imzalanan “Ortaklık<br />

Anlaşması” çerçevesinde; TPAO’nun operatörlüğünde,<br />

Dadaş Formasyonu’nun şeyl gaz<br />

potansiyelinin ve bu gazın üretilebilirliğinin<br />

belirlenmesi amacıyla gerekli parametrelerin<br />

elde edilmesi için Diyarbakır ili civarında<br />

Sarıbuğday-1 kuyusunun sondajına başlandı.<br />

Kuyunun nihai derinliğinin 4500 metre olması<br />

planlanmıştır. <strong>2013</strong> yılı içerisinde Shell<br />

şirketi tarafından da bölgede iki adet kuyu<br />

açılacak ve bu kuyularda Hidrolik Çatlatma<br />

ile gaz üretimi işlemine başlanacaktır. Sonuç<br />

başarılı olursa 12,5 kilometrekarelik alanda<br />

yatay yönde 50’ye yakın yönlü kuyu açılmaya<br />

başlanacak.<br />

Kaya gazı çıkarmak<br />

depreme yol açar mı?<br />

Dr. Efgan Niftiyev<br />

<strong>Hazar</strong> Strateji<br />

enstitüsü (HASEN)<br />

Bilim ve Uzmanlar<br />

Kurulu Başkanı<br />

“kaya gazı Türkiye<br />

için önemli ancak<br />

yeterli Değil”<br />

“Yakın gelecekte kaya gazının<br />

Türkiye’nin doğal gaz talebini<br />

karşılamada büyük bir paya<br />

sahip olacağını söylemek zor.<br />

Kaya gazı sadece Türkiye’de<br />

değil aynı zamanda ABD,<br />

Ukrayna gibi ülkelerde de<br />

yüksek potansiyele sahip ancak<br />

bu kaynağın geliştirilmesi<br />

doğrultusunda henüz somut<br />

planlamalar ve adımlar söz<br />

konusu olmadı. Ayrıca Türkiye<br />

hem LNG hem de kaya gazı<br />

noktasında henüz gerekli know<br />

how ve altyapı çalışmaları<br />

konusunda kapsamlı çalışmalar<br />

yapılmış değil fakat başlangıçta<br />

uluslararası tecrübeden<br />

yararlanılıp daha sonrasında<br />

yerel sektör kapasitesi<br />

arttırılabilir. Kaya gazı konusunda<br />

sadece Türkiye’nin değil aynı<br />

zamanda global anlamda da<br />

ilerlemiş bir tecrübe söz konusu<br />

değil. Kaya gazı gelecek vaat<br />

eden bir kaynak olsa da<br />

Türkiye’nin şu an için ithal enerji<br />

kaynaklarına alternatif olarak<br />

özellikle elektrik enerjisi<br />

üretiminde kömür ve hidro enerji<br />

gibi alanlara öncelik vermesi<br />

daha sağlıklı olacaktır. Kaya gazı<br />

potansiyeline dönük çalışmaların<br />

somutlaşması ve gerekli<br />

altyapının hazırlanması ile<br />

beraber kaya gazı da ithal enerji<br />

kaynaklarına ileride alternatif<br />

oluşturabilir.”<br />

2<br />

Şeyl gaz operasyonları, yerin 2500 metre derinliğinde<br />

olduğu ve kapalı bir sistemde yani<br />

muhafaza borusu içinde yapıldığı için yeraltı<br />

sularına veya yeraltı su tablosuna ulaşma şansı<br />

yok gibidir. Genelde çatlatma yatay yönde<br />

500 metre çaplı ve 200 metre boyunda bir<br />

silindir içinde meydana gelir. Bu durum yeraltı<br />

sularını kirletmez. Bu operasyonlar, ya çok<br />

ince tabakalı şeyllerde ya da porozitesi çok az<br />

olan kumtaşlarında yapıldığı için zaten ortam<br />

geçirimsizdir ve şeyller örtü kaya durumundadır.<br />

Oluşan çatlaklar en fazla 200 metre<br />

dikey yönde gelişebilir. Yeraltı su tablası yeryüzünden<br />

300 metre derinde olduğuna göre<br />

bir sakınca yoktur denebilir. Ayrıca, çatlatma<br />

operasyonları için gerekli olan yüksek basınçtan<br />

dolayı küçük ölçekte de olsa bazı lokal<br />

depremciklerin ortaya çıkma ihtimali olduğu<br />

söylenebilir ancak ispatlanmış bir durum<br />

bulunmamaktadır. Kaldı ki mevcut mevzuatlarımızda<br />

bu tür operasyonlar için koruyucu<br />

ve önleyici düzenlemeler bulunmaktadır. Her<br />

durumda yatırımcılardan gerekli tedbirlerin<br />

alınması önceden istenmektedir. İngiltere<br />

28 Şubat <strong>2013</strong> tarihi itibariyle kuyularda şeyl<br />

gazı üretimi için koyduğu yasağı kaldırmış<br />

38


3<br />

Dr. Fatih Macit<br />

<strong>Hazar</strong> Strateji<br />

Enstitüsü (HASEN)<br />

Uzmanı<br />

olup, Almanya ise şeyl gazı aramalarına başlanacağını<br />

duyurmuştur.<br />

Türkiye’nin enerji<br />

bağımlılığını ortadan<br />

kaldırabilir mi?<br />

2012 yılı Türkiye enerji ithalat faturası toplam<br />

ithalatta yüzde 27’lik paya sahip olup yaklaşık<br />

60 milyar dolardır. Türkiye sadece doğal gaz<br />

değil (yüzde 99 dışa bağımlı), petrol ve petrol<br />

ürünlerinde de (yüzde 92) dışa bağımlıdır. ABD<br />

Enerji Bilgi İdaresi’ni (EIA) raporlarına göre<br />

ülkemizde toplam kaya gazı potansiyelinin<br />

450 milyar metreküp olduğu belirtilmektedir.<br />

Türkiye’nin enerji ihtiyacının sabit kalacağı ve<br />

bu potansiyelin hepsinin üretileceği düşünülse<br />

bile yaklaşık 10 yıllık ihtiyacı karşılayacağı<br />

tahmin edilmektedir. Dolayısıyla kaya gazı baz<br />

4<br />

1 Kuyuların maliyeti<br />

derinliklerine ve hacimlerine<br />

göre farklılık gösteriyor.<br />

2 Açılan yeni kuyular ile<br />

Türkiye’nin enerji sorununa<br />

alternatif yaratılmaya<br />

çalışılıyor.<br />

3 Türkiye’de özellikle<br />

Güneydoğu Anadolu’da<br />

pek çok yeni kuyu ile arama<br />

çalışmaları devam ediyor.<br />

4 Kayalar arasına sıkışmış gaz,<br />

su basıncı ile çıkartılıyor.<br />

alınarak Türkiye’nin enerji bağımsızlığından söz<br />

etmek şu aşamada mümkün değildir.<br />

Dünyada kaya gazı<br />

potansiyeli ne kadar ?<br />

Çin, 36 trilyon metreküp ile dünya rezervleri<br />

konusunda lider durumda. Onu 24,3 trilyon<br />

metreküp ile Amerika Birleşik Devletleri,<br />

21,8 trilyon metreküp Arjantin, 19,2 trilyon<br />

metreküp ile Meksika ve 13,7 trilyon metreküp<br />

ile Güney Afrika takip ediyor. Avrupa’da ise bu<br />

rezerv değerlerinin; Polonya’da 5,3 trilyon metreküp,<br />

Fransa’da 5,1 trilyon metreküp, İsveç’te<br />

1,2 trilyon metreküp, Danimarka’da 0,7 trilyon<br />

metreküp, Ukrayna’da 0,6 trilyon metreküp,<br />

Hollanda’da 0,5 trilyon metreküp, Türkiye’de<br />

0,4 trilyon metreküp kaya gazı rezervi bulunduğu<br />

tahmin ediliyor.<br />

“kaya gazı<br />

değerlendirilmesi<br />

gereken bir kaynak”<br />

“Kaya gazı son dönemde çok ön<br />

plana çıkan stratejik bir kaynak<br />

oldu. Bu anlamda ABD kaya<br />

gazını en aktif şekilde kullanan<br />

ülkelerden biri. 2001 yılında<br />

ABD’de tüketilen doğal gazın<br />

sadece yüzde 3’ü kaya gazından<br />

gelirken bugün bu rakam yüzde<br />

25’lere yükseldi. Tespit edilen<br />

rezervler açısından kaya gazının<br />

Türkiye’nin enerjide dışa<br />

bağımlılığını ortadan kaldıracağını<br />

söylemek mümkün görünmüyor.<br />

Fakat Türkiye’nin doğal gaz<br />

tedarikini çeşitlendirmesi<br />

açısından kaya gazı mutlaka<br />

değerlendirilmesi gereken bir<br />

kaynak. Büyümenin getirdiği<br />

doğal bir sonuç olarak Türkiye’nin<br />

doğal gaz ihtiyacı her geçen yıl<br />

artış göstermektedir. 2002 yılında<br />

17,4 milyar metreküp olan yıllık<br />

doğal gaz tüketimi 2012 yılı sonu<br />

itibariyle 50 milyar metreküp<br />

bulmuştur. Türkiye bu anlamda<br />

Çin’den sonra doğal gaz talebinin<br />

en hızlı arttığı ülkelerin başında<br />

geliyor. Bunda tabii Türkiye’de<br />

üretilen elektriğin yüzde 90’nın<br />

doğal gaz santrallerinde üretiliyor<br />

olmasının büyük payı var. Kaya<br />

gazı Türkiye ekonomisinin en<br />

büyük yapısal problemlerinden<br />

biri olan cari açığa kısmi de olsa<br />

çare olabilecek bir kaynaktır. 2012<br />

yılında ekonomik büyümedeki<br />

ciddi yavaşlamaya rağmen cari<br />

açık yaklaşık 49 milyar dolara<br />

ancak gerileyebildi. Fakat<br />

Türkiye’nin brüt enerji ithalatını<br />

dışarı çıkardığınızda aslında<br />

ekonomi 11 milyar dolar cari fazla<br />

verir konumda bulunuyor. Artan<br />

ekonomik büyüme enerji talebini<br />

arttırdığı için cari açık yükseliyor<br />

ve ekonomi birkaç yıl yüksek<br />

büyümenin ardından mecburen<br />

frene basmak zorunda kalıyor.<br />

Dolayısıyla kaya gazı gibi alternatif<br />

enerji kaynakları Türkiye’nin enerji<br />

ithalatının azalmasını sağlayarak<br />

uzun vadede sürdürülebilir<br />

ekonomik büyümenin önünü<br />

açacaktır.”<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 39


ANALİZ<br />

HAZAR’Iи<br />

аlfaбе<br />

REFOяmц<br />

40


Yıl 1991… Sovyetler Birliği yıkılır ve altı devlet<br />

bağımsızlığını kazanır: Azerbaycan, Özbekistan,<br />

Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve<br />

Tacikistan... Çok geçmeden bu ülkelerin siyasi,<br />

ekonomik, kültürel ve sosyal kimliklerini kurmaya<br />

çalıştıkları bir süreç başlar. Bütün elitler ve devlet<br />

başkanları yeni bir ulus meydana getirebilmek için<br />

üzerine düşeni yapmaya hazır.<br />

Ve Alfabe Devrimi bu sürecin ardından ortaya çıkar.<br />

E. Melek Cevahiroğlu Ömür<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 41


ANALİZ<br />

1989-90 yıllarında kullanılan alfabenin<br />

değiştirilmesiyle bir dizi Dil Kanunları<br />

çıkarılmıştı. Projenin başında ise Sovyet<br />

sisteminde yetiştirilmiş bürokratlar yer<br />

alıyordu. Bir ironi gibi görünen bu durum<br />

gerçekte bölgenin doğal bir özelliğiydi. Öte<br />

yandan alfabe reformu hiç de kolay bir proje<br />

değildi. Çünkü dil, ulus olma sürecinde<br />

milletin kimliğini fark ettiği ve üzerinde<br />

odaklandığı esas öğelerdendi.<br />

Özbekistan<br />

80 yıl içinde 4 alfabe değişikliği yapan Özbekistan,<br />

bugün Latin ve Kiril alfabesini beraber<br />

kullanıyor. İslam Kerimov ve danışmanlarının<br />

girişimleri ile Eylül 1993 yılında Özbek<br />

parlamentosu Latin alfabesine geçmeye<br />

karar verdi. Öncelikli olarak ilköğretimdeki<br />

okul kitaplarında başlayan Latinleştirme, her<br />

yıl bir sonraki kademeye kaydırılarak devam<br />

etti ve 25 Ağustos 1995 itibariyle Başkanlık<br />

kararıyla Kiril alfabesi, Latin alfabesi ile resmi<br />

olarak değiştirildi ve sürecin 20<strong>05</strong> yılında<br />

tamamlanacağı öngörüldü. Özbekistan’ın<br />

başarısı toplumun çoğunluğunun Türk Cumhuriyetleri<br />

ile yakın ilişkiler kurmak için yeni<br />

bir yol arayışında yatmaktadır.<br />

Türkmenistan<br />

1989<br />

Yılında ilan edilen<br />

dil kanunu alfabe<br />

tartışmalarını yeniden<br />

başlattı.<br />

1989 yılında başlayan tartışmalar, 1991 yılında<br />

çıkarılan bir kanun ile Latin alfabesine geçiş<br />

ile devam etti ve kademeli bir geçiş öngörüldü.<br />

İlköğretim ile başlayan dönüşüm 2002<br />

yılında Kiril alfabesinin yasaklanmasıyla<br />

devam etti. Öte yandan Rusça gazeteler de<br />

Kiril alfabesinde ısrarlı. Ayrıca Azerbaycan’ın<br />

gelişmekte olan küresel ekonomik ilişkileri de<br />

bu geçiş için motivasyon kaynağı. Yeni alfabe,<br />

dünya halkları arasındaki yerlerini almalarına<br />

da dinamik bir ivme sağlıyor.<br />

Tacikistan<br />

Tacikistan ise farklı bir süreç yaşamakta…<br />

1990 yılında vuku bulan iç savaştan harap<br />

halde çıkması ve Latin alfabesine geçişteki<br />

kararsızlık, sürecin tamamlanamamasına<br />

ve bugün Tacik Alfabesi adı verilen önceleri<br />

Arap, ardından da Kiril ve Latin alfabelerinin<br />

bir arada kullanıldığı bir sisteme geçmelerine<br />

sebep olmuş. Tacikistan sınırları içinde<br />

yaşayan çok sayıda azınlığın Kiril alfabesi,<br />

yerli halkınsa Latin alfabesini kullanıyor<br />

olması, devlet yetkililerini de tek bir alfabeyi<br />

seçmede isteksiz bırakıyor.<br />

1<br />

Türkmenistan’da ise dil reformu tartışmaları<br />

bağımsızlık öncesinde, 1980’lerin sonlarında<br />

başladı. Bazı kesimler İran ile olan kültürel<br />

yakınlık sebebiyle Fars Alfabesi’ne geçilmesini<br />

önermişse de, 1990 yılında çıkarılan Dil<br />

Kanunu ile Türkmen dilinin resmi dil olarak<br />

benimsenmesinin ardından 1992 yılında 10<br />

yıl içerisinde tamamlanması planlanan Kiril<br />

alfabesinden Latin alfabesine geçişi onaylayan<br />

kanun yasalaştı. 1995 yılına gelindiğinde<br />

Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov’un<br />

desteğiyle Latin alfabesiyle basılan ilk kitap<br />

raflardaki yerini buldu ve bu Niyazov’un<br />

biyografisiydi. Okullar, sokak isimleri, otoyol<br />

işaretleri derken yavaş yavaş yaygınlaşan<br />

değişim zamanla ülke çapına yayıldı.<br />

Azerbaycan<br />

Alfabe Devrimi’nin<br />

başarısı için Latin<br />

alfabesine geçişe<br />

karşı direnç<br />

gösteren Slav<br />

azınlık ile bu geçişi<br />

heyecanla<br />

bekleyen Türk<br />

çoğunluğun etki<br />

dirayetini<br />

gösterebiliriz.<br />

Azerbaycan’da 1992 yılında başlayan Alfabe<br />

Reformu, Haydar Aliyev’in 2001 yılındaki<br />

emriyle hayata geçirilen kararname ile ülke<br />

çapına yayıldı. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki<br />

coğrafi ve manevi bağlar Latin alfabeleri<br />

arasından hangisinin seçileceği konusunda<br />

kolaylık sağladı ve Türk alfabesi seçilir.<br />

Gazete, dergi, kitap ve işaretlerde Latin<br />

alfabesinin kullanılması emredildi. Aslında<br />

42


Kırgızistan<br />

Kırgızistan çift dilli ve çift alfabeli bir<br />

ülke olması dolayısıyla Kiril alfabesini ve<br />

sokak isimleri ve yönlendirmelerde sıkça<br />

rastlandığı üzere Latin alfabesini birarada<br />

kullanmaya devam ediyor. 1989 yılında ilan<br />

edilen Dil Kanunu’nda Latin alfabesine<br />

geçişle alakalı bir karar alınmamış. Aksine<br />

Kırgızlar, hem Rusça hem de Kırgızca için<br />

Kiril alfabesini kullanmayı tercih ediyor.<br />

1998 yılında göreve gelen Eski Devlet<br />

Başkanı Askar Akayev Latin alfabesine<br />

geçiş için niyetlenmiş ve milli bir komisyon<br />

kurulmasını sağlamış olsa da, hem ekonomik<br />

nedenler hem de Kırgızistan sınırları<br />

içinde yaşayan çok sayıda Slav azınlıklar<br />

yüzünden, devlet yetkilileri ve elitler Latin<br />

alfabesine geçiş konusunda herhangi bir<br />

niyet belirtisi göstermemekteler.<br />

KAZAKİSTAN<br />

2025 İTİBARİYLE<br />

TAMAMEN<br />

LATİN<br />

ALFABESİNE<br />

GEÇECEK.<br />

yasada herhangi bir geçişten bahsedilmemesine<br />

rağmen, 1990 yılındaki bağımsızlığı<br />

takip eden günlerde, Batı ile olan ilişkilerin<br />

pekiştirilmesi amacıyla Latin alfabesine<br />

geçiş tartışılmaya açıldı. Kazaklar için Kiril<br />

alfabesinin daha uygun olduğunu öngören<br />

muhalefetin yoğun baskısına rağmen, 2006<br />

yılında Latin alfabesine geçiş konusunda<br />

parlamento açık niyet gösterdi. Bugün<br />

ise 2025 yılında Latin alfabesine geçişin<br />

tamamlanması öngörülüyor. Cumhurbaşkanı<br />

Nursultan Nazarbayev, Latin alfabesinin<br />

Kazak halkının modern bilgiye ulaşmasında<br />

kilit nokta olacağını belirterek özellikle<br />

de küresel bilim ve eğitim alanındaki<br />

önemini vurguladı. Geçiş döneminde iki<br />

alfabenin bir arada kullanılması öngörülürken,<br />

bu yıl ilkokula başlayan Kazak öğrenciler,<br />

orta öğretimi tamamladıklarında, geçiş<br />

sürecinin bitirilmesi planlanıyor.<br />

Kazakistan<br />

Kazakistan ise Alfabe Reformu’nu hızlandırmış<br />

durumda. 1989 Diller Kanunu’nda<br />

alfabe değişikliği ya da 1995 yılındaki ana-<br />

2<br />

1 Kiril alfabesi uzun yıllardır<br />

bölgede etkin.<br />

2 Kazakistan Cumhurbaşkanı<br />

Nursultan Nazarbayev Latin<br />

alfabesine geçiş sürecinde<br />

temkinli.<br />

3 Alfabe devrimi ile okullarda<br />

Kiril alfabesinin yanı sıra<br />

Latin alfabesi de öğretilmeye<br />

başlanacak.<br />

Başarıdaki Etkenler<br />

Liderlerin kararlılığı, ekonomik destek,<br />

kültürel sebepler, küreselleşme, din ve<br />

siyaset de etkin rol oynayan öğeler… Kendi<br />

siyasi gündemlerine ve ekonomik beklentilerine<br />

göre şekillendirdikleri kararları<br />

konusunda devletler, demografik yapılarını<br />

da göz önünde bulundurarak dil ve alfabe<br />

konusundaki duruşlarını belirlemekteler.<br />

<strong>Hazar</strong> bölgesi’nde latin<br />

ve kiril alfabelerinin<br />

coğrafi konumu<br />

Latin Alfabesi<br />

Kiril Alfabesi<br />

Kiril ve Latin<br />

Alfabesi<br />

Rusya<br />

Kazakistan<br />

Özbekistan<br />

Azerbaycan<br />

TÜRKİYE<br />

Türkmenistan<br />

Kırgızistan<br />

Tacikistan<br />

3<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 43


RÖPORTAJ<br />

44


BP Türkiye Başkanı Bud Fackrell:<br />

“ ŞAH DENİZ 2 İLE<br />

TÜRKİYE’NİN<br />

GAZ İHTİYACINA<br />

CEVAP VERECEĞİZ”<br />

BP Türkiye Başkanlık koltuğunu devralan Bud Fackrell,<br />

Türkiye’nin, Avrupa pazarıyla <strong>Hazar</strong> rezervleri arasında ortak bir<br />

yol görevi gördüğünün ve jeopolitik konumu itibariyle büyük bir<br />

rol oynadığının altını çiziyor. Bud Fackrell, BP’nin Türkiye<br />

vizyonunu ve bölge stratejilerini <strong>Hazar</strong> <strong>World</strong>’e anlattı.<br />

SOYKAN BEKTAŞ<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 45


RÖPORTAJ<br />

BP’nin 100. yılını kutladığınız bu dönemde,<br />

BP Türkiye’de ne gibi çalışmalar<br />

yürütüyor?<br />

Bizim için Türkiye oldukça önem verdiğimiz<br />

ve çok stratejik birkaç ülke arasında yer alıyor.<br />

Sizin de altını çizdiğiniz gibi 100 senedir<br />

Türkiye’deyiz. Çok uzun zamandan beri burada<br />

olduğumuz için birçok projede faaliyet<br />

gösteriyoruz. Aşağı Akım, Yukarı Akım, Bakü-<br />

Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projeleri gibi.<br />

<strong>Hazar</strong> Bölgesi’nde Şah Deniz başta<br />

olmak üzere BP birçok bölgede faaliyette<br />

bulunuyor. Bize mevcut faaliyetleriniz<br />

hakkında bilgi verebilir misiniz?<br />

Evet, <strong>Hazar</strong> Bölgesi dünya üzerinde BP’nin<br />

dikkatini verdiği en önemli bölgelerden bir<br />

tanesi. <strong>Hazar</strong>’da iki büyük saha işletiyoruz;<br />

Şah Deniz ve ACG. Petrol; Azerbaycan, Gürcistan<br />

ve Türkiye üzerinden Akdeniz’e getiriliyor.<br />

<strong>Hazar</strong>’daki enerji yatakları, boru hatları<br />

vasıtası ile Türkiye pazarına ulaştırılıyor.<br />

40<br />

Milyar dolar<br />

Azerbaycan doğal<br />

gazının Türkiye üzerinden<br />

Avrupa’ya taşınmasını<br />

hedefleyen Şah deniz<br />

projesi 40 milyar dolarlık<br />

büyüklüğe sahip.<br />

Türkiye çok güçlü<br />

bir ekonomiye<br />

sahip ve çok büyük<br />

bir doğal gaz<br />

tüketicisi.<br />

BP Türkiye Başkanı olarak Şah Deniz<br />

Gaz Projesi hakkında önemli adımlar<br />

atacağınızı söylediniz. Bu adımlar neler<br />

olacak?<br />

<strong>Hazar</strong> rezervlerinin gelişiminin devam<br />

etmesi açısından <strong>2013</strong> yılı çok önemli bir yıl<br />

olacak. Biz de Şah Deniz sahamızı genişleteceğiz.<br />

Ortaklarımızla beraber Boru Hattı N<br />

network’ü kuracağız. Bu network, gazı öncelikle<br />

Türkiye’ye getirip oradan Avrupa’ya<br />

götürmemize olanak sağlayacak. Kısaca,<br />

<strong>2013</strong> yılı çok önemli bir dönüm noktası<br />

olacak. BP’nin Avrupa’ya ulaştırmaya karar<br />

vereceği Şah Deniz Konsorsiyumu’nda dikkate<br />

aldığımız iki boru hattı var. <strong>2013</strong> yılının<br />

son çeyreğinde Şah Deniz Projesi’nde son<br />

yatırım kararımızı vereceğiz.<br />

TANAP Projesi’nden bahsedecek olursak,<br />

bu projeye destek vermeyi veya proje içinde<br />

yer almayı düşünüyor musunuz?<br />

BP olarak bu sene içerisinde TANAP<br />

Projesi’ne dahil olmayı planlıyoruz. Bu konu<br />

ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor.<br />

Türkiye’nin jeopolitik konumunu nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz? Bu konum BP için<br />

ne ifade ediyor?<br />

Türkiye hem dünyada hem bölgede önemli<br />

role sahip ülkelerden bir tanesi. Özellikle<br />

Avrupa’daki enerji güvenliği açısından. Aynı<br />

zamanda Türkiye çok güçlü bir ekonomiye<br />

sahip ve çok büyük de bir doğal gaz tüketicisi.<br />

Türkiye Avrupa pazarıyla <strong>Hazar</strong> rezervleri<br />

arasında ortak bir köprü görevi görüyor.<br />

Aynı zamanda ekstra gaz rezervlerine de<br />

ihtiyaç duyuyor. Kısaca söylemek gerekirse;<br />

1<br />

3<br />

2<br />

46


Türkiye öncelikle kendi için güvenli gazını<br />

elde edecek sonrasında ise Avrupa’ya göndermemiz<br />

konusunda bize yardımcı olacak.<br />

BP Türkiye’de Türkiye Petrolleri Anonim<br />

Ortaklığı (TPAO) ile işbirliği yapıyor. Türkiye,<br />

Shell ile ortak olarak Karadeniz’de<br />

arama anlaşması imzaladı. Sizin bu konu<br />

hakkında düşünceniz nedir? Karadeniz’de<br />

petrol ve gaz arama faaliyetlerinde bulunmayı<br />

düşünüyor musunuz?<br />

Öncelikle Shell ve TPAO’yu tebrik etmek<br />

istiyorum, umarız ki çok başarılı olurlar.<br />

Bizim Karadeniz’de rezerv arama gibi bir<br />

niyetimiz yok fakat çalışmaları dikkatle<br />

takip ediyoruz.<br />

Türkiye ve Shell yüzde 50 olmak üzere<br />

anlaşma imzaladılar. Araştırmacılara<br />

göre yüzde 50 ortaklıkta Türkiye kâr<br />

edemeyecek gibi gözüküyor. Genellikle<br />

diğer ülkelerde bu yapılan anlaşmalarda<br />

şirketler yüzde 20 ya da yüzde 30 değerinde<br />

pay sahibi olurlar fakat Türkiye’de<br />

bu oran yüzde 50. Sizce bu oran uluslararası<br />

anlaşmalar göz önüne alındığında<br />

doğru mu? Bu anlaşma ile ilgili sizin<br />

düşünceniz nedir?<br />

Bence bu konuda önemli olan finansal<br />

ortaklık değil, rezerv bulunabilmesi. Şimdilik,<br />

4<br />

5 6<br />

1 Azerbaycan Cumhurbaşkanı<br />

İlham Aliyev Şah Deniz doğal<br />

gaz yataklarını işleyecek<br />

platformu geziyor.<br />

2 BP otomobil yakıtlarından<br />

jet yakıtlarına kadar geniş bir<br />

perspektifte ürün sunuyor.<br />

3 Fackrell, 6 Aralık’ta<br />

düzenlenen <strong>Hazar</strong><br />

Forumu’nda<br />

konuşma yaptı.<br />

4 Bud Fackrell, Enerji ve Tabii<br />

Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız<br />

ile birlikte.<br />

5 Şah Deniz (Bakü-Tiflis-<br />

Erzurum) doğal gaz boru<br />

hattında kritik bir öneme<br />

sahip.<br />

6 TGP-500 Platformu,<br />

Şah Deniz’de doğal gaz<br />

yataklarını işleyecek.<br />

görünen o ki, ekonomik bir hidro karbon<br />

bulunamadı. Bence bu ciddiye alınmalı.<br />

Türkiye, BP ve Shell’le ortaklık yapmaktansa<br />

kendi doğal gazını çıkarabilir<br />

miydi?<br />

TPAO, dünyada ve Türkiye’de faaliyetleri olan<br />

tecrübeli bir şirket. Bazen teknolojiye ihtiyaç<br />

duyulabiliyor bu yüzden ortaklık mantıklı<br />

gözüküyor.<br />

BP, Türkiye’de gaz bulma faaliyetlerinde<br />

aktif bir rol oynuyor. Bu konuda yürüttüğünüz<br />

yeni çalışmalar var mı?<br />

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner<br />

Yıldız, bazı kapanmış kuyuların tekrar açılabileceğini<br />

dile getiriyor. Dünyada teknoloji<br />

değişiyor, gelişiyor, yeni teknoloji kârlılık<br />

getiriyor. Bakanın aklında bir şeyler olmalı ki<br />

bunları söylüyor.<br />

TPAO ile ne gibi bir ortaklığınız söz<br />

konusu?<br />

Şu an için kesinleşmiş ortak bir projemiz yok,<br />

TPAO ile Azerbaycan’da birlikte çalışıyoruz.<br />

BP Türkiye olarak yeni istasyon yatırımı<br />

yapmayı planlıyor musunuz?<br />

Türkiye’de son dönemde beş yeni istasyon<br />

açtık. Bu yıl içerisinde yatırımlarımıza devam<br />

etmeyi ve daha da büyümeyi düşünüyoruz.<br />

Türkiye devamlı olarak büyüyor ancak diğer<br />

taraftan enerji isteği artıyor. Türkiye<br />

bu dengeyi nasıl kurmalı?<br />

Türkiye’nin enerji açısından bir stratejisi var.<br />

Şu an nükleer enerji ve hidroelektirik enerjisi<br />

alanı hakkında çalışmalarını sürdürüyor. Biz<br />

bu konuda onlara yardım etmeyi umuyoruz,<br />

özellikle Şah Deniz 2 bu konuda çok yardımcı<br />

olacaktır. Bununla birlikte Türkiye’nin gaz<br />

ihtiyacına daha iyi cevap vereceğiz.<br />

Rusya Merkez’deki BP Türkiye, oto gaz<br />

aktivitelerini neden başka bir gruba sattı.<br />

Otogaz faaliyetlerimizin değil LPG aktivitelerimizin<br />

satışını gerçekleştirdik. Bu karar<br />

uluslararası bir karar olduğu için biz de uyguladık.<br />

Sadece Türkiye ile ilgili bir durum<br />

değil. Türkiye’de otogaz çok önemli BP için.<br />

BP’nin son 100 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

BP’nin Türkiye’de zengin bir geçmişi<br />

var. Ekonominin enerji tarafının büyük<br />

parçasıyız. Ve bir 100 yıl daha kalmayı<br />

düşünüyoruz. İşlerimizi büyütüp ekonomik<br />

gelişme açısından Türkiye’ye yardım etmek<br />

istiyoruz.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 47


LIFE STYLE<br />

RUSYA’DA<br />

YÜKSELEN MARKA:<br />

KITCHENETTE<br />

Vouge, Anjelique, Zuma, Wan-na gibi 13 marka ve<br />

32 restorana sahip İstanbul Doors’un Bakü’nün ardından<br />

Moskova’ya taşıdığı markalarından biri de Kitchenette...<br />

Bölgede, markaya olan ilgi her geçen gün biraz daha artıyor.<br />

Güzin Güzey<br />

48


www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 49


LIFE STYLE<br />

1<br />

İstanbul Doors Group’un farklı, rahat,<br />

kendine özgü dekorasyonu ile dikkat<br />

çeken; kahvaltıdan kokteyle, dünyanın<br />

farklı lezzetlerini ve sağlıklı alternatifleri<br />

birarada sunan lokomotif markası<br />

Kitchenette, alanında öne çıkan önemli<br />

markalardan bir tanesi. Moskova’da iki, St.<br />

Petersburg’da bir olmak üzere açtığı toplam<br />

üç şubeyle ülkedeki varlığını kuvvetlendiren<br />

Kitchenette, sınırlarını genişletmeye<br />

devam ediyor. Açıldığı ilk günden bu yana<br />

büyük bir ilgiyle karşılanan Kitchenette,<br />

önümüzdeki günlerde Rusya’nın gözde<br />

markalarından biri olacak gibi görünüyor.<br />

KItchenette’in Yükselen<br />

Başarı Grafiği<br />

Yeme-İçme sektörü her yıl katlanarak<br />

büyüyor. Restoran ve mekân yatırımları<br />

da buna paralel bir görünüm sergiliyor.<br />

Vouge, Anjelique, Zuma, Wan-na, Da Mario,<br />

Mama gibi tanınan 13 markayı bünyesinde<br />

bulunduran İstanbul Doors Grubu da bir<br />

Türk markası olan Kitchenette ile Rusya’da<br />

bu sektörü destekliyor. Konsepti ve geniş<br />

menüsünün yanı sıra lezzet ve servis konusunda<br />

sunduğu kalite ile her yaş grubu<br />

tarafından oldukça beğenilen Kitchenette,<br />

Moskova’nın merkezindeki ve St. Petersburg<br />

Galeria Alışveriş Merkezi’ndeki şubeleriyle<br />

yükselen bir başarı grafiğine sahip.<br />

1 Kitchenette’in Rusya’da,<br />

Moskova’da iki, St.<br />

Petersburg’da bir olmak<br />

üzere üç şubesi bulunuyor.<br />

2 Restoranın dekorasyonunda,<br />

rahat koltuk ve divanlar<br />

dikkat çekiyor.<br />

3 Kitchenette’te kahve ve<br />

patisserie ürünleri de<br />

sunuluyor.<br />

4 Kitchenette’in toplam şube<br />

sayısı 25.<br />

5 Kitchenette, farklı,<br />

rahat, kendine özgü<br />

dekorasyonuyla iddialı.<br />

Rusların Türk<br />

mutfağına olan<br />

ilgisi ve beğenisi her<br />

geçen gün açılan<br />

KItchenette’lerle<br />

birlikte daha da<br />

artıyor.<br />

Kitchenette’in Rusya’daki marka bilinirliği<br />

henüz çok yeni olsa da iki ay öncesine kadar<br />

tek şubesi olan marka, müşteri memnuniyeti<br />

ve geri dönüşler değerlendirildiğinde,<br />

kısa zamanda kendini sevdirmiş görünüyor.<br />

Kıtchenette, Rusya’ya<br />

Türk Mutfağını Tanıtıyor<br />

Kitchenette, Moskovalılar için ilk akla gelen<br />

lezzet duraklarından biri olmayı hedefliyor.<br />

Türkiye’deki menüsü ile neredeyse yüzde 90<br />

aynı içeriğe sahip olan; ama bazı ürünleri<br />

Rusların damak tadına uyacak şekilde uyarlayarak<br />

menüye ekleyen restoran, Rusya’da<br />

bulunmayan bazı ürünlerin olduğu az sayıda<br />

yemeği menüden çıkarmış. Ancak Ruslar’ın<br />

Türk mutfağına olan ilgisi ve beğenisi her<br />

geçen gün açılan Kitchenette’lerle birlikte<br />

daha da artıyor. Ayrıca 92 kişilik kapasitesiyle<br />

10:00 – 22:00 saatleri arasında servis<br />

sunan St. Petersburg Kitchenette’te sabah<br />

kahvaltısı, öğle ve akşam yemeğinin yanı sıra<br />

kahve ve patisserie ürünleri de sunuluyor.<br />

Mevcut konsepte Rusya’nın lokal detayları<br />

eklenerek daha beğenilir hale getirilen<br />

restoranın dekorasyonunda da rahat koltuk<br />

ve divanlar dikkat çekiyor. Kısaca menüde<br />

ve dekorasyondaki küçük dokunuş ve değişikliklerle<br />

hem Türkiye hem de Rusya’dan<br />

izler taşıyan Kitchenette, oldukça büyük bir<br />

kesim tarafından tercih ediliyor.<br />

2<br />

50


3<br />

KITCHENETTE’İN<br />

YOLCULUĞU<br />

İstanbul Doors Group’un 20<strong>05</strong> yılında<br />

oluşturduğu lokomotif markası<br />

Kitchenette; cafe, bar ve patisserie<br />

olarak hizmet veriyor. Ev rahatlığını<br />

modern çizgilerle buluşturan mekân,<br />

menüsünde Türk mutfağından olduğu<br />

kadar dünya mutfağından da pek çok<br />

lezzetli seçeneği bir araya getiriyor.<br />

Zengin menüsüyle farklı damak<br />

zevklerine hitap eden Kitchenette’in<br />

taze ekmek çeşitleri, lezzetli pastaları<br />

ve Paris klasiği olan macaron’larını<br />

tatmak ya da take-away olarak almak<br />

mümkün.<br />

Buluşmaların, sohbetlerin, keyifli<br />

ziyafetlerin adresi Kitchenette, sıcak<br />

dekorasyonu ve samimi ortamıyla<br />

keyifli bir mola olanağı yaratıyor. Kısa<br />

sürede hızla büyüyen marka İstanbul,<br />

Ankara, İzmir, Antalya, Bakü ve<br />

Moskova’da toplam 25 şubeye ulaşarak<br />

sınırlarını aşıyor. Önümüzdeki yıllarda<br />

özellikle yurt dışında açılacak<br />

şubelerle birlikte adını daha çok<br />

duyacağımız Kitchenette, beş yıl<br />

içinde franchiselarla beraber ulaşmayı<br />

hedeflediği restoran sayısını altmış<br />

olarak öngörüyor.<br />

4<br />

5<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 51


MARKA<br />

52


Kazakistan’ın Eğitim Üssü:<br />

Nazarbayev<br />

Üniversitesi<br />

Kazakistan’ın başkenti Astana’da<br />

kurulan Nazarbayev Üniversitesi,<br />

ülkede uluslararası akademik<br />

standartlarda eğitim sunan ilk<br />

üniversite olma unvanına sahip.<br />

Kazakistan Cumhurbaşkanı<br />

Nursultan Nazarbayev’in kişisel<br />

girişimleri sonucu kapılarını açan<br />

üniversite, Astana’yı Avrasya’nın<br />

bilim, eğitim ve araştırma merkezi<br />

haline getirmeyi amaçlıyor.<br />

HÜLYA KESKİN<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 53


MARKA<br />

Kazakistan’daki üniversiteler arasında<br />

tek özerk kuruluş olan Nazarbayev<br />

Üniversitesi, eğitim alanında uluslararası<br />

değerleri yakından takip eden kuruluşlar<br />

arasında ilk sırada yer alıyor. Özerklik<br />

statüsünü 19 Ocak 2011 tarihinde hükümet<br />

tarafından çıkarılan bir yasanın ardından<br />

alan üniversite, ülkedeki eğitim hayatına<br />

farklı bir soluk getirmesiyle dikkat çekiyor.<br />

Milli eğitim sistemi ile uluslararası akademik<br />

sistemi harmanlayarak, söz konusu modeli<br />

Kazakistan’da en iyi şekilde uygulamayı<br />

hedefleyen üniversite, bu kapsamda çok kısa<br />

sürede iyi bir yol aldı. Uluslararası pek çok üst<br />

düzey eğitim kurumu ile işbirliği içerisinde<br />

olan akademik kuruluş, bilimsel araştırmalara<br />

önemli katkılar sunuyor. Dünyadaki en<br />

iyi üniversitelerin eğitim sistemini ve onlarla<br />

yürütülen işbirliğini strateji olarak belirleyen<br />

üniversite, ülke ekonomisinin gelişimine<br />

ve bilimsel araştırmaların artırılmasına<br />

katkı sağlamaları için en yüksek uluslararası<br />

standartlara uygun mezunlar yetiştirmeyi<br />

amaçlıyor. Öğrencilere akademik öğretilerin<br />

yanı sıra bilimsel araştırma ve diğer alanlarda<br />

liderlik ruhunu aşılamayı hedefleyen üniversite,<br />

öğrenimde ise ülke sevgisi, dürüstlük,<br />

şeffaflık, tolerans ve yenilikçi bakış açısı odaklı<br />

bir modeli benimsiyor. Üniversite, ulusal<br />

eğitim sisteminin avantajlarını uluslararası<br />

bilimsel ve eğitime yönelik uygulamalarla<br />

birleştirerek, Kazakistan yükseköğretiminde<br />

bir marka olmayı hedefliyor.<br />

2010 yılında<br />

kurulan<br />

üniversite,<br />

öğrencilere<br />

uluslararası<br />

standartlarda<br />

öğrenim sunarak<br />

Kazakistan’da<br />

farklı bir eğitim<br />

modeline kapı<br />

araladı.<br />

rakamlarla<br />

nazarbayev üniversitesi<br />

kuruldu. 7 Haziran 2010 tarihinde de hükümet<br />

kararıyla Astana Yeni Üniversitesi’nin adı<br />

Nazarbayev Üniversitesi olarak değiştirildi.<br />

Türk Şirket tarafından<br />

inşa edildi<br />

Nazarbayev Üniversitesi, Kazakistan’da yatırım<br />

yapan en büyük Türk şirketi unvanına sahip<br />

Sembol İnşaat tarafından yapıldı. İnşasında<br />

Türk işçilerin yer aldığı üniversite, 28 Haziran<br />

2010 tarihinde düzenlenen törenle hizmete<br />

girdi. Sembol İnşaat’ın kurucularından ve aynı<br />

zamanda üniversitenin mütevelli heyeti üyesi<br />

olan Fettah Tamince, Kazak devlet adamları, iş<br />

adamları, yerel yöneticiler ve akademisyenler<br />

de törende yer aldı. Törenin açılış konuşmasını<br />

yapan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev,<br />

eğitimli gençlerin bir ülkenin en önemli gücü<br />

olduğuna dikkat çekerek, “Biz geleceğe kaliteli<br />

bir gençlik yetiştirerek, güçlü bir şekilde hazırlanıyoruz.<br />

Bu nedenle bu üniversite benim için<br />

çok önemli” şeklindeki ifadeleriyle üniversitenin<br />

ülkeye yönelik katkısına vurgu yaptı. Üniversite<br />

ilk öğrenci kabulüne 2010 yılı Eylül ayında 500<br />

1<br />

Uluslararası hedefler<br />

Dünyadaki en iyi üniversiteler sıralamasına<br />

girmeyi ve bir araştırma üniversitesi olmayı<br />

hedefleyen Nazarbayev Üniversitesi’nin en<br />

büyük amacı eğitim dünyasına katkı sağlayacak,<br />

yüksek kalitede mezunlara sahip olmak.<br />

Kazakistan’a yenilikçi bir eğitim sistemi<br />

getiren üniversite, önümüzdeki yıllarda da bir<br />

Araştırma Hastanesi kurmayı hedefliyor. Çok<br />

kültürlü ve çok uluslu bir üniversite çevresi<br />

yaratmak amacıyla kararlı adımlarla ilerleyen<br />

üniversitede uluslararası düzeyde eğitim<br />

veren çok sayıda akademisyen de bulunuyor.<br />

Üniversitenin kuruluş süreci<br />

Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in<br />

Kazakistan’da dünya klasmanında bir üniversiteye<br />

ihtiyaç olduğu yönündeki açıklamaları<br />

kuruluşun hayata geçirilmesinde önemli rol<br />

oynadı. 2007 yılında üniversitenin inşasına<br />

başlandı. 2009’da ise “Astana Yeni Üniversitesi”<br />

adıyla kâr amacı gütmeyen, yüzde 100<br />

devlet desteği bulunan bir vakıf üniversitesi<br />

Geçtiğimiz yıl üniversiteye 4 bin 178<br />

öğrenci başvurdu. Söz konusu<br />

rakam 2011 yılında 4 bin 247 iken,<br />

2010’da ise 3 bin 539’du.<br />

üniversiteye giriş Kriterlerini yerine<br />

getiren öğrenci sayısı 625 oldu. 2011<br />

yılında bu rakam 550, 2011’de ise 515’ti.<br />

70<br />

3<strong>05</strong><br />

3 bin 282<br />

201<br />

Üniversiteye toplam<br />

506 öğrenci kabul edildi.<br />

Söz konusu öğrencilerden<br />

70’i onur diploması almaya<br />

hak kazandı.<br />

<strong>2013</strong>-2014 eğitim öğretim<br />

dönemi içinde YAPILAN<br />

BAŞVURU SAYISI.<br />

2<br />

54


öğrenci ile başladı. Üniversitede, CL University<br />

College London’dan gelen 50’nin üzerinde öğretim<br />

üyesi görev yapıyor. 7 Aralık 2010 tarihinde<br />

başlayan eğitim ve öğretim döneminin ilk dersine<br />

de Cumhurbaşkanı Nazarbayev katıldı.<br />

Uluslararası<br />

üniversitelerle işbirliği<br />

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan<br />

Nazarbayev’in talimatı ile iki yıl gibi kısa bir<br />

sürede tamamlanan üniversite için dünyanın<br />

en iyi 30 üniversitesi ile işbirliği anlaşmaları<br />

imzalandı. 4 yıllık akademik programları olan<br />

ve İngilizce olarak eğitim yapan üniversitede<br />

hazırlık sınıfları da yer alıyor. Ayrıca, üniversiteden<br />

mezun olan öğrenciler, hem Nazarbayev<br />

Üniversitesi hem de işbirliği yapılan uluslararası<br />

üniversite tarafından verilen diploma<br />

olmak üzere toplam iki diplomaya sahip<br />

oluyor. İşbirliği içerisinde olunan üniversiteler<br />

arasında; University College London, Carnegie<br />

Mellon University, University of Wisconsin-<br />

Madison, The Fuqua School of Business of the<br />

Duke University, Partners Harvard Medical<br />

1 Üniversite kampüsü pek çok<br />

imkanı içinde barındırıyor.<br />

3 4<br />

2 Kazakistan’ın soğuk hava<br />

şartları sebebiyle üniversite<br />

bahçeleri içeride yer alıyor.<br />

3 Nazarbayev Üniversitesi<br />

içerisinde büyük bir<br />

kütüphane yer alıyor.<br />

4 HASEN Genel Sekreteri<br />

Haldun Yavaş Nazarbayev<br />

Üniversitesi hakkında<br />

bilgi aldı.<br />

5 Nazarbayev Üniversitesi<br />

farklı ülkelerden öğrencilere<br />

ev sahipliği yapıyor.<br />

International, University of Pittsburgh and<br />

University of Pittsburgh Medical Center,<br />

University of Pennsylvania, Argonne National<br />

Laboratory and Lawrence Berkeley Laboratory<br />

gibi önemli üniversiteler yer alıyor.<br />

7 fakülteye sahip<br />

Nazarbayev Üniversitesi, Üniversite Hazırlık<br />

Merkezi ile Mühendislik Fakültesi, Bilim<br />

ve Teknoloji Fakültesi, Edebiyat ve Sosyal<br />

Bilimler Fakültesi, İşletme Enstitüsü, Kamu<br />

Politikası Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Enstitüsü<br />

ve Tıp Fakültesi olmak üzere toplam 7<br />

fakülteden oluşuyor.<br />

Üniversitede, enerji konularındaki araştırmalarıyla<br />

öne çıkan Araştırma ve Yenilik Sistemi<br />

ile tıp alanında çalışmalara imza atan Yaşam<br />

Bilimleri Merkezi bulunuyor. Üniversitede<br />

ayrıca, uluslararası akademik programların<br />

Kazakistan’da nasıl uygulanacağı ve eğitimin<br />

iyileştirilmesine yönelik politikaları belirleyen<br />

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Politikaları<br />

Merkezi yer alıyor.<br />

5<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 55


LIFE STYLE<br />

BUGÜN,<br />

KADINLARIN...<br />

Dünya genelinde Enternasyonal Kadınlar Günü olarak kabul edilen ve siyasi bir<br />

geçmişin parçası olan 8 Mart, tüm dünyada olduğu gibi <strong>Hazar</strong> Bölgesi ülkelerinde de<br />

bayram havasında kutlanıyor.<br />

ElNUR kuliev<br />

8<br />

Mart kutlamalarının tarihsel olarak<br />

ortaya çıkış süreci işçi kadınların<br />

başlatmış olduğu grevlere dayanıyor.<br />

1800’lü yılların ortalarında ABD’nin New<br />

York kentinde, tekstil fabrikasında görevli<br />

işçi kadınlar, daha iyi koşullarda çalışabilmek<br />

ve çalışmalarının tam karşılığını alabilmek<br />

adına mücadele başlattılar. Uzun yıllar<br />

süren mücadeleler sonucunda, istedikleri<br />

hakları elde edemeyen kadınlar, son çare<br />

olarak 1857 yılında grev ilan ettiler. İşte 8<br />

Mart Dünya Kadınlar Günü kutlama geleneğinin<br />

temelinde, 1857 yılında New York<br />

tekstil fabrikasında çalışan işçilerin o gün<br />

düzenlediği “Boş Tencere Yürüyüşü”nün<br />

ve polisin müdahalesi sonucunda çıkan<br />

yangında hayatını kaybeden kadın işçilerin<br />

anıları yatıyor.<br />

Sovyetler Döneminde 8 Mart<br />

Sovyet Birliği’nin ve özellikle Rusya’nın,<br />

Kadınlar Günü hakkında aldığı kararlar<br />

bütün <strong>Hazar</strong> Bölgesi’ni etkiledi. Moskova’da<br />

2. Komünist Kadınlar Konferansı’nda ele<br />

alınan kararlar doğrultusunda, kadınlar<br />

günü ilk olarak Sovyetler Birliği’nde 1921<br />

yılında kutlanmaya başlandı. Eski takvime<br />

göre 23 Şubat gününde Petrograd şehrinde,<br />

kadın tekstil işçileri greve girdiler ve böylece<br />

Şubat devrimi başlamış oldu. 23 Şubat’ın<br />

yeni takvime göre 8 Mart gününe denk gelmesi<br />

sonucu Kadınlar Günü kutlamalarının<br />

Petrograd’da yaşanan olaylara adanması<br />

kararı alındı. 1920’den sonra dünyada çoğu<br />

ülkede popülaritesini kaybetmeye başlayan<br />

gün, bu ülkelerin aksine, <strong>Hazar</strong> Bölgesi<br />

ülkelerinde günden güne önemini artırdı<br />

ve 1966 senesinde resmi tatil olarak kabul<br />

edilen bir bayram haline geldi.<br />

Yılda Tek Tatil Günü<br />

1921’de Sovyetler<br />

Birliği’nde<br />

8 Mart’ta “Emekçi<br />

Kadınlar Günü”<br />

adıyla kadınlar<br />

günü, resmen<br />

kutlanmaya<br />

başladı. 1977’de ise<br />

Birleşmiş Milletler<br />

8 Mart’ı Dünya<br />

Kadınlar Günü<br />

olarak ilan etti.<br />

1<br />

bir anne, hem bir eş ve çalışan bir kadın<br />

olarak, hayatın içinde, bu çok yönlü süreçte<br />

mücadele etmesi, büyük bir emek ve<br />

zaman gerektiriyor. Günümüzün modern<br />

anlayışında kadınlar siyasi ve sosyal hayat<br />

içinde önemli bir yere sahip. Bu sebeple<br />

8 Mart Dünya Kadınlar Günü eski SSCB<br />

ülkeleri genelinde en önemli günlerden<br />

biri olarak kabul ediliyor. Ekim Devrimi ile<br />

birlikte gelişen süreçte 8 Mart <strong>Hazar</strong>’da,<br />

tüm halk tarafından coşkuyla kutlanan bir<br />

güne dönüştü. Yaşanan olaylar, kadınların<br />

sosyal ve siyasi yaşama katılması, kadınerkek<br />

eşitliğinin sağlanması yönünde pek<br />

çok düzenlemeye imza atılmasını sağladı.<br />

Kadınlar Günü ve arifesinde metroda,<br />

yollarda, ulaşım araçlarında her yaş ve<br />

meslek grubundan binlerce erkeği ellerinde<br />

çiçekler ile görmek mümkün.<br />

Bu günde erkekler eşlerinin, kız<br />

arkadaşlarının, annelerinin bütün işlerini<br />

yapmayı üstleniyorlar. Bu özel günde<br />

hükümet de kadınları unutmuyor. <strong>Hazar</strong><br />

Bütün dünyada kadınların hayatının<br />

kolay olmadığı kuşkusuz. Kadınların; hem<br />

56


Kadınlar Günü’nün<br />

kilometre taşları<br />

8 Mart 1857<br />

New York’lu tekstil işçisi kadınlar<br />

greve gittiler.<br />

17 Ağustos 1907<br />

II. Enternasyonal’e bağlı “Birinci<br />

Uluslararası Sosyalist Kadınlar<br />

Konferansı” Stuttgart’ta yapıldı.<br />

8 Mart 1908<br />

New York’ta “Cotton” tekstil<br />

fabrikasında kadın işçiler greve gittiler.<br />

Çıkan yangında 129 kadın işçi öldü.<br />

2<br />

26-27 Ağustos 1910<br />

II. Enternasyonal’e bağlı “İkinci Uluslararası<br />

Sosyalist Kadınlar Konferansı” Kopenhag’da<br />

yapıldı. Uluslararası çapta “kadın sorunlarına<br />

özel bir gün” belirlenmesi kararı alındı.<br />

18 Mart 1911<br />

Konferansta alınan “kadın sorunlarına özel bir<br />

gün” kararının ardından dünya çapında ilk<br />

kutlama yapıldı.<br />

8 Mart 1917<br />

(Çarlık Rusyası takvimine göre 23 Şubat<br />

1917) - Petrograd’lı tekstil işçisi kadınlar<br />

yüzlerce işyerinde grev ve direniş yaptılar.<br />

Bu eylemler Şubat Devrimi’ni başlattı.<br />

1918<br />

Almanya’da kadınlara oy hakkı tanındı.<br />

ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)<br />

ülkelerinde yapılan açıklamalara ve alınan<br />

kararlara bakıldığında, bu günün siyasi<br />

liderler için de oldukça önemli olduğunu<br />

görüyoruz. Geçmişten günümüze uzanan<br />

süreci incelediğimizde, bölgede kadınlar<br />

gününün yılın en büyük bayramlarından<br />

bir tanesi olduğu bir gerçek. 8 Mart Dünya<br />

Kadınlar Günü bütün ülkeler tarafından<br />

ulusal bir gün olarak kabul edilmiş olsa<br />

bile, bölge ülkelerinde geleneksel bir<br />

kültürün parçası olarak bayram havasında<br />

kutlanıyor. Kadınlar günü yılda bir gün<br />

kutlansa da, kadınların hayatımızdaki yeri<br />

hergün hatırlanmaya değer.<br />

1 Moskova’da kadınlar günü<br />

sebebiyle birçok kutlama ve<br />

gösteri düzenleniyor.<br />

2 Kadınlar Günü bir asıra<br />

yakın zamandır dünyada<br />

kutlanıyor.<br />

3<br />

3 Azerbaycan’ın başkenti<br />

Bakü’nün sokaklarında bayan<br />

şoförleri durduran polisler,<br />

kadınlara çiçek hediye<br />

ediyor.<br />

1921<br />

İkinci Uluslararası Komünist Kadınlar<br />

Konferansı Moskova’da yapıldı. Emekçi<br />

kadınların sorunlarına özel bir günün<br />

kutlanması için her yılın 8 Mart günü kesin<br />

tarih olarak belirlendi. Sovyetler Birliği’nde ve<br />

daha sonra kurulan tüm sosyalist devletlerde<br />

bu gün resmi tatil olarak ilan edildi.<br />

1975<br />

Birleşmiş Milletler bu yılıDünya Kadın Yılı<br />

ilan etti.<br />

16 Aralık 1977<br />

Birleşmiş Milletler 8 Mart’ın her yıl<br />

“Dünya Kadınlar Günü” olarak<br />

kutlanmasını kararlaştırdı.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 57


SEYAHAT<br />

Doğu komşumuzun;<br />

“Dünyanın yarısı (Nesf-e Jahan)”,<br />

“İran’ın incisi”,<br />

“Pers yurdunun mücevheri”,<br />

“Ortadoğu’nun Paris’i”<br />

olarak da anılan kenti, İsfahan...<br />

Timur Özkan<br />

58


Gerek doğal güzellikleri gerekse tarihi<br />

ve kültürel zenginlikleri açısından<br />

görülmeye değer bir ülke olan<br />

İran’ın gezilmesi gereken yerlerinin başında<br />

İsfahan gelir. İran’ın UNESCO Dünya Mirası<br />

Listesi’nde yer alan 15 kültürel varlığından<br />

ikisine ev sahipliği yapan İsfahan, kadim<br />

komşumuzun adeta turistik başkentidir.<br />

Gerçekten de sadece İran’ın değil dünyanın<br />

mutlaka görülmesi gereken kentlerinden biri<br />

olarak nitelendirebileceğimiz İsfahan, tarihte<br />

Sasaniler döneminden beri önemli bir yerleşim<br />

yeridir. 7. yüzyılda Arapların, 11. yüzyılda<br />

Selçukluların, 13. yüzyılda Moğolların ve daha<br />

sonra kısa bir dönem Timur’un egemenliğine<br />

geçen kent, en parlak dönemini 15. yüzyılda<br />

İsfahan’ı başkent ilan eden Safevi hükümdarı<br />

Şah Abbas döneminde yaşar. İsfahan’ın bugün<br />

bile göz kamaştıran tarihi eserlerinin çoğu bu<br />

dönemden mirastır.<br />

Dört Bağ, 40 Sütun<br />

İsfahan’ın tarihi eserleri, kenti ikiye bölen<br />

Zayende nehri ile bu nehre dik Chahar Bağ<br />

Bulvarı çevresinde yer almaktadır. 1597’de<br />

Şah Abbas tarafından açılan 5 km uzunluğundaki<br />

bulvar, Farsçada dört bağ anlamına<br />

gelen adını, bir zamanlar çevresinde bulunan<br />

evlerin bahçelerinden almaktadır.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 59


SEYAHAT<br />

1<br />

2<br />

3<br />

Chahar Bağ’ın aşağı yukarı ortalarına denk<br />

gelen, İmam Hüseyin Meydanı’na açılan<br />

büyük bir yeşil alan içindeki Cehel Sütun<br />

(Kırk Sütun) Sarayı da bir Şah Abbas eseridir<br />

ve 1650’de yapılmıştır. Mütevazı sarayın<br />

sütunlarının sayısı, adının çağrıştırdığı gibi<br />

40 değil, ancak yarısı kadar olduğu halde,<br />

bu sütunların, sarayın çevresinde yer alan<br />

havuzdaki yansımaları da dikkate alınarak<br />

böyle adlandırıldığı rivayet edilir. Sarayın<br />

büyük salonunun duvarlarını, aralarında<br />

Şah İsmail ile Yavuz Selim arasında gerçekleşen<br />

Çaldıran Savaşı’nın da resmedildiği<br />

altı büyük tablo süslüyor.<br />

UNESCO’dan tescilli<br />

tarihi eserler<br />

Çehel Sütun Sarayı’ndan kısa bir yürüyüşle<br />

ulaşabileceğimiz Nakş-ı Cihan (İmam)<br />

Meydanı, 1979 yılında UNESCO Dünya Kültür<br />

Mirası olarak ilan edilmiş. İsfahanlıların her<br />

akşam doldurdukları bir meydan olan Nakş-ı<br />

Cihan, devasa büyüklüğüne rağmen insanı<br />

ezmeyen ve hatta içine çeken bir atmosfere<br />

sahiptir. 512 x 163 metre boyutlarıyla dünyanın<br />

en büyük avlusu kabul edilen Nakş-ı Cihan’ın<br />

Farsça’daki anlamı “Dünyanın Nakşı”. Devrimden<br />

sonra İmam Humeyni veya başka bir<br />

deyişle İmam Meydanı olarak adlandırılan ve<br />

yapıldığında polo oynanan meydanın 4 kapısı<br />

Nasıl Gidilir?<br />

Türkiye Cumhuriyeti<br />

vatandaşlarına vize<br />

uygulamayan İran’ın<br />

başkenti Tahran’a kadar<br />

uçak veya trenle<br />

gelinebiliyor. Tahran’a<br />

430 km uzaklıktaki<br />

İsfahan’a ise karayoluyla<br />

gelinebileceği gibi tren<br />

veya uçakla ulaşım da<br />

tercih edilebilir.<br />

Türkiye’den trenle<br />

gelecekler, indikleri<br />

istasyondan İsfahan’a<br />

devam edebilirler.<br />

Uçakla gelişlerde ise<br />

İmam Humeyni<br />

Uluslararası<br />

Havaalanı’ndan, iç<br />

hatlara çalışan<br />

Mehrabad Havaalanı’na<br />

transfer gerekiyor.<br />

var. Ticari, İlmi, Siyasi ve Dini olarak tanımlanan<br />

bu kapılar, iki katlı yapıların çevrelediği,<br />

halen alışveriş ve mesire yeri olarak kullanılan<br />

büyük bir alana açılıyor.<br />

Kayseriye Kapısı olarak adlandırılan bir<br />

taç kapıyla İmam Meydanı’na bağlanan ve<br />

otantik atmosferini koruyan Bazaar (Kapalı<br />

Çarşı); meydanın doğu cephesinde yer alan<br />

ve olağanüstü bezemeleriyle dikkat çeken<br />

Şeyh Lütfullah Camisi; dev kubbesi altında ilginç<br />

bir ses deneyimi yaşayabileceğiniz İmam<br />

Camisi ve meydanı çevreleyen binaların en<br />

yükseği olan görkemli Ali Gapu (Ali Kapısı)<br />

Sarayı, İmam Meydanı’ndan ayrılmadan görülmesi<br />

gereken yerler arasında not edilebilir.<br />

İsfahan’ın UNESCO Dünya Mirası<br />

Listesi’ndeki bir diğer önemli varlığı, 2012’de<br />

listeye giren ve ilk yapımı 11. yüzyıla tarihlenen<br />

Jameh (Cuma) Camisi’dir. Safevi, Moğol<br />

ve Selçuk izlerini taşıyan caminin içinde<br />

yer aldığı büyük avlunun çevresindeki,<br />

birbirlerinden farklı eyvanlar da yapıldıkları<br />

dönemin mimarisini yansıtırlar. Bunlardan<br />

en görkemlisi Moğol eseri güney eyvanıdır.<br />

Zayende ve köprüleri<br />

Irak sınırındaki Zagros dağlarından doğan<br />

360 km uzunluğundaki Zayende nehri,<br />

60


4<br />

5<br />

6<br />

7 8<br />

sadece çevresindeki tarım alanlarına hayat<br />

vermekle kalmaz. Zayende aynı zamanda,<br />

üzerindeki köprüleriyle birlikte, bir nehrin,<br />

bir kenti ne denli güzelleştirebileceğinin pek<br />

güzel bir örneğidir. Zayende’nin köprülerinden<br />

en eskisi olan ve 1602’de Şah Abbas<br />

tarafından yaptırılan Sio Se Pol (sözcük<br />

anlamı 33 ayaklı köprü), gerçek adıyla Allahverdi<br />

Han köprüsü sadece yaya trafiğine<br />

açıktır. İsfahanlıların, gündüzleri altındaki<br />

çayhanelerde oturarak serinledikleri veya<br />

suda yürüyerek karşıya geçtikleri, geceleri<br />

ise köprüye bakan parklarda piknik yaparak<br />

seyrettikleri Sio Se Pol, özellikle gece aydınlatmasıyla<br />

fotoğrafçılar için kolay bulunmaz<br />

görüntüler verir…<br />

Ve diğerleri<br />

İsfahan’ın yakın çevresinde görülebilecek<br />

diğer ilginç yerler arasında: birincisi bir<br />

görevli tarafından sallandığında diğerinin<br />

de sallandığı özgün bir tasarıma sahip çifte<br />

minaresiyle meşhur Menar Junban (Sallanan<br />

Minare) Türbesi ve bir zamanlar Zerdüştlerin<br />

“ölülerini kuşlara terk ettikleri” ancak bu<br />

geleneğin terk edilmesiyle önemini kaybeden<br />

“Sessizlik Kuleleri”nin kalıntıları ile<br />

Zayende’nin güney tarafında yer alan ve Ermeni<br />

nüfusun yaşadığı Julfa Mahallesi’ndeki<br />

400 yıllık Yeni Julfa Katedrali sayılabilir.<br />

1 İsfahan’da ticaretin simgesi<br />

olan Kapalı Çarşı’nın içinden<br />

bir görüntü<br />

2 İmam Camisi’nin giriş kapısı<br />

3 Zayende nehri üzerindeki<br />

Sio Se Pol Köprüsü<br />

4 Çehel Sütun Sarayı<br />

5 Nakş-ı Cihan Meydanı<br />

6 Kapalı Çarşı’da el imalatı<br />

yapılan bir dükkan<br />

7 Hamam-e Ali Gholi Agha<br />

8 Geleneksel İran yemekleri<br />

İran’a özgü bir gelenek<br />

İran’ı anlatırken Zurhane ve Abguşt’tan<br />

bahsetmemek olmaz. İran’ın en ilginç<br />

geleneklerindendir, Zurhane’ler.<br />

Müdavimlerinin her akşam toplanıp<br />

dini bir müzik eşliğinde spor yaptığı<br />

bu mekânlar aynı zamanda binlerce<br />

yıldır kullanılagelen birer sosyal kulüp<br />

niteliğindedir. Isınma hareketlerinin<br />

ardından canlı müzik başlar. Her yaştan<br />

katılımcıların kendi güçleri kadar<br />

taşıdıkları büyüklüklerdeki miller, zincirler<br />

vb. ağırlıklarla yapılan toplu hareketlerin<br />

sonunda güreşlerin tutulduğu, anlatması<br />

zor ve mutlaka izlenmesi gereken bir ritüel<br />

olan Zurhane seansları, talep halinde<br />

turistlere açık olarak da yapılmaktadır.<br />

İran Mutfağından<br />

İran mutfağının en karakteristik yemeği olan<br />

Abguşt, toprak kâselerde pişirilir ve kâsenin<br />

ağzı masada kırılarak açılır. Böylece bir çeşit<br />

havana dönüşen kâse içindeki et ve sebzeler<br />

iyice ezilip karıştırılarak yenir. Çorbalar<br />

haricinde sulu yemek çeşitleri pek bulunmayan<br />

ve ağırlıklı olarak safranlı pirinç pilavı ve<br />

kebap çeşitlerinden oluşan İran mutfağının<br />

tüm lezzetlerini Chahar Bağ üzerindeki<br />

lokantalarda tadabilirsiniz.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 61


KÜLTÜR SANAT<br />

ÜLKEMİZİN VE SERGİNİN<br />

DEĞERLİ TAŞLARI:<br />

TÜRK SANAYİSİNİN<br />

BAŞARILI İŞ KADINLARI<br />

Aynur Ayhan’ın “1000’de Bir” isimli fotoğraf sergisi Türk sanayisinin gizli<br />

kahramanları olan iş kadınlarının fotoğraflarından oluşuyor. İş dünyasının<br />

başarılı ve güçlü 16 kadın profilini, kendi çalışma alanlarında, en doğal halleriyle<br />

fotoğraflayan Aynur Ayhan, kadın gücünün toplum için ne kadar önemli<br />

olduğunu bu fotoğraf sergisiyle anlatıyor.<br />

GİZEM GÜZEY<br />

1<br />

62


İş dünyasındaki başarılı kadınları tanıtmak<br />

için yapılan bir araştırmanın ilk<br />

ayağı olarak tanımlıyorsunuz bu sergiyi.<br />

Bu başarılı kadınlardan biri olarak sizi<br />

tanıyabilir miyiz?<br />

1965’de İstanbul’da doğdum. Girişimci bir<br />

ailenin kızıyım. Makine mühendisiyim. Sanayiciyiz.<br />

Kız kardeşimle birlikte alüminyum<br />

enjeksiyon dökümü yapıyoruz. Aile işletmemiz<br />

olan Ayhan Metal Pres Döküm A.Ş.’de<br />

Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyorum.<br />

İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller<br />

İhracatçıları Birliği (İDDMİB) yönetim<br />

kurulu üyesi olmanızın yanı sıra aktif<br />

bir iş kadınısınız. Hikâyelerini bire bir<br />

dinlediğiniz 16 başarılı iş kadınını fotoğraflayarak<br />

dikkat çekici bir sergiye imza<br />

attınız. Fotoğrafçılığa olan ilginiz nasıl<br />

başladı? Bize bu projenin oluşum sürecinden<br />

bahseder misiniz?<br />

Üniversitede harçlığımı çıkartabilmek için<br />

fotoğraf çekiyordum. Daha önce de karma<br />

sergilere katılmıştım. Genelde sektör ile ilgili<br />

olan fotoğraf sergilerini takip ediyordum. Hep<br />

bir kişisel fotoğraf sergisi açma hayalim vardı.<br />

Sanayi Odası bir fırsat verdi. Kadın Girişim<br />

Kurulu olarak TOBB sponsor oldu ve ben de<br />

hayalimi gerçekleştirdim. Serginin oluşum<br />

sürecine gelecek olursak, ben aynı zamanda<br />

İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu Üyesiyim.<br />

Değişen yönetmelikle sanayici kadınların isimlerini<br />

kurula vermem gerekiyordu. Bu süreçte<br />

parmakla sayılacak kadar az sayıda olduğumuzu<br />

gördüm. Nadir ve az bulunan, kendilerinden<br />

sonra geleceklere yolu açan ve rol model olan<br />

başarılı iş kadınlarımızı yazıp söylemenin ötesinde<br />

fotoğraflar ile belgelemek istedim.<br />

Fotoğraf serginizin ismi 1000’de bir… Bu<br />

ismin bir anlamı ya da hikâyesi var mı?<br />

Hem sanayici hem de sivil toplum kuruluşlarında<br />

görev alan, duyarlı kimlikleriyle “Biz<br />

başardık siz de başarabilirsiniz…’” diyen rol<br />

model iş kadınlarının sayısının çok az, hatta<br />

nadir olduğunu biliyorsunuz. Bu anlamda<br />

sergimin ismi nadir, az bulunan anlamında<br />

“1000’de bir” olsun istedim.<br />

TOPLUMLAR KADIN<br />

VE ERKEĞİ RAKİP<br />

OLARAK DEĞİL<br />

BİRBİRİNE<br />

BÜTÜNLEYEN,<br />

TAMAMLAYAN BİR<br />

UNSURLAR OLARAK<br />

GÖRMELİ.<br />

1 Aynur Ayhan kendi çektiği<br />

fotoğraflardan oluşan<br />

sergisinin açılışında.<br />

2 Aynur Ayhan’ın fotoğraf<br />

sergisinden bir parça.<br />

3 Serginin açılışında<br />

fotoğrafları ile projeye<br />

katkıda bulunan başarılı iş<br />

kadınları da vardı.<br />

stratejiler geliştirilmelidir. Kadının sosyal statüsünde<br />

vurgulayıcı noktalardan birini temsil<br />

ediyor bu sergi. Bizler bir bütünün parçaları<br />

olarak etkileşim içindeysek tablonun tüm<br />

bileşenlerini burada anlatmalıyız. Kadınlar<br />

erkeklerle omuz omuza her işin üstesinden<br />

gelebilir. Toplumun size kazandırdıklarını siz<br />

de başkaları ile paylaşıyorsanız değerlisiniz.<br />

Sektörünüzde kadın patron olmanın zorlukları<br />

veya avantajları var mı?<br />

İş hayatının akışında bizler de herkes gibi<br />

zorluklarla karşılaşıyoruz. İş hayatının ilk<br />

yıllarında tecrübesizliğin zorluğunu yaşarken<br />

zaman içinde tecrübeleriniz zorluklar ile<br />

baş etme konusunda deneyimler kazandırıyor.<br />

Yıllar içerisinde kazandığınız tecrübeler<br />

sizin avantajınız oluyor. Ancak bunun<br />

dışında sektörde kadın olmanın fazladan bir<br />

avantajını yaşamadık.<br />

İleriki dönemlerde bu serginin devamı<br />

olacak mı? Buna benzer projelerinizi ya<br />

da yeni planlarınızı bizimle paylaşabilir<br />

misiniz?<br />

Gelecek dönemlerde de gerçekleştirmek istediğim<br />

projelerim var. Fakat bütün fotoğrafları<br />

birebir kendim çektim. Bir yanda işim bir<br />

yanda sosyal sorumluluk görevlerim arasında<br />

böyle bir projeyi gerçekleştirdiğim için biraz<br />

yoruldum. İlerleyen dönemlerde kadınların<br />

ön planda olduğu yeni projeler ile karşınızda<br />

olacağım.<br />

2<br />

3<br />

Sergi, sektörde ve sosyal hayatımızda büyük<br />

bir boşluğu dolduracak nitelikte. Sizin<br />

bu sergi ile vermek istediğiniz mesaj nedir?<br />

Kadının yer almadığı karar mekanizmalarında<br />

kadın sorunlarına duyarlılık yeterince<br />

oluşmamakta. Dolayısıyla kadın statüsünü<br />

yükseltecek yeterli çözüme de ulaşılmamaktadır.<br />

Kadınların STK’larda görev almasını<br />

önemsiyoruz. Toplumlar kadın ve erkeği rakip<br />

olarak değil birbirini bütünleyen, tamamlayan<br />

unsurlar olarak görmeli ve bu paralelde<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 63


SUMMARY/ краткое изложение<br />

COVER / Обложка<br />

16<br />

When will<br />

TUrkIye<br />

discover<br />

its coal<br />

potential?<br />

Coal has provided almost<br />

half of the world’s energy<br />

demand over the last decade<br />

and now with its increasing<br />

demand, it appears likely to<br />

supplant oil and natural gas.<br />

Когда Турция<br />

оценит значение<br />

своего угля?<br />

В последный десять лет половина<br />

удовлетворения мировой энергии<br />

находиться в потребности растушего<br />

спроса угла, с каждым днем<br />

становиться крупным альтернативой<br />

спроса нефти и природного газа.<br />

64


With 1.1 trillion tons of total reserve in<br />

more than 50 countries and ever<br />

increasing demand for energy, coal seems to<br />

be rivaling oil and natural gas. Coal provides<br />

nearly half of the world’s energy demand for<br />

the past ten years. The richest country in<br />

the world in terms of coal reserves is USA,<br />

followed by Russia, China, Australia and<br />

India. These five countries own 75 percent<br />

of world’s coal reserves.Among the countries<br />

that use coal for electricity production<br />

South Africa comes first with nearly 93<br />

percent, followed by Poland and China with<br />

87 and 79 percent respectively. Studies show<br />

that coal will continue to be a major part of<br />

energy production in the European Union.<br />

Energy import as the main reason for<br />

Türkiye’s current deficit. Türkiye owns 1.7<br />

percent of the world’s total coal reserves and<br />

produced 1.5 million tons of coal in 2012.<br />

While coal production is far from meeting<br />

the recently increasing demand, coal’s share<br />

in electricity production is 26 percent.<br />

Türkiye plans to build a number of coal fired<br />

power plants in the near future. Using local<br />

coal in energy production may be a relief for<br />

Türkiye’s current deficit. Türkiye spends 60<br />

billion 113 million 691 Thousand Dollars of<br />

its total import for energy. Such dependence<br />

in foreign energy sources constitutes the<br />

main reason behind the Türkiye’s current<br />

deficit; a fact that highlights the importance<br />

of increasing the share of locally mined coal<br />

in energy production.<br />

Since coal is a<br />

cheap and<br />

competitive fuel,<br />

today nearly 41<br />

percent of the<br />

world’s electricity<br />

production<br />

depends on it.<br />

Из-за дешевизны<br />

и конкурентоспособности,<br />

41% производства<br />

электро<br />

энергии в мире<br />

обеспечивается<br />

за счет угля.<br />

Уголь добывается в более, чем 50<br />

странах мира, его запасы составляют<br />

1,1 млрд. тонн, и потребности в энергии<br />

ежедневно растут. Все эти<br />

обстоятельства подрывают господство<br />

нефти и природного газа. За последние<br />

десять лет почти половина мировых<br />

энергетических потребностей<br />

обеспечивается за счет угля. Самая<br />

богатая страна в мире по запасам угля -<br />

Соединенные Штаты. За ней следуют<br />

Россия, Китай, Австралия и Индия. На<br />

эти пять стран приходится 75 % от<br />

общего объема мировых запасов угля. В<br />

Южной Африке 93% производства<br />

электроэнергии осуществляется за счет<br />

угля. Далее следует Польша с 87 %. и<br />

Китай с 79 %. Доля производства<br />

электроэнергии из угля в Странах<br />

Европейского союза, как ожидается, в<br />

будущем останется прежней.<br />

Турция владеет 1.7 % мирового резерва<br />

угля и в 2012 добыла 1,5 млн. тонн угля.<br />

Производство угля с трудом<br />

удовлетворяет спрос, выросший в<br />

нашей стране в последние годы . Доля<br />

угля в производстве электроэнергии<br />

составляет 26%. В Турции в ближайшем<br />

будущем планируется строительство<br />

большого количества угольных<br />

электростанций. Производство<br />

электроэнергии из отечественного угля<br />

может оказать помощьТурции в<br />

снижении дефицита текущего счета.<br />

Турция выделяет на импорт<br />

энергоносителей 60 млрд. 113 млн.<br />

691 тысяч долларов. Основной<br />

причиной дефицита текущего счета<br />

Турции является импорт<br />

энергоносителей, и это показывает нам,<br />

насколько важен вопрос увеличения<br />

производства электроэнергии из<br />

отечественного угля.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 65


SUMMARY/ краткое изложение<br />

Kazakhstan ıs<br />

gettıng ready<br />

for 2<strong>05</strong>0<br />

The Republic of Kazakhstan’s<br />

Ambassador to Türkiye Canseyit<br />

Tümenbayev comments on<br />

Kazakhstan – Türkiye relations and<br />

Kazakhstan’s future goals.<br />

Казахстан<br />

готовиться к<br />

2<strong>05</strong>0 году<br />

Посол Республики Казахстан<br />

в Анкаре Жансеит Туймебаев<br />

дал оценку состоянию<br />

отношений Казахстана и<br />

Турции и остановился на<br />

целях Казахстана в будущем.<br />

Choosing industry and innovation as their compass,<br />

Kazakhstan has a fast developing economy. According to the<br />

<strong>World</strong> Economic Forum, Kazakhstan ranks at number 51 in<br />

the latest annual competitiveness rating of world economies.<br />

Currently there are more than 1400 Turkish companies<br />

operating in Kazakhstan. The country received more than 2<br />

billion dollars of Turkish investment to date along with<br />

Kazakhstan’s 1 million dollars of investment. These figures<br />

can be increased even more. During Prime Minister Recep<br />

Tayip Erdoğan’s visit to Kazakhstan in last May the two<br />

countries agreed on a joint management action plan to<br />

establish a Turkish – Kazakh Organized Industrial Zone in<br />

Kazakhstan and the first common organized industrial one<br />

was opened. This way, Turkish industrialists can penetrate<br />

into the Kazakh market more systematically.<br />

Казахстан, выбравший курс развития<br />

промышленности и инноваций, стал страной с<br />

растущей быстрыми темпами экономикой . По<br />

последним данным Всемирного экономического<br />

форума, Казахстан поднялся на 51 место в рейтинге<br />

конкурентоспособности стран. Более 1400 Турецких<br />

компаний продолжают свою деятельность в<br />

Казахстане. Турецкие инвестиции составляют более 2<br />

млрд. долларов. Казахские инвестиции составили 1<br />

млн. долларов. Эти цифры могут расти. В ходе<br />

визита в мае Премьер-министра Турции Реджепа<br />

Тайипа Эрдогана в Казахстан, был подписан план<br />

действий с целью организации совместной Казахскотурецкой<br />

промышленной зоны в Казахстане, и была<br />

открыта первая промышленная зона с участием<br />

турецкого капитала. Таким образом, турецкие<br />

промышленники могут войти на рынок этой страны в<br />

организованном порядке.<br />

PORTRAIT<br />

10<br />

/ ПОРТРЕТ<br />

66


24<br />

ANALYSIS / Анализ<br />

A Reformist<br />

Economy:<br />

Georgia<br />

Реформы<br />

экономики: Грузия<br />

Adopting liberalization and foreign<br />

expansion as their economic strategy<br />

after the Rose Revolution in 2003,<br />

Georgia takes firm steps forward.<br />

После Розовой Революции в 2003 году,<br />

Грузия, признавшая путь либерализации<br />

в экономике и свободы во внешних<br />

отношениях, движется уверенными<br />

шагами.<br />

Selected as the world’s most reformist country between the years<br />

20<strong>05</strong> and 2010, Georgia achieved a minimum of 6 percent real<br />

growth in Gross Domestic Product as of 2010. Wide investment<br />

opportunities given to private sector, reduction of government<br />

investments and reduction in taxes both in terms of tax items<br />

and rates were the main factors behind this success. The<br />

government also took firm measures against corruption<br />

www.hazarworld.com<br />

successfully. Employing transparent privatization policies since<br />

2004, Georgia managed to avoid the negative effects of the<br />

global recession in 2008 thanks to external loans and money<br />

coming from Georgians living abroad. Previously the country did<br />

not have a significant infrastructure however thanks to incoming<br />

investments it has achieved important progress especially in<br />

energy, tourism and agriculture. Foreign investments have played<br />

an important role in Georgia’s success while Türkiye became one<br />

of the major investors in this country.<br />

Избранная как страна, осуществившая больше<br />

всех реформ в мире в 20<strong>05</strong>-2010 годах, Грузия<br />

имеет как минимум шестипроцентный реальнй<br />

рост валового внутреннего продукта, начиная с<br />

2010 года. Важными факторами на пути достижения<br />

успеха явилось обеспечение широкого спектра<br />

инвестиционных возможностей для частного<br />

сектора, сокращение государственных инвестиций,<br />

вида налогов, а также снижение ставки налога.<br />

Были предприняты серьезные меры по борьбе<br />

с коррупцией, достигнувшие своей цели. С 2004<br />

года Грузия реализует прозрачную политику приватизации.<br />

Стране удалось преодолеть последствия<br />

мирового финансового кризиса и войны с<br />

помощью денежных вкладов грузин, находящихся<br />

за рубежом, а также внешней поддержки. В стране,<br />

не имевшей до этого должной инфраструктуры,<br />

благодаря инвестициям, значительно развились<br />

энергетический, туристический и сельскохозяйственные<br />

секторы. В то время, как иностранные<br />

инвестиции сыграли значительную роль в<br />

успехе страны, Турция стала одной из стран, сделавшей<br />

наибольшие инвестиции.<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 67


SUMMARY/ краткое изложение<br />

ANALYSIS / Анализ<br />

30<br />

70 billion Dollar<br />

bridge<br />

This year, Turkmenistan International<br />

Investment Forum was held in İstanbul<br />

under the leadership of President<br />

Abdullah Gül and President<br />

Gurbanguli Berdimuhamedov of<br />

Turkmenistan.<br />

Organized by Foreign Economic Relations Board (DEİK)<br />

and Turkish – Turkmen Business Council, the forum brought<br />

together Turkish and Turkmen ministers, government<br />

officials and businessmen at Haliç Congress Center. The<br />

considerable growth in Turkmen economy in the past four<br />

years despite the global recession, the country’s ranking as<br />

one of the top 10 countries in terms of foreign investment in<br />

2012 and its commercial relations with Türkiye were among<br />

the highlights of the forum. The forum also set a target of 70<br />

billion dollars of trade volume between Türkiye and<br />

Turkmenistan. Considering the fact that the total energy<br />

consumption in the world is expected to double in 2<strong>05</strong>0, the<br />

forum also underlined the opportunities Turkmenistan offers<br />

in terms of energy resources and geopolitical location.<br />

Мост стоимостью в<br />

70 млрд долларов<br />

Под руководством президента Турции<br />

Абдуллаха Гюля и президента<br />

Туркменистана Гурбангулы<br />

Бердымухамедова в этом году в Стамбуле<br />

состоялся Международный форум.<br />

На форуме, организованном по инициативе Совета по<br />

внешнеэкономическим связям Турции и Турецкотуркменского<br />

делового совета, в конгресс - центре<br />

Халич встретились турецкие и туркменские министры,<br />

чиновники и бизнесмены. На форуме отмечен рост<br />

экономики Туркменистана за последние четыре года,<br />

несмотря на мировой экономический кризис, а также<br />

вхождение страны в первую десятку стран получивших<br />

инвестиции в 2012 году, рассмотрены торговые отношения<br />

с Турцией. Форум имел целью увеличить объем<br />

торговли между Турцией и Туркменистаном до 70<br />

млрд. долларов. Рост потребляемой в мире энергии в<br />

2<strong>05</strong>0 году станет в два раза больше по сравнению с<br />

энергией, потребляемой в настоящее время, что превращает<br />

Туркменистан в страну больших возможностей,<br />

благодаря его энергетическим ресурсам и геополитическому<br />

положению.<br />

68


SEARCHING FOR<br />

Shale Gas<br />

Поиски<br />

“каменного газа”<br />

While discussions continue on whether rock gas can<br />

remediate Türkiye’s natural gas demand, experts indicate<br />

that although rock gas has the potential to offer an<br />

alternative to imported natural gas, Türkiye should prioritize<br />

other resources such as coal or hydro energy. Some experts<br />

claim that Türkiye has enough rock gas reserves to meet its<br />

demand for the next 9 years. Rock gas prospecting continues<br />

at a number of oil wells especially in Southeast Anatolia.<br />

Обсуждая, может ли сланцевый газ заменить<br />

использование природного газа в Турции,<br />

эксперты считают, что для производства<br />

электроэнергии сланцевый газ может стать<br />

альтернативой, однако, гораздо важнее дать<br />

приоритет в производстве электроэнергии углю<br />

и гидроэнергетике. Утверждается, что<br />

имеющиеся запасы сланцевого газа в Турции<br />

могут удовлетворить потребности в природном<br />

газе страны в предстоящие 9 лет. Во многих<br />

скважинах Турции, особенно находящихся в Юго-<br />

Восточной Анатолии, продолжаются поиски<br />

резервов сланцевого газа.<br />

HABER ANALİZ<br />

АНАЛИЗ НОВОСТЕЙ<br />

36<br />

ANALYSIS<br />

Анализ<br />

40<br />

The development<br />

process of language<br />

reforms in<br />

CASPIAN REGION<br />

Процесс развития<br />

языковых реформ в<br />

каспийских регионов<br />

Six countries declared their independence after the<br />

disintegration of the Union of Soviet Socialist Republics in<br />

1991. These countries carried out a series of language reforms<br />

in order to create a new nation. The decisiveness of their<br />

powerful leaders has played a defining role in the process.<br />

One of the main factors behind the successful implementation<br />

of the Alphabet Reform was the enthusiasm of the Turkish<br />

minority for this transition, despite the resistance coming<br />

from the Slavic minority. President Haydar Aliyev initiated<br />

the reform process in Azerbaijan by interdicting the Cryllic<br />

alphabet in 2002. The same year, thanks to the support of<br />

President Saparmurat Niyazov of Turkmenistan, the first<br />

book published in Latin alphabet took its place at the<br />

bookshelves. Tajikistan and Kyrgyzistan however, had to go<br />

through a more challenging process.<br />

В результате распада Советского Союза в 1991 году,<br />

шесть стран объявили свою независимость. Эти<br />

страны реализовали ряд языковых реформ с целью<br />

создания новой общности. В этом процессе значительную<br />

роль сыграла решительность сильных<br />

лидеров. Несмотря на сопротивление Славянского<br />

меньшинства по отношению к реформе алфавита,<br />

Тюркское большинство, ожидающее с волнением<br />

данного перехода, явилось одним из важнейших<br />

факторов в достижении успеха в реформе. В<br />

Азербайджане данный процесс был начат Гейдаром<br />

Алиевым, и, как продолжение этого процесса, в<br />

2002 году была отменена кириллица, тогда, как при<br />

поддержке Сапармурада Ниязова в Туркменистане,<br />

первая книга, выпущенная на латинице уже давно<br />

заняла своё место на полке. В Таджикистане и<br />

Киргизии процесс происходил еще более болезненно.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 69


SUMMARY/ краткое изложение<br />

“We are planning to<br />

MEET TURKIYE’S GAS<br />

NEEDS WITH SAH DENIZ 2”<br />

Интервью с<br />

президентом BP в<br />

Турции Бад Факреллом<br />

INTERVIEW / Интервью<br />

44<br />

BP will be expanding Shah Deniz gas field in <strong>2013</strong>.<br />

A network will be established to transport natural gas to<br />

Europe via Türkiye which will enable Türkiye to receive<br />

its own share at the outset. The president of BP Türkiye<br />

Bud Fackrell underlined the fact that the company had<br />

a rich history in Türkiye. “We constitute a large share of<br />

energy sector and we are planning to be here for the<br />

next 100 years” he said.<br />

BP в <strong>2013</strong> году расширяет месторождение<br />

Шах Дениз. Газопровод. который будет<br />

построен, будет доставлять газ в Европу через<br />

Турцию и, в первую очередь, обеспечит<br />

газом Турцию. Президент BP в Турции Бад<br />

Факрелл сказал: “BP имеет богатую историю в<br />

Турции. Мы являемся большой частью<br />

энергетической стороны экономики, и<br />

думаем остаться еще на 100 лет “.<br />

A Popular Brand in<br />

Russia: Kitchenette<br />

Восходящая марка<br />

в России: Kitchenette<br />

48<br />

LIFE STYLE /Образ жизни<br />

İstanbul Doors Group’s Kitchenette, draws<br />

attention more then ever with its distinct, cozy,<br />

original indoor decoration and also by serving<br />

tasteful and healthy cuisines from all over the<br />

world. Kitchenette has two restaurants, one in<br />

Moscow and other one in St.Petersburg.<br />

Kitchenette aims to become one of the uppermost<br />

restaurants in Moscow.<br />

İstanbul Doors Group сеть ресторанов<br />

Kitchenette предлагает разновидный,<br />

удобный и своем увереным декорации<br />

затягивает в себя внимания. От завтрака<br />

до коктейлов, разных блюдов из мировой<br />

кухни и здоровая алтернативные<br />

привкусы предлагает локомотивная<br />

марка Kitchenette. Kitchnette в России с<br />

каждым днем становиться всё более<br />

популярным. В России у Kitchenette есть<br />

три филиала, двое из них находиться в<br />

Москве и один в Санкт-Петербурге. Цель<br />

Kitchenette стать самым главном<br />

остановкой для Московских гурманов.<br />

70


BRAND / Марка<br />

52<br />

Kazakhstan’s<br />

education epicenter:<br />

Nazarbayev University<br />

Центр образования<br />

Казахстана: «Назарбаев<br />

Университет»<br />

Established by President Nursultan Nazarbayev in<br />

Kazakhstan’s capital city Astana, Nazarbayev University is<br />

the first educational institution in the country that meets<br />

international academic standards. Offering quality<br />

education in 7 different faculties to raise well educated<br />

graduates, the university now aims to transform Astana into<br />

a hub of science, education and research in Eurasia region<br />

and become one of the top universities in the world.<br />

Providing students with various education opportunities<br />

the university has signed various collaboration agreements<br />

with 30 different universities some of which are among the<br />

best in the world.<br />

A Day For Women<br />

Сегодняшние<br />

женщины<br />

The Caspian Region celebrates the 8th of March in a festive<br />

atmosphere just like the rest of the world. Today’s modern<br />

understanding gives women an important role in society and<br />

politics. Women’s struggle for equality began on March 8,<br />

1857 with female textile workers’ strike in New York and<br />

March 8 was declared as International Women’s Day by the<br />

United Nations in 1977. To celebrate the occasion traffic<br />

police presents flowers to female drivers in Baku.<br />

Как и во всем мире, в Каспийском регионе, 8 марта<br />

отмечается в праздничной атмосфере. В<br />

современном понятии женщины занимают важное<br />

место в политической и социальной сфере.<br />

Процесс, берущий начало с забастовки текстильшиц<br />

в Нью Йорке 8 марта в 1857 году, привел к<br />

признанию этого дня со стороны ООН<br />

Международным женским днем в 1977 году. В Баку<br />

милиционеры останавливают женщин за рулём<br />

для того, чтобы подарить им цветы.<br />

LIFE STYLE<br />

Образ жизни<br />

56<br />

По инициативе Президента Нурсултана<br />

Назарбаева, в столице Республики Казахстан<br />

Астане, организован «Назарбаев Университет» ,<br />

являющийся первым университетом страны,<br />

предоставляющим образование<br />

соответствующее международным<br />

академическим стандартам , с целью превратить<br />

Астану в центр образования и научных<br />

исследований Евразии. «Назарбаев<br />

Университет», благодаря высокому уровню<br />

образования выпускников, стремится стать<br />

одним из лучших университетов мира.<br />

«Назарбаев Университет» заключил соглашение<br />

о сотрудничестве с 30 университетами, среди<br />

которых есть и самые лучшие университеты<br />

мира, для предоставления студентам различных<br />

возможностей получения образования.<br />

www.hazarworld.com<br />

NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 71


SUMMARY/ краткое изложение<br />

Iran’s capital city<br />

of tourism<br />

Туристическая<br />

столица Ирана<br />

TRAVEL<br />

56<br />

/ ПУТЕШЕСТВИЯ<br />

Isfahan is the must-see city in Iran, a country definitely worth<br />

visiting with its natural, historical and cultural treasures.<br />

Listed as UNESCO <strong>World</strong> Heritage and hosting two of the 15<br />

cultural properties in the same list, Isfahan enchants its<br />

visitors also with its culinary culture and traditions.<br />

Иран - страна обладающая природной красотой,<br />

историческими и культурными ценностями,<br />

которые стоит посмотреть. И начинать<br />

путешествие по стране надо с Исфахана. Из списка<br />

объектов Всемирного наследия ЮНЕСКО в Иране,<br />

состоящего из 15 наименований, два находятся в<br />

Исфахане. В то же время, этот город очаровывает<br />

посетителей своей кухней и традициями.<br />

Powerful Businesswomen<br />

Успешные женщины предприниматели<br />

в промышленности Турции<br />

LIFE STYLE<br />

КУЛьТУРА ИССКУСТВО<br />

60<br />

Aynur Ayhan is a successful businesswoman and<br />

a photographer. Having worked as a professional<br />

photographer in her university years to gain<br />

some money, this time Ayhan photographed<br />

prominent women from Turkish Industrial<br />

sector for her latest exhibition entitled “1000’de<br />

1” (millesimal). Ayhan will be coming up with<br />

new projects focused on women.<br />

Айнур Айхан - успешный предприниматель<br />

и фотограф. Айхан занималась<br />

фотографированием в университетские<br />

годы, чтобы заработать на карманные<br />

расходы. Теперь же, она фотографирует<br />

сильных женщин Турецкой промышленности<br />

для своей выставки «Одна из тысячи».<br />

В будущем мы вновь засвидетельствуем<br />

новые проекты Айхан, ориентированные<br />

на женщин.<br />

72

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!