Zaferi; denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan materyali - Savunma ...
Zaferi; denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan materyali - Savunma ...
Zaferi; denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan materyali - Savunma ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“<strong>Zaferi</strong>; <strong>denizi</strong> <strong>kontrol</strong> altında <strong>tutan</strong>, ihtiyacı <strong>olan</strong> <strong>materyali</strong>,<br />
gereksinmesi olduğu zaman, istediği yere ulaştırabilen ülke<br />
kazanır.”
YAYIN KURULUNDAN<br />
Değerli okurlar,<br />
Bir önceki sayımızda söz verdiğimiz gibi savunma sanayiindeki modern Entegre Lojistik<br />
Destek uygulamalarını ve ülkemizde son dönemde sık tartışılmaya başlanan “Ömür Devir<br />
Yönetimi” kavramını ana konular olarak belirlediğimiz sayımızla sizlerin karşısındayız. Bu<br />
sayımızın elinize planlanandan geç ulaşmasından dolayı anlayışınızı bekler, bunun<br />
nedeninin sizlere yeni lojistik destek yaklaşımları konusunda referans bir kaynak sunma<br />
gayretimizden kaynaklanan titizlik olduğunu vurgulamak isteriz.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayimizin geçirdiği dönüşüm itibariyle; yurt dışından doğrudan teminlisanslı/ortak<br />
üretim-mevcut sistemlerin modernizasyonu-milli platform ve sistemlerin<br />
tasarımı ve geliştirilmesi aşamalarından geçtiğini müşahede ediyoruz. Doğrudan dış<br />
pazarlardan temin edilen platform ve sistemlerin lojistik destek aşamasında karşılaşılan<br />
idari, siyasi ve ekonomik engeller, Türk <strong>Savunma</strong> Sanayiinin ana ve yardımcı silah<br />
sistemlerinin tasarım ve geliştirme aşamasından başlayarak mümkün <strong>olan</strong> en üst seviyede<br />
yerlileştirilmesini zorunlu kıldı. Bu amaçla önce envanterdeki silah sistemlerinin milli<br />
imkânlarla modernize edilmesine, akabinde de tamamen milli olarak tasarlanıp<br />
geliştirilecek ürünlere yönelik çalışmalara hız verildi.<br />
Geldiğimiz noktada milli olarak geliştirilen kara, hava, deniz platformları, milli uydular ve<br />
bunlara entegre alt sistem ve silahların lojistik idame ve bakım konseptlerinin de<br />
kavramsal tasarım safhasından başlayarak planlanması zorunluluğu <strong>olan</strong> bir döneme<br />
girdik.<br />
Elinizdeki sayıda en güncel sürdürülebilirlik ve güvenilirlik yaklaşımlarını, son 10 yıl<br />
içinde milli imkanlarla tasarlanıp geliştirilen platform ve sistemlerden bazılarına<br />
yönelik lojistik destek konseptlerini ve <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı’nın<br />
modern lojistik destek konseptlerine öncülük etmek için yürüttüğü<br />
faaliyetleri bir özet olarak bulacaksınız. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değişik<br />
kademelerindeki bir çok görevinden sonra en son Kara Kuvvetleri<br />
Lojistik Komutanlığı’ndan emekli <strong>olan</strong> ve halen Roketsan<br />
Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Dr. Eyüp KAPTAN<br />
ile yapılan söyleşiyi de faydalı bulacağınızı<br />
ümit ümit ediyoruz. ediyoruz.
Bu<br />
sayımızda<br />
06<br />
Bir Konuk Bir Söyleşi<br />
Sn. Eyüp KAPTAN<br />
ROKETSAN Yönetim Kurulu Başkanı<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayiinin<br />
Yayın Sahibi<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığı Adına<br />
Murad BAYAR<br />
11<br />
Önündeki Gelecek<br />
“Lojistik Destek”<br />
Danışma Kurulu<br />
Dr. Veysel YAYAN<br />
Ömer İNAK<br />
Ünal ÖNSİPAHİOĞLU<br />
Prof. Dr. Mehmet AKŞİT<br />
Necip BERKMAN<br />
Mehmet AKÇAY<br />
Turgut ŞENOL<br />
Hüseyin BAYSAK<br />
14<br />
İnsansız Hava Aracı (İHA)<br />
Sistemlerinde<br />
Lojistik Destek<br />
Yayın Kurulu<br />
M. Levent ŞENEL (Başkan)<br />
Ahmet Raci YALÇIN (Başkan Yardımcısı)<br />
Füsun KAYAALP<br />
Fatih SARITAŞ<br />
M. Sami ULUKAVAK<br />
Esra A. ÇAVUŞ<br />
Oğuzcan SAMSUN<br />
Jale KARAKAŞ<br />
Harun BODUR<br />
22<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Projelerinde<br />
Lojistik Destek:<br />
ALTAY ELD Uygulamaları<br />
G. Nil NOYAN<br />
Çağlar BALCI<br />
Sinan DAL<br />
Sorumlu<br />
Yazı İşleri Müdürü<br />
Fotoğraflar<br />
Necmi KOLDAŞ<br />
Aziz TURAN<br />
26<br />
Entegre Lojistik Destek<br />
Faaliyetleri - FNSS Yaklaşımı<br />
Yayın İdare Adresi<br />
T.C. M.S.B.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />
İnönü Bulvarı Kirazlıdere Mevkii<br />
Süleyman Emin Caddesi No: 6/7<br />
(06100) Bahçelievler / ANKARA<br />
Tel: +90 312 411 90 00<br />
Faks: +90 312 411 93 86<br />
www.ssm.gov.tr<br />
yk@ssm.gov.tr<br />
Yayın Türü<br />
Ulusal Süreli Yayın<br />
Yayın Şekli<br />
Yılda 3 kez - Türkçe<br />
Yayın Tarihi Mart 2013<br />
Tasarım ve Baskı<br />
Art Tanıtım<br />
Hilal Mah. 694. Sokak No: 27<br />
Çankaya / ANKARA<br />
Tel: +90 312 425 59 96<br />
Faks: +90 312 425 57 27<br />
www.arttanitim.com.tr<br />
art@arttanitim.com.tr<br />
"Tüm yayın hakkı <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı'na ait olup, ücretsizdir.<br />
Parayla satın alınmaz. Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.<br />
Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.
30<br />
BMC-KİRPİ ELD<br />
Faaliyetleri<br />
54<br />
SSM<br />
2. Tedarik Lojistiği<br />
Kurultayı<br />
33<br />
Değişen Bakım<br />
Konseptleri ve Uçak<br />
Bakım Destek Yazılımlarının<br />
Uluslararası Standartlarla<br />
Uyumu ile Elde Edilen<br />
Kazanımlar<br />
61<br />
GÜNDEM<br />
Ziyaretler,<br />
İmza Törenleri ve<br />
Fuarlar<br />
40<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayinde<br />
Kamu-Özel İşbirliği<br />
65<br />
Haberler<br />
Gemi İnşa Projelerinde<br />
44<br />
Veri Yönetiminin Önemi<br />
49<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığı’nda Ömür Devri<br />
Yönetimi Yaklaşımı
Bir Konuk Bir Söyleşi<br />
Sn. Eyüp KAPTAN<br />
ROKETSAN Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Son 20-25 yıllık dönemi göz önüne aldığımızda,<br />
milli savunma sanayimizin bugün gelmiş<br />
olduğu noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Özellikle yurt içi geliştirme projeleri ile gerek<br />
TSK, gerekse sanayimiz açısından sağlanan<br />
kazanımlar nelerdir?<br />
1964 yılındaki Kıbrıs Buhranı esnasında<br />
müttefik ülkelerden temin edilen silah ve<br />
teçhizatın kullanılmasında yine bu ülkeler<br />
tarafından yapılan engelleme sonucunda<br />
savunma ihtiyaçlarının milli kaynaklar<br />
kullanılarak sağlanması gerektiği sonucu<br />
ortaya çıkmıştır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı<br />
sonrasında kurulan çeşitli Silahlı Kuvvetler<br />
Vakıflarınca ASELSAN, HAVELSAN ve ASPİLSAN<br />
gibi bazı devlet sermayesine dayalı şirketler<br />
kazanılmışsa da mevcut tedarik politikalarıyla<br />
savunma ihtiyaçlarının karşılanamayacağı<br />
anlaşılmıştır. Bunun üzerine milli bir savunma<br />
sanayii altyapısının tesisine ilişkin politikaların<br />
tespiti ve bu politikaları tatbik etme yetki ve<br />
sorumluluğuna sahip mekanizmaların oluşturulması<br />
maksadıyla 1985 yılında “<strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />
Başkanlığı” (SaGeB) kurulmuştur. Bu Başkanlık<br />
1989 yılında <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />
olarak yeniden teşkilatlanmıştır. Modern bir<br />
savunma sanayiinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı<br />
Kuvvetleri’nin modernizasyonunun sağlanması<br />
amacı “<strong>Savunma</strong> Sanayii Hakkında<br />
Kanun” ile belirlenmiş ve bu kapsamda;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Yerli sanayi altyapısından azami ölçüde<br />
yararlanmak,<br />
İleri teknolojiye dayalı yeni yatırımları<br />
yönlendirmek ve teşvik etmek,<br />
Yabancı teknoloji ile işbirliği ve sermaye<br />
katkısını sağlamak,<br />
Araştırma-geliştirme faaliyetlerini teşvik<br />
etmek<br />
vazifeleri ortaya konarak <strong>Savunma</strong> Sanayi<br />
Müsteşarlığı tarafından, Türkiye’yi sürekli alıcı<br />
konumundan çıkaran ve diğer ülkelerle dengeli
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
07<br />
işbirliğini mümkün kılan bir savunma sanayii<br />
kurulması çalışmalarına hız verilmiştir. Büyük<br />
bir gayretle yürütülen bu çalışmalar sonucunda<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayiimiz Kara Araçları, Deniz<br />
Araçları, Elektronik, Havacılık ve Uzay, Silah<br />
Mühimmat Roket ve Füze, Elektrik, Bilişim, AR-<br />
GE ve Mühendislik, Malzeme Kalıp ve Parça,<br />
Giyim ve Kuşam ile Diğer Üreticiler olmak üzere<br />
ihtiyaç duyulan hemen her alanda gelişmiş,<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayiimizin toplam cirosu 4.5<br />
Milyar ABD Dolarına,<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayiimizin toplam ihracat<br />
rakamı 1.2 Milyar ABD Dolarına ve<br />
Toplam AR-GE harcamaları 700 Milyon ABD<br />
Dolarına ulaşmış,<br />
TSK İhtiyaçlarının Yurtiçinden Karşılanma<br />
Oranı (YİKO) % 54’ü geçmiştir.<br />
1985-1990 yılları arasında %98 <strong>olan</strong> yurt<br />
dışından doğrudan alım yoluyla tedarik<br />
oranı, 2006-2011 döneminde %12’ye<br />
düşmüştür. Bu dönemde kalan tedarik<br />
ihtiyacı Yurtiçi Geliştirme (%33), AR-GE (%1)<br />
ve Ortak Üretim (%54) ile karşılanır hale<br />
gelmiştir.<br />
Görüldüğü gibi <strong>Savunma</strong> Sanayiimiz son 25 yıl<br />
içerisinde muazzam atılımlar kaydetmiş olarak<br />
her geçen gün kendini daha da aşmakta, TSK<br />
ihtiyaçlarının tamamını karşılama yolunda<br />
süratle ilerlemektedir.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii alanındaki üretim faaliyetlerine<br />
1988 yılında Stinger projesi ile başlamış<br />
<strong>olan</strong> ROKETSAN’ın aradan geçen 25 yıl içinde<br />
ulaşmış olduğu teknik ve ekonomik olgunluk<br />
düzeyini kısaca özetleyebilir misiniz?<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığımız ile hemen<br />
aynı tarihlerde hayata atılmış <strong>olan</strong><br />
ROKETSAN’ın gelişmesi savunma sanayiimizin<br />
gelişme süreci ile aynı paralelde süratle<br />
ilerlemiştir. 1988 yılında 25 kişilik çekirdek<br />
kadrosuyla bir apartman dairesinde çalışmaya<br />
başlayan ROKETSAN, bugün itibariyle 1600<br />
kişiye ulaşan ve parolası “başarı” <strong>olan</strong><br />
mükemmel donanımlı personeliyle çok çeşitli<br />
alanlarda faaliyet göstermektedir. Bu alanlar;<br />
Her çap ve menzildeki roket, füze ve<br />
güdümlü mühimmat ile roket motoru<br />
tasarım ve üretimi dahil bunlara ait parça ve<br />
bileşenleri,<br />
Her çap ve menzildeki satıhtan satıha<br />
roket, füze ve güdümlü mühimmata ait<br />
fırlatma sistemleri ile bunları tamamlayan<br />
yardımcı sistemler,<br />
Her çap ve menzildeki hava savunma füze<br />
sistemleri ile bunları tamamlayan yardımcı<br />
sistemler,<br />
Her çap ve menzildeki havadan yere füze<br />
sistemleri ve güdümlü diğer mühimmat,<br />
Her çap ve menzilde havadan havaya füze<br />
sistemleri,<br />
Denizaltı savunma harbi roketleri ile<br />
bunlara ait atıcı sistemler,<br />
Suüstü hedeflerine karşı kullanılan çeşitli<br />
mühimmat ve bunlara ait atıcı sistemler,<br />
Her çap ve menzildeki güdümlü tanksavar<br />
silah sistemleri ile bunlara ait parça ve alt<br />
bileşenleri,<br />
Değişik tip mühimmat için çeşitli çap ve<br />
özelliklerde tapalar,<br />
Roket ve Füze Yakıt Teknolojileri ve Yakıt<br />
Kimyasalları,<br />
Balistik koruma maksatlı her çeşit tasarım<br />
ve üretim,<br />
Mühimmat ömür belirleme tesis ve<br />
altyapısının oluşturulması ile mühimmat<br />
ayırma ve ayıklama tesisi kurulumudur.<br />
ROKETSAN’ın 2012 yılı satış toplamı bir önceki<br />
yıla göre % 48 gibi çok büyük bir artışla 414.5<br />
Milyon TL’ye , ihracat miktarı 130 Milyon TL ile<br />
cironun % 30’una ulaşmıştır. Toplam satış<br />
tutarının 2016 yılında 1 Milyar TL’yi aşması<br />
beklenmektedir. Geçtiğimiz yıl imzalanan sözleşmelerin<br />
tutarı ise 1 milyar TL’ye yaklaşmıştır.<br />
ROKETSAN’ın yaklaşık 2,5 Milyar ABD Doları<br />
tutarında taahhüdü bulunmaktadır.<br />
TSK’ya bugüne kadar teslim edilen ROKETSAN<br />
ürünü sistemler ile devam eden veya üzerinde<br />
çalışılan projeler hakkında genel bir bilgi<br />
alabilir miyiz?<br />
Türkiye’nin roket ve füze konularına liderlik<br />
etmesi amacıyla kurulan ROKETSAN, TSK’nın<br />
bu yöndeki ihtiyaçlarını ulvi bir milli görev<br />
sayarak büyük bir gayretle karşılamaya devam<br />
etmektedir. ROKETSAN tarafından bugüne<br />
kadar tamamlanarak TSK’nın teslim edilen<br />
ancak talep geldikçe temini gerçekleştirilmeye<br />
devam eden projelerimiz; ROKETSAN’ın<br />
kuruluşunu müteakip ilk projesi <strong>olan</strong> Avrupa<br />
Stinger Projesi kapsamında TSK’nın teslim<br />
edilen Stinger Füzelerinde kullanılan Fırlatma<br />
ve Uçuş Motorları, Hava Kuvvetlerimizin<br />
ihtiyacına binaen Rapier MK II Hava <strong>Savunma</strong><br />
Füzelerinin Kontrol Tahrik Sistemleri, Kara<br />
Kuvvetlerimiz için 107 mm.lik Anadolu, 122<br />
mm.lik Mızrak ve 302 mm.lik Kasırga Roketleri<br />
ile 600 mm.lik Yıldırım Füzeleri ve bunların<br />
fırlatma sistemleri <strong>olan</strong> 122 mm.lik Sakarya,<br />
302 mm.lik Kasırga ve 600 mm.lik Yıldırım<br />
Fırlatma Sistemleri ve bunlara ait Komuta<br />
Kontrol Araçları, Mühimmat Araçları ve Bakım<br />
Onarım Araçlarının tasarımı ve üretimi,<br />
Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisinin<br />
(MAAT) tamamlanması, benzer şekilde<br />
Mühimmat Islah, Geliştirme ve Yenileştirme<br />
Merkezi (MİGYEM) tesis edilmesi, TSK’nın<br />
teslim edilen Roket ve Füze Sistemlerine ait<br />
simülatörler ve dershanelerinin tesis edilmesi,<br />
Deniz Kuvvetlerimiz için Denizaltı <strong>Savunma</strong><br />
Harbi (DSH) Roketi ve Fırlatma Sistemi,<br />
dünyadaki benzerleri arasında en mükemmeli<br />
olarak yerini alan 2.75” Lazer Güdümlü Füze<br />
CİRİT’in geliştirilmesi ve teslimi projeleridir.<br />
TSK’nın kazandırılmak üzere zamanında ve<br />
başarıyla tamamlamak için büyük bir gayretle<br />
çalıştığımız projelerimiz ise; Orta Menzilli<br />
Tanksavar Füzesi (OMTAS) ile Uzun Menzilli<br />
Tanksavar Füzesi (UMTAS) Projeleri, Alçak İrtifa<br />
Hava <strong>Savunma</strong> Füze Sistemi (AİHSFS) ve Orta<br />
İrtifa Hava <strong>Savunma</strong> Füze Sistemi (OİHSFS)<br />
Projeleri, Portatif Hava <strong>Savunma</strong> Füzesi,<br />
Portatif Tanksavar Füze Sistemi, ALTAY Milli<br />
Tankımızın Zırh Sistemi, 155 mm.lik Uzun<br />
Menzilli Obüs Mermisinin Dipten Yanma<br />
Ünitesinin tasarım ve üretimi, çeşitli çaplarda<br />
roket ve füzeler için mekanik tapalar, uçaksavar<br />
mühimmatı için tapalar ile elektromekanik<br />
tapalar ve elektronik akıllı tapaların tasarımı ve<br />
üretimi ile Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve<br />
Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarının karşılanmasına<br />
yönelik çeşitli diğer projelerdir.
Bir Konuk Bir Söyleşi<br />
1988 yılında 25 kişilik<br />
çekirdek kadrosuyla bir apartman<br />
dairesinde çalışmaya başlayan<br />
ROKETSAN, bugün itibariyle<br />
1600 kişiye ulaşan ve parolası<br />
“başarı” <strong>olan</strong> mükemmel<br />
donanımlı personeliyle çok çeşitli<br />
alanlarda faaliyet göstermektedir.<br />
ROKETSAN bünyesinde, teslim edilen veya<br />
üretimleri devam eden sistemlerin lojistik<br />
desteğinin sağlanması için yapılan çalışmalar<br />
nelerdir? Özellikle, tasarım ve prototip<br />
üretimi aşamalarında büyük önem taşıyan ve<br />
ürünlerin ömür devri maliyetini optimize<br />
etmeyi amaçlayan Entegre Lojistik Destek<br />
(ELD) faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?<br />
ROKETSAN tarafından 1995 yılı ile 2008 yılı<br />
arasında devam eden üretim ve teslimat<br />
faaliyetleri kapsamında 122 mm SAKARYA ve<br />
302 mm Kasırga Çok Namlulu Roketatar, 600<br />
mm Yıldırım Füze Silah Sistemleri ile bunlara ait<br />
mühimmat TSK envanterine kazandırılmıştır.<br />
Teslim ettiği ürünleri için en ekonomik, güncel<br />
ve ihtiyacı karşılayabilecek lojistik destek<br />
ürünlerini TSK’ya sunma gayreti içerisinde <strong>olan</strong><br />
ROKETSAN, talep edildiğinde ürünlerinin yakın<br />
desteğini, bakım onarımını, eğitim atışı ve<br />
operasyonel atış desteğini sağlamaktadır.<br />
Üretimleri devam eden projelerin imzalanmış<br />
sözleşmelerinde yer alan TSK ELD isterleri<br />
ROKETSAN tarafından her bir proje için özel<br />
olarak hazırlanan ELD Planı’nın esaslarını<br />
oluşturmakta ve TSK lojistik destek altyapısına<br />
uyumlu olabilecek ELD planı hazırlanmaktadır.<br />
Kavram aşamasından itibaren tasarım<br />
faaliyetleri içerisinde lojistik destek tasarımı ve<br />
analizleri yapılarak kullanıcı dostu, kolay<br />
desteklenebilir ve idame ettirilebilir, güvenilir,<br />
ömür devir maliyeti optimize edilmiş ürünler<br />
ortaya konulması hedeflenmektedir.<br />
ROKETSAN tarafından yeni üretilen silah<br />
sistemlerinin çağdaş anlamda ELD<br />
elemanlarına (simülasyon dershaneleri,<br />
gömülü simülatörler, ELD bilişim altyapısı, vb.)<br />
sahip olması hedeflenmekte olup, TSK’nın bu<br />
husustaki taleplerine olumlu ve yapıcı destek<br />
verilmektedir.<br />
Tasarım ve prototip üretimi aşamalarında<br />
Entegre Lojistik Destek Planı- Lojistik Destek<br />
Analizi Planı- Bakım Planı- Tedarik Desteği<br />
Planı- Güvenilirlik ve İdame Edilebilirlik Planı-<br />
Özel Tip Test Ekipmanları- Paketleme, Taşıma,<br />
Depolama ve Ulaştırma Planı- Teknik Dokümantasyon<br />
Planı- Eğitim Gereksinim Analizi- İş<br />
Gücü ve Personel Planı- Tesis Gereksinim Planı-<br />
Elden Çıkarma Planı- Üretici Destek Planı-<br />
Eğitim Planı- Ömür Devri Maliyeti Analizi dokümanları<br />
ROKETSAN tarafından üretilmekte ve<br />
Proje Yönetim Makamı‘na sunulmaktadır.<br />
Çok yüksek güvenilirliğe sahip bir sistemin elde<br />
edilmesi için yüksek yatırım ve işgücü<br />
gerekmektedir. Düşük güvenilirliğe sahip bir<br />
sistem için ise kullanım süresince yüksek idame<br />
maliyetleri söz konusudur. Buna göre güvenilirlik<br />
çalışmalarında, güvenilirliği artırma<br />
maliyeti ile güvenilirsizliğin getireceği maliyetin<br />
toplamının en düşük olduğu seviyenin<br />
aranması esastır.<br />
ROKETSAN tarafından tasarlanan ve geliştirilen<br />
roket, füze ve fırlatma sistemleri ve alt<br />
sistemleri, güvenilirlik hesaplamaları açısından<br />
farklı ihtiyaçlar ortaya koymaktadır. Yakıt,<br />
piroteknik, patlayıcı gibi enerjik malzemeler<br />
içeren ve tek kullanımlık <strong>olan</strong> roket ve füze<br />
sistemlerinde, dep<strong>olan</strong>ma koşullarına göre<br />
zamana bağlı olarak değişen güvenilirlik<br />
değerleri en yüksek seviyelere çekilmeye<br />
çalışılmakta, çok kullanımlı fırlatma sistemlerinde<br />
ise sistem ömür döngüsü süresince<br />
kullanılabilirlik oranını istenen oranda<br />
sağlayacak ancak toplam bakım-onarım<br />
maliyetlerini asgari seviyelere çekecek<br />
güvenilirlik değerlerine ulaşmak hedeflenmektedir.<br />
Yakından bildiğiniz gibi, mevcut lojistik<br />
sistemimizde savunma sistemlerin TSK’ya<br />
teslimi ile garanti süresini müteakip firmalarımızın<br />
rolü tamamlanmakta ve sistem ile<br />
üreticisi arasındaki bağ büyük ölçüde<br />
kopmaktadır. Bu noktadan hareketle,<br />
ROKETSAN’ın TSK envanterine teslim etmiş<br />
olduğu veya edeceği ürünlerin kullanım<br />
döneminde üstleneceği rollere ilişkin bir<br />
çalışma veya uygulama mevcut mudur? Bu<br />
bağlamda, kullanıcının karşılaştığı sorunlar,<br />
arıza oranları vb. konularda sistematik bir<br />
bilgi akışı sağlanabilmesi için neler yapılabilir?<br />
ROKETSAN’ın hedefi TSK tarafından talep<br />
edilen ürünleri en fazla yerli tasarım ve üretim<br />
katkı payıyla teslim etmek ve bu ürünlerin<br />
kullanım ömürleri sonuna kadar talep edilen<br />
Lojistik Desteğini sağlamaktır. Bu nedenle<br />
ROKETSAN; garanti döneminin sona ermesiyle<br />
kesintiye uğramayan, TSK ile yakın koordinasyon<br />
ve işbirliği içeren Lojistik Destek (LD)<br />
hizmeti sunabilmenin gayreti içerisindedir. Bu<br />
amaçla, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi<br />
(Product Life-Cycle Management-PLM)<br />
sisteminin ROKETSAN içerisinde yer alması<br />
gereken kısmının kurulması için proje başlatılmıştır.<br />
PLM sistemi; ürünün kavram aşamasından<br />
üretilmesine, kullanıcıya teslimine,<br />
kullanımına ve elden çıkarılmasına kadar tüm<br />
faaliyetleri bir bütün olarak sarmalamakta,<br />
bilgilerin emniyetli, ulaşılabilir ve paylaşılabilir<br />
şekilde dep<strong>olan</strong>masını, sürekli ve dinamik bilgi<br />
alışverişini sağlamaktadır.<br />
ROKETSAN tarafından teslim edilen sistemler,<br />
tasarım döneminde kullanıcının katılımıyla<br />
belirlenen bir kullanım konsepti üzerine inşa<br />
edilmektedir. Ancak uygulamada sistemlerin<br />
gerçekleşen kullanımlarının planlanandan<br />
faklılaşabildiği görülebilmektedir (kullanım<br />
süresinin artması, operasyonel akışta farklılıklar<br />
gibi). Yeni sistemlerin tasarlanmasında ve<br />
geliştirilmesi aşamalarında, ileride olabilecek<br />
aksaklıkların ortadan kaldırılabilmesi amacıyla<br />
yapılan güvenilirlik analizlerine en önemli girdi,<br />
benzerlik taşıyan sistemlerle ilgili doğru<br />
geribildirimlerdir. Bu geribildirim sürecini<br />
günümüzün iletişim ve otomasyon imkanlarıyla<br />
sistematik hale getirebilmek mümkündür.<br />
Bu konuda TSK ile etkin bir geribildirim<br />
sistemi kurulması projelendirilebilir.<br />
ROKETSAN, firma fojistik desteğinin, performansa<br />
dayalı lojistik esasları oluşturularak,<br />
TSK ile üreticiyi içerisine alan PLM sistemiyle<br />
etkin olarak kullanılması gerektiğini değerlendirmektedir.<br />
Bu sistemin TSK ve üretici<br />
tarafında kurulması, gerekli arayüz bağlantılarının<br />
oluşturulması, Tedarik Sözleşmesi ile<br />
garanti sonrası döneme yönelik sözleşmelere<br />
bağlı sorumlulukların belirlenmesi önemli<br />
adımlar olabilecektir.<br />
Tüm bu faaliyetlere paralel olarak sözleşme<br />
imzalanmasını ve işleyişi kolaylaştıracak<br />
mevzuat değişikliklerinin yapılmasına ihtiyaç<br />
olduğu değerlendirilmektedir. Örneğin dünyanın<br />
ileri gelen ordularında her geçen gün<br />
yaygınlaşmakta <strong>olan</strong> performansa dayalı lojistik<br />
esaslarına dayalı firma lojistik desteğinin;<br />
daha etkin, ekonomik ve kaynak israfını<br />
önleyen bir yaklaşımı olacağı değerlendirilmektedir.<br />
ROKETSAN tarafından yürütülmekte <strong>olan</strong><br />
projelerde; TSK ihtiyaçlarına uygun olarak<br />
geliştirilen sistemlerinin ömür devri boyunca<br />
güvenirlik, kullanılabilirlik ve idame edilebilirlik<br />
açısından uygulanması öngörülen<br />
faaliyetler nelerdir? Belirlenen faaliyetlerde<br />
uygulanması hedeflenen standartlar hangileridir?<br />
Kısaca özetleyebilir misiniz?
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
09<br />
Örneğin, uzun yıllar envanterde kullanılan Çok<br />
Namlulu Roketatar Sistemleri Lojistik Destek<br />
Analizi çalışmaları kapsamında görev ve<br />
kullanım analizleri gerçekleştirilerek sistemin<br />
kullanım konseptinin oluşturulması ile sistem<br />
tasarımına gereksinimler ortaya konmakta,<br />
operatörün sistemi işletirken ihtiyaç duyabileceği<br />
tüm detaylar dikkate alınmakta ve en<br />
kötü durum senaryoları oluşturularak sistemlerde<br />
gerekli yedekleme (back-up) çözümleri<br />
kazandırılmaktadır. Ayrıca bu çalışmalar<br />
ışığında doğru ve yeterli bilgi seviyelerinde<br />
operatör el kitapları ve talep edilen diğer<br />
dokümanlar oluşturulmakta, eğitim içeriği ve<br />
materyalleri hazırlanmaktadır. Gerçekleştirilen<br />
güvenilirlik ve kullanılabilir analizleri ile hem<br />
optimum güvenilirlikte sistemler elde edilebilmekte,<br />
hem de optimum yedek parça sayıları<br />
belirlenmektedir.<br />
ROKETSAN tarafından tasarlanan ve geliştirilen<br />
roket, füze, fırlatma sistemleri ve alt<br />
sistemlerinde güvenilirlik, kullanılabilirlik ve<br />
idame edilebilirlik için analiz çalışmaları<br />
gerçekleştirilmektedir. Oluşturulan Lojistik<br />
Destek Analizi planları kapsamında bu<br />
çalışmalar ele alınmaktadır. Buna göre<br />
ROKETSAN tarafından tasarlanan ve geliştirilen<br />
roket, füze, fırlatma sistemleri ve alt sistemlerinde<br />
kullanım çalışması, karşılaştırmalı<br />
analizler, desteklenebilirlik tasarım faktörleri,<br />
fonksiyonel ihtiyaçlar, destek alternatifleri,<br />
görev analizi gibi çalışmalar askeri standartlar<br />
(özellikle MIL-HDBK-502 ve MIL-STD-1388)<br />
referans alınarak gerçekleştirilmektedir.<br />
Projelerde uygulanan Entegre Lojistik Destek<br />
faaliyetleri göz önüne alındığında en ciddi<br />
faydanın maliyet etkinlik olduğundan<br />
hareketle, optimum maliyetle sistem<br />
kalitesinin garanti altına alınmasına yönelik<br />
sağlanan hizmetler, kullanılan programlar ve<br />
ROKETSAN personelince alınan eğitimler<br />
nelerdir? Söz konusu eğitimler hakkında<br />
genel bir bilgi verebilir misiniz? Ayrıca;<br />
yapılan çalışmalarda maliyet etkinlik nasıl<br />
sağlanmıştır, örnek verir misiniz?<br />
Geliştirilen sistemlerin ömür döngüsü boyunca<br />
optimum maliyet etkinliğinin sağlanabilmesi<br />
amacıyla özellikle Sistem Mühendisliği<br />
alanında çalışan personelin Güvenilirlik, Kullanılabilirlik<br />
ve İdame Edilebilirlik konularında<br />
ve Lojistik Destek Analizi, Emniyet Analizi<br />
konularında eğitim alarak uzmanlaşması<br />
sağlanmaktadır. Ayrıca Satış Sonrası Hizmetler<br />
Müdürlüğü bünyesindeki personelin, konusunda<br />
uzman <strong>olan</strong> ve deneyimli firmalardan<br />
ELD Planı, Bakım Planı, Eğitim Planı ve<br />
Dokümantasyonu, Tedarik Desteği Planı ve<br />
diğer operasyonel ELD ürünlerinin hazırlanması<br />
konularında uygulamalı eğitim ve danışmanlık<br />
desteği alması sağlanmaktadır.<br />
Bakım, onarım ve idame etme maliyetlerinin<br />
maliyet etkin olmasının sağlanmasına yönelik<br />
olarak; tasarım çalışmalarında modülerlik,<br />
kullanıcı dostu olma, cihaz içi test kabiliyeti,<br />
azami yerli yedek parça tedarik <strong>olan</strong>ağı,<br />
optimum sayıda kullanıcı ve bakım personeline<br />
ihtiyaç duyma, asgari sarf malzemesi<br />
kullanımı ve benzeri kriterler dikkate<br />
alınmaktadır. Tasarımda uygulanan Entegre<br />
Lojistik Destek faaliyetlerine ilişkin olarak<br />
ROKETSAN tarafından geliştirilen projelerdeki<br />
Lojistik Destek Analizi çalışma-larından<br />
örnekler verebilir misiniz? Bu konu-da<br />
tasarıma girdi olarak LDA uygulamalarınızdaki<br />
temel parametreleriniz nelerdir?<br />
Projelerde; tasarım aşamasında güvenilirlik<br />
program planlaması, görev ve destek sistemleri<br />
belirleme çalışmaları, alternatiflerin değerlendirilmesi,<br />
destek gereksinimlerinin tanımlanması<br />
ve değerlendirilmesi sağlanmaktadır.<br />
Lojistik çalışmalarında temel girdiler sistemin<br />
kullanım konsepti ve kullanıcı altyapısıdır.<br />
Bir kullanıcıya göre kurulan lojistik altyapısı,<br />
aynı sistemi kullanan başka bir kullanıcı için<br />
optimum olmayabilir. Dolayısıyla sistemlerin<br />
desteklenebilirliği değerlendirilirken kullanıcının<br />
tasarım ve geliştirme süreçlerine bu<br />
anlamda önemli girdileri bulunmaktadır.<br />
Buna göre ROKETSAN tarafından tasarlanan ve<br />
geliştirilen roket, füze, fırlatma sistemleri ve alt<br />
sistemlerinde kullanım çalışması, karşılaştırmalı<br />
analizler, desteklenebilirlik tasarım<br />
faktörleri, fonksiyonel ihtiyaçlar, destek<br />
alternatifleri, görev analizi gibi çalışmalar<br />
gerçekleştirilmektedir.<br />
TSK bünyesinde uzun yıllar üst düzey görevlerde<br />
bulunmuş olmanız sebebiyle milli<br />
sistemlerin lojistik desteğinin sağlanmasına<br />
ilişkin mevcut durum ve önümüzdeki dönemde<br />
yapılabilecek düzenlemeler hakkında<br />
değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?<br />
TSK, bütün faaliyet alanlarında olduğu gibi<br />
lojistik desteğin de büyük öneminin bilincinde<br />
olarak bu alandaki faaliyetlerini etkin şekilde<br />
yürütmekte ve bu kapsamda;<br />
Mevcut silah, destek ve altyapı ihtiyaçlarının<br />
belirlenmesini, teminini, dağıtımını<br />
ve idamesini sağlamak üzere sistem,<br />
malzeme, bütçeleme, sözleşme ve teknik<br />
yönetim fonksiyonlarını gerçekleştirmekte,<br />
Envantere yeni girecek sistemlerin seçimi,<br />
tedarik ve entegrasyonu ile hizmet ömrü<br />
sonunda envanterden çıkarılması faliyetlerini<br />
sürdürmekte,<br />
Envanterdeki sistemlerin kullanım ömürlerini<br />
uzatmak için gerekli iyileştirme<br />
süreçlerini planlamakta ve uygulamaktadır.<br />
Bütün bu faaliyetleri gerçekleştirirken Tedarik<br />
Lojistiği ve Harekat Lojistiği prensiplerine<br />
sadık kalarak tam etkin bir lojistik yönetimini<br />
gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.<br />
Günümüzde başdöndürücü hızla ortaya çıkan<br />
teknolojik gelişmeler ve bunların savunma<br />
ihtiyaçları üzerinde aynı hızla değişen etkileri,<br />
desteklenebilir tasarımların daha tedarik<br />
safhasında üretilmesini hedefleyen tedarik<br />
lojistiğinin önemini daha da arttırmaktadır.<br />
Bunun yanı sıra gittikçe daha pahalı ve<br />
karmaşık yapıya bürünen, son derece hassas ve<br />
yüksek teknoloji ürünü <strong>olan</strong> yeni silah ve<br />
destek sistemleri ile akıllı mühimmatlar, daha<br />
karmaşık ve çok daha teknolojik ve pahalı<br />
bakım ve onarım gibi idame ihtiyaçlarının<br />
ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu tür<br />
gelişmiş sistem ve mühimmatlar özel teçhizat<br />
ve çok iyi yetişmiş, konusunda uzmanlaşmış<br />
teknik personel gerektirmektedir. Bunların<br />
sonucunda lojistik destek analizlerinin
Bir Konuk Bir Söyleşi<br />
yapılması ve lojistik desteğin planlanması ve<br />
uygulanması daha zor ve karmaşık hale<br />
gelmektedir. Bütün bu zorlukları bertaraf<br />
edebilmek maksadıyla lojistik destek analizleri<br />
sonucunda uygulanması mümkün olarak<br />
değerlendirilen silah ve destek sistemleri için<br />
Performansa Dayalı Lojistik Sistemi’nin<br />
uygulanması en uygun çözüm olarak değerlendirilmektedir.<br />
Bu sistemde füzeler gibi yüksek<br />
teknolojiye sahip mühimmat dahil her çeşit<br />
karmaşık savunma sistemlerinin ömür devirleri<br />
boyunca en düşük maliyetle tam etkin olarak<br />
hazır bulundurulması, tedarik lojistiği safha-<br />
sında üretici veya yüklenici firmaların<br />
sorumluluğuna verilmektedir. Tedarik safhasında<br />
planlanan ve uygulamaya konan bu<br />
sistemin, başlangıç maliyetlerini oldukça<br />
yükseltici bir yöntem gibi görülse de ömür<br />
devri boyunca gerçek lojistik destek maliyetinin<br />
düşüklüğü ve sistemlerin bakım ve onarım<br />
sürelerinin kısaltılması ile yeni teknolojik<br />
ihtiyaçlara göre süratle iyileştirilmesi gibi<br />
idame kolaylıkları dikkate alındığında özellikle<br />
yüksek teknolojiye dayanan karmaşık ve pahalı<br />
sistemler için çok daha maliyet etkin olacağı<br />
değerlendirilmektedir.<br />
Bu kapsamda, Türkiye’de üretilen silah<br />
sistemleri ve füzeler gibi hassas mühimmatın<br />
bakım ve idamesinin özel sözleşmeler yoluyla<br />
ilgili firmalarca yapılması TSK’nın büyük bir<br />
yükten kurtaracaktır. Bu gerçekleştirildiği<br />
taktirde silah sistemleri ve hassas mühimmat<br />
her zaman göreve hazır olacaktır.<br />
TSK’nın gerek tedarik lojistiği gerekse idameişletme<br />
lojistiği kapsamında talep edeceği<br />
performansa dayalı lojistik destek sağlama<br />
sürecinde ihtiyaç duyacağı her türlü lojistik<br />
destek konularında ROKETSAN üzerine düşeni<br />
en iyi şekilde yerine getirmeye hazırdır.<br />
Korgeneral (E) Dr. Eyüp KAPTAN;<br />
1949 yılında Aydın’ın Söke ilçesinde doğmuştur. 1969 yılında Kara Harp Okulundan İstihkam<br />
Subayı olarak mezun olmuştur. 1970 – 1977 yılları arasında İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez<br />
Komutanlığında takım ve bölük komutanlığı görevlerini yapmıştır.<br />
1979 yılında Kara Harp Akademisinden, 1984 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisinden mezun<br />
olmuştur. 1979 – 1984 yılları arasında 51nci ve 61nci Tümen Komutanlıklarında İstihbarat ve<br />
Harekat Eğitim Şube Müdürlükleri görevlerinde bulunmuş, 1984 – 1985’de Pakistan Kurmay<br />
Kolejini bitirmiş, 1985 – 1988 yılları arasında Kara Harp Akademisinde Öğretim Üyeliği yapmış,<br />
1988 – 1990 yılları arasında ise Amerika Birleşik Devletleri Komuta Kurmay Kolejinde Türk İrtibat<br />
Subayı ve Öğretim Görevlisi olarak çalışmıştır. Amerika’daki görevini müteakip, 1990 – 1992<br />
yıllarında Genelkurmay Protokol Şube Müdürü, 1992 – 1994 yıllarında Genelkurmay Başkanı Özel<br />
Kalem Müdürü, 1994 – 1996 yılları arasında Kara Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanı olarak görev<br />
yapmıştır. 30 Ağustos 1996 tarihinde Tuğgeneralliğe terfi etmiştir. 1996 – 1998 yılları arasında<br />
34ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı olarak Ağrı, Bitlis, Bingöl ve Tunceli illerinde İç Güvenlik<br />
Harekatına katılmıştır. 1998 – 2000 yıllarında İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı<br />
görevini icra etmiştir.<br />
2000 yılında Tümgeneralliğe terfi etmiştir. 2000 – 2002 yıllarında Harp Akademileri Komutanlığı<br />
Kurmay Başkanlığı, 2002 – 2005 yıllarında ise İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığını<br />
yürütmüştür. 30 Ağustos 2005 tarihinde Korgeneralliğe terfi ederek, 2005 – 2007 yılları arasında<br />
Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı ile Genelkurmay Denetleme Başkanlığı,<br />
2007 – 2009 yılları arasında da 8nci Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur.<br />
Ağustos 2009 – 2011 yılında Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı görevini icra etmiş ve 30 Ağustos<br />
2011’de kadrosuzluk nedeni ile emekliye ayrılmıştır.<br />
Yurt içinde ve yurt dışında gördüğü çeşitli kursların yanı sıra Ege Üniversitesi İşletme Fakültesini<br />
bitirmiş, Amerika’da Webster Üniversitesinde Personel Yönetimi Dalında Yüksek Lisans ve<br />
Marmara Üniversitesinde Tarih dalında doktora yapmıştır. Çeşitli makalelerinin yanı sıra Lozan<br />
Konferansında Azınlıklar Sorunu kitabı yayımlanmıştır.<br />
İç Güvenlik Harekatındaki başarılarından dolayı Genelkurmay Başkanlığınca Üstün Başarı<br />
Madalyası ve Üstün Cesaret ve Feragat Şerit Rozeti ile ödüllendirilmiştir. Ayrıca ABD Liyakat<br />
madalyası sahibidir.<br />
18 Ocak 2012 tarihinden bu yana Roketsan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı görevini yürütmektedir.<br />
Korgeneral(E) Dr.Eyüp KAPTAN; evli ve iki çoçuk babasıdır. İngilizce bilmektedir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 11<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayiinin<br />
Önündeki Gelecek<br />
“Lojistik Destek”<br />
Silahlı Kuvvetlerin görev yaptığı çevre son 15-<br />
20 yılda önemli bir değişim göstermiştir.<br />
Ülkeler arası silahlı çatışmalara Birleşmiş<br />
Milletlerin ve dünya kamu oyunun duyarlılığı<br />
ve müdahalesi ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bu;<br />
çatışmanın çok kısa süreli (birkaç gün) sürmesi<br />
ve bu süre içerisinde hedeflenen sonuçlarda<br />
ciddi mesafe alınması gereksinimi ortaya<br />
çıkarmıştır. Klasik savaşların nedenlerine ek<br />
pek çok düzenli olmayan konu, çatışma ortamı<br />
doğurmaya başlamıştır. BM ve NATO uluslararası<br />
sorunların, çatışmaların tarafı olmaya<br />
başlamıştır. Bu ise düzenli orduların sınır<br />
ötesinde NATO/BM gücü olarak kullanılması<br />
ve konvansiyel çatışma ortamlarının dışında<br />
da operasyon yapma zorunluğunu gündeme<br />
getirmiştir. Düzenli orduların karşısına artık<br />
terör , gerilla, aykırı guruplar da tehdit olarak<br />
çıkmaktadır. Sonuçta yeni ve karmaşık<br />
durumlarla karşı karşıya kalma, silahlı<br />
kuvvetlerin sayısal büyüklüğünün, rolünün ve<br />
teçhizatının da aynı şekilde değişmesi<br />
sonucunu doğurmuştur. Zaman zaman sayıca<br />
küçük, hareketliliği ve vurucu gücü yüksek<br />
silahlı birimlere ihtiyaç daha önemli hale<br />
gelmiştir, gelmektedir. Bu ise son derece<br />
hareketli ve hızlı platformlar ile modern,<br />
yüksek isabetli, tahrip gücü yüksek silah<br />
sistemlerinin envatere alınması anlamını<br />
taşımaktadır. Bu gelişmeye parelel olarak<br />
savunma sanayii de evrim geçirmiştir. <strong>Savunma</strong><br />
firmaları; silahlı kuvvetlerin yeni , derinliği <strong>olan</strong><br />
ve kompleks taleplerine yeni yatırımlar<br />
yaparak, verimliliği arttırarak, yeniden<br />
yapılanarak, uluslararası ve/veya çok uluslu bir<br />
yapı kazanarak, cevap vermek için yoğun bir<br />
çaba içerisine girmiştir.<br />
Henüz bu değişim/yeniden yapılanma Türk<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii’nde tam olarak tamamlanmamasına<br />
rağmen pek çok yeni sistem, silah/<br />
mühimmat ve platform özgün olarak geliştirilerek<br />
Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine<br />
alınmıştır. Envantere alınan yeni unsurların<br />
servis ömrünün oldukça uzun olması istenen ve<br />
beklenen bir olgudur. Bu olgunun sonucu<br />
olarak <strong>Savunma</strong> Sanayii’nin envantere aldığı<br />
her bir unsur yeni proje portföyünde bir eksi<br />
olarak yer almakta ve giderek yeni proje ve iş<br />
potansiyeli sanayi için azalmaktadır. Bu konu<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı’mız tarafından<br />
da işaret edilmekte ve <strong>Savunma</strong> Sanayii’mizin<br />
devamlılığının ve gelişimin sağlanması için yeni<br />
stratejiler tespit edilmekte ve uygulamaya<br />
alınmaktadır. <strong>Savunma</strong> Sanayii’miz için bu<br />
kapsamda tanımlanan yeni potansiyel iş<br />
alanlarından birisi de “Lojistik Destek“tir.<br />
<strong>Savunma</strong> sektöründe faaliyette bulunan<br />
firmalarımız için bu husus; envantere alınan<br />
platform, silah ve sistemlerin lojistik olarak<br />
desteklenmesi, geliştirilmesi, gelişen tehditleri<br />
ve oluşacak talepleri karşılayacak şekilde yeni<br />
teknolojik kazanımlarla teçhiz edilmesi<br />
anlamını taşımaktadır ve dolayısı ile yeni bir<br />
faaliyet alanı olarak ortaya çıkmaktadır.<br />
Diğer taraftan küreselleşmenin etkisi ile ulusal<br />
ihtiyaçların karşılanmasında yabancı oyuncuların<br />
da rekabeti destekleme adına resimde yer<br />
alması, ulusal savunma sanayicilerimizin iş<br />
alması konusunda bir tehdit oluşturmaktadır.<br />
Büyük sistem, platform ve silah projelerinin<br />
tamamlanarak envantere alınmasını takiben<br />
aynı ölçekli projelerin gündeme gelemeyeceği<br />
gerçeği de sektörde atıl (boş) bir kapasitenin<br />
ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu ifade<br />
etmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine<br />
alınan unsurların lojistik desteğinde<br />
rekabetçilik adına yabancı oyuncularında aynı<br />
koşullarda tedarikçi olarak rol almasına <strong>olan</strong>ak<br />
tanınmasının ülke güvenliği ve egemenliği<br />
konusunda zafiyet oluşturabileceği de
Lojistik Destek<br />
değerlendirilmelidir. Bu nedenle <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Müsteşarlığı’mızın hazırlayacağı<br />
“Lojistik Destek Strateji Dokümanı” veya<br />
“<strong>Savunma</strong> Sanayii Strateji Dokümanı Revizyonu”nda<br />
bu hususun ele alınarak incelemesi<br />
gerekmektedir. Bu çalışmada ulusal ve<br />
uluslararası firma ürünleri olarak envantere<br />
giren unsurların lojistik desteğinde hangi<br />
endüstriyel kapasitenin yurt içinde oluşması<br />
gerektiği netleştirilmelidir. Endüstrinin bu<br />
konuda kendi iradesi ile yapılanması yolu<br />
denenir ise açık alanlar kalabileceği gibi<br />
tekrarlanan yatırım ve yetenekler için kaynaklar<br />
hoyratça kullanılabilecektir. Sanayici olarak<br />
tüm alanlarda ulusal bir yetenek oluşturulmasının<br />
uygulanabilir ve akılcı olmadığını kabul<br />
ediyoruz bu nedenle bu çalışmada rekabete<br />
açılacak alanların da netleşmesi önem arz<br />
edecektir.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Politikası, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin<br />
isteklerinin zamanında, en üst kalitede<br />
ve en uygun fiyatla temin etmek olarak tanımlanmaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Strateji Dökümanı<br />
bu politikaya uygun olarak silahlı kuvvetlerin<br />
isteklerinin karşılanması konusunda<br />
katkı ve katılımları tanımlamaktadır. Bu tanımlamada<br />
lojistik konusunda aşağıdaki konuların<br />
önemli olduğu değerlendirilmektedir:<br />
Yeni ve/veya servisteki sistemlerin desteklenmesini<br />
ve iyileştirmesini temin edecek<br />
sektörel savunma sanayinden stratejik<br />
isterler/beklentiler tanımlanmalıdır. Ülke<br />
savunması için hangi endüstriyel yatırımların<br />
ülkede yapılması gereği bu çalışmada<br />
ifade edilir. Stratejik isterler; stratejik ve<br />
finansal olarak zaman içerisinde değişebileceğinden<br />
bu konunun endüstri ile şeffaf<br />
olarak müzakere edilmesi, yorumlanması<br />
ve endüstrinin konuya ilişkin pozisyonunu<br />
tanımlamasına imkan tanınması gereklidir.<br />
Envantere alınan yeni sistemlerin ileri<br />
teknoloji ürünü ve yüksek parasal değerli<br />
oldukları değerlendirilerek lojistik olarak<br />
desteklenmesinin sofistike bir efor gerektirdiği<br />
bilinci ile bu görev profosyonellere,<br />
sanayicilere sunulmalıdır. Ulusal savunma<br />
sanayi ürünlerinin ve yeteneklerinin ihraç<br />
potansiyelini de arttıran bir husus olacağı<br />
unutulmamalıdır.<br />
Uzun dönemli sözleşmeler ile lojistik<br />
desteğin verilmesi; sanayinin yatırım arzusunu,<br />
yenilikçi teknolojiler geliştirmesini,<br />
maliyet azaltıcı modeller oluşturmasını<br />
cazip kılacaktır.<br />
Sektörün konuya ilişkin olarak finansal<br />
desteği ve iş yapma koşullarındaki basitleştirmelerin<br />
uygulanması da önemlidir.<br />
Tedarik ve endüstriyel kararları yöneten/<br />
yönetecek prensip ve prosesler detaylı<br />
olarak analiz edilerek sonuç endüstri ile<br />
paylaşılmalıdır.<br />
Sonuç olarak “<strong>Savunma</strong> Sanayii Strateji<br />
Dokümanı” veya doğrudan “Lojistik Destek<br />
Strateji Dokümanı”nda; lojistik destek<br />
konusunda rekabet ortamında herhangi bir<br />
ülke sanayisinden ziyade pastanın büyük<br />
parçasının ulusal sanayiciye açılacağı<br />
/verileceği, uzmanlık gerektiren hizmetin<br />
silahlı kuvvetler lojistik kuruluşlarında<br />
yapılanarak icrası yerine sanayide ele<br />
alınması gerekliliği bir şekilde tanımlanmalıdır.<br />
Ürünün ömür devri boyunca<br />
tedarik zinciri yönetimi ile sistem mühendisliği<br />
yeteneğinin birleştirilmesinde<br />
gelişen bir deneyim edinme yerel sanayiye<br />
tanınmalı böylece uluslararası pazarda da<br />
sanayinin daha güçlü olması sağlanmalıdır.<br />
Özellikle 2000 yılının başlarından itibaren<br />
uygulanan politikalar sonucu ülkemizde<br />
yetenekli ve geniş bir spekturumda başarılı bir<br />
ulusal savunma sanayi oluşmuş ve silahlı<br />
kuvvetlerin ihtiyacının önemli bir bölümünü<br />
(%50’sini) karşılar olma duruma gelmiştir. Bu<br />
sanayinin kalıcı olmasını ve başlayan<br />
gelişiminin sürekliliğini sağlamak ülkemizin<br />
egemenliği ve güvenliği içinde kritik bir<br />
konudur. Bu konuda <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığımızın işaret ettiği konular (Lojistik<br />
Destek; Diğer Kamu Yatırımlarında Rol Alma,<br />
Uluslararası Pazarlara Açılma) çözüm olarak<br />
her kesimce onaylanmaktadır.<br />
Sektörün oluşabilecek atıl kapasitesinin kullanılmasını<br />
sağlamak, mühendislik yeteneğinin<br />
gelişimini desteklemek için lojistik destek<br />
konusunu, hızla <strong>Savunma</strong> ve Havacılık sektörü<br />
oyuncuları ile geniş bir tabanda, paylaşmak<br />
gerekmektedir.<br />
Milli ürünlerin envantere alındığı bu dönemde<br />
bu konu daha önemli hale gelmektedir. Hatta<br />
yeni ürün geliştirme projelerinde lojistik<br />
destek konusunun geliştirme döneminde ele<br />
alınarak başlatılmasının daha kalıcı bir çözüm<br />
oluşturacağına inanılmaktadır.<br />
Bu kapsamda Silahlı Kuvvetleri’mizin ve Milli<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanlığı’mızın silah sistemi/<br />
platform desteği satın almada uyguladığı<br />
geleneksel yöntemi tekrar değerlendirmesinin<br />
uygun olacağı kıymetlendirilmektedir. ABD’de<br />
1990 yılların başından beri uygulanan<br />
“Performansa Dayalı Lojistik (PDL)” bu konuda<br />
uygun bir alternatif olacaktır. Bu uygulamada<br />
klasik yöntemdeki kontrat kapsamında yedek<br />
parça, onarım ve hizmet tedariklerini ayrı ayrı<br />
yapma ve sistem performans sorumluluğunu<br />
silahlı kuvvetlerin taşıdığı uygulama yerine<br />
ürün destek sağlayıcısından bir sistemin<br />
sözleşmede tanımlanmış performans metriklerini<br />
karşılayan bir hizmet beklenmektedir.<br />
ABD’de son dönemde bu uygulama ile<br />
yürütülen 15 program incelenmiş 10 programın<br />
sözleşme performans isterlerinin<br />
üzerinde, kalanının performans isteklerini<br />
%100 karşıladığı ve ciddi bir maddi tasarruf ile<br />
personel sayısında indirim sağladığı görülmüştür.<br />
Sistemin aksayan, olgunlaştırılması<br />
gereken yönleri olduğu da tespit edilmiş olup<br />
tüm eleştirilere rağmen devamı faydalı<br />
bulunmuştur. Eleştirilen hususlarda inceleme<br />
ve düzeltme çalışmaları yürülmektedir. Bu yeni<br />
yöntemde ihtiyaç ve sanayinin teknolojik<br />
olarak uygunluk seviyesi gözetilerek farklı<br />
seviye performans esaslı lojistik uygulaması<br />
tanımlanabilecektir. Bu kapsamda;<br />
1. Seviye - Parça Temini<br />
PDL’nin en alt uygulama seviyesidir. <strong>Savunma</strong><br />
sanayiimizin hazırlık düzeyi bu uygulama için<br />
uygundur. Bu uygulamada performans kriteri<br />
parçanın doğru zamanda, doğru yerde, uygun<br />
kalitede bulundurulması olarak tanımlanmaktadır.<br />
Yüklenici (Destek Sağlayıcı) esas olarak<br />
tedarik zinciri yönetimine odaklanır ve bu<br />
konuda teşkilatlanması ve deneyimi beklenir.<br />
Bu modelde silahlı kuvvetlerin sahip olduğu alt<br />
yapı tesislerinin (depolar vs.) istenirse<br />
işletmesi yükleniciye bırakılabilir ve yüklenici<br />
envanter stok yönetiminden de sorumlu<br />
tutulabilir (Devletin sahip olduğu tesislerin<br />
yüklenici tarafından işletilmesi (Go-Co)).<br />
ABD’de Deniz Kuvvetleri- Goodyear Kontratı<br />
örnektir. Uçak lastiklerinin ülke içinde 2 günde<br />
ülke dışında 4 günde istenilen noktaya teslimi<br />
bu uygulama ile yürütülmüş ve 15 yılda 48<br />
Milyon $ tasarruf sağlanmıştır toplam stok<br />
miktarında da %98 , tedarikçi stoklarında %66<br />
bir azalma görülmüştür.<br />
2. Seviye - Önemli Alt Sistem Temini ve Hazır<br />
Olma Durumu<br />
Bu uygulamada esas alınan performans ölçütü<br />
genişlemekte ve Tedarik Makamı-Kullanıcı-<br />
Yüklenici ilişkisindeki beraberlik biraz daha<br />
yoğun hale gelmektedir. Teslimat hızı sadece<br />
ölçüt olarak alınmamakta; gelişmiş malzemenin<br />
hazır olarak bulundurulması boyutu da<br />
performans metriği olarak tanımlanabilmektedir.<br />
Böylece tedarik zinciri yönetimi yanında<br />
onarım, mühendislik, teknik destek,<br />
konfigürasyon yönetimi, küçük modifikasyon<br />
ve iyileştirme sorumluluğu da temin edilen alt<br />
sistem seviyesinde yüklenici sorumluluğu<br />
olarak tanımlanmaktadır. <strong>Savunma</strong> ve<br />
Havacılık Sanayii’mizin bu talebi karşılayacak<br />
bir olgunluk seviyesinde olduğu değerlendirilmektedir.<br />
Bu uygulamaya örnek ABD’de Deniz Kuvvetleri<br />
Komutanlığı ile General Elektric arasında F404<br />
uçak motoru temini sözleşmesi gösterilebilir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
13<br />
Sözleşmede F404 motorunun söz konusu<br />
popülasyonunun (1862 adet) %85 seviyesinde<br />
uçaklarda kullanılabilir durumda olması<br />
performans kriteri olarak tanımlanmıştır. Bu<br />
sözleşme kapsamında söz konusu motor<br />
kafilesi için bakım süresi 120 günden 47<br />
güne; parça hazırlık düzeyi %50’den %92’ye<br />
değişmiş ve 4,5 yıllık sözleşme kapsamında<br />
79 Milyon $ tasarruf sağlanmıştır.<br />
3. Seviye - Platform Hazır Durumda :<br />
Bu seviye bizi “Performansa Dayalı Lojistik”<br />
uygulamasının kavramsal amacına yaklaştırmaktadır.<br />
Bu uygulamada bir platformun<br />
(örneğin uçak, tank, vb.) veya bir silah<br />
sisteminin (hava savunma silah sistemi, vb.)<br />
kullanıma hazır olarak varlığı performans<br />
metriği olarak tanımlanmaktadır. Bu uygulamaya<br />
ilişkin sözleşme ile yüklenici; tedarik<br />
zinciri yönetimi ve onarım faaliyetlerine ek<br />
olarak konfigürasyon yönetimi, teknik destek,<br />
eğitim, tesis, veri sitemi yönetimi ve diğer<br />
destek konularından sorumludur.<br />
<strong>Savunma</strong> ve Havacılık Sanayii’miz kendi özgün<br />
ürünlerinde, bu hizmeti verebilecek olgunluk<br />
düzeyinde olup diğer tedarikçi ürünleri için ise<br />
iş birlikleri ile hizmet verebilir hale gelebileceği<br />
değerlendirilmektedir.<br />
Bu uygulama örneği ABD Hava Kuvvetleri ile<br />
Lokcheed Martin arasında F117 Night Hawk<br />
uçağına ilişkin <strong>olan</strong>dır. Bu sözleşme ile 8 yılda<br />
ABD Hava Kuvvetleri Program Ofisi kadrosunu<br />
265 ten 48 personele indirmiş ve 217.5 Milyon<br />
$ tasarruf sağlamıştır.<br />
4. Seviye - Göreve Etkin Olarak Hazır<br />
Durumda:<br />
Bu seviye kapsamı, PDL uygulama amacı ile<br />
uyumlu olup sanayi kesiminin bu konuda<br />
yeterli olgunluk düzeyinde olduğu konusu tüm<br />
ülkelerde tartışmalıdır. Ülkemiz için de aynı<br />
değerlendirme geçerlidir. Konu platformun<br />
görev için hazır olmasının dışında görev konulu<br />
pek çok etkenin de yer aldığı bir boyut olarak<br />
farklı uzmanlıklara gereksinim göstermektedir.<br />
Bu nedenle örnekleri ABD’de de sınırlıdır.<br />
ABD Kara Kuvvetleri ile AAI arasındaki “Army<br />
Shadow Tactical Unmanned Aerial Vehicle”<br />
konulu sözleşme örnek olarak alınabilir. Bu<br />
sözleşme kapsamında Kara Kuvvetleri<br />
personeli ile AAI Personeli birlikte operasyon<br />
bölgesinde yer almaktadır. AAI ekibi; insansız<br />
hava aracı operasyonunu yürüten Kara<br />
Kuvvetleri personelinin omuz üstünden görevi<br />
ve gelişmeleri izlemekte, kritik teknik<br />
enformasyona anında erişebilmekte, destek ve<br />
düzeltme faaliyetini icra edebilmektedir.<br />
Sonuç olarak lojistik/hizmet sektöründe<br />
dünyada da önemli gelişmeler ve bu hizmetin<br />
özelleştirilmesi yönünde gelişmeler gözlenmektedir.<br />
2002-2010 arasında bu sektörde<br />
dünyadaki en yüksek ciro yapan 20 firmanın<br />
toplam satış tutarında %147’lik bir artış olduğu<br />
görülmektedir. 2010 yılında bu 20 firmanın<br />
toplam cirosu 55 Milyar dolar olarak tespit<br />
edilmiştir. Bu konudaki gelişme hızının artarak<br />
süreceği değerlendirilmektedir.<br />
Bu gelişmeden ülkemizin de aynı yönde<br />
etkileneceği ve ulusal savunma ve havacılık<br />
sanayimizin devamlılığı ve kazandığı ivmenin<br />
sürdürülmesi için bu gelişmenin zorunlu<br />
olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir.<br />
Bu ulusal egemenlik ve güvenliğimiz için de<br />
önemli bir husustur.<br />
KAYNAKLAR<br />
1. SİPRI Yearbook 2012<br />
2. Defence Industry Strategy (Defence White Paper)<br />
3. Joint and Integrated Logistics System for Defence Sevices<br />
4. Performance Based- Logistics (The University of Tennesse)<br />
Hüseyin BAYSAK<br />
SASAD Genel Sekreteri<br />
1946 yılında Turgutlu-Manisa’da doğan Hüseyin BAYSAK, ilk ve orta öğrenimini Turgutlu’da, lise<br />
öğrenimini İzmir Atatürk Lisesinde tamamlamış ve 1969 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi<br />
Kimya Fakültesi‘nin Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuştur.<br />
1969-1976 yılları arasında MKE Barut Fabrikası’nda Planlama Mühendisi, Atölye Mühendisi,<br />
Başmühendis ve Üretim Müdürü olarak, 1977-1988 yılları arasında ise MKE Roket<br />
Fabrikası’nda Fabrika Müdür Yardımcısı ve Fabrika Müdürü olarak çalışmıştır. Bu dönem<br />
zarfında, “Kobra Roketi Yakıtı”, 2.75 inç ve M72 LAW Roketleri, “120 mm Yivli Setli Havan<br />
Mühimmatı Sevk Yakıtı” üretim hatları kuruluşunda ve üretiminde çalışmalar yapmıştır.<br />
1988/2003 yılları arasında ROKETSAN’da İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı olarak ROKETSAN<br />
kurucu kadrosunda yer almıştır. 2003/2004 yılları arasında Genel Müdür Vekilliği görevini<br />
yürütmüştür. Mayıs 2004’de Genel Müdürlüğe atanmış 2012 Şubat ayında ise yaş haddi nedeni<br />
ile görevinden ayrılmıştır. Halen SASAD Genel Sekreterliği görevini yürütmektedir. Evli ve üç<br />
çocuk babası <strong>olan</strong> BAYSAK, iyi derecede İngilizce bilmektedir.
Lojistik Destek<br />
İnsansız Hava Aracı<br />
Sistemlerinde<br />
Lojistik Destek<br />
1. Giriş<br />
Başlangıçta potansiyel faydaları çok geç<br />
görülen İnsansız Hava Aracı (İHA) sistemleri,<br />
2000’li yılların başından itibaren hızla yayılmış,<br />
sistemlerin sayısı ve çeşitleri artarken aynı<br />
zamanda kabiliyetleri de oldukça gelişmiştir.<br />
İHA’ların kullanımı, sadece askeri hava<br />
harekatlarına katkı sağlamakla kalmamış, aynı<br />
zamanda askeri alana yeni bir anlayış<br />
getirmiştir.<br />
1980’li yıllardan itibaren birçok ülkenin silahlı<br />
kuvvetleri envanterine giren İHA Sistemleri,<br />
Bosna-Hersek, Kosova, Afganistan, Irak,<br />
Filistin, Lübnan, Yemen, Pakistan ve Libya<br />
çatışma veya savaşlarında yoğun olarak<br />
kullanılmıştır. Bahse konu kullanım bölgelerindeki<br />
acil operasyonel ihtiyaçlar nedeniyle,<br />
tasarım ve üretim süreçleri genelde çok hızlı<br />
yapılmak zorunda kalınan ve insanlı hava<br />
araçlarında olduğu gibi sertifikasyon süreçlerine<br />
tabi tutulmayan İHA sistemleri, çok hızlı<br />
bir şekilde harekat alanlarına konuşlandırılarak<br />
operasyonel olarak kullanılmıştır. Sistemler bir<br />
anlamda, tasarım sürecinin önemli bir kısmını<br />
TUSAŞ Firması tarafından geliştirilen ANKA İHA’sına takılı<br />
ASELSAN Firması üretimi ASELFLIR 300T EO/IR Kamera<br />
gerçek harekat şartlarında kullanılarak<br />
tamamlamıştır.<br />
Acil harekat ihtiyaçları nedeniyle tedarik<br />
sürecinin kısaltılması sonucunda, İHA<br />
sistemlerinin idame-işletme safhasında önemli<br />
miktarda Yüklenici Lojistik Desteği (YLD)’ne<br />
veya Performansa Dayalı Lojistik (PDL) hizmet<br />
alımına ihtiyaç olmuş, ayrıca birçok modernizasyon<br />
ve iyileştirme programı uygulanmak<br />
zorunda kalmış ve bunun sonucunda da aynı<br />
İHA sisteminin çok farklı konfigürasyonları<br />
oluşmuştur. Bu sebeple, İHA sistemlerinin<br />
kalitesi, idame-işletme maliyeti ve güvenilirliği<br />
son dönemlerde sorgulanmaya başlanmıştır.<br />
ABD Hava Kuvvetleri sürpriz bir kararla,<br />
yaklaşık 3 milyar dolar değerindeki 18 adet RQ-<br />
4 Global Hawk İHA'sını, idame-işletme<br />
maliyetlerinin çok yüksek olduğu gerekçesiyle<br />
envanterden çıkarma kararı almıştır.<br />
Birçok farklı kategori altında sınıflandırılan İHA<br />
sistemleri, pek çok açıdan insanlı hava<br />
araçlarına benzemekte olup, lojistik destek<br />
açısından da insanlı hava araçlarıyla aynı temel<br />
özelliklere sahiptir. Ancak İHA sistemlerine<br />
özgü <strong>olan</strong> ve esasta birçok alt sistemin<br />
entegrasyonun yaratmış olduğu kendine has<br />
özellikler sebebiyle, İHA sistemlerinin lojistik<br />
desteği bazı konularda farklılıklar içermektedir.<br />
İHA sistemleri için yüksek faaliyet oranı<br />
gereksinimi ihtiyacı ve ağır operasyonel şartlar<br />
nedeniyle, lojistik desteğin etkin bir şekilde<br />
sağlanması vazgeçilmez bir husus olmuştur. Bu<br />
kapsamda, kısıtlı kaynaklarla İHA sistemlerinin<br />
idame-işletmesinin sağlanması amacıyla etkin<br />
ve verimli lojistik destek uygulamalarının<br />
gerçekleştirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
15<br />
2. İHA Sistemlerinin Genel Özellikleri<br />
Birçok farklı kategori altında sınıflandırılan İHA<br />
sistemleri, pek çok açıdan insanlı uçaklara<br />
benzemekte olup genelde altı ana unsurdan<br />
oluşmaktadır (Şekil-1). İHA sisteminin kullanım<br />
maksadı, İHA’nın büyüklüğü, vb. faktörlere<br />
göre bu unsurlardan bazıları olmayabilir veya<br />
büyüklükleri değişebilir. Bu unsurlar temel<br />
olarak şunları içerir:<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Faydalı yükleri üzerinde taşıyan İHA,<br />
Kamera, füze, bomba benzeri faydalı yükler,<br />
İHA sistemleri arasında ve ayrıca İHA<br />
sistemlerinin harici unsurlarla <strong>olan</strong> iletişimini<br />
sağlayan muhabere sistemleri,<br />
Görevlerin planlama, koordinasyon ve<br />
icrasında kullanılan komuta-<strong>kontrol</strong><br />
unsuru,<br />
Yer sistemleri, teçhizatlar ve araçlardan<br />
oluşan destek unsuru,<br />
Sistemin işletilmesinde rol alan, İHA<br />
pilotundan bakım personeline kadar <strong>olan</strong><br />
insan unsuru.<br />
İHA’ların sınıflandırması konusunda dünya<br />
genelinde uzlaşılmış bir yaklaşım bulunmamaktadır.<br />
Bu konuda en kabul edilen yaklaşım<br />
NATO’ya aittir. Ayrıca İngiltere <strong>Savunma</strong><br />
Bakanlığı tarafından hazırlanan “Müşterek<br />
Doktrin 2/11” dokümanında, NATO sınıflandırmasına<br />
sivil İHA kategorileri de eklenmiştir. Bu<br />
iki doküman dikkate alınarak hazırlanan İHA<br />
sınıflandırması Tablo-1’de verilmiştir. İHA<br />
sisteminin sınıfına ve diğer özelliklerine göre<br />
lojistik destek sistemi büyük farklılıklar<br />
göstermektedir. Mikro ve mini İHA sisteminde<br />
çok az miktarda lojistik destek gerekirken, sınıf<br />
III İHA sistemlerinde insanlı uçaklara benzer bir<br />
lojistik desteğe ihtiyaç olmaktadır.<br />
İnsan<br />
Unsuru<br />
İnsansız Hava<br />
Aracı (İHA)<br />
İnsansız Hava<br />
Aracı Sistemleri<br />
Faydalı<br />
Yükler<br />
Tablo 1: İHA Sistemleri Sınıflandırması<br />
Genel olarak İHA’ların temel özelliği, üç kritik<br />
durumda (Dull, Dangerous, Dirty) etkin olarak<br />
görev yapabilmesidir. Sıkıcı (dull) göreve örnek<br />
olarak; yüzlerce kilometre uzunluğundaki bir<br />
petrol boru hattının <strong>kontrol</strong> edilmesi veya<br />
terörist unsurların bulunduğu değerlendirilen<br />
bir evin saatlerce, belki de günlerce devamlı<br />
gözetlenmesi verilebilir. Tehlikeli (dangerous)<br />
göreve örnek olarak; Yüksek düşman hava<br />
savunma tehdidinin bulunduğu bir bölgede<br />
gözetleme/keşif görevi icra edilmesi veya çok<br />
alçak irtifadan yapılan orman yangını<br />
söndürme faaliyeti verilebilir. Kirli (dirty)<br />
göreve örnek olarak ise; kimyasal, biyolojik,<br />
radyolojik ve nükleer (KBRN) kirlenme tespiti<br />
görevi verilebilir. Bu üç kavrama ilave olarak<br />
son dönemde dördüncü bir kavram olarak<br />
“derinlik” (deep) ifade edilmeye başlanmıştır.<br />
Bu göreve örnek olarak; bir istihbarat<br />
örgütünün düşük görünürlüklü İHA’larla hedef<br />
ülke derinliklerinde icra ettiği istihbarat<br />
faaliyetleri verilebilir.<br />
dönemi yaşanmıştır. Vietnam Savaşı esnasında<br />
yeniden görülmeye başlanılan İHA’lar, ilk defa<br />
gerçek anlamda farklı bir silah sistemi olarak<br />
1982 Beka Hava Muharebesi’nde İsrail<br />
tarafından kullanılmış ve muharebe alanına<br />
yeni bir anlayış getirmiştir. 1980’li yıllardan<br />
itibaren birçok ülke silahlı kuvvetlerinin<br />
envanterine giren İHA sistemleri, Bosna-<br />
Hersek, Kosova, Afganistan, Irak, Filistin,<br />
Lübnan, Yemen, Pakistan ve Libya çatışma veya<br />
savaşlarında yoğun olarak kullanılmıştır.<br />
Başlangıçta bir keşif-gözetleme platformu<br />
olarak kullanılan İHA’lar, üzerlerine takılan<br />
lazer güdümlü füze ve bombalar sayesinde,<br />
özellikle yüksek değerlikli ve zamana hassas<br />
hedeflere karşı, etkin bir silah sistemi haline<br />
gelmiştir.<br />
İHA sistemlerinin askeri alanda kullanımının<br />
yaygınlaşmasına paralel olarak dünyada İHA<br />
sanayisi de hızla büyümektedir. 2012 yılı<br />
Haziran ayı itibarıyla, dünya genelinde toplam<br />
51 ülkede 1.300’den fazla farklı tipteki İHA<br />
kullanılmakta, üretilmekte veya geliştirilmektedir<br />
(Şekil 2). Bugün gelinen noktada birçok<br />
havacılık otoritesi tarafından, Joint Strike<br />
Fighter (JSF) Projesi kapsamında üretilmekte<br />
<strong>olan</strong> F-35 uçağının son insanlı savaş uçağı<br />
olacağı ve 6’ncı nesil savaş uçaklarıyla birlikte<br />
pilotun artık uçak kokpitinde olmayabileceği<br />
ifade edilmektedir .<br />
Destek<br />
Unsuru<br />
Komuta Kontrol<br />
Unsuru<br />
Şekil - 1: İHA Sistemlerinin Unsurları<br />
Muhabere<br />
Sistemleri<br />
Vestel <strong>Savunma</strong> Sanayii firması tarafından geliştirilmekte<br />
<strong>olan</strong> Karayel İHA’sı<br />
3. Dünya’da İHA Sistemleri<br />
1900’lı yılların başında ilk defa ABD’de<br />
başlayan İHA çalışmalarının ardından, münferit<br />
çeşitli çalışmalar dışında uzun bir duraklama<br />
4. Türkiye’de İHA Sistemleri<br />
Türkiye’de İHA geliştirilmesi ve Türk Silahlı<br />
Kuvvetleri (TSK) envanterine girmesi yönündeki<br />
çalışmalar, dünyadaki gelişmelere paralel<br />
olarak 1980’li yılların sonunda başlamıştır.<br />
Meggitt firması üretimi <strong>olan</strong> Banshee sistemi,<br />
ilk insansız hedef uçağı olarak 1989 yılında TSK
Lojistik Destek<br />
<br />
<br />
<br />
Kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmesi,<br />
Bu ihtiyaçların giderilmesine yönelik<br />
Dünya’daki ve Türkiye’deki mevcut<br />
teknolojilerin değerlendirilmesi,<br />
Milli ve kritik teknolojiler ile yurtiçi eksik<br />
alanların tespit edilmesi,<br />
Bu tespit ve öngörüler doğrultusunda, mevcut<br />
yurtiçi kabiliyetler/programlar ve yurtdışı<br />
yönelimler de dikkate alınarak gelecek 20 yılda<br />
İHA sistemleri için izlenmesi gereken yol<br />
haritasının stratejik amaçlarının ve hedeflerinin<br />
ortaya konulmasını kapsamaktadır.<br />
Şekil 2: İHA Sistemleri Üreticisi Ülkeler<br />
envanterine girmiştir. 1990 yılında çalışmalara<br />
başlanılan İHA-X1 Şahit sistemi ilk üretilen yerli<br />
İHA'dır. TSK envanterine gerçek anlamda<br />
alınan ilk İHA sistemi ise General Atomics/ABD<br />
firması üretimi <strong>olan</strong> GNAT-750 İHA’sıdır.<br />
1990’lı yılların hemen başında başlayan yerli<br />
İHA üretim çalışmaları, son dönemde daha da<br />
yoğunlaşmıştır. 2001 yılında TSK envanterine<br />
giren TUSAŞ firması üretimi Turna sistemi, ilk<br />
yerli üretim hedef uçağıdır. Kalekalıp Baykar<br />
Makina ortaklığı tarafından geliştirilen<br />
Bayraktar mini İHA sistemi ise, ilk yerli İHA<br />
olarak 2007 yılında TSK envanterine girmiştir<br />
(Şekil 3).<br />
Özellikle 2004 yılı sonrasında gerçekleştirilen<br />
çalışmalar neticesinde, ülkemizde İHA<br />
sistemleri konusunda faaliyet gösteren geniş<br />
Şekil 3: İHA Sistemlerinin Türkiye ve Dünya’da Gelişimi<br />
bir sanayi altyapısı oluşmaya başlamıştır.<br />
Halihazırda yürütülmekte <strong>olan</strong> ve ayrıca yakın<br />
zamanda başlatılması planlan İHA projeleriyle<br />
bu altyapının daha da kuvvetlendirilmesi ve<br />
genişletilmesi planlanmaktadır. Bu sayede, 21.<br />
yüzyılın sistemi olarak adlandırılan İHA<br />
sistemleri alanında, Türkiye’nin Dünya’nın<br />
önde gelen ülkeleriyle aynı teknolojiye ve milli<br />
savunma sistem kabiliyetine sahip olması<br />
temin edilecektir.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı koordinesinde<br />
TSK, Sanayi Kuruluşları ve Üniversitelerin<br />
katkılarıyla hazırlanan ve 20 yıllık süreyi<br />
kapsayan “Türkiye İHA Sistemleri Yol Haritası”<br />
dokümanı 2011 yılında yayımlanmıştır. Bahse<br />
konu doküman;<br />
Türkiye’nin önümüzdeki 20 yıl içerisinde<br />
ihtiyacı olabilecek İHA sistemlerinin;<br />
5. İHA Sistemlerinde Lojistik<br />
Lojistik, İHA sistemleri için temel konulardan<br />
biridir. Temin edilecek <strong>olan</strong> İHA sistemlerinin<br />
ömür devri maliyetini düşük tutmak, en yüksek<br />
güvenirlilik ile hazır olma ve idame edilebilirlik<br />
değerlerine sahip olacak bir sistemi geliştirmek<br />
gerekmektedir. İşletme, bakım/onarım konseptine<br />
uyumlu şekilde, sistemin ömür devri<br />
boyunca bakım/onarımların ve bu bakım/onarımların<br />
yapılabilmesi için gerekli yedek parça<br />
ve dokümantasyon gibi ihtiyaçların belirlenmesi<br />
yine lojistik konusu altında yer almaktadır.<br />
Çok sayıda yüksek teknolojili sistemi bünyesinde<br />
bulunduran İHA sistemlerinin ağır<br />
operasyon koşullarında yüksek faaliyet oranı<br />
gereksinimi dikkate alınarak, arzu edilen<br />
performans değerlerinin sağlanmasına yönelik<br />
lojistik yöntemler geliştirilmelidir. İHA sistemlerinde<br />
motor, faydalı yükler, veri linki, yer<br />
<strong>kontrol</strong> istasyonu, otomatik iniş/kalkış sistemi<br />
gibi alt sistemlerin kritiklik arz etmesi ve<br />
sistemin göreve hazır olması için vazgeçilmez<br />
unsurlar olması sebebiyle, her bir alt sistemin<br />
lojistik desteğinin de ayrı ayrı takip edilmesi<br />
gerekmektedir. İHA sistemi içinde çok küçük<br />
maddi değeri <strong>olan</strong> bir ünitede yaşanan bir<br />
sorun, tüm İHA sisteminin komple hizmet dışı<br />
olmasına neden olabilmektedir. Bu sebeple,<br />
İHA sistemleri hazır bulunuşluk ve operasyonel<br />
kabiliyetlerine yönelik performans isterlerine<br />
ulaşılması hedefi kapsamında, ürün oluşum<br />
süreçlerinde sistem idame-işletmesinin<br />
maliyet etkin olarak sağlanması amacıyla<br />
aşağıdaki amaçlar hedeflenmelidir:<br />
Toplam sahip olma maliyetinin azaltılması,<br />
<br />
<br />
<br />
Faaliyet oranının sağlanmasında kullanıcı<br />
riskinin azaltılması,<br />
Lojistik unsurların (logistics footprint)<br />
küçültülmesi,<br />
Sistemin lojistik ihtiyaçlar da dikkate<br />
alınarak tasarlanması,
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
17<br />
Şekil 4: Ömür Devri Maliyeti<br />
Şekil 5: Entegre Lojistik Destek Unsurları<br />
Desteklenebilirlik/Güvenilirlik/İdame<br />
Edilebilirlik iyileştirmeleri ve optimizasyonu,<br />
Teknolojik eskime (obsolescence) etkilerinin<br />
azaltılması.<br />
İHA sistemleri, pek çok açıdan insanlı hava<br />
araçlarına benzemekte olup, lojistik destek<br />
açısından da insanlı hava araçlarıyla aynı temel<br />
özelliklere sahiptir. Ancak İHA sistemlerine<br />
özgü <strong>olan</strong> ve esasta birçok alt sistemin<br />
entegrasyonun yaratmış olduğu kendine has<br />
karakteristik özellikler sebebiyle, İHA sistemlerinin<br />
lojistik desteği bazı konularda farklılıklar<br />
içermektedir. Bu kapsamda dikkate alınması<br />
gereken en temel hususlar şunlardır:<br />
Yer sistemleri ve faydalı yüklerin kritik<br />
önemi,<br />
Birçok farklı alt sistemin bir arada görev<br />
yapması nedeniyle, sistemin göreve hazırlığının<br />
takip edilmesinin zorluğu,<br />
Hata izolasyonunun karmaşık olması, bu<br />
nedenle sistem üzerinde arıza teşhis<br />
yapılma zorunluluğu.<br />
Lojistik faaliyetler, tedarik lojistiği ve tedarik<br />
sonrası lojistik destek olmak üzere temelde<br />
ikiye ayrılmaktadır. Bu iki faaliyet alanı, birbirini<br />
oldukça etkilemektedir. Tedarik aşamasından<br />
yapılan bir tasarım hatası, tedarik sonrası<br />
lojistik destekte büyük sıkıntılara neden<br />
olabilmektedir. Tedarik sonrası lojistik desteğe<br />
yönelik olarak tasarıma eklenen bir lojistik<br />
ister, İHA sisteminin tasarımında önemli<br />
değişikliklere ve ilave maliyet/takvim ihtiyacına<br />
neden olabilmektedir.<br />
<strong>Savunma</strong> sistemlerinin tedarik sonrası idameişletme<br />
maliyeti, tedarik maliyetinin yaklaşık 2-<br />
2,5 katıdır (Şekil 4). Özellikle ömür uzatma<br />
programları (Service Extension Program/SEP)<br />
da uygulandığında, bu oran daha yükseklere<br />
çıkabilmektedir. Kullanım alanları hızla artmakta<br />
<strong>olan</strong> İHA sistemlerinin yüksek kullanım<br />
oranları nedeniyle bahsi geçen oranın çok daha<br />
fazla olduğu değerlendirilmektedir. Bu sebeple,<br />
gerek ülkelerin envanterinde bulunan<br />
gerekse de ihtiyaç duyulan yeni sistemlere<br />
yönelik maliyetlerin düşürülmesi için etkin bir<br />
ömür devri yönetimi uygulanması gerekmektedir.<br />
TSK savunma sistemleri ihtiyaçlarının yurt içi<br />
imkanlarla karşılanması <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığının öncelikleri arasında yer<br />
almaktadır. Bu çerçevede özellikle 2004<br />
yılından sonraki sekiz yıllık dönemde savunma<br />
sistemlerinin yurt içinden karşılanma oranı iki<br />
kata yakın artış göstererek %50’nin üzerine<br />
çıkmıştır. Bu kapsamda, yurt içinde geliştirilen<br />
özgün sistemlerimizin lojistik desteğinin yurt<br />
içinden karşılanması sayesinde, ilgili sistemlerin<br />
tedarik maliyetinin yaklaşık iki katı kadar<br />
ilave bir kaynağın yurt içinde kalabileceği<br />
değerlendirilmektedir. Bu nedenle, savunma<br />
sektörünün tüm oyuncuları tarafından, yurt içi<br />
lojistik destek hizmeti hususuna büyük önem<br />
verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.<br />
5.1 Temin/Tedarik Lojistiği<br />
Lojistiğin araştırma, tasarım, geliştirme, imalat<br />
ve üretimi ile ilgilenen koludur. Silah<br />
sistemlerinin ihtiyaç belirleme aşamasından<br />
itibaren, tüm tasarım ve üretim süreçlerini de<br />
kapsayacak şekilde lojistik hususlar Entegre<br />
Lojistik Destek (ELD) kapsamında sürekli<br />
dikkate alınmalıdır.<br />
Sistemin tedariki sonrası, tüm ömür devri<br />
boyunca etkin ve ekonomik bir şekilde idameişletmesi<br />
için ELD’nin tüm unsurlarıyla birlikte<br />
(Şekil 5) etkin bir şekilde tasarım sürecine dahil<br />
edilmesi gerekmektedir. Aksi durumda, ileride<br />
geri dönüşlere yol açacak zor ve sakıncalı<br />
etkiler oluşabilmektedir. Bu nedenlerle, tüm<br />
İHA sistemi programlarının başından itibaren<br />
ELD konusunun dikkate alınması, ELD ihtiyaçlarının<br />
teklife çağrı dokümanlarında detaylı<br />
olarak belirtilmesi, sözleşmelerin bu düşünce<br />
ile hazırlanması gerekmektedir.<br />
5.2 Temin/Tedarik Sonrası Lojistik Destek<br />
(İdame-İşletme Lojistiği)<br />
İdame-işletme lojistiği, sistemlerin envantere<br />
girmesini müteakip, söz konusu sistemlerin<br />
kullanım döneminde desteklenebilmesi için<br />
sistemlerin ve ihtiyaç duyulan malzemenin<br />
dep<strong>olan</strong>ması, dağıtımı, ulaştırılması, bakımı,<br />
kullanılması ve envanterden çıkarılması ile ilgili<br />
faaliyetlerin tümüdür.<br />
İHA sistemlerinde diğer tüm savunma<br />
sistemlerinde olduğu gibi en önemli maliyet<br />
kalemi satış sonrası ömür devri maliyetidir.<br />
Sistemin tedariki sonrası etkin bir şekilde<br />
göreve hazır bulundurulması, sistemin tasarım<br />
hedefleri kadar önemli bir konudur. İHA<br />
sistemlerinin maliyet etkin bir şekilde idame<br />
ettirilmesi, diğer modern silah sistemi<br />
projelerinde olduğu gibi modern lojistik<br />
yaklaşımların uygulanması ile mümkün<br />
olacaktır.<br />
Son dönemde; silah sistemlerine yönelik<br />
tedarik maliyetlerinin yanı sıra tedarik sonrası<br />
idame-işletme maliyetlerinin de düşürülmesine<br />
yönelik çok çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.<br />
Bu kapsamda; klasik organik lojistik<br />
destek yaklaşımdan farklı olarak, çekirdek<br />
lojistik kabiliyetler (core logistics capabilities)<br />
haricinde lojistik desteğin yüklenici sorumluluğunda<br />
veya karma şekilde yerine getirilmesini<br />
öngören yaklaşımlar ağırlık kazanmaktadır.<br />
Ayrıca, acil harekat ihtiyacının kısa<br />
sürede karşılanabilmesi amacıyla, lojistik<br />
destek ve operasyon hizmeti de dahil olacak<br />
şekilde tüm sistemin belirli bir dönem için<br />
kiralanması şeklinde de hizmet verilmeye<br />
başlanmıştır. (Tablo 2).<br />
Başlangıçta Yüklenici Lojistik Desteği (YLD)<br />
uygulaması kapsamında, organik lojistik
Lojistik Destek<br />
Yerinde ve Çağrı Bazlı Teknik Destek<br />
Teknik Doküman Yönetimi<br />
Uçuş ve Bakım Personeli Eğitimi<br />
2010 yılında tedarik edilen Heron (Gözcü) İHA<br />
sisteminde İsrail kaynaklı yaşanan lojistik<br />
sıkıntılar nedeniyle, sistem faaliyet oranı<br />
oldukça düşmüştür. Bu kapsamda <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii İcra Komitesi (SSİK) tarafından alınan<br />
karar sonucunda, TUSAŞ firması ile lojistik<br />
destek hizmeti alınmasına yönelik sözleşme<br />
imzalanmıştır. YLD kapsamına girdiği değerlendirilen<br />
bu hizmet sonucunda, İHA sisteminin<br />
faaliyet oranında önemli miktarda artış<br />
sağlanmıştır.<br />
Tablo 2: İHA Lojistik Destek Hizmeti Örnekleri<br />
unsurlarca gerçekleştirilen lojistik faaliyetlerin<br />
yükleniciler tarafından gerçekleştirilmesi<br />
uygulamaları görülmeye başlanmıştır. Sonrasında<br />
ise, bu alanda en dikkat çekici <strong>olan</strong><br />
Performansa Dayalı Lojistik Destek (PDL)<br />
uygulaması 1998 yılından itibaren ABD<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanlığı tarafından uygulanmaya<br />
başlanmıştır. Temel amacı “daha az kaynakla<br />
daha fazla faaliyetin gerçekleştirilmesi” <strong>olan</strong><br />
PBL uygulamaları, değişik isimlerle birçok ülke<br />
silahlı kuvvetleri tarafından uygulamaya<br />
konulmuştur.<br />
ABD <strong>Savunma</strong> Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen<br />
PDL uygulamalarından alınan başarılı<br />
geri beslemeler sonucunda, PDL uygulamasından<br />
daha fazla verim almak amacıyla<br />
“Gelecek Nesil PDL (Next-Generation PBL)<br />
Çalışması” Mayıs 2012 ayında başlatılmıştır.<br />
Bu kapsamdaki çalışmalar devlet, sanayi ve<br />
üniversitelerin katılımıyla yürütülmektedir.<br />
5.2.1 Organik Lojistik Destek<br />
İHA sisteminin lojistik desteği kapsamındaki<br />
faaliyetlerin, kullanıcıya ait lojistik unsurlar<br />
tarafından gerçekleştirilmesidir. Ticari alanda<br />
uygulanan yeni lojistik destek uygulamalarının<br />
sağlamış olduğu daha etkin ve ekonomik<br />
sonuçlar nedeniyle, organik lojistik desteğin<br />
geliştirilmesine yönelik Yalın Lojistik benzeri<br />
çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca, organik lojistiğin<br />
çeşitli farklı yöntemlerle özelleştirilmesine<br />
yönelik birçok farklı inisiyatif gerçekleştirilmiştir.<br />
Bu kapsamda en dikkat çekici uygulama,<br />
ilgili kanun kapsamında ABD <strong>Savunma</strong> Bakanlığı<br />
tarafından yapılan %50-%50 uygulamasıdır.<br />
Buna göre; ABD Silahlı Kuvvetleri depo seviyesi<br />
(D-level) lojistik faaliyetlerin %50 oranını<br />
geçmeyecek şekilde sivil yükleniciler tarafından<br />
gerçekleştirilmesi gerekmektedir.<br />
5.2.2 Yüklenici Lojistik Desteği (YLD)<br />
YLD bir silah sisteminin lojistik desteğinin<br />
tamamının veya bazı lojistik fonksiyonların/faaliyetlerinin<br />
yüklenici firmalar aracılığıyla<br />
alınması olarak tanımlanabilir. Bir<br />
anlamda, organik lojistik kapsamında icra<br />
edilen lojistik faaliyetlerin özelleştirilmesidir.<br />
Dünya genelinde İHA sistemlerinin özellikle<br />
harekat alanlarında işletimi kapsamında<br />
oldukça yoğun bir şekilde YLD kullanılmakta<br />
olup, özellikle malzeme yönetimi uygulamaları<br />
oldukça dikkat çekmektedir. İHA sistemlerinde<br />
YLD kapsamında, yüklenici firma tarafından<br />
aşağıda verilen hizmetler sağlanabilmektedir:<br />
Malzeme Yönetimi<br />
Planlı ve düzeltici bakım amaçlı<br />
malzeme (tamirlik, sarf) tedariki<br />
İşletme amaçlı malzeme (tamirlik, sarf,<br />
POL) tedariki<br />
Mühendislik Desteği<br />
Mühendislik değişikliği ve Servis<br />
Bülteni/Teknik Emir yayımlama,<br />
Konfigürasyon Yönetimi<br />
Bakım Hizmeti<br />
Hat seviyesi bakım (O-level)<br />
Üs seviyesi bakım (I-level)<br />
Depo seviyesi bakım (D-level)<br />
KaleBaykar Ortak Girişimi üretimi Bayraktar mini İHA’sı<br />
5.2.3 Performansa Dayalı Lojistik (PDL)<br />
PDL, bir silah sisteminin performans hedeflerine<br />
ulaşması ve sistem hazır bulunuşluluğunun<br />
istenen seviyede muhafaza edilebilmesi<br />
için sağlanacak ürün desteğinin, otorite<br />
ve sorumluluklar net olacak şekilde, uzun<br />
dönemli destek anlaşmaları yoluyla sisteme<br />
entegre şekilde satın alınmasıdır. PDL kapsamında<br />
belirlenen yüklenici, Ürün Destek<br />
Entegratörü (Product Support Integrator)<br />
olarak, hem sivil ticari kaynakları hem de uygun<br />
olması durumunda askeri lojistik kabiliyetleri<br />
kullanabilmektedir.<br />
PDL uygulamasının temeli; klasik yaklaşımda<br />
olduğu üzere yedek parça, malzeme veya<br />
onarım hizmeti satın alınması yerine, performansın<br />
satın alınmasıdır. PDL uygulamaları;<br />
lojistik maliyetler ile lojistik unsurların miktarını<br />
(logistics footprint) düşürmeli, sistemin<br />
güvenilirliğini artırmalı ve teknolojik eskime<br />
(obsolescence) etkilerini azaltmalıdır.<br />
PDL kapsamında operasyonel destek dahil<br />
olmak üzere çok farklı seviyelerde aşağıdaki<br />
hizmetler sağlanabilmektedir:<br />
Görev: Uçuş hizmeti dahil olmak üzere tüm<br />
İHA sistemi lojistik desteği,<br />
İHA Sistemi: Tüm İHA sistemi lojistik<br />
desteği,
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
19<br />
Alt Sistem: İHA alt sistemi lojistik desteği<br />
(motor, kamera gibi),<br />
Ünite: Ana ünite lojistik desteği (iniş<br />
takımları, görev bilgisayarı gibi).<br />
ABD PDL uygulamalarının büyük bir kısmı hava<br />
araçlarına yönelik olup, İHA sistemlerine<br />
yönelik uygulamalar oldukça dikkat çekmektedir.<br />
Bu kapsamda, 2003 yılından beri<br />
uygulanmakta <strong>olan</strong> Shadow İHA sistemi PDL<br />
uygulaması en öne çıkan uygulamadır. ABD<br />
Kara Kuvvetleri envanterinde bulunan 100’den<br />
fazla RQ-7 Shadow İHA platformunun ve ilgili<br />
alt sistemlerin tüm lojistik faaliyetleri, ilgili İHA<br />
sisteminin üreticisi <strong>olan</strong> AAI Corp firması<br />
tarafından gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, firma<br />
tarafından uçuş hizmeti de verilmektedir.<br />
PDL metriklerinin izlenebilir, ölçülebilir ve<br />
değerlendirilebilir olması gerekmektedir. Bu<br />
kapsamda muhtemel performans metrikleri<br />
olarak aşağıdaki parametreler kullanılabilir:<br />
AAI Corp. Firma personeli tarafından Afganistan’da bir yerde<br />
uçuşa hazırlanan ABD Kara Kuvvetleri RQ-7 Shadow İHA’sı<br />
İHA PDL uygulamaları kapsamında son<br />
dönemde ön plana çıkan bir diğer uygulama ise<br />
Merlin RAMCo Inc. (MRI) firması tarafından<br />
gerçekleştirilmektedir. ABD Hava Kuvvetleri<br />
envanterinde <strong>olan</strong> ve çeşitli harekat alanlarında<br />
konuşlu MQ-1 Predator ve MQ-9<br />
Reaper İHA sistemlerinin, uçuş görevi dahil<br />
olmak üzere tüm idame-işletme faaliyetleri<br />
ilgili firma tarafından yerine getirilmektedir. Bu<br />
uygulamada en önemli dikkat çeken hususlardan<br />
birisi de, İHA sistemi üreticisi <strong>olan</strong> General<br />
Atomics firması dışında başka bir firma<br />
tarafından PDL hizmetinin verilmesidir.<br />
PDL kapsamında performans metriklerinin<br />
(isterler) belirlenmesi büyük önem arz<br />
etmektedir. PDL konusunda çeşitli eğitimler<br />
sunmakta <strong>olan</strong> ABD Tennessee Üniversitesi<br />
tarafından, bu kapsamda en fazla beş adet<br />
metriğin belirlenmesinin uygun olduğu ifade<br />
edilmektedir. İHA sisteminin faaliyetine yönelik<br />
olarak kullanıcı tarafından belirlenecek bu<br />
metriklere göre, yüklenici en uygun lojistik<br />
destek yapılanmasını gerçekleştirebilecektir.<br />
Bu kapsamda müşteri ve kullanıcılar tarafından,<br />
yüklenici tarafından lojistik desteğin<br />
nasıl sağlanacağı hususu yerine, yükleniciden<br />
en iyi lojistik desteğin alınmasına yönelik en<br />
doğru performans metriklerinin belirlenmesi<br />
hususuna odaklanılmalıdır.<br />
TUSAŞ Firması tarafından geliştirilmekte <strong>olan</strong> ANKA İHA’sı<br />
<br />
Ana sistem/alt sistem göreve hazırlık<br />
(faaliyet) oranı,<br />
Ana sistem/alt sistem görev başarı oranı,<br />
Aylık/yıllık toplam uçuş saati/görev süresi,<br />
Aynı anda icra edilecek görev miktarı,<br />
<br />
Aynı anda görev icra edilecek ana üs/ileri üs<br />
sayısı,<br />
Yeniden göreve hazırlık süresi,<br />
<br />
<br />
Alt sistem ve ana parçaların İHA sistemleri<br />
üzerinde bulunma oranı,<br />
Depoda kullanıma hazır yedek parça hazır<br />
bulunuşluk oranı,<br />
Lojistik faaliyet reaksiyon zamanı.<br />
İHA sistemlerinin sınırlı tedarik miktarları,<br />
bahse konu sistemlerin klasik lojistik destekle<br />
idame işletiminde ihtiyaç duyulacak yedek<br />
malzemelerin temininde ve özellikle yurt dışı<br />
bakım ve onarım faaliyetlerinde yaşanacak<br />
zorluklar göz önüne alınarak, İHA tedarik<br />
projelerinde PDL modelinin uygun olacağı<br />
Türkiye İHA Sistemleri Yol Haritası dokümanı<br />
kapsamında değerlendirilmektedir.<br />
SSM 2012-2016 Stratejik Planı’nda, yurt içinde<br />
geliştirilerek envantere alınan/alınacak<br />
sistemler için, ömür boyu lojistik destek sağlanması<br />
kapsamında, savunma sanayimizin, ürün<br />
tasarımından, üretim ve lojistik desteğe uzanan<br />
hedeflerinde ömür devrinin tamamında<br />
etkin rol almasının sağlanmasının hedeflendiği<br />
belirtilmektedir.<br />
28 Şubat 2012 tarihinde icra edilen <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Müsteşarlığı (SSM) 2. Tedarik Lojistiği<br />
Kurultayı’nda, TSK envanterine yurt içi<br />
geliştirme projeleri ile kazandırılan/kazandırılacak<br />
savunma sistemlerinin lojistik deste-<br />
ğinde ihtiyaç duyulan yaklaşımlar, bugüne<br />
kadar yapılan çalışmalar ve uygulamaya yönelik<br />
planlamalar üst düzeyde ele alınmıştır.<br />
Genelkurmay Başkanlığı ile birlikte yapılan çalışmaların<br />
belirli bir noktaya ulaşması sonucunda,<br />
SSM tarafından Ağustos 2012 ayında<br />
yayımlanan genelge ile lojistik destek kapsamında<br />
PDL örnek model olarak kabul edilmiştir.<br />
Bu kapsamda belirlenen pilot projelerde<br />
uygulaması başlatılacak <strong>olan</strong> PDL modelinin,<br />
pilot uygulamalardan alınacak dersler ışığında<br />
yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.<br />
Pilot projeler arasında bulunan İHA sistemi<br />
tedarik projelerinden biri <strong>olan</strong> ANKA Seri<br />
Üretim Projesi kapsamında, Teklife Çağrı<br />
Dosyası (TÇD) çalışmaları bünyesinde PDL<br />
hazırlık faaliyetlerine başlanılmıştır. Kullanıcı,<br />
Müşteri ve Yüklenici’nin katılımıyla yakın<br />
koordine içinde yürütülen çalışmalar sonucunda<br />
hazırlanacak PDL modelinin, diğer pilot<br />
projelere de referans olması beklenmektedir.<br />
5.2.4 İHA Sistemlerinde Kiralama (Leasing)<br />
Uygulaması<br />
İHA sistemlerinin acil olarak harekat alanlarında<br />
kullanılması ihtiyacı sonucunda, dünya<br />
genelinde birçok farklı firma tarafından, lojistik<br />
destek ve operasyon hizmeti de dahil olacak<br />
şekilde, tüm İHA sisteminin belirli bir dönem<br />
için kiralanması şeklinde leasing hizmeti<br />
Avustralya Silahlı Kuvvetlerine verilen leasing hizmeti<br />
kapsamında MacDonald, Dettwiler and Associates (MDA)/<br />
Kanada firma personeli tarafından Kandahar/Afganistan<br />
Havaalanı’nda uçuş öncesi bakımı yapılan Heron İHA’sı
Lojistik Destek<br />
verilmeye başlanmıştır. Genelde tüm lojistik<br />
destek ile kısmi uçuş desteğini (iniş/kalkış ve<br />
test uçuşları gibi) kapsayan bu uygulamada,<br />
zaman zaman belirli görevler (görev komutanı<br />
/koordinatörü ve istihbarat analizcisi gibi)<br />
haricinde tüm faaliyetler yüklenici firma<br />
personeli tarafından gerçekleştirilebilmektedir.<br />
Bu kapsamda yapılan İHA sistemi kiralama<br />
(leasing) uygulamalarının büyük bir kısmı<br />
gizlilik nedeniyle kamuoyuyla paylaşılmamaktadır.<br />
Basına yansıyan ender örneklerden biri<br />
<strong>olan</strong> Almanya Hava Kuvvetleri uygulamasında;<br />
yüklenici Rheinmetall Airborne Systems GmbH<br />
firmasına ait Heron İHA sisteminin bakım dahil<br />
tüm lojistik desteği yüklenici firma sorumluluğundadır.<br />
Almanya Hava Kuvvetleri personeli<br />
tarafından görev esnasında uçurulan Heron<br />
İHA sisteminin kalkış ve inişleri ile uçuş testleri,<br />
yüklenici firma pilotları tarafından gerçekleştirilmektedir.<br />
Bu kapsamda yüklenici firma<br />
tarafından sağlanan lojistik desteğin çok<br />
başarılı olduğu, Afganistan’daki gerçek harekat<br />
şartlarında bile firmanın bu hizmeti toplam 19<br />
personelle verdiği ve İHA sisteminin uçuşa<br />
hazırlık oranının %90 üzerinde olduğu çeşitli<br />
kaynaklarda ifade edilmektedir.<br />
6. Sonuç<br />
Son on yıllık süreçte İHA sistemlerinin dünyadaki<br />
gelişimi ve operasyonel alandaki kullanımları,<br />
beklenenin çok ötesinde bir ivme ile<br />
çoğalarak, askeri alana yeni bir anlayış<br />
getirmiştir. Bugün gelinen noktada, birçok<br />
havacılık otoritesi tarafından, Joint Strike<br />
Fighter (JSF) projesi kapsamında üretilmekte<br />
<strong>olan</strong> F-35 uçağının son insanlı savaş uçağı<br />
olacağı ve 6’ncı nesil savaş uçaklarıyla birlikte<br />
pilotun artık uçak kokpitinde olmayabileceği<br />
ifade edilmektedir.<br />
İHA sistemlerine <strong>olan</strong> ihtiyacın ve bu kapsamda<br />
da İHA pazarının kısa ve orta vadede hızla<br />
artması beklenmektedir. İHA sistemlerinin<br />
askeri amaçlar dışında, özellikle anayurt<br />
güvenliği, arama kurtarma, deniz kirliliği<br />
tespiti, orman yangını tespiti ve müdahalesi,<br />
arama/kurtarma ve tarımsal ilaçlama gibi sivil<br />
maksatlarla da kullanılmasının yaygınlaşacağı<br />
tahmin edilmektedir. Bu kapsamda, İHA<br />
projelerine yapılacak milli yatırımların önemli<br />
bir katma değer yaratacağı ve bu ürünlerin<br />
ülkemiz için önemli bir ihracat kalemi olacağı<br />
değerlendirilmektedir.<br />
İHA sistemlerinin tedarik sonrası idameişletme<br />
maliyetinin, tedarik maliyetinin en az<br />
2-2,5 katı olduğu tahmin edilmektedir. Bu<br />
sebeple, idame-işletme safhası için etkin,<br />
yeterli ve ekonomik çözümler bulunmasına<br />
yönelik çok çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.<br />
Bu kapsamda; klasik organik lojistik destek<br />
yaklaşımdan farklı olarak, çekirdek lojistik<br />
kabiliyetler haricinde lojistik desteğin yüklenici<br />
sorumluluğunda veya karma şekilde yerine<br />
getirilmesini öngören yaklaşımlar ağırlık<br />
kazanmaktadır.<br />
İdame-işletme safhasına yönelik en uygun<br />
lojistik yaklaşım olarak, performansın satın<br />
alınmasını hedefleyen PDL uygulaması dikkat<br />
çekmektedir. Küresel gelişmeleri çok yakından<br />
takip etmekte <strong>olan</strong> <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />
tarafından, Genelkurmay Başkanlığı ile<br />
birlikte yapılan çalışmaların sonucunda, lojistik<br />
destek modeli olarak PDL seçilmiştir. Bu<br />
kapsamda belirlenen pilot projelerde<br />
uygulaması başlatılacak <strong>olan</strong> PDL modelinin,<br />
pilot uygulamalardan alınacak dersler ışığında<br />
yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Pilot<br />
projeler arasında bulunan İHA sistemi tedarik<br />
projelerinden biri <strong>olan</strong> ANKA Seri Üretim<br />
Projesi kapsamında oluşturulacak PDL<br />
modelinin, diğer pilot projelere de referans<br />
olması beklenmektedir.<br />
KAYNAKLAR<br />
1. RAND Project Air Force (PAF): Balancing Rapid Acquisition of Unmanned Aerial Vehicles with Support Considerations, 2005,<br />
http://www.rand.org/pubs/research_briefs/2005/RAND_RB176.pdf, (07 Aralık 2012).<br />
2. NATO Joint Air Power Competence Center (JAPPC), “Strategic Concept of Employment for Unmanned Aircraft Systems in NATO”, 04 Ocak 2010.<br />
3. NATO Joint Air Power Competence Center (JAPPC), “Strategic Concept of Employment for Unmanned Aircraft Systems in NATO”, 04 Ocak 2010.<br />
4. İngiltere <strong>Savunma</strong> Bakanlığı, “Joint Doctrine 2/11 The UK Approach to Unmanned Aircraft Systems”, 30 Mart 2011.<br />
5. İngiltere <strong>Savunma</strong> Bakanlığı, “Joint Doctrine 2/11 The UK Approach to Unmanned Aircraft Systems”, 30 Mart 2011.<br />
6. 2012 RPAS Yearbook – RPAS: The Global Perspective – 10th Edition, Haziran 2012.<br />
7. “ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen tarafından 14 Mayıs 2009 günü ABD Kongresi’nde yapılan konuşma”,<br />
http://www.jcs.mil/speech.aspx?ID=1182, (08 Aralık 2012).<br />
8. Caitlin Harrington, “USAF contemplates unmanned jet option”. (IHS Jane’s, 24 Ekim 2007),<br />
http://www.janes.com/news/defence/air/jdw/jdw071024_2_n.shtml, (08 Aralık 2012).<br />
9. SSM 2’nci Lojistik Kurultayı, TUSAŞ Sunumu, 28 Şubat 2012.<br />
10. Genelkurmay Başkanlığı, Lojistik Mühendislik ile Başlayan Lojistik Değişim ve Gelişim, 2002.<br />
11. Defense Acquisition University: Life Cycle Logistics, https://acc.dau.mil/CommunityBrowser.aspx?id=17616&lang=en-US, (09 Aralık 2012).<br />
12. US Under Secretary of Defense, Memorandum on Endorsement of Next-Generation Performance-Based Logistics Strategies, 14 Mayıs 2012.<br />
13. U.S. Code Title 10 USC 2466.<br />
14. Defense Acquisition University: Performance-Based Logistics, https://dap.dau.mil/acquipedia/Pages/ArticleDetails.aspx?aid=68d85f91-3fbf-4182-b55af2dbc5a33943,<br />
(19 Şubat 2013).<br />
15. Washington Post, “Drone Crashes Mount at Civilian Airports”, http://www.washingtonpost.com/world/national-security/drone-crashes-mount-at-civilianairports-overseas/2012/11/30/e75a13e4-3a39-11e2-83f9-fb7ac9b29fad_story.html?hpid=z1,<br />
(12 Aralık 2012).<br />
16. Defence Acquisition University: Performance Based Logistics: A Program Manager's Product Support Guide, March 2005.<br />
17. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı, Türkiye İHA Sistemleri Yol Haritası, 2011.<br />
18. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı Stratejik Planı (2012-2016).<br />
19. Aviation Week, “UAV Bolsters German Deployment”,<br />
http://www.aviationweek.com/aw/generic/story_channel.jsp?channel=defense&id=news/dti/2011/09/01/DT_09_01_2011_p19-357404.xml, (17 Eylül<br />
2011).<br />
20. “ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen tarafından 14 Mayıs 2009 günü ABD Kongresi’nde yapılan konuşma”,<br />
http://www.jcs.mil/speech.aspx?ID=1182, (25 Şubat 2012).<br />
21. Caitlin Harrington, “USAF contemplates unmanned jet option”. (IHS Jane’s, 24 Ekim 2007),<br />
http://www.janes.com/news/defence/air/jdw/jdw071024_2_n.shtml, (02 Mart 2012).
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
21<br />
Cengiz KARAAĞAÇ<br />
STM A.Ş., İHA Sistemleri Uzmanı<br />
1969 yılında Manisa’da doğdu. Hava Harp Okulundan 1989 yılında mezuniyeti takiben 1992<br />
yılında jet pilotu olmuştur. Hava Kuvvetleri Komutanlığının çeşitli tipteki uçaklarında yaklaşık<br />
2.400 uçuş yapmıştır. 1998 yılında ODTÜ Havacılık Mühendisliği Bölümü’nde Yüksek Lisans<br />
Eğitimi’ni tamamlamıştır. 2002 yılında Hava Harp Akademisi Eğitimi’ni tamamlayarak Kurmay<br />
Subay olmuştur. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın çeşitli birliklerindeki görevlere ilave olarak,<br />
Belçika’daki NATO SHAPE Karargâhı ile Genelkurmay Başkanlığı’nda görev yapmıştır. Hava<br />
Kuvvetleri Komutanlığı’nın ilk İHA Filosunun Kurucu Filo Komutanı <strong>olan</strong> KARAAĞAÇ, Pilot<br />
Kurmay Albay rütbesinde 2012 yılında emekli olmuştur.<br />
2012 yılında STM A.Ş.’de göreve başlayan KARAAĞAÇ, halen SSM Uzay ve İnsansız Sistemler<br />
Daire Başkanlığı İHA Sistem Projeleri Grup Müdürlüğü’nde İHA Sistemleri Danışmanı olarak<br />
çalışmaktadır.<br />
Cengiz KARAAĞAÇ evli ve iki çocuk babası olup iyi derecede İngilizce bilmektedir.<br />
Alper ÖNGE<br />
SSM, Uzman Yardımcısı<br />
1984 yılında Mersin’de doğdu. Orta ve lise öğrenimini Mersin Anadolu Lisesinde tamamladı.<br />
2007 yılında, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği’nde lisans öğrenimini<br />
tamamladı. 15 Aralık 2009 tarihinden itibaren <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı’nda Uzay ve<br />
İnsansız Sistemler Daire Başkanlığı İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistem Projeleri Grup<br />
Müdürlüğü’nde çalışmakta olup, İngilizce bilmektedir.<br />
Hâlihazırda yürütülmekte <strong>olan</strong> Operatif (MALE) sınıfında, ANKA ve HERON İHA sistemlerinin<br />
tedarik ve lojistik destek süreçlerinde görev almaktadır.
<strong>Savunma</strong> Sanayi Projelerinde<br />
Lojistik Destek:<br />
Altay ELD Uygulamaları<br />
Günümüzde Lojistik Destek kavramı savunma<br />
sanayi projelerinde ve endüstiyel sektörlerde<br />
sürekli olarak gelişmekte ve geçmiş yıllara göre<br />
önemi hızlanarak artmaktadır. Yeni teknolojiler<br />
geçmişe göre çok daha kısa sürede hayatımıza<br />
girmekte ve müşteri/kullanıcı beklentileri<br />
geçmiş yıllara göre çok hızlı değişmektedir. Yeni<br />
teknolojilerin önümüze çıkması hızlansa da<br />
müşteri/kullanıcı, silah sistemlerinin toplam<br />
ömür devrinin uzatılmasını, hazır olma oranının<br />
arttırılmasını ve ömür devri maliyetinin<br />
azaltılmasını beklemektedir. Teknolojik<br />
uygulamaları, interaktif web tabanlı teknik<br />
manueller, gelişmiş simulatörler, web tabanlı<br />
gelişmiş sanal eğitim sistemleri, gömülü cihaz<br />
içi test sistemleri, uzaktan erişim ile yazılım<br />
güncelleme ve uzaktan diagnostik sistemleri,<br />
anlık operasyonel hazır olma durumlarını<br />
izleyebilen ve güvenilirlik gelişimlerini takip<br />
eden filo yönetim sistemleri, gibi bir çok<br />
kavram ve yenilikler hayatımıza girmiş<br />
durumdadır ve bu gelişmeler durmamakta her<br />
geçen gün yeni standartlar ve yaklaşımlar<br />
geliştirilmektedir.<br />
kompleksliğin artışına paralel olarak lojistik<br />
beklentiler de artmakta ve kompleks bir yapıya<br />
bürünmektedir. Dün için kabul edilebilir <strong>olan</strong><br />
lojistik desteklenebilirlik yaklaşımları bugün<br />
için yeterli olmamaktadır, dolayısı ile bugünün<br />
kabul edilebilir lojistik desteklenebilirlik<br />
kabulleri de muhtemelen gelecekte yeterli<br />
olmayacaktır. Performansa dayalı lojistik<br />
Uluslararası arenada ve şirketler arasında<br />
rekabet için sadece teknolojinin hızlı geliştirilmesi<br />
yeterli olmamakta, lojistik alanda da<br />
üstün bir performans, rekabetin vazgeçilmez<br />
bir unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayinde olduğu gibi havacılık,<br />
hizmet, makine, otomotiv, elektronik gibi bir<br />
çok sivil endüstride de benzer rekabet
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 23<br />
oluşmakta ve firmalar ve müşteri/kullanıcı için<br />
lojistik desteklenebilirlik en önemli unsur<br />
olmaktadır. Müşteri/kullanıcı, firmaların<br />
ürünler için kullanım ömrü boyunca lojistik<br />
desteğini, optimum bir ömür devri maliyeti ile<br />
karşılamasını beklemektedir. Bu ihtiyaca<br />
karşılık vermek için firmalar kendilerini ürün<br />
odaklılıktan servis odaklılığa doğru konumlandırmakta,<br />
ürünün tüm yaşam döngüsünde<br />
lojistik desteklenebilirliğini sağlamayı amaçlamaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayimizde her geçen gün yerlilik<br />
oranı artmakta, yerli şirketlerimiz dünya<br />
ölçeğinde projeleri yürütmektedir ve ihracat<br />
oranları da artmaktadır. Firmalarımızın ve<br />
ürünlerimizin sürdürülebilir olması dünya<br />
ölçeğinde rekabet etmemizi gerektirmektedir.<br />
Sürdürülebilir bir savunma sanayii için<br />
teknolojik geliştirme kabiliyetimizin yanında<br />
ürünlerimizin ömür döngüsünde lojistik desteklenebilirliğini<br />
dünya ile rekabet edebilecek<br />
etkinlikte yapmamız ve gelişmeleri yakalamak<br />
hatta ileriye götürmemiz gerekmektedir.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığımız yerlilik<br />
oranının artması ile birlikte bu konunun artan<br />
önemini, düzenlediği “Tedarik Lojistik Kurultayları”<br />
ve “Sonrasını Önceden Düşünmek”<br />
sloganı ile vurgulamakta ve <strong>Savunma</strong> Sanayiimizi<br />
geleceğe taşıyacak yaklaşım ve<br />
politikaları oluşturmaktadır.<br />
Türkiye’nin en büyük özel savunma sanayi<br />
firması <strong>olan</strong> OTOKAR cirosunun %85’i<br />
kendisinin tasarladığı Fikri Sınai Mülkiyet<br />
hakları OTOKAR’a ait ürünler oluşturmaktadır.<br />
OTOKAR bu başarısının sürdürülebilirliği için<br />
cirosunun %5’inin üzerinde bir payı ARGE<br />
yatırımlarına ayırmaktadır.<br />
Sürdürülebilir bir savunma sanayii için<br />
teknolojik geliştirme kabiliyetimizin<br />
yanında ürünlerimizin ömür<br />
döngüsünde lojistik desteklenebilirliğini<br />
dünya ile rekabet edebilecek etkinlikte<br />
yapmamız ve gelişmeleri yakalamak<br />
hatta ileriye götürmemiz<br />
gerekmektedir.<br />
Dünyada 21 farklı ülkede, 31 farklı kullanıcı<br />
tarafından OTOKAR’ın tasarladığı ve üretimini<br />
yaptığı 28.000 askeri araç kullanımdadır.<br />
Dünyada bir çok ülkenin ordusu tarafından<br />
gerçek operasyon bölgelerinde başarıyla<br />
kullanılan OTOKAR ürünleri, gerek operasyon<br />
kabiliyeti gerekse de lojistik desteklenebilirlik<br />
konularında gerçek muharebe koşullarında<br />
kendini kanıtlamıştır. Otokar, Türkiye’de 37<br />
yetkili servisi, 24 saat mobil servis araçları ve<br />
çağrı merkezi desteği ile lojistik destek<br />
sağlamaktadır.<br />
OTOKAR, 1987 yılından beri üretimini yaptığı<br />
araçların lojistik desteğini başarı ile<br />
yürütmekte ve geçmişten kazandığı tecrübeleri<br />
geleceğe taşıyarak geliştirmektedir. ALTAY<br />
Projesi ile, kara platformu ve silah<br />
sistemlerinde yeni Lojistik Desteklenebilirlik<br />
yaklaşımları ile global arenada rekabet edecek<br />
yapı oluşturulmaktadır. OTOKAR projelerinde<br />
lojistik desteklenebilirlik projenin ilk gününden<br />
itibaren tasarım aşamasında en önemli faaliyet<br />
olarak ele alınmakta ve ana faaliyetlerden biri<br />
olarak yürütülmektedir. Projenin erken<br />
safhalarındaki esneklikler, müşteri beklentilerinin<br />
en üst düzeyde karşılanmasını sağlamaktadır.<br />
Bu yaklaşım ile tasarım mimarisinin<br />
geleceğe yönelik Lojistik Desteklenebilirliği<br />
yüksek ve teknolojik gelişmeler ile şekillenebilir<br />
bir yapıda olması sağlanmaktadır.<br />
OTOKAR, SSM ve KKK’lığınca sağlanan<br />
destekten de faydalanarak, Türk Silahlı<br />
Kuvvetlerinde uzun yıllardır edinilen lojistik<br />
deneyimleri ve OTOKAR’ın 40 yılı aşkın<br />
tecrübesini harmanlayarak ilk Türk Ana<br />
Muharebe Tank’ı ALTAY’ın uluslararası arenada<br />
rekabet edebileceği bir Lojistik Desteklenebilirliğini<br />
sağlayacak alt yapıyı oluşturmuştur.<br />
Bu kapsamda ALTAY Tankının kullanıcı<br />
tarafından kolay desteklenebilir, az bakım<br />
gerektiren, yüksek hazır olma oranında, uzun<br />
ömürlü, ömür devri maliyeti optimize edilmiş<br />
ve gelecekte yeni teknolojilere göre geliştirilebilecek<br />
bir alt yapıda olması sağlanmaktadır.<br />
Lojistik Destek Analizleri ile tasarım şekillendirilmiştir<br />
ve ömür devri maliyetini etkileyen<br />
tasarım unsurları belirlenmiştir. ALTAY’ın<br />
kullanımı sırasında icra edilecek bakım görevleri<br />
analiz edilmiş, bakımın gerçekleştirilmesi<br />
sırasında karşılaşılabilecek güçlükler ve bu<br />
kapsamda ihtiyaç duyulabilecek tasarım<br />
değişiklikleri tespit edilerek optimizasyon ile<br />
en uygun ve yüksek idame edilebilirlik<br />
özelliğine sahip tasarım çözümü uygulanmıştır.<br />
Tasarım aşamasında başlatılan Lojistik Desteklenebilirlik<br />
çalışmaları ALTAY tankı ön<br />
prototipleri MTR ve FTR testleri esnasında<br />
sahada test edilmektedir. Bu testler esnasında<br />
önleyici ve düzeltici bakımlar icra edilmekte,<br />
bakım görev süreleri kayıt edilmekte, destek<br />
ekipmanlarının yeterlilikleri değerlendirilmekte,<br />
gerektiğinde tasarım değişiklikleri<br />
yapılmakta ve ALTAY Tankının gelecekteki<br />
üstün Lojistik Desteklenebilirliği garanti altına<br />
alınmaktadır.<br />
Tasarım Aşaması Desteklenebilirlik Analizleri<br />
ALTAY Ön Prototipleri Üzerinde Fiili Uygulamalar
Lojistik Destek<br />
Proje’nin tasarım aşamasında ALTAY tankının<br />
görev profili oluşturulmuş, barış ve savaş<br />
görevleri detaylandırılmış, her alt sistemin<br />
çalışma saatleri (saat, km, atım vs.)<br />
belirlenerek alt sistem kullanım oranları tespit<br />
edilmiştir. Görev profiline uygun güvenilirlik<br />
analizleri gerçekleştirilmiştir. Tasarım<br />
aşamasında güvenilirlik verilerinin (MTBF, hata<br />
oranlı gibi) oluşturulmasına ilgili alt<br />
yüklenicilerin verdiği kendi öngörüleri, geçmiş<br />
deneyimleri ya da dünyada benzer sistemlerin<br />
tahmini hata oranları verileri ile başlanmıştır.<br />
İstatistiksel olarak anlamlı hata oranı verilerinin<br />
oluşturulması için testlerde ve seri<br />
üretimde gerçek kullanım verileri toplanacak,<br />
bu veriler olgunlaşacak ve gelecek modellerin<br />
ve mevcut ALTAY tanklarının geliştirilmesinde<br />
tasarım girdisi olarak kullanılacaktır. Bu<br />
amaçla, ALTAY tankının ön protitipi “MTR”<br />
güvenilirlik testleri belirlenen görev profiline<br />
uygun olarak yürütülmektedir. Ön prototip<br />
testlerinde çok değerli güvenilirlik verileri<br />
toplanmakta ve tasarımın bu veriler ile<br />
güvenilirlik geliştirilmesi sağlanmaktadır.<br />
Güvenilirlik çalışmaları ile ALTAY tankının<br />
dünyadaki rakiplerine göre üstün güvenilirlikte<br />
ve Lojistik Desteklenebilirlikte bir tank olması<br />
sağlanmaktadır.<br />
Tasarım Aşaması Güvenilirlik Analizleri<br />
ALTAY Ön Prototipleri Güvenilirlik Testleri<br />
Yürütülen Lojistik Destek Analizleri ile ALTAY<br />
tankının tüm lojistik destek unsurları ele alınmakta<br />
ve gelecek için lojistik desteklenebilirlik<br />
en iyi şekilde planlanmaktadır. Seri üretim ile<br />
birlikte Tank’ların konfigürasyon yönetimini<br />
ömür devri boyunca yönetecek alt yapı<br />
kurulmuştur.<br />
Teknik verilerin interaktif ve web tabanlı<br />
olmasına, kompleks bakım görevlerinde 3<br />
boyutlu verilerin kullanımına ve istendiğinde<br />
uzaktan en güncel verilere ulaşmaya imkan<br />
veren S1000D standartlarında teknik manueller<br />
hazırlanmaya başlanmıştır. Dünyada<br />
mevcut en ileri ve güncel standartların<br />
kullanımı ile gelecekte web tabanlı sanal eğitim<br />
sistemlerine de izin verecek bir yapı<br />
oluşturulmuştur.<br />
Lojistik Destek Analizleri ile Lojistik Destek<br />
unsurları tek tek ele alınmaktadır. Örneğin;<br />
ALTAY tankının Karayolları, Demiryolları,<br />
Havayolları ve Denizyolları taşımacılıklarında<br />
emniyetli ve güvenli bir şekilde taşınabilmesi<br />
sağlanmaktadır. Yapılan analizler ile envanterde<br />
bulunan askeri taşıyıcılar da incelenmekte<br />
ve seri üretimde ALTAY’ın kullanılması<br />
esnasında ihtiyaç duyulacak alt yapı tasarımın<br />
ilk gününden itibaren değerlendirilmektedir.<br />
ALTAY tankı için gerekli olacak destek<br />
ekimanları belirlenmekte, tasarlanmakta,<br />
üretimi yapılmakta ve MTR, FTR testlerinde bu<br />
ekipmanların kullanımı yapılarak geliştirilmesi<br />
ve bakım görevlerinin yüksek bir performansla<br />
yapılması sağlanmaktadır. Lojistik Destek<br />
Analizleri esnasında gerek ALTAY tankının kendi<br />
tasarımı içerisinde gerekse KKK’lığı mevcut<br />
envanterdeki sistemler ile ilgili standartlaştırmalar<br />
yapılabilmektedir. Kullanılan yağlar,<br />
destek ekipmanları, kullanıcı ve bakım<br />
personelinin müdahale edeceği bağlantı<br />
elemanları, elektronik test soketleri ve kablo<br />
konnektörleri, bakım erişim kapakları gibi<br />
Lojistik Desteklenebilirlik performansını<br />
etkileyen konularda minimum çeşitlilik ile<br />
bakım süreleri azaltılmaktadır.<br />
ALTAY Projesi’nin kritik tasarım aşamasında<br />
Milli Tankımızın Lojistik Desteklenebilirliğinin<br />
gelecek beklentileri karşılaması için gerekli<br />
çalışmalar yapılmakta ve geliştirilerek devam<br />
etmektedir. Kritik tasarımın tamamlanması<br />
sonrasında Lojistik Destek Analiz kayıtları,<br />
Entegre Lojistik Destek Planları ve teknik<br />
veriler SSM ve KKK’lığına sunulacaktır. Yapılan<br />
bu çalışmalar sonucunda ALTAY, üstün<br />
performansına ilaveten Lojistik Desteklenebilirliği<br />
ile de ordumuza hizmet etmeye hazır<br />
hale gelecektir.<br />
ALTAY Projesi’nde kritik tasarımın tamamlanma<br />
aşamasına gelinmiştir. Bu süreye kadar<br />
ALTAY tasarımında Lojistik Desteklenebilirliği<br />
etkileyen unsurlar ele alınmıştır. Devam eden<br />
MTR ve FTR testlerinde Lojistik Desteklenebilirlik<br />
unsurları gerçek hayatta test edilmektedir.<br />
Kritik tasarım onayı sonrasında PV1<br />
ve PV2 üretimleri ve kalifikasyon süreci<br />
başlayacaktır.<br />
Lojistik Desteklenebilirlik kritik tasarım onay<br />
aşamasından sonra ikiye ayrılarak değerlendirilecektir.<br />
Birincisi, ALTAY projesinin ve<br />
seçilen sistemlerin tasarımlarının Lojistik<br />
Desteklenebilirliği, yani tasarımın idame<br />
edilebilirliği, kolay erişilebilirlik, standartlaşma,<br />
yüksek güvenilirlik gibi hususlara<br />
yönelik devam edecek çalışmalardır. İkinicisi<br />
ise idari olarak Lojistik Desteklenebilirlik, yani<br />
seri üretimde yedek parçaların lojistiği, kolay<br />
temini, tank filosunun kullanıcı, birlik ve depo<br />
seviyesi bakımlarının efektif yürütülmesi, tüm<br />
tank filosunun konfigürasyon ve bakım<br />
takiplerinin yapılması gibi hususların ele<br />
alınmasıdır. Bu ikiye ayrılma konusu, Entegre<br />
Lojistik Destek disiplininde tasarım ile ilgili<br />
olarak “Doğal Hazır Olma Durumu”, sistemi<br />
düzeltici ve önleyici bakımlarla birlikte analiz<br />
eden “Kazanılmış Hazır Olma Durumu” ve tüm<br />
lojistik tedarik zincirini ve bununla ilgili lojistik<br />
ve idari yapıyı analiz eden “İşletimsel Hazır<br />
Olma Durumu” ile ele alınmaktadır.<br />
Temelleri oluşacak Lojistik Destek tedarik<br />
zinciri yapısının temel hedefleri şu şekilde<br />
olacaktır:
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 25<br />
Kullanıcı Memnuniyetinin sağlanması<br />
(sistemin sorunsuz desteklenebilmesi)<br />
Yüksek İşletimsel Hazır Olma Oranına<br />
ulaşmak,<br />
Düşük ortalama onarım süresine ulaşmak<br />
(MTTR),<br />
Yüksek Güvenilirlik seviyesine erişmek<br />
(MTBF),<br />
Toplam Servis Maliyetlerini düşürmek,<br />
İlk seferde hatanın giderilme oranlarını<br />
arttırmak<br />
Bu hedefler evrensel olarak sadece yerli<br />
savunma sanayii şirketlerimizin değil global<br />
ölçekte tüm firmaların hedefleri olduğu için bu<br />
hedefleri ne kadar iyi yapabileceğimiz<br />
savunma sanayiimizin de sürdürülebilir ve<br />
rekabetçi olması açısından önemlidir.<br />
Özetle, ALTAY Projesi’nin son aşamasında,<br />
prototipler üzerinde yapılacak testlerde<br />
kapsamlı bir veri tabanı oluşturulması ve bu<br />
aşamada oluşturulabilecek teknik dokümantasyonun<br />
hazırlanması için yoğun bir program<br />
uygulanacaktır.<br />
Sonuç olarak, yukarıda anlatılan Lojistik<br />
Desteklenebilirlik hedeflerinin gerçekleştirilmesi<br />
için gerekli çalışmalar yürütülecek ve<br />
ALTAY tankı ELD yönünden seri üretime hazır<br />
hale getirilecektir.<br />
Bülent KEŞLİ<br />
OTOKAR Otomotiv ve <strong>Savunma</strong> Sanayii A.Ş Tank Ürün Teknik Yönetim Müdürü<br />
Lisans öğrenimini Orta Doğu Teknik Ünüversitesi Makine Mühendisliğinde tamamladı. 2006<br />
yılında Boğaziçi Ünüversitesinde Makine Mühendisliği yüksek lisansını ve son olorak 2012<br />
yılında Koç Ünüversitesinde Yönetici İşletme Yüksek Lisans Programını (EMBA) tamamladı.<br />
İş hayatına 1998 yılında Ford Otosan’da şasi mühendisi olarak başladı. 11 yıl süren Ford Otosan<br />
iş hayatında bir çok uluslararası projelerde proje yönetimi, tasarım ve araç mühendisliği<br />
alanlarında lider pozisyonlarda görev aldı. 2009 yılında OTOKAR Otomotiv ve <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii’nde Tank Ürün Teknik Yönetim müdürü olarak ALTAY projesine katıldı. Entegre Lojistik<br />
Destek, Güvenilirlik, Kalite ve Konfigürasyon Yönetimi ve Bilgi Teknolojilerinden sorumlu olarak<br />
görevini yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk sahibidir. İngilizce ve Almanca bilmektedir.<br />
Cüneyt TUNA<br />
OTOKAR Otomotiv ve <strong>Savunma</strong> Sanayii A.Ş Entegre Lojistik Destek Birim Yöneticisi<br />
1971 yılında Ankara’da doğdu. 1995 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü’nden<br />
mezun oldu. 11 yıl boyunca ROKETSAN’da Tedarik Kontrol ve Kalite Mühendisliği ve sonrasında<br />
çeşitli savunma sanayii projeleride Baş Mühendis olarak görev yaptı.<br />
2008 yılından itibaren ALTAY Projesi kapsamında OTOKAR firmasında Entegre Lojistik Destek<br />
Birim Yöneticisi olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olup, iyi düzeyde İngilizce<br />
bilmektedir.
Entegre Lojistik Destek<br />
Faaliyetleri - FNSS Yaklaşımı<br />
Giriş<br />
Savaş tarihine bakıldığında büyük zaferlerin iyi<br />
bir lojistik altyapı ile desteklenen ordular<br />
tarafından kazanıldığı görülmektedir. Tarihsel<br />
gelişimine baktığımızda, silah sistemlerinin<br />
gelişmeye başladığı 20. yy ortalarına kadar,<br />
lojistik denilince ikmal maddelerinin ihtiyaç<br />
duyulan noktalara ulaştırılması algılanmakta<br />
idi. İkinci Dünya Savaşını izleyen dönemde<br />
yapılan teknolojik gelişmeler sonucunda<br />
savaşan orduların ikmal malzemelerine ulaşımının<br />
daha da karmaşıklaştığı görülmüştür.<br />
En güncel örnek olarak Birinci Körfez Harekâtı<br />
sırasında bir alayın ihtiyaç duyduğu malzeme<br />
miktarının Normandiya çıkarması için gereken<br />
malzemelerden daha fazla olması verilebilir.<br />
Silah sistemlerindeki gelişimin diğer bir sonucu<br />
da bu sistemlerin kullanımı kadar, tamir ve<br />
bakım işlemlerinin de karmaşık hale gelmesidir.<br />
Bunun sonucu olarak günümüz orduları<br />
gelişmiş destek sistemlerine ihtiyaç duymaktadır.<br />
Amaç<br />
Günümüz silah sistemlerinin ömür devri<br />
maliyetlerinin önemli bir kısmını kullanım ve<br />
bakım maliyetleri oluşturmaktadır. Soğuk<br />
savaşın sona ermesi ile birlikte ülkeler<br />
savunma bütçelerinde kısıtlamalara gitmektedirler.<br />
Bu gereksinim geliştirme maliyetleri<br />
kadar kullanım ve bakım dönemi maliyetlerinin<br />
de azaltılmasını gerektirmektedir. Gerek kullanıcı<br />
gerekse yüklenicilerin amacı bu gereksinimi<br />
karşılayacak yöntemleri geliştirmek ve<br />
desteklemek olmalıdır.<br />
Yukarıda kısaca özetlenen tarihsel gelişmeler,<br />
destek sisteminin geliştirilmesini, silah sistemi<br />
tasarım sürecinin ayrılmaz bir parçası haline<br />
getirmiştir. Destek sisteminin tasarlanması,<br />
geliştirilmesi ve kurulması Entegre Lojistik<br />
Destek (ELD) faaliyetleri kapsamında organize<br />
edilmektedir.<br />
Yöntem<br />
FNSS insan kaynağına yaptığı yatırımlar<br />
sonucunda Sistem Tasarımı yapabilen bir şirket<br />
konumuna gelmiştir. Bu süreçte yeni bir<br />
sistemin geliştirilmesi ile beraber bu sisteme<br />
ait destek sisteminin de geliştirilmesi gerçekleştirilmektedir.<br />
FNSS tasarım çalışmalarına toplam sistemin<br />
(Şekil 1) gereksinimlerini belirleyerek<br />
başlamaktadır. Bu aşamada görev sisteminin<br />
kullanım senaryosu, yıllık kullanım saatleri,<br />
sistemlerin konuşlanacağı birlikler, söz konusu<br />
birliklerin sahip olduğu tesislerin özellikleri,<br />
kullanıcı personelin eğitim seviyesi ve<br />
rütbeleri, gibi bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır.<br />
Şekil 1: Toplam Sistem<br />
Tasarım çalışmalarına paralel olarak bakım ve<br />
kullanım görevleri belirlenerek, görev<br />
analizleri yapılmaktadır. Bu analiz sonucunda<br />
Görev Sisteminin tasarımında kullanım ve
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
27<br />
bakıma yönelik tasarımda yapılacak iyileştirmeler<br />
belirlenmektedir. Aynı analizlerin<br />
sonucunda da kullanımı ve bakımı için gereken<br />
destek donanımı, tesis, eğitim ve yedek parça<br />
ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Elde edilen veriler<br />
ışığında FNSS aşağıda verilen planları hazırlamaktadır.<br />
Oluşturulan planlar müşteri/kullanıcı<br />
temsilcilerinin onayı alınarak uygulamaya<br />
konulmaktadır.<br />
Entegre Lojistik Destek Planı<br />
Bakım Planı<br />
Destek Donanımı Listesi<br />
Teknik Dokümantasyon Planı<br />
<br />
Kullanıcı ve Kullanıcı Bakım Eğitici Eğitim<br />
Planı<br />
Birlik ve Depo Seviyesi Bakım Eğitici Planı<br />
İnsan Gücü Planı<br />
İkmal Destek Planı<br />
Kullanım Dönemi Destek Planı<br />
FNSS geliştirme projelerinin ELD faaliyetlerini<br />
yukarıda belirtilen genel prensipler ışığında<br />
planlanıp uygulamaktadır. ELD faaliyetleri<br />
sonucu olarak aşağıda listelenen hizmet ve<br />
ürünler müşteriye teslim edilmektedir.<br />
Kullanıcı ve Kullanıcı Seviyesi Bakım El Kitabı<br />
Birlik Seviyesi Bakım El Kitabı<br />
Depo Seviyesi Bakım El Kitabı<br />
Resimli Parça Kataloğu<br />
Destek Donanımı Kataloğu<br />
Kullanıcı ve Kullanıcı Seviyesi Bakım Eğitici<br />
Eğitimi<br />
Birlik ve Depo Seviyesi Bakım Eğitici Eğitimi<br />
Eğitim yardımcı malzemeleri<br />
Her seviyede özel amaçlı destek donanımı<br />
Yedek parça<br />
FNSS, kendi geliştirdiği veri tabanı uygulamaları<br />
ve garanti takip programını (Şekil 2)<br />
kullanarak, analizler yapmaktadır. Söz konusu<br />
analizler birlik, parça, hata ve araç bazında<br />
sonuçları kapsamaktadır. Sonuçlar periyodik<br />
olarak rapor halinde son kullanıcıya sunulmaktadır<br />
(Şekil 3). FNSS, elde ettiği sonuçlar<br />
ışığında:<br />
Yedek parça takibini yapmakta<br />
Hata analizi yaparak<br />
Sık rastlanan hataları belirlemekte<br />
Sık değişen parçaları belirlemekte<br />
<br />
Kullanım ve bakım süreçlerinde yapılacak<br />
iyileştirmeleri belirlemektedir.<br />
Şekil 2: Garanti Takip Sistemi<br />
45<br />
30<br />
15<br />
0<br />
12. Brigade<br />
6 6<br />
7. Brigade<br />
11 13<br />
Yedek parça desteği<br />
Münferit eğitim programları<br />
Doküman güncelleme<br />
YURTİÇİ PROJELER<br />
FNSS, KKK için Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü<br />
(SYHK) ve Amfibi Zırhlı Muharebe İş Makinası<br />
sistemlerini geliştirmiştir. Bu projelerin ELD<br />
faaliyetleri kapsamında:<br />
ELDP ve ilgili diğer planlar hazırlanmıştır.<br />
El kitapları hazırlanmıştır.<br />
Kullanıcı Ve Kullanıcı Seviyesi Bakım El<br />
Kitabı<br />
Birlik Seviyesi Bakım El Kitabı<br />
Depo Seviyesi Bakım El Kitabı<br />
Resimli Parça Kataloğu<br />
Destek Donanımı Kataloğu<br />
<br />
<br />
İzmir’de bulunan İstihkâm Okul ve Eğitim<br />
Merkezi Komutanlığı’nda SYHK Kullanıcı ve<br />
Kullanıcı Bakım Eğitici Eğitimleri gerçekleştirilmiştir.<br />
FNSS tesislerinde SYHK Birlik ve Depo<br />
Seviyesi Bakım Eğitici Eğitimleri gerçekleştirilmiştir.<br />
8. Brigade<br />
20. Brigade<br />
15 14<br />
10 10 17<br />
Infantry Corps.Inst.<br />
41<br />
Garanti dönemi süresince sözleşme kapsamındaki<br />
birlik ve depo seviyesi bakımlar FNSS<br />
tarafından yürütülmektedir. Garanti dönemi<br />
süresince FNSS ekipleri son kullanıcıya<br />
periyodik ziyaretler gerçekleştirmektedirler.<br />
Yapılan ziyaretler sırasında gerekli teknik<br />
desteği son kullanıcıya sağlamakta ve sahadan<br />
veri toplamaktadır:<br />
Bakım Kayıtları<br />
Araç Durum ve Tarihçesi<br />
Yedek Parça Envanteri<br />
Arıza kaydı<br />
Düzeltici – Önleyici faaliyet<br />
Şekil 3: Garanti Raporu<br />
FNSS ürettiği araçlarını envanterden çıkıncaya<br />
kadar desteklemeye büyük önem vermektedir.<br />
Bu politika kapsamında, garanti dönemi<br />
sonrasında da araçlarının durumunu son<br />
kullanıcının izin verdiği ölçüde izlemeye devam<br />
etmektedir. Kullanım döneminde son kullanıcının<br />
talep etmesi durumunda aşağıdaki<br />
hizmetleri son kullanıcıya sağlamaktadır:<br />
Bakım onarım desteği<br />
Teknik Destek<br />
Number of Inspected Vehicles<br />
Number of Warranty Claims<br />
YURTDIŞI PROJELER<br />
Birleşik Arap Emirlikleri, FNSS’ten 1997 yılında<br />
133 adet Zırhlı Muharebe Aracı temin etmiştir.<br />
Garanti dönemi faaliyetlerinden sonra da<br />
araçların bakımlarını gerçekleştirmek üzere<br />
teknik destek sözleşmesi imzalamıştır. Bu<br />
kapsamda, 133 araç için filo bakım hizmeti<br />
verilmektedir. Faaliyetler ortalama 8 personel<br />
tarafından BAE askeri tesislerini kullanarak<br />
Araçların periyodik bakım ve onarımları, arıza<br />
tespiti ve yedek parça ihtiyacı belirlenmesi ile
Lojistik Destek<br />
teknik destek olarak yürütülmektedir. Araçların<br />
hazır olabilirlik oranı % 95 düzeyindedir.<br />
Teknik Destek Sözleşmesi her 2 yılda bir<br />
yenilenmektedir. 2011 yılında 2 yıl süreli, 10<br />
miyon USD bedelli ve hem teknik destek hem<br />
de yedek parça tedariğini kapsayan “Follow On<br />
Support” (FOS) sözleşmesi imzalanmıştır.<br />
Kamu-Özel Sektör İşbirliği (Go-Co) modeli<br />
açısından önemli başka bir proje de Suudi<br />
Arabistan Kara Kuvvetleri ile yürütülmekte<br />
<strong>olan</strong> Ömür Uzatma ve Geliştirme Programıdır.<br />
Program 2004 yılında başlamıştır. Proje<br />
kapsamında muhtelif sözleşmeler sürdürülmektedir.<br />
Ömür Uzatma ve Geliştirme Programı, Suudi<br />
Arabistan Ordusu envanterindeki muhtelif<br />
tipte yaşlanmış M113 araçlarının ZMA 350<br />
konfigürasyonuna modernizasyonunu<br />
içermektedir.. Program kapsamında, Riyad’a<br />
120 km uzaklıktaki Al Kharj kentinde bulunan<br />
Suudi Arabistan Ordusuna ait “Automotive<br />
Upgrade Center” (AUC) tesisi kullanılmaktadır.<br />
FNSS faaliyetlerini Suudi Arabistan’da yerleşik<br />
endüstriyel ortağı ile birlikte gerçekleştirmektedir.<br />
Her sözleşme dönemi başlangıcında,<br />
AUC tesisi bir <strong>tutan</strong>ak ile FNSS’e teslim<br />
edilmekte, sözleşme dönemi tamamlandığında<br />
yine <strong>tutan</strong>ak ile tesis orduya iade<br />
edilmektedir.<br />
AUC tesisinin sözleşme süresince, personel<br />
istihdamı ve yönetimi, işletme giderleri (su,<br />
elektrik, telefon, vb), tesis bakım ve onarımı,<br />
üretim takımları ve malzemeleri gibi tüm<br />
masrafları FNSS tarafından karşılanmaktadır.<br />
AUC’de üretim, teknoloji transferi ile gerçekleştirilmektedir.<br />
Bu amaçla AUC tesislerinde<br />
personel eğitimi, dokümantasyon, teknik<br />
destek, üretim hattı kurulması ve geliştirilmesi,<br />
imalat, kalite temini, malzeme yönetimi ve<br />
yerlileştirme faaliyetleri yürütülmektedir.<br />
Tesiste müşteri ilişkilerini koordine etmek<br />
amacıyla fabrika komutanı ile birlikte sınırlı<br />
sayıda askeri personel görev yapmaktadır.<br />
SONUÇ VE ÖNERİLER<br />
Bakım sistemi Toplam Sistemin karmaşıklığı,<br />
envanter yönetimi, güvenlik, fiziksel zorunluluklar<br />
gibi nedenlerle kademeli bir yapıya<br />
sahiptir. Pek çok ordu beş kademeli bir yapıdan<br />
üç kademeli bir yapıya geçmiştir. TSK’da da üç<br />
kademeli yapı uygulanmaktadır: Kullanıcı<br />
Seviyesi, Birlik Seviyesi, Depo Seviyesi bakımlar.<br />
Yurtiçi ihtiyacı karşılamak için gerçekleştirilen<br />
kara araçları projelerinde her üç<br />
seviyedeki bakımların KKK’lığı tarafından<br />
yapılacak şekilde planlanması istenmektedir.<br />
Dünyadaki uygulamalara bakıldığında ise<br />
silahlı kuvvetlerin bakım faaliyetlerini endüstriye<br />
devrettiği görülmektedir.<br />
Yurtdışı projelerimiz kapsamında ürünlerimizi<br />
kullanan tüm müşterilerimiz garanti dönemi ve<br />
sonrasında lojistik desteğin Orijinal Ekipman<br />
Üreticisi (OEM) tarafından yapılmasını özellikle<br />
istemektedirler. Yukarıda detayları anlatıldığı<br />
gibi BAE’de periyodik bakım faaliyetleri FNSS<br />
tarafından yürütülmekte, FNSS’in sistem<br />
entegratörü olarak görev aldığı AV-8 projesinde<br />
ise Malezya <strong>Savunma</strong> Bakanlığı depo<br />
seviyesi bakımların endüstri tarafından yapılmasını<br />
istediğini belirtmiştir.<br />
FNSS yurtiçi ve yurtdışı projelerde elde ettiği<br />
tecrübeler ışığında, gerek garanti döneminde<br />
gerekse garanti dönemi sonrasında lojistik<br />
desteğin yükleniciler tarafından sağlanması<br />
gerektiğini değerlendirmektedir. Böylece<br />
<br />
TSK’nın sağladığı sistemlerle ilgili<br />
karşılaştığı problemleri yüklenici<br />
ile paylaşması, ELD süreci<br />
açısından yapılan çalışmaların<br />
doğrulanması ve güncellenmesi<br />
açısından oldukça değerlidir.<br />
Hazırbulunabilirliğe yönelik programlı çalışmalar<br />
yürütülebilecek<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Ekipmanların Göreve Hazır Olabilirlik<br />
(Availability) oranları artacak<br />
Düşük ‘Lojistik Yanıtlama Süreleri’ne sahip<br />
olunabilecek<br />
Envanter yönetimi faaliyetleri yüklenici<br />
tarafından yürütülerek envanter maliyetleri<br />
düşecek<br />
Orijinal Ekipmanlar kullanılarak güvenilirlik<br />
artacak,<br />
Üretim amaçlı kurulan altyapının bakım<br />
amacıyla kullanılması sağlanarak proje<br />
maliyetleri düşürülecektir.<br />
Önemli diğer bir konu ise, TSK’nın sağladığı<br />
sistemlerle ilgili karşılaştığı problemleri<br />
yüklenici ile paylaşması, ELD süreci açısından<br />
yapılan çalışmaların doğrulanması ve güncellenmesi<br />
açısından oldukça değerlidir. Garanti<br />
süreci sonrasında TSK tarafından tutulan bakım<br />
ve onarım kayıtlarının yüklenici ile paylaşılması,<br />
süregelen projelerde tasarımların iyileştirilmesi<br />
ve ürün güvenilirliğinin arttırılması<br />
faaliyetlerine katkı sağlayacaktır.<br />
Ayrıca projeler kapsamında üretilecek <strong>olan</strong><br />
araçların kullanım profilleri ve konuşlandırma<br />
senaryoları gibi bilgilerin gizli olarak değerlendirilip<br />
endüstri ile paylaşılmaması destek<br />
sistemi tasarım faaliyetlerini olumsuz etkilemektedir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
29<br />
Onur ARISOY<br />
FNSS, Ürün Destek Bölümü Yöneticisi<br />
ODTÜ Makina Mühendisliği mezunudur.<br />
1992 yılnından bu yana FNSS’te çalıştığı süre içinde Üretim Mühendisliği grubunda görev<br />
almış, bazı uluslararası modernizasyon projelerinde Proje Yöneticiliği yapmıştır.<br />
Suudi Arabistan projesi kapsamında Askeri Otomotiv Yenileştirme Merkezi’nde idari Fabrika<br />
Yöneticiği görevinde bulunmuştur<br />
2008 yılından beri Ürün Destek Bölümü Yöneticiliğini yürütmektedir.<br />
Taner GÖKHAN<br />
FNSS, Entegre Lojistik Destek Liderİ<br />
ODTÜ Havacılık Mühendisliği’nden 1995 yılında mezun oldu. 1997-2002 arasında TÜBİTAK-<br />
SAGE Dış Balistik Biriminde çalıştı. 2003-2007 yılları arasında TAI Yapısal Tasarım biriminde<br />
çalıştı. 2007 yılında FNSS’de çalışmaya başlamıştır. 2012 yılından itibaren Entegre Lojistik<br />
Destek Liderliği görevini yürütmektedir.
BMC-KİRPİ ELD<br />
Faaliyetleri<br />
BMC olarak yurt içinde bulunan 300.000<br />
adetten fazla araçlarımızın satış sonrası<br />
hizmetlerini sağlama yeteneğimizi aynı<br />
zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri projelerimizde<br />
değerlendirmekteyiz. Araçların yaşam döngüsü,<br />
yaygın satış sonrası hizmetlerimiz<br />
sayesinde hem daha ekonomik hem de daha<br />
uzun olmaktadır. Yerli imkanlarımız sayesinde<br />
araçlar tüm yasam döngüsü süresince<br />
desteklenebilir durumdadır.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi projelerimizde araçlarımıza<br />
sağladığımız hizmetler ve bunun daha da<br />
derinleştirilmesi için yapılabilecekleri ele<br />
alacağız.<br />
1. Teslim Edilen Araçlar Için Sağladığımız<br />
Lojistik Destek Hizmetleri:<br />
a. Bakım hizmeti ve 2 yıl garanti (garanti<br />
süresince 6 aylık bakımlar)<br />
b. Başlangıç ve işletme yedekleri<br />
c. Bakım planlaması ve İşgücü<br />
d. Dokümantasyon<br />
i. Kullanım kılavuzu<br />
ii. Yağlama şeması<br />
iii. Resimli Yedek Parça Kataloğu<br />
iv. Motor Düzen yenileştirme kitabı<br />
e. Eğitim<br />
i. Kullanıcı Eğitimi<br />
ii. Birlik Seviyesi Eğitim<br />
iii. Fabrika Seviyesi Eğitim<br />
iv. Bakım Okulu-Eğitimcinin Eğitimi<br />
f. Destek Teçhizatları<br />
i. 100 Birlik 12 Bakım merkezi için<br />
g. Türkiye’de 7 Bölgede 134 farklı noktada<br />
7/24 Yetkili Servis ve Yedek Parça desteği<br />
2. Garanti dönemi boyunca ve/veya garanti<br />
dönemi sonrası lojistik destek sağladığımız<br />
projeler:<br />
a. BMC 185-09B (4X4) 2.5 Ton Taktik<br />
Tekerlekli Araç<br />
b. BMC 235-16P (4X4) 5 Ton Taktik Tekerlekli<br />
Araç<br />
c. BMC 380-26P(6X6)10 Ton Taktik Tekerlekli<br />
Araç<br />
d. BMC KİRPİ 350-16Z (4X4) Mayına Karşı<br />
Korumalı Araç<br />
3. BMC KİRPİ MKKA Için Mevcut Lojistik<br />
Destek Uygulamaları:<br />
a. Dokümantasyon: Bütün kataloglar basılı<br />
doküman yada elektronik ortam şeklinde<br />
verilmekte, bu durum uygulamada<br />
güncellemeler açısından sıkıntı yaratmaktadır.<br />
b. Kullanıcı Eğitimleri: Kullanıcı eğitimleri<br />
Gaziemir Ulaştırma Okulu’nda firmamız<br />
eğitmenlerinin de katılımı ve desteği ile<br />
yapılmaktadır.<br />
c. Birlik Eğitimleri: Birlik eğitimleri araçların<br />
dağılım birliklerine göre farklı bakım<br />
merkezlerinde 5-6 grup şeklinde yapılmaktadır.<br />
Uygulamada eğitim için ayrılan<br />
tesisler, katılımcıların profili ve organizasyonlarda<br />
sıkıntılar yaşanmıştır. Eğitimleri<br />
alan personelin başka birliklerde veya
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
31<br />
kadrolarda görevlendirilmesi durumunda<br />
verilen eğitimlerin arzu edilen<br />
faydayı sağlayamayacağı değerlendirilmektedir.<br />
d. Fabrika Eğitimleri: Eğitimler BMC tesislerinde<br />
gerçekleştirilmektedir. Katılımcılar<br />
araçlarla ilgili problemlerin fabrika<br />
seviyesine garanti sonrasında yansıyacağını<br />
belirtmişlerdir.<br />
e. S.S.M. T.T.A. Projesi Eğitim Kapsamı:<br />
e. Depo Seviyesi Bakım ve Onarımlar Yüklenicilerin<br />
alt yapıları ve SSH organizasyonlarına<br />
göre Yüklenicilere verilebilir. Bu<br />
onarımlar Yüklenicilere verilirken aşağıdaki<br />
hususlara dikkat edilmelidir:<br />
i. Yurt çapında Hizmet verecek Yetkili<br />
Servis sayısı yeterli mi?<br />
ii. Yetkili Servislerin standartları nasıl?<br />
iii. Yedek Parça temini konusunda dışa<br />
bağımlılık ve temin süreleri nelerdir?<br />
i. BMC Satış Sonrası Hizmet Yönetim<br />
Organizasyonu:<br />
EĞİTİM TİPİ/ARAÇ TİPİ Ölçü Birimi 2,5 Ton 5 Ton 10 Ton M.Rap<br />
Toplam<br />
Sürücü ve Bakım<br />
Eğitimi (2 GÜN)<br />
Birlik Seviyesi Bakım<br />
(4 GÜN)<br />
Araç Adedi 706 228 403 468<br />
Kişi 706 228 403 468<br />
Grup / Kişi 18/40 12/24 12/34 14/34<br />
Kişi 200 200 200 200<br />
Grup / Kişi 10/20 10/20 10/20 10/20<br />
1859 Araç<br />
1859 Kişi<br />
56 Grup<br />
800 Kişi<br />
40 Grup<br />
112<br />
Gün<br />
160<br />
Gün<br />
ii.<br />
BMC Satış Sonrası Hizmet Bölgeleri:<br />
Fabrika Seviyesi Bakım Kişi 30 30 30 30<br />
Onarım (5 GÜN) Grup / Kişi 3/10 3/10 3/10 3/10<br />
120 Kişi<br />
12 Grup<br />
60<br />
Gün<br />
TOPLAM<br />
2,5 Ton<br />
f. Destek teçhizatları: Destek teçhizatları<br />
bakım seviyelerine göre sınıflandırılmakta<br />
ve son araç teslimatı ile gönderilmektedir.<br />
g. Birlik Bakımları: Garanti süresince yetkili<br />
servislerimiz tarafından yapılmaktadır.<br />
Garanti sonrasında TSK bakım merkezleri<br />
tarafından yapılacaktır<br />
h. Fabrika Bakımları: Fabrika seviyesi<br />
bakımlar bakım merkezleri tarafından<br />
yapılmaktadır.<br />
4. Lojistik Desteğin Yükleniciler Tarafından<br />
Sağlanmasına İlişkin Düşüncelerimiz:<br />
a. Yüklenicisi olduğumuz sistemlerin depo<br />
seviyesi bakımlar kesinlikle firmamız<br />
tarafından yapılabilir. Bu konuda gerekli<br />
bütün organizasyona firmamız sahiptir<br />
5 Ton<br />
Kişi 936 512 633 698<br />
iv. Yetkili Servislerin eğitim durumları<br />
nelerdir, Yüklenici yetkili servislerini<br />
eğitiyor mu?<br />
v. Yetkili servisler Ekipman ve destek<br />
teçhizatları yönünden yeterli mi?<br />
vi. Yetkili Servisler Yüklenici tarafından<br />
denetleniyor mu?<br />
f. BMC Satış Sonrası Hizmetler Organizasyonu:<br />
g. Sonrası Hizmetler Ağı:<br />
2779 Kişi<br />
Grup 31 25 25 28 108 Grup<br />
134<br />
Yetkili<br />
Servis<br />
10 Ton<br />
M.Rap<br />
161 Yetkili<br />
Yedek Parça<br />
Satıcısı ile<br />
322<br />
Gün<br />
Türkiye’nin<br />
en büyük<br />
Satış Sonrası<br />
Hizmetler<br />
Ağı ile<br />
hizmet<br />
vermektedir<br />
iii. Hakkari’deki Birlikte Kalıcı Olarak<br />
Görev Yapan Uzmanlar: Araç yoğunluğuna<br />
sahip bu Birlikte oluşabilecek<br />
arızalarda ACİL çözüm üretmek adına<br />
proje süresince BMC fabrika personelinden<br />
2 uzman (1 mekanik 1 elektronikçi)<br />
yerinde hizmet vermektedir.<br />
Olası problemlerde fabrika ile doğrudan<br />
temas sağlanarak zaman ve kaynak<br />
kaybı önlenmektedir.<br />
h. Mevcut savunma sistemlerine ait bakım/<br />
onarım verilerinin ilgili yüklenici adaylarına<br />
ve/veya yüklenicilere açılmalıdır.<br />
Böylece;<br />
i. Yapılacak analizler daha sağlam<br />
verilere dayandırılacaktır.<br />
ii.<br />
Ömür devri maliyet hesaplamalarında<br />
daha doğru sonuçlar çıkacaktır.<br />
b. Belediye ve diğer kamu ve Kuruluşları<br />
bakımları özel Yüklenicilere ihale<br />
etmektedirler<br />
c. Benzer modeller TSK tarafından da uygulanabilir.<br />
Bütün Lojistik destek kalemlerinde<br />
maliyetler azalacaktır. TSK denetleme<br />
rolü üstlenebilir.<br />
d. Lojistik desteği Yüklenicilere verirken<br />
Yüklenicilerin yetenekleri ve <strong>olan</strong>akları<br />
göz önünde bulundurulmalıdır
Lojistik Destek<br />
iii. Başlangıç yedekleri listeleri hazırlamada<br />
veri olarak kullanılabilecektir<br />
j. Ömür devri yönetiminde, ihtiyacın belirlenmesi<br />
safhasından itibaren tasarım,<br />
geliştirme, üretim, kullanım ve elden<br />
çıkarma safhalarında tedarik makamlarının,<br />
kullanıcıların ve yüklenicilerin<br />
üstlenecekleri rollere ilişkin görüş ve<br />
önerilerimiz:<br />
ÖMÜR DEVİR YÖNETİMİ<br />
Araştırma, Geliştirme<br />
Test ve Değerlendirme<br />
Üretim ve Yatırım<br />
İşletme<br />
Elden Çıkarma<br />
Araçların ömür devri yönetiminin yukarıda<br />
belirtilen her bir safhasında tedarik makamlarının,<br />
kullanıcıların ve yüklenicilerin satış<br />
sonrası faaliyetleri de göz alması gerekmektedir.<br />
i. "<strong>Savunma</strong> Sanayii ELD Platformu“<br />
Kurulmalıdır :<br />
ELD Alt<br />
Yapısı Data<br />
Bankası<br />
ELD<br />
Vizyonunun<br />
Takip Edilmesi ve<br />
Eğitimler<br />
ELD<br />
Paltformu<br />
İşlev<br />
Alanları<br />
TTA ELD<br />
Muayeneleri<br />
TTA ELD<br />
Sözleşmeleri<br />
Platforma aşağıdaki görevler verilmelidir :<br />
1. İLETİŞİM: Tedarik makamı, Yüklenici ve<br />
Kullanıcı arasında iletişim noktası<br />
olmalıdır.<br />
2. DERECELENDİRME: Firmaları Ömür<br />
Devri Yönetimi ve Lojistik Destek<br />
Yönünden değerlendirerek derecelendirmelidir.<br />
3. DENETLEME: ELD platformu ELD konusundaki<br />
eğitim açığını kapatmalıdır.<br />
k. Garanti sonrası Bakım ve Onarım<br />
Anlaşmaları: Araçların garanti sonrası<br />
bakım ve onarımları yüklenici firma ve<br />
SSM tarafından imzalanacak 5 yıllık<br />
anlaşmalar ile yapılabilir. Bu durumda<br />
Silahlı Kuvvetler yedek parça için gereksiz<br />
stok yükünden kurtulmuş olacaktır. Yüklenici<br />
firmanın eğitimli uzman personeli<br />
doğru planlama ile araçların bakım ve<br />
onarım işlemlerini etkin ve ekonomik<br />
olarak yerine getirecektir. Özellikle<br />
Kirpinin sadece KKK.lığı’nın kullanmayıp<br />
aynı zamanda Jandarma, Hava Kuvvetleri<br />
ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından<br />
da kullanılacağı göz önüne alınırsa, bakım<br />
anlaşmasının tek merkez SSM ile<br />
yapılması uygulamada standardizasyon<br />
açısından önem arz etmektedir.<br />
Ahmet KIYICI<br />
BMC, Servis Planlama ve Kontrol Müdürü<br />
ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü mezunu olup, BMC San ve Tic. A.Ş.’de Satış Sonrası<br />
Hizmetler Bölümü’nde, Servis Planlama ve Kontrol Müdürü olarak görev yapmaktadır. Evli ve<br />
iki çocuk babasıdır.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
33<br />
Değişen Bakım Konseptleri ve<br />
Uçak Bakım Destek Yazılımlarının<br />
Uluslararası Standartlarla Uyumu<br />
ile Elde Edilen Kazanımlar<br />
Günümüzde, konfigürasyon yapısında çok<br />
sayıda kırılımları içeren karmaşık araç ve<br />
teçhizatların üretilmesi, kestirimci bakım,<br />
koşula dayalı bakım, ve güvenirlik sağlık<br />
yönetimi gibi kavramları da beraberinde<br />
getirmekte, bakım faaliyetlerinin planlanmasında,<br />
yürütülmesinde ve takip edilmesinde<br />
bilgi sistem desteğinin ve uluslararası<br />
standartların kullanımını zorunlu kılmaktadır.<br />
Özellikle hava platformundaki araç ve<br />
teçhizatlarda kullanılmaya başlanan S1000D<br />
uluslararası teknik yayım hazırlama standardı,<br />
uçak bakım faaliyetlerinin maliyet etkin bir<br />
şekilde ve verimli olarak gerçekleştirilmesini<br />
sağlayan önemli faktörler arasında yer<br />
almakta, bakım faaliyetlerinde insan hatalarından<br />
da kaynaklanabilecek problemleri<br />
azaltmaktadır. Ayrıca S2000M/ATA Spec 2000<br />
malzeme yönetim standartlarının ve ürün<br />
yaşam döngüsü destek standardının (PLCS)<br />
uçak bakım destek faaliyetlerinde sağladığı<br />
avantajlar giderek önem kazanmaktadır. Yeni<br />
nesil araç ve teçhizatlarda bu bakım konseptlerinin<br />
ve uluslararası standartların kullanımı<br />
zorunlu hale gelmiştir. Bu dokümanda<br />
yeni destek yaklaşımları, bu yaklaşımları<br />
destekleyen modern bakım bilgi yönetimi<br />
sistemleri ve bu sistemlerin yeni standartlarla<br />
etkileşimi ile elde edilen kazanımlar açıklanacaktır.<br />
Geçmişten günümüze destek eğilimleri<br />
Hava platformuna ait araçlarda yaşanabilecek<br />
problemler/arızalar kötü sonuçlar doğurmakta<br />
ve uçuş güvenliğini ihlal etmektedir. Bu<br />
nedenle problemler önceden tahmin edilerek<br />
önlenmek zorundadır.<br />
Havacılık alanında karmaşık araç ve teçhizatların<br />
desteklenmesinde belirli dönemlerde<br />
çeşitli yaklaşımlar dikkate alınmış olup bu<br />
kapsamda;<br />
1940 yılları öncesindeki ilk kuşak yaklaşımı<br />
olarak; sistemin arıza yaptığında düzeltici<br />
işlemin gerçekleştirilmesi,<br />
1940 – 1960 yılları arasındaki ikinci kuşak<br />
yaklaşımda; görev etkinliğinin ve güvenirliğinin<br />
artırılması, teçhizat ömrünün uzatılması<br />
ve planlı bakımlar dikkate alınmış,<br />
1960 – 1980 yılları arasındaki üçüncü ve<br />
dördüncü kuşak yaklaşımda; uçak faaliyet<br />
oranının, görev güvenirliğinin ve idame<br />
ettirilebilirliğinin artırılması, bakım frekanslarının<br />
azaltılması, bakım maliyetlerinin azaltılması,<br />
ve koşullara dayalı bakım eğilimleri<br />
dikkate alınmış,<br />
1980 – 2000 aralığı ve 2000 sonrası yılların<br />
gelecek nesil yaklaşımında ise; Performansa<br />
Dayalı Lojistik gibi yeni iş modellerinin<br />
uygulanması, uçuş emniyetinin artırılması,<br />
ürün kalitesinin artırılması, çevreye zararlı<br />
etkilerin azaltılması, uçak güvenirliğinin<br />
izlenmesi, uçak üzerindeki gömülü sistemlerle<br />
yerdeki bakım bilgi sistemlerinin entegrasyonu,<br />
geliştirilmiş arıza teşhisi ve öngörüsel<br />
yetenekler, filo yönetimini de kapsayan<br />
gelişmiş bakım yönetimi ve <strong>kontrol</strong> fonksiyonları,<br />
etkin destek sağlamada bilgi<br />
servislerinin kritikliği konuları önem kazanmıştır.
Lojistik Destek<br />
Gelecek Kuşak<br />
1. Kuşak<br />
Arıza<br />
olduğunda<br />
tamir<br />
2. Kuşak<br />
* Uçak güvenirliği<br />
artışı<br />
* Daha uzun teçhizat<br />
ömrü<br />
* Planlı bakım<br />
3. ve 4. Kuşak<br />
* Faaliyet oranını ve<br />
uçak güvenirliği artışı<br />
* İdame edilebilirlik<br />
artışı<br />
* Bakım aralıklarının<br />
uzatılması<br />
* Koşula dayalı bakıma<br />
yönelim<br />
* Yeni iş modelleri (PDL)<br />
* Geliştirilmiş sağlık izleme<br />
* Uçak ve yer bakım<br />
sistemlerinin entegrasyonu<br />
* İleri teşhis ve öngörü<br />
yetenekleri<br />
* Geliştirilmiş bakım yönetimi<br />
(Filo Yönetimi)<br />
* Yapısal teknik dokümanlar<br />
* Etkin destek için bilgi<br />
sistemlerinin anahtar rolü<br />
1940 1950 1960 1970 1980 1990 2000<br />
Şekil 1: İyileştirilmiş destek konusundaki eğilimler<br />
Uluslararası uçak kazalarının yüzde 45’inin insan faktörlerinden, yüzde 27’sinin ise teknik ve bakım<br />
faktörlerinden kaynaklandığı, bakım insan faktörlerine ilişkin olumsuzlukların giderilebilmesi için<br />
bakım/teknik konuları ile teknik doküman sistemlerinin, üzerinde durulması gereken önemli<br />
konular arasında olduğu sonucuna varılmıştır.<br />
Tarih<br />
Ocak 2000<br />
Mart 2001<br />
Nisan 2001<br />
Ağustos 2001<br />
Mayıs 2001<br />
Ocak 2003<br />
Ağustos 2003<br />
Ocak 2006<br />
Temmuz 2006<br />
Havayolu<br />
Alaska Airlines<br />
Lufthansa<br />
Emery Worlwide<br />
Air Transat<br />
China Airlines<br />
Air Midwest<br />
Colgan Air<br />
Continental<br />
Spectrum Aircraft<br />
Tablo 1: Bakım hatalarının neden olduğu kazalar<br />
Tarih<br />
Noksan Takma işlemi<br />
Takma işlemi sırasında hasarlanma<br />
Uygun olmayan takma işlemi<br />
Teçhizatın takılmaması ya da kaybolması<br />
Yabancı madde hasarı<br />
Yanlış arıza giderme/<strong>kontrol</strong>/test işlemi uygulama<br />
Teçhizatın aktif edilmemesi veya pasifize edilmesi<br />
Tablo 2: Uçuşta motor durma nedenleri<br />
Uçak Tipi<br />
MD-80<br />
A320<br />
DC-8<br />
A330<br />
B747-200<br />
Beech 1900D<br />
Beech 1900D<br />
B737-500<br />
Spectrum 33<br />
Hata<br />
Jackscrew for elevator control<br />
Mis-wired side stick<br />
Reversed hydraulic check-valve<br />
Fuel exhaustion over Atlantic<br />
In-flight break-up at 35.000 feet<br />
Trim rigging<br />
Trim rigging<br />
Engine run-up<br />
Mis-rigging<br />
Boeing firmasının yaptığı bir araştırmaya göre uçuş sırasında 276 adet “motor durma” olayının<br />
nedenleri (1994) aşağıdaki tablodaki gibi tespit edilmiştir.<br />
Ömür devri maliyetleri<br />
Oranı<br />
% 33<br />
% 14.5<br />
% 11<br />
% 11<br />
% 6.5<br />
% 6<br />
% 4<br />
Hava araçlarına sahip olma ve işletme maliyetleri de son 20 yıl içerisinde artış göstermiş, savunma<br />
sistemlerinin toplam sahip olma maliyetleri içerisindeki idame ve işletme giderleri %70’lere<br />
ulaşmıştır.<br />
Şekil 2: Ömür Devri Ortalama Maliyetleri<br />
Bakım yönetimi yaklaşımları<br />
Hava platformundaki yeni nesil karmaşık araç<br />
ve teçhizatların maliyet etkin bir şekilde<br />
desteklenmesi, yeni bakım yönetimi yaklaşımlarının<br />
kullanımını zorunlu kılmış, bu kapsamda<br />
arızaların oluşmasından sonra düzeltici işlemi<br />
öneren “Reaktif Bakım” yerine “Proaktif<br />
Bakım” yaklaşımı modern MRO uygulamalarında<br />
kullanılmaya başlanmıştır.<br />
Bu konseptin türev yaklaşımları da kısa<br />
zamanda kendisini göstermiş ve “Prognostic<br />
Health Management” (Kestirimci Bakım<br />
Yönetimi), “On-Condition Maintenance”<br />
(Koşula Dayalı Bakım), “Condition Monitoring”<br />
(Koşul İzleme), “Predictive Maintenance”<br />
(Öngörüsel/kestirimci Bakım), “Preventive<br />
Maintenance” (Önleyici Bakım), “Reliability-<br />
Centered Maintenance” (Güvenilirlik Odaklı<br />
Bakım) gibi tekniklerle değişen dünyanın<br />
bakım alanındaki beklentilerine çözümler<br />
bulunmaya çalışılmıştır.<br />
Uluslararası standartlar<br />
Günümüzde, karmaşık sistemlere sahip araçların<br />
lojistik desteklenebilirliğinin kolaylaştırılması,<br />
operasyonel faaliyet oranlarının<br />
artırılması ve maliyet etkin bir şekilde idamesi<br />
amacıyla geliştirilen uluslararası standartların<br />
uçak bakım faaliyetlerinin yönetiminde<br />
kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.<br />
Özellikle endüstriyel alandaki üreticilerin ve<br />
operasyonel alandaki kullanıcıların yaşadıkları<br />
sıkıntılar dikkate alınarak bu alanlardaki<br />
paydaşların ortak girişimleri ile geliştirilen bu<br />
standartlar lojistik faaliyetlerin ve özellikle<br />
uçak bakım faaliyetlerinin etkin bir şekilde icra<br />
edilmesine <strong>olan</strong>ak sağlamaktadır.<br />
Uluslararası standartlar ve destek sağladığı<br />
süreçler aşağıda belirtilmiştir.<br />
<br />
<br />
S1000D: Ortak Kaynak Veritabanı kullanan<br />
teknik yayınlar için uluslararası standart.<br />
S2000M: Malzeme Yönetimi faaliyetleri için<br />
uluslararası standart. Askeri teçhizatlar için<br />
tümleşik veri işleme süreçleri.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
35<br />
S3000L: Lojistik Destek Analizi (LSA) için<br />
uluslararası uygulama el kitabı.<br />
S4000M: Askeri uçaklara yönelik planlı<br />
bakım programları geliştirmek için<br />
uluslararası prosedürel el kitabı.<br />
S5000F: Operasyonel ve bakım verilerine<br />
yönelik geri besleme için uluslararası<br />
uygulama el kitabı. (yayımlanmak üzere)<br />
PLCS: Ürün Yaşam Döngüsü Destek<br />
Standardı. (Product Life Cycle Support)<br />
SCORM: Paylaşılabilir İçerik Nesne Referans<br />
Modeli. E-Learning Eğitim paketlerinin<br />
yaratılması ve teslimi konusunda teknik<br />
spesifikasyon.<br />
ve Airbus A350) uygulamalara başlanmış ve bu<br />
uçakların kullanıcılarına S1000D uyumlu teknik<br />
dokümanlarla teslim edilmesine karar<br />
verilmiştir.<br />
S1000D, sivil ya da askeri her tür hava/kara/<br />
deniz teçhizatın standart dokümantasyonuna<br />
yönelik bir teknik yayın standardıdır. S1000D<br />
teknik yayımın üretimi, bakımı ve sunumu<br />
faaliyetlerine bir yaşam döngüsü perspektifi ile<br />
yaklaşmakta ve karmaşık ürünlere ilişkin<br />
bilginin yapılandırılması için bir çerçeve sunmaktadır.<br />
S1000D standardı, teknik bilgilerin<br />
granüller bir yapıda tekrar kullanılabilen, “Veri<br />
Modülü” adı verilen alt birimlerde saklanmasını<br />
öngörmektedir.<br />
Her bir veri modülü tekil bir kod ile<br />
tanımlanmakta olup Ortak Kaynak Veri<br />
Tabanında (CSDB) saklanmaktadır.<br />
S1000D standardına uyumluluk ile elde<br />
edilecek kazanımları sıralamak gerekirse:<br />
<br />
<br />
<br />
Birinci öncelikli olarak yeniden kullanılabilirlik<br />
gelmektedir. Verinin kendisini yayın<br />
şekli ve formattan bağımsız hale getirmekte<br />
ve yayınlarda kullanılabilecek bilgi birimleri<br />
oluşturulmasına odaklanmaktadır. Mevcut<br />
veri modülleri birden fazla çıktı formatında<br />
yayımlanabilmekte ve yayın oluşturulmasında<br />
ciddi maliyet indirimleri sağlamaktadır.<br />
S1000D uluslararası seviyede kabul görmüş<br />
tarafsız bir standarttır, herhangi bir<br />
birime/kuruma tescilinde ya da mülkiyetinde<br />
değildir.<br />
Teknik yayımların konfigürasyon <strong>kontrol</strong>üne<br />
imkan vermekte teknik dokümantasyon<br />
Yönetim ve Teknik Dokümanların<br />
Güncellenme işlemlerinde maliyetleri<br />
düşürmektedir.<br />
Şekil 3: Avrupa Uzay ve <strong>Savunma</strong> Endüstri Kurumu’nun (ASD) standartları<br />
S1000D Uluslararası teknik yayın standardı<br />
Son yıllarda, S1000D Teknik dokümantasyon<br />
standardının bakım yönetimi faaliyetlerine<br />
katkısı oldukça artmış ve bu standardın Boeing<br />
ve Airbus gibi küresel üreticilerin üretmekte<br />
olduğu yeni nesil ticari uçaklarda (Boeing 787<br />
Bir Veri Modülü “kendi içinde tutarlı/yeterli en<br />
küçük teknik yayın birimi” olarak tanımlanmaktadır.<br />
“Açıklayıcı Bilgi”, “Prosedürsel Bilgi” ,<br />
“Arıza Bilgisi”, “Bakım Planlama Bilgisi”,<br />
“Resimli Parça Katalogu”, “İş Kuralları”, “Devre<br />
Şema Bilgisi” veri modülü tiplerine bazı<br />
örneklerdir.<br />
<br />
<br />
<br />
Halihazırda mevcut <strong>olan</strong> farklı format ve<br />
standartlardaki (örn. iSpec2200) teknik<br />
yayın birikimini de Veri Modül Kodu yapısı<br />
ile örtüştürülebilmektedir. Bu da mevcut<br />
teknik dokümantasyon yatırımlarının<br />
S1000D’ye geçiş sürecinde yeniden kullanılabilirliğini<br />
sağlamaktadır.<br />
Bilgisayar Destekli Bakım Yönetim Sistemleri<br />
(BBYS) ile S1000D uyumlu teknik<br />
dokümantasyon entegrasyonu bağlamında<br />
aşağıdaki olası faydalar sağlanmaktadır:<br />
S1000D uyumlu teknik dokümantasyon<br />
BBYS’ler için zengin bir tanım bilgisi<br />
kaynağıdır.<br />
Arıza<br />
prosedürünün<br />
bulunması<br />
Bakım<br />
prosedürünün<br />
bulunması<br />
Parça<br />
bilgisinin<br />
bulunması<br />
Arama<br />
Arıza kodunun<br />
giderilmesi<br />
Veri seti<br />
Veriye direk<br />
erişim<br />
Şekil 4: Geleneksel dokümanlarda uygun veri setine ulaşım<br />
Şekil 5: S1000D uyumlu dokümanlarda uygun veri setine ulaşım
Lojistik Destek<br />
<br />
Bakım planlama tanım bilgileri: İş tanımları,<br />
adam saat, personel yetenek kodları, yedek<br />
parça destek teçhizat gereksinimleri,<br />
ömürlü parça bilgileri, bakım frekansı<br />
bilgileri, ürün konfigürasyonu bilgileri,<br />
S1000D ortak kaynak veri tabanından<br />
S1000D uyumlu Bilgisayar Destekli Bakım<br />
Yönetim Sistemlerine import edilebilmektedir.<br />
ELD kapsamındaki Lojistik Destek<br />
Analizi’nin disiplinler arası ilişkilerini ve iş<br />
süreçlerini açıklamaktadır.<br />
ISO 10303 AP 239’a dayalı bir veri modelini<br />
kullanmaktadır. (DEX1 ve DEX3)<br />
S1000D ortak kaynak veri tabanı (CSDB) ile<br />
S3000L (Lojistik Destek Analizi) veri tabanı<br />
arasında karşılıklı veri değişimlerini<br />
oluşturulması amacıyla gereken verileri<br />
tanımlamaktadır. S9000D entegre lojistik<br />
destek veri sözlüğüdür. SX000i entegre lojistik<br />
destek el kitabıdır. ASD’nin ELD standartlarındaki<br />
tüm alt süreçler arasında bağlantı<br />
kurmaktadır.<br />
S4000M<br />
S4000M, planlı bakım programlarının<br />
geliştirilmesi için tanımlanmış uluslararası bir<br />
spesifikasyondur. Issues 1.0 versiyonu<br />
yayımlanmıştır. Mevcut versiyonda tasarım,<br />
geliştirme ve üretim dönemi dikkate alınmıştır.<br />
Gelecek versiyonunda servis döneminde<br />
kullanılmak üzere önleyici bakımların<br />
optimizasyonu konusunun da ele alınması<br />
planlanmaktadır.<br />
S4000M standardı emniyet, güvenirlik, görevin<br />
yapılması, hukuki ve ekoloji konularına<br />
odaklanarak planlı bakım programlarının<br />
geliştirilmesinde temel teşkil eden metodolojiyi<br />
ve karar verme mantığını kuran prosedürleri<br />
sağlamaktadır.<br />
S5000F<br />
Şekil 6: S1000D Veri Modülünden S1000D uyumlu BBYS’ye otomatik olarak alınan bilgiler<br />
BBYS’ler kapsamında sunulan İş Emri yönetimi<br />
modülleri S1000D Teknik Dokümantasyon<br />
görüntüleyiciler ile entegre edilerek, teknisyenlerin<br />
İş Emri ile ilişkin dokümantasyona<br />
yönlendirilmesi sağlanmaktadır.<br />
düzenlemek amacıyla S1003X spesifikasyonu<br />
tanımlanmıştır. S1003X spesifikasyonu, lojistik<br />
destek analizi faaliyetlerinden S1000D bakım<br />
planlama, ve prosedür veri modüllerinin<br />
S5000F, servis dönemi verilerinin geri besleme<br />
olarak kullanılması amacıyla halen geliştirilmekte<br />
<strong>olan</strong> bir standart olup henüz yayımlanmamıştır.<br />
S5000F, servise verilen sistem<br />
kusurlarının analizi, güvenirliği, optimizasyonu<br />
ve diğer ELD kayıtları için bir geri besleme<br />
mekanizması oluşturmayı hedeflemektedir.<br />
2013 yılının son çeyreğinde taslak<br />
versiyonunun yayımlanması planlanmaktadır.<br />
CSDB’den farklı çıktılarda teknik doküman<br />
sunulması mümkündür.<br />
S1000D Standartlarını Kullanan<br />
Örnek Askeri Programlar<br />
Özellikle Aviyonik sistemlerde devre<br />
şemaları ile ilgili “Wiring Data Modülü”nün<br />
kullanımı ile arıza giderme işlemlerinde<br />
süreler kısaltılabilmektedir.<br />
S1000D teknik doküman standardını<br />
kullanan bazı askeri programlar Şekil 7’de<br />
gösterilmiştir.<br />
S3000L<br />
S3000L, lojistik destek analizi için uluslararası<br />
prosedürleri içeren bir spesifikasyondur. 2010<br />
yılında Issues 1.0 versiyonu yayımlanmıştır.<br />
Lojistik Destek Analizi süreçlerinin<br />
düzenlenmesine yönelik ihtiyaçları ve<br />
faaliyetleri tanımlamaktadır.<br />
Bir LSA programının uyarlanması ve<br />
oluşturulması için rehberlik sunmaktadır.<br />
Şekil 7: S1000D teknik doküman standardını kullanan bazı askeri programlar
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
37<br />
ASD STE-100<br />
Bakım teknik dokümanlarının sınırlı sayıda<br />
kelimelerden oluşan <strong>kontrol</strong>lü bir lisan<br />
kullanılarak basitleştirilmiş bir dil ile hazırlanması<br />
için oluşturulmuş bir uluslararası<br />
standarttır. (STE - Simplified Technical English).<br />
Kontrollü gramer yapısı (örneğin : pasif cümle<br />
yapısı yerine aktif cümle yapısı kullanımı) ve<br />
sınırlı kelime haznesi (900 kelime) kullanılarak<br />
hazırlanan dokümanların daha kolay anlaşılabileceği<br />
düşüncesi ile geliştirilmiştir. Teknik<br />
yazarlar 1980’lerden itibaren basitleştirilmiş<br />
teknik İngilizce’yi kullanmaya başlamıştır.<br />
1987-1989 arasında S1000D de basitleştirilmiş<br />
İngilizce zorunlu olarak kullanılmaya başlanmıştır.<br />
Spec 2000 & Spec 2000M<br />
Spec 2000, Air Transport Association of<br />
America (ATA) tarafından idare edilen sivil<br />
havacılık malzeme tedarik zinciri yönetimi<br />
amaçlı, geniş kapsamlı bir e-ticaret spesifikasyon<br />
kümesidir. Spec2000’in temel hedefi<br />
havayolları, üreticiler, sağlayıcılar, bakım<br />
birimleri arasında maliyet-etkin, modern<br />
metodlar aracılığı ile veri değişimini sağlamaktır.<br />
Bu amaç çeşitli çalışan sistemler ve veri<br />
değişim spesifikasyonlarından oluşmaktadır.<br />
ATA Sivil Havacılık Pazar alanı. Tedarik,<br />
tamir, üretim fazlalığı, gereçler, test ve yer<br />
teçhizatı alt alanlarında üreticiler ve onların<br />
arzları ile havayolları, bakım kurumları ve<br />
onların taleplerinin buluşturulduğu canlı<br />
veritabanlarından oluşmaktadır.<br />
E-Ticaret Standartları. Tedarik Hazırlık,<br />
Tedarik Planlama, Sipariş Yönetimi, Faturalama,<br />
Bilgi Değişimi, İletişim Komutları,<br />
Onarım Emri Yönetimi, Onarım/Bakım<br />
Planlama, Parça ve Fatura (Bar kod ve RFID<br />
da dahil şekilde) numaralandırması ve<br />
takibi, Spesifikasyon Uygulama Kılavuzu,<br />
Uçak Güvenilirlik Bilgisi Toplama ve İletim,<br />
Ürün Garanti talepleri iletim, Teslim Edilen<br />
Ürün Konfigürasyon Bilgileri iletimi, Uçağa<br />
ilişkin denetim dokümantasyonu iletimi,<br />
On-board kütük kayıt uygulamaları ile Yer<br />
Bakım ve Güvenilirlik Sistemleri arası veri<br />
iletimi konusunda standart süreçler ve<br />
şablonlar sunulmaktadır.<br />
Spesifikasyonların havacılık malzeme<br />
tedarik zincirindeki birimlerce yaygın<br />
şekilde benimsenmesi ile zincirin daha<br />
verimli ve efektif işleyişi sağlanmaktadır.<br />
Elektronik veri değişimi ile;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Elektronik kataloglar ve elektronik sipariş<br />
sistemleri ile maliyetlerin düşürülmesi,<br />
Otomatize edilmiş standart veri değişimleri<br />
ile veri doğruluğunun artması,<br />
Sipariş verme ve fatura yönetimi arasındaki<br />
zamanın azaltılması,<br />
Bar kod ve RFID teknolojileri ile seri<br />
parçaların yaşam döngüleri süresince daha<br />
etkin ve hatasız takibi,<br />
Etkin ürün konfigürasyon yönetimi,<br />
<br />
Bilgi iletişiminde standardizasyonun<br />
sağlanması ile gereksiz zaman kaybının<br />
önlenmesi sağlanmaktadır.<br />
S2000M standardı askeri alanlardaki malzeme<br />
yönetim süreçlerini kapsamakta olup Avrupa’daki<br />
pek çok savunma projesinde yaygın<br />
olarak kullanılmaktadır. Spec2000 ile benzer<br />
kapsama alanlarına sahip olup benzer şekilde<br />
tedarik zincirinde verimliliği hedef-lemektedir.<br />
Tedarik zincirindeki birimlerin modern<br />
Elektronik Veri İletimi (EDI) teknikleri olarak<br />
sınıflayabileceğimiz S2000M protokolü ya da<br />
UN/EDIFACT standardı üzerinden bilgi alışverişini<br />
öngörmektedir.<br />
Spec 2000 ve S2000M standartlarında yer alan<br />
tedarik hazırlık ve planlama alanlarındaki veri<br />
değişim senaryolarında yer alan İlk Tedarik<br />
Listeleri (Initial Provisioning List) Bakım Bilgi<br />
Yönetim sistemleri için zengin ve standart bir<br />
malzeme tanım verisi kaynağı teşkil etmektedir.<br />
Tedarik edilen ve bakımı yapılmak<br />
zorunda <strong>olan</strong> kompleks ürünlere ait yedek<br />
parça listeleri BBYS’lere import edilmek<br />
suretiyle, ürün bakım takip işlemleri daha<br />
çabuk ve zahmetsiz olarak başlatılabilmektedir.<br />
PLCS, (Product Life Cycle Support) Ürün Yaşam<br />
Döngüsü Destek Standardı (ISO-10303-239)<br />
PLCS kompleks ürünlerin (Kavramsal tasarım<br />
da dahil olmak üzere) envantere girişinden,<br />
envanterden çıkıncaya kadarki tüm yaşam<br />
döngülerinde yer alan tüm destek aktivitelerinin<br />
tanımlanıp yönetilebileceği garantili bir<br />
bilgi kümesi oluşturmayı hedefleyen standarttır.<br />
Diğer standartlara kıyasla PLCS’in farkı<br />
oldukça geniş kapsamı ve sağlamaya çalıştığı<br />
entegre yaşam döngüsü bakışıdır. Kapsam<br />
genişliğinin bir yan etkisi ise PLCS modelinin<br />
kendi başına çok jenerik olması ve ancak<br />
kullanıldığı endüstriye has Referans Veri<br />
Kütüphanesi (RDL) adı verilen veri sözlükleri ile<br />
anlamlı hale gelebilmesidir. PLCS ilgili OASIS<br />
teknik komitesi tarafından geliştirilmekte ve<br />
Data Exchange Set (DEX) adı verilen alt<br />
modüllerden oluşmaktadır. Bu DEX’ler veri<br />
değişimin üzerine inşa edildiği bir veri modeli<br />
ve iş süreçleri sunmaktadır.<br />
Özetle:<br />
DEX001 Destek hizmetler hedefli ürün<br />
kırılımı ve ürüne ait parça asamble bilgilerinin<br />
değişimi, henüz standartlaşmamıştır,<br />
halen geliştirilme safhasındadır.<br />
DEX002 ürün yapısı ile ilişkili arıza bilgileri.<br />
arıza analiz programlarından<br />
bütünleşikarıza raporları alınması ve bu<br />
raporların ilgili diagnostic faaliyetler ve<br />
bakım işlemleri ile ilişkilendirilmesini<br />
kolaylaştırıcı model.<br />
DEX003 Task Kümesi. Kompleks ürüne<br />
ilişkin iş planlarında kullanılmaya esas task<br />
tanım bilgilerinin değişimi.<br />
DEX004 İş Paketi Tanımları. Bir iş paketine<br />
ilişkin alt tasklar gereken kaynaklar, paketin<br />
gerçekleşeceği lokasyon gibi bilgilerin<br />
değişimi ve müzakere edilmesi amaçlıdır.<br />
DEX005 Bakım Planı. Kompleks bir ürünün<br />
yaşam döngüsünce sürdürülebilirliğini<br />
sağlamaya yönelik bakım faaliyetlerinin<br />
tanımlanması amaçlıdır.<br />
DEX007 Operasyonel Geri Bildirim. Ürüne<br />
ait gerçek konfigürasyon ve konfigürasyondaki<br />
değişimleri (lokasyon ve tarih<br />
eklentileriyle) bildirmek ve arızalara ilişkin<br />
açılan iş isteklerinin iletimi amaçlıdır.<br />
DEX008 Şahsi Ürün. Ürün üzerinde yer alan<br />
takılı seri parçalar ve onların konfigürasyon<br />
ağacındaki yerlerinin iletimi amaçlıdır.<br />
DEX009 İş Paketi Raporu. İş paketi sonuçlarının<br />
iletimi amaçlıdır.<br />
DEX010 Sistem Gereksinimleri.<br />
<br />
DEX011 Havacılık Bakım. Kompleks bir<br />
ürüne yapılan tamir ve bakım işlemlerinin<br />
raporlanmasını sağlama amaçlıdır.<br />
BBYS ile entegrasyon kapsamında özellikle<br />
DEX011 önemli yer tutmaktadır. Kompleks<br />
hava araçlarının el değiştirmesi gibi durumlarda<br />
bakım tarihçelerinin yeni operatörlere<br />
düzgün aktarılması ürün güvenilirliği açısından<br />
gereklidir. BBYS’ler arası PLCS DEX011 uyumlu<br />
bakım tarihçeleri alış verişi (export-import) bu<br />
bilgi aktarımını standart uyumlu yapmayı<br />
sağlayacaktır.<br />
ATA Spec 2000 Chapter 11<br />
ATA Spec 2000 Chapter 11 uyumluluğu da,<br />
havacılık alanında faaliyet gösteren endüstriyel
Lojistik Destek<br />
Pilotlardan elde<br />
edilen bilgiler<br />
Airbus<br />
Boeing<br />
Turkish Airlines<br />
Goodrich<br />
Empower MX<br />
Maintenix (Mx)<br />
Ağır bakımda elde<br />
edilen bulgular<br />
Havayolu<br />
bakım atelyelerinde<br />
elde edilen<br />
bulgular<br />
Bakım hizmeti<br />
veren diğer<br />
kuruluşlar<br />
Havayolu<br />
güvenirlik<br />
departmanı<br />
İçerik ve veri<br />
değişimi için<br />
standart format<br />
Spec 2000<br />
Chapter 11<br />
Ticari Ortaklar:<br />
Gövde üreticileri<br />
Tedarikçiler<br />
Motor Üreticileri<br />
Bakım ve Hizmet Verenler<br />
Diğer Operatörler:<br />
Teknik Performans<br />
veri değişim amacıyla<br />
Bombardier<br />
Dassault<br />
Embraer<br />
Air Canada<br />
Continental<br />
Delta<br />
FedEx<br />
Hamilton<br />
Sundstrand<br />
Honeywell<br />
Nabtesco<br />
Panasonic<br />
Parker<br />
Rockwell Collins<br />
Russel Adams<br />
Teradata<br />
TRAX<br />
Thales<br />
SAS<br />
Smiths<br />
Lufthansa Technik<br />
Şekil 9: Spec 2000 Chapter 11 uyumluluğu konusunda<br />
niyetli olduğunu 2008 yılında bildiren şirketler.<br />
Şekil 8: Spec 2000 Chapter 11 uyumluluğu ile endüstriyel ortaklarla kolay veri değişimi<br />
ortaklara, uçak güvenirliğine ilişkin detaylı<br />
bilgileri ortak bir dil kullanarak daha kolay ve<br />
maliyet etkin bir şekilde veri değişimi imkanı<br />
sağlamaktadır.<br />
Spec 2000 Chapter 11 kapsamında yer alan<br />
kayıtlar; LRU Sökme, Atölye Bulguları, Uçuş<br />
saatleri ve iniş, uçak olayı, uçak log book, planlı<br />
bakım, servis bülteni/modifikasyon, uçak statü<br />
değişikliği, özet sayaç bilgileri gibi 9 adet<br />
kayıttan oluşmaktadır.<br />
Uçak güvenilirlik verilerinin havacılık alanındaki<br />
paydaşlar arasında karşılıklı değişimi ile;<br />
<br />
Eğilimlerin dikkate alınmasıyla uçak güvenilirliğin<br />
artırılarak sürdürülmesi,<br />
Bakım programlarının geliştirilmesi,<br />
<br />
Çeşitli servis bültenlerinin/modifikasyonların<br />
neden olduğu sökme ve arıza oranlarının<br />
karşılaştırılması ile hangi modifikas-<br />
yonların daha fazla yarar sağlayacağına<br />
karar verilmesi,<br />
Yaşanan bazı spesifik problemlerin operatöre<br />
özgü olup olmadığı konularında bilgi<br />
edinilmesi gibi kazanımlar elde edilmektedir.<br />
Spec 2000 Chapter 11 uyumlu bir veri değişimi<br />
ile elde edilebilecek potansiyel kazanımlar (50<br />
koltuk kapasiteli 50 uçaktan oluşan bir filoda<br />
günde 8 saatlik uçuş yapıldığı, arızanın neden<br />
olduğu maliyetin koltuk mili başına 22 cent<br />
olduğu, ve işçilik saat ücretinin 55 Amerikan<br />
Doları olduğu varsayımı ile) şöyle özetlenebilir;<br />
Uçak seferlerindeki tehir ve iptallerin azaltılması<br />
nedeniyle yılda 3.2 milyon Amerikan<br />
Doları tasarruf edilmesi,<br />
Non-routine bakım işlemlerinin azalması<br />
nedeniyle yılda 305 bin Amerikan Doları<br />
tasarruf edilmesi,<br />
Letter-Check bakımlar arasında kalan<br />
sürenin uzatılması nedeniyle yıllık 1.1<br />
milyon Amerikan Doları tasarruf edilmesi.<br />
Sonuç<br />
Uçuş emniyetini ihlal eden aksaklıkların<br />
küçümsenmeyecek bir bölümü de insan ve<br />
teknik/bakım faktörlerinden kaynaklanmaktadır.<br />
Gerek bakım gerekse insan faktörlerinden<br />
kaynaklanan olumsuzlukların giderilebilmesinde<br />
önemli argümanlardan biri de bakım<br />
yönetimi faaliyetlerinde uluslararası standartların<br />
kullanılmasıdır.<br />
Uluslararası standartlarla, özellikle S1000D<br />
standardı ile uyumlu Bilgisayar Destekli Bakım<br />
Bilgi Yönetim sistemleri ile bakım faaliyetlerinin<br />
daha etkin, güvenli ve maliyet etkin bir<br />
şekilde gerçekleştirilmesi mümkündür. BBYS<br />
fonksiyonlarının Filo Yönetim Bilgi Sistemleri<br />
altında genişletilerek uçak bakım faaliyetlerinin<br />
etkin bir şekilde yönetilmesi ve<br />
izlenmesi ile filo faaliyet oranının maximize<br />
edilmesi sağlanabilecektir.<br />
KISALTMALAR<br />
ASD<br />
BBYS<br />
DEX<br />
FAA<br />
LSA<br />
OASIS<br />
PLCS<br />
RCM<br />
RFID<br />
: Avrupa Uzay ve <strong>Savunma</strong> Endüstri Kurumu (AeroSpace And Defense Industries Association of Europe)<br />
: Bilgisayar Destekli Bakım Yönetim Sistemi (CMMS Computerized Maintenance Management System)<br />
: Veri Değişim Seti (Data Exchange set)<br />
: Federal Havacılık Yönetimi (Federal Aviation Administration)<br />
: Lojistik Destek Analizi (Logistics Support Analysis)<br />
: Organization for the Advancement of Structured Information Standards<br />
: Ürün Yaşam Döngüsü Destek (Product Life Cycle Support)<br />
: Güvenilirlik Odaklı Bakım (Reliability-Centric Maintenance)<br />
: Radio Frekans Identification<br />
SCORM : Paylaşılabilir İçerik Nesne Referans Modeli (Shareable Content Object Reference Model)<br />
CSDB<br />
LSA<br />
ELD<br />
: Ortak Kaynak Veritabanı (Common Source Data Base).<br />
: (LDA) Lojistik Destek Analizi.<br />
: Entegre Lojistik Destek.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
39<br />
KAYNAKLAR<br />
1. Reliability-Centered Maintenance, John Maubray, ISBN 0831131462<br />
2. The ASD Perception of ILS standards, Peter Zimmermann (EADS), Juergen Geuter (EADS), Carl Johan Wilen (SAAB), 21.10.2008 S1000D<br />
User Forum Budapeşte/Macaristan<br />
3. SSM Tedarik Lojistiği Kurultayı, 13 Kasım 2009<br />
4. Avrupa Uzay ve <strong>Savunma</strong> Endüstri Kurumunun resmi web sitesi http://www.asd-stan.org<br />
5. PLCS (Product Life Cycle Support), Ürün Yaşam Döngüsü Destek organizasyonunun resmi web sitesi http://www.plcs.org<br />
6. SCORM initiative http://www.adlnet.gov<br />
7. 787 Ipmlementation S1000D, Mark Eaton, Boeing Customer Aviation Services, ATA E-Business Forum, Ekim 2007<br />
8. S1000D Organizasyonunun Resmi Web Sitesi http://www.s1000d.org<br />
9. S2000 Web Sitesi http://www.s2000m.info, http://www.asd-europe.org<br />
10. Tech Ops Purchasing Managers Conference, “Can you realize the potential from spec 2000” Terradata, London<br />
11. E-Business Forum Atlanta 29 Oct. 2004, Aircraft Relaiability Data Collection and Exchange Spec 2000 Chapter 11, Geoff Chick, Air Canada.<br />
12. Flight International, 8-14 Ocak 2008<br />
13. Maintenance human factors presentation system, human factors in aviation maintenance, Federal Aviation Administration, FAA<br />
14. S1000D User Forum 2012 USA, Denver, Forum Sunumları<br />
Murat ÖZMERT<br />
S1000D uluslararası teknik doküman standardı<br />
Murat Özmert 1963’te Ankara’da doğdu. 1985 yılında Hava Harp Okulu’ndan lisans diploması ile<br />
mezun olduktan sonra uçak bakım temel kursunu tamamlayarak 1991 yılına kadar Hava kuvvetleri<br />
komutanlığının çeşitli jet üslerinde uçak bakım subayı olarak görev yaptı. 1993 yılında ODTÜ<br />
Bilgisayar Mühendisliğinde Bilgi İşlem kursunu tamamladıktan sonra Hava kuvvetleri Bilgi İşlem<br />
merkezinde, F-16 Bakım Bilgi Sisteminin idame ve işletmesinden sorumlu analist ve uygulama<br />
programcısı olarak görev yaptı. Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi şartnamesinin, özellikle lojistik<br />
gereksinimlerinin hazırlanmasında aktif görev aldı. 1998 yılında NATO Programming Center /<br />
Belçika’ya atanarak 2001 yılına kadar NATO bilgi sistemlerinde uygulama programcısı olarak görev<br />
yaptı. 2001 yılında Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemler Merkezi’ne atanarak Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi<br />
projesinin Kaynaklar Yönetimi Hv.K.K.lığı proje yöneticisi olarak çalıştı. 2007 yılında bilgisayar<br />
mühendisliği yüksek lisans derecesini aldı.<br />
2001-2008 yılları arasında Hava kuvvetleri karargahındaki görevi boyunca, F-35 Lightning (JSF) ALIS<br />
(Otonom Lojistik Bilgi Sistemi), A400M MDS (Bakım Bilgi Sistemi) projelerinin lojistik konsept ve<br />
fonksiyonel gereksinim dokümanlarını hazırlama çalışma guruplarının aktif bir üyesi olarak Türk<br />
Hava Kuvvetleri adına görev yaptı. 1986-2008 yılları arasındaki Hava Kuvvetlerindeki görevleri<br />
boyunca lojistik/bakım süreçlerin sahadaki uygulayıcısı, planlayıcısı, otomasyon proje yöneticisi ve<br />
aktivasyon sorumlusu olarak çalıştıktan sonra 2008 yılında kendi isteği ile emekli olarak yazılım<br />
sektöründe çalışmaya başladı. İngilizce ve İspanyolca bilen Murat Özmert 2008 yılından beri<br />
MilSOFT yazılım teknolojileri şirketinde lojistik bilgi sistemleri proje yöneticisi olarak görev<br />
yapmakta olup bu görevi boyunca THY (Total Care), ve Altay Tank Lojistik Desteklenebilirlik Yazılım<br />
Projelerinde proje yöneticiliği yaptı.<br />
Bugüne kadar ASES 2010, ODTU SAVTEK gibi seminerlerde lojistik konularında çeşitli bildirileri<br />
yayımlandı. S1000D uluslararası teknik doküman standardı “Turkey Prime Industry representative”<br />
görevini de sürdürmekte olup S1000D ve diğer modern uluslararası lojistik standartların Türk<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayisinde yaygınlaşmasına yönelik olarak bu alandaki paydaşları bilgilendiren<br />
sunumlarla farkındalık sağlamıştır.
<strong>Savunma</strong> Sanayinde<br />
Kamu-Özel İşbirliği<br />
2023 yılında dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi<br />
içerisine girme hedefi bulunan Türkiye’de<br />
altyapıya yönelik kamu yatırımları önemli bir<br />
yer tutmaktadır. 1980’li yıllarda benimsenen<br />
özel sektör ağırlıklı kalkınma modelinin bir<br />
sonucu olarak sanayi alanındaki kamu<br />
yatırımları giderek azalmış ve altyapıya yönelik<br />
yatırımlar merkezi yatırım bütçesinde ön plana<br />
çıkmıştır. Bu kapsamda son yıllarda özellikle<br />
büyük ölçekli olarak nitelendirilebilecek<br />
ulaştırma, sulama ve enerji sektörlerindeki<br />
altyapı projeleri, kamu yatırımlarının büyük bir<br />
bölümünü oluşturur duruma gelmiştir.<br />
Bununla beraber hızlı bir büyüme sürecine<br />
giren ülkemizde artan altyapı yatırım ihtiyacını<br />
karşılamak için kamu kaynaklarının yanında<br />
başta Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modelleri olmak<br />
üzere alternatif finansman modellerinden de<br />
sıkça faydalanılmaya başlanmıştır.<br />
20. yüzyılın son çeyreğinde ekonomik, sosyal<br />
ve siyasal anlamdaki değişimler ve etkileşimler<br />
sonucunda, altyapı hizmetlerinde devletin rolü<br />
birtakım değişikliklere uğramış, hizmet üreten<br />
ve işleten devlet anlayışından, politika<br />
belirleyen ve düzenleyen devlet anlayışına<br />
doğru bir dönüşüm yaşamıştır.<br />
Kamu kaynaklarının kıt olması ve bu kaynakların<br />
kısılması ya da bu kaynakların gelir<br />
getirmeyen kamu hizmetlerine yönelmesi<br />
üzerine KÖİ yöntemi yatırımlara finansman<br />
sağlanması bakımından yaygınlaşmıştır.<br />
Günümüzde altyapı yatırımları, yatırımlara<br />
ayrılan geleneksel kamu fonlarının büyük bir<br />
kısmını tüketmektedir. Özellikle gelişmekte<br />
<strong>olan</strong> ülkelerin altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek<br />
için gerekli finansman ihtiyacı, son<br />
yıllarda kullanımı yaygınlaşan KÖİ’ye <strong>olan</strong> ilgiyi<br />
artırmaktadır. Kamu bu yolla en azından mali<br />
imkansızlıklar nedeniyle gerçekleştiremediği<br />
yatırımların yapılmasının yolunu açmaktadır.<br />
Kamu-Özel İşbirliği<br />
Genel anlamda KÖİ “bir sözleşmeye dayalı<br />
olarak, yatırım ve hizmetlerin, projeye yönelik<br />
maliyet, risk ve getirilerinin, kamu ve özel<br />
sektör arasında paylaşılması yoluyla gerçekleştirilmesini”<br />
ifade etmektedir.<br />
Bu yöntemi klasik yöntemlerden ayıran en<br />
önemli özellik, özel sektör ile işbirliğinin sadece<br />
inşaat aşamasında değil işletme aşamasında<br />
da devam etmesi ve özel sektör inşaat ve<br />
işletme sinerjisinin oluşturulmasıdır.<br />
Geleneksel anlayışta kamu hizmetlerinin ve<br />
bazı malların kamu tarafından üretilmesi<br />
anlayışı hakimken, bu faaliyetlere özel sektörün<br />
katılımı son yıllarda artan bir hız<br />
kazanmaktadır. Özel sektör bu faaliyetlere<br />
çeşitli şekillerde katılabilmektedir. Özel<br />
sektörün çeşitli başlıklar altında kamunun mal<br />
ve hizmet üretimine destek olduğu bu<br />
uygulamalar Kamu-Özel İşbirliği olarak<br />
adlandırılmaktadır. Ülkemizde uygulanmakta<br />
<strong>olan</strong> Yap-İşlet-Devret, Yap-İşlet, İşletme Hakkı<br />
Devri ve Yap-Kirala gibi modeller KÖİ<br />
uygulamalarının birer örneğidir.<br />
KÖİ modeli başlangıçta, ülkelerin altyapı<br />
yatırımlarının karşılanması için ihtiyaç duyulan<br />
finansmanı sağlamak üzere başvurulan bir yol<br />
olarak görülürken, günümüzde özel sektörün<br />
verimli işletmecilik becerilerinden yararlanılacağı,<br />
kamunun ise yatırımların koordinasyonu,<br />
genel planlama, denetleme ve politika<br />
belirleme gibi alanlarda odaklaşmasının sağlanacağı<br />
bir model olarak kabul edilmektedir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
41<br />
Türkiye’de KÖİ<br />
Ülkemizde mevcut altyapının iyileştirilmesinin<br />
yanında ilave altyapı yatırımlarının hayata<br />
geçirilmesi yönündeki ihtiyaç sürekli artmaktadır.<br />
Artan nüfus ve şehirleşme, gelişen<br />
ekonomik ve ticari faaliyetler altyapı yatırımlarına<br />
<strong>olan</strong> ihtiyacı beraberinde getirmektedir.<br />
Bununla birlikte, mevcut altyapımız hem<br />
yoğunluk hem de standartlar bakımından<br />
gelişmiş ülkelerdeki seviyenin altındadır.<br />
Bu konuya çarpıcı bir örnek teşkil etmesi<br />
bakımından; ülkemizdeki karayolu, otoyol ve<br />
demiryolu yoğunluğunun AB ülkelerinin<br />
yaklaşık 1/5’i düzeyinde olduğunu belirtmek<br />
mümkündür.<br />
Hem altyapı yatırımlarını gerçekleştirme<br />
ihtiyacımız hem de bu ihtiyaca yönelik olarak<br />
ayrılabilecek kamu kaynaklarının kısıtlı olması<br />
gerçeği, önümüzdeki dönemde KÖİ projelerine<br />
<strong>olan</strong> ilgiyi arttıracaktır.<br />
Ülkemizde, 1994 yılında çıkarılan 3996 sayılı<br />
"Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret<br />
Modeli ile Yaptırılması Hakkında Kanun" ile<br />
yaygınlaşan ve otoyollardan havaalanlarına,<br />
yat limanlarından gümrük kapılarına kadar pek<br />
çok farklı sektörde başarıyla uygulanan KÖİ<br />
projeleri, günümüzde 3359 sayılı "Sağlık<br />
Hizmetleri Temel Kanunu" kapsamında Yap-<br />
Kirala modeli ile gerçekleştirilecek entegre<br />
sağlık kampüsleriyle yeni bir boyut kazanmıştır.<br />
Ayrıca 652 sayılı “Millî Eğitim Bakanlığının<br />
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun<br />
Hükmünde Kararname” ile eğitim-öğretim<br />
tesislerinin, 351 sayılı “Yüksek Öğrenim Kredi<br />
ve Yurtlar Kurumu Kanunu” ile de yurt ve benzeri<br />
öğrenci konaklama tesislerinin KÖİ yöntemiyle<br />
gerçekleştirilmesinin yolu açılmıştır.<br />
Ülkemizde, 3996 ve 3359 sayılı Kanunlar<br />
kapsamında bugüne kadar, toplam 137 proje<br />
için Yüksek Planlama Kurulu’ndan (YPK) yetki<br />
alınmıştır. Yetki alınan 137 projeden 42’sinin<br />
uygulama sözleşmesi imzalanmıştır. 42<br />
projenin 29 tanesi işletmede olup, kalan<br />
13’ünün yapımına devam edilmektedir.<br />
Uygulama sözleşmesi imzalanan projeler<br />
içerisinde sayı bakımından yat limanları ilk<br />
sırada yer alırken, havaalanları ve gümrük<br />
tesisleri yat limanlarını izlemektedir. Son 3 yıllık<br />
süreç içerisinde ise 19 projeyle YPK’dan en fazla<br />
yetki alan sektör, entegre kampüsleri inşaasıyla<br />
hizmetlerini daha modern koşullarda sunmayı<br />
amaçlayan sağlık sektörüdür.<br />
Ayrıca, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından<br />
16 limanın, DHMİ tarafından 5 ve<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı tarafından 1<br />
olmak üzere toplam 6 havaalanının işletme<br />
hakları özel sektöre devredilmiştir.<br />
KÖİ modeli ile yapım aşamasında ve ihale<br />
süreci devam eden projelerin dağılımı şekil-<br />
1’de belirtilmiştir.<br />
1<br />
2<br />
3<br />
4<br />
5<br />
6<br />
7<br />
8<br />
9<br />
10<br />
Şekil 1<br />
Mevcut Durum<br />
Yapım Aşamasındaki Projeler<br />
Dalaman Yat Limanı ve Deniz Otobüsü Yanaşma Yeri<br />
Datça Yat Limanı<br />
Gazipaşa Yat Limanı<br />
Muğla-Ören Yat Limanı<br />
Kumkuyu Yat Limanı<br />
Karasu Liman Projesi<br />
Zafer (Kütahya-Afyon-Uşak) Bölgesel Havaalanı Pro.<br />
Sözleşmesi İmzalanmış Olup Finansman<br />
Aşamasındaki Projeler<br />
Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi<br />
(İzmit Körfezi Geçiş ve Bağlantı Yolları Dahil)<br />
Sabuncubeli Tüneli<br />
İstanbul Karayolu Boğazı Tüp Geçiş Projesi<br />
11 Çukurova Havaalanı<br />
12 Nusaybin Gümrük İdaresinin İhtiyaç Duyduğu<br />
Bina ve Altyapı Tesisleri<br />
13<br />
14<br />
Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü<br />
Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü<br />
15 Ankara Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü<br />
İhalesi Yapılmış Ancak Sözleşmesi<br />
İmzalanmamış Projeler<br />
16 Uygulama sözleşmeleri onaylanmış ancak devir<br />
sözleşmeleri imzalanmamış <strong>olan</strong> 25 adet HES projesi<br />
17<br />
18<br />
19<br />
1<br />
2<br />
3<br />
4<br />
5<br />
6<br />
Elazığ Entegre Sağlık Kampüsü<br />
Manisa Eğitim Araştırma Hastanesi<br />
Kuzey Marmara Otoyolu Projesi<br />
İhale Süreci Devam Eden Projeler<br />
Bursa Entegre Sağlık Kampüsü<br />
İstanbul İkitelli Entegre Sağlık Kampüsü<br />
Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü<br />
Mersin Entegre Sağlık Kampüsü<br />
Yozgat Eğitim ve Araştırma Hastanesi<br />
Adana Entegre Sağlık Kampüsü<br />
7 FTR Hastaneleri<br />
8 Psikiyatri ve Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri<br />
Hastaneleri<br />
9<br />
10<br />
11<br />
12<br />
13<br />
Gaziantep Entegre Sağlık Kampüsü<br />
Isparta Şehir Hastanesi<br />
İzmir Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü<br />
Kocaeli Entegre Sağlık Kampüsü<br />
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ile Türkiye İlaç ve Tıbbi<br />
Cihaz Kurumu Kampüsü Yapım İşleri ile Ürün ve<br />
Hizmetlerinin Temin Edilmesi İşi<br />
Türkiye’de Kamu Özel İşbirliği Mevcut Durum<br />
Türkiye’deki ilk KÖİ uygulaması 1875 tarihli<br />
Karaköy Tüneli olup, 2012 sonunda kümülatif<br />
KÖİ örneği 134 adet ve değeri 35 Milyar $’dır ve<br />
projelerin sektörlere göre dağılımı Şekil-2’de<br />
gösterimiştir.<br />
Şekil 2<br />
Kamu Özel İşbirliği İşleyiş<br />
Özel sektörün çeşitli başlıklar altında kamunun<br />
mal ve hizmet üretimine destek olduğu bu<br />
uygulamalar Kamu-Özel İşbirliği olarak adlandırılmaktadır.<br />
Ülkemizde uygulanmakta <strong>olan</strong><br />
Yap-İşlet-Devret, Yap-İşlet, İşletme Hakkı Devri<br />
ve Yap-Kirala gibi modeller KÖİ uygulamalarının<br />
birer örneğidir.<br />
Kamu Özel İşbirliği modellerinden biri <strong>olan</strong> Yap-<br />
İşlet Modeli için işleyiş örneğini ele alacak<br />
olursak (Şekil-3), İşveren-İdare olarak Kamu,<br />
özel bir şirkete veya iş ortaklığına talep<br />
garantisi ile birlikte sözleşmesi, teminatları, ve<br />
muafiyetler ile birlikte ihtiyacını tanımlamasını<br />
müteakip, özel şirket ve/veya iş ortaklıkları<br />
kendi öz kaynaklarını kullanarak ihtiyacı karşılamaya<br />
yönelik yatırımı gerçekleştirmektedir.<br />
Yatırımın işletmeye alınmasını takiben garanti<br />
edilen talep doğrultusunda verilen hizmet<br />
karşılığında hizmet satmaya başlamaktadır.<br />
Şekil 3<br />
Toplam KÖİ Projeleri 134 adet<br />
Kamu Özel İşbirliği Risk Paylaşımı<br />
KÖİ uygulamalarında başarının temelinde<br />
Kamu ve Özel Sektör’ün daha iyi yönetebilecekleri<br />
riskleri dengeli şekilde paylaşmaları<br />
ilkesi yer almaktadır (Şekil-4).
Lojistik Destek<br />
Şekil 4<br />
Yukarıda özetlenen işleyiş ve risk modeli<br />
çerçevesinde özel sektörün sahip olduğu<br />
finansman ve yönetim gücünü, kamu ihtiyaçlarının<br />
karşılanması için en etkin bir şekilde<br />
kullanılması için fırsat veren bir tedarik modeli<br />
olması sebebiyle tüm dünyada yaygın olarak<br />
tercih edilmeye başlanmıştır ve önümüzdeki<br />
dönemde daha yoğun olarak tercih edilecektir.<br />
Bu kapsamda kamunun, özel sektörün sahip<br />
olduğu kabiliyetleri ve finansal gücü daha fazla<br />
değerlendirmesi ve modellemesi gerekmektedir.<br />
Kara Havacılık Okulu Simülatörle Uçuş Eğitim Komutanlığı<br />
HAVELSAN, 1996-2001 döneminde, simülatörlerin<br />
işletilmesi, bakımı, modifikasyonu ile<br />
adım adım ilerlediği simülatör teknolojilerinde,<br />
dünyanın sayılı simülatör üreticileri<br />
CN-235 Simülatörü Kokpit Görüntüsü<br />
arasına girmiştir. Bugün HAVELSAN simülatör<br />
tasarımı ve üretimi için önemli altyapıları<br />
kurmuş ve her çeşit sabit ve döner kanatlı<br />
platform simülatörleri ile kara ve deniz<br />
araçlarının simülatörlerini üretir hale gelmiştir.<br />
Mevcut simülasyon teknolojileri merkezinin<br />
kapasitesi, aynı anda 6 tam uçuş simülatörü<br />
üretecek büyüklüğe erişmiştir. Merkezde, uçan<br />
platformlar için tam uçuş simülatörleri, tam<br />
görev simülatörleri, kısmı uçuş simülatörleri,<br />
eğitmen konsolları, deniz platformları<br />
simülatörleri, kara platformları için (tank, zırhlı<br />
muharebe araçları ve personel taşıyıcılar)<br />
görev simülatörleri üretilebilmekte, ayrıca DIS<br />
ve HLA teknolojileri ile simülatörlerde dağıtık<br />
eğitim verilmesi mümkün hale getirilmektedir.<br />
Bugün HAVELSAN, bütün eğitim ihtiyaçlarının<br />
bir arada karşılanabileceği Entegre Eğitim<br />
Merkezleri kurabilmektedir.<br />
Simülatör Eğitim Merkezi Pilotlar için; Tiplere<br />
yönelik sertifiyeli Tam Görev Simülatörleri,<br />
Kısmi Görev Simülatörleri, Sentetik eğitim<br />
yardımcıları (ihtiyaç durumunda), Bilgisayar<br />
destekli eğitim sistemleri kullanılarak deneyimli<br />
eğitmenler tarafından tip intibak ve<br />
tazeleme uçuş eğitimleri verilen bir eğitim<br />
merkezidir.<br />
Simülatör Eğitim Merkezlerinde; Simülatörler<br />
ile Temel Eğitim, Tip İntibak Eğitimi, Tazeleme<br />
Eğitimi, Yıllık Tip ve Alet Kart <strong>kontrol</strong>ü, Bakım<br />
Eğitimi, Yer Dersleri verilmektedir.<br />
Genel Maksat Helikopteri Projesi ve Eğitim<br />
İhtiyaçları<br />
Bilindiği üzere Sikorsky T-70i helikopterlerinin<br />
ASELSAN ürünü aviyonik sistemler ve TEI<br />
tarafından üretilecek T700-TEI-701 motorları<br />
ile donatılması sonucu oluşturulacak T-70<br />
helikopterlerinden, altı farklı kullanıcı için iki<br />
ayrı konfigürasyonda, toplam 109 adet<br />
üretilecektir.<br />
Genel Maksat Helikopteri kullanıcı kurumları<br />
gözden geçirdiğimizde; K.K.K.lığı 20 adet,<br />
J.Gn.K.lığı’nın 30 adet, Orman Gn.Md.lüğü 20<br />
adet, Emn. Gn. Md.lüğü 20 adet, Öz.K.K.lığı 11<br />
adet, Hv.K.K.lığı 6 adet olduğunu görüyoruz.<br />
Bu altı kamu kurumunun bu helikopterleri<br />
uçurabilmek için ihtiyaç duyacağı pilot sayısı ise<br />
24 saat kullanım esası ve %75’lik kullanıma<br />
hazır olma oranı ile değerlendirdiğimizde<br />
yaklaşık olarak 350 pilot olarak hesaplanmaktadır.<br />
Yurtdışına yapılacak <strong>olan</strong> ihracatları<br />
da göz önünde bulundurduğumuzda en az 500<br />
adet yeni pilot eğitimi ihtiyacı ortaya<br />
çıkmaktadır.<br />
Bu kapsamda, her bir kurum ihtiyaç duyduğu<br />
pilotları yetiştirmek için kendi bünyelerinde<br />
kuracakları eğitim merkezleri ile bu ihtiyacı<br />
karşılamaya yönelecektir. Bu durum yatırım<br />
tekrarları olarak değerlendirilmekte ve ülke<br />
kaynaklarımızın etkin olarak kullanılmadığı<br />
intibasını uyandırmaktadır.<br />
Genel Maksat Helikopteri Projesi ve Eğitim<br />
İhtiyaçlarının Karşılanmasında HAVELSAN<br />
Yaklaşımı<br />
HAVELSAN, Tam Görev Simülatörlerini, Kısmi<br />
Görev Simülatörlerini, Uçuş Eğitim Yardımcılarını,<br />
Bilgisayar Tabanlı Eğitim Sistemlerini,<br />
Simülatör Merkezi Binasını, Simülatör<br />
Eğitmenlerini ve Bakım Eğiticilerini, Simülatör<br />
bakım, idame, işletme hizmetlerini karşılamayı<br />
içeren bir teklifle <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığımız<br />
ve Kullanıcılarımız karşısına çıkmaktadır.<br />
Böylelikle her bir kullanıcımızın tekrar tekrar<br />
eğitim sistemlerine yatırım yapmasının önüne<br />
geçilmiş olmaktadır.<br />
Genel Maksat Helikopteri kullanıcılarımız,<br />
ihtiyaç duydukları eğitim sistemlerine yatırım<br />
yapmak yerine;<br />
Belirli bir süre için ihtiyaç duyacakları<br />
toplam eğitim saatlerini belirleyip,<br />
Eğitim ihtiyacını ve teknik isterleri<br />
tanımlayıp,<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığımız koordinasyonunda<br />
her kullanıcının ihtiyaç<br />
duyacağı toplam eğitim saati ve içeriğini<br />
belirledikten sonra ;<br />
HAVELSAN’dan alınması garanti edilecek<br />
eğitim saatleri karşılığında; HAVELSAN KÖİ<br />
konsepti çerçevesinde; Tam Görev
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
43<br />
Taktik Kontrol Merkezi<br />
Topçu İleri Gözetleyici Eğitim Simülatörü<br />
Simülatörlerini, Kısmi Görev Simülatörlerini,<br />
Uçuş Eğitim Yardımcılarını, Bilgisayar Tabanlı<br />
Eğitim Sistemlerini, Simülatör Merkezi<br />
Binasını, Simülatör Eğitmenlerini ve Bakım<br />
Eğiticilerini Simülatör bakım, idame, işletme<br />
hizmetlerini kendi öz kaynakları ile karşılayacaktır.<br />
Buna karşılık HAVELSAN’dan taahhüt<br />
edilen toplam eğitim saati ve mutabakata<br />
varılan saatlik bedel üzerinden hizmet satın<br />
alınması öngörülmektedir.<br />
Genel Maksat Helikopterimizin uluslararası<br />
pazara ihracatı ile birlikte ortaya çıkacak <strong>olan</strong><br />
yeni pilot yetiştirme ve harbe hazırlık eğitim<br />
ihtiyacının bir kısmının da bahsi geçen Eğitim<br />
Merkezinde karşılanacağı varsayımı ile hem<br />
yerli kullanıcılarımızın eğitim ihtiyaçlarını daha<br />
maliyet etkin olarak karşılayan hem de<br />
savunma sanayi alanında hizmet ihraç eden bir<br />
ülke durumuna geleceğimizi değerlendirmekteyiz.<br />
Erinç ALBAYRAK<br />
Simü. ve Eğitim Sis. Grup Bşk. İş Geliştirme Sorumlusu, HAVELSAN A.Ş.<br />
1979 Antalya doğumlu <strong>olan</strong> Erinç Albayrak, evli ve bir çocuk babasıdır. 2002 Yılında Başkent<br />
Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, Spark<br />
Ölçüm Teknolojileri ve TÜBİTAK BİLGEM’de pazarlama ve iş geliştirme alanlarında çeşitli<br />
seviyelerde faaliyet gösterdi.<br />
Ocak 2012 tarihinden itibaren HAVELSAN A.Ş.’nin Simülasyon ve Eğitim Sistemleri Grup<br />
Başkanlığı’nın İş Geliştirme Sorumluluğu görevini yürütmektedir.
Gemi İnşa Projelerinde<br />
Veri Yönetiminin Önemi<br />
Giriş<br />
Yeni nesil askeri gemi tedarik stratejileri, bir<br />
arada çalışabilen silah ve makine platformları<br />
ve destek sistemleri ile birlikte performans<br />
isterlerini karşılamak için tasarlanmış topyekün<br />
bir sistemi tanımlamaktadır. Askeri<br />
gemilerde birbirleri ile entegre olarak çalışması<br />
gereken birçok bağımsız sistem vardır. Geminin<br />
görevini tam olarak yapabilmesi, anılan bağımsız<br />
sistemlerin doğru bileşimine ve bir arada<br />
uyum içinde çalışmasına bağlıdır. Bu yönüyle<br />
askeri gemiler “sistemler sistemi” olarak da<br />
tanımlanabilir.<br />
Askeri gemilerin maliyet-etkin olarak tedariği<br />
ve idamesi tedarik makamları ve kullanıcı<br />
kuvvetler için ana hedeflerdendir. Askeri gemi<br />
inşa yüklenicisinin de isterlerden ödün vermeden<br />
sistemler sisteminin tasarım, planlama,<br />
tedarik, inşa ve kalite güvence süreçlerini<br />
maliyet etkin hale getirmesi gerekir. Gerek<br />
kullanıcı gerekse de yüklenici personeli olarak<br />
yapmış olduğum görevlerdeki mesleki tecrübe<br />
ve birikimime dayanarak bu konuda veri<br />
yönetiminin çok önemli bir yer tuttuğunu söyleyebilirim.<br />
Bu makalede, RMK Marine tecrübeleri ve<br />
belirtilen kaynaklar kapsamında RMK Marine’in<br />
askeri projelerinde de belirli ölçülerde<br />
uygulamakta olduğu ABD kaynaklı veri yönetim<br />
yapısı ile askeri gemi veri paylaşımı konusundaki<br />
son gelişmeler hakkında özet bilgi<br />
verilecek ve sektörün gelişimi dikkate alınarak<br />
öneri sunulacaktır.<br />
Ürün Karmaşıklığı<br />
Düşük Orta<br />
Yüksek<br />
Güdümlü Mermiler<br />
Uydular<br />
Silah Mühimmatı<br />
Bilgisayarlar<br />
Karavanlar<br />
Telsiz / Radar<br />
Evsel Aletler<br />
Tüketici Elektroniği<br />
Bisikletler<br />
Egzost Sistemleri<br />
Özel Uçaklar<br />
Özel Endüstriyel Ekipmanlar<br />
Haberleşme Panelleri<br />
Uçak Motorları<br />
Havacılık Elektroniği<br />
Otomobiller<br />
Aktarma Organları<br />
Özel Makine Aletleri<br />
Tarım Makineleri<br />
Makineler<br />
Tekneler<br />
Çim Biçme Makineleri<br />
Vagonlar<br />
Transformatörler<br />
Askeri Gemi<br />
Ticari Gemi<br />
Askeri Uçak<br />
Ticari Uçak<br />
Güç Üretim Tesisleri<br />
Petrol Platformları<br />
Güç Türbini<br />
Maden Ekipmanları<br />
Kamyonlar<br />
İniş Takımları<br />
Asansörler<br />
İşleme Tesisleri<br />
Askeri Araçlar<br />
Tulumbalar<br />
Valflar<br />
Filtreler<br />
Frenler<br />
Düşük Orta Yüksek<br />
Destek Karmaşıklığı<br />
Şekil 1: Pazar Bölümlendirmesi (Kaynak: ISO 10303-239:2012(E) Application Protocol: Product Life Cycle Support)
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 45<br />
Neden Veri Yönetimi?<br />
Askeri gemiler, 30 yıldan daha uzun ömürlü<br />
sistemler olup askeri gemilerin tasarım ve inşa<br />
süreci 10 yıla kadar sürebilmektedir. Aynı sınıf<br />
iki gemi bile inşa süreçlerinde karşılaşılan<br />
uygulamalar nedeniyle birbirlerinden farklı<br />
olabilmektedir.<br />
Askeri gemi inşasında birbirleri ile koordineli ve<br />
uyum içinde çalışması gereken; Kullanıcı<br />
Kuvvet, Tedarik Makamı, Yüklenici, Alt Yüklenici,<br />
Tedarikçi gibi birçok oyuncu ve projenin<br />
yürütülmesinde ister tanımlama/gözden<br />
geçirmeden başlayarak bir dizi karmaşık süreç<br />
vardır. Ömür devri desteği ile ilgili ISO 10303-<br />
239 Standardına göre askeri gemiler hem ürün,<br />
hem de destek açısından en karmaşık ve zor<br />
platformlardandır (Sistemler Sistemi). (Şekil 1)<br />
Askeri gemilerin tasarımı, inşa ve ömür devri<br />
süresince idamesi 30-40 yıla varan teknik<br />
olarak karmaşık ve zahmetli bir uğraş gerektirir.<br />
Bir fırkateynde takip edilmesi gereken cihaz/<br />
bileşen sayısı 5.000-10.000’e, parça sayısı ise<br />
100.000-150.000’e varabilmektedir. Böyle bir<br />
Sistemler Sisteminin tasarım, bakım, kullanım,<br />
malzeme verilerine tüm sistem ömrü boyunca<br />
güncel olarak hakim olabilmek gerekir. Bu<br />
kapsamda veri hakimiyetini sağlayabilmek için<br />
uygun veri yönetim yapısının sürecin başında<br />
kurulması beklenir.<br />
Askeri gemilerin inşa ve modernizasyonunda,<br />
farklı iş süreçleri ve farklı iş araçları kullanan<br />
kuruluş/firmalar arasında iş paylaşımı ve ortak<br />
çalışma zorunluluğu veri paylaşımının önemini<br />
kaçınılmaz olarak öne çıkarmaktadır. İlave<br />
olarak, özellikle gemi sınıflarına göre seri gemi<br />
üretiminde değişiklik ve revizyonların takibi ile<br />
gemi sınıfının ömrünün 40 – 50 yıllara uzaması<br />
da dikkate alınarak işletim, bakım ve modernizasyon<br />
ihtiyaçlarını destekleyecek etkin bir veri<br />
yönetim yapısının kurulması hayati önemdedir.<br />
Veri Yönetimi Yapısı<br />
İncelenebilen Avrupa askeri gemi inşa<br />
projelerinde de Amerika Birleşik Devletleri<br />
kaynaklı veri yapısı sisteminin esas alındığı<br />
gözlenmiştir. Bahse konu veri yapısı, NAVSEA<br />
Technical Specification 9090-700 Ship<br />
Configuration and Logistics Support<br />
Information System (SCLSIS) dokümanında<br />
tanımlanmıştır.<br />
Bu doküman; yeni inşa, işletim, bakım, onarım,<br />
modernizasyon ve askeri gemileri desteklemek<br />
için gereken diğer mühendislik ve lojistik<br />
süreçler için gereken konfigürasyon ve lojistik<br />
destek verisini, bu verilerin <strong>kontrol</strong> ve<br />
kullanımını kapsamaktadır.<br />
Bu yapıda gemi konfigürasyon tanımlama ve<br />
veri <strong>kontrol</strong>ü beş detay seviyesine ayrılmaktadır.<br />
Gemi Seviyesi Konfigürasyon<br />
Sistem Seviyesi Konfigürasyon<br />
Bileşen/Cihaz Seviyesi Konfigürasyon<br />
Parça Seviyesi Konfigürasyon<br />
Yazılım Seviyesi Konfigürasyon<br />
Bu veriler tek bir merkezi veri tabanında<br />
tutulur ve altı farklı kayıt tipinden oluşur:<br />
Şekil 2: ESWBS Yapısı Örneği<br />
1. Tip Kayıtlar : Gemi Özel Verileri<br />
2. Tip Kayıtlar: Sistem, Cihaz, Yazılım Konfigürasyon<br />
Verileri<br />
3. Tip Kayıtlar: Lojistik Destek Verileri<br />
4. Tip Kayıtlar: Modernizasyon/Revizyon<br />
Verileri<br />
5. Tip Kayıtlar: Genel ve Betimsel Veriler<br />
6. Tip Kayıtlar: Gemi Materyal Durum<br />
Verileri<br />
Bu veri yapısının temeli, her bir konfigürasyon<br />
kaleminin tekil olarak tanımlanması ve birbirleri<br />
ile ilişkilendirilmesine dayanır.<br />
Bunun için işlev esaslı bütünden detaya hiyerarşik<br />
bir kırılım tabanı oluşturulması ve sürekli<br />
geliştirilmesi gerekir. Bu veri tabanı, tasarımın<br />
başlangıcıyla eşzamanlı olarak oluşturulmalı ve<br />
tasarımın tamamlanmasına kadar detaylandırılarak<br />
geliştirilmelidir. Sistem, altsistem ve<br />
cihaz/montaj birimi seviyesine kadar <strong>olan</strong><br />
kırılım tasarım birimlerince oluşturulur; böylece<br />
geminin konfigürasyon tabanı ortaya çıkar.<br />
Bu kapsamda oluşturulacak hiyerarşik yapı,<br />
konfigürasyon tanımlama, konfigürasyon<br />
durum muhasebesi, tasarım, tedarik, maliyet<br />
çalışmaları ve ağırlık analizlerinde, üretim,<br />
lojistik destek, kalite süreçlerinde ve geminin<br />
bakım, idame ve modernizasyonunda etkin<br />
olarak kullanılacaktır.<br />
Hiyerarşik Yapı Kodunun temelinde “NAVSEA<br />
S9040-AA-IDX-010/SWBS 5D, ESWBS for all<br />
Ships and Ship Combat Systems” dokümanında<br />
tanımlı Genişletilmiş Gemi İş Kırılım Yapısı<br />
(ESWBS - Expanded Ship Work Breakdown<br />
Structure) kullanılmaktadır. ESWBS yapısı,<br />
özellikle askeri gemi inşasında tüm dünyada<br />
genel kabul gören ortak bir dil özelliğindedir.<br />
ESWBS yapısının Türk Dz.K.K.lığı karşılığı GİGN<br />
(Gemi İnşa Grup Numarası) olmakla birlikte<br />
bazı farklar vardır. (Şekil 2)<br />
ESWBS, 5 sayısal karakterden oluşan bir kod<br />
olup her karakteri bir seviyeyi belirtmek üzere<br />
geminin tüm sistemlerinin tanım, kapsam ve<br />
sınırları ile fonksiyonel terminolojisini standart<br />
hiyerarşik yapıda tanımlar.<br />
ESWBS bazlı Hiyerarşik Yapı Kodu, 12 karakterli<br />
bir kod olup tüm konfigürasyon ürün kalemleri<br />
bu kodla tanımlanır. Hiyerarşik Yapı Kodunun<br />
yapısı genel olarak aşağıdaki şekildedir.<br />
İlk 5 sayısal karakter ESWBS numaralarıdır.<br />
6 – 12’nci karakterdeki son 7 basamağın her<br />
biri “1” sayısından “Z” harfine kadar (“O” ve<br />
“I” harfleri hariç) karakter alarak her<br />
ürün/bileşeni ilgili seviyesiyle tanımlar.<br />
Tüm kalemler mümkün olduğunca 1 adet<br />
olarak kodlanır.<br />
Her cihaz kırılımdaki yeri ve işlevine göre<br />
tekil bir kod alır.<br />
Ana sistem kırılımlarında olmayan destek<br />
ekipmanları, aksesuarları, yazılımları, sarf<br />
malzemeleri de ilgili sistem/cihaz kırılımı<br />
altında (önceden belirlenen seviyelerde)<br />
kodlanır.<br />
Tüm lojistik ve teknik veriler (parça kırılımı,<br />
malzeme bilgileri, bakım bilgileri, montaj<br />
bilgileri, çizimler, teknik dokümanlar, analizler,<br />
montaj raporları, test raporları, arıza raporları,<br />
vb.) uygun seviyelerde bu kodlarla ilişkilendirilir.<br />
Veri ihtiyacının ve izlenebilirliğinin gemi
Lojistik Destek<br />
ömür devri süresince sağlanabilmesi için bu<br />
ilişkinin oluşturulması çok önemlidir. ESWBS<br />
veya konfigürasyon ile ilişkisi kurulmayan veri<br />
kayıp veridir.<br />
İzlenebilirliğin iyi bir ölçekte sağlanabilmesi<br />
için ürün ile veri/teknik bilgi arasında çift yönlü<br />
ilişkinin de kurulması gereklidir. Bunun için<br />
proje başında oluşturulması gereken diğer veri<br />
yapılarının bazıları şunlardır:<br />
Kompartıman Kodlama Sistemi<br />
<br />
Boru Devre Elemanları (Valf/Vana) Kodlama<br />
Sistemi<br />
Ekipman Etiketleme Sistemi<br />
Elektrik Kabloları Kodlama Sistemi<br />
Veri İhtiyaçları<br />
Yukarıda veri organizasyonu ve izlenebilirliği<br />
için altyapısı kısaca anlatılan askeri gemi veri<br />
yapısının işleyebilmesi için uygun verilerin<br />
uygun zamanda temini, işlenmesi, idamesi ve<br />
güncellenmesi toplam iş yükünün büyük<br />
bölümünü oluşturur.<br />
Desteklenebilirlik açısından yürütülmesi<br />
gereken ELD faaliyetleri, onbinlerce sistem,<br />
cihaz ve parçanın lojistik ve teknik verilerinin<br />
temini, işlenmesi, kodlanması, analiz edilmesi,<br />
test edilmesi, doğrulanması ve raporlanmasına<br />
dayanmaktadır. Bu verilerin bazıları örnek<br />
olması için aşağıda verilmiştir:<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Malzeme bilgileri (Parça Kırılımı, Üretici<br />
Firma Bilgisi, Üretici Parça No, Satıcı Firma<br />
Bilgisi, Satıcı Parça No, Parça Tedarik Süresi,<br />
Seri Numarası, ağırlığı, hacmi, vb)<br />
Güvenilirlik/İdame Edilebilirlik Bilgileri<br />
(Arıza Oranı, MTBF-Arızalar Arası Ortalama<br />
Süre, MTTR-Ortalama Onarım Süresi, vb.)<br />
Bakım/Onarım Bilgileri (Planlı Bakım<br />
Gerekleri, Kalibrasyon Prosedürleri, Arıza<br />
Bulma Yöntemi, Arıza Giderme Yöntemi,<br />
Sökme/Takma Prosedürleri, vb.)<br />
Kullanım Bilgileri (Yıllık Kullanım Oranları,<br />
Emniyet Önlemleri, Kullanım Prosedürü,<br />
Gerekli Akışkanlar (yağlama yağı, hidrolik<br />
yağı, antifriz, vb.) ve Sarf Malzemeleri, vb.)<br />
Diğer Veriler (Tasarım Bilgileri, Mühendislik<br />
Değişiklikleri, FAT Raporları, Test, Montaj ve<br />
İşletime Başlatma Tarihleri, Mevki Kodu,<br />
Raf Ömürleri, Analiz Raporları, vb.)<br />
Bu veriler tek bir ürüne özgü olabildiği gibi<br />
sistem, cihaz, parça gibi değişik seviyelerdeki<br />
ürünlere ait de olabilmektedir. Verilerin<br />
temin/oluşma zamanları da birbirlerinden<br />
farklıdır.<br />
Bu verilerin temel kaynağı ekipman/malzeme<br />
üreticileri/satıcıları, sistem tasarımı/üreticileri<br />
ve entegratörleri ile kullanım ve deneyim<br />
bilgileridir.<br />
Tersane açısından bu verilerin uygun zamanda<br />
ve uygun yapıda temini; Tasarım, Satın Alma,<br />
Donatım, Kalite gibi birimlerin sorumluluğunda<br />
olup tasarım, tedarik, test/muayene,<br />
montaj gibi süreçlerin ürünü olarak gerçekleşmektedir.<br />
Tersaneler söz konusu süreçlerini, ilgili verileri<br />
uygun yapı, içerik ve zamanda oluşturarak ilgili<br />
veri yapısına aktaracak şekilde oluşturmalı/<br />
revize etmelidir.<br />
Desteklenebilirlik açısından<br />
yürütülmesi gereken<br />
ELD faaliyetleri, onbinlerce<br />
sistem, cihaz ve parçanın lojistik ve<br />
teknik verilerinin temini, işlenmesi,<br />
kodlanması, analiz edilmesi,<br />
test edilmesi, doğrulanması ve<br />
raporlanmasına dayanmaktadır.<br />
Veri Paylaşımı<br />
Yukarıda bahsedilen veri ve bilgi havuzunun<br />
oluşturulmasının yanında bu verilerin farklı<br />
tasarım ve üretim yazılımları kullanan iş<br />
paydaşları, müşteri ve kullanıcı ile ortak<br />
kullanılabilirliği de önemli bir sorundur. Bu<br />
sorun giderek de büyümektedir, çünkü:<br />
<br />
<br />
<br />
Günümüzde, askeri gemi inşasında birden<br />
fazla tasarım, entegratör ve inşa tersanesi/<br />
firması ortak çalışma durumundadır.<br />
Geminin tasarım ve inşa süresi güncel<br />
bilgisayar sistemlerinin ömründen uzundur.<br />
Ömür devri boyunca destek gerekleri ise<br />
çok daha uzun süreyi kapsamaktadır.<br />
Askeri gemi inşasında veri paylaşımı ve<br />
değişimi konusunda ABD Deniz Kuvvetlerinin<br />
talebi ile askeri gemi inşa eden ana tersanelerin<br />
oluşturduğu NSRP (National Shipbuilding<br />
Research Program) Organizasyonu bir çalışma<br />
başlatmıştır.<br />
NSRP, öncelikle mevcut veri yapılarının çözülmesi<br />
gereken aşağıdaki ana sorunları belirlemiştir:<br />
Mevcut sistemler sınıf gemi üretiminin<br />
sadece ilk gemisinin tasarım ve inşasını<br />
desteklemektedir.<br />
Veri yapısı içinde gemiden gemiye konfigürasyon<br />
değişikliklerini uygulama ve yönetmenin<br />
karmaşıklığı ciddi teknolojik maliyetler<br />
yaratmaktadır.<br />
Mevcut sistemlerin mimarileri, birden fazla<br />
geminin desteği için ortak kullanım ve<br />
teslimat sonrası destek için yetersiz<br />
kalmaktadır. Bu sistemlerin diğer tersaneler<br />
ve Deniz Kuvvetlerinin veri sistemleri ile<br />
arayüzlerinin oluşturulması maliyetlidir.<br />
Kapalı sistemler, ihtiyaca göre uyarlanmış<br />
önemli miktarda tescilli yazılım içermektedir.<br />
Tekrar konfigüre edilebilirliğin eksikliği, her<br />
gemi sınıfı için tek bir Entegre Ürün Veri<br />
Ortamı (Integrated Product Data<br />
Environments) geliştirme konusunda yüksek<br />
maliyetlere (zaman ve para) sebep olmaktadır.<br />
Veriyi oluşturmak ve depolamak için onca<br />
para harcanmasına rağmen her ihtiyaç<br />
duyulduğunda bu veriye erişim genellikle<br />
zordur.<br />
Bu sorunları gidermek için oluşturulması<br />
gereken veri ortamı gerekleri NSRP tarafından<br />
2008 yılında belirlenmiştir.<br />
NSRP Entegre Gemi İnşa Platformu (Integrated<br />
Shipbuilding Environment (ISE)) çalışmaları<br />
sonucunda uygulanacak bilgi modelleri<br />
geliştirilmiş ve test edilmiştir. Bunun sonucu<br />
olarak Gemi Ortak Bilgi Modeli (Ship Common<br />
Information Model (SCIM)) temeli oluşturulmuştur.<br />
Gemi Ortak Bilgi Modeli, tersane ve<br />
ABD Deniz Kuvvetleri arasında ortak kullanılabilirlik<br />
açısından veri değişim gereklerini<br />
tanımlamaktadır. Gemi Ortak Bilgi Modeli ile<br />
ISE Projeleri ile belirlenen bilgi modelleri veri<br />
alış verişini kolaylaştıran XML (Extensible<br />
Markup Language – Genişletilebilir İşaretleme<br />
Dili) bazlı notasyonla yayınlanmaktadır.<br />
SCIM, çeşitli gemi inşa alanlarında ISO 10303<br />
Standartı kapsamındaki Uygulama Protokolleri<br />
(Application Protocols (AP)) ile ISE projeleri<br />
altında geliştirilen şemalara dayanır. ISO<br />
10303, ürün veri gösterimi ve değişimi ile ilgili<br />
uluslararası bir standart olup gayri resmi olarak<br />
STEP (STandard for the Exchange of Product
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 47<br />
model data) kısaltması ile de tanımlanmaktadır.<br />
Gemi Ortak Bilgi Modeli, gemi inşaya özgü ilgili<br />
STEP uygulama protokolleri yanında STEP kapsamında<br />
yer almayan gemi inşa ürün modeli<br />
değişimi ile ilgili diğer bilgileri de içermektedir.<br />
SCIM’in kapsadığı ana alanlar aşağıdadır:<br />
Ürün Veri Yönetimi ve Revizyon Yönetimi<br />
Temelleri<br />
Gemi Kalıp Formları<br />
Gemi Yerleşimi<br />
Gemi Yapısı<br />
Boru Devreleri Fiziksel Tasarımı<br />
Boru Devreleri Fonksiyonel Tasarımı<br />
Ürün Ömür Devri Desteği<br />
Ortak Parça Tedariği<br />
Isıtma, Havalandırma ve İklimlendirme<br />
(HVAC - Heating, Ventilation, and Air-<br />
Conditioning) Tasarımı<br />
Mühendislik Analizi<br />
Elektroteknik Tasarım ve Montaj<br />
SCIM, ömür devri boyunca birçok ihtiyaç senaryosu<br />
için kullanılabilir:<br />
Tersane tasarım, üretim ve lojistik sistemleri<br />
arasında veri paylaşımında,<br />
Tasarım ve üretim altyüklenicileri ile veri<br />
paylaşımında,<br />
Kullanıcı (Deniz Kuvvetleri) ve tersaneler ile<br />
veri değişiminde,<br />
<br />
Lojistik destek, parça bilgileri gibi ömür<br />
döngüsü kullanımlarını beslemekte.<br />
Sonuç<br />
Askeri gemi ömür devrince kullanılacak veri<br />
yapısı uygun planlama ve süreçlerin uygulanmasını<br />
gerektirir.<br />
Yetersiz ve iyi kurgulanmayan konfigürasyon<br />
sistemi ve veri yönetimi; hem inşa edilen<br />
geminin kalitesini düşürmekte hem de tasa-<br />
rım, inşa ve ömür devri desteği maliyetlerini<br />
arttırmaktadır.<br />
Veri yönetim yapısının kurulmasının yanında<br />
yeterli kapsam ve derinlikte verinin uygun<br />
zamanda temin edilmesi önemlidir. Bu nedenle,<br />
verilerin temel kaynağı <strong>olan</strong> gemi inşa yan<br />
sanayii bu açıdan bilinçlendirilmelidir. Bu<br />
yapının oluşturulmasını sağlayacak tasarım ve<br />
inşa tersaneleri, iç süreçlerini bu gereksinimi<br />
destekleyecek şekilde oluşturmalı/revize<br />
etmelidir.<br />
Aksi takdirde, <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığımızın<br />
2012-2016 Stratejik Planının önsözünde<br />
belirtildiği gibi “iyi planlanmamış ve doğru<br />
süreçlerle yürütülmeyen çalışmalardan sağlıklı<br />
sonuçlar beklemek yersiz olur”.<br />
Gemi ömür devri boyunca veri paylaşımı konusunda<br />
ABD’de 10 yılı aşkın sürede gerçekleştirilen<br />
çalışmanın ürünü <strong>olan</strong> SCIM yapısı ve<br />
uygulamalarının da askeri gemi inşa ve idame<br />
süreçlerimize adaptasyonu ve katkısı açısından<br />
değerlendirilmesi çok faydalı olacaktır.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı’mızın “sürdürülebilir<br />
ve rekabetçi savunma sanayiinin mimarı<br />
olmak” şeklindeki stratejik amacına ulaşmak<br />
için belirlediği hedeflerden biri de “savunma<br />
sanayiinin, ürün tasarımından üretim ve lojistik<br />
desteğe uzanan ömür devri-nin tamamında<br />
etkin rol almasını sağlamak” şeklindedir. Bu<br />
hedef kapsamında SSM tarafından yürütülen/<br />
desteklenen çalışmalara askeri gemi inşa ve<br />
idamesinde veri yönetimi konusunun dahil<br />
edilmesinin, bu yönde çalışmalar önceden<br />
başlatılmış ise bu çalışmalara sektörün etkin<br />
katılımının sağlanmasının belirlenen hedefe<br />
ulaşmakta önemli bir kazanım yaratacağı<br />
değerlendirilmektedir.<br />
Şekil-3 : Ömür Devri Boyunca SCIM Kullanımı<br />
(Kaynak: Integrated Logistics Environment (ILE) Project Final Report ILE-1.1-004 Version 2.0)
Lojistik Destek<br />
Kaynaklar:<br />
1. NAVSEA Technical Specification 9090-700 Ship Configuration and Logistics Support Information System (SCLSIS)<br />
2. ISO 10303-239:2012(E) Industrial automation systems and integration — Product data representation and exchange Part 239: Application<br />
protocol: Product life cycle support<br />
3. National Shipbuilding Research Program (NSRP) Navy Product Data Initiative (NPDI) Integrated Product Data Environment (IPDE)<br />
Specification (Version 1.0 dated 30 June 2008)<br />
http://npdi.nsrp.org/30-june-2008-deliverables/NPDI%20IPDE%20Spec%20Initial%202008_06_30%20Vers%201_FINAL.pdf/view<br />
4. ISE-6-TEAM-0001 Version 4.0 Enabling Shipyard Interoperability ISE-6 PLCS and S1000D Use Cases<br />
http://www.isetools.org/eb-cgi-bin/yabb2_ISE/YaBB.pl?num=1217524301<br />
5. Navy Product Data Initiative (NPDI) Ship Common Information Model (SCIM) Data Model (Rev.1.0_31 October 2012)<br />
http://www.nsrp.org/5-Ad_Hoc/SCIM/SCIM_Docs/SCIM.html<br />
6. Integrated Logistics Environment (ILE) Project Final Report ILE-1.1-004 Version 2.0 (26.11.2012)<br />
http://www.nsrp.org/5-Ad_Hoc/ILE-Project_Final_Report.pdf<br />
Teoman BAKIRYOL<br />
ELD Takım Lideri, RMK Marine<br />
1965 yılında Amasya’da doğdu. İlk ve ortaokulu Üsküdar’da okuduktan sonra, 1983 yılında<br />
Deniz Lisesinden, 1987 yılında Deniz Harp Okulundan Teğmen olarak mezun oldu.<br />
Karamürsel Eğitim Merkezindeki bir yıllık eğitimin ardından İkmal Subayı olarak Deniz<br />
Kuvvetlerinin çeşitli kara ve muharip deniz birliklerinde malzeme/yedek parça yönetimi, mali<br />
yönetim ve denetim konularında 20 yıl süre ile görev yaptıktan sonra 2007 yılında emekli oldu.<br />
ELD konusunda Fincantieri ve TUSAŞ’tan eğitimler aldı. İşletme Yönetimi yüksek lisansı <strong>olan</strong><br />
Teoman BAKIRYOL 2007 yılının Ekim ayından beri RMK Marine’de ELD Takım Lideri olarak görev<br />
yapmaktadır. Teoman BAKIRYOL evli ve iki çocuk babasıdır.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
49<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığı’nda Ömür Devri<br />
Yönetimi Yaklaşımı<br />
1. Giriş<br />
Türkiye, savunmada dışa bağımlılığın yol açtığı<br />
sıkıntıları, I. Dünya Savaşı ve müteakiben<br />
Kurtuluş Savaşı yıllarında yakından tanımıştır.<br />
Bu sebeple, Cumhuriyetin ilk yıllarından<br />
itibaren savunma sanayii, milli sanayileşme<br />
politikası içinde önemli ve özel bir yere sahip<br />
olmuştur. Askeri fabrikaların kurulması, özel bir<br />
kaç firmanın savunma sanayii alanında<br />
faaliyete geçmesi, tersanelere özel bir önem<br />
verilmesi ve gerek özel sektör gerekse de<br />
devlet eliyle uçak fabrikalarının kurulması bu<br />
dönemin en önemli girişimleridir. Ancak, zor<br />
şartlar altında yapılan yatırımlar ve kazanılan<br />
kabiliyetler II. Dünya Savaşı sonrasında<br />
yaşanan gelişmeler sonucunda büyük ölçüde<br />
kaybedilmiştir. Kısa bir süre sonra, dışa<br />
bağımlığın getirdiği sıkıntılar bu kez de 1963 ve<br />
1967 Kıbrıs bunalımları ve 1974 Kıbrıs Barış<br />
Harekatı sırasında kendini göstermiştir.<br />
Yaşanan bu sıkıntılardan sonra, dışa bağımlılığın<br />
en az seviyeye indirilebilmesi ve<br />
yatırımlar için ihtiyaç duyulan milli kaynağın<br />
yaratılabilmesi amacıyla 1965 yılında Türk<br />
Donanma Cemiyeti (daha sonra 1972’de Türk<br />
Donanma Vakfı ve 1981 yılında da Türk Deniz<br />
Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı haline<br />
gelmiştir), 1970 yılında Türk Hava Kuvvetlerini<br />
Güçlendirme Vakfı ve 1974 yılında da Türk Kara<br />
Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı kurulmuştur.<br />
Son olarak Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini<br />
Güçlendirme Vakıflarının birleştirilmesiyle,<br />
1987 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerini<br />
Güçlendirme Vakfı (TSKGV) kurulmuştur. Vakıf<br />
kuruluş kanununda da yer aldığı üzere, ülkemiz<br />
açısından öncelik “milli harp sanayimizin<br />
geliştirilmesi ve yeni harp sanayi dallarının<br />
kurulması” olarak belirlenmiştir.<br />
Söz konusu Güçlendirme Vakıfları tarafından<br />
ASELSAN A.Ş. (1975), ASPİLSAN A.Ş. (1981),<br />
HAVELSAN A.Ş. (1982), TAI A.Ş. (1984) ve<br />
ROKETSAN A.Ş. (1988) kurularak, savunma<br />
ihtiyaçlarımızın yurt dışı hazır alım yerine, yurt<br />
içi üretim modeline dönük olarak milli şirketler<br />
tarafından karşılanması yönünde önemli<br />
adımlar atılmıştır.<br />
1980’lerin başından itibaren, milli bir savunma<br />
sanayii alt yapısının tesisine ilişkin politikaların<br />
tespiti ve bu politikaları uygulama yetki ve<br />
sorumluluğuna sahip mekanizmaların oluşturulmasına<br />
ağırlık verilmiştir. Bu amaca uygun<br />
olarak 1985 yılında 3238 sayılı kanun ile<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı (o günkü adı ile<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Geliştirme ve Destekleme<br />
İdaresi Başkanlığı) kurulmuştur. Kanunun<br />
amacı, “modern bir savunma sanayiinin<br />
geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin<br />
modernizasyonunun sağlanması”dır. <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Müsteşarlığı’nın kuruluşu ile, modern<br />
silah, araç ve gereçlerin yurt içi imkan ve<br />
kabiliyetler ile karşılanması yönünde uzun<br />
vadeli ve sistematik bir adım atılmış ve yine<br />
3238 sayılı kanun ile ihdas edilen <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Destekleme Fonu sayesinde ihtiyaç<br />
duyulan mali kaynak sağlanabilmiştir.<br />
2. Türk <strong>Savunma</strong> Sanayiinin Bugünkü Durumu<br />
Ülkemizin savunma sistemleri ihtiyacı, 2000’li<br />
yılların başına kadar büyük ölçüde, yurt dışı<br />
hazır alım projeleri ve müteakiben ortak<br />
üretim projeleri ile karşılanmaya çalışılmıştır.<br />
Milli tasarımların ön plana çıkarıldığı yurt içi<br />
geliştirme projelerini gerçekleştirecek<br />
savunma sanayii alt yapısının tesis edilmesine<br />
paralel olarak, 2000’li yılların başından itibaren
Lojistik Destek<br />
ihtiyaçların yurt içinden karşılanma oranında<br />
büyük bir artış sağlanmıştır. Türk Silahlı<br />
Kuvvetleri (TSK) savunma sistemi ihtiyaçlarının<br />
yurt içinden karşılanma oranı 2003 yılında %25<br />
iken bu oran 2011 yılı sonu itibarıyla %52’yi<br />
geçmiştir. Aynı şekilde, Türk savunma sanayii<br />
firmalarının toplam dolaysız cirosu 2003<br />
yılındaki 1.301 milyon A.B.D. Dolarından % 160<br />
artışla 2011 yılı sonu itibarıyla 3.390 milyon<br />
A.B.D. Dolarına ulaşmıştır. <strong>Savunma</strong> sanayiinin<br />
yarattığı brüt katma değerin 2005-2009<br />
dönemindeki seyri incelendiğinde, savunma<br />
sektörü olarak Gayri Safi Yurt İçi Hasıladan<br />
(GSYİH) alınan payın % 1,8’den % 2,6’ya çıktığı<br />
görülmektedir. <strong>Savunma</strong> sanayii bu dönemde<br />
GSYİH’den daha büyük bir hızla büyümüştür.<br />
Bugün itibarıyla, savunma sanayii sektörünün<br />
sermaye yapısına baktığımız zaman askeri<br />
fabrikalar, askeri tersaneler, ana bakım<br />
merkezleri, hava ikmal bakım merkezleri,<br />
TSKGV’ne bağlı şirketler ve özel sermayeli<br />
şirketler olmak üzere karma bir yapının mevcut<br />
olduğunu ve yurt içi geliştirme modeline dayalı<br />
büyük platform projelerinin ve platformlarla<br />
ilişkili yazılımların ve simülatörlerin yükleniciliğini<br />
gerçekleştiren özel sermayeli şirketlerin<br />
ülkemizin savunma sanayii alt yapısı içinde<br />
önemli bir yere sahip olduğunu görmekteyiz.<br />
Türk savunma sanayii, gerek TSKGV’na bağlı<br />
şirketleri gerekse özel sermayeli şirketleri ile<br />
geçen 20 yıl içinde ihtiyaçların yurt içinden<br />
karşılanması ve bölgesel bir pazara sahip<br />
olunması yolunda önemli mesafeler kat etmiş<br />
ve küresel rekabetteki yerini almaya başlamıştır.<br />
Özellikle, savunma sistemlerinin yurt içi<br />
tasarım ve üretim yolu ile TSK envanterine<br />
kazandırılması yönündeki çalışmaların başarılı<br />
sonuçlar vermesiyle birlikte uzun yıllardır<br />
ülkemizde uygulanmakta <strong>olan</strong> yurt dışı hazır<br />
alım modelinden zaruri haller dışında uzaklaşılmakta<br />
olduğu görülmektedir. Yine bu<br />
kapsamda, savunma sanayiinde kümelenme<br />
çalışmalarına da ağırlık verilerek, OSTİM<br />
<strong>Savunma</strong> ve Havacılık Kümelenmesi, İzmir<br />
Havacılık ve Uzay Kümelenmesi, Eskişehir<br />
Havacılık Kümelenmesi kurulmuş ve dernekleşme<br />
faaliyetlerini tamamlamışlardır. Kazan<br />
<strong>Savunma</strong> ve Havacılık Kümelenmesi kuruluşu<br />
ile ilgili çalışmalara devam edilmektedir.<br />
3. Tedarik Lojistiği Yaklaşımı<br />
Yurt dışı hazır alım modelinde savunma<br />
sistemlerinin tasarımına doğrudan müdahalede<br />
bulunulamaması sebebiyle, sistemlerin<br />
ömür devri maliyetlerini etkileyen kararlar<br />
üzerinde söz sahibi olunamamaktadır. Planlı<br />
bakım sistemlerinin hazırlanması ve bakım<br />
sistemi içinde belirli sürelerde değiştirilecek<br />
yedek parça ihtiyacının tespiti konusu da<br />
üretici konumundaki yurt dışı firmaların<br />
inisiyatifinde kalmaktadır. <strong>Savunma</strong> sistemlerinin,<br />
tedariğini müteakip 20-40 yıllık bir<br />
kullanım dönemi içine girdiği düşünüldüğünde<br />
yurt dışından tedarik edilen sistemlerin<br />
idamesi için kabiliyet kazanılması gerekmekte<br />
ve bu alana da ayrıca yatırım yapılması<br />
zorunluluğu doğmaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> sistemlerinin tedariği ve<br />
lojistik desteğinin sağlanması<br />
hususunda ulusal bir tedarik<br />
lojistiği yaklaşımı geliştirilmesi ve<br />
savunma programlarının<br />
planlanmasında bu yaklaşıma<br />
göre hareket edilmesi ihtiyacı<br />
vardır.<br />
<strong>Savunma</strong> sistemlerinin ömür devri içinde maliyetler<br />
açısından iki önemli husus bulunmaktadır.<br />
Birincisi, <strong>Savunma</strong> sistemlerinin ömür<br />
devri maliyetinin yaklaşık %95’ini belirleyen<br />
kararlar, savunma ihtiyaçlarını karşılayacak<br />
sistemlerin ortaya çıkarıldığı Konsept, Fizibilite,<br />
Proje Tanımlama, Mühendislik ve Geliştirme ile<br />
Üretim ve Kullanıma Alma aşamalarından<br />
oluşan tedarik safhasında verilmektedir. İkinci<br />
önemli husus ise, sistemlerin ömür devri<br />
maliyetinin %60 ila %72’sinin sistemlerin<br />
idame-işletme döneminde gerçekleşmesidir.<br />
Buna göre, idame-işletme maliyetleri, kullanım<br />
şartları ve sistemlerin özelliklerine bağlı olmak<br />
üzere tedarik maliyetinin 2 ile 4 katına kadar<br />
çıkabilmektedir.<br />
Ülkemizde yurt içi geliştirme projelerinin ön<br />
plana çıkması ile birlikte, savunma sistemlerinin<br />
ömür devri yönetiminde büyük ölçüde<br />
söz sahibi olabileceğimiz yeni bir dönem<br />
başlamıştır. Bu dönemin en önemli özelliği,<br />
savunma sistemlerinin TSK’nın ihtiyaçlarına<br />
uygun kullanım senaryolarına ve bu senaryolara<br />
bağlı taktik, teknik ve lojistik isterlere göre<br />
milli firmalarımız tarafından tasarlanması ve<br />
üretilmesidir. Bu ise ihtiyaç sahibi makamlar<br />
dahil olmak üzere tedarik makamlarının üretici<br />
firmalar ile yakın işbirliği içinde çalışması ve<br />
ihtiyaçların tasarıma doğru şekilde yansıtılabilmesi<br />
anlamına gelmektedir. Özellikle,<br />
savunma sistemlerinin operasyonel olarak<br />
kendisinden beklenen performansı icra<br />
edeceği kullanım dönemi dikkate alındığında,<br />
sistemler henüz tedarik safhasındayken<br />
yapılacak <strong>olan</strong> Entegre Lojistik Destek (ELD)<br />
uygulamaları ve idame-işletme dönemine<br />
ilişkin planlamalar ile sistemlerin performansından<br />
taviz vermemek kaydı ile ömür<br />
devri maliyetlerinin düşürülebileceği bir imkan<br />
elde edilmiştir.<br />
Ancak, sağlanan fayda bunlarla sınırlı değildir.<br />
<strong>Savunma</strong>nın sürdürülebilirliği ve milli ekonomi<br />
açısından olaya bakıldığında savunma sanayiinin<br />
geliştirilmesi suretiyle alt sistemlerin,<br />
tedarik kaynaklarının ve malzemenin seçimdeki<br />
inisiyatif, ulusal işgücü kalitesindeki artış<br />
ve savunma harcamalarının iç pazara yönlendirilmesi<br />
gibi temel bazı hususlarda da önemli<br />
mesafeler alınmıştır.<br />
Bu çerçevede; savunma sistemlerinin tedariği<br />
ve lojistik desteğinin sağlanması hususunda<br />
ulusal bir tedarik lojistiği yaklaşımı geliştirilmesi<br />
ve savunma programlarının planlanmasında<br />
bu yaklaşıma göre hareket edilmesi<br />
ihtiyacı vardır. Öncelikle, savunma sistemlerinin<br />
bütçelenebilir operasyonel etkinliğinin<br />
artırılabilmesi için savunma sistemi etkinliğinin<br />
en üst düzeye çıkarılması amacı ile ömür devri<br />
maliyetinin en az seviyeye indirilmesi amacı<br />
arasında optimizasyon sağlayacak bir bilimsel<br />
çalışma ortamının oluşturulması gerekmektedir.<br />
Buna paralel olarak, savunma sanayiinde<br />
sürdürülebilirliği ve rekabetçiliği sağlayacak<br />
<strong>olan</strong> yurt içi firmalarımızın tasarım, üretim ve<br />
lojistik destek sağlama kabiliyetinin geliştirilmesi,<br />
araştırma kurumları ve yerli sanayi alt<br />
yapısının güçlendirilmesi, savunma sistemi<br />
etkinliğinin teknolojik üstünlük ve lojistik<br />
destek unsurlarına dayandırılması, yurt içi<br />
teknolojik imkan ve kabiliyetlerin arttırılması<br />
ve yeni teknolojilerin üretilmesi hususlarının<br />
da tedarik safhasının ilk aşamalarından<br />
itibaren savunma programlarına/projelerine<br />
dahil edilmesi gerekmektedir.<br />
Ulusal çerçevede benimsenmesi öngörülen<br />
yukarıdaki tedarik lojistiği yaklaşımının uygulama<br />
hedefleri ile desteklenmesi gerekmektedir.<br />
Öncelikle savunma programları tedarik<br />
safhası ile kullanım safhasını birlikte ele alan<br />
ömür devri yönetimi ilkeleri çerçevesinde ele<br />
alınmalı ve planlamalar buna göre yapılmalıdır.<br />
Tedarik ve kullanım safhalarının, sadece
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
51<br />
yapılan işlerin teknik ve idari olarak birbirinden<br />
farklı olması sebebiyle bir ayrıma tabi<br />
tutulduğu, aslında ömür devri yönetimi<br />
açısından bakıldığında kullanım safhasının<br />
tedarik safhasının devamı olduğu hatırda<br />
tutulmalıdır. Kullanım safhasındaki başarı,<br />
büyük ölçüde tedarik safhasında yapılan<br />
analizlere ve kullanım dönemine ilişkin<br />
planlamalara bağlıdır. Bu analizlerin ve<br />
planmaların doğru yapılabilmesi ise büyük<br />
ölçüde tedarik makamlarının üretici firmalara<br />
sağlayacağı girdilere bağlıdır. Bu sebeple,<br />
savunma projelerinde ihtiyaç sahibi makamlar<br />
dahil tedarik makamları ile üretici firmaların<br />
daha etkin şekilde birlikte çalışabileceği ELD<br />
uygulamalarının yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi<br />
gerekmektedir.<br />
4. <strong>Savunma</strong> Sanayii Ömür Devri Yönetimi<br />
Platformu<br />
<strong>Savunma</strong> sistemlerinin ömür devrini ana<br />
aşamalar itibarıyla ihtiyaç belirleme; sistem<br />
geliştirme; üretim; kullanım ve destek;<br />
envanterden çıkarma olarak beş aşamaya<br />
ayırdığımızda, ihtiyaç belirleme aşamasında<br />
yapılacak harekat ihtiyacına yönelik çalışmaların<br />
kapsamı ve bu çalışmalarda kimlerin<br />
görev alacağı hususu TSK’nın uhdesinde olmak<br />
üzere, ihtiyaç belirleme aşamasında yapılacak<br />
diğer çalışmalara ve takip eden ömür devri<br />
aşamalarına ilgili tüm tarafların katkı vermesini<br />
sağlayacak, ömür devri yönetimi alanında bilgi<br />
paylaşımını artıracak ve bu alanda yeni<br />
yaklaşımların geliştirilmesini sağlayacak<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Ömür Devri Yönetimi<br />
Platformu’nun oluşturulması gerekmektedir.<br />
Söz konusu platformun teşkiline ilişkin çalışma<br />
SSM tarafından başlatılmış olup, Nisan-Haziran<br />
2011 ayları arasında ana yüklenici konumundaki<br />
firmalarla bir dizi çalışma yapılmıştır. SSM<br />
koordinasyonunda oluşturulması planlanan bu<br />
platform ile öncelikli olarak paydaşlar arasında<br />
etkin bir iletişim sağlanması ile eğitim ve<br />
bilgilenme konusundaki açığın kapatılması<br />
hedeflenmektedir. Özellikle, ELD alanındaki<br />
mevcut yaklaşımların daha sistematik bir<br />
temele oturtulabilmesi; savunma programlarında/projelerinde<br />
ömür devrinin bütünü<br />
dikkate alınarak TSK ihtiyaçlarının maliyet etkin<br />
şekilde karşılanabilmesi; firmalarımızdaki ELD<br />
altyapısının ve lojistik destek sağlama kabiliyetinin<br />
geliştirilmesi; bunun küresel rekabette<br />
bir üstünlük unsuru olarak kullanılabilmesi ve<br />
ömür devri yönetimi içinde yer alan tüm<br />
tarafların güncel ve doğru bilgiyi paylaşacak<br />
şekilde iletişim içinde bulunması temel<br />
amaçlar arasındadır. Hiç şüphesiz ki bu<br />
platformun hayata geçirilmesinde en büyük<br />
pay TSK’ya ve firmalarımıza ait olacaktır.<br />
Platform bünyesinde oluşturulacak Eğitim ve<br />
Bilgilendirme, Entegre Lojistik Destek, Lojistik<br />
Destek Planlama ve Uygulama, Ömür Devri<br />
Maliyetleri, Standartlar, Uluslararası Temaslar,<br />
vb. çalışma grupları ile ömür devri yönetiminde<br />
ihtiyaç duyulan rehber dokümanların,<br />
standartların ve uzun vadeli stratejik yol haritalarının<br />
daha kısa sürede ve daha kapsamlı<br />
olarak uzman ekipler tarafından hazırlanması<br />
mümkün olacaktır.<br />
5. Ömür Devri Yönetimi Anlayışına Geçiş<br />
<strong>Savunma</strong> sistemlerinin ömür devri yönetimi<br />
yaklaşımı içinde tedariği ve<br />
idamesine yönelik ülkemizdeki<br />
ilk çalışmalar CALS<br />
(Bilgisayar Yardımlı Tedarik<br />
ve Lojistik Destek) konseptini<br />
esas alan yaklaşımın<br />
bir strateji olarak benimsenmesi<br />
ile başlatılmıştır.<br />
Gerek 1994’den itibaren<br />
SSM tarafından yapılan<br />
çalışmalar ve gerekse<br />
1997-2008 yılları arasında<br />
Genel Kurmay Başkanlığı koordinatörlüğünde<br />
yürütülen CALS Projesi bugünkü yaklaşımların<br />
temel taşını oluşturmaktadır.<br />
Günümüzün rekabet ortamında, milli firmalarımızın<br />
kazanmış oldukları tasarım ve üretim<br />
kabiliyeti sürdürülebilirlik ve rekabetçilik<br />
açısından yeterli olmayacaktır. Firmalarımızın<br />
üretmiş oldukları sistemlerle ilgili lojistik<br />
desteği de sağlamak suretiyle kendilerini bu<br />
alanda geliştirmeleri ve sürekliliği <strong>olan</strong> işlere<br />
yönelmeleri ihtiyacı vardır. Ancak bu hususlar<br />
sadece firmaların yapacakları çalışmalara bağlı<br />
değildir. Firmalarımızın bu alanda faaliyet<br />
gösterebilmesi için tedarik projelerinin baştan<br />
itibaren gerek mali boyutları gerekse de<br />
yapılacak işler kapsamında lojistik desteği ile<br />
birlikte planlanması ve kullanım safhasında<br />
yüklenicilerin üstleneceği görevlerin açık<br />
şekilde belirlenmesi gerekmektedir.<br />
Görev ve rollerin belirlenmesine ilişkin resmi<br />
çalışmaların başlangıç noktasını Genelkurmay<br />
Başkanlığı’nın 29 Aralık 2010 tarihli yazısı teşkil<br />
etmektedir. Son derece kapsamlı ve derinlemesine<br />
analizlere dayanan bu yazı ile Genelkurmay<br />
Başkanlığı savunma sistemlerinin<br />
idame-işletme döneminde yaşanan sorunların<br />
ana kaynağının garanti süresini müteakip<br />
“sistem ile üretici arasındaki bağın kopması”<br />
olduğunu belirtmiştir. Yine bu yazıda, çözüm<br />
yolu olarak yurt içi geliştirme projeleri ile TSK<br />
envanterine girecek sistemler için ömür devri<br />
yönetimine geçişin bir zorunluluk olduğuna<br />
işaret edilmiştir.<br />
Genelkurmay Başkanlığı’nın tespitleri ve ömür<br />
devri yönetimi konusunda SSM’nin üzerine<br />
düşen görevler dikkate alınarak, yurt içinde<br />
geliştirilerek envantere giren ve girecek <strong>olan</strong><br />
sistemlere ömür boyu lojistik destek verilebilmesini<br />
teminen 5 Eylül 2011 tarihli Bakanlık<br />
Makamı Onayı ile SSM bünyesinde “Sistem<br />
Projeleri ve Lojistik Müsteşar Yardımcılığı”<br />
teşkil edilmiş ve çalışmalarına başlamıştır.<br />
Ayrıca, 10 Ekim 2011 tarihinde SSM’nin yeni<br />
dönem çalışmalarının esaslarını belirlemek ve<br />
bu esaslar kapsamında ihtiyaç duyulan alt yapı<br />
çalışmalarını gerçekleştirmek üzere “Lojistik<br />
Çalışma Grubu” teşkil edilmiştir. Lojistik Çalışma<br />
Grubu tarafından mevcut lojistik sistemdeki<br />
planlama ve uygulama faaliyetlerine<br />
ilişkin olarak yerinde bilgi edinilmesi maksadıyla,<br />
Genel Kurmay Lojistik Başkanlığı ile<br />
yakın koordinasyon içinde Ankara, İstanbul,<br />
İzmir, Eskişehir, İzmit, Kayseri, Afyon, Niğde ve<br />
Balıkesir’de bulunan toplam 18 komutanlık<br />
ziyaret edilmiştir. Lojistik Komutanlıklarına<br />
gerçekleştirilen ziyaretlerde planlama; Ana<br />
Bakım Merkezi Komutanlıkları, Hava İkmal<br />
Bakım Merkezi Komutanlıkları ile askeri<br />
tersanelere yapılan ziyaretlerde ise uygulama<br />
hakkında detaylı bilgiler alınmıştır. Müsteşarlık<br />
içindeki yapılanma çalışmaları kapsamında, 6<br />
Ağustos 2012 tarihli bir genelge ile; faaliyet ve<br />
önerilerine ilişkin sonuç raporunu hazırlayarak<br />
görevini tamamlayan Lojistik Çalışma Grubu<br />
lağvedilerek Tedarik Yönetimi Daire Başkanlığına<br />
bağlı Lojistik Planlama ve Koordinasyon<br />
Müdürlüğü (LPKM) teşkil edilmiştir. LPKM’nin<br />
görevleri;
Lojistik Destek<br />
1. TSK envanterine yurt içi geliştirme projeleri<br />
ile kazandırılan/kazandırılacak savunma<br />
sistemlerinin lojistik desteğinin sağlanması<br />
hususunda; TSK, MSB’nin ilgili birimleri,<br />
Müsteşarlığımız birimleri, firmalar, kamu<br />
kurumları, üniversiteler ve araştırma kurumları<br />
arasında ihtiyaç duyulan koordinasyonun<br />
sağlanması, bu alandaki politikaların belirlenmesi,<br />
stratejilerin tespiti ve uygulamaya<br />
yönelik planlamaların yapılması,<br />
2. <strong>Savunma</strong> sistemlerinin idamesine ilişkin<br />
“Lojistik Yol Haritasını”nın hazırlanması,<br />
uygulamaların takibi ve gerekli iyileştirmelerin<br />
yapılması,<br />
3. “Lojistik Destek Standart Sözleşmeleri”nin<br />
hazırlanması, sözleşme uygulamalarının takip<br />
edilmesi ve iyileştirme önerilerinin yapılması,<br />
4. “Performansa Dayalı Lojistik” uygulamaları<br />
için modeller geliştirilmesi, uygulamaların<br />
takibi ve modellerde gerekli iyileştirmelerin<br />
yapılması,<br />
5. Tedarik projelerinde “Entegre Lojistik<br />
Destek” uygulamalarının yaygınlaştırılması ve<br />
sistemlerin en yüksek performans seviyesinde<br />
en az maliyetle idamesi için ihtiyaç duyulan<br />
lojistik destek konseptinin belirlenmesine<br />
yönelik çalışmalar yapılması ve ELD uygulamalarına<br />
ilişkin yardımcı dokümanlar hazırlanması,<br />
6. <strong>Savunma</strong> sistemlerinin ömür devri yönetimi<br />
içinde yer alan tüm paydaşların katılımı ile<br />
“<strong>Savunma</strong> Sanayii Ömür Devri Yönetimi Platformu”nun<br />
oluşturulması ve belirlenecek<br />
görevler çerçevesinde platformun çalıştırılması,<br />
7. “Kamu-özel sektör işbirlikleri”nin geliştirilmesi<br />
ve lojistik destek uygulamalarında<br />
yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılması,<br />
8.“Ömür Devri Maliyetleri”nin hesaplanmasına<br />
ilişkin çalışmalar yapılması ve yardımcı<br />
dokümanlar hazırlanması,<br />
9. Ömür Devri Yönetiminde kullanılabilecek<br />
“standartlar ile rehber dokümanlar”ın tespiti,<br />
hazırlanması ve güncellenmesi,<br />
10. Ömür devri yönetimi konusunda konferans<br />
ve seminerler düzenlenmesi, konferanslara<br />
iştirak edilmesi ve bu konudaki bilgi ve bilinç<br />
seviyesini yükseltici çalışmalar yapılması,<br />
11. NATO ve diğer uluslararası organizasyonlarda<br />
yürütülen çalışmalara katılım<br />
sağlanması ve bu çalışmalardan edinilen<br />
bilgilerin uygulama alanına aktarması,<br />
şeklinde tespit edilmiştir.<br />
Yine aynı genelge ile, SSM tarafından lojistik<br />
destek sağlanması planlanan savunma<br />
sistemlerine ilişkin idame-işletme faaliyetlerinin<br />
projelendirilmesi, lojistik destek<br />
sözleşmelerinin yapılması ve yürütülmesine<br />
ilişkin faaliyetlerin sistemlerin tedarikini<br />
gerçekleştiren proje daire başkanlıkları<br />
tarafından yürütülmesi karara bağlanmıştır.<br />
SSM’nin 2012-2016 dönemi stratejik planınında<br />
yer alan “Sürdürülebilir ve rekabetçi bir<br />
savunma sanayiinin mimarı olmak” amacı<br />
çerçevesinde belirlenen “<strong>Savunma</strong> sanayiinin,<br />
ürün tasarımından üretim ve lojistik desteğe<br />
uzanan ömür devrinin tamamında etkin rol<br />
almasını sağlamak” hedefine uygun olarak<br />
LPKM tarafından 2013 yılı sonuna kadar<br />
gerçekleştirilmesi planlanan öncelikli hedefler<br />
ise;<br />
<br />
<br />
<br />
TSK envanterine yurt içi geliştirme projeleri<br />
ile kazandırılan savunma sistemlerinin<br />
lojistik desteğinin sistemin üreticisi veya bu<br />
alanda yeterli olduğu değerlendirlen milli<br />
firmalar tarafından sağlanabilmesi ve<br />
lojistik destek alanında kamu-özel sektör<br />
işbirliğinin artırılabilmesi için TSK, sanayi ve<br />
araştırma kurumlarının katılımı ile “Lojistik<br />
Yol Haritası”nın hazırlanması,<br />
Hizmet alımı esasına dayalı bakım-onarım<br />
sözleşmeleri ile performansa dayalı lojistik<br />
sözleşmeleri yapılabilmesi için ihtiyaç<br />
duyulan “Lojistik Destek Standart<br />
Sözleşmeleri”nin hazırlanması,<br />
Başlangıç uygulamaları kapsamında lojistik<br />
destek sözleşmelerinin imzalanmasına<br />
katkı sağlanması<br />
şeklinde belirlenmiştir.<br />
“<strong>Savunma</strong> sanayiinin,<br />
ürün tasarımından<br />
üretim ve lojistik desteğe uzanan<br />
ömür devrinin tamamında<br />
etkin rol almasını sağlamak”<br />
2014 yılının en önemli hedefi ise Ömür devri<br />
yönetimi içinde yer alan tüm paydaşların<br />
katılımı ile “Türk <strong>Savunma</strong> Sanayii Ömür Devri<br />
Yönetimi Platformu”nun oluşturulması ve<br />
Müsteşarlığımızca gerçekleştirilen uygulamaların<br />
sonuçları itibarıyla ele alındığı “SSM 3.<br />
Tedarik Lojistiği Kurultayı”nın gerçekleştirilmesidir.<br />
6. SSM Tedarik Lojistiği Kurultayları<br />
SSM’de gerçekleştirilen bir diğer önemli<br />
faaliyet ise Tedarik Lojistiği Kurultayları<br />
düzenlenmesidir. <strong>Savunma</strong> firmalarımızın<br />
ürettikleri sistemlere lojistik destek sağlaması<br />
hususu SSM tarafından savunma sanayii<br />
firmalarının katılımı ile 26 Haziran 2009<br />
tarihinde gerçekleştirilen “Tedarik Lojistiği<br />
Çalıştayı”nda ilk defa, geniş kapsamlı olarak ele<br />
alınmıştır. Daha sonra, 30 Eylül ve 2 Kasım 2009<br />
tarihlerinde TSK’dan ve MSB’nin ilgili<br />
dairelerinden personelin katılımı ile iki ayrı<br />
değerlendirme toplantısı yapılmıştır. Bu<br />
çalışmaları müteakip 13 Kasım 2009 tarihinde<br />
“Sonrasını Baştan Düşünmek” teması ile geniş<br />
katılımlı olarak “SSM 1. Tedarik Lojistiği<br />
Kurultayı” gerçekleştirilmiştir. Bu kurultayda,<br />
ana hatları ile desteklenebilirlik kriterlerinin<br />
tasarıma başından itibaren doğru ve eksiksiz<br />
olarak yansıtılması ile milli ana yüklenici<br />
firmalarımızın sistemlerin ömür devri boyunca<br />
lojistik destek verebilmek için gerekli<br />
altyapıları geliştirmesi konuları detaylı şekilde<br />
ele alınmıştır.<br />
Son olarak da 28 Şubat 2012 tarihinde<br />
“Sürdürülebilir Sanayileşme, Desteklenebilir<br />
Sistemler” teması ile gerçekleştirilen “SSM 2.<br />
Tedarik Lojistiği Kurultayı”nda ise doğrudan<br />
doğruya sistem adı da belirtilmek üzere ana<br />
yüklenici firmalarımızın üreticisi oldukları bu<br />
sistemlerin lojistik desteğini nasıl sağlayacakları<br />
üzerinde durulmuştur.<br />
Kurultay’da SSM tarafından, savunma sistemi<br />
tedariğinde yurt dışı hazır alım modelinden<br />
yurt içi geliştirme ve üretim modeline geçiş ile<br />
birlikte savunma sanayiimizin ömür devrinin<br />
tamamında etkin olarak faaliyet gösterebileceği<br />
yeni bir dönemin başladığı ifade<br />
edilerek, lojistik destek uygulamalarının<br />
geleceğine ilişkin SSM yaklaşımı konusunda bir<br />
sunum yapılmıştır.<br />
7. Sonuç<br />
Bugüne kadar yapılan çalışmaların sonucunda<br />
firmalarımızın, savunma sistemlerinin idameişletme<br />
dönemine ilişkin sorumlulukları<br />
üstlenmeye hazır oldukları görülmüştür.<br />
Ancak, başlangıç uygulamaları olarak tespit<br />
edilecek sistemlerin lojistik desteğinin ilgili<br />
firmalarca sağlanmasına yönelik sözleşmelerin<br />
hayata geçirilmesi ile birlikte, varsa eksiklikler<br />
ve ilgili tüm paydaşların katkı sağlayabileceği<br />
alanlar daha net olarak ortaya çıkacaktır. İlk<br />
uygulamalardan çıkacak sonuçlara paralel olarak,<br />
firmalarımız henüz tedarik safhasındayken<br />
bu sistemlerin idamesine ilişkin planlamaları<br />
gerçekçi şekilde yapabileceklerdir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
53<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı, tedarik projelerinin<br />
yönetiminde geliştirdiği tecrübe ile<br />
savunma sistemlerinin “beşikten mezara”<br />
ömür devrinde görev almak üzere çalışmalara<br />
başlamıştır.<br />
Bu çerçevede başlangıç lojistik destek<br />
projelerinin tespitine yönelik olarak; Taarruz<br />
Taktik Keşif Helikopteri (ATAK), Türk Başlangıç<br />
ve Temel Eğitim Uçağı (HÜRKUŞ), Muharebe<br />
Tankı (ALTAY), Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü,<br />
Denizaltı <strong>Savunma</strong> Harbi ve Keşif Karakol<br />
Gemisi (MİLGEM), Sahil Güvenlik Arama<br />
Kurtarma Gemisi, Mayına Karşı Korumalı Araç<br />
(KİRPİ), Deniz Karakol ve Sahil Güvenlik Keşif<br />
Karakol Uçakları Platformu (MELTEM-1), Deniz<br />
Karakol ve Sahil Güvenlik Uçakları Görev<br />
Ekipmanları Tedariki ve Platform Birleştirme<br />
(MELTEM-2), Deniz Gözetleme Kabiliyetli Deniz<br />
Karakol Uçağı (MELTEM-3), Barış Kartalı (HİK<br />
uçakları), Özgün Türk İnsansız Hava Aracı<br />
(ANKA), Taktik İnsansız Hava Araçları (İHA),<br />
Kaideye Monteli Stinger (KMS), Kundağı<br />
Motorlu Namlulu Alçak İrtifa Hava <strong>Savunma</strong><br />
Silah Sistemi, Uzun Ufuk Yer Sistemleri, Sahil<br />
Gözetleme Radar Sistemi (SGRS), Stabilize<br />
Makinalı Tüfek Platformu (STAMP), Müşterek<br />
Elektronik Harp Simülasyon Sistemi (MEHSİM),<br />
T-38 Tekamül Eğitim Uçağı Simülatörü<br />
(ARISİM), Temel Eğitim Uçağı Simülatörü<br />
(TESİM), Helikopter Simülatörleri (HELSİM),<br />
Dikey Rüzgar Tüneli, ELKAR Sistemleri, V/UHF<br />
Karıştırma Sistemi projeleri incelenmektedir.<br />
Yapılacak incelemeyi müteakip söz konusu<br />
projeler kapsamında TSK envanterine kazandırılan/kazandırılacak<br />
sistemlerden uygun<br />
görülenlerin idamesinin yurt içi yüklenici<br />
firmalar tarafından sağlanmasına yönelik<br />
faaliyetlere başlanacaktır.<br />
Not: SSM 2. Tedarik Lojistiği Kurultayı’nda ele alınan<br />
konular ve ulaşılan sonuçlar “SSM 2. Tedarik Lojistiği<br />
Kurultayı” başlıklı yazıda detaylı olarak verilmiştir.<br />
İbrahim Sami EREL<br />
Tedarik Yönetimi Daire Başkanlığı, Lojistik Planlama ve Koordinasyon Müdürü<br />
1963 yılında Kayseri’de doğdu. 1986 yılında, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nden<br />
mezun oldu. Dört yıl süreyle özel sektörde çalıştı. 1991 yılında <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığı’na intisab etti. 1994 yılında “Bilgisayar Yardımlı Tedarik ve Lojistik Destek (CALS)”<br />
konulu tez çalışmasını müteakip uzman oldu.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülen Liman Kıyı Römorkörü, Sahil Güvenlik<br />
Botları, Mayın Avlama Gemisi ve MİLGEM projelerinde çalıştı. Genelkurmay Başkanlığı<br />
tarafından 1997 yılında başlatılan CALS Projesinin Proje Yönetim ve Koordinasyon Grubu’nda<br />
görev yaptı.<br />
Halen, Tedarik Yönetimi Daire Başkanlığı’nda Lojistik Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü<br />
görevini yürütmekte olup, NATO AC/327 Ömür Devri Yönetimi Grubu Türk Temsil Heyetinde<br />
görevlidir.<br />
Yayınlanmış Çalışmaları:<br />
1. Entegre Lojistik Destek (ELD), SSM Gündem Dergisi, s:29, sayı:2, yıl:1993<br />
2. CALS Konsepti ve Gelişimi, <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Dergisi, s:76, Cilt:10, No:3, yıl:1996<br />
3. CALS Sistemi, <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Dergisi, s:59, Cilt:10, No:6, yıl:1996<br />
4. CALS Mimarisi, <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Dergisi, s:69, Cilt:11, No:6, yıl:1997 (devamı Cilt:12, No:1, Yıl:1998)<br />
5. Tedarik Lojistiği Sunumu, SSM 1. Tedarik Lojistiği Kurultayı, 13 Kasım 2009,<br />
6. NATO Çok Uluslu Silahlanma Programlarında Entegre Lojistik Destek, Ulusal Proje Meslek Konferansı Bildiriler Kitabı, s:79, yıl:2010<br />
7. NATO Çok Uluslu Silahlanma Programlarında Entegre Lojistik Destek, SAVTEK 2010 <strong>Savunma</strong> Teknolojileri Kongresi, Cilt II Değerlendirme Bildirileri, s:71, yıl:2010<br />
8. Sürdürülebilirlikte ve Rekabetçilikte Ömür Devri Yönetimi Yaklaşımı, <strong>Savunma</strong> Sanayii Gündemi Dergisi, s:22, sayı:15, yıl:2011<br />
9. Lojistik Destek Uygulamalarının Geleceğine Yönelik SSM Yaklaşımı Sunumu, SSM 2. Tedarik Lojistiği Kurultayı, 28 Şubat 2012<br />
10. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı’nda Ömür Devri Yönetimi Yaklaşımı, SAVTEK 2012 <strong>Savunma</strong> Teknolojileri Kongresi, Cilt II, s:459, yıl:2012<br />
11. NATO Çok Uluslu Silahlanma Programlarında Entegre Lojistik Destek Kılavuzu Sunumu, SATEM K.lığı, 15 Ocak 2013.
SSM<br />
2. Tedarik Lojistiği Kurultayı<br />
TSK envanterine yurt içi geliştirme projeleri ile<br />
kazandırılan/kazandırılacak savunma sistemlerinin<br />
lojistik desteğinde ihtiyaç duyulan<br />
yaklaşımlar, bugüne kadar yapılan çalışmalar<br />
ve uygulamaya yönelik planlamaların ele<br />
alındığı “SSM 2. Tedarik Lojistiği Kurultayı”, 28<br />
Şubat 2012 tarihinde Müsteşarlığımız konferans<br />
salonunda gerçekleştirilmiştir. Açılış<br />
konuşmalarının ardından üç oturum halinde<br />
icra edilen kurultay çalışmalarında “Sürdürülebilir<br />
Sanayileşme, Desteklenebilir Sistemler”<br />
temasına uygun olarak, sektörde faaliyet<br />
gösteren firmaların lojistik destek sağlama<br />
kabiliyetleri ve ileriye dönük çalışmaları<br />
hakkında bilgi alınmıştır.<br />
Karşılıklı görüş alışverişinin yapıldığı kurultaya,<br />
askeri ve sivil üst düzey yetkililerin yanı sıra<br />
üniversiteler, savunma sanayii firmaları, araştırma<br />
kurumları ve Müsteşarlık personeli<br />
katılım sağlamıştır.<br />
Kurultay çerçevesinde yapılan açılış konuşmaları<br />
ve sunumlar aşağıdaki sırada gerçekleştirilmiştir.<br />
Açılış Konuşmaları:<br />
Sn. Murad BAYAR, (SSM, Müsteşar)<br />
Sn. Cengiz ERGENEMAN (SASAD, Yönetim<br />
Kurulu Başkanı)<br />
Sn. Tuğg. Selim MERT (Gnkur.Bşk.lığı, Lojistik<br />
Daire Başkanı)
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
55<br />
Paneller:<br />
I. Panel Başkanı: Sn. Dr. Faruk ÖZLÜ (SSM,<br />
Müsteşar Yardımcısı)<br />
Lojistik Destek Uygulamalarının Geleceğine<br />
Yönelik SSM Yaklaşımı (Sn. İbrahim Sami<br />
EREL, SSM, Uzman)<br />
Taktik Tekerlekli Araçlar (TTA) Projesi – Kirpi<br />
Aracında Lojistik Destek Nasıl Olmalı<br />
(Sn.Ahmet KIYICI, BMC A.Ş., Satış Sonrası<br />
Hizmetler Müdürü)<br />
Yazılım Tabanlı Telsiz Projesinde Lojistik<br />
Destek Nasıl Olmalı (Sn. Gani ÇULHA,<br />
ASELSAN A.Ş., ELD Planlama ve Analiz<br />
Müdürü)<br />
UMTAS’da Lojistik Destek Nasıl Olmalı (Sn.<br />
Barlas ORTAÇ, ROKETSAN A.Ş., TFS Sistem<br />
Tasarım Müdürü)<br />
Entegre Lojistik Destek Uygulamalarında<br />
MKEK’nin Rolü (Sn. Evren ERKEK, MKEK,<br />
Pazarlama ve İhracat Daire Başkanlığı,<br />
Memur)<br />
Çok Bileşenli Ortamlarda Entegre Lojistik<br />
Destek Yaklaşımı (Sn. Ganime Duygu<br />
KALAYCIOĞLU, HAVELSAN A.Ş., Ar-Ge<br />
Başmühendisi)<br />
Entegre Lojistik Destek Yazılım Altyapısı (Sn.<br />
Tunç T. TOROSDAĞLI, MİLSOFT ICT A.Ş.,<br />
Genel Müdür)<br />
II. Panel Başkanı: Sn. Serdar DEMİREL (SSM,<br />
Müsteşar Yardımcısı)<br />
Çok Uluslu Projelerde Lojistik Destek<br />
Uygulamaları (JSF, A400M) (Sn.Bedriye<br />
CİCİOĞLU, SSM, Uzman)<br />
ANKA’da Lojistik Destek Nasıl Olmalı (Sn.<br />
Bülent AYDIN, TUSAŞ A.Ş., Ent. Ürn. Dst.<br />
Md.)<br />
Kamu-Özel Sektör İşbirliği Uygulamaları<br />
(Sn. Haluk BULUCU, FNSS A.Ş., Pazarlama ve<br />
Strateji Direktörü)<br />
Hava Araçlarında Motorların Bakım-Onarım-Yenileştirme<br />
Uygulamaları, TEI A.Ş., İş<br />
Geliştirme Lideri)<br />
Deniz Platformlarında Lojistik Destek<br />
Uygulamaları (Sn. Devrim FİDANCI, RMK<br />
MARINE A.Ş., Stratejik Planlama ve İş<br />
Geliştirme Yöneticisi)<br />
Bakım/Onarım, Tadilat/Modernizasyon<br />
Kabiliyetlerine de Sahip Tersane Konsepti<br />
(Sn. Tayfun TANSAN, YONCA-ONUK A.O.,<br />
Genel Müdür)<br />
Yerli Sanayiye Dayalı Lojistik Uygulamalarında<br />
KOBİ ve Yan Sanayinin Yeri (Sn. Ali<br />
HAN, OSTİM – OSSA, Yönetim Kurulu<br />
Başkan Yardımcısı)<br />
III. Panel Başkanı: Sn. Murad BAYAR (SSM<br />
Müsteşarı)<br />
Sn. Cengiz ERGENEMAN (ASELSAN A.Ş.,<br />
Genel Müdür)<br />
Sn. Gökhan KÖSEOĞLU (HAVELSAN A.Ş.,<br />
Genel Müdür V.)<br />
Sn. Turgay MALERİ (GATE Elektronik A.Ş.,<br />
Genel Müdür)<br />
Sn. Kudret ÖNEN (KOÇ HOLDİNG A.Ş., Grup<br />
Başkanı)<br />
Sn. Selçuk YAŞAR (ROKETSAN A.Ş., Genel<br />
Müdür)<br />
Sn. Muharrem DÖRTKAŞLI (TUSAŞ A.Ş.,<br />
Genel Müdür)<br />
Sn. M. Ali GÜLER (YONCA ONUK A.O.,<br />
Yön.Kur. Üyesi)<br />
Açılış Konuşmaları:<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarı Sn. Murad BAYAR<br />
tarafından;<br />
SSM 1. Tedarik Lojistiği Kurultayı’nın “Sonrasını<br />
Baştan Düşünmek” teması ile 13 Kasım 2009<br />
tarihinde gerçekleştirildiği ve o tarihten<br />
bugüne kadar TSK, SSM ve sanayi tarafından<br />
yurt içi geliştirme projeleri ile TSK envanterine<br />
kazandırılan savunma sistemlerinin ömür devri<br />
yönetimine ilişkin model oluşturma çalışmalarına<br />
devam edildiği,<br />
<br />
Genelkurmay Başkanlığı’nın 29 Aralık 2010<br />
tarihli yazısı ile,<br />
<br />
<br />
Ömür devri yönetiminin önündeki en<br />
büyük engelin garanti süresinin tamamlanmasını<br />
müteakip yüklenicinin süreçte<br />
devre dışı kalması ve proje yönetiminin<br />
sonlanması olduğu,<br />
Ömür devri yönetim sistemindeki eksiklikleri<br />
giderecek önlemlerin alınması ve<br />
proje yönetimine idameişletme safhasının<br />
bütünleştirilmesi gerektiği,<br />
Sistemin tedarik edildiği yüklenici ile<br />
idame-işletme kapsamında sözleşme<br />
yapmak ve yönetmek üzere ihtiyaç<br />
makamı ile yükleniciler arasında arayüz<br />
görevi görecek yeni bir teşkilat kurulması<br />
veya SSM tarafından bu işlevin yerine<br />
getirilmesine ihtiyaç bulunduğu,<br />
hususlarının ilgili kurumlara iletildiği,<br />
5 Eylül 2011 tarihli Bakanlık Makamı Onayı<br />
ile SSM’de Sistem Projeleri ve Lojistik<br />
Müsteşar Yardımcılığı ihdas edildiği ve SSM<br />
bünyesinde yapılacak çalışmaları planlamak<br />
üzere bir Lojistik Çalışma Grubu<br />
oluşturulduğu,<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
“Sürdürülebilir Sanayileşme, Desteklenebilir<br />
Sistemler” ana temasına bağlı<br />
olarak icra edilecek <strong>olan</strong> SSM 2. Tedarik<br />
Lojistiği Kurultayı ve takip eden çalışmalar<br />
ile;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Yurt içi ana yüklenicilerin TSK envanterine<br />
teslim ettikleri/edecekleri sistemlerin<br />
lojistik desteğinin sağlanmasında<br />
üstlenecekleri rollerin belirlenmesi ve bu<br />
açıdan ne ölçüde hazır olduklarının ortaya<br />
konulmasının,<br />
Kamu-Özel Sektör İşbirliklerinin incelenmesi<br />
ve modeller oluşturulmasının,<br />
Performansa dayalı lojistik uygulamalarına<br />
ilişkin modeller oluşturulmasının,<br />
İhtiyaç belirlemeyi, tedariği ve lojistik<br />
desteklenebilirliği bir bütün halinde ele<br />
alan ömür devri yönetimi uygulamalarına<br />
geçiş için fikri alt yapı oluşturulmasının<br />
ve ileriye dönük planlamaların yapılmasının<br />
amaçlandığı ifade edilmiştir.<br />
SASAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili<br />
Sn. Cengiz ERGENEMAN tarafından;<br />
<strong>Savunma</strong> sektörünün cirosunun son beş<br />
yılda % 60 arttığı ve TSK ihtiyaçlarının<br />
karşılanmasındaki yurt içi payın % 52’ye<br />
ulaştığı,<br />
Teslimat sonrası sanayicinin vereceği<br />
hizmetlerin, tedarik sözleşmeleri kapsamında<br />
baştan itibaren yer almasının<br />
sanayici için yaşamsal bir konu olduğu,<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiinin kendi ürettiği sistemlerin<br />
yanı sıra, teknolojik bakımından kendi<br />
üretmediği birçok sisteme de bakım –<br />
onarım – yedek parça desteği verecek<br />
düzeye geldiği,<br />
Uçak, gemi, tank gibi önemli platformların<br />
modernize edilmesi ile lojistik destekte<br />
yaşanabilecek olası teknik sıkıntıların ve<br />
yüksek maliyetlerin önüne geçilebileceği,<br />
2011 yılı sonunda gerçekleştirilen <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Arama Konferansı’nda lojistik<br />
destek konusunda, milli/özgün ürünlerde<br />
lojistik desteğin ana yüklenici tarafından<br />
karşılanması, yerli silah sistemlerinin<br />
bakım/onarım ve yarı ömür modernizasyonlarının<br />
üretici firma tesislerinde yapılması,<br />
sistem tedarik sözleşmelerinin<br />
performansa dayalı lojistik anlaşmalarını da<br />
içermesi, ELD çalışmalarının ve lojistik<br />
destek sözleşmeleri makamının SSM olması<br />
gerektiği hususlarının öne çıktığı ifade<br />
edilmiştir.
Lojistik Destek<br />
Gnkur. Lojistik Daire Başkanı Sn. Tuğg. Selim<br />
MERT tarafından;<br />
Ana malzeme sistem tedarikinin MSB’nin<br />
ilgili birimleri ile SSM tarafından gerçekleştirildiği,<br />
işletme-idame malzeme tedarikinin<br />
ise Dz.K.K, Hv.K.K, K.K.K., J.G.K ve<br />
S.G.K.’lığı tarafından gerçekleştirildiği,<br />
<br />
<br />
<br />
TSK silah, araç, gereç ve her çeşit lojistik<br />
ihtiyaç maddelerinin yurt içinden<br />
tedarikinde,<br />
<br />
<br />
Merkezi alımların SHP/OYTEP (Altyapı<br />
Planı ve Harekatı İdame Planı) ve Diğer<br />
Alımlar (yiyecek-yakacak, giyim-kuşam,<br />
sağlık vb) olmak üzere ikiye ayrıldığını ve<br />
bu alımların MSB’nin ilgili daireleri ve<br />
SSM tarafından gerçekleştirildiği,<br />
Mahalli alımların ise birlikler/kurumlar<br />
vasıtasıyla gerçekleştirildiği,<br />
Kuvvet Komutanlığı/Lojistik Başkanlığı<br />
tedarik sisteminin iç tedarik ve dış tedarik<br />
olmak üzere ikiye ayrıldığı, iç tedarik<br />
işlemlerinde ise ticari alımlar ve anlaşmalı<br />
alımlar olmak üzere iki ayrı yol takip<br />
edildiği,<br />
Ticari alımların akreditifli alım (ihale) ve<br />
ataşe alımı, anlaşmalı alımların ise FMS,<br />
NAMSA ve BWB alımları şeklinde yapıldığı<br />
ifade edilmiştir.<br />
Panellerde Yapılan Sunumlar:<br />
Sn. İbrahim Sami EREL tarafından;<br />
<strong>Savunma</strong> sistemi tedariğinde yurt dışı hazır<br />
alım modelinden yurt içi geliştirme ve üretim<br />
modeline geçiş ile birlikte savunma sanayiimizin<br />
ömür devrinin tamamında etkin olarak<br />
faaliyet gösterebileceği yeni bir dönemin<br />
başladığı ifade edilmiş ve lojistik destek<br />
uygulamalarının geleceğine yönelik SSM<br />
yaklaşımının:<br />
<br />
<br />
Mevcut durum itibarıyla, yurt dışı hazır<br />
modelinde tasarım ve desteklenebilirlik<br />
parametrelerinin sadece üretici yurt dışı<br />
firmalarca bilinmesi; yurt içi sanayide<br />
lojistik destek sağlama kabiliyeti bulunmaması<br />
ve lojistik destek sağlanmasında dışa<br />
bağımlılığın en aza indirilmesi amacıyla TSK<br />
bünyesinde organik bakım kabiliyeti<br />
kazanıldığı,<br />
Önümüzdeki dönemde ise, savunma<br />
sistemlerinin tedarikinde yurt içi geliştirme<br />
projelerinin öncelikli olmaya devam<br />
edeceği, daha fazla sayıda özgün tasarıma<br />
dayalı sistemin envantere gireceği ve bu<br />
sistemlerin elektronik ve yazılım açısından<br />
son derece kompleks olacağı ve bunun<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
doğal bir sonucu olarak; sistem üreticileri<br />
ile bağın devam ettirilmesi, ihtiyaç<br />
belirleme dahil tedarik safhası ile idameişletme<br />
safhasının birlikte planlanması,<br />
milli sanayinin sürdürülebilirliği rekabet<br />
gücü kazanması için sanayideki lojistik<br />
destek sağlama kabiliyetinin geliştirilmesi<br />
ve lojistik sistemin ömür devri yönetimi<br />
ilkelerine dayandırılması gerektiği,<br />
Uygulanabilirlik ve maliyet etkinlik kriterleri<br />
çerçevesinde lojistik desteğin seviye ve<br />
kapsamı belirlenmek üzere yurt içi firmalar<br />
tarafından sağlanmasının uygun olacağı,<br />
ABD hariç gelişmiş ülkelerdeki ve NATO’daki<br />
yaklaşımın tedarik ve lojistik ajanslarını<br />
birleştirerek ömür devri yönetiminin tek<br />
elden sağlanması yönünde olduğu,<br />
Önümüzdeki dönemde, lojistik destek<br />
sözleşmeleri kapsamında, SSM tarafından<br />
hizmet alımı esasına dayalı iki tip sözleşme<br />
yapılmasının planlandığı, bunların Bakım-<br />
Onarım Sözleşmeleri ve Performansa Dayalı<br />
Lojistik Destek Sözleşmeleri olduğu,<br />
Lojistik destek faaliyetlerinde ise temel<br />
ilkelerin sadece yedek parça, sarf malzemesi,<br />
vb. için alım yapılmaması; depo/<br />
fabrika seviyesi bakım-onarımlar ile seviye<br />
ve kapsamı belirlenecek lojistik destek<br />
hizmetinin üretici firmalardaki mevcut<br />
kabiliyetler kullanılarak veya geliştirilerek<br />
sağlanması; Ana Bakım Merkezleri, Askeri<br />
Tersaneler ve Hava İkmal Bakım Merkezlerindeki<br />
imkan ve kabiliyetlerin özel sektör<br />
firmaları tarafından kullanılabilmesine<br />
imkan sağlayacak yöntemler geliştirilmesi<br />
şeklinde olduğu belirtilmiştir.<br />
Sn. Ahmet KIYICI tarafından;<br />
BMC’nin üreticisi olduğu sistemlerin lojistik<br />
desteğini sağlayabilecek geniş bir organizasyon<br />
kurduğunu ve ülkemiz genelinde 137 yetkili<br />
servis ve 200 yetkili yedek parça satıcısı ile<br />
Türkiye’nin en büyük satış sonrası hizmetler<br />
ağına sahip olduğunu ifade edilmiştir.<br />
Mayına Karşı Korumalı Araçların (Kirpi) lojistik<br />
desteği ile ilgili olarak;<br />
<br />
Birlik seviyesi bakımların garanti döneminde<br />
BMC yetkili servisleri tarafından<br />
yapıldığı, garanti dönemi sonrasında ise<br />
birlik seviyesi bakımların TSK bakım<br />
merkezleri tarafından yapılacağı ancak,<br />
birlik seviyesi bakımlar için gerekli alt<br />
yapının BMC yetkili servislerinde bulunduğu<br />
ve bu sebeple birlik seviyesi bakımların<br />
garanti dönemi sonrasında da BMC<br />
<br />
<br />
tarafından yapılabileceği bir model geliştirilmesinin<br />
uygun olacağı,<br />
Fabrika seviyesi bakımların TSK bakım<br />
merkezleri tarafından yapıldığı, ancak<br />
BMC’nin servis, mobil servis ve yedek parça<br />
dağıtım kanalları ile fabrika seviyesi<br />
bakımları en uygun şekilde yapabilecek<br />
potansiyele sahip olduğu,<br />
Lojistik desteğin bir diğer boyutunu<br />
oluşturan dokümantasyon konusu ile ilgili<br />
olarak, bütün katalogların kağıt ya da<br />
elektronik kopya şeklinde teslim edildiği ve<br />
bu durumun güncellemeler açısından<br />
sıkıntı yarattığı, çözüm önerisi olarak<br />
TSK’nin elektronik alt yapısı içinde internet<br />
kullanımının yaygınlaştırılmasının ve online<br />
katalog uygulamasına geçilmesinin faydalı<br />
olacağı belirtilmiştir.<br />
Sn. Gani ÇULHA tarafından;<br />
Yazılım tabanlı telsiz projesi ile ASELSAN<br />
tarafından TSK’nın kullandığı tüm haberleşme<br />
alt yapılarına entegre bir telsiz sistemi<br />
oluşturulduğu, ayrı ayrı telsizlerde bulunabilen<br />
teknik özelliklerin ve teknolojilerin tek bir<br />
telsizde birleştirilerek kullanıcı makamların<br />
hizmetine sunulduğu ve idame-işletme<br />
açısından bir çok telsiz için ayrı ayrı yürütülen<br />
bakım onarım ve yedek parça planlamaları gibi<br />
faaliyetlerin tek bir telsiz için yapılmaya<br />
başlandığı ifade edilmiştir.<br />
Yazılım tabanlı telsizlerin lojistik desteği ile ilgili<br />
olarak;<br />
Tedarik sözleşmelerinde kullanıcı ve depo<br />
seviyesi olmak üzere garanti döneminde iki<br />
seviyeli bakım öngörüldüğü,<br />
Garanti içi bakım onarımların tedarik<br />
sözleşmesi kapsamında ASELSAN tesislerinde<br />
gerçekleştirildiği ancak, tedarik sözleşmesinde<br />
garanti dışı bakım onarım faaliyetlerine<br />
ilişkin herhangi bir düzenleme<br />
bulunmadığı,<br />
K.K.K. lığı’na ait telsizlerin garanti dışı bakım<br />
onarımlarının K.K.Loj.K.lığı ile yapılan 3<br />
yıllık genel bakım onarım sözleşmesi<br />
kapsamında ASELSAN’da yapıldığı ancak,<br />
Dz.K.K.lığı ve Hv.K.K.lığı ile garanti dışı<br />
bakım onarımlar için bugüne kadar<br />
herhangi bir sözleşme yapılmadığı,<br />
Yazılım tabanlı telsizlerin bakım onarım<br />
sözleşmelerinin uzun süreli ve Performansa<br />
Dayalı Lojistik (PDL) sözleşmeleri olması<br />
gerektiği,<br />
Depo seviyesi bakım onarımların<br />
ASELSAN’da gerçekleştirilebileceği belirtilmiştir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
57<br />
Sn. Barlas ORTAÇ tarafından;<br />
ROKETSAN’ın, TSK’ya teslim ettiği tüm silah<br />
sistemlerinin garanti dönemi içindeki lojistik<br />
desteğini sağladığı, her türlü arızayı takip ettiği,<br />
kaydettiği ve konfigürasyon yönetimini yaptığı;<br />
garanti dönemini müteakip imzalanan bakım<br />
onarım sözleşmeleri ile lojistik destek sağlamaya<br />
devam ettiği; sözleşmeler kapsamında<br />
roket/füze sistemleri için bakım ve onarım,<br />
diğer silah sistemlerinde ise onarım hizmeti<br />
verdiği ancak, garanti dönemi sonrasında<br />
arızaların takibi, kaydedilmesi ve konfigürasyon<br />
yönetiminin ROKETSAN tarafından<br />
yapılmadığı ifade edilmiştir.<br />
Uzun Menzilli Tanksavar Füze Sistemi’nin<br />
(UMTAS) lojistik desteği ile ilgili olarak,<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Bakım konsepti kapsamında; kullanıcı, birlik<br />
ve fabrika/firma seviyeleri olmak üzere 3’lü<br />
sistemin belirlendiği,<br />
Tam atım füze ile ilgili olarak kullanıcı bakım<br />
seviyesindeki faaliyetlerin; pilot, silah<br />
teknisyeni ve yer teknisyeni tarafından;<br />
birlik bakım seviyesindeki faaliyetlerin;<br />
Mühimmat Komutanlığı’na bağlı depolar<br />
tarafından; fabrika/firma bakım seviyesindeki<br />
faaliyetlerin MIGYEM Müdürlüğü ve<br />
ROKETSAN tarafından gerçekleştirileceği,<br />
UMTAS lançeri ile ilgili olarak kullanıcı ve<br />
birlik bakım seviyesindeki faaliyetlerin<br />
pilot, silah teknisyeni, yer teknisyeni ve ilgili<br />
lojistik destek birliği veya Kara Havacılık<br />
Alay Komutanlığı Birlik Bakım Taburu<br />
tarafından; fabrika/firma bakım seviyesindeki<br />
faaliyetlerin 5. Ana Bakım Merkez<br />
Komutanlığı ve ROKETSAN tarafından<br />
gerçekleştirileceği,<br />
ROKETSAN’ın üreticisi olduğu silah sistemlerinin<br />
tamamı için depo seviyesi bakım<br />
onarımlara da talip olduğu ve uygun olması<br />
halinde bu sistemler için performansa<br />
dayalı lojistik yaklaşımına uygun hizmet<br />
vermeye hazır olduğu belirtilmiştir.<br />
Sn. Evren ERKEK tarafından;<br />
MKE’nin üreticisi olduğu silah sistemlerinin<br />
garanti dönemi boyunca ve/veya garanti<br />
dönemi sonrası her türlü lojistik desteğini<br />
sağladığı; garanti dönemi sonrasında Lojistik/<br />
Tedarik Merkezi Komutanlıklarının yedek parça<br />
ihtiyaçları karşılanarak ya da fabrika seviyesi<br />
silah revizyonları gerçekleştirilerek lojistik<br />
destek sağlandığı, ayrıca birliklerde gerçekleştirilecek<br />
bakım-onarımların genellikle 2 yıl<br />
geçerli <strong>olan</strong> bakım onarım sözleşmeleri<br />
çerçevesinde yerine getirdiği ifade edilmiştir.<br />
Envanterdeki mevcut savunma sistemlerinin<br />
lojistik desteği ile ilgili olarak,<br />
<br />
<br />
Talep durumunda MKE Kurumunun ürünü<br />
olmaması halinde bile, envanterdeki çeşitli<br />
ürünler için muayene, test, bakım vb.<br />
lojistik destek hizmeti sağlanabileceği,<br />
Bakım Merkezi Komutanlıklarınca yürütülen<br />
ancak MKE Kurumu tarafından da gerçekleştirilebilecek<br />
nihai sistem entegrasyonlarının<br />
ve testlerinin MKE Kurumuna<br />
devredilmesinin yararlı olacağı belirtilmiştir.<br />
Sn. Ganime Duygu KALAYCIOĞLU tarafından;<br />
HAVELSAN’ın geliştirdiği ürünlerin ELD<br />
faaliyetleri ve HvBS gibi tam entegre bir<br />
sistemin lojistik desteğine ilişkin birikimi ile<br />
geniş tecrübe edindiği ve harekat ihtiyaçlarında<br />
meydana gelen örneğin “Smart Defense”,<br />
Ağ Destekli Yetenek gibi paradigma değişikliklerinin<br />
ihtiyaç duyduğu ELD çalışmalarının SSM<br />
önderliğinde ortak bir platformda yönetilmesi<br />
gerektiği ifade edilmiştir.<br />
Çok Bileşenli Ortamlarda ELD Yaklaşımı ile ilgili<br />
olarak,<br />
Esnek lojistik destek kapsamında, farklı<br />
organizasyonların bir araya geldiği harekat<br />
ortamlarında görev dağılımına ve bu<br />
paylaşımdaki değişikliklere uygun olarak<br />
lojistik destek sağlayacak organizasyonun<br />
belirlenmesi,<br />
İleri harekat lojistiği kapsamında, harekat<br />
planlama ve cari harekat durumu bağlantılı<br />
olarak gelecek tahminlerine dayalı dinamik<br />
ikmal zinciri optimizasyonu ile lojistik<br />
desteğin taktik sahada da daha etkin<br />
kullanımın sağlanması konularında Ar-Ge<br />
odaklı çalışmalar gerçekleştirildiği,<br />
HAVELSAN’ın öncelikli hedefinin, bilgi<br />
birikimi ve yapmakta olduğu Ar-Ge çalışmaları<br />
ile ileride ihtiyaç duyulacak altyapının<br />
oluşturulmasında görev almak olduğu<br />
belirtilmiştir.<br />
Sn. Tunç T. TOROSDAĞLI tarafından;<br />
Entegre Lojistik Destek Yazılım Alt Yapısı ve<br />
Yazılım Lojistiği konusunda;<br />
Tedarik edilecek savunma sistemleri ile ilgili<br />
ELD düzenlemeleri içine yazılıma ilişkin<br />
hususların da ilave edilmesi gerektiği,<br />
Yazılımın bakım-idamesinin yazılımı<br />
geliştiren firma tarafından yapılmasının<br />
maliyet etkin bir çözüm olduğu,<br />
<strong>Savunma</strong> sistemleri için geliştirilen bakım<br />
sistemlerinin uzun vadeli olarak kullanılabilmesi<br />
ve sistemlerin uzun süre envanterde<br />
maliyet etkin bir şekilde tutulabilmesi<br />
için S1000D, S2000M ve PLCS (Product Life<br />
Cycle Support) standartları ile uyumluluğunun<br />
sağlanması gerektiği belirtilmiştir.
Lojistik Destek<br />
Sn. Bedriye CİCİOĞLU tarafından;<br />
A400M Ulaştırma Uçağı Projesi kapsamında;<br />
<br />
Geliştirme ve üretim safhasındaki ELD<br />
opsiyonlarının malzeme desteğini, uçak yer<br />
ekipmanlarını, eğitim ve eğitim yardımcılarını,<br />
teknik destek hizmetlerini, uçak<br />
bakım hizmetlerini ve teknik bilgi hizmetlerini<br />
kapsadığı,<br />
Ülkelerin ortak yürüteceği kullanım dönemi<br />
destek faaliyetlerinin; konfigürasyon yönetimi,<br />
veri ve bilgi yönetimi, ortak yedek<br />
parça yönetimi, sürekli uçuşa elverişlilik ve<br />
kabul sonrası diğer faaliyetler olduğu,<br />
Ülkelerin klasik lojistik ile performansa<br />
dayalı lojistik tercihi konusunda çalışmalar<br />
yürütmekte olduğu ve bu çalışmaların<br />
sonuçlarına göre ülkeler tarafından uygun<br />
modellerin uygulamaya konulacağı ifade<br />
edilmiştir.<br />
Müşterek Taarruz Uçağı Projesi (JSF) kapsamında;<br />
Performansa dayalı lojistik destek uygulaması<br />
yapılacağı,<br />
Türkiye’nin Küresel Lojistik Destek (KLD)<br />
Stratejisi içinde KLD milli ana yükleniciliği,<br />
JSF lojistik destek yükleniciliği, KLD motor<br />
milli yükleniciliği, motor JSF lojistik destek<br />
yükleniciliği, entegre eğitim merkezi milli<br />
yükleniciliği ve HvBS (Hava Bilgi Sistemi) –<br />
ALIS (Müttefik Lojistik Bilgi Sistemi)<br />
entegrasyonunun sağlanması bulunduğu<br />
belirtilmiştir.<br />
Sn. Bülent AYDIN tarafından;<br />
TUSAŞ’ın ELD faaliyetlerine ilave olarak, garanti<br />
dönemi sonrasında da malzeme tedariki,<br />
lojistik temsilcilik hizmeti, mühendislik<br />
değişikliği, konfigürasyon yönetimi, yerinde<br />
çağrı bazlı teknik destek, teknik doküman<br />
yönetimi ve uçuş ve bakım personeli tazeleme<br />
eğitimleri alanında faaliyet yürüttüğü; ihtiyaç<br />
duyulması halinde teslim ettiği sistemlere<br />
ilişkin lojistik destek hizmeti sağlayabileceği<br />
ifade edilmiştir.<br />
ANKA’nın lojistik desteğine ilişkin olarak performansa<br />
dayalı lojistik yaklaşımı çerçevesinde<br />
TUSAŞ tarafından;<br />
Malzeme yönetimi kapsamında, ihtiyaç<br />
hesaplamasının, malzemelerin tedarikinin,<br />
ikmal deposu yönetiminin, stok <strong>kontrol</strong><br />
işlemlerinin, tamirlik malzemelerin tamir<br />
işlemlerinin, seri numarası bazında malzemelerin<br />
takibinin, zaman aşımlı-raf ömürlü<br />
sarf malzemelerinin yönetiminin,<br />
Teknik destek kapsamında, mühendislik<br />
değişiklik teklifi ve buna bağlı servis bülteni<br />
yayımlamasının, sahada mühendislik desteği<br />
sağlanmasının, saha verileri kullanılarak<br />
sistem güvenilirliğinin takip edilmesinin,<br />
konfigürasyon yönetiminin, üretimden<br />
kalkan ya da tedarik kaynağı riske giren<br />
malzemelerin yönetiminin,<br />
<br />
<br />
<br />
Bakım hizmet desteği kapsamında, bakım<br />
organizasyonunun oluşturulmasının, bakım<br />
planlama ve yönetim sisteminin kurularak<br />
işletilmesinin, ürün takibi sisteminin kurulmasının,<br />
7/24 olarak arızaların giderilmesinin<br />
ve planlı-plansız bakım faaliyetlerinin,<br />
Program yönetimi kapsamında; performans<br />
metriklerinin analizinin, malzeme<br />
yönetim bilgilerinin, bakım ve arıza giderme<br />
bilgilerinin paylaşımının, planlı bakım<br />
ihtiyaçları için kullanıcı bakım planının<br />
takibinin, teknik destek faaliyetlerinin<br />
değerlendirilmesinin vb. yönetim unsurlarının<br />
program yönetimi çerçevesinde planlanmasının,<br />
toplantıların belirli aralıklarla<br />
icrasının ve raporlarının üretiminin,<br />
ANKA idame stratejisi kapsamında; saha<br />
verileri, ANKA konfigürasyonundaki sistem/<br />
alt sistem, ekipman üreticilerine ait ürün<br />
geliştirme faaliyetlerinin takip edile-rek<br />
sistem gelişiminin devamlılığını sağlaya-cak<br />
mühendislik faaliyetlerinin sürdürülmesinin,<br />
sistemin idamesi için kritiklik<br />
derecesi paralelinde belirlenen sistem/alt<br />
sistem, ekipmanlara yönelik olarak TUSAŞ<br />
bünyesinde depo seviyesi bakım, tamir,<br />
yenileştirme kabiliyetlerinin oluşturulmasının,<br />
filo yönetim kabiliyetine entegre ürün<br />
destek yönetim sistemi oluşturulmasının,<br />
tedarik zinciri yönetimi için ihtiyaç duyulan<br />
alt yapı, yazılım/donanım kabiliyetlerinin<br />
oluşturulmasının hedeflendiği ve bu yönde<br />
çalışmalar yürütüldüğü belirtilmiştir.<br />
Sn Haluk BULUCU tarafından;<br />
FNSS’in 2004 yılından bu yana muhtelif<br />
sözleşmeler ile Suudi Arabistan’da, Birleşik<br />
Arap Emirlikleri’nde, Malezya’da ve Belçika’da<br />
askeri tesisler ile işbirliği uygulamalarının<br />
bulunduğunu; Suudi Arabistan’da GoCo<br />
(Government Owned Company Operated)<br />
modeli ile çalıştığını, Birleşik Arap<br />
Emirlikleri’nde teknik destek sözleşmesi,<br />
Malezya ve Belçika’da yedek parça ve teknik<br />
destek sözleşmeleri kapsamında hizmet<br />
verdiğini ifade etmiştir.<br />
Kamu-özel sektör işbirliği uygulamaları<br />
çerçevesinde FNSS tarafından;<br />
Suudi Arabistan’daki GoCo uygulamasının,<br />
özellikle askeri ana bakım fabrikalarının<br />
savunma sanayii tarafından kullanılmasında<br />
iyi bir model olduğu,<br />
1998 yılında Bakanlar Kurulu tarafından<br />
yayınlanan <strong>Savunma</strong> Sanayii Politika ve<br />
Stratejisi Esasları başlıklı kararname gereği<br />
askeri fabrikalarımızın üretimden çekilmelerinin<br />
teşvik edildiği,<br />
Askeri fabrikalarımızın daha iyi değerlendirilmelerini<br />
sağlamak, savunma sanayiinin<br />
kapasitesini artırmak için askeri fabrikalarımızı<br />
GoCo modeli ile kullanıma açmanın<br />
mümkün olduğu,<br />
Bunun için askeri fabrikalarımız ile ilgili<br />
mevzuat değişikliğine ihtiyaç bulunduğu,<br />
Tedarikle idameyi birleştirmenin ilk adımı<br />
olarak ana sistemlerin tedarik safhasında<br />
garanti dönemi sonrası bakım sözleşmesinin<br />
ana sözleşmeye eklenmesinin<br />
uygun olacağı belirtilmiştir.<br />
Sn. Görkem KİRİŞ tarafından;<br />
TEI’nin F16 motorlarının montajı ve test<br />
edilmesi (F110-GE-129B), NATO AWAKS uçak<br />
motorlarının montajı (TF33), F15 motorlarının
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
59<br />
montajı ve test edilmesi ile revizyonu<br />
kabiliyetlerine sahip olduğu; CT7-9, F110,<br />
CT7/T700 motoru bakım ve onarımlarını<br />
yaptığı; üstlenilen sorumluluklar çerçevesinde<br />
F110, TF33, CT7, Makila 1A1 motorlarının depo<br />
seviyesi bakımlarının HİBMK.lığı ile tesis edilen<br />
işbirliği modelleri çerçevesinde gerçekleştirdiği<br />
ifade edilmiştir.<br />
Hava araçlarında motorların bakım-onarımyenileştirme<br />
uygulamaları çerçevesinde TEI<br />
tarafından;<br />
Bölgede bir motor bakım onarım ve<br />
revizyon merkezi olma vizyonu ile özelikle<br />
TP400 gibi envantere yeni girecek<br />
motorlarda bakım kabiliyeti kazanılması<br />
için gerekli <strong>olan</strong> ilave yatırımların yapılmaya<br />
başlandığı,<br />
Genel Maksat Helikopter Projesi kapsamında<br />
TEI’nin lisanslı olduğu T700-TEI-<br />
701D motoru, İHA’lar için geliştirilen özgün<br />
motorlar ve TP400 motorunda sistem<br />
tasarım sorumluluğu <strong>olan</strong> modüller için<br />
eksizsiz bir ELD uygulamasının hayata<br />
geçirileceği,<br />
Tam çözüm hizmeti sağladığı bütün motor<br />
sistemlerine ömür devri boyunca lojistik ve<br />
bakım desteği verileceği,<br />
Rekabetçi yapısı, benzer motor programlarındaki<br />
tecrübesi, nitelikli iş gücü ile Tam<br />
Çözüm Destek Merkezi olmak için mevcut<br />
bakım merkezleri ile işbirliği yapılmasına<br />
hazır olunduğu belirtilmiştir.<br />
Sn. Devrim FİDANCI tarafından;<br />
RMK’nın Sahil Güvenlik Arama Kurtarma<br />
Gemisi (SG A/K) Projesinde geniş kapsamlı ELD<br />
çalışmaları gerçekleştirdiği; askeri gemi<br />
bakımları kapsamında koruyucu (planlı) bakım,<br />
arıza onarımı (plansız bakım) ve modernizasyon<br />
işlemleri yaptığı ifade edilmiştir.<br />
Deniz platformlarında lojistik destek uygulamaları<br />
çerçevesinde RMK tarafından;<br />
<br />
<br />
Askeri gemilerin, ömür devri boyunca plan<br />
görevlerini en üst seviyede yapabilmelerine<br />
<strong>olan</strong>ak sağlayacak, uygulanmakta <strong>olan</strong><br />
bakım konseptlerine uygun olarak dizayn ve<br />
stabiliteye yönelik mühendislik desteği,<br />
teknik destek, performans ölçümleri, tekne<br />
sörveyi, bakım konseptlerine uygun bakım<br />
öncesi hazırlık işlemleri, ara bakım işleri,<br />
ana modernizasyon işlemleri hizmetlerini<br />
sağlayabilecekleri,<br />
Deniz Kuvvetlerinde ve Sahil Güvenlik<br />
Komutanlığı bünyesinde yapılan BOS-1<br />
(Gemi Seviyesi), BOS-2 (Onarım Kuruluşu<br />
Seviyesi), BOS-3 (Tersane Seviyesi) ve BOS-4<br />
(Endüstri Seviyesi) bakımlarından bakım<br />
sözleşmesi yoluyla BOS-3 ve BOS-4 depo<br />
seviyesi bakımlarına talip oldukları ifade<br />
edilmiştir.<br />
Sn. Tayfun TANSAN tarafından;<br />
Bakım/onarım, tadilat/modernizasyon kabiliyetlerine<br />
de sahip tersane konsepti çerçevesinde<br />
YONCA-ONUK tarafından;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Savaş gemileri inşa ederek savunma<br />
sektöründe hizmet veren tersanelerin<br />
edindikleri imkan, kabiliyetler ile kazandıkları<br />
entelektüel sermayenin, askeri gemilerin<br />
ömür devrinde ihtiyaç duydukları ana<br />
bakım ve onarımlar ile tadilat ve<br />
modernizasyonlar için, kullanılmasının ülke<br />
savunma sanayine, Dz.K.K.lığı’na ve<br />
S.G.K.lığı’na büyük faydası olacağı,<br />
Bakım/onarım ve tadilat/modernizasyonlar<br />
esnasında elde edilen bilgi ve tecrübenin<br />
yeni gemi inşa dizayn çalışmalarında büyük<br />
desteği ve faydası olacağı,<br />
Tersanelerin organizasyon yapısını bu<br />
konsepte göre yeniden yapılandırmasının<br />
gerekeceği,<br />
Sivil tersaneler tarafından bakım/onarım ve<br />
tadilat/modernizasyon yapılmasını engelleyen<br />
veya zorlaştıran tedarik mevzuatı<br />
maddelerinin bu yeni ihtiyaca göre yeniden<br />
düzenlenmesinin gerekebileceği,<br />
Alt yüklenicilerin, bakım/onarım ve tadilat/<br />
modernizasyon projelerine göre yönlendirilmelerinin<br />
gerekeceği ifade edilmiştir.<br />
Sn. Ali HAN tarafından;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Mevcut tedarik sisteminde bir defalık<br />
alımlar yapıldığı ve her alımda farklı bir<br />
tedarikçi kullanılması nedeniyle kalıcı ve<br />
sürdürülebilir bir temin kaynağı oluşamadığı,<br />
Yan sanayiye verilen siparişlerde ve yapılan<br />
sözleşmelerde ELD isterlerine yer verilmediği,<br />
Ömür devrinin üretim sürecinde yer alan<br />
yan sanayinin lojistik yönetiminin dışında<br />
kaldığı,<br />
Kavramsal tasarımdan ürünün kullanımdan<br />
kaldırılmasına kadarki ömür devri sürecinin<br />
her aşamasında yan sanayinin de görev<br />
alması gerektiği ifade edilmiştir.<br />
Kurultay Sonucunda Öne Çıkan Hususlar:<br />
Sn. Murad BAYAR ve III. Panelde yer alan Sn.<br />
Panel Üyeleri ile katılımcılar tarafından,<br />
1 <strong>Savunma</strong> sistemlerinin lojistik desteğinin,<br />
seviye ve kapsamı açık şekilde belirlenmek<br />
üzere mümkün olduğu ölçüde yurt içi yüklenici<br />
firmalar tarafından sağlanması,<br />
2. Performansa Dayalı Lojistik yaklaşımının<br />
uygun olduğu değerlendirilen projelerde<br />
uygulanması,<br />
3. Askeri fabrikaların daha iyi değerlendirilmelerini<br />
sağlamak ve savunma sanayiinin kapasitesini<br />
artırmak için askeri fabrikaların Go-Co<br />
modeli çerçevesinde kullanıma açılması,<br />
4. Firmalar tarafından bakım/onarım ve<br />
tadilat/modernizasyon yapılmasını engelleyen<br />
veya zorlaştıran mevzuat maddelerinin bu yeni<br />
ihtiyaca göre yeniden düzenlenmesi,<br />
5. Tedarik planlarında ömür devri yönetimi<br />
yaklaşımının benimsenmesi, tedarik ile idameişletme<br />
dönemlerini bir bütün halinde ele alan<br />
uygulamalar yapılması,<br />
6. Entegre Lojistik Destek planlamaları ve uygulamaları<br />
alanında tedarik makamları, kullanıcılar<br />
ve yüklenicilerin birlikte daha etkin<br />
çalışabileceği bir model geliştirilmesi,<br />
7. Kullanım dönemi faaliyetlerinin tedarik safhasında<br />
planlanan lojistik destek konseptine<br />
göre yürütülmesi,<br />
8. Mevcut ve ileride envantere girecek savunma<br />
sistemlerine ait bakım/onarım verilerinin<br />
ilgili yüklenici adaylarına ve/veya yüklenicilere<br />
açılması,<br />
9. <strong>Savunma</strong> Sanayii Ömür Devri Yönetimi<br />
Platformu oluşturulması,<br />
10. Üniversitelerde ELD ve lojistik yönetimi<br />
konusunda programların açılması, lojistik<br />
alanında ortak bir terminolojinin oluşturulması<br />
ve Türkçe kaynakların arttırılması,<br />
11. Bir sonraki kurultayda, firmaların lojistik<br />
destek uygulamalarını nasıl yapacaklarına<br />
ilişkin somut önerilerinin alınması üzerinde<br />
durulmuştur.<br />
Sonuç olarak;<br />
Yurt içi geliştirme projelerinde lojistik desteğin<br />
yükleniciler tarafından sağlandığı Türkiye’ye<br />
özgü modeller üzerinde çalışılması ve bu<br />
modeller içinden genel kabul görenler için<br />
teknik, zaman, maliyet ve risk analizleri yapılarak,<br />
uygun modellerin ortaya konulması;<br />
makul bir zaman içinde Genelkurmay Başkanlığı<br />
başta olmak üzere sanayinin de girdileri<br />
alınarak ilgili birimlerle koordine içinde,<br />
envantere girmeye başlayan sistemlerle ilgili<br />
başlangıç projeleri yapılması; Performansa<br />
Dayalı Lojistik gibi bir takım usullerin denenerek<br />
bu modeli olgunlaştırma çabası içinde
Lojistik Destek<br />
olunması; nihai hedefin ise Silahlı Kuvvetlerimize<br />
ve sanayiye yeni bir yetenek kazandırmak<br />
olduğu; TSK’nın platform ve sistem ihtiyaçlarının<br />
yurt dışından tedariki yerine yurt içi<br />
özgün geliştirme projeleri ile karşılanmasının<br />
yurt dışına bağımlılığı azaltmanın yanı sıra<br />
savunma sanayimizin gelişimi açısından da<br />
büyük katkı sağladığı; yurt içi geliştirme yoluyla<br />
üretilerek TSK’ya teslim edilen sistemlerin<br />
idame ve işletmesinin üreticisi firmalar tarafından<br />
sağlanmasının TSK’ya hizmet etkinliği<br />
sağlarken, sistemlerin sahadan geri bildirimlerle<br />
sürekli gelişiminin sağlanması, yatırım<br />
tekrarlarının önlenmesi ve savunma sanayiinin<br />
sürdürülebilirliği ve rekabet gücü açılarından<br />
büyük önem arz ettiği değerlendirilmiştir.<br />
Başlangıç lojistik destek projeleri kapsamında;<br />
Taarruz Taktik Keşif Helikopteri (ATAK), Türk<br />
Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı (HÜRKUŞ),<br />
Muharebe Tankı (ALTAY), Seyyar Yüzücü<br />
Hücum Köprüsü, Denizaltı <strong>Savunma</strong> Harbi ve<br />
Keşif Karakol Gemisi (MİLGEM), Sahil Güvenlik<br />
Arama Kurtarma Gemisi, Mayına Karşı Korumalı<br />
Araç (KİRPİ), Özgün Türk İnsansız Hava<br />
Aracı (ANKA), Taktik İnsansız Hava Araçları<br />
(Taktik İHA), Kaideye Monteli Stinger (KMS),<br />
Stabilize Makinalı Tüfek Platformu (STAMP),<br />
Müşterek Elektronik Harp Simülasyon Sistemi<br />
(MEHSİM), T-38 Tekamül Eğitim Uçağı<br />
Simülatörü (ARISİM), Temel Eğitim Uçağı<br />
Simülatörü (TESİM) projeleri ile TSK envanterine<br />
kazandırılan/kazandırılacak sistemlerin<br />
idamesinin ve uygulanabilir olması durumunda<br />
ise işletmesinin yurt içi yüklenici firmalar<br />
tarafından sağlanmasına yönelik çalışmalara<br />
başlanmasında fayda olacağı ifade edilmiştir.<br />
İbrahim Sami EREL<br />
Tedarik Yönetimi Daire Başkanlığı, Lojistik Planlama ve Koordinasyon Müdürü<br />
1963 yılında Kayseri’de doğdu. 1986 yılında, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nden<br />
mezun oldu. Dört yıl süreyle özel sektörde çalıştı. 1991 yılında <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığı’na intisab etti. 1994 yılında “Bilgisayar Yardımlı Tedarik ve Lojistik Destek (CALS)”<br />
konulu tez çalışmasını müteakip uzman oldu.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülen Liman Kıyı Römorkörü, Sahil Güvenlik<br />
Botları, Mayın Avlama Gemisi ve MİLGEM projelerinde çalıştı. Genelkurmay Başkanlığı<br />
tarafından 1997 yılında başlatılan CALS Projesinin Proje Yönetim ve Koordinasyon Grubu’nda<br />
görev yaptı.<br />
Halen, Tedarik Yönetimi Daire Başkanlığı’nda Lojistik Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü<br />
görevini yürütmekte olup, NATO AC/327 Ömür Devri Yönetimi Grubu Türk Temsil Heyetinde<br />
görevlidir.<br />
Banu ÇETİN<br />
Bilgi Yönetim Uzmanı <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />
1979 yılında Ankara’da doğan Banu ÇETİN, 2000 yılında lisans derecesi ile Gazi Üniversitesi<br />
İstatistik Bölümünden mezun oldu.<br />
2001 yılında Commercial Union Hayat Sigorta firmasında Finansal Danışman olarak iş hayatına<br />
başladı. 2003-2008 yılları arasında Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü ve<br />
Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’nda Çözümleyici olarak görev yaptı.<br />
2008 yılından bugüne kadar <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı Tedarik Yönetimi Daire<br />
Başkanlığında görev yapmakta olup, halen Program Yönetimi Bilgi Sistemi (PYBS) Projesi<br />
Lojistik Modülünden sorumlu olarak çalışmaktadır.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
61<br />
GÜNDEM<br />
Ziyaretler, İmza Törenleri ve Fuarlar<br />
ŞİLİ CUMHURİYETİ MİLLİ SAVUNMA<br />
BAKANI’NIN ZİYARETİ (19 EKİM 2012)<br />
Şili Cumhuriyeti Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Andres<br />
ALLAMAND ve beraberindeki heyet mensupları,<br />
19 Ekim 2012 tarihinde Müsteşarımız<br />
Sayın Murad BAYAR’ı ziyaret etmiştir. Konuk<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanı ve beraberindeki heyet<br />
mensuplarına Sn. Lütfi VAROĞLU tarafından<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı faaliyetlerini<br />
anlatan brifing verilmiştir.<br />
ALTAY ANA MUHAREBE TANKI İLK PROTOTİP TÖRENİ (15 KASIM 2012)<br />
ALTAY Ana Muharebe Tankı İlk Prototip Töreni, Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın<br />
teşrifleriyle 15 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilmiştir
Ziyaretler, İmza Törenleri ve Fuarlar<br />
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETİM KURULU ve 3. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI<br />
ANKARA, SAVUNMA VE HAVACILIKTA<br />
ENDÜSTRİYEL İŞBİRLİĞİ GÜNLERİ<br />
KONFERANSI LANSMANI (1 KASIM 2012)<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı himayelerinde<br />
ve OSTİM <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Kümelenmesi<br />
(OSSA) ev sahipliğinde; 6-8 Mart 2013<br />
tarihinde düzenlenecek <strong>olan</strong> ANKARA,<br />
SAVUNMA VE HAVACILIKTA ENDÜSTRİYEL<br />
İŞBİRLİĞİ GÜNLERİ konulu konferansın lansmanı,<br />
Müsteşarımız Sayın Murad BAYAR'ın katılımıyla<br />
01 Kasım 2012 tarihinde saat 14:00’da<br />
JW Marriot Otelde gerçekleştirilmiştir.<br />
BİTES SAVUNMA, HAVACILIK VE UZAY<br />
TEKNOLOJİLERİ'NİN YENİ TESİSİ AÇILIŞ<br />
TÖRENİ (1 KASIM 2012)<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakan Yardımcısı Sayın Hasan<br />
Kemal YARDIMCI'nın teşrifleriyle, <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Müsteşarı Sayın Murad BAYAR, BİTES<br />
<strong>Savunma</strong>, Havacılık ve Uzay Teknolojileri'nin<br />
yeni tesisi açılış törenine katılmıştır.<br />
GÖKTÜRK-2 UYDUSU’NUN FIRLATMA<br />
ÖNCESİ UĞURLAMA TÖRENİ<br />
(6 KASIM 2012)<br />
Göktürk-2 Uydusu’nun Fırlatma Öncesi<br />
Uğurlama Töreni 06 Kasım 2012 tarihinde<br />
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat<br />
Ergün, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Sayın İsmet<br />
Yılmaz, TÜBİTAK Başkanı Sayın Prof.Dr.Yücel<br />
Altunbaşak ve Müsteşarımız Sayın Murad<br />
Bayar'ın katılımlarıyla TUSAŞ tesislerinde<br />
gerçekleştirildi.<br />
IDEAS FUARI (7-11 KASIM 2012)<br />
Karaçi/Pakistan'da 07 - 11 Kasım 2012 tarihleri<br />
arasında 7.si düzenlenen IDEAS Fuarına,<br />
ülkemiz adına <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />
koordinatörlüğünde, 13 firma ile milli katılım<br />
sağlanmıştır. Müsteşarımız Sayın Murad<br />
BAYAR’ın katıldığı fuarda, 30'dan fazla ülke<br />
katılımcı olarak yer almıştır.<br />
SUUDİ ARABİSTAN PRENSİ’NİN ZİYARETİ<br />
(13 KASIM 2012)<br />
Suudi Arabistan Prensi Abdulaziz ve<br />
beraberindeki heyet, 13 Kasım 2012 tarihinde<br />
Müsteşarlığımızı ziyaret etmiştir. Müsteşarımız<br />
ile yapılan görüşmede, Suudi Arabistan ve<br />
ülkemiz arasındaki mevcut işbirliği projeleri<br />
görüşülmüş; savunma sanayii işbirliğinin<br />
geliştirilmesi yönünde fikir alışverişinde<br />
bulunulmuştur. Müsteşarımız ile <strong>olan</strong> görüşme<br />
sonrasında savunma sanayii firmalarımız<br />
temsilcileri tarafından Prens Abdulaziz’e firma<br />
kabiliyetleri hakkında brifing verilmiştir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
63<br />
SLOVENYA SAVUNMA BAKANI’NIN ZİYARETİ<br />
(14 KASIM 2012)<br />
<strong>Savunma</strong> Slovenya <strong>Savunma</strong> Bakanı Ales HOJS<br />
ve beraberindeki heyet mensupları , 14 Kasım<br />
2012 tarihinde Müsteşarımız Sayın Murad<br />
BAYAR’ı ziyaret etmiştir. Konuk <strong>Savunma</strong><br />
Bakanı ve beraberindeki heyet mensuplarına,<br />
Uluslararası İşbirliği Daire Başkanı Sn. Lütfi<br />
VAROĞLU tarafından <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığı faaliyetlerini anlatan brifing<br />
verilmiş; kendileri ile, iki ülke arasındaki olası<br />
işbirliği fırsatları görüşülmüştür.<br />
HARP AKADEMİLERİ KOMUTANLIĞI KOMUTANLIK KONFERANSLARI (21 KASIM 2012)<br />
Gövde <strong>Savunma</strong> Sanayii Müste-şarı Sayın Murad Bayar, Harp Akademileri Komutanlığı tarafından<br />
Komutanlık Konferansları kapsamında 21 Kasım 2012 tarihinde düzenlenen “Türk <strong>Savunma</strong><br />
Sanayiinin Bugünü ve Geleceğe Yönelik Projeleri” konulu konferansda sunumunu gerçekleştirdi<br />
SSM TEKNOLOJİ KAZANIM YOL HARİTASI SÖZLEŞMELERİ İMZA TÖRENİ (23 KASIM 2012)<br />
SSM Teknoloji Kazanım Yol Haritası’nda yer alan; CZT Taban Büyütme (EYMİR), Alternatif Taban<br />
Üzerine Tampon Katman Büyütme (GEDİZ), Kısa Dalga Kızılötesi (SWIR) Dedektör Geliştirilmesi<br />
(KANGAL) ve Grafen Tabanlı Ekran Modülü Geliştirilmesi (ELMAS) Projelerine yönelik olarak,<br />
Müsteşarlığımız ile ASELSAN arasında dört adet Sözleşme ve ASELSAN ile Orta Doğu Teknik<br />
Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Cumhuriyet Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi<br />
arasında Alt Yüklenici Sözleşmeleri imzalanmıştır.<br />
YENİ FİKİRLER YENİ İŞLER FİNAL TÖRENİ<br />
(24 KASIM 2012)<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı'nın "<strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Kategorisi Destekçisi" olduğu "Yeni<br />
Fikirler Yeni İşler"de Final Töreni, 24 Kasım<br />
2012 tarihinde ODTÜ KKM'de gerçekleştirildi.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı Büyük Ödülü<br />
TIM Grubu'na, İkincilik Ödülü ise ALGI<br />
Grubu'na verildi.<br />
BERLİN GÜVENLİK KONFERANSI (27-28 KASIM 2012)<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarı Sayın Murad BAYAR, 27-28 Kasım 2012 tarihleri arasında Berlin’de<br />
gerçekleştirilen, Avrupa’nın güvenlik ve savunma politikasının belirlenmesinde önemli rol<br />
oynayan “Berlin Güvenlik Konferansı”nda; NATO ve Avrupa ülkeleri ile savunma alanındaki işbirliği<br />
konusunda Türkiye’nin bakış açısını değerlendiren bir konuşma gerçekleştirmiş olup, bunun<br />
yanında “Rus <strong>Savunma</strong> Sanayii ile İşbirliği Olanakları” konulu bir panelde başkanlık yapmıştır.<br />
YALE ÜNİVERSİTESİ İŞLETME FAKÜLTESİ<br />
DEKANI ZİYARETİ (29 KASIM 2012)<br />
YALE Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Ted<br />
SNYDER, 29 Kasım 2012 tarihinde Müsteşarımız<br />
Sayın Murad BAYAR'ı ziyaret etmiştir.
Ziyaretler, İmza Törenleri ve Fuarlar<br />
SAVUNMA SANAYİİ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ<br />
ARAMA KONFERANSI (11 ARALIK 2012)<br />
Sayın Müsteşarımız <strong>Savunma</strong> Sanayii İhracatçılar<br />
Birliği (SSIB)'nin 11 Aralık 2012 tarihinde<br />
düzenlediği Arama Konferansı'na katılım<br />
sağlamıştır.<br />
3. BOĞAZİÇİ BÖLGESEL ORTAKLIK ZİRVESİ (13-15 ARALIK 2012)<br />
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL’ün himayelerinde 2010 yılından itibaren gerçekleştirilen<br />
Uluslararası İşbirliği Platformu (UIP) Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi’nin üçüncüsü, ‘Küresel<br />
Düzenin Yeniden Yapılandırılmasında Avrasya’nın Potansiyeli’ ana temasıyla 13-15 Aralık 2012<br />
tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilmiştir.<br />
Zirve kapsamında bu yıl ilk kez yer alan <strong>Savunma</strong> ve Güvenlik Paneli, Müsteşar Sayın Murad BAYAR<br />
moderatörlüğünde icra edilmiştir.<br />
MAKEDONYA SAVUNMA BAKANI ZİYARETİ<br />
(18 ARALIK 2012)<br />
Makedonya <strong>Savunma</strong> Bakanı ve beraberindeki<br />
heyet, 18 Aralık 2012 tarihinde Müsteşarlığımızı<br />
ziyaret etmiştir.<br />
AZERBAYCAN SAVUNMA BAKAN YARDIMCISI’NIN ZİYARETİ (19 ARALIK 2012)<br />
Azerbaycan <strong>Savunma</strong> Bakan Yardımcısı Tümgeneral Chıngız MAMMADOV, 19 Aralık 2012<br />
tarihinde Müsteşarlığımıza bir ziyaret gerçekleştirmiştir.<br />
YAVUZ MEHS İMZA TÖRENİ (28 ARALIK 2012)<br />
Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın, G/M başlık,<br />
atış <strong>kontrol</strong>, aydınlatma, izleme, arama radarlarının<br />
tespiti, teşhisi ve tespit edilen radarlara<br />
karşı tedbir uygulanması ihtiyacını karşılamaya<br />
yönelik olarak; Radar ED Sistemi, Dekoy Atım<br />
Sistemi (KALKAN), MEHS Konsolu, İşlemci<br />
Birimi, MEHS Arayüz Birimi ve Veri Yolu’nu<br />
içeren 4 (dört) adet süit, Yavuz sınıfı fırkateynlere<br />
entegre edilecektir.<br />
GLOBAL İLİŞKİLER FORUMU<br />
(25 ARALIK 2012)<br />
Müsteşar Sayın Murad BAYAR Global İlişkiler<br />
Forumu'nda “21. Yüzyıl Perspektifinde<br />
Türkiye’nin Yaklaşımı” Çalışma Grubunda,<br />
”Türk <strong>Savunma</strong> Sanayinin Gelişme Süreci ve<br />
Geleceği” konusunda misafir konuşmacı olarak<br />
yer almıştır.<br />
Bu kapsamda, Müsteşarlığımız ile ASELSAN A.Ş.<br />
arasında Yavuz Sınıfı Fırkateyn Milli Elektronik<br />
Harp Süiti Projesi’nin imza töreni, 28 Aralık<br />
2012 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
65<br />
HABERLER<br />
01 Ekim 2011<br />
MİLSOFT'TAN SINIF ATLATAN ÇÖZÜM: ÇALVİS<br />
Türkiye'nin son yıllarda uygulamakta olduğu<br />
milli savunma sanayisinin geliştirilmesi<br />
politikaları çerçevesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri<br />
(TSK) ihtiyaçlarının, özgün ve milli ürünlerle<br />
karşılanması ilkesi, meyvelerini vermeye<br />
devam ediyor. MilSOFT Yazılım Teknolojileri<br />
A.Ş. (MilSOFT) tarafından geliştirilen, NATO<br />
taktik veri linklerinden Link 11 ve Link 16<br />
kabiliyetlerini içeren ve GENESİS Veri Linkleri<br />
Sistemi Modernizasyon Projesi (GVLS-MP]<br />
kapsamında Dz.K.K.lığının G sınıfı firkateynlerinde<br />
kullanılacak ÇAVLİS; F-16 uçakları,<br />
Dz.K.K.lığı Araştırma Merkez Komutanlığı<br />
(ARMERKOM)'nda bulunan yer sistemleri ve<br />
Dz.K.K.lığı envanterindeki firkateynler<br />
arasında, gerçek ortamda veri linki iletişimini<br />
sağlıyor. Bu yetenekleri, liman ve deniz kabul<br />
testlerinde gösterilen ÇAVLİS, Dz.K.K.lığı<br />
tarafından kullanılmaya başlandı. ABD ve<br />
müttefikleri tarafından uzun süredir envanterde<br />
bulundurulan ve kendini muharebe<br />
ortamında ispat etmiş <strong>olan</strong> Link 16 taktik veri<br />
linki; farklı kara, hava ve deniz platformları<br />
arasında veri alışverişini sağlayarak müşterek<br />
harekâtı mümkün kılarken, katılan platformlar<br />
ve yer komuta <strong>kontrol</strong> sistemleri arasındaki<br />
koordinasyonu en üst seviyeye çıkarıyor.<br />
NATO'da, ağ merkezli savaş yeteneğini kazanmanın<br />
en önemli bileşeni olarak gösterilen Link<br />
16, gelişmiş özellikleri sayesinde, hava ve füze<br />
savunmasını da destekleyebiliyor. MilSOFT<br />
tarafından geliştirilen TVLİ, TSK'nın, Link 16'ya<br />
yönelik bu kabiliyeti, herhangi bir kısıtlama<br />
olmaksızın, tamamen milli olarak yurt içinden<br />
temin etmesinin önünü açıyor. MilSOFT<br />
tarafından geliştirilen TVLİ, aynı zamanda,<br />
Türkiye'nin bugüne kadar elde edemediği bir<br />
teknolojiyi de kazandırmış durumda. Türkiye,<br />
daha önceki projelerde, teknoloji transferi ya<br />
da endüstrileşme kapsamında dahi temin<br />
edemediği, bir harekatın başarısına doğrudan<br />
etki eden, kuvvet çarpanı olarak da tanımlanan<br />
ve harekat ortamının "olmazsa olmaz"ı Link 16<br />
TVLİ ihtiyacını, MilSOFT'un milli üretim<br />
kabiliyetleri sayesinde, tamamen milli olarak<br />
sahip oldu. ÇAVLİS, Dz.K.K.lığının muharip<br />
gemilerinin ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı<br />
(Hv.K.K.lığıl'nın F-16 uçaklarının, emniyetli,<br />
hızlı ve modern bir veri iletişim ortamında,<br />
komuta <strong>kontrol</strong> bilgilerini otomatik olarak<br />
paylaşabilmelerini <strong>olan</strong>aklı hale getiriyor. 1974<br />
Kıbrıs Barış Harekatı'nda belirgin bir şekilde<br />
ortaya çıkan, deniz-hava koordinasyon ihtiyacı,<br />
böylelikle günümüzde bu amaçla kullanılan, en<br />
uygun ve vazgeçilmez koordinasyon aracı <strong>olan</strong><br />
Link 16 ile en üst seviyede karşılanmış oluyor.<br />
Link 16, karıştırmaya dayanıklı, doğru, güvenilir<br />
ve en hızlı veri transferi yapabilen link olması<br />
özelliklerine ek olarak önemli komuta <strong>kontrol</strong><br />
fonksiyonlarını da içerisinde barındıran bir<br />
sistem olarak dikkati çekiyor.<br />
HEDEF, YÜZDE YÜZ YERLİ<br />
03 Ekim 2011<br />
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ (TSK) KOORDİNA-<br />
TÖRLÜĞÜNDE GAZİANTEP SANAYİ ODASININ<br />
(GSO) DESTEKLERİYLE DÜZENLENEN 4 TSK<br />
MALZEME YERLİLESTİRME SERGİSİ' KAPILA-<br />
RINI AÇTI. Gaziantep’te ilk kez düzenlenen<br />
serginin acılısına Hava Kuvvetleri Lojistik<br />
Komutanı Korgeneral Mehmet Sanver, Kara<br />
Kuvvetleri Lojistik Komutanı Korgeneral Adem<br />
Huduti, <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşar Yardımcısı<br />
Sedat Güldoğan da katıldı.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayinde yurt dışı kaynak kullanımını<br />
azaltmak amacıyla düzenlenen sergide;<br />
talaşlı imalat, dövme, döküm gibi üretim<br />
yöntemleriyle üretilen malzemeler, bağlantı<br />
elemanları, lastik, plastik malzemeler, tekstil<br />
malzemeleri, filtreler, elektronik ve kimyasal<br />
malzemeler gibi çok farklı ürün gruplarına ait
yaklaşık 3 bin 500 çeşit urun yer aldı. Sergi<br />
vesilesiyle sanayicilerin savunma sanayisine<br />
yatırım yapmaları amaçlanıyor.<br />
BMC'YE 'KİRPİ' UYARISI<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı Murad Sayar,<br />
finansal sıkıntı yaşayan BMC'nin, mayına<br />
dayanıklı aracı "Kirpi" için verilen sipariş<br />
teslimatını bir yıla yakın geciktirdiğini<br />
belirterek, şirket ve grup yetkililerinin sözlü<br />
teminatlar verdiğini, sorunun aşılmasını ümit<br />
ettiklerini söyledi.<br />
Bayar, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ile<br />
<strong>Savunma</strong> ve Havacılık Sanayi İmalatçılar<br />
Derneği işbirliğiyle İzmir'de düzenlenen<br />
"<strong>Savunma</strong> Sanayi Günü" etkinliği açılışının<br />
ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.<br />
Mayına karşı dayanıklı araç projesinin, 3 yıl<br />
önce yapılan ihale sonucunda BMC'ye<br />
verildiğini hatırlatan Bayar, ihalenin sadece<br />
"Kirpi" adı verilen aracı değil, 2,5, 5 ve 10 tonluk<br />
kamyonları da kapsadığını, ancak kamuoyunun<br />
daha çok "Kirpi" araçlarına ilgi duyduğunu<br />
ifade etti. "Kirpi'nin çok başarılı bir araç<br />
olduğunu, toplam 468 araçlık proje kapsamında<br />
250 aracın TSK'ye teslim edildiğini,<br />
aracın bölgede asker intikalinde en yoğun<br />
kullanılan ve güvenilen araç haline geldiğini,<br />
ancak firmanın yaşadığı finansal sıkıntılar<br />
nedeniyle yeni teslimatta sorun yaşandığını<br />
anlatan Bayar, şunları kaydetti: "BMC'nin kendi<br />
mali durumundan kaynaklanan bir aksama<br />
oldu. Mali durumundaki sıkıntı malzeme<br />
tedariklerinde bir gecikmeye sebep oldu. Bu da<br />
üretimi aksattı. Bu aksamanın sebebi bizim<br />
projemizin finansmanı değil. Biz gerekli<br />
avansları, ödemeleri, projeyi tam olarak<br />
finanse edecek şekilde yapıyoruz. BMC'nin<br />
sıkıntısı ticari alandaki faaliyetlerinden kaynaklanıyor.<br />
Bu bizim projemizi de etkiledi. Biz şirket<br />
yönetimi ve bağlı olduğu grupla yoğun bir<br />
görüşme içerisindeyiz. Oraya söylediğimiz şu,<br />
tabii ki ticari sorunlar her zaman yaşanabilir<br />
ticaret dünyasında doğaldır. Ama askeri bir<br />
projede, savunma projesinde görev alan<br />
sanayimizin sorumlulukları bunun biraz üzerindedir.<br />
Sektöre katılan sanayi kuruluşlarına bu<br />
mesajları her zaman veriyoruz. <strong>Savunma</strong><br />
sanayisine üretim yapılıyorsa bu artık sadece<br />
ticari gayelerle yapılan bir faaliyet olamaz bu<br />
şekilde bakılması gerekiyor. Burada önemli<br />
<strong>olan</strong> silahlı kuvvetlerin ihtiyacının karşılanması,<br />
askerimizin güvenliğinin sağlanması.<br />
SAVUNMADA BAŞ BAŞBAKAN<br />
04 Ekim 2012<br />
09 Ekim 2012<br />
MİT ve Emniyet'in büyük modernizasyon<br />
projelerinde tek söz sahibi artık Başbakan.<br />
Üretici firma seçimini bundan sonra Başbakan<br />
yapacak. <strong>Savunma</strong> sanayi projelerine ilişkin<br />
esaslarda çarpıcı değişiklikler yapıldı, Genelkurmay<br />
Başkanı'nın da içinde olduğu <strong>Savunma</strong><br />
Sanayi İcra Komitesi büyük ölçüde bypass<br />
edilerek, Başbakan ve Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı<br />
(MSB) güçlendirildi, ancak büyük projelerde<br />
denetim dışılık da korundu. Artık, MİT ve<br />
Emniyet'in büyük modernizasyon projelerinde<br />
tek söz sahibi artık Başbakan olacak, üretici<br />
firmayı o seçecek. <strong>Savunma</strong>, güvenlik veya<br />
istihbarat alanlarıyla ilgili ve gizlilik içinde<br />
yürütülmesi gereken (Genelkurmay, Kuvvet<br />
komutanlıkları, Jandarma, Sahil Güvenlik, Milli<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanlığı, MİT ve Emniyetin<br />
ihtiyaçları) mal ve hizmet alımları, yapım işleri<br />
ve araştırma geliştirme projelerinde uygulanacak<br />
esaslar Bakanlar Kurulu Kararıyla<br />
değiştirildi. 30 Mayıs 2009 tarihli Bakanlar<br />
Kurulu Kararı'nı (BKK) büyük ölçüde değiştiren<br />
ve ek düzenlemeler getiren BKK kararı önceki<br />
günkü Resmi Gazete'de yayımlandı. 10 Eylül’de<br />
alındığı belirtilen yeni BKK kararı, <strong>Savunma</strong><br />
Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülecek<br />
dev projelerden hangilerinin Kamu İhale<br />
Kanunu kapsamında, hangilerinin kapsam dışı<br />
tutulacağını yeni esaslara bağlarken, projelerdeki<br />
onay yetkilerinde de önemli değişiklikler<br />
getirdi. Modernizasyon projelerinde,<br />
projeyi yürütecek firmanın seçiminde bugüne<br />
kadar Başbakan, Genelkurmay ve MSB'den<br />
oluşan <strong>Savunma</strong> Sanayii İcra Komitesi (SSİK)<br />
karar veriyordu. Genelkurmay, kuvvet komutanlıkları,<br />
jandarma, sahil güvenlik ve MSB ile<br />
ilgili projelerde karar verme yetkisi, yeni<br />
düzenlemede de <strong>Savunma</strong> Sanayi İcra Komitesi'nde<br />
bırakıldı. Ancak MİT ve emniyetle ilgili<br />
modernizasyon projelerinde seçim-karar<br />
verme yetkisi İcra Komitesi'nden alındı ve tek<br />
başına Başbakan'a devredildi.<br />
TEK KAYNAKTAN ALIM<br />
Ordu, Emniyet ve MİT'in modernizasyonu<br />
projelerinin esaslarıyla ilgili değişiklik kararında<br />
'tek kaynaktan tedarik' yöntemi de<br />
korundu. Buna göre, bu projelerde Müsteşarlıkça<br />
belirlenecek tedarik yöntemi ve proje<br />
modeli kullanılacak. Yalnız, proje başlama<br />
kararında belirtilmesi halinde 'tek kaynaktan<br />
temin usulü de kullanılabilecek. Söz konusu<br />
temin usulünün hangi durumda kullanılacağı<br />
da yeni esaslarda şöyle düzenleniyor: "Bu<br />
yöntem (tek kaynaktan temin) ulusal menfaat,<br />
gizlilik, teknolojik birikimin tek bir yerde<br />
bulunması, standardizasyonun sağlanması ve<br />
acil harekat ihtiyaçlarının gerek duyulması<br />
durumunda kullanılır.”<br />
DENİZCİLİK SEKTÖRÜ YENİDEN<br />
YAPILANDIRILACAK<br />
09 Ekim 2012<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar<br />
Demirel, denizcilik sektörünün geleceğinin üç<br />
ayaklı olduğunu ve bunların da pazara en<br />
yenilikçi ürünleri sunmak, ürünlerde ucuzluk<br />
ve rekabetçilik ile kalite olduğunu söyledi.<br />
Demirel, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)<br />
Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 5.<br />
Deniz Sistemleri Semineri'nde yaptığı konuşmada,<br />
seminerin birçok ilklere imza attığını<br />
ifade ederek, bu sayede endüstrinin kendi<br />
içinde bir araya geldiğini ve yol haritalarının<br />
çizildiğini anlattı. Denizciliğin, savunma sektörü<br />
için en genç alanlardan birisi olduğunu<br />
ifade eden Demirel, bu nedenle mümkün<br />
olduğunca planlı ve programlı ilerlemeye çalıştıklarını,<br />
Deniz Sistemleri Semineri'nin de bu<br />
kapsamda yapılan çalışmalardan biri olduğunu<br />
belirtti. Denizcilik sektörünün geleceğinin üç<br />
ayak üzerine kurulacağını kaydeden Demirel,<br />
"Bunların ilki dünya pazarına en yenilikçi<br />
ürünleri sunmak. İkinci ayağı, ucuzluk ve rekabetçilik,<br />
son ayağı da kalite. Bunlardan ilk iki<br />
faktör, dünyadaki bir çok rakibimizde <strong>olan</strong> hususlar.<br />
Esas bizi ayrıştıracak <strong>olan</strong>, kalite" dedi.<br />
Demirel, <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı'nın<br />
strateji planında da tüm su üstü platformlarının<br />
tasarım ve inşasının yurt içinde yapılmasının<br />
hedeflendiğini anımsattı. Yurt içinde kullanıcılara<br />
ürün vermekten ziyade, ihracata ve<br />
uluslararası pazarlara açılmanın daha önemli<br />
olduğunu vurgulayan Demirel, bunun için<br />
uluslararası işbirliklerine gidilmesi, ürünlerde<br />
özgünlük ve yüksek kalite ile teknolojik<br />
çözümlere önem verilmesi gerektiğini belirtti.<br />
<strong>Savunma</strong> sektörünün durağanlığı kaldırmadığını<br />
ifade eden Demirel, şöyle konuştu:<br />
"Bisiklete binmek için 'durursanız düşersiniz'<br />
derler. Bizim sektörümüz için de öyledir, devam<br />
etmelisiniz. Durduğunuz zaman düşersiniz. Bu<br />
konuda öncelikle rekabetçi olmanız için, daima<br />
yeni çözümleri araştırmanız ve bunları olgunlaştıkça<br />
sanayiye devretmeniz gerekiyor. Diğer<br />
taraftan da uzmanlıkla kazanılan tecrübeyi<br />
devam ettirmek ayrıca önemli.<br />
SAFKAR STANDINA TAM NOT<br />
13 Ekim 2012<br />
Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından Türk Silahlı<br />
Kuvvetlerimin modernizasyonu çerçevesinde,<br />
ihtiyaçlarının yurt içindeki kaynaklardan sağlanması<br />
amacıyla gerçekleştirilen "<strong>Savunma</strong><br />
Sanayi Günü", nedeniyle açılan SAFKAR Standı<br />
ziyaretçilerden tam not aldı.<br />
2011 - 2012 dönemi içinde üretim merkezini<br />
2,5 kat büyüten aynı zamanda EBSO ve TAYSAD'<br />
da başarılı AR-GE çalışmaları ile ödüllü mobil<br />
iklimlendiıme üreticisi SAFKAR'ı <strong>Savunma</strong><br />
Sanayi Müsteşarı Murad Bayar ile Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanlığı Sanayileşme Daire Başkanı Bilal<br />
Aktaş, ziyaret etti. Bayar ve Aktaş, yeni yapılandırılan<br />
SAFKAR tesislerini gezerek çok<br />
başarılı bulduklarını ve yapılan çalışmalarda<br />
tam not verdiklerini belirttiler. Yapılan toplantının<br />
ardından SAFKAR Yönetim Kurulu adına<br />
Bayar'a plaket takdim edildi.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
67<br />
NATO'NUN KALBİNE OFİS<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı, NATO'nun kalbi<br />
Brüksel'e Türk savunma sanayi şirketlerinin<br />
mallarını pazarlamak üzere ofis açtı. Hedef,<br />
NATO ülkelerine Türkiye tarafından üretilen<br />
silah sistemlerini satmak. Ofisin başına ise<br />
daha önce NATO'da görev yapan emekli<br />
Tuğgeneral Turgay Bakkal getirildi. Altı gün<br />
önce faaliyete geçen ofisin açılışını Milli<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanı İsmet Yılmaz yaptı. Türkiye<br />
daha önce de Ortadoğu bölgesi için Suudi<br />
Arabistan'ın Riyad ve Amerika kıtası için de<br />
ABD'nin Washington şehirlerinde "<strong>Savunma</strong><br />
Sanayii İşbirliği Ofisleri" kurmuştu. Türkiye,<br />
Uzakdoğu'ya da savunma ofisi açmayı<br />
planlıyor. <strong>Savunma</strong> sanayi ihracatını 1 milyar<br />
dolara çıkarmayı hedefleyen <strong>Savunma</strong> Sanayi<br />
Müsteşarlığı, açacağı ofisler ile bu alanda atılım<br />
yapmayı planlıyor. Açılacak yeni savunma<br />
ofisleri, yerli savunma sanayi firmalarının ürün<br />
ve hizmetlerini bulundukları bölgedeki ülkelere<br />
pazarlayacak. Bu ülkelerdeki ihaleleri<br />
markaj altına alarak Ankara'ya rapor etmek de<br />
yine bu ofislerin görevleri arasında olacak.<br />
MİT 'İSTİHBARAT GEMİSİ' İSTEDİ<br />
Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı'nı<br />
bünyesine dahil ettikten sonra, teknolojik<br />
donanımını güçlendirmeye hız veren<br />
MİT'ten Suriye ile yaşanan kriz sürecinde bir<br />
adım daha geldi. Denizde istihbarat toplama<br />
faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için gemi alımına<br />
karar verildi. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı'na<br />
gönderilen yazıyla proje resmi olarak<br />
başlatıldı.<br />
SUREÇ 'ACİL' KODUYLA BAŞLADI<br />
16 Ekim 2012<br />
16 Ekim 2012<br />
MİT'e alınan cihazlar, yüksek teknoloji kullanarak<br />
ilginç bir istihbarat işlevini yerine getiriyor.<br />
Sistem, hedef haberleşme yayınlarının<br />
yakalanması, yönlerinin bulunması, analizi,<br />
dinlenmesi ve kaydedilmesi amacıyla kullanılıyor.<br />
Mesela teröristlerin haberleşmek için<br />
kullandığı telsizler dinlemeye alınırken, bir<br />
taraftan da ses dalgalarından yararlanılarak yer<br />
tespiti yapılıyor. MİT'in SSM'den ikinci isteği ise<br />
'istihbarat gemisi' oldu. Geminin tedariki için<br />
SSM tarafından acil koduyla süreç başlatıldı.<br />
Alınacak gemi, istihbarat sistemleriyle donatılarak<br />
hem denizdeki hem de karadaki<br />
hedefleri dinlemede kullanılacak. Dışarıdan<br />
bakıldığında normal bir askeri gemi olarak<br />
görülecek geminin donanımı ise tamamen<br />
farklı olacağı öğrenildi.<br />
20 Ekim 2012<br />
MİLLİ TANK ALTAY'IN TEST SÜRÜŞLERİ BAŞLADI<br />
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük askerî<br />
projelerinden biri <strong>olan</strong> Altay tankında ilk<br />
prototip ortaya çıktı. Geçtiğimiz gün Otokar'ın<br />
Sakarya tesislerine giden <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığı yetkililerine gösteri yapıldı. Fotoğraflarda<br />
Altay, tamamen gerçek gövdesiyle test<br />
sürüşünde görülüyor. Kule ve top kısmı ise bire<br />
bir aynı ağırlıktaki maketten oluşuyor. Prototip<br />
üretimine 500 milyon dolarlık kaynak ayrılan<br />
milli tank projesi Altay için kritik dönemece<br />
girildi. İlk prototip modelle birlikte tasarım<br />
süreci de tamamlandı. 250 adetlik ilk parti seri<br />
üretiminin ise 2017'de başlaması bekleniyor.<br />
SINIRA ZEPLİN<br />
24 Ekim 2012<br />
TÜRKİYE, artan terör saldırılarına karşı sınır<br />
güvenliğini artırabilmek için yeni arayışlara<br />
girdi. Üzerinde durulan önlem, PKK'lıların son<br />
dönemde yoğun şekilde giriş yaptıkları Türkiye-<br />
Irak sınırının teknolojik gözetlenmesini güçlendirmek.<br />
TSK, ABD'nin gerek Meksika sınırından<br />
yasadışı geçişleri ve uyuşturucu trafiğini<br />
gözetlemek, gerekse Afganistan'da terör<br />
faaliyetlerini izleyebilmek için kullandığı<br />
zeplinli keşif-gözetleme araçları üzerinde<br />
duruyor. Bu tip araçların üretiminde 2 ülke öne<br />
çıkıyor; İsrail ve ABD. TSK, ABD'nin kullandığı<br />
zeplinler için 2007'de ilk girişimi yaptı ancak<br />
mali durum ve diğer savunma öncelikleri<br />
dikkate alınarak hayata geçirilemedi. Genelkurmay<br />
Başkanlığı'nın isteği üzerine <strong>Savunma</strong><br />
Sanayi Müsteşarlığı, havadan keşif ve gözetleme<br />
balonu üreten firmalar konusunda ön<br />
çalışma yaptı, Lockheed Martin firması öne<br />
çıktı. Irak sınırının keşif ve gözetlenmesi<br />
konusunda Amerikan Lockheed Martin firmasının<br />
ürettiği kısaca TARS adı verilen sistem<br />
beğenildi. Zeplinlerin maliyeti yaklaşık 60<br />
milyon dolar. Aselsan tarafından üretilecek<br />
radar ve optik sistemlerle takviye yapılacak,<br />
böylece Türkiye'nin kullanımına daha uygun<br />
hale getirilecek. Helyum gazı ile şişen zeplinlerin<br />
üzerinde elektro optik ve kızılötesi<br />
kameralar, lazer aydınlatma sistemleri, gözetleme<br />
radarı ile elde edilen verilerle görüntüyü<br />
harekat merkezine aktaracak fiber optik kablo<br />
donanımları bulunuyor. Yere çelik halatlarla<br />
bağlanıyor. Çok yüksek irtifada bulunduklarından<br />
PKK terör örgütünün elindeki hafif<br />
silahlarla zeplinleri vurma olasılığı düşük<br />
görünüyor. Zeplinler, 100 km şiddetindeki<br />
rüzgâra karşı dayanacak şekilde oluşturulmuşlar<br />
ve aküyle çalışıyorlar. ANKA'YA SİLAH Irak<br />
sınırının gözetlenmesi için ilk insansız hava<br />
araçları İsrail'den alındı. Heron adlı araçlardan<br />
randıman sağlanamadı. Bunun üzerine Türkiye<br />
ANKA adı verilen Türk yapımı aracın üretimine<br />
2004'te başladı. 2010'da ilk ANKA hangardan<br />
çıkarıldı. Biri ile test uçuşu birkaç ay önce<br />
yapıldı ancak teknik sorun nedeniyle <strong>kontrol</strong>den<br />
çıktı. Üzerine silah da yüklenebilecek<br />
ikinci nesil ANKA'lar için düğmeye basıldı.<br />
Havada 24 saat kalabilen, 30 bin feette<br />
uçabilen, 1.5 ton ağırlığı <strong>olan</strong> ANKA'ların<br />
silahlandırılması için önce, güçlü pervane<br />
motorunun takılması planlanıyor. ANKA'lara<br />
monte edilecek silaha, "cirit füzesi" deniyor.<br />
TÜRK FÜZESİNİN BİR BENZERİ YOK<br />
ABD'deki savunma fuarına Türk füzesi Cirit<br />
damgasını vurdu. Roketsan Başkanı Selçuk<br />
Yaşar, "Dünyada envantere girmiş aynı özellikte<br />
bir başka füze yok" diye konuştu. Yaşar, Cirit’in<br />
havadan ve helikopterden yer hedeflerine karşı<br />
atılan bir füze olduğunu belirtti. "Aralarında<br />
Almanya ve Pakistan'ın da olduğu 11 ülke<br />
Ciritle ilgileniyor. Birleşik Arap Emirlikleri'yle<br />
sözleşme imzalayacağız" dedi. Türk füzesi<br />
ABD'deki fuarda ilgi odağı oldu. Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanlığı <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı (SSM)<br />
şemsiyesi altında 5 Türk firması ile Roketsan,<br />
Washington'da düzenlenen askeri fuara katıldı.<br />
Firmalar askeri teçhizat, silah ve füzelerden<br />
savunma teknolojileri yazılımlarına kadar Türkiye'nin<br />
savunma sanayisinde geldiği noktayı<br />
gözler önüne serdi.<br />
İSRAİL'DEN ALINAN İHA'LAR İADE EDİLİYOR<br />
Türkiye, PKK ile mücadele kapsamında<br />
İsrail'den 15 milyon dolara satın aldığı üç<br />
İnsansız Hava Aracını (İHA) iade etme kararı<br />
aldığı bildirildi. Uçakların, İsrail'den yeterli<br />
teknik destek sağlanmadığı için sekiz aydır<br />
uçamadığı dile getirilirken, Türkiye'nin, sözleşmenin<br />
feshi ve zararının temini için de<br />
düğmeye bastığı belirtiliyor. Üç aracın iadesiyle<br />
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) emrindeki İHA<br />
sayısı 10'a düşecek. Bugün gazetesinde dün<br />
yayınlanan habere göre, Türkiye, 2008 yılında<br />
İsrail'den "taktik" kategorisinde Aerostar marka<br />
üç adet İHA aldı. Batman'da konuşlandırılan<br />
araçlar, 5400 metre irtifada görev yapıyor,<br />
saatte 100 kilometre hıza ulaşabiliyor, 200<br />
kilometre uzaklıktaki komuta <strong>kontrol</strong> merkezine<br />
anında görüntü aktarabiliyordu. Ancak<br />
İsrail'den yeterli teknik destek gelmediği için<br />
bu araçlardan hem uçuş hem de görüntü<br />
aktarımı konusunda yeterli verim alınamadı ve<br />
bunun üzerine, <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı,<br />
İsrail'in yükümlülüklerini yerine getirmediği<br />
gerekçesiyle üç İHA'yı geri gönderme kararı<br />
aldı. İnsansız araçlardan biri daha önce düştü<br />
ve kullanılamaz hale geldi. İkisi de, teknik<br />
sorunlardan dolayı etkin kullanılamadı. PKK'ya<br />
yönelik operasyonlarda istihbarat toplamak<br />
için Heron, Aerostar ve Türk yapımı mini İHA’lar<br />
kullanılıyor. Üç aracın iadesiyle, TSK'nın emrindeki<br />
insansız hava aracı sayısı 10'a düşecek.<br />
BİLKENT UZAYA ADINI YAZDIRIYOR<br />
25 Ekim 2012<br />
30 Ekim 2012<br />
Bilkentli mühendisler, uydularda kullanılmak
Haberler<br />
üzere yüksek hızlı (RF) transistor teknolojisini<br />
milli imkânlarla geliştirdi. Galyum nitrat temelli<br />
transistörler yüksek hızlarda, yüksek güçlerde<br />
ve uzay radyasyonu ortamında bile çalışma<br />
özelliği gösteriyor. Bilkent Üniversitesinde<br />
geliştirilen uydu teknolojileri, 2016 yılında<br />
ASELSAN'la birlikte ticari ürün olarak üretilecek.<br />
TÜBİTAK tarafından desteklenen ve <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından<br />
yürütülen bir uydu projesinde geliştirilen<br />
transistor teknolojileri, Türkiye'de üretilecek<br />
uydularda kullanılacak. Geliştirilen malzemeyle<br />
yapılan yüksek hızlı elektronik devrelerin<br />
uzayda çok daha uzun süre kullanılabilmesi<br />
sayesinde, iletişim uydularının daha yüksek<br />
kapasiteyle uzun süreli çalışacağı ve bu<br />
durumun uydularda önemli bir maliyet avantajı<br />
getireceği belirtiliyor. Bilkent Üniversitesi<br />
Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik<br />
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Bilkent<br />
Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi<br />
(NANOTAM) Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay,<br />
uydularda yer alan iletişim sistemlerinde<br />
kullanılacak <strong>olan</strong> yüksek güçlü ve hızlı<br />
elektronik devrelerin tamamen Türkiye'de<br />
üretildiğini ve bu teknolojinin ASELSAN'la<br />
birlikte ortak üretiminin yapılacağını ifade etti.<br />
Bilkent'te üretilen yüksek hızlı ve güçlü<br />
transistörlerde kullanılan bu malzemenin daha<br />
önce uydularda hiç kullanılmadığım ifade eden<br />
Özbay, "Biz Türkiye'nin bu teknolojiyi uzayda<br />
kullanan ilk ülke olmasını hedefliyoruz" dedi.<br />
İmzalanan anlaşma sonucunda altyapı kurma<br />
ve geliştirme sürecinin 2014'te tamamlanması<br />
ve ilk ürünlerin 2016'da kullanılmaya başlanması<br />
öngörülüyor.<br />
Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloi Araştırma<br />
Merkezi Başkanı Prof. Ekmel Özbay, Avrupa<br />
Birliği'nin en iyi bilimsel projelere verdiği<br />
Descartes Bilim Ödülü'ne layık görülen ilk Türk<br />
bilim adamı olmuştu.<br />
SAVUNMANIN DEVLERİ ANKARA'DA<br />
BULUŞACAK<br />
30 Ekim 2012<br />
ATO/Congresium Kongre Merkezi'nde 06-08<br />
Mart 2013 tarihleri arasında yapılacak <strong>olan</strong><br />
organizasyonda savunma sanayinin dünya<br />
devleri bir araya gelecek. <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığı ev sahipliğinde ve OSTİM <strong>Savunma</strong><br />
ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) ile<br />
Fransız organizasyon firması BCI'nin organizatörlüğünde<br />
gerçekleştirilecek <strong>olan</strong> <strong>Savunma</strong> ve<br />
Havacılıkta Endüstriyel İşbirliği Günleri'nde,<br />
dünya savunma ve havacılık sanayinin dev<br />
isimleri Türk firmaları ile buluşacak. Açıklamada,<br />
buluşmanın hedefleri şöyle sıralandı:<br />
"Üreticilere; 1. seviye tedarikçilere, alt yüklenicilere<br />
ve kümelenmelere iş ağı oluşturma<br />
fırsatı yaratmak; orijinal parça üreticilerine, 1.<br />
ve 2. seviye tedarikçilere tedarik zincirlerini<br />
geliştirme fırsatı vermek; Türk satın almacılara<br />
yabancı firmalar ve orijinal parça üreticileri ile<br />
iş yapma imkanı sunmak ve Türkiye'ye yatırım<br />
çekmek."<br />
TÜRK SAVUNMA SANAYİ ABD'Yİ CEZBETTİ<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığı (SSM) şemsiyesi altında 5 Türk<br />
firması ile Roketsan, ABD'nin başkenti<br />
Washington'da düzenlenen askeri fuara katıldı.<br />
CİRİT FÜZESİNE İLGİ YÜKSEKTİ<br />
12 Kasım 2012<br />
Fuarın hemen girişindeki konumuyla dikkati<br />
çeken Türkiye'nin standında, firmalar, askeri<br />
teçhizat, silah ve füzelerden savunma teknolojileri<br />
yazılımlarına, Türkiye'nin savunma<br />
sanayisinde geldiği üst düzey noktaları gözler<br />
önüne serdi. Firmalar, fuarda kendilerine<br />
gösterilen ilgiden memnun kaldılar. Silah<br />
satışları yapan Sarsılmaz firması, fuar öncesinde<br />
ABD'nin en önde gelen silah dergisine<br />
"Türk devrimi" başlığıyla konu olurken,<br />
Roketsan'ın "dünyada benzeri olmayan" Cirit<br />
füzesine yüksek ilgi oldu. Gate firmasının,<br />
kayalar içine saklanan detektör ve kamera<br />
sistemleri de ilgi çekti. SSM Uluslararası İşbirliği<br />
Daire Başkanı Lütfi Varoğlu, bu fuara SSM<br />
olarak ilk kez katıldıklarını söyledi. Varoğlu,<br />
fuarda, bu firmalarla beraber Türkiye'nin savunma<br />
sanayisindeki gelişimini gösterdiklerini<br />
belirtti. Standları gezen ve bilgi alan Türkiye'nin<br />
Washington Büyükelçisi Namık Tan da<br />
"Türkiye'de yapılanları görmek, bizim savunma<br />
sanayi alanında kaydettiğimiz başarıları<br />
görmekten olağanüstü etkilendim" dedi.<br />
05 Kasım 2012<br />
SİVİL HAVACILIKTAN YILDA 10 MİLYAR DOLAR<br />
KAZANABİLİRİZ<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarı Murad Bayar,<br />
Türkiye'nin, askeri havacılık dışında sadece sivil<br />
havacılık üretiminde yılda 10 milyar dolarlık bir<br />
ciroya ulaşabileceğini bildirdi. Bayar, Mart<br />
ayında gerçekleştirilecek <strong>Savunma</strong> ve Havacılıkta<br />
Endüstriyel İşbirliği Günleri Tanıtım<br />
Toplantısı'nda, son dönemde savunma ve<br />
havacılık sektöründe yan sanayinin gelişimine<br />
büyük ağırlık vermeye başladıklarını söyledi.<br />
Bu şekilde sivil sanayinin gücü, dinamikleri ve<br />
yeteneklerinden savunma sanayinin yararlanma<br />
imkanı elde ettiğini anlatan Bayar,<br />
sadece Ankara ve OSTİM bünyesinde 93<br />
KOBİ'nin savunma ve havacılık sektörüyle ilgili<br />
faaliyet gösterdiğini, bunun küçümsenecek bir<br />
rakam olmadığını belirtti. <strong>Savunma</strong> alanında<br />
faaliyet gösteren KOBİ niteliğindeki şirketlerin<br />
uluslararası pazarlara entegre olmaları ve<br />
rekabetçi yapıya kavuşmaları gerektiğini ifade<br />
eden Bayar, OSTİM'deki şirketlerin ilk yeteneklerini<br />
Türkiye'deki projeler sayesinde<br />
kazandığını, ancak bu şirketlerin artık yurt<br />
dışına da doğrudan iş yapabilecek seviyeye<br />
geldiklerini söyledi. Uluslararası standartlarda<br />
ve kalitede üretim yapan yurt içindeki yan<br />
sanayi şirketlerinin, maliyet avantajlarının da<br />
bulunduğunu anlatan Bayar, bu sayede dünya<br />
pazarlarında bir fırsat yakalanabileceğini<br />
kaydetti. Türkiye'de havacılık sektöründe<br />
imalat maliyetlerinin Avrupa ve ABD'ye göre<br />
3'te 1 seviyesinde olduğunu belirterek, "Bu da<br />
uluslararası havacılık şirketlerinin dikkatini<br />
çekiyor. Mart ayında düzenlenecek organizasyonla<br />
Türk ve yabancı havacılık şirketleri bir<br />
araya gelecek ve iş fırsatlarının geliştirilmesi<br />
sağlanacak" dedi. Bayar, <strong>Savunma</strong> ve Havacılıkta<br />
Endüstriyel İşbirliği Günleri'ne yurt<br />
içinden 100'den fazla, yurt dışından da en az 50<br />
yabancı şirketin temsilcilerinin katılacağını<br />
söyledi. Havacılık alanında Türkiye için ciddi<br />
fırsatlar olacağını vurgulayan Bayar, şöyle<br />
konuştu: "Türkiye otomotivde büyük bir üretim<br />
merkezi. Bugün 30 milyar dolara yakın ciro<br />
sağlıyor. Havacılık üretiminde aslında buradaki<br />
başarının çok benzeri yaratılabilir. Çünkü çok<br />
benzer dinamikler var. Otomotivde kalitenin<br />
sağlanmış olması, yetenekli iş gücünün<br />
geliştirilmiş olması, şirketlerin profesyonelliği<br />
ve maliyet avantajı, burada bir üretim merkezi<br />
oluşmasını sağladı. Havacılık imalatında Batı<br />
şirketleri maliyet avantajlarının yaratacağı<br />
yerler arıyorlar. İnanıyorum ki bu tür<br />
faaliyetlerle Türkiye havacılıkta ciddi bir üretim<br />
merkezi haline gelecek." Bayar, askeri havacılık<br />
dışında sadece sivil havacılık üretiminde<br />
Türkiye'nin yılda 10 milyar dolarlık bir ciroya<br />
ulaşabileceğini belirtti. Murad Bayar, bir soru<br />
üzerine, yüksek irtifa hava savunma projesinin<br />
ihalesinin devam ettiğini, bu ay içerisinde<br />
değerlendirme çalışmasını tamamlayacaklarını<br />
aralık ayında da <strong>Savunma</strong> Sanayi İcra<br />
Komitesi'ne sunacaklarını söyledi.<br />
06 Kasım 2012<br />
TÜRKİYE 'ACİL' KODUYLA UZUN MENZİLLİ<br />
FÜZE İSTEYECEK<br />
TSK envanterinde uzun menzilli füze ve hava<br />
savunma sistemi bulunmuyor. Bu amaçla<br />
Türkiye, geçtiğimiz aylarda ihale açtı. 4 milyar<br />
dolar değerindeki ihalede Amerika'nın Patriot,<br />
Rusya'nın S-400, Çin'in FD2000 ve Fransa-İtalya<br />
ortaklığının Eurosam Samp-T modeli yanşıyor.<br />
'Uzun menzilli bölge hava ve füze savunma<br />
sistemi projesi' kapsamında 4 adet savunma<br />
sistemi almayı planlayan Türkiye, uzun menzilli<br />
füze tehditlerini hava sahasına girmeden yok<br />
etmeyi amaçlıyor. NATO'nun füze kalkanı<br />
radarları Malatya Kürecik'te konuşlanmasına<br />
rağmen, muhtemel bir saldırıda fırlatılacak<br />
savunma füzeleri Türkiye'nin dışında bulunuyor.<br />
Bu yüzden Ankara'nın kendi savunma<br />
sistemine sahip olmasının 'hayati' olduğu ifade<br />
ediliyor. <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı Murad<br />
Bayar, önceki gün bir grup gazeteciyle bir araya<br />
gelerek ihale hakkında bilgi verdi, ihalede
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
69<br />
Amerika, Rusya, Avrupa, ve Çin'in aynı anda<br />
yarıştığını söyleyen Bayar, bunun Türkiye'nin<br />
başarısı olduğunu belirtti. İhalenin iptal<br />
edilmeyeceğini ve değerlendirmelerde sona<br />
yaklaşıldığını ifade ederek, füzelerin<br />
Türkiye'nin caydırıcılık gücünü artıracağını<br />
vurguladı. Önümüzdeki ay Başbakan Tayyip<br />
Erdoğan başkanlığında toplanacak ve<br />
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet<br />
Özel'in de katılacağı <strong>Savunma</strong> Sanayi İcra<br />
Komitesi (SSİK) toplantısında ihaleyi kazanan<br />
firmanın açıklanması bekleniyor. İhalenin<br />
sonuçlanmasının ardından füzelerin Türk<br />
topraklarına konuşlanmasının 2015'i bulacağı<br />
belirtiliyor. Ancak Müsteşar Bayar, Suriye'de<br />
yaşanan gelişmeleri hatırlatarak, teslimat<br />
tarihinin öne çekilebileceğini kaydetti.<br />
Suriye'de yaşanan sıcak gelişmelere ve<br />
Türkiye'nin sınır bölgelerindeki hareketliliğe<br />
dikkat çeken Bayar, "İhaleyi kazanan firmadan<br />
füzelerin bir bölümünün topraklarımıza erken<br />
konuşlandırılmasını isteyeceğiz." diye konuştu.<br />
Türkiye'nin uzun menzilli hava ve füze savunma<br />
sistemi ihtiyacı Amerika'nın Irak'a yönelik 1991<br />
yılındaki operasyonlarında kendini gösterdi.<br />
NATO o yıllarda Türkiye'ye Patriot sistemleri<br />
gönderdi. Irak'ın Scud füzelerine karşı güvenliği<br />
de Patriot füze sistemleri sağladı.<br />
YERLİ UÇAK İÇİN DEV BULUŞMA<br />
06 Kasım 2012<br />
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM),<br />
Türkiye'nin 2023 Vizyonu'nundaki hedefler<br />
arasında yer alan "yerli uçak üretimi"nin en<br />
önemli aşamalarından sertifikasyon süreciyle<br />
ilgili "7 Aralık Uluslararası Sivil Havacılık<br />
Günü"nde "Sertifikasyon Zamanı" adlı bir<br />
çalıştay düzenleyecek. Çalıştay, Avrupa<br />
Havacılık Emniyeti Ajansı ve Türkiye'deki tüm<br />
ilgili kurum ve kuruluşlarının katılımıyla gerçekleştirilecek.<br />
Havacılık alanında sertifikasyon<br />
altyapısının oluşturulması ve yol haritasının<br />
belirlenmesi amacıyla düzenlenecek çalıştayda,<br />
ilgili kuruluşların kapasite ve kalitelerinin<br />
artırılması, ihtiyaçların belirlenmesi,<br />
ulusal mevzuatların uluslararası standart ve<br />
kurallarla uyumlu hale getirilmesi, insan<br />
kaynakları ihtiyacı, eğitim ve diğer sertifikasyon<br />
konuları ele alınacak. Uluslararası Sivil<br />
Havacılık tarafından Uluslararası Sivil Havacılık<br />
Günü olarak belirlenen 7 Aralıkta düzenlenecek<br />
olması bakımından da önem taşıyan<br />
çalıştayın, Türkiye'nin bu konudaki çalışmalarının<br />
uluslararası arenada tanıtılmasına da<br />
katkı sağlayacağı bildirilen açıklamada,<br />
çalıştaya, <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı, Havacılık<br />
ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü,<br />
THY Teknik AŞ, TAI (TUSAŞ), TEI, STM AŞ,<br />
HAVELSAN, ASELSAN, TCI, TSİ, ALP Havacılık<br />
A.Ş, THK Uçak Fabrikası AŞ, Akkurt Havacılık A.Ş<br />
ve ilgili diğer kuruluşların katılımıyla gerçekleşmesinin<br />
planlandığı bildirildi.<br />
06 Kasım 2012<br />
BARBAROS HAYRETTİN TUZLA DA DOĞUYOR<br />
Türkiye'de denizlerdeki petrol, doğalgaz ve<br />
yeraltı hareketliliğini izleyecek sismik geminin<br />
yapımına dün Tuzla'da başlandı. Gemi, 30 ayda<br />
tamamlanacak ve 100 milyon Euro’ya mal<br />
olacak. Stratejik üstünlük ve teknolojik donanımı<br />
açısından Türkiye'ye önemli bir katkı<br />
sağlaması beklenen geminin ismi Barbaros<br />
Hayrettin Paşa olacak. Gemi için nisan ayında,<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı ile İstanbul<br />
Denizcilik Gemi İnşa Sanayi arasında protokol<br />
imzalandı. Ardından teknik altyapı çalışmalarının<br />
yanı sıra gemide kullanılacak tüm<br />
malzemelerin siparişleri tamamlandı. Sismik<br />
geminin teknolojik donanımını, bilimsel<br />
araştırmalarını ve sistemlerini Aselsan ile Gate<br />
Elektronik yapıyor. 2014'te tamamlanacak<br />
sismik araştırma gemisi, Maden Tetkik Arama<br />
Genel Müdürlüğü (MTA) bünyesinde kullanılacak.<br />
Türkiye'ye stratejik üstünlük sağlayacak<br />
gemi Nautilus'tan daha fazla teknik ve teknolojik<br />
donanıma sahip olacak.<br />
08 Kasım 2012<br />
DDK, SAVUNMA SANAYİİ İHALELERİNİ<br />
İNCELEYECEK<br />
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla<br />
daha önce 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve<br />
merhum BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun<br />
ölümlerini araştırarak ortaya somut bilgiler<br />
koyan Devlet Denetleme Kurulu'na (DDK) yeni<br />
bir görev verildi. Gül'ün isteği doğrultusunda,<br />
DDK <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı'nın (SSM)<br />
2010, 2011 ve 2012 yılı faaliyetlerini inceleyecek.<br />
Gerekli görüldüğü takdirde geçmiş yıllar<br />
da mercek altına alınacak. Edinilen bilgiye göre,<br />
savunma sanayiindeki bazı ihalelerle ilgili<br />
Köşk'e ihbar mektupları ulaştı. Özellikle 28<br />
Şubat sürecindeki askerî ihalelerde usulsüzlük<br />
olduğu iddia edildi. Bunun üzerinde DDK da<br />
harekete geçti. Fakat yapılan denetlemelerin<br />
28 Şubat sürecini kapsayıp kapsamayacağı<br />
henüz net değil.<br />
15 Kasım 2012<br />
İLK MİLLİ TANK ALTAY BUGÜN SAHAYA İNİYOR<br />
Türkiye'nin ilk özgün ana muharebe tankı<br />
Altay'ın prototipi, bugün Başbakan Recep<br />
Tayyip Erdoğan'ın katılacağı törenle Koç Grubu<br />
şirketlerinden Otokar'ın Sakarya tesislerinde<br />
tanıtılacak. İsmini Kurtuluş Savaşı'nda 5. Süvari<br />
Kolordusu'nu komuta eden Fahrettin Altay'dan<br />
alan milli tankın tasarım ve geliştirme dahil tüm<br />
fikri mülkiyet hakları Türkiye Cumhuriyeti'nin<br />
olacak. Altay'ın tasarımında, TSK'nın gerçekleştirebileceği<br />
her türlü harekat şartları ve katılım<br />
sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları<br />
göz önünde bulundurulduğu, bu amaçla da<br />
tankın en yeni teknolojilerle donatıldığı<br />
bildiriliyor. Altay, sahip olacağı üstün ateş gücü<br />
ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ile<br />
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en temel ve caydırıcı<br />
güçlerinden biri olacak. 500 milyon dolarlık<br />
bütçe İlk Türk milli tankının tasarımı, prototiplenmesi,<br />
testleri ve kalifikasyonu için yaklaşık<br />
500 milyon dolarlık bir bütçe öngörülmüştü.<br />
Altay tankının fizibilite çalışmaları 2005'te<br />
tamamlanmış, Milli Tank Üretim Projesi<br />
(MİTÜP) çerçevesinde 30 Mart 2007'de yapılan<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi İcra Komitesi toplantısı sonucunda<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığınca proje<br />
ana yüklenicisi olarak Otokar belirlenmişti.<br />
Otokar, alt yüklenici olarak yurt içinde 50'yi<br />
aşkın firmayla çalışıyor. Altay takımı olarak<br />
adlandırılan şirketlerden ASELSAN, tankın atış<br />
<strong>kontrol</strong> sistemi ile komuta <strong>kontrol</strong> muhabere<br />
bilgi sistemini geliştiriyor. Belirlenen bazı<br />
alanlarda Koreli Hyundai Rotem şirketinden<br />
teknik destek alınıyor. 120 mm'lik 55 kalibre<br />
ana silah sistemini Makine Kimya Endüstrisi,<br />
modüler zırh paketini de Roketsan geliştiriyor.<br />
Altay'ın 4 yıl sonra üretime geçmesi planlanıyor.<br />
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Mustafa Koç'un ev sahipliğindeki törene<br />
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılması<br />
bekleniyor.<br />
19 Kasım 2012<br />
YERLİ İHA, ANKA'LAR SERİ ÜRETİME GEÇİYOR<br />
MİLLİ <strong>Savunma</strong> Bakanlığı (MSB) <strong>Savunma</strong><br />
Sanayisi Müsteşarı Murad Bayar, yerli insansız<br />
hava aracı ANKA'ların 2013'te seri üretimine<br />
geçileceğini açıkladı. Bayar, insansız hava<br />
araçlarının terörle mücadelede büyük öneme<br />
sahip olduğunu, bunun, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin<br />
(TSK) gücünü çok daha etkin kullanmasını<br />
sağlayan yeni bir teknoloji olduğunu<br />
söyledi. Önümüzdeki yıl hizmete girecek<br />
TSK'nın İHA kullanımında çok büyük etkinlik<br />
kazandığını kaydeden Bayar, 4 insansız hava<br />
aracıyla ilgili uçuş testlerinin sürdüğü bilgisini<br />
vererek, "Bunun akabinde de seri üretim onayını<br />
vereceğiz ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayi<br />
AŞ'de bu uçakların seri üretimi başlayacak.<br />
Ancak bunların hizmete girmesi önümüzdeki<br />
yılın sonunu bulacak. Yani önümüzdeki yıl<br />
içinde bunun üretimini tamamlıyor olacağız"<br />
diye konuştu. Bayar, ANKA'ların seri üretimiyle<br />
ilgili önemli gelişmeler yaşandığına dikkati<br />
çekerek "Önümüzdeki yıl ANKA'ların seri<br />
üretimi başlayacak" dedi.<br />
20 Kasım 2012<br />
109 HELİKOPTER 2015'TE ENVANTERDE<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından<br />
açılan 109 adet genel maksat helikopteri<br />
ihalesini Nisan 2011'de, T-70 modeli ile<br />
kazanan Amerikan Sikorsky firması, helikopterleri<br />
2015'te teslim etmeye hazırlanıyor. İtalyan<br />
Augusta Westland firmasıyla Sikorsky'nin
Haberler<br />
yarıştığı ihale Nisan 2011'de Sikorsky lehine<br />
sonuçlanmıştı. 3.5 milyar dolara sonuçlanan<br />
ihalede, ilk aşamada 109 helikopterin<br />
üretilmesi, bu sayının 600'e kadar çıkabilmesi<br />
planlanıyor. Çalışmalarına bu yıl başında<br />
başlanan proje kapsamında, 10 ton sınıfında,<br />
18 asker taşıyabilen, modern teçhizatla<br />
donatılmış bir helikopter üretilecek. Görev<br />
bilgisayarından, pallere ve gövdeye kadar pek<br />
çok parçanın Türkiye'de yapılmasına karar<br />
verildi. Bu sayede helikopterin yüzde 67'si yerli<br />
firmaların katılımı ile gerçekleşecek. Proje<br />
kapsamında Jandarma Genel Komu-tanlığına<br />
30, Kara Kuvvetleri'ni 20, Hava Kuvvetleri'ne 6,<br />
Özel Kuvvetlere 11, Genel-kurmay Elektronik<br />
Sistemler Komutanlığı'na, 2, Emniyet Genel<br />
Müdürlüğü'ne 20 ve Orman Bakanlığı'na 20<br />
helikopter teslim edilecek. Sikorsky firması,<br />
orijinali S-70 <strong>olan</strong>, ancak Türkiye için yapılan<br />
değişikliklerle T-70 adını alan Blackhawk<br />
serisini üretecek. Sikorsky yetkilileri, 1.3 milyar<br />
dolarlık helikopter parçalarını Türkiye'de<br />
üretme kararında olduklarını açıkladı.<br />
19 Kasım 2012<br />
BOMBALI ARACA KARŞI KRİTİK BİRLİKLERE<br />
GAMMA-RAY CİHAZI YERLEŞTİRİLECEK<br />
Terörle mücadelede son dönemde art arda<br />
gerçekleştirdiği operasyonlarla örgüte büyük<br />
darbe vuran Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK'nın<br />
bombalı eylem ihtimaline karşı teyakkuza<br />
geçti. Kritik birliklerde kırmızı alarm verildi.<br />
Genelkurmay Başkanlığı'nın acil koduyla<br />
istemesi üzerine <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />
(SSM) 4 adet gamma-ray görüntüleme cihazı<br />
satın aldı. Mobil olarak kullanılabilen bu<br />
sistem, TSK tarafından belirlenecek önemli<br />
komutanlıklara yerleştirilecek. Gelen araçlar<br />
gamma-ray cihazından geçirilerek içeri<br />
alınacak. Yeni sistemin x-ray cihazlarına göre<br />
daha hassas çalıştığı belirtiliyor. 4 sistem için<br />
toplam 5 milyon dolar ödendi. Terör örgütü<br />
PKK, 2012'yi final yılı ilan etti. 'Devrimci halk<br />
savaşı' başlatmak ve Güneydoğu'da belirli<br />
bölgelere PKK bayrağı dikmek için kanlı<br />
eylemlerini artırdı. Fakat TSK'nın istihbarata<br />
dayalı etkin nokta operasyonları, örgütün<br />
amacına ulaşmasına engel oldu. Bordo<br />
Bereliler, Jandarma Özel Harekât, Polis Özel<br />
Harekât ve komando birliklerinin ortak<br />
yürüttüğü operasyonlarda binin üzerinde<br />
terörist etkisiz hale getirildi. Saha hakimiyeti<br />
stratejisiyle kırsalda PKK'ya ağır zayiat veren<br />
Silahlı Kuvvetler, şehirlerde de önlemlerini<br />
sıklaştırdı. Verdiği kayıpların ardından panik<br />
yaşayan örgütün, şehir içindeki önemli<br />
birliklere bombalı araçlarla saldın yapabileceği<br />
yönünde istihbarat alan güvenlik güçleri harekete<br />
geçti. SSM'den gamma-ray görüntüleme<br />
cihazları talep edildi. Müsteşarlık da gerekli<br />
sistemleri tedarik etti. Önümüzdeki günlerde<br />
gamma-ray görüntüleme cihazları belirlenen<br />
komutanlıklara yerleştirilecek. Mobil olarak<br />
kullanılabilen sistemler, gerekli görüldüğü<br />
takdirde başka bölgelere de kaydırılabilecek.<br />
VIP UÇAĞI HAVADAN GÖZETLEYECEK<br />
02 Aralık 2012<br />
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 6.5 milyon<br />
dolara satın aldığı VIP uçağı, hava gözlem aracı<br />
olarak kullanılmak üzere hazırlanıyor. Sadece<br />
'yetkililerin ulaşımı' için kullanılmayacağı<br />
açıklanan uçağa görüntüleme sistemleri<br />
entegre edilecek ve hava gözlem aracı olarak<br />
kullanılacak. Öte yandan terörle mücadelede<br />
Emniyet'in elini güçlendirmek için alımına<br />
karar verilen 'balon'lar için de düğmeye basıldı.<br />
İhaleyi <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı yapacak.<br />
6 adet alınması planlanan balonlara termal<br />
kamera ve görüntüleme sistemleri yerleştirilecek.<br />
Hakkari , Tunceli, Şırnak ve Diyarbakır<br />
gibi illerde kullanılması düşünülen balonlar<br />
terörist sızmalarının engellenmesinde önemli<br />
rol oynayacak.<br />
02 Aralık 2012<br />
SAVUNMA SANAYİNDE 2013 TESLİM YILI<br />
OLACAK<br />
<strong>Savunma</strong> sanayi alanında kara, deniz ve hava<br />
araç ile sistemlerinde bu yıl başlayan teslimat<br />
süreci, 2013 yılında bütün sektörleri kapsayarak<br />
devam edecek. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşar<br />
Yardımcısı Sedat Güldoğan, savunma sanayi<br />
alanında kara, deniz ve.hava araç ile sistemlerinde<br />
bu yıl başlayan teslimat sürecinin 2013<br />
yılında bütün sektörleri kapsayarak devam<br />
edeceğini bildirdi. Güldoğan, "ATAK helikopteri<br />
projesinde resmi kabul süreci şu anda devam<br />
ediyor. Bu sene yetiştirebilirsek ilk helikopteri<br />
teslim etmeyi planlıyoruz ancak önümüzdeki<br />
yıldan itibaren resmi teslimatlar başlayacak"<br />
dedi.<br />
03 Aralık 2012<br />
SAVUNMA SANAYİ ÜRÜNLERİ ANKARA'DA<br />
GÖRÜCÜYE ÇIKTI<br />
Sanayii ürünleri Ankara'da görücüye çıktı.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayinde faaliyet gösteren firma ve<br />
kuruluşlar, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezinde<br />
düzenlenen 1. Kara Sistemleri Semineri'nde<br />
buluştu. Seminerde, sektörün önde gelen<br />
firmalarının ürünleri de sergilendi. <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Müsteşarlığının (SSM) düzenlediği 1.<br />
Kara Sistemleri Semineri, ODTÜ Kültür ve<br />
Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Seminere,<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşar Yardımcısı Sedat<br />
Güldoğan, savunma sanayinde faaliyet<br />
gösteren firmaların yetkilileri, akademisyenler,<br />
iş adamları, askeri yetkililer ve diğer davetliler<br />
katıldı.<br />
KREDİ TAMAM, KİRPİ ÜRETİMİ YENİDEN<br />
BAŞLIYOR<br />
BMC, sonunda aradığı krediyi buldu. Terörle<br />
mücadelenin kritik unsurlarından Kirpilerin<br />
üretimi yeniden başladı. Firma, maddî<br />
darboğaz sebebiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne<br />
(TSK) teslim etmesi gereken, mayına dayanıklı<br />
bu araçların üretimini durdurmuştu. Özel bir<br />
bankayla yapılan yaklaşık 150 milyon dolarlık<br />
kredi anlaşmasından sonra BMC, üretimi<br />
yeniden başlattı. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />
(SSM) tarafından açılan, mayına dayanıklı zırhlı<br />
araç ihalesi sonucunda, BMC ile 2009'un Mart<br />
ayında sözleşme imzalanmıştı.<br />
Motor altı mayınlara karşı dayanıklı <strong>olan</strong><br />
Kirpiler, Güneydoğu'da terörle mücadelenin<br />
yoğun olarak sürdüğü bölgelerde kullanılıyor.<br />
Kirpiler askerî sevkiyatların da güvenli bir<br />
şekilde yapılmasını sağlıyor. Emniyet Genel<br />
Müdürlüğü de uzun süredir bu araçlardan istiyor.<br />
<strong>Savunma</strong> kaynakları, aynı araçlardan Emniyet'e<br />
de alınacağını kaydediyor. Ayrıca Silahlı<br />
Kuvvetler'deki ağır zırhlı personel taşıyıcıların<br />
sayısının da artırılması gerektiği ifade ediliyor.<br />
HACETTEPE'DE Ar-Ge TOPLANTISI<br />
HACETTEPE Üniversitesi, Ankara Kalkınma<br />
Ajansı desteğiyle "Ankara Bölgesi'nde Sağlık,<br />
Sağlık Bilişimi ve <strong>Savunma</strong> Sektörleri Arası<br />
Bilgi Paylaşımı ve İşbirliği Platformu<br />
Geliştirme Projesi" kapsamında Ar-Ge Proje<br />
Pazarı toplantısına ev sahipliği yaptı.<br />
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Murat Tuncer,<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı Murad Bayar'ın ve<br />
çok sayıda sağlık ve savunma sektörlerinin<br />
katılımıyla gerçekleşti.<br />
SAVUNMA SANAYİNİN EN ÖNEMLİ<br />
BULUŞMASI<br />
06 Kasım 2012<br />
07 Aralık 2012<br />
10 Aralık 2012<br />
7-10 Mayıs 2013te TÜYAP'ta Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanlığı himayesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerini<br />
Güçlendirme Vakfı yönetiminde ve TÜYAP Tüm<br />
Fuarcılık Yapım A.Ş. organizasyonunda gerçekleştirilecek<br />
<strong>olan</strong> IDEF'13 11. Uluslararası<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Fuarı, 7-10 Mayıs 2013<br />
tarihleri arasında, İstanbul Tüyap Fuar ve<br />
Kongre Merkezi'nde düzenlenecek. <strong>Savunma</strong><br />
sanayisinin bölgedeki en kapsamlı ve önemli<br />
pazarlama platformu olarak dikkat çeken fuar,<br />
50 ülkeden 700'ü aşkın firmayı bir araya<br />
getirecek. Sektör liderlerini buluşturacak <strong>olan</strong><br />
IDEF 2013 kapsamında; kara, deniz, havacılık<br />
ve uzay, ulaşım, lojistik destek faaliyetleri ve<br />
levazım malzeme araç ile gereçleri yer alacak.<br />
16 Kasım tarihinde Ankara'da gerçekleştirilen<br />
IDEF'13 basın toplantısına, T.C. Milli <strong>Savunma</strong>
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
71<br />
Bakanı İsmet Yılmaz da katılmıştı. Toplantıda,<br />
IDEF'in sahip olduğu uluslararası önem ve<br />
"Avrasya Buluşması" olarak adlandırılan bir<br />
marka haline gelmesi konuları üzerinde<br />
durulmuştu. Görüşme ofisleri açılacak IDEF<br />
2013,63 bin metrekare kapalı alana ve<br />
uluslararası fuarların icra edilebilmesi için tüm<br />
teknik altyapı ile profesyonel personele sahip<br />
TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek.<br />
Fuarda, önceki yıllarda olduğu gibi,<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı, Genelkurmay<br />
Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma<br />
Genel Komutanlığı, <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve<br />
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün karar verici ve<br />
tedarikten sorumlu birimleri için görüşme<br />
ofisleri açılacak. Bu sayede, firma yetkilileri ve<br />
delegasyon ile azami miktarda görüşme imkanı<br />
sağlanacak. 2011 yılı Mayıs ayında gerçekleşen<br />
IDEF'11 10. Uluslararası <strong>Savunma</strong> Sanayii Fuarı,<br />
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılımıyla ve<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Vecdi Gönül ile TSKGV<br />
Genel Müdürü Hayrettin Uzun'un ev sahipliğinde<br />
gerçekleşmişti. Yine İstanbul Büyükçekmece<br />
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde<br />
düzenlenen organizasyona 104 ülkeden 633<br />
katılımcı ve 52 bin 502 ziyaretçi katılmıştı.<br />
Ayrıca fuar; Madagaskar Cumhurbaşkanını, 34<br />
bakan ve bakan yardımcısını, 12 genelkurmay<br />
başkan ve başkan yardımcısını, 437 yabancı<br />
delegasyon temsilcisini ve 15 ülkeden 244<br />
basın mensubunu ağırlamıştı. Yabancı delegasyonlarla<br />
katılımcı firmalar arasında 2 bin 38<br />
planlı ikili görüşme gerçekleştirilmişti.<br />
10 Aralık 2012<br />
SAVUNMA İHRACATI YÜKSELİŞTE, HEDEF İLK<br />
ON ÜLKEDEN BİRİ OLMAK<br />
Geçmişte yurt savunması ihtiyaçlarının ortak<br />
üretim ve lisans altında üretim yöntemleriyle<br />
karşılandığını belirten <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarı Murad Bayar, Türkiye'nin son<br />
yıllarda yurt içi çözümlere dayalı, ekonomik<br />
değer yaratan kritik ürünlerin özgün tasarımı<br />
ve geliştirilmesi aşamasına geldiğini ifade etti.<br />
Türk mühendisleri tarafından tasarlanan ve<br />
imal edilen zırhlı araç, komuta <strong>kontrol</strong> ve<br />
haberleşme sistemleri gibi ürünlerin çift yönlü<br />
fayda sağladığını kaydeden Bayar; "Bu ürünler,<br />
Silahlı Kuvvetlerimizin ve güvenlik güçlerimizin<br />
ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, ihracat<br />
potansiyeli de taşımaktadır”. Yonca Onuk<br />
tarafından üretilerek- Pakistan, Malezya ve<br />
Gürcistan'a ihraç edilen Ani Müdahale<br />
Botlarını ve ASELSAN tarafından üretilerek<br />
Hollanda'ya ihraç edilen KMS Hava <strong>Savunma</strong><br />
Sistemi'ni buna örnek olarak verebiliriz" dedi.<br />
<strong>Savunma</strong> ve havacılık ihracatının 2010 yılına<br />
oranla yüzde 29 artış gösterdiğini ve 2011<br />
yılında da 1.09 milyar dolar olarak gerçekleştiğini<br />
kaydeden Bayar, 2016 yılı için<br />
öngörülen savunma sanayii ihracat hedefinin 2<br />
milyar dolar olduğu mesajını verdi. "<strong>Savunma</strong><br />
sanayiinde dünyanın ilk 10 ülkesi içinde yer<br />
almak mümkün" Öte yandan Murad Bayar,<br />
Türkiye'nin bölgesel ve küresel öneminin<br />
artmasının, uluslararası rekabeti tetiklediğini<br />
ve bu unsurun sektörün ihracat performansına<br />
etkisinin olumlu olduğunu vurguladı. İhracat<br />
gerçekleştirilen pek çok alıcı ülkenin, kendi<br />
sanayilerine yatırım talep ettiğini bildiren<br />
Bayar; "Tehditlerin çeşitliliği artıyor, buna bağlı<br />
olarak otonom sistemler, nano teknoloji,<br />
alternatif enerjiler, enerji depolama, uzay<br />
sistemleri, insansız araçlar gibi ileri teknoloji<br />
alanları ve bunların savunma uygulamaları öne<br />
çıkıyor. Bu alanlarda çalışacak nitelikli insan<br />
kaynağı yetiştirmek ise, en önemli konulardan<br />
biri haline geliyor" dedi.<br />
Bayar, değerlendirmesini şu sözlerle noktaladı:<br />
"Ülkemiz; ALTAY Ana Muharebe Tankı, MİLGEM<br />
Savaş Gemisi, ANKA İnsansız Hava Aracı, ATAK<br />
Taarruz Helikopteri ve HÜRKUŞ Eğitim ve Keşif<br />
Uçağı gibi, milli markamız <strong>olan</strong> ürünlere<br />
kavuşmuş bulunuyor. Şirketlerimiz, yurt dışına<br />
zırhlı araçlardan, hava savunma sistemlerine,<br />
simülatörlerden harp gemilerine pek çok<br />
sistem ve yazılım ihraç ediyor. Yüzlerce KOBİ,<br />
savunma sektörümüz için üretim yapabilir<br />
standartlara ulaşmıştır. Üniversite ve araştırma<br />
enstitülerimizdeki Ar-Ge potansiyeli hayata<br />
geçirilirken, çeşitli illerimizdeki sanayi kuruluşlarımız<br />
ve üniversitelerimiz, proje faaliyetleri m<br />
ize iştirak etmekte. Tüm bu olumlu gelişmeler<br />
doğrultusunda ve 2023 vizyonu paralelinde,<br />
dünyada savunma sanayiinde en gelişmiş ilk on<br />
ülke arasına girmeyi hedefliyoruz. Bu bağlamda,<br />
halihazırda başlatılan çalışmalara ek olarak,<br />
milli savaş uçağımızın, özgün helikopterimizin,<br />
gözlem uydularımızın ve hava savunma<br />
sistemlerimizin geliştirilmesini sağlayacağız.<br />
Türkiye'nin sanayi sektörlerindeki atılımlarına,<br />
teknolojik atılımlar da eklendiğinde, 2023<br />
yılında dünyanın ilk on ekonomisi arasında yer<br />
almanın mümkün olacağına inanıyoruz."<br />
12 Aralık 2012<br />
DÜNYADA MARKA OLABİLECEK TABANCA<br />
ÜRETECEĞİZ<br />
Dünyada marka olabilecek tabanca üreteceğiz.<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />
Müsteşarı Murad Bayar, savunma sanayii<br />
sektörü ihracatının önünü açacak adımlar<br />
atıldığım ve ihracat rakamlarının sürekli<br />
arttığını söyledi. <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Sanayii<br />
İhracatçıları Birliği'nin düzenlediği konferansta<br />
konuşan Bayar, "Kendi ürünleriniz varsa<br />
ihracattan bahsedebiliriz. Türkiye'nin bugün<br />
kendi ürünleri var, markaları var. Hakikaten<br />
savunma alanında önemli markalarımız var. Bu<br />
markalar uluslararası alanda da tanınıyor. Bu<br />
markalarımızın projeleri devam ediyor ama<br />
önümüzdeki 1 ya da 2 yıl içinde üretime<br />
geçeceğiz. Önümüzdeki süreçte marka <strong>olan</strong><br />
gerçek uluslararası bir tabanca yapacağız."<br />
dedi. İhracat konusunda bugüne kadar çok<br />
amatörce yaptıkları çalışmaların olduğunu<br />
ifade eden Bayar, "Hep birlikte heyecanla<br />
kovaladığımız işler var ama bunlar henüz<br />
amatörlük çıtasını aşmış değil. Bazı şeyler<br />
denedik, fuarlara katıldık ama daha yapmamız<br />
gereken şeyler var." diye konuştu.<br />
SON F-16 TESLİM<br />
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) ve<br />
Lockheed Martin firmaları, Peace Onyx IV<br />
Programı kapsamında Hava Kuvvetleri<br />
Komutanlığı için üretilen son F-16 uçağını dün<br />
TUSAŞ tesislerinde gerçekleştirilen törenle<br />
teslim etti. TUSAŞ'tan yapılan açıklamaya göre,<br />
TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kaya'nın<br />
ev sahipliği yaptığı törene; aralarında <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel ve<br />
Lockheed Martin yetkilerinin de bulunduğu<br />
birçok üst düzey davetli katıldı. Öte yandan 25<br />
ülkenin seçimi <strong>olan</strong> F-16 uçağından, dünyadaki<br />
beş montaj hattından şimdiye kadar tüm<br />
dünyaya 4 bin 400 adetten fazla teslim edildi.<br />
Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine<br />
Mayıs 2011 ile Aralık 2012 arasında Gelişmiş<br />
Blok 50 Tipi 30 yeni F-16 eklendi.<br />
“POLİSİN AŞIK OLACAĞI TABANCA<br />
ÜRETİLECEK”<br />
12 Aralık 2012<br />
12 Aralık 2012<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi 'Müsteşarı Murad Bayar, 2 yıl<br />
içinde Türkiye'de uluslararası marka olabilecek<br />
Sig Sauer, Glock ve Baretta ile boy ölçüşebilecek<br />
bir tabanca ailesinin üretiminin başlayacağını<br />
söyledi. Öncelikli kitlenin polisler<br />
Emniyet mensupları olduğunu anlatan Bayar,<br />
"Bir emniyet mensubu veya vatandaş eline<br />
aldığında ona aşık olacak" dedi.<br />
<strong>Savunma</strong> ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği'nin<br />
Sapanca'da düzenlediği Arama Konferansı'na<br />
katılan Bayar, "Geçmişte Karadeniz'de<br />
silah imalatı çalışması yapmıştık. Emniyetle<br />
çalıştık. Bunun sonucunda kendi marka ve<br />
tasarımlarının ihracatını yapan firmalar ortaya<br />
çıktı. Trabzon'dan Tisaş, Giresun'dan Birsan,<br />
Rize'den Asilsan, Samsun'dan Canik ve<br />
bunların yanı sıra Sarsılmaz Silah Sanayi bu yeni<br />
tabanca ailesini üretecek durumda bulunuyor.<br />
Ar-Ge desteğiyle bugün üretilenlerden bir üst<br />
seviye tabancalar ortaya koyacaklar" şeklinde<br />
konuştu. Emniyet'le çalışma yaptıklarını ve ne<br />
tip tabancaya ihtiyaç duyulduğunu sorduklarını<br />
anlatan Bayar, "Yapılan çalışmalarda Emniyet'in<br />
onayını aldıktan sonra sektöre ilettik.<br />
Proje çalışmalarında ortaya tabanca çıktı. Test<br />
aşamasına geçildi." dedi. Yüzde yüz yerli milli<br />
piyade tüfeği üzerinde Makina Kimya<br />
Ensdüstrisi Kurumu ile Kale Kalıp'ın çalışmaya
Haberler<br />
devam ettiğini ama üretimde özel sektörden<br />
de yararlanılacağını kaydeden Bayar, "ihtiyaç<br />
birikti. G-3'ler teknolojik olarak çok eskidi.<br />
TSK'nın ihtiyacının karşılanması için birden<br />
fazla firmanın kapasitesi gerekecek" dedi.<br />
YERLİ SAVAS UÇAGI 2013'DE UÇACAK<br />
19 Aralık 2012<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, F-16<br />
filosunun yerini alabilecek savaş uçağı yapmayı<br />
planladıklarını belirterek, "Önümüzdeki yıldan<br />
itibaren Hürkuş'un test uçuşlarına başlıyoruz,<br />
milli uçağımızı göklerde göreceğiz artık" dedi.<br />
Bayar, yaptığı açıklamada, yeni projeler için ilk<br />
adımı atacaklarını kaydederek, Yüksek İrtifa<br />
Hava <strong>Savunma</strong> ihalesinin önemli bir proje<br />
olduğunu bildirdi. Denizcilik alanında da<br />
çalıştıklarını hatırlatan Bayar, "Milli Gemi<br />
Projesi (MİLGEM) ile ürettiğimiz ilk gemimizi<br />
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim ettik.<br />
İkinci gemimiz de şu an inşa ediliyor. Kalan<br />
gemilerimiz için bir ihalemiz söz konusu.<br />
MİLGEM Projesi'ni tamamen özel sektöre<br />
devretmek üzere bir çalışma içindeyiz, 6 gemi<br />
daha inşa edilecek" diye konuştu. Bayar,<br />
MİLGEM Projesi'nde seri üretime başlanacağını,<br />
uluslararası pazarlara girecek ciddi bir<br />
ürün ortaya koyacaklarını ifade ederek, milli<br />
helikopter gemisi gibi bir amfibi gemi projesi<br />
hazırladıklarına dikkati çekti. Havacılık alanında<br />
da önemli projeler hazırladıklarını vurgulayan<br />
Bayar, Türkiye'nin yeni milli ürünlere<br />
sahip olacağını bildirdi. "Atak Milli Helikopteri'nin<br />
seri üretimi başladı" diyen Bayar,<br />
"Bunun teslimatlarını yapmayı planlıyoruz.<br />
ANKA projemizin seri imalatına başlamayı<br />
planlıyoruz" ifadelerini kullandı. Bayar,<br />
projelerle TSK'nın daha güçlü hale geleceğine<br />
dikkati çekerek, "Yine insansız hava araçlarında<br />
'Taktik' dediğimiz küçük insansız hava araçları<br />
var. Bu projede de uçuş denemelerine<br />
başlayacağız. Göktürk 2 de Çin'e fırlatılmak<br />
üzere gönderildi. Önümüzdeki yıl da Göktürk 1<br />
projemizin uydusunda montaja başlayacağız.<br />
Önümüzdeki yıldan itibaren Hürkuş'un test<br />
uçuşlarına başlıyoruz ve milli uçağımızı<br />
göklerde göreceğiz artık" şeklinde konuştu.<br />
Yerli savaş uçağı konusunda da tasarım<br />
çalışmalarına başladıklarına işaret eden Bayar,<br />
şunları ifade etti: "Bu çalışmayı önümüzdeki<br />
yılın sonunda tamamlayacağız. 2013 sonunda<br />
Türkiye'nin gelecekte ihtiyaç duyduğu savaş<br />
uçağını tanımlamış olacağız. Bu, müşterek bir<br />
çalışma. Türk Hava Kuvvetleri, bütün havacılık<br />
ve uçak sanayi ekip şeklinde çalışıyor. Buradaki<br />
hedefimiz 2023'te ilk uçuşlara başlamak. Akabinde<br />
de bunun gelişmesini tamamlayıp seri<br />
üretime başlamaktır. F-16 filomuzun yerini<br />
alabilecek bir savaş uçağı yapmayı planlıyoruz."<br />
Türkiye'nin savunma alanında önemli<br />
ürünler ürettiğini dile getiren Bayar, milli<br />
ürünlerin yurt dışında da talep gördüğünü<br />
söyledi. "Milli füzemiz <strong>olan</strong> Cirit, yurt dışından<br />
önemli talep görüyor" diyen Bayar, "Bu pazarda<br />
çok ciddi yer tutacağını düşünüyorum. Değişik<br />
platformlardan kullanılabilecek bir füze bu,<br />
insansız hava araçları, gemi ve karadan da<br />
fırlatılabilecek bir füze. Şu anda ağırlıklı olarak<br />
Körfez ülkeleri olmak üzere satış görüşmelerimiz<br />
var" diye belirtti.<br />
İLK GÖZLEM BALONU HAKKARİ'YE ALINIYOR<br />
Terörle mücadelede insansız hava aracı<br />
Heronlar'dan sonra helyum gazıyla çalışan<br />
uçan balon devreye giriyor. Tüm sınır "Uçan<br />
MOBESE" olarak adlandırılan balonla gözetlenecek.<br />
Termal kameralarla donatılacak<br />
balonların ilki Hakkâri'de kullanılacak 10 saat<br />
İlk etapta Hakkâri'ye daha sonra Sımak,<br />
Tunceli, Van, Diyarbakır gibi illere alımı<br />
planlanan uçan balonlar teröre "neşter"<br />
vuracak. SSM İle birlikte yürütülen projedeki<br />
balonların 300 ila 900 metre yüksekliğe çıktığı<br />
ve havada 6-10 saat kalabildiği belirtildi.<br />
ABD'den satın alınacak uçan balonlar kurşun<br />
geçirmez özellikte olacak. O yüzden PKK'lı<br />
teröristler havada gördükleri balonları silahla<br />
vurup, düşüremeyecek. Balondan alınacak<br />
görüntüler anında komuta merkezine aktarılacak.<br />
Irak, Suriye ve İran sınırından yapılan<br />
illegal geçişler/sızmalarla kırsal alanlarda<br />
yuvalanan teröristlerin "nokta" olarak yerini<br />
tespit etmeye yarayacak yeni gözetleme<br />
sistemi için somut adım atıldı.<br />
ANLIK GÖRÜNTÜ VERECEK<br />
Ankara'ya dönen özel ekip uçan balonlar<br />
hakkında hazırlayacakları raporu Emniyet<br />
Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’a sunacak.<br />
Uçan balonların fiyatlarının 1-3 milyon dolar<br />
arasında değiştiği ifade edildi. SSM aracılığı ile<br />
ilk alımı yapılacak uçan balonun teknik altyapı<br />
yetersizliği yüzünden MOBESE'den yeterince<br />
faydalanamayan Hakkâri'ye tahsis edileceği<br />
öğrenildi. Uçan balon PKK'lı teröristlerin<br />
sınırdan sızıp düzenleyecekleri pusu, baskın<br />
gibi eylemlerini önlemekle kalmayacak.<br />
Uyuşturucu, akaryakıt ve göçmen kaçakçılığı<br />
yapan şebekelere havadan alınacak "anlık"<br />
görüntülerle darbe vurulacak.<br />
ANKA ARTIK YÜZDE 100 YERLİ<br />
27 Aralık 2012<br />
28 Aralık 2012<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiinin en önemli projelerinden<br />
biri <strong>olan</strong> insansız hava aracı ANKA'nın<br />
motoronu da TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI)<br />
yapacak. Bu zamana kadar Alman üretimi<br />
motorla test uçuşlarını sürdüren ANKA bu<br />
projeyle yüzde 100 yerli olacak. <strong>Savunma</strong><br />
Sanayii Müsteşarlığı ile TEI arasında dün<br />
imzalanan sözleşme ile ANKA'ya yerli üretimi<br />
motor takılacak. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarı<br />
Murad Bayar, "Motor yapmak uçak yapmaktan<br />
daha zor. Bu zamana kadar gemimizi, tankımızı<br />
yapıyorduk, ancak motorlar ithaldi. Bu projeyle<br />
sıra motorlara geldi. Yerli tank motoru<br />
geliştirme programı konuşmada adımlar<br />
atılacak" dedi. Bayar, <strong>Savunma</strong> Sanayii İcra<br />
Komitesi toplantısının da 3 Ocak'ta yapılacağım<br />
söyledi. Yetkililer, yerli motorla ANKA'nın 30<br />
bin feet irtifaya çıkabileceğini açıkladı. Yerli<br />
motorun 4 yılda tamamlanması planlanıyor.<br />
ALTAY TANKINA YERLİ MOTOR<br />
31 Aralık 2012<br />
Merhum başbakanlardan Erbakan'ın hayali 60<br />
yıl sonra gerçek oluyor. ANKA insansız hava<br />
aracının ardından Altay tankının motorunun da<br />
yerli olmasına karar verildi. Başbakan,<br />
Genelkurmay Başkanı ve Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanı'ndan oluşan <strong>Savunma</strong> Sanayi icra<br />
Komitesi (SSİK) "Milli" adı verilen uydu, gemi,<br />
tank gibi projelerde bazı kritik parçaların<br />
yurtdışından alınması nedeniyle ortaya çıkan<br />
tartışmalara nokta koyacak bir karar aldı.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı Murad Bayar Türk<br />
Silahlı Kuvvetleri için inşa edilecek tüm kara,<br />
deniz ve hava araçları için yerli motor üretme<br />
döneminin başladığını açıkladı. Hema, BMC ve<br />
Tümosan şirketleri Altay tankı için motor<br />
üretmeye talip oldu. SSİK, 3 Ocak'ta Başbakan<br />
Erdoğan başkanlığındaki toplantıda teklifleri<br />
değerlendirecek.