Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
HAZAR STRATEJİ ENSTİTÜSÜ YAYINIDIR<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI: <strong>05</strong><br />
70 mİlyar dolarlık<br />
KÖPRÜ<br />
“ Kaya Gazı”<br />
ARANIYOR!<br />
BP Türkiye Başkanı:<br />
“ ŞAH DENİZ 2 İLE<br />
TÜRKİYE’NİN<br />
GAZ İHTİYACINA<br />
CEVAP VERECEĞİZ”<br />
TÜRKİYE<br />
KÖMÜRÜNÜ<br />
NE ZAMAN<br />
KEŞFEDECEK?<br />
Kömür, enerjide büyük oranda<br />
dışa bağımlı Türkiye’nin cari açık<br />
sorununun çözümüne de katkı<br />
sağlayabilir.<br />
www. hazarworld.com<br />
yayında
CHOICE FOR<br />
ENERGY OF<br />
TURKEY’S<br />
TOMORROW<br />
Turkey’s largest private natural gas importer.<br />
With its PNG and LNG portfolio, supplies major<br />
industrial customers and cities throughout the country.<br />
www.enercoenerji.com
ÖNSÖZ<br />
YÖNETİM<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
<strong>Hazar</strong> Strateji Enstitüsü Adına<br />
Haldun YAVAŞ<br />
Genel Yayın Yönetmeni<br />
Gökhan ÇAY<br />
Yayınlar Direktörü<br />
Selma AYDIN (Sorumlu)<br />
EDİTÖR<br />
Hande Yaşar ÜNSAL<br />
Yayın Kurulu<br />
Mesut ÜLKER<br />
Efgan NİFTİYEV<br />
Soykan BEKTAŞ<br />
Zeynep KAPTAN<br />
Ferahşan YAPRAK GenÇkaya<br />
Harika BALAY<br />
haldun yavaş<br />
<strong>Hazar</strong> Strateji Enstitüsü<br />
Genel Sekreter<br />
İLETİŞİM<br />
Veko Giz Plaza, Maslak Meydan Sok.<br />
No:3 Kat:4 Daire 11-12 Maslak, 34298<br />
Şişli / İstanbul - TÜRKİYE<br />
Tel: +90 212 999 66 00<br />
Faks: +90 212 999 66 01<br />
www.hazarworld.com<br />
yayın YÖNETİM<br />
Merhabalar,<br />
Türkiye, dünya hidrokarbon rezervlerinin önemli bir kısmını elinde bulunduran Ortadoğu<br />
ve <strong>Hazar</strong> Bölgesi ile mevcut doğal gaz ve petrol tüketimi hemen hemen aynı oranda olan<br />
Avrupa arasında köprü konumundadır. Stratejik konumunun, bölgesel işbirliği ve kalkınma<br />
adına öneminin farkında olan Türkiye, enerji diplomasisinde de etkin roller üstlenmeye<br />
başlamıştır. Bu doğrultuda politikalar geliştirilirken, çevre duyarlılığı ile optimum bir denge<br />
sağlanması gerektiği aşikardır.<br />
Ekonomik gelişmenin sürdürülmesi, cari açık sorununun çözümü, dünya piyasalarındaki<br />
rekabet gücünün artırılabilmesi büyük oranda yerel enerji kaynaklarının daha fazla<br />
kullanılmasına bağlıdır. Bu nedenle nükleer, termik, hidro, rüzgar, güneş ve jeotermal<br />
gibi enerji kaynakları teşvik edilerek enerji arzında ve dağıtımında çeşitlilik sağlanmalı ve<br />
sektördeki rekabet artırılmalıdır.<br />
Dünya piyasaları ile rekabet edilmesinde enerji fiyatları hayati önem taşıdığından enerji<br />
fiyatlarının düşürülmesine yönelik adımlar atılmalıdır. Diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında<br />
kömürden elektrik üretiminin daha ucuz olması pek çok ülkeyi kömüre yöneltmektedir.<br />
Güney Afrika toplam elektrik üretiminin %93’ünü, Polonya %87’sini, Çin %79’unu, Avustralya<br />
%78’ini, Hindistan %68’ini ve ABD ise %45’ini kömürden elde etmektedir. Zengin kömür<br />
yataklarına sahip olan ülkemizde ise bu oran %17’ler seviyesindedir. “Türkiye kömürünü ne<br />
zaman keşfedecek?” başlığıyla bu sayımızda kömür konusunu masaya yatırdık.<br />
Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi <strong>Sayı</strong>n Canseyit Tüymebayev ile yapılan röportajlarla<br />
Kazakistan 2<strong>05</strong>0 stratejisi dahilinde ülkenin gerçekleştirmeye hazırlandığı reformlar üzerine<br />
konuştuk. Gürcistan piyasasının dünyaya açılmasına yardımcı olan ve bu ülkede iş yapmayı<br />
kolaylaştıran reformları kısaca inceledik. Türkiye-Türkmenistan arasındaki ekonomik<br />
gelişim için hayati önem taşıyan Türkmenistan Yatırım Forumu’nu geniş bir katılım ile takip<br />
ettik. Son dönemlerde sıkça gündeme gelen kaya gazının Türkiye açısından analizini yaptık.<br />
<strong>Hazar</strong> ülkelerindeki alfabe devrimleri süreçlerini kısaca kaleme aldık.<br />
BP Türkiye Başkanı Bud Fackrell ile yaptığımız söyleşide BP’nin Türkiye vizyonunu ve<br />
<strong>Hazar</strong> stratejilerini dinledik. Marka sayfamızda restoran zinciri Kitchenette’i ele aldık.<br />
Avrasya’nın bilim, eğitim ve araştırma merkezlerinden biri olma yolunda hızla ilerleyen<br />
Nazarbayev Üniversitesi’ni, Aynur Ayhan’ın “1000’de Bir” isimli fotoğraf sergisini ve İran’ın<br />
turistik şehri İsfahan’ı sizlerle birlikte ziyaret ettik. <strong>Hazar</strong> Bölgesi’nde bayram havasında<br />
yaşanan Dünya Kadınlar Günü’nü birlikte kutladık.<br />
Gelecek sayıda görüşmek üzere…<br />
YAYIN GRUBU BAŞKANI<br />
Serkan ÜNAL<br />
GRUP KOORDİNATÖRÜ<br />
Mehmet Mücahid DEMİR<br />
FİNANS KOORDİNATÖRÜ<br />
Selim KARA<br />
genel yayın yönetmenİ<br />
Serdar TURAN<br />
ÖZEL PROJELER DİREKTÖRÜ<br />
Emin GÖRGÜN<br />
EDİTÖRLER<br />
Aynur ŞENOL ALTUN<br />
Mehmet E. ELGİN<br />
Can GÜRSU<br />
Nesrin KOÇASLAN<br />
E. Melek CEVAHİROĞLU<br />
Hülya KESKİN<br />
SANAT YÖNETMENİ<br />
Özkan ORAL<br />
YARDIMCI SANAT YÖNETMENİ<br />
Mehtap KAPLAN<br />
Pınar GÜVEN<br />
Ahmet ÇELİK<br />
FOTOĞRAF EDİTÖRÜ<br />
Abdulkadir DEMİR<br />
KATKIDA BULUNANLAR<br />
Elnur KULIYEV<br />
Can CENGİZ<br />
Gizem GÜZEY<br />
Güzin GÜZEY<br />
Özbekistan Büyükelçiliği<br />
www.turkiye-turkmenistan.com<br />
İnfomag Yayıncılık Bilişim Tanıtım ve<br />
Organizasyon Hizmetleri Ltd. Şti<br />
Ebulula Mardin Cad.<br />
4. Gazeteciler Sitesi A-8 /1<br />
Akatlar-Levent / İSTANBUL<br />
Tel: (0212) 324 55 15<br />
Faks: (0212) 324 55 <strong>05</strong><br />
BASKI<br />
Bilnet Matbaacılık Biltur Basım Yay. ve<br />
Hiz. A.Ş. Dudulu Organize Sanayi Bölgesi<br />
1.Cadde No: 16 Esenkent – Ümraniye<br />
34476 İSTANBUL Tel: 444 44 03<br />
Yayın Türü<br />
Yaygın Yerel Süreli<br />
Yayın Süresi / Dili<br />
Aylık / Türkçe<br />
İLETİŞİM<br />
info@infomag.com.tr<br />
www.infomagyayincilik.com<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 1
içindekiler<br />
KISA KISALAR<br />
04<br />
• Gürcistan’dan Azerbaycan’ın Toprak<br />
Bütünlüğüne Destek<br />
• Güney Gaz Koridoru’nda Dev İşbirliği<br />
• Rusya 2018 Dünya Kupası İçin<br />
18 Milyar Dolar Harcayacak<br />
KAPAK<br />
16<br />
TÜRKİYE KÖMÜRÜNÜ<br />
NE ZAMAN KEŞFEDECEK?<br />
Kömür yükselişte… Artan doğal gaz fiyatları<br />
dünyada enerji kaynağı olarak kömüre dönüşü<br />
tetikledi. Dünya kömür rezervi 1 trilyon tonu aşıyor.<br />
Bugün dünyanın enerji ihtiyacının neredeyse yarısı<br />
kömürden sağlanıyor. Yeraltı kaynakları arasında<br />
yaygın olan kömür, enerjide büyük oranda dışa<br />
bağımlı Türkiye’nin cari açık sorununun çözümüne<br />
de katkı sağlayabilir.<br />
HABER ANALİZ<br />
06<br />
• <strong>Hazar</strong> Toplantıları Kazakistan’da<br />
• Türkiye-Rusya Bölgesel<br />
Kalkınma Paneli<br />
AJANDA<br />
08<br />
• Dünya Ekonomik Forumu: Güney<br />
Kafkasya ve Orta Asya’nın Geleceğiyle<br />
İlgili Stratejik Diyalog<br />
• Uluslararası Ekonominin Kalbi<br />
İstanbul’da Atacak<br />
• 12. Türkiye Uluslararası Petrol ve Gaz<br />
Konferansı ve Sergisi (TUROGE)<br />
10PORTRE<br />
KAZAKİSTAN 2<strong>05</strong>0’YE<br />
HAZIRLANIYOR<br />
Kazakistan-Türkiye ilişkilerini ve<br />
Kazakistan’ın hedeflerini<br />
Kazakistan Cumhuriyeti Ankara<br />
Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev<br />
<strong>Hazar</strong> <strong>World</strong>’e değerlendirdi.<br />
2
24<br />
52<br />
ANALİZ<br />
REFORMCU Bir<br />
EKONOMİ:<br />
GÜRCİSTAN<br />
Uluslararası Finans Kuruluşu ve<br />
Dünya Bankası’na göre Gürcistan,<br />
Doğu Avrupa’da ve Sovyetler Birliği<br />
sonrasındaki tüm ülkeler arasında<br />
iş yapmanın en kolay olduğu ülke.<br />
ANALİZ<br />
30<br />
70 mİlyar dolarlık<br />
KÖPRÜ<br />
Türk ve Türkmen bürokratların,<br />
bakanların ve iş adamlarının bir<br />
araya geldiği Türkmenistan<br />
Uluslararası Yatırım Forumu iki<br />
ülke ilişkilerinin gelişimi için<br />
önemli bir zemin oluşturuyor.<br />
HAzar ANALİZ36<br />
“Kaya Gazı” ARANIYOR!<br />
Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacına kaya<br />
gazı çare olabilir mi? Uzmanlar, son<br />
dönemde sıkça gündeme gelen kaya<br />
gazının Türkiye açısından önemli bir<br />
yere sahip olduğunu ancak yeterli<br />
olmadığını belirtiyorlar.<br />
ANALİZ 40<br />
HAZAR’IN<br />
ALFABE REFORmU<br />
Yıl 1991… Sovyetler Birliği yıkılır ve<br />
Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan,<br />
Kırgızistan, Türkmenistan ve<br />
Tacikistan bağımsızlığını kazanır. Çok<br />
geçmeden bu ülkelerin siyasi,<br />
ekonomik, kültürel ve sosyal<br />
kimliklerini kurmaya çalıştıkları bir<br />
süreç başlar. Ve Alfabe Devrimi bu<br />
sürecin ardından ortaya çıkar.<br />
RÖPORTAJ 44<br />
“ŞAH DENİZ 2 İLE<br />
TÜRKİYE’NİN GAZ<br />
İHTİYACINA CEVAP<br />
VERECEĞİZ”<br />
BP Türkiye Başkanlık koltuğunu<br />
devralan Bud Fackrell, BP’nin Türkiye<br />
vizyonunu ve bölge stratejilerini <strong>Hazar</strong><br />
<strong>World</strong>’e anlattı.<br />
48<br />
LIFE STYLE<br />
RUSYA’DA<br />
YÜKSELEN MARKA:<br />
KITCHENETTE<br />
MARKA<br />
Kazakistan’ın Eğitim<br />
Üssü: Nazarbayev<br />
Üniversitesi<br />
Nazarbayev Üniversitesi, ülkede<br />
uluslararası akademik<br />
standartlarda eğitim sunan ilk<br />
üniversite olma ünvanına sahip.<br />
LIFE STYLE 56<br />
BUGÜN, KADINLARIN...<br />
Dünya genelinde Enternasyonal<br />
Kadınlar Günü olarak kabul edilen ve<br />
siyasi bir geçmişin parçası olan<br />
8 Mart, <strong>Hazar</strong> Bölgesi ülkelerinde de<br />
bayram havasında kutlanıyor.<br />
SEYAHAT<br />
58<br />
İRAN’IN TURİSTİK<br />
BAŞKENTİ<br />
Doğu komşumuzun; “Dünyanın yarısı<br />
(Nesf-e Jahan)”, “İran’ın incisi”, “Pers<br />
yurdunun mücevheri”, “Ortadoğu’nun<br />
Paris’i” olarak da anılan kenti, İsfahan...<br />
KÜLTÜR SANAT 62<br />
TÜRK SANAYİSİNİN<br />
BAŞARILI İŞ KADINLARI<br />
Aynur Ayhan’ın “1000’de Bir” isimli<br />
sergisi sanayinin gizli kahramanları<br />
olan iş kadınlarının fotoğraflarından<br />
oluşuyor.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 3
KISA KISALAR<br />
Güney Gaz<br />
Koridoru’nda<br />
dev işbirliği<br />
Gürcistan’dan Azerbaycan’ın<br />
toprak bütünlüğüne destek<br />
Gürcistan Dışişleri Bakanı Maya Panjikidze, Azerbaycan’ın toprak<br />
bütünlüğünü desteklediklerini ve bu desteği bundan sonra da<br />
sürdüreceklerini söyledi. Panjikidze bu sözleri resmi temaslarda bulunmak<br />
için geldiği Azerbaycan’da, Dışişleri Bakanı Elmar Mammadyarov’la<br />
görüşmesi sonrasında dile getirdi. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki<br />
Yukarı Karabağ sorununa değinen Panjikidze, komşu ülke Ermenistan’la iyi<br />
ilişkiler içinde olduklarını, bölgedeki sorunların barış yoluyla çözülmesi<br />
gerektiğini vurguladı. Çözümün Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü kapsamında<br />
gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizen Panjikidze, “Azerbaycan’ın toprak<br />
bütünlüğünü destekliyoruz, bundan sonra da destekleyeceğiz” diye konuştu.<br />
NABUCCO ve TANAP boru hatları<br />
arasında Güney Gaz Koridoru’nu<br />
geliştirmek için işbirliği anlaşması<br />
imzalandı. Anlaşma ile kurumların teknik<br />
ve stratejik bilgi alışverişinde bulunması ve<br />
projelerinin desteklenmesi öngörülüyor.<br />
Anlaşmada ayrıca Avrupa Birliği ve<br />
Güneydoğu Avrupa bölgeleri için gaz<br />
tedariğinin güvenilirliğini artırmak üzere<br />
doğal gaz taşıma güzergâhlarının daha da<br />
çeşitlendirilmesi gerekliliğine işaret<br />
ediliyor. NABUCCO Gas Pipeline<br />
International GmbH Genel Müdürü<br />
Reinhard Mitschek, “Bu mutabakat, Güney<br />
Gaz Koridoru’nun iki ayrılmaz parçası<br />
arasındaki ilişkiyi daha da sağlamlaştırarak<br />
bizleri Avrupa’nın gaz tedariğinin<br />
çeşitlendirilmesi yönündeki ortak<br />
hedefimize bir adım daha yaklaştırdı” dedi.<br />
Rusya 2018 Dünya Kupası için<br />
18 milyar dolar harcayacak<br />
2014 Sochi Kış Olimpiyatları için 50 milyar dolar harcama planlayan Rusya, 2018<br />
Dünya Kupası hazırlıklarına da başladı. Olimpiyat hazırlıklarında planlanan<br />
rakamların çok üzerine çıkan Rusya, Dünya Kupası için hesapları sıkı tutacak.<br />
Rusya hükümetinin, FIFA ile anlaşma sağladığı 18 milyar dolarlık bütçenin dışında<br />
ek harcama yapması öngörülmüyor. Hükümetin ele aldığı taslak çalışmaya göre<br />
yeni inşa edilecek stadyumlar, eğitim alanları, havalimanı inşaatları ve yollar<br />
federal bütçeden karşılanacak. FIFA ile 2010’da anlaşma sağlanan projelerin<br />
dışında kalan yerel alt yapılar, trafik sistemleri ve diğer harcamalar yerel<br />
yönetimler tarafından finanse edilecek. Karşılaşmalar için 1070 civarında proje<br />
tamamlanacak. Yollar, oteller, havalimanları, hastaneler ve diğer güvenlik binaları<br />
bu projeler arasında. 2018 Dünya Kupası için Rusya’ya 1,5 milyon futbolseverin<br />
gelmesi bekleniyor. Tarihinde ilk kez Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak<br />
Rusya’da 64 maç 11 ayrı kentte oynanacak.<br />
4
IMF: Azerbaycan<br />
ekonomisi en hızlı büyüyen<br />
ekonomilerden biri<br />
Uluslararası Para Fonu (IMF), Azerbaycan’ın petrol dışı gayri<br />
safi yurt içi hasılasının <strong>2013</strong>’te yüzde 9 büyüyeceğini<br />
öngörüyor. IMF’nin Ortadoğu ve Orta Asya bölümü<br />
danışmanı Raja Almarzoqi IMF heyetinin Bakü ziyaretinde<br />
açıklamalarda bulundu. Almarzoqi, petrol dışı sektörün<br />
büyümesinin büyük ölçüde hükümet harcamalarıyla<br />
sağlanacağını ve bunun gayri safi yurt içi hasılayı yüzde 4,5<br />
oranında artıracağını söyledi. Almarzoqi’ye göre, Azerbaycan<br />
ekonomisi son 10 yılda dünyada en hızlı büyüyen<br />
ekonomilerden biri oldu.<br />
Uzbekneftegaz birleşik gaz<br />
kullanımı projesine başlıyor<br />
Özbekistan petrol ve gaz şirketi Uzbekneftegaz, Kaşkadaryo<br />
eyaletinde birleşik gaz kullanımı projesinde çalışmalara<br />
başladı. 43,4 milyon dolarlık projeyle yeni tesisler inşa<br />
edilecek. Yılda 450 milyon metreküp gaz kullanacak olan<br />
tesisler Kuzey Shurtan, Garmiston, Kumchi ve Sahkarbulak<br />
sahaları için inşa edilecek. 43 milyon metreküplük ilk tesis<br />
bu yıl Aralık ayında faaliyete geçecek. Uzbekneftegaz’ın<br />
kendi kaynaklarıyla finanse ettiği projenin 2014 sonunda<br />
tamamlanması planlanıyor.<br />
“Mahmut ile Meryem”in<br />
galası yapıldı<br />
Türkmenistan en büyük<br />
gaz sahasını hizmete açıyor<br />
Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Elçin Efendiyev’in, aynı<br />
adlı romanından sinemaya uyarlanan “Mahmut ile Meryem”<br />
filminin galası İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde<br />
yapıldı. Galaya katılan Efendiyev, “Bugün benim için hoş bir<br />
gün. 31 yıl önce yazdığım bir roman sinemaya uyarlandı.<br />
Demek ki romanda ele aldığım konular güncelliğini koruyor”<br />
dedi. Mehmet Ada Öztekin’in yönettiği ve Aras Bulut<br />
İynemli, Eva Dedova, Fahreddin Manafov ile Melahat<br />
Abbasova’nın rol aldığı film, hükümdar Ziyad Han’ın<br />
Müslüman oğlu Mahmut ile Hristiyan keşiş kızı Meryem’in<br />
imkânsız aşkını ele alıyor.<br />
Türkmenistan ülkenin en geniş gaz sahası Galkiniş’i bu yıl<br />
yaz ayında hizmete açmayı planlıyor. Türkmenistan Devlet<br />
Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, “Galkiniş’te gazı<br />
sülfürden rafine edecek ilk tesisimizi hizmete açmayı<br />
umuyoruz” dedi. Berdimuhamedov, yeni bulunan geniş<br />
hidrokarbon sahalarının, Galkiniş’in kalkınmasında<br />
yürütülen çalışmaların ülkenin yakıt ve enerji<br />
komplekslerinin kapasitesini artırdığını söyledi. Galkiniş<br />
sahasında yılda 30 milyar metreküplük gaz üretilecek.<br />
Sahayı geliştirme çabalarının ilk aşamasında sondaj<br />
kuyuları açılacak. 1800 kilometrekarelik bir alana yayılan<br />
Galkiniş, 26,2 trilyon metreküp kapasitesiyle dünyada fosil<br />
yakıt rezervi bakımından ikinci en büyük saha.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 5
HABER ANALİZ<br />
<strong>Hazar</strong> Toplantıları<br />
Kazakistan’da<br />
Yaptığı araştırma ve raporlarla Avrasya’nın nabzını tutan<br />
<strong>Hazar</strong> Strateji Enstitüsü (HASEN), <strong>Hazar</strong> Toplantıları’nın altıncısını<br />
Kazakistan’da gerçekleştirdi. Başkent Astana’daki Nazarbayev<br />
Üniversitesi’nde Türkiye-Kazakistan ekonomik ilişkileri üzerine bir<br />
yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.<br />
<strong>Hazar</strong> Strateji Enstitüsü (HASEN),<br />
Avrasya’daki düşünce kuruluşları ve<br />
üniversitelerle yakın işbirliğine gidiyor.<br />
Bölgedeki önemli kuruluşlara ziyaretler<br />
gerçekleştiren HASEN üyeleri son olarak<br />
Kazakistan’da temaslarda bulundu.<br />
Üniversitenin kıdemli araştırma görevlisi Dr.<br />
Yerbol Akhmetbekov, Nazarbayev Üniversitesi<br />
Araştırma ve İnovasyon Sistemleri<br />
bölümünün başlattığı “Orta Asya-<strong>Hazar</strong><br />
Bölgesi enerji sistemleri modellemesi”<br />
projesi hakkında bilgi verdi. Proje, <strong>Hazar</strong>’a<br />
kıyısı olan ülkelerin enerji dinamiklerini ve<br />
aralarındaki sinerjiyi incelemeyi amaçlıyor.<br />
Bölge ülkeleri arasında ticaretin gelişmesine<br />
odaklanan proje, Kazakistan, Azerbaycan,<br />
Özbekistan ve Türkmenistan’ın ayrı ayrı<br />
modellerinden yola çıkılarak tasarlandı.<br />
Böylece Orta Asya-Kafkasya bölgeler arası<br />
modelinin oluşturulması planlandı.<br />
Dr. Akhmetbekov, Kazakistan’ın petrol ve<br />
doğal gazın yanı sıra zengin kömür kaynaklarına<br />
sahip olduğunu, boru hatlarının<br />
yetmediği yerlerde kömürün kullanıldığını<br />
<strong>Hazar</strong> Strateji Enstitüsü,<br />
Kazakistan’da Nazarbayev<br />
Üniversitesi yetkilileri ile bir<br />
araya geldi.<br />
Son yıllarda<br />
enerji kaynakları<br />
sayesinde<br />
Azerbaycan,<br />
Kazakistan ve<br />
Türkmenistan gibi<br />
<strong>Hazar</strong> bölgesi<br />
ülkelerinde ciddi<br />
bir zenginleşme<br />
gerçekleşti.<br />
anlattı. Yenilenebilir enerji kaynaklarını da<br />
değerlendirdiklerini kaydeden Dr. Akhmetbekov,<br />
Kazakistan’ın rüzgar enerjisi konusunda<br />
önemli potansiyele sahip olduğunu<br />
belirtti.<br />
HASEN Uzmanı Dr. Fatih Macit de üniversite<br />
yetkililerine Türk ekonomisinin son 10<br />
yılda geçirdiği dönüşüm ve enerji ithalatının<br />
Türkiye ekonomisine maliyeti konusunda bir<br />
sunum gerçekleştirdi.<br />
Son yıllarda enerji kaynakları sayesinde<br />
Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan<br />
gibi <strong>Hazar</strong> Bölgesi ülkelerinde ciddi bir<br />
zenginleşme gerçekleştiğini, bu durumun<br />
Türkiye’nin bölge ile ticari ilişkilerinin<br />
artmasını sağladığını söyleyen Macit, 2002<br />
yılında Türkiye’nin Azerbaycan’a yaptığı toplam<br />
ihracatın 231 milyon dolar iken bugün<br />
bu rakamın 2,5 milyar doların üstüne çıktığı<br />
örneğini verdi.<br />
Ticaret rakamlarındaki bu olumlu tablonun<br />
siyasi arenadaki yakın ilişkilere rağmen doğrudan<br />
yatırımlara yansımadığını söyleyen<br />
Macit, Türkiye’nin, enerji gelirleri sayesinde<br />
önemli miktarda cari işlemler fazlası<br />
oluşturan bu ülkelerden doğrudan yatırım<br />
çekmekte zorlandığını kaydetti.<br />
6
Türkiye-Rusya<br />
Bölgesel Kalkınma Paneli<br />
Geçtiğimiz yıl Aralık ayında Rusya Devlet Başkanı Putin’in ziyareti<br />
sırasında iki ülke arasında 11 işbirliği anlaşması imzalandı. İstanbul’da<br />
düzenlenen Türkiye-Rusya Bölgesel Kalkınma Forumu’nda da gelişen<br />
ekonomik ilişkiler ele alındı.<br />
Türkiye’nin ikinci en büyük ticaret ortağı<br />
Rusya ile olan ikili ticaret 2012 yılında<br />
yedi kat büyüyerek 33 milyar dolara ulaştı.<br />
Rusya’da Türk firmaları tarafından üstlenilen<br />
inşaat projelerinin toplam değeri ise<br />
40 milyar doları aştı. Yeni hedef ise iki ülke<br />
ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkartmak.<br />
İki ülke arasında bahar dönemini yaşayan<br />
ekonomik ilişkiler İstanbul’daki toplantıda<br />
masaya yatırıldı. “Türkiye ve Rusya, Bölgesel<br />
Kalkınma İçin Ekonomik Entegrasyon”<br />
toplantısı İstanbul Four Seasons Otel’de<br />
gerçekleşti. Toplantı, Rusya’nın Davos’u<br />
olarak bilinen Saint-Petersburg Uluslararası<br />
Ekonomik Forumu’na da bir hazırlık niteliği<br />
taşıyor. Türk iş dünyasına forumun tanıtımının<br />
yapıldığı panelin açılış konuşmalarını<br />
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />
Tayfun Bayazıt ve Rönesans Holding Yönetim<br />
Kurulu Üyesi İpek Ilıcak yaptı. Tayfun<br />
Bayazıt açılış konuşmasında, “İkili ekonomik<br />
ilişkilerin yakın gelecekte büyük bir potansiyel<br />
yaratacağını görüyoruz. 2012 itibariyle<br />
2 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hasılası,<br />
satın alma gücü paritesine göre dünyanın<br />
6. büyük ekonomisi olan Rusya Türkiye’nin<br />
en önemli ticaret partnerlerinden biri” diye<br />
Tayfun bAyazıt:<br />
“İkili ekonomik<br />
ilişkilerin yakın<br />
gelecekte büyük<br />
bir potansiyel<br />
yaratacağını<br />
görüyoruz.”<br />
İstanbul’da düzenlenen forum<br />
iki ülke ilişkileri açısından büyük<br />
önem arz ediyor.<br />
konuştu. Panelde söz alan Enerji Bakanlığı<br />
Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen de son<br />
15 yılda Türk-Rus ilişkilerinin dünyada çok az<br />
görülen bir ivme yakaladığını kaydetti. Çimen,<br />
Mersin Akkuyu’daki nükleer santralin de<br />
Rus şirketler tarafından yapılacak olmasının<br />
Rusya ile ilişkilere önemli bir boyut kazandırdığını<br />
söyledi. Rusya Federasyonu Ekonomik<br />
Kalkınma Bakanlığı Yatırım Politikası ve<br />
Kamu-Özel Sektör Ortaklığı Geliştirme Bölümü<br />
Müdürü Igor Koval da Türk şirketlerini<br />
Rusya’da yatırımlarını artırmaya davet etti.<br />
Yatırımcıların karşılaştığı sorunları çözmek<br />
için yol haritası oluşturduklarını ve Yatırım<br />
Ombudsman Kurumu kurduklarını kaydeden<br />
Koval, ülkelerinde ticaretin önünü açmak<br />
hem de çeşitliliği artırmak için önlemler<br />
aldıklarını belirtti.<br />
Avrupa’da bankacılık sektöründe gerçekleşen<br />
en büyük satın almalardan biri Rus<br />
Sberbank’ın Denizbank’ı satın alması oldu.<br />
Panele konuşmacı olarak katılan Denizbank<br />
Genel Müdürü Hakan Ateş de iki banka<br />
arasında olan bu evliliğin Rusya ile Türkiye<br />
arasında enerji ağırlıklı olan işbirliğini<br />
çeşitlendirdiğini söyledi. Rusya’da faaliyet<br />
gösteren en büyük ikinci inşaat firması olan<br />
Renaissance Grup yöneticileri de panelde<br />
yaptıkları konuşmada Rusya’da 10 binden<br />
fazla kişiyi istihdam ettiklerini ve bu yıl<br />
2 milyar euro ciroya ulaştıklarını aktardı.<br />
20 milyar dolarlık bir yatırımla Türkiye’nin<br />
ilk nükleer santralini de Rus kamu nükleer<br />
enerji şirketi Rosatom inşa edecek. Toplantıda<br />
konuşan Akkuyu NPP projesinin Genel<br />
Müdür Yardımcısı Rauf Kasumov, nükleer<br />
karşıtlarına mesaj verdi. Kasumov, nükleer<br />
santralin inşa edileceği bölgede sismik çalışmalar<br />
yaptıklarını ve göstergelerin santral<br />
yapımına çok uygun olduğunu belirtti.<br />
Akkuyu nükleer santralin işletmeye alınması<br />
durumunda Türkiye elektrik enerjisi üretiminde<br />
önemli bir kaynağa kavuşacak,<br />
7,5 milyar metreküp doğal gaz ithal edilmesine<br />
gerek kalmayacak.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 7
AJANDA<br />
Dünya Ekonomik Forumu:<br />
Güney Kafkasya ve Orta<br />
Asya’nın Geleceğiyle İlgili<br />
Stratejik Diyalog<br />
7-8 NİSAN<br />
BAKÜ, AZERBAYCAN<br />
NİSAN <strong>2013</strong><br />
1<br />
2<br />
3<br />
Davos Dünya Ekonomik Forumu bu yıl, 7-8 <strong>Nisan</strong> tarihleri<br />
arasında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirilecek.<br />
Güney Kafkasya ve Orta Asya’nın geleceği ile ilgili<br />
stratejik diyalog konusu kapsamında gerçekleşecek etkinlikte,<br />
genel durum değerlendirmesi yapılarak sanayi, ulaştırma,<br />
altyapı, doğal kaynaklar, finans, tarım, madencilik,<br />
telekomünikasyon ve diğer sektörlerde yeni fırsatların<br />
ortaya konması ile ilgili konular ele alınacak. Forum, bölgenin<br />
mevcut potansiyellerini değerlendirmek adına yatırımcılara<br />
fırsat sunması açısından oldukça büyük bir<br />
önem taşıyor. Bakü’de gerçekleşecek Davos Dünya<br />
Ekonomik Forumu, temel zorluklar ve fırsatların yanı sıra<br />
bölgenin geleceğini şekillendirecek yolları değerlendirmek<br />
üzere, bölgesel ve yabancı yatırımcılar için güvenli, kapsayıcı<br />
işbirlikçi ve çok paydaşlı bir platform sunacak. Dünya<br />
Ekonomik Forumu’nda bu yıl ‘Finans ve Uzun Vadeli<br />
Yatırımlar’, ‘Ticaret ve Tedarik Zincirleri’, ‘Enerji ve Tabii<br />
Kaynaklar’ gibi konular tartışılacak.<br />
4<br />
5<br />
6<br />
7<br />
8<br />
16. Avrupa Ekonomi Zirvesi<br />
İstanbul’da<br />
9-11 <strong>Nisan</strong><br />
İstanbul, Türkiye<br />
Marmara Grubu Vakfı tarafından<br />
düzenlenen Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde<br />
bu yıl, “21. Yüzyılda Eğilimler: Tek<br />
Kutuplu Dünya mı, Çok Kutuplu Dünya<br />
mı?” başlığı altında ekonomi, enerji, sağlık<br />
ve eğitim gibi konular ele alınacak. Bu<br />
konulara ek olarak, zirvede iletişim<br />
teknolojileri, ekoloji ve kadının<br />
modernleşmesi de konuşulacak. Marmara<br />
Grubu Vakfı’nın 16 yıldır gerçekleştirdiği<br />
Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne bu yıl Afrika<br />
ve Latin Amerika ülkeleri de katılıyor.<br />
50’ye yakın ülkenin katılım göstereceği<br />
zirvede çok sayıda üst düzey davetli yer<br />
alacak. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin,<br />
Türkiye’nin bu bölgedeki iktisadi, siyasi,<br />
kültürel pozisyonuna büyük katkı<br />
sağlayacak bir etkinlik olması bekleniyor.<br />
9<br />
10<br />
11<br />
12<br />
13<br />
14<br />
15<br />
8
16<br />
17<br />
18<br />
19<br />
20<br />
21<br />
22<br />
23<br />
24<br />
12. Türkiye Uluslararası Petrol<br />
ve Gaz Konferansı ve Sergisi<br />
(TUROGE)<br />
10-11 <strong>Nisan</strong><br />
Ankara, Türkiye<br />
TUROGE Konferansı sektörün büyük oyuncularını bir<br />
araya getiriyor. Konferans bölgesel ve uluslararası petrolgaz<br />
topluluğu için de önemli bir ağ fırsatı sunuyor.<br />
Türkiye’nin artan enerji talebinin 2030 yılında 53 binden<br />
100 bin MW’a yükseleceği tahmin ediliyor. Yerli enerji<br />
sektörü Türkiye’nin hızla gelişen ekonomisi ile birlikte<br />
cazip yatırım alanları oluşturmaya devam ediyor. Türkiye<br />
enerji sektörü, yerli yabancı birçok oyuncunun dikkatini<br />
çekiyor. Katılımcılar Türkiye’nin avantajlarını ve yatırım<br />
fırsatlarını konferansta öğrenme imkanı buluyor.<br />
12. Kuzey <strong>Hazar</strong> Bölgesel<br />
Atyrau Petrol ve Gaz Fuarı<br />
16-18 <strong>Nisan</strong><br />
Atyrau, Kazakistan<br />
Kazakistan’ın en büyük petrol alanlarının ve dünyanın<br />
üç büyük petrol ve gaz alanlarının (Kashagan, Tengiz<br />
ve Karaçaganak) yakınında yer alan Atyrau şehri, yerel<br />
ve ulusal petrol şirketleri için üretim merkezi. Şehrin,<br />
petrol ve gaz sektörü için önemli bir coğrafyada yer<br />
alması Kuzey <strong>Hazar</strong> Bölgesel Atyrau Petrol ve Gaz<br />
Fuarı için ideal bir platform oluşturuyor.<br />
NİSAN<br />
HAZAR TAKVİMİ<br />
25<br />
26<br />
27<br />
28<br />
29<br />
30<br />
31<br />
NİSAN <strong>2013</strong><br />
AGİT Ekonomi ve Çevre Forumu<br />
16-17 <strong>Nisan</strong><br />
Kİev, Ukrayna<br />
AGİT Ekonomi ve Çevre Forumu en üst düzeydeki yıllık<br />
toplantısını gerçekleştirdi. Başbakanlık tarafından<br />
önerilen konular 57 AGİT katılımcısı tarafından her yıl<br />
tartışılıyor. Bu görüşmelerin amacıysa güvenlik<br />
bağlantılı ekonomik ve çevresel konularda diyalog<br />
kurmak, siyasi teşvikte bulunmak, belirlenen önerilerin<br />
hazırlanmasına katkıda bulunmak ve bu sorunlarla<br />
mücadele için faaliyetleri takip etmek. Aynı zamanda<br />
forum, katılan devletlerin ekonomik ve çevresel boyutta<br />
taahhütlerini gözden geçirmesine şans veriyor.<br />
İlk görüşme Avusturya’nın başkenti Viyana’da 4-5 Şubat<br />
tarihlerinde gerçekleşen AGİT Forumu’nun ikinci görüşmeleri<br />
ise Ukrayna’nın başkenti Kiev’de 16-17 <strong>Nisan</strong><br />
tarihlerinde yapılacak.<br />
www.hazarworld.com<br />
Ekonomik ve Sosyal<br />
Kalkınma Uluslararası<br />
Akademik Konferansı<br />
2-4 <strong>Nisan</strong><br />
Moskova, Rusya<br />
Clinton Global Initiative<br />
University (CGI U)<br />
Toplantısı<br />
5-7 <strong>Nisan</strong><br />
Washington Üniversitesi,<br />
St. Louis<br />
KazAtomExpo<br />
9-11 <strong>Nisan</strong><br />
Astana, Kazakistan<br />
Büyük İpek Yolu Sergisi<br />
11-13 <strong>Nisan</strong><br />
Almatı, Kazakistan<br />
Kafkasya Bankacılık ve<br />
Finans Konferansı <strong>2013</strong><br />
<strong>2013</strong><br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 9<br />
12-13 <strong>Nisan</strong><br />
Bakü, Azerbaycan<br />
4. Uluslararası İran ve<br />
Dünyadaki Güncel<br />
Gelişmeler Sanal<br />
Konferansı<br />
15 <strong>Nisan</strong><br />
Kazvin, İran<br />
18. Uluslararası Petrol,<br />
Gaz, Rafineri ve<br />
Petrokimya Fuarı<br />
17-20 <strong>Nisan</strong><br />
Tahran, İran<br />
Crans Montana: Yeni<br />
Ekonomiler&Bilgi ve<br />
İletişim Teknolojileri<br />
Zorlukları<br />
26-28 <strong>Nisan</strong><br />
N’Djamena, Chad<br />
‘Türkmen At’ı<br />
Bayramı<br />
28 <strong>Nisan</strong><br />
Türkmenistan
PORTRE<br />
10
Kazakistan<br />
2<strong>05</strong>0’ye<br />
Hazırlanıyor<br />
Kazakistan 2<strong>05</strong>0 stratejisi ile sürdürülebilir ve istikrarlı büyüme için önemli reformlar<br />
gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Kazakistan-Türkiye ilişkilerini ve Kazakistan’ın<br />
hedeflerini Eski Kazakistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanı, günümüzün<br />
Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev <strong>Hazar</strong> <strong>World</strong><br />
dergisine değerlendirdi.<br />
MEHMET ERDOĞAN ELGİN<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 11
PORTRE<br />
Geçtiğimiz yıl Kazakistan-Türkiye ilişkilerinin<br />
20. yıldönümü idi. Bu süreçte<br />
Kazakistan’ın Türkiye ile ilişkilerinde<br />
ne gibi gelişmeler yaşandı?<br />
Kazakistan ve Türkiye, tarihi geçmişi ve<br />
kökü aynı olan kardeş ülkelerdir. Eski<br />
tarihi kaynaklarımızın, dilimiz ve dinimizin<br />
ortaklığı bizi birbirimize daha da yakınlaştırmaktadır.<br />
1<br />
Bağımsızlığımızı ilk olarak tanıyan<br />
Türkiye’ye ayrı bir sevgi besliyoruz. Bağımsızlığımızdan<br />
bu yana iki ülke arasındaki<br />
dostane ilişkilerimiz hiç kesilmedi.<br />
Kazakistan ile Türkiye arasında işbirliği ve<br />
stratejik ortaklık temeli, ayrı devlet olarak<br />
kurulduğumuz günden itibaren sağlam bir<br />
şekilde inşa edildi.<br />
Bağımsızlıkla birlikte kardeş devletler<br />
arasında çok yönlü ilişkiler kurulup, bunun<br />
sayesinde halklarımızın ruhu şahlandı, tarihi<br />
kökümüze giden yollar açıldı. Ekonomik<br />
ilişkiler ivme kazanarak, hızla gelişti. Türk<br />
kardeşlerimiz Kazakistan’a destek olarak,<br />
yeni başkentimiz Astana’nın gelişmesine ve<br />
büyümesine katkıda bulundular. Türkiye’ye<br />
beslediğimiz kardeşlik duygularımızın<br />
göstergesi olarak Esil Nehri’nin kıyısında<br />
Mustafa Kemal Atatürk’ün görkemli anıtı<br />
açıldı.<br />
Rota olarak sanayi ve inovasyonu seçen<br />
Kazakistan, ekonomisi hızla gelişen bir ülke<br />
olarak dünyada tanınmaya devam ediyor.<br />
Dünya Ekonomik Forumu’nun son verilerine<br />
göre Kazakistan dünyadaki rekabet edilebilir<br />
ülkeler arasında 51. sıraya yükseldi.<br />
Medeniyet, iman ve hayırseverlik gibi ortak<br />
kavramlar, birlik ve karşılıklı etkileşim adına<br />
her zaman önem arz eden çıkış noktamız<br />
olmuştur. Bu bağlamda, ülkelerimizin<br />
bu yöndeki yaklaşımlarının benzerliği bizi<br />
memnun etmektedir. Örnekleri ortada:<br />
Kazakistan Semavi ve Geleneksel Dinler<br />
Liderleri Zirvesi’nin düzenlendiği bir ülke<br />
haline gelmişken, Türkiye ise Medeniyetler<br />
İttifakı’nın Eşbaşkanı bir ülkedir. 2011 yılında<br />
Kazakistan AGİT, Türkiye AİGK/CICA<br />
Dönem Başkanı ülke olmuşlardır. Bunlar;<br />
Avrasya’nın güvenliği ile medeniyetler arası<br />
anlayışı geliştirmeye yönelik yeni inisiyatifleri<br />
birlikte almamıza imkan tanımıştır.<br />
Ülkelerimizin uluslararası politikadaki<br />
yaklaşımları ile görüşlerinin benzerlik<br />
göstermesi doğaldır. Zamanında Atatürk’ün<br />
ortaya attığı “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”<br />
Kazakistan ve<br />
Türkiye, tarihi<br />
geçmişi ve kökü aynı<br />
olan kardeş<br />
ülkelerdir. Eski<br />
tarihi<br />
kaynaklarımızın,<br />
dilimiz ve dinimizin<br />
ortaklığı bizi<br />
birbirimize daha da<br />
yakınlaştırmaktadır.<br />
ilkesi önemini yitirmiş değildir. Nükleer<br />
silahtan gönüllü olarak vazgeçen bir<br />
ülke sıfatıyla Kazakistan, dünyada bu<br />
istikamette yer alan gelişmelerden endişe<br />
duymaktadır.<br />
Kazakistan’ın büyük şairi Abay bir şiirinde<br />
“Huzurdan başka bir dost bulamadım” demiştir.<br />
Öyleyse, yüzyıllar boyu ara verilen,<br />
ancak bağımsızlıkla birlikte devamını bulan<br />
dostluğumuz ve birliğimiz ebedi olsun!<br />
Kazakistan ile Türkiye arasındaki<br />
ticari-ekonomik, yatırım alanındaki ilişkiler<br />
hakkında neler düşünüyorsunuz?<br />
Karşılıklı ticari, ekonomik etkileşim ikili<br />
işbirliğinin önemli unsurudur. Türkiye<br />
bağımsızlığımızın ilk yıllarında ülkemize<br />
özel teşebbüs ve inşaat alanının gelişmesinde<br />
büyük katkı sağladı. Günümüzde<br />
Kazakistan’da 1400’den fazla Türk şirketi<br />
faaliyetini devam ettiriyor. Kazakistan’da<br />
12
2<br />
3<br />
4<br />
5<br />
2 milyar dolardan fazla Türk yatırımı var.<br />
Kazakistan’dan Türkiye’ye ise yaklaşık<br />
1 milyar dolar civarında yatırım sağlandı.<br />
Bununla beraber, Türk müteahhitler<br />
Kazakistan’da toplam tutarı 20 milyar dolar<br />
değerinde inşaat projelerini tamamladı.<br />
Fakat her iki ülkenin karşılıklı yatırımları<br />
ülkelerin potansiyelini yansıtmamakta.<br />
Tüm imkanlar tam olarak kullanılamadı<br />
diye düşünüyorum. Ekonomik işbirliğimizin<br />
geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi amacıyla<br />
birtakım projeler ele alınmalı.<br />
Bu anlamda geçtiğimiz yıl 10-12 Ekim 2012<br />
tarihlerinde Devlet Başkanımız Nursultan<br />
Nazarbayev’in Türkiye resmi ziyareti önem<br />
kazanmaktadır. Ziyaret esnasında “Yeni Sinerji<br />
Ortak Ekonomi Programı”nın Eylem<br />
Planı imzalandı ve ilişkilerimizin tarihinde<br />
ilk defa Kazakistan ve Türkiye Yüksek Düzeyli<br />
Stratejik İşbirliği Konseyi’nin birinci<br />
1 Van’da meydana gelen<br />
depremin ardından<br />
Kazakistan’dan çadır,<br />
battaniye, yatak ve soba<br />
getiren uçak, Erzurum<br />
Havalimanı’na indi.<br />
2 Ankara Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Melih Gökçek,<br />
‘’Kazakistan Dostluk Devlet<br />
Madalyası”nı Tüymebayev’in<br />
elinden aldı.<br />
3 Ankara Büyükelçisi<br />
Tüymebayev Türk dünyasına<br />
katkısı olan kurum ve<br />
kuruluşlara plaket verdi.<br />
4 Tüymebayev, Kazakistan’ın<br />
Fahri Konsolosluğu nişan<br />
töreninde konuşma yapıyor.<br />
5 Tüymebayev, Başbakan<br />
Yardımcısı Bülent Arınç’a<br />
‘’Kazakistan Cumhuriyeti’nin<br />
bağımsızlığının 20. yıl dönümü<br />
madalyası’’ takdim etti.<br />
toplantısı gerçekleştirildi. Bu toplantı iki<br />
ülke arasındaki işbirliğinin yeni stratejisini<br />
yapılandıracak ve hayata geçirecektir.<br />
Ayrıca ziyaret esnasında İstanbul’da İş<br />
Forumu yapıldı. Bu İş Forumu çerçevesinde<br />
yaklaşık 1 milyar dolarlık iş anlaşmaları<br />
imzalandı. Bu anlamda Türk sanayici ve iş<br />
adamlarını Kazakistan’a yatırım yapmaya<br />
davet etmek istiyorum.<br />
Günümüzde ülke yönetiminin gündemindeki<br />
en önemli mesele ekonominin güçlendirilmesi<br />
ve Kazakistan halkının refahının<br />
yükseltilmesidir. Bu konunun Kazakistan<br />
Cumhuriyeti Devlet Başkanı Nursultan<br />
Nazarbayev’in geçtiğimiz yılın Aralık ayında<br />
yapmış olduğu Ulusa Sesleniş’inde açıkladığı<br />
“Kazakistan-2<strong>05</strong>0” adlı stratejisinde<br />
de altı çizilerek, “Kazakistan açısından<br />
ekonomik gelir ile toplumun refahını sağlama<br />
arasındaki optimal eşitliğin sağlanması,<br />
hayati önem arz etmektedir” denilmiştir.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 13
PORTRE<br />
1<br />
Kazakistan’daki Ortak Kazak-Türk sanayi<br />
bölgeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?<br />
Türk sanayisinin ve genel olarak aldığımızda<br />
ekonomisinin gelişim lokomotifi olan<br />
organize sanayi bölgelerinin kurulmasında<br />
Türkiye büyük tecrübe biriktirdi. Devletlerimiz,<br />
Kazakistan’da Ortak Kazak-Türk<br />
Sanayi Bölgeleri’nin kurulması hakkında<br />
mutabakat zaptına imza attı, 2012 yılının<br />
Mayıs ayında da Türkiye Başbakanı <strong>Sayı</strong>n<br />
Recep Tayyip Erdoğan’ın Kazakistan’a ziyareti<br />
esnasında Kazakistan’da ortak Kazak-<br />
Türk Organize Sanayi Bölgesi kurulmasına<br />
ilişkin ortak eylem planına imzalar atıldı. Bu<br />
çerçevede Kazakistan’da Türk sermayesinin<br />
katılımıyla ilk ortak organize sanayi bölgesi<br />
Güney Kazakistan’ın Kentau şehrinde açıldı.<br />
Burada, Türk sanayicinin Kazakistan pazarına<br />
sistemli bir şekilde girmesine imkan<br />
sağlanacak. Bu projeler ile 2012’de Kazakistan<br />
ile Türkiye arasındaki ticari-ekonomik<br />
Kazakistan’da Türk<br />
sermayesinin<br />
katılımıyla ilk ortak<br />
organize sanayi<br />
bölgesi Güney<br />
Kentau şehrinde<br />
açıldı. Burada, Türk<br />
sanayicisinin<br />
Kazakistan pazarına<br />
sistemli bir şekilde<br />
girmesine imkan<br />
sağlanacak.<br />
işbirliğinin canlandığını belirtebiliriz. Önümüzdeki<br />
yıllarda ise ikili ticaret hacminin 15<br />
milyar doları aşacağını tahmin ediyoruz.<br />
Kazakistan ile Türkiye’nin çok taraflı<br />
işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Kazakistan ve Türkiye, Asya’da İşbirliği ve<br />
Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK/<br />
CICA), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT),<br />
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), AGİT ve diğer<br />
uluslararası kuruluşlar nezdinde sıkı işbirliği<br />
sürecini devam ettirmektedir. Birleşmiş<br />
Milletler çerçevesindeki karşılıklı etkileşim<br />
de başarıyla devamını bulmaktadır. Aynı<br />
şekilde iki ülkenin Avrupa, Avro-Atlantik ve<br />
başka kurumlar nezdindeki ortak işbirlikleri<br />
de büyük önem taşımaktadır.<br />
Kazakistan’ın dış siyasi öncelikleri arasında<br />
AİGK/CICA’nın kurulmasına ilişkin<br />
inisiyatifin ayrı bir yeri vardır. Söz konusu<br />
14
önerinin somut bir kuruluş halinde vücut<br />
bulması önem arz etmektedir. Asya’da<br />
bir forum kurmaya dair girişim ilk kez<br />
Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı<br />
Nursultan Nazarbayev tarafından Ekim<br />
1992 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel<br />
Kurulu’nda öne sürülmüştür. Kazakistan<br />
lideri bu inisiyatifin, Asya kıtasında güvenliği<br />
inşa edecek hem etkili hem de evrensel<br />
bir yapıya duyulan ihtiyaçtan doğduğunun<br />
altını çizmiştir.<br />
AİGK inisiyatifi kıta genelindeki siyasi<br />
atmosferin yönünü belirleyebilecek güce<br />
sahip pek çok uluslararası kurumlarca ve<br />
Asyalı devletlerce ilk günden beri destek<br />
bulmuştur. Kazakistan’ın söz konusu<br />
girişimini daima destekleyen Türkiye,<br />
AİGK/CICA ikinci kez dönem başkanlığını<br />
devralmıştır. Bu, Türkiye’nin Kazakistan’a<br />
göstermiş olduğu desteğin ve özel ilgisinin<br />
somut bir göstergesidir. Türkiye’nin çok<br />
önemli olan bu sürece sağlayacağı katkı<br />
ve üstleneceği rol büyüktür. Kazakistan ve<br />
Türkiye arasındaki çok taraflı işbirliğinin<br />
gündeminde Türk Dili Konuşan Devletler<br />
arasındaki işbirliğinin farklı bir yeri vardır.<br />
Türk Dünyası Kazakistan’ın güvenli bir<br />
limanı, Türk halkları ise en yakın kardeşleridir.<br />
Bu bağlamda, Devlet Başkanı<br />
Nursultan Nazarbayev Türkler arasında<br />
ortak bir yapının inşasına ilişkin pek çok<br />
inisiyatifi gündeme taşımıştır. Bugünlerde<br />
Nazarbayev’in konuyla ilgili inisiyatiflerinin<br />
tümü hayata geçirilmiş durumda. Örnek<br />
verecek olursak, 21 Ekim 2008 tarihinde<br />
İstanbul’da Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter<br />
Asamblesi kurulmuş ve Sekretaryası<br />
Bakü’de faaliyetlerini sürdürmektedir.<br />
Ekim 2009 tarihinde Nahçıvan’da Azerbaycan,<br />
Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye<br />
Devlet Başkanları Türk Dili Konuşan<br />
Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin (Türk Konseyi)<br />
kurulmasına ilişkin anlaşmayı imzalamışlar,<br />
Türk Konseyi’nin İstanbul’da bulunan sekretaryası<br />
çalışmaya başlamıştır. Ekim 2011<br />
tarihinde Almatı’da Türk Konseyi’nin<br />
1. Zirvesi düzenlenerek, birçok belge imzalanmıştır.<br />
Bu sürece sivil toplum statüsünde<br />
kurulan Türk Dili Konuşan Ülkeler Aksakallar<br />
Kurulu da katkıda bulunmaktadır.<br />
Türk müteahhitler<br />
Kazakistan’da<br />
toplam tutarı<br />
20 milyar doları<br />
BULAN inşaat<br />
projelerini<br />
tamamladı. her iki<br />
ülkenin karşılıklı<br />
yatırımları<br />
ülkelerin<br />
potansiyelini<br />
yansıtmIYOR. Tüm<br />
imkanlarIN tam<br />
olarak<br />
kullanılamadıĞINI<br />
düşünüyorUM.<br />
1 Tüymebayev Türkiye ve<br />
Kazakistan ilişkilerini<br />
yakından tanıyan bir isim.<br />
2 “Türkiye-Kazakistan<br />
Kardeşlik Günleri’’ etkinliği<br />
her sene düzenleniyor.<br />
3 Kazakistan toprak büyüklüğü<br />
bakımından dünyanın 9.<br />
ülkesi.<br />
4 Başkent Astana’da yer<br />
alan Cumhurbaşkanlığı<br />
Sarayı, “Beyaz Saray” olarak<br />
adlandırılıyor. 3<br />
4<br />
Ticari-ekonomik alanın yanı sıra kültürel<br />
ve eğitim sahasında ne tür işbirliğiniz<br />
var?<br />
Bu alandaki işbirliği de çok aktif bir şekilde<br />
devam ediyor. Kazakistan ile Türkiye’nin<br />
kültür, sanat temsilcilerinin, edebiyatçılarının<br />
iki ülkede organize edilen faaliyetlere<br />
katılımları, sanat gruplarının karşılıklı<br />
seyahatleri, bölgeler arası yardımlaşmaya<br />
dayanan işbirliğinin temeli.<br />
Eğitim alanında karşılıklı etkileşimimizin<br />
açık göstergesi olarak Türkistan şehrimizde<br />
bulunan Hoca Ahmet Yesevi adındaki Uluslararası<br />
Kazak-Türk Üniversitesi’ni belirtmemiz<br />
gerekmektedir. Bunun dışında Almatı’da<br />
“Süleyman Demirel” adlı Kazak-Türk Üniversitesi<br />
ve İstanbul’da ünlü şairimiz Abay<br />
adında ortaokul başarılı bir şekilde eğitim faaliyetini<br />
sürdürüyor. Bugüne kadar 1500’den<br />
fazla Kazakistanlı öğrenci, Türkiye’de yüksek<br />
öğrenimlerini tamamladı. Halen Türkiye’nin<br />
27 üniversitesinde 560 Kazakistanlı öğrenci<br />
eğitimlerini sürdürüyor.<br />
2<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 15
KAPAK<br />
TÜRKİYE<br />
KÖMÜRÜNÜ<br />
NE ZAMAN<br />
KEŞFEDECEK?<br />
Kömür yükselişte… Artan doğal gaz fiyatları dünyada enerji<br />
kaynağı olarak kömüre dönüşü tetikledi. Dünya kömür<br />
rezervi 1 trilyon tonu aşıyor. Bugün dünyanın enerji<br />
ihtiyacının neredeyse yarısı kömürden sağlanıyor. Yeraltı<br />
kaynakları içinde yaygın olan kömür, enerjide büyük oranda<br />
dışa bağımlı Türkiye’nin cari açık sorununun çözümüne de<br />
katkı sağlayabilir.<br />
HARİKA balay<br />
16
Kömür, petrol ve doğal gazın tahtını<br />
sallıyor. Dünyada 50’den fazla<br />
ülkede üretilen kömür her geçen<br />
gün artan enerji talebiyle birlikte daha da<br />
önem kazanıyor. Dünyada 1,1 trilyon ton<br />
kömür olduğu biliniyor. Kömür rezervleri<br />
petrol ve doğal gaz gibi dünyanın belli bir<br />
bölümünde değil yaygın bir şekilde bulunuyor.<br />
Dünyada bulunan kömür rezervinin<br />
377 milyon tonu linyit, 723 milyon tonu taş<br />
kömürü. Devam eden arama faaliyetleri ile<br />
birlikte rezervler sürekli artıyor. Fosil yakıtlar<br />
içerisinde kömür rezervleri bugünkü<br />
tüketim koşullarında 230 yıl kullanılabilecek<br />
bir potansiyel sunuyor. Bu durum,<br />
enerji arz güvenliği açısından kömürü<br />
daha değerli hale getiriyor.<br />
Dünyada kömür rezervi açısından en zengin<br />
ülke ABD. Onu Rusya, Çin, Avustralya<br />
ve Hindistan izliyor. Bu beş ülke dünyadaki<br />
toplam kömür rezervlerinin yüzde 75’ini<br />
elinde bulunduruyor.<br />
Dünya Kömür Birliği’nin 2011 verilerine<br />
göre, dünyada en büyük kömür üreticisi<br />
3,471 milyon ton ile Çin. Onu 1,004 milyon<br />
ton ile ABD, 585 milyon ton ile Hindistan,<br />
414 milyon ton ile Avustralya, 376 milyon<br />
ton ile Endonezya izliyor. Bu ülkeleri sırası<br />
ile 334 milyon ton ile Rusya, 253 milyon<br />
ton ile Güney Afrika, 189 milyon ton ile<br />
Almanya, 139 milyon ton ile Polonya, 117<br />
milyon ton ile Kazakistan takip ediyor.<br />
Son 10 yıldır dünyanın enerji ihtiyacının<br />
neredeyse yarısı kömürden sağlanıyor.<br />
Petrol, doğal gaz, yenilenebilir ve nükleer<br />
enerji ise diğer yarısını oluşturuyor.<br />
Kömüre olan talepte son 10 yıldaki<br />
artış dikkat çekici. 1990 yılında dünyada<br />
toplam kömür üretimi 4,677 milyon ton<br />
iken bu rakam 2011’de rekor bir seviyeye,<br />
7,678 milyon tona çıktı. Uluslararası Enerji<br />
Ajansı’nın tahminine göre dünyada 2017’de<br />
yılda 1,2 milyar ton daha fazla kömür<br />
elektrik üretiminde<br />
kömür kullanımı<br />
Elektrik üretiminde kömürün diğer yöntemlerle<br />
karşılaştırıldığında daha ucuz olması, pek çok<br />
ülkeyi kömüre yöneltiyor.<br />
polonya<br />
%<br />
87<br />
%<br />
41<br />
almanya<br />
% 79<br />
ÇİN<br />
%<br />
26<br />
türkiye<br />
çek cumhuriyeti<br />
%<br />
51<br />
FAS<br />
% 51<br />
ABD<br />
%<br />
45<br />
yunanistan<br />
% 54<br />
israil<br />
% 58<br />
kazakistan<br />
% 75<br />
Güney Afrika<br />
% 93<br />
HİNDİSTAN<br />
% 68<br />
AVUSTRALYA<br />
% 78<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 17
KAPAK<br />
tüketilecek. Bu da ABD ve Rusya’nın şu<br />
anki yıllık kömür tüketimi toplamından<br />
daha fazla bir orana denk geliyor. Böylece<br />
kömürün, 2017 yılına kadar dünyada birinci<br />
enerji kaynağı olarak petrolü geçeceği<br />
öngörülüyor.<br />
Son 10 yılda kömürün en çok büyüyen<br />
enerji kaynağı olmasında elektrik tüketimindeki<br />
artış etkili oldu. Elektrik enerjisi<br />
üretiminde ucuz ve rekabetçi bir yakıt<br />
olması nedeniyle bugün dünya elektrik<br />
üretiminin yaklaşık yüzde 41’ı kömürden<br />
sağlanıyor. Elektriğin modern yaşamın<br />
vazgeçilmezi olduğu düşünülürse kömür<br />
elektrik üretiminde hayati bir rol oynuyor.<br />
DÜNYADA EN ÇOK<br />
KÖMÜR ÜRETEN 10 ÜLKE<br />
Dünyanın başlıca kömür tüketicileri, üretici olarak da<br />
bayrağı kimseye kaptırmıyor.<br />
3471<br />
MİLYON TON<br />
Elektrik üretiminde kömürden en çok faydalanan<br />
ülke ise yüzde 93 gibi bir oranla<br />
Güney Afrika. Güney Afrika’yı yüzde 87 ile<br />
Polonya izliyor. Ardından yüzde 79 ile Çin<br />
geliyor. Avustralya yüzde 78, Kazakistan<br />
yüzde 75, Hindistan yüzde 68, İsrail yüzde<br />
58, Çek Cumhuriyeti yüzde 51, Yunanistan<br />
yüzde 54, ABD yüzde 45, Almanya yüzde<br />
41 oranında elektriği kömürden sağlıyor.<br />
Gelişmiş AB ülkelerinde başta Almanya<br />
olmak üzere, kömürden elde edilen elektrik<br />
enerjisi, ülkelerin toplam elektrik enerjisi<br />
ÇİN<br />
1004<br />
ABD<br />
585<br />
HİNDİSTAN<br />
414 376 334<br />
AVUSTRALYA<br />
ENDONEZYA<br />
RUSYA<br />
253 189 139 117<br />
GÜNEY AFRİKA<br />
ALMANYA<br />
POLONYA<br />
KAZAKİSTAN<br />
1 2<br />
3<br />
18
üretimlerinin yüzde 60’ından fazlasına denk<br />
geliyor. Hollanda’da hiç kömür olmamasına<br />
rağmen bu ülke elektriğinin yüzde 38’ini kömürden<br />
elde ediyor. Avrupa Birliği ülkelerinin<br />
enerji üretimlerinde kömürün gelecekte<br />
de ağırlığını koruyacağı öngörülüyor.<br />
Kömürün başlıca kullanıldığı alan elektrik<br />
üretimi ancak demir-çelik, çimento imalatı,<br />
ısınma amacıyla da kömür kullanılıyor.<br />
Dünyadaki çeliğin yüzde 68’i kömürden<br />
üretiliyor. Uluslararası Enerji Ajansı<br />
dünyada elektrik talebinin 2035’e dek<br />
ikiye katlanacağını, dünyada daha fazla<br />
kişinin elektriğe erişimiyle gelişmekte olan<br />
ülkelerde elektrik tüketiminin giderek artacağını<br />
öngörüyor. 2035’e dek, Asya’daki<br />
hızlı kentleşme ve inşaat sektöründe çelik<br />
tüketimin artması sonucu çelik talebi de<br />
patlama yapacak. Böylelikle dünyada artan<br />
enerji talebiyle birlikte kömür küresel<br />
enerji sektöründe önemli bir rol oynamaya<br />
devam edecek. Bu açılardan kömür enerjide<br />
vazgeçilmez bir kaynak olarak doğal<br />
gaz ve petrolün önüne geçmeye aday.<br />
KÖMÜRÜN ÇEVREYE ETKİSİ<br />
Kömürün kullanımına ilişkin çekincelerden<br />
biri de çevreye etkisi ancak gelişen<br />
Elektrik enerjisi<br />
üretiminde ucuz ve<br />
rekabetçi bir yakıt<br />
olması nedeniyle<br />
bugün dünya<br />
elektrik üretiminin<br />
yaklaşık yüzde 41’i<br />
kömürden<br />
sağlanıyor.<br />
1 Türkiye Taşkömürü Kurumu<br />
(TTK) 2012 yılında 1,5 milyon<br />
ton kömür üretti.<br />
2 Zonguldak kömür madenleri<br />
Türkiye’nin en verimli kömür<br />
havzaları arasında yer alıyor.<br />
3 Son yıllarda artış gösteren<br />
kömür talebine, üretim<br />
cevap vermekte zorlanıyor.<br />
4 Zonguldak’ta madenlerin<br />
derinliği 600 metreyi<br />
buluyor.<br />
DÜNYADA PRİMER<br />
ENERJİ TÜKETİMİ<br />
Dünya primer enerji tüketiminde kömür ve petrol<br />
birinci sırada yer alıyor.<br />
%<br />
6<br />
% 5<br />
% 24<br />
Petrol<br />
Kömür<br />
Doğal Gaz<br />
% 1<br />
% 30<br />
% 34<br />
Nükleer<br />
Hidro<br />
Yenilenebilir Diğer Enerji Kaynakları<br />
teknolojilerle birlikte kömür çevreci bir<br />
kaynağa dönüştürüldü. Elektrik üretiminde<br />
artık temiz kömür teknolojilerinden<br />
yararlanılıyor. Akışkan Yataklı İleri Teknolojiler<br />
ile kömürün çevreye zararı en az<br />
4<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 19
KAPAK<br />
MEHMET UZER<br />
MTA GENEL MÜDÜRÜ<br />
“ENERJİ SORUNU EN<br />
ÖNEMLİ<br />
PROBLEMİMİZ”<br />
“Ülkemizde sürdürülebilir ve<br />
ucuz enerji arzını sağlamak,<br />
enerjide dışa bağımlılığı<br />
önemli oranda azaltmak,<br />
enerji girdilerinden<br />
kaynaklanan cari açığı<br />
azaltmak, istihdam ve yerli<br />
ekonomiye katkı sağlaması<br />
açısından yerli kömür<br />
kaynaklarımızın elektrik<br />
üretimindeki payını dünya<br />
ortalamaları olan yüzde<br />
40’lara ve birincil enerji arzı<br />
içerisindeki payını da yüzde<br />
30’lara çıkarmak önemli.<br />
Enerji sorunu bugün ve yakın<br />
gelecekte ülkemizin karşı<br />
karşıya olduğu önemli<br />
problemlerin başında geliyor.”<br />
düzeye indirgeniyor. Yeni nesil teknolojiler<br />
sayesinde daha az kömür tüketilerek daha<br />
çok elektrik de üretilebiliyor.<br />
Son yıllarda, özellikle Kyoto Protokolü’nün<br />
AB ülkeleri tarafından kabul edilmesiyle<br />
enerjide farklı politikalar geliştirildi.<br />
Anlaşmaya taraf olan ülkeler sera gazı<br />
emisyonlarını azaltmaya veya sınırlamaya<br />
yönelik ulusal enerji politikaları benimsedi.<br />
Fosil yakıt kökenli enerji kaynaklarından<br />
vazgeçileceği, yenilenebilir enerji<br />
kaynaklarına ağırlık verileceği gibi algılar<br />
oluşturuldu ancak gerçekte pek çok ülke<br />
ağırlıklı olarak fosil yakıtları kullanmaya<br />
devam etti. Avrupa Birliği ülkelerinde de<br />
kömür tüketimi yüksek gaz fiyatları nedeniyle<br />
artış gösterdi.<br />
TÜRKİYE KÖMÜRDEN<br />
NE KADAR FAYDALANIYOR?<br />
Peki Türkiye dünyanın en çok büyüyen<br />
enerji kaynağı kömürden ne kadar<br />
yararlanıyor? Ülkemizde, Maden Tetkik<br />
Arama’nın (MTA) 20<strong>05</strong> yılından itibaren<br />
yaptığı çalışmalarla birlikte toplam kömür<br />
rezervi 14,4 milyar tona ulaştı. Bu rakam<br />
dünya kömür rezervlerinin yaklaşık yüzde<br />
1,7’sine denk geliyor. Yerli kömür kaynağının<br />
12.7 milyar tonunu linyit, 1,3 milyar<br />
tonunu taşkömürü oluşturuyor. Üretim,<br />
tüketim ve rezervlerin son durumu göz<br />
önünde bulundurulduğunda kömür açısından<br />
Türkiye önemli bir potansiyele sahip.<br />
Ancak enerji arzı büyük ölçekte dışarıdan<br />
gelen kaynaklardan sağlanıyor. Oysa kömür<br />
ülkemizde fazlasıyla mevcut.<br />
Türkiye’de linyit rezervinin yaklaşık yüzde<br />
46’sı Afşin-Elbistan havzasında bulunuyor.<br />
En önemli taşkömürü rezervleri ise<br />
Zonguldak ve civarında. Bununla birlikte<br />
Türkiye’deki linyitin büyük kısmının ısıl<br />
değeri düşük olduğundan termik santrallerde<br />
kullanımı ön plana çıkıyor.<br />
2011 yılında yaklaşık 76 milyon tonluk<br />
üretim miktarı düşünüldüğünde, ülkemizde<br />
mevcut kömürün 174 yıl yetebileceği<br />
hesap ediliyor. Kömürün yüzde 80’den<br />
fazlası elektrik üretiminde, kalan kısmı ise<br />
sanayide ve konutlarda kullanılıyor.<br />
Ülkemizde elektrik üretiminde kömürün<br />
payı yüzde 26 oranında. Bunun yüzde<br />
16’sı yerli kömür kaynaklı. Enerjide kömür<br />
dışında yüzde 44 doğal gaz, yüzde 22 hidrolik<br />
ve diğer kaynaklardan yararlanılıyor.<br />
Enerji Bakanlığı’nın yeni politikasıyla yerli<br />
kaynakların elektrik üretimindeki kullanımının<br />
artırılması ve bu oranın dünya<br />
ortalaması olan yüzde 40’lara çıkarılması<br />
hedefleniyor. Enerjide dışa bağımlılığı<br />
azaltmak için, 2009 yılında uygulamaya<br />
konulan “Elektrik Enerjisi Piyasası Arz<br />
Güvenliği Strateji Belgesi” ile 2023 yılına<br />
kadar, tüm yerli kömür potansiyelinin<br />
ekonomiye kazandırılması amaçlanıyor.<br />
Bu kapsamda elektrik enerjisi üretim kapasitesinin<br />
100 bin MW’a, yerli kömürden<br />
elektrik üretimi kapasitesinin de 30 bin<br />
MW’a çıkarılması hedefleniyor. Halihazırda<br />
Türkiye’deki yerli kömür bazlı termik<br />
santral kurulu gücü 8,140 MW civarında.<br />
2023 hedeflerine ulaşabilmek için, mevcut<br />
kapasiteye ek olarak, 22 bin MW’lık ek<br />
kapasiteye ihtiyaç duyuluyor. Linyit ve<br />
taşkömürü rezervinin elektrik üretiminde<br />
kullanılması amacıyla özellikle kamu-özel<br />
sektör yatırım modeli üzerinde çalışmalar<br />
yapılıyor.<br />
SON 11 YILDA TÜRKİYE’DE DOĞAL<br />
GAZDAN ELDE EDİLEN ELEKTRİK<br />
ENERJİSİ 10 KAT ARTTI<br />
1990 yılında kömürden üretilen elektrik<br />
enerjisi, 19,6 milyar kWh’ı linyit, 0,6 milyar<br />
kWh’ı da taş kömüründen olmak üzere<br />
toplam 20,2 milyar kWh olarak gerçekleşmiş<br />
iken 2011 yılında bu değer 38,7 milyar<br />
TÜRKİYE’DE ELEKTRİK<br />
ÜRETİMİNDE ENERJİ<br />
KAYNAKLARININ PAYLARI<br />
% 1<br />
% 2,1 % 1,5<br />
Rüzgar<br />
% Jeotermal<br />
0,4 % 0,3<br />
Taş Kömürü<br />
Fuel Oil<br />
% 10<br />
Linyit<br />
İthal<br />
Kömür<br />
% 16,9<br />
Asfaltit<br />
% 22,8<br />
Hidrolik<br />
Biogaz<br />
%<br />
0,2<br />
LPG % 0,1<br />
% 0,1<br />
Nafta<br />
% 44,7<br />
Doğal gaz<br />
Diğerleri %<br />
0,0<br />
Motorin % 0,0<br />
20
1<br />
1 Kömür, Roma İmparatorluğu’ndan beri başlıca<br />
ticaret maddeleri arasında bulunuyor.<br />
2 Dünyanın en büyük kömür üreticilerinden<br />
Amerika’nın yıllık çıkardığı kömürün piyasa değeri<br />
20 milyar doların üzerinde.<br />
3 Türkiye’de önümüzdeki dönemde pek çok kömür<br />
santrali kurulması planlanıyor.<br />
3<br />
2<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 21
KAPAK<br />
Kömür sektörü Türkiye’de<br />
pek çok kişiye istihdam<br />
sağlıyor.<br />
SON 8 YILDA<br />
6 MİLYAR ton<br />
LİNYİT<br />
REZERVİ<br />
BULUNDU<br />
Türkiye’de kömür arama<br />
çalışmalarına MTA<br />
tarafından 1938 yılında<br />
başlandı. Günümüzde de<br />
bu çalışmalar yoğun<br />
olarak devam ediyor.<br />
20<strong>05</strong>’te Türkiye kömür<br />
rezervi 8,3 milyar ton<br />
olarak biliniyordu. Enerji<br />
Bakanlığı’nın enerjide<br />
yerli kaynakların<br />
kullanımını artırma<br />
politikası çerçevesinde<br />
20<strong>05</strong>’te başlatılan yoğun<br />
kömür arama çalışmaları<br />
sonucunda MTA<br />
tarafından <strong>2013</strong> Mart ayı<br />
itibariyle 1,030 milyon<br />
metre sondaj yapılarak<br />
linyit rezervleri toplam 6<br />
milyar ton artırıldı. Şu<br />
ana kadar Türkiye’nin<br />
yüzde 40’ı tarandı.<br />
MTA’nın son yaptığı<br />
sondajlarla beraber<br />
toplam kömür rezervi<br />
14,4 milyar tona ulaştı.<br />
Kömür arama çalışmaları<br />
Ankara, Eskişehir, Afyon,<br />
Tekirdağ, Konya, Isparta,<br />
Denizli, Aydın, Muğla,<br />
Yozgat, Amasya illerinde<br />
devam ediyor.<br />
kWh’ı linyit ve 25,4 milyar kWh’ı da taşkömüründen<br />
olmak üzere toplam 64,1 milyar<br />
kWh olarak gerçekleşti. Aynı yıllar baz<br />
alındığında doğal gazdan üretilen elektrik<br />
enerjisi ise, 10,2 milyar kWh’ten 102 milyar<br />
kWh’e çıktı. Kısacası yerli kömür linyitten<br />
üretilen elektrik enerjisi 21 yılda 19,6<br />
milyar kWh’ten 38,7 milyar kWh’e çıkarak 2<br />
kat artmışken, buna karşılık yüzde 98,2’sini<br />
ithal ettiğimiz doğal gazdan elde edilen<br />
elektrik enerjisi ise 10,2 milyar kWh’ten 102<br />
milyar kWh’e çıkarak 10 kat arttı.<br />
2000-2010 yılları arasında nüfus yaklaşık<br />
5,9 milyon kişi artmasına rağmen bu süre<br />
zarfında kişi başı elektrik enerjisi tüketimi<br />
yüzde 45 artış gösterdi. 2020 yılında<br />
tahmini elektrik tüketimimiz yaklaşık<br />
390 milyar kWh olacak. Bu nedenle<br />
elektrik üretiminde, yıllık 4.000 MW’lık ek<br />
kapasiteye ihtiyaç duyuluyor. Fosil yakıtlar<br />
bakımından linyit kömürü hariç zengin<br />
rezervlere sahip olmayan Türkiye’de, 2008<br />
yılından bu yana birincil enerji tüketiminde<br />
en büyük pay doğal gaz kaynağına ait.<br />
Yerli üretimi düşük seviyelerde seyreden<br />
ve büyük oranda ithal edilen doğal gaz<br />
kaynağına bu ölçüde bağımlı olunması,<br />
Türkiye için önemli bir arz güvenliği riski<br />
oluşturuyor. Arz güvenliği sorununun<br />
aşılması için öncelikle yerli kaynakların<br />
daha fazla değerlendirilmesi, daha sonra<br />
hem ithal enerji kaynaklarının hem de<br />
ithal edilen kaynağın getirildiği ülkelerin<br />
çeşitlendirilmesi gerekiyor. Bu bakımdan<br />
Türkiye’nin yerli kömür kaynaklarını<br />
değerlendirmesi büyük önem taşıyor.<br />
Yerli kömürden elektrik üretiminin artırılması<br />
Türkiye’nin cari açık sorununa da<br />
ilaç olabilir. Merkez Bankası tarafından<br />
Türkiye’nin 2012 yılı cari işlemler açığı<br />
46,9 milyar dolar olarak açıklandı. TÜİK<br />
verilerine göre de 2012 yılında gerçekleşen<br />
236 milyar 536 milyon dolarlık toplam<br />
ithalatın 60 milyar 113 milyon 691 bin<br />
dolarını sadece enerji ithalatı oluşturdu.<br />
Enerjide dışa bağımlı olan Türkiye’nin cari<br />
açığına en büyük neden olarak enerji ithalatı<br />
gösteriliyor. Türkiye enerji üretimini<br />
kendi yerel kaynaklarıyla gerçekleştirdiği<br />
oranda ithalat rakamları azalacak, buna<br />
bağlı olarak cari açık sorununa da önemli<br />
oranda çözüm bulunmuş olacak.<br />
Kömürden yararlanılmasının enerji<br />
güvenilirliği açısından öneminin yanı sıra<br />
istihdama, elektrik fiyatlarının ucuzlamasına,<br />
sanayinin gelişmesine de katkısı<br />
bulunacak.<br />
22
TÜRKİYE’NİN EN<br />
ÇEVRECİ TERMİK<br />
SANTRALİ<br />
ÇANAKKALE’DE<br />
Türkiye’de kamuya ve özel<br />
sektöre ait, kömüre dayalı<br />
çalışan 14 adet termik santral<br />
bulunuyor. Bunlardan dördü<br />
son yıllarda hayata geçirildi,<br />
bir tanesi de akışkan yataklı<br />
termik santral. Özellikle yurt<br />
dışında akışkan yatak<br />
teknolojisine uygun termik<br />
santraller kurulduktan sonra<br />
baca emisyonlarında önemli<br />
ölçüde azalmalar söz konusu<br />
oldu. Türkiye’de 2004 yılında<br />
kurulan Çanakkale Çan<br />
Termik santrali de akışkan<br />
yataklı teknolojiyle çalışıyor.<br />
Akışkan yatak teknolojisini<br />
kullanan santrallerde sülfür<br />
ve kükürt gibi kirlilik<br />
meydana getiren gazların<br />
salımı azaltılıyor.<br />
MUSTAFA AKTAŞ<br />
TKİ GENEL MÜDÜRÜ<br />
“YERLİ KÖMÜR<br />
POTANSİYELİMİZİ<br />
EKONOMİMİZE<br />
KAZANDIRMALIYIZ”<br />
“Sürdürülebilir enerji politikaları ve enerji arz<br />
güvenliği, ülkelerin ekonomik ve ulusal<br />
güvenliklerinin temelini oluşturur. Enerji<br />
kaynaklarını kesintisiz, güvenilir, ucuz, temiz ve<br />
çeşitlendirilmiş kaynaklardan sağlayabilmek ve<br />
verimli kullanmak, her ülkenin güvence altına<br />
alması gereken en önemli husustur. Ülkemizin<br />
enerji üretiminde kendi kendine yeten bir<br />
seviyede olabilmesi amacı ile yeni kömür<br />
sahalarının bulunması ve üretimlerinin<br />
yapılabilmesine yönelik çalışmalar devam<br />
ediyor. 2009 yılında uygulamaya konulan<br />
“Elektrik Enerjisi Piyasası Arz Güvenliği Strateji<br />
Belgesi” ile 2023 yılına kadar, tüm yerli kömür<br />
potansiyelimizin ekonomimize kazandırılması<br />
hedefleniyor.”<br />
HALİL ALIŞ<br />
ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ<br />
“6 MİLYAR dolarlık DOĞAL GAZ<br />
İTHALATININ ÖNÜNE<br />
GEÇİLECEK”<br />
“Türkiye’de 2012 yılı sonu itibariyle üretilen 239,1<br />
milyar kWh’lik elektrik enerjisinin 103,2 milyar<br />
kWh’i, yüzde 43,2’si ithal bir enerji kaynağı olan<br />
doğal gazdan karşılanmıştır. Türkiye linyit<br />
rezervinin yüzde 64,2’sine sahip olan EÜAŞ’a ait<br />
olan Afşin-Elbistan, Çayırhan, Karapınar ve<br />
Çerkezköy linyit sahalarında 17,595 MW’lık<br />
kurulabilir termik santral kapasitesi bulunuyor. Bu<br />
kapasite Türkiye’nin 2012 yılı sonu itibariyle sahip<br />
olduğu 57.071,5 MW’lık toplam kurulu gücünün<br />
yüzde 30,8’ine tekabül ediyor. Bu potansiyelden<br />
Birleşik Arap Emirlikleri Ulusal Enerji Şirketi TAQA<br />
ve EÜAŞ ortaklığında hayata geçirilmesi<br />
planlanan Afşin-Elbistan linyit sahalarındaki 9,250<br />
MW’lık potansiyelin üretime başlaması, 2023<br />
yılında Türkiye’nin 6 milyar dolarlık doğal gaz<br />
ithalatının önüne geçmesini sağlayacak.”<br />
DR. CEMİL ERTEM<br />
HAZAR STRATEJİ ENSTİTÜSÜ<br />
UZMANI<br />
“KYOTO PROTOKOLÜ GELİŞMİŞ<br />
ÜLKELER DIŞINDAKİLERE<br />
DAYATILIYOR”<br />
“Kömür gibi geleneksel bir enerji kaynağının<br />
yeniden son teknolojiler kapsamında<br />
değerlendirilmesi gerekir. Bugün Kyoto<br />
Protokolü neredeyse gelişmiş ülkeler<br />
dışındaki ülkelere dayatılan bir yaptırım<br />
aracına dönüşmüş. Gelişmiş ülkeler doğal<br />
gaz gibi belli yerlerde olan ve maliyetli enerji<br />
kaynaklarına kasıtlı yönlendirme yapmakta,<br />
ülkelerin yerel kaynaklarını kullanmasını<br />
önlemekte böylece küresel finans<br />
piyasalarında petrol, doğal gaz fiyatlaması<br />
üzerinden milyarlarca dolar spekülatif kazanç<br />
sağlamakta. Gelişmiş ülkeler, petrol ve doğal<br />
gaz üreten ülkelerin bu enerji kaynaklarını<br />
üretmesi ve ticarileştirmesine de müdahale<br />
ederek ayrı bir denetim mekanizması<br />
oluşturmakta.”<br />
OĞUZ TÜRKYILMAZ<br />
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ<br />
ODASI ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU<br />
BAŞKANI VE DÜNYA ENERJİ<br />
KONSEYİ TÜRK MİLLİ KOMİTESİ<br />
YÖNETİM KURULU ÜYESİ<br />
“KÖMÜR MADENCİLİĞİ<br />
ÖNEMLİ BİR İSTİHDAM<br />
KAYNAĞI”<br />
“Yerli kömürün değerlendirilmesi için gerekli<br />
madencilik yatırımları önemli bir istihdam<br />
kaynağı olacaktır. Milyarlarca ton kömürün<br />
çıkarılması, yakılması, toplumsal kalkınma<br />
projesi olarak kurgulanır ve uygulanır ise<br />
ulusal gelirin ciddi bir şekilde artması<br />
sağlanacak. Yerli kömür, elektrik fiyatlarının<br />
ucuzlamasına da katkı sağlayacak. 2023<br />
yılında, kömür rezervlerine dayalı santrallerin<br />
yüzde 86’sı bile devreye girdiği takdirde, yılda<br />
üretilecek 100 milyar kWh elektrikle, talep<br />
senaryolarına göre toplam talebin yaklaşık<br />
yüzde 25’i karşılanabilecek elektrik fiyatında<br />
yüzde 25 oranında, önemli oranda ucuzluk<br />
sağlanabilecek.”<br />
MEHMET KAYADELEN<br />
MADEN MÜHENDİSİ<br />
“KÖMÜR MADENCİLİĞİ<br />
BÖLGESEL KALKINMAYI<br />
HIZLANDIRIR”<br />
“Kömür kaynağına sahip bütün ülkeler gibi<br />
Türkiye’nin de bu kaynaklarından mümkün<br />
olduğunca yararlanmaya çalışması gerekiyor.<br />
Türkiye bugün enerjide yüzde 70’in üstünde dışa<br />
bağımlı. Türkiye, elektrik enerjisi üretiminde yerli<br />
kömür potansiyelinden mümkün olduğunca<br />
yararlanamaz ise, yılda yüzde 7 dolayında<br />
artması beklenen elektrik enerjisi talebini<br />
karşılamada, ithal kaynaklara bağımlılık düzeyini<br />
artıracak. Tüm madencilik faaliyetleri gibi, kömür<br />
madenciliğinin de ormanlara ve bitki örtüsüne<br />
zarar verebilme gibi negatif yanlarına karşılık;<br />
ülkenin döviz kazancına, fiziksel altyapının<br />
geliştirilmesine, istihdama, özellikle az gelişmiş<br />
yörelerdeki kalkınmanın hızlandırılmasına,<br />
bölgelerarası gelişmişlik farkının azaltılmasına ve<br />
iç göçün önlenmesine katkısı var.”<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 23
ANALİZ<br />
REFORMCU<br />
BİR EKONOMİ:<br />
GÜRCİSTAN<br />
Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) ve Dünya Bankası’na<br />
(WB) göre Gürcistan, Doğu Avrupa’da ve Sovyetler Birliği<br />
sonrasındaki tüm ülkeler arasında iş yapmanın en kolay<br />
olduğu ülke.<br />
MERVE KARA<br />
24
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 25
ANALİZ<br />
1 2<br />
3<br />
Gürcistan son yıllarda, yaptığı köklü<br />
değişiklikler, düşük yolsuzluk oranları<br />
ve yabancı şirketlere sağlanan hızlı<br />
iş kurma imkanlarıyla dikkatleri çekiyor. Bu<br />
başarının ardında ülkenin bu dönemde hızlı<br />
uyguladığı reformlar yatıyor. Zira Gürcistan<br />
20<strong>05</strong>-2010 yılları arasında dünyanın en reformcu<br />
ülkesi seçildi ve 2010 yılından itibaren<br />
Gayri Safi Milli Hasıla’sındaki (GSMH) reel<br />
büyüme minimum yüzde 6 olarak gerçekleşti.<br />
Yapısal değişikliklerin bir diğer önemli<br />
sonucu da ülkenin bugün, yabancı yatırımcılar<br />
için daha popüler destinasyonlardan biri<br />
haline gelmesi oldu.<br />
2003 Gül Devrimi’nin ardından ekonomide<br />
liberalleşmeyi ve dışa açılımı benimseyen<br />
Gürcistan için sürdürülebilir ekonomik<br />
büyüme, fakirliğin azaltılması ve ekonomi<br />
alanında gerçekleştirilen reformlar büyük<br />
önem taşıyor. Saakaşvili yönetiminde hayata<br />
geçirilen bu yapısal reformlar, ekonominin<br />
modernleşmesini ve yatırım ortamını<br />
iyileştirmeyi hedefliyordu ve büyük ölçüde<br />
başarıya ulaştı. Ekonomik deregülasyon<br />
politikaları sayesinde özel sektör geniş bir<br />
hareket alanına kavuştu ve devletin küçülmesi<br />
sağlandı. Gürcistan bu süreçte gelişmenin<br />
önündeki en önemli engellerden biri olan yolsuzlukla<br />
mücadelede de önemli yol kat etti.<br />
Uluslararası şeffaflık kuruluşu Transperancy<br />
International’a göre, Gürcistan Sovyetler<br />
1 Gürcistan’ın başkenti Tiflis,<br />
ülkeye önemli bir turizm<br />
geliri sağlıyor.<br />
2 Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu<br />
Projesi hayata geçirildiğinde<br />
Avrupa’dan Çin’e<br />
demiryoluyla kesintisiz yük<br />
taşınması mümkün hale<br />
gelecek.<br />
3 Batum Limanı Transkafkasya<br />
petrol boru hattı ve<br />
demiryolunun son durağı<br />
olması açısından büyük bir<br />
öneme sahip.<br />
Uluslararası<br />
şeffaflık kuruluşu<br />
Transperancy<br />
InternatIonal’a<br />
göre, Gürcistan<br />
Sovyetler sonrası<br />
ülkeler arasında<br />
yolsuzlukla<br />
mücadelede en<br />
başarılı ülke<br />
konumundA.<br />
sonrası ülkeler arasında yolsuzlukla mücadelede<br />
en başarılı ülke konumunda. Reform<br />
sonrası Gürcistan aynı zamanda Avrupa’nın<br />
en liberal vergi sistemlerinden birine sahip<br />
oldu. Ülkedeki vergi sayısı 21’den 6’ya indi ve<br />
vergi oranları da düşürüldü. Bugün birçok<br />
verginin online ödenmesini sağlayan yeni sistem,<br />
başka birçok prosedürü de kolaylaştırdı.<br />
Bunun yanında gümrük işlemlerinde de ciddi<br />
kolaylıklar sağlandı. Gümrük tarifeleri reformu<br />
sayesinde hem maliyetler hem bürokrasi<br />
ciddi ölçüde azaldı. İhracat tarifelerinin sayısı<br />
yüzde 90’a indi ve eskiden 16 olan tarife sayısı<br />
3’e düşürüldü. Benzer şekilde iş yönetimsel<br />
süreçlerini etkileyen lisans ve izinlerde de<br />
ciddi esneklikler getirildi. Devlet mülkünün<br />
özelleştirilmesi konusunda 2004 yılından itibaren<br />
uygulanan şeffaf özelleştirme politikaları<br />
Gürcistan devletinin önceliklerinden biri<br />
oldu. İstihdam piyasasına uzanan reformlar<br />
işveren ve çalışanlar arasındaki ilişkilerin<br />
düzenlenmesini kolaylaştırdı. İş yapılabilirlik<br />
ve yeni iş kurma alanlarında Gürcistan’ı<br />
dünyanın en gelişmiş sistemlerinden birine<br />
kavuşturan reformlar sonrasında, birçok<br />
işlem artık online olarak yapılabilir duruma<br />
geldi. Dünya Bankası tarafından yapılan<br />
Doing Business 2012 sıralamasında Gürcistan<br />
iş yapma kolaylığı açısından 174 ülke arasında<br />
16’ncı, reformlar açısından ilk sırada yer aldı.<br />
Ağustos 2008 Savaşı’nın ve küresel ekonomik<br />
krizin olumsuz etkilerini hisseden Gürcistan<br />
26
ekonomisinde dış yardımlar, yabancı yatırımlar<br />
ve yurt dışında yaşayan Gürcüler’in<br />
para transferleri önemli bir yere sahip.<br />
Yabancı yatırımların ülkeye çekilebilmesi için<br />
Gürcistan’daki yatırım imkânları ve ülkenin<br />
liberalleşmesi doğrultusunda kat ettiği mesafe,<br />
ekonomi yönetimi tarafından uluslararası<br />
platformlarda sıklıkla dile getiriliyor. Bunların<br />
başında yatırımcıların, piyasaların ve mevzuatın<br />
yeterince yerleşmemiş olması nedeniyle<br />
yaşadığı problem geliyor. Diğer sebepleri ise<br />
başta vergi uygulamaları olmak üzere, çeşitli<br />
sıkıntıların sona erdirilmesi ve ülke ekonomisinin<br />
yabancı yatırımlar için daha öngörülebilir<br />
hale getirilmesi amacıyla ekonomi yönetimi<br />
tarafından çeşitli tedbirler alınmasıdır.<br />
Yıllara Göre Gürcistan’ın<br />
Reel GSMH Büyüme Oranları<br />
Gürcistan ekonomisi global ekonomik krizin etkilerine rağmen<br />
pozitif büyümesini sürdürüyor.<br />
%<br />
12,3<br />
% 11,1<br />
% 4,7<br />
% 5,5<br />
% 5,9<br />
% 9,6 % 9,4<br />
% 2,3<br />
% 6,3<br />
‘01 ‘02 ‘03 ‘04 ‘<strong>05</strong> ‘06 ‘07 ‘08 ‘09 ‘10 ‘11 ‘12<br />
%<br />
7<br />
%<br />
6<br />
Bir süre önce, kayda değer bir sanayi altyapısına<br />
sahip olmayan ve üretim olanakları kısıtlı<br />
olan ülkede, son yıllarda enerji, turizm ve<br />
tarım sektörlerine yönelik yatırımlara ağırlık<br />
verilmesi sonucunda, bu sektörler Gürcistan’ın<br />
ekonomik kalkınmasında lokomotif rolü<br />
oynuyor. Son dönemde, büyük çoğunluğunda<br />
Türk şirketlerinin de yer aldığı hidroelektrik<br />
santrallerinin inşaatına ağırlık veriliyor.<br />
Ayrıca, Batum ve civarının bölgesel bir turizm<br />
merkezi haline gelmesi için turizm yatırımlarını<br />
teşvik edici adımlar atılıyor. Ülkenin<br />
tanıtım ajansları öyle aktif ki sezonun popüler<br />
Türk dizilerinin tanıtımlarının, hatta belirli<br />
bölümlerinin Batum’da geçiyor olması artık<br />
Türk izleyiciler tarafından benimsenen bir<br />
olgu haline geldi.<br />
Gürcistan ekonomisi 2009 yılında yaşanan<br />
yüzde 3,9’luk küçülmenin ardından, 2010 yılında<br />
yüzde 6,4 büyüyerek yeniden toparlanma<br />
eğilimine girdi. 2011 yılında yaklaşık yüzde 7 civarında<br />
bir büyüme oranı yakalayan Gürcistan,<br />
2012 yılını da yüzde 6 büyümeyle tamamladı.<br />
Buna karşılık işsizlik oranı da tutarlı olarak<br />
düşüyor. 2009 yılında yaklaşık yüzde 16 olan<br />
işsizlik oranı, 2010 yılına gelindiğinde yüzde<br />
14 dolaylarında seyrediyordu. Aynı dönemde<br />
11,2’ye yükselmesi ile çift haneli rakamlara ulaşan<br />
enflasyon, yüksek dış ticaret açığı ve artan<br />
dış borç stoğu Gürcistan ekonomisinin başlıca<br />
kırılgan noktalarını teşkil etse de, son dönemde<br />
dış borçlanmaya yönelik tahvil ihalelerinin<br />
başarıyla sonuçlanması uluslararası piyasaların<br />
Gürcistan ekonomisine güven duymaya devam<br />
ettiği şeklinde yorumlanıyor.<br />
YABANCI YATIRIMLARDA YÜKSELİŞ<br />
Gürcistan’ın en cazip taraflarından biri de<br />
farklı ekonomik bölgeleri birbirine bağlayan<br />
transit bir ülke olması. Avrupa ve Orta Asya<br />
GÜRCİSTAN’A<br />
YATIRIM<br />
YAPMAK İÇİN<br />
10 NEDEN<br />
• Siyasi ve liberal<br />
ekonomik reformlar<br />
• Cazip makroekonomik<br />
koşullar<br />
• Rekabetçi ticari<br />
düzenlemeler<br />
• Liberal vergi hukuku<br />
• Devlet mülkünün<br />
özelleştirilmesi<br />
• Modernize edilmiş iş<br />
lisanslama sistemi<br />
• Teknik düzenleme<br />
sistemi reformları<br />
• Stratejik coğrafi<br />
lokasyon<br />
• Antik kültür ve<br />
geleneğin hakim olduğu<br />
bir ülke<br />
%<br />
-3,8<br />
KAYNAK: IMF<br />
arasında konumlanan Gürcistan, doğal bir<br />
ulaşım koridoru: Batı ve Orta Asya arasında<br />
petrol, doğal gaz ve kargo taşımacılığı için<br />
en kısa rota. 2003 yılından bu yana Gürcistan<br />
hükümeti tarafından uygulanan ve<br />
ülkedeki yatırım iklimini geliştirmeyi hedefleyen<br />
reformların olumlu sonuçları uluslararası<br />
çalışmalar ve değerlendirmelerle de<br />
doğrulandı. 20<strong>05</strong> yılında, Doğrudan Yabancı<br />
Yatırımlar’ın (FDI) miktarı 450 milyon dolar<br />
seviyesine ulaştı. 2004 yılında bu yatırımların<br />
miktarı 500 milyon dolar civarındaydı.<br />
Yaşanan düşüşün nedeniyse, Bakü Tiflis<br />
Boru Hattı projesinin tamamlanmasıydı.<br />
Buna karşın, boru hattı dışındaki yatırım<br />
Gürcistan’a Doğrudan<br />
Yatırım Yapan Ülkelerin<br />
Payları<br />
Gürcistan’a yatırım yapan ülkeler arasında Güney<br />
Kıbrıs birinci sırada yer alırken sınır komşusu<br />
Türkiye üçüncü sırada yer alıyor.<br />
57,3<br />
Güney KIBRIS<br />
44,8<br />
HOLLANDA<br />
Ocak-Haziran 2011<br />
MİLYON DOLAR<br />
KAYNAK: Gürcistan Devlet İstatistikleri<br />
35,9 32,8 30 29,2<br />
24,9<br />
TÜRKİYE<br />
BİRLEŞİK<br />
KRALLIK<br />
RUSYA<br />
VİRGİN<br />
ADALARI<br />
AZERBAYCAN<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 27
ANALİZ<br />
miktarı 2004 yılında 139 milyon dolar, 20<strong>05</strong><br />
yılında ise 183 milyon dolar olmak üzere 44<br />
milyon dolar yükseliş gösterdi. 2009 yılında<br />
FDI’lar 658,4 milyon dolar, 2010 yılına<br />
gelindiğindeyse FDI miktarı bir önceki yıla<br />
göre yüzde 24 oranında artarak 814 milyon<br />
dolara yükseldi.<br />
Ülkelerin Gürcistan’a<br />
gerçekleştirdiği<br />
yatırım Miktarları<br />
135,8<br />
ABD<br />
91,8<br />
TÜRKİYE<br />
2010 YILI<br />
MİLYON DOLAR<br />
KAYNAK: Gürcistan Devlet İstatistikleri<br />
73,4<br />
HOLLANDA<br />
59 58 55,5<br />
İNGİLTERE<br />
AZERBAYCAN<br />
BİRLEŞİK ARAP<br />
EMİRLİKLERİ<br />
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Gürcistan’a<br />
yatırımlarındaki dalgalanma da bu süre içinde<br />
dikkat çekici oranlardaydı. 2006 yılında<br />
AB üyesi ülkelerin yatırımları bir önceki yıla<br />
göre 163,4 milyon dolar artarak, 407,1 milyon<br />
dolara ulaştı. Ancak bu nominal yükselişe<br />
rağmen, AB ülkelerinin toplam yatırımdaki<br />
payları yıllık bazda düşüş gösteriyordu.<br />
Bunun nedeni ise Güney Kafkas (Şah Deniz)<br />
boru hattı projesinde son aşamaya gelinmiş<br />
olmasıydı. 2007 yılında AB ülkelerinin toplam<br />
yatırımı 1,1 milyar dolara yükselirken,<br />
2010 yılında krizinetkisiyle bu rakam 250<br />
milyon dolara geriledi.<br />
AB Ülkelerinin Gürcistan’a<br />
doğrudan yatırımları<br />
AB ülkeleri arasında en büyük yatırımcı olan Güney Kıbrıs’ı ikinci sırada İngiltere<br />
takip ediyor. Güney Kıbrıs’ın son dönemlerde yaşadığı mali kriz ülkeyi bu yıl<br />
birincilik koltuğundan edebilir.<br />
44,8<br />
0,1<br />
İRLANDA<br />
HOLLANDA<br />
BELÇİKA<br />
0,01<br />
LÜKSEMBURG<br />
3,4<br />
32,8<br />
İNGİLTERE<br />
İSPANYA<br />
1,7<br />
AVRUPA BİRLİĞİ<br />
142,7<br />
FRANSA<br />
6,4<br />
MALTA<br />
4,6<br />
LİTVANYA<br />
0,2<br />
ROMANYA<br />
0,04<br />
BULGARİSTAN<br />
0,3<br />
57.3<br />
13<br />
2,8<br />
GÜNEY KIBRIS<br />
ALMANYA<br />
AVUSTURYA<br />
KAYNAK: Gürcistan Devlet İstatistikleri<br />
Turistlerin son dönemlerdeki<br />
ilgi odaklarından Batum’da<br />
otel zincirleri yatırımlarını<br />
hızlandırıyor.<br />
Tiflis’te Osmanlı<br />
İmparatorluğu’nun izlerine<br />
şehrin pek çok yerinde<br />
rastlamak mümkün.<br />
28
ANALİZ<br />
70 mİlyar dolarlık<br />
30
Türkmenistan Uluslararası Yatırım Forumu, Cumhurbaşkanı<br />
Abdullah Gül ve Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli<br />
Berdimuhamedov’un öncülüğünde bu yıl İstanbul’da<br />
düzenlendi. Türk ve Türkmen bürokratların, bakanların ve iş<br />
adamlarının bir araya geldiği zirve iki ülke ilişkilerinin<br />
gelişimi için önemli bir zemin oluşturuyor.<br />
Can Gürsu ve CaN Cengiz<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 31
ANALİZ<br />
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)<br />
ve Türk-Türkmen İş Konseyi’nin<br />
girişimleri ile Haliç Kongre<br />
Merkezi’nde gerçekleştirilen foruma, çok<br />
sayıda iş adamı katıldı. 2009 yılından bu<br />
yana Türkmenistan’da gerçekleştirilen<br />
forumun açılışını, Türkiye Odalar ve<br />
Borsalar Birliği (TOBB) ve DEİK Başkanı<br />
Rifat Hisarcıklıoğlu yaptı. Hisarcıklıoğlu<br />
konuşmasında iki ülkenin yatırım<br />
olanaklarının ve dünyadaki ekonomik krize<br />
rağmen büyümesinin altını çizdi.<br />
1<br />
Türkmenistan ekonomisi küresel ekonomik<br />
krize rağmen son dört senedir büyüme gösteriyor.<br />
Forumda konuşan Türkmenistan<br />
Maliye Bakanı Dovletgeldi Sadykov, 2008-<br />
2012 yılları arasında yatırımların üç kat<br />
arttığını, Birleşmiş Milletler yatırım raporlarına<br />
göre 2012 yılında Türkmenistan’ın<br />
yatırım çeken ülkeler arasında dünya sıralamasında<br />
ilk 10’da yer aldığını vurguladı.<br />
Türkmenistan ekonomisinin kalkınma planının<br />
hayata geçirildiğini belirten Sadykov,<br />
zengin doğal gaz ve petrol kaynaklarına<br />
sahip olan Türkmenistan’ın, bu zenginliklerin<br />
işlenmesi için yüksek teknolojide petrokimya<br />
tesislerinin kurulması gerektiğinin<br />
üzerinde durdu. Dünya çapında pek çok<br />
yatırımcı Türkmenistan’ın doğal kaynaklarına<br />
yatırım yapmayı planlıyor.<br />
Türkmenistan tekstil sektörü yatırım bekleyen<br />
sektörlerin başında geliyor. Türkiye’nin<br />
bu alanlara yapacağı hızlı yatırım hamleleri<br />
her iki devlet açısından da önümüzdeki<br />
yıllarda olumlu sonuçlar doğurabilir.<br />
Türkmen ekonomisi için özelleştirmelerin<br />
ayrı bir önemi olduğunu belirten Sadykov,<br />
KOBİ’lerin desteklenmesinin ekonomik<br />
gelişme için kritik bir nokta olduğunu dile<br />
getirdi. Türkmenistan’ın Dünya Ticaret<br />
Örgütü’ne (WTO) üye olmasının ekonomiye<br />
ivme kazandıracağını sözlerine ekleyen<br />
Sadykov, bu üyeliğin Türkmenistan’ın uluslararası<br />
pazarda rekabet gücünü arttıracağını<br />
vurguladı.<br />
Foruma katılan T.C. Kalkınma Bakanı<br />
Cevdet Yılmaz ise konuşmasında Türkiye-<br />
Türkmenistan ekonomik ilişkileri üzerinde<br />
durarak Türkiye’nin son 10 yılda yaptığı<br />
ilerleme ve ekonomik kalkınma konusunda<br />
edindiği tecrübelerin Türkmenistan<br />
ile paylaşılmasının iki taraf için önemini<br />
belirtti. 2023 hedefleri doğrultusunda bir<br />
reform ve kalkınma hamlesi gerçekleştiren<br />
Türkiye, Türkmenistan için iyi bir örnek<br />
teşkil ediyor.<br />
FORUMDA<br />
35 ÜLKEDEN<br />
DİPLOMATİK<br />
TEMSİLCİnin yanı<br />
sıra 100’den fazla<br />
yabancı yatırımcı<br />
yer aldı.<br />
Bakan Yılmaz’ın ardından konuşan T.C.<br />
Ekonomi Bakanı Yardımcısı Mustafa Sever,<br />
Türkiye ekonomisini yükseliş trendinden<br />
bahsetti ve Türkiye’nin dünyadan pozitif<br />
şekilde ayrıştığının altını çizdi. Sever, Türkiye<br />
ekonomisinin 2011’de yüzde 8,5 büyüyerek<br />
G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen üçüncü<br />
ekonomi olduğunu, <strong>2013</strong>’te ise ekonomideki<br />
büyümenin yüzde 4 seviyesinde gerçekleşmesini<br />
beklediklerini belirtti. Sever ayrıca iki ülke<br />
arasındaki ticaretin de önemini vurguladı.<br />
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı<br />
Hasan Murat Mercan, konuşmasında<br />
enerji alanındaki fırsat ve risklere değinerek<br />
Türkmen ekonomisinin en büyük gelir kaynağının<br />
fosil yakıtlar olduğunu, Uluslararası<br />
Enerji Ajansı’nın (UEA) yaptığı araştırmalara<br />
göre dünyanın önümüzdeki 50 yılda da fosil<br />
yakıtları kullanmaya devam edeceğini belirtti.<br />
Doğal gaz piyasasının da yakında petrol<br />
piyasası gibi tek piyasaya dönüşeceğini, bu<br />
yüzden özellikle doğal gaz konusunda yeni<br />
kaynaklar aramanın ülkeler için hayati önem<br />
taşıdığını vurgulayan Mercan, Türkiye’nin<br />
enerji alanında gelecek dönemde de pro-aktif<br />
bir politika izlemeye devam edeceğini belirtti.<br />
Keçiciler: “2<strong>05</strong>0 yılında bugünden<br />
iki kat fazla enerji<br />
harcanacak”<br />
Türkmenistan’da yabancı yatırımcıların iş<br />
yapma tecrübelerinin ele alındığı forumun<br />
32
ikinci gününde Schneider Elektrik Orta<br />
Asya Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Keçiciler<br />
söz aldı. Keçiciler, Türkiye’de üç tane<br />
fabrikaya sahip olduklarını belirterek 100<br />
ülkede faaliyet gösterdiklerini ve 1996’dan<br />
beri uzmanlaştıkları konular arasında<br />
enerji verimliliği danışmanlığı, uzaktan<br />
enerji izleme sistemleri ve enerji üniversitesi<br />
olduğunu söyledi. Türkmenistan’ın<br />
jeopolitik olarak çok önemli bir konumda<br />
yer aldığını belirten Keçiciler, dünyada<br />
2<strong>05</strong>0 yılında şu an tüketilenin iki katı<br />
enerji tüketiliyor olacağını söyledi ve bu<br />
bağlamda Türkmenistan’ı fırsatlar ülkesi<br />
olarak gösterdi.<br />
2<br />
1 Kalkınma Bakanı Cevdet<br />
Yılmaz, TOBB ve DEİK<br />
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu<br />
forumun üst düzey<br />
katılımcıları arasındaydı.<br />
2 HASEN Uzmanı Bekir Günay<br />
Türkmenistan Forumu’nda<br />
konuşma yaptı.<br />
3 Üst düzey bürokratların yanı<br />
sıra, çok sayıda diplomat ve<br />
iş adamı da forumu<br />
takip etti.<br />
4 Türkmenistan Maliye<br />
Bakanı Dovletgeldi Sadykov<br />
forumun açılışında konuşma<br />
yaptı.<br />
4<br />
HASEN Uzmanı Doç. Dr. Bekir Günay<br />
ise forumda yaptığı konuşmada dünyanın<br />
güç merkezinin Asya’ya doğru hızlı bir<br />
şekilde kaydığını belirterek, dünyanın<br />
merkezi olarak Orta Asya’yı gösterdi<br />
ve Türkmenistan’ın da bu merkezin çok<br />
önemli bir parçası olduğunu söyledi.<br />
Türkmenistan’ın bir diğer avantajının da<br />
İsviçre gibi tarafsız bir ülke olmasından<br />
geldiğini ve bunun yabancı yatırımcıya güven<br />
verdiğini belirten Günay, gelecekte bu<br />
tarafsızlığından dolayı siyasi ve ekonomik<br />
açıdan uzlaştırıcı bir ülke olarak algılanabileceğinin<br />
altını çizdi. Bölge insanının potansiyelinin<br />
üzerinde duran Günay, doğru<br />
bilgi ve eğitimle bölge insanından muhteşem<br />
sonuçlar alınabileceğini belirtti. Günay<br />
ayrıca iş adamları ve yatırımcıların yatırım<br />
yaparken sadece kendilerini değil o bölgenin<br />
insanını da düşünerek bölgeyi sadece<br />
bir ham madde deposu olarak görmeden,<br />
insana yatırım yapmaları ve işlerinde şans<br />
vermelerini tavsiye etti.<br />
İlgi beklenenden fazla<br />
Forum beklenenden daha fazla ilgi görürken<br />
toplamda 35 ülkeden diplomatik düzeydeki<br />
temsilciler ve 100’den fazla yabancı yatırımcı<br />
forumda yer aldı. Türkmenistan’ın<br />
Türk firmalar içinse ayrı bir önemi var.<br />
Günümüzde Türkmenistan’da Türk müteahhitlik<br />
firmaları tarafından 1400’ü aşkın<br />
proje yürütülmekte ve Türkmenistan, Türk<br />
firmalarının dünyada hâlâ en çok proje<br />
üstlendikleri ülke durumunda.<br />
3<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 33
ANALİZ<br />
TÜRKMENİSTAN FORUMU’NDAN İZLENİMLER<br />
Türkmenistan Forumu’na katılanlar gerçekleştirilen çalışmalardan ve elde<br />
edilen verimden oldukça memnun.<br />
Turgut Gür<br />
Türkiye Turizm<br />
Yatırımcıları Derneği<br />
Başkanı<br />
Şevki Mütevellioğlu<br />
T.C. Türkmenistan<br />
Büyükelçisi<br />
“Türkmenistan’a<br />
yatırım için hızlı<br />
davranmalıyız”<br />
“Türkmenistan ve Türkiye, 20 yıl<br />
içerisinde işbirliklerinde<br />
bambaşka bir noktaya geldi.<br />
1992 yılının Mayıs ayında gittiğim<br />
Aşkabat ile şu anki Aşkabat çok<br />
farklı. Türkmenistan ham petrol<br />
ve doğal gaz bakımından<br />
dünyanın sayılı ülkelerinden bir<br />
tanesi, genç bir nüfusa sahip,<br />
ihtiyaçları kısıtlı, kaynakları<br />
zengin bir ülke. Sanayi, ticaret,<br />
ziraat konusunda yeniden<br />
yatırım yapıyorlar. Elektrik<br />
enerjisini, ham petrolü, doğal<br />
gazı, pamuğu, petrokimya<br />
ürünlerini ihraç ediyorlar. İhracatı,<br />
ithalatının çok üzerinde olan bir<br />
ülke. İthalatın büyük kısmını<br />
Türkiye’den yapıyorlar, bu<br />
yüzden Türkiye’den en fazla<br />
ithalat yapılan ülke konumunda.<br />
<strong>Hazar</strong> hattına gelecek olan<br />
Türkmen doğal gazı bağlandığı<br />
zaman çok büyük bir doğal gaz<br />
desteği olacak. Aynı zamanda bu<br />
gazı Avrupa’ya da sevk<br />
edebileceğiz. Yani biz bir nevi<br />
Türkmenistan’ın gaz çıkış<br />
terminali olacağız.<br />
Türkmenistan’a yatırım için hızlı<br />
davranmalıyız.”<br />
Doç. Dr. Bekir Günay<br />
<strong>Hazar</strong> Strateji<br />
Enstitüsü Uzmanı<br />
“Birinci 20 yıla göre<br />
ikinci 20 yıl daha<br />
planlı gitmek<br />
zorunda”<br />
“Orta Asya ülkeleri ilk 20 yılı<br />
tamamlayan süreçlerinde<br />
Sovyetler Birliği’nden<br />
ayrılmanın getirdiği ekonomik,<br />
kültürel ve sosyal sarsıntılar<br />
geçirdiler. Saparmurat<br />
Türkmenbaşı ile beraber<br />
Türkmenistan bu sürece hızlı<br />
şekilde adapte oldu.<br />
Türkmenistan da bir süre kendi<br />
ayakları üzerinde duramadı. Bu<br />
sorunu özellikle Türk tekstil<br />
firmalarının ülkeye gitmesiyle<br />
aştılar. İkinci 20 yıla geçilirken,<br />
temel hedef sermayenin<br />
tabana yaygınlaştırılması, <strong>Hazar</strong><br />
kaynaklarının eşit oranda<br />
kullanılmasıydı. Birinci 20 yıla<br />
göre ikinci 20 yıl daha planlı<br />
gitmek zorunda. Ülkede ciddi<br />
bir siyasi istikrar sağlandı ve<br />
ekonomik istikrar da buna<br />
paralel olarak gidiyor.<br />
Türkmenistan’ın petrokimya,<br />
tekstil, turizm sektörü<br />
planlamalarıyla doğru bir yöne<br />
gittiğini söyleyebiliriz. Bu<br />
yüzden yatırımcılar bölgedeki<br />
insan faktörü üzerine<br />
yoğunlaşarak yatırımlarını kalıcı<br />
hale getirmeliler.”<br />
“Türkiye<br />
Türkmenistan’da<br />
önemli bir yere<br />
sahip ülkeler<br />
arasında yer<br />
alıyor.”<br />
“Türkiye Türkmenistan’da<br />
birinci sırada yer alıyor. Gerek<br />
Türkmenlerin, gerekse<br />
yabancıların çok saygı duyduğu<br />
bir konumda. İnşaat sektörü<br />
bizim birinci alanımız ve<br />
gerçekten çok güzel projeler<br />
hayata geçiriliyor. Bu projeler<br />
sadece basit inşaatlar değil.<br />
Aynı zamanda binalar, yollar,<br />
köprüler de inşa ediyoruz.<br />
Bakan ve Bakan Yardımcılarının<br />
bugün buraya gelmeleri iş<br />
adamı ve yatırımcılar açısından<br />
da çok iyi oldu, yüz yüze<br />
görüşmeler sayesinde<br />
yatırımcıların dertleri dinlendi.<br />
Aynı zamanda<br />
Türkmenistan’dan gelenlere<br />
şirketlerimizi tanıttık. Bu açıdan<br />
da çok büyük bir katkı oldu.<br />
Genelde son derece verimli<br />
ziyaretler oldu. Bence çok<br />
başarılı bir forumdu.”<br />
Avni Demirci<br />
Ziraat Bankası<br />
(Türkmen-Türk<br />
Tacircilik Bankası)<br />
Genel Müdürü<br />
“Türkmenistan<br />
potansiyeli yüksek<br />
ve önemli bir ülke”<br />
“Ziraat Bankası olarak 1993<br />
yılından beri Türkmenistan’da<br />
faaliyet gösteriyoruz. Yaklaşık<br />
200 personelle şimdilik dört<br />
vilayette toplam yedi noktada<br />
hizmet veriyoruz.<br />
Türkmenistan potansiyeli<br />
yüksek ve önemli bir ülke,<br />
Türkiye’nin geçmiş bağlarıyla<br />
ilgili önemi var.<br />
Türkmenistan’daki müteahhitlik<br />
hizmetlerinin yüzde 80’i Türk<br />
müteahhitler tarafından<br />
yapılıyor. Bu da ayrıca<br />
Türkmenistan’ı Türkiye<br />
tarafından önemli bir aktör<br />
konumuna getiriyor. Bankamız<br />
Türkmenistan ve Türkiye<br />
arasında bağların gelişmesi ve<br />
Türkmenistan’ı dış dünyaya,<br />
uluslararası arenaya açma<br />
konusundaki görevini başarıyla<br />
yürütüyor. Ziraat Bankası;<br />
Türkmenistan, Azerbaycan,<br />
Kazakistan, Özbekistan, Rusya<br />
ve İran’da var. Bundan sonraki<br />
stratejimiz ise oradaki<br />
bankalarımızın kendi içinde<br />
genişlemesidir.”<br />
34
%<br />
98<br />
Sefa Gömdeniz<br />
Türk-Türkmen İş<br />
Konseyi Başkanı<br />
Besim Şişman<br />
Türkiye Petrolleri<br />
A.O. Genel Müdür<br />
Yardımcısı<br />
“Bu büyüklükte bir<br />
forum ilk defa<br />
yapılıyor ve bunun<br />
başarılı olması<br />
bizim için çok<br />
önemli”<br />
“Bu forum tecrübemizin<br />
uluslararası alanda ilgili<br />
kurumlara aktarılması ve<br />
Türkmenistan’daki projelerin<br />
daha çok bilinmesi için fırsat<br />
yarattı. Bu büyüklükte bir forum<br />
ilk defa yapılıyor ve bunun<br />
başarılı olması bizim için çok<br />
önemli. Ayrıca bundan sonraki<br />
forumların devamı açısından da<br />
önemli. Yüksek teknoloji<br />
konusunda büyük yatırımlar var,<br />
fabrikalar kuruluyor, bu<br />
fabrikaların ekipman ve makine<br />
konuları var. Türkmenistan<br />
kendi müteahhitlik firmalarını<br />
yarattı ve onlar da çok büyük<br />
işler yapıyorlar. Onlarla da ilgili<br />
de güzel bir durum var, çoğu<br />
Türk firmaları ile işbirliği<br />
yapılıyor. Malzeme alımlarını<br />
Türkiye’den yapıyorlar. İşte bu<br />
yüzden burada bizim<br />
ürünlerimizi iyi tanıtmamız<br />
lazım.”<br />
Ronald Nash<br />
Türkmenistan-<br />
İngiltere Ticaret ve<br />
Sanayi Konseyi Eş<br />
Başkanı<br />
“DEVLET TARAFINDAN<br />
DESTEKLENEN<br />
KALKINMA HAMLESİ<br />
TÜRKMENİSTAN’I<br />
CAZİP KILIYOR”<br />
“Türkmenistan’a yatırımın<br />
devam etmesinin sebebinin<br />
enerji sektörü olduğunu<br />
düşünüyorum. Türkmenistan’ın<br />
büyük miktarda doğal gaz<br />
kaynağı bulunuyor. Ayrıca<br />
devlet tarafından desteklenen<br />
kalkınma programı da ülkeyi<br />
cazip hale getiriyor. Orta<br />
Asya’daki gaz rezervleri ve iki<br />
ayrı boru hattı birçok devlet için<br />
çok önemli. Boru hatları iki<br />
açıdan çok büyük öneme sahip.<br />
Doğal gaz kaynakları gün<br />
geçtikçe vageçilmez bir hale<br />
geliyor ve önümüzdeki yıllarda<br />
gaza olan ihtiyacımız artacak.<br />
Asya ile Batı Avrupa’nın bu<br />
yüzden Türkmenistan’ın<br />
ürettiği doğal gaza ulaşabilmesi<br />
önümüzdeki yıllar da daha da<br />
önemli bir hale gelecek.”<br />
“Türkmenistan’ın<br />
itici gücü<br />
üreteceği<br />
hidrokarbon<br />
olacak”<br />
“Önümüzdeki dönemde<br />
Türkmenistan’ın itici gücü<br />
üreteceği hidrokarbon olacak<br />
ve dönüşüm bununla<br />
sağlanacak. Bizim Türkiye<br />
Petrolleri olarak bölgeye ilgimiz<br />
90’lı yıllarda başladı fakat<br />
birtakım teknik sıkıntılar, politik<br />
konjonktür sebebiyle ciddi bir<br />
adım atamadık. Bugün, bu<br />
forum bir vesile oldu bizim için.<br />
Türkmenistan dışında bölgede<br />
Şah Deniz’de, doğal gaz ve<br />
petrol boru hatlarında Türkiye<br />
Petrolleri var. Biliyorsunuz<br />
büyük petrol ve enerji projeleri<br />
devletin desteği ile yürüyor ve<br />
biz bu desteği çok yakinen<br />
arkamızda hissediyoruz. Bize<br />
düşen ise bu desteği hak<br />
edecek bir enerji ile çalışmak ve<br />
bu bölgede başarılı olmak.<br />
Geleceği planlarken enerji ithal<br />
etmeyen Türkiye hedefi<br />
koyduk. Bu yüzden içeride<br />
yatırımlarımıza ciddi bir şekilde<br />
devam edeceğiz. Dışarıda da<br />
ciddi ve planlı yatırımlar<br />
yapmamız gerek. Odak<br />
bölgelerimiz Afrika ve<br />
Afganistan gibi daha çok riskli<br />
bölgeler çünkü artık politik<br />
şartların oturduğu ülkelerden<br />
çok büyük kazanımlar elde<br />
edemiyorsunuz.”<br />
Veysel Türkel<br />
İGDAŞ Uluslararası<br />
Proje Direktörü<br />
“Biz buradan tüm iş<br />
adamlarına açık<br />
çek veriyoruz”<br />
“İGDAŞ İstanbul’da yatırımlarını<br />
yüzde 98 mertebesinde<br />
tamamladı. Dolayısıyla İGDAŞ<br />
her türlü departmanı ile ciddi<br />
manada bilgi birikimi ve<br />
deneyime sahip ve bunu<br />
özellikle komşu ülkelerde<br />
değerlendirmek istiyoruz.<br />
Komşu ülkelerin başında da<br />
Türk Cumhuriyetleri’nden<br />
Azerbaycan, Türkmenistan,<br />
Özbekistan gelmekte.<br />
Özbekistan’dan örnek verecek<br />
olursak, bizim şartlarımızda iki<br />
milyar metreküp gaz tüketmesi<br />
gerekirken 6 milyar gaz<br />
tüketiyor. Bugün İstanbul’un<br />
yıllık tüketimi 4 milyar<br />
metreküp, tamamen israf<br />
oluyor. Biz şunu teklif ettik<br />
onlara; biz altyapıyı<br />
tamamlayalım siz de bu gazı<br />
bize verin. Ancak burada<br />
İGDAŞ’ın kamu sektöründe<br />
olması nedeniyle bazı çıkmaz<br />
noktalar var, bunu da işbirliği<br />
kurarak aşmak istiyoruz. Biz<br />
buradan tüm iş adamlarına açık<br />
çek veriyoruz. Biz bilgi<br />
birikimine tecrübeye sahibiz, ve<br />
bu bölgede sizlerle beraber<br />
yatırım yapmak istiyoruz.”<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 35
HAZAR ANALİZ<br />
“ Kaya Gazı”<br />
Aranıyor!<br />
Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacına<br />
kaya gazı çare olabilir mi?<br />
Uzmanlar, son dönemde sıkça<br />
gündeme gelen kaya gazının<br />
Türkiye açısından önemli bir yere<br />
sahip olduğunu ancak yeterli<br />
olmadığını belirtiyorlar. <strong>Hazar</strong><br />
Strateji Enstitüsü (HASEN)<br />
Uzmanı Dr. Fatih Macit ve<br />
HASEN Bilim ve Uzmanlar<br />
Kurulu Başkanı Dr. Efgan<br />
Niftiyev ise özellikle elektrik<br />
enerjisi üretiminde kömür ve<br />
hidro enerji gibi alanlara öncelik<br />
verilmesinin daha sağlıklı<br />
olacağını söylüyor.<br />
SOYKAN BEKTAŞ<br />
36
Türkiye son zamanlarda ‘’kaya gazı’’<br />
kelimesiyle sık sık karşılaşmaya başladı.<br />
Enerji Bakanlığı’nın verileri de bu enerji<br />
kaynağının ne kadar önemli olduğunu gözler<br />
önüne seriyor. Yapılan araştırmalara göre;<br />
Türkiye’nin mevcut kaya gazı rezervi 420<br />
milyar metreküp. Bu potansiyelin, yıllık<br />
ortalama 43 milyar metreküp doğal gaz<br />
ihtiyacı olan Türkiye’nin dokuz yıl boyunca<br />
doğal gaz ihtiyacını ortadan kaldırabileceği<br />
iddia ediliyor.<br />
Kaya gazı nedir?<br />
Yüzde 75’ten fazla metan gazı olan ve ticari<br />
olarak pazarlanan gaz halindeki hidrokarbonların<br />
ortak adına doğal gaz adı veriliyor.<br />
Doğal gazın bulunduğu kaynağa göre<br />
içeriğindeki metan, etan ve propan değişim<br />
gösteriyor. Örneğin; kil tabakasından üretiliyor<br />
ise “kaya gazı” (shale gas), sıkı kumtaşı<br />
tabakası içinden üretilene “tight gaz” ve<br />
kömür tabakası içinden üretiliyorsa “kömür<br />
gazı” (coalbed methane) şeklinde tanımlanıyor.<br />
Yani üretim yöntemindeki farklılıktan<br />
dolayı kaya gazı ya da “şeyl gaz” olarak ifade<br />
ediliyor. Kaya gazına, şeyl (shale) adı verilen<br />
kil ile kuvars ve kalsit minerallerinden oluşan<br />
geçirimsiz (sıkı) olan tortul kayacın küçük<br />
gözeneklerinde yine çoğunlukla suyla birlikte<br />
hapsedilmiş bulunan metan gazı da denebilir.<br />
Nasıl çıkarılır?<br />
Öncelikle petrolün ve gazın türediği kaynak<br />
kaya olarak bilinen killi kayaya klasik<br />
yöntemle dikey sondaj yapılıyor. Daha sonra<br />
hidrokarbon gaz ihtiva eden, eğimi fazla<br />
olmayan, neredeyse yatay konumdaki killi<br />
tabaka içinde, ortalama 1000 –1500 metre<br />
Türkiye’de bugüne<br />
kadar açılmış<br />
petrol ve doğal<br />
gaz kuyularından<br />
elde edilen verilere<br />
göre; toplam 420<br />
milyar metreküp<br />
kaya gazı olduğu<br />
tahmin ediliyor.<br />
Dünyada kaya gazı üretim<br />
alanları özellikle son yıllarda<br />
büyük artış gösteriyor.<br />
yatay yönde sondaj yapılıyor. Yatay bölüm<br />
içinde “Çok Yüksek Basınç Altında Hidrolik<br />
Çatlatma Yöntemi” sayesinde dikey ve<br />
yatay yönde çatlaklar oluşturuluyor. 1000<br />
metre yatay bir kuyuda 20-30 tane farklı<br />
çatlatma (Fracking Yöntemi) operasyonu<br />
yapılıyor. Her bir çatlatmanın aralığı en<br />
fazla 40 metre civarında olması gerekiyor.<br />
Bu aralık fazla olduğunda enjeksiyon basınç<br />
kaybı ortaya çıkıyor. Sondaj kuyusu içine<br />
indirilen perfore (delikli) boru sayesinde<br />
kaya tabakasının içine basınçlı olarak belirli<br />
oranda yüksek basınçlı kum ve jel bulunan<br />
su veya diğer sıvılar enjekte ediliyor. Kum<br />
kullanılmasındaki amaç, çatlakları açık<br />
tutmak üzere, geçirimlilik ve gaz akışının<br />
devamını sağlamaktır. Böylece, killer içindeki<br />
sıvı deşarj edilerek, killerde hapsolmuş<br />
gazın serbest kalması ve gazın üretilmesi<br />
sağlanıyor. Her bir çatlatma operasyonu<br />
fiyatı kuyunun derinliğine ve formasyon basıncına<br />
göre değişiyor. Ayrıca kuyular arası<br />
mesafenin çok kısa olması gerekiyor. Her 0.5<br />
kilometrekareye bir kuyu açılabilir. Her bir<br />
çatlatma maliyeti 200-500 bin ABD doları<br />
arasında olabilir.<br />
Kaya gazı rezervleri<br />
bakımından Türkiye’nin<br />
potansiyeli var mıdır ?<br />
Türkiye’de bugüne kadar açılmış petrol ve<br />
doğal gaz kuyularından elde edilen verilere<br />
göre; Güneydoğu Anadolu ve Trakya’da kaya<br />
gazı ve petrolü bulunduğu; yapılan hacimsel<br />
hesaplamalara göre bu alanlarda toplam<br />
420 milyar metreküp kaya gazı olduğu tahmin<br />
edilmektedir. Güneydoğu Anadolu’da<br />
Diyarbakır-Hazro alanında yer alan kuyularda<br />
ortalama 2 bin 500 metre derinliklerde<br />
kesilen (Üst Siluriyen-Alt Devoniyen) yaşlı<br />
Dadaş formasyonu, 100-400 metre kalınlıkta<br />
olup Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da çok bilinen<br />
ve dünya ölçeğinde bir kaynak kaya olan<br />
Silüriyen şeyllerinin Türkiye’deki karşılığıdır.<br />
Bu formasyonun şeyl gazı potansiyelinin<br />
yanı sıra “shale oil” potansiyeli de olduğu<br />
tahmin edilmektedir. Bu bölgede açılan<br />
toplam 2971 adet kuyunun 97’sinde Şeyl gaz<br />
potansiyeli olan Dadaş formasyonu kesilmiştir.<br />
Trakya baseninde şeyl gazı potansiyeline<br />
sahip olduğu bilinen Erken-Orta Eosen yaşlı<br />
Hamitabat Formasyonu ve Erken Oligosen<br />
yaşlı Mezardere Formasyonu olmak üzere<br />
iki kaynak kaya formasyonu yer almaktadır.<br />
Bölgede açılan toplam 950 adet kuyunun<br />
86’sı Hamitabat, 267’si Mezardere Formasyonlarını<br />
kesmektedir. Diğer bölgelerimizde<br />
yer alan şeyl gaz potansiyelimizden bahse-<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 37
HAZAR ANALİZ<br />
decek olursak; Doğu Anadolu Bölgesi’nde<br />
açılan toplam 47 adet kuyunun 1’i Kömürlü<br />
Formasyonu, Karadeniz Bölgesi’nde açılan<br />
toplam 37 adet kuyunun 8’i Çağlayan<br />
Formasyonu, İç Anadolu Bölgesi’nde açılan<br />
toplam 46 adet kuyunun 1’i Karapınar yaylası<br />
Formasyonu’dur.<br />
1<br />
Türkiye kaya gazında<br />
geç mi kaldı ?<br />
ABD ve Kanada, konvansiyonel olmayan<br />
yöntemlerle kaya gazı arama ve üretim<br />
teknolojisi çalışmalarının yoğun olarak yapıldığı<br />
ülkelerin başında geliyor. Kaya gazı,<br />
8-10 yıllık süreçte petrol varil fiyatlarının 100<br />
ABD doları’nın üzerine çıkması ile birlikte<br />
uygun hale gelmiştir. Petrol fiyatlarının son<br />
üç, dört yıl içerisinde bu seviyenin altına<br />
inmemesi nedeniyle de yatırımlar çok cazip<br />
hale gelmiştir. Bu cazibe nedeniyle başta<br />
Avrupa olmak üzere Türkiye gibi doğal gaz<br />
ithalatına bağımlı pazarı olan birçok ülkede<br />
bu kaynakların aranması ve varsa potansiyelin<br />
ortaya çıkarılması için harekete geçilmiştir.<br />
Türkiye kaya gazı potansiyelini değerlendirmede<br />
geç kalmamıştır. Yatırım süreci,<br />
teknolojisi ve yüksek maliyeti nedeniyle<br />
dikkatli planlanması gereken bir yatırım<br />
sahası olduğundan, yerli ve yabancı yatırımcılar<br />
ön araştırma çalışmalarını sağlıklı bir<br />
şekilde yapmak durumundadır. TPAO ile<br />
Shell Upstream Turkey B.V. şirketi arasında<br />
23 Ekim 2011 tarihinde imzalanan “Ortaklık<br />
Anlaşması” çerçevesinde; TPAO’nun operatörlüğünde,<br />
Dadaş Formasyonu’nun şeyl gaz<br />
potansiyelinin ve bu gazın üretilebilirliğinin<br />
belirlenmesi amacıyla gerekli parametrelerin<br />
elde edilmesi için Diyarbakır ili civarında<br />
Sarıbuğday-1 kuyusunun sondajına başlandı.<br />
Kuyunun nihai derinliğinin 4500 metre olması<br />
planlanmıştır. <strong>2013</strong> yılı içerisinde Shell<br />
şirketi tarafından da bölgede iki adet kuyu<br />
açılacak ve bu kuyularda Hidrolik Çatlatma<br />
ile gaz üretimi işlemine başlanacaktır. Sonuç<br />
başarılı olursa 12,5 kilometrekarelik alanda<br />
yatay yönde 50’ye yakın yönlü kuyu açılmaya<br />
başlanacak.<br />
Kaya gazı çıkarmak<br />
depreme yol açar mı?<br />
Dr. Efgan Niftiyev<br />
<strong>Hazar</strong> Strateji<br />
enstitüsü (HASEN)<br />
Bilim ve Uzmanlar<br />
Kurulu Başkanı<br />
“kaya gazı Türkiye<br />
için önemli ancak<br />
yeterli Değil”<br />
“Yakın gelecekte kaya gazının<br />
Türkiye’nin doğal gaz talebini<br />
karşılamada büyük bir paya<br />
sahip olacağını söylemek zor.<br />
Kaya gazı sadece Türkiye’de<br />
değil aynı zamanda ABD,<br />
Ukrayna gibi ülkelerde de<br />
yüksek potansiyele sahip ancak<br />
bu kaynağın geliştirilmesi<br />
doğrultusunda henüz somut<br />
planlamalar ve adımlar söz<br />
konusu olmadı. Ayrıca Türkiye<br />
hem LNG hem de kaya gazı<br />
noktasında henüz gerekli know<br />
how ve altyapı çalışmaları<br />
konusunda kapsamlı çalışmalar<br />
yapılmış değil fakat başlangıçta<br />
uluslararası tecrübeden<br />
yararlanılıp daha sonrasında<br />
yerel sektör kapasitesi<br />
arttırılabilir. Kaya gazı konusunda<br />
sadece Türkiye’nin değil aynı<br />
zamanda global anlamda da<br />
ilerlemiş bir tecrübe söz konusu<br />
değil. Kaya gazı gelecek vaat<br />
eden bir kaynak olsa da<br />
Türkiye’nin şu an için ithal enerji<br />
kaynaklarına alternatif olarak<br />
özellikle elektrik enerjisi<br />
üretiminde kömür ve hidro enerji<br />
gibi alanlara öncelik vermesi<br />
daha sağlıklı olacaktır. Kaya gazı<br />
potansiyeline dönük çalışmaların<br />
somutlaşması ve gerekli<br />
altyapının hazırlanması ile<br />
beraber kaya gazı da ithal enerji<br />
kaynaklarına ileride alternatif<br />
oluşturabilir.”<br />
2<br />
Şeyl gaz operasyonları, yerin 2500 metre derinliğinde<br />
olduğu ve kapalı bir sistemde yani<br />
muhafaza borusu içinde yapıldığı için yeraltı<br />
sularına veya yeraltı su tablosuna ulaşma şansı<br />
yok gibidir. Genelde çatlatma yatay yönde<br />
500 metre çaplı ve 200 metre boyunda bir<br />
silindir içinde meydana gelir. Bu durum yeraltı<br />
sularını kirletmez. Bu operasyonlar, ya çok<br />
ince tabakalı şeyllerde ya da porozitesi çok az<br />
olan kumtaşlarında yapıldığı için zaten ortam<br />
geçirimsizdir ve şeyller örtü kaya durumundadır.<br />
Oluşan çatlaklar en fazla 200 metre<br />
dikey yönde gelişebilir. Yeraltı su tablası yeryüzünden<br />
300 metre derinde olduğuna göre<br />
bir sakınca yoktur denebilir. Ayrıca, çatlatma<br />
operasyonları için gerekli olan yüksek basınçtan<br />
dolayı küçük ölçekte de olsa bazı lokal<br />
depremciklerin ortaya çıkma ihtimali olduğu<br />
söylenebilir ancak ispatlanmış bir durum<br />
bulunmamaktadır. Kaldı ki mevcut mevzuatlarımızda<br />
bu tür operasyonlar için koruyucu<br />
ve önleyici düzenlemeler bulunmaktadır. Her<br />
durumda yatırımcılardan gerekli tedbirlerin<br />
alınması önceden istenmektedir. İngiltere<br />
28 Şubat <strong>2013</strong> tarihi itibariyle kuyularda şeyl<br />
gazı üretimi için koyduğu yasağı kaldırmış<br />
38
3<br />
Dr. Fatih Macit<br />
<strong>Hazar</strong> Strateji<br />
Enstitüsü (HASEN)<br />
Uzmanı<br />
olup, Almanya ise şeyl gazı aramalarına başlanacağını<br />
duyurmuştur.<br />
Türkiye’nin enerji<br />
bağımlılığını ortadan<br />
kaldırabilir mi?<br />
2012 yılı Türkiye enerji ithalat faturası toplam<br />
ithalatta yüzde 27’lik paya sahip olup yaklaşık<br />
60 milyar dolardır. Türkiye sadece doğal gaz<br />
değil (yüzde 99 dışa bağımlı), petrol ve petrol<br />
ürünlerinde de (yüzde 92) dışa bağımlıdır. ABD<br />
Enerji Bilgi İdaresi’ni (EIA) raporlarına göre<br />
ülkemizde toplam kaya gazı potansiyelinin<br />
450 milyar metreküp olduğu belirtilmektedir.<br />
Türkiye’nin enerji ihtiyacının sabit kalacağı ve<br />
bu potansiyelin hepsinin üretileceği düşünülse<br />
bile yaklaşık 10 yıllık ihtiyacı karşılayacağı<br />
tahmin edilmektedir. Dolayısıyla kaya gazı baz<br />
4<br />
1 Kuyuların maliyeti<br />
derinliklerine ve hacimlerine<br />
göre farklılık gösteriyor.<br />
2 Açılan yeni kuyular ile<br />
Türkiye’nin enerji sorununa<br />
alternatif yaratılmaya<br />
çalışılıyor.<br />
3 Türkiye’de özellikle<br />
Güneydoğu Anadolu’da<br />
pek çok yeni kuyu ile arama<br />
çalışmaları devam ediyor.<br />
4 Kayalar arasına sıkışmış gaz,<br />
su basıncı ile çıkartılıyor.<br />
alınarak Türkiye’nin enerji bağımsızlığından söz<br />
etmek şu aşamada mümkün değildir.<br />
Dünyada kaya gazı<br />
potansiyeli ne kadar ?<br />
Çin, 36 trilyon metreküp ile dünya rezervleri<br />
konusunda lider durumda. Onu 24,3 trilyon<br />
metreküp ile Amerika Birleşik Devletleri,<br />
21,8 trilyon metreküp Arjantin, 19,2 trilyon<br />
metreküp ile Meksika ve 13,7 trilyon metreküp<br />
ile Güney Afrika takip ediyor. Avrupa’da ise bu<br />
rezerv değerlerinin; Polonya’da 5,3 trilyon metreküp,<br />
Fransa’da 5,1 trilyon metreküp, İsveç’te<br />
1,2 trilyon metreküp, Danimarka’da 0,7 trilyon<br />
metreküp, Ukrayna’da 0,6 trilyon metreküp,<br />
Hollanda’da 0,5 trilyon metreküp, Türkiye’de<br />
0,4 trilyon metreküp kaya gazı rezervi bulunduğu<br />
tahmin ediliyor.<br />
“kaya gazı<br />
değerlendirilmesi<br />
gereken bir kaynak”<br />
“Kaya gazı son dönemde çok ön<br />
plana çıkan stratejik bir kaynak<br />
oldu. Bu anlamda ABD kaya<br />
gazını en aktif şekilde kullanan<br />
ülkelerden biri. 2001 yılında<br />
ABD’de tüketilen doğal gazın<br />
sadece yüzde 3’ü kaya gazından<br />
gelirken bugün bu rakam yüzde<br />
25’lere yükseldi. Tespit edilen<br />
rezervler açısından kaya gazının<br />
Türkiye’nin enerjide dışa<br />
bağımlılığını ortadan kaldıracağını<br />
söylemek mümkün görünmüyor.<br />
Fakat Türkiye’nin doğal gaz<br />
tedarikini çeşitlendirmesi<br />
açısından kaya gazı mutlaka<br />
değerlendirilmesi gereken bir<br />
kaynak. Büyümenin getirdiği<br />
doğal bir sonuç olarak Türkiye’nin<br />
doğal gaz ihtiyacı her geçen yıl<br />
artış göstermektedir. 2002 yılında<br />
17,4 milyar metreküp olan yıllık<br />
doğal gaz tüketimi 2012 yılı sonu<br />
itibariyle 50 milyar metreküp<br />
bulmuştur. Türkiye bu anlamda<br />
Çin’den sonra doğal gaz talebinin<br />
en hızlı arttığı ülkelerin başında<br />
geliyor. Bunda tabii Türkiye’de<br />
üretilen elektriğin yüzde 90’nın<br />
doğal gaz santrallerinde üretiliyor<br />
olmasının büyük payı var. Kaya<br />
gazı Türkiye ekonomisinin en<br />
büyük yapısal problemlerinden<br />
biri olan cari açığa kısmi de olsa<br />
çare olabilecek bir kaynaktır. 2012<br />
yılında ekonomik büyümedeki<br />
ciddi yavaşlamaya rağmen cari<br />
açık yaklaşık 49 milyar dolara<br />
ancak gerileyebildi. Fakat<br />
Türkiye’nin brüt enerji ithalatını<br />
dışarı çıkardığınızda aslında<br />
ekonomi 11 milyar dolar cari fazla<br />
verir konumda bulunuyor. Artan<br />
ekonomik büyüme enerji talebini<br />
arttırdığı için cari açık yükseliyor<br />
ve ekonomi birkaç yıl yüksek<br />
büyümenin ardından mecburen<br />
frene basmak zorunda kalıyor.<br />
Dolayısıyla kaya gazı gibi alternatif<br />
enerji kaynakları Türkiye’nin enerji<br />
ithalatının azalmasını sağlayarak<br />
uzun vadede sürdürülebilir<br />
ekonomik büyümenin önünü<br />
açacaktır.”<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 39
ANALİZ<br />
HAZAR’Iи<br />
аlfaбе<br />
REFOяmц<br />
40
Yıl 1991… Sovyetler Birliği yıkılır ve altı devlet<br />
bağımsızlığını kazanır: Azerbaycan, Özbekistan,<br />
Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve<br />
Tacikistan... Çok geçmeden bu ülkelerin siyasi,<br />
ekonomik, kültürel ve sosyal kimliklerini kurmaya<br />
çalıştıkları bir süreç başlar. Bütün elitler ve devlet<br />
başkanları yeni bir ulus meydana getirebilmek için<br />
üzerine düşeni yapmaya hazır.<br />
Ve Alfabe Devrimi bu sürecin ardından ortaya çıkar.<br />
E. Melek Cevahiroğlu Ömür<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 41
ANALİZ<br />
1989-90 yıllarında kullanılan alfabenin<br />
değiştirilmesiyle bir dizi Dil Kanunları<br />
çıkarılmıştı. Projenin başında ise Sovyet<br />
sisteminde yetiştirilmiş bürokratlar yer<br />
alıyordu. Bir ironi gibi görünen bu durum<br />
gerçekte bölgenin doğal bir özelliğiydi. Öte<br />
yandan alfabe reformu hiç de kolay bir proje<br />
değildi. Çünkü dil, ulus olma sürecinde<br />
milletin kimliğini fark ettiği ve üzerinde<br />
odaklandığı esas öğelerdendi.<br />
Özbekistan<br />
80 yıl içinde 4 alfabe değişikliği yapan Özbekistan,<br />
bugün Latin ve Kiril alfabesini beraber<br />
kullanıyor. İslam Kerimov ve danışmanlarının<br />
girişimleri ile Eylül 1993 yılında Özbek<br />
parlamentosu Latin alfabesine geçmeye<br />
karar verdi. Öncelikli olarak ilköğretimdeki<br />
okul kitaplarında başlayan Latinleştirme, her<br />
yıl bir sonraki kademeye kaydırılarak devam<br />
etti ve 25 Ağustos 1995 itibariyle Başkanlık<br />
kararıyla Kiril alfabesi, Latin alfabesi ile resmi<br />
olarak değiştirildi ve sürecin 20<strong>05</strong> yılında<br />
tamamlanacağı öngörüldü. Özbekistan’ın<br />
başarısı toplumun çoğunluğunun Türk Cumhuriyetleri<br />
ile yakın ilişkiler kurmak için yeni<br />
bir yol arayışında yatmaktadır.<br />
Türkmenistan<br />
1989<br />
Yılında ilan edilen<br />
dil kanunu alfabe<br />
tartışmalarını yeniden<br />
başlattı.<br />
1989 yılında başlayan tartışmalar, 1991 yılında<br />
çıkarılan bir kanun ile Latin alfabesine geçiş<br />
ile devam etti ve kademeli bir geçiş öngörüldü.<br />
İlköğretim ile başlayan dönüşüm 2002<br />
yılında Kiril alfabesinin yasaklanmasıyla<br />
devam etti. Öte yandan Rusça gazeteler de<br />
Kiril alfabesinde ısrarlı. Ayrıca Azerbaycan’ın<br />
gelişmekte olan küresel ekonomik ilişkileri de<br />
bu geçiş için motivasyon kaynağı. Yeni alfabe,<br />
dünya halkları arasındaki yerlerini almalarına<br />
da dinamik bir ivme sağlıyor.<br />
Tacikistan<br />
Tacikistan ise farklı bir süreç yaşamakta…<br />
1990 yılında vuku bulan iç savaştan harap<br />
halde çıkması ve Latin alfabesine geçişteki<br />
kararsızlık, sürecin tamamlanamamasına<br />
ve bugün Tacik Alfabesi adı verilen önceleri<br />
Arap, ardından da Kiril ve Latin alfabelerinin<br />
bir arada kullanıldığı bir sisteme geçmelerine<br />
sebep olmuş. Tacikistan sınırları içinde<br />
yaşayan çok sayıda azınlığın Kiril alfabesi,<br />
yerli halkınsa Latin alfabesini kullanıyor<br />
olması, devlet yetkililerini de tek bir alfabeyi<br />
seçmede isteksiz bırakıyor.<br />
1<br />
Türkmenistan’da ise dil reformu tartışmaları<br />
bağımsızlık öncesinde, 1980’lerin sonlarında<br />
başladı. Bazı kesimler İran ile olan kültürel<br />
yakınlık sebebiyle Fars Alfabesi’ne geçilmesini<br />
önermişse de, 1990 yılında çıkarılan Dil<br />
Kanunu ile Türkmen dilinin resmi dil olarak<br />
benimsenmesinin ardından 1992 yılında 10<br />
yıl içerisinde tamamlanması planlanan Kiril<br />
alfabesinden Latin alfabesine geçişi onaylayan<br />
kanun yasalaştı. 1995 yılına gelindiğinde<br />
Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov’un<br />
desteğiyle Latin alfabesiyle basılan ilk kitap<br />
raflardaki yerini buldu ve bu Niyazov’un<br />
biyografisiydi. Okullar, sokak isimleri, otoyol<br />
işaretleri derken yavaş yavaş yaygınlaşan<br />
değişim zamanla ülke çapına yayıldı.<br />
Azerbaycan<br />
Alfabe Devrimi’nin<br />
başarısı için Latin<br />
alfabesine geçişe<br />
karşı direnç<br />
gösteren Slav<br />
azınlık ile bu geçişi<br />
heyecanla<br />
bekleyen Türk<br />
çoğunluğun etki<br />
dirayetini<br />
gösterebiliriz.<br />
Azerbaycan’da 1992 yılında başlayan Alfabe<br />
Reformu, Haydar Aliyev’in 2001 yılındaki<br />
emriyle hayata geçirilen kararname ile ülke<br />
çapına yayıldı. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki<br />
coğrafi ve manevi bağlar Latin alfabeleri<br />
arasından hangisinin seçileceği konusunda<br />
kolaylık sağladı ve Türk alfabesi seçilir.<br />
Gazete, dergi, kitap ve işaretlerde Latin<br />
alfabesinin kullanılması emredildi. Aslında<br />
42
Kırgızistan<br />
Kırgızistan çift dilli ve çift alfabeli bir<br />
ülke olması dolayısıyla Kiril alfabesini ve<br />
sokak isimleri ve yönlendirmelerde sıkça<br />
rastlandığı üzere Latin alfabesini birarada<br />
kullanmaya devam ediyor. 1989 yılında ilan<br />
edilen Dil Kanunu’nda Latin alfabesine<br />
geçişle alakalı bir karar alınmamış. Aksine<br />
Kırgızlar, hem Rusça hem de Kırgızca için<br />
Kiril alfabesini kullanmayı tercih ediyor.<br />
1998 yılında göreve gelen Eski Devlet<br />
Başkanı Askar Akayev Latin alfabesine<br />
geçiş için niyetlenmiş ve milli bir komisyon<br />
kurulmasını sağlamış olsa da, hem ekonomik<br />
nedenler hem de Kırgızistan sınırları<br />
içinde yaşayan çok sayıda Slav azınlıklar<br />
yüzünden, devlet yetkilileri ve elitler Latin<br />
alfabesine geçiş konusunda herhangi bir<br />
niyet belirtisi göstermemekteler.<br />
KAZAKİSTAN<br />
2025 İTİBARİYLE<br />
TAMAMEN<br />
LATİN<br />
ALFABESİNE<br />
GEÇECEK.<br />
yasada herhangi bir geçişten bahsedilmemesine<br />
rağmen, 1990 yılındaki bağımsızlığı<br />
takip eden günlerde, Batı ile olan ilişkilerin<br />
pekiştirilmesi amacıyla Latin alfabesine<br />
geçiş tartışılmaya açıldı. Kazaklar için Kiril<br />
alfabesinin daha uygun olduğunu öngören<br />
muhalefetin yoğun baskısına rağmen, 2006<br />
yılında Latin alfabesine geçiş konusunda<br />
parlamento açık niyet gösterdi. Bugün<br />
ise 2025 yılında Latin alfabesine geçişin<br />
tamamlanması öngörülüyor. Cumhurbaşkanı<br />
Nursultan Nazarbayev, Latin alfabesinin<br />
Kazak halkının modern bilgiye ulaşmasında<br />
kilit nokta olacağını belirterek özellikle<br />
de küresel bilim ve eğitim alanındaki<br />
önemini vurguladı. Geçiş döneminde iki<br />
alfabenin bir arada kullanılması öngörülürken,<br />
bu yıl ilkokula başlayan Kazak öğrenciler,<br />
orta öğretimi tamamladıklarında, geçiş<br />
sürecinin bitirilmesi planlanıyor.<br />
Kazakistan<br />
Kazakistan ise Alfabe Reformu’nu hızlandırmış<br />
durumda. 1989 Diller Kanunu’nda<br />
alfabe değişikliği ya da 1995 yılındaki ana-<br />
2<br />
1 Kiril alfabesi uzun yıllardır<br />
bölgede etkin.<br />
2 Kazakistan Cumhurbaşkanı<br />
Nursultan Nazarbayev Latin<br />
alfabesine geçiş sürecinde<br />
temkinli.<br />
3 Alfabe devrimi ile okullarda<br />
Kiril alfabesinin yanı sıra<br />
Latin alfabesi de öğretilmeye<br />
başlanacak.<br />
Başarıdaki Etkenler<br />
Liderlerin kararlılığı, ekonomik destek,<br />
kültürel sebepler, küreselleşme, din ve<br />
siyaset de etkin rol oynayan öğeler… Kendi<br />
siyasi gündemlerine ve ekonomik beklentilerine<br />
göre şekillendirdikleri kararları<br />
konusunda devletler, demografik yapılarını<br />
da göz önünde bulundurarak dil ve alfabe<br />
konusundaki duruşlarını belirlemekteler.<br />
<strong>Hazar</strong> bölgesi’nde latin<br />
ve kiril alfabelerinin<br />
coğrafi konumu<br />
Latin Alfabesi<br />
Kiril Alfabesi<br />
Kiril ve Latin<br />
Alfabesi<br />
Rusya<br />
Kazakistan<br />
Özbekistan<br />
Azerbaycan<br />
TÜRKİYE<br />
Türkmenistan<br />
Kırgızistan<br />
Tacikistan<br />
3<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 43
RÖPORTAJ<br />
44
BP Türkiye Başkanı Bud Fackrell:<br />
“ ŞAH DENİZ 2 İLE<br />
TÜRKİYE’NİN<br />
GAZ İHTİYACINA<br />
CEVAP VERECEĞİZ”<br />
BP Türkiye Başkanlık koltuğunu devralan Bud Fackrell,<br />
Türkiye’nin, Avrupa pazarıyla <strong>Hazar</strong> rezervleri arasında ortak bir<br />
yol görevi gördüğünün ve jeopolitik konumu itibariyle büyük bir<br />
rol oynadığının altını çiziyor. Bud Fackrell, BP’nin Türkiye<br />
vizyonunu ve bölge stratejilerini <strong>Hazar</strong> <strong>World</strong>’e anlattı.<br />
SOYKAN BEKTAŞ<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 45
RÖPORTAJ<br />
BP’nin 100. yılını kutladığınız bu dönemde,<br />
BP Türkiye’de ne gibi çalışmalar<br />
yürütüyor?<br />
Bizim için Türkiye oldukça önem verdiğimiz<br />
ve çok stratejik birkaç ülke arasında yer alıyor.<br />
Sizin de altını çizdiğiniz gibi 100 senedir<br />
Türkiye’deyiz. Çok uzun zamandan beri burada<br />
olduğumuz için birçok projede faaliyet<br />
gösteriyoruz. Aşağı Akım, Yukarı Akım, Bakü-<br />
Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projeleri gibi.<br />
<strong>Hazar</strong> Bölgesi’nde Şah Deniz başta<br />
olmak üzere BP birçok bölgede faaliyette<br />
bulunuyor. Bize mevcut faaliyetleriniz<br />
hakkında bilgi verebilir misiniz?<br />
Evet, <strong>Hazar</strong> Bölgesi dünya üzerinde BP’nin<br />
dikkatini verdiği en önemli bölgelerden bir<br />
tanesi. <strong>Hazar</strong>’da iki büyük saha işletiyoruz;<br />
Şah Deniz ve ACG. Petrol; Azerbaycan, Gürcistan<br />
ve Türkiye üzerinden Akdeniz’e getiriliyor.<br />
<strong>Hazar</strong>’daki enerji yatakları, boru hatları<br />
vasıtası ile Türkiye pazarına ulaştırılıyor.<br />
40<br />
Milyar dolar<br />
Azerbaycan doğal<br />
gazının Türkiye üzerinden<br />
Avrupa’ya taşınmasını<br />
hedefleyen Şah deniz<br />
projesi 40 milyar dolarlık<br />
büyüklüğe sahip.<br />
Türkiye çok güçlü<br />
bir ekonomiye<br />
sahip ve çok büyük<br />
bir doğal gaz<br />
tüketicisi.<br />
BP Türkiye Başkanı olarak Şah Deniz<br />
Gaz Projesi hakkında önemli adımlar<br />
atacağınızı söylediniz. Bu adımlar neler<br />
olacak?<br />
<strong>Hazar</strong> rezervlerinin gelişiminin devam<br />
etmesi açısından <strong>2013</strong> yılı çok önemli bir yıl<br />
olacak. Biz de Şah Deniz sahamızı genişleteceğiz.<br />
Ortaklarımızla beraber Boru Hattı N<br />
network’ü kuracağız. Bu network, gazı öncelikle<br />
Türkiye’ye getirip oradan Avrupa’ya<br />
götürmemize olanak sağlayacak. Kısaca,<br />
<strong>2013</strong> yılı çok önemli bir dönüm noktası<br />
olacak. BP’nin Avrupa’ya ulaştırmaya karar<br />
vereceği Şah Deniz Konsorsiyumu’nda dikkate<br />
aldığımız iki boru hattı var. <strong>2013</strong> yılının<br />
son çeyreğinde Şah Deniz Projesi’nde son<br />
yatırım kararımızı vereceğiz.<br />
TANAP Projesi’nden bahsedecek olursak,<br />
bu projeye destek vermeyi veya proje içinde<br />
yer almayı düşünüyor musunuz?<br />
BP olarak bu sene içerisinde TANAP<br />
Projesi’ne dahil olmayı planlıyoruz. Bu konu<br />
ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor.<br />
Türkiye’nin jeopolitik konumunu nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz? Bu konum BP için<br />
ne ifade ediyor?<br />
Türkiye hem dünyada hem bölgede önemli<br />
role sahip ülkelerden bir tanesi. Özellikle<br />
Avrupa’daki enerji güvenliği açısından. Aynı<br />
zamanda Türkiye çok güçlü bir ekonomiye<br />
sahip ve çok büyük de bir doğal gaz tüketicisi.<br />
Türkiye Avrupa pazarıyla <strong>Hazar</strong> rezervleri<br />
arasında ortak bir köprü görevi görüyor.<br />
Aynı zamanda ekstra gaz rezervlerine de<br />
ihtiyaç duyuyor. Kısaca söylemek gerekirse;<br />
1<br />
3<br />
2<br />
46
Türkiye öncelikle kendi için güvenli gazını<br />
elde edecek sonrasında ise Avrupa’ya göndermemiz<br />
konusunda bize yardımcı olacak.<br />
BP Türkiye’de Türkiye Petrolleri Anonim<br />
Ortaklığı (TPAO) ile işbirliği yapıyor. Türkiye,<br />
Shell ile ortak olarak Karadeniz’de<br />
arama anlaşması imzaladı. Sizin bu konu<br />
hakkında düşünceniz nedir? Karadeniz’de<br />
petrol ve gaz arama faaliyetlerinde bulunmayı<br />
düşünüyor musunuz?<br />
Öncelikle Shell ve TPAO’yu tebrik etmek<br />
istiyorum, umarız ki çok başarılı olurlar.<br />
Bizim Karadeniz’de rezerv arama gibi bir<br />
niyetimiz yok fakat çalışmaları dikkatle<br />
takip ediyoruz.<br />
Türkiye ve Shell yüzde 50 olmak üzere<br />
anlaşma imzaladılar. Araştırmacılara<br />
göre yüzde 50 ortaklıkta Türkiye kâr<br />
edemeyecek gibi gözüküyor. Genellikle<br />
diğer ülkelerde bu yapılan anlaşmalarda<br />
şirketler yüzde 20 ya da yüzde 30 değerinde<br />
pay sahibi olurlar fakat Türkiye’de<br />
bu oran yüzde 50. Sizce bu oran uluslararası<br />
anlaşmalar göz önüne alındığında<br />
doğru mu? Bu anlaşma ile ilgili sizin<br />
düşünceniz nedir?<br />
Bence bu konuda önemli olan finansal<br />
ortaklık değil, rezerv bulunabilmesi. Şimdilik,<br />
4<br />
5 6<br />
1 Azerbaycan Cumhurbaşkanı<br />
İlham Aliyev Şah Deniz doğal<br />
gaz yataklarını işleyecek<br />
platformu geziyor.<br />
2 BP otomobil yakıtlarından<br />
jet yakıtlarına kadar geniş bir<br />
perspektifte ürün sunuyor.<br />
3 Fackrell, 6 Aralık’ta<br />
düzenlenen <strong>Hazar</strong><br />
Forumu’nda<br />
konuşma yaptı.<br />
4 Bud Fackrell, Enerji ve Tabii<br />
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız<br />
ile birlikte.<br />
5 Şah Deniz (Bakü-Tiflis-<br />
Erzurum) doğal gaz boru<br />
hattında kritik bir öneme<br />
sahip.<br />
6 TGP-500 Platformu,<br />
Şah Deniz’de doğal gaz<br />
yataklarını işleyecek.<br />
görünen o ki, ekonomik bir hidro karbon<br />
bulunamadı. Bence bu ciddiye alınmalı.<br />
Türkiye, BP ve Shell’le ortaklık yapmaktansa<br />
kendi doğal gazını çıkarabilir<br />
miydi?<br />
TPAO, dünyada ve Türkiye’de faaliyetleri olan<br />
tecrübeli bir şirket. Bazen teknolojiye ihtiyaç<br />
duyulabiliyor bu yüzden ortaklık mantıklı<br />
gözüküyor.<br />
BP, Türkiye’de gaz bulma faaliyetlerinde<br />
aktif bir rol oynuyor. Bu konuda yürüttüğünüz<br />
yeni çalışmalar var mı?<br />
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner<br />
Yıldız, bazı kapanmış kuyuların tekrar açılabileceğini<br />
dile getiriyor. Dünyada teknoloji<br />
değişiyor, gelişiyor, yeni teknoloji kârlılık<br />
getiriyor. Bakanın aklında bir şeyler olmalı ki<br />
bunları söylüyor.<br />
TPAO ile ne gibi bir ortaklığınız söz<br />
konusu?<br />
Şu an için kesinleşmiş ortak bir projemiz yok,<br />
TPAO ile Azerbaycan’da birlikte çalışıyoruz.<br />
BP Türkiye olarak yeni istasyon yatırımı<br />
yapmayı planlıyor musunuz?<br />
Türkiye’de son dönemde beş yeni istasyon<br />
açtık. Bu yıl içerisinde yatırımlarımıza devam<br />
etmeyi ve daha da büyümeyi düşünüyoruz.<br />
Türkiye devamlı olarak büyüyor ancak diğer<br />
taraftan enerji isteği artıyor. Türkiye<br />
bu dengeyi nasıl kurmalı?<br />
Türkiye’nin enerji açısından bir stratejisi var.<br />
Şu an nükleer enerji ve hidroelektirik enerjisi<br />
alanı hakkında çalışmalarını sürdürüyor. Biz<br />
bu konuda onlara yardım etmeyi umuyoruz,<br />
özellikle Şah Deniz 2 bu konuda çok yardımcı<br />
olacaktır. Bununla birlikte Türkiye’nin gaz<br />
ihtiyacına daha iyi cevap vereceğiz.<br />
Rusya Merkez’deki BP Türkiye, oto gaz<br />
aktivitelerini neden başka bir gruba sattı.<br />
Otogaz faaliyetlerimizin değil LPG aktivitelerimizin<br />
satışını gerçekleştirdik. Bu karar<br />
uluslararası bir karar olduğu için biz de uyguladık.<br />
Sadece Türkiye ile ilgili bir durum<br />
değil. Türkiye’de otogaz çok önemli BP için.<br />
BP’nin son 100 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
BP’nin Türkiye’de zengin bir geçmişi<br />
var. Ekonominin enerji tarafının büyük<br />
parçasıyız. Ve bir 100 yıl daha kalmayı<br />
düşünüyoruz. İşlerimizi büyütüp ekonomik<br />
gelişme açısından Türkiye’ye yardım etmek<br />
istiyoruz.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 47
LIFE STYLE<br />
RUSYA’DA<br />
YÜKSELEN MARKA:<br />
KITCHENETTE<br />
Vouge, Anjelique, Zuma, Wan-na gibi 13 marka ve<br />
32 restorana sahip İstanbul Doors’un Bakü’nün ardından<br />
Moskova’ya taşıdığı markalarından biri de Kitchenette...<br />
Bölgede, markaya olan ilgi her geçen gün biraz daha artıyor.<br />
Güzin Güzey<br />
48
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 49
LIFE STYLE<br />
1<br />
İstanbul Doors Group’un farklı, rahat,<br />
kendine özgü dekorasyonu ile dikkat<br />
çeken; kahvaltıdan kokteyle, dünyanın<br />
farklı lezzetlerini ve sağlıklı alternatifleri<br />
birarada sunan lokomotif markası<br />
Kitchenette, alanında öne çıkan önemli<br />
markalardan bir tanesi. Moskova’da iki, St.<br />
Petersburg’da bir olmak üzere açtığı toplam<br />
üç şubeyle ülkedeki varlığını kuvvetlendiren<br />
Kitchenette, sınırlarını genişletmeye<br />
devam ediyor. Açıldığı ilk günden bu yana<br />
büyük bir ilgiyle karşılanan Kitchenette,<br />
önümüzdeki günlerde Rusya’nın gözde<br />
markalarından biri olacak gibi görünüyor.<br />
KItchenette’in Yükselen<br />
Başarı Grafiği<br />
Yeme-İçme sektörü her yıl katlanarak<br />
büyüyor. Restoran ve mekân yatırımları<br />
da buna paralel bir görünüm sergiliyor.<br />
Vouge, Anjelique, Zuma, Wan-na, Da Mario,<br />
Mama gibi tanınan 13 markayı bünyesinde<br />
bulunduran İstanbul Doors Grubu da bir<br />
Türk markası olan Kitchenette ile Rusya’da<br />
bu sektörü destekliyor. Konsepti ve geniş<br />
menüsünün yanı sıra lezzet ve servis konusunda<br />
sunduğu kalite ile her yaş grubu<br />
tarafından oldukça beğenilen Kitchenette,<br />
Moskova’nın merkezindeki ve St. Petersburg<br />
Galeria Alışveriş Merkezi’ndeki şubeleriyle<br />
yükselen bir başarı grafiğine sahip.<br />
1 Kitchenette’in Rusya’da,<br />
Moskova’da iki, St.<br />
Petersburg’da bir olmak<br />
üzere üç şubesi bulunuyor.<br />
2 Restoranın dekorasyonunda,<br />
rahat koltuk ve divanlar<br />
dikkat çekiyor.<br />
3 Kitchenette’te kahve ve<br />
patisserie ürünleri de<br />
sunuluyor.<br />
4 Kitchenette’in toplam şube<br />
sayısı 25.<br />
5 Kitchenette, farklı,<br />
rahat, kendine özgü<br />
dekorasyonuyla iddialı.<br />
Rusların Türk<br />
mutfağına olan<br />
ilgisi ve beğenisi her<br />
geçen gün açılan<br />
KItchenette’lerle<br />
birlikte daha da<br />
artıyor.<br />
Kitchenette’in Rusya’daki marka bilinirliği<br />
henüz çok yeni olsa da iki ay öncesine kadar<br />
tek şubesi olan marka, müşteri memnuniyeti<br />
ve geri dönüşler değerlendirildiğinde,<br />
kısa zamanda kendini sevdirmiş görünüyor.<br />
Kıtchenette, Rusya’ya<br />
Türk Mutfağını Tanıtıyor<br />
Kitchenette, Moskovalılar için ilk akla gelen<br />
lezzet duraklarından biri olmayı hedefliyor.<br />
Türkiye’deki menüsü ile neredeyse yüzde 90<br />
aynı içeriğe sahip olan; ama bazı ürünleri<br />
Rusların damak tadına uyacak şekilde uyarlayarak<br />
menüye ekleyen restoran, Rusya’da<br />
bulunmayan bazı ürünlerin olduğu az sayıda<br />
yemeği menüden çıkarmış. Ancak Ruslar’ın<br />
Türk mutfağına olan ilgisi ve beğenisi her<br />
geçen gün açılan Kitchenette’lerle birlikte<br />
daha da artıyor. Ayrıca 92 kişilik kapasitesiyle<br />
10:00 – 22:00 saatleri arasında servis<br />
sunan St. Petersburg Kitchenette’te sabah<br />
kahvaltısı, öğle ve akşam yemeğinin yanı sıra<br />
kahve ve patisserie ürünleri de sunuluyor.<br />
Mevcut konsepte Rusya’nın lokal detayları<br />
eklenerek daha beğenilir hale getirilen<br />
restoranın dekorasyonunda da rahat koltuk<br />
ve divanlar dikkat çekiyor. Kısaca menüde<br />
ve dekorasyondaki küçük dokunuş ve değişikliklerle<br />
hem Türkiye hem de Rusya’dan<br />
izler taşıyan Kitchenette, oldukça büyük bir<br />
kesim tarafından tercih ediliyor.<br />
2<br />
50
3<br />
KITCHENETTE’İN<br />
YOLCULUĞU<br />
İstanbul Doors Group’un 20<strong>05</strong> yılında<br />
oluşturduğu lokomotif markası<br />
Kitchenette; cafe, bar ve patisserie<br />
olarak hizmet veriyor. Ev rahatlığını<br />
modern çizgilerle buluşturan mekân,<br />
menüsünde Türk mutfağından olduğu<br />
kadar dünya mutfağından da pek çok<br />
lezzetli seçeneği bir araya getiriyor.<br />
Zengin menüsüyle farklı damak<br />
zevklerine hitap eden Kitchenette’in<br />
taze ekmek çeşitleri, lezzetli pastaları<br />
ve Paris klasiği olan macaron’larını<br />
tatmak ya da take-away olarak almak<br />
mümkün.<br />
Buluşmaların, sohbetlerin, keyifli<br />
ziyafetlerin adresi Kitchenette, sıcak<br />
dekorasyonu ve samimi ortamıyla<br />
keyifli bir mola olanağı yaratıyor. Kısa<br />
sürede hızla büyüyen marka İstanbul,<br />
Ankara, İzmir, Antalya, Bakü ve<br />
Moskova’da toplam 25 şubeye ulaşarak<br />
sınırlarını aşıyor. Önümüzdeki yıllarda<br />
özellikle yurt dışında açılacak<br />
şubelerle birlikte adını daha çok<br />
duyacağımız Kitchenette, beş yıl<br />
içinde franchiselarla beraber ulaşmayı<br />
hedeflediği restoran sayısını altmış<br />
olarak öngörüyor.<br />
4<br />
5<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 51
MARKA<br />
52
Kazakistan’ın Eğitim Üssü:<br />
Nazarbayev<br />
Üniversitesi<br />
Kazakistan’ın başkenti Astana’da<br />
kurulan Nazarbayev Üniversitesi,<br />
ülkede uluslararası akademik<br />
standartlarda eğitim sunan ilk<br />
üniversite olma unvanına sahip.<br />
Kazakistan Cumhurbaşkanı<br />
Nursultan Nazarbayev’in kişisel<br />
girişimleri sonucu kapılarını açan<br />
üniversite, Astana’yı Avrasya’nın<br />
bilim, eğitim ve araştırma merkezi<br />
haline getirmeyi amaçlıyor.<br />
HÜLYA KESKİN<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 53
MARKA<br />
Kazakistan’daki üniversiteler arasında<br />
tek özerk kuruluş olan Nazarbayev<br />
Üniversitesi, eğitim alanında uluslararası<br />
değerleri yakından takip eden kuruluşlar<br />
arasında ilk sırada yer alıyor. Özerklik<br />
statüsünü 19 Ocak 2011 tarihinde hükümet<br />
tarafından çıkarılan bir yasanın ardından<br />
alan üniversite, ülkedeki eğitim hayatına<br />
farklı bir soluk getirmesiyle dikkat çekiyor.<br />
Milli eğitim sistemi ile uluslararası akademik<br />
sistemi harmanlayarak, söz konusu modeli<br />
Kazakistan’da en iyi şekilde uygulamayı<br />
hedefleyen üniversite, bu kapsamda çok kısa<br />
sürede iyi bir yol aldı. Uluslararası pek çok üst<br />
düzey eğitim kurumu ile işbirliği içerisinde<br />
olan akademik kuruluş, bilimsel araştırmalara<br />
önemli katkılar sunuyor. Dünyadaki en<br />
iyi üniversitelerin eğitim sistemini ve onlarla<br />
yürütülen işbirliğini strateji olarak belirleyen<br />
üniversite, ülke ekonomisinin gelişimine<br />
ve bilimsel araştırmaların artırılmasına<br />
katkı sağlamaları için en yüksek uluslararası<br />
standartlara uygun mezunlar yetiştirmeyi<br />
amaçlıyor. Öğrencilere akademik öğretilerin<br />
yanı sıra bilimsel araştırma ve diğer alanlarda<br />
liderlik ruhunu aşılamayı hedefleyen üniversite,<br />
öğrenimde ise ülke sevgisi, dürüstlük,<br />
şeffaflık, tolerans ve yenilikçi bakış açısı odaklı<br />
bir modeli benimsiyor. Üniversite, ulusal<br />
eğitim sisteminin avantajlarını uluslararası<br />
bilimsel ve eğitime yönelik uygulamalarla<br />
birleştirerek, Kazakistan yükseköğretiminde<br />
bir marka olmayı hedefliyor.<br />
2010 yılında<br />
kurulan<br />
üniversite,<br />
öğrencilere<br />
uluslararası<br />
standartlarda<br />
öğrenim sunarak<br />
Kazakistan’da<br />
farklı bir eğitim<br />
modeline kapı<br />
araladı.<br />
rakamlarla<br />
nazarbayev üniversitesi<br />
kuruldu. 7 Haziran 2010 tarihinde de hükümet<br />
kararıyla Astana Yeni Üniversitesi’nin adı<br />
Nazarbayev Üniversitesi olarak değiştirildi.<br />
Türk Şirket tarafından<br />
inşa edildi<br />
Nazarbayev Üniversitesi, Kazakistan’da yatırım<br />
yapan en büyük Türk şirketi unvanına sahip<br />
Sembol İnşaat tarafından yapıldı. İnşasında<br />
Türk işçilerin yer aldığı üniversite, 28 Haziran<br />
2010 tarihinde düzenlenen törenle hizmete<br />
girdi. Sembol İnşaat’ın kurucularından ve aynı<br />
zamanda üniversitenin mütevelli heyeti üyesi<br />
olan Fettah Tamince, Kazak devlet adamları, iş<br />
adamları, yerel yöneticiler ve akademisyenler<br />
de törende yer aldı. Törenin açılış konuşmasını<br />
yapan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev,<br />
eğitimli gençlerin bir ülkenin en önemli gücü<br />
olduğuna dikkat çekerek, “Biz geleceğe kaliteli<br />
bir gençlik yetiştirerek, güçlü bir şekilde hazırlanıyoruz.<br />
Bu nedenle bu üniversite benim için<br />
çok önemli” şeklindeki ifadeleriyle üniversitenin<br />
ülkeye yönelik katkısına vurgu yaptı. Üniversite<br />
ilk öğrenci kabulüne 2010 yılı Eylül ayında 500<br />
1<br />
Uluslararası hedefler<br />
Dünyadaki en iyi üniversiteler sıralamasına<br />
girmeyi ve bir araştırma üniversitesi olmayı<br />
hedefleyen Nazarbayev Üniversitesi’nin en<br />
büyük amacı eğitim dünyasına katkı sağlayacak,<br />
yüksek kalitede mezunlara sahip olmak.<br />
Kazakistan’a yenilikçi bir eğitim sistemi<br />
getiren üniversite, önümüzdeki yıllarda da bir<br />
Araştırma Hastanesi kurmayı hedefliyor. Çok<br />
kültürlü ve çok uluslu bir üniversite çevresi<br />
yaratmak amacıyla kararlı adımlarla ilerleyen<br />
üniversitede uluslararası düzeyde eğitim<br />
veren çok sayıda akademisyen de bulunuyor.<br />
Üniversitenin kuruluş süreci<br />
Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in<br />
Kazakistan’da dünya klasmanında bir üniversiteye<br />
ihtiyaç olduğu yönündeki açıklamaları<br />
kuruluşun hayata geçirilmesinde önemli rol<br />
oynadı. 2007 yılında üniversitenin inşasına<br />
başlandı. 2009’da ise “Astana Yeni Üniversitesi”<br />
adıyla kâr amacı gütmeyen, yüzde 100<br />
devlet desteği bulunan bir vakıf üniversitesi<br />
Geçtiğimiz yıl üniversiteye 4 bin 178<br />
öğrenci başvurdu. Söz konusu<br />
rakam 2011 yılında 4 bin 247 iken,<br />
2010’da ise 3 bin 539’du.<br />
üniversiteye giriş Kriterlerini yerine<br />
getiren öğrenci sayısı 625 oldu. 2011<br />
yılında bu rakam 550, 2011’de ise 515’ti.<br />
70<br />
3<strong>05</strong><br />
3 bin 282<br />
201<br />
Üniversiteye toplam<br />
506 öğrenci kabul edildi.<br />
Söz konusu öğrencilerden<br />
70’i onur diploması almaya<br />
hak kazandı.<br />
<strong>2013</strong>-2014 eğitim öğretim<br />
dönemi içinde YAPILAN<br />
BAŞVURU SAYISI.<br />
2<br />
54
öğrenci ile başladı. Üniversitede, CL University<br />
College London’dan gelen 50’nin üzerinde öğretim<br />
üyesi görev yapıyor. 7 Aralık 2010 tarihinde<br />
başlayan eğitim ve öğretim döneminin ilk dersine<br />
de Cumhurbaşkanı Nazarbayev katıldı.<br />
Uluslararası<br />
üniversitelerle işbirliği<br />
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan<br />
Nazarbayev’in talimatı ile iki yıl gibi kısa bir<br />
sürede tamamlanan üniversite için dünyanın<br />
en iyi 30 üniversitesi ile işbirliği anlaşmaları<br />
imzalandı. 4 yıllık akademik programları olan<br />
ve İngilizce olarak eğitim yapan üniversitede<br />
hazırlık sınıfları da yer alıyor. Ayrıca, üniversiteden<br />
mezun olan öğrenciler, hem Nazarbayev<br />
Üniversitesi hem de işbirliği yapılan uluslararası<br />
üniversite tarafından verilen diploma<br />
olmak üzere toplam iki diplomaya sahip<br />
oluyor. İşbirliği içerisinde olunan üniversiteler<br />
arasında; University College London, Carnegie<br />
Mellon University, University of Wisconsin-<br />
Madison, The Fuqua School of Business of the<br />
Duke University, Partners Harvard Medical<br />
1 Üniversite kampüsü pek çok<br />
imkanı içinde barındırıyor.<br />
3 4<br />
2 Kazakistan’ın soğuk hava<br />
şartları sebebiyle üniversite<br />
bahçeleri içeride yer alıyor.<br />
3 Nazarbayev Üniversitesi<br />
içerisinde büyük bir<br />
kütüphane yer alıyor.<br />
4 HASEN Genel Sekreteri<br />
Haldun Yavaş Nazarbayev<br />
Üniversitesi hakkında<br />
bilgi aldı.<br />
5 Nazarbayev Üniversitesi<br />
farklı ülkelerden öğrencilere<br />
ev sahipliği yapıyor.<br />
International, University of Pittsburgh and<br />
University of Pittsburgh Medical Center,<br />
University of Pennsylvania, Argonne National<br />
Laboratory and Lawrence Berkeley Laboratory<br />
gibi önemli üniversiteler yer alıyor.<br />
7 fakülteye sahip<br />
Nazarbayev Üniversitesi, Üniversite Hazırlık<br />
Merkezi ile Mühendislik Fakültesi, Bilim<br />
ve Teknoloji Fakültesi, Edebiyat ve Sosyal<br />
Bilimler Fakültesi, İşletme Enstitüsü, Kamu<br />
Politikası Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Enstitüsü<br />
ve Tıp Fakültesi olmak üzere toplam 7<br />
fakülteden oluşuyor.<br />
Üniversitede, enerji konularındaki araştırmalarıyla<br />
öne çıkan Araştırma ve Yenilik Sistemi<br />
ile tıp alanında çalışmalara imza atan Yaşam<br />
Bilimleri Merkezi bulunuyor. Üniversitede<br />
ayrıca, uluslararası akademik programların<br />
Kazakistan’da nasıl uygulanacağı ve eğitimin<br />
iyileştirilmesine yönelik politikaları belirleyen<br />
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Politikaları<br />
Merkezi yer alıyor.<br />
5<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 55
LIFE STYLE<br />
BUGÜN,<br />
KADINLARIN...<br />
Dünya genelinde Enternasyonal Kadınlar Günü olarak kabul edilen ve siyasi bir<br />
geçmişin parçası olan 8 Mart, tüm dünyada olduğu gibi <strong>Hazar</strong> Bölgesi ülkelerinde de<br />
bayram havasında kutlanıyor.<br />
ElNUR kuliev<br />
8<br />
Mart kutlamalarının tarihsel olarak<br />
ortaya çıkış süreci işçi kadınların<br />
başlatmış olduğu grevlere dayanıyor.<br />
1800’lü yılların ortalarında ABD’nin New<br />
York kentinde, tekstil fabrikasında görevli<br />
işçi kadınlar, daha iyi koşullarda çalışabilmek<br />
ve çalışmalarının tam karşılığını alabilmek<br />
adına mücadele başlattılar. Uzun yıllar<br />
süren mücadeleler sonucunda, istedikleri<br />
hakları elde edemeyen kadınlar, son çare<br />
olarak 1857 yılında grev ilan ettiler. İşte 8<br />
Mart Dünya Kadınlar Günü kutlama geleneğinin<br />
temelinde, 1857 yılında New York<br />
tekstil fabrikasında çalışan işçilerin o gün<br />
düzenlediği “Boş Tencere Yürüyüşü”nün<br />
ve polisin müdahalesi sonucunda çıkan<br />
yangında hayatını kaybeden kadın işçilerin<br />
anıları yatıyor.<br />
Sovyetler Döneminde 8 Mart<br />
Sovyet Birliği’nin ve özellikle Rusya’nın,<br />
Kadınlar Günü hakkında aldığı kararlar<br />
bütün <strong>Hazar</strong> Bölgesi’ni etkiledi. Moskova’da<br />
2. Komünist Kadınlar Konferansı’nda ele<br />
alınan kararlar doğrultusunda, kadınlar<br />
günü ilk olarak Sovyetler Birliği’nde 1921<br />
yılında kutlanmaya başlandı. Eski takvime<br />
göre 23 Şubat gününde Petrograd şehrinde,<br />
kadın tekstil işçileri greve girdiler ve böylece<br />
Şubat devrimi başlamış oldu. 23 Şubat’ın<br />
yeni takvime göre 8 Mart gününe denk gelmesi<br />
sonucu Kadınlar Günü kutlamalarının<br />
Petrograd’da yaşanan olaylara adanması<br />
kararı alındı. 1920’den sonra dünyada çoğu<br />
ülkede popülaritesini kaybetmeye başlayan<br />
gün, bu ülkelerin aksine, <strong>Hazar</strong> Bölgesi<br />
ülkelerinde günden güne önemini artırdı<br />
ve 1966 senesinde resmi tatil olarak kabul<br />
edilen bir bayram haline geldi.<br />
Yılda Tek Tatil Günü<br />
1921’de Sovyetler<br />
Birliği’nde<br />
8 Mart’ta “Emekçi<br />
Kadınlar Günü”<br />
adıyla kadınlar<br />
günü, resmen<br />
kutlanmaya<br />
başladı. 1977’de ise<br />
Birleşmiş Milletler<br />
8 Mart’ı Dünya<br />
Kadınlar Günü<br />
olarak ilan etti.<br />
1<br />
bir anne, hem bir eş ve çalışan bir kadın<br />
olarak, hayatın içinde, bu çok yönlü süreçte<br />
mücadele etmesi, büyük bir emek ve<br />
zaman gerektiriyor. Günümüzün modern<br />
anlayışında kadınlar siyasi ve sosyal hayat<br />
içinde önemli bir yere sahip. Bu sebeple<br />
8 Mart Dünya Kadınlar Günü eski SSCB<br />
ülkeleri genelinde en önemli günlerden<br />
biri olarak kabul ediliyor. Ekim Devrimi ile<br />
birlikte gelişen süreçte 8 Mart <strong>Hazar</strong>’da,<br />
tüm halk tarafından coşkuyla kutlanan bir<br />
güne dönüştü. Yaşanan olaylar, kadınların<br />
sosyal ve siyasi yaşama katılması, kadınerkek<br />
eşitliğinin sağlanması yönünde pek<br />
çok düzenlemeye imza atılmasını sağladı.<br />
Kadınlar Günü ve arifesinde metroda,<br />
yollarda, ulaşım araçlarında her yaş ve<br />
meslek grubundan binlerce erkeği ellerinde<br />
çiçekler ile görmek mümkün.<br />
Bu günde erkekler eşlerinin, kız<br />
arkadaşlarının, annelerinin bütün işlerini<br />
yapmayı üstleniyorlar. Bu özel günde<br />
hükümet de kadınları unutmuyor. <strong>Hazar</strong><br />
Bütün dünyada kadınların hayatının<br />
kolay olmadığı kuşkusuz. Kadınların; hem<br />
56
Kadınlar Günü’nün<br />
kilometre taşları<br />
8 Mart 1857<br />
New York’lu tekstil işçisi kadınlar<br />
greve gittiler.<br />
17 Ağustos 1907<br />
II. Enternasyonal’e bağlı “Birinci<br />
Uluslararası Sosyalist Kadınlar<br />
Konferansı” Stuttgart’ta yapıldı.<br />
8 Mart 1908<br />
New York’ta “Cotton” tekstil<br />
fabrikasında kadın işçiler greve gittiler.<br />
Çıkan yangında 129 kadın işçi öldü.<br />
2<br />
26-27 Ağustos 1910<br />
II. Enternasyonal’e bağlı “İkinci Uluslararası<br />
Sosyalist Kadınlar Konferansı” Kopenhag’da<br />
yapıldı. Uluslararası çapta “kadın sorunlarına<br />
özel bir gün” belirlenmesi kararı alındı.<br />
18 Mart 1911<br />
Konferansta alınan “kadın sorunlarına özel bir<br />
gün” kararının ardından dünya çapında ilk<br />
kutlama yapıldı.<br />
8 Mart 1917<br />
(Çarlık Rusyası takvimine göre 23 Şubat<br />
1917) - Petrograd’lı tekstil işçisi kadınlar<br />
yüzlerce işyerinde grev ve direniş yaptılar.<br />
Bu eylemler Şubat Devrimi’ni başlattı.<br />
1918<br />
Almanya’da kadınlara oy hakkı tanındı.<br />
ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)<br />
ülkelerinde yapılan açıklamalara ve alınan<br />
kararlara bakıldığında, bu günün siyasi<br />
liderler için de oldukça önemli olduğunu<br />
görüyoruz. Geçmişten günümüze uzanan<br />
süreci incelediğimizde, bölgede kadınlar<br />
gününün yılın en büyük bayramlarından<br />
bir tanesi olduğu bir gerçek. 8 Mart Dünya<br />
Kadınlar Günü bütün ülkeler tarafından<br />
ulusal bir gün olarak kabul edilmiş olsa<br />
bile, bölge ülkelerinde geleneksel bir<br />
kültürün parçası olarak bayram havasında<br />
kutlanıyor. Kadınlar günü yılda bir gün<br />
kutlansa da, kadınların hayatımızdaki yeri<br />
hergün hatırlanmaya değer.<br />
1 Moskova’da kadınlar günü<br />
sebebiyle birçok kutlama ve<br />
gösteri düzenleniyor.<br />
2 Kadınlar Günü bir asıra<br />
yakın zamandır dünyada<br />
kutlanıyor.<br />
3<br />
3 Azerbaycan’ın başkenti<br />
Bakü’nün sokaklarında bayan<br />
şoförleri durduran polisler,<br />
kadınlara çiçek hediye<br />
ediyor.<br />
1921<br />
İkinci Uluslararası Komünist Kadınlar<br />
Konferansı Moskova’da yapıldı. Emekçi<br />
kadınların sorunlarına özel bir günün<br />
kutlanması için her yılın 8 Mart günü kesin<br />
tarih olarak belirlendi. Sovyetler Birliği’nde ve<br />
daha sonra kurulan tüm sosyalist devletlerde<br />
bu gün resmi tatil olarak ilan edildi.<br />
1975<br />
Birleşmiş Milletler bu yılıDünya Kadın Yılı<br />
ilan etti.<br />
16 Aralık 1977<br />
Birleşmiş Milletler 8 Mart’ın her yıl<br />
“Dünya Kadınlar Günü” olarak<br />
kutlanmasını kararlaştırdı.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 57
SEYAHAT<br />
Doğu komşumuzun;<br />
“Dünyanın yarısı (Nesf-e Jahan)”,<br />
“İran’ın incisi”,<br />
“Pers yurdunun mücevheri”,<br />
“Ortadoğu’nun Paris’i”<br />
olarak da anılan kenti, İsfahan...<br />
Timur Özkan<br />
58
Gerek doğal güzellikleri gerekse tarihi<br />
ve kültürel zenginlikleri açısından<br />
görülmeye değer bir ülke olan<br />
İran’ın gezilmesi gereken yerlerinin başında<br />
İsfahan gelir. İran’ın UNESCO Dünya Mirası<br />
Listesi’nde yer alan 15 kültürel varlığından<br />
ikisine ev sahipliği yapan İsfahan, kadim<br />
komşumuzun adeta turistik başkentidir.<br />
Gerçekten de sadece İran’ın değil dünyanın<br />
mutlaka görülmesi gereken kentlerinden biri<br />
olarak nitelendirebileceğimiz İsfahan, tarihte<br />
Sasaniler döneminden beri önemli bir yerleşim<br />
yeridir. 7. yüzyılda Arapların, 11. yüzyılda<br />
Selçukluların, 13. yüzyılda Moğolların ve daha<br />
sonra kısa bir dönem Timur’un egemenliğine<br />
geçen kent, en parlak dönemini 15. yüzyılda<br />
İsfahan’ı başkent ilan eden Safevi hükümdarı<br />
Şah Abbas döneminde yaşar. İsfahan’ın bugün<br />
bile göz kamaştıran tarihi eserlerinin çoğu bu<br />
dönemden mirastır.<br />
Dört Bağ, 40 Sütun<br />
İsfahan’ın tarihi eserleri, kenti ikiye bölen<br />
Zayende nehri ile bu nehre dik Chahar Bağ<br />
Bulvarı çevresinde yer almaktadır. 1597’de<br />
Şah Abbas tarafından açılan 5 km uzunluğundaki<br />
bulvar, Farsçada dört bağ anlamına<br />
gelen adını, bir zamanlar çevresinde bulunan<br />
evlerin bahçelerinden almaktadır.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 59
SEYAHAT<br />
1<br />
2<br />
3<br />
Chahar Bağ’ın aşağı yukarı ortalarına denk<br />
gelen, İmam Hüseyin Meydanı’na açılan<br />
büyük bir yeşil alan içindeki Cehel Sütun<br />
(Kırk Sütun) Sarayı da bir Şah Abbas eseridir<br />
ve 1650’de yapılmıştır. Mütevazı sarayın<br />
sütunlarının sayısı, adının çağrıştırdığı gibi<br />
40 değil, ancak yarısı kadar olduğu halde,<br />
bu sütunların, sarayın çevresinde yer alan<br />
havuzdaki yansımaları da dikkate alınarak<br />
böyle adlandırıldığı rivayet edilir. Sarayın<br />
büyük salonunun duvarlarını, aralarında<br />
Şah İsmail ile Yavuz Selim arasında gerçekleşen<br />
Çaldıran Savaşı’nın da resmedildiği<br />
altı büyük tablo süslüyor.<br />
UNESCO’dan tescilli<br />
tarihi eserler<br />
Çehel Sütun Sarayı’ndan kısa bir yürüyüşle<br />
ulaşabileceğimiz Nakş-ı Cihan (İmam)<br />
Meydanı, 1979 yılında UNESCO Dünya Kültür<br />
Mirası olarak ilan edilmiş. İsfahanlıların her<br />
akşam doldurdukları bir meydan olan Nakş-ı<br />
Cihan, devasa büyüklüğüne rağmen insanı<br />
ezmeyen ve hatta içine çeken bir atmosfere<br />
sahiptir. 512 x 163 metre boyutlarıyla dünyanın<br />
en büyük avlusu kabul edilen Nakş-ı Cihan’ın<br />
Farsça’daki anlamı “Dünyanın Nakşı”. Devrimden<br />
sonra İmam Humeyni veya başka bir<br />
deyişle İmam Meydanı olarak adlandırılan ve<br />
yapıldığında polo oynanan meydanın 4 kapısı<br />
Nasıl Gidilir?<br />
Türkiye Cumhuriyeti<br />
vatandaşlarına vize<br />
uygulamayan İran’ın<br />
başkenti Tahran’a kadar<br />
uçak veya trenle<br />
gelinebiliyor. Tahran’a<br />
430 km uzaklıktaki<br />
İsfahan’a ise karayoluyla<br />
gelinebileceği gibi tren<br />
veya uçakla ulaşım da<br />
tercih edilebilir.<br />
Türkiye’den trenle<br />
gelecekler, indikleri<br />
istasyondan İsfahan’a<br />
devam edebilirler.<br />
Uçakla gelişlerde ise<br />
İmam Humeyni<br />
Uluslararası<br />
Havaalanı’ndan, iç<br />
hatlara çalışan<br />
Mehrabad Havaalanı’na<br />
transfer gerekiyor.<br />
var. Ticari, İlmi, Siyasi ve Dini olarak tanımlanan<br />
bu kapılar, iki katlı yapıların çevrelediği,<br />
halen alışveriş ve mesire yeri olarak kullanılan<br />
büyük bir alana açılıyor.<br />
Kayseriye Kapısı olarak adlandırılan bir<br />
taç kapıyla İmam Meydanı’na bağlanan ve<br />
otantik atmosferini koruyan Bazaar (Kapalı<br />
Çarşı); meydanın doğu cephesinde yer alan<br />
ve olağanüstü bezemeleriyle dikkat çeken<br />
Şeyh Lütfullah Camisi; dev kubbesi altında ilginç<br />
bir ses deneyimi yaşayabileceğiniz İmam<br />
Camisi ve meydanı çevreleyen binaların en<br />
yükseği olan görkemli Ali Gapu (Ali Kapısı)<br />
Sarayı, İmam Meydanı’ndan ayrılmadan görülmesi<br />
gereken yerler arasında not edilebilir.<br />
İsfahan’ın UNESCO Dünya Mirası<br />
Listesi’ndeki bir diğer önemli varlığı, 2012’de<br />
listeye giren ve ilk yapımı 11. yüzyıla tarihlenen<br />
Jameh (Cuma) Camisi’dir. Safevi, Moğol<br />
ve Selçuk izlerini taşıyan caminin içinde<br />
yer aldığı büyük avlunun çevresindeki,<br />
birbirlerinden farklı eyvanlar da yapıldıkları<br />
dönemin mimarisini yansıtırlar. Bunlardan<br />
en görkemlisi Moğol eseri güney eyvanıdır.<br />
Zayende ve köprüleri<br />
Irak sınırındaki Zagros dağlarından doğan<br />
360 km uzunluğundaki Zayende nehri,<br />
60
4<br />
5<br />
6<br />
7 8<br />
sadece çevresindeki tarım alanlarına hayat<br />
vermekle kalmaz. Zayende aynı zamanda,<br />
üzerindeki köprüleriyle birlikte, bir nehrin,<br />
bir kenti ne denli güzelleştirebileceğinin pek<br />
güzel bir örneğidir. Zayende’nin köprülerinden<br />
en eskisi olan ve 1602’de Şah Abbas<br />
tarafından yaptırılan Sio Se Pol (sözcük<br />
anlamı 33 ayaklı köprü), gerçek adıyla Allahverdi<br />
Han köprüsü sadece yaya trafiğine<br />
açıktır. İsfahanlıların, gündüzleri altındaki<br />
çayhanelerde oturarak serinledikleri veya<br />
suda yürüyerek karşıya geçtikleri, geceleri<br />
ise köprüye bakan parklarda piknik yaparak<br />
seyrettikleri Sio Se Pol, özellikle gece aydınlatmasıyla<br />
fotoğrafçılar için kolay bulunmaz<br />
görüntüler verir…<br />
Ve diğerleri<br />
İsfahan’ın yakın çevresinde görülebilecek<br />
diğer ilginç yerler arasında: birincisi bir<br />
görevli tarafından sallandığında diğerinin<br />
de sallandığı özgün bir tasarıma sahip çifte<br />
minaresiyle meşhur Menar Junban (Sallanan<br />
Minare) Türbesi ve bir zamanlar Zerdüştlerin<br />
“ölülerini kuşlara terk ettikleri” ancak bu<br />
geleneğin terk edilmesiyle önemini kaybeden<br />
“Sessizlik Kuleleri”nin kalıntıları ile<br />
Zayende’nin güney tarafında yer alan ve Ermeni<br />
nüfusun yaşadığı Julfa Mahallesi’ndeki<br />
400 yıllık Yeni Julfa Katedrali sayılabilir.<br />
1 İsfahan’da ticaretin simgesi<br />
olan Kapalı Çarşı’nın içinden<br />
bir görüntü<br />
2 İmam Camisi’nin giriş kapısı<br />
3 Zayende nehri üzerindeki<br />
Sio Se Pol Köprüsü<br />
4 Çehel Sütun Sarayı<br />
5 Nakş-ı Cihan Meydanı<br />
6 Kapalı Çarşı’da el imalatı<br />
yapılan bir dükkan<br />
7 Hamam-e Ali Gholi Agha<br />
8 Geleneksel İran yemekleri<br />
İran’a özgü bir gelenek<br />
İran’ı anlatırken Zurhane ve Abguşt’tan<br />
bahsetmemek olmaz. İran’ın en ilginç<br />
geleneklerindendir, Zurhane’ler.<br />
Müdavimlerinin her akşam toplanıp<br />
dini bir müzik eşliğinde spor yaptığı<br />
bu mekânlar aynı zamanda binlerce<br />
yıldır kullanılagelen birer sosyal kulüp<br />
niteliğindedir. Isınma hareketlerinin<br />
ardından canlı müzik başlar. Her yaştan<br />
katılımcıların kendi güçleri kadar<br />
taşıdıkları büyüklüklerdeki miller, zincirler<br />
vb. ağırlıklarla yapılan toplu hareketlerin<br />
sonunda güreşlerin tutulduğu, anlatması<br />
zor ve mutlaka izlenmesi gereken bir ritüel<br />
olan Zurhane seansları, talep halinde<br />
turistlere açık olarak da yapılmaktadır.<br />
İran Mutfağından<br />
İran mutfağının en karakteristik yemeği olan<br />
Abguşt, toprak kâselerde pişirilir ve kâsenin<br />
ağzı masada kırılarak açılır. Böylece bir çeşit<br />
havana dönüşen kâse içindeki et ve sebzeler<br />
iyice ezilip karıştırılarak yenir. Çorbalar<br />
haricinde sulu yemek çeşitleri pek bulunmayan<br />
ve ağırlıklı olarak safranlı pirinç pilavı ve<br />
kebap çeşitlerinden oluşan İran mutfağının<br />
tüm lezzetlerini Chahar Bağ üzerindeki<br />
lokantalarda tadabilirsiniz.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 61
KÜLTÜR SANAT<br />
ÜLKEMİZİN VE SERGİNİN<br />
DEĞERLİ TAŞLARI:<br />
TÜRK SANAYİSİNİN<br />
BAŞARILI İŞ KADINLARI<br />
Aynur Ayhan’ın “1000’de Bir” isimli fotoğraf sergisi Türk sanayisinin gizli<br />
kahramanları olan iş kadınlarının fotoğraflarından oluşuyor. İş dünyasının<br />
başarılı ve güçlü 16 kadın profilini, kendi çalışma alanlarında, en doğal halleriyle<br />
fotoğraflayan Aynur Ayhan, kadın gücünün toplum için ne kadar önemli<br />
olduğunu bu fotoğraf sergisiyle anlatıyor.<br />
GİZEM GÜZEY<br />
1<br />
62
İş dünyasındaki başarılı kadınları tanıtmak<br />
için yapılan bir araştırmanın ilk<br />
ayağı olarak tanımlıyorsunuz bu sergiyi.<br />
Bu başarılı kadınlardan biri olarak sizi<br />
tanıyabilir miyiz?<br />
1965’de İstanbul’da doğdum. Girişimci bir<br />
ailenin kızıyım. Makine mühendisiyim. Sanayiciyiz.<br />
Kız kardeşimle birlikte alüminyum<br />
enjeksiyon dökümü yapıyoruz. Aile işletmemiz<br />
olan Ayhan Metal Pres Döküm A.Ş.’de<br />
Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyorum.<br />
İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller<br />
İhracatçıları Birliği (İDDMİB) yönetim<br />
kurulu üyesi olmanızın yanı sıra aktif<br />
bir iş kadınısınız. Hikâyelerini bire bir<br />
dinlediğiniz 16 başarılı iş kadınını fotoğraflayarak<br />
dikkat çekici bir sergiye imza<br />
attınız. Fotoğrafçılığa olan ilginiz nasıl<br />
başladı? Bize bu projenin oluşum sürecinden<br />
bahseder misiniz?<br />
Üniversitede harçlığımı çıkartabilmek için<br />
fotoğraf çekiyordum. Daha önce de karma<br />
sergilere katılmıştım. Genelde sektör ile ilgili<br />
olan fotoğraf sergilerini takip ediyordum. Hep<br />
bir kişisel fotoğraf sergisi açma hayalim vardı.<br />
Sanayi Odası bir fırsat verdi. Kadın Girişim<br />
Kurulu olarak TOBB sponsor oldu ve ben de<br />
hayalimi gerçekleştirdim. Serginin oluşum<br />
sürecine gelecek olursak, ben aynı zamanda<br />
İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu Üyesiyim.<br />
Değişen yönetmelikle sanayici kadınların isimlerini<br />
kurula vermem gerekiyordu. Bu süreçte<br />
parmakla sayılacak kadar az sayıda olduğumuzu<br />
gördüm. Nadir ve az bulunan, kendilerinden<br />
sonra geleceklere yolu açan ve rol model olan<br />
başarılı iş kadınlarımızı yazıp söylemenin ötesinde<br />
fotoğraflar ile belgelemek istedim.<br />
Fotoğraf serginizin ismi 1000’de bir… Bu<br />
ismin bir anlamı ya da hikâyesi var mı?<br />
Hem sanayici hem de sivil toplum kuruluşlarında<br />
görev alan, duyarlı kimlikleriyle “Biz<br />
başardık siz de başarabilirsiniz…’” diyen rol<br />
model iş kadınlarının sayısının çok az, hatta<br />
nadir olduğunu biliyorsunuz. Bu anlamda<br />
sergimin ismi nadir, az bulunan anlamında<br />
“1000’de bir” olsun istedim.<br />
TOPLUMLAR KADIN<br />
VE ERKEĞİ RAKİP<br />
OLARAK DEĞİL<br />
BİRBİRİNE<br />
BÜTÜNLEYEN,<br />
TAMAMLAYAN BİR<br />
UNSURLAR OLARAK<br />
GÖRMELİ.<br />
1 Aynur Ayhan kendi çektiği<br />
fotoğraflardan oluşan<br />
sergisinin açılışında.<br />
2 Aynur Ayhan’ın fotoğraf<br />
sergisinden bir parça.<br />
3 Serginin açılışında<br />
fotoğrafları ile projeye<br />
katkıda bulunan başarılı iş<br />
kadınları da vardı.<br />
stratejiler geliştirilmelidir. Kadının sosyal statüsünde<br />
vurgulayıcı noktalardan birini temsil<br />
ediyor bu sergi. Bizler bir bütünün parçaları<br />
olarak etkileşim içindeysek tablonun tüm<br />
bileşenlerini burada anlatmalıyız. Kadınlar<br />
erkeklerle omuz omuza her işin üstesinden<br />
gelebilir. Toplumun size kazandırdıklarını siz<br />
de başkaları ile paylaşıyorsanız değerlisiniz.<br />
Sektörünüzde kadın patron olmanın zorlukları<br />
veya avantajları var mı?<br />
İş hayatının akışında bizler de herkes gibi<br />
zorluklarla karşılaşıyoruz. İş hayatının ilk<br />
yıllarında tecrübesizliğin zorluğunu yaşarken<br />
zaman içinde tecrübeleriniz zorluklar ile<br />
baş etme konusunda deneyimler kazandırıyor.<br />
Yıllar içerisinde kazandığınız tecrübeler<br />
sizin avantajınız oluyor. Ancak bunun<br />
dışında sektörde kadın olmanın fazladan bir<br />
avantajını yaşamadık.<br />
İleriki dönemlerde bu serginin devamı<br />
olacak mı? Buna benzer projelerinizi ya<br />
da yeni planlarınızı bizimle paylaşabilir<br />
misiniz?<br />
Gelecek dönemlerde de gerçekleştirmek istediğim<br />
projelerim var. Fakat bütün fotoğrafları<br />
birebir kendim çektim. Bir yanda işim bir<br />
yanda sosyal sorumluluk görevlerim arasında<br />
böyle bir projeyi gerçekleştirdiğim için biraz<br />
yoruldum. İlerleyen dönemlerde kadınların<br />
ön planda olduğu yeni projeler ile karşınızda<br />
olacağım.<br />
2<br />
3<br />
Sergi, sektörde ve sosyal hayatımızda büyük<br />
bir boşluğu dolduracak nitelikte. Sizin<br />
bu sergi ile vermek istediğiniz mesaj nedir?<br />
Kadının yer almadığı karar mekanizmalarında<br />
kadın sorunlarına duyarlılık yeterince<br />
oluşmamakta. Dolayısıyla kadın statüsünü<br />
yükseltecek yeterli çözüme de ulaşılmamaktadır.<br />
Kadınların STK’larda görev almasını<br />
önemsiyoruz. Toplumlar kadın ve erkeği rakip<br />
olarak değil birbirini bütünleyen, tamamlayan<br />
unsurlar olarak görmeli ve bu paralelde<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 63
SUMMARY/ краткое изложение<br />
COVER / Обложка<br />
16<br />
When will<br />
TUrkIye<br />
discover<br />
its coal<br />
potential?<br />
Coal has provided almost<br />
half of the world’s energy<br />
demand over the last decade<br />
and now with its increasing<br />
demand, it appears likely to<br />
supplant oil and natural gas.<br />
Когда Турция<br />
оценит значение<br />
своего угля?<br />
В последный десять лет половина<br />
удовлетворения мировой энергии<br />
находиться в потребности растушего<br />
спроса угла, с каждым днем<br />
становиться крупным альтернативой<br />
спроса нефти и природного газа.<br />
64
With 1.1 trillion tons of total reserve in<br />
more than 50 countries and ever<br />
increasing demand for energy, coal seems to<br />
be rivaling oil and natural gas. Coal provides<br />
nearly half of the world’s energy demand for<br />
the past ten years. The richest country in<br />
the world in terms of coal reserves is USA,<br />
followed by Russia, China, Australia and<br />
India. These five countries own 75 percent<br />
of world’s coal reserves.Among the countries<br />
that use coal for electricity production<br />
South Africa comes first with nearly 93<br />
percent, followed by Poland and China with<br />
87 and 79 percent respectively. Studies show<br />
that coal will continue to be a major part of<br />
energy production in the European Union.<br />
Energy import as the main reason for<br />
Türkiye’s current deficit. Türkiye owns 1.7<br />
percent of the world’s total coal reserves and<br />
produced 1.5 million tons of coal in 2012.<br />
While coal production is far from meeting<br />
the recently increasing demand, coal’s share<br />
in electricity production is 26 percent.<br />
Türkiye plans to build a number of coal fired<br />
power plants in the near future. Using local<br />
coal in energy production may be a relief for<br />
Türkiye’s current deficit. Türkiye spends 60<br />
billion 113 million 691 Thousand Dollars of<br />
its total import for energy. Such dependence<br />
in foreign energy sources constitutes the<br />
main reason behind the Türkiye’s current<br />
deficit; a fact that highlights the importance<br />
of increasing the share of locally mined coal<br />
in energy production.<br />
Since coal is a<br />
cheap and<br />
competitive fuel,<br />
today nearly 41<br />
percent of the<br />
world’s electricity<br />
production<br />
depends on it.<br />
Из-за дешевизны<br />
и конкурентоспособности,<br />
41% производства<br />
электро<br />
энергии в мире<br />
обеспечивается<br />
за счет угля.<br />
Уголь добывается в более, чем 50<br />
странах мира, его запасы составляют<br />
1,1 млрд. тонн, и потребности в энергии<br />
ежедневно растут. Все эти<br />
обстоятельства подрывают господство<br />
нефти и природного газа. За последние<br />
десять лет почти половина мировых<br />
энергетических потребностей<br />
обеспечивается за счет угля. Самая<br />
богатая страна в мире по запасам угля -<br />
Соединенные Штаты. За ней следуют<br />
Россия, Китай, Австралия и Индия. На<br />
эти пять стран приходится 75 % от<br />
общего объема мировых запасов угля. В<br />
Южной Африке 93% производства<br />
электроэнергии осуществляется за счет<br />
угля. Далее следует Польша с 87 %. и<br />
Китай с 79 %. Доля производства<br />
электроэнергии из угля в Странах<br />
Европейского союза, как ожидается, в<br />
будущем останется прежней.<br />
Турция владеет 1.7 % мирового резерва<br />
угля и в 2012 добыла 1,5 млн. тонн угля.<br />
Производство угля с трудом<br />
удовлетворяет спрос, выросший в<br />
нашей стране в последние годы . Доля<br />
угля в производстве электроэнергии<br />
составляет 26%. В Турции в ближайшем<br />
будущем планируется строительство<br />
большого количества угольных<br />
электростанций. Производство<br />
электроэнергии из отечественного угля<br />
может оказать помощьТурции в<br />
снижении дефицита текущего счета.<br />
Турция выделяет на импорт<br />
энергоносителей 60 млрд. 113 млн.<br />
691 тысяч долларов. Основной<br />
причиной дефицита текущего счета<br />
Турции является импорт<br />
энергоносителей, и это показывает нам,<br />
насколько важен вопрос увеличения<br />
производства электроэнергии из<br />
отечественного угля.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 65
SUMMARY/ краткое изложение<br />
Kazakhstan ıs<br />
gettıng ready<br />
for 2<strong>05</strong>0<br />
The Republic of Kazakhstan’s<br />
Ambassador to Türkiye Canseyit<br />
Tümenbayev comments on<br />
Kazakhstan – Türkiye relations and<br />
Kazakhstan’s future goals.<br />
Казахстан<br />
готовиться к<br />
2<strong>05</strong>0 году<br />
Посол Республики Казахстан<br />
в Анкаре Жансеит Туймебаев<br />
дал оценку состоянию<br />
отношений Казахстана и<br />
Турции и остановился на<br />
целях Казахстана в будущем.<br />
Choosing industry and innovation as their compass,<br />
Kazakhstan has a fast developing economy. According to the<br />
<strong>World</strong> Economic Forum, Kazakhstan ranks at number 51 in<br />
the latest annual competitiveness rating of world economies.<br />
Currently there are more than 1400 Turkish companies<br />
operating in Kazakhstan. The country received more than 2<br />
billion dollars of Turkish investment to date along with<br />
Kazakhstan’s 1 million dollars of investment. These figures<br />
can be increased even more. During Prime Minister Recep<br />
Tayip Erdoğan’s visit to Kazakhstan in last May the two<br />
countries agreed on a joint management action plan to<br />
establish a Turkish – Kazakh Organized Industrial Zone in<br />
Kazakhstan and the first common organized industrial one<br />
was opened. This way, Turkish industrialists can penetrate<br />
into the Kazakh market more systematically.<br />
Казахстан, выбравший курс развития<br />
промышленности и инноваций, стал страной с<br />
растущей быстрыми темпами экономикой . По<br />
последним данным Всемирного экономического<br />
форума, Казахстан поднялся на 51 место в рейтинге<br />
конкурентоспособности стран. Более 1400 Турецких<br />
компаний продолжают свою деятельность в<br />
Казахстане. Турецкие инвестиции составляют более 2<br />
млрд. долларов. Казахские инвестиции составили 1<br />
млн. долларов. Эти цифры могут расти. В ходе<br />
визита в мае Премьер-министра Турции Реджепа<br />
Тайипа Эрдогана в Казахстан, был подписан план<br />
действий с целью организации совместной Казахскотурецкой<br />
промышленной зоны в Казахстане, и была<br />
открыта первая промышленная зона с участием<br />
турецкого капитала. Таким образом, турецкие<br />
промышленники могут войти на рынок этой страны в<br />
организованном порядке.<br />
PORTRAIT<br />
10<br />
/ ПОРТРЕТ<br />
66
24<br />
ANALYSIS / Анализ<br />
A Reformist<br />
Economy:<br />
Georgia<br />
Реформы<br />
экономики: Грузия<br />
Adopting liberalization and foreign<br />
expansion as their economic strategy<br />
after the Rose Revolution in 2003,<br />
Georgia takes firm steps forward.<br />
После Розовой Революции в 2003 году,<br />
Грузия, признавшая путь либерализации<br />
в экономике и свободы во внешних<br />
отношениях, движется уверенными<br />
шагами.<br />
Selected as the world’s most reformist country between the years<br />
20<strong>05</strong> and 2010, Georgia achieved a minimum of 6 percent real<br />
growth in Gross Domestic Product as of 2010. Wide investment<br />
opportunities given to private sector, reduction of government<br />
investments and reduction in taxes both in terms of tax items<br />
and rates were the main factors behind this success. The<br />
government also took firm measures against corruption<br />
www.hazarworld.com<br />
successfully. Employing transparent privatization policies since<br />
2004, Georgia managed to avoid the negative effects of the<br />
global recession in 2008 thanks to external loans and money<br />
coming from Georgians living abroad. Previously the country did<br />
not have a significant infrastructure however thanks to incoming<br />
investments it has achieved important progress especially in<br />
energy, tourism and agriculture. Foreign investments have played<br />
an important role in Georgia’s success while Türkiye became one<br />
of the major investors in this country.<br />
Избранная как страна, осуществившая больше<br />
всех реформ в мире в 20<strong>05</strong>-2010 годах, Грузия<br />
имеет как минимум шестипроцентный реальнй<br />
рост валового внутреннего продукта, начиная с<br />
2010 года. Важными факторами на пути достижения<br />
успеха явилось обеспечение широкого спектра<br />
инвестиционных возможностей для частного<br />
сектора, сокращение государственных инвестиций,<br />
вида налогов, а также снижение ставки налога.<br />
Были предприняты серьезные меры по борьбе<br />
с коррупцией, достигнувшие своей цели. С 2004<br />
года Грузия реализует прозрачную политику приватизации.<br />
Стране удалось преодолеть последствия<br />
мирового финансового кризиса и войны с<br />
помощью денежных вкладов грузин, находящихся<br />
за рубежом, а также внешней поддержки. В стране,<br />
не имевшей до этого должной инфраструктуры,<br />
благодаря инвестициям, значительно развились<br />
энергетический, туристический и сельскохозяйственные<br />
секторы. В то время, как иностранные<br />
инвестиции сыграли значительную роль в<br />
успехе страны, Турция стала одной из стран, сделавшей<br />
наибольшие инвестиции.<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 67
SUMMARY/ краткое изложение<br />
ANALYSIS / Анализ<br />
30<br />
70 billion Dollar<br />
bridge<br />
This year, Turkmenistan International<br />
Investment Forum was held in İstanbul<br />
under the leadership of President<br />
Abdullah Gül and President<br />
Gurbanguli Berdimuhamedov of<br />
Turkmenistan.<br />
Organized by Foreign Economic Relations Board (DEİK)<br />
and Turkish – Turkmen Business Council, the forum brought<br />
together Turkish and Turkmen ministers, government<br />
officials and businessmen at Haliç Congress Center. The<br />
considerable growth in Turkmen economy in the past four<br />
years despite the global recession, the country’s ranking as<br />
one of the top 10 countries in terms of foreign investment in<br />
2012 and its commercial relations with Türkiye were among<br />
the highlights of the forum. The forum also set a target of 70<br />
billion dollars of trade volume between Türkiye and<br />
Turkmenistan. Considering the fact that the total energy<br />
consumption in the world is expected to double in 2<strong>05</strong>0, the<br />
forum also underlined the opportunities Turkmenistan offers<br />
in terms of energy resources and geopolitical location.<br />
Мост стоимостью в<br />
70 млрд долларов<br />
Под руководством президента Турции<br />
Абдуллаха Гюля и президента<br />
Туркменистана Гурбангулы<br />
Бердымухамедова в этом году в Стамбуле<br />
состоялся Международный форум.<br />
На форуме, организованном по инициативе Совета по<br />
внешнеэкономическим связям Турции и Турецкотуркменского<br />
делового совета, в конгресс - центре<br />
Халич встретились турецкие и туркменские министры,<br />
чиновники и бизнесмены. На форуме отмечен рост<br />
экономики Туркменистана за последние четыре года,<br />
несмотря на мировой экономический кризис, а также<br />
вхождение страны в первую десятку стран получивших<br />
инвестиции в 2012 году, рассмотрены торговые отношения<br />
с Турцией. Форум имел целью увеличить объем<br />
торговли между Турцией и Туркменистаном до 70<br />
млрд. долларов. Рост потребляемой в мире энергии в<br />
2<strong>05</strong>0 году станет в два раза больше по сравнению с<br />
энергией, потребляемой в настоящее время, что превращает<br />
Туркменистан в страну больших возможностей,<br />
благодаря его энергетическим ресурсам и геополитическому<br />
положению.<br />
68
SEARCHING FOR<br />
Shale Gas<br />
Поиски<br />
“каменного газа”<br />
While discussions continue on whether rock gas can<br />
remediate Türkiye’s natural gas demand, experts indicate<br />
that although rock gas has the potential to offer an<br />
alternative to imported natural gas, Türkiye should prioritize<br />
other resources such as coal or hydro energy. Some experts<br />
claim that Türkiye has enough rock gas reserves to meet its<br />
demand for the next 9 years. Rock gas prospecting continues<br />
at a number of oil wells especially in Southeast Anatolia.<br />
Обсуждая, может ли сланцевый газ заменить<br />
использование природного газа в Турции,<br />
эксперты считают, что для производства<br />
электроэнергии сланцевый газ может стать<br />
альтернативой, однако, гораздо важнее дать<br />
приоритет в производстве электроэнергии углю<br />
и гидроэнергетике. Утверждается, что<br />
имеющиеся запасы сланцевого газа в Турции<br />
могут удовлетворить потребности в природном<br />
газе страны в предстоящие 9 лет. Во многих<br />
скважинах Турции, особенно находящихся в Юго-<br />
Восточной Анатолии, продолжаются поиски<br />
резервов сланцевого газа.<br />
HABER ANALİZ<br />
АНАЛИЗ НОВОСТЕЙ<br />
36<br />
ANALYSIS<br />
Анализ<br />
40<br />
The development<br />
process of language<br />
reforms in<br />
CASPIAN REGION<br />
Процесс развития<br />
языковых реформ в<br />
каспийских регионов<br />
Six countries declared their independence after the<br />
disintegration of the Union of Soviet Socialist Republics in<br />
1991. These countries carried out a series of language reforms<br />
in order to create a new nation. The decisiveness of their<br />
powerful leaders has played a defining role in the process.<br />
One of the main factors behind the successful implementation<br />
of the Alphabet Reform was the enthusiasm of the Turkish<br />
minority for this transition, despite the resistance coming<br />
from the Slavic minority. President Haydar Aliyev initiated<br />
the reform process in Azerbaijan by interdicting the Cryllic<br />
alphabet in 2002. The same year, thanks to the support of<br />
President Saparmurat Niyazov of Turkmenistan, the first<br />
book published in Latin alphabet took its place at the<br />
bookshelves. Tajikistan and Kyrgyzistan however, had to go<br />
through a more challenging process.<br />
В результате распада Советского Союза в 1991 году,<br />
шесть стран объявили свою независимость. Эти<br />
страны реализовали ряд языковых реформ с целью<br />
создания новой общности. В этом процессе значительную<br />
роль сыграла решительность сильных<br />
лидеров. Несмотря на сопротивление Славянского<br />
меньшинства по отношению к реформе алфавита,<br />
Тюркское большинство, ожидающее с волнением<br />
данного перехода, явилось одним из важнейших<br />
факторов в достижении успеха в реформе. В<br />
Азербайджане данный процесс был начат Гейдаром<br />
Алиевым, и, как продолжение этого процесса, в<br />
2002 году была отменена кириллица, тогда, как при<br />
поддержке Сапармурада Ниязова в Туркменистане,<br />
первая книга, выпущенная на латинице уже давно<br />
заняла своё место на полке. В Таджикистане и<br />
Киргизии процесс происходил еще более болезненно.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 69
SUMMARY/ краткое изложение<br />
“We are planning to<br />
MEET TURKIYE’S GAS<br />
NEEDS WITH SAH DENIZ 2”<br />
Интервью с<br />
президентом BP в<br />
Турции Бад Факреллом<br />
INTERVIEW / Интервью<br />
44<br />
BP will be expanding Shah Deniz gas field in <strong>2013</strong>.<br />
A network will be established to transport natural gas to<br />
Europe via Türkiye which will enable Türkiye to receive<br />
its own share at the outset. The president of BP Türkiye<br />
Bud Fackrell underlined the fact that the company had<br />
a rich history in Türkiye. “We constitute a large share of<br />
energy sector and we are planning to be here for the<br />
next 100 years” he said.<br />
BP в <strong>2013</strong> году расширяет месторождение<br />
Шах Дениз. Газопровод. который будет<br />
построен, будет доставлять газ в Европу через<br />
Турцию и, в первую очередь, обеспечит<br />
газом Турцию. Президент BP в Турции Бад<br />
Факрелл сказал: “BP имеет богатую историю в<br />
Турции. Мы являемся большой частью<br />
энергетической стороны экономики, и<br />
думаем остаться еще на 100 лет “.<br />
A Popular Brand in<br />
Russia: Kitchenette<br />
Восходящая марка<br />
в России: Kitchenette<br />
48<br />
LIFE STYLE /Образ жизни<br />
İstanbul Doors Group’s Kitchenette, draws<br />
attention more then ever with its distinct, cozy,<br />
original indoor decoration and also by serving<br />
tasteful and healthy cuisines from all over the<br />
world. Kitchenette has two restaurants, one in<br />
Moscow and other one in St.Petersburg.<br />
Kitchenette aims to become one of the uppermost<br />
restaurants in Moscow.<br />
İstanbul Doors Group сеть ресторанов<br />
Kitchenette предлагает разновидный,<br />
удобный и своем увереным декорации<br />
затягивает в себя внимания. От завтрака<br />
до коктейлов, разных блюдов из мировой<br />
кухни и здоровая алтернативные<br />
привкусы предлагает локомотивная<br />
марка Kitchenette. Kitchnette в России с<br />
каждым днем становиться всё более<br />
популярным. В России у Kitchenette есть<br />
три филиала, двое из них находиться в<br />
Москве и один в Санкт-Петербурге. Цель<br />
Kitchenette стать самым главном<br />
остановкой для Московских гурманов.<br />
70
BRAND / Марка<br />
52<br />
Kazakhstan’s<br />
education epicenter:<br />
Nazarbayev University<br />
Центр образования<br />
Казахстана: «Назарбаев<br />
Университет»<br />
Established by President Nursultan Nazarbayev in<br />
Kazakhstan’s capital city Astana, Nazarbayev University is<br />
the first educational institution in the country that meets<br />
international academic standards. Offering quality<br />
education in 7 different faculties to raise well educated<br />
graduates, the university now aims to transform Astana into<br />
a hub of science, education and research in Eurasia region<br />
and become one of the top universities in the world.<br />
Providing students with various education opportunities<br />
the university has signed various collaboration agreements<br />
with 30 different universities some of which are among the<br />
best in the world.<br />
A Day For Women<br />
Сегодняшние<br />
женщины<br />
The Caspian Region celebrates the 8th of March in a festive<br />
atmosphere just like the rest of the world. Today’s modern<br />
understanding gives women an important role in society and<br />
politics. Women’s struggle for equality began on March 8,<br />
1857 with female textile workers’ strike in New York and<br />
March 8 was declared as International Women’s Day by the<br />
United Nations in 1977. To celebrate the occasion traffic<br />
police presents flowers to female drivers in Baku.<br />
Как и во всем мире, в Каспийском регионе, 8 марта<br />
отмечается в праздничной атмосфере. В<br />
современном понятии женщины занимают важное<br />
место в политической и социальной сфере.<br />
Процесс, берущий начало с забастовки текстильшиц<br />
в Нью Йорке 8 марта в 1857 году, привел к<br />
признанию этого дня со стороны ООН<br />
Международным женским днем в 1977 году. В Баку<br />
милиционеры останавливают женщин за рулём<br />
для того, чтобы подарить им цветы.<br />
LIFE STYLE<br />
Образ жизни<br />
56<br />
По инициативе Президента Нурсултана<br />
Назарбаева, в столице Республики Казахстан<br />
Астане, организован «Назарбаев Университет» ,<br />
являющийся первым университетом страны,<br />
предоставляющим образование<br />
соответствующее международным<br />
академическим стандартам , с целью превратить<br />
Астану в центр образования и научных<br />
исследований Евразии. «Назарбаев<br />
Университет», благодаря высокому уровню<br />
образования выпускников, стремится стать<br />
одним из лучших университетов мира.<br />
«Назарбаев Университет» заключил соглашение<br />
о сотрудничестве с 30 университетами, среди<br />
которых есть и самые лучшие университеты<br />
мира, для предоставления студентам различных<br />
возможностей получения образования.<br />
www.hazarworld.com<br />
NİSAN <strong>2013</strong> SAYI <strong>05</strong> 71
SUMMARY/ краткое изложение<br />
Iran’s capital city<br />
of tourism<br />
Туристическая<br />
столица Ирана<br />
TRAVEL<br />
56<br />
/ ПУТЕШЕСТВИЯ<br />
Isfahan is the must-see city in Iran, a country definitely worth<br />
visiting with its natural, historical and cultural treasures.<br />
Listed as UNESCO <strong>World</strong> Heritage and hosting two of the 15<br />
cultural properties in the same list, Isfahan enchants its<br />
visitors also with its culinary culture and traditions.<br />
Иран - страна обладающая природной красотой,<br />
историческими и культурными ценностями,<br />
которые стоит посмотреть. И начинать<br />
путешествие по стране надо с Исфахана. Из списка<br />
объектов Всемирного наследия ЮНЕСКО в Иране,<br />
состоящего из 15 наименований, два находятся в<br />
Исфахане. В то же время, этот город очаровывает<br />
посетителей своей кухней и традициями.<br />
Powerful Businesswomen<br />
Успешные женщины предприниматели<br />
в промышленности Турции<br />
LIFE STYLE<br />
КУЛьТУРА ИССКУСТВО<br />
60<br />
Aynur Ayhan is a successful businesswoman and<br />
a photographer. Having worked as a professional<br />
photographer in her university years to gain<br />
some money, this time Ayhan photographed<br />
prominent women from Turkish Industrial<br />
sector for her latest exhibition entitled “1000’de<br />
1” (millesimal). Ayhan will be coming up with<br />
new projects focused on women.<br />
Айнур Айхан - успешный предприниматель<br />
и фотограф. Айхан занималась<br />
фотографированием в университетские<br />
годы, чтобы заработать на карманные<br />
расходы. Теперь же, она фотографирует<br />
сильных женщин Турецкой промышленности<br />
для своей выставки «Одна из тысячи».<br />
В будущем мы вновь засвидетельствуем<br />
новые проекты Айхан, ориентированные<br />
на женщин.<br />
72