24.07.2014 Views

Zaferi; denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan materyali - Savunma ...

Zaferi; denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan materyali - Savunma ...

Zaferi; denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan materyali - Savunma ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“<strong>Zaferi</strong>; <strong>denizi</strong> <strong>kontrol</strong> altında <strong>tutan</strong>, ihtiyacı <strong>olan</strong> <strong>materyali</strong>,<br />

gereksinmesi olduğu zaman, istediği yere ulaştırabilen ülke<br />

kazanır.”


YAYIN KURULUNDAN<br />

Değerli okurlar,<br />

Bir önceki sayımızda söz verdiğimiz gibi savunma sanayiindeki modern Entegre Lojistik<br />

Destek uygulamalarını ve ülkemizde son dönemde sık tartışılmaya başlanan “Ömür Devir<br />

Yönetimi” kavramını ana konular olarak belirlediğimiz sayımızla sizlerin karşısındayız. Bu<br />

sayımızın elinize planlanandan geç ulaşmasından dolayı anlayışınızı bekler, bunun<br />

nedeninin sizlere yeni lojistik destek yaklaşımları konusunda referans bir kaynak sunma<br />

gayretimizden kaynaklanan titizlik olduğunu vurgulamak isteriz.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayimizin geçirdiği dönüşüm itibariyle; yurt dışından doğrudan teminlisanslı/ortak<br />

üretim-mevcut sistemlerin modernizasyonu-milli platform ve sistemlerin<br />

tasarımı ve geliştirilmesi aşamalarından geçtiğini müşahede ediyoruz. Doğrudan dış<br />

pazarlardan temin edilen platform ve sistemlerin lojistik destek aşamasında karşılaşılan<br />

idari, siyasi ve ekonomik engeller, Türk <strong>Savunma</strong> Sanayiinin ana ve yardımcı silah<br />

sistemlerinin tasarım ve geliştirme aşamasından başlayarak mümkün <strong>olan</strong> en üst seviyede<br />

yerlileştirilmesini zorunlu kıldı. Bu amaçla önce envanterdeki silah sistemlerinin milli<br />

imkânlarla modernize edilmesine, akabinde de tamamen milli olarak tasarlanıp<br />

geliştirilecek ürünlere yönelik çalışmalara hız verildi.<br />

Geldiğimiz noktada milli olarak geliştirilen kara, hava, deniz platformları, milli uydular ve<br />

bunlara entegre alt sistem ve silahların lojistik idame ve bakım konseptlerinin de<br />

kavramsal tasarım safhasından başlayarak planlanması zorunluluğu <strong>olan</strong> bir döneme<br />

girdik.<br />

Elinizdeki sayıda en güncel sürdürülebilirlik ve güvenilirlik yaklaşımlarını, son 10 yıl<br />

içinde milli imkanlarla tasarlanıp geliştirilen platform ve sistemlerden bazılarına<br />

yönelik lojistik destek konseptlerini ve <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı’nın<br />

modern lojistik destek konseptlerine öncülük etmek için yürüttüğü<br />

faaliyetleri bir özet olarak bulacaksınız. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değişik<br />

kademelerindeki bir çok görevinden sonra en son Kara Kuvvetleri<br />

Lojistik Komutanlığı’ndan emekli <strong>olan</strong> ve halen Roketsan<br />

Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Dr. Eyüp KAPTAN<br />

ile yapılan söyleşiyi de faydalı bulacağınızı<br />

ümit ümit ediyoruz. ediyoruz.


Bu<br />

sayımızda<br />

06<br />

Bir Konuk Bir Söyleşi<br />

Sn. Eyüp KAPTAN<br />

ROKETSAN Yönetim Kurulu Başkanı<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayiinin<br />

Yayın Sahibi<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığı Adına<br />

Murad BAYAR<br />

11<br />

Önündeki Gelecek<br />

“Lojistik Destek”<br />

Danışma Kurulu<br />

Dr. Veysel YAYAN<br />

Ömer İNAK<br />

Ünal ÖNSİPAHİOĞLU<br />

Prof. Dr. Mehmet AKŞİT<br />

Necip BERKMAN<br />

Mehmet AKÇAY<br />

Turgut ŞENOL<br />

Hüseyin BAYSAK<br />

14<br />

İnsansız Hava Aracı (İHA)<br />

Sistemlerinde<br />

Lojistik Destek<br />

Yayın Kurulu<br />

M. Levent ŞENEL (Başkan)<br />

Ahmet Raci YALÇIN (Başkan Yardımcısı)<br />

Füsun KAYAALP<br />

Fatih SARITAŞ<br />

M. Sami ULUKAVAK<br />

Esra A. ÇAVUŞ<br />

Oğuzcan SAMSUN<br />

Jale KARAKAŞ<br />

Harun BODUR<br />

22<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Projelerinde<br />

Lojistik Destek:<br />

ALTAY ELD Uygulamaları<br />

G. Nil NOYAN<br />

Çağlar BALCI<br />

Sinan DAL<br />

Sorumlu<br />

Yazı İşleri Müdürü<br />

Fotoğraflar<br />

Necmi KOLDAŞ<br />

Aziz TURAN<br />

26<br />

Entegre Lojistik Destek<br />

Faaliyetleri - FNSS Yaklaşımı<br />

Yayın İdare Adresi<br />

T.C. M.S.B.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />

İnönü Bulvarı Kirazlıdere Mevkii<br />

Süleyman Emin Caddesi No: 6/7<br />

(06100) Bahçelievler / ANKARA<br />

Tel: +90 312 411 90 00<br />

Faks: +90 312 411 93 86<br />

www.ssm.gov.tr<br />

yk@ssm.gov.tr<br />

Yayın Türü<br />

Ulusal Süreli Yayın<br />

Yayın Şekli<br />

Yılda 3 kez - Türkçe<br />

Yayın Tarihi Mart 2013<br />

Tasarım ve Baskı<br />

Art Tanıtım<br />

Hilal Mah. 694. Sokak No: 27<br />

Çankaya / ANKARA<br />

Tel: +90 312 425 59 96<br />

Faks: +90 312 425 57 27<br />

www.arttanitim.com.tr<br />

art@arttanitim.com.tr<br />

"Tüm yayın hakkı <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı'na ait olup, ücretsizdir.<br />

Parayla satın alınmaz. Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.<br />

Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.


30<br />

BMC-KİRPİ ELD<br />

Faaliyetleri<br />

54<br />

SSM<br />

2. Tedarik Lojistiği<br />

Kurultayı<br />

33<br />

Değişen Bakım<br />

Konseptleri ve Uçak<br />

Bakım Destek Yazılımlarının<br />

Uluslararası Standartlarla<br />

Uyumu ile Elde Edilen<br />

Kazanımlar<br />

61<br />

GÜNDEM<br />

Ziyaretler,<br />

İmza Törenleri ve<br />

Fuarlar<br />

40<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayinde<br />

Kamu-Özel İşbirliği<br />

65<br />

Haberler<br />

Gemi İnşa Projelerinde<br />

44<br />

Veri Yönetiminin Önemi<br />

49<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığı’nda Ömür Devri<br />

Yönetimi Yaklaşımı


Bir Konuk Bir Söyleşi<br />

Sn. Eyüp KAPTAN<br />

ROKETSAN Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Son 20-25 yıllık dönemi göz önüne aldığımızda,<br />

milli savunma sanayimizin bugün gelmiş<br />

olduğu noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Özellikle yurt içi geliştirme projeleri ile gerek<br />

TSK, gerekse sanayimiz açısından sağlanan<br />

kazanımlar nelerdir?<br />

1964 yılındaki Kıbrıs Buhranı esnasında<br />

müttefik ülkelerden temin edilen silah ve<br />

teçhizatın kullanılmasında yine bu ülkeler<br />

tarafından yapılan engelleme sonucunda<br />

savunma ihtiyaçlarının milli kaynaklar<br />

kullanılarak sağlanması gerektiği sonucu<br />

ortaya çıkmıştır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı<br />

sonrasında kurulan çeşitli Silahlı Kuvvetler<br />

Vakıflarınca ASELSAN, HAVELSAN ve ASPİLSAN<br />

gibi bazı devlet sermayesine dayalı şirketler<br />

kazanılmışsa da mevcut tedarik politikalarıyla<br />

savunma ihtiyaçlarının karşılanamayacağı<br />

anlaşılmıştır. Bunun üzerine milli bir savunma<br />

sanayii altyapısının tesisine ilişkin politikaların<br />

tespiti ve bu politikaları tatbik etme yetki ve<br />

sorumluluğuna sahip mekanizmaların oluşturulması<br />

maksadıyla 1985 yılında “<strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi<br />

Başkanlığı” (SaGeB) kurulmuştur. Bu Başkanlık<br />

1989 yılında <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />

olarak yeniden teşkilatlanmıştır. Modern bir<br />

savunma sanayiinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı<br />

Kuvvetleri’nin modernizasyonunun sağlanması<br />

amacı “<strong>Savunma</strong> Sanayii Hakkında<br />

Kanun” ile belirlenmiş ve bu kapsamda;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Yerli sanayi altyapısından azami ölçüde<br />

yararlanmak,<br />

İleri teknolojiye dayalı yeni yatırımları<br />

yönlendirmek ve teşvik etmek,<br />

Yabancı teknoloji ile işbirliği ve sermaye<br />

katkısını sağlamak,<br />

Araştırma-geliştirme faaliyetlerini teşvik<br />

etmek<br />

vazifeleri ortaya konarak <strong>Savunma</strong> Sanayi<br />

Müsteşarlığı tarafından, Türkiye’yi sürekli alıcı<br />

konumundan çıkaran ve diğer ülkelerle dengeli


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

07<br />

işbirliğini mümkün kılan bir savunma sanayii<br />

kurulması çalışmalarına hız verilmiştir. Büyük<br />

bir gayretle yürütülen bu çalışmalar sonucunda<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayiimiz Kara Araçları, Deniz<br />

Araçları, Elektronik, Havacılık ve Uzay, Silah<br />

Mühimmat Roket ve Füze, Elektrik, Bilişim, AR-<br />

GE ve Mühendislik, Malzeme Kalıp ve Parça,<br />

Giyim ve Kuşam ile Diğer Üreticiler olmak üzere<br />

ihtiyaç duyulan hemen her alanda gelişmiş,<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayiimizin toplam cirosu 4.5<br />

Milyar ABD Dolarına,<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayiimizin toplam ihracat<br />

rakamı 1.2 Milyar ABD Dolarına ve<br />

Toplam AR-GE harcamaları 700 Milyon ABD<br />

Dolarına ulaşmış,<br />

TSK İhtiyaçlarının Yurtiçinden Karşılanma<br />

Oranı (YİKO) % 54’ü geçmiştir.<br />

1985-1990 yılları arasında %98 <strong>olan</strong> yurt<br />

dışından doğrudan alım yoluyla tedarik<br />

oranı, 2006-2011 döneminde %12’ye<br />

düşmüştür. Bu dönemde kalan tedarik<br />

ihtiyacı Yurtiçi Geliştirme (%33), AR-GE (%1)<br />

ve Ortak Üretim (%54) ile karşılanır hale<br />

gelmiştir.<br />

Görüldüğü gibi <strong>Savunma</strong> Sanayiimiz son 25 yıl<br />

içerisinde muazzam atılımlar kaydetmiş olarak<br />

her geçen gün kendini daha da aşmakta, TSK<br />

ihtiyaçlarının tamamını karşılama yolunda<br />

süratle ilerlemektedir.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii alanındaki üretim faaliyetlerine<br />

1988 yılında Stinger projesi ile başlamış<br />

<strong>olan</strong> ROKETSAN’ın aradan geçen 25 yıl içinde<br />

ulaşmış olduğu teknik ve ekonomik olgunluk<br />

düzeyini kısaca özetleyebilir misiniz?<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığımız ile hemen<br />

aynı tarihlerde hayata atılmış <strong>olan</strong><br />

ROKETSAN’ın gelişmesi savunma sanayiimizin<br />

gelişme süreci ile aynı paralelde süratle<br />

ilerlemiştir. 1988 yılında 25 kişilik çekirdek<br />

kadrosuyla bir apartman dairesinde çalışmaya<br />

başlayan ROKETSAN, bugün itibariyle 1600<br />

kişiye ulaşan ve parolası “başarı” <strong>olan</strong><br />

mükemmel donanımlı personeliyle çok çeşitli<br />

alanlarda faaliyet göstermektedir. Bu alanlar;<br />

Her çap ve menzildeki roket, füze ve<br />

güdümlü mühimmat ile roket motoru<br />

tasarım ve üretimi dahil bunlara ait parça ve<br />

bileşenleri,<br />

Her çap ve menzildeki satıhtan satıha<br />

roket, füze ve güdümlü mühimmata ait<br />

fırlatma sistemleri ile bunları tamamlayan<br />

yardımcı sistemler,<br />

Her çap ve menzildeki hava savunma füze<br />

sistemleri ile bunları tamamlayan yardımcı<br />

sistemler,<br />

Her çap ve menzildeki havadan yere füze<br />

sistemleri ve güdümlü diğer mühimmat,<br />

Her çap ve menzilde havadan havaya füze<br />

sistemleri,<br />

Denizaltı savunma harbi roketleri ile<br />

bunlara ait atıcı sistemler,<br />

Suüstü hedeflerine karşı kullanılan çeşitli<br />

mühimmat ve bunlara ait atıcı sistemler,<br />

Her çap ve menzildeki güdümlü tanksavar<br />

silah sistemleri ile bunlara ait parça ve alt<br />

bileşenleri,<br />

Değişik tip mühimmat için çeşitli çap ve<br />

özelliklerde tapalar,<br />

Roket ve Füze Yakıt Teknolojileri ve Yakıt<br />

Kimyasalları,<br />

Balistik koruma maksatlı her çeşit tasarım<br />

ve üretim,<br />

Mühimmat ömür belirleme tesis ve<br />

altyapısının oluşturulması ile mühimmat<br />

ayırma ve ayıklama tesisi kurulumudur.<br />

ROKETSAN’ın 2012 yılı satış toplamı bir önceki<br />

yıla göre % 48 gibi çok büyük bir artışla 414.5<br />

Milyon TL’ye , ihracat miktarı 130 Milyon TL ile<br />

cironun % 30’una ulaşmıştır. Toplam satış<br />

tutarının 2016 yılında 1 Milyar TL’yi aşması<br />

beklenmektedir. Geçtiğimiz yıl imzalanan sözleşmelerin<br />

tutarı ise 1 milyar TL’ye yaklaşmıştır.<br />

ROKETSAN’ın yaklaşık 2,5 Milyar ABD Doları<br />

tutarında taahhüdü bulunmaktadır.<br />

TSK’ya bugüne kadar teslim edilen ROKETSAN<br />

ürünü sistemler ile devam eden veya üzerinde<br />

çalışılan projeler hakkında genel bir bilgi<br />

alabilir miyiz?<br />

Türkiye’nin roket ve füze konularına liderlik<br />

etmesi amacıyla kurulan ROKETSAN, TSK’nın<br />

bu yöndeki ihtiyaçlarını ulvi bir milli görev<br />

sayarak büyük bir gayretle karşılamaya devam<br />

etmektedir. ROKETSAN tarafından bugüne<br />

kadar tamamlanarak TSK’nın teslim edilen<br />

ancak talep geldikçe temini gerçekleştirilmeye<br />

devam eden projelerimiz; ROKETSAN’ın<br />

kuruluşunu müteakip ilk projesi <strong>olan</strong> Avrupa<br />

Stinger Projesi kapsamında TSK’nın teslim<br />

edilen Stinger Füzelerinde kullanılan Fırlatma<br />

ve Uçuş Motorları, Hava Kuvvetlerimizin<br />

ihtiyacına binaen Rapier MK II Hava <strong>Savunma</strong><br />

Füzelerinin Kontrol Tahrik Sistemleri, Kara<br />

Kuvvetlerimiz için 107 mm.lik Anadolu, 122<br />

mm.lik Mızrak ve 302 mm.lik Kasırga Roketleri<br />

ile 600 mm.lik Yıldırım Füzeleri ve bunların<br />

fırlatma sistemleri <strong>olan</strong> 122 mm.lik Sakarya,<br />

302 mm.lik Kasırga ve 600 mm.lik Yıldırım<br />

Fırlatma Sistemleri ve bunlara ait Komuta<br />

Kontrol Araçları, Mühimmat Araçları ve Bakım<br />

Onarım Araçlarının tasarımı ve üretimi,<br />

Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisinin<br />

(MAAT) tamamlanması, benzer şekilde<br />

Mühimmat Islah, Geliştirme ve Yenileştirme<br />

Merkezi (MİGYEM) tesis edilmesi, TSK’nın<br />

teslim edilen Roket ve Füze Sistemlerine ait<br />

simülatörler ve dershanelerinin tesis edilmesi,<br />

Deniz Kuvvetlerimiz için Denizaltı <strong>Savunma</strong><br />

Harbi (DSH) Roketi ve Fırlatma Sistemi,<br />

dünyadaki benzerleri arasında en mükemmeli<br />

olarak yerini alan 2.75” Lazer Güdümlü Füze<br />

CİRİT’in geliştirilmesi ve teslimi projeleridir.<br />

TSK’nın kazandırılmak üzere zamanında ve<br />

başarıyla tamamlamak için büyük bir gayretle<br />

çalıştığımız projelerimiz ise; Orta Menzilli<br />

Tanksavar Füzesi (OMTAS) ile Uzun Menzilli<br />

Tanksavar Füzesi (UMTAS) Projeleri, Alçak İrtifa<br />

Hava <strong>Savunma</strong> Füze Sistemi (AİHSFS) ve Orta<br />

İrtifa Hava <strong>Savunma</strong> Füze Sistemi (OİHSFS)<br />

Projeleri, Portatif Hava <strong>Savunma</strong> Füzesi,<br />

Portatif Tanksavar Füze Sistemi, ALTAY Milli<br />

Tankımızın Zırh Sistemi, 155 mm.lik Uzun<br />

Menzilli Obüs Mermisinin Dipten Yanma<br />

Ünitesinin tasarım ve üretimi, çeşitli çaplarda<br />

roket ve füzeler için mekanik tapalar, uçaksavar<br />

mühimmatı için tapalar ile elektromekanik<br />

tapalar ve elektronik akıllı tapaların tasarımı ve<br />

üretimi ile Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve<br />

Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarının karşılanmasına<br />

yönelik çeşitli diğer projelerdir.


Bir Konuk Bir Söyleşi<br />

1988 yılında 25 kişilik<br />

çekirdek kadrosuyla bir apartman<br />

dairesinde çalışmaya başlayan<br />

ROKETSAN, bugün itibariyle<br />

1600 kişiye ulaşan ve parolası<br />

“başarı” <strong>olan</strong> mükemmel<br />

donanımlı personeliyle çok çeşitli<br />

alanlarda faaliyet göstermektedir.<br />

ROKETSAN bünyesinde, teslim edilen veya<br />

üretimleri devam eden sistemlerin lojistik<br />

desteğinin sağlanması için yapılan çalışmalar<br />

nelerdir? Özellikle, tasarım ve prototip<br />

üretimi aşamalarında büyük önem taşıyan ve<br />

ürünlerin ömür devri maliyetini optimize<br />

etmeyi amaçlayan Entegre Lojistik Destek<br />

(ELD) faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?<br />

ROKETSAN tarafından 1995 yılı ile 2008 yılı<br />

arasında devam eden üretim ve teslimat<br />

faaliyetleri kapsamında 122 mm SAKARYA ve<br />

302 mm Kasırga Çok Namlulu Roketatar, 600<br />

mm Yıldırım Füze Silah Sistemleri ile bunlara ait<br />

mühimmat TSK envanterine kazandırılmıştır.<br />

Teslim ettiği ürünleri için en ekonomik, güncel<br />

ve ihtiyacı karşılayabilecek lojistik destek<br />

ürünlerini TSK’ya sunma gayreti içerisinde <strong>olan</strong><br />

ROKETSAN, talep edildiğinde ürünlerinin yakın<br />

desteğini, bakım onarımını, eğitim atışı ve<br />

operasyonel atış desteğini sağlamaktadır.<br />

Üretimleri devam eden projelerin imzalanmış<br />

sözleşmelerinde yer alan TSK ELD isterleri<br />

ROKETSAN tarafından her bir proje için özel<br />

olarak hazırlanan ELD Planı’nın esaslarını<br />

oluşturmakta ve TSK lojistik destek altyapısına<br />

uyumlu olabilecek ELD planı hazırlanmaktadır.<br />

Kavram aşamasından itibaren tasarım<br />

faaliyetleri içerisinde lojistik destek tasarımı ve<br />

analizleri yapılarak kullanıcı dostu, kolay<br />

desteklenebilir ve idame ettirilebilir, güvenilir,<br />

ömür devir maliyeti optimize edilmiş ürünler<br />

ortaya konulması hedeflenmektedir.<br />

ROKETSAN tarafından yeni üretilen silah<br />

sistemlerinin çağdaş anlamda ELD<br />

elemanlarına (simülasyon dershaneleri,<br />

gömülü simülatörler, ELD bilişim altyapısı, vb.)<br />

sahip olması hedeflenmekte olup, TSK’nın bu<br />

husustaki taleplerine olumlu ve yapıcı destek<br />

verilmektedir.<br />

Tasarım ve prototip üretimi aşamalarında<br />

Entegre Lojistik Destek Planı- Lojistik Destek<br />

Analizi Planı- Bakım Planı- Tedarik Desteği<br />

Planı- Güvenilirlik ve İdame Edilebilirlik Planı-<br />

Özel Tip Test Ekipmanları- Paketleme, Taşıma,<br />

Depolama ve Ulaştırma Planı- Teknik Dokümantasyon<br />

Planı- Eğitim Gereksinim Analizi- İş<br />

Gücü ve Personel Planı- Tesis Gereksinim Planı-<br />

Elden Çıkarma Planı- Üretici Destek Planı-<br />

Eğitim Planı- Ömür Devri Maliyeti Analizi dokümanları<br />

ROKETSAN tarafından üretilmekte ve<br />

Proje Yönetim Makamı‘na sunulmaktadır.<br />

Çok yüksek güvenilirliğe sahip bir sistemin elde<br />

edilmesi için yüksek yatırım ve işgücü<br />

gerekmektedir. Düşük güvenilirliğe sahip bir<br />

sistem için ise kullanım süresince yüksek idame<br />

maliyetleri söz konusudur. Buna göre güvenilirlik<br />

çalışmalarında, güvenilirliği artırma<br />

maliyeti ile güvenilirsizliğin getireceği maliyetin<br />

toplamının en düşük olduğu seviyenin<br />

aranması esastır.<br />

ROKETSAN tarafından tasarlanan ve geliştirilen<br />

roket, füze ve fırlatma sistemleri ve alt<br />

sistemleri, güvenilirlik hesaplamaları açısından<br />

farklı ihtiyaçlar ortaya koymaktadır. Yakıt,<br />

piroteknik, patlayıcı gibi enerjik malzemeler<br />

içeren ve tek kullanımlık <strong>olan</strong> roket ve füze<br />

sistemlerinde, dep<strong>olan</strong>ma koşullarına göre<br />

zamana bağlı olarak değişen güvenilirlik<br />

değerleri en yüksek seviyelere çekilmeye<br />

çalışılmakta, çok kullanımlı fırlatma sistemlerinde<br />

ise sistem ömür döngüsü süresince<br />

kullanılabilirlik oranını istenen oranda<br />

sağlayacak ancak toplam bakım-onarım<br />

maliyetlerini asgari seviyelere çekecek<br />

güvenilirlik değerlerine ulaşmak hedeflenmektedir.<br />

Yakından bildiğiniz gibi, mevcut lojistik<br />

sistemimizde savunma sistemlerin TSK’ya<br />

teslimi ile garanti süresini müteakip firmalarımızın<br />

rolü tamamlanmakta ve sistem ile<br />

üreticisi arasındaki bağ büyük ölçüde<br />

kopmaktadır. Bu noktadan hareketle,<br />

ROKETSAN’ın TSK envanterine teslim etmiş<br />

olduğu veya edeceği ürünlerin kullanım<br />

döneminde üstleneceği rollere ilişkin bir<br />

çalışma veya uygulama mevcut mudur? Bu<br />

bağlamda, kullanıcının karşılaştığı sorunlar,<br />

arıza oranları vb. konularda sistematik bir<br />

bilgi akışı sağlanabilmesi için neler yapılabilir?<br />

ROKETSAN’ın hedefi TSK tarafından talep<br />

edilen ürünleri en fazla yerli tasarım ve üretim<br />

katkı payıyla teslim etmek ve bu ürünlerin<br />

kullanım ömürleri sonuna kadar talep edilen<br />

Lojistik Desteğini sağlamaktır. Bu nedenle<br />

ROKETSAN; garanti döneminin sona ermesiyle<br />

kesintiye uğramayan, TSK ile yakın koordinasyon<br />

ve işbirliği içeren Lojistik Destek (LD)<br />

hizmeti sunabilmenin gayreti içerisindedir. Bu<br />

amaçla, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi<br />

(Product Life-Cycle Management-PLM)<br />

sisteminin ROKETSAN içerisinde yer alması<br />

gereken kısmının kurulması için proje başlatılmıştır.<br />

PLM sistemi; ürünün kavram aşamasından<br />

üretilmesine, kullanıcıya teslimine,<br />

kullanımına ve elden çıkarılmasına kadar tüm<br />

faaliyetleri bir bütün olarak sarmalamakta,<br />

bilgilerin emniyetli, ulaşılabilir ve paylaşılabilir<br />

şekilde dep<strong>olan</strong>masını, sürekli ve dinamik bilgi<br />

alışverişini sağlamaktadır.<br />

ROKETSAN tarafından teslim edilen sistemler,<br />

tasarım döneminde kullanıcının katılımıyla<br />

belirlenen bir kullanım konsepti üzerine inşa<br />

edilmektedir. Ancak uygulamada sistemlerin<br />

gerçekleşen kullanımlarının planlanandan<br />

faklılaşabildiği görülebilmektedir (kullanım<br />

süresinin artması, operasyonel akışta farklılıklar<br />

gibi). Yeni sistemlerin tasarlanmasında ve<br />

geliştirilmesi aşamalarında, ileride olabilecek<br />

aksaklıkların ortadan kaldırılabilmesi amacıyla<br />

yapılan güvenilirlik analizlerine en önemli girdi,<br />

benzerlik taşıyan sistemlerle ilgili doğru<br />

geribildirimlerdir. Bu geribildirim sürecini<br />

günümüzün iletişim ve otomasyon imkanlarıyla<br />

sistematik hale getirebilmek mümkündür.<br />

Bu konuda TSK ile etkin bir geribildirim<br />

sistemi kurulması projelendirilebilir.<br />

ROKETSAN, firma fojistik desteğinin, performansa<br />

dayalı lojistik esasları oluşturularak,<br />

TSK ile üreticiyi içerisine alan PLM sistemiyle<br />

etkin olarak kullanılması gerektiğini değerlendirmektedir.<br />

Bu sistemin TSK ve üretici<br />

tarafında kurulması, gerekli arayüz bağlantılarının<br />

oluşturulması, Tedarik Sözleşmesi ile<br />

garanti sonrası döneme yönelik sözleşmelere<br />

bağlı sorumlulukların belirlenmesi önemli<br />

adımlar olabilecektir.<br />

Tüm bu faaliyetlere paralel olarak sözleşme<br />

imzalanmasını ve işleyişi kolaylaştıracak<br />

mevzuat değişikliklerinin yapılmasına ihtiyaç<br />

olduğu değerlendirilmektedir. Örneğin dünyanın<br />

ileri gelen ordularında her geçen gün<br />

yaygınlaşmakta <strong>olan</strong> performansa dayalı lojistik<br />

esaslarına dayalı firma lojistik desteğinin;<br />

daha etkin, ekonomik ve kaynak israfını<br />

önleyen bir yaklaşımı olacağı değerlendirilmektedir.<br />

ROKETSAN tarafından yürütülmekte <strong>olan</strong><br />

projelerde; TSK ihtiyaçlarına uygun olarak<br />

geliştirilen sistemlerinin ömür devri boyunca<br />

güvenirlik, kullanılabilirlik ve idame edilebilirlik<br />

açısından uygulanması öngörülen<br />

faaliyetler nelerdir? Belirlenen faaliyetlerde<br />

uygulanması hedeflenen standartlar hangileridir?<br />

Kısaca özetleyebilir misiniz?


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

09<br />

Örneğin, uzun yıllar envanterde kullanılan Çok<br />

Namlulu Roketatar Sistemleri Lojistik Destek<br />

Analizi çalışmaları kapsamında görev ve<br />

kullanım analizleri gerçekleştirilerek sistemin<br />

kullanım konseptinin oluşturulması ile sistem<br />

tasarımına gereksinimler ortaya konmakta,<br />

operatörün sistemi işletirken ihtiyaç duyabileceği<br />

tüm detaylar dikkate alınmakta ve en<br />

kötü durum senaryoları oluşturularak sistemlerde<br />

gerekli yedekleme (back-up) çözümleri<br />

kazandırılmaktadır. Ayrıca bu çalışmalar<br />

ışığında doğru ve yeterli bilgi seviyelerinde<br />

operatör el kitapları ve talep edilen diğer<br />

dokümanlar oluşturulmakta, eğitim içeriği ve<br />

materyalleri hazırlanmaktadır. Gerçekleştirilen<br />

güvenilirlik ve kullanılabilir analizleri ile hem<br />

optimum güvenilirlikte sistemler elde edilebilmekte,<br />

hem de optimum yedek parça sayıları<br />

belirlenmektedir.<br />

ROKETSAN tarafından tasarlanan ve geliştirilen<br />

roket, füze, fırlatma sistemleri ve alt<br />

sistemlerinde güvenilirlik, kullanılabilirlik ve<br />

idame edilebilirlik için analiz çalışmaları<br />

gerçekleştirilmektedir. Oluşturulan Lojistik<br />

Destek Analizi planları kapsamında bu<br />

çalışmalar ele alınmaktadır. Buna göre<br />

ROKETSAN tarafından tasarlanan ve geliştirilen<br />

roket, füze, fırlatma sistemleri ve alt sistemlerinde<br />

kullanım çalışması, karşılaştırmalı<br />

analizler, desteklenebilirlik tasarım faktörleri,<br />

fonksiyonel ihtiyaçlar, destek alternatifleri,<br />

görev analizi gibi çalışmalar askeri standartlar<br />

(özellikle MIL-HDBK-502 ve MIL-STD-1388)<br />

referans alınarak gerçekleştirilmektedir.<br />

Projelerde uygulanan Entegre Lojistik Destek<br />

faaliyetleri göz önüne alındığında en ciddi<br />

faydanın maliyet etkinlik olduğundan<br />

hareketle, optimum maliyetle sistem<br />

kalitesinin garanti altına alınmasına yönelik<br />

sağlanan hizmetler, kullanılan programlar ve<br />

ROKETSAN personelince alınan eğitimler<br />

nelerdir? Söz konusu eğitimler hakkında<br />

genel bir bilgi verebilir misiniz? Ayrıca;<br />

yapılan çalışmalarda maliyet etkinlik nasıl<br />

sağlanmıştır, örnek verir misiniz?<br />

Geliştirilen sistemlerin ömür döngüsü boyunca<br />

optimum maliyet etkinliğinin sağlanabilmesi<br />

amacıyla özellikle Sistem Mühendisliği<br />

alanında çalışan personelin Güvenilirlik, Kullanılabilirlik<br />

ve İdame Edilebilirlik konularında<br />

ve Lojistik Destek Analizi, Emniyet Analizi<br />

konularında eğitim alarak uzmanlaşması<br />

sağlanmaktadır. Ayrıca Satış Sonrası Hizmetler<br />

Müdürlüğü bünyesindeki personelin, konusunda<br />

uzman <strong>olan</strong> ve deneyimli firmalardan<br />

ELD Planı, Bakım Planı, Eğitim Planı ve<br />

Dokümantasyonu, Tedarik Desteği Planı ve<br />

diğer operasyonel ELD ürünlerinin hazırlanması<br />

konularında uygulamalı eğitim ve danışmanlık<br />

desteği alması sağlanmaktadır.<br />

Bakım, onarım ve idame etme maliyetlerinin<br />

maliyet etkin olmasının sağlanmasına yönelik<br />

olarak; tasarım çalışmalarında modülerlik,<br />

kullanıcı dostu olma, cihaz içi test kabiliyeti,<br />

azami yerli yedek parça tedarik <strong>olan</strong>ağı,<br />

optimum sayıda kullanıcı ve bakım personeline<br />

ihtiyaç duyma, asgari sarf malzemesi<br />

kullanımı ve benzeri kriterler dikkate<br />

alınmaktadır. Tasarımda uygulanan Entegre<br />

Lojistik Destek faaliyetlerine ilişkin olarak<br />

ROKETSAN tarafından geliştirilen projelerdeki<br />

Lojistik Destek Analizi çalışma-larından<br />

örnekler verebilir misiniz? Bu konu-da<br />

tasarıma girdi olarak LDA uygulamalarınızdaki<br />

temel parametreleriniz nelerdir?<br />

Projelerde; tasarım aşamasında güvenilirlik<br />

program planlaması, görev ve destek sistemleri<br />

belirleme çalışmaları, alternatiflerin değerlendirilmesi,<br />

destek gereksinimlerinin tanımlanması<br />

ve değerlendirilmesi sağlanmaktadır.<br />

Lojistik çalışmalarında temel girdiler sistemin<br />

kullanım konsepti ve kullanıcı altyapısıdır.<br />

Bir kullanıcıya göre kurulan lojistik altyapısı,<br />

aynı sistemi kullanan başka bir kullanıcı için<br />

optimum olmayabilir. Dolayısıyla sistemlerin<br />

desteklenebilirliği değerlendirilirken kullanıcının<br />

tasarım ve geliştirme süreçlerine bu<br />

anlamda önemli girdileri bulunmaktadır.<br />

Buna göre ROKETSAN tarafından tasarlanan ve<br />

geliştirilen roket, füze, fırlatma sistemleri ve alt<br />

sistemlerinde kullanım çalışması, karşılaştırmalı<br />

analizler, desteklenebilirlik tasarım<br />

faktörleri, fonksiyonel ihtiyaçlar, destek<br />

alternatifleri, görev analizi gibi çalışmalar<br />

gerçekleştirilmektedir.<br />

TSK bünyesinde uzun yıllar üst düzey görevlerde<br />

bulunmuş olmanız sebebiyle milli<br />

sistemlerin lojistik desteğinin sağlanmasına<br />

ilişkin mevcut durum ve önümüzdeki dönemde<br />

yapılabilecek düzenlemeler hakkında<br />

değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?<br />

TSK, bütün faaliyet alanlarında olduğu gibi<br />

lojistik desteğin de büyük öneminin bilincinde<br />

olarak bu alandaki faaliyetlerini etkin şekilde<br />

yürütmekte ve bu kapsamda;<br />

Mevcut silah, destek ve altyapı ihtiyaçlarının<br />

belirlenmesini, teminini, dağıtımını<br />

ve idamesini sağlamak üzere sistem,<br />

malzeme, bütçeleme, sözleşme ve teknik<br />

yönetim fonksiyonlarını gerçekleştirmekte,<br />

Envantere yeni girecek sistemlerin seçimi,<br />

tedarik ve entegrasyonu ile hizmet ömrü<br />

sonunda envanterden çıkarılması faliyetlerini<br />

sürdürmekte,<br />

Envanterdeki sistemlerin kullanım ömürlerini<br />

uzatmak için gerekli iyileştirme<br />

süreçlerini planlamakta ve uygulamaktadır.<br />

Bütün bu faaliyetleri gerçekleştirirken Tedarik<br />

Lojistiği ve Harekat Lojistiği prensiplerine<br />

sadık kalarak tam etkin bir lojistik yönetimini<br />

gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.<br />

Günümüzde başdöndürücü hızla ortaya çıkan<br />

teknolojik gelişmeler ve bunların savunma<br />

ihtiyaçları üzerinde aynı hızla değişen etkileri,<br />

desteklenebilir tasarımların daha tedarik<br />

safhasında üretilmesini hedefleyen tedarik<br />

lojistiğinin önemini daha da arttırmaktadır.<br />

Bunun yanı sıra gittikçe daha pahalı ve<br />

karmaşık yapıya bürünen, son derece hassas ve<br />

yüksek teknoloji ürünü <strong>olan</strong> yeni silah ve<br />

destek sistemleri ile akıllı mühimmatlar, daha<br />

karmaşık ve çok daha teknolojik ve pahalı<br />

bakım ve onarım gibi idame ihtiyaçlarının<br />

ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu tür<br />

gelişmiş sistem ve mühimmatlar özel teçhizat<br />

ve çok iyi yetişmiş, konusunda uzmanlaşmış<br />

teknik personel gerektirmektedir. Bunların<br />

sonucunda lojistik destek analizlerinin


Bir Konuk Bir Söyleşi<br />

yapılması ve lojistik desteğin planlanması ve<br />

uygulanması daha zor ve karmaşık hale<br />

gelmektedir. Bütün bu zorlukları bertaraf<br />

edebilmek maksadıyla lojistik destek analizleri<br />

sonucunda uygulanması mümkün olarak<br />

değerlendirilen silah ve destek sistemleri için<br />

Performansa Dayalı Lojistik Sistemi’nin<br />

uygulanması en uygun çözüm olarak değerlendirilmektedir.<br />

Bu sistemde füzeler gibi yüksek<br />

teknolojiye sahip mühimmat dahil her çeşit<br />

karmaşık savunma sistemlerinin ömür devirleri<br />

boyunca en düşük maliyetle tam etkin olarak<br />

hazır bulundurulması, tedarik lojistiği safha-<br />

sında üretici veya yüklenici firmaların<br />

sorumluluğuna verilmektedir. Tedarik safhasında<br />

planlanan ve uygulamaya konan bu<br />

sistemin, başlangıç maliyetlerini oldukça<br />

yükseltici bir yöntem gibi görülse de ömür<br />

devri boyunca gerçek lojistik destek maliyetinin<br />

düşüklüğü ve sistemlerin bakım ve onarım<br />

sürelerinin kısaltılması ile yeni teknolojik<br />

ihtiyaçlara göre süratle iyileştirilmesi gibi<br />

idame kolaylıkları dikkate alındığında özellikle<br />

yüksek teknolojiye dayanan karmaşık ve pahalı<br />

sistemler için çok daha maliyet etkin olacağı<br />

değerlendirilmektedir.<br />

Bu kapsamda, Türkiye’de üretilen silah<br />

sistemleri ve füzeler gibi hassas mühimmatın<br />

bakım ve idamesinin özel sözleşmeler yoluyla<br />

ilgili firmalarca yapılması TSK’nın büyük bir<br />

yükten kurtaracaktır. Bu gerçekleştirildiği<br />

taktirde silah sistemleri ve hassas mühimmat<br />

her zaman göreve hazır olacaktır.<br />

TSK’nın gerek tedarik lojistiği gerekse idameişletme<br />

lojistiği kapsamında talep edeceği<br />

performansa dayalı lojistik destek sağlama<br />

sürecinde ihtiyaç duyacağı her türlü lojistik<br />

destek konularında ROKETSAN üzerine düşeni<br />

en iyi şekilde yerine getirmeye hazırdır.<br />

Korgeneral (E) Dr. Eyüp KAPTAN;<br />

1949 yılında Aydın’ın Söke ilçesinde doğmuştur. 1969 yılında Kara Harp Okulundan İstihkam<br />

Subayı olarak mezun olmuştur. 1970 – 1977 yılları arasında İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez<br />

Komutanlığında takım ve bölük komutanlığı görevlerini yapmıştır.<br />

1979 yılında Kara Harp Akademisinden, 1984 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisinden mezun<br />

olmuştur. 1979 – 1984 yılları arasında 51nci ve 61nci Tümen Komutanlıklarında İstihbarat ve<br />

Harekat Eğitim Şube Müdürlükleri görevlerinde bulunmuş, 1984 – 1985’de Pakistan Kurmay<br />

Kolejini bitirmiş, 1985 – 1988 yılları arasında Kara Harp Akademisinde Öğretim Üyeliği yapmış,<br />

1988 – 1990 yılları arasında ise Amerika Birleşik Devletleri Komuta Kurmay Kolejinde Türk İrtibat<br />

Subayı ve Öğretim Görevlisi olarak çalışmıştır. Amerika’daki görevini müteakip, 1990 – 1992<br />

yıllarında Genelkurmay Protokol Şube Müdürü, 1992 – 1994 yıllarında Genelkurmay Başkanı Özel<br />

Kalem Müdürü, 1994 – 1996 yılları arasında Kara Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanı olarak görev<br />

yapmıştır. 30 Ağustos 1996 tarihinde Tuğgeneralliğe terfi etmiştir. 1996 – 1998 yılları arasında<br />

34ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı olarak Ağrı, Bitlis, Bingöl ve Tunceli illerinde İç Güvenlik<br />

Harekatına katılmıştır. 1998 – 2000 yıllarında İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı<br />

görevini icra etmiştir.<br />

2000 yılında Tümgeneralliğe terfi etmiştir. 2000 – 2002 yıllarında Harp Akademileri Komutanlığı<br />

Kurmay Başkanlığı, 2002 – 2005 yıllarında ise İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığını<br />

yürütmüştür. 30 Ağustos 2005 tarihinde Korgeneralliğe terfi ederek, 2005 – 2007 yılları arasında<br />

Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı ile Genelkurmay Denetleme Başkanlığı,<br />

2007 – 2009 yılları arasında da 8nci Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur.<br />

Ağustos 2009 – 2011 yılında Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı görevini icra etmiş ve 30 Ağustos<br />

2011’de kadrosuzluk nedeni ile emekliye ayrılmıştır.<br />

Yurt içinde ve yurt dışında gördüğü çeşitli kursların yanı sıra Ege Üniversitesi İşletme Fakültesini<br />

bitirmiş, Amerika’da Webster Üniversitesinde Personel Yönetimi Dalında Yüksek Lisans ve<br />

Marmara Üniversitesinde Tarih dalında doktora yapmıştır. Çeşitli makalelerinin yanı sıra Lozan<br />

Konferansında Azınlıklar Sorunu kitabı yayımlanmıştır.<br />

İç Güvenlik Harekatındaki başarılarından dolayı Genelkurmay Başkanlığınca Üstün Başarı<br />

Madalyası ve Üstün Cesaret ve Feragat Şerit Rozeti ile ödüllendirilmiştir. Ayrıca ABD Liyakat<br />

madalyası sahibidir.<br />

18 Ocak 2012 tarihinden bu yana Roketsan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı görevini yürütmektedir.<br />

Korgeneral(E) Dr.Eyüp KAPTAN; evli ve iki çoçuk babasıdır. İngilizce bilmektedir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 11<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayiinin<br />

Önündeki Gelecek<br />

“Lojistik Destek”<br />

Silahlı Kuvvetlerin görev yaptığı çevre son 15-<br />

20 yılda önemli bir değişim göstermiştir.<br />

Ülkeler arası silahlı çatışmalara Birleşmiş<br />

Milletlerin ve dünya kamu oyunun duyarlılığı<br />

ve müdahalesi ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bu;<br />

çatışmanın çok kısa süreli (birkaç gün) sürmesi<br />

ve bu süre içerisinde hedeflenen sonuçlarda<br />

ciddi mesafe alınması gereksinimi ortaya<br />

çıkarmıştır. Klasik savaşların nedenlerine ek<br />

pek çok düzenli olmayan konu, çatışma ortamı<br />

doğurmaya başlamıştır. BM ve NATO uluslararası<br />

sorunların, çatışmaların tarafı olmaya<br />

başlamıştır. Bu ise düzenli orduların sınır<br />

ötesinde NATO/BM gücü olarak kullanılması<br />

ve konvansiyel çatışma ortamlarının dışında<br />

da operasyon yapma zorunluğunu gündeme<br />

getirmiştir. Düzenli orduların karşısına artık<br />

terör , gerilla, aykırı guruplar da tehdit olarak<br />

çıkmaktadır. Sonuçta yeni ve karmaşık<br />

durumlarla karşı karşıya kalma, silahlı<br />

kuvvetlerin sayısal büyüklüğünün, rolünün ve<br />

teçhizatının da aynı şekilde değişmesi<br />

sonucunu doğurmuştur. Zaman zaman sayıca<br />

küçük, hareketliliği ve vurucu gücü yüksek<br />

silahlı birimlere ihtiyaç daha önemli hale<br />

gelmiştir, gelmektedir. Bu ise son derece<br />

hareketli ve hızlı platformlar ile modern,<br />

yüksek isabetli, tahrip gücü yüksek silah<br />

sistemlerinin envatere alınması anlamını<br />

taşımaktadır. Bu gelişmeye parelel olarak<br />

savunma sanayii de evrim geçirmiştir. <strong>Savunma</strong><br />

firmaları; silahlı kuvvetlerin yeni , derinliği <strong>olan</strong><br />

ve kompleks taleplerine yeni yatırımlar<br />

yaparak, verimliliği arttırarak, yeniden<br />

yapılanarak, uluslararası ve/veya çok uluslu bir<br />

yapı kazanarak, cevap vermek için yoğun bir<br />

çaba içerisine girmiştir.<br />

Henüz bu değişim/yeniden yapılanma Türk<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii’nde tam olarak tamamlanmamasına<br />

rağmen pek çok yeni sistem, silah/<br />

mühimmat ve platform özgün olarak geliştirilerek<br />

Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine<br />

alınmıştır. Envantere alınan yeni unsurların<br />

servis ömrünün oldukça uzun olması istenen ve<br />

beklenen bir olgudur. Bu olgunun sonucu<br />

olarak <strong>Savunma</strong> Sanayii’nin envantere aldığı<br />

her bir unsur yeni proje portföyünde bir eksi<br />

olarak yer almakta ve giderek yeni proje ve iş<br />

potansiyeli sanayi için azalmaktadır. Bu konu<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı’mız tarafından<br />

da işaret edilmekte ve <strong>Savunma</strong> Sanayii’mizin<br />

devamlılığının ve gelişimin sağlanması için yeni<br />

stratejiler tespit edilmekte ve uygulamaya<br />

alınmaktadır. <strong>Savunma</strong> Sanayii’miz için bu<br />

kapsamda tanımlanan yeni potansiyel iş<br />

alanlarından birisi de “Lojistik Destek“tir.<br />

<strong>Savunma</strong> sektöründe faaliyette bulunan<br />

firmalarımız için bu husus; envantere alınan<br />

platform, silah ve sistemlerin lojistik olarak<br />

desteklenmesi, geliştirilmesi, gelişen tehditleri<br />

ve oluşacak talepleri karşılayacak şekilde yeni<br />

teknolojik kazanımlarla teçhiz edilmesi<br />

anlamını taşımaktadır ve dolayısı ile yeni bir<br />

faaliyet alanı olarak ortaya çıkmaktadır.<br />

Diğer taraftan küreselleşmenin etkisi ile ulusal<br />

ihtiyaçların karşılanmasında yabancı oyuncuların<br />

da rekabeti destekleme adına resimde yer<br />

alması, ulusal savunma sanayicilerimizin iş<br />

alması konusunda bir tehdit oluşturmaktadır.<br />

Büyük sistem, platform ve silah projelerinin<br />

tamamlanarak envantere alınmasını takiben<br />

aynı ölçekli projelerin gündeme gelemeyeceği<br />

gerçeği de sektörde atıl (boş) bir kapasitenin<br />

ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu ifade<br />

etmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine<br />

alınan unsurların lojistik desteğinde<br />

rekabetçilik adına yabancı oyuncularında aynı<br />

koşullarda tedarikçi olarak rol almasına <strong>olan</strong>ak<br />

tanınmasının ülke güvenliği ve egemenliği<br />

konusunda zafiyet oluşturabileceği de


Lojistik Destek<br />

değerlendirilmelidir. Bu nedenle <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Müsteşarlığı’mızın hazırlayacağı<br />

“Lojistik Destek Strateji Dokümanı” veya<br />

“<strong>Savunma</strong> Sanayii Strateji Dokümanı Revizyonu”nda<br />

bu hususun ele alınarak incelemesi<br />

gerekmektedir. Bu çalışmada ulusal ve<br />

uluslararası firma ürünleri olarak envantere<br />

giren unsurların lojistik desteğinde hangi<br />

endüstriyel kapasitenin yurt içinde oluşması<br />

gerektiği netleştirilmelidir. Endüstrinin bu<br />

konuda kendi iradesi ile yapılanması yolu<br />

denenir ise açık alanlar kalabileceği gibi<br />

tekrarlanan yatırım ve yetenekler için kaynaklar<br />

hoyratça kullanılabilecektir. Sanayici olarak<br />

tüm alanlarda ulusal bir yetenek oluşturulmasının<br />

uygulanabilir ve akılcı olmadığını kabul<br />

ediyoruz bu nedenle bu çalışmada rekabete<br />

açılacak alanların da netleşmesi önem arz<br />

edecektir.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Politikası, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin<br />

isteklerinin zamanında, en üst kalitede<br />

ve en uygun fiyatla temin etmek olarak tanımlanmaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Strateji Dökümanı<br />

bu politikaya uygun olarak silahlı kuvvetlerin<br />

isteklerinin karşılanması konusunda<br />

katkı ve katılımları tanımlamaktadır. Bu tanımlamada<br />

lojistik konusunda aşağıdaki konuların<br />

önemli olduğu değerlendirilmektedir:<br />

Yeni ve/veya servisteki sistemlerin desteklenmesini<br />

ve iyileştirmesini temin edecek<br />

sektörel savunma sanayinden stratejik<br />

isterler/beklentiler tanımlanmalıdır. Ülke<br />

savunması için hangi endüstriyel yatırımların<br />

ülkede yapılması gereği bu çalışmada<br />

ifade edilir. Stratejik isterler; stratejik ve<br />

finansal olarak zaman içerisinde değişebileceğinden<br />

bu konunun endüstri ile şeffaf<br />

olarak müzakere edilmesi, yorumlanması<br />

ve endüstrinin konuya ilişkin pozisyonunu<br />

tanımlamasına imkan tanınması gereklidir.<br />

Envantere alınan yeni sistemlerin ileri<br />

teknoloji ürünü ve yüksek parasal değerli<br />

oldukları değerlendirilerek lojistik olarak<br />

desteklenmesinin sofistike bir efor gerektirdiği<br />

bilinci ile bu görev profosyonellere,<br />

sanayicilere sunulmalıdır. Ulusal savunma<br />

sanayi ürünlerinin ve yeteneklerinin ihraç<br />

potansiyelini de arttıran bir husus olacağı<br />

unutulmamalıdır.<br />

Uzun dönemli sözleşmeler ile lojistik<br />

desteğin verilmesi; sanayinin yatırım arzusunu,<br />

yenilikçi teknolojiler geliştirmesini,<br />

maliyet azaltıcı modeller oluşturmasını<br />

cazip kılacaktır.<br />

Sektörün konuya ilişkin olarak finansal<br />

desteği ve iş yapma koşullarındaki basitleştirmelerin<br />

uygulanması da önemlidir.<br />

Tedarik ve endüstriyel kararları yöneten/<br />

yönetecek prensip ve prosesler detaylı<br />

olarak analiz edilerek sonuç endüstri ile<br />

paylaşılmalıdır.<br />

Sonuç olarak “<strong>Savunma</strong> Sanayii Strateji<br />

Dokümanı” veya doğrudan “Lojistik Destek<br />

Strateji Dokümanı”nda; lojistik destek<br />

konusunda rekabet ortamında herhangi bir<br />

ülke sanayisinden ziyade pastanın büyük<br />

parçasının ulusal sanayiciye açılacağı<br />

/verileceği, uzmanlık gerektiren hizmetin<br />

silahlı kuvvetler lojistik kuruluşlarında<br />

yapılanarak icrası yerine sanayide ele<br />

alınması gerekliliği bir şekilde tanımlanmalıdır.<br />

Ürünün ömür devri boyunca<br />

tedarik zinciri yönetimi ile sistem mühendisliği<br />

yeteneğinin birleştirilmesinde<br />

gelişen bir deneyim edinme yerel sanayiye<br />

tanınmalı böylece uluslararası pazarda da<br />

sanayinin daha güçlü olması sağlanmalıdır.<br />

Özellikle 2000 yılının başlarından itibaren<br />

uygulanan politikalar sonucu ülkemizde<br />

yetenekli ve geniş bir spekturumda başarılı bir<br />

ulusal savunma sanayi oluşmuş ve silahlı<br />

kuvvetlerin ihtiyacının önemli bir bölümünü<br />

(%50’sini) karşılar olma duruma gelmiştir. Bu<br />

sanayinin kalıcı olmasını ve başlayan<br />

gelişiminin sürekliliğini sağlamak ülkemizin<br />

egemenliği ve güvenliği içinde kritik bir<br />

konudur. Bu konuda <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığımızın işaret ettiği konular (Lojistik<br />

Destek; Diğer Kamu Yatırımlarında Rol Alma,<br />

Uluslararası Pazarlara Açılma) çözüm olarak<br />

her kesimce onaylanmaktadır.<br />

Sektörün oluşabilecek atıl kapasitesinin kullanılmasını<br />

sağlamak, mühendislik yeteneğinin<br />

gelişimini desteklemek için lojistik destek<br />

konusunu, hızla <strong>Savunma</strong> ve Havacılık sektörü<br />

oyuncuları ile geniş bir tabanda, paylaşmak<br />

gerekmektedir.<br />

Milli ürünlerin envantere alındığı bu dönemde<br />

bu konu daha önemli hale gelmektedir. Hatta<br />

yeni ürün geliştirme projelerinde lojistik<br />

destek konusunun geliştirme döneminde ele<br />

alınarak başlatılmasının daha kalıcı bir çözüm<br />

oluşturacağına inanılmaktadır.<br />

Bu kapsamda Silahlı Kuvvetleri’mizin ve Milli<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanlığı’mızın silah sistemi/<br />

platform desteği satın almada uyguladığı<br />

geleneksel yöntemi tekrar değerlendirmesinin<br />

uygun olacağı kıymetlendirilmektedir. ABD’de<br />

1990 yılların başından beri uygulanan<br />

“Performansa Dayalı Lojistik (PDL)” bu konuda<br />

uygun bir alternatif olacaktır. Bu uygulamada<br />

klasik yöntemdeki kontrat kapsamında yedek<br />

parça, onarım ve hizmet tedariklerini ayrı ayrı<br />

yapma ve sistem performans sorumluluğunu<br />

silahlı kuvvetlerin taşıdığı uygulama yerine<br />

ürün destek sağlayıcısından bir sistemin<br />

sözleşmede tanımlanmış performans metriklerini<br />

karşılayan bir hizmet beklenmektedir.<br />

ABD’de son dönemde bu uygulama ile<br />

yürütülen 15 program incelenmiş 10 programın<br />

sözleşme performans isterlerinin<br />

üzerinde, kalanının performans isteklerini<br />

%100 karşıladığı ve ciddi bir maddi tasarruf ile<br />

personel sayısında indirim sağladığı görülmüştür.<br />

Sistemin aksayan, olgunlaştırılması<br />

gereken yönleri olduğu da tespit edilmiş olup<br />

tüm eleştirilere rağmen devamı faydalı<br />

bulunmuştur. Eleştirilen hususlarda inceleme<br />

ve düzeltme çalışmaları yürülmektedir. Bu yeni<br />

yöntemde ihtiyaç ve sanayinin teknolojik<br />

olarak uygunluk seviyesi gözetilerek farklı<br />

seviye performans esaslı lojistik uygulaması<br />

tanımlanabilecektir. Bu kapsamda;<br />

1. Seviye - Parça Temini<br />

PDL’nin en alt uygulama seviyesidir. <strong>Savunma</strong><br />

sanayiimizin hazırlık düzeyi bu uygulama için<br />

uygundur. Bu uygulamada performans kriteri<br />

parçanın doğru zamanda, doğru yerde, uygun<br />

kalitede bulundurulması olarak tanımlanmaktadır.<br />

Yüklenici (Destek Sağlayıcı) esas olarak<br />

tedarik zinciri yönetimine odaklanır ve bu<br />

konuda teşkilatlanması ve deneyimi beklenir.<br />

Bu modelde silahlı kuvvetlerin sahip olduğu alt<br />

yapı tesislerinin (depolar vs.) istenirse<br />

işletmesi yükleniciye bırakılabilir ve yüklenici<br />

envanter stok yönetiminden de sorumlu<br />

tutulabilir (Devletin sahip olduğu tesislerin<br />

yüklenici tarafından işletilmesi (Go-Co)).<br />

ABD’de Deniz Kuvvetleri- Goodyear Kontratı<br />

örnektir. Uçak lastiklerinin ülke içinde 2 günde<br />

ülke dışında 4 günde istenilen noktaya teslimi<br />

bu uygulama ile yürütülmüş ve 15 yılda 48<br />

Milyon $ tasarruf sağlanmıştır toplam stok<br />

miktarında da %98 , tedarikçi stoklarında %66<br />

bir azalma görülmüştür.<br />

2. Seviye - Önemli Alt Sistem Temini ve Hazır<br />

Olma Durumu<br />

Bu uygulamada esas alınan performans ölçütü<br />

genişlemekte ve Tedarik Makamı-Kullanıcı-<br />

Yüklenici ilişkisindeki beraberlik biraz daha<br />

yoğun hale gelmektedir. Teslimat hızı sadece<br />

ölçüt olarak alınmamakta; gelişmiş malzemenin<br />

hazır olarak bulundurulması boyutu da<br />

performans metriği olarak tanımlanabilmektedir.<br />

Böylece tedarik zinciri yönetimi yanında<br />

onarım, mühendislik, teknik destek,<br />

konfigürasyon yönetimi, küçük modifikasyon<br />

ve iyileştirme sorumluluğu da temin edilen alt<br />

sistem seviyesinde yüklenici sorumluluğu<br />

olarak tanımlanmaktadır. <strong>Savunma</strong> ve<br />

Havacılık Sanayii’mizin bu talebi karşılayacak<br />

bir olgunluk seviyesinde olduğu değerlendirilmektedir.<br />

Bu uygulamaya örnek ABD’de Deniz Kuvvetleri<br />

Komutanlığı ile General Elektric arasında F404<br />

uçak motoru temini sözleşmesi gösterilebilir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

13<br />

Sözleşmede F404 motorunun söz konusu<br />

popülasyonunun (1862 adet) %85 seviyesinde<br />

uçaklarda kullanılabilir durumda olması<br />

performans kriteri olarak tanımlanmıştır. Bu<br />

sözleşme kapsamında söz konusu motor<br />

kafilesi için bakım süresi 120 günden 47<br />

güne; parça hazırlık düzeyi %50’den %92’ye<br />

değişmiş ve 4,5 yıllık sözleşme kapsamında<br />

79 Milyon $ tasarruf sağlanmıştır.<br />

3. Seviye - Platform Hazır Durumda :<br />

Bu seviye bizi “Performansa Dayalı Lojistik”<br />

uygulamasının kavramsal amacına yaklaştırmaktadır.<br />

Bu uygulamada bir platformun<br />

(örneğin uçak, tank, vb.) veya bir silah<br />

sisteminin (hava savunma silah sistemi, vb.)<br />

kullanıma hazır olarak varlığı performans<br />

metriği olarak tanımlanmaktadır. Bu uygulamaya<br />

ilişkin sözleşme ile yüklenici; tedarik<br />

zinciri yönetimi ve onarım faaliyetlerine ek<br />

olarak konfigürasyon yönetimi, teknik destek,<br />

eğitim, tesis, veri sitemi yönetimi ve diğer<br />

destek konularından sorumludur.<br />

<strong>Savunma</strong> ve Havacılık Sanayii’miz kendi özgün<br />

ürünlerinde, bu hizmeti verebilecek olgunluk<br />

düzeyinde olup diğer tedarikçi ürünleri için ise<br />

iş birlikleri ile hizmet verebilir hale gelebileceği<br />

değerlendirilmektedir.<br />

Bu uygulama örneği ABD Hava Kuvvetleri ile<br />

Lokcheed Martin arasında F117 Night Hawk<br />

uçağına ilişkin <strong>olan</strong>dır. Bu sözleşme ile 8 yılda<br />

ABD Hava Kuvvetleri Program Ofisi kadrosunu<br />

265 ten 48 personele indirmiş ve 217.5 Milyon<br />

$ tasarruf sağlamıştır.<br />

4. Seviye - Göreve Etkin Olarak Hazır<br />

Durumda:<br />

Bu seviye kapsamı, PDL uygulama amacı ile<br />

uyumlu olup sanayi kesiminin bu konuda<br />

yeterli olgunluk düzeyinde olduğu konusu tüm<br />

ülkelerde tartışmalıdır. Ülkemiz için de aynı<br />

değerlendirme geçerlidir. Konu platformun<br />

görev için hazır olmasının dışında görev konulu<br />

pek çok etkenin de yer aldığı bir boyut olarak<br />

farklı uzmanlıklara gereksinim göstermektedir.<br />

Bu nedenle örnekleri ABD’de de sınırlıdır.<br />

ABD Kara Kuvvetleri ile AAI arasındaki “Army<br />

Shadow Tactical Unmanned Aerial Vehicle”<br />

konulu sözleşme örnek olarak alınabilir. Bu<br />

sözleşme kapsamında Kara Kuvvetleri<br />

personeli ile AAI Personeli birlikte operasyon<br />

bölgesinde yer almaktadır. AAI ekibi; insansız<br />

hava aracı operasyonunu yürüten Kara<br />

Kuvvetleri personelinin omuz üstünden görevi<br />

ve gelişmeleri izlemekte, kritik teknik<br />

enformasyona anında erişebilmekte, destek ve<br />

düzeltme faaliyetini icra edebilmektedir.<br />

Sonuç olarak lojistik/hizmet sektöründe<br />

dünyada da önemli gelişmeler ve bu hizmetin<br />

özelleştirilmesi yönünde gelişmeler gözlenmektedir.<br />

2002-2010 arasında bu sektörde<br />

dünyadaki en yüksek ciro yapan 20 firmanın<br />

toplam satış tutarında %147’lik bir artış olduğu<br />

görülmektedir. 2010 yılında bu 20 firmanın<br />

toplam cirosu 55 Milyar dolar olarak tespit<br />

edilmiştir. Bu konudaki gelişme hızının artarak<br />

süreceği değerlendirilmektedir.<br />

Bu gelişmeden ülkemizin de aynı yönde<br />

etkileneceği ve ulusal savunma ve havacılık<br />

sanayimizin devamlılığı ve kazandığı ivmenin<br />

sürdürülmesi için bu gelişmenin zorunlu<br />

olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir.<br />

Bu ulusal egemenlik ve güvenliğimiz için de<br />

önemli bir husustur.<br />

KAYNAKLAR<br />

1. SİPRI Yearbook 2012<br />

2. Defence Industry Strategy (Defence White Paper)<br />

3. Joint and Integrated Logistics System for Defence Sevices<br />

4. Performance Based- Logistics (The University of Tennesse)<br />

Hüseyin BAYSAK<br />

SASAD Genel Sekreteri<br />

1946 yılında Turgutlu-Manisa’da doğan Hüseyin BAYSAK, ilk ve orta öğrenimini Turgutlu’da, lise<br />

öğrenimini İzmir Atatürk Lisesinde tamamlamış ve 1969 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi<br />

Kimya Fakültesi‘nin Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuştur.<br />

1969-1976 yılları arasında MKE Barut Fabrikası’nda Planlama Mühendisi, Atölye Mühendisi,<br />

Başmühendis ve Üretim Müdürü olarak, 1977-1988 yılları arasında ise MKE Roket<br />

Fabrikası’nda Fabrika Müdür Yardımcısı ve Fabrika Müdürü olarak çalışmıştır. Bu dönem<br />

zarfında, “Kobra Roketi Yakıtı”, 2.75 inç ve M72 LAW Roketleri, “120 mm Yivli Setli Havan<br />

Mühimmatı Sevk Yakıtı” üretim hatları kuruluşunda ve üretiminde çalışmalar yapmıştır.<br />

1988/2003 yılları arasında ROKETSAN’da İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı olarak ROKETSAN<br />

kurucu kadrosunda yer almıştır. 2003/2004 yılları arasında Genel Müdür Vekilliği görevini<br />

yürütmüştür. Mayıs 2004’de Genel Müdürlüğe atanmış 2012 Şubat ayında ise yaş haddi nedeni<br />

ile görevinden ayrılmıştır. Halen SASAD Genel Sekreterliği görevini yürütmektedir. Evli ve üç<br />

çocuk babası <strong>olan</strong> BAYSAK, iyi derecede İngilizce bilmektedir.


Lojistik Destek<br />

İnsansız Hava Aracı<br />

Sistemlerinde<br />

Lojistik Destek<br />

1. Giriş<br />

Başlangıçta potansiyel faydaları çok geç<br />

görülen İnsansız Hava Aracı (İHA) sistemleri,<br />

2000’li yılların başından itibaren hızla yayılmış,<br />

sistemlerin sayısı ve çeşitleri artarken aynı<br />

zamanda kabiliyetleri de oldukça gelişmiştir.<br />

İHA’ların kullanımı, sadece askeri hava<br />

harekatlarına katkı sağlamakla kalmamış, aynı<br />

zamanda askeri alana yeni bir anlayış<br />

getirmiştir.<br />

1980’li yıllardan itibaren birçok ülkenin silahlı<br />

kuvvetleri envanterine giren İHA Sistemleri,<br />

Bosna-Hersek, Kosova, Afganistan, Irak,<br />

Filistin, Lübnan, Yemen, Pakistan ve Libya<br />

çatışma veya savaşlarında yoğun olarak<br />

kullanılmıştır. Bahse konu kullanım bölgelerindeki<br />

acil operasyonel ihtiyaçlar nedeniyle,<br />

tasarım ve üretim süreçleri genelde çok hızlı<br />

yapılmak zorunda kalınan ve insanlı hava<br />

araçlarında olduğu gibi sertifikasyon süreçlerine<br />

tabi tutulmayan İHA sistemleri, çok hızlı<br />

bir şekilde harekat alanlarına konuşlandırılarak<br />

operasyonel olarak kullanılmıştır. Sistemler bir<br />

anlamda, tasarım sürecinin önemli bir kısmını<br />

TUSAŞ Firması tarafından geliştirilen ANKA İHA’sına takılı<br />

ASELSAN Firması üretimi ASELFLIR 300T EO/IR Kamera<br />

gerçek harekat şartlarında kullanılarak<br />

tamamlamıştır.<br />

Acil harekat ihtiyaçları nedeniyle tedarik<br />

sürecinin kısaltılması sonucunda, İHA<br />

sistemlerinin idame-işletme safhasında önemli<br />

miktarda Yüklenici Lojistik Desteği (YLD)’ne<br />

veya Performansa Dayalı Lojistik (PDL) hizmet<br />

alımına ihtiyaç olmuş, ayrıca birçok modernizasyon<br />

ve iyileştirme programı uygulanmak<br />

zorunda kalmış ve bunun sonucunda da aynı<br />

İHA sisteminin çok farklı konfigürasyonları<br />

oluşmuştur. Bu sebeple, İHA sistemlerinin<br />

kalitesi, idame-işletme maliyeti ve güvenilirliği<br />

son dönemlerde sorgulanmaya başlanmıştır.<br />

ABD Hava Kuvvetleri sürpriz bir kararla,<br />

yaklaşık 3 milyar dolar değerindeki 18 adet RQ-<br />

4 Global Hawk İHA'sını, idame-işletme<br />

maliyetlerinin çok yüksek olduğu gerekçesiyle<br />

envanterden çıkarma kararı almıştır.<br />

Birçok farklı kategori altında sınıflandırılan İHA<br />

sistemleri, pek çok açıdan insanlı hava<br />

araçlarına benzemekte olup, lojistik destek<br />

açısından da insanlı hava araçlarıyla aynı temel<br />

özelliklere sahiptir. Ancak İHA sistemlerine<br />

özgü <strong>olan</strong> ve esasta birçok alt sistemin<br />

entegrasyonun yaratmış olduğu kendine has<br />

özellikler sebebiyle, İHA sistemlerinin lojistik<br />

desteği bazı konularda farklılıklar içermektedir.<br />

İHA sistemleri için yüksek faaliyet oranı<br />

gereksinimi ihtiyacı ve ağır operasyonel şartlar<br />

nedeniyle, lojistik desteğin etkin bir şekilde<br />

sağlanması vazgeçilmez bir husus olmuştur. Bu<br />

kapsamda, kısıtlı kaynaklarla İHA sistemlerinin<br />

idame-işletmesinin sağlanması amacıyla etkin<br />

ve verimli lojistik destek uygulamalarının<br />

gerçekleştirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

15<br />

2. İHA Sistemlerinin Genel Özellikleri<br />

Birçok farklı kategori altında sınıflandırılan İHA<br />

sistemleri, pek çok açıdan insanlı uçaklara<br />

benzemekte olup genelde altı ana unsurdan<br />

oluşmaktadır (Şekil-1). İHA sisteminin kullanım<br />

maksadı, İHA’nın büyüklüğü, vb. faktörlere<br />

göre bu unsurlardan bazıları olmayabilir veya<br />

büyüklükleri değişebilir. Bu unsurlar temel<br />

olarak şunları içerir:<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Faydalı yükleri üzerinde taşıyan İHA,<br />

Kamera, füze, bomba benzeri faydalı yükler,<br />

İHA sistemleri arasında ve ayrıca İHA<br />

sistemlerinin harici unsurlarla <strong>olan</strong> iletişimini<br />

sağlayan muhabere sistemleri,<br />

Görevlerin planlama, koordinasyon ve<br />

icrasında kullanılan komuta-<strong>kontrol</strong><br />

unsuru,<br />

Yer sistemleri, teçhizatlar ve araçlardan<br />

oluşan destek unsuru,<br />

Sistemin işletilmesinde rol alan, İHA<br />

pilotundan bakım personeline kadar <strong>olan</strong><br />

insan unsuru.<br />

İHA’ların sınıflandırması konusunda dünya<br />

genelinde uzlaşılmış bir yaklaşım bulunmamaktadır.<br />

Bu konuda en kabul edilen yaklaşım<br />

NATO’ya aittir. Ayrıca İngiltere <strong>Savunma</strong><br />

Bakanlığı tarafından hazırlanan “Müşterek<br />

Doktrin 2/11” dokümanında, NATO sınıflandırmasına<br />

sivil İHA kategorileri de eklenmiştir. Bu<br />

iki doküman dikkate alınarak hazırlanan İHA<br />

sınıflandırması Tablo-1’de verilmiştir. İHA<br />

sisteminin sınıfına ve diğer özelliklerine göre<br />

lojistik destek sistemi büyük farklılıklar<br />

göstermektedir. Mikro ve mini İHA sisteminde<br />

çok az miktarda lojistik destek gerekirken, sınıf<br />

III İHA sistemlerinde insanlı uçaklara benzer bir<br />

lojistik desteğe ihtiyaç olmaktadır.<br />

İnsan<br />

Unsuru<br />

İnsansız Hava<br />

Aracı (İHA)<br />

İnsansız Hava<br />

Aracı Sistemleri<br />

Faydalı<br />

Yükler<br />

Tablo 1: İHA Sistemleri Sınıflandırması<br />

Genel olarak İHA’ların temel özelliği, üç kritik<br />

durumda (Dull, Dangerous, Dirty) etkin olarak<br />

görev yapabilmesidir. Sıkıcı (dull) göreve örnek<br />

olarak; yüzlerce kilometre uzunluğundaki bir<br />

petrol boru hattının <strong>kontrol</strong> edilmesi veya<br />

terörist unsurların bulunduğu değerlendirilen<br />

bir evin saatlerce, belki de günlerce devamlı<br />

gözetlenmesi verilebilir. Tehlikeli (dangerous)<br />

göreve örnek olarak; Yüksek düşman hava<br />

savunma tehdidinin bulunduğu bir bölgede<br />

gözetleme/keşif görevi icra edilmesi veya çok<br />

alçak irtifadan yapılan orman yangını<br />

söndürme faaliyeti verilebilir. Kirli (dirty)<br />

göreve örnek olarak ise; kimyasal, biyolojik,<br />

radyolojik ve nükleer (KBRN) kirlenme tespiti<br />

görevi verilebilir. Bu üç kavrama ilave olarak<br />

son dönemde dördüncü bir kavram olarak<br />

“derinlik” (deep) ifade edilmeye başlanmıştır.<br />

Bu göreve örnek olarak; bir istihbarat<br />

örgütünün düşük görünürlüklü İHA’larla hedef<br />

ülke derinliklerinde icra ettiği istihbarat<br />

faaliyetleri verilebilir.<br />

dönemi yaşanmıştır. Vietnam Savaşı esnasında<br />

yeniden görülmeye başlanılan İHA’lar, ilk defa<br />

gerçek anlamda farklı bir silah sistemi olarak<br />

1982 Beka Hava Muharebesi’nde İsrail<br />

tarafından kullanılmış ve muharebe alanına<br />

yeni bir anlayış getirmiştir. 1980’li yıllardan<br />

itibaren birçok ülke silahlı kuvvetlerinin<br />

envanterine giren İHA sistemleri, Bosna-<br />

Hersek, Kosova, Afganistan, Irak, Filistin,<br />

Lübnan, Yemen, Pakistan ve Libya çatışma veya<br />

savaşlarında yoğun olarak kullanılmıştır.<br />

Başlangıçta bir keşif-gözetleme platformu<br />

olarak kullanılan İHA’lar, üzerlerine takılan<br />

lazer güdümlü füze ve bombalar sayesinde,<br />

özellikle yüksek değerlikli ve zamana hassas<br />

hedeflere karşı, etkin bir silah sistemi haline<br />

gelmiştir.<br />

İHA sistemlerinin askeri alanda kullanımının<br />

yaygınlaşmasına paralel olarak dünyada İHA<br />

sanayisi de hızla büyümektedir. 2012 yılı<br />

Haziran ayı itibarıyla, dünya genelinde toplam<br />

51 ülkede 1.300’den fazla farklı tipteki İHA<br />

kullanılmakta, üretilmekte veya geliştirilmektedir<br />

(Şekil 2). Bugün gelinen noktada birçok<br />

havacılık otoritesi tarafından, Joint Strike<br />

Fighter (JSF) Projesi kapsamında üretilmekte<br />

<strong>olan</strong> F-35 uçağının son insanlı savaş uçağı<br />

olacağı ve 6’ncı nesil savaş uçaklarıyla birlikte<br />

pilotun artık uçak kokpitinde olmayabileceği<br />

ifade edilmektedir .<br />

Destek<br />

Unsuru<br />

Komuta Kontrol<br />

Unsuru<br />

Şekil - 1: İHA Sistemlerinin Unsurları<br />

Muhabere<br />

Sistemleri<br />

Vestel <strong>Savunma</strong> Sanayii firması tarafından geliştirilmekte<br />

<strong>olan</strong> Karayel İHA’sı<br />

3. Dünya’da İHA Sistemleri<br />

1900’lı yılların başında ilk defa ABD’de<br />

başlayan İHA çalışmalarının ardından, münferit<br />

çeşitli çalışmalar dışında uzun bir duraklama<br />

4. Türkiye’de İHA Sistemleri<br />

Türkiye’de İHA geliştirilmesi ve Türk Silahlı<br />

Kuvvetleri (TSK) envanterine girmesi yönündeki<br />

çalışmalar, dünyadaki gelişmelere paralel<br />

olarak 1980’li yılların sonunda başlamıştır.<br />

Meggitt firması üretimi <strong>olan</strong> Banshee sistemi,<br />

ilk insansız hedef uçağı olarak 1989 yılında TSK


Lojistik Destek<br />

<br />

<br />

<br />

Kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmesi,<br />

Bu ihtiyaçların giderilmesine yönelik<br />

Dünya’daki ve Türkiye’deki mevcut<br />

teknolojilerin değerlendirilmesi,<br />

Milli ve kritik teknolojiler ile yurtiçi eksik<br />

alanların tespit edilmesi,<br />

Bu tespit ve öngörüler doğrultusunda, mevcut<br />

yurtiçi kabiliyetler/programlar ve yurtdışı<br />

yönelimler de dikkate alınarak gelecek 20 yılda<br />

İHA sistemleri için izlenmesi gereken yol<br />

haritasının stratejik amaçlarının ve hedeflerinin<br />

ortaya konulmasını kapsamaktadır.<br />

Şekil 2: İHA Sistemleri Üreticisi Ülkeler<br />

envanterine girmiştir. 1990 yılında çalışmalara<br />

başlanılan İHA-X1 Şahit sistemi ilk üretilen yerli<br />

İHA'dır. TSK envanterine gerçek anlamda<br />

alınan ilk İHA sistemi ise General Atomics/ABD<br />

firması üretimi <strong>olan</strong> GNAT-750 İHA’sıdır.<br />

1990’lı yılların hemen başında başlayan yerli<br />

İHA üretim çalışmaları, son dönemde daha da<br />

yoğunlaşmıştır. 2001 yılında TSK envanterine<br />

giren TUSAŞ firması üretimi Turna sistemi, ilk<br />

yerli üretim hedef uçağıdır. Kalekalıp Baykar<br />

Makina ortaklığı tarafından geliştirilen<br />

Bayraktar mini İHA sistemi ise, ilk yerli İHA<br />

olarak 2007 yılında TSK envanterine girmiştir<br />

(Şekil 3).<br />

Özellikle 2004 yılı sonrasında gerçekleştirilen<br />

çalışmalar neticesinde, ülkemizde İHA<br />

sistemleri konusunda faaliyet gösteren geniş<br />

Şekil 3: İHA Sistemlerinin Türkiye ve Dünya’da Gelişimi<br />

bir sanayi altyapısı oluşmaya başlamıştır.<br />

Halihazırda yürütülmekte <strong>olan</strong> ve ayrıca yakın<br />

zamanda başlatılması planlan İHA projeleriyle<br />

bu altyapının daha da kuvvetlendirilmesi ve<br />

genişletilmesi planlanmaktadır. Bu sayede, 21.<br />

yüzyılın sistemi olarak adlandırılan İHA<br />

sistemleri alanında, Türkiye’nin Dünya’nın<br />

önde gelen ülkeleriyle aynı teknolojiye ve milli<br />

savunma sistem kabiliyetine sahip olması<br />

temin edilecektir.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı koordinesinde<br />

TSK, Sanayi Kuruluşları ve Üniversitelerin<br />

katkılarıyla hazırlanan ve 20 yıllık süreyi<br />

kapsayan “Türkiye İHA Sistemleri Yol Haritası”<br />

dokümanı 2011 yılında yayımlanmıştır. Bahse<br />

konu doküman;<br />

Türkiye’nin önümüzdeki 20 yıl içerisinde<br />

ihtiyacı olabilecek İHA sistemlerinin;<br />

5. İHA Sistemlerinde Lojistik<br />

Lojistik, İHA sistemleri için temel konulardan<br />

biridir. Temin edilecek <strong>olan</strong> İHA sistemlerinin<br />

ömür devri maliyetini düşük tutmak, en yüksek<br />

güvenirlilik ile hazır olma ve idame edilebilirlik<br />

değerlerine sahip olacak bir sistemi geliştirmek<br />

gerekmektedir. İşletme, bakım/onarım konseptine<br />

uyumlu şekilde, sistemin ömür devri<br />

boyunca bakım/onarımların ve bu bakım/onarımların<br />

yapılabilmesi için gerekli yedek parça<br />

ve dokümantasyon gibi ihtiyaçların belirlenmesi<br />

yine lojistik konusu altında yer almaktadır.<br />

Çok sayıda yüksek teknolojili sistemi bünyesinde<br />

bulunduran İHA sistemlerinin ağır<br />

operasyon koşullarında yüksek faaliyet oranı<br />

gereksinimi dikkate alınarak, arzu edilen<br />

performans değerlerinin sağlanmasına yönelik<br />

lojistik yöntemler geliştirilmelidir. İHA sistemlerinde<br />

motor, faydalı yükler, veri linki, yer<br />

<strong>kontrol</strong> istasyonu, otomatik iniş/kalkış sistemi<br />

gibi alt sistemlerin kritiklik arz etmesi ve<br />

sistemin göreve hazır olması için vazgeçilmez<br />

unsurlar olması sebebiyle, her bir alt sistemin<br />

lojistik desteğinin de ayrı ayrı takip edilmesi<br />

gerekmektedir. İHA sistemi içinde çok küçük<br />

maddi değeri <strong>olan</strong> bir ünitede yaşanan bir<br />

sorun, tüm İHA sisteminin komple hizmet dışı<br />

olmasına neden olabilmektedir. Bu sebeple,<br />

İHA sistemleri hazır bulunuşluk ve operasyonel<br />

kabiliyetlerine yönelik performans isterlerine<br />

ulaşılması hedefi kapsamında, ürün oluşum<br />

süreçlerinde sistem idame-işletmesinin<br />

maliyet etkin olarak sağlanması amacıyla<br />

aşağıdaki amaçlar hedeflenmelidir:<br />

Toplam sahip olma maliyetinin azaltılması,<br />

<br />

<br />

<br />

Faaliyet oranının sağlanmasında kullanıcı<br />

riskinin azaltılması,<br />

Lojistik unsurların (logistics footprint)<br />

küçültülmesi,<br />

Sistemin lojistik ihtiyaçlar da dikkate<br />

alınarak tasarlanması,


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

17<br />

Şekil 4: Ömür Devri Maliyeti<br />

Şekil 5: Entegre Lojistik Destek Unsurları<br />

Desteklenebilirlik/Güvenilirlik/İdame<br />

Edilebilirlik iyileştirmeleri ve optimizasyonu,<br />

Teknolojik eskime (obsolescence) etkilerinin<br />

azaltılması.<br />

İHA sistemleri, pek çok açıdan insanlı hava<br />

araçlarına benzemekte olup, lojistik destek<br />

açısından da insanlı hava araçlarıyla aynı temel<br />

özelliklere sahiptir. Ancak İHA sistemlerine<br />

özgü <strong>olan</strong> ve esasta birçok alt sistemin<br />

entegrasyonun yaratmış olduğu kendine has<br />

karakteristik özellikler sebebiyle, İHA sistemlerinin<br />

lojistik desteği bazı konularda farklılıklar<br />

içermektedir. Bu kapsamda dikkate alınması<br />

gereken en temel hususlar şunlardır:<br />

Yer sistemleri ve faydalı yüklerin kritik<br />

önemi,<br />

Birçok farklı alt sistemin bir arada görev<br />

yapması nedeniyle, sistemin göreve hazırlığının<br />

takip edilmesinin zorluğu,<br />

Hata izolasyonunun karmaşık olması, bu<br />

nedenle sistem üzerinde arıza teşhis<br />

yapılma zorunluluğu.<br />

Lojistik faaliyetler, tedarik lojistiği ve tedarik<br />

sonrası lojistik destek olmak üzere temelde<br />

ikiye ayrılmaktadır. Bu iki faaliyet alanı, birbirini<br />

oldukça etkilemektedir. Tedarik aşamasından<br />

yapılan bir tasarım hatası, tedarik sonrası<br />

lojistik destekte büyük sıkıntılara neden<br />

olabilmektedir. Tedarik sonrası lojistik desteğe<br />

yönelik olarak tasarıma eklenen bir lojistik<br />

ister, İHA sisteminin tasarımında önemli<br />

değişikliklere ve ilave maliyet/takvim ihtiyacına<br />

neden olabilmektedir.<br />

<strong>Savunma</strong> sistemlerinin tedarik sonrası idameişletme<br />

maliyeti, tedarik maliyetinin yaklaşık 2-<br />

2,5 katıdır (Şekil 4). Özellikle ömür uzatma<br />

programları (Service Extension Program/SEP)<br />

da uygulandığında, bu oran daha yükseklere<br />

çıkabilmektedir. Kullanım alanları hızla artmakta<br />

<strong>olan</strong> İHA sistemlerinin yüksek kullanım<br />

oranları nedeniyle bahsi geçen oranın çok daha<br />

fazla olduğu değerlendirilmektedir. Bu sebeple,<br />

gerek ülkelerin envanterinde bulunan<br />

gerekse de ihtiyaç duyulan yeni sistemlere<br />

yönelik maliyetlerin düşürülmesi için etkin bir<br />

ömür devri yönetimi uygulanması gerekmektedir.<br />

TSK savunma sistemleri ihtiyaçlarının yurt içi<br />

imkanlarla karşılanması <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığının öncelikleri arasında yer<br />

almaktadır. Bu çerçevede özellikle 2004<br />

yılından sonraki sekiz yıllık dönemde savunma<br />

sistemlerinin yurt içinden karşılanma oranı iki<br />

kata yakın artış göstererek %50’nin üzerine<br />

çıkmıştır. Bu kapsamda, yurt içinde geliştirilen<br />

özgün sistemlerimizin lojistik desteğinin yurt<br />

içinden karşılanması sayesinde, ilgili sistemlerin<br />

tedarik maliyetinin yaklaşık iki katı kadar<br />

ilave bir kaynağın yurt içinde kalabileceği<br />

değerlendirilmektedir. Bu nedenle, savunma<br />

sektörünün tüm oyuncuları tarafından, yurt içi<br />

lojistik destek hizmeti hususuna büyük önem<br />

verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.<br />

5.1 Temin/Tedarik Lojistiği<br />

Lojistiğin araştırma, tasarım, geliştirme, imalat<br />

ve üretimi ile ilgilenen koludur. Silah<br />

sistemlerinin ihtiyaç belirleme aşamasından<br />

itibaren, tüm tasarım ve üretim süreçlerini de<br />

kapsayacak şekilde lojistik hususlar Entegre<br />

Lojistik Destek (ELD) kapsamında sürekli<br />

dikkate alınmalıdır.<br />

Sistemin tedariki sonrası, tüm ömür devri<br />

boyunca etkin ve ekonomik bir şekilde idameişletmesi<br />

için ELD’nin tüm unsurlarıyla birlikte<br />

(Şekil 5) etkin bir şekilde tasarım sürecine dahil<br />

edilmesi gerekmektedir. Aksi durumda, ileride<br />

geri dönüşlere yol açacak zor ve sakıncalı<br />

etkiler oluşabilmektedir. Bu nedenlerle, tüm<br />

İHA sistemi programlarının başından itibaren<br />

ELD konusunun dikkate alınması, ELD ihtiyaçlarının<br />

teklife çağrı dokümanlarında detaylı<br />

olarak belirtilmesi, sözleşmelerin bu düşünce<br />

ile hazırlanması gerekmektedir.<br />

5.2 Temin/Tedarik Sonrası Lojistik Destek<br />

(İdame-İşletme Lojistiği)<br />

İdame-işletme lojistiği, sistemlerin envantere<br />

girmesini müteakip, söz konusu sistemlerin<br />

kullanım döneminde desteklenebilmesi için<br />

sistemlerin ve ihtiyaç duyulan malzemenin<br />

dep<strong>olan</strong>ması, dağıtımı, ulaştırılması, bakımı,<br />

kullanılması ve envanterden çıkarılması ile ilgili<br />

faaliyetlerin tümüdür.<br />

İHA sistemlerinde diğer tüm savunma<br />

sistemlerinde olduğu gibi en önemli maliyet<br />

kalemi satış sonrası ömür devri maliyetidir.<br />

Sistemin tedariki sonrası etkin bir şekilde<br />

göreve hazır bulundurulması, sistemin tasarım<br />

hedefleri kadar önemli bir konudur. İHA<br />

sistemlerinin maliyet etkin bir şekilde idame<br />

ettirilmesi, diğer modern silah sistemi<br />

projelerinde olduğu gibi modern lojistik<br />

yaklaşımların uygulanması ile mümkün<br />

olacaktır.<br />

Son dönemde; silah sistemlerine yönelik<br />

tedarik maliyetlerinin yanı sıra tedarik sonrası<br />

idame-işletme maliyetlerinin de düşürülmesine<br />

yönelik çok çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.<br />

Bu kapsamda; klasik organik lojistik<br />

destek yaklaşımdan farklı olarak, çekirdek<br />

lojistik kabiliyetler (core logistics capabilities)<br />

haricinde lojistik desteğin yüklenici sorumluluğunda<br />

veya karma şekilde yerine getirilmesini<br />

öngören yaklaşımlar ağırlık kazanmaktadır.<br />

Ayrıca, acil harekat ihtiyacının kısa<br />

sürede karşılanabilmesi amacıyla, lojistik<br />

destek ve operasyon hizmeti de dahil olacak<br />

şekilde tüm sistemin belirli bir dönem için<br />

kiralanması şeklinde de hizmet verilmeye<br />

başlanmıştır. (Tablo 2).<br />

Başlangıçta Yüklenici Lojistik Desteği (YLD)<br />

uygulaması kapsamında, organik lojistik


Lojistik Destek<br />

Yerinde ve Çağrı Bazlı Teknik Destek<br />

Teknik Doküman Yönetimi<br />

Uçuş ve Bakım Personeli Eğitimi<br />

2010 yılında tedarik edilen Heron (Gözcü) İHA<br />

sisteminde İsrail kaynaklı yaşanan lojistik<br />

sıkıntılar nedeniyle, sistem faaliyet oranı<br />

oldukça düşmüştür. Bu kapsamda <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii İcra Komitesi (SSİK) tarafından alınan<br />

karar sonucunda, TUSAŞ firması ile lojistik<br />

destek hizmeti alınmasına yönelik sözleşme<br />

imzalanmıştır. YLD kapsamına girdiği değerlendirilen<br />

bu hizmet sonucunda, İHA sisteminin<br />

faaliyet oranında önemli miktarda artış<br />

sağlanmıştır.<br />

Tablo 2: İHA Lojistik Destek Hizmeti Örnekleri<br />

unsurlarca gerçekleştirilen lojistik faaliyetlerin<br />

yükleniciler tarafından gerçekleştirilmesi<br />

uygulamaları görülmeye başlanmıştır. Sonrasında<br />

ise, bu alanda en dikkat çekici <strong>olan</strong><br />

Performansa Dayalı Lojistik Destek (PDL)<br />

uygulaması 1998 yılından itibaren ABD<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanlığı tarafından uygulanmaya<br />

başlanmıştır. Temel amacı “daha az kaynakla<br />

daha fazla faaliyetin gerçekleştirilmesi” <strong>olan</strong><br />

PBL uygulamaları, değişik isimlerle birçok ülke<br />

silahlı kuvvetleri tarafından uygulamaya<br />

konulmuştur.<br />

ABD <strong>Savunma</strong> Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen<br />

PDL uygulamalarından alınan başarılı<br />

geri beslemeler sonucunda, PDL uygulamasından<br />

daha fazla verim almak amacıyla<br />

“Gelecek Nesil PDL (Next-Generation PBL)<br />

Çalışması” Mayıs 2012 ayında başlatılmıştır.<br />

Bu kapsamdaki çalışmalar devlet, sanayi ve<br />

üniversitelerin katılımıyla yürütülmektedir.<br />

5.2.1 Organik Lojistik Destek<br />

İHA sisteminin lojistik desteği kapsamındaki<br />

faaliyetlerin, kullanıcıya ait lojistik unsurlar<br />

tarafından gerçekleştirilmesidir. Ticari alanda<br />

uygulanan yeni lojistik destek uygulamalarının<br />

sağlamış olduğu daha etkin ve ekonomik<br />

sonuçlar nedeniyle, organik lojistik desteğin<br />

geliştirilmesine yönelik Yalın Lojistik benzeri<br />

çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca, organik lojistiğin<br />

çeşitli farklı yöntemlerle özelleştirilmesine<br />

yönelik birçok farklı inisiyatif gerçekleştirilmiştir.<br />

Bu kapsamda en dikkat çekici uygulama,<br />

ilgili kanun kapsamında ABD <strong>Savunma</strong> Bakanlığı<br />

tarafından yapılan %50-%50 uygulamasıdır.<br />

Buna göre; ABD Silahlı Kuvvetleri depo seviyesi<br />

(D-level) lojistik faaliyetlerin %50 oranını<br />

geçmeyecek şekilde sivil yükleniciler tarafından<br />

gerçekleştirilmesi gerekmektedir.<br />

5.2.2 Yüklenici Lojistik Desteği (YLD)<br />

YLD bir silah sisteminin lojistik desteğinin<br />

tamamının veya bazı lojistik fonksiyonların/faaliyetlerinin<br />

yüklenici firmalar aracılığıyla<br />

alınması olarak tanımlanabilir. Bir<br />

anlamda, organik lojistik kapsamında icra<br />

edilen lojistik faaliyetlerin özelleştirilmesidir.<br />

Dünya genelinde İHA sistemlerinin özellikle<br />

harekat alanlarında işletimi kapsamında<br />

oldukça yoğun bir şekilde YLD kullanılmakta<br />

olup, özellikle malzeme yönetimi uygulamaları<br />

oldukça dikkat çekmektedir. İHA sistemlerinde<br />

YLD kapsamında, yüklenici firma tarafından<br />

aşağıda verilen hizmetler sağlanabilmektedir:<br />

Malzeme Yönetimi<br />

Planlı ve düzeltici bakım amaçlı<br />

malzeme (tamirlik, sarf) tedariki<br />

İşletme amaçlı malzeme (tamirlik, sarf,<br />

POL) tedariki<br />

Mühendislik Desteği<br />

Mühendislik değişikliği ve Servis<br />

Bülteni/Teknik Emir yayımlama,<br />

Konfigürasyon Yönetimi<br />

Bakım Hizmeti<br />

Hat seviyesi bakım (O-level)<br />

Üs seviyesi bakım (I-level)<br />

Depo seviyesi bakım (D-level)<br />

KaleBaykar Ortak Girişimi üretimi Bayraktar mini İHA’sı<br />

5.2.3 Performansa Dayalı Lojistik (PDL)<br />

PDL, bir silah sisteminin performans hedeflerine<br />

ulaşması ve sistem hazır bulunuşluluğunun<br />

istenen seviyede muhafaza edilebilmesi<br />

için sağlanacak ürün desteğinin, otorite<br />

ve sorumluluklar net olacak şekilde, uzun<br />

dönemli destek anlaşmaları yoluyla sisteme<br />

entegre şekilde satın alınmasıdır. PDL kapsamında<br />

belirlenen yüklenici, Ürün Destek<br />

Entegratörü (Product Support Integrator)<br />

olarak, hem sivil ticari kaynakları hem de uygun<br />

olması durumunda askeri lojistik kabiliyetleri<br />

kullanabilmektedir.<br />

PDL uygulamasının temeli; klasik yaklaşımda<br />

olduğu üzere yedek parça, malzeme veya<br />

onarım hizmeti satın alınması yerine, performansın<br />

satın alınmasıdır. PDL uygulamaları;<br />

lojistik maliyetler ile lojistik unsurların miktarını<br />

(logistics footprint) düşürmeli, sistemin<br />

güvenilirliğini artırmalı ve teknolojik eskime<br />

(obsolescence) etkilerini azaltmalıdır.<br />

PDL kapsamında operasyonel destek dahil<br />

olmak üzere çok farklı seviyelerde aşağıdaki<br />

hizmetler sağlanabilmektedir:<br />

Görev: Uçuş hizmeti dahil olmak üzere tüm<br />

İHA sistemi lojistik desteği,<br />

İHA Sistemi: Tüm İHA sistemi lojistik<br />

desteği,


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

19<br />

Alt Sistem: İHA alt sistemi lojistik desteği<br />

(motor, kamera gibi),<br />

Ünite: Ana ünite lojistik desteği (iniş<br />

takımları, görev bilgisayarı gibi).<br />

ABD PDL uygulamalarının büyük bir kısmı hava<br />

araçlarına yönelik olup, İHA sistemlerine<br />

yönelik uygulamalar oldukça dikkat çekmektedir.<br />

Bu kapsamda, 2003 yılından beri<br />

uygulanmakta <strong>olan</strong> Shadow İHA sistemi PDL<br />

uygulaması en öne çıkan uygulamadır. ABD<br />

Kara Kuvvetleri envanterinde bulunan 100’den<br />

fazla RQ-7 Shadow İHA platformunun ve ilgili<br />

alt sistemlerin tüm lojistik faaliyetleri, ilgili İHA<br />

sisteminin üreticisi <strong>olan</strong> AAI Corp firması<br />

tarafından gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, firma<br />

tarafından uçuş hizmeti de verilmektedir.<br />

PDL metriklerinin izlenebilir, ölçülebilir ve<br />

değerlendirilebilir olması gerekmektedir. Bu<br />

kapsamda muhtemel performans metrikleri<br />

olarak aşağıdaki parametreler kullanılabilir:<br />

AAI Corp. Firma personeli tarafından Afganistan’da bir yerde<br />

uçuşa hazırlanan ABD Kara Kuvvetleri RQ-7 Shadow İHA’sı<br />

İHA PDL uygulamaları kapsamında son<br />

dönemde ön plana çıkan bir diğer uygulama ise<br />

Merlin RAMCo Inc. (MRI) firması tarafından<br />

gerçekleştirilmektedir. ABD Hava Kuvvetleri<br />

envanterinde <strong>olan</strong> ve çeşitli harekat alanlarında<br />

konuşlu MQ-1 Predator ve MQ-9<br />

Reaper İHA sistemlerinin, uçuş görevi dahil<br />

olmak üzere tüm idame-işletme faaliyetleri<br />

ilgili firma tarafından yerine getirilmektedir. Bu<br />

uygulamada en önemli dikkat çeken hususlardan<br />

birisi de, İHA sistemi üreticisi <strong>olan</strong> General<br />

Atomics firması dışında başka bir firma<br />

tarafından PDL hizmetinin verilmesidir.<br />

PDL kapsamında performans metriklerinin<br />

(isterler) belirlenmesi büyük önem arz<br />

etmektedir. PDL konusunda çeşitli eğitimler<br />

sunmakta <strong>olan</strong> ABD Tennessee Üniversitesi<br />

tarafından, bu kapsamda en fazla beş adet<br />

metriğin belirlenmesinin uygun olduğu ifade<br />

edilmektedir. İHA sisteminin faaliyetine yönelik<br />

olarak kullanıcı tarafından belirlenecek bu<br />

metriklere göre, yüklenici en uygun lojistik<br />

destek yapılanmasını gerçekleştirebilecektir.<br />

Bu kapsamda müşteri ve kullanıcılar tarafından,<br />

yüklenici tarafından lojistik desteğin<br />

nasıl sağlanacağı hususu yerine, yükleniciden<br />

en iyi lojistik desteğin alınmasına yönelik en<br />

doğru performans metriklerinin belirlenmesi<br />

hususuna odaklanılmalıdır.<br />

TUSAŞ Firması tarafından geliştirilmekte <strong>olan</strong> ANKA İHA’sı<br />

<br />

Ana sistem/alt sistem göreve hazırlık<br />

(faaliyet) oranı,<br />

Ana sistem/alt sistem görev başarı oranı,<br />

Aylık/yıllık toplam uçuş saati/görev süresi,<br />

Aynı anda icra edilecek görev miktarı,<br />

<br />

Aynı anda görev icra edilecek ana üs/ileri üs<br />

sayısı,<br />

Yeniden göreve hazırlık süresi,<br />

<br />

<br />

Alt sistem ve ana parçaların İHA sistemleri<br />

üzerinde bulunma oranı,<br />

Depoda kullanıma hazır yedek parça hazır<br />

bulunuşluk oranı,<br />

Lojistik faaliyet reaksiyon zamanı.<br />

İHA sistemlerinin sınırlı tedarik miktarları,<br />

bahse konu sistemlerin klasik lojistik destekle<br />

idame işletiminde ihtiyaç duyulacak yedek<br />

malzemelerin temininde ve özellikle yurt dışı<br />

bakım ve onarım faaliyetlerinde yaşanacak<br />

zorluklar göz önüne alınarak, İHA tedarik<br />

projelerinde PDL modelinin uygun olacağı<br />

Türkiye İHA Sistemleri Yol Haritası dokümanı<br />

kapsamında değerlendirilmektedir.<br />

SSM 2012-2016 Stratejik Planı’nda, yurt içinde<br />

geliştirilerek envantere alınan/alınacak<br />

sistemler için, ömür boyu lojistik destek sağlanması<br />

kapsamında, savunma sanayimizin, ürün<br />

tasarımından, üretim ve lojistik desteğe uzanan<br />

hedeflerinde ömür devrinin tamamında<br />

etkin rol almasının sağlanmasının hedeflendiği<br />

belirtilmektedir.<br />

28 Şubat 2012 tarihinde icra edilen <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Müsteşarlığı (SSM) 2. Tedarik Lojistiği<br />

Kurultayı’nda, TSK envanterine yurt içi<br />

geliştirme projeleri ile kazandırılan/kazandırılacak<br />

savunma sistemlerinin lojistik deste-<br />

ğinde ihtiyaç duyulan yaklaşımlar, bugüne<br />

kadar yapılan çalışmalar ve uygulamaya yönelik<br />

planlamalar üst düzeyde ele alınmıştır.<br />

Genelkurmay Başkanlığı ile birlikte yapılan çalışmaların<br />

belirli bir noktaya ulaşması sonucunda,<br />

SSM tarafından Ağustos 2012 ayında<br />

yayımlanan genelge ile lojistik destek kapsamında<br />

PDL örnek model olarak kabul edilmiştir.<br />

Bu kapsamda belirlenen pilot projelerde<br />

uygulaması başlatılacak <strong>olan</strong> PDL modelinin,<br />

pilot uygulamalardan alınacak dersler ışığında<br />

yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.<br />

Pilot projeler arasında bulunan İHA sistemi<br />

tedarik projelerinden biri <strong>olan</strong> ANKA Seri<br />

Üretim Projesi kapsamında, Teklife Çağrı<br />

Dosyası (TÇD) çalışmaları bünyesinde PDL<br />

hazırlık faaliyetlerine başlanılmıştır. Kullanıcı,<br />

Müşteri ve Yüklenici’nin katılımıyla yakın<br />

koordine içinde yürütülen çalışmalar sonucunda<br />

hazırlanacak PDL modelinin, diğer pilot<br />

projelere de referans olması beklenmektedir.<br />

5.2.4 İHA Sistemlerinde Kiralama (Leasing)<br />

Uygulaması<br />

İHA sistemlerinin acil olarak harekat alanlarında<br />

kullanılması ihtiyacı sonucunda, dünya<br />

genelinde birçok farklı firma tarafından, lojistik<br />

destek ve operasyon hizmeti de dahil olacak<br />

şekilde, tüm İHA sisteminin belirli bir dönem<br />

için kiralanması şeklinde leasing hizmeti<br />

Avustralya Silahlı Kuvvetlerine verilen leasing hizmeti<br />

kapsamında MacDonald, Dettwiler and Associates (MDA)/<br />

Kanada firma personeli tarafından Kandahar/Afganistan<br />

Havaalanı’nda uçuş öncesi bakımı yapılan Heron İHA’sı


Lojistik Destek<br />

verilmeye başlanmıştır. Genelde tüm lojistik<br />

destek ile kısmi uçuş desteğini (iniş/kalkış ve<br />

test uçuşları gibi) kapsayan bu uygulamada,<br />

zaman zaman belirli görevler (görev komutanı<br />

/koordinatörü ve istihbarat analizcisi gibi)<br />

haricinde tüm faaliyetler yüklenici firma<br />

personeli tarafından gerçekleştirilebilmektedir.<br />

Bu kapsamda yapılan İHA sistemi kiralama<br />

(leasing) uygulamalarının büyük bir kısmı<br />

gizlilik nedeniyle kamuoyuyla paylaşılmamaktadır.<br />

Basına yansıyan ender örneklerden biri<br />

<strong>olan</strong> Almanya Hava Kuvvetleri uygulamasında;<br />

yüklenici Rheinmetall Airborne Systems GmbH<br />

firmasına ait Heron İHA sisteminin bakım dahil<br />

tüm lojistik desteği yüklenici firma sorumluluğundadır.<br />

Almanya Hava Kuvvetleri personeli<br />

tarafından görev esnasında uçurulan Heron<br />

İHA sisteminin kalkış ve inişleri ile uçuş testleri,<br />

yüklenici firma pilotları tarafından gerçekleştirilmektedir.<br />

Bu kapsamda yüklenici firma<br />

tarafından sağlanan lojistik desteğin çok<br />

başarılı olduğu, Afganistan’daki gerçek harekat<br />

şartlarında bile firmanın bu hizmeti toplam 19<br />

personelle verdiği ve İHA sisteminin uçuşa<br />

hazırlık oranının %90 üzerinde olduğu çeşitli<br />

kaynaklarda ifade edilmektedir.<br />

6. Sonuç<br />

Son on yıllık süreçte İHA sistemlerinin dünyadaki<br />

gelişimi ve operasyonel alandaki kullanımları,<br />

beklenenin çok ötesinde bir ivme ile<br />

çoğalarak, askeri alana yeni bir anlayış<br />

getirmiştir. Bugün gelinen noktada, birçok<br />

havacılık otoritesi tarafından, Joint Strike<br />

Fighter (JSF) projesi kapsamında üretilmekte<br />

<strong>olan</strong> F-35 uçağının son insanlı savaş uçağı<br />

olacağı ve 6’ncı nesil savaş uçaklarıyla birlikte<br />

pilotun artık uçak kokpitinde olmayabileceği<br />

ifade edilmektedir.<br />

İHA sistemlerine <strong>olan</strong> ihtiyacın ve bu kapsamda<br />

da İHA pazarının kısa ve orta vadede hızla<br />

artması beklenmektedir. İHA sistemlerinin<br />

askeri amaçlar dışında, özellikle anayurt<br />

güvenliği, arama kurtarma, deniz kirliliği<br />

tespiti, orman yangını tespiti ve müdahalesi,<br />

arama/kurtarma ve tarımsal ilaçlama gibi sivil<br />

maksatlarla da kullanılmasının yaygınlaşacağı<br />

tahmin edilmektedir. Bu kapsamda, İHA<br />

projelerine yapılacak milli yatırımların önemli<br />

bir katma değer yaratacağı ve bu ürünlerin<br />

ülkemiz için önemli bir ihracat kalemi olacağı<br />

değerlendirilmektedir.<br />

İHA sistemlerinin tedarik sonrası idameişletme<br />

maliyetinin, tedarik maliyetinin en az<br />

2-2,5 katı olduğu tahmin edilmektedir. Bu<br />

sebeple, idame-işletme safhası için etkin,<br />

yeterli ve ekonomik çözümler bulunmasına<br />

yönelik çok çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.<br />

Bu kapsamda; klasik organik lojistik destek<br />

yaklaşımdan farklı olarak, çekirdek lojistik<br />

kabiliyetler haricinde lojistik desteğin yüklenici<br />

sorumluluğunda veya karma şekilde yerine<br />

getirilmesini öngören yaklaşımlar ağırlık<br />

kazanmaktadır.<br />

İdame-işletme safhasına yönelik en uygun<br />

lojistik yaklaşım olarak, performansın satın<br />

alınmasını hedefleyen PDL uygulaması dikkat<br />

çekmektedir. Küresel gelişmeleri çok yakından<br />

takip etmekte <strong>olan</strong> <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />

tarafından, Genelkurmay Başkanlığı ile<br />

birlikte yapılan çalışmaların sonucunda, lojistik<br />

destek modeli olarak PDL seçilmiştir. Bu<br />

kapsamda belirlenen pilot projelerde<br />

uygulaması başlatılacak <strong>olan</strong> PDL modelinin,<br />

pilot uygulamalardan alınacak dersler ışığında<br />

yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Pilot<br />

projeler arasında bulunan İHA sistemi tedarik<br />

projelerinden biri <strong>olan</strong> ANKA Seri Üretim<br />

Projesi kapsamında oluşturulacak PDL<br />

modelinin, diğer pilot projelere de referans<br />

olması beklenmektedir.<br />

KAYNAKLAR<br />

1. RAND Project Air Force (PAF): Balancing Rapid Acquisition of Unmanned Aerial Vehicles with Support Considerations, 2005,<br />

http://www.rand.org/pubs/research_briefs/2005/RAND_RB176.pdf, (07 Aralık 2012).<br />

2. NATO Joint Air Power Competence Center (JAPPC), “Strategic Concept of Employment for Unmanned Aircraft Systems in NATO”, 04 Ocak 2010.<br />

3. NATO Joint Air Power Competence Center (JAPPC), “Strategic Concept of Employment for Unmanned Aircraft Systems in NATO”, 04 Ocak 2010.<br />

4. İngiltere <strong>Savunma</strong> Bakanlığı, “Joint Doctrine 2/11 The UK Approach to Unmanned Aircraft Systems”, 30 Mart 2011.<br />

5. İngiltere <strong>Savunma</strong> Bakanlığı, “Joint Doctrine 2/11 The UK Approach to Unmanned Aircraft Systems”, 30 Mart 2011.<br />

6. 2012 RPAS Yearbook – RPAS: The Global Perspective – 10th Edition, Haziran 2012.<br />

7. “ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen tarafından 14 Mayıs 2009 günü ABD Kongresi’nde yapılan konuşma”,<br />

http://www.jcs.mil/speech.aspx?ID=1182, (08 Aralık 2012).<br />

8. Caitlin Harrington, “USAF contemplates unmanned jet option”. (IHS Jane’s, 24 Ekim 2007),<br />

http://www.janes.com/news/defence/air/jdw/jdw071024_2_n.shtml, (08 Aralık 2012).<br />

9. SSM 2’nci Lojistik Kurultayı, TUSAŞ Sunumu, 28 Şubat 2012.<br />

10. Genelkurmay Başkanlığı, Lojistik Mühendislik ile Başlayan Lojistik Değişim ve Gelişim, 2002.<br />

11. Defense Acquisition University: Life Cycle Logistics, https://acc.dau.mil/CommunityBrowser.aspx?id=17616&lang=en-US, (09 Aralık 2012).<br />

12. US Under Secretary of Defense, Memorandum on Endorsement of Next-Generation Performance-Based Logistics Strategies, 14 Mayıs 2012.<br />

13. U.S. Code Title 10 USC 2466.<br />

14. Defense Acquisition University: Performance-Based Logistics, https://dap.dau.mil/acquipedia/Pages/ArticleDetails.aspx?aid=68d85f91-3fbf-4182-b55af2dbc5a33943,<br />

(19 Şubat 2013).<br />

15. Washington Post, “Drone Crashes Mount at Civilian Airports”, http://www.washingtonpost.com/world/national-security/drone-crashes-mount-at-civilianairports-overseas/2012/11/30/e75a13e4-3a39-11e2-83f9-fb7ac9b29fad_story.html?hpid=z1,<br />

(12 Aralık 2012).<br />

16. Defence Acquisition University: Performance Based Logistics: A Program Manager's Product Support Guide, March 2005.<br />

17. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı, Türkiye İHA Sistemleri Yol Haritası, 2011.<br />

18. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı Stratejik Planı (2012-2016).<br />

19. Aviation Week, “UAV Bolsters German Deployment”,<br />

http://www.aviationweek.com/aw/generic/story_channel.jsp?channel=defense&id=news/dti/2011/09/01/DT_09_01_2011_p19-357404.xml, (17 Eylül<br />

2011).<br />

20. “ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen tarafından 14 Mayıs 2009 günü ABD Kongresi’nde yapılan konuşma”,<br />

http://www.jcs.mil/speech.aspx?ID=1182, (25 Şubat 2012).<br />

21. Caitlin Harrington, “USAF contemplates unmanned jet option”. (IHS Jane’s, 24 Ekim 2007),<br />

http://www.janes.com/news/defence/air/jdw/jdw071024_2_n.shtml, (02 Mart 2012).


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

21<br />

Cengiz KARAAĞAÇ<br />

STM A.Ş., İHA Sistemleri Uzmanı<br />

1969 yılında Manisa’da doğdu. Hava Harp Okulundan 1989 yılında mezuniyeti takiben 1992<br />

yılında jet pilotu olmuştur. Hava Kuvvetleri Komutanlığının çeşitli tipteki uçaklarında yaklaşık<br />

2.400 uçuş yapmıştır. 1998 yılında ODTÜ Havacılık Mühendisliği Bölümü’nde Yüksek Lisans<br />

Eğitimi’ni tamamlamıştır. 2002 yılında Hava Harp Akademisi Eğitimi’ni tamamlayarak Kurmay<br />

Subay olmuştur. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın çeşitli birliklerindeki görevlere ilave olarak,<br />

Belçika’daki NATO SHAPE Karargâhı ile Genelkurmay Başkanlığı’nda görev yapmıştır. Hava<br />

Kuvvetleri Komutanlığı’nın ilk İHA Filosunun Kurucu Filo Komutanı <strong>olan</strong> KARAAĞAÇ, Pilot<br />

Kurmay Albay rütbesinde 2012 yılında emekli olmuştur.<br />

2012 yılında STM A.Ş.’de göreve başlayan KARAAĞAÇ, halen SSM Uzay ve İnsansız Sistemler<br />

Daire Başkanlığı İHA Sistem Projeleri Grup Müdürlüğü’nde İHA Sistemleri Danışmanı olarak<br />

çalışmaktadır.<br />

Cengiz KARAAĞAÇ evli ve iki çocuk babası olup iyi derecede İngilizce bilmektedir.<br />

Alper ÖNGE<br />

SSM, Uzman Yardımcısı<br />

1984 yılında Mersin’de doğdu. Orta ve lise öğrenimini Mersin Anadolu Lisesinde tamamladı.<br />

2007 yılında, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği’nde lisans öğrenimini<br />

tamamladı. 15 Aralık 2009 tarihinden itibaren <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı’nda Uzay ve<br />

İnsansız Sistemler Daire Başkanlığı İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistem Projeleri Grup<br />

Müdürlüğü’nde çalışmakta olup, İngilizce bilmektedir.<br />

Hâlihazırda yürütülmekte <strong>olan</strong> Operatif (MALE) sınıfında, ANKA ve HERON İHA sistemlerinin<br />

tedarik ve lojistik destek süreçlerinde görev almaktadır.


<strong>Savunma</strong> Sanayi Projelerinde<br />

Lojistik Destek:<br />

Altay ELD Uygulamaları<br />

Günümüzde Lojistik Destek kavramı savunma<br />

sanayi projelerinde ve endüstiyel sektörlerde<br />

sürekli olarak gelişmekte ve geçmiş yıllara göre<br />

önemi hızlanarak artmaktadır. Yeni teknolojiler<br />

geçmişe göre çok daha kısa sürede hayatımıza<br />

girmekte ve müşteri/kullanıcı beklentileri<br />

geçmiş yıllara göre çok hızlı değişmektedir. Yeni<br />

teknolojilerin önümüze çıkması hızlansa da<br />

müşteri/kullanıcı, silah sistemlerinin toplam<br />

ömür devrinin uzatılmasını, hazır olma oranının<br />

arttırılmasını ve ömür devri maliyetinin<br />

azaltılmasını beklemektedir. Teknolojik<br />

uygulamaları, interaktif web tabanlı teknik<br />

manueller, gelişmiş simulatörler, web tabanlı<br />

gelişmiş sanal eğitim sistemleri, gömülü cihaz<br />

içi test sistemleri, uzaktan erişim ile yazılım<br />

güncelleme ve uzaktan diagnostik sistemleri,<br />

anlık operasyonel hazır olma durumlarını<br />

izleyebilen ve güvenilirlik gelişimlerini takip<br />

eden filo yönetim sistemleri, gibi bir çok<br />

kavram ve yenilikler hayatımıza girmiş<br />

durumdadır ve bu gelişmeler durmamakta her<br />

geçen gün yeni standartlar ve yaklaşımlar<br />

geliştirilmektedir.<br />

kompleksliğin artışına paralel olarak lojistik<br />

beklentiler de artmakta ve kompleks bir yapıya<br />

bürünmektedir. Dün için kabul edilebilir <strong>olan</strong><br />

lojistik desteklenebilirlik yaklaşımları bugün<br />

için yeterli olmamaktadır, dolayısı ile bugünün<br />

kabul edilebilir lojistik desteklenebilirlik<br />

kabulleri de muhtemelen gelecekte yeterli<br />

olmayacaktır. Performansa dayalı lojistik<br />

Uluslararası arenada ve şirketler arasında<br />

rekabet için sadece teknolojinin hızlı geliştirilmesi<br />

yeterli olmamakta, lojistik alanda da<br />

üstün bir performans, rekabetin vazgeçilmez<br />

bir unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayinde olduğu gibi havacılık,<br />

hizmet, makine, otomotiv, elektronik gibi bir<br />

çok sivil endüstride de benzer rekabet


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 23<br />

oluşmakta ve firmalar ve müşteri/kullanıcı için<br />

lojistik desteklenebilirlik en önemli unsur<br />

olmaktadır. Müşteri/kullanıcı, firmaların<br />

ürünler için kullanım ömrü boyunca lojistik<br />

desteğini, optimum bir ömür devri maliyeti ile<br />

karşılamasını beklemektedir. Bu ihtiyaca<br />

karşılık vermek için firmalar kendilerini ürün<br />

odaklılıktan servis odaklılığa doğru konumlandırmakta,<br />

ürünün tüm yaşam döngüsünde<br />

lojistik desteklenebilirliğini sağlamayı amaçlamaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayimizde her geçen gün yerlilik<br />

oranı artmakta, yerli şirketlerimiz dünya<br />

ölçeğinde projeleri yürütmektedir ve ihracat<br />

oranları da artmaktadır. Firmalarımızın ve<br />

ürünlerimizin sürdürülebilir olması dünya<br />

ölçeğinde rekabet etmemizi gerektirmektedir.<br />

Sürdürülebilir bir savunma sanayii için<br />

teknolojik geliştirme kabiliyetimizin yanında<br />

ürünlerimizin ömür döngüsünde lojistik desteklenebilirliğini<br />

dünya ile rekabet edebilecek<br />

etkinlikte yapmamız ve gelişmeleri yakalamak<br />

hatta ileriye götürmemiz gerekmektedir.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığımız yerlilik<br />

oranının artması ile birlikte bu konunun artan<br />

önemini, düzenlediği “Tedarik Lojistik Kurultayları”<br />

ve “Sonrasını Önceden Düşünmek”<br />

sloganı ile vurgulamakta ve <strong>Savunma</strong> Sanayiimizi<br />

geleceğe taşıyacak yaklaşım ve<br />

politikaları oluşturmaktadır.<br />

Türkiye’nin en büyük özel savunma sanayi<br />

firması <strong>olan</strong> OTOKAR cirosunun %85’i<br />

kendisinin tasarladığı Fikri Sınai Mülkiyet<br />

hakları OTOKAR’a ait ürünler oluşturmaktadır.<br />

OTOKAR bu başarısının sürdürülebilirliği için<br />

cirosunun %5’inin üzerinde bir payı ARGE<br />

yatırımlarına ayırmaktadır.<br />

Sürdürülebilir bir savunma sanayii için<br />

teknolojik geliştirme kabiliyetimizin<br />

yanında ürünlerimizin ömür<br />

döngüsünde lojistik desteklenebilirliğini<br />

dünya ile rekabet edebilecek etkinlikte<br />

yapmamız ve gelişmeleri yakalamak<br />

hatta ileriye götürmemiz<br />

gerekmektedir.<br />

Dünyada 21 farklı ülkede, 31 farklı kullanıcı<br />

tarafından OTOKAR’ın tasarladığı ve üretimini<br />

yaptığı 28.000 askeri araç kullanımdadır.<br />

Dünyada bir çok ülkenin ordusu tarafından<br />

gerçek operasyon bölgelerinde başarıyla<br />

kullanılan OTOKAR ürünleri, gerek operasyon<br />

kabiliyeti gerekse de lojistik desteklenebilirlik<br />

konularında gerçek muharebe koşullarında<br />

kendini kanıtlamıştır. Otokar, Türkiye’de 37<br />

yetkili servisi, 24 saat mobil servis araçları ve<br />

çağrı merkezi desteği ile lojistik destek<br />

sağlamaktadır.<br />

OTOKAR, 1987 yılından beri üretimini yaptığı<br />

araçların lojistik desteğini başarı ile<br />

yürütmekte ve geçmişten kazandığı tecrübeleri<br />

geleceğe taşıyarak geliştirmektedir. ALTAY<br />

Projesi ile, kara platformu ve silah<br />

sistemlerinde yeni Lojistik Desteklenebilirlik<br />

yaklaşımları ile global arenada rekabet edecek<br />

yapı oluşturulmaktadır. OTOKAR projelerinde<br />

lojistik desteklenebilirlik projenin ilk gününden<br />

itibaren tasarım aşamasında en önemli faaliyet<br />

olarak ele alınmakta ve ana faaliyetlerden biri<br />

olarak yürütülmektedir. Projenin erken<br />

safhalarındaki esneklikler, müşteri beklentilerinin<br />

en üst düzeyde karşılanmasını sağlamaktadır.<br />

Bu yaklaşım ile tasarım mimarisinin<br />

geleceğe yönelik Lojistik Desteklenebilirliği<br />

yüksek ve teknolojik gelişmeler ile şekillenebilir<br />

bir yapıda olması sağlanmaktadır.<br />

OTOKAR, SSM ve KKK’lığınca sağlanan<br />

destekten de faydalanarak, Türk Silahlı<br />

Kuvvetlerinde uzun yıllardır edinilen lojistik<br />

deneyimleri ve OTOKAR’ın 40 yılı aşkın<br />

tecrübesini harmanlayarak ilk Türk Ana<br />

Muharebe Tank’ı ALTAY’ın uluslararası arenada<br />

rekabet edebileceği bir Lojistik Desteklenebilirliğini<br />

sağlayacak alt yapıyı oluşturmuştur.<br />

Bu kapsamda ALTAY Tankının kullanıcı<br />

tarafından kolay desteklenebilir, az bakım<br />

gerektiren, yüksek hazır olma oranında, uzun<br />

ömürlü, ömür devri maliyeti optimize edilmiş<br />

ve gelecekte yeni teknolojilere göre geliştirilebilecek<br />

bir alt yapıda olması sağlanmaktadır.<br />

Lojistik Destek Analizleri ile tasarım şekillendirilmiştir<br />

ve ömür devri maliyetini etkileyen<br />

tasarım unsurları belirlenmiştir. ALTAY’ın<br />

kullanımı sırasında icra edilecek bakım görevleri<br />

analiz edilmiş, bakımın gerçekleştirilmesi<br />

sırasında karşılaşılabilecek güçlükler ve bu<br />

kapsamda ihtiyaç duyulabilecek tasarım<br />

değişiklikleri tespit edilerek optimizasyon ile<br />

en uygun ve yüksek idame edilebilirlik<br />

özelliğine sahip tasarım çözümü uygulanmıştır.<br />

Tasarım aşamasında başlatılan Lojistik Desteklenebilirlik<br />

çalışmaları ALTAY tankı ön<br />

prototipleri MTR ve FTR testleri esnasında<br />

sahada test edilmektedir. Bu testler esnasında<br />

önleyici ve düzeltici bakımlar icra edilmekte,<br />

bakım görev süreleri kayıt edilmekte, destek<br />

ekipmanlarının yeterlilikleri değerlendirilmekte,<br />

gerektiğinde tasarım değişiklikleri<br />

yapılmakta ve ALTAY Tankının gelecekteki<br />

üstün Lojistik Desteklenebilirliği garanti altına<br />

alınmaktadır.<br />

Tasarım Aşaması Desteklenebilirlik Analizleri<br />

ALTAY Ön Prototipleri Üzerinde Fiili Uygulamalar


Lojistik Destek<br />

Proje’nin tasarım aşamasında ALTAY tankının<br />

görev profili oluşturulmuş, barış ve savaş<br />

görevleri detaylandırılmış, her alt sistemin<br />

çalışma saatleri (saat, km, atım vs.)<br />

belirlenerek alt sistem kullanım oranları tespit<br />

edilmiştir. Görev profiline uygun güvenilirlik<br />

analizleri gerçekleştirilmiştir. Tasarım<br />

aşamasında güvenilirlik verilerinin (MTBF, hata<br />

oranlı gibi) oluşturulmasına ilgili alt<br />

yüklenicilerin verdiği kendi öngörüleri, geçmiş<br />

deneyimleri ya da dünyada benzer sistemlerin<br />

tahmini hata oranları verileri ile başlanmıştır.<br />

İstatistiksel olarak anlamlı hata oranı verilerinin<br />

oluşturulması için testlerde ve seri<br />

üretimde gerçek kullanım verileri toplanacak,<br />

bu veriler olgunlaşacak ve gelecek modellerin<br />

ve mevcut ALTAY tanklarının geliştirilmesinde<br />

tasarım girdisi olarak kullanılacaktır. Bu<br />

amaçla, ALTAY tankının ön protitipi “MTR”<br />

güvenilirlik testleri belirlenen görev profiline<br />

uygun olarak yürütülmektedir. Ön prototip<br />

testlerinde çok değerli güvenilirlik verileri<br />

toplanmakta ve tasarımın bu veriler ile<br />

güvenilirlik geliştirilmesi sağlanmaktadır.<br />

Güvenilirlik çalışmaları ile ALTAY tankının<br />

dünyadaki rakiplerine göre üstün güvenilirlikte<br />

ve Lojistik Desteklenebilirlikte bir tank olması<br />

sağlanmaktadır.<br />

Tasarım Aşaması Güvenilirlik Analizleri<br />

ALTAY Ön Prototipleri Güvenilirlik Testleri<br />

Yürütülen Lojistik Destek Analizleri ile ALTAY<br />

tankının tüm lojistik destek unsurları ele alınmakta<br />

ve gelecek için lojistik desteklenebilirlik<br />

en iyi şekilde planlanmaktadır. Seri üretim ile<br />

birlikte Tank’ların konfigürasyon yönetimini<br />

ömür devri boyunca yönetecek alt yapı<br />

kurulmuştur.<br />

Teknik verilerin interaktif ve web tabanlı<br />

olmasına, kompleks bakım görevlerinde 3<br />

boyutlu verilerin kullanımına ve istendiğinde<br />

uzaktan en güncel verilere ulaşmaya imkan<br />

veren S1000D standartlarında teknik manueller<br />

hazırlanmaya başlanmıştır. Dünyada<br />

mevcut en ileri ve güncel standartların<br />

kullanımı ile gelecekte web tabanlı sanal eğitim<br />

sistemlerine de izin verecek bir yapı<br />

oluşturulmuştur.<br />

Lojistik Destek Analizleri ile Lojistik Destek<br />

unsurları tek tek ele alınmaktadır. Örneğin;<br />

ALTAY tankının Karayolları, Demiryolları,<br />

Havayolları ve Denizyolları taşımacılıklarında<br />

emniyetli ve güvenli bir şekilde taşınabilmesi<br />

sağlanmaktadır. Yapılan analizler ile envanterde<br />

bulunan askeri taşıyıcılar da incelenmekte<br />

ve seri üretimde ALTAY’ın kullanılması<br />

esnasında ihtiyaç duyulacak alt yapı tasarımın<br />

ilk gününden itibaren değerlendirilmektedir.<br />

ALTAY tankı için gerekli olacak destek<br />

ekimanları belirlenmekte, tasarlanmakta,<br />

üretimi yapılmakta ve MTR, FTR testlerinde bu<br />

ekipmanların kullanımı yapılarak geliştirilmesi<br />

ve bakım görevlerinin yüksek bir performansla<br />

yapılması sağlanmaktadır. Lojistik Destek<br />

Analizleri esnasında gerek ALTAY tankının kendi<br />

tasarımı içerisinde gerekse KKK’lığı mevcut<br />

envanterdeki sistemler ile ilgili standartlaştırmalar<br />

yapılabilmektedir. Kullanılan yağlar,<br />

destek ekipmanları, kullanıcı ve bakım<br />

personelinin müdahale edeceği bağlantı<br />

elemanları, elektronik test soketleri ve kablo<br />

konnektörleri, bakım erişim kapakları gibi<br />

Lojistik Desteklenebilirlik performansını<br />

etkileyen konularda minimum çeşitlilik ile<br />

bakım süreleri azaltılmaktadır.<br />

ALTAY Projesi’nin kritik tasarım aşamasında<br />

Milli Tankımızın Lojistik Desteklenebilirliğinin<br />

gelecek beklentileri karşılaması için gerekli<br />

çalışmalar yapılmakta ve geliştirilerek devam<br />

etmektedir. Kritik tasarımın tamamlanması<br />

sonrasında Lojistik Destek Analiz kayıtları,<br />

Entegre Lojistik Destek Planları ve teknik<br />

veriler SSM ve KKK’lığına sunulacaktır. Yapılan<br />

bu çalışmalar sonucunda ALTAY, üstün<br />

performansına ilaveten Lojistik Desteklenebilirliği<br />

ile de ordumuza hizmet etmeye hazır<br />

hale gelecektir.<br />

ALTAY Projesi’nde kritik tasarımın tamamlanma<br />

aşamasına gelinmiştir. Bu süreye kadar<br />

ALTAY tasarımında Lojistik Desteklenebilirliği<br />

etkileyen unsurlar ele alınmıştır. Devam eden<br />

MTR ve FTR testlerinde Lojistik Desteklenebilirlik<br />

unsurları gerçek hayatta test edilmektedir.<br />

Kritik tasarım onayı sonrasında PV1<br />

ve PV2 üretimleri ve kalifikasyon süreci<br />

başlayacaktır.<br />

Lojistik Desteklenebilirlik kritik tasarım onay<br />

aşamasından sonra ikiye ayrılarak değerlendirilecektir.<br />

Birincisi, ALTAY projesinin ve<br />

seçilen sistemlerin tasarımlarının Lojistik<br />

Desteklenebilirliği, yani tasarımın idame<br />

edilebilirliği, kolay erişilebilirlik, standartlaşma,<br />

yüksek güvenilirlik gibi hususlara<br />

yönelik devam edecek çalışmalardır. İkinicisi<br />

ise idari olarak Lojistik Desteklenebilirlik, yani<br />

seri üretimde yedek parçaların lojistiği, kolay<br />

temini, tank filosunun kullanıcı, birlik ve depo<br />

seviyesi bakımlarının efektif yürütülmesi, tüm<br />

tank filosunun konfigürasyon ve bakım<br />

takiplerinin yapılması gibi hususların ele<br />

alınmasıdır. Bu ikiye ayrılma konusu, Entegre<br />

Lojistik Destek disiplininde tasarım ile ilgili<br />

olarak “Doğal Hazır Olma Durumu”, sistemi<br />

düzeltici ve önleyici bakımlarla birlikte analiz<br />

eden “Kazanılmış Hazır Olma Durumu” ve tüm<br />

lojistik tedarik zincirini ve bununla ilgili lojistik<br />

ve idari yapıyı analiz eden “İşletimsel Hazır<br />

Olma Durumu” ile ele alınmaktadır.<br />

Temelleri oluşacak Lojistik Destek tedarik<br />

zinciri yapısının temel hedefleri şu şekilde<br />

olacaktır:


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 25<br />

Kullanıcı Memnuniyetinin sağlanması<br />

(sistemin sorunsuz desteklenebilmesi)<br />

Yüksek İşletimsel Hazır Olma Oranına<br />

ulaşmak,<br />

Düşük ortalama onarım süresine ulaşmak<br />

(MTTR),<br />

Yüksek Güvenilirlik seviyesine erişmek<br />

(MTBF),<br />

Toplam Servis Maliyetlerini düşürmek,<br />

İlk seferde hatanın giderilme oranlarını<br />

arttırmak<br />

Bu hedefler evrensel olarak sadece yerli<br />

savunma sanayii şirketlerimizin değil global<br />

ölçekte tüm firmaların hedefleri olduğu için bu<br />

hedefleri ne kadar iyi yapabileceğimiz<br />

savunma sanayiimizin de sürdürülebilir ve<br />

rekabetçi olması açısından önemlidir.<br />

Özetle, ALTAY Projesi’nin son aşamasında,<br />

prototipler üzerinde yapılacak testlerde<br />

kapsamlı bir veri tabanı oluşturulması ve bu<br />

aşamada oluşturulabilecek teknik dokümantasyonun<br />

hazırlanması için yoğun bir program<br />

uygulanacaktır.<br />

Sonuç olarak, yukarıda anlatılan Lojistik<br />

Desteklenebilirlik hedeflerinin gerçekleştirilmesi<br />

için gerekli çalışmalar yürütülecek ve<br />

ALTAY tankı ELD yönünden seri üretime hazır<br />

hale getirilecektir.<br />

Bülent KEŞLİ<br />

OTOKAR Otomotiv ve <strong>Savunma</strong> Sanayii A.Ş Tank Ürün Teknik Yönetim Müdürü<br />

Lisans öğrenimini Orta Doğu Teknik Ünüversitesi Makine Mühendisliğinde tamamladı. 2006<br />

yılında Boğaziçi Ünüversitesinde Makine Mühendisliği yüksek lisansını ve son olorak 2012<br />

yılında Koç Ünüversitesinde Yönetici İşletme Yüksek Lisans Programını (EMBA) tamamladı.<br />

İş hayatına 1998 yılında Ford Otosan’da şasi mühendisi olarak başladı. 11 yıl süren Ford Otosan<br />

iş hayatında bir çok uluslararası projelerde proje yönetimi, tasarım ve araç mühendisliği<br />

alanlarında lider pozisyonlarda görev aldı. 2009 yılında OTOKAR Otomotiv ve <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii’nde Tank Ürün Teknik Yönetim müdürü olarak ALTAY projesine katıldı. Entegre Lojistik<br />

Destek, Güvenilirlik, Kalite ve Konfigürasyon Yönetimi ve Bilgi Teknolojilerinden sorumlu olarak<br />

görevini yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk sahibidir. İngilizce ve Almanca bilmektedir.<br />

Cüneyt TUNA<br />

OTOKAR Otomotiv ve <strong>Savunma</strong> Sanayii A.Ş Entegre Lojistik Destek Birim Yöneticisi<br />

1971 yılında Ankara’da doğdu. 1995 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü’nden<br />

mezun oldu. 11 yıl boyunca ROKETSAN’da Tedarik Kontrol ve Kalite Mühendisliği ve sonrasında<br />

çeşitli savunma sanayii projeleride Baş Mühendis olarak görev yaptı.<br />

2008 yılından itibaren ALTAY Projesi kapsamında OTOKAR firmasında Entegre Lojistik Destek<br />

Birim Yöneticisi olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olup, iyi düzeyde İngilizce<br />

bilmektedir.


Entegre Lojistik Destek<br />

Faaliyetleri - FNSS Yaklaşımı<br />

Giriş<br />

Savaş tarihine bakıldığında büyük zaferlerin iyi<br />

bir lojistik altyapı ile desteklenen ordular<br />

tarafından kazanıldığı görülmektedir. Tarihsel<br />

gelişimine baktığımızda, silah sistemlerinin<br />

gelişmeye başladığı 20. yy ortalarına kadar,<br />

lojistik denilince ikmal maddelerinin ihtiyaç<br />

duyulan noktalara ulaştırılması algılanmakta<br />

idi. İkinci Dünya Savaşını izleyen dönemde<br />

yapılan teknolojik gelişmeler sonucunda<br />

savaşan orduların ikmal malzemelerine ulaşımının<br />

daha da karmaşıklaştığı görülmüştür.<br />

En güncel örnek olarak Birinci Körfez Harekâtı<br />

sırasında bir alayın ihtiyaç duyduğu malzeme<br />

miktarının Normandiya çıkarması için gereken<br />

malzemelerden daha fazla olması verilebilir.<br />

Silah sistemlerindeki gelişimin diğer bir sonucu<br />

da bu sistemlerin kullanımı kadar, tamir ve<br />

bakım işlemlerinin de karmaşık hale gelmesidir.<br />

Bunun sonucu olarak günümüz orduları<br />

gelişmiş destek sistemlerine ihtiyaç duymaktadır.<br />

Amaç<br />

Günümüz silah sistemlerinin ömür devri<br />

maliyetlerinin önemli bir kısmını kullanım ve<br />

bakım maliyetleri oluşturmaktadır. Soğuk<br />

savaşın sona ermesi ile birlikte ülkeler<br />

savunma bütçelerinde kısıtlamalara gitmektedirler.<br />

Bu gereksinim geliştirme maliyetleri<br />

kadar kullanım ve bakım dönemi maliyetlerinin<br />

de azaltılmasını gerektirmektedir. Gerek kullanıcı<br />

gerekse yüklenicilerin amacı bu gereksinimi<br />

karşılayacak yöntemleri geliştirmek ve<br />

desteklemek olmalıdır.<br />

Yukarıda kısaca özetlenen tarihsel gelişmeler,<br />

destek sisteminin geliştirilmesini, silah sistemi<br />

tasarım sürecinin ayrılmaz bir parçası haline<br />

getirmiştir. Destek sisteminin tasarlanması,<br />

geliştirilmesi ve kurulması Entegre Lojistik<br />

Destek (ELD) faaliyetleri kapsamında organize<br />

edilmektedir.<br />

Yöntem<br />

FNSS insan kaynağına yaptığı yatırımlar<br />

sonucunda Sistem Tasarımı yapabilen bir şirket<br />

konumuna gelmiştir. Bu süreçte yeni bir<br />

sistemin geliştirilmesi ile beraber bu sisteme<br />

ait destek sisteminin de geliştirilmesi gerçekleştirilmektedir.<br />

FNSS tasarım çalışmalarına toplam sistemin<br />

(Şekil 1) gereksinimlerini belirleyerek<br />

başlamaktadır. Bu aşamada görev sisteminin<br />

kullanım senaryosu, yıllık kullanım saatleri,<br />

sistemlerin konuşlanacağı birlikler, söz konusu<br />

birliklerin sahip olduğu tesislerin özellikleri,<br />

kullanıcı personelin eğitim seviyesi ve<br />

rütbeleri, gibi bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır.<br />

Şekil 1: Toplam Sistem<br />

Tasarım çalışmalarına paralel olarak bakım ve<br />

kullanım görevleri belirlenerek, görev<br />

analizleri yapılmaktadır. Bu analiz sonucunda<br />

Görev Sisteminin tasarımında kullanım ve


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

27<br />

bakıma yönelik tasarımda yapılacak iyileştirmeler<br />

belirlenmektedir. Aynı analizlerin<br />

sonucunda da kullanımı ve bakımı için gereken<br />

destek donanımı, tesis, eğitim ve yedek parça<br />

ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Elde edilen veriler<br />

ışığında FNSS aşağıda verilen planları hazırlamaktadır.<br />

Oluşturulan planlar müşteri/kullanıcı<br />

temsilcilerinin onayı alınarak uygulamaya<br />

konulmaktadır.<br />

Entegre Lojistik Destek Planı<br />

Bakım Planı<br />

Destek Donanımı Listesi<br />

Teknik Dokümantasyon Planı<br />

<br />

Kullanıcı ve Kullanıcı Bakım Eğitici Eğitim<br />

Planı<br />

Birlik ve Depo Seviyesi Bakım Eğitici Planı<br />

İnsan Gücü Planı<br />

İkmal Destek Planı<br />

Kullanım Dönemi Destek Planı<br />

FNSS geliştirme projelerinin ELD faaliyetlerini<br />

yukarıda belirtilen genel prensipler ışığında<br />

planlanıp uygulamaktadır. ELD faaliyetleri<br />

sonucu olarak aşağıda listelenen hizmet ve<br />

ürünler müşteriye teslim edilmektedir.<br />

Kullanıcı ve Kullanıcı Seviyesi Bakım El Kitabı<br />

Birlik Seviyesi Bakım El Kitabı<br />

Depo Seviyesi Bakım El Kitabı<br />

Resimli Parça Kataloğu<br />

Destek Donanımı Kataloğu<br />

Kullanıcı ve Kullanıcı Seviyesi Bakım Eğitici<br />

Eğitimi<br />

Birlik ve Depo Seviyesi Bakım Eğitici Eğitimi<br />

Eğitim yardımcı malzemeleri<br />

Her seviyede özel amaçlı destek donanımı<br />

Yedek parça<br />

FNSS, kendi geliştirdiği veri tabanı uygulamaları<br />

ve garanti takip programını (Şekil 2)<br />

kullanarak, analizler yapmaktadır. Söz konusu<br />

analizler birlik, parça, hata ve araç bazında<br />

sonuçları kapsamaktadır. Sonuçlar periyodik<br />

olarak rapor halinde son kullanıcıya sunulmaktadır<br />

(Şekil 3). FNSS, elde ettiği sonuçlar<br />

ışığında:<br />

Yedek parça takibini yapmakta<br />

Hata analizi yaparak<br />

Sık rastlanan hataları belirlemekte<br />

Sık değişen parçaları belirlemekte<br />

<br />

Kullanım ve bakım süreçlerinde yapılacak<br />

iyileştirmeleri belirlemektedir.<br />

Şekil 2: Garanti Takip Sistemi<br />

45<br />

30<br />

15<br />

0<br />

12. Brigade<br />

6 6<br />

7. Brigade<br />

11 13<br />

Yedek parça desteği<br />

Münferit eğitim programları<br />

Doküman güncelleme<br />

YURTİÇİ PROJELER<br />

FNSS, KKK için Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü<br />

(SYHK) ve Amfibi Zırhlı Muharebe İş Makinası<br />

sistemlerini geliştirmiştir. Bu projelerin ELD<br />

faaliyetleri kapsamında:<br />

ELDP ve ilgili diğer planlar hazırlanmıştır.<br />

El kitapları hazırlanmıştır.<br />

Kullanıcı Ve Kullanıcı Seviyesi Bakım El<br />

Kitabı<br />

Birlik Seviyesi Bakım El Kitabı<br />

Depo Seviyesi Bakım El Kitabı<br />

Resimli Parça Kataloğu<br />

Destek Donanımı Kataloğu<br />

<br />

<br />

İzmir’de bulunan İstihkâm Okul ve Eğitim<br />

Merkezi Komutanlığı’nda SYHK Kullanıcı ve<br />

Kullanıcı Bakım Eğitici Eğitimleri gerçekleştirilmiştir.<br />

FNSS tesislerinde SYHK Birlik ve Depo<br />

Seviyesi Bakım Eğitici Eğitimleri gerçekleştirilmiştir.<br />

8. Brigade<br />

20. Brigade<br />

15 14<br />

10 10 17<br />

Infantry Corps.Inst.<br />

41<br />

Garanti dönemi süresince sözleşme kapsamındaki<br />

birlik ve depo seviyesi bakımlar FNSS<br />

tarafından yürütülmektedir. Garanti dönemi<br />

süresince FNSS ekipleri son kullanıcıya<br />

periyodik ziyaretler gerçekleştirmektedirler.<br />

Yapılan ziyaretler sırasında gerekli teknik<br />

desteği son kullanıcıya sağlamakta ve sahadan<br />

veri toplamaktadır:<br />

Bakım Kayıtları<br />

Araç Durum ve Tarihçesi<br />

Yedek Parça Envanteri<br />

Arıza kaydı<br />

Düzeltici – Önleyici faaliyet<br />

Şekil 3: Garanti Raporu<br />

FNSS ürettiği araçlarını envanterden çıkıncaya<br />

kadar desteklemeye büyük önem vermektedir.<br />

Bu politika kapsamında, garanti dönemi<br />

sonrasında da araçlarının durumunu son<br />

kullanıcının izin verdiği ölçüde izlemeye devam<br />

etmektedir. Kullanım döneminde son kullanıcının<br />

talep etmesi durumunda aşağıdaki<br />

hizmetleri son kullanıcıya sağlamaktadır:<br />

Bakım onarım desteği<br />

Teknik Destek<br />

Number of Inspected Vehicles<br />

Number of Warranty Claims<br />

YURTDIŞI PROJELER<br />

Birleşik Arap Emirlikleri, FNSS’ten 1997 yılında<br />

133 adet Zırhlı Muharebe Aracı temin etmiştir.<br />

Garanti dönemi faaliyetlerinden sonra da<br />

araçların bakımlarını gerçekleştirmek üzere<br />

teknik destek sözleşmesi imzalamıştır. Bu<br />

kapsamda, 133 araç için filo bakım hizmeti<br />

verilmektedir. Faaliyetler ortalama 8 personel<br />

tarafından BAE askeri tesislerini kullanarak<br />

Araçların periyodik bakım ve onarımları, arıza<br />

tespiti ve yedek parça ihtiyacı belirlenmesi ile


Lojistik Destek<br />

teknik destek olarak yürütülmektedir. Araçların<br />

hazır olabilirlik oranı % 95 düzeyindedir.<br />

Teknik Destek Sözleşmesi her 2 yılda bir<br />

yenilenmektedir. 2011 yılında 2 yıl süreli, 10<br />

miyon USD bedelli ve hem teknik destek hem<br />

de yedek parça tedariğini kapsayan “Follow On<br />

Support” (FOS) sözleşmesi imzalanmıştır.<br />

Kamu-Özel Sektör İşbirliği (Go-Co) modeli<br />

açısından önemli başka bir proje de Suudi<br />

Arabistan Kara Kuvvetleri ile yürütülmekte<br />

<strong>olan</strong> Ömür Uzatma ve Geliştirme Programıdır.<br />

Program 2004 yılında başlamıştır. Proje<br />

kapsamında muhtelif sözleşmeler sürdürülmektedir.<br />

Ömür Uzatma ve Geliştirme Programı, Suudi<br />

Arabistan Ordusu envanterindeki muhtelif<br />

tipte yaşlanmış M113 araçlarının ZMA 350<br />

konfigürasyonuna modernizasyonunu<br />

içermektedir.. Program kapsamında, Riyad’a<br />

120 km uzaklıktaki Al Kharj kentinde bulunan<br />

Suudi Arabistan Ordusuna ait “Automotive<br />

Upgrade Center” (AUC) tesisi kullanılmaktadır.<br />

FNSS faaliyetlerini Suudi Arabistan’da yerleşik<br />

endüstriyel ortağı ile birlikte gerçekleştirmektedir.<br />

Her sözleşme dönemi başlangıcında,<br />

AUC tesisi bir <strong>tutan</strong>ak ile FNSS’e teslim<br />

edilmekte, sözleşme dönemi tamamlandığında<br />

yine <strong>tutan</strong>ak ile tesis orduya iade<br />

edilmektedir.<br />

AUC tesisinin sözleşme süresince, personel<br />

istihdamı ve yönetimi, işletme giderleri (su,<br />

elektrik, telefon, vb), tesis bakım ve onarımı,<br />

üretim takımları ve malzemeleri gibi tüm<br />

masrafları FNSS tarafından karşılanmaktadır.<br />

AUC’de üretim, teknoloji transferi ile gerçekleştirilmektedir.<br />

Bu amaçla AUC tesislerinde<br />

personel eğitimi, dokümantasyon, teknik<br />

destek, üretim hattı kurulması ve geliştirilmesi,<br />

imalat, kalite temini, malzeme yönetimi ve<br />

yerlileştirme faaliyetleri yürütülmektedir.<br />

Tesiste müşteri ilişkilerini koordine etmek<br />

amacıyla fabrika komutanı ile birlikte sınırlı<br />

sayıda askeri personel görev yapmaktadır.<br />

SONUÇ VE ÖNERİLER<br />

Bakım sistemi Toplam Sistemin karmaşıklığı,<br />

envanter yönetimi, güvenlik, fiziksel zorunluluklar<br />

gibi nedenlerle kademeli bir yapıya<br />

sahiptir. Pek çok ordu beş kademeli bir yapıdan<br />

üç kademeli bir yapıya geçmiştir. TSK’da da üç<br />

kademeli yapı uygulanmaktadır: Kullanıcı<br />

Seviyesi, Birlik Seviyesi, Depo Seviyesi bakımlar.<br />

Yurtiçi ihtiyacı karşılamak için gerçekleştirilen<br />

kara araçları projelerinde her üç<br />

seviyedeki bakımların KKK’lığı tarafından<br />

yapılacak şekilde planlanması istenmektedir.<br />

Dünyadaki uygulamalara bakıldığında ise<br />

silahlı kuvvetlerin bakım faaliyetlerini endüstriye<br />

devrettiği görülmektedir.<br />

Yurtdışı projelerimiz kapsamında ürünlerimizi<br />

kullanan tüm müşterilerimiz garanti dönemi ve<br />

sonrasında lojistik desteğin Orijinal Ekipman<br />

Üreticisi (OEM) tarafından yapılmasını özellikle<br />

istemektedirler. Yukarıda detayları anlatıldığı<br />

gibi BAE’de periyodik bakım faaliyetleri FNSS<br />

tarafından yürütülmekte, FNSS’in sistem<br />

entegratörü olarak görev aldığı AV-8 projesinde<br />

ise Malezya <strong>Savunma</strong> Bakanlığı depo<br />

seviyesi bakımların endüstri tarafından yapılmasını<br />

istediğini belirtmiştir.<br />

FNSS yurtiçi ve yurtdışı projelerde elde ettiği<br />

tecrübeler ışığında, gerek garanti döneminde<br />

gerekse garanti dönemi sonrasında lojistik<br />

desteğin yükleniciler tarafından sağlanması<br />

gerektiğini değerlendirmektedir. Böylece<br />

<br />

TSK’nın sağladığı sistemlerle ilgili<br />

karşılaştığı problemleri yüklenici<br />

ile paylaşması, ELD süreci<br />

açısından yapılan çalışmaların<br />

doğrulanması ve güncellenmesi<br />

açısından oldukça değerlidir.<br />

Hazırbulunabilirliğe yönelik programlı çalışmalar<br />

yürütülebilecek<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Ekipmanların Göreve Hazır Olabilirlik<br />

(Availability) oranları artacak<br />

Düşük ‘Lojistik Yanıtlama Süreleri’ne sahip<br />

olunabilecek<br />

Envanter yönetimi faaliyetleri yüklenici<br />

tarafından yürütülerek envanter maliyetleri<br />

düşecek<br />

Orijinal Ekipmanlar kullanılarak güvenilirlik<br />

artacak,<br />

Üretim amaçlı kurulan altyapının bakım<br />

amacıyla kullanılması sağlanarak proje<br />

maliyetleri düşürülecektir.<br />

Önemli diğer bir konu ise, TSK’nın sağladığı<br />

sistemlerle ilgili karşılaştığı problemleri<br />

yüklenici ile paylaşması, ELD süreci açısından<br />

yapılan çalışmaların doğrulanması ve güncellenmesi<br />

açısından oldukça değerlidir. Garanti<br />

süreci sonrasında TSK tarafından tutulan bakım<br />

ve onarım kayıtlarının yüklenici ile paylaşılması,<br />

süregelen projelerde tasarımların iyileştirilmesi<br />

ve ürün güvenilirliğinin arttırılması<br />

faaliyetlerine katkı sağlayacaktır.<br />

Ayrıca projeler kapsamında üretilecek <strong>olan</strong><br />

araçların kullanım profilleri ve konuşlandırma<br />

senaryoları gibi bilgilerin gizli olarak değerlendirilip<br />

endüstri ile paylaşılmaması destek<br />

sistemi tasarım faaliyetlerini olumsuz etkilemektedir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

29<br />

Onur ARISOY<br />

FNSS, Ürün Destek Bölümü Yöneticisi<br />

ODTÜ Makina Mühendisliği mezunudur.<br />

1992 yılnından bu yana FNSS’te çalıştığı süre içinde Üretim Mühendisliği grubunda görev<br />

almış, bazı uluslararası modernizasyon projelerinde Proje Yöneticiliği yapmıştır.<br />

Suudi Arabistan projesi kapsamında Askeri Otomotiv Yenileştirme Merkezi’nde idari Fabrika<br />

Yöneticiği görevinde bulunmuştur<br />

2008 yılından beri Ürün Destek Bölümü Yöneticiliğini yürütmektedir.<br />

Taner GÖKHAN<br />

FNSS, Entegre Lojistik Destek Liderİ<br />

ODTÜ Havacılık Mühendisliği’nden 1995 yılında mezun oldu. 1997-2002 arasında TÜBİTAK-<br />

SAGE Dış Balistik Biriminde çalıştı. 2003-2007 yılları arasında TAI Yapısal Tasarım biriminde<br />

çalıştı. 2007 yılında FNSS’de çalışmaya başlamıştır. 2012 yılından itibaren Entegre Lojistik<br />

Destek Liderliği görevini yürütmektedir.


BMC-KİRPİ ELD<br />

Faaliyetleri<br />

BMC olarak yurt içinde bulunan 300.000<br />

adetten fazla araçlarımızın satış sonrası<br />

hizmetlerini sağlama yeteneğimizi aynı<br />

zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri projelerimizde<br />

değerlendirmekteyiz. Araçların yaşam döngüsü,<br />

yaygın satış sonrası hizmetlerimiz<br />

sayesinde hem daha ekonomik hem de daha<br />

uzun olmaktadır. Yerli imkanlarımız sayesinde<br />

araçlar tüm yasam döngüsü süresince<br />

desteklenebilir durumdadır.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi projelerimizde araçlarımıza<br />

sağladığımız hizmetler ve bunun daha da<br />

derinleştirilmesi için yapılabilecekleri ele<br />

alacağız.<br />

1. Teslim Edilen Araçlar Için Sağladığımız<br />

Lojistik Destek Hizmetleri:<br />

a. Bakım hizmeti ve 2 yıl garanti (garanti<br />

süresince 6 aylık bakımlar)<br />

b. Başlangıç ve işletme yedekleri<br />

c. Bakım planlaması ve İşgücü<br />

d. Dokümantasyon<br />

i. Kullanım kılavuzu<br />

ii. Yağlama şeması<br />

iii. Resimli Yedek Parça Kataloğu<br />

iv. Motor Düzen yenileştirme kitabı<br />

e. Eğitim<br />

i. Kullanıcı Eğitimi<br />

ii. Birlik Seviyesi Eğitim<br />

iii. Fabrika Seviyesi Eğitim<br />

iv. Bakım Okulu-Eğitimcinin Eğitimi<br />

f. Destek Teçhizatları<br />

i. 100 Birlik 12 Bakım merkezi için<br />

g. Türkiye’de 7 Bölgede 134 farklı noktada<br />

7/24 Yetkili Servis ve Yedek Parça desteği<br />

2. Garanti dönemi boyunca ve/veya garanti<br />

dönemi sonrası lojistik destek sağladığımız<br />

projeler:<br />

a. BMC 185-09B (4X4) 2.5 Ton Taktik<br />

Tekerlekli Araç<br />

b. BMC 235-16P (4X4) 5 Ton Taktik Tekerlekli<br />

Araç<br />

c. BMC 380-26P(6X6)10 Ton Taktik Tekerlekli<br />

Araç<br />

d. BMC KİRPİ 350-16Z (4X4) Mayına Karşı<br />

Korumalı Araç<br />

3. BMC KİRPİ MKKA Için Mevcut Lojistik<br />

Destek Uygulamaları:<br />

a. Dokümantasyon: Bütün kataloglar basılı<br />

doküman yada elektronik ortam şeklinde<br />

verilmekte, bu durum uygulamada<br />

güncellemeler açısından sıkıntı yaratmaktadır.<br />

b. Kullanıcı Eğitimleri: Kullanıcı eğitimleri<br />

Gaziemir Ulaştırma Okulu’nda firmamız<br />

eğitmenlerinin de katılımı ve desteği ile<br />

yapılmaktadır.<br />

c. Birlik Eğitimleri: Birlik eğitimleri araçların<br />

dağılım birliklerine göre farklı bakım<br />

merkezlerinde 5-6 grup şeklinde yapılmaktadır.<br />

Uygulamada eğitim için ayrılan<br />

tesisler, katılımcıların profili ve organizasyonlarda<br />

sıkıntılar yaşanmıştır. Eğitimleri<br />

alan personelin başka birliklerde veya


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

31<br />

kadrolarda görevlendirilmesi durumunda<br />

verilen eğitimlerin arzu edilen<br />

faydayı sağlayamayacağı değerlendirilmektedir.<br />

d. Fabrika Eğitimleri: Eğitimler BMC tesislerinde<br />

gerçekleştirilmektedir. Katılımcılar<br />

araçlarla ilgili problemlerin fabrika<br />

seviyesine garanti sonrasında yansıyacağını<br />

belirtmişlerdir.<br />

e. S.S.M. T.T.A. Projesi Eğitim Kapsamı:<br />

e. Depo Seviyesi Bakım ve Onarımlar Yüklenicilerin<br />

alt yapıları ve SSH organizasyonlarına<br />

göre Yüklenicilere verilebilir. Bu<br />

onarımlar Yüklenicilere verilirken aşağıdaki<br />

hususlara dikkat edilmelidir:<br />

i. Yurt çapında Hizmet verecek Yetkili<br />

Servis sayısı yeterli mi?<br />

ii. Yetkili Servislerin standartları nasıl?<br />

iii. Yedek Parça temini konusunda dışa<br />

bağımlılık ve temin süreleri nelerdir?<br />

i. BMC Satış Sonrası Hizmet Yönetim<br />

Organizasyonu:<br />

EĞİTİM TİPİ/ARAÇ TİPİ Ölçü Birimi 2,5 Ton 5 Ton 10 Ton M.Rap<br />

Toplam<br />

Sürücü ve Bakım<br />

Eğitimi (2 GÜN)<br />

Birlik Seviyesi Bakım<br />

(4 GÜN)<br />

Araç Adedi 706 228 403 468<br />

Kişi 706 228 403 468<br />

Grup / Kişi 18/40 12/24 12/34 14/34<br />

Kişi 200 200 200 200<br />

Grup / Kişi 10/20 10/20 10/20 10/20<br />

1859 Araç<br />

1859 Kişi<br />

56 Grup<br />

800 Kişi<br />

40 Grup<br />

112<br />

Gün<br />

160<br />

Gün<br />

ii.<br />

BMC Satış Sonrası Hizmet Bölgeleri:<br />

Fabrika Seviyesi Bakım Kişi 30 30 30 30<br />

Onarım (5 GÜN) Grup / Kişi 3/10 3/10 3/10 3/10<br />

120 Kişi<br />

12 Grup<br />

60<br />

Gün<br />

TOPLAM<br />

2,5 Ton<br />

f. Destek teçhizatları: Destek teçhizatları<br />

bakım seviyelerine göre sınıflandırılmakta<br />

ve son araç teslimatı ile gönderilmektedir.<br />

g. Birlik Bakımları: Garanti süresince yetkili<br />

servislerimiz tarafından yapılmaktadır.<br />

Garanti sonrasında TSK bakım merkezleri<br />

tarafından yapılacaktır<br />

h. Fabrika Bakımları: Fabrika seviyesi<br />

bakımlar bakım merkezleri tarafından<br />

yapılmaktadır.<br />

4. Lojistik Desteğin Yükleniciler Tarafından<br />

Sağlanmasına İlişkin Düşüncelerimiz:<br />

a. Yüklenicisi olduğumuz sistemlerin depo<br />

seviyesi bakımlar kesinlikle firmamız<br />

tarafından yapılabilir. Bu konuda gerekli<br />

bütün organizasyona firmamız sahiptir<br />

5 Ton<br />

Kişi 936 512 633 698<br />

iv. Yetkili Servislerin eğitim durumları<br />

nelerdir, Yüklenici yetkili servislerini<br />

eğitiyor mu?<br />

v. Yetkili servisler Ekipman ve destek<br />

teçhizatları yönünden yeterli mi?<br />

vi. Yetkili Servisler Yüklenici tarafından<br />

denetleniyor mu?<br />

f. BMC Satış Sonrası Hizmetler Organizasyonu:<br />

g. Sonrası Hizmetler Ağı:<br />

2779 Kişi<br />

Grup 31 25 25 28 108 Grup<br />

134<br />

Yetkili<br />

Servis<br />

10 Ton<br />

M.Rap<br />

161 Yetkili<br />

Yedek Parça<br />

Satıcısı ile<br />

322<br />

Gün<br />

Türkiye’nin<br />

en büyük<br />

Satış Sonrası<br />

Hizmetler<br />

Ağı ile<br />

hizmet<br />

vermektedir<br />

iii. Hakkari’deki Birlikte Kalıcı Olarak<br />

Görev Yapan Uzmanlar: Araç yoğunluğuna<br />

sahip bu Birlikte oluşabilecek<br />

arızalarda ACİL çözüm üretmek adına<br />

proje süresince BMC fabrika personelinden<br />

2 uzman (1 mekanik 1 elektronikçi)<br />

yerinde hizmet vermektedir.<br />

Olası problemlerde fabrika ile doğrudan<br />

temas sağlanarak zaman ve kaynak<br />

kaybı önlenmektedir.<br />

h. Mevcut savunma sistemlerine ait bakım/<br />

onarım verilerinin ilgili yüklenici adaylarına<br />

ve/veya yüklenicilere açılmalıdır.<br />

Böylece;<br />

i. Yapılacak analizler daha sağlam<br />

verilere dayandırılacaktır.<br />

ii.<br />

Ömür devri maliyet hesaplamalarında<br />

daha doğru sonuçlar çıkacaktır.<br />

b. Belediye ve diğer kamu ve Kuruluşları<br />

bakımları özel Yüklenicilere ihale<br />

etmektedirler<br />

c. Benzer modeller TSK tarafından da uygulanabilir.<br />

Bütün Lojistik destek kalemlerinde<br />

maliyetler azalacaktır. TSK denetleme<br />

rolü üstlenebilir.<br />

d. Lojistik desteği Yüklenicilere verirken<br />

Yüklenicilerin yetenekleri ve <strong>olan</strong>akları<br />

göz önünde bulundurulmalıdır


Lojistik Destek<br />

iii. Başlangıç yedekleri listeleri hazırlamada<br />

veri olarak kullanılabilecektir<br />

j. Ömür devri yönetiminde, ihtiyacın belirlenmesi<br />

safhasından itibaren tasarım,<br />

geliştirme, üretim, kullanım ve elden<br />

çıkarma safhalarında tedarik makamlarının,<br />

kullanıcıların ve yüklenicilerin<br />

üstlenecekleri rollere ilişkin görüş ve<br />

önerilerimiz:<br />

ÖMÜR DEVİR YÖNETİMİ<br />

Araştırma, Geliştirme<br />

Test ve Değerlendirme<br />

Üretim ve Yatırım<br />

İşletme<br />

Elden Çıkarma<br />

Araçların ömür devri yönetiminin yukarıda<br />

belirtilen her bir safhasında tedarik makamlarının,<br />

kullanıcıların ve yüklenicilerin satış<br />

sonrası faaliyetleri de göz alması gerekmektedir.<br />

i. "<strong>Savunma</strong> Sanayii ELD Platformu“<br />

Kurulmalıdır :<br />

ELD Alt<br />

Yapısı Data<br />

Bankası<br />

ELD<br />

Vizyonunun<br />

Takip Edilmesi ve<br />

Eğitimler<br />

ELD<br />

Paltformu<br />

İşlev<br />

Alanları<br />

TTA ELD<br />

Muayeneleri<br />

TTA ELD<br />

Sözleşmeleri<br />

Platforma aşağıdaki görevler verilmelidir :<br />

1. İLETİŞİM: Tedarik makamı, Yüklenici ve<br />

Kullanıcı arasında iletişim noktası<br />

olmalıdır.<br />

2. DERECELENDİRME: Firmaları Ömür<br />

Devri Yönetimi ve Lojistik Destek<br />

Yönünden değerlendirerek derecelendirmelidir.<br />

3. DENETLEME: ELD platformu ELD konusundaki<br />

eğitim açığını kapatmalıdır.<br />

k. Garanti sonrası Bakım ve Onarım<br />

Anlaşmaları: Araçların garanti sonrası<br />

bakım ve onarımları yüklenici firma ve<br />

SSM tarafından imzalanacak 5 yıllık<br />

anlaşmalar ile yapılabilir. Bu durumda<br />

Silahlı Kuvvetler yedek parça için gereksiz<br />

stok yükünden kurtulmuş olacaktır. Yüklenici<br />

firmanın eğitimli uzman personeli<br />

doğru planlama ile araçların bakım ve<br />

onarım işlemlerini etkin ve ekonomik<br />

olarak yerine getirecektir. Özellikle<br />

Kirpinin sadece KKK.lığı’nın kullanmayıp<br />

aynı zamanda Jandarma, Hava Kuvvetleri<br />

ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından<br />

da kullanılacağı göz önüne alınırsa, bakım<br />

anlaşmasının tek merkez SSM ile<br />

yapılması uygulamada standardizasyon<br />

açısından önem arz etmektedir.<br />

Ahmet KIYICI<br />

BMC, Servis Planlama ve Kontrol Müdürü<br />

ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü mezunu olup, BMC San ve Tic. A.Ş.’de Satış Sonrası<br />

Hizmetler Bölümü’nde, Servis Planlama ve Kontrol Müdürü olarak görev yapmaktadır. Evli ve<br />

iki çocuk babasıdır.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

33<br />

Değişen Bakım Konseptleri ve<br />

Uçak Bakım Destek Yazılımlarının<br />

Uluslararası Standartlarla Uyumu<br />

ile Elde Edilen Kazanımlar<br />

Günümüzde, konfigürasyon yapısında çok<br />

sayıda kırılımları içeren karmaşık araç ve<br />

teçhizatların üretilmesi, kestirimci bakım,<br />

koşula dayalı bakım, ve güvenirlik sağlık<br />

yönetimi gibi kavramları da beraberinde<br />

getirmekte, bakım faaliyetlerinin planlanmasında,<br />

yürütülmesinde ve takip edilmesinde<br />

bilgi sistem desteğinin ve uluslararası<br />

standartların kullanımını zorunlu kılmaktadır.<br />

Özellikle hava platformundaki araç ve<br />

teçhizatlarda kullanılmaya başlanan S1000D<br />

uluslararası teknik yayım hazırlama standardı,<br />

uçak bakım faaliyetlerinin maliyet etkin bir<br />

şekilde ve verimli olarak gerçekleştirilmesini<br />

sağlayan önemli faktörler arasında yer<br />

almakta, bakım faaliyetlerinde insan hatalarından<br />

da kaynaklanabilecek problemleri<br />

azaltmaktadır. Ayrıca S2000M/ATA Spec 2000<br />

malzeme yönetim standartlarının ve ürün<br />

yaşam döngüsü destek standardının (PLCS)<br />

uçak bakım destek faaliyetlerinde sağladığı<br />

avantajlar giderek önem kazanmaktadır. Yeni<br />

nesil araç ve teçhizatlarda bu bakım konseptlerinin<br />

ve uluslararası standartların kullanımı<br />

zorunlu hale gelmiştir. Bu dokümanda<br />

yeni destek yaklaşımları, bu yaklaşımları<br />

destekleyen modern bakım bilgi yönetimi<br />

sistemleri ve bu sistemlerin yeni standartlarla<br />

etkileşimi ile elde edilen kazanımlar açıklanacaktır.<br />

Geçmişten günümüze destek eğilimleri<br />

Hava platformuna ait araçlarda yaşanabilecek<br />

problemler/arızalar kötü sonuçlar doğurmakta<br />

ve uçuş güvenliğini ihlal etmektedir. Bu<br />

nedenle problemler önceden tahmin edilerek<br />

önlenmek zorundadır.<br />

Havacılık alanında karmaşık araç ve teçhizatların<br />

desteklenmesinde belirli dönemlerde<br />

çeşitli yaklaşımlar dikkate alınmış olup bu<br />

kapsamda;<br />

1940 yılları öncesindeki ilk kuşak yaklaşımı<br />

olarak; sistemin arıza yaptığında düzeltici<br />

işlemin gerçekleştirilmesi,<br />

1940 – 1960 yılları arasındaki ikinci kuşak<br />

yaklaşımda; görev etkinliğinin ve güvenirliğinin<br />

artırılması, teçhizat ömrünün uzatılması<br />

ve planlı bakımlar dikkate alınmış,<br />

1960 – 1980 yılları arasındaki üçüncü ve<br />

dördüncü kuşak yaklaşımda; uçak faaliyet<br />

oranının, görev güvenirliğinin ve idame<br />

ettirilebilirliğinin artırılması, bakım frekanslarının<br />

azaltılması, bakım maliyetlerinin azaltılması,<br />

ve koşullara dayalı bakım eğilimleri<br />

dikkate alınmış,<br />

1980 – 2000 aralığı ve 2000 sonrası yılların<br />

gelecek nesil yaklaşımında ise; Performansa<br />

Dayalı Lojistik gibi yeni iş modellerinin<br />

uygulanması, uçuş emniyetinin artırılması,<br />

ürün kalitesinin artırılması, çevreye zararlı<br />

etkilerin azaltılması, uçak güvenirliğinin<br />

izlenmesi, uçak üzerindeki gömülü sistemlerle<br />

yerdeki bakım bilgi sistemlerinin entegrasyonu,<br />

geliştirilmiş arıza teşhisi ve öngörüsel<br />

yetenekler, filo yönetimini de kapsayan<br />

gelişmiş bakım yönetimi ve <strong>kontrol</strong> fonksiyonları,<br />

etkin destek sağlamada bilgi<br />

servislerinin kritikliği konuları önem kazanmıştır.


Lojistik Destek<br />

Gelecek Kuşak<br />

1. Kuşak<br />

Arıza<br />

olduğunda<br />

tamir<br />

2. Kuşak<br />

* Uçak güvenirliği<br />

artışı<br />

* Daha uzun teçhizat<br />

ömrü<br />

* Planlı bakım<br />

3. ve 4. Kuşak<br />

* Faaliyet oranını ve<br />

uçak güvenirliği artışı<br />

* İdame edilebilirlik<br />

artışı<br />

* Bakım aralıklarının<br />

uzatılması<br />

* Koşula dayalı bakıma<br />

yönelim<br />

* Yeni iş modelleri (PDL)<br />

* Geliştirilmiş sağlık izleme<br />

* Uçak ve yer bakım<br />

sistemlerinin entegrasyonu<br />

* İleri teşhis ve öngörü<br />

yetenekleri<br />

* Geliştirilmiş bakım yönetimi<br />

(Filo Yönetimi)<br />

* Yapısal teknik dokümanlar<br />

* Etkin destek için bilgi<br />

sistemlerinin anahtar rolü<br />

1940 1950 1960 1970 1980 1990 2000<br />

Şekil 1: İyileştirilmiş destek konusundaki eğilimler<br />

Uluslararası uçak kazalarının yüzde 45’inin insan faktörlerinden, yüzde 27’sinin ise teknik ve bakım<br />

faktörlerinden kaynaklandığı, bakım insan faktörlerine ilişkin olumsuzlukların giderilebilmesi için<br />

bakım/teknik konuları ile teknik doküman sistemlerinin, üzerinde durulması gereken önemli<br />

konular arasında olduğu sonucuna varılmıştır.<br />

Tarih<br />

Ocak 2000<br />

Mart 2001<br />

Nisan 2001<br />

Ağustos 2001<br />

Mayıs 2001<br />

Ocak 2003<br />

Ağustos 2003<br />

Ocak 2006<br />

Temmuz 2006<br />

Havayolu<br />

Alaska Airlines<br />

Lufthansa<br />

Emery Worlwide<br />

Air Transat<br />

China Airlines<br />

Air Midwest<br />

Colgan Air<br />

Continental<br />

Spectrum Aircraft<br />

Tablo 1: Bakım hatalarının neden olduğu kazalar<br />

Tarih<br />

Noksan Takma işlemi<br />

Takma işlemi sırasında hasarlanma<br />

Uygun olmayan takma işlemi<br />

Teçhizatın takılmaması ya da kaybolması<br />

Yabancı madde hasarı<br />

Yanlış arıza giderme/<strong>kontrol</strong>/test işlemi uygulama<br />

Teçhizatın aktif edilmemesi veya pasifize edilmesi<br />

Tablo 2: Uçuşta motor durma nedenleri<br />

Uçak Tipi<br />

MD-80<br />

A320<br />

DC-8<br />

A330<br />

B747-200<br />

Beech 1900D<br />

Beech 1900D<br />

B737-500<br />

Spectrum 33<br />

Hata<br />

Jackscrew for elevator control<br />

Mis-wired side stick<br />

Reversed hydraulic check-valve<br />

Fuel exhaustion over Atlantic<br />

In-flight break-up at 35.000 feet<br />

Trim rigging<br />

Trim rigging<br />

Engine run-up<br />

Mis-rigging<br />

Boeing firmasının yaptığı bir araştırmaya göre uçuş sırasında 276 adet “motor durma” olayının<br />

nedenleri (1994) aşağıdaki tablodaki gibi tespit edilmiştir.<br />

Ömür devri maliyetleri<br />

Oranı<br />

% 33<br />

% 14.5<br />

% 11<br />

% 11<br />

% 6.5<br />

% 6<br />

% 4<br />

Hava araçlarına sahip olma ve işletme maliyetleri de son 20 yıl içerisinde artış göstermiş, savunma<br />

sistemlerinin toplam sahip olma maliyetleri içerisindeki idame ve işletme giderleri %70’lere<br />

ulaşmıştır.<br />

Şekil 2: Ömür Devri Ortalama Maliyetleri<br />

Bakım yönetimi yaklaşımları<br />

Hava platformundaki yeni nesil karmaşık araç<br />

ve teçhizatların maliyet etkin bir şekilde<br />

desteklenmesi, yeni bakım yönetimi yaklaşımlarının<br />

kullanımını zorunlu kılmış, bu kapsamda<br />

arızaların oluşmasından sonra düzeltici işlemi<br />

öneren “Reaktif Bakım” yerine “Proaktif<br />

Bakım” yaklaşımı modern MRO uygulamalarında<br />

kullanılmaya başlanmıştır.<br />

Bu konseptin türev yaklaşımları da kısa<br />

zamanda kendisini göstermiş ve “Prognostic<br />

Health Management” (Kestirimci Bakım<br />

Yönetimi), “On-Condition Maintenance”<br />

(Koşula Dayalı Bakım), “Condition Monitoring”<br />

(Koşul İzleme), “Predictive Maintenance”<br />

(Öngörüsel/kestirimci Bakım), “Preventive<br />

Maintenance” (Önleyici Bakım), “Reliability-<br />

Centered Maintenance” (Güvenilirlik Odaklı<br />

Bakım) gibi tekniklerle değişen dünyanın<br />

bakım alanındaki beklentilerine çözümler<br />

bulunmaya çalışılmıştır.<br />

Uluslararası standartlar<br />

Günümüzde, karmaşık sistemlere sahip araçların<br />

lojistik desteklenebilirliğinin kolaylaştırılması,<br />

operasyonel faaliyet oranlarının<br />

artırılması ve maliyet etkin bir şekilde idamesi<br />

amacıyla geliştirilen uluslararası standartların<br />

uçak bakım faaliyetlerinin yönetiminde<br />

kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.<br />

Özellikle endüstriyel alandaki üreticilerin ve<br />

operasyonel alandaki kullanıcıların yaşadıkları<br />

sıkıntılar dikkate alınarak bu alanlardaki<br />

paydaşların ortak girişimleri ile geliştirilen bu<br />

standartlar lojistik faaliyetlerin ve özellikle<br />

uçak bakım faaliyetlerinin etkin bir şekilde icra<br />

edilmesine <strong>olan</strong>ak sağlamaktadır.<br />

Uluslararası standartlar ve destek sağladığı<br />

süreçler aşağıda belirtilmiştir.<br />

<br />

<br />

S1000D: Ortak Kaynak Veritabanı kullanan<br />

teknik yayınlar için uluslararası standart.<br />

S2000M: Malzeme Yönetimi faaliyetleri için<br />

uluslararası standart. Askeri teçhizatlar için<br />

tümleşik veri işleme süreçleri.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

35<br />

S3000L: Lojistik Destek Analizi (LSA) için<br />

uluslararası uygulama el kitabı.<br />

S4000M: Askeri uçaklara yönelik planlı<br />

bakım programları geliştirmek için<br />

uluslararası prosedürel el kitabı.<br />

S5000F: Operasyonel ve bakım verilerine<br />

yönelik geri besleme için uluslararası<br />

uygulama el kitabı. (yayımlanmak üzere)<br />

PLCS: Ürün Yaşam Döngüsü Destek<br />

Standardı. (Product Life Cycle Support)<br />

SCORM: Paylaşılabilir İçerik Nesne Referans<br />

Modeli. E-Learning Eğitim paketlerinin<br />

yaratılması ve teslimi konusunda teknik<br />

spesifikasyon.<br />

ve Airbus A350) uygulamalara başlanmış ve bu<br />

uçakların kullanıcılarına S1000D uyumlu teknik<br />

dokümanlarla teslim edilmesine karar<br />

verilmiştir.<br />

S1000D, sivil ya da askeri her tür hava/kara/<br />

deniz teçhizatın standart dokümantasyonuna<br />

yönelik bir teknik yayın standardıdır. S1000D<br />

teknik yayımın üretimi, bakımı ve sunumu<br />

faaliyetlerine bir yaşam döngüsü perspektifi ile<br />

yaklaşmakta ve karmaşık ürünlere ilişkin<br />

bilginin yapılandırılması için bir çerçeve sunmaktadır.<br />

S1000D standardı, teknik bilgilerin<br />

granüller bir yapıda tekrar kullanılabilen, “Veri<br />

Modülü” adı verilen alt birimlerde saklanmasını<br />

öngörmektedir.<br />

Her bir veri modülü tekil bir kod ile<br />

tanımlanmakta olup Ortak Kaynak Veri<br />

Tabanında (CSDB) saklanmaktadır.<br />

S1000D standardına uyumluluk ile elde<br />

edilecek kazanımları sıralamak gerekirse:<br />

<br />

<br />

<br />

Birinci öncelikli olarak yeniden kullanılabilirlik<br />

gelmektedir. Verinin kendisini yayın<br />

şekli ve formattan bağımsız hale getirmekte<br />

ve yayınlarda kullanılabilecek bilgi birimleri<br />

oluşturulmasına odaklanmaktadır. Mevcut<br />

veri modülleri birden fazla çıktı formatında<br />

yayımlanabilmekte ve yayın oluşturulmasında<br />

ciddi maliyet indirimleri sağlamaktadır.<br />

S1000D uluslararası seviyede kabul görmüş<br />

tarafsız bir standarttır, herhangi bir<br />

birime/kuruma tescilinde ya da mülkiyetinde<br />

değildir.<br />

Teknik yayımların konfigürasyon <strong>kontrol</strong>üne<br />

imkan vermekte teknik dokümantasyon<br />

Yönetim ve Teknik Dokümanların<br />

Güncellenme işlemlerinde maliyetleri<br />

düşürmektedir.<br />

Şekil 3: Avrupa Uzay ve <strong>Savunma</strong> Endüstri Kurumu’nun (ASD) standartları<br />

S1000D Uluslararası teknik yayın standardı<br />

Son yıllarda, S1000D Teknik dokümantasyon<br />

standardının bakım yönetimi faaliyetlerine<br />

katkısı oldukça artmış ve bu standardın Boeing<br />

ve Airbus gibi küresel üreticilerin üretmekte<br />

olduğu yeni nesil ticari uçaklarda (Boeing 787<br />

Bir Veri Modülü “kendi içinde tutarlı/yeterli en<br />

küçük teknik yayın birimi” olarak tanımlanmaktadır.<br />

“Açıklayıcı Bilgi”, “Prosedürsel Bilgi” ,<br />

“Arıza Bilgisi”, “Bakım Planlama Bilgisi”,<br />

“Resimli Parça Katalogu”, “İş Kuralları”, “Devre<br />

Şema Bilgisi” veri modülü tiplerine bazı<br />

örneklerdir.<br />

<br />

<br />

<br />

Halihazırda mevcut <strong>olan</strong> farklı format ve<br />

standartlardaki (örn. iSpec2200) teknik<br />

yayın birikimini de Veri Modül Kodu yapısı<br />

ile örtüştürülebilmektedir. Bu da mevcut<br />

teknik dokümantasyon yatırımlarının<br />

S1000D’ye geçiş sürecinde yeniden kullanılabilirliğini<br />

sağlamaktadır.<br />

Bilgisayar Destekli Bakım Yönetim Sistemleri<br />

(BBYS) ile S1000D uyumlu teknik<br />

dokümantasyon entegrasyonu bağlamında<br />

aşağıdaki olası faydalar sağlanmaktadır:<br />

S1000D uyumlu teknik dokümantasyon<br />

BBYS’ler için zengin bir tanım bilgisi<br />

kaynağıdır.<br />

Arıza<br />

prosedürünün<br />

bulunması<br />

Bakım<br />

prosedürünün<br />

bulunması<br />

Parça<br />

bilgisinin<br />

bulunması<br />

Arama<br />

Arıza kodunun<br />

giderilmesi<br />

Veri seti<br />

Veriye direk<br />

erişim<br />

Şekil 4: Geleneksel dokümanlarda uygun veri setine ulaşım<br />

Şekil 5: S1000D uyumlu dokümanlarda uygun veri setine ulaşım


Lojistik Destek<br />

<br />

Bakım planlama tanım bilgileri: İş tanımları,<br />

adam saat, personel yetenek kodları, yedek<br />

parça destek teçhizat gereksinimleri,<br />

ömürlü parça bilgileri, bakım frekansı<br />

bilgileri, ürün konfigürasyonu bilgileri,<br />

S1000D ortak kaynak veri tabanından<br />

S1000D uyumlu Bilgisayar Destekli Bakım<br />

Yönetim Sistemlerine import edilebilmektedir.<br />

ELD kapsamındaki Lojistik Destek<br />

Analizi’nin disiplinler arası ilişkilerini ve iş<br />

süreçlerini açıklamaktadır.<br />

ISO 10303 AP 239’a dayalı bir veri modelini<br />

kullanmaktadır. (DEX1 ve DEX3)<br />

S1000D ortak kaynak veri tabanı (CSDB) ile<br />

S3000L (Lojistik Destek Analizi) veri tabanı<br />

arasında karşılıklı veri değişimlerini<br />

oluşturulması amacıyla gereken verileri<br />

tanımlamaktadır. S9000D entegre lojistik<br />

destek veri sözlüğüdür. SX000i entegre lojistik<br />

destek el kitabıdır. ASD’nin ELD standartlarındaki<br />

tüm alt süreçler arasında bağlantı<br />

kurmaktadır.<br />

S4000M<br />

S4000M, planlı bakım programlarının<br />

geliştirilmesi için tanımlanmış uluslararası bir<br />

spesifikasyondur. Issues 1.0 versiyonu<br />

yayımlanmıştır. Mevcut versiyonda tasarım,<br />

geliştirme ve üretim dönemi dikkate alınmıştır.<br />

Gelecek versiyonunda servis döneminde<br />

kullanılmak üzere önleyici bakımların<br />

optimizasyonu konusunun da ele alınması<br />

planlanmaktadır.<br />

S4000M standardı emniyet, güvenirlik, görevin<br />

yapılması, hukuki ve ekoloji konularına<br />

odaklanarak planlı bakım programlarının<br />

geliştirilmesinde temel teşkil eden metodolojiyi<br />

ve karar verme mantığını kuran prosedürleri<br />

sağlamaktadır.<br />

S5000F<br />

Şekil 6: S1000D Veri Modülünden S1000D uyumlu BBYS’ye otomatik olarak alınan bilgiler<br />

BBYS’ler kapsamında sunulan İş Emri yönetimi<br />

modülleri S1000D Teknik Dokümantasyon<br />

görüntüleyiciler ile entegre edilerek, teknisyenlerin<br />

İş Emri ile ilişkin dokümantasyona<br />

yönlendirilmesi sağlanmaktadır.<br />

düzenlemek amacıyla S1003X spesifikasyonu<br />

tanımlanmıştır. S1003X spesifikasyonu, lojistik<br />

destek analizi faaliyetlerinden S1000D bakım<br />

planlama, ve prosedür veri modüllerinin<br />

S5000F, servis dönemi verilerinin geri besleme<br />

olarak kullanılması amacıyla halen geliştirilmekte<br />

<strong>olan</strong> bir standart olup henüz yayımlanmamıştır.<br />

S5000F, servise verilen sistem<br />

kusurlarının analizi, güvenirliği, optimizasyonu<br />

ve diğer ELD kayıtları için bir geri besleme<br />

mekanizması oluşturmayı hedeflemektedir.<br />

2013 yılının son çeyreğinde taslak<br />

versiyonunun yayımlanması planlanmaktadır.<br />

CSDB’den farklı çıktılarda teknik doküman<br />

sunulması mümkündür.<br />

S1000D Standartlarını Kullanan<br />

Örnek Askeri Programlar<br />

Özellikle Aviyonik sistemlerde devre<br />

şemaları ile ilgili “Wiring Data Modülü”nün<br />

kullanımı ile arıza giderme işlemlerinde<br />

süreler kısaltılabilmektedir.<br />

S1000D teknik doküman standardını<br />

kullanan bazı askeri programlar Şekil 7’de<br />

gösterilmiştir.<br />

S3000L<br />

S3000L, lojistik destek analizi için uluslararası<br />

prosedürleri içeren bir spesifikasyondur. 2010<br />

yılında Issues 1.0 versiyonu yayımlanmıştır.<br />

Lojistik Destek Analizi süreçlerinin<br />

düzenlenmesine yönelik ihtiyaçları ve<br />

faaliyetleri tanımlamaktadır.<br />

Bir LSA programının uyarlanması ve<br />

oluşturulması için rehberlik sunmaktadır.<br />

Şekil 7: S1000D teknik doküman standardını kullanan bazı askeri programlar


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

37<br />

ASD STE-100<br />

Bakım teknik dokümanlarının sınırlı sayıda<br />

kelimelerden oluşan <strong>kontrol</strong>lü bir lisan<br />

kullanılarak basitleştirilmiş bir dil ile hazırlanması<br />

için oluşturulmuş bir uluslararası<br />

standarttır. (STE - Simplified Technical English).<br />

Kontrollü gramer yapısı (örneğin : pasif cümle<br />

yapısı yerine aktif cümle yapısı kullanımı) ve<br />

sınırlı kelime haznesi (900 kelime) kullanılarak<br />

hazırlanan dokümanların daha kolay anlaşılabileceği<br />

düşüncesi ile geliştirilmiştir. Teknik<br />

yazarlar 1980’lerden itibaren basitleştirilmiş<br />

teknik İngilizce’yi kullanmaya başlamıştır.<br />

1987-1989 arasında S1000D de basitleştirilmiş<br />

İngilizce zorunlu olarak kullanılmaya başlanmıştır.<br />

Spec 2000 & Spec 2000M<br />

Spec 2000, Air Transport Association of<br />

America (ATA) tarafından idare edilen sivil<br />

havacılık malzeme tedarik zinciri yönetimi<br />

amaçlı, geniş kapsamlı bir e-ticaret spesifikasyon<br />

kümesidir. Spec2000’in temel hedefi<br />

havayolları, üreticiler, sağlayıcılar, bakım<br />

birimleri arasında maliyet-etkin, modern<br />

metodlar aracılığı ile veri değişimini sağlamaktır.<br />

Bu amaç çeşitli çalışan sistemler ve veri<br />

değişim spesifikasyonlarından oluşmaktadır.<br />

ATA Sivil Havacılık Pazar alanı. Tedarik,<br />

tamir, üretim fazlalığı, gereçler, test ve yer<br />

teçhizatı alt alanlarında üreticiler ve onların<br />

arzları ile havayolları, bakım kurumları ve<br />

onların taleplerinin buluşturulduğu canlı<br />

veritabanlarından oluşmaktadır.<br />

E-Ticaret Standartları. Tedarik Hazırlık,<br />

Tedarik Planlama, Sipariş Yönetimi, Faturalama,<br />

Bilgi Değişimi, İletişim Komutları,<br />

Onarım Emri Yönetimi, Onarım/Bakım<br />

Planlama, Parça ve Fatura (Bar kod ve RFID<br />

da dahil şekilde) numaralandırması ve<br />

takibi, Spesifikasyon Uygulama Kılavuzu,<br />

Uçak Güvenilirlik Bilgisi Toplama ve İletim,<br />

Ürün Garanti talepleri iletim, Teslim Edilen<br />

Ürün Konfigürasyon Bilgileri iletimi, Uçağa<br />

ilişkin denetim dokümantasyonu iletimi,<br />

On-board kütük kayıt uygulamaları ile Yer<br />

Bakım ve Güvenilirlik Sistemleri arası veri<br />

iletimi konusunda standart süreçler ve<br />

şablonlar sunulmaktadır.<br />

Spesifikasyonların havacılık malzeme<br />

tedarik zincirindeki birimlerce yaygın<br />

şekilde benimsenmesi ile zincirin daha<br />

verimli ve efektif işleyişi sağlanmaktadır.<br />

Elektronik veri değişimi ile;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Elektronik kataloglar ve elektronik sipariş<br />

sistemleri ile maliyetlerin düşürülmesi,<br />

Otomatize edilmiş standart veri değişimleri<br />

ile veri doğruluğunun artması,<br />

Sipariş verme ve fatura yönetimi arasındaki<br />

zamanın azaltılması,<br />

Bar kod ve RFID teknolojileri ile seri<br />

parçaların yaşam döngüleri süresince daha<br />

etkin ve hatasız takibi,<br />

Etkin ürün konfigürasyon yönetimi,<br />

<br />

Bilgi iletişiminde standardizasyonun<br />

sağlanması ile gereksiz zaman kaybının<br />

önlenmesi sağlanmaktadır.<br />

S2000M standardı askeri alanlardaki malzeme<br />

yönetim süreçlerini kapsamakta olup Avrupa’daki<br />

pek çok savunma projesinde yaygın<br />

olarak kullanılmaktadır. Spec2000 ile benzer<br />

kapsama alanlarına sahip olup benzer şekilde<br />

tedarik zincirinde verimliliği hedef-lemektedir.<br />

Tedarik zincirindeki birimlerin modern<br />

Elektronik Veri İletimi (EDI) teknikleri olarak<br />

sınıflayabileceğimiz S2000M protokolü ya da<br />

UN/EDIFACT standardı üzerinden bilgi alışverişini<br />

öngörmektedir.<br />

Spec 2000 ve S2000M standartlarında yer alan<br />

tedarik hazırlık ve planlama alanlarındaki veri<br />

değişim senaryolarında yer alan İlk Tedarik<br />

Listeleri (Initial Provisioning List) Bakım Bilgi<br />

Yönetim sistemleri için zengin ve standart bir<br />

malzeme tanım verisi kaynağı teşkil etmektedir.<br />

Tedarik edilen ve bakımı yapılmak<br />

zorunda <strong>olan</strong> kompleks ürünlere ait yedek<br />

parça listeleri BBYS’lere import edilmek<br />

suretiyle, ürün bakım takip işlemleri daha<br />

çabuk ve zahmetsiz olarak başlatılabilmektedir.<br />

PLCS, (Product Life Cycle Support) Ürün Yaşam<br />

Döngüsü Destek Standardı (ISO-10303-239)<br />

PLCS kompleks ürünlerin (Kavramsal tasarım<br />

da dahil olmak üzere) envantere girişinden,<br />

envanterden çıkıncaya kadarki tüm yaşam<br />

döngülerinde yer alan tüm destek aktivitelerinin<br />

tanımlanıp yönetilebileceği garantili bir<br />

bilgi kümesi oluşturmayı hedefleyen standarttır.<br />

Diğer standartlara kıyasla PLCS’in farkı<br />

oldukça geniş kapsamı ve sağlamaya çalıştığı<br />

entegre yaşam döngüsü bakışıdır. Kapsam<br />

genişliğinin bir yan etkisi ise PLCS modelinin<br />

kendi başına çok jenerik olması ve ancak<br />

kullanıldığı endüstriye has Referans Veri<br />

Kütüphanesi (RDL) adı verilen veri sözlükleri ile<br />

anlamlı hale gelebilmesidir. PLCS ilgili OASIS<br />

teknik komitesi tarafından geliştirilmekte ve<br />

Data Exchange Set (DEX) adı verilen alt<br />

modüllerden oluşmaktadır. Bu DEX’ler veri<br />

değişimin üzerine inşa edildiği bir veri modeli<br />

ve iş süreçleri sunmaktadır.<br />

Özetle:<br />

DEX001 Destek hizmetler hedefli ürün<br />

kırılımı ve ürüne ait parça asamble bilgilerinin<br />

değişimi, henüz standartlaşmamıştır,<br />

halen geliştirilme safhasındadır.<br />

DEX002 ürün yapısı ile ilişkili arıza bilgileri.<br />

arıza analiz programlarından<br />

bütünleşikarıza raporları alınması ve bu<br />

raporların ilgili diagnostic faaliyetler ve<br />

bakım işlemleri ile ilişkilendirilmesini<br />

kolaylaştırıcı model.<br />

DEX003 Task Kümesi. Kompleks ürüne<br />

ilişkin iş planlarında kullanılmaya esas task<br />

tanım bilgilerinin değişimi.<br />

DEX004 İş Paketi Tanımları. Bir iş paketine<br />

ilişkin alt tasklar gereken kaynaklar, paketin<br />

gerçekleşeceği lokasyon gibi bilgilerin<br />

değişimi ve müzakere edilmesi amaçlıdır.<br />

DEX005 Bakım Planı. Kompleks bir ürünün<br />

yaşam döngüsünce sürdürülebilirliğini<br />

sağlamaya yönelik bakım faaliyetlerinin<br />

tanımlanması amaçlıdır.<br />

DEX007 Operasyonel Geri Bildirim. Ürüne<br />

ait gerçek konfigürasyon ve konfigürasyondaki<br />

değişimleri (lokasyon ve tarih<br />

eklentileriyle) bildirmek ve arızalara ilişkin<br />

açılan iş isteklerinin iletimi amaçlıdır.<br />

DEX008 Şahsi Ürün. Ürün üzerinde yer alan<br />

takılı seri parçalar ve onların konfigürasyon<br />

ağacındaki yerlerinin iletimi amaçlıdır.<br />

DEX009 İş Paketi Raporu. İş paketi sonuçlarının<br />

iletimi amaçlıdır.<br />

DEX010 Sistem Gereksinimleri.<br />

<br />

DEX011 Havacılık Bakım. Kompleks bir<br />

ürüne yapılan tamir ve bakım işlemlerinin<br />

raporlanmasını sağlama amaçlıdır.<br />

BBYS ile entegrasyon kapsamında özellikle<br />

DEX011 önemli yer tutmaktadır. Kompleks<br />

hava araçlarının el değiştirmesi gibi durumlarda<br />

bakım tarihçelerinin yeni operatörlere<br />

düzgün aktarılması ürün güvenilirliği açısından<br />

gereklidir. BBYS’ler arası PLCS DEX011 uyumlu<br />

bakım tarihçeleri alış verişi (export-import) bu<br />

bilgi aktarımını standart uyumlu yapmayı<br />

sağlayacaktır.<br />

ATA Spec 2000 Chapter 11<br />

ATA Spec 2000 Chapter 11 uyumluluğu da,<br />

havacılık alanında faaliyet gösteren endüstriyel


Lojistik Destek<br />

Pilotlardan elde<br />

edilen bilgiler<br />

Airbus<br />

Boeing<br />

Turkish Airlines<br />

Goodrich<br />

Empower MX<br />

Maintenix (Mx)<br />

Ağır bakımda elde<br />

edilen bulgular<br />

Havayolu<br />

bakım atelyelerinde<br />

elde edilen<br />

bulgular<br />

Bakım hizmeti<br />

veren diğer<br />

kuruluşlar<br />

Havayolu<br />

güvenirlik<br />

departmanı<br />

İçerik ve veri<br />

değişimi için<br />

standart format<br />

Spec 2000<br />

Chapter 11<br />

Ticari Ortaklar:<br />

Gövde üreticileri<br />

Tedarikçiler<br />

Motor Üreticileri<br />

Bakım ve Hizmet Verenler<br />

Diğer Operatörler:<br />

Teknik Performans<br />

veri değişim amacıyla<br />

Bombardier<br />

Dassault<br />

Embraer<br />

Air Canada<br />

Continental<br />

Delta<br />

FedEx<br />

Hamilton<br />

Sundstrand<br />

Honeywell<br />

Nabtesco<br />

Panasonic<br />

Parker<br />

Rockwell Collins<br />

Russel Adams<br />

Teradata<br />

TRAX<br />

Thales<br />

SAS<br />

Smiths<br />

Lufthansa Technik<br />

Şekil 9: Spec 2000 Chapter 11 uyumluluğu konusunda<br />

niyetli olduğunu 2008 yılında bildiren şirketler.<br />

Şekil 8: Spec 2000 Chapter 11 uyumluluğu ile endüstriyel ortaklarla kolay veri değişimi<br />

ortaklara, uçak güvenirliğine ilişkin detaylı<br />

bilgileri ortak bir dil kullanarak daha kolay ve<br />

maliyet etkin bir şekilde veri değişimi imkanı<br />

sağlamaktadır.<br />

Spec 2000 Chapter 11 kapsamında yer alan<br />

kayıtlar; LRU Sökme, Atölye Bulguları, Uçuş<br />

saatleri ve iniş, uçak olayı, uçak log book, planlı<br />

bakım, servis bülteni/modifikasyon, uçak statü<br />

değişikliği, özet sayaç bilgileri gibi 9 adet<br />

kayıttan oluşmaktadır.<br />

Uçak güvenilirlik verilerinin havacılık alanındaki<br />

paydaşlar arasında karşılıklı değişimi ile;<br />

<br />

Eğilimlerin dikkate alınmasıyla uçak güvenilirliğin<br />

artırılarak sürdürülmesi,<br />

Bakım programlarının geliştirilmesi,<br />

<br />

Çeşitli servis bültenlerinin/modifikasyonların<br />

neden olduğu sökme ve arıza oranlarının<br />

karşılaştırılması ile hangi modifikas-<br />

yonların daha fazla yarar sağlayacağına<br />

karar verilmesi,<br />

Yaşanan bazı spesifik problemlerin operatöre<br />

özgü olup olmadığı konularında bilgi<br />

edinilmesi gibi kazanımlar elde edilmektedir.<br />

Spec 2000 Chapter 11 uyumlu bir veri değişimi<br />

ile elde edilebilecek potansiyel kazanımlar (50<br />

koltuk kapasiteli 50 uçaktan oluşan bir filoda<br />

günde 8 saatlik uçuş yapıldığı, arızanın neden<br />

olduğu maliyetin koltuk mili başına 22 cent<br />

olduğu, ve işçilik saat ücretinin 55 Amerikan<br />

Doları olduğu varsayımı ile) şöyle özetlenebilir;<br />

Uçak seferlerindeki tehir ve iptallerin azaltılması<br />

nedeniyle yılda 3.2 milyon Amerikan<br />

Doları tasarruf edilmesi,<br />

Non-routine bakım işlemlerinin azalması<br />

nedeniyle yılda 305 bin Amerikan Doları<br />

tasarruf edilmesi,<br />

Letter-Check bakımlar arasında kalan<br />

sürenin uzatılması nedeniyle yıllık 1.1<br />

milyon Amerikan Doları tasarruf edilmesi.<br />

Sonuç<br />

Uçuş emniyetini ihlal eden aksaklıkların<br />

küçümsenmeyecek bir bölümü de insan ve<br />

teknik/bakım faktörlerinden kaynaklanmaktadır.<br />

Gerek bakım gerekse insan faktörlerinden<br />

kaynaklanan olumsuzlukların giderilebilmesinde<br />

önemli argümanlardan biri de bakım<br />

yönetimi faaliyetlerinde uluslararası standartların<br />

kullanılmasıdır.<br />

Uluslararası standartlarla, özellikle S1000D<br />

standardı ile uyumlu Bilgisayar Destekli Bakım<br />

Bilgi Yönetim sistemleri ile bakım faaliyetlerinin<br />

daha etkin, güvenli ve maliyet etkin bir<br />

şekilde gerçekleştirilmesi mümkündür. BBYS<br />

fonksiyonlarının Filo Yönetim Bilgi Sistemleri<br />

altında genişletilerek uçak bakım faaliyetlerinin<br />

etkin bir şekilde yönetilmesi ve<br />

izlenmesi ile filo faaliyet oranının maximize<br />

edilmesi sağlanabilecektir.<br />

KISALTMALAR<br />

ASD<br />

BBYS<br />

DEX<br />

FAA<br />

LSA<br />

OASIS<br />

PLCS<br />

RCM<br />

RFID<br />

: Avrupa Uzay ve <strong>Savunma</strong> Endüstri Kurumu (AeroSpace And Defense Industries Association of Europe)<br />

: Bilgisayar Destekli Bakım Yönetim Sistemi (CMMS Computerized Maintenance Management System)<br />

: Veri Değişim Seti (Data Exchange set)<br />

: Federal Havacılık Yönetimi (Federal Aviation Administration)<br />

: Lojistik Destek Analizi (Logistics Support Analysis)<br />

: Organization for the Advancement of Structured Information Standards<br />

: Ürün Yaşam Döngüsü Destek (Product Life Cycle Support)<br />

: Güvenilirlik Odaklı Bakım (Reliability-Centric Maintenance)<br />

: Radio Frekans Identification<br />

SCORM : Paylaşılabilir İçerik Nesne Referans Modeli (Shareable Content Object Reference Model)<br />

CSDB<br />

LSA<br />

ELD<br />

: Ortak Kaynak Veritabanı (Common Source Data Base).<br />

: (LDA) Lojistik Destek Analizi.<br />

: Entegre Lojistik Destek.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

39<br />

KAYNAKLAR<br />

1. Reliability-Centered Maintenance, John Maubray, ISBN 0831131462<br />

2. The ASD Perception of ILS standards, Peter Zimmermann (EADS), Juergen Geuter (EADS), Carl Johan Wilen (SAAB), 21.10.2008 S1000D<br />

User Forum Budapeşte/Macaristan<br />

3. SSM Tedarik Lojistiği Kurultayı, 13 Kasım 2009<br />

4. Avrupa Uzay ve <strong>Savunma</strong> Endüstri Kurumunun resmi web sitesi http://www.asd-stan.org<br />

5. PLCS (Product Life Cycle Support), Ürün Yaşam Döngüsü Destek organizasyonunun resmi web sitesi http://www.plcs.org<br />

6. SCORM initiative http://www.adlnet.gov<br />

7. 787 Ipmlementation S1000D, Mark Eaton, Boeing Customer Aviation Services, ATA E-Business Forum, Ekim 2007<br />

8. S1000D Organizasyonunun Resmi Web Sitesi http://www.s1000d.org<br />

9. S2000 Web Sitesi http://www.s2000m.info, http://www.asd-europe.org<br />

10. Tech Ops Purchasing Managers Conference, “Can you realize the potential from spec 2000” Terradata, London<br />

11. E-Business Forum Atlanta 29 Oct. 2004, Aircraft Relaiability Data Collection and Exchange Spec 2000 Chapter 11, Geoff Chick, Air Canada.<br />

12. Flight International, 8-14 Ocak 2008<br />

13. Maintenance human factors presentation system, human factors in aviation maintenance, Federal Aviation Administration, FAA<br />

14. S1000D User Forum 2012 USA, Denver, Forum Sunumları<br />

Murat ÖZMERT<br />

S1000D uluslararası teknik doküman standardı<br />

Murat Özmert 1963’te Ankara’da doğdu. 1985 yılında Hava Harp Okulu’ndan lisans diploması ile<br />

mezun olduktan sonra uçak bakım temel kursunu tamamlayarak 1991 yılına kadar Hava kuvvetleri<br />

komutanlığının çeşitli jet üslerinde uçak bakım subayı olarak görev yaptı. 1993 yılında ODTÜ<br />

Bilgisayar Mühendisliğinde Bilgi İşlem kursunu tamamladıktan sonra Hava kuvvetleri Bilgi İşlem<br />

merkezinde, F-16 Bakım Bilgi Sisteminin idame ve işletmesinden sorumlu analist ve uygulama<br />

programcısı olarak görev yaptı. Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi şartnamesinin, özellikle lojistik<br />

gereksinimlerinin hazırlanmasında aktif görev aldı. 1998 yılında NATO Programming Center /<br />

Belçika’ya atanarak 2001 yılına kadar NATO bilgi sistemlerinde uygulama programcısı olarak görev<br />

yaptı. 2001 yılında Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemler Merkezi’ne atanarak Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemi<br />

projesinin Kaynaklar Yönetimi Hv.K.K.lığı proje yöneticisi olarak çalıştı. 2007 yılında bilgisayar<br />

mühendisliği yüksek lisans derecesini aldı.<br />

2001-2008 yılları arasında Hava kuvvetleri karargahındaki görevi boyunca, F-35 Lightning (JSF) ALIS<br />

(Otonom Lojistik Bilgi Sistemi), A400M MDS (Bakım Bilgi Sistemi) projelerinin lojistik konsept ve<br />

fonksiyonel gereksinim dokümanlarını hazırlama çalışma guruplarının aktif bir üyesi olarak Türk<br />

Hava Kuvvetleri adına görev yaptı. 1986-2008 yılları arasındaki Hava Kuvvetlerindeki görevleri<br />

boyunca lojistik/bakım süreçlerin sahadaki uygulayıcısı, planlayıcısı, otomasyon proje yöneticisi ve<br />

aktivasyon sorumlusu olarak çalıştıktan sonra 2008 yılında kendi isteği ile emekli olarak yazılım<br />

sektöründe çalışmaya başladı. İngilizce ve İspanyolca bilen Murat Özmert 2008 yılından beri<br />

MilSOFT yazılım teknolojileri şirketinde lojistik bilgi sistemleri proje yöneticisi olarak görev<br />

yapmakta olup bu görevi boyunca THY (Total Care), ve Altay Tank Lojistik Desteklenebilirlik Yazılım<br />

Projelerinde proje yöneticiliği yaptı.<br />

Bugüne kadar ASES 2010, ODTU SAVTEK gibi seminerlerde lojistik konularında çeşitli bildirileri<br />

yayımlandı. S1000D uluslararası teknik doküman standardı “Turkey Prime Industry representative”<br />

görevini de sürdürmekte olup S1000D ve diğer modern uluslararası lojistik standartların Türk<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayisinde yaygınlaşmasına yönelik olarak bu alandaki paydaşları bilgilendiren<br />

sunumlarla farkındalık sağlamıştır.


<strong>Savunma</strong> Sanayinde<br />

Kamu-Özel İşbirliği<br />

2023 yılında dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi<br />

içerisine girme hedefi bulunan Türkiye’de<br />

altyapıya yönelik kamu yatırımları önemli bir<br />

yer tutmaktadır. 1980’li yıllarda benimsenen<br />

özel sektör ağırlıklı kalkınma modelinin bir<br />

sonucu olarak sanayi alanındaki kamu<br />

yatırımları giderek azalmış ve altyapıya yönelik<br />

yatırımlar merkezi yatırım bütçesinde ön plana<br />

çıkmıştır. Bu kapsamda son yıllarda özellikle<br />

büyük ölçekli olarak nitelendirilebilecek<br />

ulaştırma, sulama ve enerji sektörlerindeki<br />

altyapı projeleri, kamu yatırımlarının büyük bir<br />

bölümünü oluşturur duruma gelmiştir.<br />

Bununla beraber hızlı bir büyüme sürecine<br />

giren ülkemizde artan altyapı yatırım ihtiyacını<br />

karşılamak için kamu kaynaklarının yanında<br />

başta Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modelleri olmak<br />

üzere alternatif finansman modellerinden de<br />

sıkça faydalanılmaya başlanmıştır.<br />

20. yüzyılın son çeyreğinde ekonomik, sosyal<br />

ve siyasal anlamdaki değişimler ve etkileşimler<br />

sonucunda, altyapı hizmetlerinde devletin rolü<br />

birtakım değişikliklere uğramış, hizmet üreten<br />

ve işleten devlet anlayışından, politika<br />

belirleyen ve düzenleyen devlet anlayışına<br />

doğru bir dönüşüm yaşamıştır.<br />

Kamu kaynaklarının kıt olması ve bu kaynakların<br />

kısılması ya da bu kaynakların gelir<br />

getirmeyen kamu hizmetlerine yönelmesi<br />

üzerine KÖİ yöntemi yatırımlara finansman<br />

sağlanması bakımından yaygınlaşmıştır.<br />

Günümüzde altyapı yatırımları, yatırımlara<br />

ayrılan geleneksel kamu fonlarının büyük bir<br />

kısmını tüketmektedir. Özellikle gelişmekte<br />

<strong>olan</strong> ülkelerin altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek<br />

için gerekli finansman ihtiyacı, son<br />

yıllarda kullanımı yaygınlaşan KÖİ’ye <strong>olan</strong> ilgiyi<br />

artırmaktadır. Kamu bu yolla en azından mali<br />

imkansızlıklar nedeniyle gerçekleştiremediği<br />

yatırımların yapılmasının yolunu açmaktadır.<br />

Kamu-Özel İşbirliği<br />

Genel anlamda KÖİ “bir sözleşmeye dayalı<br />

olarak, yatırım ve hizmetlerin, projeye yönelik<br />

maliyet, risk ve getirilerinin, kamu ve özel<br />

sektör arasında paylaşılması yoluyla gerçekleştirilmesini”<br />

ifade etmektedir.<br />

Bu yöntemi klasik yöntemlerden ayıran en<br />

önemli özellik, özel sektör ile işbirliğinin sadece<br />

inşaat aşamasında değil işletme aşamasında<br />

da devam etmesi ve özel sektör inşaat ve<br />

işletme sinerjisinin oluşturulmasıdır.<br />

Geleneksel anlayışta kamu hizmetlerinin ve<br />

bazı malların kamu tarafından üretilmesi<br />

anlayışı hakimken, bu faaliyetlere özel sektörün<br />

katılımı son yıllarda artan bir hız<br />

kazanmaktadır. Özel sektör bu faaliyetlere<br />

çeşitli şekillerde katılabilmektedir. Özel<br />

sektörün çeşitli başlıklar altında kamunun mal<br />

ve hizmet üretimine destek olduğu bu<br />

uygulamalar Kamu-Özel İşbirliği olarak<br />

adlandırılmaktadır. Ülkemizde uygulanmakta<br />

<strong>olan</strong> Yap-İşlet-Devret, Yap-İşlet, İşletme Hakkı<br />

Devri ve Yap-Kirala gibi modeller KÖİ<br />

uygulamalarının birer örneğidir.<br />

KÖİ modeli başlangıçta, ülkelerin altyapı<br />

yatırımlarının karşılanması için ihtiyaç duyulan<br />

finansmanı sağlamak üzere başvurulan bir yol<br />

olarak görülürken, günümüzde özel sektörün<br />

verimli işletmecilik becerilerinden yararlanılacağı,<br />

kamunun ise yatırımların koordinasyonu,<br />

genel planlama, denetleme ve politika<br />

belirleme gibi alanlarda odaklaşmasının sağlanacağı<br />

bir model olarak kabul edilmektedir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

41<br />

Türkiye’de KÖİ<br />

Ülkemizde mevcut altyapının iyileştirilmesinin<br />

yanında ilave altyapı yatırımlarının hayata<br />

geçirilmesi yönündeki ihtiyaç sürekli artmaktadır.<br />

Artan nüfus ve şehirleşme, gelişen<br />

ekonomik ve ticari faaliyetler altyapı yatırımlarına<br />

<strong>olan</strong> ihtiyacı beraberinde getirmektedir.<br />

Bununla birlikte, mevcut altyapımız hem<br />

yoğunluk hem de standartlar bakımından<br />

gelişmiş ülkelerdeki seviyenin altındadır.<br />

Bu konuya çarpıcı bir örnek teşkil etmesi<br />

bakımından; ülkemizdeki karayolu, otoyol ve<br />

demiryolu yoğunluğunun AB ülkelerinin<br />

yaklaşık 1/5’i düzeyinde olduğunu belirtmek<br />

mümkündür.<br />

Hem altyapı yatırımlarını gerçekleştirme<br />

ihtiyacımız hem de bu ihtiyaca yönelik olarak<br />

ayrılabilecek kamu kaynaklarının kısıtlı olması<br />

gerçeği, önümüzdeki dönemde KÖİ projelerine<br />

<strong>olan</strong> ilgiyi arttıracaktır.<br />

Ülkemizde, 1994 yılında çıkarılan 3996 sayılı<br />

"Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret<br />

Modeli ile Yaptırılması Hakkında Kanun" ile<br />

yaygınlaşan ve otoyollardan havaalanlarına,<br />

yat limanlarından gümrük kapılarına kadar pek<br />

çok farklı sektörde başarıyla uygulanan KÖİ<br />

projeleri, günümüzde 3359 sayılı "Sağlık<br />

Hizmetleri Temel Kanunu" kapsamında Yap-<br />

Kirala modeli ile gerçekleştirilecek entegre<br />

sağlık kampüsleriyle yeni bir boyut kazanmıştır.<br />

Ayrıca 652 sayılı “Millî Eğitim Bakanlığının<br />

Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun<br />

Hükmünde Kararname” ile eğitim-öğretim<br />

tesislerinin, 351 sayılı “Yüksek Öğrenim Kredi<br />

ve Yurtlar Kurumu Kanunu” ile de yurt ve benzeri<br />

öğrenci konaklama tesislerinin KÖİ yöntemiyle<br />

gerçekleştirilmesinin yolu açılmıştır.<br />

Ülkemizde, 3996 ve 3359 sayılı Kanunlar<br />

kapsamında bugüne kadar, toplam 137 proje<br />

için Yüksek Planlama Kurulu’ndan (YPK) yetki<br />

alınmıştır. Yetki alınan 137 projeden 42’sinin<br />

uygulama sözleşmesi imzalanmıştır. 42<br />

projenin 29 tanesi işletmede olup, kalan<br />

13’ünün yapımına devam edilmektedir.<br />

Uygulama sözleşmesi imzalanan projeler<br />

içerisinde sayı bakımından yat limanları ilk<br />

sırada yer alırken, havaalanları ve gümrük<br />

tesisleri yat limanlarını izlemektedir. Son 3 yıllık<br />

süreç içerisinde ise 19 projeyle YPK’dan en fazla<br />

yetki alan sektör, entegre kampüsleri inşaasıyla<br />

hizmetlerini daha modern koşullarda sunmayı<br />

amaçlayan sağlık sektörüdür.<br />

Ayrıca, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından<br />

16 limanın, DHMİ tarafından 5 ve<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı tarafından 1<br />

olmak üzere toplam 6 havaalanının işletme<br />

hakları özel sektöre devredilmiştir.<br />

KÖİ modeli ile yapım aşamasında ve ihale<br />

süreci devam eden projelerin dağılımı şekil-<br />

1’de belirtilmiştir.<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

Şekil 1<br />

Mevcut Durum<br />

Yapım Aşamasındaki Projeler<br />

Dalaman Yat Limanı ve Deniz Otobüsü Yanaşma Yeri<br />

Datça Yat Limanı<br />

Gazipaşa Yat Limanı<br />

Muğla-Ören Yat Limanı<br />

Kumkuyu Yat Limanı<br />

Karasu Liman Projesi<br />

Zafer (Kütahya-Afyon-Uşak) Bölgesel Havaalanı Pro.<br />

Sözleşmesi İmzalanmış Olup Finansman<br />

Aşamasındaki Projeler<br />

Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi<br />

(İzmit Körfezi Geçiş ve Bağlantı Yolları Dahil)<br />

Sabuncubeli Tüneli<br />

İstanbul Karayolu Boğazı Tüp Geçiş Projesi<br />

11 Çukurova Havaalanı<br />

12 Nusaybin Gümrük İdaresinin İhtiyaç Duyduğu<br />

Bina ve Altyapı Tesisleri<br />

13<br />

14<br />

Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü<br />

Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü<br />

15 Ankara Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü<br />

İhalesi Yapılmış Ancak Sözleşmesi<br />

İmzalanmamış Projeler<br />

16 Uygulama sözleşmeleri onaylanmış ancak devir<br />

sözleşmeleri imzalanmamış <strong>olan</strong> 25 adet HES projesi<br />

17<br />

18<br />

19<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

Elazığ Entegre Sağlık Kampüsü<br />

Manisa Eğitim Araştırma Hastanesi<br />

Kuzey Marmara Otoyolu Projesi<br />

İhale Süreci Devam Eden Projeler<br />

Bursa Entegre Sağlık Kampüsü<br />

İstanbul İkitelli Entegre Sağlık Kampüsü<br />

Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü<br />

Mersin Entegre Sağlık Kampüsü<br />

Yozgat Eğitim ve Araştırma Hastanesi<br />

Adana Entegre Sağlık Kampüsü<br />

7 FTR Hastaneleri<br />

8 Psikiyatri ve Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri<br />

Hastaneleri<br />

9<br />

10<br />

11<br />

12<br />

13<br />

Gaziantep Entegre Sağlık Kampüsü<br />

Isparta Şehir Hastanesi<br />

İzmir Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü<br />

Kocaeli Entegre Sağlık Kampüsü<br />

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ile Türkiye İlaç ve Tıbbi<br />

Cihaz Kurumu Kampüsü Yapım İşleri ile Ürün ve<br />

Hizmetlerinin Temin Edilmesi İşi<br />

Türkiye’de Kamu Özel İşbirliği Mevcut Durum<br />

Türkiye’deki ilk KÖİ uygulaması 1875 tarihli<br />

Karaköy Tüneli olup, 2012 sonunda kümülatif<br />

KÖİ örneği 134 adet ve değeri 35 Milyar $’dır ve<br />

projelerin sektörlere göre dağılımı Şekil-2’de<br />

gösterimiştir.<br />

Şekil 2<br />

Kamu Özel İşbirliği İşleyiş<br />

Özel sektörün çeşitli başlıklar altında kamunun<br />

mal ve hizmet üretimine destek olduğu bu<br />

uygulamalar Kamu-Özel İşbirliği olarak adlandırılmaktadır.<br />

Ülkemizde uygulanmakta <strong>olan</strong><br />

Yap-İşlet-Devret, Yap-İşlet, İşletme Hakkı Devri<br />

ve Yap-Kirala gibi modeller KÖİ uygulamalarının<br />

birer örneğidir.<br />

Kamu Özel İşbirliği modellerinden biri <strong>olan</strong> Yap-<br />

İşlet Modeli için işleyiş örneğini ele alacak<br />

olursak (Şekil-3), İşveren-İdare olarak Kamu,<br />

özel bir şirkete veya iş ortaklığına talep<br />

garantisi ile birlikte sözleşmesi, teminatları, ve<br />

muafiyetler ile birlikte ihtiyacını tanımlamasını<br />

müteakip, özel şirket ve/veya iş ortaklıkları<br />

kendi öz kaynaklarını kullanarak ihtiyacı karşılamaya<br />

yönelik yatırımı gerçekleştirmektedir.<br />

Yatırımın işletmeye alınmasını takiben garanti<br />

edilen talep doğrultusunda verilen hizmet<br />

karşılığında hizmet satmaya başlamaktadır.<br />

Şekil 3<br />

Toplam KÖİ Projeleri 134 adet<br />

Kamu Özel İşbirliği Risk Paylaşımı<br />

KÖİ uygulamalarında başarının temelinde<br />

Kamu ve Özel Sektör’ün daha iyi yönetebilecekleri<br />

riskleri dengeli şekilde paylaşmaları<br />

ilkesi yer almaktadır (Şekil-4).


Lojistik Destek<br />

Şekil 4<br />

Yukarıda özetlenen işleyiş ve risk modeli<br />

çerçevesinde özel sektörün sahip olduğu<br />

finansman ve yönetim gücünü, kamu ihtiyaçlarının<br />

karşılanması için en etkin bir şekilde<br />

kullanılması için fırsat veren bir tedarik modeli<br />

olması sebebiyle tüm dünyada yaygın olarak<br />

tercih edilmeye başlanmıştır ve önümüzdeki<br />

dönemde daha yoğun olarak tercih edilecektir.<br />

Bu kapsamda kamunun, özel sektörün sahip<br />

olduğu kabiliyetleri ve finansal gücü daha fazla<br />

değerlendirmesi ve modellemesi gerekmektedir.<br />

Kara Havacılık Okulu Simülatörle Uçuş Eğitim Komutanlığı<br />

HAVELSAN, 1996-2001 döneminde, simülatörlerin<br />

işletilmesi, bakımı, modifikasyonu ile<br />

adım adım ilerlediği simülatör teknolojilerinde,<br />

dünyanın sayılı simülatör üreticileri<br />

CN-235 Simülatörü Kokpit Görüntüsü<br />

arasına girmiştir. Bugün HAVELSAN simülatör<br />

tasarımı ve üretimi için önemli altyapıları<br />

kurmuş ve her çeşit sabit ve döner kanatlı<br />

platform simülatörleri ile kara ve deniz<br />

araçlarının simülatörlerini üretir hale gelmiştir.<br />

Mevcut simülasyon teknolojileri merkezinin<br />

kapasitesi, aynı anda 6 tam uçuş simülatörü<br />

üretecek büyüklüğe erişmiştir. Merkezde, uçan<br />

platformlar için tam uçuş simülatörleri, tam<br />

görev simülatörleri, kısmı uçuş simülatörleri,<br />

eğitmen konsolları, deniz platformları<br />

simülatörleri, kara platformları için (tank, zırhlı<br />

muharebe araçları ve personel taşıyıcılar)<br />

görev simülatörleri üretilebilmekte, ayrıca DIS<br />

ve HLA teknolojileri ile simülatörlerde dağıtık<br />

eğitim verilmesi mümkün hale getirilmektedir.<br />

Bugün HAVELSAN, bütün eğitim ihtiyaçlarının<br />

bir arada karşılanabileceği Entegre Eğitim<br />

Merkezleri kurabilmektedir.<br />

Simülatör Eğitim Merkezi Pilotlar için; Tiplere<br />

yönelik sertifiyeli Tam Görev Simülatörleri,<br />

Kısmi Görev Simülatörleri, Sentetik eğitim<br />

yardımcıları (ihtiyaç durumunda), Bilgisayar<br />

destekli eğitim sistemleri kullanılarak deneyimli<br />

eğitmenler tarafından tip intibak ve<br />

tazeleme uçuş eğitimleri verilen bir eğitim<br />

merkezidir.<br />

Simülatör Eğitim Merkezlerinde; Simülatörler<br />

ile Temel Eğitim, Tip İntibak Eğitimi, Tazeleme<br />

Eğitimi, Yıllık Tip ve Alet Kart <strong>kontrol</strong>ü, Bakım<br />

Eğitimi, Yer Dersleri verilmektedir.<br />

Genel Maksat Helikopteri Projesi ve Eğitim<br />

İhtiyaçları<br />

Bilindiği üzere Sikorsky T-70i helikopterlerinin<br />

ASELSAN ürünü aviyonik sistemler ve TEI<br />

tarafından üretilecek T700-TEI-701 motorları<br />

ile donatılması sonucu oluşturulacak T-70<br />

helikopterlerinden, altı farklı kullanıcı için iki<br />

ayrı konfigürasyonda, toplam 109 adet<br />

üretilecektir.<br />

Genel Maksat Helikopteri kullanıcı kurumları<br />

gözden geçirdiğimizde; K.K.K.lığı 20 adet,<br />

J.Gn.K.lığı’nın 30 adet, Orman Gn.Md.lüğü 20<br />

adet, Emn. Gn. Md.lüğü 20 adet, Öz.K.K.lığı 11<br />

adet, Hv.K.K.lığı 6 adet olduğunu görüyoruz.<br />

Bu altı kamu kurumunun bu helikopterleri<br />

uçurabilmek için ihtiyaç duyacağı pilot sayısı ise<br />

24 saat kullanım esası ve %75’lik kullanıma<br />

hazır olma oranı ile değerlendirdiğimizde<br />

yaklaşık olarak 350 pilot olarak hesaplanmaktadır.<br />

Yurtdışına yapılacak <strong>olan</strong> ihracatları<br />

da göz önünde bulundurduğumuzda en az 500<br />

adet yeni pilot eğitimi ihtiyacı ortaya<br />

çıkmaktadır.<br />

Bu kapsamda, her bir kurum ihtiyaç duyduğu<br />

pilotları yetiştirmek için kendi bünyelerinde<br />

kuracakları eğitim merkezleri ile bu ihtiyacı<br />

karşılamaya yönelecektir. Bu durum yatırım<br />

tekrarları olarak değerlendirilmekte ve ülke<br />

kaynaklarımızın etkin olarak kullanılmadığı<br />

intibasını uyandırmaktadır.<br />

Genel Maksat Helikopteri Projesi ve Eğitim<br />

İhtiyaçlarının Karşılanmasında HAVELSAN<br />

Yaklaşımı<br />

HAVELSAN, Tam Görev Simülatörlerini, Kısmi<br />

Görev Simülatörlerini, Uçuş Eğitim Yardımcılarını,<br />

Bilgisayar Tabanlı Eğitim Sistemlerini,<br />

Simülatör Merkezi Binasını, Simülatör<br />

Eğitmenlerini ve Bakım Eğiticilerini, Simülatör<br />

bakım, idame, işletme hizmetlerini karşılamayı<br />

içeren bir teklifle <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığımız<br />

ve Kullanıcılarımız karşısına çıkmaktadır.<br />

Böylelikle her bir kullanıcımızın tekrar tekrar<br />

eğitim sistemlerine yatırım yapmasının önüne<br />

geçilmiş olmaktadır.<br />

Genel Maksat Helikopteri kullanıcılarımız,<br />

ihtiyaç duydukları eğitim sistemlerine yatırım<br />

yapmak yerine;<br />

Belirli bir süre için ihtiyaç duyacakları<br />

toplam eğitim saatlerini belirleyip,<br />

Eğitim ihtiyacını ve teknik isterleri<br />

tanımlayıp,<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığımız koordinasyonunda<br />

her kullanıcının ihtiyaç<br />

duyacağı toplam eğitim saati ve içeriğini<br />

belirledikten sonra ;<br />

HAVELSAN’dan alınması garanti edilecek<br />

eğitim saatleri karşılığında; HAVELSAN KÖİ<br />

konsepti çerçevesinde; Tam Görev


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

43<br />

Taktik Kontrol Merkezi<br />

Topçu İleri Gözetleyici Eğitim Simülatörü<br />

Simülatörlerini, Kısmi Görev Simülatörlerini,<br />

Uçuş Eğitim Yardımcılarını, Bilgisayar Tabanlı<br />

Eğitim Sistemlerini, Simülatör Merkezi<br />

Binasını, Simülatör Eğitmenlerini ve Bakım<br />

Eğiticilerini Simülatör bakım, idame, işletme<br />

hizmetlerini kendi öz kaynakları ile karşılayacaktır.<br />

Buna karşılık HAVELSAN’dan taahhüt<br />

edilen toplam eğitim saati ve mutabakata<br />

varılan saatlik bedel üzerinden hizmet satın<br />

alınması öngörülmektedir.<br />

Genel Maksat Helikopterimizin uluslararası<br />

pazara ihracatı ile birlikte ortaya çıkacak <strong>olan</strong><br />

yeni pilot yetiştirme ve harbe hazırlık eğitim<br />

ihtiyacının bir kısmının da bahsi geçen Eğitim<br />

Merkezinde karşılanacağı varsayımı ile hem<br />

yerli kullanıcılarımızın eğitim ihtiyaçlarını daha<br />

maliyet etkin olarak karşılayan hem de<br />

savunma sanayi alanında hizmet ihraç eden bir<br />

ülke durumuna geleceğimizi değerlendirmekteyiz.<br />

Erinç ALBAYRAK<br />

Simü. ve Eğitim Sis. Grup Bşk. İş Geliştirme Sorumlusu, HAVELSAN A.Ş.<br />

1979 Antalya doğumlu <strong>olan</strong> Erinç Albayrak, evli ve bir çocuk babasıdır. 2002 Yılında Başkent<br />

Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, Spark<br />

Ölçüm Teknolojileri ve TÜBİTAK BİLGEM’de pazarlama ve iş geliştirme alanlarında çeşitli<br />

seviyelerde faaliyet gösterdi.<br />

Ocak 2012 tarihinden itibaren HAVELSAN A.Ş.’nin Simülasyon ve Eğitim Sistemleri Grup<br />

Başkanlığı’nın İş Geliştirme Sorumluluğu görevini yürütmektedir.


Gemi İnşa Projelerinde<br />

Veri Yönetiminin Önemi<br />

Giriş<br />

Yeni nesil askeri gemi tedarik stratejileri, bir<br />

arada çalışabilen silah ve makine platformları<br />

ve destek sistemleri ile birlikte performans<br />

isterlerini karşılamak için tasarlanmış topyekün<br />

bir sistemi tanımlamaktadır. Askeri<br />

gemilerde birbirleri ile entegre olarak çalışması<br />

gereken birçok bağımsız sistem vardır. Geminin<br />

görevini tam olarak yapabilmesi, anılan bağımsız<br />

sistemlerin doğru bileşimine ve bir arada<br />

uyum içinde çalışmasına bağlıdır. Bu yönüyle<br />

askeri gemiler “sistemler sistemi” olarak da<br />

tanımlanabilir.<br />

Askeri gemilerin maliyet-etkin olarak tedariği<br />

ve idamesi tedarik makamları ve kullanıcı<br />

kuvvetler için ana hedeflerdendir. Askeri gemi<br />

inşa yüklenicisinin de isterlerden ödün vermeden<br />

sistemler sisteminin tasarım, planlama,<br />

tedarik, inşa ve kalite güvence süreçlerini<br />

maliyet etkin hale getirmesi gerekir. Gerek<br />

kullanıcı gerekse de yüklenici personeli olarak<br />

yapmış olduğum görevlerdeki mesleki tecrübe<br />

ve birikimime dayanarak bu konuda veri<br />

yönetiminin çok önemli bir yer tuttuğunu söyleyebilirim.<br />

Bu makalede, RMK Marine tecrübeleri ve<br />

belirtilen kaynaklar kapsamında RMK Marine’in<br />

askeri projelerinde de belirli ölçülerde<br />

uygulamakta olduğu ABD kaynaklı veri yönetim<br />

yapısı ile askeri gemi veri paylaşımı konusundaki<br />

son gelişmeler hakkında özet bilgi<br />

verilecek ve sektörün gelişimi dikkate alınarak<br />

öneri sunulacaktır.<br />

Ürün Karmaşıklığı<br />

Düşük Orta<br />

Yüksek<br />

Güdümlü Mermiler<br />

Uydular<br />

Silah Mühimmatı<br />

Bilgisayarlar<br />

Karavanlar<br />

Telsiz / Radar<br />

Evsel Aletler<br />

Tüketici Elektroniği<br />

Bisikletler<br />

Egzost Sistemleri<br />

Özel Uçaklar<br />

Özel Endüstriyel Ekipmanlar<br />

Haberleşme Panelleri<br />

Uçak Motorları<br />

Havacılık Elektroniği<br />

Otomobiller<br />

Aktarma Organları<br />

Özel Makine Aletleri<br />

Tarım Makineleri<br />

Makineler<br />

Tekneler<br />

Çim Biçme Makineleri<br />

Vagonlar<br />

Transformatörler<br />

Askeri Gemi<br />

Ticari Gemi<br />

Askeri Uçak<br />

Ticari Uçak<br />

Güç Üretim Tesisleri<br />

Petrol Platformları<br />

Güç Türbini<br />

Maden Ekipmanları<br />

Kamyonlar<br />

İniş Takımları<br />

Asansörler<br />

İşleme Tesisleri<br />

Askeri Araçlar<br />

Tulumbalar<br />

Valflar<br />

Filtreler<br />

Frenler<br />

Düşük Orta Yüksek<br />

Destek Karmaşıklığı<br />

Şekil 1: Pazar Bölümlendirmesi (Kaynak: ISO 10303-239:2012(E) Application Protocol: Product Life Cycle Support)


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 45<br />

Neden Veri Yönetimi?<br />

Askeri gemiler, 30 yıldan daha uzun ömürlü<br />

sistemler olup askeri gemilerin tasarım ve inşa<br />

süreci 10 yıla kadar sürebilmektedir. Aynı sınıf<br />

iki gemi bile inşa süreçlerinde karşılaşılan<br />

uygulamalar nedeniyle birbirlerinden farklı<br />

olabilmektedir.<br />

Askeri gemi inşasında birbirleri ile koordineli ve<br />

uyum içinde çalışması gereken; Kullanıcı<br />

Kuvvet, Tedarik Makamı, Yüklenici, Alt Yüklenici,<br />

Tedarikçi gibi birçok oyuncu ve projenin<br />

yürütülmesinde ister tanımlama/gözden<br />

geçirmeden başlayarak bir dizi karmaşık süreç<br />

vardır. Ömür devri desteği ile ilgili ISO 10303-<br />

239 Standardına göre askeri gemiler hem ürün,<br />

hem de destek açısından en karmaşık ve zor<br />

platformlardandır (Sistemler Sistemi). (Şekil 1)<br />

Askeri gemilerin tasarımı, inşa ve ömür devri<br />

süresince idamesi 30-40 yıla varan teknik<br />

olarak karmaşık ve zahmetli bir uğraş gerektirir.<br />

Bir fırkateynde takip edilmesi gereken cihaz/<br />

bileşen sayısı 5.000-10.000’e, parça sayısı ise<br />

100.000-150.000’e varabilmektedir. Böyle bir<br />

Sistemler Sisteminin tasarım, bakım, kullanım,<br />

malzeme verilerine tüm sistem ömrü boyunca<br />

güncel olarak hakim olabilmek gerekir. Bu<br />

kapsamda veri hakimiyetini sağlayabilmek için<br />

uygun veri yönetim yapısının sürecin başında<br />

kurulması beklenir.<br />

Askeri gemilerin inşa ve modernizasyonunda,<br />

farklı iş süreçleri ve farklı iş araçları kullanan<br />

kuruluş/firmalar arasında iş paylaşımı ve ortak<br />

çalışma zorunluluğu veri paylaşımının önemini<br />

kaçınılmaz olarak öne çıkarmaktadır. İlave<br />

olarak, özellikle gemi sınıflarına göre seri gemi<br />

üretiminde değişiklik ve revizyonların takibi ile<br />

gemi sınıfının ömrünün 40 – 50 yıllara uzaması<br />

da dikkate alınarak işletim, bakım ve modernizasyon<br />

ihtiyaçlarını destekleyecek etkin bir veri<br />

yönetim yapısının kurulması hayati önemdedir.<br />

Veri Yönetimi Yapısı<br />

İncelenebilen Avrupa askeri gemi inşa<br />

projelerinde de Amerika Birleşik Devletleri<br />

kaynaklı veri yapısı sisteminin esas alındığı<br />

gözlenmiştir. Bahse konu veri yapısı, NAVSEA<br />

Technical Specification 9090-700 Ship<br />

Configuration and Logistics Support<br />

Information System (SCLSIS) dokümanında<br />

tanımlanmıştır.<br />

Bu doküman; yeni inşa, işletim, bakım, onarım,<br />

modernizasyon ve askeri gemileri desteklemek<br />

için gereken diğer mühendislik ve lojistik<br />

süreçler için gereken konfigürasyon ve lojistik<br />

destek verisini, bu verilerin <strong>kontrol</strong> ve<br />

kullanımını kapsamaktadır.<br />

Bu yapıda gemi konfigürasyon tanımlama ve<br />

veri <strong>kontrol</strong>ü beş detay seviyesine ayrılmaktadır.<br />

Gemi Seviyesi Konfigürasyon<br />

Sistem Seviyesi Konfigürasyon<br />

Bileşen/Cihaz Seviyesi Konfigürasyon<br />

Parça Seviyesi Konfigürasyon<br />

Yazılım Seviyesi Konfigürasyon<br />

Bu veriler tek bir merkezi veri tabanında<br />

tutulur ve altı farklı kayıt tipinden oluşur:<br />

Şekil 2: ESWBS Yapısı Örneği<br />

1. Tip Kayıtlar : Gemi Özel Verileri<br />

2. Tip Kayıtlar: Sistem, Cihaz, Yazılım Konfigürasyon<br />

Verileri<br />

3. Tip Kayıtlar: Lojistik Destek Verileri<br />

4. Tip Kayıtlar: Modernizasyon/Revizyon<br />

Verileri<br />

5. Tip Kayıtlar: Genel ve Betimsel Veriler<br />

6. Tip Kayıtlar: Gemi Materyal Durum<br />

Verileri<br />

Bu veri yapısının temeli, her bir konfigürasyon<br />

kaleminin tekil olarak tanımlanması ve birbirleri<br />

ile ilişkilendirilmesine dayanır.<br />

Bunun için işlev esaslı bütünden detaya hiyerarşik<br />

bir kırılım tabanı oluşturulması ve sürekli<br />

geliştirilmesi gerekir. Bu veri tabanı, tasarımın<br />

başlangıcıyla eşzamanlı olarak oluşturulmalı ve<br />

tasarımın tamamlanmasına kadar detaylandırılarak<br />

geliştirilmelidir. Sistem, altsistem ve<br />

cihaz/montaj birimi seviyesine kadar <strong>olan</strong><br />

kırılım tasarım birimlerince oluşturulur; böylece<br />

geminin konfigürasyon tabanı ortaya çıkar.<br />

Bu kapsamda oluşturulacak hiyerarşik yapı,<br />

konfigürasyon tanımlama, konfigürasyon<br />

durum muhasebesi, tasarım, tedarik, maliyet<br />

çalışmaları ve ağırlık analizlerinde, üretim,<br />

lojistik destek, kalite süreçlerinde ve geminin<br />

bakım, idame ve modernizasyonunda etkin<br />

olarak kullanılacaktır.<br />

Hiyerarşik Yapı Kodunun temelinde “NAVSEA<br />

S9040-AA-IDX-010/SWBS 5D, ESWBS for all<br />

Ships and Ship Combat Systems” dokümanında<br />

tanımlı Genişletilmiş Gemi İş Kırılım Yapısı<br />

(ESWBS - Expanded Ship Work Breakdown<br />

Structure) kullanılmaktadır. ESWBS yapısı,<br />

özellikle askeri gemi inşasında tüm dünyada<br />

genel kabul gören ortak bir dil özelliğindedir.<br />

ESWBS yapısının Türk Dz.K.K.lığı karşılığı GİGN<br />

(Gemi İnşa Grup Numarası) olmakla birlikte<br />

bazı farklar vardır. (Şekil 2)<br />

ESWBS, 5 sayısal karakterden oluşan bir kod<br />

olup her karakteri bir seviyeyi belirtmek üzere<br />

geminin tüm sistemlerinin tanım, kapsam ve<br />

sınırları ile fonksiyonel terminolojisini standart<br />

hiyerarşik yapıda tanımlar.<br />

ESWBS bazlı Hiyerarşik Yapı Kodu, 12 karakterli<br />

bir kod olup tüm konfigürasyon ürün kalemleri<br />

bu kodla tanımlanır. Hiyerarşik Yapı Kodunun<br />

yapısı genel olarak aşağıdaki şekildedir.<br />

İlk 5 sayısal karakter ESWBS numaralarıdır.<br />

6 – 12’nci karakterdeki son 7 basamağın her<br />

biri “1” sayısından “Z” harfine kadar (“O” ve<br />

“I” harfleri hariç) karakter alarak her<br />

ürün/bileşeni ilgili seviyesiyle tanımlar.<br />

Tüm kalemler mümkün olduğunca 1 adet<br />

olarak kodlanır.<br />

Her cihaz kırılımdaki yeri ve işlevine göre<br />

tekil bir kod alır.<br />

Ana sistem kırılımlarında olmayan destek<br />

ekipmanları, aksesuarları, yazılımları, sarf<br />

malzemeleri de ilgili sistem/cihaz kırılımı<br />

altında (önceden belirlenen seviyelerde)<br />

kodlanır.<br />

Tüm lojistik ve teknik veriler (parça kırılımı,<br />

malzeme bilgileri, bakım bilgileri, montaj<br />

bilgileri, çizimler, teknik dokümanlar, analizler,<br />

montaj raporları, test raporları, arıza raporları,<br />

vb.) uygun seviyelerde bu kodlarla ilişkilendirilir.<br />

Veri ihtiyacının ve izlenebilirliğinin gemi


Lojistik Destek<br />

ömür devri süresince sağlanabilmesi için bu<br />

ilişkinin oluşturulması çok önemlidir. ESWBS<br />

veya konfigürasyon ile ilişkisi kurulmayan veri<br />

kayıp veridir.<br />

İzlenebilirliğin iyi bir ölçekte sağlanabilmesi<br />

için ürün ile veri/teknik bilgi arasında çift yönlü<br />

ilişkinin de kurulması gereklidir. Bunun için<br />

proje başında oluşturulması gereken diğer veri<br />

yapılarının bazıları şunlardır:<br />

Kompartıman Kodlama Sistemi<br />

<br />

Boru Devre Elemanları (Valf/Vana) Kodlama<br />

Sistemi<br />

Ekipman Etiketleme Sistemi<br />

Elektrik Kabloları Kodlama Sistemi<br />

Veri İhtiyaçları<br />

Yukarıda veri organizasyonu ve izlenebilirliği<br />

için altyapısı kısaca anlatılan askeri gemi veri<br />

yapısının işleyebilmesi için uygun verilerin<br />

uygun zamanda temini, işlenmesi, idamesi ve<br />

güncellenmesi toplam iş yükünün büyük<br />

bölümünü oluşturur.<br />

Desteklenebilirlik açısından yürütülmesi<br />

gereken ELD faaliyetleri, onbinlerce sistem,<br />

cihaz ve parçanın lojistik ve teknik verilerinin<br />

temini, işlenmesi, kodlanması, analiz edilmesi,<br />

test edilmesi, doğrulanması ve raporlanmasına<br />

dayanmaktadır. Bu verilerin bazıları örnek<br />

olması için aşağıda verilmiştir:<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Malzeme bilgileri (Parça Kırılımı, Üretici<br />

Firma Bilgisi, Üretici Parça No, Satıcı Firma<br />

Bilgisi, Satıcı Parça No, Parça Tedarik Süresi,<br />

Seri Numarası, ağırlığı, hacmi, vb)<br />

Güvenilirlik/İdame Edilebilirlik Bilgileri<br />

(Arıza Oranı, MTBF-Arızalar Arası Ortalama<br />

Süre, MTTR-Ortalama Onarım Süresi, vb.)<br />

Bakım/Onarım Bilgileri (Planlı Bakım<br />

Gerekleri, Kalibrasyon Prosedürleri, Arıza<br />

Bulma Yöntemi, Arıza Giderme Yöntemi,<br />

Sökme/Takma Prosedürleri, vb.)<br />

Kullanım Bilgileri (Yıllık Kullanım Oranları,<br />

Emniyet Önlemleri, Kullanım Prosedürü,<br />

Gerekli Akışkanlar (yağlama yağı, hidrolik<br />

yağı, antifriz, vb.) ve Sarf Malzemeleri, vb.)<br />

Diğer Veriler (Tasarım Bilgileri, Mühendislik<br />

Değişiklikleri, FAT Raporları, Test, Montaj ve<br />

İşletime Başlatma Tarihleri, Mevki Kodu,<br />

Raf Ömürleri, Analiz Raporları, vb.)<br />

Bu veriler tek bir ürüne özgü olabildiği gibi<br />

sistem, cihaz, parça gibi değişik seviyelerdeki<br />

ürünlere ait de olabilmektedir. Verilerin<br />

temin/oluşma zamanları da birbirlerinden<br />

farklıdır.<br />

Bu verilerin temel kaynağı ekipman/malzeme<br />

üreticileri/satıcıları, sistem tasarımı/üreticileri<br />

ve entegratörleri ile kullanım ve deneyim<br />

bilgileridir.<br />

Tersane açısından bu verilerin uygun zamanda<br />

ve uygun yapıda temini; Tasarım, Satın Alma,<br />

Donatım, Kalite gibi birimlerin sorumluluğunda<br />

olup tasarım, tedarik, test/muayene,<br />

montaj gibi süreçlerin ürünü olarak gerçekleşmektedir.<br />

Tersaneler söz konusu süreçlerini, ilgili verileri<br />

uygun yapı, içerik ve zamanda oluşturarak ilgili<br />

veri yapısına aktaracak şekilde oluşturmalı/<br />

revize etmelidir.<br />

Desteklenebilirlik açısından<br />

yürütülmesi gereken<br />

ELD faaliyetleri, onbinlerce<br />

sistem, cihaz ve parçanın lojistik ve<br />

teknik verilerinin temini, işlenmesi,<br />

kodlanması, analiz edilmesi,<br />

test edilmesi, doğrulanması ve<br />

raporlanmasına dayanmaktadır.<br />

Veri Paylaşımı<br />

Yukarıda bahsedilen veri ve bilgi havuzunun<br />

oluşturulmasının yanında bu verilerin farklı<br />

tasarım ve üretim yazılımları kullanan iş<br />

paydaşları, müşteri ve kullanıcı ile ortak<br />

kullanılabilirliği de önemli bir sorundur. Bu<br />

sorun giderek de büyümektedir, çünkü:<br />

<br />

<br />

<br />

Günümüzde, askeri gemi inşasında birden<br />

fazla tasarım, entegratör ve inşa tersanesi/<br />

firması ortak çalışma durumundadır.<br />

Geminin tasarım ve inşa süresi güncel<br />

bilgisayar sistemlerinin ömründen uzundur.<br />

Ömür devri boyunca destek gerekleri ise<br />

çok daha uzun süreyi kapsamaktadır.<br />

Askeri gemi inşasında veri paylaşımı ve<br />

değişimi konusunda ABD Deniz Kuvvetlerinin<br />

talebi ile askeri gemi inşa eden ana tersanelerin<br />

oluşturduğu NSRP (National Shipbuilding<br />

Research Program) Organizasyonu bir çalışma<br />

başlatmıştır.<br />

NSRP, öncelikle mevcut veri yapılarının çözülmesi<br />

gereken aşağıdaki ana sorunları belirlemiştir:<br />

Mevcut sistemler sınıf gemi üretiminin<br />

sadece ilk gemisinin tasarım ve inşasını<br />

desteklemektedir.<br />

Veri yapısı içinde gemiden gemiye konfigürasyon<br />

değişikliklerini uygulama ve yönetmenin<br />

karmaşıklığı ciddi teknolojik maliyetler<br />

yaratmaktadır.<br />

Mevcut sistemlerin mimarileri, birden fazla<br />

geminin desteği için ortak kullanım ve<br />

teslimat sonrası destek için yetersiz<br />

kalmaktadır. Bu sistemlerin diğer tersaneler<br />

ve Deniz Kuvvetlerinin veri sistemleri ile<br />

arayüzlerinin oluşturulması maliyetlidir.<br />

Kapalı sistemler, ihtiyaca göre uyarlanmış<br />

önemli miktarda tescilli yazılım içermektedir.<br />

Tekrar konfigüre edilebilirliğin eksikliği, her<br />

gemi sınıfı için tek bir Entegre Ürün Veri<br />

Ortamı (Integrated Product Data<br />

Environments) geliştirme konusunda yüksek<br />

maliyetlere (zaman ve para) sebep olmaktadır.<br />

Veriyi oluşturmak ve depolamak için onca<br />

para harcanmasına rağmen her ihtiyaç<br />

duyulduğunda bu veriye erişim genellikle<br />

zordur.<br />

Bu sorunları gidermek için oluşturulması<br />

gereken veri ortamı gerekleri NSRP tarafından<br />

2008 yılında belirlenmiştir.<br />

NSRP Entegre Gemi İnşa Platformu (Integrated<br />

Shipbuilding Environment (ISE)) çalışmaları<br />

sonucunda uygulanacak bilgi modelleri<br />

geliştirilmiş ve test edilmiştir. Bunun sonucu<br />

olarak Gemi Ortak Bilgi Modeli (Ship Common<br />

Information Model (SCIM)) temeli oluşturulmuştur.<br />

Gemi Ortak Bilgi Modeli, tersane ve<br />

ABD Deniz Kuvvetleri arasında ortak kullanılabilirlik<br />

açısından veri değişim gereklerini<br />

tanımlamaktadır. Gemi Ortak Bilgi Modeli ile<br />

ISE Projeleri ile belirlenen bilgi modelleri veri<br />

alış verişini kolaylaştıran XML (Extensible<br />

Markup Language – Genişletilebilir İşaretleme<br />

Dili) bazlı notasyonla yayınlanmaktadır.<br />

SCIM, çeşitli gemi inşa alanlarında ISO 10303<br />

Standartı kapsamındaki Uygulama Protokolleri<br />

(Application Protocols (AP)) ile ISE projeleri<br />

altında geliştirilen şemalara dayanır. ISO<br />

10303, ürün veri gösterimi ve değişimi ile ilgili<br />

uluslararası bir standart olup gayri resmi olarak<br />

STEP (STandard for the Exchange of Product


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 47<br />

model data) kısaltması ile de tanımlanmaktadır.<br />

Gemi Ortak Bilgi Modeli, gemi inşaya özgü ilgili<br />

STEP uygulama protokolleri yanında STEP kapsamında<br />

yer almayan gemi inşa ürün modeli<br />

değişimi ile ilgili diğer bilgileri de içermektedir.<br />

SCIM’in kapsadığı ana alanlar aşağıdadır:<br />

Ürün Veri Yönetimi ve Revizyon Yönetimi<br />

Temelleri<br />

Gemi Kalıp Formları<br />

Gemi Yerleşimi<br />

Gemi Yapısı<br />

Boru Devreleri Fiziksel Tasarımı<br />

Boru Devreleri Fonksiyonel Tasarımı<br />

Ürün Ömür Devri Desteği<br />

Ortak Parça Tedariği<br />

Isıtma, Havalandırma ve İklimlendirme<br />

(HVAC - Heating, Ventilation, and Air-<br />

Conditioning) Tasarımı<br />

Mühendislik Analizi<br />

Elektroteknik Tasarım ve Montaj<br />

SCIM, ömür devri boyunca birçok ihtiyaç senaryosu<br />

için kullanılabilir:<br />

Tersane tasarım, üretim ve lojistik sistemleri<br />

arasında veri paylaşımında,<br />

Tasarım ve üretim altyüklenicileri ile veri<br />

paylaşımında,<br />

Kullanıcı (Deniz Kuvvetleri) ve tersaneler ile<br />

veri değişiminde,<br />

<br />

Lojistik destek, parça bilgileri gibi ömür<br />

döngüsü kullanımlarını beslemekte.<br />

Sonuç<br />

Askeri gemi ömür devrince kullanılacak veri<br />

yapısı uygun planlama ve süreçlerin uygulanmasını<br />

gerektirir.<br />

Yetersiz ve iyi kurgulanmayan konfigürasyon<br />

sistemi ve veri yönetimi; hem inşa edilen<br />

geminin kalitesini düşürmekte hem de tasa-<br />

rım, inşa ve ömür devri desteği maliyetlerini<br />

arttırmaktadır.<br />

Veri yönetim yapısının kurulmasının yanında<br />

yeterli kapsam ve derinlikte verinin uygun<br />

zamanda temin edilmesi önemlidir. Bu nedenle,<br />

verilerin temel kaynağı <strong>olan</strong> gemi inşa yan<br />

sanayii bu açıdan bilinçlendirilmelidir. Bu<br />

yapının oluşturulmasını sağlayacak tasarım ve<br />

inşa tersaneleri, iç süreçlerini bu gereksinimi<br />

destekleyecek şekilde oluşturmalı/revize<br />

etmelidir.<br />

Aksi takdirde, <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığımızın<br />

2012-2016 Stratejik Planının önsözünde<br />

belirtildiği gibi “iyi planlanmamış ve doğru<br />

süreçlerle yürütülmeyen çalışmalardan sağlıklı<br />

sonuçlar beklemek yersiz olur”.<br />

Gemi ömür devri boyunca veri paylaşımı konusunda<br />

ABD’de 10 yılı aşkın sürede gerçekleştirilen<br />

çalışmanın ürünü <strong>olan</strong> SCIM yapısı ve<br />

uygulamalarının da askeri gemi inşa ve idame<br />

süreçlerimize adaptasyonu ve katkısı açısından<br />

değerlendirilmesi çok faydalı olacaktır.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı’mızın “sürdürülebilir<br />

ve rekabetçi savunma sanayiinin mimarı<br />

olmak” şeklindeki stratejik amacına ulaşmak<br />

için belirlediği hedeflerden biri de “savunma<br />

sanayiinin, ürün tasarımından üretim ve lojistik<br />

desteğe uzanan ömür devri-nin tamamında<br />

etkin rol almasını sağlamak” şeklindedir. Bu<br />

hedef kapsamında SSM tarafından yürütülen/<br />

desteklenen çalışmalara askeri gemi inşa ve<br />

idamesinde veri yönetimi konusunun dahil<br />

edilmesinin, bu yönde çalışmalar önceden<br />

başlatılmış ise bu çalışmalara sektörün etkin<br />

katılımının sağlanmasının belirlenen hedefe<br />

ulaşmakta önemli bir kazanım yaratacağı<br />

değerlendirilmektedir.<br />

Şekil-3 : Ömür Devri Boyunca SCIM Kullanımı<br />

(Kaynak: Integrated Logistics Environment (ILE) Project Final Report ILE-1.1-004 Version 2.0)


Lojistik Destek<br />

Kaynaklar:<br />

1. NAVSEA Technical Specification 9090-700 Ship Configuration and Logistics Support Information System (SCLSIS)<br />

2. ISO 10303-239:2012(E) Industrial automation systems and integration — Product data representation and exchange Part 239: Application<br />

protocol: Product life cycle support<br />

3. National Shipbuilding Research Program (NSRP) Navy Product Data Initiative (NPDI) Integrated Product Data Environment (IPDE)<br />

Specification (Version 1.0 dated 30 June 2008)<br />

http://npdi.nsrp.org/30-june-2008-deliverables/NPDI%20IPDE%20Spec%20Initial%202008_06_30%20Vers%201_FINAL.pdf/view<br />

4. ISE-6-TEAM-0001 Version 4.0 Enabling Shipyard Interoperability ISE-6 PLCS and S1000D Use Cases<br />

http://www.isetools.org/eb-cgi-bin/yabb2_ISE/YaBB.pl?num=1217524301<br />

5. Navy Product Data Initiative (NPDI) Ship Common Information Model (SCIM) Data Model (Rev.1.0_31 October 2012)<br />

http://www.nsrp.org/5-Ad_Hoc/SCIM/SCIM_Docs/SCIM.html<br />

6. Integrated Logistics Environment (ILE) Project Final Report ILE-1.1-004 Version 2.0 (26.11.2012)<br />

http://www.nsrp.org/5-Ad_Hoc/ILE-Project_Final_Report.pdf<br />

Teoman BAKIRYOL<br />

ELD Takım Lideri, RMK Marine<br />

1965 yılında Amasya’da doğdu. İlk ve ortaokulu Üsküdar’da okuduktan sonra, 1983 yılında<br />

Deniz Lisesinden, 1987 yılında Deniz Harp Okulundan Teğmen olarak mezun oldu.<br />

Karamürsel Eğitim Merkezindeki bir yıllık eğitimin ardından İkmal Subayı olarak Deniz<br />

Kuvvetlerinin çeşitli kara ve muharip deniz birliklerinde malzeme/yedek parça yönetimi, mali<br />

yönetim ve denetim konularında 20 yıl süre ile görev yaptıktan sonra 2007 yılında emekli oldu.<br />

ELD konusunda Fincantieri ve TUSAŞ’tan eğitimler aldı. İşletme Yönetimi yüksek lisansı <strong>olan</strong><br />

Teoman BAKIRYOL 2007 yılının Ekim ayından beri RMK Marine’de ELD Takım Lideri olarak görev<br />

yapmaktadır. Teoman BAKIRYOL evli ve iki çocuk babasıdır.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

49<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığı’nda Ömür Devri<br />

Yönetimi Yaklaşımı<br />

1. Giriş<br />

Türkiye, savunmada dışa bağımlılığın yol açtığı<br />

sıkıntıları, I. Dünya Savaşı ve müteakiben<br />

Kurtuluş Savaşı yıllarında yakından tanımıştır.<br />

Bu sebeple, Cumhuriyetin ilk yıllarından<br />

itibaren savunma sanayii, milli sanayileşme<br />

politikası içinde önemli ve özel bir yere sahip<br />

olmuştur. Askeri fabrikaların kurulması, özel bir<br />

kaç firmanın savunma sanayii alanında<br />

faaliyete geçmesi, tersanelere özel bir önem<br />

verilmesi ve gerek özel sektör gerekse de<br />

devlet eliyle uçak fabrikalarının kurulması bu<br />

dönemin en önemli girişimleridir. Ancak, zor<br />

şartlar altında yapılan yatırımlar ve kazanılan<br />

kabiliyetler II. Dünya Savaşı sonrasında<br />

yaşanan gelişmeler sonucunda büyük ölçüde<br />

kaybedilmiştir. Kısa bir süre sonra, dışa<br />

bağımlığın getirdiği sıkıntılar bu kez de 1963 ve<br />

1967 Kıbrıs bunalımları ve 1974 Kıbrıs Barış<br />

Harekatı sırasında kendini göstermiştir.<br />

Yaşanan bu sıkıntılardan sonra, dışa bağımlılığın<br />

en az seviyeye indirilebilmesi ve<br />

yatırımlar için ihtiyaç duyulan milli kaynağın<br />

yaratılabilmesi amacıyla 1965 yılında Türk<br />

Donanma Cemiyeti (daha sonra 1972’de Türk<br />

Donanma Vakfı ve 1981 yılında da Türk Deniz<br />

Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı haline<br />

gelmiştir), 1970 yılında Türk Hava Kuvvetlerini<br />

Güçlendirme Vakfı ve 1974 yılında da Türk Kara<br />

Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı kurulmuştur.<br />

Son olarak Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini<br />

Güçlendirme Vakıflarının birleştirilmesiyle,<br />

1987 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerini<br />

Güçlendirme Vakfı (TSKGV) kurulmuştur. Vakıf<br />

kuruluş kanununda da yer aldığı üzere, ülkemiz<br />

açısından öncelik “milli harp sanayimizin<br />

geliştirilmesi ve yeni harp sanayi dallarının<br />

kurulması” olarak belirlenmiştir.<br />

Söz konusu Güçlendirme Vakıfları tarafından<br />

ASELSAN A.Ş. (1975), ASPİLSAN A.Ş. (1981),<br />

HAVELSAN A.Ş. (1982), TAI A.Ş. (1984) ve<br />

ROKETSAN A.Ş. (1988) kurularak, savunma<br />

ihtiyaçlarımızın yurt dışı hazır alım yerine, yurt<br />

içi üretim modeline dönük olarak milli şirketler<br />

tarafından karşılanması yönünde önemli<br />

adımlar atılmıştır.<br />

1980’lerin başından itibaren, milli bir savunma<br />

sanayii alt yapısının tesisine ilişkin politikaların<br />

tespiti ve bu politikaları uygulama yetki ve<br />

sorumluluğuna sahip mekanizmaların oluşturulmasına<br />

ağırlık verilmiştir. Bu amaca uygun<br />

olarak 1985 yılında 3238 sayılı kanun ile<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı (o günkü adı ile<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Geliştirme ve Destekleme<br />

İdaresi Başkanlığı) kurulmuştur. Kanunun<br />

amacı, “modern bir savunma sanayiinin<br />

geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin<br />

modernizasyonunun sağlanması”dır. <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Müsteşarlığı’nın kuruluşu ile, modern<br />

silah, araç ve gereçlerin yurt içi imkan ve<br />

kabiliyetler ile karşılanması yönünde uzun<br />

vadeli ve sistematik bir adım atılmış ve yine<br />

3238 sayılı kanun ile ihdas edilen <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Destekleme Fonu sayesinde ihtiyaç<br />

duyulan mali kaynak sağlanabilmiştir.<br />

2. Türk <strong>Savunma</strong> Sanayiinin Bugünkü Durumu<br />

Ülkemizin savunma sistemleri ihtiyacı, 2000’li<br />

yılların başına kadar büyük ölçüde, yurt dışı<br />

hazır alım projeleri ve müteakiben ortak<br />

üretim projeleri ile karşılanmaya çalışılmıştır.<br />

Milli tasarımların ön plana çıkarıldığı yurt içi<br />

geliştirme projelerini gerçekleştirecek<br />

savunma sanayii alt yapısının tesis edilmesine<br />

paralel olarak, 2000’li yılların başından itibaren


Lojistik Destek<br />

ihtiyaçların yurt içinden karşılanma oranında<br />

büyük bir artış sağlanmıştır. Türk Silahlı<br />

Kuvvetleri (TSK) savunma sistemi ihtiyaçlarının<br />

yurt içinden karşılanma oranı 2003 yılında %25<br />

iken bu oran 2011 yılı sonu itibarıyla %52’yi<br />

geçmiştir. Aynı şekilde, Türk savunma sanayii<br />

firmalarının toplam dolaysız cirosu 2003<br />

yılındaki 1.301 milyon A.B.D. Dolarından % 160<br />

artışla 2011 yılı sonu itibarıyla 3.390 milyon<br />

A.B.D. Dolarına ulaşmıştır. <strong>Savunma</strong> sanayiinin<br />

yarattığı brüt katma değerin 2005-2009<br />

dönemindeki seyri incelendiğinde, savunma<br />

sektörü olarak Gayri Safi Yurt İçi Hasıladan<br />

(GSYİH) alınan payın % 1,8’den % 2,6’ya çıktığı<br />

görülmektedir. <strong>Savunma</strong> sanayii bu dönemde<br />

GSYİH’den daha büyük bir hızla büyümüştür.<br />

Bugün itibarıyla, savunma sanayii sektörünün<br />

sermaye yapısına baktığımız zaman askeri<br />

fabrikalar, askeri tersaneler, ana bakım<br />

merkezleri, hava ikmal bakım merkezleri,<br />

TSKGV’ne bağlı şirketler ve özel sermayeli<br />

şirketler olmak üzere karma bir yapının mevcut<br />

olduğunu ve yurt içi geliştirme modeline dayalı<br />

büyük platform projelerinin ve platformlarla<br />

ilişkili yazılımların ve simülatörlerin yükleniciliğini<br />

gerçekleştiren özel sermayeli şirketlerin<br />

ülkemizin savunma sanayii alt yapısı içinde<br />

önemli bir yere sahip olduğunu görmekteyiz.<br />

Türk savunma sanayii, gerek TSKGV’na bağlı<br />

şirketleri gerekse özel sermayeli şirketleri ile<br />

geçen 20 yıl içinde ihtiyaçların yurt içinden<br />

karşılanması ve bölgesel bir pazara sahip<br />

olunması yolunda önemli mesafeler kat etmiş<br />

ve küresel rekabetteki yerini almaya başlamıştır.<br />

Özellikle, savunma sistemlerinin yurt içi<br />

tasarım ve üretim yolu ile TSK envanterine<br />

kazandırılması yönündeki çalışmaların başarılı<br />

sonuçlar vermesiyle birlikte uzun yıllardır<br />

ülkemizde uygulanmakta <strong>olan</strong> yurt dışı hazır<br />

alım modelinden zaruri haller dışında uzaklaşılmakta<br />

olduğu görülmektedir. Yine bu<br />

kapsamda, savunma sanayiinde kümelenme<br />

çalışmalarına da ağırlık verilerek, OSTİM<br />

<strong>Savunma</strong> ve Havacılık Kümelenmesi, İzmir<br />

Havacılık ve Uzay Kümelenmesi, Eskişehir<br />

Havacılık Kümelenmesi kurulmuş ve dernekleşme<br />

faaliyetlerini tamamlamışlardır. Kazan<br />

<strong>Savunma</strong> ve Havacılık Kümelenmesi kuruluşu<br />

ile ilgili çalışmalara devam edilmektedir.<br />

3. Tedarik Lojistiği Yaklaşımı<br />

Yurt dışı hazır alım modelinde savunma<br />

sistemlerinin tasarımına doğrudan müdahalede<br />

bulunulamaması sebebiyle, sistemlerin<br />

ömür devri maliyetlerini etkileyen kararlar<br />

üzerinde söz sahibi olunamamaktadır. Planlı<br />

bakım sistemlerinin hazırlanması ve bakım<br />

sistemi içinde belirli sürelerde değiştirilecek<br />

yedek parça ihtiyacının tespiti konusu da<br />

üretici konumundaki yurt dışı firmaların<br />

inisiyatifinde kalmaktadır. <strong>Savunma</strong> sistemlerinin,<br />

tedariğini müteakip 20-40 yıllık bir<br />

kullanım dönemi içine girdiği düşünüldüğünde<br />

yurt dışından tedarik edilen sistemlerin<br />

idamesi için kabiliyet kazanılması gerekmekte<br />

ve bu alana da ayrıca yatırım yapılması<br />

zorunluluğu doğmaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> sistemlerinin tedariği ve<br />

lojistik desteğinin sağlanması<br />

hususunda ulusal bir tedarik<br />

lojistiği yaklaşımı geliştirilmesi ve<br />

savunma programlarının<br />

planlanmasında bu yaklaşıma<br />

göre hareket edilmesi ihtiyacı<br />

vardır.<br />

<strong>Savunma</strong> sistemlerinin ömür devri içinde maliyetler<br />

açısından iki önemli husus bulunmaktadır.<br />

Birincisi, <strong>Savunma</strong> sistemlerinin ömür<br />

devri maliyetinin yaklaşık %95’ini belirleyen<br />

kararlar, savunma ihtiyaçlarını karşılayacak<br />

sistemlerin ortaya çıkarıldığı Konsept, Fizibilite,<br />

Proje Tanımlama, Mühendislik ve Geliştirme ile<br />

Üretim ve Kullanıma Alma aşamalarından<br />

oluşan tedarik safhasında verilmektedir. İkinci<br />

önemli husus ise, sistemlerin ömür devri<br />

maliyetinin %60 ila %72’sinin sistemlerin<br />

idame-işletme döneminde gerçekleşmesidir.<br />

Buna göre, idame-işletme maliyetleri, kullanım<br />

şartları ve sistemlerin özelliklerine bağlı olmak<br />

üzere tedarik maliyetinin 2 ile 4 katına kadar<br />

çıkabilmektedir.<br />

Ülkemizde yurt içi geliştirme projelerinin ön<br />

plana çıkması ile birlikte, savunma sistemlerinin<br />

ömür devri yönetiminde büyük ölçüde<br />

söz sahibi olabileceğimiz yeni bir dönem<br />

başlamıştır. Bu dönemin en önemli özelliği,<br />

savunma sistemlerinin TSK’nın ihtiyaçlarına<br />

uygun kullanım senaryolarına ve bu senaryolara<br />

bağlı taktik, teknik ve lojistik isterlere göre<br />

milli firmalarımız tarafından tasarlanması ve<br />

üretilmesidir. Bu ise ihtiyaç sahibi makamlar<br />

dahil olmak üzere tedarik makamlarının üretici<br />

firmalar ile yakın işbirliği içinde çalışması ve<br />

ihtiyaçların tasarıma doğru şekilde yansıtılabilmesi<br />

anlamına gelmektedir. Özellikle,<br />

savunma sistemlerinin operasyonel olarak<br />

kendisinden beklenen performansı icra<br />

edeceği kullanım dönemi dikkate alındığında,<br />

sistemler henüz tedarik safhasındayken<br />

yapılacak <strong>olan</strong> Entegre Lojistik Destek (ELD)<br />

uygulamaları ve idame-işletme dönemine<br />

ilişkin planlamalar ile sistemlerin performansından<br />

taviz vermemek kaydı ile ömür<br />

devri maliyetlerinin düşürülebileceği bir imkan<br />

elde edilmiştir.<br />

Ancak, sağlanan fayda bunlarla sınırlı değildir.<br />

<strong>Savunma</strong>nın sürdürülebilirliği ve milli ekonomi<br />

açısından olaya bakıldığında savunma sanayiinin<br />

geliştirilmesi suretiyle alt sistemlerin,<br />

tedarik kaynaklarının ve malzemenin seçimdeki<br />

inisiyatif, ulusal işgücü kalitesindeki artış<br />

ve savunma harcamalarının iç pazara yönlendirilmesi<br />

gibi temel bazı hususlarda da önemli<br />

mesafeler alınmıştır.<br />

Bu çerçevede; savunma sistemlerinin tedariği<br />

ve lojistik desteğinin sağlanması hususunda<br />

ulusal bir tedarik lojistiği yaklaşımı geliştirilmesi<br />

ve savunma programlarının planlanmasında<br />

bu yaklaşıma göre hareket edilmesi<br />

ihtiyacı vardır. Öncelikle, savunma sistemlerinin<br />

bütçelenebilir operasyonel etkinliğinin<br />

artırılabilmesi için savunma sistemi etkinliğinin<br />

en üst düzeye çıkarılması amacı ile ömür devri<br />

maliyetinin en az seviyeye indirilmesi amacı<br />

arasında optimizasyon sağlayacak bir bilimsel<br />

çalışma ortamının oluşturulması gerekmektedir.<br />

Buna paralel olarak, savunma sanayiinde<br />

sürdürülebilirliği ve rekabetçiliği sağlayacak<br />

<strong>olan</strong> yurt içi firmalarımızın tasarım, üretim ve<br />

lojistik destek sağlama kabiliyetinin geliştirilmesi,<br />

araştırma kurumları ve yerli sanayi alt<br />

yapısının güçlendirilmesi, savunma sistemi<br />

etkinliğinin teknolojik üstünlük ve lojistik<br />

destek unsurlarına dayandırılması, yurt içi<br />

teknolojik imkan ve kabiliyetlerin arttırılması<br />

ve yeni teknolojilerin üretilmesi hususlarının<br />

da tedarik safhasının ilk aşamalarından<br />

itibaren savunma programlarına/projelerine<br />

dahil edilmesi gerekmektedir.<br />

Ulusal çerçevede benimsenmesi öngörülen<br />

yukarıdaki tedarik lojistiği yaklaşımının uygulama<br />

hedefleri ile desteklenmesi gerekmektedir.<br />

Öncelikle savunma programları tedarik<br />

safhası ile kullanım safhasını birlikte ele alan<br />

ömür devri yönetimi ilkeleri çerçevesinde ele<br />

alınmalı ve planlamalar buna göre yapılmalıdır.<br />

Tedarik ve kullanım safhalarının, sadece


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

51<br />

yapılan işlerin teknik ve idari olarak birbirinden<br />

farklı olması sebebiyle bir ayrıma tabi<br />

tutulduğu, aslında ömür devri yönetimi<br />

açısından bakıldığında kullanım safhasının<br />

tedarik safhasının devamı olduğu hatırda<br />

tutulmalıdır. Kullanım safhasındaki başarı,<br />

büyük ölçüde tedarik safhasında yapılan<br />

analizlere ve kullanım dönemine ilişkin<br />

planlamalara bağlıdır. Bu analizlerin ve<br />

planmaların doğru yapılabilmesi ise büyük<br />

ölçüde tedarik makamlarının üretici firmalara<br />

sağlayacağı girdilere bağlıdır. Bu sebeple,<br />

savunma projelerinde ihtiyaç sahibi makamlar<br />

dahil tedarik makamları ile üretici firmaların<br />

daha etkin şekilde birlikte çalışabileceği ELD<br />

uygulamalarının yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi<br />

gerekmektedir.<br />

4. <strong>Savunma</strong> Sanayii Ömür Devri Yönetimi<br />

Platformu<br />

<strong>Savunma</strong> sistemlerinin ömür devrini ana<br />

aşamalar itibarıyla ihtiyaç belirleme; sistem<br />

geliştirme; üretim; kullanım ve destek;<br />

envanterden çıkarma olarak beş aşamaya<br />

ayırdığımızda, ihtiyaç belirleme aşamasında<br />

yapılacak harekat ihtiyacına yönelik çalışmaların<br />

kapsamı ve bu çalışmalarda kimlerin<br />

görev alacağı hususu TSK’nın uhdesinde olmak<br />

üzere, ihtiyaç belirleme aşamasında yapılacak<br />

diğer çalışmalara ve takip eden ömür devri<br />

aşamalarına ilgili tüm tarafların katkı vermesini<br />

sağlayacak, ömür devri yönetimi alanında bilgi<br />

paylaşımını artıracak ve bu alanda yeni<br />

yaklaşımların geliştirilmesini sağlayacak<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Ömür Devri Yönetimi<br />

Platformu’nun oluşturulması gerekmektedir.<br />

Söz konusu platformun teşkiline ilişkin çalışma<br />

SSM tarafından başlatılmış olup, Nisan-Haziran<br />

2011 ayları arasında ana yüklenici konumundaki<br />

firmalarla bir dizi çalışma yapılmıştır. SSM<br />

koordinasyonunda oluşturulması planlanan bu<br />

platform ile öncelikli olarak paydaşlar arasında<br />

etkin bir iletişim sağlanması ile eğitim ve<br />

bilgilenme konusundaki açığın kapatılması<br />

hedeflenmektedir. Özellikle, ELD alanındaki<br />

mevcut yaklaşımların daha sistematik bir<br />

temele oturtulabilmesi; savunma programlarında/projelerinde<br />

ömür devrinin bütünü<br />

dikkate alınarak TSK ihtiyaçlarının maliyet etkin<br />

şekilde karşılanabilmesi; firmalarımızdaki ELD<br />

altyapısının ve lojistik destek sağlama kabiliyetinin<br />

geliştirilmesi; bunun küresel rekabette<br />

bir üstünlük unsuru olarak kullanılabilmesi ve<br />

ömür devri yönetimi içinde yer alan tüm<br />

tarafların güncel ve doğru bilgiyi paylaşacak<br />

şekilde iletişim içinde bulunması temel<br />

amaçlar arasındadır. Hiç şüphesiz ki bu<br />

platformun hayata geçirilmesinde en büyük<br />

pay TSK’ya ve firmalarımıza ait olacaktır.<br />

Platform bünyesinde oluşturulacak Eğitim ve<br />

Bilgilendirme, Entegre Lojistik Destek, Lojistik<br />

Destek Planlama ve Uygulama, Ömür Devri<br />

Maliyetleri, Standartlar, Uluslararası Temaslar,<br />

vb. çalışma grupları ile ömür devri yönetiminde<br />

ihtiyaç duyulan rehber dokümanların,<br />

standartların ve uzun vadeli stratejik yol haritalarının<br />

daha kısa sürede ve daha kapsamlı<br />

olarak uzman ekipler tarafından hazırlanması<br />

mümkün olacaktır.<br />

5. Ömür Devri Yönetimi Anlayışına Geçiş<br />

<strong>Savunma</strong> sistemlerinin ömür devri yönetimi<br />

yaklaşımı içinde tedariği ve<br />

idamesine yönelik ülkemizdeki<br />

ilk çalışmalar CALS<br />

(Bilgisayar Yardımlı Tedarik<br />

ve Lojistik Destek) konseptini<br />

esas alan yaklaşımın<br />

bir strateji olarak benimsenmesi<br />

ile başlatılmıştır.<br />

Gerek 1994’den itibaren<br />

SSM tarafından yapılan<br />

çalışmalar ve gerekse<br />

1997-2008 yılları arasında<br />

Genel Kurmay Başkanlığı koordinatörlüğünde<br />

yürütülen CALS Projesi bugünkü yaklaşımların<br />

temel taşını oluşturmaktadır.<br />

Günümüzün rekabet ortamında, milli firmalarımızın<br />

kazanmış oldukları tasarım ve üretim<br />

kabiliyeti sürdürülebilirlik ve rekabetçilik<br />

açısından yeterli olmayacaktır. Firmalarımızın<br />

üretmiş oldukları sistemlerle ilgili lojistik<br />

desteği de sağlamak suretiyle kendilerini bu<br />

alanda geliştirmeleri ve sürekliliği <strong>olan</strong> işlere<br />

yönelmeleri ihtiyacı vardır. Ancak bu hususlar<br />

sadece firmaların yapacakları çalışmalara bağlı<br />

değildir. Firmalarımızın bu alanda faaliyet<br />

gösterebilmesi için tedarik projelerinin baştan<br />

itibaren gerek mali boyutları gerekse de<br />

yapılacak işler kapsamında lojistik desteği ile<br />

birlikte planlanması ve kullanım safhasında<br />

yüklenicilerin üstleneceği görevlerin açık<br />

şekilde belirlenmesi gerekmektedir.<br />

Görev ve rollerin belirlenmesine ilişkin resmi<br />

çalışmaların başlangıç noktasını Genelkurmay<br />

Başkanlığı’nın 29 Aralık 2010 tarihli yazısı teşkil<br />

etmektedir. Son derece kapsamlı ve derinlemesine<br />

analizlere dayanan bu yazı ile Genelkurmay<br />

Başkanlığı savunma sistemlerinin<br />

idame-işletme döneminde yaşanan sorunların<br />

ana kaynağının garanti süresini müteakip<br />

“sistem ile üretici arasındaki bağın kopması”<br />

olduğunu belirtmiştir. Yine bu yazıda, çözüm<br />

yolu olarak yurt içi geliştirme projeleri ile TSK<br />

envanterine girecek sistemler için ömür devri<br />

yönetimine geçişin bir zorunluluk olduğuna<br />

işaret edilmiştir.<br />

Genelkurmay Başkanlığı’nın tespitleri ve ömür<br />

devri yönetimi konusunda SSM’nin üzerine<br />

düşen görevler dikkate alınarak, yurt içinde<br />

geliştirilerek envantere giren ve girecek <strong>olan</strong><br />

sistemlere ömür boyu lojistik destek verilebilmesini<br />

teminen 5 Eylül 2011 tarihli Bakanlık<br />

Makamı Onayı ile SSM bünyesinde “Sistem<br />

Projeleri ve Lojistik Müsteşar Yardımcılığı”<br />

teşkil edilmiş ve çalışmalarına başlamıştır.<br />

Ayrıca, 10 Ekim 2011 tarihinde SSM’nin yeni<br />

dönem çalışmalarının esaslarını belirlemek ve<br />

bu esaslar kapsamında ihtiyaç duyulan alt yapı<br />

çalışmalarını gerçekleştirmek üzere “Lojistik<br />

Çalışma Grubu” teşkil edilmiştir. Lojistik Çalışma<br />

Grubu tarafından mevcut lojistik sistemdeki<br />

planlama ve uygulama faaliyetlerine<br />

ilişkin olarak yerinde bilgi edinilmesi maksadıyla,<br />

Genel Kurmay Lojistik Başkanlığı ile<br />

yakın koordinasyon içinde Ankara, İstanbul,<br />

İzmir, Eskişehir, İzmit, Kayseri, Afyon, Niğde ve<br />

Balıkesir’de bulunan toplam 18 komutanlık<br />

ziyaret edilmiştir. Lojistik Komutanlıklarına<br />

gerçekleştirilen ziyaretlerde planlama; Ana<br />

Bakım Merkezi Komutanlıkları, Hava İkmal<br />

Bakım Merkezi Komutanlıkları ile askeri<br />

tersanelere yapılan ziyaretlerde ise uygulama<br />

hakkında detaylı bilgiler alınmıştır. Müsteşarlık<br />

içindeki yapılanma çalışmaları kapsamında, 6<br />

Ağustos 2012 tarihli bir genelge ile; faaliyet ve<br />

önerilerine ilişkin sonuç raporunu hazırlayarak<br />

görevini tamamlayan Lojistik Çalışma Grubu<br />

lağvedilerek Tedarik Yönetimi Daire Başkanlığına<br />

bağlı Lojistik Planlama ve Koordinasyon<br />

Müdürlüğü (LPKM) teşkil edilmiştir. LPKM’nin<br />

görevleri;


Lojistik Destek<br />

1. TSK envanterine yurt içi geliştirme projeleri<br />

ile kazandırılan/kazandırılacak savunma<br />

sistemlerinin lojistik desteğinin sağlanması<br />

hususunda; TSK, MSB’nin ilgili birimleri,<br />

Müsteşarlığımız birimleri, firmalar, kamu<br />

kurumları, üniversiteler ve araştırma kurumları<br />

arasında ihtiyaç duyulan koordinasyonun<br />

sağlanması, bu alandaki politikaların belirlenmesi,<br />

stratejilerin tespiti ve uygulamaya<br />

yönelik planlamaların yapılması,<br />

2. <strong>Savunma</strong> sistemlerinin idamesine ilişkin<br />

“Lojistik Yol Haritasını”nın hazırlanması,<br />

uygulamaların takibi ve gerekli iyileştirmelerin<br />

yapılması,<br />

3. “Lojistik Destek Standart Sözleşmeleri”nin<br />

hazırlanması, sözleşme uygulamalarının takip<br />

edilmesi ve iyileştirme önerilerinin yapılması,<br />

4. “Performansa Dayalı Lojistik” uygulamaları<br />

için modeller geliştirilmesi, uygulamaların<br />

takibi ve modellerde gerekli iyileştirmelerin<br />

yapılması,<br />

5. Tedarik projelerinde “Entegre Lojistik<br />

Destek” uygulamalarının yaygınlaştırılması ve<br />

sistemlerin en yüksek performans seviyesinde<br />

en az maliyetle idamesi için ihtiyaç duyulan<br />

lojistik destek konseptinin belirlenmesine<br />

yönelik çalışmalar yapılması ve ELD uygulamalarına<br />

ilişkin yardımcı dokümanlar hazırlanması,<br />

6. <strong>Savunma</strong> sistemlerinin ömür devri yönetimi<br />

içinde yer alan tüm paydaşların katılımı ile<br />

“<strong>Savunma</strong> Sanayii Ömür Devri Yönetimi Platformu”nun<br />

oluşturulması ve belirlenecek<br />

görevler çerçevesinde platformun çalıştırılması,<br />

7. “Kamu-özel sektör işbirlikleri”nin geliştirilmesi<br />

ve lojistik destek uygulamalarında<br />

yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılması,<br />

8.“Ömür Devri Maliyetleri”nin hesaplanmasına<br />

ilişkin çalışmalar yapılması ve yardımcı<br />

dokümanlar hazırlanması,<br />

9. Ömür Devri Yönetiminde kullanılabilecek<br />

“standartlar ile rehber dokümanlar”ın tespiti,<br />

hazırlanması ve güncellenmesi,<br />

10. Ömür devri yönetimi konusunda konferans<br />

ve seminerler düzenlenmesi, konferanslara<br />

iştirak edilmesi ve bu konudaki bilgi ve bilinç<br />

seviyesini yükseltici çalışmalar yapılması,<br />

11. NATO ve diğer uluslararası organizasyonlarda<br />

yürütülen çalışmalara katılım<br />

sağlanması ve bu çalışmalardan edinilen<br />

bilgilerin uygulama alanına aktarması,<br />

şeklinde tespit edilmiştir.<br />

Yine aynı genelge ile, SSM tarafından lojistik<br />

destek sağlanması planlanan savunma<br />

sistemlerine ilişkin idame-işletme faaliyetlerinin<br />

projelendirilmesi, lojistik destek<br />

sözleşmelerinin yapılması ve yürütülmesine<br />

ilişkin faaliyetlerin sistemlerin tedarikini<br />

gerçekleştiren proje daire başkanlıkları<br />

tarafından yürütülmesi karara bağlanmıştır.<br />

SSM’nin 2012-2016 dönemi stratejik planınında<br />

yer alan “Sürdürülebilir ve rekabetçi bir<br />

savunma sanayiinin mimarı olmak” amacı<br />

çerçevesinde belirlenen “<strong>Savunma</strong> sanayiinin,<br />

ürün tasarımından üretim ve lojistik desteğe<br />

uzanan ömür devrinin tamamında etkin rol<br />

almasını sağlamak” hedefine uygun olarak<br />

LPKM tarafından 2013 yılı sonuna kadar<br />

gerçekleştirilmesi planlanan öncelikli hedefler<br />

ise;<br />

<br />

<br />

<br />

TSK envanterine yurt içi geliştirme projeleri<br />

ile kazandırılan savunma sistemlerinin<br />

lojistik desteğinin sistemin üreticisi veya bu<br />

alanda yeterli olduğu değerlendirlen milli<br />

firmalar tarafından sağlanabilmesi ve<br />

lojistik destek alanında kamu-özel sektör<br />

işbirliğinin artırılabilmesi için TSK, sanayi ve<br />

araştırma kurumlarının katılımı ile “Lojistik<br />

Yol Haritası”nın hazırlanması,<br />

Hizmet alımı esasına dayalı bakım-onarım<br />

sözleşmeleri ile performansa dayalı lojistik<br />

sözleşmeleri yapılabilmesi için ihtiyaç<br />

duyulan “Lojistik Destek Standart<br />

Sözleşmeleri”nin hazırlanması,<br />

Başlangıç uygulamaları kapsamında lojistik<br />

destek sözleşmelerinin imzalanmasına<br />

katkı sağlanması<br />

şeklinde belirlenmiştir.<br />

“<strong>Savunma</strong> sanayiinin,<br />

ürün tasarımından<br />

üretim ve lojistik desteğe uzanan<br />

ömür devrinin tamamında<br />

etkin rol almasını sağlamak”<br />

2014 yılının en önemli hedefi ise Ömür devri<br />

yönetimi içinde yer alan tüm paydaşların<br />

katılımı ile “Türk <strong>Savunma</strong> Sanayii Ömür Devri<br />

Yönetimi Platformu”nun oluşturulması ve<br />

Müsteşarlığımızca gerçekleştirilen uygulamaların<br />

sonuçları itibarıyla ele alındığı “SSM 3.<br />

Tedarik Lojistiği Kurultayı”nın gerçekleştirilmesidir.<br />

6. SSM Tedarik Lojistiği Kurultayları<br />

SSM’de gerçekleştirilen bir diğer önemli<br />

faaliyet ise Tedarik Lojistiği Kurultayları<br />

düzenlenmesidir. <strong>Savunma</strong> firmalarımızın<br />

ürettikleri sistemlere lojistik destek sağlaması<br />

hususu SSM tarafından savunma sanayii<br />

firmalarının katılımı ile 26 Haziran 2009<br />

tarihinde gerçekleştirilen “Tedarik Lojistiği<br />

Çalıştayı”nda ilk defa, geniş kapsamlı olarak ele<br />

alınmıştır. Daha sonra, 30 Eylül ve 2 Kasım 2009<br />

tarihlerinde TSK’dan ve MSB’nin ilgili<br />

dairelerinden personelin katılımı ile iki ayrı<br />

değerlendirme toplantısı yapılmıştır. Bu<br />

çalışmaları müteakip 13 Kasım 2009 tarihinde<br />

“Sonrasını Baştan Düşünmek” teması ile geniş<br />

katılımlı olarak “SSM 1. Tedarik Lojistiği<br />

Kurultayı” gerçekleştirilmiştir. Bu kurultayda,<br />

ana hatları ile desteklenebilirlik kriterlerinin<br />

tasarıma başından itibaren doğru ve eksiksiz<br />

olarak yansıtılması ile milli ana yüklenici<br />

firmalarımızın sistemlerin ömür devri boyunca<br />

lojistik destek verebilmek için gerekli<br />

altyapıları geliştirmesi konuları detaylı şekilde<br />

ele alınmıştır.<br />

Son olarak da 28 Şubat 2012 tarihinde<br />

“Sürdürülebilir Sanayileşme, Desteklenebilir<br />

Sistemler” teması ile gerçekleştirilen “SSM 2.<br />

Tedarik Lojistiği Kurultayı”nda ise doğrudan<br />

doğruya sistem adı da belirtilmek üzere ana<br />

yüklenici firmalarımızın üreticisi oldukları bu<br />

sistemlerin lojistik desteğini nasıl sağlayacakları<br />

üzerinde durulmuştur.<br />

Kurultay’da SSM tarafından, savunma sistemi<br />

tedariğinde yurt dışı hazır alım modelinden<br />

yurt içi geliştirme ve üretim modeline geçiş ile<br />

birlikte savunma sanayiimizin ömür devrinin<br />

tamamında etkin olarak faaliyet gösterebileceği<br />

yeni bir dönemin başladığı ifade<br />

edilerek, lojistik destek uygulamalarının<br />

geleceğine ilişkin SSM yaklaşımı konusunda bir<br />

sunum yapılmıştır.<br />

7. Sonuç<br />

Bugüne kadar yapılan çalışmaların sonucunda<br />

firmalarımızın, savunma sistemlerinin idameişletme<br />

dönemine ilişkin sorumlulukları<br />

üstlenmeye hazır oldukları görülmüştür.<br />

Ancak, başlangıç uygulamaları olarak tespit<br />

edilecek sistemlerin lojistik desteğinin ilgili<br />

firmalarca sağlanmasına yönelik sözleşmelerin<br />

hayata geçirilmesi ile birlikte, varsa eksiklikler<br />

ve ilgili tüm paydaşların katkı sağlayabileceği<br />

alanlar daha net olarak ortaya çıkacaktır. İlk<br />

uygulamalardan çıkacak sonuçlara paralel olarak,<br />

firmalarımız henüz tedarik safhasındayken<br />

bu sistemlerin idamesine ilişkin planlamaları<br />

gerçekçi şekilde yapabileceklerdir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

53<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı, tedarik projelerinin<br />

yönetiminde geliştirdiği tecrübe ile<br />

savunma sistemlerinin “beşikten mezara”<br />

ömür devrinde görev almak üzere çalışmalara<br />

başlamıştır.<br />

Bu çerçevede başlangıç lojistik destek<br />

projelerinin tespitine yönelik olarak; Taarruz<br />

Taktik Keşif Helikopteri (ATAK), Türk Başlangıç<br />

ve Temel Eğitim Uçağı (HÜRKUŞ), Muharebe<br />

Tankı (ALTAY), Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü,<br />

Denizaltı <strong>Savunma</strong> Harbi ve Keşif Karakol<br />

Gemisi (MİLGEM), Sahil Güvenlik Arama<br />

Kurtarma Gemisi, Mayına Karşı Korumalı Araç<br />

(KİRPİ), Deniz Karakol ve Sahil Güvenlik Keşif<br />

Karakol Uçakları Platformu (MELTEM-1), Deniz<br />

Karakol ve Sahil Güvenlik Uçakları Görev<br />

Ekipmanları Tedariki ve Platform Birleştirme<br />

(MELTEM-2), Deniz Gözetleme Kabiliyetli Deniz<br />

Karakol Uçağı (MELTEM-3), Barış Kartalı (HİK<br />

uçakları), Özgün Türk İnsansız Hava Aracı<br />

(ANKA), Taktik İnsansız Hava Araçları (İHA),<br />

Kaideye Monteli Stinger (KMS), Kundağı<br />

Motorlu Namlulu Alçak İrtifa Hava <strong>Savunma</strong><br />

Silah Sistemi, Uzun Ufuk Yer Sistemleri, Sahil<br />

Gözetleme Radar Sistemi (SGRS), Stabilize<br />

Makinalı Tüfek Platformu (STAMP), Müşterek<br />

Elektronik Harp Simülasyon Sistemi (MEHSİM),<br />

T-38 Tekamül Eğitim Uçağı Simülatörü<br />

(ARISİM), Temel Eğitim Uçağı Simülatörü<br />

(TESİM), Helikopter Simülatörleri (HELSİM),<br />

Dikey Rüzgar Tüneli, ELKAR Sistemleri, V/UHF<br />

Karıştırma Sistemi projeleri incelenmektedir.<br />

Yapılacak incelemeyi müteakip söz konusu<br />

projeler kapsamında TSK envanterine kazandırılan/kazandırılacak<br />

sistemlerden uygun<br />

görülenlerin idamesinin yurt içi yüklenici<br />

firmalar tarafından sağlanmasına yönelik<br />

faaliyetlere başlanacaktır.<br />

Not: SSM 2. Tedarik Lojistiği Kurultayı’nda ele alınan<br />

konular ve ulaşılan sonuçlar “SSM 2. Tedarik Lojistiği<br />

Kurultayı” başlıklı yazıda detaylı olarak verilmiştir.<br />

İbrahim Sami EREL<br />

Tedarik Yönetimi Daire Başkanlığı, Lojistik Planlama ve Koordinasyon Müdürü<br />

1963 yılında Kayseri’de doğdu. 1986 yılında, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nden<br />

mezun oldu. Dört yıl süreyle özel sektörde çalıştı. 1991 yılında <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığı’na intisab etti. 1994 yılında “Bilgisayar Yardımlı Tedarik ve Lojistik Destek (CALS)”<br />

konulu tez çalışmasını müteakip uzman oldu.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülen Liman Kıyı Römorkörü, Sahil Güvenlik<br />

Botları, Mayın Avlama Gemisi ve MİLGEM projelerinde çalıştı. Genelkurmay Başkanlığı<br />

tarafından 1997 yılında başlatılan CALS Projesinin Proje Yönetim ve Koordinasyon Grubu’nda<br />

görev yaptı.<br />

Halen, Tedarik Yönetimi Daire Başkanlığı’nda Lojistik Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü<br />

görevini yürütmekte olup, NATO AC/327 Ömür Devri Yönetimi Grubu Türk Temsil Heyetinde<br />

görevlidir.<br />

Yayınlanmış Çalışmaları:<br />

1. Entegre Lojistik Destek (ELD), SSM Gündem Dergisi, s:29, sayı:2, yıl:1993<br />

2. CALS Konsepti ve Gelişimi, <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Dergisi, s:76, Cilt:10, No:3, yıl:1996<br />

3. CALS Sistemi, <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Dergisi, s:59, Cilt:10, No:6, yıl:1996<br />

4. CALS Mimarisi, <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Dergisi, s:69, Cilt:11, No:6, yıl:1997 (devamı Cilt:12, No:1, Yıl:1998)<br />

5. Tedarik Lojistiği Sunumu, SSM 1. Tedarik Lojistiği Kurultayı, 13 Kasım 2009,<br />

6. NATO Çok Uluslu Silahlanma Programlarında Entegre Lojistik Destek, Ulusal Proje Meslek Konferansı Bildiriler Kitabı, s:79, yıl:2010<br />

7. NATO Çok Uluslu Silahlanma Programlarında Entegre Lojistik Destek, SAVTEK 2010 <strong>Savunma</strong> Teknolojileri Kongresi, Cilt II Değerlendirme Bildirileri, s:71, yıl:2010<br />

8. Sürdürülebilirlikte ve Rekabetçilikte Ömür Devri Yönetimi Yaklaşımı, <strong>Savunma</strong> Sanayii Gündemi Dergisi, s:22, sayı:15, yıl:2011<br />

9. Lojistik Destek Uygulamalarının Geleceğine Yönelik SSM Yaklaşımı Sunumu, SSM 2. Tedarik Lojistiği Kurultayı, 28 Şubat 2012<br />

10. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı’nda Ömür Devri Yönetimi Yaklaşımı, SAVTEK 2012 <strong>Savunma</strong> Teknolojileri Kongresi, Cilt II, s:459, yıl:2012<br />

11. NATO Çok Uluslu Silahlanma Programlarında Entegre Lojistik Destek Kılavuzu Sunumu, SATEM K.lığı, 15 Ocak 2013.


SSM<br />

2. Tedarik Lojistiği Kurultayı<br />

TSK envanterine yurt içi geliştirme projeleri ile<br />

kazandırılan/kazandırılacak savunma sistemlerinin<br />

lojistik desteğinde ihtiyaç duyulan<br />

yaklaşımlar, bugüne kadar yapılan çalışmalar<br />

ve uygulamaya yönelik planlamaların ele<br />

alındığı “SSM 2. Tedarik Lojistiği Kurultayı”, 28<br />

Şubat 2012 tarihinde Müsteşarlığımız konferans<br />

salonunda gerçekleştirilmiştir. Açılış<br />

konuşmalarının ardından üç oturum halinde<br />

icra edilen kurultay çalışmalarında “Sürdürülebilir<br />

Sanayileşme, Desteklenebilir Sistemler”<br />

temasına uygun olarak, sektörde faaliyet<br />

gösteren firmaların lojistik destek sağlama<br />

kabiliyetleri ve ileriye dönük çalışmaları<br />

hakkında bilgi alınmıştır.<br />

Karşılıklı görüş alışverişinin yapıldığı kurultaya,<br />

askeri ve sivil üst düzey yetkililerin yanı sıra<br />

üniversiteler, savunma sanayii firmaları, araştırma<br />

kurumları ve Müsteşarlık personeli<br />

katılım sağlamıştır.<br />

Kurultay çerçevesinde yapılan açılış konuşmaları<br />

ve sunumlar aşağıdaki sırada gerçekleştirilmiştir.<br />

Açılış Konuşmaları:<br />

Sn. Murad BAYAR, (SSM, Müsteşar)<br />

Sn. Cengiz ERGENEMAN (SASAD, Yönetim<br />

Kurulu Başkanı)<br />

Sn. Tuğg. Selim MERT (Gnkur.Bşk.lığı, Lojistik<br />

Daire Başkanı)


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

55<br />

Paneller:<br />

I. Panel Başkanı: Sn. Dr. Faruk ÖZLÜ (SSM,<br />

Müsteşar Yardımcısı)<br />

Lojistik Destek Uygulamalarının Geleceğine<br />

Yönelik SSM Yaklaşımı (Sn. İbrahim Sami<br />

EREL, SSM, Uzman)<br />

Taktik Tekerlekli Araçlar (TTA) Projesi – Kirpi<br />

Aracında Lojistik Destek Nasıl Olmalı<br />

(Sn.Ahmet KIYICI, BMC A.Ş., Satış Sonrası<br />

Hizmetler Müdürü)<br />

Yazılım Tabanlı Telsiz Projesinde Lojistik<br />

Destek Nasıl Olmalı (Sn. Gani ÇULHA,<br />

ASELSAN A.Ş., ELD Planlama ve Analiz<br />

Müdürü)<br />

UMTAS’da Lojistik Destek Nasıl Olmalı (Sn.<br />

Barlas ORTAÇ, ROKETSAN A.Ş., TFS Sistem<br />

Tasarım Müdürü)<br />

Entegre Lojistik Destek Uygulamalarında<br />

MKEK’nin Rolü (Sn. Evren ERKEK, MKEK,<br />

Pazarlama ve İhracat Daire Başkanlığı,<br />

Memur)<br />

Çok Bileşenli Ortamlarda Entegre Lojistik<br />

Destek Yaklaşımı (Sn. Ganime Duygu<br />

KALAYCIOĞLU, HAVELSAN A.Ş., Ar-Ge<br />

Başmühendisi)<br />

Entegre Lojistik Destek Yazılım Altyapısı (Sn.<br />

Tunç T. TOROSDAĞLI, MİLSOFT ICT A.Ş.,<br />

Genel Müdür)<br />

II. Panel Başkanı: Sn. Serdar DEMİREL (SSM,<br />

Müsteşar Yardımcısı)<br />

Çok Uluslu Projelerde Lojistik Destek<br />

Uygulamaları (JSF, A400M) (Sn.Bedriye<br />

CİCİOĞLU, SSM, Uzman)<br />

ANKA’da Lojistik Destek Nasıl Olmalı (Sn.<br />

Bülent AYDIN, TUSAŞ A.Ş., Ent. Ürn. Dst.<br />

Md.)<br />

Kamu-Özel Sektör İşbirliği Uygulamaları<br />

(Sn. Haluk BULUCU, FNSS A.Ş., Pazarlama ve<br />

Strateji Direktörü)<br />

Hava Araçlarında Motorların Bakım-Onarım-Yenileştirme<br />

Uygulamaları, TEI A.Ş., İş<br />

Geliştirme Lideri)<br />

Deniz Platformlarında Lojistik Destek<br />

Uygulamaları (Sn. Devrim FİDANCI, RMK<br />

MARINE A.Ş., Stratejik Planlama ve İş<br />

Geliştirme Yöneticisi)<br />

Bakım/Onarım, Tadilat/Modernizasyon<br />

Kabiliyetlerine de Sahip Tersane Konsepti<br />

(Sn. Tayfun TANSAN, YONCA-ONUK A.O.,<br />

Genel Müdür)<br />

Yerli Sanayiye Dayalı Lojistik Uygulamalarında<br />

KOBİ ve Yan Sanayinin Yeri (Sn. Ali<br />

HAN, OSTİM – OSSA, Yönetim Kurulu<br />

Başkan Yardımcısı)<br />

III. Panel Başkanı: Sn. Murad BAYAR (SSM<br />

Müsteşarı)<br />

Sn. Cengiz ERGENEMAN (ASELSAN A.Ş.,<br />

Genel Müdür)<br />

Sn. Gökhan KÖSEOĞLU (HAVELSAN A.Ş.,<br />

Genel Müdür V.)<br />

Sn. Turgay MALERİ (GATE Elektronik A.Ş.,<br />

Genel Müdür)<br />

Sn. Kudret ÖNEN (KOÇ HOLDİNG A.Ş., Grup<br />

Başkanı)<br />

Sn. Selçuk YAŞAR (ROKETSAN A.Ş., Genel<br />

Müdür)<br />

Sn. Muharrem DÖRTKAŞLI (TUSAŞ A.Ş.,<br />

Genel Müdür)<br />

Sn. M. Ali GÜLER (YONCA ONUK A.O.,<br />

Yön.Kur. Üyesi)<br />

Açılış Konuşmaları:<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarı Sn. Murad BAYAR<br />

tarafından;<br />

SSM 1. Tedarik Lojistiği Kurultayı’nın “Sonrasını<br />

Baştan Düşünmek” teması ile 13 Kasım 2009<br />

tarihinde gerçekleştirildiği ve o tarihten<br />

bugüne kadar TSK, SSM ve sanayi tarafından<br />

yurt içi geliştirme projeleri ile TSK envanterine<br />

kazandırılan savunma sistemlerinin ömür devri<br />

yönetimine ilişkin model oluşturma çalışmalarına<br />

devam edildiği,<br />

<br />

Genelkurmay Başkanlığı’nın 29 Aralık 2010<br />

tarihli yazısı ile,<br />

<br />

<br />

Ömür devri yönetiminin önündeki en<br />

büyük engelin garanti süresinin tamamlanmasını<br />

müteakip yüklenicinin süreçte<br />

devre dışı kalması ve proje yönetiminin<br />

sonlanması olduğu,<br />

Ömür devri yönetim sistemindeki eksiklikleri<br />

giderecek önlemlerin alınması ve<br />

proje yönetimine idameişletme safhasının<br />

bütünleştirilmesi gerektiği,<br />

Sistemin tedarik edildiği yüklenici ile<br />

idame-işletme kapsamında sözleşme<br />

yapmak ve yönetmek üzere ihtiyaç<br />

makamı ile yükleniciler arasında arayüz<br />

görevi görecek yeni bir teşkilat kurulması<br />

veya SSM tarafından bu işlevin yerine<br />

getirilmesine ihtiyaç bulunduğu,<br />

hususlarının ilgili kurumlara iletildiği,<br />

5 Eylül 2011 tarihli Bakanlık Makamı Onayı<br />

ile SSM’de Sistem Projeleri ve Lojistik<br />

Müsteşar Yardımcılığı ihdas edildiği ve SSM<br />

bünyesinde yapılacak çalışmaları planlamak<br />

üzere bir Lojistik Çalışma Grubu<br />

oluşturulduğu,<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

“Sürdürülebilir Sanayileşme, Desteklenebilir<br />

Sistemler” ana temasına bağlı<br />

olarak icra edilecek <strong>olan</strong> SSM 2. Tedarik<br />

Lojistiği Kurultayı ve takip eden çalışmalar<br />

ile;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Yurt içi ana yüklenicilerin TSK envanterine<br />

teslim ettikleri/edecekleri sistemlerin<br />

lojistik desteğinin sağlanmasında<br />

üstlenecekleri rollerin belirlenmesi ve bu<br />

açıdan ne ölçüde hazır olduklarının ortaya<br />

konulmasının,<br />

Kamu-Özel Sektör İşbirliklerinin incelenmesi<br />

ve modeller oluşturulmasının,<br />

Performansa dayalı lojistik uygulamalarına<br />

ilişkin modeller oluşturulmasının,<br />

İhtiyaç belirlemeyi, tedariği ve lojistik<br />

desteklenebilirliği bir bütün halinde ele<br />

alan ömür devri yönetimi uygulamalarına<br />

geçiş için fikri alt yapı oluşturulmasının<br />

ve ileriye dönük planlamaların yapılmasının<br />

amaçlandığı ifade edilmiştir.<br />

SASAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili<br />

Sn. Cengiz ERGENEMAN tarafından;<br />

<strong>Savunma</strong> sektörünün cirosunun son beş<br />

yılda % 60 arttığı ve TSK ihtiyaçlarının<br />

karşılanmasındaki yurt içi payın % 52’ye<br />

ulaştığı,<br />

Teslimat sonrası sanayicinin vereceği<br />

hizmetlerin, tedarik sözleşmeleri kapsamında<br />

baştan itibaren yer almasının<br />

sanayici için yaşamsal bir konu olduğu,<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiinin kendi ürettiği sistemlerin<br />

yanı sıra, teknolojik bakımından kendi<br />

üretmediği birçok sisteme de bakım –<br />

onarım – yedek parça desteği verecek<br />

düzeye geldiği,<br />

Uçak, gemi, tank gibi önemli platformların<br />

modernize edilmesi ile lojistik destekte<br />

yaşanabilecek olası teknik sıkıntıların ve<br />

yüksek maliyetlerin önüne geçilebileceği,<br />

2011 yılı sonunda gerçekleştirilen <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Arama Konferansı’nda lojistik<br />

destek konusunda, milli/özgün ürünlerde<br />

lojistik desteğin ana yüklenici tarafından<br />

karşılanması, yerli silah sistemlerinin<br />

bakım/onarım ve yarı ömür modernizasyonlarının<br />

üretici firma tesislerinde yapılması,<br />

sistem tedarik sözleşmelerinin<br />

performansa dayalı lojistik anlaşmalarını da<br />

içermesi, ELD çalışmalarının ve lojistik<br />

destek sözleşmeleri makamının SSM olması<br />

gerektiği hususlarının öne çıktığı ifade<br />

edilmiştir.


Lojistik Destek<br />

Gnkur. Lojistik Daire Başkanı Sn. Tuğg. Selim<br />

MERT tarafından;<br />

Ana malzeme sistem tedarikinin MSB’nin<br />

ilgili birimleri ile SSM tarafından gerçekleştirildiği,<br />

işletme-idame malzeme tedarikinin<br />

ise Dz.K.K, Hv.K.K, K.K.K., J.G.K ve<br />

S.G.K.’lığı tarafından gerçekleştirildiği,<br />

<br />

<br />

<br />

TSK silah, araç, gereç ve her çeşit lojistik<br />

ihtiyaç maddelerinin yurt içinden<br />

tedarikinde,<br />

<br />

<br />

Merkezi alımların SHP/OYTEP (Altyapı<br />

Planı ve Harekatı İdame Planı) ve Diğer<br />

Alımlar (yiyecek-yakacak, giyim-kuşam,<br />

sağlık vb) olmak üzere ikiye ayrıldığını ve<br />

bu alımların MSB’nin ilgili daireleri ve<br />

SSM tarafından gerçekleştirildiği,<br />

Mahalli alımların ise birlikler/kurumlar<br />

vasıtasıyla gerçekleştirildiği,<br />

Kuvvet Komutanlığı/Lojistik Başkanlığı<br />

tedarik sisteminin iç tedarik ve dış tedarik<br />

olmak üzere ikiye ayrıldığı, iç tedarik<br />

işlemlerinde ise ticari alımlar ve anlaşmalı<br />

alımlar olmak üzere iki ayrı yol takip<br />

edildiği,<br />

Ticari alımların akreditifli alım (ihale) ve<br />

ataşe alımı, anlaşmalı alımların ise FMS,<br />

NAMSA ve BWB alımları şeklinde yapıldığı<br />

ifade edilmiştir.<br />

Panellerde Yapılan Sunumlar:<br />

Sn. İbrahim Sami EREL tarafından;<br />

<strong>Savunma</strong> sistemi tedariğinde yurt dışı hazır<br />

alım modelinden yurt içi geliştirme ve üretim<br />

modeline geçiş ile birlikte savunma sanayiimizin<br />

ömür devrinin tamamında etkin olarak<br />

faaliyet gösterebileceği yeni bir dönemin<br />

başladığı ifade edilmiş ve lojistik destek<br />

uygulamalarının geleceğine yönelik SSM<br />

yaklaşımının:<br />

<br />

<br />

Mevcut durum itibarıyla, yurt dışı hazır<br />

modelinde tasarım ve desteklenebilirlik<br />

parametrelerinin sadece üretici yurt dışı<br />

firmalarca bilinmesi; yurt içi sanayide<br />

lojistik destek sağlama kabiliyeti bulunmaması<br />

ve lojistik destek sağlanmasında dışa<br />

bağımlılığın en aza indirilmesi amacıyla TSK<br />

bünyesinde organik bakım kabiliyeti<br />

kazanıldığı,<br />

Önümüzdeki dönemde ise, savunma<br />

sistemlerinin tedarikinde yurt içi geliştirme<br />

projelerinin öncelikli olmaya devam<br />

edeceği, daha fazla sayıda özgün tasarıma<br />

dayalı sistemin envantere gireceği ve bu<br />

sistemlerin elektronik ve yazılım açısından<br />

son derece kompleks olacağı ve bunun<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

doğal bir sonucu olarak; sistem üreticileri<br />

ile bağın devam ettirilmesi, ihtiyaç<br />

belirleme dahil tedarik safhası ile idameişletme<br />

safhasının birlikte planlanması,<br />

milli sanayinin sürdürülebilirliği rekabet<br />

gücü kazanması için sanayideki lojistik<br />

destek sağlama kabiliyetinin geliştirilmesi<br />

ve lojistik sistemin ömür devri yönetimi<br />

ilkelerine dayandırılması gerektiği,<br />

Uygulanabilirlik ve maliyet etkinlik kriterleri<br />

çerçevesinde lojistik desteğin seviye ve<br />

kapsamı belirlenmek üzere yurt içi firmalar<br />

tarafından sağlanmasının uygun olacağı,<br />

ABD hariç gelişmiş ülkelerdeki ve NATO’daki<br />

yaklaşımın tedarik ve lojistik ajanslarını<br />

birleştirerek ömür devri yönetiminin tek<br />

elden sağlanması yönünde olduğu,<br />

Önümüzdeki dönemde, lojistik destek<br />

sözleşmeleri kapsamında, SSM tarafından<br />

hizmet alımı esasına dayalı iki tip sözleşme<br />

yapılmasının planlandığı, bunların Bakım-<br />

Onarım Sözleşmeleri ve Performansa Dayalı<br />

Lojistik Destek Sözleşmeleri olduğu,<br />

Lojistik destek faaliyetlerinde ise temel<br />

ilkelerin sadece yedek parça, sarf malzemesi,<br />

vb. için alım yapılmaması; depo/<br />

fabrika seviyesi bakım-onarımlar ile seviye<br />

ve kapsamı belirlenecek lojistik destek<br />

hizmetinin üretici firmalardaki mevcut<br />

kabiliyetler kullanılarak veya geliştirilerek<br />

sağlanması; Ana Bakım Merkezleri, Askeri<br />

Tersaneler ve Hava İkmal Bakım Merkezlerindeki<br />

imkan ve kabiliyetlerin özel sektör<br />

firmaları tarafından kullanılabilmesine<br />

imkan sağlayacak yöntemler geliştirilmesi<br />

şeklinde olduğu belirtilmiştir.<br />

Sn. Ahmet KIYICI tarafından;<br />

BMC’nin üreticisi olduğu sistemlerin lojistik<br />

desteğini sağlayabilecek geniş bir organizasyon<br />

kurduğunu ve ülkemiz genelinde 137 yetkili<br />

servis ve 200 yetkili yedek parça satıcısı ile<br />

Türkiye’nin en büyük satış sonrası hizmetler<br />

ağına sahip olduğunu ifade edilmiştir.<br />

Mayına Karşı Korumalı Araçların (Kirpi) lojistik<br />

desteği ile ilgili olarak;<br />

<br />

Birlik seviyesi bakımların garanti döneminde<br />

BMC yetkili servisleri tarafından<br />

yapıldığı, garanti dönemi sonrasında ise<br />

birlik seviyesi bakımların TSK bakım<br />

merkezleri tarafından yapılacağı ancak,<br />

birlik seviyesi bakımlar için gerekli alt<br />

yapının BMC yetkili servislerinde bulunduğu<br />

ve bu sebeple birlik seviyesi bakımların<br />

garanti dönemi sonrasında da BMC<br />

<br />

<br />

tarafından yapılabileceği bir model geliştirilmesinin<br />

uygun olacağı,<br />

Fabrika seviyesi bakımların TSK bakım<br />

merkezleri tarafından yapıldığı, ancak<br />

BMC’nin servis, mobil servis ve yedek parça<br />

dağıtım kanalları ile fabrika seviyesi<br />

bakımları en uygun şekilde yapabilecek<br />

potansiyele sahip olduğu,<br />

Lojistik desteğin bir diğer boyutunu<br />

oluşturan dokümantasyon konusu ile ilgili<br />

olarak, bütün katalogların kağıt ya da<br />

elektronik kopya şeklinde teslim edildiği ve<br />

bu durumun güncellemeler açısından<br />

sıkıntı yarattığı, çözüm önerisi olarak<br />

TSK’nin elektronik alt yapısı içinde internet<br />

kullanımının yaygınlaştırılmasının ve online<br />

katalog uygulamasına geçilmesinin faydalı<br />

olacağı belirtilmiştir.<br />

Sn. Gani ÇULHA tarafından;<br />

Yazılım tabanlı telsiz projesi ile ASELSAN<br />

tarafından TSK’nın kullandığı tüm haberleşme<br />

alt yapılarına entegre bir telsiz sistemi<br />

oluşturulduğu, ayrı ayrı telsizlerde bulunabilen<br />

teknik özelliklerin ve teknolojilerin tek bir<br />

telsizde birleştirilerek kullanıcı makamların<br />

hizmetine sunulduğu ve idame-işletme<br />

açısından bir çok telsiz için ayrı ayrı yürütülen<br />

bakım onarım ve yedek parça planlamaları gibi<br />

faaliyetlerin tek bir telsiz için yapılmaya<br />

başlandığı ifade edilmiştir.<br />

Yazılım tabanlı telsizlerin lojistik desteği ile ilgili<br />

olarak;<br />

Tedarik sözleşmelerinde kullanıcı ve depo<br />

seviyesi olmak üzere garanti döneminde iki<br />

seviyeli bakım öngörüldüğü,<br />

Garanti içi bakım onarımların tedarik<br />

sözleşmesi kapsamında ASELSAN tesislerinde<br />

gerçekleştirildiği ancak, tedarik sözleşmesinde<br />

garanti dışı bakım onarım faaliyetlerine<br />

ilişkin herhangi bir düzenleme<br />

bulunmadığı,<br />

K.K.K. lığı’na ait telsizlerin garanti dışı bakım<br />

onarımlarının K.K.Loj.K.lığı ile yapılan 3<br />

yıllık genel bakım onarım sözleşmesi<br />

kapsamında ASELSAN’da yapıldığı ancak,<br />

Dz.K.K.lığı ve Hv.K.K.lığı ile garanti dışı<br />

bakım onarımlar için bugüne kadar<br />

herhangi bir sözleşme yapılmadığı,<br />

Yazılım tabanlı telsizlerin bakım onarım<br />

sözleşmelerinin uzun süreli ve Performansa<br />

Dayalı Lojistik (PDL) sözleşmeleri olması<br />

gerektiği,<br />

Depo seviyesi bakım onarımların<br />

ASELSAN’da gerçekleştirilebileceği belirtilmiştir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

57<br />

Sn. Barlas ORTAÇ tarafından;<br />

ROKETSAN’ın, TSK’ya teslim ettiği tüm silah<br />

sistemlerinin garanti dönemi içindeki lojistik<br />

desteğini sağladığı, her türlü arızayı takip ettiği,<br />

kaydettiği ve konfigürasyon yönetimini yaptığı;<br />

garanti dönemini müteakip imzalanan bakım<br />

onarım sözleşmeleri ile lojistik destek sağlamaya<br />

devam ettiği; sözleşmeler kapsamında<br />

roket/füze sistemleri için bakım ve onarım,<br />

diğer silah sistemlerinde ise onarım hizmeti<br />

verdiği ancak, garanti dönemi sonrasında<br />

arızaların takibi, kaydedilmesi ve konfigürasyon<br />

yönetiminin ROKETSAN tarafından<br />

yapılmadığı ifade edilmiştir.<br />

Uzun Menzilli Tanksavar Füze Sistemi’nin<br />

(UMTAS) lojistik desteği ile ilgili olarak,<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Bakım konsepti kapsamında; kullanıcı, birlik<br />

ve fabrika/firma seviyeleri olmak üzere 3’lü<br />

sistemin belirlendiği,<br />

Tam atım füze ile ilgili olarak kullanıcı bakım<br />

seviyesindeki faaliyetlerin; pilot, silah<br />

teknisyeni ve yer teknisyeni tarafından;<br />

birlik bakım seviyesindeki faaliyetlerin;<br />

Mühimmat Komutanlığı’na bağlı depolar<br />

tarafından; fabrika/firma bakım seviyesindeki<br />

faaliyetlerin MIGYEM Müdürlüğü ve<br />

ROKETSAN tarafından gerçekleştirileceği,<br />

UMTAS lançeri ile ilgili olarak kullanıcı ve<br />

birlik bakım seviyesindeki faaliyetlerin<br />

pilot, silah teknisyeni, yer teknisyeni ve ilgili<br />

lojistik destek birliği veya Kara Havacılık<br />

Alay Komutanlığı Birlik Bakım Taburu<br />

tarafından; fabrika/firma bakım seviyesindeki<br />

faaliyetlerin 5. Ana Bakım Merkez<br />

Komutanlığı ve ROKETSAN tarafından<br />

gerçekleştirileceği,<br />

ROKETSAN’ın üreticisi olduğu silah sistemlerinin<br />

tamamı için depo seviyesi bakım<br />

onarımlara da talip olduğu ve uygun olması<br />

halinde bu sistemler için performansa<br />

dayalı lojistik yaklaşımına uygun hizmet<br />

vermeye hazır olduğu belirtilmiştir.<br />

Sn. Evren ERKEK tarafından;<br />

MKE’nin üreticisi olduğu silah sistemlerinin<br />

garanti dönemi boyunca ve/veya garanti<br />

dönemi sonrası her türlü lojistik desteğini<br />

sağladığı; garanti dönemi sonrasında Lojistik/<br />

Tedarik Merkezi Komutanlıklarının yedek parça<br />

ihtiyaçları karşılanarak ya da fabrika seviyesi<br />

silah revizyonları gerçekleştirilerek lojistik<br />

destek sağlandığı, ayrıca birliklerde gerçekleştirilecek<br />

bakım-onarımların genellikle 2 yıl<br />

geçerli <strong>olan</strong> bakım onarım sözleşmeleri<br />

çerçevesinde yerine getirdiği ifade edilmiştir.<br />

Envanterdeki mevcut savunma sistemlerinin<br />

lojistik desteği ile ilgili olarak,<br />

<br />

<br />

Talep durumunda MKE Kurumunun ürünü<br />

olmaması halinde bile, envanterdeki çeşitli<br />

ürünler için muayene, test, bakım vb.<br />

lojistik destek hizmeti sağlanabileceği,<br />

Bakım Merkezi Komutanlıklarınca yürütülen<br />

ancak MKE Kurumu tarafından da gerçekleştirilebilecek<br />

nihai sistem entegrasyonlarının<br />

ve testlerinin MKE Kurumuna<br />

devredilmesinin yararlı olacağı belirtilmiştir.<br />

Sn. Ganime Duygu KALAYCIOĞLU tarafından;<br />

HAVELSAN’ın geliştirdiği ürünlerin ELD<br />

faaliyetleri ve HvBS gibi tam entegre bir<br />

sistemin lojistik desteğine ilişkin birikimi ile<br />

geniş tecrübe edindiği ve harekat ihtiyaçlarında<br />

meydana gelen örneğin “Smart Defense”,<br />

Ağ Destekli Yetenek gibi paradigma değişikliklerinin<br />

ihtiyaç duyduğu ELD çalışmalarının SSM<br />

önderliğinde ortak bir platformda yönetilmesi<br />

gerektiği ifade edilmiştir.<br />

Çok Bileşenli Ortamlarda ELD Yaklaşımı ile ilgili<br />

olarak,<br />

Esnek lojistik destek kapsamında, farklı<br />

organizasyonların bir araya geldiği harekat<br />

ortamlarında görev dağılımına ve bu<br />

paylaşımdaki değişikliklere uygun olarak<br />

lojistik destek sağlayacak organizasyonun<br />

belirlenmesi,<br />

İleri harekat lojistiği kapsamında, harekat<br />

planlama ve cari harekat durumu bağlantılı<br />

olarak gelecek tahminlerine dayalı dinamik<br />

ikmal zinciri optimizasyonu ile lojistik<br />

desteğin taktik sahada da daha etkin<br />

kullanımın sağlanması konularında Ar-Ge<br />

odaklı çalışmalar gerçekleştirildiği,<br />

HAVELSAN’ın öncelikli hedefinin, bilgi<br />

birikimi ve yapmakta olduğu Ar-Ge çalışmaları<br />

ile ileride ihtiyaç duyulacak altyapının<br />

oluşturulmasında görev almak olduğu<br />

belirtilmiştir.<br />

Sn. Tunç T. TOROSDAĞLI tarafından;<br />

Entegre Lojistik Destek Yazılım Alt Yapısı ve<br />

Yazılım Lojistiği konusunda;<br />

Tedarik edilecek savunma sistemleri ile ilgili<br />

ELD düzenlemeleri içine yazılıma ilişkin<br />

hususların da ilave edilmesi gerektiği,<br />

Yazılımın bakım-idamesinin yazılımı<br />

geliştiren firma tarafından yapılmasının<br />

maliyet etkin bir çözüm olduğu,<br />

<strong>Savunma</strong> sistemleri için geliştirilen bakım<br />

sistemlerinin uzun vadeli olarak kullanılabilmesi<br />

ve sistemlerin uzun süre envanterde<br />

maliyet etkin bir şekilde tutulabilmesi<br />

için S1000D, S2000M ve PLCS (Product Life<br />

Cycle Support) standartları ile uyumluluğunun<br />

sağlanması gerektiği belirtilmiştir.


Lojistik Destek<br />

Sn. Bedriye CİCİOĞLU tarafından;<br />

A400M Ulaştırma Uçağı Projesi kapsamında;<br />

<br />

Geliştirme ve üretim safhasındaki ELD<br />

opsiyonlarının malzeme desteğini, uçak yer<br />

ekipmanlarını, eğitim ve eğitim yardımcılarını,<br />

teknik destek hizmetlerini, uçak<br />

bakım hizmetlerini ve teknik bilgi hizmetlerini<br />

kapsadığı,<br />

Ülkelerin ortak yürüteceği kullanım dönemi<br />

destek faaliyetlerinin; konfigürasyon yönetimi,<br />

veri ve bilgi yönetimi, ortak yedek<br />

parça yönetimi, sürekli uçuşa elverişlilik ve<br />

kabul sonrası diğer faaliyetler olduğu,<br />

Ülkelerin klasik lojistik ile performansa<br />

dayalı lojistik tercihi konusunda çalışmalar<br />

yürütmekte olduğu ve bu çalışmaların<br />

sonuçlarına göre ülkeler tarafından uygun<br />

modellerin uygulamaya konulacağı ifade<br />

edilmiştir.<br />

Müşterek Taarruz Uçağı Projesi (JSF) kapsamında;<br />

Performansa dayalı lojistik destek uygulaması<br />

yapılacağı,<br />

Türkiye’nin Küresel Lojistik Destek (KLD)<br />

Stratejisi içinde KLD milli ana yükleniciliği,<br />

JSF lojistik destek yükleniciliği, KLD motor<br />

milli yükleniciliği, motor JSF lojistik destek<br />

yükleniciliği, entegre eğitim merkezi milli<br />

yükleniciliği ve HvBS (Hava Bilgi Sistemi) –<br />

ALIS (Müttefik Lojistik Bilgi Sistemi)<br />

entegrasyonunun sağlanması bulunduğu<br />

belirtilmiştir.<br />

Sn. Bülent AYDIN tarafından;<br />

TUSAŞ’ın ELD faaliyetlerine ilave olarak, garanti<br />

dönemi sonrasında da malzeme tedariki,<br />

lojistik temsilcilik hizmeti, mühendislik<br />

değişikliği, konfigürasyon yönetimi, yerinde<br />

çağrı bazlı teknik destek, teknik doküman<br />

yönetimi ve uçuş ve bakım personeli tazeleme<br />

eğitimleri alanında faaliyet yürüttüğü; ihtiyaç<br />

duyulması halinde teslim ettiği sistemlere<br />

ilişkin lojistik destek hizmeti sağlayabileceği<br />

ifade edilmiştir.<br />

ANKA’nın lojistik desteğine ilişkin olarak performansa<br />

dayalı lojistik yaklaşımı çerçevesinde<br />

TUSAŞ tarafından;<br />

Malzeme yönetimi kapsamında, ihtiyaç<br />

hesaplamasının, malzemelerin tedarikinin,<br />

ikmal deposu yönetiminin, stok <strong>kontrol</strong><br />

işlemlerinin, tamirlik malzemelerin tamir<br />

işlemlerinin, seri numarası bazında malzemelerin<br />

takibinin, zaman aşımlı-raf ömürlü<br />

sarf malzemelerinin yönetiminin,<br />

Teknik destek kapsamında, mühendislik<br />

değişiklik teklifi ve buna bağlı servis bülteni<br />

yayımlamasının, sahada mühendislik desteği<br />

sağlanmasının, saha verileri kullanılarak<br />

sistem güvenilirliğinin takip edilmesinin,<br />

konfigürasyon yönetiminin, üretimden<br />

kalkan ya da tedarik kaynağı riske giren<br />

malzemelerin yönetiminin,<br />

<br />

<br />

<br />

Bakım hizmet desteği kapsamında, bakım<br />

organizasyonunun oluşturulmasının, bakım<br />

planlama ve yönetim sisteminin kurularak<br />

işletilmesinin, ürün takibi sisteminin kurulmasının,<br />

7/24 olarak arızaların giderilmesinin<br />

ve planlı-plansız bakım faaliyetlerinin,<br />

Program yönetimi kapsamında; performans<br />

metriklerinin analizinin, malzeme<br />

yönetim bilgilerinin, bakım ve arıza giderme<br />

bilgilerinin paylaşımının, planlı bakım<br />

ihtiyaçları için kullanıcı bakım planının<br />

takibinin, teknik destek faaliyetlerinin<br />

değerlendirilmesinin vb. yönetim unsurlarının<br />

program yönetimi çerçevesinde planlanmasının,<br />

toplantıların belirli aralıklarla<br />

icrasının ve raporlarının üretiminin,<br />

ANKA idame stratejisi kapsamında; saha<br />

verileri, ANKA konfigürasyonundaki sistem/<br />

alt sistem, ekipman üreticilerine ait ürün<br />

geliştirme faaliyetlerinin takip edile-rek<br />

sistem gelişiminin devamlılığını sağlaya-cak<br />

mühendislik faaliyetlerinin sürdürülmesinin,<br />

sistemin idamesi için kritiklik<br />

derecesi paralelinde belirlenen sistem/alt<br />

sistem, ekipmanlara yönelik olarak TUSAŞ<br />

bünyesinde depo seviyesi bakım, tamir,<br />

yenileştirme kabiliyetlerinin oluşturulmasının,<br />

filo yönetim kabiliyetine entegre ürün<br />

destek yönetim sistemi oluşturulmasının,<br />

tedarik zinciri yönetimi için ihtiyaç duyulan<br />

alt yapı, yazılım/donanım kabiliyetlerinin<br />

oluşturulmasının hedeflendiği ve bu yönde<br />

çalışmalar yürütüldüğü belirtilmiştir.<br />

Sn Haluk BULUCU tarafından;<br />

FNSS’in 2004 yılından bu yana muhtelif<br />

sözleşmeler ile Suudi Arabistan’da, Birleşik<br />

Arap Emirlikleri’nde, Malezya’da ve Belçika’da<br />

askeri tesisler ile işbirliği uygulamalarının<br />

bulunduğunu; Suudi Arabistan’da GoCo<br />

(Government Owned Company Operated)<br />

modeli ile çalıştığını, Birleşik Arap<br />

Emirlikleri’nde teknik destek sözleşmesi,<br />

Malezya ve Belçika’da yedek parça ve teknik<br />

destek sözleşmeleri kapsamında hizmet<br />

verdiğini ifade etmiştir.<br />

Kamu-özel sektör işbirliği uygulamaları<br />

çerçevesinde FNSS tarafından;<br />

Suudi Arabistan’daki GoCo uygulamasının,<br />

özellikle askeri ana bakım fabrikalarının<br />

savunma sanayii tarafından kullanılmasında<br />

iyi bir model olduğu,<br />

1998 yılında Bakanlar Kurulu tarafından<br />

yayınlanan <strong>Savunma</strong> Sanayii Politika ve<br />

Stratejisi Esasları başlıklı kararname gereği<br />

askeri fabrikalarımızın üretimden çekilmelerinin<br />

teşvik edildiği,<br />

Askeri fabrikalarımızın daha iyi değerlendirilmelerini<br />

sağlamak, savunma sanayiinin<br />

kapasitesini artırmak için askeri fabrikalarımızı<br />

GoCo modeli ile kullanıma açmanın<br />

mümkün olduğu,<br />

Bunun için askeri fabrikalarımız ile ilgili<br />

mevzuat değişikliğine ihtiyaç bulunduğu,<br />

Tedarikle idameyi birleştirmenin ilk adımı<br />

olarak ana sistemlerin tedarik safhasında<br />

garanti dönemi sonrası bakım sözleşmesinin<br />

ana sözleşmeye eklenmesinin<br />

uygun olacağı belirtilmiştir.<br />

Sn. Görkem KİRİŞ tarafından;<br />

TEI’nin F16 motorlarının montajı ve test<br />

edilmesi (F110-GE-129B), NATO AWAKS uçak<br />

motorlarının montajı (TF33), F15 motorlarının


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

59<br />

montajı ve test edilmesi ile revizyonu<br />

kabiliyetlerine sahip olduğu; CT7-9, F110,<br />

CT7/T700 motoru bakım ve onarımlarını<br />

yaptığı; üstlenilen sorumluluklar çerçevesinde<br />

F110, TF33, CT7, Makila 1A1 motorlarının depo<br />

seviyesi bakımlarının HİBMK.lığı ile tesis edilen<br />

işbirliği modelleri çerçevesinde gerçekleştirdiği<br />

ifade edilmiştir.<br />

Hava araçlarında motorların bakım-onarımyenileştirme<br />

uygulamaları çerçevesinde TEI<br />

tarafından;<br />

Bölgede bir motor bakım onarım ve<br />

revizyon merkezi olma vizyonu ile özelikle<br />

TP400 gibi envantere yeni girecek<br />

motorlarda bakım kabiliyeti kazanılması<br />

için gerekli <strong>olan</strong> ilave yatırımların yapılmaya<br />

başlandığı,<br />

Genel Maksat Helikopter Projesi kapsamında<br />

TEI’nin lisanslı olduğu T700-TEI-<br />

701D motoru, İHA’lar için geliştirilen özgün<br />

motorlar ve TP400 motorunda sistem<br />

tasarım sorumluluğu <strong>olan</strong> modüller için<br />

eksizsiz bir ELD uygulamasının hayata<br />

geçirileceği,<br />

Tam çözüm hizmeti sağladığı bütün motor<br />

sistemlerine ömür devri boyunca lojistik ve<br />

bakım desteği verileceği,<br />

Rekabetçi yapısı, benzer motor programlarındaki<br />

tecrübesi, nitelikli iş gücü ile Tam<br />

Çözüm Destek Merkezi olmak için mevcut<br />

bakım merkezleri ile işbirliği yapılmasına<br />

hazır olunduğu belirtilmiştir.<br />

Sn. Devrim FİDANCI tarafından;<br />

RMK’nın Sahil Güvenlik Arama Kurtarma<br />

Gemisi (SG A/K) Projesinde geniş kapsamlı ELD<br />

çalışmaları gerçekleştirdiği; askeri gemi<br />

bakımları kapsamında koruyucu (planlı) bakım,<br />

arıza onarımı (plansız bakım) ve modernizasyon<br />

işlemleri yaptığı ifade edilmiştir.<br />

Deniz platformlarında lojistik destek uygulamaları<br />

çerçevesinde RMK tarafından;<br />

<br />

<br />

Askeri gemilerin, ömür devri boyunca plan<br />

görevlerini en üst seviyede yapabilmelerine<br />

<strong>olan</strong>ak sağlayacak, uygulanmakta <strong>olan</strong><br />

bakım konseptlerine uygun olarak dizayn ve<br />

stabiliteye yönelik mühendislik desteği,<br />

teknik destek, performans ölçümleri, tekne<br />

sörveyi, bakım konseptlerine uygun bakım<br />

öncesi hazırlık işlemleri, ara bakım işleri,<br />

ana modernizasyon işlemleri hizmetlerini<br />

sağlayabilecekleri,<br />

Deniz Kuvvetlerinde ve Sahil Güvenlik<br />

Komutanlığı bünyesinde yapılan BOS-1<br />

(Gemi Seviyesi), BOS-2 (Onarım Kuruluşu<br />

Seviyesi), BOS-3 (Tersane Seviyesi) ve BOS-4<br />

(Endüstri Seviyesi) bakımlarından bakım<br />

sözleşmesi yoluyla BOS-3 ve BOS-4 depo<br />

seviyesi bakımlarına talip oldukları ifade<br />

edilmiştir.<br />

Sn. Tayfun TANSAN tarafından;<br />

Bakım/onarım, tadilat/modernizasyon kabiliyetlerine<br />

de sahip tersane konsepti çerçevesinde<br />

YONCA-ONUK tarafından;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Savaş gemileri inşa ederek savunma<br />

sektöründe hizmet veren tersanelerin<br />

edindikleri imkan, kabiliyetler ile kazandıkları<br />

entelektüel sermayenin, askeri gemilerin<br />

ömür devrinde ihtiyaç duydukları ana<br />

bakım ve onarımlar ile tadilat ve<br />

modernizasyonlar için, kullanılmasının ülke<br />

savunma sanayine, Dz.K.K.lığı’na ve<br />

S.G.K.lığı’na büyük faydası olacağı,<br />

Bakım/onarım ve tadilat/modernizasyonlar<br />

esnasında elde edilen bilgi ve tecrübenin<br />

yeni gemi inşa dizayn çalışmalarında büyük<br />

desteği ve faydası olacağı,<br />

Tersanelerin organizasyon yapısını bu<br />

konsepte göre yeniden yapılandırmasının<br />

gerekeceği,<br />

Sivil tersaneler tarafından bakım/onarım ve<br />

tadilat/modernizasyon yapılmasını engelleyen<br />

veya zorlaştıran tedarik mevzuatı<br />

maddelerinin bu yeni ihtiyaca göre yeniden<br />

düzenlenmesinin gerekebileceği,<br />

Alt yüklenicilerin, bakım/onarım ve tadilat/<br />

modernizasyon projelerine göre yönlendirilmelerinin<br />

gerekeceği ifade edilmiştir.<br />

Sn. Ali HAN tarafından;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Mevcut tedarik sisteminde bir defalık<br />

alımlar yapıldığı ve her alımda farklı bir<br />

tedarikçi kullanılması nedeniyle kalıcı ve<br />

sürdürülebilir bir temin kaynağı oluşamadığı,<br />

Yan sanayiye verilen siparişlerde ve yapılan<br />

sözleşmelerde ELD isterlerine yer verilmediği,<br />

Ömür devrinin üretim sürecinde yer alan<br />

yan sanayinin lojistik yönetiminin dışında<br />

kaldığı,<br />

Kavramsal tasarımdan ürünün kullanımdan<br />

kaldırılmasına kadarki ömür devri sürecinin<br />

her aşamasında yan sanayinin de görev<br />

alması gerektiği ifade edilmiştir.<br />

Kurultay Sonucunda Öne Çıkan Hususlar:<br />

Sn. Murad BAYAR ve III. Panelde yer alan Sn.<br />

Panel Üyeleri ile katılımcılar tarafından,<br />

1 <strong>Savunma</strong> sistemlerinin lojistik desteğinin,<br />

seviye ve kapsamı açık şekilde belirlenmek<br />

üzere mümkün olduğu ölçüde yurt içi yüklenici<br />

firmalar tarafından sağlanması,<br />

2. Performansa Dayalı Lojistik yaklaşımının<br />

uygun olduğu değerlendirilen projelerde<br />

uygulanması,<br />

3. Askeri fabrikaların daha iyi değerlendirilmelerini<br />

sağlamak ve savunma sanayiinin kapasitesini<br />

artırmak için askeri fabrikaların Go-Co<br />

modeli çerçevesinde kullanıma açılması,<br />

4. Firmalar tarafından bakım/onarım ve<br />

tadilat/modernizasyon yapılmasını engelleyen<br />

veya zorlaştıran mevzuat maddelerinin bu yeni<br />

ihtiyaca göre yeniden düzenlenmesi,<br />

5. Tedarik planlarında ömür devri yönetimi<br />

yaklaşımının benimsenmesi, tedarik ile idameişletme<br />

dönemlerini bir bütün halinde ele alan<br />

uygulamalar yapılması,<br />

6. Entegre Lojistik Destek planlamaları ve uygulamaları<br />

alanında tedarik makamları, kullanıcılar<br />

ve yüklenicilerin birlikte daha etkin<br />

çalışabileceği bir model geliştirilmesi,<br />

7. Kullanım dönemi faaliyetlerinin tedarik safhasında<br />

planlanan lojistik destek konseptine<br />

göre yürütülmesi,<br />

8. Mevcut ve ileride envantere girecek savunma<br />

sistemlerine ait bakım/onarım verilerinin<br />

ilgili yüklenici adaylarına ve/veya yüklenicilere<br />

açılması,<br />

9. <strong>Savunma</strong> Sanayii Ömür Devri Yönetimi<br />

Platformu oluşturulması,<br />

10. Üniversitelerde ELD ve lojistik yönetimi<br />

konusunda programların açılması, lojistik<br />

alanında ortak bir terminolojinin oluşturulması<br />

ve Türkçe kaynakların arttırılması,<br />

11. Bir sonraki kurultayda, firmaların lojistik<br />

destek uygulamalarını nasıl yapacaklarına<br />

ilişkin somut önerilerinin alınması üzerinde<br />

durulmuştur.<br />

Sonuç olarak;<br />

Yurt içi geliştirme projelerinde lojistik desteğin<br />

yükleniciler tarafından sağlandığı Türkiye’ye<br />

özgü modeller üzerinde çalışılması ve bu<br />

modeller içinden genel kabul görenler için<br />

teknik, zaman, maliyet ve risk analizleri yapılarak,<br />

uygun modellerin ortaya konulması;<br />

makul bir zaman içinde Genelkurmay Başkanlığı<br />

başta olmak üzere sanayinin de girdileri<br />

alınarak ilgili birimlerle koordine içinde,<br />

envantere girmeye başlayan sistemlerle ilgili<br />

başlangıç projeleri yapılması; Performansa<br />

Dayalı Lojistik gibi bir takım usullerin denenerek<br />

bu modeli olgunlaştırma çabası içinde


Lojistik Destek<br />

olunması; nihai hedefin ise Silahlı Kuvvetlerimize<br />

ve sanayiye yeni bir yetenek kazandırmak<br />

olduğu; TSK’nın platform ve sistem ihtiyaçlarının<br />

yurt dışından tedariki yerine yurt içi<br />

özgün geliştirme projeleri ile karşılanmasının<br />

yurt dışına bağımlılığı azaltmanın yanı sıra<br />

savunma sanayimizin gelişimi açısından da<br />

büyük katkı sağladığı; yurt içi geliştirme yoluyla<br />

üretilerek TSK’ya teslim edilen sistemlerin<br />

idame ve işletmesinin üreticisi firmalar tarafından<br />

sağlanmasının TSK’ya hizmet etkinliği<br />

sağlarken, sistemlerin sahadan geri bildirimlerle<br />

sürekli gelişiminin sağlanması, yatırım<br />

tekrarlarının önlenmesi ve savunma sanayiinin<br />

sürdürülebilirliği ve rekabet gücü açılarından<br />

büyük önem arz ettiği değerlendirilmiştir.<br />

Başlangıç lojistik destek projeleri kapsamında;<br />

Taarruz Taktik Keşif Helikopteri (ATAK), Türk<br />

Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı (HÜRKUŞ),<br />

Muharebe Tankı (ALTAY), Seyyar Yüzücü<br />

Hücum Köprüsü, Denizaltı <strong>Savunma</strong> Harbi ve<br />

Keşif Karakol Gemisi (MİLGEM), Sahil Güvenlik<br />

Arama Kurtarma Gemisi, Mayına Karşı Korumalı<br />

Araç (KİRPİ), Özgün Türk İnsansız Hava<br />

Aracı (ANKA), Taktik İnsansız Hava Araçları<br />

(Taktik İHA), Kaideye Monteli Stinger (KMS),<br />

Stabilize Makinalı Tüfek Platformu (STAMP),<br />

Müşterek Elektronik Harp Simülasyon Sistemi<br />

(MEHSİM), T-38 Tekamül Eğitim Uçağı<br />

Simülatörü (ARISİM), Temel Eğitim Uçağı<br />

Simülatörü (TESİM) projeleri ile TSK envanterine<br />

kazandırılan/kazandırılacak sistemlerin<br />

idamesinin ve uygulanabilir olması durumunda<br />

ise işletmesinin yurt içi yüklenici firmalar<br />

tarafından sağlanmasına yönelik çalışmalara<br />

başlanmasında fayda olacağı ifade edilmiştir.<br />

İbrahim Sami EREL<br />

Tedarik Yönetimi Daire Başkanlığı, Lojistik Planlama ve Koordinasyon Müdürü<br />

1963 yılında Kayseri’de doğdu. 1986 yılında, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nden<br />

mezun oldu. Dört yıl süreyle özel sektörde çalıştı. 1991 yılında <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığı’na intisab etti. 1994 yılında “Bilgisayar Yardımlı Tedarik ve Lojistik Destek (CALS)”<br />

konulu tez çalışmasını müteakip uzman oldu.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülen Liman Kıyı Römorkörü, Sahil Güvenlik<br />

Botları, Mayın Avlama Gemisi ve MİLGEM projelerinde çalıştı. Genelkurmay Başkanlığı<br />

tarafından 1997 yılında başlatılan CALS Projesinin Proje Yönetim ve Koordinasyon Grubu’nda<br />

görev yaptı.<br />

Halen, Tedarik Yönetimi Daire Başkanlığı’nda Lojistik Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü<br />

görevini yürütmekte olup, NATO AC/327 Ömür Devri Yönetimi Grubu Türk Temsil Heyetinde<br />

görevlidir.<br />

Banu ÇETİN<br />

Bilgi Yönetim Uzmanı <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />

1979 yılında Ankara’da doğan Banu ÇETİN, 2000 yılında lisans derecesi ile Gazi Üniversitesi<br />

İstatistik Bölümünden mezun oldu.<br />

2001 yılında Commercial Union Hayat Sigorta firmasında Finansal Danışman olarak iş hayatına<br />

başladı. 2003-2008 yılları arasında Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü ve<br />

Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’nda Çözümleyici olarak görev yaptı.<br />

2008 yılından bugüne kadar <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı Tedarik Yönetimi Daire<br />

Başkanlığında görev yapmakta olup, halen Program Yönetimi Bilgi Sistemi (PYBS) Projesi<br />

Lojistik Modülünden sorumlu olarak çalışmaktadır.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

61<br />

GÜNDEM<br />

Ziyaretler, İmza Törenleri ve Fuarlar<br />

ŞİLİ CUMHURİYETİ MİLLİ SAVUNMA<br />

BAKANI’NIN ZİYARETİ (19 EKİM 2012)<br />

Şili Cumhuriyeti Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Andres<br />

ALLAMAND ve beraberindeki heyet mensupları,<br />

19 Ekim 2012 tarihinde Müsteşarımız<br />

Sayın Murad BAYAR’ı ziyaret etmiştir. Konuk<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanı ve beraberindeki heyet<br />

mensuplarına Sn. Lütfi VAROĞLU tarafından<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı faaliyetlerini<br />

anlatan brifing verilmiştir.<br />

ALTAY ANA MUHAREBE TANKI İLK PROTOTİP TÖRENİ (15 KASIM 2012)<br />

ALTAY Ana Muharebe Tankı İlk Prototip Töreni, Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın<br />

teşrifleriyle 15 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilmiştir


Ziyaretler, İmza Törenleri ve Fuarlar<br />

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETİM KURULU ve 3. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI<br />

ANKARA, SAVUNMA VE HAVACILIKTA<br />

ENDÜSTRİYEL İŞBİRLİĞİ GÜNLERİ<br />

KONFERANSI LANSMANI (1 KASIM 2012)<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı himayelerinde<br />

ve OSTİM <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Kümelenmesi<br />

(OSSA) ev sahipliğinde; 6-8 Mart 2013<br />

tarihinde düzenlenecek <strong>olan</strong> ANKARA,<br />

SAVUNMA VE HAVACILIKTA ENDÜSTRİYEL<br />

İŞBİRLİĞİ GÜNLERİ konulu konferansın lansmanı,<br />

Müsteşarımız Sayın Murad BAYAR'ın katılımıyla<br />

01 Kasım 2012 tarihinde saat 14:00’da<br />

JW Marriot Otelde gerçekleştirilmiştir.<br />

BİTES SAVUNMA, HAVACILIK VE UZAY<br />

TEKNOLOJİLERİ'NİN YENİ TESİSİ AÇILIŞ<br />

TÖRENİ (1 KASIM 2012)<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakan Yardımcısı Sayın Hasan<br />

Kemal YARDIMCI'nın teşrifleriyle, <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Müsteşarı Sayın Murad BAYAR, BİTES<br />

<strong>Savunma</strong>, Havacılık ve Uzay Teknolojileri'nin<br />

yeni tesisi açılış törenine katılmıştır.<br />

GÖKTÜRK-2 UYDUSU’NUN FIRLATMA<br />

ÖNCESİ UĞURLAMA TÖRENİ<br />

(6 KASIM 2012)<br />

Göktürk-2 Uydusu’nun Fırlatma Öncesi<br />

Uğurlama Töreni 06 Kasım 2012 tarihinde<br />

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat<br />

Ergün, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Sayın İsmet<br />

Yılmaz, TÜBİTAK Başkanı Sayın Prof.Dr.Yücel<br />

Altunbaşak ve Müsteşarımız Sayın Murad<br />

Bayar'ın katılımlarıyla TUSAŞ tesislerinde<br />

gerçekleştirildi.<br />

IDEAS FUARI (7-11 KASIM 2012)<br />

Karaçi/Pakistan'da 07 - 11 Kasım 2012 tarihleri<br />

arasında 7.si düzenlenen IDEAS Fuarına,<br />

ülkemiz adına <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />

koordinatörlüğünde, 13 firma ile milli katılım<br />

sağlanmıştır. Müsteşarımız Sayın Murad<br />

BAYAR’ın katıldığı fuarda, 30'dan fazla ülke<br />

katılımcı olarak yer almıştır.<br />

SUUDİ ARABİSTAN PRENSİ’NİN ZİYARETİ<br />

(13 KASIM 2012)<br />

Suudi Arabistan Prensi Abdulaziz ve<br />

beraberindeki heyet, 13 Kasım 2012 tarihinde<br />

Müsteşarlığımızı ziyaret etmiştir. Müsteşarımız<br />

ile yapılan görüşmede, Suudi Arabistan ve<br />

ülkemiz arasındaki mevcut işbirliği projeleri<br />

görüşülmüş; savunma sanayii işbirliğinin<br />

geliştirilmesi yönünde fikir alışverişinde<br />

bulunulmuştur. Müsteşarımız ile <strong>olan</strong> görüşme<br />

sonrasında savunma sanayii firmalarımız<br />

temsilcileri tarafından Prens Abdulaziz’e firma<br />

kabiliyetleri hakkında brifing verilmiştir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

63<br />

SLOVENYA SAVUNMA BAKANI’NIN ZİYARETİ<br />

(14 KASIM 2012)<br />

<strong>Savunma</strong> Slovenya <strong>Savunma</strong> Bakanı Ales HOJS<br />

ve beraberindeki heyet mensupları , 14 Kasım<br />

2012 tarihinde Müsteşarımız Sayın Murad<br />

BAYAR’ı ziyaret etmiştir. Konuk <strong>Savunma</strong><br />

Bakanı ve beraberindeki heyet mensuplarına,<br />

Uluslararası İşbirliği Daire Başkanı Sn. Lütfi<br />

VAROĞLU tarafından <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığı faaliyetlerini anlatan brifing<br />

verilmiş; kendileri ile, iki ülke arasındaki olası<br />

işbirliği fırsatları görüşülmüştür.<br />

HARP AKADEMİLERİ KOMUTANLIĞI KOMUTANLIK KONFERANSLARI (21 KASIM 2012)<br />

Gövde <strong>Savunma</strong> Sanayii Müste-şarı Sayın Murad Bayar, Harp Akademileri Komutanlığı tarafından<br />

Komutanlık Konferansları kapsamında 21 Kasım 2012 tarihinde düzenlenen “Türk <strong>Savunma</strong><br />

Sanayiinin Bugünü ve Geleceğe Yönelik Projeleri” konulu konferansda sunumunu gerçekleştirdi<br />

SSM TEKNOLOJİ KAZANIM YOL HARİTASI SÖZLEŞMELERİ İMZA TÖRENİ (23 KASIM 2012)<br />

SSM Teknoloji Kazanım Yol Haritası’nda yer alan; CZT Taban Büyütme (EYMİR), Alternatif Taban<br />

Üzerine Tampon Katman Büyütme (GEDİZ), Kısa Dalga Kızılötesi (SWIR) Dedektör Geliştirilmesi<br />

(KANGAL) ve Grafen Tabanlı Ekran Modülü Geliştirilmesi (ELMAS) Projelerine yönelik olarak,<br />

Müsteşarlığımız ile ASELSAN arasında dört adet Sözleşme ve ASELSAN ile Orta Doğu Teknik<br />

Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Cumhuriyet Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi<br />

arasında Alt Yüklenici Sözleşmeleri imzalanmıştır.<br />

YENİ FİKİRLER YENİ İŞLER FİNAL TÖRENİ<br />

(24 KASIM 2012)<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı'nın "<strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Kategorisi Destekçisi" olduğu "Yeni<br />

Fikirler Yeni İşler"de Final Töreni, 24 Kasım<br />

2012 tarihinde ODTÜ KKM'de gerçekleştirildi.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı Büyük Ödülü<br />

TIM Grubu'na, İkincilik Ödülü ise ALGI<br />

Grubu'na verildi.<br />

BERLİN GÜVENLİK KONFERANSI (27-28 KASIM 2012)<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarı Sayın Murad BAYAR, 27-28 Kasım 2012 tarihleri arasında Berlin’de<br />

gerçekleştirilen, Avrupa’nın güvenlik ve savunma politikasının belirlenmesinde önemli rol<br />

oynayan “Berlin Güvenlik Konferansı”nda; NATO ve Avrupa ülkeleri ile savunma alanındaki işbirliği<br />

konusunda Türkiye’nin bakış açısını değerlendiren bir konuşma gerçekleştirmiş olup, bunun<br />

yanında “Rus <strong>Savunma</strong> Sanayii ile İşbirliği Olanakları” konulu bir panelde başkanlık yapmıştır.<br />

YALE ÜNİVERSİTESİ İŞLETME FAKÜLTESİ<br />

DEKANI ZİYARETİ (29 KASIM 2012)<br />

YALE Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Ted<br />

SNYDER, 29 Kasım 2012 tarihinde Müsteşarımız<br />

Sayın Murad BAYAR'ı ziyaret etmiştir.


Ziyaretler, İmza Törenleri ve Fuarlar<br />

SAVUNMA SANAYİİ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ<br />

ARAMA KONFERANSI (11 ARALIK 2012)<br />

Sayın Müsteşarımız <strong>Savunma</strong> Sanayii İhracatçılar<br />

Birliği (SSIB)'nin 11 Aralık 2012 tarihinde<br />

düzenlediği Arama Konferansı'na katılım<br />

sağlamıştır.<br />

3. BOĞAZİÇİ BÖLGESEL ORTAKLIK ZİRVESİ (13-15 ARALIK 2012)<br />

Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL’ün himayelerinde 2010 yılından itibaren gerçekleştirilen<br />

Uluslararası İşbirliği Platformu (UIP) Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi’nin üçüncüsü, ‘Küresel<br />

Düzenin Yeniden Yapılandırılmasında Avrasya’nın Potansiyeli’ ana temasıyla 13-15 Aralık 2012<br />

tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilmiştir.<br />

Zirve kapsamında bu yıl ilk kez yer alan <strong>Savunma</strong> ve Güvenlik Paneli, Müsteşar Sayın Murad BAYAR<br />

moderatörlüğünde icra edilmiştir.<br />

MAKEDONYA SAVUNMA BAKANI ZİYARETİ<br />

(18 ARALIK 2012)<br />

Makedonya <strong>Savunma</strong> Bakanı ve beraberindeki<br />

heyet, 18 Aralık 2012 tarihinde Müsteşarlığımızı<br />

ziyaret etmiştir.<br />

AZERBAYCAN SAVUNMA BAKAN YARDIMCISI’NIN ZİYARETİ (19 ARALIK 2012)<br />

Azerbaycan <strong>Savunma</strong> Bakan Yardımcısı Tümgeneral Chıngız MAMMADOV, 19 Aralık 2012<br />

tarihinde Müsteşarlığımıza bir ziyaret gerçekleştirmiştir.<br />

YAVUZ MEHS İMZA TÖRENİ (28 ARALIK 2012)<br />

Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın, G/M başlık,<br />

atış <strong>kontrol</strong>, aydınlatma, izleme, arama radarlarının<br />

tespiti, teşhisi ve tespit edilen radarlara<br />

karşı tedbir uygulanması ihtiyacını karşılamaya<br />

yönelik olarak; Radar ED Sistemi, Dekoy Atım<br />

Sistemi (KALKAN), MEHS Konsolu, İşlemci<br />

Birimi, MEHS Arayüz Birimi ve Veri Yolu’nu<br />

içeren 4 (dört) adet süit, Yavuz sınıfı fırkateynlere<br />

entegre edilecektir.<br />

GLOBAL İLİŞKİLER FORUMU<br />

(25 ARALIK 2012)<br />

Müsteşar Sayın Murad BAYAR Global İlişkiler<br />

Forumu'nda “21. Yüzyıl Perspektifinde<br />

Türkiye’nin Yaklaşımı” Çalışma Grubunda,<br />

”Türk <strong>Savunma</strong> Sanayinin Gelişme Süreci ve<br />

Geleceği” konusunda misafir konuşmacı olarak<br />

yer almıştır.<br />

Bu kapsamda, Müsteşarlığımız ile ASELSAN A.Ş.<br />

arasında Yavuz Sınıfı Fırkateyn Milli Elektronik<br />

Harp Süiti Projesi’nin imza töreni, 28 Aralık<br />

2012 tarihinde gerçekleştirilmiştir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

65<br />

HABERLER<br />

01 Ekim 2011<br />

MİLSOFT'TAN SINIF ATLATAN ÇÖZÜM: ÇALVİS<br />

Türkiye'nin son yıllarda uygulamakta olduğu<br />

milli savunma sanayisinin geliştirilmesi<br />

politikaları çerçevesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri<br />

(TSK) ihtiyaçlarının, özgün ve milli ürünlerle<br />

karşılanması ilkesi, meyvelerini vermeye<br />

devam ediyor. MilSOFT Yazılım Teknolojileri<br />

A.Ş. (MilSOFT) tarafından geliştirilen, NATO<br />

taktik veri linklerinden Link 11 ve Link 16<br />

kabiliyetlerini içeren ve GENESİS Veri Linkleri<br />

Sistemi Modernizasyon Projesi (GVLS-MP]<br />

kapsamında Dz.K.K.lığının G sınıfı firkateynlerinde<br />

kullanılacak ÇAVLİS; F-16 uçakları,<br />

Dz.K.K.lığı Araştırma Merkez Komutanlığı<br />

(ARMERKOM)'nda bulunan yer sistemleri ve<br />

Dz.K.K.lığı envanterindeki firkateynler<br />

arasında, gerçek ortamda veri linki iletişimini<br />

sağlıyor. Bu yetenekleri, liman ve deniz kabul<br />

testlerinde gösterilen ÇAVLİS, Dz.K.K.lığı<br />

tarafından kullanılmaya başlandı. ABD ve<br />

müttefikleri tarafından uzun süredir envanterde<br />

bulundurulan ve kendini muharebe<br />

ortamında ispat etmiş <strong>olan</strong> Link 16 taktik veri<br />

linki; farklı kara, hava ve deniz platformları<br />

arasında veri alışverişini sağlayarak müşterek<br />

harekâtı mümkün kılarken, katılan platformlar<br />

ve yer komuta <strong>kontrol</strong> sistemleri arasındaki<br />

koordinasyonu en üst seviyeye çıkarıyor.<br />

NATO'da, ağ merkezli savaş yeteneğini kazanmanın<br />

en önemli bileşeni olarak gösterilen Link<br />

16, gelişmiş özellikleri sayesinde, hava ve füze<br />

savunmasını da destekleyebiliyor. MilSOFT<br />

tarafından geliştirilen TVLİ, TSK'nın, Link 16'ya<br />

yönelik bu kabiliyeti, herhangi bir kısıtlama<br />

olmaksızın, tamamen milli olarak yurt içinden<br />

temin etmesinin önünü açıyor. MilSOFT<br />

tarafından geliştirilen TVLİ, aynı zamanda,<br />

Türkiye'nin bugüne kadar elde edemediği bir<br />

teknolojiyi de kazandırmış durumda. Türkiye,<br />

daha önceki projelerde, teknoloji transferi ya<br />

da endüstrileşme kapsamında dahi temin<br />

edemediği, bir harekatın başarısına doğrudan<br />

etki eden, kuvvet çarpanı olarak da tanımlanan<br />

ve harekat ortamının "olmazsa olmaz"ı Link 16<br />

TVLİ ihtiyacını, MilSOFT'un milli üretim<br />

kabiliyetleri sayesinde, tamamen milli olarak<br />

sahip oldu. ÇAVLİS, Dz.K.K.lığının muharip<br />

gemilerinin ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı<br />

(Hv.K.K.lığıl'nın F-16 uçaklarının, emniyetli,<br />

hızlı ve modern bir veri iletişim ortamında,<br />

komuta <strong>kontrol</strong> bilgilerini otomatik olarak<br />

paylaşabilmelerini <strong>olan</strong>aklı hale getiriyor. 1974<br />

Kıbrıs Barış Harekatı'nda belirgin bir şekilde<br />

ortaya çıkan, deniz-hava koordinasyon ihtiyacı,<br />

böylelikle günümüzde bu amaçla kullanılan, en<br />

uygun ve vazgeçilmez koordinasyon aracı <strong>olan</strong><br />

Link 16 ile en üst seviyede karşılanmış oluyor.<br />

Link 16, karıştırmaya dayanıklı, doğru, güvenilir<br />

ve en hızlı veri transferi yapabilen link olması<br />

özelliklerine ek olarak önemli komuta <strong>kontrol</strong><br />

fonksiyonlarını da içerisinde barındıran bir<br />

sistem olarak dikkati çekiyor.<br />

HEDEF, YÜZDE YÜZ YERLİ<br />

03 Ekim 2011<br />

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ (TSK) KOORDİNA-<br />

TÖRLÜĞÜNDE GAZİANTEP SANAYİ ODASININ<br />

(GSO) DESTEKLERİYLE DÜZENLENEN 4 TSK<br />

MALZEME YERLİLESTİRME SERGİSİ' KAPILA-<br />

RINI AÇTI. Gaziantep’te ilk kez düzenlenen<br />

serginin acılısına Hava Kuvvetleri Lojistik<br />

Komutanı Korgeneral Mehmet Sanver, Kara<br />

Kuvvetleri Lojistik Komutanı Korgeneral Adem<br />

Huduti, <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşar Yardımcısı<br />

Sedat Güldoğan da katıldı.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayinde yurt dışı kaynak kullanımını<br />

azaltmak amacıyla düzenlenen sergide;<br />

talaşlı imalat, dövme, döküm gibi üretim<br />

yöntemleriyle üretilen malzemeler, bağlantı<br />

elemanları, lastik, plastik malzemeler, tekstil<br />

malzemeleri, filtreler, elektronik ve kimyasal<br />

malzemeler gibi çok farklı ürün gruplarına ait


yaklaşık 3 bin 500 çeşit urun yer aldı. Sergi<br />

vesilesiyle sanayicilerin savunma sanayisine<br />

yatırım yapmaları amaçlanıyor.<br />

BMC'YE 'KİRPİ' UYARISI<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı Murad Sayar,<br />

finansal sıkıntı yaşayan BMC'nin, mayına<br />

dayanıklı aracı "Kirpi" için verilen sipariş<br />

teslimatını bir yıla yakın geciktirdiğini<br />

belirterek, şirket ve grup yetkililerinin sözlü<br />

teminatlar verdiğini, sorunun aşılmasını ümit<br />

ettiklerini söyledi.<br />

Bayar, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ile<br />

<strong>Savunma</strong> ve Havacılık Sanayi İmalatçılar<br />

Derneği işbirliğiyle İzmir'de düzenlenen<br />

"<strong>Savunma</strong> Sanayi Günü" etkinliği açılışının<br />

ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.<br />

Mayına karşı dayanıklı araç projesinin, 3 yıl<br />

önce yapılan ihale sonucunda BMC'ye<br />

verildiğini hatırlatan Bayar, ihalenin sadece<br />

"Kirpi" adı verilen aracı değil, 2,5, 5 ve 10 tonluk<br />

kamyonları da kapsadığını, ancak kamuoyunun<br />

daha çok "Kirpi" araçlarına ilgi duyduğunu<br />

ifade etti. "Kirpi'nin çok başarılı bir araç<br />

olduğunu, toplam 468 araçlık proje kapsamında<br />

250 aracın TSK'ye teslim edildiğini,<br />

aracın bölgede asker intikalinde en yoğun<br />

kullanılan ve güvenilen araç haline geldiğini,<br />

ancak firmanın yaşadığı finansal sıkıntılar<br />

nedeniyle yeni teslimatta sorun yaşandığını<br />

anlatan Bayar, şunları kaydetti: "BMC'nin kendi<br />

mali durumundan kaynaklanan bir aksama<br />

oldu. Mali durumundaki sıkıntı malzeme<br />

tedariklerinde bir gecikmeye sebep oldu. Bu da<br />

üretimi aksattı. Bu aksamanın sebebi bizim<br />

projemizin finansmanı değil. Biz gerekli<br />

avansları, ödemeleri, projeyi tam olarak<br />

finanse edecek şekilde yapıyoruz. BMC'nin<br />

sıkıntısı ticari alandaki faaliyetlerinden kaynaklanıyor.<br />

Bu bizim projemizi de etkiledi. Biz şirket<br />

yönetimi ve bağlı olduğu grupla yoğun bir<br />

görüşme içerisindeyiz. Oraya söylediğimiz şu,<br />

tabii ki ticari sorunlar her zaman yaşanabilir<br />

ticaret dünyasında doğaldır. Ama askeri bir<br />

projede, savunma projesinde görev alan<br />

sanayimizin sorumlulukları bunun biraz üzerindedir.<br />

Sektöre katılan sanayi kuruluşlarına bu<br />

mesajları her zaman veriyoruz. <strong>Savunma</strong><br />

sanayisine üretim yapılıyorsa bu artık sadece<br />

ticari gayelerle yapılan bir faaliyet olamaz bu<br />

şekilde bakılması gerekiyor. Burada önemli<br />

<strong>olan</strong> silahlı kuvvetlerin ihtiyacının karşılanması,<br />

askerimizin güvenliğinin sağlanması.<br />

SAVUNMADA BAŞ BAŞBAKAN<br />

04 Ekim 2012<br />

09 Ekim 2012<br />

MİT ve Emniyet'in büyük modernizasyon<br />

projelerinde tek söz sahibi artık Başbakan.<br />

Üretici firma seçimini bundan sonra Başbakan<br />

yapacak. <strong>Savunma</strong> sanayi projelerine ilişkin<br />

esaslarda çarpıcı değişiklikler yapıldı, Genelkurmay<br />

Başkanı'nın da içinde olduğu <strong>Savunma</strong><br />

Sanayi İcra Komitesi büyük ölçüde bypass<br />

edilerek, Başbakan ve Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı<br />

(MSB) güçlendirildi, ancak büyük projelerde<br />

denetim dışılık da korundu. Artık, MİT ve<br />

Emniyet'in büyük modernizasyon projelerinde<br />

tek söz sahibi artık Başbakan olacak, üretici<br />

firmayı o seçecek. <strong>Savunma</strong>, güvenlik veya<br />

istihbarat alanlarıyla ilgili ve gizlilik içinde<br />

yürütülmesi gereken (Genelkurmay, Kuvvet<br />

komutanlıkları, Jandarma, Sahil Güvenlik, Milli<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanlığı, MİT ve Emniyetin<br />

ihtiyaçları) mal ve hizmet alımları, yapım işleri<br />

ve araştırma geliştirme projelerinde uygulanacak<br />

esaslar Bakanlar Kurulu Kararıyla<br />

değiştirildi. 30 Mayıs 2009 tarihli Bakanlar<br />

Kurulu Kararı'nı (BKK) büyük ölçüde değiştiren<br />

ve ek düzenlemeler getiren BKK kararı önceki<br />

günkü Resmi Gazete'de yayımlandı. 10 Eylül’de<br />

alındığı belirtilen yeni BKK kararı, <strong>Savunma</strong><br />

Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülecek<br />

dev projelerden hangilerinin Kamu İhale<br />

Kanunu kapsamında, hangilerinin kapsam dışı<br />

tutulacağını yeni esaslara bağlarken, projelerdeki<br />

onay yetkilerinde de önemli değişiklikler<br />

getirdi. Modernizasyon projelerinde,<br />

projeyi yürütecek firmanın seçiminde bugüne<br />

kadar Başbakan, Genelkurmay ve MSB'den<br />

oluşan <strong>Savunma</strong> Sanayii İcra Komitesi (SSİK)<br />

karar veriyordu. Genelkurmay, kuvvet komutanlıkları,<br />

jandarma, sahil güvenlik ve MSB ile<br />

ilgili projelerde karar verme yetkisi, yeni<br />

düzenlemede de <strong>Savunma</strong> Sanayi İcra Komitesi'nde<br />

bırakıldı. Ancak MİT ve emniyetle ilgili<br />

modernizasyon projelerinde seçim-karar<br />

verme yetkisi İcra Komitesi'nden alındı ve tek<br />

başına Başbakan'a devredildi.<br />

TEK KAYNAKTAN ALIM<br />

Ordu, Emniyet ve MİT'in modernizasyonu<br />

projelerinin esaslarıyla ilgili değişiklik kararında<br />

'tek kaynaktan tedarik' yöntemi de<br />

korundu. Buna göre, bu projelerde Müsteşarlıkça<br />

belirlenecek tedarik yöntemi ve proje<br />

modeli kullanılacak. Yalnız, proje başlama<br />

kararında belirtilmesi halinde 'tek kaynaktan<br />

temin usulü de kullanılabilecek. Söz konusu<br />

temin usulünün hangi durumda kullanılacağı<br />

da yeni esaslarda şöyle düzenleniyor: "Bu<br />

yöntem (tek kaynaktan temin) ulusal menfaat,<br />

gizlilik, teknolojik birikimin tek bir yerde<br />

bulunması, standardizasyonun sağlanması ve<br />

acil harekat ihtiyaçlarının gerek duyulması<br />

durumunda kullanılır.”<br />

DENİZCİLİK SEKTÖRÜ YENİDEN<br />

YAPILANDIRILACAK<br />

09 Ekim 2012<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar<br />

Demirel, denizcilik sektörünün geleceğinin üç<br />

ayaklı olduğunu ve bunların da pazara en<br />

yenilikçi ürünleri sunmak, ürünlerde ucuzluk<br />

ve rekabetçilik ile kalite olduğunu söyledi.<br />

Demirel, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)<br />

Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 5.<br />

Deniz Sistemleri Semineri'nde yaptığı konuşmada,<br />

seminerin birçok ilklere imza attığını<br />

ifade ederek, bu sayede endüstrinin kendi<br />

içinde bir araya geldiğini ve yol haritalarının<br />

çizildiğini anlattı. Denizciliğin, savunma sektörü<br />

için en genç alanlardan birisi olduğunu<br />

ifade eden Demirel, bu nedenle mümkün<br />

olduğunca planlı ve programlı ilerlemeye çalıştıklarını,<br />

Deniz Sistemleri Semineri'nin de bu<br />

kapsamda yapılan çalışmalardan biri olduğunu<br />

belirtti. Denizcilik sektörünün geleceğinin üç<br />

ayak üzerine kurulacağını kaydeden Demirel,<br />

"Bunların ilki dünya pazarına en yenilikçi<br />

ürünleri sunmak. İkinci ayağı, ucuzluk ve rekabetçilik,<br />

son ayağı da kalite. Bunlardan ilk iki<br />

faktör, dünyadaki bir çok rakibimizde <strong>olan</strong> hususlar.<br />

Esas bizi ayrıştıracak <strong>olan</strong>, kalite" dedi.<br />

Demirel, <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı'nın<br />

strateji planında da tüm su üstü platformlarının<br />

tasarım ve inşasının yurt içinde yapılmasının<br />

hedeflendiğini anımsattı. Yurt içinde kullanıcılara<br />

ürün vermekten ziyade, ihracata ve<br />

uluslararası pazarlara açılmanın daha önemli<br />

olduğunu vurgulayan Demirel, bunun için<br />

uluslararası işbirliklerine gidilmesi, ürünlerde<br />

özgünlük ve yüksek kalite ile teknolojik<br />

çözümlere önem verilmesi gerektiğini belirtti.<br />

<strong>Savunma</strong> sektörünün durağanlığı kaldırmadığını<br />

ifade eden Demirel, şöyle konuştu:<br />

"Bisiklete binmek için 'durursanız düşersiniz'<br />

derler. Bizim sektörümüz için de öyledir, devam<br />

etmelisiniz. Durduğunuz zaman düşersiniz. Bu<br />

konuda öncelikle rekabetçi olmanız için, daima<br />

yeni çözümleri araştırmanız ve bunları olgunlaştıkça<br />

sanayiye devretmeniz gerekiyor. Diğer<br />

taraftan da uzmanlıkla kazanılan tecrübeyi<br />

devam ettirmek ayrıca önemli.<br />

SAFKAR STANDINA TAM NOT<br />

13 Ekim 2012<br />

Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından Türk Silahlı<br />

Kuvvetlerimin modernizasyonu çerçevesinde,<br />

ihtiyaçlarının yurt içindeki kaynaklardan sağlanması<br />

amacıyla gerçekleştirilen "<strong>Savunma</strong><br />

Sanayi Günü", nedeniyle açılan SAFKAR Standı<br />

ziyaretçilerden tam not aldı.<br />

2011 - 2012 dönemi içinde üretim merkezini<br />

2,5 kat büyüten aynı zamanda EBSO ve TAYSAD'<br />

da başarılı AR-GE çalışmaları ile ödüllü mobil<br />

iklimlendiıme üreticisi SAFKAR'ı <strong>Savunma</strong><br />

Sanayi Müsteşarı Murad Bayar ile Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanlığı Sanayileşme Daire Başkanı Bilal<br />

Aktaş, ziyaret etti. Bayar ve Aktaş, yeni yapılandırılan<br />

SAFKAR tesislerini gezerek çok<br />

başarılı bulduklarını ve yapılan çalışmalarda<br />

tam not verdiklerini belirttiler. Yapılan toplantının<br />

ardından SAFKAR Yönetim Kurulu adına<br />

Bayar'a plaket takdim edildi.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

67<br />

NATO'NUN KALBİNE OFİS<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı, NATO'nun kalbi<br />

Brüksel'e Türk savunma sanayi şirketlerinin<br />

mallarını pazarlamak üzere ofis açtı. Hedef,<br />

NATO ülkelerine Türkiye tarafından üretilen<br />

silah sistemlerini satmak. Ofisin başına ise<br />

daha önce NATO'da görev yapan emekli<br />

Tuğgeneral Turgay Bakkal getirildi. Altı gün<br />

önce faaliyete geçen ofisin açılışını Milli<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanı İsmet Yılmaz yaptı. Türkiye<br />

daha önce de Ortadoğu bölgesi için Suudi<br />

Arabistan'ın Riyad ve Amerika kıtası için de<br />

ABD'nin Washington şehirlerinde "<strong>Savunma</strong><br />

Sanayii İşbirliği Ofisleri" kurmuştu. Türkiye,<br />

Uzakdoğu'ya da savunma ofisi açmayı<br />

planlıyor. <strong>Savunma</strong> sanayi ihracatını 1 milyar<br />

dolara çıkarmayı hedefleyen <strong>Savunma</strong> Sanayi<br />

Müsteşarlığı, açacağı ofisler ile bu alanda atılım<br />

yapmayı planlıyor. Açılacak yeni savunma<br />

ofisleri, yerli savunma sanayi firmalarının ürün<br />

ve hizmetlerini bulundukları bölgedeki ülkelere<br />

pazarlayacak. Bu ülkelerdeki ihaleleri<br />

markaj altına alarak Ankara'ya rapor etmek de<br />

yine bu ofislerin görevleri arasında olacak.<br />

MİT 'İSTİHBARAT GEMİSİ' İSTEDİ<br />

Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı'nı<br />

bünyesine dahil ettikten sonra, teknolojik<br />

donanımını güçlendirmeye hız veren<br />

MİT'ten Suriye ile yaşanan kriz sürecinde bir<br />

adım daha geldi. Denizde istihbarat toplama<br />

faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için gemi alımına<br />

karar verildi. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı'na<br />

gönderilen yazıyla proje resmi olarak<br />

başlatıldı.<br />

SUREÇ 'ACİL' KODUYLA BAŞLADI<br />

16 Ekim 2012<br />

16 Ekim 2012<br />

MİT'e alınan cihazlar, yüksek teknoloji kullanarak<br />

ilginç bir istihbarat işlevini yerine getiriyor.<br />

Sistem, hedef haberleşme yayınlarının<br />

yakalanması, yönlerinin bulunması, analizi,<br />

dinlenmesi ve kaydedilmesi amacıyla kullanılıyor.<br />

Mesela teröristlerin haberleşmek için<br />

kullandığı telsizler dinlemeye alınırken, bir<br />

taraftan da ses dalgalarından yararlanılarak yer<br />

tespiti yapılıyor. MİT'in SSM'den ikinci isteği ise<br />

'istihbarat gemisi' oldu. Geminin tedariki için<br />

SSM tarafından acil koduyla süreç başlatıldı.<br />

Alınacak gemi, istihbarat sistemleriyle donatılarak<br />

hem denizdeki hem de karadaki<br />

hedefleri dinlemede kullanılacak. Dışarıdan<br />

bakıldığında normal bir askeri gemi olarak<br />

görülecek geminin donanımı ise tamamen<br />

farklı olacağı öğrenildi.<br />

20 Ekim 2012<br />

MİLLİ TANK ALTAY'IN TEST SÜRÜŞLERİ BAŞLADI<br />

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük askerî<br />

projelerinden biri <strong>olan</strong> Altay tankında ilk<br />

prototip ortaya çıktı. Geçtiğimiz gün Otokar'ın<br />

Sakarya tesislerine giden <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığı yetkililerine gösteri yapıldı. Fotoğraflarda<br />

Altay, tamamen gerçek gövdesiyle test<br />

sürüşünde görülüyor. Kule ve top kısmı ise bire<br />

bir aynı ağırlıktaki maketten oluşuyor. Prototip<br />

üretimine 500 milyon dolarlık kaynak ayrılan<br />

milli tank projesi Altay için kritik dönemece<br />

girildi. İlk prototip modelle birlikte tasarım<br />

süreci de tamamlandı. 250 adetlik ilk parti seri<br />

üretiminin ise 2017'de başlaması bekleniyor.<br />

SINIRA ZEPLİN<br />

24 Ekim 2012<br />

TÜRKİYE, artan terör saldırılarına karşı sınır<br />

güvenliğini artırabilmek için yeni arayışlara<br />

girdi. Üzerinde durulan önlem, PKK'lıların son<br />

dönemde yoğun şekilde giriş yaptıkları Türkiye-<br />

Irak sınırının teknolojik gözetlenmesini güçlendirmek.<br />

TSK, ABD'nin gerek Meksika sınırından<br />

yasadışı geçişleri ve uyuşturucu trafiğini<br />

gözetlemek, gerekse Afganistan'da terör<br />

faaliyetlerini izleyebilmek için kullandığı<br />

zeplinli keşif-gözetleme araçları üzerinde<br />

duruyor. Bu tip araçların üretiminde 2 ülke öne<br />

çıkıyor; İsrail ve ABD. TSK, ABD'nin kullandığı<br />

zeplinler için 2007'de ilk girişimi yaptı ancak<br />

mali durum ve diğer savunma öncelikleri<br />

dikkate alınarak hayata geçirilemedi. Genelkurmay<br />

Başkanlığı'nın isteği üzerine <strong>Savunma</strong><br />

Sanayi Müsteşarlığı, havadan keşif ve gözetleme<br />

balonu üreten firmalar konusunda ön<br />

çalışma yaptı, Lockheed Martin firması öne<br />

çıktı. Irak sınırının keşif ve gözetlenmesi<br />

konusunda Amerikan Lockheed Martin firmasının<br />

ürettiği kısaca TARS adı verilen sistem<br />

beğenildi. Zeplinlerin maliyeti yaklaşık 60<br />

milyon dolar. Aselsan tarafından üretilecek<br />

radar ve optik sistemlerle takviye yapılacak,<br />

böylece Türkiye'nin kullanımına daha uygun<br />

hale getirilecek. Helyum gazı ile şişen zeplinlerin<br />

üzerinde elektro optik ve kızılötesi<br />

kameralar, lazer aydınlatma sistemleri, gözetleme<br />

radarı ile elde edilen verilerle görüntüyü<br />

harekat merkezine aktaracak fiber optik kablo<br />

donanımları bulunuyor. Yere çelik halatlarla<br />

bağlanıyor. Çok yüksek irtifada bulunduklarından<br />

PKK terör örgütünün elindeki hafif<br />

silahlarla zeplinleri vurma olasılığı düşük<br />

görünüyor. Zeplinler, 100 km şiddetindeki<br />

rüzgâra karşı dayanacak şekilde oluşturulmuşlar<br />

ve aküyle çalışıyorlar. ANKA'YA SİLAH Irak<br />

sınırının gözetlenmesi için ilk insansız hava<br />

araçları İsrail'den alındı. Heron adlı araçlardan<br />

randıman sağlanamadı. Bunun üzerine Türkiye<br />

ANKA adı verilen Türk yapımı aracın üretimine<br />

2004'te başladı. 2010'da ilk ANKA hangardan<br />

çıkarıldı. Biri ile test uçuşu birkaç ay önce<br />

yapıldı ancak teknik sorun nedeniyle <strong>kontrol</strong>den<br />

çıktı. Üzerine silah da yüklenebilecek<br />

ikinci nesil ANKA'lar için düğmeye basıldı.<br />

Havada 24 saat kalabilen, 30 bin feette<br />

uçabilen, 1.5 ton ağırlığı <strong>olan</strong> ANKA'ların<br />

silahlandırılması için önce, güçlü pervane<br />

motorunun takılması planlanıyor. ANKA'lara<br />

monte edilecek silaha, "cirit füzesi" deniyor.<br />

TÜRK FÜZESİNİN BİR BENZERİ YOK<br />

ABD'deki savunma fuarına Türk füzesi Cirit<br />

damgasını vurdu. Roketsan Başkanı Selçuk<br />

Yaşar, "Dünyada envantere girmiş aynı özellikte<br />

bir başka füze yok" diye konuştu. Yaşar, Cirit’in<br />

havadan ve helikopterden yer hedeflerine karşı<br />

atılan bir füze olduğunu belirtti. "Aralarında<br />

Almanya ve Pakistan'ın da olduğu 11 ülke<br />

Ciritle ilgileniyor. Birleşik Arap Emirlikleri'yle<br />

sözleşme imzalayacağız" dedi. Türk füzesi<br />

ABD'deki fuarda ilgi odağı oldu. Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanlığı <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı (SSM)<br />

şemsiyesi altında 5 Türk firması ile Roketsan,<br />

Washington'da düzenlenen askeri fuara katıldı.<br />

Firmalar askeri teçhizat, silah ve füzelerden<br />

savunma teknolojileri yazılımlarına kadar Türkiye'nin<br />

savunma sanayisinde geldiği noktayı<br />

gözler önüne serdi.<br />

İSRAİL'DEN ALINAN İHA'LAR İADE EDİLİYOR<br />

Türkiye, PKK ile mücadele kapsamında<br />

İsrail'den 15 milyon dolara satın aldığı üç<br />

İnsansız Hava Aracını (İHA) iade etme kararı<br />

aldığı bildirildi. Uçakların, İsrail'den yeterli<br />

teknik destek sağlanmadığı için sekiz aydır<br />

uçamadığı dile getirilirken, Türkiye'nin, sözleşmenin<br />

feshi ve zararının temini için de<br />

düğmeye bastığı belirtiliyor. Üç aracın iadesiyle<br />

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) emrindeki İHA<br />

sayısı 10'a düşecek. Bugün gazetesinde dün<br />

yayınlanan habere göre, Türkiye, 2008 yılında<br />

İsrail'den "taktik" kategorisinde Aerostar marka<br />

üç adet İHA aldı. Batman'da konuşlandırılan<br />

araçlar, 5400 metre irtifada görev yapıyor,<br />

saatte 100 kilometre hıza ulaşabiliyor, 200<br />

kilometre uzaklıktaki komuta <strong>kontrol</strong> merkezine<br />

anında görüntü aktarabiliyordu. Ancak<br />

İsrail'den yeterli teknik destek gelmediği için<br />

bu araçlardan hem uçuş hem de görüntü<br />

aktarımı konusunda yeterli verim alınamadı ve<br />

bunun üzerine, <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı,<br />

İsrail'in yükümlülüklerini yerine getirmediği<br />

gerekçesiyle üç İHA'yı geri gönderme kararı<br />

aldı. İnsansız araçlardan biri daha önce düştü<br />

ve kullanılamaz hale geldi. İkisi de, teknik<br />

sorunlardan dolayı etkin kullanılamadı. PKK'ya<br />

yönelik operasyonlarda istihbarat toplamak<br />

için Heron, Aerostar ve Türk yapımı mini İHA’lar<br />

kullanılıyor. Üç aracın iadesiyle, TSK'nın emrindeki<br />

insansız hava aracı sayısı 10'a düşecek.<br />

BİLKENT UZAYA ADINI YAZDIRIYOR<br />

25 Ekim 2012<br />

30 Ekim 2012<br />

Bilkentli mühendisler, uydularda kullanılmak


Haberler<br />

üzere yüksek hızlı (RF) transistor teknolojisini<br />

milli imkânlarla geliştirdi. Galyum nitrat temelli<br />

transistörler yüksek hızlarda, yüksek güçlerde<br />

ve uzay radyasyonu ortamında bile çalışma<br />

özelliği gösteriyor. Bilkent Üniversitesinde<br />

geliştirilen uydu teknolojileri, 2016 yılında<br />

ASELSAN'la birlikte ticari ürün olarak üretilecek.<br />

TÜBİTAK tarafından desteklenen ve <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından<br />

yürütülen bir uydu projesinde geliştirilen<br />

transistor teknolojileri, Türkiye'de üretilecek<br />

uydularda kullanılacak. Geliştirilen malzemeyle<br />

yapılan yüksek hızlı elektronik devrelerin<br />

uzayda çok daha uzun süre kullanılabilmesi<br />

sayesinde, iletişim uydularının daha yüksek<br />

kapasiteyle uzun süreli çalışacağı ve bu<br />

durumun uydularda önemli bir maliyet avantajı<br />

getireceği belirtiliyor. Bilkent Üniversitesi<br />

Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik<br />

Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Bilkent<br />

Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi<br />

(NANOTAM) Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay,<br />

uydularda yer alan iletişim sistemlerinde<br />

kullanılacak <strong>olan</strong> yüksek güçlü ve hızlı<br />

elektronik devrelerin tamamen Türkiye'de<br />

üretildiğini ve bu teknolojinin ASELSAN'la<br />

birlikte ortak üretiminin yapılacağını ifade etti.<br />

Bilkent'te üretilen yüksek hızlı ve güçlü<br />

transistörlerde kullanılan bu malzemenin daha<br />

önce uydularda hiç kullanılmadığım ifade eden<br />

Özbay, "Biz Türkiye'nin bu teknolojiyi uzayda<br />

kullanan ilk ülke olmasını hedefliyoruz" dedi.<br />

İmzalanan anlaşma sonucunda altyapı kurma<br />

ve geliştirme sürecinin 2014'te tamamlanması<br />

ve ilk ürünlerin 2016'da kullanılmaya başlanması<br />

öngörülüyor.<br />

Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloi Araştırma<br />

Merkezi Başkanı Prof. Ekmel Özbay, Avrupa<br />

Birliği'nin en iyi bilimsel projelere verdiği<br />

Descartes Bilim Ödülü'ne layık görülen ilk Türk<br />

bilim adamı olmuştu.<br />

SAVUNMANIN DEVLERİ ANKARA'DA<br />

BULUŞACAK<br />

30 Ekim 2012<br />

ATO/Congresium Kongre Merkezi'nde 06-08<br />

Mart 2013 tarihleri arasında yapılacak <strong>olan</strong><br />

organizasyonda savunma sanayinin dünya<br />

devleri bir araya gelecek. <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığı ev sahipliğinde ve OSTİM <strong>Savunma</strong><br />

ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) ile<br />

Fransız organizasyon firması BCI'nin organizatörlüğünde<br />

gerçekleştirilecek <strong>olan</strong> <strong>Savunma</strong> ve<br />

Havacılıkta Endüstriyel İşbirliği Günleri'nde,<br />

dünya savunma ve havacılık sanayinin dev<br />

isimleri Türk firmaları ile buluşacak. Açıklamada,<br />

buluşmanın hedefleri şöyle sıralandı:<br />

"Üreticilere; 1. seviye tedarikçilere, alt yüklenicilere<br />

ve kümelenmelere iş ağı oluşturma<br />

fırsatı yaratmak; orijinal parça üreticilerine, 1.<br />

ve 2. seviye tedarikçilere tedarik zincirlerini<br />

geliştirme fırsatı vermek; Türk satın almacılara<br />

yabancı firmalar ve orijinal parça üreticileri ile<br />

iş yapma imkanı sunmak ve Türkiye'ye yatırım<br />

çekmek."<br />

TÜRK SAVUNMA SANAYİ ABD'Yİ CEZBETTİ<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığı (SSM) şemsiyesi altında 5 Türk<br />

firması ile Roketsan, ABD'nin başkenti<br />

Washington'da düzenlenen askeri fuara katıldı.<br />

CİRİT FÜZESİNE İLGİ YÜKSEKTİ<br />

12 Kasım 2012<br />

Fuarın hemen girişindeki konumuyla dikkati<br />

çeken Türkiye'nin standında, firmalar, askeri<br />

teçhizat, silah ve füzelerden savunma teknolojileri<br />

yazılımlarına, Türkiye'nin savunma<br />

sanayisinde geldiği üst düzey noktaları gözler<br />

önüne serdi. Firmalar, fuarda kendilerine<br />

gösterilen ilgiden memnun kaldılar. Silah<br />

satışları yapan Sarsılmaz firması, fuar öncesinde<br />

ABD'nin en önde gelen silah dergisine<br />

"Türk devrimi" başlığıyla konu olurken,<br />

Roketsan'ın "dünyada benzeri olmayan" Cirit<br />

füzesine yüksek ilgi oldu. Gate firmasının,<br />

kayalar içine saklanan detektör ve kamera<br />

sistemleri de ilgi çekti. SSM Uluslararası İşbirliği<br />

Daire Başkanı Lütfi Varoğlu, bu fuara SSM<br />

olarak ilk kez katıldıklarını söyledi. Varoğlu,<br />

fuarda, bu firmalarla beraber Türkiye'nin savunma<br />

sanayisindeki gelişimini gösterdiklerini<br />

belirtti. Standları gezen ve bilgi alan Türkiye'nin<br />

Washington Büyükelçisi Namık Tan da<br />

"Türkiye'de yapılanları görmek, bizim savunma<br />

sanayi alanında kaydettiğimiz başarıları<br />

görmekten olağanüstü etkilendim" dedi.<br />

05 Kasım 2012<br />

SİVİL HAVACILIKTAN YILDA 10 MİLYAR DOLAR<br />

KAZANABİLİRİZ<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarı Murad Bayar,<br />

Türkiye'nin, askeri havacılık dışında sadece sivil<br />

havacılık üretiminde yılda 10 milyar dolarlık bir<br />

ciroya ulaşabileceğini bildirdi. Bayar, Mart<br />

ayında gerçekleştirilecek <strong>Savunma</strong> ve Havacılıkta<br />

Endüstriyel İşbirliği Günleri Tanıtım<br />

Toplantısı'nda, son dönemde savunma ve<br />

havacılık sektöründe yan sanayinin gelişimine<br />

büyük ağırlık vermeye başladıklarını söyledi.<br />

Bu şekilde sivil sanayinin gücü, dinamikleri ve<br />

yeteneklerinden savunma sanayinin yararlanma<br />

imkanı elde ettiğini anlatan Bayar,<br />

sadece Ankara ve OSTİM bünyesinde 93<br />

KOBİ'nin savunma ve havacılık sektörüyle ilgili<br />

faaliyet gösterdiğini, bunun küçümsenecek bir<br />

rakam olmadığını belirtti. <strong>Savunma</strong> alanında<br />

faaliyet gösteren KOBİ niteliğindeki şirketlerin<br />

uluslararası pazarlara entegre olmaları ve<br />

rekabetçi yapıya kavuşmaları gerektiğini ifade<br />

eden Bayar, OSTİM'deki şirketlerin ilk yeteneklerini<br />

Türkiye'deki projeler sayesinde<br />

kazandığını, ancak bu şirketlerin artık yurt<br />

dışına da doğrudan iş yapabilecek seviyeye<br />

geldiklerini söyledi. Uluslararası standartlarda<br />

ve kalitede üretim yapan yurt içindeki yan<br />

sanayi şirketlerinin, maliyet avantajlarının da<br />

bulunduğunu anlatan Bayar, bu sayede dünya<br />

pazarlarında bir fırsat yakalanabileceğini<br />

kaydetti. Türkiye'de havacılık sektöründe<br />

imalat maliyetlerinin Avrupa ve ABD'ye göre<br />

3'te 1 seviyesinde olduğunu belirterek, "Bu da<br />

uluslararası havacılık şirketlerinin dikkatini<br />

çekiyor. Mart ayında düzenlenecek organizasyonla<br />

Türk ve yabancı havacılık şirketleri bir<br />

araya gelecek ve iş fırsatlarının geliştirilmesi<br />

sağlanacak" dedi. Bayar, <strong>Savunma</strong> ve Havacılıkta<br />

Endüstriyel İşbirliği Günleri'ne yurt<br />

içinden 100'den fazla, yurt dışından da en az 50<br />

yabancı şirketin temsilcilerinin katılacağını<br />

söyledi. Havacılık alanında Türkiye için ciddi<br />

fırsatlar olacağını vurgulayan Bayar, şöyle<br />

konuştu: "Türkiye otomotivde büyük bir üretim<br />

merkezi. Bugün 30 milyar dolara yakın ciro<br />

sağlıyor. Havacılık üretiminde aslında buradaki<br />

başarının çok benzeri yaratılabilir. Çünkü çok<br />

benzer dinamikler var. Otomotivde kalitenin<br />

sağlanmış olması, yetenekli iş gücünün<br />

geliştirilmiş olması, şirketlerin profesyonelliği<br />

ve maliyet avantajı, burada bir üretim merkezi<br />

oluşmasını sağladı. Havacılık imalatında Batı<br />

şirketleri maliyet avantajlarının yaratacağı<br />

yerler arıyorlar. İnanıyorum ki bu tür<br />

faaliyetlerle Türkiye havacılıkta ciddi bir üretim<br />

merkezi haline gelecek." Bayar, askeri havacılık<br />

dışında sadece sivil havacılık üretiminde<br />

Türkiye'nin yılda 10 milyar dolarlık bir ciroya<br />

ulaşabileceğini belirtti. Murad Bayar, bir soru<br />

üzerine, yüksek irtifa hava savunma projesinin<br />

ihalesinin devam ettiğini, bu ay içerisinde<br />

değerlendirme çalışmasını tamamlayacaklarını<br />

aralık ayında da <strong>Savunma</strong> Sanayi İcra<br />

Komitesi'ne sunacaklarını söyledi.<br />

06 Kasım 2012<br />

TÜRKİYE 'ACİL' KODUYLA UZUN MENZİLLİ<br />

FÜZE İSTEYECEK<br />

TSK envanterinde uzun menzilli füze ve hava<br />

savunma sistemi bulunmuyor. Bu amaçla<br />

Türkiye, geçtiğimiz aylarda ihale açtı. 4 milyar<br />

dolar değerindeki ihalede Amerika'nın Patriot,<br />

Rusya'nın S-400, Çin'in FD2000 ve Fransa-İtalya<br />

ortaklığının Eurosam Samp-T modeli yanşıyor.<br />

'Uzun menzilli bölge hava ve füze savunma<br />

sistemi projesi' kapsamında 4 adet savunma<br />

sistemi almayı planlayan Türkiye, uzun menzilli<br />

füze tehditlerini hava sahasına girmeden yok<br />

etmeyi amaçlıyor. NATO'nun füze kalkanı<br />

radarları Malatya Kürecik'te konuşlanmasına<br />

rağmen, muhtemel bir saldırıda fırlatılacak<br />

savunma füzeleri Türkiye'nin dışında bulunuyor.<br />

Bu yüzden Ankara'nın kendi savunma<br />

sistemine sahip olmasının 'hayati' olduğu ifade<br />

ediliyor. <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı Murad<br />

Bayar, önceki gün bir grup gazeteciyle bir araya<br />

gelerek ihale hakkında bilgi verdi, ihalede


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

69<br />

Amerika, Rusya, Avrupa, ve Çin'in aynı anda<br />

yarıştığını söyleyen Bayar, bunun Türkiye'nin<br />

başarısı olduğunu belirtti. İhalenin iptal<br />

edilmeyeceğini ve değerlendirmelerde sona<br />

yaklaşıldığını ifade ederek, füzelerin<br />

Türkiye'nin caydırıcılık gücünü artıracağını<br />

vurguladı. Önümüzdeki ay Başbakan Tayyip<br />

Erdoğan başkanlığında toplanacak ve<br />

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet<br />

Özel'in de katılacağı <strong>Savunma</strong> Sanayi İcra<br />

Komitesi (SSİK) toplantısında ihaleyi kazanan<br />

firmanın açıklanması bekleniyor. İhalenin<br />

sonuçlanmasının ardından füzelerin Türk<br />

topraklarına konuşlanmasının 2015'i bulacağı<br />

belirtiliyor. Ancak Müsteşar Bayar, Suriye'de<br />

yaşanan gelişmeleri hatırlatarak, teslimat<br />

tarihinin öne çekilebileceğini kaydetti.<br />

Suriye'de yaşanan sıcak gelişmelere ve<br />

Türkiye'nin sınır bölgelerindeki hareketliliğe<br />

dikkat çeken Bayar, "İhaleyi kazanan firmadan<br />

füzelerin bir bölümünün topraklarımıza erken<br />

konuşlandırılmasını isteyeceğiz." diye konuştu.<br />

Türkiye'nin uzun menzilli hava ve füze savunma<br />

sistemi ihtiyacı Amerika'nın Irak'a yönelik 1991<br />

yılındaki operasyonlarında kendini gösterdi.<br />

NATO o yıllarda Türkiye'ye Patriot sistemleri<br />

gönderdi. Irak'ın Scud füzelerine karşı güvenliği<br />

de Patriot füze sistemleri sağladı.<br />

YERLİ UÇAK İÇİN DEV BULUŞMA<br />

06 Kasım 2012<br />

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM),<br />

Türkiye'nin 2023 Vizyonu'nundaki hedefler<br />

arasında yer alan "yerli uçak üretimi"nin en<br />

önemli aşamalarından sertifikasyon süreciyle<br />

ilgili "7 Aralık Uluslararası Sivil Havacılık<br />

Günü"nde "Sertifikasyon Zamanı" adlı bir<br />

çalıştay düzenleyecek. Çalıştay, Avrupa<br />

Havacılık Emniyeti Ajansı ve Türkiye'deki tüm<br />

ilgili kurum ve kuruluşlarının katılımıyla gerçekleştirilecek.<br />

Havacılık alanında sertifikasyon<br />

altyapısının oluşturulması ve yol haritasının<br />

belirlenmesi amacıyla düzenlenecek çalıştayda,<br />

ilgili kuruluşların kapasite ve kalitelerinin<br />

artırılması, ihtiyaçların belirlenmesi,<br />

ulusal mevzuatların uluslararası standart ve<br />

kurallarla uyumlu hale getirilmesi, insan<br />

kaynakları ihtiyacı, eğitim ve diğer sertifikasyon<br />

konuları ele alınacak. Uluslararası Sivil<br />

Havacılık tarafından Uluslararası Sivil Havacılık<br />

Günü olarak belirlenen 7 Aralıkta düzenlenecek<br />

olması bakımından da önem taşıyan<br />

çalıştayın, Türkiye'nin bu konudaki çalışmalarının<br />

uluslararası arenada tanıtılmasına da<br />

katkı sağlayacağı bildirilen açıklamada,<br />

çalıştaya, <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı, Havacılık<br />

ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü,<br />

THY Teknik AŞ, TAI (TUSAŞ), TEI, STM AŞ,<br />

HAVELSAN, ASELSAN, TCI, TSİ, ALP Havacılık<br />

A.Ş, THK Uçak Fabrikası AŞ, Akkurt Havacılık A.Ş<br />

ve ilgili diğer kuruluşların katılımıyla gerçekleşmesinin<br />

planlandığı bildirildi.<br />

06 Kasım 2012<br />

BARBAROS HAYRETTİN TUZLA DA DOĞUYOR<br />

Türkiye'de denizlerdeki petrol, doğalgaz ve<br />

yeraltı hareketliliğini izleyecek sismik geminin<br />

yapımına dün Tuzla'da başlandı. Gemi, 30 ayda<br />

tamamlanacak ve 100 milyon Euro’ya mal<br />

olacak. Stratejik üstünlük ve teknolojik donanımı<br />

açısından Türkiye'ye önemli bir katkı<br />

sağlaması beklenen geminin ismi Barbaros<br />

Hayrettin Paşa olacak. Gemi için nisan ayında,<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı ile İstanbul<br />

Denizcilik Gemi İnşa Sanayi arasında protokol<br />

imzalandı. Ardından teknik altyapı çalışmalarının<br />

yanı sıra gemide kullanılacak tüm<br />

malzemelerin siparişleri tamamlandı. Sismik<br />

geminin teknolojik donanımını, bilimsel<br />

araştırmalarını ve sistemlerini Aselsan ile Gate<br />

Elektronik yapıyor. 2014'te tamamlanacak<br />

sismik araştırma gemisi, Maden Tetkik Arama<br />

Genel Müdürlüğü (MTA) bünyesinde kullanılacak.<br />

Türkiye'ye stratejik üstünlük sağlayacak<br />

gemi Nautilus'tan daha fazla teknik ve teknolojik<br />

donanıma sahip olacak.<br />

08 Kasım 2012<br />

DDK, SAVUNMA SANAYİİ İHALELERİNİ<br />

İNCELEYECEK<br />

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla<br />

daha önce 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve<br />

merhum BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun<br />

ölümlerini araştırarak ortaya somut bilgiler<br />

koyan Devlet Denetleme Kurulu'na (DDK) yeni<br />

bir görev verildi. Gül'ün isteği doğrultusunda,<br />

DDK <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı'nın (SSM)<br />

2010, 2011 ve 2012 yılı faaliyetlerini inceleyecek.<br />

Gerekli görüldüğü takdirde geçmiş yıllar<br />

da mercek altına alınacak. Edinilen bilgiye göre,<br />

savunma sanayiindeki bazı ihalelerle ilgili<br />

Köşk'e ihbar mektupları ulaştı. Özellikle 28<br />

Şubat sürecindeki askerî ihalelerde usulsüzlük<br />

olduğu iddia edildi. Bunun üzerinde DDK da<br />

harekete geçti. Fakat yapılan denetlemelerin<br />

28 Şubat sürecini kapsayıp kapsamayacağı<br />

henüz net değil.<br />

15 Kasım 2012<br />

İLK MİLLİ TANK ALTAY BUGÜN SAHAYA İNİYOR<br />

Türkiye'nin ilk özgün ana muharebe tankı<br />

Altay'ın prototipi, bugün Başbakan Recep<br />

Tayyip Erdoğan'ın katılacağı törenle Koç Grubu<br />

şirketlerinden Otokar'ın Sakarya tesislerinde<br />

tanıtılacak. İsmini Kurtuluş Savaşı'nda 5. Süvari<br />

Kolordusu'nu komuta eden Fahrettin Altay'dan<br />

alan milli tankın tasarım ve geliştirme dahil tüm<br />

fikri mülkiyet hakları Türkiye Cumhuriyeti'nin<br />

olacak. Altay'ın tasarımında, TSK'nın gerçekleştirebileceği<br />

her türlü harekat şartları ve katılım<br />

sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları<br />

göz önünde bulundurulduğu, bu amaçla da<br />

tankın en yeni teknolojilerle donatıldığı<br />

bildiriliyor. Altay, sahip olacağı üstün ateş gücü<br />

ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ile<br />

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en temel ve caydırıcı<br />

güçlerinden biri olacak. 500 milyon dolarlık<br />

bütçe İlk Türk milli tankının tasarımı, prototiplenmesi,<br />

testleri ve kalifikasyonu için yaklaşık<br />

500 milyon dolarlık bir bütçe öngörülmüştü.<br />

Altay tankının fizibilite çalışmaları 2005'te<br />

tamamlanmış, Milli Tank Üretim Projesi<br />

(MİTÜP) çerçevesinde 30 Mart 2007'de yapılan<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi İcra Komitesi toplantısı sonucunda<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığınca proje<br />

ana yüklenicisi olarak Otokar belirlenmişti.<br />

Otokar, alt yüklenici olarak yurt içinde 50'yi<br />

aşkın firmayla çalışıyor. Altay takımı olarak<br />

adlandırılan şirketlerden ASELSAN, tankın atış<br />

<strong>kontrol</strong> sistemi ile komuta <strong>kontrol</strong> muhabere<br />

bilgi sistemini geliştiriyor. Belirlenen bazı<br />

alanlarda Koreli Hyundai Rotem şirketinden<br />

teknik destek alınıyor. 120 mm'lik 55 kalibre<br />

ana silah sistemini Makine Kimya Endüstrisi,<br />

modüler zırh paketini de Roketsan geliştiriyor.<br />

Altay'ın 4 yıl sonra üretime geçmesi planlanıyor.<br />

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mustafa Koç'un ev sahipliğindeki törene<br />

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılması<br />

bekleniyor.<br />

19 Kasım 2012<br />

YERLİ İHA, ANKA'LAR SERİ ÜRETİME GEÇİYOR<br />

MİLLİ <strong>Savunma</strong> Bakanlığı (MSB) <strong>Savunma</strong><br />

Sanayisi Müsteşarı Murad Bayar, yerli insansız<br />

hava aracı ANKA'ların 2013'te seri üretimine<br />

geçileceğini açıkladı. Bayar, insansız hava<br />

araçlarının terörle mücadelede büyük öneme<br />

sahip olduğunu, bunun, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin<br />

(TSK) gücünü çok daha etkin kullanmasını<br />

sağlayan yeni bir teknoloji olduğunu<br />

söyledi. Önümüzdeki yıl hizmete girecek<br />

TSK'nın İHA kullanımında çok büyük etkinlik<br />

kazandığını kaydeden Bayar, 4 insansız hava<br />

aracıyla ilgili uçuş testlerinin sürdüğü bilgisini<br />

vererek, "Bunun akabinde de seri üretim onayını<br />

vereceğiz ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayi<br />

AŞ'de bu uçakların seri üretimi başlayacak.<br />

Ancak bunların hizmete girmesi önümüzdeki<br />

yılın sonunu bulacak. Yani önümüzdeki yıl<br />

içinde bunun üretimini tamamlıyor olacağız"<br />

diye konuştu. Bayar, ANKA'ların seri üretimiyle<br />

ilgili önemli gelişmeler yaşandığına dikkati<br />

çekerek "Önümüzdeki yıl ANKA'ların seri<br />

üretimi başlayacak" dedi.<br />

20 Kasım 2012<br />

109 HELİKOPTER 2015'TE ENVANTERDE<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından<br />

açılan 109 adet genel maksat helikopteri<br />

ihalesini Nisan 2011'de, T-70 modeli ile<br />

kazanan Amerikan Sikorsky firması, helikopterleri<br />

2015'te teslim etmeye hazırlanıyor. İtalyan<br />

Augusta Westland firmasıyla Sikorsky'nin


Haberler<br />

yarıştığı ihale Nisan 2011'de Sikorsky lehine<br />

sonuçlanmıştı. 3.5 milyar dolara sonuçlanan<br />

ihalede, ilk aşamada 109 helikopterin<br />

üretilmesi, bu sayının 600'e kadar çıkabilmesi<br />

planlanıyor. Çalışmalarına bu yıl başında<br />

başlanan proje kapsamında, 10 ton sınıfında,<br />

18 asker taşıyabilen, modern teçhizatla<br />

donatılmış bir helikopter üretilecek. Görev<br />

bilgisayarından, pallere ve gövdeye kadar pek<br />

çok parçanın Türkiye'de yapılmasına karar<br />

verildi. Bu sayede helikopterin yüzde 67'si yerli<br />

firmaların katılımı ile gerçekleşecek. Proje<br />

kapsamında Jandarma Genel Komu-tanlığına<br />

30, Kara Kuvvetleri'ni 20, Hava Kuvvetleri'ne 6,<br />

Özel Kuvvetlere 11, Genel-kurmay Elektronik<br />

Sistemler Komutanlığı'na, 2, Emniyet Genel<br />

Müdürlüğü'ne 20 ve Orman Bakanlığı'na 20<br />

helikopter teslim edilecek. Sikorsky firması,<br />

orijinali S-70 <strong>olan</strong>, ancak Türkiye için yapılan<br />

değişikliklerle T-70 adını alan Blackhawk<br />

serisini üretecek. Sikorsky yetkilileri, 1.3 milyar<br />

dolarlık helikopter parçalarını Türkiye'de<br />

üretme kararında olduklarını açıkladı.<br />

19 Kasım 2012<br />

BOMBALI ARACA KARŞI KRİTİK BİRLİKLERE<br />

GAMMA-RAY CİHAZI YERLEŞTİRİLECEK<br />

Terörle mücadelede son dönemde art arda<br />

gerçekleştirdiği operasyonlarla örgüte büyük<br />

darbe vuran Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK'nın<br />

bombalı eylem ihtimaline karşı teyakkuza<br />

geçti. Kritik birliklerde kırmızı alarm verildi.<br />

Genelkurmay Başkanlığı'nın acil koduyla<br />

istemesi üzerine <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />

(SSM) 4 adet gamma-ray görüntüleme cihazı<br />

satın aldı. Mobil olarak kullanılabilen bu<br />

sistem, TSK tarafından belirlenecek önemli<br />

komutanlıklara yerleştirilecek. Gelen araçlar<br />

gamma-ray cihazından geçirilerek içeri<br />

alınacak. Yeni sistemin x-ray cihazlarına göre<br />

daha hassas çalıştığı belirtiliyor. 4 sistem için<br />

toplam 5 milyon dolar ödendi. Terör örgütü<br />

PKK, 2012'yi final yılı ilan etti. 'Devrimci halk<br />

savaşı' başlatmak ve Güneydoğu'da belirli<br />

bölgelere PKK bayrağı dikmek için kanlı<br />

eylemlerini artırdı. Fakat TSK'nın istihbarata<br />

dayalı etkin nokta operasyonları, örgütün<br />

amacına ulaşmasına engel oldu. Bordo<br />

Bereliler, Jandarma Özel Harekât, Polis Özel<br />

Harekât ve komando birliklerinin ortak<br />

yürüttüğü operasyonlarda binin üzerinde<br />

terörist etkisiz hale getirildi. Saha hakimiyeti<br />

stratejisiyle kırsalda PKK'ya ağır zayiat veren<br />

Silahlı Kuvvetler, şehirlerde de önlemlerini<br />

sıklaştırdı. Verdiği kayıpların ardından panik<br />

yaşayan örgütün, şehir içindeki önemli<br />

birliklere bombalı araçlarla saldın yapabileceği<br />

yönünde istihbarat alan güvenlik güçleri harekete<br />

geçti. SSM'den gamma-ray görüntüleme<br />

cihazları talep edildi. Müsteşarlık da gerekli<br />

sistemleri tedarik etti. Önümüzdeki günlerde<br />

gamma-ray görüntüleme cihazları belirlenen<br />

komutanlıklara yerleştirilecek. Mobil olarak<br />

kullanılabilen sistemler, gerekli görüldüğü<br />

takdirde başka bölgelere de kaydırılabilecek.<br />

VIP UÇAĞI HAVADAN GÖZETLEYECEK<br />

02 Aralık 2012<br />

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 6.5 milyon<br />

dolara satın aldığı VIP uçağı, hava gözlem aracı<br />

olarak kullanılmak üzere hazırlanıyor. Sadece<br />

'yetkililerin ulaşımı' için kullanılmayacağı<br />

açıklanan uçağa görüntüleme sistemleri<br />

entegre edilecek ve hava gözlem aracı olarak<br />

kullanılacak. Öte yandan terörle mücadelede<br />

Emniyet'in elini güçlendirmek için alımına<br />

karar verilen 'balon'lar için de düğmeye basıldı.<br />

İhaleyi <strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı yapacak.<br />

6 adet alınması planlanan balonlara termal<br />

kamera ve görüntüleme sistemleri yerleştirilecek.<br />

Hakkari , Tunceli, Şırnak ve Diyarbakır<br />

gibi illerde kullanılması düşünülen balonlar<br />

terörist sızmalarının engellenmesinde önemli<br />

rol oynayacak.<br />

02 Aralık 2012<br />

SAVUNMA SANAYİNDE 2013 TESLİM YILI<br />

OLACAK<br />

<strong>Savunma</strong> sanayi alanında kara, deniz ve hava<br />

araç ile sistemlerinde bu yıl başlayan teslimat<br />

süreci, 2013 yılında bütün sektörleri kapsayarak<br />

devam edecek. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşar<br />

Yardımcısı Sedat Güldoğan, savunma sanayi<br />

alanında kara, deniz ve.hava araç ile sistemlerinde<br />

bu yıl başlayan teslimat sürecinin 2013<br />

yılında bütün sektörleri kapsayarak devam<br />

edeceğini bildirdi. Güldoğan, "ATAK helikopteri<br />

projesinde resmi kabul süreci şu anda devam<br />

ediyor. Bu sene yetiştirebilirsek ilk helikopteri<br />

teslim etmeyi planlıyoruz ancak önümüzdeki<br />

yıldan itibaren resmi teslimatlar başlayacak"<br />

dedi.<br />

03 Aralık 2012<br />

SAVUNMA SANAYİ ÜRÜNLERİ ANKARA'DA<br />

GÖRÜCÜYE ÇIKTI<br />

Sanayii ürünleri Ankara'da görücüye çıktı.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayinde faaliyet gösteren firma ve<br />

kuruluşlar, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezinde<br />

düzenlenen 1. Kara Sistemleri Semineri'nde<br />

buluştu. Seminerde, sektörün önde gelen<br />

firmalarının ürünleri de sergilendi. <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Müsteşarlığının (SSM) düzenlediği 1.<br />

Kara Sistemleri Semineri, ODTÜ Kültür ve<br />

Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Seminere,<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşar Yardımcısı Sedat<br />

Güldoğan, savunma sanayinde faaliyet<br />

gösteren firmaların yetkilileri, akademisyenler,<br />

iş adamları, askeri yetkililer ve diğer davetliler<br />

katıldı.<br />

KREDİ TAMAM, KİRPİ ÜRETİMİ YENİDEN<br />

BAŞLIYOR<br />

BMC, sonunda aradığı krediyi buldu. Terörle<br />

mücadelenin kritik unsurlarından Kirpilerin<br />

üretimi yeniden başladı. Firma, maddî<br />

darboğaz sebebiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne<br />

(TSK) teslim etmesi gereken, mayına dayanıklı<br />

bu araçların üretimini durdurmuştu. Özel bir<br />

bankayla yapılan yaklaşık 150 milyon dolarlık<br />

kredi anlaşmasından sonra BMC, üretimi<br />

yeniden başlattı. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarlığı<br />

(SSM) tarafından açılan, mayına dayanıklı zırhlı<br />

araç ihalesi sonucunda, BMC ile 2009'un Mart<br />

ayında sözleşme imzalanmıştı.<br />

Motor altı mayınlara karşı dayanıklı <strong>olan</strong><br />

Kirpiler, Güneydoğu'da terörle mücadelenin<br />

yoğun olarak sürdüğü bölgelerde kullanılıyor.<br />

Kirpiler askerî sevkiyatların da güvenli bir<br />

şekilde yapılmasını sağlıyor. Emniyet Genel<br />

Müdürlüğü de uzun süredir bu araçlardan istiyor.<br />

<strong>Savunma</strong> kaynakları, aynı araçlardan Emniyet'e<br />

de alınacağını kaydediyor. Ayrıca Silahlı<br />

Kuvvetler'deki ağır zırhlı personel taşıyıcıların<br />

sayısının da artırılması gerektiği ifade ediliyor.<br />

HACETTEPE'DE Ar-Ge TOPLANTISI<br />

HACETTEPE Üniversitesi, Ankara Kalkınma<br />

Ajansı desteğiyle "Ankara Bölgesi'nde Sağlık,<br />

Sağlık Bilişimi ve <strong>Savunma</strong> Sektörleri Arası<br />

Bilgi Paylaşımı ve İşbirliği Platformu<br />

Geliştirme Projesi" kapsamında Ar-Ge Proje<br />

Pazarı toplantısına ev sahipliği yaptı.<br />

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Murat Tuncer,<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı Murad Bayar'ın ve<br />

çok sayıda sağlık ve savunma sektörlerinin<br />

katılımıyla gerçekleşti.<br />

SAVUNMA SANAYİNİN EN ÖNEMLİ<br />

BULUŞMASI<br />

06 Kasım 2012<br />

07 Aralık 2012<br />

10 Aralık 2012<br />

7-10 Mayıs 2013te TÜYAP'ta Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanlığı himayesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerini<br />

Güçlendirme Vakfı yönetiminde ve TÜYAP Tüm<br />

Fuarcılık Yapım A.Ş. organizasyonunda gerçekleştirilecek<br />

<strong>olan</strong> IDEF'13 11. Uluslararası<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Fuarı, 7-10 Mayıs 2013<br />

tarihleri arasında, İstanbul Tüyap Fuar ve<br />

Kongre Merkezi'nde düzenlenecek. <strong>Savunma</strong><br />

sanayisinin bölgedeki en kapsamlı ve önemli<br />

pazarlama platformu olarak dikkat çeken fuar,<br />

50 ülkeden 700'ü aşkın firmayı bir araya<br />

getirecek. Sektör liderlerini buluşturacak <strong>olan</strong><br />

IDEF 2013 kapsamında; kara, deniz, havacılık<br />

ve uzay, ulaşım, lojistik destek faaliyetleri ve<br />

levazım malzeme araç ile gereçleri yer alacak.<br />

16 Kasım tarihinde Ankara'da gerçekleştirilen<br />

IDEF'13 basın toplantısına, T.C. Milli <strong>Savunma</strong>


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

71<br />

Bakanı İsmet Yılmaz da katılmıştı. Toplantıda,<br />

IDEF'in sahip olduğu uluslararası önem ve<br />

"Avrasya Buluşması" olarak adlandırılan bir<br />

marka haline gelmesi konuları üzerinde<br />

durulmuştu. Görüşme ofisleri açılacak IDEF<br />

2013,63 bin metrekare kapalı alana ve<br />

uluslararası fuarların icra edilebilmesi için tüm<br />

teknik altyapı ile profesyonel personele sahip<br />

TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek.<br />

Fuarda, önceki yıllarda olduğu gibi,<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı, Genelkurmay<br />

Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma<br />

Genel Komutanlığı, <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve<br />

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün karar verici ve<br />

tedarikten sorumlu birimleri için görüşme<br />

ofisleri açılacak. Bu sayede, firma yetkilileri ve<br />

delegasyon ile azami miktarda görüşme imkanı<br />

sağlanacak. 2011 yılı Mayıs ayında gerçekleşen<br />

IDEF'11 10. Uluslararası <strong>Savunma</strong> Sanayii Fuarı,<br />

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılımıyla ve<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı Vecdi Gönül ile TSKGV<br />

Genel Müdürü Hayrettin Uzun'un ev sahipliğinde<br />

gerçekleşmişti. Yine İstanbul Büyükçekmece<br />

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde<br />

düzenlenen organizasyona 104 ülkeden 633<br />

katılımcı ve 52 bin 502 ziyaretçi katılmıştı.<br />

Ayrıca fuar; Madagaskar Cumhurbaşkanını, 34<br />

bakan ve bakan yardımcısını, 12 genelkurmay<br />

başkan ve başkan yardımcısını, 437 yabancı<br />

delegasyon temsilcisini ve 15 ülkeden 244<br />

basın mensubunu ağırlamıştı. Yabancı delegasyonlarla<br />

katılımcı firmalar arasında 2 bin 38<br />

planlı ikili görüşme gerçekleştirilmişti.<br />

10 Aralık 2012<br />

SAVUNMA İHRACATI YÜKSELİŞTE, HEDEF İLK<br />

ON ÜLKEDEN BİRİ OLMAK<br />

Geçmişte yurt savunması ihtiyaçlarının ortak<br />

üretim ve lisans altında üretim yöntemleriyle<br />

karşılandığını belirten <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarı Murad Bayar, Türkiye'nin son<br />

yıllarda yurt içi çözümlere dayalı, ekonomik<br />

değer yaratan kritik ürünlerin özgün tasarımı<br />

ve geliştirilmesi aşamasına geldiğini ifade etti.<br />

Türk mühendisleri tarafından tasarlanan ve<br />

imal edilen zırhlı araç, komuta <strong>kontrol</strong> ve<br />

haberleşme sistemleri gibi ürünlerin çift yönlü<br />

fayda sağladığını kaydeden Bayar; "Bu ürünler,<br />

Silahlı Kuvvetlerimizin ve güvenlik güçlerimizin<br />

ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, ihracat<br />

potansiyeli de taşımaktadır”. Yonca Onuk<br />

tarafından üretilerek- Pakistan, Malezya ve<br />

Gürcistan'a ihraç edilen Ani Müdahale<br />

Botlarını ve ASELSAN tarafından üretilerek<br />

Hollanda'ya ihraç edilen KMS Hava <strong>Savunma</strong><br />

Sistemi'ni buna örnek olarak verebiliriz" dedi.<br />

<strong>Savunma</strong> ve havacılık ihracatının 2010 yılına<br />

oranla yüzde 29 artış gösterdiğini ve 2011<br />

yılında da 1.09 milyar dolar olarak gerçekleştiğini<br />

kaydeden Bayar, 2016 yılı için<br />

öngörülen savunma sanayii ihracat hedefinin 2<br />

milyar dolar olduğu mesajını verdi. "<strong>Savunma</strong><br />

sanayiinde dünyanın ilk 10 ülkesi içinde yer<br />

almak mümkün" Öte yandan Murad Bayar,<br />

Türkiye'nin bölgesel ve küresel öneminin<br />

artmasının, uluslararası rekabeti tetiklediğini<br />

ve bu unsurun sektörün ihracat performansına<br />

etkisinin olumlu olduğunu vurguladı. İhracat<br />

gerçekleştirilen pek çok alıcı ülkenin, kendi<br />

sanayilerine yatırım talep ettiğini bildiren<br />

Bayar; "Tehditlerin çeşitliliği artıyor, buna bağlı<br />

olarak otonom sistemler, nano teknoloji,<br />

alternatif enerjiler, enerji depolama, uzay<br />

sistemleri, insansız araçlar gibi ileri teknoloji<br />

alanları ve bunların savunma uygulamaları öne<br />

çıkıyor. Bu alanlarda çalışacak nitelikli insan<br />

kaynağı yetiştirmek ise, en önemli konulardan<br />

biri haline geliyor" dedi.<br />

Bayar, değerlendirmesini şu sözlerle noktaladı:<br />

"Ülkemiz; ALTAY Ana Muharebe Tankı, MİLGEM<br />

Savaş Gemisi, ANKA İnsansız Hava Aracı, ATAK<br />

Taarruz Helikopteri ve HÜRKUŞ Eğitim ve Keşif<br />

Uçağı gibi, milli markamız <strong>olan</strong> ürünlere<br />

kavuşmuş bulunuyor. Şirketlerimiz, yurt dışına<br />

zırhlı araçlardan, hava savunma sistemlerine,<br />

simülatörlerden harp gemilerine pek çok<br />

sistem ve yazılım ihraç ediyor. Yüzlerce KOBİ,<br />

savunma sektörümüz için üretim yapabilir<br />

standartlara ulaşmıştır. Üniversite ve araştırma<br />

enstitülerimizdeki Ar-Ge potansiyeli hayata<br />

geçirilirken, çeşitli illerimizdeki sanayi kuruluşlarımız<br />

ve üniversitelerimiz, proje faaliyetleri m<br />

ize iştirak etmekte. Tüm bu olumlu gelişmeler<br />

doğrultusunda ve 2023 vizyonu paralelinde,<br />

dünyada savunma sanayiinde en gelişmiş ilk on<br />

ülke arasına girmeyi hedefliyoruz. Bu bağlamda,<br />

halihazırda başlatılan çalışmalara ek olarak,<br />

milli savaş uçağımızın, özgün helikopterimizin,<br />

gözlem uydularımızın ve hava savunma<br />

sistemlerimizin geliştirilmesini sağlayacağız.<br />

Türkiye'nin sanayi sektörlerindeki atılımlarına,<br />

teknolojik atılımlar da eklendiğinde, 2023<br />

yılında dünyanın ilk on ekonomisi arasında yer<br />

almanın mümkün olacağına inanıyoruz."<br />

12 Aralık 2012<br />

DÜNYADA MARKA OLABİLECEK TABANCA<br />

ÜRETECEĞİZ<br />

Dünyada marka olabilecek tabanca üreteceğiz.<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı <strong>Savunma</strong> Sanayii<br />

Müsteşarı Murad Bayar, savunma sanayii<br />

sektörü ihracatının önünü açacak adımlar<br />

atıldığım ve ihracat rakamlarının sürekli<br />

arttığını söyledi. <strong>Savunma</strong> ve Havacılık Sanayii<br />

İhracatçıları Birliği'nin düzenlediği konferansta<br />

konuşan Bayar, "Kendi ürünleriniz varsa<br />

ihracattan bahsedebiliriz. Türkiye'nin bugün<br />

kendi ürünleri var, markaları var. Hakikaten<br />

savunma alanında önemli markalarımız var. Bu<br />

markalar uluslararası alanda da tanınıyor. Bu<br />

markalarımızın projeleri devam ediyor ama<br />

önümüzdeki 1 ya da 2 yıl içinde üretime<br />

geçeceğiz. Önümüzdeki süreçte marka <strong>olan</strong><br />

gerçek uluslararası bir tabanca yapacağız."<br />

dedi. İhracat konusunda bugüne kadar çok<br />

amatörce yaptıkları çalışmaların olduğunu<br />

ifade eden Bayar, "Hep birlikte heyecanla<br />

kovaladığımız işler var ama bunlar henüz<br />

amatörlük çıtasını aşmış değil. Bazı şeyler<br />

denedik, fuarlara katıldık ama daha yapmamız<br />

gereken şeyler var." diye konuştu.<br />

SON F-16 TESLİM<br />

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) ve<br />

Lockheed Martin firmaları, Peace Onyx IV<br />

Programı kapsamında Hava Kuvvetleri<br />

Komutanlığı için üretilen son F-16 uçağını dün<br />

TUSAŞ tesislerinde gerçekleştirilen törenle<br />

teslim etti. TUSAŞ'tan yapılan açıklamaya göre,<br />

TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kaya'nın<br />

ev sahipliği yaptığı törene; aralarında <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel ve<br />

Lockheed Martin yetkilerinin de bulunduğu<br />

birçok üst düzey davetli katıldı. Öte yandan 25<br />

ülkenin seçimi <strong>olan</strong> F-16 uçağından, dünyadaki<br />

beş montaj hattından şimdiye kadar tüm<br />

dünyaya 4 bin 400 adetten fazla teslim edildi.<br />

Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine<br />

Mayıs 2011 ile Aralık 2012 arasında Gelişmiş<br />

Blok 50 Tipi 30 yeni F-16 eklendi.<br />

“POLİSİN AŞIK OLACAĞI TABANCA<br />

ÜRETİLECEK”<br />

12 Aralık 2012<br />

12 Aralık 2012<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi 'Müsteşarı Murad Bayar, 2 yıl<br />

içinde Türkiye'de uluslararası marka olabilecek<br />

Sig Sauer, Glock ve Baretta ile boy ölçüşebilecek<br />

bir tabanca ailesinin üretiminin başlayacağını<br />

söyledi. Öncelikli kitlenin polisler<br />

Emniyet mensupları olduğunu anlatan Bayar,<br />

"Bir emniyet mensubu veya vatandaş eline<br />

aldığında ona aşık olacak" dedi.<br />

<strong>Savunma</strong> ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği'nin<br />

Sapanca'da düzenlediği Arama Konferansı'na<br />

katılan Bayar, "Geçmişte Karadeniz'de<br />

silah imalatı çalışması yapmıştık. Emniyetle<br />

çalıştık. Bunun sonucunda kendi marka ve<br />

tasarımlarının ihracatını yapan firmalar ortaya<br />

çıktı. Trabzon'dan Tisaş, Giresun'dan Birsan,<br />

Rize'den Asilsan, Samsun'dan Canik ve<br />

bunların yanı sıra Sarsılmaz Silah Sanayi bu yeni<br />

tabanca ailesini üretecek durumda bulunuyor.<br />

Ar-Ge desteğiyle bugün üretilenlerden bir üst<br />

seviye tabancalar ortaya koyacaklar" şeklinde<br />

konuştu. Emniyet'le çalışma yaptıklarını ve ne<br />

tip tabancaya ihtiyaç duyulduğunu sorduklarını<br />

anlatan Bayar, "Yapılan çalışmalarda Emniyet'in<br />

onayını aldıktan sonra sektöre ilettik.<br />

Proje çalışmalarında ortaya tabanca çıktı. Test<br />

aşamasına geçildi." dedi. Yüzde yüz yerli milli<br />

piyade tüfeği üzerinde Makina Kimya<br />

Ensdüstrisi Kurumu ile Kale Kalıp'ın çalışmaya


Haberler<br />

devam ettiğini ama üretimde özel sektörden<br />

de yararlanılacağını kaydeden Bayar, "ihtiyaç<br />

birikti. G-3'ler teknolojik olarak çok eskidi.<br />

TSK'nın ihtiyacının karşılanması için birden<br />

fazla firmanın kapasitesi gerekecek" dedi.<br />

YERLİ SAVAS UÇAGI 2013'DE UÇACAK<br />

19 Aralık 2012<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, F-16<br />

filosunun yerini alabilecek savaş uçağı yapmayı<br />

planladıklarını belirterek, "Önümüzdeki yıldan<br />

itibaren Hürkuş'un test uçuşlarına başlıyoruz,<br />

milli uçağımızı göklerde göreceğiz artık" dedi.<br />

Bayar, yaptığı açıklamada, yeni projeler için ilk<br />

adımı atacaklarını kaydederek, Yüksek İrtifa<br />

Hava <strong>Savunma</strong> ihalesinin önemli bir proje<br />

olduğunu bildirdi. Denizcilik alanında da<br />

çalıştıklarını hatırlatan Bayar, "Milli Gemi<br />

Projesi (MİLGEM) ile ürettiğimiz ilk gemimizi<br />

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim ettik.<br />

İkinci gemimiz de şu an inşa ediliyor. Kalan<br />

gemilerimiz için bir ihalemiz söz konusu.<br />

MİLGEM Projesi'ni tamamen özel sektöre<br />

devretmek üzere bir çalışma içindeyiz, 6 gemi<br />

daha inşa edilecek" diye konuştu. Bayar,<br />

MİLGEM Projesi'nde seri üretime başlanacağını,<br />

uluslararası pazarlara girecek ciddi bir<br />

ürün ortaya koyacaklarını ifade ederek, milli<br />

helikopter gemisi gibi bir amfibi gemi projesi<br />

hazırladıklarına dikkati çekti. Havacılık alanında<br />

da önemli projeler hazırladıklarını vurgulayan<br />

Bayar, Türkiye'nin yeni milli ürünlere<br />

sahip olacağını bildirdi. "Atak Milli Helikopteri'nin<br />

seri üretimi başladı" diyen Bayar,<br />

"Bunun teslimatlarını yapmayı planlıyoruz.<br />

ANKA projemizin seri imalatına başlamayı<br />

planlıyoruz" ifadelerini kullandı. Bayar,<br />

projelerle TSK'nın daha güçlü hale geleceğine<br />

dikkati çekerek, "Yine insansız hava araçlarında<br />

'Taktik' dediğimiz küçük insansız hava araçları<br />

var. Bu projede de uçuş denemelerine<br />

başlayacağız. Göktürk 2 de Çin'e fırlatılmak<br />

üzere gönderildi. Önümüzdeki yıl da Göktürk 1<br />

projemizin uydusunda montaja başlayacağız.<br />

Önümüzdeki yıldan itibaren Hürkuş'un test<br />

uçuşlarına başlıyoruz ve milli uçağımızı<br />

göklerde göreceğiz artık" şeklinde konuştu.<br />

Yerli savaş uçağı konusunda da tasarım<br />

çalışmalarına başladıklarına işaret eden Bayar,<br />

şunları ifade etti: "Bu çalışmayı önümüzdeki<br />

yılın sonunda tamamlayacağız. 2013 sonunda<br />

Türkiye'nin gelecekte ihtiyaç duyduğu savaş<br />

uçağını tanımlamış olacağız. Bu, müşterek bir<br />

çalışma. Türk Hava Kuvvetleri, bütün havacılık<br />

ve uçak sanayi ekip şeklinde çalışıyor. Buradaki<br />

hedefimiz 2023'te ilk uçuşlara başlamak. Akabinde<br />

de bunun gelişmesini tamamlayıp seri<br />

üretime başlamaktır. F-16 filomuzun yerini<br />

alabilecek bir savaş uçağı yapmayı planlıyoruz."<br />

Türkiye'nin savunma alanında önemli<br />

ürünler ürettiğini dile getiren Bayar, milli<br />

ürünlerin yurt dışında da talep gördüğünü<br />

söyledi. "Milli füzemiz <strong>olan</strong> Cirit, yurt dışından<br />

önemli talep görüyor" diyen Bayar, "Bu pazarda<br />

çok ciddi yer tutacağını düşünüyorum. Değişik<br />

platformlardan kullanılabilecek bir füze bu,<br />

insansız hava araçları, gemi ve karadan da<br />

fırlatılabilecek bir füze. Şu anda ağırlıklı olarak<br />

Körfez ülkeleri olmak üzere satış görüşmelerimiz<br />

var" diye belirtti.<br />

İLK GÖZLEM BALONU HAKKARİ'YE ALINIYOR<br />

Terörle mücadelede insansız hava aracı<br />

Heronlar'dan sonra helyum gazıyla çalışan<br />

uçan balon devreye giriyor. Tüm sınır "Uçan<br />

MOBESE" olarak adlandırılan balonla gözetlenecek.<br />

Termal kameralarla donatılacak<br />

balonların ilki Hakkâri'de kullanılacak 10 saat<br />

İlk etapta Hakkâri'ye daha sonra Sımak,<br />

Tunceli, Van, Diyarbakır gibi illere alımı<br />

planlanan uçan balonlar teröre "neşter"<br />

vuracak. SSM İle birlikte yürütülen projedeki<br />

balonların 300 ila 900 metre yüksekliğe çıktığı<br />

ve havada 6-10 saat kalabildiği belirtildi.<br />

ABD'den satın alınacak uçan balonlar kurşun<br />

geçirmez özellikte olacak. O yüzden PKK'lı<br />

teröristler havada gördükleri balonları silahla<br />

vurup, düşüremeyecek. Balondan alınacak<br />

görüntüler anında komuta merkezine aktarılacak.<br />

Irak, Suriye ve İran sınırından yapılan<br />

illegal geçişler/sızmalarla kırsal alanlarda<br />

yuvalanan teröristlerin "nokta" olarak yerini<br />

tespit etmeye yarayacak yeni gözetleme<br />

sistemi için somut adım atıldı.<br />

ANLIK GÖRÜNTÜ VERECEK<br />

Ankara'ya dönen özel ekip uçan balonlar<br />

hakkında hazırlayacakları raporu Emniyet<br />

Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’a sunacak.<br />

Uçan balonların fiyatlarının 1-3 milyon dolar<br />

arasında değiştiği ifade edildi. SSM aracılığı ile<br />

ilk alımı yapılacak uçan balonun teknik altyapı<br />

yetersizliği yüzünden MOBESE'den yeterince<br />

faydalanamayan Hakkâri'ye tahsis edileceği<br />

öğrenildi. Uçan balon PKK'lı teröristlerin<br />

sınırdan sızıp düzenleyecekleri pusu, baskın<br />

gibi eylemlerini önlemekle kalmayacak.<br />

Uyuşturucu, akaryakıt ve göçmen kaçakçılığı<br />

yapan şebekelere havadan alınacak "anlık"<br />

görüntülerle darbe vurulacak.<br />

ANKA ARTIK YÜZDE 100 YERLİ<br />

27 Aralık 2012<br />

28 Aralık 2012<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiinin en önemli projelerinden<br />

biri <strong>olan</strong> insansız hava aracı ANKA'nın<br />

motoronu da TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI)<br />

yapacak. Bu zamana kadar Alman üretimi<br />

motorla test uçuşlarını sürdüren ANKA bu<br />

projeyle yüzde 100 yerli olacak. <strong>Savunma</strong><br />

Sanayii Müsteşarlığı ile TEI arasında dün<br />

imzalanan sözleşme ile ANKA'ya yerli üretimi<br />

motor takılacak. <strong>Savunma</strong> Sanayii Müsteşarı<br />

Murad Bayar, "Motor yapmak uçak yapmaktan<br />

daha zor. Bu zamana kadar gemimizi, tankımızı<br />

yapıyorduk, ancak motorlar ithaldi. Bu projeyle<br />

sıra motorlara geldi. Yerli tank motoru<br />

geliştirme programı konuşmada adımlar<br />

atılacak" dedi. Bayar, <strong>Savunma</strong> Sanayii İcra<br />

Komitesi toplantısının da 3 Ocak'ta yapılacağım<br />

söyledi. Yetkililer, yerli motorla ANKA'nın 30<br />

bin feet irtifaya çıkabileceğini açıkladı. Yerli<br />

motorun 4 yılda tamamlanması planlanıyor.<br />

ALTAY TANKINA YERLİ MOTOR<br />

31 Aralık 2012<br />

Merhum başbakanlardan Erbakan'ın hayali 60<br />

yıl sonra gerçek oluyor. ANKA insansız hava<br />

aracının ardından Altay tankının motorunun da<br />

yerli olmasına karar verildi. Başbakan,<br />

Genelkurmay Başkanı ve Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanı'ndan oluşan <strong>Savunma</strong> Sanayi icra<br />

Komitesi (SSİK) "Milli" adı verilen uydu, gemi,<br />

tank gibi projelerde bazı kritik parçaların<br />

yurtdışından alınması nedeniyle ortaya çıkan<br />

tartışmalara nokta koyacak bir karar aldı.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarı Murad Bayar Türk<br />

Silahlı Kuvvetleri için inşa edilecek tüm kara,<br />

deniz ve hava araçları için yerli motor üretme<br />

döneminin başladığını açıkladı. Hema, BMC ve<br />

Tümosan şirketleri Altay tankı için motor<br />

üretmeye talip oldu. SSİK, 3 Ocak'ta Başbakan<br />

Erdoğan başkanlığındaki toplantıda teklifleri<br />

değerlendirecek.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!