Bildiriler - Spor Bilim
Bildiriler - Spor Bilim
Bildiriler - Spor Bilim
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ağlı olarak bir soru daha akla geliyor: konservatuvarda verilen eğitimde, yani notanın, solfejin,<br />
her türlü müzik teorisinin, çalgı bilgisinin en iyi şekilde öğretildiğini hepimizin kabul ettiği<br />
akademik kurumlarda, bu tarz durumlarda ne gibi yöntemlere göre hareket etmek gerektiğini<br />
resmi programdaki hangi formal ders öğretecektir?<br />
Bu bağlamda aklıma takılan küçük bir gerçeğin daha altını çizmek ve burada sizlerle<br />
paylaşmak isterim – ülke olarak yıllarca hep çok başarılı olduğumuz her hangi bir ulusal ya da<br />
uluslar arası folklor yarışmasında, okullu dansçılarımızın yanında, onlara eşlik etmek üzere<br />
yarışmaya katılan müzisyenler grubu neden çoğunlukla söz konusu çalgıların konservatuvar<br />
mezunlarından değil de yerel (lokal) usta çalgıcılardan oluşturuluyor?<br />
Ülkemiz köklü Konservatuvarlarından Ankara Devlet Konservatuvarı İkincisi ve<br />
Müzikoloji Bölümü Birincisi olarak mezun olan, müzik kültürü, etno-kültürel kimlik ve<br />
müzikal-kültürel aidiyet konuları üzerinde yıllarca çalışmalar yapan ve henüz yolun çok başında<br />
olan bir müzik bilimcisi, bir etnomüzikolog olarak aşağıdakileri belirtmekte yarar görüyorum.<br />
Kuşkusuz konservatuvarlarda:<br />
a)davul ve benzeri tüm vurmalı çalgıları çalmak öğretilebilir;<br />
(1)<br />
b)urna ve aynı aileden yaygın Doğulu/Avrupalı türevlerini çalmak yani bu tip<br />
çalgılardan üfleyerek çeşitli tekniklerle ses çıkartmak, nüans yapmak, notaya göre bunlardan<br />
çeşitli derecelerde ve vurgularda tınılar elde etmek öğretilebilir;<br />
ancak,<br />
bu gibi eğitim süreçlerinde, konservatuvarlarda sürdürülen günümüz formal eğitim<br />
metotları ile öğretilemeyecek, aktarılamayacak şeyler de vardır. Bunlar müzikal-kültürel<br />
örüntülerden ibaret pek çok sayıdaki geleneksel tutum, davranış ve uygulamalardır. Etno-kültürel<br />
kimliğimizi nesiller ötesinden belli biçimde şekillendire gelmiş kültürel kodlardır. Bu türden<br />
özgün tamamlayıcıların, burada öğretilememesi, aktarılamaması da gayet doğaldır,<br />
konservatuvarlar, özellikle anabilim dalları ile, bu tip özel sosyo-kültürel dokuların öğretildiği<br />
değil, olağanca zenginlikleriyle araştırılıp korunmak üzere arşivlendiği, ilgililerle paylaşıldığı<br />
yerler olmalıdır.<br />
Burada ilgiliye öğretilmesi ve/veya aktarılması güç olan şey bir çalgıyı çalmak değildir<br />
aslında, notaya ve belli bir metoda sahip herkes bunu öyle veya böyle başarabilir, asıl mesele o<br />
çalgıyı nasıl çalmak gerektiği konusudur ya da başka bir deyişle özgün, yerel (lokal) folklorik<br />
müzikal-kültürel mirasın oluşturduğu birikim paralelinde çalabilmeyi öğretmektir.<br />
Bu bağlamda, sınıfta kolaylıkla öğretilemeyeceklere dair iki örnek vermek gerekirse:<br />
a) alanda güreşi hissederek, yaşayarak, belki o anda kendini pehlivanın yerine koyarak,<br />
onun gibi düşünerek, ya da zurnacı ustanın geçen seneki güreşlerde geliştirdiği bir-iki yeni<br />
yöntemden ilham alıp yenilerini geliştirerek çalmak – bir başka deyişle kendi tarzında ama yine<br />
de Edirne'ye özgü, özellikle de Edirne'nin Kırkpınar tavrına özgü çalmak…<br />
b)tam olarak nerede, hangi geçişle yavaşlanıp başka bir havaya geçileceği, neden ve<br />
nerelerde ne şekilde hızlanıp, karşıda güreşen pehlivanların kalp atışlarını taklit eder gibi<br />
nerelerde durulacağını, müzikal anlamda nerede “nefes alınıp”, nerede bunun üstadın tarzından<br />
da feyiz alınarak, nağmeye dönüştürülerek, “verilebileceği” kolaylıkla öğretilemez.<br />
Bu gibi örnekler doğal olarak çoğaltılabilir…<br />
1 Zurna ailesinin “geleneksel” kategorisinde yer alan türleri dahi hem köken itibarı ile Doğu’da hem de özellikle Orta Çağ Haçlı<br />
Seferleri sonrası Batı Müzik kültürlerinde oldukça geniş bir yer tutmuşlardır. Bkz. Kaynakça: yura ğ, yı rnay, su:na, kaba zurna,<br />
orta zurna, cura zurna/zil zurna; surlija, bishnica, nay-i türki, şahnay, surnay, shalmei, shawm, lizzard, zink (Orta Çağ<br />
cornetto’su), serpent, cor des turcs, török şip, haubois v.s…