30.07.2014 Views

Bildiriler - Spor Bilim

Bildiriler - Spor Bilim

Bildiriler - Spor Bilim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

pehlivan olan Sarı Saltukla başlamış olsa da o topraklarda güreşin kalıcığının sağlanmasında<br />

Barkan'ın işaret ettiği Kolonizatör Türk Dervişleri'nin çok büyük etkisi olmuştur. Bu dervişlerden<br />

biri ilk dönem ve hatta başlangıç olarak kabul edilebilir, Seyit Ali Sultan'dır, diğeri ise daha sonraki<br />

dönemin önemli isimlerinden Demir Baba'dır. İlki Batı Trakya'nın girişinde Edirne'ye yakın yerde<br />

Dimetoka'da etkin olmuş , ikincisi de Kuzey Doğu Rumeli de Deliorman bölgesinde etkin olmuştur.<br />

2.1 SeyitAli Sultan<br />

Bektaşilerin ilk Avrupa'ya geçişleri Sarı Saltuk aracılığıyla olmuş ve bunu ikinci geçiş<br />

olarak SeyidAli Sultan öncülüğündekiAlp-Erenler gurubu takip etmiştir.<br />

Seyid Ali Sultan Bektaşi geleneğinde Kızıl Deli olarak tanınır ve Türk geleneklerinde<br />

Pehlivanlığın Piri olarak yerini alır. Horasan erlerinden Hüseyin Ataoğlu olduğu bilinir.<br />

Lakaplarından biri de Hızır Lala veya Hızır Lale'dir. M. 1310- 1402 yılları arasında yaşamıştır. 1397<br />

de Bektaşilerin en önemli dergahlarından biri olan Dimetoka dergahını yaptırmış burada eğitim<br />

düzeni kurmuştur.<br />

Dergahı 1826 da yıkılmıştır. Dimetoka yöresinin Demirviran köyündedir. Seyid Ali<br />

Sultan'ın esas mezarı buradadır. Mücerret Hilafet Dergahı olarak uzun yıllar hizmet vermiştir.<br />

Dergah Kızıl Deli diye tanınan ırmağın kenarın da olduğu için yöre halkı dergahı<br />

betimlemek üzere bu ismi sıkça kullanmış ve bu isim, SeyidAli Sultan'ın lakabı olarak kullanılmıştır.<br />

Bektaşilerin ikinci Pir olarak tanıdığı Balım Sultan'ın babası Mürsel Baba ile yakın dostluğu vardır.<br />

Mürsel Baba da Dimetoka'da SeyyidAli Sultan dergahına yakın bir yerde kendi dergahını açmıştır.<br />

İkinci Kırkpınar Efsanesi<br />

Söylenceye göre; Seyid Ali Sultan, düşünde Hz. Muhammed den talimat alarak Hacı<br />

Bektaş Veli ye gelen 40 dervişten biridir. Hacı Bektaş Veli tarafından Orhan Han a Rumeli nin<br />

fethinde hizmet vermek üzere yollanırlar. Bektaşi tercümanlarında ve gübankların da Rumeli nin<br />

gözcüsü olarak yer alan Seyid Ali Sultan ın adına Seyid Gazi (Gazi Rüstem Baba Sultan) tarafından<br />

yazılmış bir de velayetname bulunmakta dır. Söylenceye göre, aralarında Seyid Ali Sultan ın da<br />

bulunduğu ve kendi mekanlarında, Horasan da bulunan 40 Er düşlerinde Hz. Muhammed den<br />

aldıkları talimatla Rumeli nin fethin de bulunmak üzere Hacı Bektaş a gelirler. Kırk, simgesel olarak<br />

Bektaşi literatüründe yerine göre çokluğu (kesret) yerine göre de tevhidi simgeler. Hacı Bektaş<br />

onlara hizmet gösterir üç gün için de hizmet tamamlanır ve SeyidAli Sultan'ı kırkların başına getirir.<br />

Emir Sultan'ı sancaktar, Seyit Rüstem Gazi yi kadıasker, Abdüssamed Fakı'yı imam, Seyid Zali'yi<br />

saka, SeyidAhmedi'yi kılavuz tayin eder. Kırklar yola çıkarlar.<br />

Çanakkale, Lapseki'ye varırlar.Burada Çardak mevkiinden Geliboluya oradan bolayır,<br />

İpsala ve Edirne'ye ulaşırlar.Edirne'nin kırlarında rahatlayıp, biraz dinlenmek isterler. Bu ara da erler<br />

zindeliklerini de korumak için güreş tutmaya başlar. Amaçları, sabaha dek güreş tutmaktır. Ancak<br />

tam bu niyetle güreşe yeni başlamışken düşman kuvvetlerinin üzerlerine gelmekte olduğunun<br />

haberini alırlar. Hemen toparlanma kararı çıkar, ne var ki, güreş tutan erlere bir türlü güreşi<br />

bıraktıramazlar. (Bu arada, Seyid Ali Sultan : ne zaman bırakırlar güreşi diye düşünürken tamam der<br />

sabaha kadar dediğimize göre horozlar ötene dek onlar güreşi bırakmaz, o da “ötün ya mübarekler!”<br />

diyerek talimat verir. Bunun üzerine çevredeki horozlar hep bir ağızdan öter. Kırkağaç bölgesinde<br />

günümüzde de horozlar sabah henüz olmadan, saat üç gibi öter diye inanılmaktadır.) Kırklara<br />

dönersek, horozların öttüğünü duyunca, sabah oldu diye düşünerek güreşi bırakırlar, ama kimin galip<br />

kimin yenik olduğunu bilemezler. Hepsi güreşe devam edebilecek durumdadır. Bu durumda, sorunu<br />

çözmesi için SeyidAli Sultan'a başvurulur. 0 da, sırtında kum taneleri olan mağlup demektir şeklinde<br />

görüş bildirir. Böylece güreşen erlerin sırtlarını yoklarlar, kimin sırtında kum varsa, onun sırtı yere<br />

gelmiştir, o yeniktir diye düşünerek galipleri ilan ederler. Türk geleneklerinde pehlivanların sırtının<br />

yere gelerek yenik ilan edilmeleri geleneğinin başlangıcı da böylece Seyyid Ali Sultan söylencesine<br />

bağlanır.<br />

Bunu, 1825 öncesi güreşlerde pir olarak Seyid Ali Sultan ın gösterilmesi de<br />

doğrulamaktadır. Söylencenin sonunda, uzun süren güreş sonrasında erler yorulmuştur, Düşman

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!