24.07.2014 Views

Buradan - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

Buradan - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

Buradan - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SAVUNMA SANAYİİ<br />

ISSN 1307-8380<br />

2011/1 SAYI 14<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde<br />

İnsan Kaynakları<br />

Söyleşi FNSS<br />

Nail KURT


En iyi kişi kendinden çok ait olduğu<br />

sosyal toplumu düşünen, onun varlığının ve<br />

mutluluğunun korunmasına kendini adayan insandır.


YAYIN KURULUNDAN<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nın 25. yıl özel sayısının ardından, yeni yayın yılımızın<br />

temalarını 2012-2016 için hazırladığımız stratejik planın dört öncelikli alanı ile<br />

paralellik sağlayacak şekilde belirledik. Aralık ayında kamuoyu ile paylaşacağımız<br />

planımız dört stratejik öncelik temeline dayanmaktadır:<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Sanayinin sürdürülebilirliği,<br />

Program yönetiminde olgunluk,<br />

Teknolojik yetkinlik,<br />

Değer yaratan ve değer gören çalışanlar.<br />

2011 yılının “İNSAN KAYNAKLARI” temalı bu ilk sayısını, savunma sanayiinin gelişimi<br />

için çaba sarfeden değerli insanlara ithafen hazırladık. Bu sayımızda ASELSAN, TAI,<br />

FNSS, HEAŞ, MilSOFT ve STM firmalarımızın insan kaynakları uygulamaları hakkında<br />

bilgilerin yanısıra FNSS Genel Müdürü Sn. Nail KURT ile yapılan söyleşiyi de<br />

bulacaksınız.<br />

Geçtiğimiz dönemde sektörümüzün gündemindeki en önemli gelişmenin, FNSS’in<br />

PARS aracı ile sağladığı ihracat başarısı olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. Tek<br />

kalemde gerçekleştirilen en büyük ihracat rakamına ulaşan FNSS, bu alandaki<br />

çıtayı yukarılara doğru çekmeye devam etmektedir. Kendilerini tebrik ediyor ve<br />

başarılarının devamını diliyoruz.<br />

SASAD Yönetim Kurulu, Genel Sekreterliği ve Alt Kurul Başkanları ile SSM yönetimini<br />

2009 Kasımında bir araya getiren ilk toplantının ardından II. Vizyon Paylaşım<br />

Platformu (VPP) Şubat 2011’de toplanmış ve savunma sanayiinin geleceğine ışık<br />

tutacak üst düzey değerlendirmelerin ve yönlendirmelerin yapılmasına ortam<br />

sağlamıştır. MSB temsilcileri ve TSKGV’nin de üst düzey katılımlarıyla<br />

buluşmanın önemi bir kez daha artmıştır. VPP iletişim çalışmasının kamu<br />

ayağında ise ilk toplantı Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet<br />

Komutanlıkları, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı ile SSM Yönetimini<br />

Mart 2011’de bir araya getirmiştir.<br />

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK” temalı bir sonraki<br />

sayımızda buluşmak dileğiyle...


Bu<br />

sayımızda<br />

06<br />

Bir Konuk Bir Söyleşi<br />

Nail KURT<br />

FNSS Genel Müdürü<br />

Yayın Sahibi<br />

Danışma Kurulu<br />

Yayın Kurulu<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı Adına<br />

Murad BAYAR<br />

Prof. Dr. Canan ÇİLİNGİR<br />

Prof. Dr. Aydın KÖKSAL<br />

Dr. Veysel YAYAN<br />

Dr. Faruk YARMAN<br />

Mehmet AKÇAY<br />

Necip BERKMAN<br />

Turgut ŞENOL<br />

Demet YAKIŞIR (Başkan)<br />

Murat AKSOY (Başkan Yardımcısı)<br />

Ayşegül TOKATLI<br />

Bülent Ecevit BEYOĞLU<br />

Canan KOŞAR<br />

Ersoy AKSOY<br />

Füsun KAYAALP<br />

Gökhan UÇAR<br />

İbrahim Sami EREL<br />

İrfan ŞAHİN<br />

Jale KARAKAŞ<br />

Kemal UYAR<br />

Muhsin Tamer ÖZDEMİR<br />

Murat ÇİZGEL<br />

Murat ULAÇ<br />

Necmi KOLDAŞ<br />

Önder BARAN<br />

Sinan DAL<br />

Tutku ÖNEL<br />

12<br />

16<br />

19<br />

ASELSAN<br />

İnsan Kaynakları Politikası ve<br />

Bu Alanda Yürütülen Önemli<br />

Faaliyetleri<br />

FNSS<br />

Kurumsal Değişimde İki Kritik Sınav:<br />

Yetenek Yönetimi ve<br />

Verimliliği Sürdürülebilir Kılmak<br />

HEAŞ<br />

İnsan Kaynakları Yönetimi ve<br />

Önemi<br />

Sorumlu<br />

Yazı İşleri Müdürü<br />

Fotoğraflar<br />

Yayın İdare Adresi<br />

Necmi KOLDAŞ<br />

Veli YILDIRIM<br />

T.C. M.S.B.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />

Nasuh Akar Mah.<br />

Ziyabey Caddesi 1407. Sokak<br />

No: 4 (06520) Balgat / ANKARA<br />

Tel: +90 312 411 90 00<br />

Faks: +90 312 411 93 86<br />

www.ssm.gov.tr<br />

yk@ssm.gov.tr<br />

24<br />

MilSOFT<br />

İnsan Kaynakları<br />

Uygulamaları<br />

Yayın Türü<br />

Yayın Şekli<br />

Ulusal Süreli Yayın<br />

3 Aylık - Türkçe<br />

Yayın Tarihi Nisan 2011<br />

Tasarım ve<br />

Baskı<br />

Art Tanıtım<br />

Kızılırmak Sokak No: 27/10<br />

06640 Bakanlıklar / ANKARA<br />

Tel: +90 312 425 59 96<br />

Faks: +90 312 425 57 27<br />

www.arttanitim.com.tr<br />

art@arttanitim.com.tr<br />

"Tüm yayın hakkı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı'na ait olup, ücretsizdir.<br />

Parayla satın alınmaz. Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.<br />

Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.


30<br />

STM<br />

İnsan Kaynakları<br />

Uygulamaları<br />

53<br />

MSB-SSM-SASAD-TSKGV<br />

II. Vizyon Paylaşım<br />

Platformu<br />

(25 Şubat 2011)<br />

TAI<br />

<strong>Savunma</strong> Muhabirleri<br />

36<br />

TUSAŞ Türk Havacılık ve<br />

Uzay <strong>Sanayii</strong> A.Ş.<br />

İnsan Kaynakları<br />

57<br />

Sektör Tanıtım Programı<br />

Uygulamaları<br />

Personel Yönetimi’nden<br />

Gündem<br />

41<br />

Stratejik İnsan Kaynakları<br />

Yönetimine Geçiş ve<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />

58<br />

İmza Törenleri<br />

Konferans, Toplantı, Fuar<br />

Ziyaretler<br />

Uygulamaları<br />

Performans<br />

Haberler<br />

45<br />

Değerlendirme<br />

Sistemi<br />

65<br />

Gizli Sicil Sisteminin<br />

50<br />

Sessiz Sonu


Bir Konuk Bir Söyleşi<br />

Nail KURT<br />

FNSS Genel Müdürü<br />

sorumluluklarını üstlenmiş durumdayım.<br />

SASAD Yönetim Kurulu üyesiyim. Aynı zamanda<br />

TOBB; DEİK yapısı altında, Türk Malezya İş<br />

Konseyi Başkanlığını da yürütmekteyim.<br />

Evliyim ve üniversite eğitimleri devam eden bir<br />

oğlum ve bir kızım var.<br />

Başında bulunduğum FNSS, Türk Silahlı<br />

Kuvvetleri, müttefik, dost ülkelerin silahlı<br />

kuvvetleri için özgün, güvenilir ve maliyet etkin<br />

Kara Muharebe Sistemi çözümlerini tasarlamayı,<br />

geliştirmeyi, üretmeyi ve desteklemeyi<br />

kendisine görev edinmiş, uluslararası alanda<br />

Kara Muharebe Sistemleri konusunda söz<br />

sahibi olan milli bir Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

kuruluşudur.<br />

Kendinizi ve FNSS’i bize kısaca tanıtır mısınız?<br />

1962 Ankara doğumluyum. TED Ankara Kolejini<br />

müteakip, ODTÜ Makina Mühendisliği<br />

bölümünü bitirerek, 1984 yılında iş hayatına<br />

atıldım. Yurt dışında ve içindeki kısa süreli iş<br />

tecrübeleri ve askerlik hizmetimi takiben, 1988<br />

yılında Nurol Holding’de çalışmaya başladım.<br />

1990 yılından, yani kuruluşundan beri, FNSS’te<br />

çalışmaktayım. 2007 Aralık ayında Genel<br />

Müdürlük pozisyonuna atandım. 2008 Haziran<br />

ayından bu yana da, CEO ve Genel Müdür<br />

FNSS, 1988 yılında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />

ile imzalanan ve 1989 yılında yürürlüğe<br />

giren sözleşme kapsamında, Türk Silahlı<br />

Kuvvetlerinin Zırhlı Muharebe Aracı ihtiyacını<br />

karşılamak üzere on yılda dört değişik tipte<br />

1698 adet araç üretmeyi taahhüt etmiş ve bu<br />

proje ile Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde Zırhlı<br />

Muharebe Araçları alanında tasarım, geliştirme<br />

ve üretim kabiliyetlerinin yerleştirilmesine<br />

yönelik ilk temel atılmıştır.<br />

FNSS 20 yılı aşan bu sürede asli görevini<br />

yaparken birçok başarılara da ulaşmış ve Türk<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde bir çok ilke imza atmıştır.<br />

FNSS, Kara Kuvvetlerimizin yanında ve ulusumuzun<br />

kara gücünün bir unsuru olarak çalışma<br />

felsefesini benimsemiş; geniş bir ürün yelpazesi<br />

içinde birçok kara muharebe sistemini<br />

tasarlayıp üretebilecek ve bunlarla ilgili eğitim<br />

ve lojistik sağlayabilecek bir kuruluş haline<br />

gelmeyi başarmıştır. Yapmış olduğumuz<br />

çalışmalar ile kısa sürede dünya pazarında<br />

tanındık ve Türkiyemiz için önemli olan yüzler-


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

07<br />

ce milyon dolarlık ihracatı gerçekleştirmekle<br />

kalmadık; bunun çok üzerinde bir ihracat<br />

potansiyelinin de yaratılmasında önemli rol<br />

oynadık ve oynamaya devam edeceğiz.<br />

Biz, sürekli olarak gerek kullanıcı ihtiyaçları,<br />

gerekse yeni teknolojiler anlamında pazar<br />

şartlarını yakından takip ederek, değişen ve<br />

gelişen şartlara kendimizi gerektiği şekilde<br />

adapte etmek üzere çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.<br />

Başlangıçta tek tip ürün (ZMA) ve tek<br />

proje ile faaliyete başladık. 1997 yılında<br />

başlayan ilk ihracat projemiz ile öncelikle çoklu<br />

proje ortamına, 2000’li yılların başlarında<br />

geliştirdiğimiz AKINCI ZMA ve PARS Tekerlekli<br />

Zırhlı araçlarımız ile çoklu ürün ortamına ve<br />

daha sonra Malezya ZMA ve Suudi Arabistan<br />

M113 Modernizasyonu projeleri ile de birden<br />

fazla coğrafyada üretim ortamına geçtik. Bu<br />

değişime paralel olarak, 2007 yılında <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı ile imzalamış olduğumuz<br />

ve bir özgün tasarım ve geliştirme projesi olan<br />

Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü projesi ile de<br />

çoklu proje modeli ortamına da geçmiş<br />

bulunuyoruz.<br />

FNSS, 257 adetlik PARS 8x8 projesi ile de<br />

dostumuz Malezya’ya, hem en son teknoloji<br />

ürünü zırhlı tekerlekli araçları sağlayacak, hem<br />

de teknoloji ihracını gerçekleştirecektir.<br />

FNSS, Malezya Ordusu'na 257 adet 8X8 zırhlı<br />

muhabere aracı üretmek üzere imzalanan 600<br />

milyon dolarlık anlaşma, Türk <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong>nde tek kalemde yapılan en büyük<br />

ihracat bağlantısı. Bu konuda bize bilgi verir<br />

misiniz?<br />

FNSS olarak Malezya ile ilk sözleşmemizi 2000<br />

yılında imzalamıştık. Malezya <strong>Savunma</strong><br />

Bakanlığı ile ana yüklenici olarak imzaladığımız<br />

bu projede, Malezyalı iş ortağımız DEFTECH<br />

ana alt yükleniciydi. Yaklaşık 300 milyon ABD<br />

doları bedelli ve 12 değişik konfigürasyonda<br />

211 adet Zırhlı Muharebe Aracının (Malezya’da<br />

ADNAN olarak bilinir) üretimini kapsayan bu<br />

proje, Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde tek kalemde<br />

gerçekleştirilen en büyük savunma sistemi<br />

ihracatı olarak ve teknoloji transferinin<br />

gerçekleştirildiği ilk savunma projesi olarak<br />

tarihe geçmişti. Proje çerçevesinde Malezyalı iş<br />

ortağımıza ZMA teknolojisi transfer ederek 65<br />

adet aracın üretimini Malezyada gerçekleştirdik.<br />

Oldukça başarılı bir şekilde tamamladığımız<br />

bu proje sonrasında, 2007 ve 2008<br />

yıllarında toplam 56 adet aracı bulan ilave<br />

sipariş aldık. Bu projelerde ise Malezya<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanlığının talebine istinaden<br />

ortağımız ile rolleri değiştik ve onlar ana<br />

yüklenici, biz alt yüklenici olduk. Bu araçların<br />

teslimatlarını da bugünlerde tamamlamak<br />

üzereyiz.<br />

ZMA projeleri devam ederken Malezya<br />

Ordusunun 8x8 tekerlekli zırhlı araç ihtiyacı da<br />

ortaya çıktı ve biz de proje ile ilgilenmeye<br />

başladık. Proje ile ilgili ilk değerlendirmeler<br />

2006 yılında başladı. Biz de PARS 8x8 aracımız<br />

ile bu değerlendirmelere katıldık. Malezya bu<br />

projeyi, azami yerli katkı sağlayacak ve<br />

savunma sanayiine mühendislik, know-how,<br />

teknoloji transferi, lojistik destek alanlarında<br />

kabiliyet kazandıracak bir proje modeli ile<br />

gerçekleştirmeyi hedefliyordu. Biz bu projede<br />

de yerel ortağımız DEFTECH firması ile<br />

çalışmaya devam ettik. Değerlendirmeler<br />

sonucunda Malezya <strong>Savunma</strong> Bakanlığı,<br />

FNSS’in son 10 yılda ZMA projelerinde<br />

göstermiş olduğu performans, PARS aracının<br />

teknolojik seviyesinin yüksekliği, burada<br />

yapılmış olan testlerinin etkisi ve bu projede<br />

verdiğimiz teknoloji transferi taahhütlerimiz<br />

dolayısıyla 8x8 tekerlekli zırhlı araç projesinde<br />

FNSS’i seçti. Tabii ki fiyat avantajımız da var.<br />

Proje ile ilgili olarak öncelikle Nisan 2010<br />

tarihinde Kuala Lumpur’da yapılan DSA fuarı<br />

esnasında Niyet Mektubunu aldık. Proje<br />

kapsamlı ve çok sayıda görev ekipmanı ve<br />

altsistemi kapsadığı için, bu hususlardaki<br />

kararların nihai hale getirilmesi yaklaşık bir<br />

yıl aldı. Çalışmalar neticesinde Malezya<br />

Başbakanının Şubat 2011 sonunda ülkemizi<br />

ziyareti esnasında Malezyalı ortağımız<br />

DEFTECH firması ile projeye yönelik sözleşmeyi<br />

imzaladık.<br />

Proje, Malezya Silahlı Kuvvetleri için 12 değişik<br />

konfigürasyonda 257 adet 8x8 Tekerlekli Zırhlı<br />

Muharebe Aracının geliştirme ve üretimini<br />

kapsıyor. Projeye ilişkin sözleşme bedeli<br />

opsiyonlar ile birlikte yaklaşık 600 Milyon<br />

ABD Doları tutarında. Bu ihracat sözleşmesi<br />

Türkiye'den tek kalemde gerçekleştirilen en<br />

büyük savunma sistemi ihracat sözleşmesi<br />

olup, bu proje ile FNSS Suudi Arabistan'da son<br />

imzalamış olduğu 324 Milyon Dolarlık ihracat<br />

sözleşmesi ile elinde tuttuğu en büyük<br />

savunma ihracatı sözleşmesi rekorunu da<br />

yenilemiştir.<br />

PARS 8x8 (AV8-Malezya)<br />

FNSS'in PARS 8x8 Tekerlekli Zırhlı Aracı baz<br />

alınarak geliştirilecek araçlar, FNSS ve DEFTECH<br />

mühendislerince, Malezya Silahlı Kuvvetleri


Bir Konuk Bir Söyleşi<br />

ihtiyaçları gözönüne alınarak, yeniden tasarlanarak<br />

Malezya'da üretilecek.<br />

Projede DEFTECH ana yüklenici, biz ana alt<br />

yükleniciyiz. Proje çerçevesinde DEFTECH firmasına<br />

önemli bir seviyede teknoloji transferi<br />

yapılacak. Proje kapsamında tekerlekli zırhlı<br />

araçlar konusunda Malezya'da yerel tasarım,<br />

geliştirme, üretim, lojistik destek kabiliyetlerinin<br />

daha fazla geliştirilmesini hedefliyoruz.<br />

FNSS olarak proje çerçevesinde araçların geliştirilmesi,<br />

araç platformlarının ortak üretimi,<br />

sistem entegrasyonu ve sistem performansından<br />

sorumlu olacağız. Dolayısıyla ciddi<br />

anlamda bir mühendislik söz konusu.<br />

Geliştirilecek araçlar arasında 25 mm’lik silah<br />

kulesi, çift kişilik 30 mm’lik silah kulesi, 120 mm<br />

havan taşıyıcı, komuta aracı, ambulans, keşif<br />

aracı gibi değişik araç konfigürasyonları var.<br />

Proje takvimi teslimatların 7 yılda tamamlanmasını<br />

öngörüyor.<br />

Bu proje ile FNSS bir vites daha büyüterek, araç<br />

üretim teknolojilerine ilave olarak savunma<br />

sanayiinde tasarım ve mühendislik ihracını da<br />

gerçekleştirecektir.<br />

Malezya Ordusu için üreteceğiniz zırhlı<br />

araçlar 6X6 ve 8X8 olmak üzere iki farklı<br />

modelde üretilen ve Anadolu'da gücü temsil<br />

ettiği için "PARS" adını<br />

verdiğiniz ürünlerinizden. Bu araç ailesinin<br />

tasarımı ve özellikleri hakkında bizi<br />

aydınlatır mısınız?<br />

Malezya için geliştireceğimiz 8x8 tekerlekli<br />

zırhlı araçlar (AV8 olarak adlandırılmaktadır)<br />

PARS 8x8 aracımız baz alınarak geliştirilecek;<br />

ancak Malezya Ordusunun talep ettiği teknik<br />

ve taktik özellikleri karşılayacak şekilde ve<br />

seçilen farklı alt sistem ve görev ekipmanları ile<br />

donatılmış olarak üretilecek. Örneğin araçlar<br />

Malezya trafiğine uygun olarak sağdan<br />

direksiyonlu olacak.<br />

Tam bir araç ailesi konsepti içerisinde geliştirdiğimiz<br />

PARS tekerlekli zırhlı araçlarımıza yönelik<br />

çalışmalarımızı pazardaki eğilimleri, kullanıcı<br />

ihtiyaç ve taleplerini göz önüne alarak 6x6 ve<br />

8x8 konfigürasyonları üzerine yoğunlaştırdık.<br />

PARS 6x6<br />

PARS araçlarımız sınıfında dünyada geliştirilen<br />

en son araçlardan birisi olup, sahip olduğu<br />

tasarım ve kullanmış olduğu teknolojiler ile<br />

diğer benzer araçlardan farklılaşmaktadır.<br />

Aktif havalı bağımsız süspansiyon sistemi, tüm<br />

tekerleklerde çekiş ve otomatik kontrollü<br />

tahrik özellikleri sayesinde PARS, yüksek bir<br />

“arazide hareket kabiliyeti” sunmaktadır.<br />

Bağımsız aktif süspansiyon sistemi, gövdede<br />

çok az bir yer işgal ederek, daha fazla görev<br />

ekipmanı ve erzak taşınmasını olanaklı hale<br />

getirirken, aracın kötü arazi koşullarında ve<br />

yan eğimlerde mükemmel performans ve<br />

kararlılığa sahip olmasını sağlamaktadır. Araç,<br />

süspansiyonunun elektronik yükseklik ayar<br />

özelliği kullanılarak, mevzi gerisinde benzerlerine<br />

göre çok daha etkin gözetleme veya<br />

gizlenme pozisyonu alabilmektedir. Kullanılan<br />

havalı tam bağımsız süspansiyon sistemi<br />

sayesinde elektronik donanımı hassas olan<br />

sistemler için gerekli olan daha az titreşimli ve<br />

sarsıntısız sürüş imkanı sağlanmıştır. Kullanıcı<br />

taleplerine göre hidropnömatik süspansiyon<br />

sistemi uygulamamız da mevcuttur.<br />

PARS sahip olduğu tüm tekerlerden dönüş<br />

sistemi sayesinde mümkün olan en düşük<br />

yarıçapta dönüş yaparak dar alanlarda yüksek<br />

manevra kabiliyetine sahiptir. Sadece düşük<br />

hızlarda devreye alınan bu sistem sayesinde<br />

yüksek hızlarda yol tutuş özelliğinden de ödün<br />

verilmemiştir. Kullanılan geniş periskoplar ve<br />

soldan sağa 180 derecelik kesintisiz görüş açısı<br />

sayesinde yüksek hızlarda sürücü için gerekli<br />

olan açık ve net görüş sağlanmıştır.<br />

Sürücü kompartımanında kullanılan dokunmatik<br />

dijital ekran ve aracın dışına yerleştirilen<br />

kameralar sayesinde aydınlatmasız gece<br />

sürüşü, geri sürüşü gibi durumlarda güvenlik<br />

artırılmıştır.<br />

Ayrıca zeminin sertlik derecesine göre tekerleklerin<br />

hava basıncını ayarlayan çift kanallı CTI<br />

(Central Tyre Inflation / Merkezi Lastik Şişirme)<br />

sistemi de aracın standart donanımı arasında<br />

yer almaktadır. Araç, katı disk lastikleri<br />

sayesinde keşif gibi tehlikeli bir görev<br />

esnasında tekerleklerin isabet alması durumda<br />

bile hareketine devam edebilmektedir.<br />

Ayrıca PARS’ta çekme ve kurtarma işlemleri için<br />

bir adet vinç de bulunmaktadır.<br />

Aracın bakım ve onarımında büyük fayda<br />

sağlayan modüler zırh yapısı sayesinde tehdit<br />

algılamalarına göre balistik koruması da<br />

kolaylıkla benzer araçlara oranla önemli ölçüde<br />

artırılabilir. Gerek kullanılan malzeme gerekse<br />

gövde mimarisi ve konstrüksiyonu sayesinde<br />

yine rakiplerine göre daha yüksek seviyelerde<br />

mayın koruması sağlanmıştır.<br />

Açık sistem mimarisine sahip aracın elektronik<br />

aksamı değişen ihtiyaçlara göre yenilenebilir.<br />

NBC ortamında görev yapabilen PARS, beka<br />

kabiliyetinin artırılması amacıyla arıza uyarı ve<br />

yangın bastırma sistemleri ile donatılmıştır.<br />

Araçlarda klima sistemi de bulunmaktadır.<br />

Talep eden müşterilerimiz için PARS yüzebilir<br />

olarak üretilmektedir.<br />

Yüksek yük taşıma kapasitesi dolayısıyla<br />

kullanıcı talepleri doğrultusunda farklı kalibrelerde<br />

silah sistemlerinin PARS’a entegrasyonu<br />

yapılabilmektedir.<br />

M113 Zırhlı Ambulans Aracı<br />

Bahsettiğiniz gibi daha önce Suudi Arabistan<br />

ile imzaladığınız 324 milyon dolarlık ihracat<br />

sözleşmesi de o dönem için en büyük dış<br />

satıştı. FNSS ihracat konusunda oldukça<br />

başarılı. Bu başarının arkasında yatan<br />

faktörler nelerdir?<br />

FNSS 1988 yılında kurulduğunda sadece ve<br />

sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını<br />

karşılamayı hedefliyordu.<br />

Ancak, gerek Birinci ZMA Sözleşmesindeki çok<br />

iddialı direkt ofset taahhüdü, gerekse Şirket<br />

yönetiminin Şirketin varlığını idame ettirme<br />

azmi çok kısa süre içinde Şirketi dış pazar<br />

arayışına soktu. Bu çabalar ilk meyvesini 1997<br />

yılında Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan<br />

sözleşme ile verdi. Peşinden Malezya, Suudi<br />

Arabistan, Bahreyn, Filipinler derken FNSS hem<br />

Orta Doğu’da, hem de Uzak Doğu’da Zırhlı<br />

Muharebe Araçları konusunda önemli bir güç<br />

haline geldi.<br />

2000-2010 yılları arasında FNSS toplam 745<br />

milyon dolar fiili ihracat yapmıştır. Bu dönem<br />

içinde ortalama 285 personel çalıştırmıştır. Söz<br />

konusu ihracata ilaveten FNSS’in elinde<br />

halihazırda 880 milyon dolar tutarında aktif<br />

ihracat bağlantısı mevcuttur. 2011 yılı Mart ayı


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

09<br />

itibari ile FNSS’in elindeki işlerin %88’i ihracat<br />

bağlantısı, %12’si ise <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı ile olan sözleşmelerdir. FNSS’in<br />

son 5 yılda yaptığı toplam satışların %96’sını<br />

ihracat oluşturmaktadır.<br />

Bu başarının arkasında tabii ki en başta çok<br />

kaliteli ürün ve hizmetler, gerek ürün gerekse<br />

proje modeli bazında müşterilerin ihtiyacını<br />

çok iyi anlayarak, onlara özel çözümler sunan<br />

ve nihayetinde satış sonrasında devamlı olarak<br />

müşterisinin yanında duran ve ona yardımcı<br />

olan bir anlayış yatıyor.<br />

Bu arada, bahsi geçen ihracat faaliyetleri<br />

neticesinde FNSS halihazırda <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığına olan tüm geçmiş ve gelecek<br />

offset taahhütlerini yerine getirmiş ve offset<br />

kredisi biriktirmeye başlamıştır.<br />

Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü<br />

FNSS önemli bir ihracatçı kurum olma yolunda<br />

başka önemli değişikliklerden de geçmiştir.<br />

Kurulduğu yıllarda FNSS lisans altında tek<br />

müşteri tek ürün şeklinde faaliyet göstermekte<br />

idi. Personel oluşumu büyük çapta mavi yaka<br />

işgücüne dayalı idi ve çok küçük bir tasarım<br />

mühendisliği biriminden destek görüyordu.<br />

Bugüne baktığımızda onaylanmış bir AR-GE<br />

merkezi olan FNSS, yüzden fazla tasarım<br />

mühendisinden oluşan tasarım mühendisliği<br />

kabiliyeti ile PARS Tekerlekli Zırhlı Aracı ile<br />

uluslararası piyasada boy göstermeye başlamış,<br />

yerli piyasada ise Seyyar Yüzücü Hücum<br />

Köprüsü ve AZMİM gibi çok zorlu özgün<br />

tasarımları gerçekleştirmiştir. Her iki ürünün de<br />

ihracat potansiyelleri yüksektir.<br />

Bu yeni çehresi ile FNSS, hem iç hem de dış<br />

pazarlarda sürekli yeni ürünler geliştirmenin;<br />

var olanların da iyileştirilmesinin önemine<br />

inanmakta ve bundan hareket ile mühendislik<br />

ve tasarım kabiliyetlerini, hem nitelik hem de<br />

nicelik olarak daha da arttırmayı hedeflemektedir.<br />

Yoğun rekabetin olduğu dünya kara<br />

araçları piyasasında edindiği yeri önce<br />

korumak, sonra da daha ileriye götürmek için<br />

bu hedefe bir an önce ulaşmak gerektiği<br />

aşikardır. Öncelikle Şirketimizin ortaklarının<br />

FNSS’in mühendislik ve tasarım kabiliyetlerine<br />

daha fazla yatırım yapmaları sağlanmaktadır.<br />

FNSS’in son 5 yıldaki AR-GE bütçesi toplam<br />

satışlarının %3-4’ü mertebesinde seyretmiştir.<br />

İkinci olarak, mümkün olan her fırsatta<br />

TÜBİTAK yardımlarına başvurulmaktadır.<br />

Ancak, hergün büyüyen ve gelişen mühendislik<br />

ve tasarım kabiliyetlerimizi daha da artırmak<br />

ve bunu altyapı yatırımları ile desteklemek için<br />

daha fazla ve daha süratli kaynağa ihtiyaç<br />

bulunmaktadır. Bu nedenle sektör olarak<br />

yaratıcı çözümler bulmamız gerektiği açıktır.<br />

Bu cümleden olmak üzere, ihracat yoluyla<br />

kazanılan offset kredilerinin üçüncü taraflara<br />

kullandırılması ve ortaya çıkan gelirin yeni ürün<br />

ve altyapı geliştirme faaliyetlerinde kullanılması<br />

iyi bir çözüm olabilir diye düşünüyoruz.<br />

Yakalamış olduğunuz başarılı ihracat<br />

çizgisinin arkasında güçlü bir yan sanayi<br />

ağınız olduğunu değerlendiriyoruz; tedarik<br />

zinciri yaklaşımınızı anlatır mısınız?<br />

FNSS, kurulduğu yıldan itibaren yan sanayi<br />

kavramını stratejik olarak ele almıştır. Bu<br />

stratejiye göre yan sanayi, FNSS’in üretim<br />

gücünün temel unsurlarındandır ve FNSS<br />

teşkilatının bir parçasıdır.<br />

FNSS’de yan sanayi faaliyetlerini iki safhaya<br />

ayırmak gereklidir: Birinci faz 1992-2010 yılları<br />

arasında yer alan, yan sanayii geliştirme ve çok<br />

sayıda yerli üretici ile parça üretme safhasıdır.<br />

İkinci stratejik dönem ise 2010 yılında başlayan<br />

safhadır. Bu yeni dönemde FNSS, az sayıda<br />

kabiliyetli ve güçlü yan sanayi şirketi ile<br />

Çözüm Ortaklığı yapmayı planlamaktadır.<br />

Her iki safhanın detay ve amaçları aşağıda<br />

özetlenmektedir.<br />

Birinci tedarik safhasına 1992 yılı başında<br />

başlatılan bir çalışma ile girilmiş; A-Takımı isimli<br />

geniş katılımlı bir ekip, tedarik konusunda<br />

sistematik bir faaliyete başlamıştır. Bu safhada<br />

amaç, şirketin ihtiyacı olan parçaları<br />

FNSS’in elindeki işlerin<br />

%88’i ihracat bağlantısı,<br />

%12’si ise <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı ile olan<br />

sözleşmelerdir.<br />

FNSS’in son 5 yılda yaptığı<br />

toplam satışların %96’sını<br />

ihracat oluşturmaktadır.<br />

zamanında ve istenilen kalitede üretebilecek<br />

şirketleri bulmak ve geliştirmek olmuştur. İşe<br />

başlanıldığında yerli katkı oranının sıfır<br />

olduğunu not etmekte yarar vardır. İlk adımda,<br />

büyük çaplı üretim yapan kalite kültürü sağlam<br />

olan şirketlerimize başvurulmuştur. Ancak,<br />

genelde otomotiv sanayiine seri imalat tekniği<br />

ile parça üretimi yapan, daha çok TAYSAD<br />

(Taşıma Yan sanayicileri Derneği) bünyesinde<br />

toplanan üreticileri, kısıtlı sayıdaki ihtiyacımıza<br />

yönlendirmek kolay olmamıştır. Bu nedenle,<br />

daha küçük çaplı üretici firmalar incelenmiş ve<br />

seçilen firmalarımıza tezgah, takım yatırımı<br />

yapılmış; personele eğitim verilmiş; mali<br />

destek verilmiştir. Kısa zamanda değişik ürün<br />

kategorilerinde çok sayıda üretici geliştirilmiş;<br />

bu çalışmanın meyveleri ise yerli katkı<br />

oranımızın iki yıl içinde sıfırdan %73’e çıkması<br />

ile alınmıştır. Bu yıllarda FNSS, 250’ye varan yan<br />

sanayi şirketlerinin sayısı ile gurur duymuş, bu<br />

duyguları tüm pazarlama ağına, çeşitli<br />

vasıtalarla duyurmuştur. Yerli sanayici ile<br />

çalışmanın avantajları birden fazladır:<br />

herşeyden önce kendi dilinizden, derdinizi<br />

anlayan aynı kültürden insanlarla çalışmanın<br />

kolaylığı vardır. Fiziksel yakınlık çok önemlidir.<br />

Ankara’da konuşlu bir yan sanayi şirketine en<br />

çok yarım saatte ulaşılabilmektedir. Yerli<br />

sanayiciden alınan parçalarda, yabancı ülke<br />

kısıtı bulunmamakta, bu da stratejik bir avantaj<br />

sağlamaktadır. Bu tür tedarik çalışması, lisanslı<br />

ve tek ürünle çalıştığımız, ürün resimlerinin<br />

hazır olduğu ilk yıllar için çok yararlı olmuştur.<br />

FNSS, yıllar ilerledikçe, özgün ürünler<br />

geliştirmeye başlamış; lisanslı ürünler<br />

terkedilmeye başlanmış; birden fazla proje<br />

üzerinde ve değişik coğrafyalarda, üretim


Bir Konuk Bir Söyleşi<br />

tesisleri işletilmeye başlanmıştır. Değişen<br />

koşullar nedeniyle, bir dönem çok başarılı olan<br />

tedarik stratejilerimizde yön değişikliği<br />

yapılması gereği, 2000’li yılların ortalarında<br />

ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu çerçevede, 7<br />

Ocak 2010 tarihinde FNSS tarafından Çözüm<br />

Ortaklığı Konferansı düzenlenmiş; çok sayıda<br />

yan sanayi şirketimiz, bu konudaki özlemin de<br />

bir ifadesi olarak, bu konferansa katılmıştır.<br />

Konferansın somut çıktısı “savunma sanayiinde<br />

rekabetçi olabilmek için esnek, işbirliğine<br />

dayalı, sorumlulukları ve riski paylaşan<br />

politikalara ihtiyaç olduğu; akıllı, yetenekli,<br />

tasarım da yapabilen yan sanayi şirketleri ile<br />

ana yüklenicilerin birer ortak gibi çalışmaları<br />

gereğinin tespiti” olmuştur. FNSS, bu<br />

çerçevede, iç bünyesinde tedarik süreci<br />

üzerinde transformasyon çalışmalarına<br />

başlamıştır. Bu cümleden olarak önce tedarik<br />

süreci yeniden tarif edilmiş; tedarik zinciri<br />

tarifine şirket içi üretim de dahil edilmiş;<br />

tedarikçiler yeniden sınıflandırılmış; tedarik<br />

uzmanlığı kavramı üzerinde durulmaya<br />

başlanmıştır. Pilot olarak seçilen bir<br />

Şirketimizle çalışmalara başlanmış olup,<br />

alınacak net sonuçlar süratle uygulamaya<br />

konulacak, Çözüm Ortakları FNSS’in günlük<br />

tedarik uygulamalarının temel unsuru<br />

olacaktır.<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Gündemi Dergisi’nin bu<br />

sayısının teması “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>’nde İnsan<br />

Kaynakları”, FNSS olarak savunma<br />

sektöründe tasarımcı geliştirmeye yardımcı<br />

olmak üzere “FNSS Mil. Design 2011” adında<br />

bir yarışma düzenlediniz, bu konuda bize<br />

bilgi verir misiniz?<br />

FNSS’in hayalleri geniş ve uzun ufukludur.<br />

Tedarikçi stratejilerimizde nasıl kendi kaynaklarımızla<br />

birlikte diğer Şirketlerin de aklını<br />

kullanmayı planlıyorsak; tasarım ve geliştirme<br />

Konferansın somut çıktısı<br />

“savunma sanayiinde<br />

rekabetçi olabilmek için<br />

esnek, işbirliğine dayalı,<br />

sorumlulukları ve riski<br />

paylaşan politikalara<br />

ihtiyaç olduğu; akıllı,<br />

yetenekli, tasarım da<br />

yapabilen yan sanayi<br />

şirketleri ile ana yüklenicilerin<br />

birer ortak gibi çalışmaları<br />

gereğinin tespiti” olmuştur.<br />

hizmetlerimizde de “Başka yaratıcı beyinler<br />

nerede var?” “Bu beyinler bize nasıl destek<br />

olabilir?”, “Gelecekte doğacak insan kaynağı<br />

sorunlarımıza bugünden nasıl çare bulabiliriz?”<br />

sorularını da kendimize soruyoruz. Yaratıcı<br />

çözümler için de planlı “arama seansları”<br />

yapıyoruz. Bu çalışmalar sonunda, çift sayılı<br />

yıllarda düzenlediğimiz Zırhlı Araç Maket<br />

Yarışmamızı başlattık. Çok büyük ilgi gördü.<br />

Maketçilik öğreticidir. Maketçi, üzerinde<br />

çalıştığı araç sisteminin her detayını öğrenir,<br />

uzmanı olur.<br />

Geçtiğimiz yıl, bu yarışmaya ilave olarak<br />

tasarımcı ihtiyacımıza çare ararken, gençleri<br />

destekleyerek, kabiliyetli olanlarını bulmak ve<br />

onları teşvik etmek gereğini tespit ettik.<br />

Arkadaşlarım derhal çalışmalara başladılar ve<br />

Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşunun<br />

(ETMK) desteği ile titiz bir hazırlık yaparak Mil.<br />

Design 2011’i düzenlediler. Bu sene, ulusal<br />

temelde yaptığımız bu yarışmayı, küresel<br />

liderlik amaçlarımız doğrultusunda, 2013’te<br />

uluslararası çapta yapma düşüncemiz var. Mil.<br />

Design 2011 yarışmamıza profesyonel<br />

kategoride 45, öğrenci kategorisinde 20 eser<br />

katıldı. Saygın ve konusunda usta isimlerden<br />

oluşan geniş katılımlı bir jüri oluşturduk.<br />

Jürimiz 12 Ocak 2011’de tüm gün biraraya<br />

gelerek titiz bir çalışma ile ödül sahiplerini<br />

tespit etti.<br />

19 Mart 2011’de Ankara Sheraton Otelinde<br />

düzenlediğimiz geniş katılımlı bir resepsiyonda,<br />

kazananlara ödüllerini verdik; eserlerini<br />

sergiledik. Şunu ifade etmek isterim ki, gerek<br />

kazanan eserler, gerekse dereceye girmeyen<br />

diğer eserlerin hemen tamamı, endüstriyel<br />

tasarımcılığımızın geldiği nokta itibariyle bizleri<br />

son derece sevindirdi. Bu eserlerin, gerek<br />

Şirketimizde, gerekse ilgili diğer kurumlarda<br />

sergilenmesi konusunda çalışmalara başladık.<br />

Nihai amacımız, bu Yarışmanın benzerlerinin<br />

ve daha iyilerinin diğer <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

şirketlerimiz tarafından da kendi alanlarında<br />

yapılması; uzman tasarımcı havuzumuzun<br />

süratle gelişmesidir.<br />

Yurt dışında yaşayan beyinlerimizin yeniden<br />

ülkemize kazandırılması adına savunma<br />

sanayiinde neler yapılabilir? Tersine beyin<br />

göçü için savunma sanayimizin uygun<br />

koşulları sağlayabileceğini düşünüyor<br />

musunuz?<br />

Bu konuda düzenlenen ve savunma sanayinin<br />

aktif olarak katıldığı etkinlik, Sinerjitürk<br />

etkinliğidir. Dışarıda faaliyette bulunan Türkleri<br />

savunma sanayii ile entegre etmeyi amaçlayan<br />

etkinlik geniş katılım bulmakta; SSM Müsteşarı<br />

Sn. Murad Bayar, bu etkinliğe geniş bir SSM<br />

ekibi ile katılmaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> şirketlerimizin personel<br />

ihtiyacı olduğunda, özellikle tasarım alanında,<br />

tecrübeli personel bulunamamakta; bu ise,<br />

alınan işlerin süresi içinde bitirilmesini risk


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

11<br />

ABD pasaportu taşımaya devam etmeleri<br />

halinde, Türkiyede aynı alanlarda çalışma<br />

güçlüğü olabilir. Bu nedenle ABD’de çalışan<br />

Türklerin geri dönmeleri halinde, ABD<br />

pasaportunu bırakmalarında yarar vardır. Bu<br />

zorluklara rağmen, geri dönmeye hevesli ne<br />

kadar Türk olduğu konusunda da bir çalışma<br />

yapılabilir.<br />

FNSS’in geleceğine yönelik planlarınız<br />

nelerdir?<br />

Bugüne kadar başardıklarımız, mevcut İşgücümüzün<br />

sağlamlığı, profesyonelliği, şirketine<br />

bağlılığı; ortaklarımızın güçlü oluşu ve FNSS’ye<br />

olan güçlü inancı bize geleceğe yönelik çok<br />

büyük umutlar besleme cesareti veriyor.<br />

Dolayısı ile hayallerimiz büyük...<br />

BÜLENT ÖZKURT Mil. Design 2011 Birincilik ödülü Profesyonel Kategori<br />

Önümüzdeki 10 yılda savunma alanında en az<br />

2,5 milyar dolarlık iş almayı planlıyoruz. Bu<br />

rakamın çok üzerine çıkabileceğimizi bilmekle<br />

birlikte, asgari planlarımız bunun üzerine<br />

yapılıyor. Bunu yaparken çalıştığımız dost<br />

ülkelerin yerel şirketi olma, oraya teknolojiyi<br />

taşıyarak tercih edilen şirketi olmayı planlıyoruz.<br />

Tabii ki yerli projeler de planlarımızda<br />

çok önemli yer tutuyor. İdeal bir yapıda iç ve dış<br />

projeler arasında denge olmalı. Sadece yerli<br />

projelerle ayakta kalmak sağlıklı olmadığı gibi,<br />

son dört yıldır yaşadığımız gibi sadece ihracata<br />

bağlı yaşamak da çok sağlıklı değil diye<br />

düşünüyorum.<br />

Bizler, ordumuza olan sonsuz inancımız ve<br />

sevgimizi, vatanseverliği; muhatabımıza<br />

saygılı, dürüst ve güvenilir olmayı her şeyin<br />

üzerindeki çalışma değerleri olarak görüyoruz.<br />

MUZAFFER KOÇER Mil. Design 2011 Birincilik ödülü Öğrenci Kategorisi<br />

Operasyonel mükemmeliyet gelecek 5 yılda,<br />

bizim temel hedefimiz. Çok sayıda projeyi,<br />

değişik ürün alanlarında, değişik coğrafyalarda<br />

başarı ile ifa edebilmek için bilgi altyapınızın<br />

doğru işletilmesi, projelerin ahenk içinde<br />

yönetilmesi; tedarik sisteminin farklı ve verimli<br />

bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Buna çok<br />

önem veriyoruz.<br />

altına almaktaydı. Bu nedenle, dışarıda ve<br />

savunma sanayii üzerine çalışan Türklerin<br />

tasarımcı eksikliğini gidermede, önemli bir<br />

unsur teşkil ettiği şüphe götürmez bir gerçektir.<br />

Bu konuda yurt dışında çalışan Türklerin,<br />

ülkelerine geri dönmeleri için öncelikle uygun<br />

çalışma ortamının sağlanması, kabul edebilecekleri<br />

bir gelir seviyesinin garanti edilmesi,<br />

özellikle çocukları olan yurttaşlarımız için<br />

uygun eğitim olanaklarının sağlanması şarttır.<br />

Bu kapsamda, TÜBİTAK’ın yürütmekte olduğu<br />

Avrupa Birliği 7. ÇP Marie-Curie araştırma<br />

programlarının çağrıları izlenerek, programlardan<br />

destek almak için çalışmalar yapılmalıdır.<br />

Programa ayrılan fon ile tersine beyin göçü<br />

direk olarak desteklenmekte ve araştırma<br />

projelerini hem araştırmacılar hem de sanayi<br />

kurumları için cazip hale getirmektedir. <strong>Savunma</strong><br />

Sanayimizin olanakları ile bu programın<br />

sunmuş olduğu fırsatlar birlikte değerlendirilerek<br />

yurt dışında çalışmalarını sürdüren<br />

araştırmacılarımız için tersine beyin göçünü<br />

çekici hale getirmek mümkün olacaktır. Ayrıca<br />

ABD’de savunma alanında çalışan Türklerin,<br />

2015-2020 arasında alınması planlanan yeni iş<br />

paketleri için, iş geliştirme faaliyetlerimizde<br />

farklılaşma planlıyoruz. Detayına şimdi<br />

giremeyeceğim iş geliştirme çalışmalarımız,<br />

bizi gelecek on yıllara taşıyacaktır.<br />

Tüm pazarlama faaliyetlerimizin temelinde<br />

yeni ürünler geliyor. FNSS, bu konuda sürekli<br />

yatırım yapacak; silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaç<br />

duyduğu kara savunma sistemlerini geliştirecek<br />

ve subaylarımızın beğenisine sunacaktır.<br />

Sayın Nail Kurt vermiş olduğunuz bilgiler için<br />

çok teşekkür ediyoruz.


ASELSAN<br />

İnsan Kaynakları Politikası ve<br />

Bu Alanda Yürütülen Önemli Faaliyetleri<br />

Şirket Profili<br />

ASELSAN; %84.58 hissesi Türk Silahlı Kuvvetleri<br />

Güçlendirme Vakfı (TSKGV)’na ait, %15.42<br />

hissesi İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda<br />

işlem gören Türkiye’nin öncü savunma sanayi<br />

şirketidir. Tasarım ve üretim faaliyetlerini;<br />

Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri Grup Başkanlığı,<br />

Mikro Elektronik Güdüm ve Elektro<br />

Optik Grup Başkanlığı, Radar, Elektronik Harp<br />

ve İstihbarat Sistemleri Grup Başkanlığı ve<br />

<strong>Savunma</strong> Sistem Teknolojileri Grup Başkanlığı<br />

olmak üzere dört Grup Başkanlığı altında<br />

Ankara’da; Macunköy, Akyurt ve Orta Doğu<br />

Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Teknokent tesislerinde<br />

yürütmektedir. (Şekil-1) Ayrıca<br />

İzmir’de Trafik Sistemleri konusunda ve<br />

İstanbul’da Deniz Sistemleri ve Ürün Desteği<br />

konusunda çalışan müdürlüklerimiz bulunmaktadır.<br />

Tüm Grup Başkanlıklarına hizmet<br />

veren insan kaynakları, destek hizmetleri,<br />

pazarlama vb. konularda çalışan bölümler ise<br />

doğrudan Genel Müdürlüğe bağlı olarak<br />

faaliyetlerini yürütmektedir.<br />

Çalışan Profilimiz<br />

ASELSAN’da 2168’i mühendis ve 1084’ü<br />

teknisyen olmak üzere toplam 3851 personel<br />

çalışmaktadır. Personel dağılımı Grafik-1’de<br />

görülmektedir. Çalışanlarımızın yaklaşık 60’ı<br />

mühendistir.<br />

Halen 4 ARGE Merkezimizde 5746 sayılı ARGE<br />

Kanunu kapsamında 1741 ARGE personeli<br />

çalışmaktadır.<br />

Büro İşleri Kulvarı<br />

%4<br />

Teknisyenlik Kulvarı %28<br />

Grafik-1: Personel Dağılımı<br />

İşçilik Kulvar<br />

%4<br />

Mühendislik Kulvarı<br />

%56<br />

İdari Kulvar %8<br />

Şekil-1: ASELSAN Çalışma Ortamlarından Genel Görünüş


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

13<br />

İnsan Kaynakları Politikamız<br />

ASELSAN; kuruluşundan bu yana personeline<br />

yaptığı yatırımlar ve kaynaklarından önemli bir<br />

kısmını ayırdığı araştırma-geliştirme çalışmalarıyla,<br />

sahip olduğu teknolojiler ve entelektüel<br />

sermayesi ile ülkemizin savunma sanayisine<br />

büyük katkılarda bulunarak, Türkiye’nin gurur<br />

duyduğu milli bir teknoloji merkezi durumuna<br />

gelmiştir. ASELSAN; sahip olduğu bilgi birikimi,<br />

ürettiği milli ve özgün cihaz ve sistemlerle<br />

Ulusal <strong>Savunma</strong> Sanayimizin lider kuruluşları<br />

arasında hak ettiği yeri almıştır. Hedefimiz,<br />

TSKGV’nın bir kuruluşu olan ASELSAN’ın, dünya<br />

ölçeğinde rekabet edebilme yeteneklerini<br />

geliştirmek ve savunma sanayi devleri arasında<br />

en üst sıralara çıkarmaktır.<br />

Bu vizyonda oluşturulan insan kaynakları<br />

politikamız; şirketimizin stratejik plan ve<br />

hedefleri doğrultusunda ihtiyaç duyulan insan<br />

gücü ihtiyacını en iyi şekilde karşılamak, bu<br />

gücün en verimli şekilde değerlendirilmesini ve<br />

devamlılığını sağlamaktır. Bu kapsamda;<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Çalışanlarımız için şeffaf ve açık bir yönetim<br />

politikası izlemek,<br />

Çalışanlarımızın motivasyonlarını ve<br />

ASELSAN’a bağlılıklarını ön planda tutmak,<br />

Çalışanlarımıza sürekli eğitim ve kendini<br />

geliştirme olanakları sağlamak,<br />

Çalışanlarımız için kariyer planlaması yaparak<br />

verimliliklerini en üst düzeye çıkarmak,<br />

Çalışanlarımız arasında fırsat eşitliği<br />

yaratmak,<br />

Çalışanlarımızın, maddi ve manevi haklarının<br />

korunmasını sağlamak,<br />

İnsan kaynakları politikamızı sürekli gözden<br />

geçirmek, güncellemek ve geliştirmek<br />

temel ilkelerimizdir.<br />

ASELSAN’ı bugün bu noktaya getiren; şirket<br />

kültürümüzün ve temel prensiplerimizin tüm<br />

çalışanlarımız tarafından benimsenmiş olması,<br />

çalışanlarımızın kendilerini sürekli gelişmeye<br />

ve öğrenmeye açık tutmalarının sonucudur.<br />

Nitelikli ve Deneyimli İş Gücü Temini<br />

Konusunda Yaşanan Sıkıntıları Gidermek<br />

Amacıyla Oluşturulan Personel Seçim<br />

Politikası<br />

ASELSAN olarak stratejik planımızla uyumlu<br />

olacak şekilde hazırladığımız iş gücü planımız<br />

çerçevesinde; önümüzdeki yıllar içerisinde<br />

hangi kadrolarda, hangi nitelikte personel<br />

istihdam etmemiz gerektiği tespit edilmektedir.<br />

Kurumsal bir şirket olmamızın getirdiği anlayışla<br />

hazırlanan görev tanımları kapsamında;<br />

şirket içinde tespit edilmiş iş aileleri bazında<br />

tüm unvan grupları için personelde olması<br />

gereken asgari özellikler tanımlanmış ve<br />

standart hale getirilmiştir. Bu kapsamda; gerek<br />

şirket dışından işe alımlarda, gerekse şirket içi<br />

bölüm, görev değişikliklerinde personelin<br />

niteliklerinin ilgili görev tanımıyla uyumlu<br />

olması ilk şart olarak aranmaktadır.<br />

İşe alımda dikkat ettiğimiz temel konuların<br />

başında, adayın ASELSAN kültürüne uygunluğu,<br />

ekip çalışmasına yatkınlığı gelmektedir.<br />

Bunun yanında her yıl yönergemizde de geçtiği<br />

üzere; Türkiye’de bulunan tüm üniversitelerden<br />

değil, yetkinliğini ve başarısını kanıtlamış<br />

ayrıca ÖSS sınav sonuçlarına göre tercih edilen<br />

üniversiteler arasında ilk sıralarda yer almış<br />

üniversitelerin mezunlarını istihdam etmek<br />

amacıyla, tespit edilen ilk 10 üniversiteden<br />

mezun adayların istihdamına öncelik verilmektedir.<br />

Adayların seçiminde sadece<br />

üniversite başarılarının değil aynı zamanda<br />

kişilik özelliklerinin ve yapacakları işe mesleki<br />

uygunluklarının test edildiği uluslararası<br />

standartlara uygun 16 Personality Factors (PF)<br />

vb. destekleyici testler uygulanmaktadır.<br />

Grafik-2’de görüldüğü üzere; halen<br />

ASELSAN’da çalışmakta olan mühendislerin<br />

1184’ü ODTÜ, 348’i Hacettepe Üniversitesi,<br />

184’ü Bilkent Üniversitesi, 160’ı İstanbul<br />

Teknik Üniversitesi, 107’si Gazi Üniversitesi<br />

mezunudur.<br />

Mühendislerimizin; 1398’i Elektrik / Elektronik<br />

1200<br />

1000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

420<br />

0<br />

ODTÜ<br />

1184<br />

HACETTEPE<br />

348<br />

184<br />

BİLKENT<br />

160<br />

İTÜ<br />

107<br />

GAZİ<br />

54<br />

DOKUZ<br />

EYLÜL<br />

131<br />

DİĞER<br />

Grafik-2: Mezun Olduğu Okullara Göre Mühendis Dağılımı<br />

Mühendisi, 343’ü Makine mühendisi, 157’si<br />

Bilgisayar Mühendisi, 147’si Endüstri<br />

Mühendisi ve 24’ü Havacılık Mühendisidir.<br />

(Grafik-3)<br />

1400<br />

1200<br />

1000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

ELEKTRONİK<br />

1398<br />

343<br />

MAKİNA<br />

157<br />

BİLGİSAYAR<br />

147<br />

ENDÜSTRİ<br />

HAVACILIK<br />

Nitelikli ve deneyimli aday temininde yaşanan<br />

sıkıntıları en aza indirmek amacıyla yürüttüğümüz<br />

uygulamaları şu şekilde özetleyebiliriz;<br />

1. İleriye dönük istihdam politikamız kapsamında<br />

şirketimizde stajlara büyük önem<br />

verilmekte; çok sayıda meslek lisesi ve<br />

üniversite öğrencisine staj imkanı yaratılmaktadır.<br />

2010 yılında 193 meslek lisesi<br />

öğrencisi ile 789 üniversite öğrencisine<br />

şirketimizde staj yapma olanağı sağlanmıştır.<br />

Öğrencilerin iki stajlarından sadece birisini<br />

ASELSAN’da yaparak, diğer şirketlerden farkını<br />

görmeleri ve okulda aldıkları teorik bilgiyi<br />

mümkün olduğunca uygulamayla pekiştirebilecekleri<br />

ortamların yaratılması hedeflenmektedir.<br />

24<br />

Grafik-3: Halen Çalışmakta Olan Mühendislerin<br />

Ana Bilim Dallarına Göre Dağılımı<br />

99<br />

DİĞER MÜH.<br />

Bu vizyonda oluşturulan<br />

insan kaynakları politikamız;<br />

şirketimizin stratejik plan ve<br />

hedefleri doğrultusunda<br />

ihtiyaç duyulan insan gücü<br />

ihtiyacını en iyi şekilde<br />

karşılamak, bu gücün en<br />

verimli şekilde<br />

değerlendirilmesini ve<br />

devamlılığını sağlamaktır.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

2. Şirketimiz personel temininde yukarıda<br />

sayılan kriterler yanında adayın ASELSAN’da<br />

staj yapmış olmasına da büyük önem<br />

vermektedir. Staj döneminde özellikle ana<br />

faaliyet sahamıza uygun olarak, elektronik<br />

branşından öğrenciler başta olmak üzere<br />

bilgisayar, uzay havacılık vb. bölüm öğrencilerine<br />

oryantasyon eğitimi yanı sıra<br />

ASELSAN’da çalışma koşulları ve yürüttüğümüz<br />

işler konusunda brifingler verilmektedir.<br />

Tamamen teorik bilgiyle donatılmış olarak staja<br />

başlayan öğrencilere yazılım tasarımı, sistem<br />

tasarımı, vb. birçok konuda verilen brifinglerde,<br />

öğrencilerin uygulama alanını tanımaları<br />

sağlandığı gibi kariyer planlarını da yönlendirmede<br />

yardımcı olmaya çalışılmaktadır.<br />

Her yıl ihtiyacımıza bağlı<br />

olarak tespit ettiğimiz<br />

konularda doktora tezi<br />

hazırlayacak üniversite<br />

araştırma görevlilerine burs<br />

verilmektedir.<br />

Burs karşılığında bursiyerin<br />

doktora sonrası üniversitede<br />

kalması ve konunun ders<br />

olarak okutulması<br />

hedeflenmektedir.<br />

3. ASELSAN aday mühendislik uygulaması<br />

kapsamında; Ankara’da yerleşik üniversitelerin<br />

elektronik, makine, bilgisayar, uzay<br />

havacılık bölümlerinde 3. sınıftan 4. sınıfa en az<br />

3 not ortalaması ile geçmiş başarılı öğrenciler;<br />

ağırlıklı olarak staj dönemlerinde tespit<br />

edilerek, bu dönemde verilen brifinglerde<br />

şirketimizde branşlarıyla ilgili uygulama<br />

sahasını görmeleri sağlanmakta, bu adaylar<br />

yapılan mülakatlar sonucunda aldıkları<br />

derslerle ve kariyer hedefleri ile uyumlu<br />

bölümlere yerleştirilmektedir. Aday mühendisler;<br />

haftada 1,5 gün ASELSAN’a gelmekte,<br />

asgari ücret karşılığı çalışmaktadırlar.<br />

Mezuniyetleri sonrasında performansı uygun<br />

bulunan adaylar, mühendis kadrosuna<br />

geçirilmektedir. Yeni mezun bir mühendisten<br />

gerçek anlamda verim alınmaya başlanması<br />

için mezuniyet sonrası en az 6 ay çalışmasının<br />

gerekli olduğu düşünüldüğünde; ASELSAN,<br />

yürüttüğü bu uygulama ile mühendis<br />

kadrosuna henüz geçmemiş adayların önceden<br />

tecrübe kazanmaları ve bir sonraki yılın norm<br />

kadrosunda ihtiyaç duyulan nitelikteki<br />

personeli önceden yetiştirmede önemli bir<br />

adım atmış olmaktadır.<br />

4. Üniversitelerin düzenledikleri kariyer fuarlarına<br />

katılım sağlanarak, özellikle başarılı<br />

öğrencilerin; ASELSAN’da staj yapmaları, aday<br />

mühendis olmaları veya mezuniyetleri sonrası<br />

şirketimizde istihdam edilmeleri için gerekli<br />

bağlantılar kurulmaktadır. Ayrıca; öğrenci<br />

kulüpleri vasıtasıyla düzenlenen etkinliklere<br />

katılım sağlanmakta, bu kapsamda özellikle<br />

teknik personelimizin konuya özel sunumlar<br />

yaparak öğrencilerin ilgisini ASELSAN’a çekmeye<br />

çalışmaktayız. Bu kapsamda öğrenciler için<br />

düzenlenen fabrika gezileri de şirket ve çalışma<br />

olanaklarının tanımı açısından önem arz<br />

etmektedir.<br />

5. 2007 yılından bu yana; “Tersine Beyin Göçü<br />

Projesi” kapsamında; Amerika Silikon Vadisi’ne<br />

gidilerek özellikle doktorasını yapmış adaylar<br />

başta olmak üzere lisans üstü eğitim yapmış<br />

adayların, Türkiye’ye geri dönmeleri ve<br />

ASELSAN’da istihdamı konusunda başarılı<br />

adımlar atılmış, bununla birlikte Avrupa Birliği<br />

7. Çerçeve Programı kapsamında kabul gören<br />

projelerde teşvik alınması sağlanmıştır.<br />

6. Yasal zorunluluklar yanı sıra aynı zamanda bir<br />

sosyal sorumluluk olarak görülen engelli<br />

personel istihdamında önemli adımlar atılmış,<br />

İŞKUR’la işbirliğiyle yürütülen çalışmalar<br />

neticesinde tespit edilen adayların, yasada da<br />

öngörüldüğü şekilde bedenen ve ruhen<br />

kendilerine uygun işlerde istihdamı sağlanmıştır.<br />

Bu kapsamda istihdamı sağlanan<br />

personelin tamamı şirketimizdeki görev<br />

tanımlarına uygun olup, şirketimiz bu<br />

kapsamdaki uygulamaları ile Özürlüler<br />

İdaresinden teşekkür almıştır.<br />

Üniversite Sanayi İşbirliği Kapsamındaki<br />

Uygulamalarımız<br />

Nitelikli ve deneyimli aday temininde yaşanan<br />

sıkıntıları en aza indirmek amacıyla personelin<br />

tez konusunun, ASELSAN’la çalıştığı konuyla<br />

uyumlu olması koşuluyla lisansüstü eğitim<br />

teşvik edilmektedir. Bu sayede özellikle<br />

savunma sanayinin ihtiyaç duyduğu konularda<br />

yüksek lisans ve doktora tezlerinin yapılması<br />

sağlanmış olmaktadır.<br />

Halen ASELSAN’da çalışmakta olan personelin<br />

1140’ı yüksek lisansını, 81’i doktorasını<br />

tamamlamış olup, 425 personelimiz yüksek<br />

lisansa, 138 personelimiz ise doktoraya devam<br />

etmektedir. (Grafik-4)<br />

EML %21 Lise %5 Diğer %3 Doktora Yüksek Lisans<br />

%2<br />

%30<br />

MYO Önlisans %6<br />

Lisans %33<br />

Grafik-4: Mezuniyet Derecesine Göre Personel Dağılımı<br />

Grafik-5’te görüldüğü üzere; ASELSAN’da<br />

çalışmakta olan mühendislerin 78’i doktora<br />

mezunu, 1053’ü yüksek lisans ve 1037’si lisans<br />

mezunudur.<br />

Yüksek Lisans %48 Doktora %4 Lisans %48<br />

Grafik-5: Mezuniyet Derecesine Göre Mühendis Dağılımı<br />

Uzmanlık seviyesine kadar olan personelimize<br />

lisansüstü eğitimi tamamlamaları ve tez<br />

konusunun ASELSAN’la çalıştığı konuyla<br />

uyumlu olması koşuluyla kademe artışı<br />

verilerek, ücretinin yükselmesi ve kişinin<br />

çalışma yılı, performansı vb.de dikkate<br />

alınarak, unvanının yükselmesi olanağı<br />

sağlanmaktadır. Ayrıca personelin lisansüstü<br />

eğitimini kolaylaştırmak amacıyla personele<br />

ulaşım kolaylığı sağlanmaktadır.<br />

Yürüttüğümüz projeler kapsamında; Türkiye<br />

genelinde birçok üniversite ile işbirliği halinde<br />

çalışmalarımız devam etmektedir. ASELSAN<br />

olarak stratejik planımızla uyumlu olacak<br />

şekilde özellikle önümüzdeki yıllarda gireceğimiz<br />

projeler başta olmak üzere ihtiyaç<br />

duyacağımız nitelikte öğrencilerin üniversitelerde<br />

yetiştirilmesi amacıyla, her yıl ihtiyacımıza<br />

bağlı olarak tespit ettiğimiz konularda<br />

doktora tezi hazırlayacak üniversite araştırma<br />

görevlilerine burs verilmektedir. Burs karşılığında<br />

bursiyerin doktora sonrası üniversitede<br />

kalması ve konunun ders olarak okutulması<br />

hedeflenmektedir. Burs verilecek adayların<br />

tespitinde ağırlıklı olarak mezunlarını istihdam<br />

ettiğimiz ilk 10 üniversite tercih edilmekte, bu<br />

şekilde uygulamanın istihdam politikamızla<br />

paralellik sağlaması amaçlanmaktadır.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

15<br />

Mevcut İnsan Kaynağının Elde Tutulmasına<br />

Yönelik Yürütülen Çalışmalar<br />

Personelimizin moral ve motivasyonunu, şirket<br />

bağlılığını en üst seviyede tutmak amacıyla<br />

kurumsal her şirkette olduğu gibi personelin<br />

özlük hakları ile birlikte personelin günlük<br />

hayatta ihtiyaç duyacağı tüm konular yönergelerle<br />

yazılı hale getirilmiştir.<br />

TSKGV ilkeleri çerçevesinde kurgulanan; kişinin<br />

kendisi yerine sağladığı katma değere göre<br />

yapılan işin ücretlendirildiği ücret sistemimiz<br />

ve buna paralel olarak oluşturulan kariyer<br />

yolları kapsamında, hangi deneyimdeki<br />

personelin tüm koşulların (norm kadro,<br />

personelin performans notu vb.) uygun olması<br />

durumunda hangi ücreti alacağı ve ünvanının<br />

ne olacağı yönergelerle tespit edilmiş<br />

durumdadır. Bu kapsamdaki uygulamalar<br />

işgücü planıyla uyumlu olarak yürütülmektedir.<br />

Şirket içinde hizmet<br />

vermekte olan<br />

“Çalışana Destek Birimi”<br />

personele psikolojik,<br />

sosyal her türlü alanda<br />

destek olmaktadır.<br />

Kurumsal yapıya sahip her şirkette olduğu gibi;<br />

oluşturulan kariyer yönergesi ile personelin<br />

gerek yatay bazda (üretimden tasarıma<br />

geçmesi vb), gerekse dikey bazda (bir üst<br />

unvana terfisi) ilerlemesi için alması gerekli<br />

kariyer eğitimleri tanımlandığı gibi ücretlendirme<br />

sistemi yönergemiz kapsamında<br />

unvanlar arası geçiş koşulları da (asgari süreler,<br />

personelin performansının etkisi, norm kadro<br />

durumu vb.) tanımlanmış ve yazılı hale<br />

getirilmiş durumdadır.<br />

Şirket içinde hizmet vermekte olan “Çalışana<br />

Destek Birimi” personele psikolojik, sosyal her<br />

türlü alanda destek olmaktadır. Personelimizin<br />

moral ve motivasyonunun yüksek tutulması<br />

amacıyla her türlü sosyal aktivite planlamasına,<br />

günlük hayatı kolaylaştırıcı her türlü<br />

tedbirin alınmasına (ulaşım, vb.) önem<br />

verilmektedir.<br />

Çalışan memnuniyetinin belirli periyotlarda<br />

ölçülmesi sağlanmakta, yapılan anket sonuçlarında<br />

varsa iyileştirilmesi gerekli hususlar ele<br />

alınmaktadır. Ayrılan personelimizle de<br />

mülakat yapılarak, personelin ayrılmasına<br />

neden olan varsa şirket içi unsurların<br />

düzeltilmesi yönünde tedbirler alınmaktadır.<br />

ASELSAN’da personel devir oranının çok<br />

düşük olması insan kaynakları alanındaki<br />

uygulamaların ve memnuniyetin bir göstergesidir.<br />

Aysun Ülkü AYDIN<br />

1968 Ankara doğumludur. 1990 yılında Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesinden mezun<br />

olmuş, 1992 yılında aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 1991 yılından<br />

itibaren ASELSAN’da çalışmaya başlamıştır. 2006 yılından bu yana İnsan Kaynakları Müdürü<br />

olarak görev yapmaktadır.


FNSS<br />

Kurumsal Değişimde İki Kritik Sınav:<br />

Yetenek Yönetimi ve<br />

Verimliliği Sürdürülebilir Kılmak<br />

1989 yılında kurulan FNSS <strong>Savunma</strong> Sistemleri<br />

A.Ş. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne zırhlı muharebe<br />

aracı üretmek amacıyla, yurt içi ve yurt dışı<br />

müşterileri için özgün, güvenilir, maliyet etkin,<br />

kara muharebe sistemi çözümleri tasarlayan,<br />

geliştiren, üreten ve destekleyen bir dünya<br />

şirketidir. FNSS kuruluşundan bu yana zorlu<br />

misyonunu üstün nitelikli insan gücünün<br />

desteği ile başaracağının bilincinde olmuştur.<br />

Günümüzün çağdaş yönetim ilkeleri çalışanların<br />

tüm potansiyellerini ortaya koyabilecekleri<br />

ve bu yolla yüksek düzeyde performans<br />

gösterebilecekleri çalışma ortamlarının<br />

yaratılmasına ve korunmasına odaklanmaktadır.<br />

Biz de kurum olarak bu temel ilkeyi<br />

gözeten politikaları gözetme kararlılığımız<br />

olduğuna inanıyoruz.<br />

FNSS‘in 2007 yılında hız kazanan büyüme<br />

stratejisinde insan kaynakları (İK) yönetiminin<br />

de iş hedeflerini destekleyen politika ve<br />

uygulamalara yönelmesini, kritik bir başarı<br />

aracı olarak gördük. İşte bu yaklaşımla tek<br />

proje, tek ürün döneminin sona erdiği, çoklu<br />

proje, çoklu ürün dönemine girilmiş olan ve<br />

kurumun artan iş hacminin başlangıcı olan<br />

2007 yılına gelindiğinde, kurum olarak en<br />

büyük gücümüzün, mevcut insan kaynağımız<br />

olduğunun bilincindeydik.<br />

O dönemde; bu sıra dışı ve önemli farkındalığın<br />

gerçek “şampiyon”u; stratejik İK uygulamalarına<br />

samimiyetle inanan ve destekleyen<br />

şirketimiz CEO’su Sn. Nail Kurt oldu. Onun ileri<br />

görüşlülüğü ile hepimiz savunma sanayi gibi<br />

ağırlıklı olarak teknolojiye odaklı olunduğu<br />

yargısının yaygın olduğu bir sektörde bile,<br />

gerçek fark yaratacak olan değerin insan ve<br />

insanın performansı olduğunu gördük. Kurum<br />

olarak teknolojinin de gerçek yaratıcılarının<br />

insan olduğuna içtenlikle inandık.<br />

İşte bu ortak inanç İK’nın stratejik değerinin<br />

desteklenmesi, süreçlerin hızla tamamlanması<br />

açısından biz insan kaynakçılara önemli avantaj<br />

sağladı.<br />

Üst yönetimimizin desteğini aldıktan sonra,<br />

fonksiyonumuzun en önemli iş hedeflerinden<br />

birini gerçekleştirmeye sıra geldi; yeni<br />

projelerin ve büyümenin ortaya koyduğu<br />

nitelikli işgücüne ulaşma süreci.<br />

İlk anda yüksek işsizlikle boğuşan ülkemizde<br />

oldukça kolay bir süreç gibi algılanabilen seçme<br />

ve yerleştirme işlevimizde açıkçası oldukça<br />

zorlandık. Aldığımız önemli bir ders yüksek<br />

nitelikli iş gücü arzındaki sorunlar oldu. Yüksek<br />

başvuru sayısına rağmen aranılan özelliklerde<br />

eleman bulma problemini (özellikle de tasarım<br />

<strong>Savunma</strong> sanayi gibi<br />

ağırlıklı olarak teknolojiye<br />

odaklı olunduğu yargısının<br />

yaygın olduğu bir sektörde<br />

bile, gerçek fark yaratacak<br />

olan değerin insan ve<br />

insanın performansı<br />

olduğunu gördük.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

17<br />

mühendisi) farklı araçlar kullandığımız halde,<br />

zorlukla aştık. Öte yandan bu sıkıntılı dönemin<br />

bizler için önemli yararı seçme ve yerleştirme<br />

sürecimizi iyileştirmemize yön vermesi oldu.<br />

Bu dönemde kritik bir adım şirketimize özgü bir<br />

yetkinlik modeli tasarlamamız oldu. Temel,<br />

fonksiyonel ve yönetsel yetkinliklerimizi<br />

kapsayan bu çalışma ile birlikte yetkinlik bazlı<br />

mülakat tekniği uygulamasını da başlattık.<br />

Temel yetkinliklerimiz:<br />

İletişim<br />

Takım Çalışması<br />

Müşteri Odaklılık<br />

Yaratıcılık<br />

Sahiplenme<br />

Kişisel Motivasyon<br />

Esneklik<br />

Bir başka önceliğimiz şirket içi iletişim çalışmalarımız.<br />

CEO’muzun ‘tüm çalışanlarımıza<br />

yönelik bilgilendirme toplantıları’, farklı<br />

departmanlardan farklı seviyelerden davet<br />

edilen 20-25 kişi ile CEO’nun öğlen yemekli<br />

sohbet toplantıları ve çalışanlarımızı yeni İK<br />

uygulamalarımız konusunda bilgilendirdiğimiz<br />

‘İK Kahvesi’ uygulamalarımız bunlara bazı<br />

örnekler.<br />

Şekil 3: Her bir yetkinliğe uygun davranış sergileyen<br />

arkadaşlarımızı takdir etmek için başlattığımız<br />

İyi ki Varsın kampanyamıza aday formlarından,<br />

"takım çalışması" için tasarlanmış formumuz.<br />

Şekil 1: FNSS Temel yetkinlikleri<br />

2007 ile 2010 arasındaki süreçte, çalışan<br />

sayımız neredeyse üç kat arttı ve potansiyel<br />

projelerimizle bu sayının daha da artacağını<br />

öngörüyoruz ve bu büyüme olasılığı bizleri<br />

heyecanlandırıyor. Bu yazacağımız ortak başarı<br />

hikayesi aynı zamanda İK’nın şirket içindeki<br />

sorumluluğunun ve iş yükünün artması<br />

anlamına da geliyor.<br />

Artan hacimde istihdama aracılık etmek ve<br />

yetenekli elemanı şirkete çekmiş olmak hiç<br />

kuşkusuz hem İK’nın hem de üst düzey<br />

yönetimin önemli bir başarısıdır. Ancak<br />

günümüzde esas başarının, yetenekli elemanın<br />

şirkette kalması ve performansını tam olarak<br />

kullanması için gerekli atmosferi yaratmak<br />

olduğunu biliyoruz.<br />

Sayısı giderek artan çalışanlarımıza yönelik bu<br />

kalıcılığı, yüksek motivasyonu koruyacak<br />

sistemlerin tasarım ve uygulamasına özen<br />

gösteriyoruz. Eğitim, motivasyon, performans<br />

değerlendirme, kariyer danışmanlığı gibi insan<br />

kaynaklarının olmazsa olmaz sistemlerinin<br />

yardımıyla, şirket kültürü ve değerlerine<br />

adaptasyonlarını ve şirkete olan güvenlerini<br />

sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. Oryantasyon<br />

süreçlerinin başarıyla tamamlanması,<br />

eski çalışanlara uyumları ve ortak verimli iş<br />

ortamı elbette İK’nın temel ve devredilemez<br />

görevleri arasında yerini koruyor.<br />

Şekil 2: İK olarak çalışanlarla küçük gruplar halinde buluşup,<br />

hem İK uygulamaları konusunda bilgi verdiğimiz,<br />

hem onlardan geribildirim ve öneri aldığımız bir İK<br />

ile Çarşamba Kahvesi.<br />

Tüm bu çalışmalar sonunda mutlulukla ifade<br />

etmeliyiz ki, gerçekleştirdiğimiz “çalışan<br />

memnuniyeti” anketimiz (İK olarak motivasyonumuzu<br />

çok arttırarak!) iki başlığı çok yüksek<br />

puanlarla öne çıkardı: çalışana değer verilmesi<br />

ve FNSS’te çalışmaktan herkesin çok memnun<br />

olmasıdır.<br />

Yoğun işe alım döneminde, uzun yıllardır<br />

okuduğumuz, otoritelerden dinlediğimiz ‘Y-<br />

Jenerasyonu’ ile bizzat tanışma fırsatını da<br />

bulduk. Yüksek potansiyelli ancak, kariyerleri<br />

boyunca çok farklı iş verenle çalışma arzusuna<br />

sahip bu yeni nesli elde tutmanın zorlukları,<br />

daha tanışma aşamasında belirginleşti. Onların<br />

beklentilerini algılamak ve birlikte sinerji<br />

yaratmak için kendi paradigmamızı; yöneticilerimize<br />

bu konuda eğitimler vererek<br />

değiştirdik. Kalifiye teknik işgücümüzü bu<br />

yoğun rekabet ortamında kaybetmeme çabası<br />

içinde kurum kültürümüzde de iyileştirmeler<br />

yaptık. Başarının zaman geçmeden CEO’nun da<br />

katıldığı küçük sertifika seremonileri ile takdir<br />

edilmesi uygulamasını başlattık. Temel<br />

yetkinliklerin benimsenmesi için ise farklı<br />

kampanyalar (Örneğin; İyi ki Varsın kampanyası)<br />

düzenledik.<br />

Şekil 4: Hem temel yetkinliklerimizi pekiştirmek, hem de<br />

birbirimizin hayatını kolaylaştıran örnek davranışları<br />

takdir etmek amaçlı İyi ki Varsın kampanyamızın<br />

ödül töreni.<br />

Şekil 5: Takdir törenlerimizden bir görüntü...<br />

İK’nın belkemiği olan performans yönetim<br />

sistemini hedef ve yetkinlik bazlı olmak üzere<br />

yeniden yapılandırdık. Yıllık şirket hedeflerinin<br />

önce birim yöneticilerine ve oradan da tüm<br />

çalışanlara akıtılması sağlandı. Kişilerin yıllık<br />

hedeflerinden sorumlu tutulması ve yıl<br />

sonunda da değerlendirilmesi, çalışanın da<br />

şirkete yaptığı katkının bilincine çok daha iyi<br />

varmasını sağladı.<br />

Yöneticilerin çalışanların hedeflerine rahatlıkla<br />

ulaşabildiği Kurumsal Kaynak Planlama (ERP)<br />

sistemimiz sayesinde başarı ve varsa<br />

problemler rahatlıkla izlenebilmeye başlandı.<br />

Ayrıca, çalışanların temel, fonksiyonel ve<br />

yönetsel yetkinlikleri de değerlendirilmeye


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

alındı. Yöneticilerin çalışanlarına yapıcı<br />

geribildirim verdiği bu sistemde gelişim<br />

alanları ve öngörülen eğitimler de belirlenebiliyor<br />

ve böylece performans primleri de<br />

performans düzeyine göre ayarlanabiliyor.<br />

Şirket tarihimiz boyunca en önemli özelliklerimizden<br />

biri eğitim ve gelişime verdiğimiz<br />

önem olmuştur. Bu temel politikamızdan ödün<br />

vermeden bir yandan yönetim ekibimizin<br />

liderlik yetkinliklerinin sürekli gelişimi için<br />

eğitimlerimizi sürdürürken, diğer yandan da<br />

çalışanımızın kişisel ve profesyonel gelişimi için<br />

2009 yılında kişi başı ortalama 66 saat ve 2010<br />

yılında da kişi başı ortalama 50 saat eğitim<br />

olanağı yarattık.<br />

2007 yılından bu yana yaşadığımız insan<br />

kaynakları gelişim sürecinde kritik zorluk bu<br />

girişimlerin köklenmesi ve başarıyı sürdürülebilir<br />

kılabilmek oldu.<br />

Bunun başarılmasında üç önemli unsur<br />

olduğunu gördük: üst yönetimin desteği<br />

olmadan kalıcı değişim olanaksızdır. Değişime<br />

insan kaynakları önderlik edebilir ancak tüm<br />

taraflarla uzlaşı gerekir. En son olarak da<br />

değişim sürecinde çalışanımızın eğitim,<br />

gelişim, kariyer, ödemeler ve yan haklar<br />

açısından en iyisini hak ettiğine samimi olarak<br />

inanmak gerekir.<br />

Sonuç olarak gerçek başarı tüm bu çabaların<br />

sonucunda çalışanlarımızın güven ve sadakatini<br />

kazanmak ve onların kendilerinin<br />

dahi farkında olmadıkları yetkinliklerini<br />

kurumlarının hizmetine sunmaları olacaktır.<br />

Mehpare ALP<br />

Mehpare Alp, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Malzeme ve Metalürji Mühendisliği bölümünden<br />

mezun olduktan sonra kariyerine Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nde proje mühendisi olarak<br />

başladı. 1992 yılında Northern NEF Inc’te eğitim sorumlusu olarak devam etti ve 1994’te<br />

Türkiye Müdürü oldu. FNSS elemanları, müşterileri ve tedarikçileri için yönetsel, teknik, kalite<br />

ve iş güvenliği konularında yurt dışı ve yurt içinden eğitmenler davet ederek eğitim programları<br />

organize etti. FNSS’in müşteri ve tedarikçileri için de eğitimler planladı ve yönetti. 2004 yılında<br />

Unida İnsan Gücü Yönetimi Ankara temsilcisi oldu ve pek çok şirketin insan kaynaklarını<br />

yeniden yapılandırma sürecinde yer aldı. Aynı zamanda FranklinCovey ‘Etkili İnsanların 7<br />

Alışkanlığı’ eğitimi lisanslı eğitmeni olarak pek çok kuruluşa eğitim verdi. 2007 yılında FNSS<br />

İnsan Kaynakları Direktörü olan Mehpare Alp FNSS’te işe alım süreçleri, yetenek yönetimi,<br />

kariyer planlama ve eğitim ve gelişim konularında çalışmalarını sürdürmektedir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 19<br />

HEAŞ<br />

İnsan Kaynakları Yönetimi ve<br />

Önemi<br />

Şirketlerin stratejileri ne olursa olsun insan<br />

kaynaklarının değişmeyen ana stratejileri<br />

vardır. İnsan Kaynakları biriminin varlık sebebi,<br />

doğru insanın, doğru işleri yapmak üzere,<br />

doğru yerde ve doğru zamanda bulunmasını<br />

temin etmek gibi görünse de karşılıklı etkileşim<br />

halinde olan birden fazla fonksiyonun<br />

kurulması, işletilmesi ve sonuçlarının izlenerek<br />

gereken iyileştirmelerin yapılması İnsan<br />

Kaynakları birimlerinin sorumluluğundadır.<br />

İnsan kaynaklarının ana faaliyet konularını<br />

aşağıdaki biçimde sıralayabiliriz:<br />

İş gücü planlaması<br />

İşe alım<br />

İşe ve çevreye uyum programları<br />

Eğitim ve gelişim<br />

Performans yönetimi<br />

Ücret ve yan haklar yönetimi<br />

Kariyer planlama ve yedekleme<br />

İş sağlığı ve güvenliği<br />

İş hukuku ve uygulamaları<br />

İletişim Yönetimi<br />

Bu ana faaliyetlerin etkin biçimde yürütülebilmesi<br />

için İnsan Kaynakları çalışanlarının tüm<br />

bu faaliyetlerden etkilenecek şirketin mevcut<br />

insan kaynağını çok iyi tanıması gerekir.<br />

Böylece mevcut olan ve gelecekte ihtiyaç<br />

duyulacak insan profili arasında mukayese<br />

yaparak, farkları bugünden görüp önlemlerini<br />

almalıdır.<br />

İnsan Kaynakları’nın Vazgeçilmezi:<br />

Yetkinlikler<br />

Yetkinlikler, iş performansı bakımından önemli<br />

davranışların ortaya çıkmasını sağlayan<br />

bireysel özelliklerdir. Kişilik, yetenek, ilgiler,<br />

motivasyon ve geçmiş yaşantılar tarafından<br />

biçimlenen, gözlemlenebilir davranış ve<br />

eylemler kümesidir. Bireyin bu davranışları ne<br />

kadar etkili ya da etkisiz biçimde sergilediği,<br />

performans düzeyini belirlemektedir. Yetkinlik<br />

modelinin temelini de bu özellikler oluşturur.<br />

Uygulama Alanları<br />

İnsan kaynakları işlevlerinin hemen hepsi<br />

yetkinliklerle bağlantılandırılmıştır. İşe alım,<br />

performans değerlendirme, ücretlendirme,<br />

eğitim, yönetici geliştirme, kurum kültürü<br />

oluşturma, işe son verme, kariyer planlaması<br />

vb. gibi uygulamalarda yetkinlikler temel alınır.<br />

İşe alım: Kişilik testleri uygulanarak işin<br />

gerektirdiği yetkinliklere uygun adaylar<br />

belirlenir ve bu değerlendirmeler ışığında<br />

yetkinlikleri ortaya çıkaran yapılanmış<br />

davranışsal görüşme teknikleriyle işe alım<br />

görüşmeleri yapılır. Görüşmeler yetkinlik<br />

belirleyici sorular üzerine kurulur. Adaylar<br />

çoğunlukla yetkinlik değerlendirmelerine<br />

dayanarak elenir.<br />

Performans yönetimi: Performans değerlendirme<br />

süreci, hedefler kadar yetkinlik düzeylerinin<br />

de değerlendirilmesini içerir. Bu süreçte<br />

yöneticilerin, eşitlerin, iç müşterilerin, astların,<br />

dış müşterilerin görüşlerinden yararlanılabilinir.<br />

Yönetici ile çalışanın birlikte yaptıkları<br />

gelişim planları ve hedefler yetkinlikler üzerine<br />

yapılandırılır. Elde edilen sonuçlar koçluk<br />

çalışmalarına temel olurken, yükseltme, eğitim<br />

ve ücretlendirme kararlarına da yol gösterir.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

Eğitim ve gelişim: İhtiyaç analizi sonucu<br />

saptanan yetkinlik düzeyleri, verilecek<br />

eğitimlerin niteliğini ve içeriğini belirler.<br />

Yetkinliklerin değerlendirilmesine bağlı olarak<br />

eğitimlerde, zihin haritalarının değiştirilmesi,<br />

insanlararası becerilerin geliştirilmesi, iş ve<br />

ürün bilgisinin güncellenmesi hedeflenir.<br />

Ödüllendirme: Yetkinlik düzeyleri takdir,<br />

teşvik, ikramiye gibi konularda verilen kararlara<br />

ışık tuttuğu gibi ücret artışlarında bir<br />

dereceleme yapmak için de kullanılır. Çalışanın<br />

yetkinlik düzeyi, hangi ücret kademesinde yer<br />

alacağını belirler.<br />

Yetkinlik Sayısı<br />

Kurumların her pozisyon ve düzey için ihtiyaç<br />

duyduğu yetkinliklerin sayısı, performans<br />

değerlendirme ve gelişim programlarının<br />

düzenlenmesi açısından büyük önem<br />

taşımaktadır. Birçok kurumda yetkinlik sayısı<br />

10-20 arasında değişmektedir. Bu, gerçekçi<br />

değildir. Hiç kimsenin bu kadar alanda<br />

mükemmel olması beklenemez. Ayrıca, işi bu<br />

incelikleri görmek olmayan yöneticilerin<br />

bunlarla ilgili gerçekçi bir değerlendirme<br />

yapması da mümkün görünmemektedir.<br />

Bunun kaçınılmaz sonucu olarak ortaya yasak<br />

savma türünde bir performans değerlendirme<br />

anlayışı çıkmaktadır.<br />

Yetkinliklerin sayısının sonuç için kritik başarı<br />

faktörü sayılabilecek 4-6 arasında olması ve her<br />

yıl bir veya iki hedef yetkinliğin geliştirilmesi<br />

hedeflenmelidir.<br />

Adayın işte gerilim<br />

durumlarına nasıl tepki<br />

göstereceğini belirlemek<br />

amacıyla bilinçli olarak<br />

baskılı ve gerilimli bir ortam<br />

oluşturulur.<br />

Bu yönteme göre; görüşmeci<br />

ansızın oldukça saldırgan olur,<br />

adayı küçümser ve onu<br />

savunma durumunda bırakır.<br />

Bu sırada adayın tepkileri<br />

gözlenir.<br />

Doğru İnsanı Bulmak: İşe Alım<br />

İşe alım görüşmesi yöneticiye, işe başvuran<br />

kişiyle yüz yüze konuşarak işin özelliklerine,<br />

ekibe ve kurum değerlerine uygunluğunu<br />

anlayabilmek için ona soru sorma imkanı verir.<br />

Bu süreçte yönetici, kişinin gelecekte gösterebileceği<br />

performansı tahmin etmeye çalışır. İşe<br />

alım görüşmesi, aynı zamanda işe başvuran<br />

kişinin söz konusu işin sorumluluklarına,<br />

çalışma ortamına ve gelişim imkanlarına<br />

yönelik konular hakkında bilgi edinmesine<br />

imkan sağlar. Bu şekilde kişi de işin kendisi için<br />

ne derece uygun olduğuna karar verir.<br />

Görüşmecinin Sorumlulukları<br />

Görüşme sırasında adayı gözlemlemek,<br />

zincirleme soru sormamak, dinlemek, adayı<br />

konuşması için cesaretlendirmek, önemli<br />

bilgileri not almak, alınan notları standart bir<br />

formda toplamak, görüşmeye katılan kişinin<br />

kendini iyi hissetmesini sağlayarak onu yolcu<br />

etmek görüşmeciden beklenen davranışlardır.<br />

Daha sonra gözlemleri rapor etmek ve uygun<br />

bir zamanda adaya geribildirimde bulunmak<br />

yine görüşmecinin sorumlulukları arasındadır.<br />

Görüşmenin Yapılandırılması<br />

Görüşmeler belirli bir amaca yönelik olarak<br />

farklı biçimlerde yapılabilir:<br />

Yapılandırılmış Görüşme: Belirli sorulara<br />

cevap bulmaya, adayın bilgi düzeyi ve<br />

deneyimleri gibi belirli konularda bilgi<br />

toplamaya imkan verir.<br />

Durumsal Görüşme: “…durumunda siz<br />

olsaydınız nasıl davranırdınız?” sorusuna cevap<br />

arayarak görüşmeye alınan kişinin gelecekte<br />

belirli durumlarda nasıl davranacağını<br />

değerlendirmeye imkan verir.<br />

Sözel Değerlendirme: Bir vaka çalışmasında<br />

verdiği tepki ve yaklaşım biçimlerinden yola<br />

çıkarak o kişinin genel özelliklerini ortaya<br />

çıkarmak amacı ile yapılır.<br />

Belirli Kriterlere Bağlı Görüşme: Belirli bir iş<br />

için gerekli olan bilgi, beceri ve yeteneklerin<br />

ortaya çıkarılması için yürütülür.<br />

Davranışsal Durum Görüşmeleri: Performansı<br />

hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak amacıyla<br />

kişinin geçmiş yaşantılarının araştırılmasıdır.<br />

Geçmiş yaşantılar, gelecekteki tutum, tavır ve<br />

performans konusunda öngörüde bulunmaya<br />

imkan verir.<br />

Görüşme Çeşitleri<br />

Görüşülen kişiden alınmak istenen bilgiye göre<br />

farklı görüşme teknikleri kullanılmaktadır:<br />

Birebir görüşme: İşe alınacak kişilerle ilgili<br />

gerekli bilgiyi edinmek için görevlendirilmiş kişi<br />

tarafından yürütülür. Bu görüşme, herkesi eşit<br />

ortamda değerlendirebilmek için daha önceden<br />

belirlenmiş soruların sorulması biçiminde<br />

yapılandırılmış veya yapılandırılmamış olabilir.<br />

Panel türünde görüşme: Bu görüşmede iş<br />

başvurusunda bulunan kişiler iki ya da daha<br />

fazla kişi tarafından görüşmeye alınır. Bu tür bir<br />

görüşme 2-6 kişi tarafından yapıldığı takdirde<br />

sağlıklı bir karar vermek mümkündür.<br />

Stres görüşmesi: Adayın işte gerilim durumlarına<br />

nasıl tepki göstereceğini belirlemek<br />

amacıyla bilinçli olarak baskılı ve gerilimli bir<br />

ortam oluşturulur. Bu yönteme göre; görüşmeci<br />

ansızın oldukça saldırgan olur, adayı<br />

küçümser ve onu savunma durumunda bırakır.<br />

Bu sırada adayın tepkileri gözlenir. Bu yöntemin<br />

ana amacı, adayın ani olarak ortaya çıkan<br />

durumlarda duygularını ve davranışlarını nasıl<br />

denetim altına aldığını öğrenmektir. Çağrı<br />

merkezleri gibi çalışanların sürekli sorun<br />

yaşayan müşterilerle iletişim kurdukları iş<br />

kollarında işe alımda stres görüşmeleri önemli<br />

bir yer tutmaktadır.<br />

Görüşme yönteminin işe alımla ilgili olarak tek<br />

başına etkili bir araç olduğu konusunda ciddi<br />

kuşkular vardır. Ancak psikometrik testler ve<br />

değerlendirme merkezi uygulamalarının verileri<br />

üzerine gerçekleştirilecek yapılandırılmış<br />

bir görüşme, işe alım konusunda doğru adayı<br />

seçmeyi kolaylaştırır.<br />

Değerlendirme Merkezi Uygulamaları<br />

Değerlendirme Merkezi uygulamaları birden<br />

çok sayıda yetkin değerlendiricinin bir araya<br />

gelerek adayları çok farklı açılardan, birden çok<br />

uygulama (Bireysel Alıştırmalar: Bekleyen işler,<br />

Vaka çalışması, İkili Alıştırmalar: Rol oyunu,<br />

Grup Önünde Birey Alıştırmaları: Sunum, Veri<br />

toplama, Grup Alıştırmaları: Serbest grup<br />

tartışması, Rol atamalı grup tartışması) içinde<br />

gözlemlemesine dayanır. Değerlendirme<br />

Merkezi uygulamaları yetkinlik temelli olarak<br />

tasarlandığından, aynı zamanda şirket<br />

çalışanlarının kurum içinde başka görevlere<br />

tayinlere ya da terfilere hazır olup olmadıklarının<br />

değerlendirilmesi amacıyla da kullanılır.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 21<br />

Psikometrik Testler<br />

İş davranışının gerektirdiği tarz, bireyin kişilik<br />

özellikleriyle bağdaşmadığında işe uyum<br />

sağlama süreci uzun, sıkıcı ve bazen de<br />

başarısız olmaktadır. Örneğin tedbirliliği düşük<br />

birinin başarılı bir muhasebeci veya tedbirliliği<br />

çok yüksek birinin başarılı bir satış uzmanı<br />

olması çok zor, hatta bazen olanaksızdır.<br />

Psikometrik testlerle ilgili en çok sorulan<br />

soruları aşağıdaki tabloda özetleyebiliriz.<br />

Neden<br />

kullanmalı?<br />

Nasıl<br />

kullanmalı?<br />

Ne zaman<br />

kullanmalı?<br />

Kim karar<br />

vermeli?<br />

Kim<br />

uygulamalı?<br />

Maliyet<br />

nedir?<br />

Test<br />

uygulanan<br />

kişinin hakları<br />

nelerdir?<br />

Eğitim ve Geliştirme<br />

Eğitim, bir şirketin stratejik hedeflerine<br />

ulaşmasında anahtar durumdadır. Eğitim ve<br />

geliştirmenin bu kadar önemli olmasına karşın,<br />

yöneticiler bazen bu yatırımı, yüksek maliyetli<br />

ve uzak gelecek için yararsız ödemeler olarak<br />

görürler. Ancak bu yanlış bir eğilimdir. Lisans<br />

mezunu bir çalışanın dört yıllık eğitim süresince<br />

edindiği bilgi ve beceriler, günümüz bilgi<br />

çağında kendisini en fazla beş yıl güncel<br />

tutabilme imkanı verebilmektedir. Yeni mezun<br />

bir çalışan beş yıllık iş deneyimi neticesinde<br />

ilk veya orta kademe yönetici konumuna<br />

gelebilir. Bu kişi geçen süre içerisinde mesleki<br />

bilgilerini sürekli güncellememişse, birlikte<br />

çalıştığı/çalışacağı yeni mezunlar karşısında<br />

zaman geçtikçe kendisini yetersiz hissedecektir.<br />

O halde düzenlenen eğitim ve gelişim<br />

programları ne kadar iyi tasarlanmış olursa<br />

olsun katılımcıların kendilerini geliştirme<br />

konusundaki tutum ve davranışları eğitimin<br />

amacına ulaşmasında en önemli belirleyicilerden<br />

biri olacaktır.<br />

Eğitim ve gelişim faaliyetlerinden sorumlu<br />

İnsan Kaynakları uzmanlarının eğitim ihtiyacını<br />

Elde edilmek istenen performans, yetenek ve nitelikleri nesnel ölçülere göre doğru tahmin<br />

edebilmek için<br />

İşe alımda hata ihtimalini azaltarak, seçilen kişinin yerleştirildiği iş alanında başarılı olmasını<br />

sağlamak için<br />

Kurum kültürüne uygun kişileri seçmek, olası yönetim sorunlarını öngörebilmek için<br />

Gelişim ihtiyaçlarını tanımlamak ve geleceğe yönelik gelişim fırsatlarını fark etmek için<br />

Zihinsel yetenek testleri: Sözel, sayısal, soyut akıl yürütme testleri<br />

İşin gerektirdiği beceri ve yetkinlikleri ölçen testler<br />

İşe uygun kişilik özelliklerini ölçen testler: Beş faktör temeline dayanan testler (liderlik, karar<br />

verme, problem çözme, yaratıcılık testleri gibi)<br />

Başvuranlar arasında "yıldızları" ayırt edebilmek için<br />

Adayları, iş görüşmesinin yanı sıra, bağımsız ve nesnel biçimde değerlendirebilmek için<br />

Adayları benzer konumdaki çalışanlarla karşılaştırarak öngörü yapabilmek için<br />

İK bölümü<br />

İşe alımda danışmanlık yapan şirket<br />

Kurumun yönetim ve eğitim danışmanı<br />

Psikometrik test uygulamada uzman kuruluşlar<br />

Test konusunda eğitilmiş psikolog<br />

Test sunucunun görevlendirdiği özel eğitimden geçmiş teknik eleman<br />

Test yorumlama ve uygulama uzmanı<br />

İsabetli işe alım kararının kuruma katacağı değer test maliyetlerinden fazladır<br />

En yüksek maliyet, hatalardan kaynaklanır<br />

Doğru seçilmiş kişiye paha biçilemez<br />

Adayın şirketi seçme hakkı<br />

Adayın özlük ve kişilik hakkı<br />

Gizlilik<br />

Test sonuçlarıyla ilgili geribildirim<br />

Tablo 1: Testlerle İlgili En Çok Sorulan Sorular<br />

doğru tespit edebilmeleri için şirket içindeki<br />

diğer tüm birimlerin iş yapış biçimlerini,<br />

süreçlerini çok iyi bilmeleri gerekir. Eğitim<br />

ihtiyacı tespit edilirken pek çok yöntem<br />

kullanılabilir. Yöneticilerle birebir yapılacak<br />

görüşmeler, tüm çalışanlara doldurtulan<br />

eğitim ihtiyacı tespit anketleri, performans<br />

değerlendirme sonuçları, değerlendirme<br />

merkezi uygulamaları sonuçları vb. pek çok<br />

kaynaktan veri sağlamak mümkündür.<br />

Eğitimcilerin Seçimi<br />

Eğitim ihtiyacının şirket dışı kaynaklardan<br />

temin edilmesi oldukça maliyetli olduğundan<br />

özellikle teknik/mesleki eğitimlerin iç<br />

eğitmenler tarafından verilmesi tercih<br />

edilmektedir. Genellikle şirketler, birim<br />

yöneticilerine verilen iki günlük “Eğiticinin<br />

Eğitimi” semineri sonrasında iç eğitmenlerin<br />

eğitim vermeye hazır hale geldiklerini<br />

düşünürler. Oysa “yapılacak işin nasıl<br />

yapılacağını bilen herhangi bir kimse onu<br />

öğretir” varsayımıyla hareket etmek, yanılgıya<br />

götürür. Eğitim vereceği konuda uzmanlaşmış,<br />

sabırlı, nazik, etkin iletişim kurabilen, sürekli<br />

öğrenme ve gelişime açık, öğretmekten zevk<br />

alan “gönüllü” uzmanlar arasından seçilecek iç<br />

eğitmenlerin, etkili konuşma (diksiyon),<br />

yetişkin eğitiminin özellikleri, yazım teknikleri,<br />

sunum becerilerini geliştirme, sınav sorusu<br />

hazırlama gibi farklı konulardan oluşan ve çok<br />

sayıda sunum yapma imkanı bulabilecekleri<br />

yoğun bir eğitim programına katılmaları<br />

sağlanmalıdır. İnsan kaynakları birimi, en<br />

başarılı iç eğitmenleri ders saati ücreti ödeyerek,<br />

çeşitli sosyal ve kültürel aktivitelerden<br />

ücretsiz yararlandırarak ödüllendirmeli ve iç<br />

eğitmen olmayı cazip hale getirmelidir.<br />

Eğitim Programının Değerlendirilmesi<br />

Eğitim sonunda katılımcılar tarafından doldurulan<br />

Eğitim Değerlendirme Formları’ndan<br />

elde edilen bilgiler sayesinde eğitmen, eğitim<br />

verilen ortam ve genel olarak eğitim ile ilgili<br />

edinmek mümkündür. Yine eğitim öncesi ve<br />

sonrasında test uygulayarak katılımcıların<br />

eğitim sonrasında gerçekleşen bilgi düzeylerindeki<br />

artışı somut olarak ölçmek mümkündür.<br />

Bu tip testler, ne öğrenilmiş olduğunu<br />

oldukça doğru olarak gösterebilir. Fakat bu<br />

testler, eğitimin katılımcıların davranışlarını<br />

değiştirmeye götürüp götürmediği konusunda<br />

pek az fikir verir. Örneğin bir yönetici, astların<br />

güçlendirilmesiyle ilgili bir eğitim oturumuna<br />

çok ilgi gösterebilir, anlatılanları tamamen<br />

anlayabilir ve eğitim sonunda yapılan testte<br />

çok yüksek bir puan alabilir. Ancak işyerine geri<br />

döndüğünde yine aynı eski otokratik yönetim<br />

tarzını sürdürmeye devam ederse, davranışlarında<br />

bir değişiklik olmadığı sonucuna varılır<br />

ve dolayısıyla eğitimin etkinliğinden söz<br />

edilemez.<br />

Eğitimde sunulan konuların davranış değişikliğini<br />

oluşturması uzun bir süre gerektirdiğinden,<br />

eğitimden yaklaşık sekiz hafta sonra<br />

da katılımcılara davranışlarla ilgili bir soru<br />

formu ulaştırılmaktadır. Katılımcıların eğitimden<br />

edindikleri bilgileri davranışlarına ne kadar<br />

yansıttıkları, kurum içinde sorunları nasıl<br />

çözdükleri, kendilerinin yanı sıra, çalışma<br />

arkadaşlarına ve yöneticilerine sorularak da<br />

değerlendirilir ve bu üç kaynaktan elde edilen<br />

cevaplar karşılaştırılarak, oluşmuş davranış<br />

değişiklikleri tam olarak saptanır.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

Ölçerek Yönetmek: Performans Yönetimi<br />

Performansa dayalı yönetim, performansı<br />

iyileştirmeyi hedefleyen sistemli bir yaklaşım<br />

olup, stratejik performans hedeflerini belirlemek,<br />

performansı ölçmek, performansla ilgili<br />

verileri toplamak, analiz etmek, gözden geçirmek<br />

ve rapora aktarmak, sonra da bu<br />

verilerden yararlanarak performansı geliştirmek<br />

aşamalarını içeren bir süreçtir.<br />

Performans Yönetiminde Yapılan Hatalar<br />

Performans değerlendirme sürecinde en<br />

büyük sorumluluk, yöneticinin ve İnsan<br />

Kaynakları biriminin sırtındadır. Yönetici, bir<br />

yandan görüşme, geribildirim verme<br />

yetkinliklerini geliştirmeli bir yandan da<br />

aşağıda sıralanan yaygın hatalara uzak<br />

durmaya çalışmalıdır:<br />

SMART-C hedef belirleyememek: Performans<br />

değerlendirme konusuna adım atan<br />

çalışanın karşılaştığı ilk kavram olan “SMART-<br />

C” bir hedefin sahip olması gereken özellikleri<br />

yansıtır. Specific (özelleşmiş), Measurable<br />

(ölçülebilir), Alligned (kurum hedefleriyle<br />

uyumlu), Reasonable (gerçekçi; zorlayıcı ama<br />

başarılabilir), Timebound (zamanla sınırlı),<br />

Customer focused (iç/dış müşteri odaklı).<br />

Performans yönetimi süreci içinde, performans<br />

değerlendirmeye gereğinden fazla<br />

odaklanmak: Performans değerlendirme,<br />

kesintiye uğramadan ve etkin iletişimle<br />

gelişen bir sürecin son durağıdır. Yılda bir<br />

performansa not vermekten çok, performansı<br />

geliştirmeye zaman ayrılmalıdır.<br />

Çalışanları birbiriyle kıyaslamak: Çalışanların<br />

performanslarını karşılaştırmak rekabet ve<br />

sürtüşme yaratır, çalışma isteğini kırar, ekip<br />

çalışmasını engeller.<br />

Değerlendirmeyi, kusur bulmakla karıştırmak:<br />

Performans suçluyu bulmak için değil,<br />

performansı geliştirmek için değerlendirilir.<br />

Performans değerlendirmesinin amacı,<br />

yönetici ve çalışanın bir araya gelip en iyi<br />

çözümü bulmak amacıyla birlikte çalışmalarını<br />

sağlamaktır.<br />

Performans değerlendirmesi ücretlendirmeye<br />

bağlı değilse, değerlendirmeden<br />

vazgeçmek: Birçok yönetici, performans<br />

değerlendirmesini çalışanı geliştirmek için<br />

değil, ücret artışı ve terfilere dayanak olarak<br />

kullanma eğilimindedir.<br />

Önemsiz ayrıntılara odaklanmak: En önemsiz<br />

özellikler, en kolay ölçülebilenlerdir. Müşteri<br />

hizmeti deyince, çalışanı “üç çalışta telefona<br />

cevap vermek” üzerinden değerlendiren<br />

yönetici, müşteri hizmetindeki gerçek kaliteyi<br />

gözden kaçırır.<br />

360 Derece Değerlendirme<br />

Son yıllarda 360 derece geribildirimin yaygınlık<br />

kazanmasının nedeni, kişiye iş hayatında<br />

kendisiyle ilgili başka hiçbir şekilde elde<br />

edemeyeceği nesnel ve samimi geribildirimi<br />

vermesidir. Geri bildirim bir eleştiri veya yargılama<br />

değildir, geçmişte yaşanmış uyuşmazlık<br />

ve engellemelerin acısını çıkarmak için bir fırsat<br />

hiç değildir. Geribildirim, kontrollü ve sistemli<br />

bir yöntemdir; kişinin belirli bir durum ve<br />

ortamdaki davranışlarının olumlu ve olumsuz<br />

yönleriyle ilgili, onu gözlemleme olanağı<br />

bulmuş kişilerin görüşlerinin aktarılmasıdır.<br />

Geribildirimin öncelikle kişiye uygun bir dille<br />

verilmesi gerekir. İkincisi, kişi bu tür bir<br />

geribildirimi gelişimi yolunda bir fırsat olarak<br />

görmelidir.<br />

Öncelikle şirkette kritik<br />

pozisyonların neler olduğunu<br />

tespit etmek gerekir.<br />

Kritik pozisyonlar belirlendikten<br />

sonra her bir pozisyon için<br />

1-Anında Yedekler,<br />

2- 1-3 yıl arasında aday<br />

oldukları kritik pozisyona<br />

atanabilecek yedekler,<br />

3- En az üç yıldan sonra<br />

atanabilecek yedekler olmak<br />

üzere yedek havuzları<br />

oluşturulur.<br />

Hedef ve yetkinlik bazlı performans sisteminin<br />

çıktılarının en az iki değerlendirme dönemi<br />

geçmeden eğitim ve geliştirme ihtiyaçlarının<br />

tespiti dışında insan kaynaklarının diğer<br />

alanlarında kullanılması sakıncalar doğurur.<br />

Performans sonuçlarının ücrete yansıtılması<br />

ise çalışanın performansı sürekli aynı kalmayacağına<br />

göre düşük performans gösterdiği<br />

dönemlerde ücretini azaltamayacağımız için<br />

sorun teşkil eder. Bu nedenle “beklenen üzerinde”<br />

performans gösteren yani “fark yaratan”<br />

çalışanları, ücret artışı yerine performans<br />

primi ile ödüllendirmek daha doğrudur.<br />

Kariyer Planlama ve Yedekleme<br />

Kurumun yedekleme sisteminin ve planlarının<br />

oluşturulmasındaki temel sorumluluk, İnsan<br />

Kaynakları biriminindir. Öncelikle şirkette kritik<br />

pozisyonların neler olduğunu tespit etmek<br />

gerekir. Kritik pozisyonlar belirlendikten sonra<br />

her bir pozisyon için 1-Anında Yedekler, 2- 1-3<br />

yıl arasında aday oldukları kritik pozisyona<br />

atanabilecek yedekler, 3- En az üç yıldan sonra<br />

atanabilecek yedekler olmak üzere yedek<br />

havuzları oluşturulur. Yedeklerin belirlenmesinde<br />

adaylar, psikometrik testler, zihinsel<br />

beceri testleri, değerlendirme merkezi uygulamaları,<br />

teknik yetkinlik sınavları, proje<br />

hazırlama gibi birçok aşamadan oluşan uzun ve<br />

zorlu bir süreçten geçirilerek yedek olup<br />

olamayacaklarına karar verilir. İnsan Kaynakları<br />

birimi yedekler için özel eğitim ve gelişim<br />

programları tasarlar ve yedeklerin bu<br />

programlarda katılımcı olarak sergiledikleri<br />

performansları inceleyerek belirli aralıklarda<br />

kendilerine geri bildirimde bulunur. Sadece<br />

kritik pozisyonların yedekleri için değil, tüm<br />

çalışanlar için yatay ve dikey hareketlilik<br />

koşullarının açık olarak görülebildiği kariyer<br />

yollarının da tanımlanmış olması gerekir.<br />

Başarılı bir kariyer yönetimi için yapılması<br />

gerekenleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:<br />

Kurumun kariyer yönetim felsefesinin ve sisteminin<br />

ana hatlarını çalışanlarla paylaşmak<br />

Çalışanların kariyer beklentilerinin gerçekleşmesi<br />

için yapılması gerekenleri,<br />

geliştirilmesi gereken beceri ve yetkinlikleri<br />

belirlemek<br />

”Kariyer yönlendirme geribildirimlerinin”<br />

yöneticiler tarafından verilmesini sağlamak<br />

Eğer çalışanın kariyer planları kurum açısından<br />

gerçekçi değilse, kişisel beklentilerinin<br />

yerine getirilmeyeceğini uygun bir dille<br />

anlatmak<br />

Kişisel gelişim için çok etkin bir yöntem olan<br />

“rotasyon” denemelerine destek vermek,<br />

hatta kendi bölümünde bu alanda atamalar<br />

yaparak referans olmak<br />

Kişisel ve kariyer gelişimi için iş zenginleştirme<br />

yaklaşımının uygulanmasına destek<br />

olmak<br />

Gerektiğinde “işten ayrılmalarda destek<br />

programları”nın alınmasına öncülük etmek<br />

Tüm süreci yöneticilerle işbirliği içinde<br />

yürütmek<br />

İnsan Kaynakları birimi yedeklere yönelik<br />

gelişim uygulamalarını tasarlarken, bu<br />

çalışmaların çoğunun kurumdaki herkesi<br />

kapsamasına özen göstermelidir.<br />

Ücret Yönetimi<br />

Etkin bir ücret yönetimi sisteminin sahip olması<br />

gereken özellikler şunlardır:<br />

1-Adil<br />

2-Rekabetçi ve özendirici<br />

3-Sistemin mekaniğinin çalışanlarla paylaşıldığı<br />

4-Esnek


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 23<br />

Adil bir ücret yönetimi için atılacak ilk adım,<br />

görevlerin (pozisyonların) karşılaştırmalı ve<br />

göreceli olarak ağırlıklarını belirlemektir. Bu<br />

işlemin ücret yönetimindeki ismi “iş değerlemesi”dir.<br />

İş değerlemesi, bir şirket içindeki<br />

görevlerin, belirlenmiş kriterler gözönüne<br />

alınarak, değerlerinin belirlenmesi işlemidir.<br />

Benzer ağırlıktaki görevler, benzer şekilde<br />

ücretlendirilmelidir. Örneğin, sistem analisti ile<br />

ürün yöneticisi görevleri aynı değerde ise bu<br />

görevleri üstlenenlere verilecek ücretler de<br />

benzer olmalıdır. Bunu başarabilmek için söz<br />

konusu seviyeye bir ücret aralığı oluşturmak<br />

gerekmektedir. Bu noktada sorulması gereken<br />

kritik bir soru vardır: Şirket olarak bu seviyedeki<br />

görevlerde piyasa ücretlerinin neresinde yer<br />

almak istiyoruz; piyasa ortalamasında mı?,<br />

piyasa ortalamasının altında mı?, piyasa<br />

ortalamasının üzerinde mi? Bu soruların<br />

cevabını bulabilmek için ücret karşılığı temin<br />

edebileceğimiz piyasa ücret araştırmalarından<br />

yararlanabileceğimiz gibi kişisel olarak<br />

sektördeki şirketlerden de benzer pozisyonlara<br />

ödenen ücretleri edinebiliriz. Böylelikle hangi<br />

seviyeler için piyasa ortalamasının neresinde<br />

olmak istediğimize karar veririz.<br />

Ücret sistemi kurulup ücret ayarlamaları<br />

yapıldıktan sonra çalışanlara kendi yer aldıkları<br />

ücret seviyesi ve söz konusu seviyenin ücret<br />

aralığı ve ücret aralığı içinde ilerleme koşulları<br />

hakkında İnsan Kaynakları uzmanlarının çalışanlarla<br />

birebir görüşmeler yaparak bilgi<br />

vermesi gerekir.<br />

İnsan Kaynakları yönetiminin yetkinliklerin<br />

tespiti, işe alım, eğitim ve gelişim, performans<br />

yönetimi, kariyer planlama ve yedekleme,<br />

ücret yönetimi gibi yukarıda detaylıca bahsetmeye<br />

çalıştığımız temel faaliyetlerinin yanı sıra<br />

bu temel faaliyetlerle ilintili olarak üstlendiği<br />

diğer önemli faaliyetleri şu şekilde sıralayabiliriz:<br />

İnsan Kaynakları birimi kurum içinde formal<br />

iletişim kanalları vasıtası ile bilgi akışının üst<br />

yönetimden tüm çalışanlara doğru biçimde<br />

ve doğru zamanda iletilmesini sağlamalıdır.<br />

Birim içinde gerçekleştirilen haftalık bilgilendirme<br />

toplantıları, ilk, orta ve üst kademe<br />

yöneticilerin belirli aralıklarla bir araya geldiği<br />

genişletilmiş yönetim toplantıları, çalışanların<br />

en üst yönetici ile doğrudan iletişim<br />

kurabilmelerine imkan sağlayan açık kapı<br />

toplantıları, belirli aralıklarla yayınlanan iç<br />

iletişim bültenleri, toplantı tutanaklarının<br />

ilgili çalışanlara anında iletilmesi İnsan<br />

Kaynakları biriminin sorumluluğunda olup iç<br />

iletişimi geliştiren araçlardır.<br />

<br />

<br />

İnsan Kaynakları birimine bağlı görev yapan<br />

işyeri sağlık birimi ve iş sağlığı ve güvenliği<br />

uzmanları ile ortaklaşa yapılacak bireysel ve<br />

birim bazında işgücü kayıplarının ana<br />

nedenlerinin incelenmesi, çalışanların yaşam<br />

kalitesini olumsuz etkileyen sigara, yanlış<br />

beslenme gibi kötü alışkanlıklardan kurtulma<br />

konusunda çalışanlara tıbbi destek verilmesi,<br />

çalışanlarda iş sağlığı ve güvenliği bilinci<br />

oluşturmak amacıyla “kaza geliyorum dedi”<br />

gibi uygulamalar yine İnsan Kaynakları<br />

yönetimi kapsamında yer alan faaliyetlerdir.<br />

Öneri sistemi, kıdem ödülleri, üstün başarı<br />

ödülleri, eğitim teşvik ödülleri, anlık takdir<br />

ödülleri gibi ödüllerin verilmesi, disiplin<br />

yönetmeliğinde yer alan cezaların iş yapış<br />

biçimlerindeki değişikliklere uygun biçimde<br />

güncellenmesi, çalışanların hak ve yükümlülükleri<br />

konusunda bilinçlendirilmesi, çalışan<br />

memnuniyeti, iç hizmet kalitesi, müşteri<br />

memnuniyeti, tedarikçi memnuniyeti gibi<br />

memnuniyet anketlerinin belirli aralıklarla<br />

ilgili birimlerin de desteğini alarak gerçekleştirilmesi,<br />

sonuçlarının tüm çalışanlarla<br />

paylaşılması ve performans hedeflerine<br />

dönüşmesinin sağlanması yine İnsan<br />

Kaynaklarının temel faaliyetleri arasındadır.<br />

KAYNAKLAR:<br />

BALTAŞ, Acar, İnsana ve İşe Değer Katan Yeni İK, Remzi Kitabevi A.Ş.,<br />

1.Basım, Nisan 2009<br />

BİNGÖL, Dursun, İnsan Kaynakları Yönetimi, Beta Basım A.Ş., 7. Baskı, Eylül<br />

2010<br />

BARUTÇUGİL, İsmet, Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, Kariyer Yayıncılık<br />

İletişim Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti., 1.Basım, Mart 2004<br />

KEÇECİOĞLU, Tamer, Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, Sistem Yayıncılık<br />

A.Ş., 1.Baskı, Mayıs 2006<br />

Dr. Sevda ERGENEKON<br />

1963 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve<br />

Endüstri İlişkileri Bölümü’nde lisans öğrenimini tamamladıktan sonra Sosyal Yapı ve Sosyal<br />

Değişme Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans ve doktora yaptı. 1995 yılında Çelebi Hava Servisi<br />

A.Ş.’nde Eğitim Uzmanı olarak başlayan çalışma hayatı finans ve ilaç sektörleri ağırlıklı olmak<br />

üzere onbeş yıldır insan kaynakları alanında devam etmiştir. Halen HEAŞ Havaalanı İşletme ve<br />

Havacılık Endüstrileri A.Ş.’nde İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev yapmaktadır.


MilSOFT<br />

İnsan Kaynakları<br />

Uygulamaları<br />

MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş. sistem<br />

entegrasyonu ve yazılım geliştirme alanlarında<br />

faaliyet göstermek üzere 1998 yılında<br />

kurulmuş, savunma sanayiine hizmet veren bir<br />

Türk firmasıdır. MilSOFT, müşteri odaklı ve<br />

rekabetçi yaklaşımı ile müşterilerine özel ve<br />

maliyet etkin ürünleri üretmektedir. Lider bir<br />

Türk sistem entegrasyonu ve yazılım firması<br />

olarak dünya pazarında ana oyunculardan<br />

birisi olmak vizyonuna sahip olan MilSOFT, en<br />

değerli kaynağı olarak 170 çalışanını görmektedir.<br />

Çalışanlarımızın eğitim durumları Şekil<br />

1’de verilmiştir.<br />

Diğer %11,4 Doktora %4,2<br />

Lisans %36,5 Yüksek Lisans %47,9<br />

Şekil 1 Personel Eğitim Durumları<br />

MilSOFT, SEI CMMI Seviye 5 uyumlu bir<br />

firmadır. Ayrıca NATO AQAP - 160 ve ISO<br />

9001:2000 sertifikalarına da sahiptir. Ayrıca;<br />

İnsan Kaynakları süreçleri People CMM modeli<br />

baz alınarak yürütülmektedir. İnsan Kaynakları<br />

bölümü de dahil olmak üzere MilSOFT’un<br />

temel süreçleri için ERP ortamında otomasyon<br />

ve entegrasyon sağlanmış olup, ilgili bütün<br />

personelin güncel bilgilere yetkileri dahilinde<br />

anında erişimi temin edilmektedir.<br />

MilSOFT olarak hedeflerimize ulaşabilmek için<br />

en büyük yatırımın insana yapılması gerektiğine<br />

inanıyor ve bu inanç ile İnsan Kaynakları<br />

fonksiyonuna büyük önem veriyoruz. Bu<br />

fonksiyonun verimli bir şekilde çalışabilmesi ve


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

25<br />

şirket hedeflerine ulaşılabilmesi için uygulamaların<br />

ilk basamağında iş analizi yer almaktadır.<br />

Organizasyonun, rollerin ve işleyişin belirlenmesi<br />

ile doğru yapılandırmayı sağlamak için<br />

gerçekleştirilen iş analizi kapsamında tüm<br />

roller ve iş tanımları detaylandırılmıştır. İş<br />

analizi sırasında belirlenmiş olan rollerin<br />

yetkinlik olarak hangi bilgi, beceri, yetenek,<br />

deneyim ve kişilik özelliklerini barındırması<br />

gerektiği tanımlanmıştır. Bunların yanı sıra, söz<br />

konusu rollerde ne kadar işgücü ihtiyacı<br />

bulunduğu belirlenmektedir. Bu çalışmalar<br />

sonucunda ortaya çıkan işgücü planlarını<br />

gerçekleştirmek amacıyla, açık olan kadrolar<br />

İşe Alım süreçlerinin yürütülmesiyle, belirlenen<br />

yetkinlikler bazında en uygun personelin<br />

seçimi ile kapatılmaktadır. En uygun aday<br />

belirlendikten sonra, adayın sahip olduğu<br />

yetkinlikler ile rolün gerektirdiği yetkinlikler<br />

karşılaştırılarak gelişim hedefleri belirlenmekte<br />

ve bu hedefler doğrultusunda eğitim<br />

planlamaları yapılmaktadır. Gerek kişilerin iş<br />

hedefleri, gerekse kariyer gelişim planları<br />

ortaya koyularak, personelin performans<br />

değerlendirmeleri periyodik olarak gerçekleştirilmektedir.<br />

Yapılan bu değerlendirmeler<br />

neticesinde çeşitli ödüllendirme mekanizmaları<br />

aracılığı ile çalışan memnuniyeti ve personel<br />

istihdamının devamlılığı sağlanmaktadır.<br />

Çalışanların sahip olduğu yetkinlikler sürekli<br />

Ödüllendirme &<br />

Çalışan Memnuniyeti<br />

İşe Alım &<br />

Yerleştirme<br />

Performans<br />

Değerlendirme<br />

Şekil 2 İnsan Kaynakları İşleyiş Süreci<br />

Yetkinlik Yönetimi<br />

Personel Gelişimi<br />

& Eğitim<br />

takip edilerek çalışanların en doğru rollerde<br />

görevlendirilmeleri ve böylece en yüksek<br />

performansı ortaya koymaları sağlanmaktadır.<br />

Bu sürecin devamlı işleyişi şirket hedeflerimizin<br />

gerçekleşmesine ve şirket performansının<br />

sürekli iyileşmesine katkıda bulunmaktadır.<br />

Şekil 2’de İnsan Kaynakları temel süreçlerinin<br />

akışı gösterilmektedir.<br />

Organizasyon Yapısı<br />

İnsan Kaynakları fonksiyonlarının temelini<br />

oluşturan iş analizi kapsamında belirlenmiş<br />

olan roller bölümlerin ihtiyaçları doğrultusunda<br />

farklı yapılandırılabilmektedir. MilSOFT’ta<br />

projelerin bağlı olduğu Programlar ile<br />

Mühendislik ve AR-GE direktörlüklerinde<br />

matris organizasyon yapısı bulunurken, diğer<br />

idari birimlerde ise klasik organizasyon yapısı<br />

yer almaktadır. Bahsedilen proje matris<br />

organizasyon yapısı, ERP sistemindeki proje<br />

yönetimi uygulamaları ile entegre bir şekilde<br />

çalışmaktadır. Böylece, Mühendislik ve AR-GE<br />

Direktörlüğü ile İnsan Kaynakları arasında iş<br />

gücü dağılımı konusunda gerekli tüm<br />

güncellemeler sistem üzerinden takip<br />

edilebilmektedir.<br />

MilSOFT’ta İnsan Kaynakları Direktörlüğü<br />

doğrudan Genel Müdürlüğe bağlı bir bölüm<br />

olarak faaliyetlerini yürütmekte olup, aşağıda<br />

daha detaylı anlatıldığı üzere ana faaliyet<br />

alanları Yetkinlik Yönetimi, İşgücü Planlama, İşe<br />

Alım ve Yerleştirme, Personel Gelişimi ve<br />

Eğitim, Performans Yönetimi ve Çalışan<br />

Memnuniyeti olarak sıralanabilir.<br />

Yetkinlik Yönetimi<br />

MilSOFT’ta tüm İnsan Kaynakları uygulamaları<br />

iş analizi sonrasında belirlenmiş olan yetkinlikler<br />

bazında yürütülmektedir. Bu yetkinlikler<br />

MilSOFT Yetkinlik Kataloğunu oluşturmaktadır.<br />

Yetkinlik Kataloğunda, toplam 155 adet<br />

yetkinlik “Alan, Bilgi ve Beceri” yetkinlikleri<br />

olarak sınıflandırılmıştır. Bilgi yetkinlikleri de<br />

kendi içinde Mühendislik, Proje Yönetimi,<br />

Konfigürasyon Yönetimi, Kalite Yönetimi,<br />

Finans, Pazarlama, İnsan Kaynakları v.b.<br />

şeklinde rollere göre gruplandırılmış olup,<br />

MilSOFT’taki her pozisyonun gerektirdiği<br />

yetkinlik seti, Pozisyon Yetkinlik Profili olarak<br />

tanımlanmıştır. Her bir yetkinlik 3 seviyeli<br />

olacak şekilde belirlenmiştir.<br />

Her çalışanın ait olduğu pozisyona göre bu<br />

yetkinlik profilleri kendisine atanmaktadır.<br />

Daha sonra kişinin ait olduğu pozisyondan<br />

beklenen yetkinlikler ile sahip olduğu yetkinlikler<br />

arasındaki farkı gidermek için Yetkinlik<br />

İnsan Kaynakları<br />

uygulamaları iş analizi<br />

sonrasında belirlenmiş<br />

olan yetkinlikler bazında<br />

yürütülmektedir. Bu yetkinlikler<br />

MilSOFT Yetkinlik Kataloğunu<br />

oluşturmaktadır.<br />

Yetkinlik Kataloğunda, toplam<br />

155 adet yetkinlik “Alan, Bilgi<br />

ve Beceri” yetkinlikleri olarak<br />

sınıflandırılmıştır.<br />

Gelişim Planı hazırlanmaktadır. Bu plan kapsamında<br />

kişi için eğitimler planlanabileceği gibi,<br />

projedeki görevlerini yürütürken gelişimi de<br />

hedeflenmektedir.<br />

İşgücü Planlama<br />

MilSOFT’un en önemli kaynaklarının başında<br />

gelen değerli işgücünü MilSOFT’un stratejileri<br />

doğrultusunda belirlenmiş olan hedeflere<br />

yönlendirmek, işgücü kaynaklarını doğru ve<br />

verimli bir şekilde kullanabilmek amacıyla<br />

işgücü planlama faaliyetleri gerçekleştirilmektedir.<br />

MilSOFT’un beş yıllık stratejik iş planına uyumlu<br />

olarak beş yıllık işgücü planı üretilmekte ve<br />

bu plan her yıl takip eden beş yıl için gözden<br />

geçirilerek revize edilmektedir. Devam<br />

etmekte olan, bakım aşamasında olan, AR-GE<br />

ve potansiyel projelerin, genel mühendislik ve<br />

araştırma faaliyetlerinin, destek bölümlerinin<br />

ihtiyaç duyduğu bütün işgücü öngörüleri, ERP<br />

uygulamasının sağlamış olduğu entegrasyon<br />

imkanları kullanılarak ilgili birimlerden temin<br />

edilmekte ve organizasyon seviyesinde işgücü<br />

planı oluşturulmaktadır. Böylece stratejik<br />

hedefleri gerçekleştirebilmek için ihtiyaç<br />

duyulan yetkinlikler göz önünde bulundurularak<br />

organizasyon seviyesindeki toplam<br />

işgücü ihtiyacı belirlenmektedir.<br />

İşgücü planı oluşturulduktan sonra MilSOFT’un<br />

mevcut çalışanlarının işgücü ihtiyacını ne kadar<br />

karşılayabildiğine bakılmakta, eksik olan<br />

yetkinlikler eğitim planlamalarıyla iyileştirilmektedir.<br />

Mevcut işgücünün eksik olması<br />

ve/veya kritik yetkinliklerin gelişimi için yeterli<br />

zamanın bulunmaması durumunda yeni<br />

personel istihdamı planlanmaktadır.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

İşe Alım ve Yerleştirme<br />

İnsan Kaynaklarının temel çalışma alanlarından<br />

birisi olan işe alım ve yerleştirme süreci şirketimizde<br />

iş gücü planlaması doğrultusunda<br />

gerçekleştirilmektedir. Personel Talep Formlarının<br />

onaylanmasından sonra gerek uygun<br />

mevcut personelin atanması, gerek dışarıdan<br />

yeni işe alımlarla MilSOFT’un hedeflerine uygun<br />

olarak personel ihtiyacı karşılanmaktadır.<br />

Açık pozisyonlarımız hem MilSOFT Internet<br />

sayfasında, hem de Türkiye’nin önde gelen iş<br />

bulma siteleri aracılığı ile duyurulmaktadır.<br />

Internet kanalıyla toplanan başvurular, öncelikle<br />

özgeçmiş elemesinden geçirilmektedir.<br />

Ardından uygun olabilecek adaylar, başvurulan<br />

pozisyona göre, yeni mezun adaylar ve<br />

deneyimli adaylar için farklı seviyelerde<br />

hazırlanan sınavları almak üzere şirketimize<br />

davet edilmektedir. Adayların sınav başarısı<br />

değerlendirildikten sonra kişileri daha<br />

yakından tanımak amacıyla İnsan Kaynakları<br />

mülakatı; teknik bilgilerini daha detaylı ölçmek<br />

için ise ilgili bölümlerden çalışanların katıldığı<br />

teknik mülakat gerçekleştirilmektedir. İlk<br />

değerlendirmeleri bu şekilde tamamlanan<br />

adaylar arasından, aranan yetkinlik ve özellikler<br />

ile eşleştirilebilen adaylara, alanında<br />

profesyonel hizmet veren bir şirket aracılığı ile<br />

kişilik testi uygulanmakta ve adayların kişilik<br />

özellikleri gerek MilSOFT çalışanları ile, gerek<br />

pozisyonun gereklilikleri ile uyumu ve işe<br />

yatkınlığı bakımından değerlendirilmektedir.<br />

Bu aşamadan sonra hem adaylar hakkında<br />

yapılan genel mülakat yorumları, hem de çeşitli<br />

kriterler bazında hesaplanan değerlendirme<br />

notları dikkate alınarak, nihai bir karara<br />

varılmakta ve uygun bulunan adaylar<br />

MilSOFT’a kazandırılmaktadır.<br />

Tüm bu süreçler gerçekleşirken adaylara<br />

bilgilendirme sağlamak ve geri dönüşleri<br />

zamanında yapmak özellikle dikkat edilen bir<br />

noktadır. Ayrıca, adaylarımızın başvuruları ile<br />

ilgili gizlilik konusuna büyük önem verilmektedir.<br />

İşe alım süreci ve işgücü planına uyumlu<br />

atamaların gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği<br />

konuları tanımlanmış olan metriklerle<br />

periyodik olarak ölçülmekte, raporlanmakta ve<br />

hedeflerden sapma olması durumunda gerekli<br />

işlemler alınarak takip edilmektedir.<br />

MilSOFT ile öğrencileri buluşturmak amacıyla<br />

yaz aylarında halen eğitimlerine devam<br />

etmekte olan mühendis adaylarımıza staj<br />

imkanları sunularak kendilerini geliştirme,<br />

eğitim sırasında öğrendikleri bilgileri pratiğe<br />

dönüştürme ve iş hayatını tanıma fırsatı<br />

sunulmaktadır. Her yıl Şubat ayında internet<br />

sayfamız aracılığı ile duyurduğumuz staj<br />

ilanımıza başvuruda bulunan adaylarımız, iş<br />

başvurusunda bulunan adaylarımız gibi<br />

öncelikle özgeçmiş elemesinden geçirilmekte,<br />

daha sonra bir sınav değerlendirmesine tabi<br />

tutulmaktadır. Ayrıca, lisans eğitimlerini son<br />

sınıf olarak devam ettirmekte olan mühendis<br />

adayları için sunduğumuz yarı zamanlı çalışma<br />

imkanı sayesinde öğrenciler iş hayatlarına ilk<br />

adımlarını MilSOFT’ta atma fırsatı bulabilmektedirler.<br />

Personel Gelişimi ve Eğitim<br />

MilSOFT’ta organizasyonel seviyede büyük<br />

önem verilen sürekli gelişim prensibinin bir<br />

sonucu olarak, çalışanların bireysel gelişimlerinin<br />

sürekli olması hedeflenmektedir.<br />

Yetkinlik bazlı olarak belirlenen gelişim<br />

ihtiyaçlarına göre çalışanların gelişimleri ve<br />

eğitimleri planlanmakta ve gerçekleştirilmektedir.<br />

MilSOFT, eğitim faaliyetlerini CMMI’da yer alan<br />

Organizasyonel Eğitim süreç alanına göre<br />

yürütmektedir. Bu kapsamda beş yıllık Stratejik<br />

Eğitim Planı, Yıllık Eğitim Planı ve Çeyrek Eğitim<br />

Planları hazırlanmakta, eğitim faaliyetleri bu<br />

planlar kapsamında ele alınmaktadır. Diğer<br />

İnsan Kaynakları uygulamaları gibi eğitim<br />

faaliyetleri de yetkinlik bazlı yürütülmektedir.<br />

Beş yıllık Stratejik Eğitim Planında, MilSOFT’un<br />

stratejik hedefleri ile bağlantılı olarak,<br />

geliştirilmesi gereken alanlar belirlenmekte;<br />

Yıllık Eğitim Planı’nda ise, hem dış kaynaklı,<br />

hem de iç kaynaklı eğitimler planlanarak, dış<br />

kaynaklı eğitimlerin hangi stratejik hedefle<br />

ilişkili olduğu bağlantısı yapılmaktadır.<br />

MilSOFT mevcut durumda çalışanlarına 46<br />

adet eğitim ve 30 adet oryantasyonu dahili<br />

olarak sunabilmektedir. Bu eğitimlerin hangi<br />

yetkinlikleri geliştirdiği belirlenmiş, Eğitim<br />

Kataloğunda her bir eğitim için yetkinlik listesi<br />

tanımlanmıştır. Değişen ihtiyaçlara göre, bu<br />

eğitimler yılda en az bir kez gözden geçirilerek,<br />

stratejik hedefler ile ilgilisi kalmayanlar, Eğitim<br />

Kataloğundan çıkarılıp; yeni ihtiyaçları karşılayacak<br />

eğitimler tanımlanmaktadır.<br />

İşe yeni başlayan her çalışan için görev<br />

yapacağı pozisyona göre alınması zorunlu olan<br />

eğitimler ve oryantasyonlar tanımlanmıştır. İşe<br />

yeni başlayan çalışanlar, işe başladığı ilk iki<br />

hafta içinde, pozisyonuna göre en az 6<br />

Tüm bu süreçler<br />

gerçekleşirken<br />

adaylara bilgilendirme<br />

sağlamak ve geri dönüşleri<br />

zamanında yapmak<br />

özellikle dikkat edilen bir<br />

noktadır.<br />

Ayrıca, adaylarımızın<br />

başvuruları ile ilgili gizlilik<br />

konusuna büyük önem<br />

verilmektedir.<br />

eğitim/oryantasyona katılmaktadır. İşe ilk<br />

girişte verilen bu eğitim ve oryantasyonların<br />

amacı, personelin MilSOFT’u daha yakından<br />

tanımasını ve MilSOFT’un çalışma yöntemine<br />

en kısa sürede adapte olmasını sağlamaktır.<br />

Pozisyonlara zorunlu olarak tanımlanan<br />

eğitimler dışında, projede doğan ihtiyaçlara<br />

göre, kişilerin yetkinliklerinin geliştirilmesi<br />

yönünde yöneticiler eğitim talebinde bulunabilmektedirler.<br />

Bu talepler, dahili eğitimlerin<br />

yanı sıra dış kaynaklı eğitimler de olabilmektedir.<br />

2010 yılı içerisinde MilSOFT çalışanlarına<br />

31 adet dış kaynaklı eğitim verilmiştir.<br />

Her eğitim sonucunda eğitimi alan çalışanlar<br />

eğitimi ve eğitmeni değerlendirmekte, eğitimlerin<br />

içeriğinin ve eğitici personelin sürekli<br />

gelişmesi ve iyileştirilmesi sağlanmaktadır.<br />

Eğitimin hemen ardından yapılan değerlendirmelerin<br />

dışında, üç ayda bir, eğitim sonrası<br />

değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu değerlendirmeler<br />

hem eğitimi alan kişiler hem de<br />

onların yöneticileri tarafından yapılır. Bu<br />

değerlendirmelerdeki amaç, eğitimlerle<br />

kazandırılması hedeflenen yetkinliklerin<br />

kişilerce kazanılıp kazanılmadığının ölçülmesidir.<br />

Eğitimlerin planlara uygun olarak<br />

gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, eğitimden<br />

beklenen kazanımın sağlanıp sağlanmadığına<br />

yönelik ölçümler periyodik olarak yapılmakta,<br />

raporlanmakta ve hedeflerden sapma olması<br />

durumunda gerekli işlemler alınarak takip<br />

edilmektedir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

27<br />

Performans Yönetimi<br />

MilSOFT’ta performans yönetimi, iş kanunlarına<br />

uygun olarak idari kararlar, ödüllendirme<br />

ve kişisel gelişim amaçlı olarak yürütülmektedir.<br />

Yılda bir kez uygulanmak üzere kurulan<br />

sistem, karma bir şekilde hedef ve yetkinlik<br />

bazlı olarak tasarlanmıştır. Çalışanlarımız hem<br />

bir önceki dönemde kendilerine verilen<br />

hedeflerin gerçekleşme oranı bazında, hem de<br />

tanımlı olan bazı genel beceri ve kişilik<br />

özellikleri kriterleri bazında yöneticileri<br />

tarafından değerlendirilirler. Değerlendirme<br />

sonuçları; işgücü planlama ve görev değişiklikleri<br />

gibi idari kararlarda, maaş zam oranları<br />

ve hak edilen prim miktarları gibi ödüllendirme<br />

sisteminde ve gerekli görülürse düşük<br />

performans gösteren çalışanlarımız için<br />

iyileştirme planlarının hazırlanmasında<br />

kullanılmaktadır.<br />

Hedef bazlı değerlendirmelerin etkin bir<br />

şekilde yürütülmesi için hedeflerin belirlenmesi<br />

ve güncel tutulmasına önem verilmektedir.<br />

Bu sebeple, çalışanlarımız işe yeni<br />

başladıklarında ya da proje/görev değişikliği<br />

gerçekleştiğinde, iki hafta içerisinde hedeflerinin<br />

belirlenmesi veya güncellenmesi sağlanır.<br />

Belirlenecek hedefler konusunda çalışanımızın<br />

ve yöneticisinin hemfikir olması gerekmektedir.<br />

İşe yeni başlayan her bir çalışanımızın ilk<br />

değerlendirmesi işe başladığı tarihten itibaren<br />

iki ay içinde gerçekleştirilmektedir. Bu<br />

değerlendirmede, ağırlıklı olarak çalışanın<br />

uyumu, bağlılığı ve genel performansı belirlenen<br />

kriterler bazında yöneticiler tarafından<br />

değerlendirilir ve deneme süresini başarı ile<br />

tamamlama durumu ve işe devam etmesinin<br />

uygunluğu sorgulanmaktadır.<br />

İlk değerlendirmesini olumlu bir şekilde<br />

geçiren çalışanlarımızın bir sonraki değerlendirmeleri<br />

işe başlama tarihinden sonraki altı ay<br />

içinde gerçekleştirilmektedir. MilSOFT ile yeni<br />

tanışan çalışanlarımızın bir yılını doldurmalarını<br />

beklemeden yapılan bu ara değerlendirme,<br />

yılda bir yapılan normal değerlendirme ile<br />

tamamen aynı uygulamalara sahiptir. Bu ara<br />

değerlendirme sonucu yeni çalışanımıza<br />

yöneticisi tarafından verilecek geri besleme,<br />

çalışanımızın şirketimize adaptasyonunu<br />

hızlandırması ve herhangi bir sorun oluşma<br />

ihtimali varsa, erkenden tespit edilebilmesi<br />

açısından önem arz etmektedir.<br />

Tüm çalışanlarımız yılda bir kez rutin performans<br />

değerlendirmesine tabi tutulur ve<br />

yöneticileri tarafından, hedeflerini gerçekleştirme<br />

oranı ve belirlenen bazı beceri kriterleri<br />

bazında puanlanarak değerlendirilmektedir.<br />

Değerlendirme süreci çalışanlarımızın doldurduğu<br />

form ile başlamakta, formda sağlanan<br />

alanlar ile çalışanlarımızın geçmiş performans<br />

dönemlerini kendi bakış açılarıyla değerlendirmeleri,<br />

başarıları ve hedefler konusunda<br />

fikir beyan etmeleri amaçlanmaktadır. Ayrıca<br />

formun İnsan Kaynakları tarafından en çok<br />

önemsenen bölümü şirketimizin olumlu<br />

yönleri ve gelişime açık yönlerinin yazıldığı<br />

alanlardır. Bu alanlar tüm organizasyon<br />

kapsamında yapılan iyileştirme faaliyetlerine<br />

girdi teşkil etmektedir. Yöneticilerin değerlendirmeyi<br />

tamamlamalarının ardından, kişisel<br />

performans notu hesaplanır ve yönetici ile<br />

çalışan bir araya gelerek değerlendirme<br />

sürecinin üzerinden sözlü olarak bir kez daha<br />

geçilir. Performans görüşmesinde asıl<br />

hedeflenen, kişiye iş hedefleri ve yetkinlik<br />

gelişimleri gözetilerek olumlu ve olumsuz<br />

yönleri konusunda geri besleme vermek<br />

olduğu kadar, kendi doldurduğu formda<br />

çalışanımızın ifade ettiği her türlü bildirimin ve<br />

önerilerinin yöneticileri ile birlikte değerlendirilmesini<br />

sağlamaktır.<br />

Belirli bir performans seviyesinin altında olan<br />

çalışanlarımız için performans değerlendirme<br />

sürecinin bir gereği olarak; ya da genel<br />

performans notu düşük olmasa da bazı<br />

kriterler bazında gelişime ihtiyaç duyduklarını<br />

düşündüğümüz çalışanlarımız ile tercih<br />

edildiğinde Performans İyileştirme Planları<br />

Çalışanlarımız işe yeni<br />

başladıklarında ya da<br />

proje/görev değişikliği<br />

gerçekleştiğinde, iki hafta<br />

içerisinde hedeflerinin<br />

belirlenmesi veya<br />

güncellenmesi sağlanır.<br />

Belirlenecek hedefler<br />

konusunda çalışanımızın ve<br />

yöneticisinin hemfikir olması<br />

gerekmektedir.<br />

hazırlanır. Bu planlarda amaçlanan, çalışanımızın<br />

iyileştirilmesini istediğimiz yönlerinin<br />

tespit edilerek, iyileştirmelerin tamamlanması<br />

için gereken süre ve hangi yollarla iyileştirilme<br />

sağlanacağı konusunda karara varılmasıdır.<br />

Ayrıca, bir tam yılın dolmasını beklemeden üç<br />

ya da altı ay gibi ara dönemlerde yapılacak<br />

değerlendirmeler ile çalışanımızın gelişim<br />

sürecinin daha yakından takip edilmesi ve<br />

gerekli görülürse önlemler alınması sağlanmış<br />

olur.<br />

Mevcut durumda idari kararlar, ödüllendirme<br />

ve kişisel gelişim amaçlı olarak yürüttüğümüz<br />

performans değerlendirme sistemimizin<br />

çalışanlarımız tarafından daha çok benimsenmesi<br />

ve organizasyonel seviyede amaçlanan<br />

sürekli gelişim hedefine daha çok hizmet<br />

edebilmesi için 2011 yılından itibaren 360<br />

derece performans değerlendirme sistemine<br />

geçiş amaçlı süreç çalışmalarımız devam<br />

etmektedir. Yeni uygulamamız ile çalışanlarımız<br />

yöneticilerini ve çalışma arkadaşlarını<br />

değerlendirebileceklerdir. Bu değerlendirme<br />

sonuçlarının daha etkin takım çalışmasına<br />

imkan vermesi ve daha vasıflı yönetici<br />

atamaları için İnsan Kaynakları bölümümüze<br />

değerli katkılarının olacağı öngörülmektedir.<br />

Çalışan Memnuniyeti<br />

MilSOFT’ta çalışanlarımızın motivasyonunu<br />

yükseltmek ve böylece üretkenliklerini<br />

artırmak amacı ile yürütülen çalışan memnuniyeti<br />

faaliyetlerine de büyük önem verilmektedir.<br />

Her yıl tekrarladığımız Çalışan<br />

Memnuniyeti Anketi uygulamamız bunlardan<br />

bir tanesidir. Çalışanlarımızın görüş ve<br />

düşüncelerini almak ve kurumumuzdan ne<br />

ölçüde memnun olduklarını ölçmek amacı ile<br />

gerçekleştirdiğimiz bu anketten gelen geribildirimler<br />

doğrultusunda, çalışma ortamımızda<br />

hedeflerimizle uyumlu değişiklikleri ve<br />

iyileştirmeleri hayata geçirmekteyiz.<br />

Anket dışında, çalışanlarımız her zaman<br />

iyileştirme önerilerini, dilek ve şikayetlerini<br />

gerek sözel olarak, gerek tanımlanmış olan<br />

formlarımız aracılığı ile iletme şansına sahiptirler.<br />

Yapılan analiz çalışmaları ile şikayet ve<br />

problemler çözümlenmeye, olumlu bulunan<br />

öneriler de uygulanmaya çalışılır. Ayrıca her<br />

çalışan kendi performans değerlendirme<br />

formunda gerek işleri, gerek kurum ile ilgili<br />

olumlu bulduğu veya gelişime açık olduğunu<br />

düşündüğü noktaları bildirerek her türlü<br />

düşüncesini aktarır. Yine bu aktarımlar sonucu<br />

ortaya çıkan işlem maddeleri de farklı bir


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

sistemle değerlendirilmeye alınır. Tüm bu<br />

geribildirimler dikkate alınarak çalışanlarımızın<br />

memnuniyetinin artırılmasının yanı sıra,<br />

onların değerli fikirleri sayesinde şirketimiz de<br />

gelişme imkanı bulmaktadır.<br />

Her yıl gönüllülük esasına dayalı olarak<br />

oluşturulan Sosyal Etkinlik Komitemiz de<br />

çalışan memnuniyeti kapsamında çalışmalar<br />

yaparak bu konuda büyük katkı sağlamaktadır.<br />

Sosyal Komite faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilen<br />

Happy Hour’larımızda çalışanlarımız<br />

bir yandan canlı müzik ve kokteyl eşliğinde<br />

deşarj olurken, bir yandan sürpriz etkinlik ve<br />

hediyelerimiz ile farklı eğlenceleri tatmaktalar.<br />

2010 yılında, Happy Hour etkinliklerimizden bir<br />

tanesinde, kapılarımızı çalışanlarımızın ailelerine<br />

açarak onlara çalışma ortamımızı<br />

tanıtma fırsatı bulduk. Ailelerimizin ve çalışanlarımızın<br />

daha da yakınlaşması, Türkiye’nin<br />

kültürel zenginliklerinin bir bölümünü<br />

çalışanlarımızın tanıyabilmesi amacı ile 2010<br />

yılı Nisan ayında düzenlediğimiz Güneydoğu<br />

Anadolu turunda ise çalışanlarımız iş temposuna<br />

bir mola verip, farklı anılar elde etme<br />

imkanı bulmuşlardır. Bunların dışında, çalışan<br />

memnuniyeti etkinliklerimiz kapsamında,<br />

sektörün oldukça aşina olduğu bowling turnuvalarında<br />

mutlaka yerimizi almakta, şirket<br />

kapsamında da kendi bowling turnuvalarımızı<br />

ve geleneksel tavla turnuvalarımızı düzenlemekteyiz.<br />

Spor faaliyetlerinde daha etkin<br />

olma amacı ile kurulan MilSOFT Spor Kulübümüz<br />

sayesinde ise arkadaşlarımız futbol,<br />

voleybol, masa tenisi gibi faaliyetleri gerçekleştirebilmektedirler.<br />

Sporla beraber sanat alanında da etkin olmak<br />

adına 2010 yılında gerçekleşen zeybek ve<br />

fotoğrafçılık kurslarımızı da tamamlamış<br />

bulunmaktayız. Her bayram gerçekleştirdiğimiz<br />

bayramlaşmalarımız, dağıtılan bayram<br />

çikolataları, yılbaşı faaliyetlerimiz ve yılbaşı<br />

hediyelerimiz, anneler günü ve babalar günü<br />

kutlamalarımız, ara sıra gerçekleşen sürpriz<br />

ikramlarımız, tiyatro sezonu boyunca aylık<br />

olarak düzenlediğimiz tiyatro organizasyonlarımız<br />

ise Sosyal Etkinlik Komite’mizin<br />

çalışanlarımız için gerçekleştirdiği diğer<br />

faaliyetler arasında yer almaktadır.<br />

Özel sağlık sigortası, yemek ve servis imkanları<br />

da personelimize sağladığımız diğer yararları<br />

oluşturmaktadır. Ayrıca, evlenen ve doğum<br />

yapan personelimize de hediyeler sunulmaktadır.<br />

Gelecek Dönem Hedefleri<br />

Uluslararası standartlara uyumlu yenilikçi<br />

teknolojiler kazandırmak amacıyla faaliyet<br />

gösteren MilSOFT’un temel hedeflerinden biri<br />

çalışanlarına daha fazla katma değer sağlamaktır.<br />

Üniversite eğitimi kalitesinin git gide<br />

yükseldiği ülkemizde, üniversite ve endüstri<br />

ilişkilerinin de iyileşmekte olduğu görülmektedir.<br />

Çalışanların gelişiminin üniversite yaşamından<br />

sonra endüstride görev yaparken de<br />

hem teknik, hem de idari alanlarda devam<br />

etmesi artık bir zorunluluk olarak görülmektedir.<br />

Bu amaçla, çalışanların şirket içi<br />

gelişimlerinin yanı sıra lisansüstü eğitimleri<br />

de desteklenmekte, yüksek lisans tezlerinin<br />

şirketteki çalışmalar ile paralelliğinin sağlanmasına<br />

yönelik katkıda bulunulmaktadır.<br />

Sürekli gelişim amacıyla hareket eden<br />

MilSOFT’un gelecek dönem hedeflerinden biri<br />

Liderlik Gelişim Programını hayata geçirmektir.<br />

Liderlik Gelişim Programının amacı, kariyerini<br />

yönetici olarak geliştirmek isteyen çalışanlarımıza<br />

bu fırsatı sunarak, kendilerini geliştirmelerine<br />

olanak sağlamaktır. Bu program<br />

çerçevesinde yönetici kariyer patikasında ilerlemek<br />

isteyen çalışanlarımız liderlik/yöneticilik<br />

yetkinlikleri bakımından değerlendirmeden<br />

geçirilecek, bu değerlendirmeler sonucunda<br />

geliştirmeleri gereken özellikler/yetkinlikler<br />

için kendilerine özel gelişim planları hazırlanacaktır.<br />

Bu programla amacımız ekibiyle<br />

etkin ilişkiler kurabilen, ekibini hedeflere<br />

ulaştıran, başarılı liderler yetiştirmektir.<br />

MilSOFT’un diğer bir önemli hedefi de<br />

çalışanları için performansa dayalı sistematik<br />

bir ödüllendirme sistemi kurmaktır. Bu sistem<br />

ile her çalışan şirkete sağladığı katkı oranında


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

29<br />

ödüllendirilecektir. Bu çalışma için şirket<br />

hedefleri, bölüm/proje hedeflerine, bölüm/<br />

proje hedefleri bireysel hedeflere indirgenmektedir.<br />

Hali hazırda Kurumsal Karne’de takip<br />

edilen şirket hedefleri, bölüm/proje hedeflerine<br />

indirgenmiş olup diğer kriterler üzerinde<br />

çalışmalar devam etmektedir. Çalışmalar<br />

tamamlandığında, her çalışanın şirkete olan<br />

katkısı sayısal olarak da ölçülebilecek ve<br />

çalışanların katkılarının kendilerine geri dönüşü<br />

daha etkin gerçekleştirilebilecektir.<br />

En büyük yatırımın insana yapılması gerektiği<br />

inancı ile hareket ettiğimiz İnsan Kaynakları<br />

Direktörlüğünde yürüttüğümüz tüm bu<br />

faaliyetler çalışanlarımızı motive etmek,<br />

geliştirmek, kişisel tatminlerini artırmak,<br />

MilSOFT’un ve çalışanlarının sürekli iyileşmesine<br />

hizmet ederek, MilSOFT’un müşterilerine<br />

en doğru, en etkin çözümleri sunmasına<br />

yardımcı olmaktadır.<br />

Meliha ÇALIŞIR<br />

1980 yılında Bulgaristan’da doğmuştur. Lisans derecesini 2003 yılında Bilkent Üniversitesi<br />

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden alan Meliha Çalışır, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde<br />

2008 yılında İşletme Yüksek Lisans eğitimini tamamlamıştır. 2003 yılında MilSOFT Yazılım<br />

Teknolojileri A.Ş.’de yazılım mühendisi olarak çalışma hayatına başlamıştır. 2007 yılında kariyer<br />

değişikliği yaparak İnsan Kaynaklarına geçiş yapmıştır. Halen MilSOFT Yazılım Teknolojileri<br />

A.Ş.’de İnsan Kaynakları Yöneticisi olarak görev yapmaktadır.<br />

Özlem KARAPINAR<br />

1983 yılında Ürgüp’te doğmuştur. İlkokul, Ortaokul ve Lise öğrenimini Kayseri’de<br />

tamamladıktan sonra, Lisans derecesini ODTÜ İşletme Bölümü’nde 2006 yılında edinmiştir.<br />

2009 yılında, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Endüstri ve Örgüt Psikolojisi Programı’nda<br />

başladığı Yüksek Lisans eğitimine halen devam etmektedir. 2006 yılında Türkiye İş Bankası’nda<br />

başladığı çalışma hayatını, 2008 yılından itibaren MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş.’nde İnsan<br />

Kaynakları Uzmanı olarak sürdürmektedir.<br />

Kübra YIKILMAZ<br />

1987 yılında Almanya’da doğmuştur. İlköğretim ve lise öğrenimini İzmir’de tamamladıktan<br />

sonra, ODTÜ Psikoloji bölümünden lisans derecesini almıştır. Endüstri ve Örgüt Psikolojisi<br />

alanında uzmanlığını almak üzere 2009 yılında başladığı Yüksek Lisans eğitimine halen devam<br />

etmektedir. Kariyer hayatına 2010 yılında MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş.’nde başlayan<br />

Kübra Yıkılmaz İnsan Kaynakları Uzmanı olarak çalışmaktadır.


STM<br />

İnsan Kaynakları<br />

Uygulamaları<br />

İnsan Kaynakları Yönetim Süreci<br />

İnsan kaynakları yönetimi örgütte rekabetçi<br />

üstünlükler sağlamak amacıyla gerekli insan<br />

kaynağının sağlanması, istihdamı ve geliştirilmesi<br />

ile ilgili politika oluşturma, planlama,<br />

örgütleme, yönlendirme ve denetleme<br />

faaliyetlerini içeren bir disiplindir. İnsan<br />

Kaynakları Yönetiminin başlıca fonksiyonları<br />

ise; İş analizi, işe alım, eğitim ve gelişim,<br />

kariyer planlama, performans yönetimi,<br />

ücretlendirme, özlük işlemleri ve yasal süreçler<br />

olarak sıralanabilir. İnsan Kaynakları Yönetimi<br />

Süreç İlişkileri şu şekildedir;<br />

Özellikle kurumsal yapılı organizasyonlarda<br />

insan kaynakları birimlerinin varlık nedeni,<br />

nitelikli aday havuzunun genişletilmesi ve<br />

adaylar nezdinde kurumun marka bilinirliğini<br />

arttırmak, pozisyona uygun adayların psikoteknik<br />

yaklaşımlarla kuruma katmak ve çeşitli<br />

gelişim&motive araçlarını kullanarak çalışanların<br />

organizasyon ile uzun süreli bağını kurmak<br />

ve devam ettirmektir. Bu yaklaşım, STM İnsan<br />

Kaynaklarının yapılandırılmasında ve temel<br />

sorumluluk alanlarının belirlenmesinde<br />

referans noktası olarak kullanılmaktadır.<br />

İş Analizi<br />

Eğitim &<br />

Gelişim<br />

Performans<br />

Yönetimi<br />

Kariyer<br />

Planlama<br />

Ücret &<br />

Yan Haklar<br />

Özlük İşlemleri /<br />

Yasal Süreçler<br />

İşe Alım<br />

Şekil 1: İnsan Kaynakları Yönetimi Temel Süreç İlişkileri<br />

STM <strong>Savunma</strong> Teknolojileri Mühendislik ve Tic.<br />

A.Ş., Türk Silahlı Kuvvetleri ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı’na sistem mühendisliği, teknik<br />

destek, proje yönetimi, teknoloji transferi ve<br />

lojistik destek hizmetleri sağlamak amacı ile<br />

1991 yılından bu yana faaliyet göstermekte<br />

olan bir savunma sanayii kuruluşudur.<br />

Şirketin kuruluş tarihinden 2006 yılına kadar<br />

insan kaynakları süreçleri, Personel ve İdari<br />

İşler Müdürlüğü altında yürütülmüş, 2006<br />

yılında ise Kalite Yönetim Sistemi ve İnsan<br />

Kaynakları Bölüm Müdürlüğü teşkil edilerek<br />

insan kaynakları fonksiyonları bu bölüm altında<br />

toplanmıştır.<br />

ÇEK<br />

MOTİVE ET<br />

GELİŞTİR<br />

Şekil 2: İnsan Kaynakları Sorumluluk Alanları<br />

SEÇ<br />

ŞİRKETTE<br />

TUT


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 31<br />

İnsan Kaynakları biriminin temel sorumluluk<br />

alanları; İşe Alım, Eğitim ve Gelişim, Performans<br />

Yönetimi, Kariyer Yönetimi, Ücret ve<br />

Yan Haklar, Tanıma/Ödüllendirme, Özlük<br />

İşlemleri/Yasal Süreçler, İş Sağlığı ve Güvenliği,<br />

Özel Sağlık Sigortası İşlemleri, Şahıs Güvenlik<br />

Belgesi İşlemleri, Resmi Yazışmalar ve İşten<br />

Ayrılma Süreci olarak sıralanabilir.<br />

İnsan Kaynakları uzmanları, portföy yönetimi<br />

esasına dayalı olarak görev yapmakta, bu<br />

bağlamda her İK Uzmanı kendi portföyünde<br />

bulunan bölümler için tüm İK süreçlerini<br />

yürütmektedir. Kurumsal düzeyde yürütülen<br />

Eğitim, İzinler, İş Sağlığı ve Güvenliği, Özel<br />

Sağlık Sigortaları, Şahıs Güvenlik Belgeleri v.b.<br />

süreçlerde ise belirli İK Uzmanları sorumluluk<br />

almaktadır.<br />

Kişi Yetenek Olgunluk Modeli (People<br />

Capability Maturity Model)<br />

“People Capability Maturity Model” (P-CMM),<br />

insan kaynakları (İK) fonksiyonlarının birbirleri<br />

ile olan mikro ve makro düzeydeki ilişkilerini<br />

tanımlayan, kurumlardaki İK uygulamalarını<br />

başlangıç düzeyinden alıp kurumsal seviyeye<br />

çıkaran bir seviyede uluslararası bir modeldir.<br />

P-CMM, uygulamaların nasıl yapılacağını değil,<br />

uygulamalar neticesinde neyin amaçlandığına<br />

odaklanan, dolayısı ile İK fonksiyonlarından<br />

“ne” beklendiğinin altını çizip bu amaçlara<br />

“nasıl” ulaşılacağını kurumlara bırakan, sektör<br />

bağımsız bir modeldir.<br />

Beş seviyeden oluşan modelin, ilk seviyesinde<br />

İK uygulamalarında “karmaşık düzen”in hakim<br />

olduğu yapı ele alınmaktadır. İkinci seviyede ise<br />

bu düzensizliğin kırılarak “bölüm bazında<br />

düzenli” İK uygulamalarının yapılandırılması ve<br />

bölüm bazında işe alım, iletişim ve koordinasyon,<br />

iş ortamı, performans yönetimi, eğitim ve<br />

gelişim ile ücretlendirme sistemlerinin<br />

düzenlenmesi hedeflemektedir.<br />

Üçüncü seviyede ise, ikinci seviyede düzenlenen<br />

uygulamaların “şirket geneline yayılmasına”,<br />

organizasyonel seviyede yetkinlik<br />

analizi, yetkinlik gelişim planları, iş gücü<br />

planlaması, kariyer planlama, çalışma grupları<br />

oluşturma ve katılımcı kültürün geliştirilmesinin<br />

önemine vurgu yapılmaktadır.<br />

Dördüncü ve beşinci seviyelerde, geliştirilen<br />

ve artık organizasyonel seviyede düzene<br />

kavuşmuş İK uygulamalarını geliştirmek üzere<br />

ölçüm yöntemleri ve bu ölçümlerde süreç<br />

performansının gözlemlenerek süreçlerin<br />

sürekli iyileştirilmesi modellenmiştir.<br />

STM İnsan Kaynakları, 2007 yılından itibaren<br />

Seviye 2 ve Seviye 3 süreç alanlarını<br />

uygulamaya almıştır. Bu kapsamda yeni<br />

süreçler tanımlanırken, mevcut süreçler<br />

gözden geçirilerek prosedürlerde gerekli<br />

iyileştirmeler yapılmıştır.<br />

İş Analizi<br />

İçinde bulunulan sektörün ve kurumun gereksinimleri<br />

ile misyon ve vizyonuna uygun olarak<br />

kurumun ve çalışanların yetkinliklerinin<br />

tanımlandığı, görev ve sorumluluk alanlarının<br />

belirlendiği ve pozisyon tanımlarının netleştirildiği<br />

süreçler bütünü olarak tanımlanabilir.<br />

İş analizi sonucunda belirlenecek olan yetkinlik<br />

tanımları tüm insan kaynakları süreçlerinin<br />

temel veri kaynağını oluşturacağından, ilgili<br />

tanımları sağlıklı şekilde yapabilmek İnsan Kaynakları<br />

fonksiyonunun başarısını arttırmada<br />

önemli bir etken olarak karşımıza çıkacaktır.<br />

Pozisyon gereksinimlerinin açıkça ortaya<br />

konulduğu bir görev tanımı, işe alım sürecinde<br />

personel seçim kriterlerini doğrudan etkileyerek,<br />

aday belirleme ve iş görüşmesi<br />

süreçlerinde hangi yetkinliklerin sorgulanması<br />

gerektiği konusunda İnsan Kaynakları Uzmanını<br />

yönlendirici olacaktır.<br />

Ayrıca pozisyon tanımlarının ve yetkinlik<br />

gereksinimlerinin açıklığı, işe alım sürecini<br />

hızlandıracak, eğitim ve gelişim gereksinimlerini<br />

ortaya koyacak, kariyer planlama<br />

sürecinde karar aşamalarını kolaylaştıracak,<br />

yetkinliğe dayalı ücret sistemlerinin belirlenmesinde<br />

temel veri olacak ve performans<br />

ölçüm kriterlerini belirleyecektir.<br />

Aday<br />

Doğru Adayı<br />

İşe Alma<br />

Yanlış Adayı<br />

İşe Alma<br />

İşe Alım<br />

Şekil 3: İşe Alım Tablosu<br />

İşe Alım<br />

Aday<br />

Doğru Adayı<br />

İşe Almama<br />

Yanlış Adayı<br />

İşe Almama<br />

İşe Alım<br />

Doğru işe doğru personel seçimi olarak da<br />

nitelendirilebilecek olan işe alım süreci İnsan<br />

Kaynakları Yönetimi’nin uygulama alanındaki<br />

ilk adımı olarak tanımlanabilir. Yetkinlik gereksinimlerinin<br />

ve eksiksiz pozisyon tanımlarının<br />

önceden belirlenebildiği bir işe alım süreci<br />

sağlıklı sonuç alabilmenin birinci basamağı<br />

olarak karşımıza çıkacaktır.<br />

Kurumların ergonomik işe alım yaklaşımından<br />

uzaklaşıp psikoteknik bir işe alım süreci ile<br />

personel teminine gittiğinde beklenen çıktı<br />

“doğru adayı işe alma” ya da “yanlış adayı işe<br />

almama” yönünde olacaktır. İşe alımda, maddi<br />

ve manevi riskler göz önüne alındığında ise<br />

“yanlış adayı işe alma” bir kurumun karşılaşabileceği<br />

en büyük riski oluşturmaktadır. Bu<br />

riskin yanı sıra “doğru adayı işe almamak” ise<br />

organizasyonların karşılaştığı fırsat maliyeti<br />

olarak nitelendirilebilir.<br />

Gazeteler veya internet üzerinden çıkılacak<br />

ilanlar ile çeşitli veri tabanlarından ulaşılabilen<br />

özgeçmişler arasından belirlenen adaylarla<br />

kurulacak ilk iletişim, adayın kurum ile ilk<br />

karşılaşması olacağından ilanın ve iletişim<br />

sürecinin profesyonel iş yaşamına uygun olarak<br />

koordine edilmesi adayı kuruma çekme<br />

sürecinin başlangıcı olacaktır.<br />

İş görüşmesi sürecine alınan adaylar kurumun<br />

gereksinimleri ve yetkinlik beklentileri doğrultusunda<br />

çeşitli testlere tabii tutulabilir. İlgili<br />

testler sonrasında gerçekleştirilecek olan ve<br />

yine kurumun gereksinimleri ile yetkinlik beklentileri<br />

göz önünde bulundurularak çeşitli<br />

mülakat teknikleri kullanılabilir. İşe alım süreci<br />

sonucunda doğru işe doğru personeli alarak<br />

süreç sonlandırılmalı ve sürece katlım sağlayan<br />

tüm adaylara uygun bir bilgilendirme yapılmalıdır.<br />

İşe alım süreçleri Kalite Yönetim Sistemi<br />

içerisinde yer alan İşe Alım Prosedürü doğrultusunda<br />

yürütülmektedir. Bu bağlamda personel<br />

ihtiyacı oluşan bölümler bu ihtiyaçlarını<br />

İnsan Kaynakları birimine “Personel Talep<br />

Formu” aracılığı ile iletilmektedir. İlgili İnsan<br />

Kaynakları Uzmanı talep formunda belirtilen<br />

yetkinlikler doğrultusunda çeşitli kaynaklarda<br />

ilana çıkarak gelen başvurular ve mevcut<br />

veritabanları üzerindeki özgeçmişleri titizlik ile<br />

inceler. Uygun olarak değerlendirilen özgeçmişlere<br />

sahip adaylar ilgili bölüm/proje<br />

yöneticisi ile koordine edilerek iş görüşmesi<br />

sürecine davet edilir. İş görüşmesi sürecine<br />

alınan her adaya kişilik envanteri ve İngilizce<br />

seviye tespit sınavı uygulanır.<br />

Test süreçlerini başarı ile tamamlayan adaylar<br />

panel mülakatlara davet edilerek mülakatlar<br />

sırasında gerek insan kaynakları gerekse teknik<br />

açıdan yeterlilik düzeyleri ölçülür. Olumlu<br />

olarak değerlendirilen adaylarla, yönetim onay<br />

sürecinden sonra ücret ve yan haklar görüşmesi<br />

gerçekleştirilir. Bu görüşme sonucunda, iş<br />

teklifini kabul eden adayların gerekli işlemleri<br />

en kısa süre içerisinde tamamlanarak işe alım<br />

süreci tamamlanır.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

Performans Yönetimi<br />

Çalışanların güçlü ve gelişmesi gereken yönlerini<br />

ortaya koyarak başarılı olan çalışanları<br />

ödüllendirmek, gelişim alanlarını tespit etmek<br />

ve güçlü yanları verimli şekilde kullanmak<br />

olarak tanımlanabilir. Unutulmamalıdır ki<br />

çalışanların güçlü yönleri aynı zamanda<br />

kurumun güçlü yönleri ve çalışanların gelişime<br />

açık yönleri de kurumun gelişmesi gereken<br />

yönleridir. Güçlü ve gelişmesi gereken yönlerinin<br />

bilincinde olmayan bir kurumun<br />

başarıyı yakalayabilmesi temel yönetim mantığı<br />

dahilinde mümkün olarak değerlendirilemeyecektir.<br />

Performans yönetim sistemi, eğitim ve gelişim<br />

alanlarını belirlemek, kariyer gelişim planlarını<br />

oluşturmak ve ödüllendirme süreçlerini<br />

doğrudan etkileyecek olan bir süreç olarak<br />

karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle performans<br />

yönetim sürecini sağlıklı bir şekilde uygulamak<br />

kurumların sağlayacağı başarılarda önemli bir<br />

rol oynayacaktır.<br />

Günümüzde performans yönetim sistemleri,<br />

kurumun stratejik hedefleri doğrultusunda<br />

yetkinlik ve/veya hedef bazlı sistemler olarak<br />

kurgulanabilmektedir. Genel yaklaşım ise<br />

yetkinliklerin ve hedeflerin kurumun gereksinim<br />

ve beklentileri doğrultusunda belirli<br />

oranlarda performans sürecine girdi sağlaması<br />

yönünde ortaya çıkmaktadır.<br />

Yılda bir kez gerçekleştirilen Performans<br />

Değerlendirmesi ile çalışanların sergiledikleri<br />

başarım yetkinlik ve hedef bazlı olarak<br />

ölçülmektedir. Bu kapsamda, şirketin pozisyonlar<br />

bazında temel aldığı yetkinliklerin 360<br />

derece değerlendirilmesinin yapılması ve<br />

çalışanlara atanan performans hedefleri ile<br />

şirketimizin vizyonu doğrultusunda belirlenen<br />

stratejik hedeflere ulaşılmasında en önemli<br />

rolü üstlenen çalışanlarımızın performanslarının<br />

objektif bir biçimde değerlendirilmesi<br />

sağlanmaktadır.<br />

Şirket vizyonundan bölümlere, bölümlerden<br />

de çalışanlara doğru kırılan hedefler, çalışanlara<br />

yıllık bazda atanmaktadır. Atanan hedefler<br />

görev tanımından oldukça farklı içerikte olup,<br />

temel amacı kişisel ve organizasyonel gelişimi<br />

desteklemektir. Çalışanlarımıza atanacak<br />

hedefler belirlenirken kişilerin kariyer beklentileri<br />

ve tercihleri de göz önünde bulundurulur<br />

ve süreç tam bir etkileşim halinde tamamlanır.<br />

Yıl içerisinde belirlenmiş dönemlerde gözden<br />

geçirilen hedeflerin tamamlanma durumuna<br />

göre yılın sonunda toplu bir not verilir ve bu not<br />

belirli bir yüzde ile performans notuna etki<br />

eder.<br />

Şirket vizyonundan bölümlere,<br />

bölümlerden de çalışanlara<br />

doğru kırılan hedefler,<br />

çalışanlara yıllık bazda<br />

atanmaktadır.<br />

Atanan hedefler görev<br />

tanımından oldukça farklı<br />

içerikte olup, temel amacı<br />

kişisel ve organizasyonel<br />

gelişimi desteklemektir.<br />

Çalışanlarımızın yıl içerisinde sergiledikleri<br />

performansın göstergeleri olan yetkinlikler ise<br />

360 derece değerlendirme esasına uygun<br />

olarak çalışanın kendisi, takım arkadaşı,<br />

yönetici, iç/dış müşteri gibi rollerle değerlendirilmekte<br />

ve bu çoklu değerlendirme ile<br />

ulaşılabilen en yüksek objektiflik seviyesi<br />

yakalanmaktadır. Çalışanların teknik ve kişisel<br />

gelişim alanları için öneriler de verebilen<br />

değerlendiriciler, çalışanlarla en az altı ay<br />

birlikte çalışmış, teknik ve teknik olmayan<br />

yetkinliklerini yorumlayabilecek, çalışanların<br />

şirkete katkısını ölçebilecek kurum içi/dışı<br />

kişilerden oluşmaktadır. Sadece yetkinliklere<br />

sayısal puan verme ile sınırlı olmayan sistemde,<br />

değerlendiricilerden çalışanın güçlü ve<br />

gelişmesi gereken yönler ile birlikte eğitim<br />

önerilerini de bildirmeleri beklenmektedir.<br />

Performans Yönetim Sistemimizin en önemli<br />

kısmı ise her çalışan özelinde gerçekleştirilen<br />

ve ilgili yönetici ile birebir yapılan geribildirim<br />

görüşmeleridir. Bu görüşmede değerlendiricilerin<br />

performans görüşleri, yönetici tarafından<br />

konsolide edilmiş bir şekilde çalışanla<br />

paylaşılmakta ve geçmiş performanslar<br />

referans alınıp gelişim planları oluşturulmaktadır.<br />

Bu görüşmelerle çalışanın organizasyon<br />

yapısındaki önemi ve operasyonel anlamda<br />

bütünle ilişkisine de vurgu yapılmaktadır.<br />

Performans Yönetim Sistemi’nin etkinliğini<br />

arttırmak ve hızlı büyüyen kurumumuzda<br />

organizasyonel seviyede oluşmuş kültürü<br />

devam ettirebilmek adına STM İnsan Kaynakları,<br />

sürekli geliştirme ve uygulayıcılara<br />

“Nitelikli Hedef Atama”, “Değerlendirici<br />

Eğitimleri” ve “Verimli Geribildirim Eğitimi”<br />

gibi başlıklar altında farkındalık eğitimleri<br />

sağlamaktadır.<br />

Kariyer Planlama<br />

Çalışanların yetkinlikleri doğrultusunda yatay<br />

pozisyon geçişleri ile dikey ilerlemelerin<br />

belirlendiği, iş zenginleştirmesinin sağlandığı<br />

ve kariyer gelişim planlarının hazırlandığı<br />

süreçler bütünü olarak tanımlanabilir.<br />

Genel olarak çalışanlar bilgi birikimleri ve<br />

çalışma süreleri ile orantılı olarak pozisyon<br />

ilerlemesi beklentisi içerisinde bulunabilmektedirler.<br />

Bu nedenle kariyer planlama süreci<br />

çalışanları kurumda tutma stratejilerinden biri<br />

olarak kabul edilmektedir.<br />

STM Kariyer Planlama Sistemi, görev tanımlamaları<br />

ile farklılaşan pozisyonlarda, yüksek<br />

performansın sürekliliğinin sağlanması ve<br />

şirket süreçlerine katkısının geliştirilmesi için<br />

gereksinimleri ve gelişim fırsatlarını ortaya<br />

çıkarmaktadır. Kariyer Planlama Sistemi,<br />

sadece dikey gelişim yönünde terfi kısıtlarını<br />

belirlemek amacıyla değil, aynı zamanda da<br />

yatay gelişim yönünde çalışanların uzmanlaşması<br />

ve bu uzmanlık seviyelerin belirlenmesi<br />

aşamasında aktif bir rol oynamaktadır. Bu bakış<br />

açısı ile çalışanların yetkinlik ve bilgi seviyeleri<br />

yönetsel ve teknik anlamda geliştirilmektedir.<br />

Dolayısı ile sadece kadroların gerektirdiği iş<br />

tanımları değil, rollerden ve kişisel yetkinliklerden<br />

beslenen görev zenginleştirmeleri de<br />

STM Kariyer Planlama Sistemi’nde yer<br />

almaktadır. Bu sayede çalışanlarla daha uzun<br />

vadeli iş ilişkileri geliştirilebilmektedir.<br />

İş analizi ile pozisyonların kritiklik seviyesinin<br />

belirlenme çalışması da yine aynı sistem üzerinden<br />

yapılmakta ve kritik olarak belirlenen<br />

pozisyonların yedekleme çalışmaları da yatay<br />

ve dikey gelişim planları göz önünde bulundurularak<br />

yapılmaktadır. Bu hali ile lider ve<br />

yöneticilerini şirket içerisinden yetiştiren bir<br />

noktada olan STM, operasyonel ve yönetsel<br />

başarısının bu yaklaşımın bir sonucu olduğunu<br />

değerlendirmektedir.<br />

Ücret ve Yan Haklar<br />

Ticari kurumlar çalıştırdıkları bütün çalışanlara<br />

ücret ödemekle yükümlüdürler. Bu bağlamda<br />

ücret ve yan haklar çalışanlar açısından iş<br />

yaşamının temel amacı olarak nitelendirilebilir.<br />

İktisat teorileri kapsamında, ücret emek<br />

gücünün değeri (fiyatı) olarak karşımıza<br />

çıkmaktadır. Bu bağlamda tüm çalışanlar emek<br />

güçleri karşısında, yetkinlikleri ve kuruma olan<br />

katkıları ile doğru orantılı olan, adil bir ücret<br />

sistemi beklentisi içerisindedir.<br />

Ücret sistemleri kurumun beklentileri doğrultusunda<br />

çeşitli şekillerde kurgulanabilmek-


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 33<br />

tedir. Genel olarak uygulanan ücret sistemleri<br />

yetkinlik ve iş değerlemesi sonucunda<br />

oluşturulmaktadır.<br />

STM çalışanlarının, çalıştığı kadroya uygun bir<br />

ücret alması için Kademe/Derece esaslı bir<br />

ücret yönetim sistemi uygulanır. Kalite Yönetim<br />

Sistemi içerisinde yer alan Kadro ve Görev<br />

Tanımları Kılavuzunda belirtilen tüm kadroların<br />

alabilecekleri minimum ve maksimum ücret<br />

aralıkları tespit edilmiştir. Ücret belirlemesi<br />

yapılırken;<br />

<br />

Şirket hedeflerini başarıyla gerçekleştirmek<br />

üzere gerekli nitelikteki personelin, günün<br />

ekonomik şartlarına uygun olarak istihdam<br />

edilebilmesi,<br />

Hizmette sürekliliğin sağlanması,<br />

<br />

Çalışanların işyerine aidiyet duygusunu<br />

pekiştirerek iş barışının ve adil bir ücret<br />

yapısının tesis edilmesi ve eşit işlerin<br />

benzer ücretlerle ücretlendirilmesinin<br />

sağlaması<br />

hedeflenmektedir.<br />

Eğitim ve Gelişim<br />

İşe yeni başlayan çalışanlar için oryantasyon<br />

eğitimi ile başlayan eğitim ve gelişim süreci,<br />

kurumun misyonu ve vizyonu ile stratejik planı<br />

göz önünde bulundurularak, pozisyon ve yetkinlik<br />

gereksinimleri doğrultusunda, çalışanın<br />

kurumda kaldığı süre boyunca devam edecek<br />

olan bir süreçtir. Bilgi yayılım/değişim hızının<br />

ve teknolojik gelişimlerin her geçen gün arttığı<br />

günümüzde, eğitim süreci geçmişte olduğu gibi<br />

belirli bir yaşa kadar içinde bulunulan bir süreç<br />

olmaktan çıkıp insanın yaşamı boyunca<br />

içerisinde bulunmasının zorunlu olduğu bir<br />

süreç haline gelmiştir.<br />

‘‘Değişimi yakalamak için sürekli eğitim ve<br />

gelişim şarttır’’ inanışı hemen tüm kurumların<br />

kabullendiği bir algı olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />

Günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeyleri<br />

sahip olduğu yeraltı ve yerüstü zenginliklerden<br />

ziyade, sahip olduğu eğitimli insan gücü<br />

ile ölçülmektedir. Bu nedenle insan kaynakları<br />

birimleri kurumdaki eğitim ve gelişim<br />

süreçlerini beklentiler doğrultusunda sürekli<br />

geliştirerek idame etmekle yükümlüdürler.<br />

Kuruluş amacı Türk Silahlı Kuvvetleri ve <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’na sistem mühendisliği,<br />

teknik destek, proje yönetimi, teknoloji<br />

transferi, lojistik destek hizmetleri sağlamak<br />

olan STM, bu amaç doğrultusunda kuruluşundan<br />

bu yana çalışanlarına güncel gereksinimler<br />

doğrultusunda eğitim ve aktivitelere katılım<br />

imkânı sağlamaktadır.<br />

Çalışanların kariyer planlama ve performans<br />

gelişim süreçlerine katkı sağlayan eğitim<br />

sürecinde STM çalışanları şu kapsamda eğitim<br />

veya aktivitelere katılım sağlamaktadırlar:<br />

Stratejik Plan Hedefleri<br />

Proje Gereksinimleri<br />

Performans Değerlendirme Süreci Çıktıları<br />

<br />

<br />

Bilgi ve becerileri geliştirici seminer,<br />

konferans ve fuarlar<br />

Faaliyet alanlarındaki yeniliklerin ve<br />

teknolojik gelişmelerin takibi<br />

Kurulduğu günden bu yana deneyimli kadrosunu<br />

güncel bilgilerle zenginleştirmeyi ve<br />

desteklemeyi hedefleyen STM 2010 yılında<br />

kurulan ve tamamı gönüllü üyelerden oluşan<br />

STM Akademisi ile eğitim faaliyetlerini daha da<br />

profesyonelleştirmiştir.<br />

2010 Yılı Eğitim Kaynağı Dağılımı<br />

Yurtdışı %28 Şirket İçi %20<br />

Yurtiçi %52<br />

Şekil 4: Eğitim Kaynağı Dağılımı (2010)<br />

STM Akademisi eğitimlerle çalışanlarımızın<br />

gelişimine destek verirken, dış/iç müşterilere<br />

verilen eğitimleri ve yürütülen staj sürecini<br />

daha kurumsal bir seviyeye taşıma misyonunu<br />

da üstlenmiştir.<br />

STM’de eğitim ve aktiviteler şirket içi, yurtiçi ve<br />

yurtdışı olmak üzere üç kaynaktan sağlanabilmektedir<br />

ve tüm eğitim süreci Eğitim Portalı<br />

üzerinden elektronik olarak yürütülmektedir.<br />

2010 yılı eğitim kaynak dağılımı sağ tarafta<br />

özetlendiği şekilde olmuştur:<br />

STM’nin profesyonel kadrosu bilgi birikimini<br />

düzenli olarak yerli ve yabancı savunma sanayi<br />

ve diğer sektör çalışanları ile paylaşmaktadır.<br />

Çalışanlarımız bu kapsamda eğitimler düzenlemekte<br />

veya çeşitli platformlarda sunum<br />

yapmaktadırlar.<br />

STM çalışanlarından yapılan performans<br />

değerlendirme süreci sonucunda ilgili değerlendirme<br />

döneminde üstün başarı gösterdiği<br />

tespit edilen çalışanlara, yapılan değerlendirme<br />

sonucunda her sene belli sayıda<br />

çalışanımız Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde<br />

“Executive MBA” programına katılma<br />

fırsatı sunulmaktadır.<br />

2010 ve 2011 yılında çalışanlarımız tarafından<br />

yerli ve yabancı savunma sanayii çalışanlarına<br />

verilen eğitim başlıkları şöyle olmuştur:<br />

Hava Aracı/Sistem Emniyeti Eğitimi<br />

<br />

Uyum Doğrulama Mühendisleri için<br />

Sertifikasyon Süreç ve CS-25 Paket Eğitimi<br />

Uçuşa Elverişlilik Sertifikasyonu Eğitimi<br />

Oryantasyon<br />

Oryantasyon, bir işletmede yeni çalışmaya<br />

başlayanlara veya işletme içinde görev konumları<br />

değişen personele uygulanan eğitimdir.<br />

Yeni işin gereği olarak, yeni bilgilerin edinilmesi,<br />

düşünsel ve bedensel becerilerin kazandırılması<br />

maksadıyla uygulanan eğitsel programlardır.<br />

Her geçen gün yeni bünyesine yeni çalışanlar<br />

katarak büyüyen ve zenginleşen STM, yeni<br />

personelinin şirket süreçlerine uyumunu<br />

hızlandırmak için oryantasyon faaliyetlerini şu<br />

başlıklar altında kurgulamıştır:<br />

İlk Gün Oryantasyonu<br />

Rehber Personel<br />

Genel Kapsamlı Oryantasyon Faaliyetleri<br />

İşe Uyum Değerlendirme Toplantısı<br />

Staj<br />

Staj, öğrencilerin eğitim-öğretim dönemlerinde<br />

edindikleri teorik bilgilerin veya laboratuar<br />

ölçekli pratik uygulamaların, büyük ölçekli<br />

endüstriyel üretimlerde nasıl yer aldığını<br />

gördükleri, çalışmalara aktif olarak katılarak<br />

bilgi ve becerilerini geliştirdikleri, mesleğe ilk<br />

adım attıkları önemli bir süreçtir.<br />

STM, 2009 yılından bu yana staj sürecini anlaşma<br />

yaptığı Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri<br />

ile koordineli olarak yürütmektedir.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

STM’de staj süreci uzun vadeli personel istihdamını<br />

amaçlamaktadır. Staj sürecini şirketimizde<br />

tamamlayan üniversite öğrencileri,<br />

mezun olacakları son dönemde yarı zamanlı<br />

olarak istihdam edilmektedirler. Mezuniyetlerinin<br />

ardından açık olan pozisyonlarda<br />

istihdam edilen yarı zamanlı personel sayısı her<br />

geçen gün artmaktadır.<br />

STM’de Sosyal Faaliyetler<br />

Çalışanlarımızın kurumsal aidiyetini artırmak,<br />

şirket süreçleri, vizyonu, hedefleri hakkında<br />

bilgi sahibi olmalarını sağlamak ve iş dışı<br />

ortamlarda bir araya gelerek sosyal ortamlarda<br />

iletişim kurmalarını sağlamak ve takım olma<br />

ruhunu pekiştirmek STM’nin şirket kültürünün<br />

bir parçasıdır. Sosyal faaliyetlerimiz ise bu<br />

kültürü pekiştirmek amacıyla oluşturduğumuz<br />

çeşitli platformlardır. Bu platformlardan<br />

bazıları şunlardır:<br />

Kurumsal Vizyon<br />

Geleneksel Bowling Turnuvası<br />

Pilates Eğitimi<br />

STM Aile Buluşması<br />

Mevsim Partileri<br />

Tanıma ve Ödüllendirme Sistemi<br />

Şirketin Stratejik Plan ve Taktik Planları doğrultusunda<br />

karlılığını artıracak ve hizmet/operasyon<br />

kalitesini olumlu yönde etkileyecek<br />

tutum, davranış ve önerileri teşvik etmek üzere<br />

tanımlanmıştır. Maddi ve maddi olmayan<br />

çıktıları olan bu sistem, özellikle çalışanların<br />

motive edilmesi ve şirket aidiyetinin sağlanması<br />

üzerine kurgulanmıştır.<br />

Bu kapsamda STM’de,<br />

Yıl içerisinde başarılı olan proje ve hizmetlere<br />

“Hizmette Başarı Ödülleri”,<br />

Şirket süreçlerine gelişim ve iyileştirme<br />

yönünde katkı sağlayan önerilere “Süreç<br />

İyileştirme Öneri Ödülleri”,<br />

Kurumun sahip olduğu bilgi ve birikimi<br />

yenilikçi proje ve hizmetlerde kullanma<br />

fırsatını yaratan önerilere “Ar-Ge Projesi<br />

Ödülü”,<br />

Kurumda belirli hizmet yıllarını dolduran<br />

çalışanlara “Kurumsal Aidiyet Ödülü”,<br />

Başarılı ve üstün performans sergileyen<br />

çalışanlara “Performans İkramiyeleri”,<br />

İç ve dış müşteri memnuniyetini sağlayan<br />

çalışanlara “Takdir/Teşekkür Yazıları”,<br />

İç eğitimlerden sonra “Başarı Sertifikaları”<br />

ve “Eğitmen Sertifikaları”,<br />

Üstün performansı süreklilik gösteren ve<br />

liderlik/yöneticilik vasfı fark edilir derecede<br />

yüksek olan çalışanlara ise “Executive MBA<br />

Programı Katılımı”<br />

ödül ve tanıma araçları olarak tanımlanmıştır.<br />

Özlük İşlemleri/ Yasal Süreçler<br />

İşe alım süreci ile başlayan ve çalışanın işten<br />

ayrılmasına kadar devam eden tüm yasal<br />

süreçleri, bordro işlemlerini ve özlük dosyalarını<br />

içeren süreçler bütünü olarak tanımlanabilir.<br />

4857 Sayılı İş Kanunu ve 5510 Sayılı Sosyal<br />

Güvenlik Kanunu ile bağlı yönetmeliklerin ve<br />

çalışma hayatını ilgilendiren diğer tüm<br />

kuralların eksiksiz olarak uygulanması insan<br />

kaynakları biriminin sorumluluğu altındadır.<br />

İşe alım süreci ile başlayan ve çalışanın işten<br />

ayrılmasına kadar devam eden tüm yasal<br />

süreçleri, Yönetim Bilgi Sistemi ve SAP kayıtları<br />

ile özlük dosyalarını içeren tüm işlemler İnsan<br />

Kaynakları grubu sorumluluğu altında toplanmıştır.<br />

İnsan Kaynakları grubu kurulduğu tarihten bu<br />

yana tüm yasal işlemleri hukuka uygun olarak<br />

başarılı bir şekilde yürütmektedir. STM,<br />

yasalara uygun olarak yaptığı işlemlerden ve<br />

istihdama sağladığı katkıdan dolayı Türkiye İş<br />

Kurumu tarafından ’Teşekkür Belgeleri ile<br />

ödüllendirilmiştir.<br />

İş Sağlığı ve Güvenliği<br />

STM’de İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu’nun<br />

temel amacı;<br />

<br />

<br />

<br />

Çalışanların güvenliğini ve verimliliğini<br />

sağlamak,<br />

İş yeri güvenliğinin devamlılığını temin<br />

etmek,<br />

İşletmenin faaliyetleri sonucu iş sağlığı ve<br />

güvenliği risklerine maruz kalabilecek<br />

çalışan-lar ve ilgili diğer taraflar için, riskleri<br />

yok etmek veya en aza indirmek için,<br />

iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili gerekli önlemleri<br />

almaktır.<br />

İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu tarafından<br />

yürütülen tüm işlemlerin operasyonel sorumluluğu<br />

İnsan Kaynakları birimi tarafından<br />

sağlanmaktadır. Bu bağlamda ‘’Çalışma Ortamı<br />

Risk Analizi’’ çalışması gerçekleştirilmiş, iş<br />

güvenliğini tehdit edebilecek unsurlar ortadan<br />

kaldırılmıştır. STM’de yeterli sayıda çalışana<br />

yangın ve ilk yardım eğitimleri düzenlenmiş,<br />

yangın güvenliği ile ilgili gerekli tüm tedbirler<br />

alınmıştır. 2011 yılı için tüm çalışanlara iş sağlığı<br />

ve güvenliği konusunda eğitimler verilmesi<br />

planlanmış, ilgili eğitimlerin İnsan Kaynakları<br />

birimi tarafından periyodik olarak tekrar<br />

edilmesi kararlaştırılmıştır. Kalite Yönetim<br />

Sistemi içerisinde yer alan İş Sağlığı ve<br />

Güvenliği Prosedürü içerisinde tüm çalışanların<br />

bu kapsama giren görev ve sorumlulukları<br />

tanımlanmıştır.<br />

STM’de Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda<br />

çalışanlar ile eş ve çocuklarını kapsayan, çalışanlardan<br />

prim ödeme katılım payı alınmayan,<br />

sağlık harcamalarında ise ayaktan tedavi<br />

katılım payı alınan kurumsal bir özel sağlık<br />

sigortası süreci uygulanmaktadır.<br />

Temel amacı çalışanların sağlığını en etkin<br />

şekilde koruyarak iş gücü kayıplarını minimum<br />

seviyeye indirmek ve çalışan motivasyonunu<br />

yükseltmek olarak nitelendirilebilecek olan<br />

sürecin, çalışanların şirkete bağlılık düzeylerini<br />

de doğrudan etkilediği gözlemlenmektedir.<br />

STM İnsan Kaynakları’nın Gelecekle İlgili<br />

Projeleri<br />

Günümüz İnsan Kaynakları yaklaşımlarında<br />

çalışanların iş sadakati, zaman bazlı iş gücü,<br />

yetkinlik bazlı ücretlendirme, iletişim kanallarının<br />

arttırılması, çalışanların kişisel gelişimi ve<br />

örgütsel gelişim konuları önem kazanmıştır.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 35<br />

STM İnsan Kaynakları bugüne kadar insanı<br />

odak noktası alarak süreçlerini tasarlamış ve<br />

uygulamıştır.<br />

Sadece ülkemizdeki değil, dünyadaki İnsan<br />

Kaynakları trendlerini izleyerek çalışmalarını<br />

yürüten STM İnsan Kaynakları’nın gelecek<br />

dönemler için temel hedefi mevcut yetkinlik<br />

sistemini iyileştirerek tüm süreçlerini yetkinlik<br />

odaklı olarak güncellemektir.<br />

Çalışma alanı danışmanlık, tedarik ve yazılım<br />

geliştirme üzerine kurulu olan STM, en önemli<br />

kaynağının çalışanları olduğunun farkındadır.<br />

Bu nedenle diğer bir hedefimiz çalışanlarımızın<br />

kişisel gelişimini desteklemek ve şirkette tutma<br />

kapsamında tanıma ve ödüllendirme sistemini<br />

daha etkin hale getirerek çalışan aidiyetini<br />

arttırmaktır.<br />

Referanslar<br />

1. Curtis, B., Heffly, W.E., Miller, S.A., (2001). People Capability Maturity Model, Sürüm 2.0.<br />

2. Fındıkçı, İ. (1996). Bilgi Toplumunda Yöneticilerde Kendini Geliştirme, İstanbul Kültür Koleji<br />

Eğitim Vakfı yayınları.<br />

Devrim Serkan GÜLTEKİN<br />

2000 yılında Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun olmuş ve 2000-<br />

2006 yılları arasında TSK’da Subay olarak görev yapmıştır. 2006 yılından bu yana STM A.Ş.’de Kalite<br />

Yönetim Sistemi ve İnsan Kaynakları Müdürlüğü’nde Kıdemli İnsan Kaynakları Uzmanı olarak görev<br />

yapmakta olup, görev tanımına ek olarak; İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyon üyeliği, Disiplin Kurulu<br />

üyeliği ve İç Denetçi rollerini yürütmektedir. sgultekin@stm.com.tr<br />

Selin TAMER<br />

2005 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri<br />

bölümünden mezun olduktan sonra 2008 yılında yine aynı üniversitede Sosyal Bilimler Enstitüsü<br />

Finans Yüksek Lisans Programı’nı tamamlamış olup halen Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü Endüstri ve Örgüt Psikolojisi Yüksek Lisans Programı’na devam etmektedir. 2007-<br />

2008 yılları arasında Şa-Ra Enerji A.Ş.’de İnsan Kaynakları Sorumlusu olarak çalışmıştır. 2008 yılından<br />

itibaren STM Kalite Yönetim Sistemi ve İnsan Kaynakları Müdürlüğü’nde çalışmakta olup çok iyi<br />

derecede İngilizce ve orta derecede Almanca bilmektedir. STM’de halen STM Akademisi<br />

Koordinatörlüğü görevini yürütmektedir. sapaydin@stm.com.tr<br />

Zeynep GÖNÜL<br />

2007 yılında Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olmuş ve halen Orta<br />

Doğu Teknik Üniversitesi’nde Eğitimde İnsan Kaynaklarını Geliştirme programında yüksek lisans<br />

yapmaktadır. 2007 yılından bu yana STM A.Ş.’de Kalite Yönetim Sistemi ve İnsan Kaynakları<br />

Müdürlüğü’nde İnsan Kaynakları Uzmanı olarak görev yapmakta olup, görev tanımına ek olarak<br />

People CMM projesinde İnsan Kaynakları temsilciliği rolünü yürütmektedir. Çok iyi derecede<br />

İngilizce bilmektedir. zgonul@stm.com.tr


TAI<br />

TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> A.Ş.<br />

İnsan Kaynakları Uygulamaları<br />

olup, iştirakleri ise aşağıda sunulmuştur.<br />

TUSAŞ Motor <strong>Sanayii</strong> (TEI) A.Ş. % 50.52<br />

<strong>Savunma</strong> Teknolojileri Mühendislik Ticaret<br />

(STM) A.Ş. % 34<br />

Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri<br />

(HEAŞ) A.Ş. % 1.66<br />

Elektronik Sistemler Destek <strong>Sanayii</strong> ve<br />

Ticaret (ESDAŞ)A.Ş. % 1<br />

Hava Elektronik <strong>Sanayii</strong> (HAVELSAN) A.Ş. %<br />

0.5<br />

Airbus Military % 5.6<br />

1. TAI Tarihçe ve İnsan Kaynakları<br />

a. Tarihçe<br />

TUSAŞ - Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />

Anonim Şirketi 15 Mayıs 1984 tarihinde F-16<br />

uçaklarının Türkiye’de üretimi maksadıyla<br />

ortak girişim şirketi olarak kurulmuş, yabancı<br />

ortaklar olan “Lockheed Martin” ve “General<br />

Electric” şirketleri hisselerinin (%49) Ocak<br />

2005 tarihinde TUSAŞ tarafından satın<br />

alınmasıyla tamamen milli bir şirket haline<br />

dönüşmüş ve Nisan 2005 tarihinde TAI ve<br />

TUSAŞ şirketlerinin birleşmesiyle bu günkü<br />

mevcut yapısına kavuşmuştur.<br />

TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />

A.Ş.’nin hissedarları;<br />

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı<br />

(%54.49),<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı (%45.45),<br />

Türk Hava Kurumu (%0.06),<br />

TUSAŞ - Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />

A.Ş.nin<br />

VİZYONU<br />

“Özgün ürünlere sahip ve küresel rekabet<br />

gücüne ulaşmış dünya markası havacılık şirketi<br />

olmak”<br />

MİSYONU<br />

“Ülkemiz havacılık ve uzay sanayisinin gelişmesine<br />

öncülük yapmak”<br />

şeklinde belirlenmiş ve uygulanmaktadır.<br />

b. İnsan Kaynakları<br />

Açık iletişim, takım çalışması, kişisel ve mesleki<br />

gelişimi hedef alan uygulamalarla etkin, verimli<br />

ve motivasyonu yüksek insan kaynağını bünyesinde<br />

bulundurma hedefi doğrultusunda<br />

TAI’nin 2010 yılı sonu itibariyle personel<br />

mevcudu 3541 olup, mevcut insan kaynağına<br />

ilişkin bazı temel veriler aşağıda grafikler<br />

halinde gösterilmiştir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 37<br />

Öğrenim Durumu<br />

2000<br />

14 (Doktora)<br />

Toplam Mühendis ve Ar-Ge Mühendisi Kırılımı<br />

1600<br />

1800<br />

1600<br />

1400<br />

1200<br />

108<br />

368 (Y.Lisans)<br />

1400<br />

1200<br />

1000<br />

1000<br />

1488 (Lisans)<br />

800<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

126 148<br />

389<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

İLKÖĞRETİM<br />

LİSE<br />

EML<br />

YÜKSEKOKUL<br />

ÜNİVERSİTE<br />

0<br />

2003 2004 2005<br />

2006 2007 2008 2009 2010<br />

Toplam Mühendis<br />

AR-GE Mühendisi<br />

Toplam Mühendis Sayısı: 1470 Toplam Ar-Ge Mühendisi Sayısı: 896 (719 ARGE Merkezi / 177 TEKNOKENT)<br />

Yaş<br />

1400<br />

1200<br />

1000<br />

800<br />

1285<br />

1038<br />

960<br />

Mühendisliklerin Branşlara Dağılımı<br />

Bilgisayar<br />

Müh.: 94 %6<br />

Endüstri<br />

Müh.: 136<br />

%9<br />

Metalurji ve Mlz.<br />

Müh.: 71 %5<br />

Kimya<br />

Müh.: 36 %2<br />

Diğer<br />

Müh.: 41 %3<br />

Mühendislerin Eğitim Seviyeleri<br />

Yüksek Lisans: 333<br />

%23<br />

Doktora: 13<br />

%1<br />

600<br />

400<br />

258<br />

200<br />

0<br />

- 29 30 - 39 40 - 49 50 -<br />

Yaş Ortalaması : 36<br />

Mühendis Yaş Ortalaması : 28<br />

Medeni Durumu<br />

3000<br />

2450<br />

Elektrik Elektronik Habr.<br />

Müh.: 259 %18<br />

Havacılık / Uçak / Uzay<br />

Müh.: 274 %19<br />

Makine<br />

Müh.: 559 %38<br />

Toplam: 1.470<br />

Lisans: 1124<br />

%76<br />

2000<br />

1000<br />

0<br />

Evli<br />

1091<br />

Bekar<br />

İşe Alım Süreç Haritası<br />

1- İş İlanı<br />

6- Adayın Referanslarının ve<br />

İş Tecrübelerinin Doğrulanması<br />

7- Adaya İşin<br />

Önerilmesi<br />

Cinsiyet<br />

3000<br />

3001<br />

3000<br />

2000<br />

1000<br />

540<br />

0<br />

Kadın<br />

Erkek<br />

Yabancı Dil * (Yabancı dil gerektiren kadrolar)<br />

777<br />

800<br />

700<br />

600<br />

500<br />

400<br />

300<br />

300<br />

159<br />

200<br />

138<br />

100 31<br />

0<br />

AZ<br />

ORTA<br />

İYİ<br />

ÇOK İYİ<br />

2- Başvuruların<br />

Değerlendirilmesi Ön Eleme<br />

3- Testler ve<br />

İkinci Eleme<br />

Adayın sınav ve görüşmeler sonrası uygun<br />

bulunması ve aday tarafından da iş önerisinin<br />

kabul edilmesi halinde yerleştirmeye kadar<br />

geçen süre azami iki haftadır.<br />

2. İnsan Kaynakları Vizyon, Misyon, Değer Ve<br />

Hedefleri<br />

TUSAŞ - Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI) A.Ş.<br />

İnsan Kaynakları Başkanlığının Vizyon, Misyon,<br />

Değer ve Hedefleri, şirket vizyonu doğrultusunda<br />

belirlenmiş olup, aşağıda sunulmuştur.<br />

5- İkinci Aşama<br />

İş Görüşmesi<br />

4- Birinci Aşama<br />

İş Görüşmesi<br />

Vizyon<br />

8- Yerleştirme<br />

Rekabetçi, insan gücü ile tüm paydaşları<br />

dengeli memnun edecek insan kaynakları<br />

sistemine sahip olmak,<br />

İnsanı var olan en değerli kaynağımız kabul<br />

ederek, bölümlerin, çalışanların ve çalışan<br />

ailelerinin kısaca TAI ailesinin el üstünde<br />

tutulduğu bir insan kaynakları yönetimi<br />

sağlamaktır.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

Misyon<br />

“Açık iletişim, takım çalışması, kişisel ve mesleki<br />

gelişimi hedef alan uygulamalara sahip<br />

olan çağdaş insan kaynakları yapılanmamızda<br />

temel misyonumuz; şirketimiz ve çalışanlarımızın<br />

hedef ve beklentilerini, etkin, verimli ve<br />

motivasyonu yüksek bir organizasyonla<br />

gerçekleştirmektir.”<br />

Değerlerimiz<br />

Adil, dürüst, dengeli, güvenilir ve şeffaf<br />

olmaktır.<br />

Hedeflerimiz<br />

Şirketimizin havacılık ve uzay alanında gerek<br />

Türkiye’de gerekse dünyada söz sahibi ve<br />

saygın bir şirket olmasına katkıda bulunacak<br />

insan kaynağının TUSAŞ’a kazandırılması,<br />

geliştirilmesi ve değerlerimize bağlı aidiyetin<br />

sürdürülmesidir.<br />

3. İnsan Kaynakları Uygulamaları ve<br />

Karşılaşllan Sorunlar<br />

a. İşe Alım<br />

Şirketimiz tarafından yürütülmekte olan proje/<br />

programların gerektirdiği nitelik ve nicelikteki<br />

insan kaynağının bulunması ve şirketimize<br />

kazandırılması maksadıyla şirketimiz web<br />

sayfası ve diğer kaynaklar (işe alım şirketleri,<br />

gazete ilanları vb. gibi) yoğunlukla kullanılmaktadır.<br />

Bir örnek olması açısından 2010 yılı içinde<br />

şirketimiz web sayfasına 27.000 kişi başvuruda<br />

bulunmuş, başvuranlardan 8.000’i nitelik ve<br />

nicelik bakımından uygun bulunarak değerlendirilmiş,<br />

bunlardan 2987’si yabancı dil, teknik<br />

sınav ve mülakat için davet edilmiş ve yapılan<br />

değerlendirme sonrası 709’u uygun bulunarak<br />

şirkette istihdamları kararlaştırılmıştır. (Ortalama<br />

olarak; günde 12 adayla görüşülmüş ve 3<br />

adayın işe alımı gerçekleştirilmiştir.)<br />

Temel misyonumuz;<br />

şirketimiz ve çalışanlarımızın<br />

hedef ve beklentilerini,<br />

etkin, verimli ve motivasyonu<br />

yüksek bir organizasyonla<br />

gerçekleştirmektir.”<br />

Şirketimize başvurular ilk bakışta miktar olarak<br />

yeterli olarak görülse de, özellikle şirketimizin<br />

faaliyet gösterdiği alanda deneyimli insan<br />

kaynağının kısıtlı oluşu çözümlenmesi gereken<br />

bir sorun sahası olarak öncelikle gündemimizde<br />

yer almaktadır.<br />

Şirketimizin kuruluşunu takip eden yıllarda<br />

yürütülen proje ve programlar gereği emek<br />

yoğun olarak oluşan insan kaynağı, özellikle<br />

2000’li yıllardan itibaren başta özgün projeler<br />

olmak üzere mühendislik ağırlıklı projeler<br />

kapsamında şekil değiştirerek bilgi ve<br />

teknoloji yoğun bir insan kaynağının istihdam<br />

edilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmış ve söz<br />

konusu ihtiyacın karşılanabilmesi için insan<br />

kaynağımızı teşkil eden üniversitelerle yakın<br />

ilişkiler kurulmuştur.<br />

Bu kapsamda üniversite öğrencilerine şirketimizde<br />

sağlanan, her yıl yaklaşık 600 civarında<br />

üniversite öğrencisinin yararlandığı yaz stajı<br />

dışında, ODTÜ, İTÜ ve TOBB Üniversitesi ile<br />

İşbirliği (KO-OP) ve Ortak Eğitim Protokolleri<br />

yapılarak söz konusu üniversitelerin çeşitli<br />

mühendislik dallarında öğrenim gören<br />

öğrencilerin yaz tatilleri ve/veya öğrenimleri<br />

sırasında şirketimizde özel programlarda<br />

akademik bilgilerini fiiliyata aktarmaları sağlanmakta,<br />

böylece hem öğrencilere iş yaşamı<br />

gerçekleri gösterilmekte, hem de şirketimiz<br />

ihtiyaçlarının karşılanmasında değerlendirilmek<br />

üzere etkin bir aday havuzu yaratılmaya<br />

çalışılmaktadır.<br />

Üniversite öğrencileri dışında çeşitli projelerde<br />

üniversite öğretim üyeleri danışman olarak<br />

kullanılarak mühendislerimizin gelişimleri ve<br />

deneyim kazanmaları sağlanmakta, spesifik<br />

alanlarda ise yurtdışında çeşitli şirketlerde<br />

görev yapan veya bağımsız çalışan deneyimli<br />

personel gerekli koordine ve sözleşmeler<br />

yapılmak suretiyle belirli sürelerle şirketimizde<br />

istihdam edilerek deneyimli personel sorununun<br />

asgariye çekilmesi yönünde gayret<br />

gösterilmektedir.<br />

Üniversite camiası ve üniversite öğrencilerine<br />

yönelik yukarıda açıklanan girişimler yanında,<br />

3308 sayılı Çıraklık yasası kapsamında Meslek<br />

Lisesi son sınıf öğrencilerinin de şirketimizde<br />

öğrenim yılı boyunca haftada 2 - 3 gün staj<br />

yapmaları sağlanmaktadır. 3308 sayılı yasa<br />

kapsamında Meslek Lisesi son sınıf öğrencilerine<br />

sağlanan staj olanağı dışında, havacılık<br />

ve uzay teknolojilerinde kompozit malzemelerin<br />

kullanımının giderek arttığı dikkate alınarak<br />

kompozit malzeme teknolojileri alanındaki<br />

gelişmelerin gençlerimize kazandırılmasını<br />

teminen, Sosyal Sorumluluk projelerimiz<br />

kapsamında, KAZAN Efes Anadolu Endüstri<br />

Meslek Lisesi son sınıf öğrencilerine şirketimizde<br />

Kompozit Eğitimleri verilmek üzere<br />

KAZAN Kaymakamlığı ile protokol imzalanmış<br />

olup, bu kapsamda hem şirketimiz ihtiyaçlarına<br />

uygun nitelik ve sayıdaki gencimizin Kompozit<br />

Teknisyeni olarak istihdamı için olanak<br />

yaratılmış, hem de şirketimizin konuşlanmış<br />

olduğu bölgenin istihdamda ön alması yolunda<br />

önemli bir adım atılmıştır.<br />

b.İş Yerleştirme ve Eğitim<br />

İşe alım sürecinde istihdam edilebilecekleri<br />

alanlara ilişkin çeşitli sınav (yabancı dil /<br />

teknik), mülakat ve psikolojik testleri başarı ile<br />

tamamlayan adaylar onay sürecini takiben,<br />

istihdam edilecekleri görevlere başlamadan<br />

önce 2 – 6 ay arasında değişen, şirket kültürü,<br />

şirket uygulamaları ve görev yapacakları<br />

unvanlara uygun eğitimlerin yer aldığı oryantasyon<br />

eğitimlerine tabi tutulmakta olup, söz<br />

konusu eğitimleri başarı ile tamamlamalarını<br />

takiben görevlerine başlayabilmektedirler.<br />

İnsan Kaynakları Başkanlığı bünyesinde bulunan<br />

Eğitim Bölümü şirketimiz çalışanlarının<br />

ihtiyaç duyacağı tüm mesleki teknik eğitimleri<br />

verebilecek kabiliyet ve kapasitede olup, spesifik<br />

alanlarda iç ve dış kaynaklar da kullanılmaktadır.<br />

Kişisel gelişim ve yönetim eğitimleri ağırlıklı<br />

olarak dış kaynak kullanılarak sağlanmakta<br />

olup, söz konusu eğitimlerin şirket kaynaklarından<br />

sağlanması yönünde çalışmalar da<br />

sürdürülmektedir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 39<br />

Eğitim Bölümümüz tarafından 2010 yılında<br />

16.362’i şirket çalışanı, 1.704'ü ise diğer<br />

kuruluş ve şirketlerin personeli olmak üzere<br />

toplam 18.066 kişiye çeşitli teknik eğitimler<br />

verilmiş, şirket dışı kaynaklardan ise ağırlıklı<br />

olarak kişisel gelişim ve yönetim eğitimleri<br />

olmak üzere, 1704 şirket çalışanı eğitim<br />

almıştır. Çalışan başına düşen eğitim saati,<br />

2010 yılı sonunda 39 saattir.<br />

Yukarıda açıklanan eğitim rakamları ileri<br />

teknoloji uygulamaları ve bilginin kullanıldığı<br />

şirketimizde eğitimin ne denli önemli rolü ve<br />

katkısının olduğunu açıkça göstermektedir.<br />

c. Kariyer Planlaması / Yedekleme / Moral ve<br />

Motivasyon:<br />

Şirketimizin istihdam ettiği çalışanlar arasında<br />

birlik ve beraberlik ruhunun yaratılması,<br />

şirkete karşı olan aidiyet ile çalışanların etkinlik<br />

ve verimliliğinin arttırılması etkin bir kariyer<br />

planlama ve yedekleme sistemi ile moral/motivasyon<br />

alanında önemli adımlar atılmasını<br />

gerektirmiştir.<br />

TAI ailesine katılan<br />

her birey işe başladığı<br />

andan itibaren<br />

Kariyer Planlamasının<br />

bir parçası olarak<br />

sıralı yöneticilerinin<br />

ve insan kaynaklarının<br />

gözetiminde gerekli eğitim<br />

ve yönlendirmelere<br />

tabi tutulmaktadır.<br />

TAI ailesine katılan her birey işe başladığı<br />

andan itibaren Kariyer Planlamasının bir<br />

parçası olarak sıralı yöneticilerinin ve insan<br />

kaynaklarının gözetiminde gerekli eğitim ve<br />

yönlendirmelere tabi tutulmakta, gelişimleri<br />

yakından izlenmekte ve her yıl yetkinlikleri ve<br />

kendilerine verilen dönemsel/yıllık hedefler<br />

bazında performans değerlendirmesine tabi<br />

tutularak gereken kriterleri karşılayanların<br />

şirket Kariyer Planı doğrultusunda ilerlemesi<br />

sağlanmaktadır. Performans değerlendirmelerinde<br />

emsallerine nazaran başarı gösteren<br />

çalışanların görev unvanlarına uygun Kariyer<br />

Planlamasına göre terfileri gerçekleştirilmekte<br />

ve gelecekte şirket yönetici kadrolarına<br />

getirilmeleri yönünde Yedekleme Planında<br />

gerekli düzenlemeler yapılmaktadır.<br />

İnsan Kaynaklarının önemli süreçlerinden birisi<br />

olan çalışan memnuniyetinin artırılması, moral<br />

ve motivasyonun en yüksek seviyede tutulması<br />

için şirket yönetimimiz tarafından her türlü<br />

önlem alınmış ve çalışanlarımız hizmetine<br />

sunulmuş olup, bu alandaki uygulamalar özetle<br />

aşağıda belirtilmiştir.<br />

Şirketimiz çalışanlarına; görevlendirildikleri<br />

iş unvanına uygun olarak tespit edilen ve<br />

piyasa koşulları, ekonomik durum ve<br />

şirketin mali durumu dikkate alınarak her yıl<br />

iyileştirilen ücret dışında çeşitli yan faydalar<br />

(Özel Hayat Sigortası, Özel Sağlık Sigortası<br />

vb. gibi) sağlanarak yaşam koşulları en üst<br />

seviyede tutulmaya çalışılmaktadır.<br />

Şirkete ve işe yönelik katma değer yaratan<br />

çalışmalar yapan veya söz konusu çalışmalarda<br />

katkısı bulunan çalışanlar ödül yönetmeliği<br />

kapsamında takdir edilmekte ve<br />

değerlendirilmektedir.<br />

Şirket Sosyal Konutları, Kreş ve Ana Okulu,<br />

Spor Tesisleri, Sosyal Tesisler ve Sağlık Merkezi<br />

çalışanlarımıza en iyi hizmeti verecek<br />

şekilde faaliyet göstermektedir.<br />

Şirket çalışanlarının talep, öneri ve şikayetleri<br />

Yardım Masası, Öneri Kutusu, Çeşitli<br />

Anketler ve birebir yapılan görüşmelerle<br />

değerlendirilmekte ve en kısa sürede çözümler<br />

üretilerek, geri dönüş sağlanmaktadır.<br />

Şirket kültürünün oluşumunda ana katkı<br />

maddelerinden birisini oluşturan Sosyal Yaşam<br />

etkinliklerine azami önem gösterilerek<br />

tüm çalışanlarımızın sosyal faaliyetlere<br />

katılımları teşvik edilmekte, bu kapsamda;<br />

geleneksel hale gelen şirket kuruluş<br />

yıldönümlerinde tüm çalışanlarımız ve<br />

ailelerinin katılımıyla şirket piknikleri düzenlenmekte,<br />

tiyatro ve konser gibi kültürel<br />

etkinlikler ile düzenlenen gezilere topluca<br />

katılınarak arkadaşlık ve dostluk bağları<br />

güçlendirilmekte, tüm çalışanlarımızın<br />

katılımıyla spor etkinlikleri düzenlenmekte,<br />

bölüm etkinlikleri ve bölüm yemekleri yapılmakta,<br />

ekonomi, siyaset, eğitim, bürokrasi<br />

ve spor alanlarından tanınmış simalar<br />

konuşmacı olarak şirketimize davet edilerek<br />

hem çalışanlarımızın ufuklarının açılması,<br />

hem de şirketimizin tanıtılması yönünde<br />

faaliyetler gerçekleştirilmektedir.<br />

4. Sonuç<br />

İnsan Kaynakları açısından değerlendirildiğinde,<br />

şirketimiz yürütülmekte olan proje/programları<br />

doğrultusunda yıllık olarak planlanan<br />

işgücü planlarına göre, çok spesifik alanlarda<br />

istihdamı öngörülen deneyimli personel kadroları<br />

dışında, çeşitli yollarla yapılan başvurularla<br />

oluşan adaylar arasından ihtiyaç duyduğu<br />

nitelik ve nicelikteki insan kaynağını istihdam<br />

edebilmektedir. Deneyimli insan kaynağının<br />

temini için Sanayi - Üniversite işbirliğinin daha<br />

da arttırılarak özellikle üniversite müfredat<br />

programlarının sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda<br />

düzenlenmesi yönünde gerek devlet ve<br />

üniversiteler gerekse sanayi kuruluşları<br />

tarafından adımlar atılması büyük önem<br />

taşımaktadır.<br />

Şirkette; daha önce iş deneyimi bulunmayan<br />

ve/veya mezuniyetlerini takiben askerlik<br />

mükellefiyetini tamamlayarak işe başlatılan<br />

Lise, Meslek Lisesi, Meslek Yüksek Okulu ve<br />

Üniversite mezunlarının eğitim alt yapılarının<br />

yapacakları görevlerine uygun hale getirilmesi<br />

için asgari 2 - 6 aylık bir eğitim sürecinden<br />

geçirilmeleri gerekmektedir. Diğer şirketler<br />

için de geçerli olan bu durumun ülkemiz<br />

genel eğitim politikaları kapsamında ele<br />

alınması hayati önemi haizdir.<br />

Adayın şirkette istihdam edildiği tarihten<br />

itibaren yakından izlenmesi, şirket kültürüne<br />

adaptasyonunun süratle sağlanması, iş ve<br />

sosyal yaşam ile ilgili sorunlarında kendisine<br />

yardımcı olunması ve destek sağlanması, moral<br />

ve motivasyonunun en üst düzeyde tutulması<br />

için çaba sarf edilmesi daima en ön planda<br />

tutulması gereken işlevler olup, bunların<br />

gerçekleştirilmesi halinde şirketine güven<br />

duyan, işine ve görevine sadık, şirkete aidiyeti<br />

yüksek çalışanlara sahip olunacağı bir gerçektir.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

Yüksek öngörüye sahip bir plan dahilinde<br />

istikrarlı ve kontrollü büyümesini devam<br />

ettiren şirketimizin dünya markası havacılık<br />

şirketi olma hedefini gerçekleştirmek ve dünya<br />

havacılık devleri arasındaki haklı yerini almak<br />

yönünde atılım ve girişimlerini 2011 ve takip<br />

eden yıllarda da devam ettirmesi bir zorunluluk<br />

olup, mevcut ve önümüzdeki yıllarda TAI<br />

ailesine katılacak insan kaynağının alınacak<br />

ilave önlemlerle daha da geliştirilerek geleceğe<br />

ve şirketine güvenle bakan çalışanlar olarak<br />

aynı azim ve kararlılıkla şirketimize katkılarını<br />

sürdüreceklerine olan inancım tamdır.<br />

Bora ÖSKİPER<br />

Bora ÖSKİPER 1951 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk, orta ve lise eğitimini Türkiye’nin çeşitli<br />

bölgelerinde tamamlamış, 1968 yılında Hava Harp Okulu’na girerek 1970 yılında Astteğmen rütbesi<br />

ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına katılmıştır.<br />

1970 – 1999 yılları arası, 29 yıl üzerinde Hava Kuvvetleri’nde uçucu ve kurmay subay olarak çeşitli<br />

yurtiçi ve yurtdışı görevlerde bulunan ve Şubat 1999’da Hava Kurmay Albay rütbesinde iken kendi<br />

isteği ile emekliye ayrılan Bora ÖSKİPER 1 Temmuz 1999 – 01 Eylül 2007 tarihleri arasında TUSAŞ -<br />

Türk Havacılık ve Uzay San. A.Ş (TAI) ‘de İnsan Kaynakları Müdürlüğü görevinde bulunmuş olup, 01<br />

Eylül 2007 tarihinden itibaren İnsan Kaynakları Başkanlığı görevini sürdürmektedir.<br />

Bora ÖSKİPER evli ve iki çocuk babası olup, ingilizce bilmektedir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

41<br />

Personel Yönetiminden<br />

Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimine<br />

Geçiş ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />

Uygulamaları<br />

Bilgi ve yaratıcılığın ön plana çıktığı günümüzde<br />

işletmeler ve kurumlar, değişim ve rekabet<br />

sürecine ayak uydurabilmek ve bu değişimi<br />

yakalayabilmek amacıyla yönetim anlayışlarını<br />

ve stratejilerini sürekli güncellemek durumunda<br />

kalmaktadır. Rekabetçi avantaja sahip<br />

olma, stratejik hedeflere ulaşabilme ve bunların<br />

sürdürülebilirliğini sağlamada insan<br />

kaynağı en önemli rolü üstlenmektedir. Bu<br />

kapsamda insan kaynakları uygulamalarının<br />

kurumun tasarım ve stratejileriyle uyumlu ve<br />

tutarlı olması kaçınılmazdır.<br />

Bu makalede Personel Yönetiminden İnsan<br />

Kaynakları Yönetimine geçiş ve bu geçişin<br />

stratejik hedefler doğrultusunda gerçekleşmesi<br />

gereğinin üzerinde durulmuş olup,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı İnsan Kaynakları<br />

yapısı ve uygulamalarına değinilmiştir.<br />

Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları<br />

Yönetimine Geçiş<br />

Personel Yönetimi, kurumun gerektirdiği insan<br />

kaynağının sağlanması ve bu kaynaktan en<br />

etkin ve verimli bir biçimde yararlanmanın yol<br />

ve yöntemlerini gösterir. Genel anlamda<br />

Personel Yönetimi;<br />

Personelin işe alınması,<br />

stratejik bir önemi bulunmamaktadır. Personel<br />

Yönetimi, çalışanlar hakkında kayıt tutma<br />

faaliyeti olarak görülüp personelin ücreti, yan<br />

ödemeleri, sigorta kesenekleri, izinler, raporlu<br />

olduğu gün sayısı, işe devamsızlık ve geç kalma<br />

gibi konularda kayıt tutmadan öteye gitmemiştir.<br />

Bu sistemin yetersiz kalması ve kurumsal<br />

yapının etkinleştirilebilmesi amacıyla geleneksel<br />

Personel Yönetimi yaklaşımı terk edilmiş,<br />

arzulanan hedeflere ulaşabilmek için İnsan<br />

Kaynakları yaklaşımı benimsenmiştir.<br />

Günümüzde örgüt kültürü alanında meydana<br />

gelen gelişmeler, tam rekabet ortamı, değişim,<br />

yenilikçilik, teknolojik yenilikler, küreselleşme,<br />

klasik anlamda personel yönetiminin yeni bir<br />

anlayışla ele alınmasını; içeriğinin önemli<br />

ölçüde değiştirilmesini ve bu yeniliklere uyum<br />

sağlanmasını zorunlu kılmıştır. Bu kapsamda,<br />

kurumun stratejik hedefleri doğrultusunda<br />

çalışanlarına liderlik eden, verimliliklerini<br />

artırıp onları geleceğe hazırlayan ve yetenek<br />

havuzunu genişleten bir İnsan Kaynakları<br />

Yönetimi önem kazanmıştır. İnsan Kaynakları<br />

Yönetimi; daha nitelikli ve daha verimli bir<br />

sonuç elde etmek için yönetenlerle yönetilenler<br />

arasında güvenli ve etkili bir uyum sağlamayı<br />

amaçlayan örgütün bir fonksiyonudur.<br />

Sınıflandırma,<br />

Aylık ve ücret sorunları,<br />

Sicil, yükselme ve yer değiştirme,<br />

Hak ve yükümlülükler,<br />

Eğitim,<br />

Beşeri ilişkiler,<br />

Disiplin,<br />

Emeklilik’tir.<br />

Personel Yönetimi<br />

Kayıt tutucu ve<br />

düzenleyici<br />

uzmanlık yaklaşımı<br />

İş odaklı<br />

Statik yapı<br />

İnsan=maliyet<br />

Kalıplar, normlar<br />

İç planlama<br />

Müşteri = Yönetim<br />

İK Yönetimi<br />

Çözüm ortağı<br />

uzmanlık yaklaşımı<br />

İnsan odaklı<br />

Dinamik yapı<br />

İnsan=değer<br />

Misyon ve değerler<br />

Stratejik planlama<br />

Müşteri=Yönetim ve çalışanlar<br />

Yukarıda belirtildiği gibi Personel Yönetimi, az<br />

sayıda işlevi kapsamakta olup, kurumlarda<br />

Tablo: Personel Yönetimi ve İK Yönetimi kıyaslaması


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

İnsan Kaynakları Yönetiminden Stratejik<br />

İnsan Kaynakları Yönetimine Geçiş<br />

Günümüzde İnsan Kaynakları birimi aynı<br />

zamanda organizasyonun stratejik iş ortağı<br />

olarak kabul edilmektedir. Stratejik İnsan<br />

Kaynakları'nın temel amacı, kurumun hedeflerini<br />

gerçekleştirmesini sağlayacak insan<br />

kaynağını, ihtiyaçlar doğrultusunda sistematik<br />

olarak belirlemek ve organize etmektir. Başka<br />

bir ifadeyle, Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi’nin<br />

temel odak noktalarından biri insan<br />

kaynakları yönetiminin stratejik planlama ile<br />

tamamen bütünleştirilmesidir.<br />

İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışından<br />

Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışına<br />

geçişte vurgulanması gereken 2 temel unsur<br />

bulunmaktadır:<br />

1. İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışında,<br />

çalışan bir birey olarak öne çıkmakta ve kişinin<br />

performansı önem kazanmaktadır. Ancak<br />

Stratejik İnsan Kaynakları Yönetim anlayışında<br />

bireyin performansından ziyade örgüt performansı<br />

öne çıkmaktadır.<br />

2. Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi’nde<br />

bireysel insan kaynakları yönetiminden ziyade<br />

sistem ön plana çıkmaktadır.<br />

Bir diğer ifadeyle, İnsan Kaynakları Yönetimi’nde<br />

Performans Değerlendirme süreci<br />

sadece kendi içinde değerlendirilirken bunun<br />

Eğitim süreci ile bağlantısı incelenmemektedir.<br />

Ancak Stratejik İnsan Kaynakları Yönetim<br />

anlayışında sistem öne çıkmakta ve her bir<br />

sürecin etkileşim halinde olduğu kabul görmektedir.<br />

Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi’nin<br />

kurumun stratejik hedefleriyle de<br />

benzer şekilde etkileşim halinde olması<br />

gerekmektedir.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı Çalışan Yapısı<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda insan<br />

kaynağı uygulamalarının gerekliliği, özellikle<br />

2007-2011 yıllarını kapsayan Stratejik Plan’da<br />

belirtilmiş ve İnsan Kaynakları uygulamalarının<br />

önemi vurgulanmıştır. Söz konusu planın<br />

bütün kurum çalışanları tarafından hazırlanmış<br />

olması ve üst yönetim tarafından onaylanmış<br />

olması İnsan Kaynakları politikalarının önemsendiği<br />

ve özümsendiğinin açık bir kanıtıdır.<br />

İnsan Kaynakları planlaması, seçme ve işe<br />

alma, eğitim ve geliştirme, kariyer planlama,<br />

performans yönetimi, başarı değerlendirme ve<br />

ödüllendirme ve kurum kültürü oluşturma<br />

süreçlerinin tümünü kapsayan İnsan Kaynakları<br />

Yönetimi faaliyetlerini yürütme görevi<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda Personel ve<br />

Eğitim Daire Başkanlığı tarafından yerine<br />

getirilmektedir. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nın<br />

insan kaynağının yapısı çeşitli istatistiki<br />

bilgiler çerçevesinde aşağıda incelenmiştir.<br />

2007-2011 Stratejik Planı kapsamında kurum<br />

stratejik hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla<br />

İnsan Kaynakları uygulamalarına önem<br />

verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve<br />

stratejik insan kaynakları yaklaşımını esas alan<br />

uygulamalara geçilmesi hedef olarak belirlenmiştir.<br />

Bu kapsamda nitelikli insan kaynağına<br />

yatırım yapmak, en iyi adayları işe almak,<br />

gelişimlerini sağlamak ve elde tutmak önemli<br />

adımlar olarak belirlenmiş ve bir takım<br />

uygulamalar başlatılmıştır.<br />

Yıllara Göre Personel Mevcudu (1986 - 2011)<br />

Personel Sayısı<br />

400<br />

350<br />

300<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

Yıllar<br />

Şekil 2: SSM Personelinin Eğitim Durumu (2011)<br />

Kadrosuz Kadrolu<br />

16<br />

32<br />

69<br />

70<br />

35<br />

43<br />

14<br />

7<br />

11<br />

5<br />

49<br />

90<br />

87<br />

87<br />

85<br />

85<br />

83<br />

83<br />

249<br />

27<br />

269<br />

61<br />

295<br />

292<br />

285<br />

55 5<br />

66<br />

78<br />

92<br />

90<br />

108<br />

123<br />

156<br />

162<br />

170<br />

167<br />

165<br />

158<br />

177<br />

180<br />

179<br />

172<br />

170<br />

167<br />

162<br />

161<br />

73<br />

69<br />

68<br />

1986<br />

1987<br />

1988<br />

1989<br />

1990<br />

1991<br />

1992<br />

1993<br />

1994<br />

1995<br />

1996<br />

1997<br />

1998<br />

1999<br />

2000<br />

2001<br />

2002<br />

2003<br />

2004<br />

2005<br />

2006<br />

2007<br />

2008<br />

2009<br />

2010<br />

2011<br />

Şekil 1: SSM Personelinin Yıllar İtibarı ile Dağılımı<br />

Kadın<br />

Erkek<br />

200<br />

180<br />

2006 yılından itibaren kurumun çalışan sayısında<br />

Eğitim düzeyinin oldukça yüksek olduğu<br />

ciddi artış yaşandığı, toplam personel <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda çalışan<br />

sayısının yaklaşık olarak 1/3 oranında arttığı personelin %34’ü yüksek lisans, %2’si ise<br />

görülmektedir. Bu durum beraberinde daha doktora mezunudur. Çalışanların %85’ini<br />

dinamik bir yapıyı getirmiştir. Müsteşarlığa uzmanlar oluşturmaktadır. Bu kapsamda,<br />

katılan yeni personel ile birlikte mevcut insan Müsteşarlık personeli mesleki ve kişisel<br />

kaynağının yaklaşık % 50’lik kısmını 24-35 yaş<br />

aralığındaki personel oluşturmuştur. Bu yaş<br />

grubu Y kuşağı olarak değerlendirilmekte olup,<br />

eğitimlerle sürekli desteklenmekte, böylece<br />

sahip oldukları bilgi birikimini kendi alanlarında<br />

daha iyi kullanabilmeleri sağlanmaktadır.<br />

bu grupta yer alan çalışanlar esnek çalışma<br />

biçimine uygun, sorgulayıcı ve söz hakkına<br />

sahip olma ihtiyacındadır. Bu kapsamda, hem<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda İnsan<br />

Kaynakları Uygulamaları<br />

değişen çalışan yapısının beklentilerini karşılayabilecek<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda İnsan<br />

hem de modern İK uygulamalarına<br />

imkân verebilecek bir sistemin oluşturulabilmesi<br />

önem arz etmektedir.<br />

Kaynakları uygulamalarına geçiş 2007-2011<br />

Stratejik Planı ile başlamış ve bu dönemde<br />

önemli adımlar atılmıştır. Bu kapsamda 2007<br />

Personel Sayısı<br />

160<br />

140<br />

120<br />

100<br />

80<br />

60<br />

40<br />

20<br />

0<br />

Eğitim Durumu<br />

67<br />

45<br />

133<br />

83<br />

1<br />

1 4<br />

10 6<br />

3<br />

ORTAOKUL<br />

LİSE<br />

ÖNLİSANS<br />

LİSANS<br />

YÜKSEK LİSANS<br />

DOKTORA


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 43<br />

yılında başlatılan iş analizi çalışması sonucunda<br />

görev tanımları belirlenmiş, eğitim<br />

faaliyetlerinin yıllık planlarla takibine yine aynı<br />

yıl içinde başlanmıştır.<br />

2007-2011 Stratejik Planı’nın İnsan Kaynaklarına<br />

ilişkin stratejik amaç; “Yüksek nitelikli<br />

personelin işe alınması, üretkenlik ortamının<br />

gerektirdiği altyapı ve eğitimlerin sağlanması<br />

ile yetişmiş personelin elde tutulması<br />

amaçlarına yönelik olarak Stratejik İnsan<br />

Kaynakları yaklaşımı uygulanacaktır.” şeklinde<br />

belirlenmiş ve;<br />

Stratejik insan kaynakları yaklaşımını esas<br />

alan uygulamaların hayata geçirilmesi,<br />

Müsteşarlık personelinin en az % 50’sine<br />

konusuyla ilgili olarak her yıl ortalama 40<br />

saat eğitim ve öğretim verilmesi<br />

alt hedefler olarak seçilmiştir. Stratejik Plan'ın<br />

revize edilmesi aşamasında %50 olarak belirtilmiş<br />

olan oran % 80’e çıkarılmıştır. Uygulamalarda<br />

standardizasyonu sağlayabilmek için<br />

yönerge çalışmalarına önem verilmiş, yetkinliklerin<br />

belirlenmesi, seçme ve işe alma, eğitim<br />

ve geliştirme ve performans değerlendirme<br />

sistemi gibi insan kaynaklarının önemli<br />

fonksiyonlarının temelleri atılmıştır. Mevcut<br />

yapının daha iyi yorumlanabilmesini teminen<br />

çalışan memnuniyeti anketi uygulanmış,<br />

sonuçlar hazırlanan eylem planı ile uygulamaya<br />

aktarılmıştır. 2012-2016 Stratejik<br />

Planı’nda ise insan kaynakları uygulamalarının<br />

eksikliklerinin giderilip birbirine entegre<br />

edilmesi ve bir sistem haline getirilmesi<br />

hedeflenmektedir.<br />

Müsteşarlıkta İnsan Kaynakları Sistemi oluşturma<br />

çalışmalarında kurumsal yetkinliklerin<br />

belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.<br />

Yetkinliklerin belirlenmesi çalışmaları; temel<br />

yetkinlikler, yönetsel yetkinlikler ve fonksiyonel<br />

yetkinlikler çerçevesinde yapılmakta<br />

olup, kurum misyon, vizyon ve stratejileri göz<br />

önünde bulundurularak belirlenmektedir.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda seçme ve<br />

yerleştirme sisteminin yetkinliklere dayalı bir<br />

sistem haline getirilebilmesi için çalışmalar<br />

yapılmaktadır. Bu kapsamda, kuruma başvuran<br />

adayların yetkinlikleri mülakatlar esnasında<br />

ölçülmekte, başvurduğu pozisyona ve kurum<br />

kültürüne uygunluğu tespit edilmektedir.<br />

Müsteşarlıkta İnsan Kaynakları uygulamalarının<br />

en önemlilerinden biri de Eğitim ve<br />

Geliştirme’ dir. Stratejik hedeflere ulaşabilmeyi<br />

kolaylaştırmak ve eğitim faaliyetlerinin daha<br />

sistemli yürütülmesini sağlamak amacıyla her<br />

yıl eğitim planı hazırlanmaktadır. Eğitim<br />

Planı’nın en etkin şekilde hazırlanması<br />

amacıyla İnsan Kaynakları’na ait diğer<br />

süreçlerin çıktıları da analiz edilmektedir.<br />

Ayrıca eğitimler her bir birimle koordine<br />

edilmekte ve eğitim değerlendirmeleri<br />

alınarak sistemin sürekli geliştirilmesi<br />

hedeflenmektedir.<br />

Güçlü ve değişime yön veren insan kaynağına<br />

sahip olunması amacıyla;<br />

Mesleki Gelişim Eğitimleri (Konferans,<br />

seminer ve eğitimler),<br />

Kişisel Gelişim Eğitimleri,<br />

Uzman Yardımcısı ve Proje Mühendisi/Bilgi<br />

Yönetimi Uzmanı/KTS Uzmanı ve Sözleşmeli<br />

Personel için 3 yıllık eğitim,<br />

Uzman Eğitimleri, Orta Kademe Yönetici<br />

Eğitimleri, Üst Yönetici Eğitimleri,<br />

Kurum İçi Bilgi Paylaşım Günleri,<br />

Yurtdışı Yüksek Lisans,<br />

NATO Koleji Eğitimleri<br />

gerçekleştirilmektedir.<br />

Müsteşarlıkta 2 yılını doldurmuş Uzman<br />

Yardımcıları ve Proje Mühendislerine yönelik<br />

olarak, sektörün yakından tanınması, iş<br />

süreçleri ile ilgili farkındalığın artırılması<br />

amacıyla <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> firmalarında altı<br />

aylık staj programı uygulaması da başlatılmıştır.<br />

Çağdaş yönetim sistemleri<br />

ile birlikte; özlük işleri, ücret<br />

ve emeklilik gibi fonksiyonlarla<br />

sınırlı olan Personel Yönetimi<br />

yerini daha kapsamlı ve<br />

çağdaş insan kaynakları<br />

yaklaşımlarına bırakmıştır.<br />

İnsan faktörü günümüzde<br />

maliyet unsuru olarak<br />

görülmekten ziyade<br />

kurumların en önemli<br />

dinamiği haline gelmiş ve<br />

fark yaratan unsur olarak<br />

kabul edilmiştir.<br />

Performans Değerlendirme sisteminin oluşturulması,<br />

değer yaratan çalışanlara sahip<br />

olunabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.<br />

Performansın doğru ölçülememesi,<br />

çalışanların ihtiyaç duyduğu gelişim alanlarının<br />

belirlenmesi ve eğitim gibi hususlarda sıkıntılara<br />

sebep olacak ve uzun vadede çalışanın<br />

motivasyonunda ve verimliliğinde azalmaya<br />

yol açacaktır. Müsteşarlıkta 2008 yılından<br />

0<br />

itibaren uygulanmakta olan 360 performans<br />

değerlendirme sistemi yukarıda belirtilen<br />

hususlar çerçevesinde sürekli olarak iyileştirilmektedir.<br />

Sonuç olarak, çağdaş yönetim sistemleri ile<br />

birlikte; özlük işleri, ücret ve emeklilik gibi<br />

fonksiyonlarla sınırlı olan Personel Yönetimi<br />

yerini daha kapsamlı ve çağdaş insan<br />

kaynakları yaklaşımlarına bırakmıştır. İnsan<br />

faktörü günümüzde maliyet unsuru olarak<br />

görülmekten ziyade kurumların en önemli<br />

dinamiği haline gelmiş ve fark yaratan unsur<br />

olarak kabul edilmiştir. Stratejik hedeflerle<br />

yönetimin, olmazsa olmaz unsuru olan “insan<br />

kaynakları” stratejik bir önem ifade etmektedir.<br />

Bu kapsamda İnsan Kaynakları uygulamalarının<br />

bir sistem dahilinde yürütülmesi gerekliliği<br />

ortaya çıkmaktadır.<br />

Müsteşarlığın 2007 yılı planlı döneminden<br />

itibaren İnsan Kaynakları süreçlerinde önemli<br />

gelişmeler kaydedilmiştir. Personel Yönetimi<br />

anlayışından vazgeçilmiş ve modern yöntemler<br />

Müsteşarlıkta uygulanmaya başlanmıştır.<br />

Ancak tek tek uygulamalar yerine Müsteşarlığın<br />

hedeflerine uygun olarak Stratejik<br />

İnsan Kaynaklarının bir sistem bütünlüğü<br />

içerisinde kurgulanması ve uygulamaya<br />

geçirilmesi büyük önem taşımaktadır.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı, Stratejik İnsan<br />

Kaynakları Sistemini, belirlenen misyon, vizyon<br />

ve stratejik hedefler doğrultusunda, çalışanlarının<br />

kurumun en önemli değeri olduğu<br />

yaklaşımıyla yürütmektedir. Stratejik İnsan<br />

Kaynakları yönetiminde, sistemin tüm kurum<br />

çalışanlarıyla oluşturulması ile yöneticilerin<br />

verdiği destek, yapılan değişim çalışmaları<br />

bakımından oldukça önemlidir. Bununla<br />

birlikte, kurulacak her sistemde olduğu gibi,<br />

Stratejik İnsan Kaynakları Yönetim Sisteminin<br />

de tüm çalışanlar tarafından benimsenerek bir<br />

kurum kültürü haline gelmesi ve tüm<br />

yöneticilerin kendi birimlerinin İK yöneticisi<br />

oldukları anlayışının yerleşmesi, sistemin<br />

başarısı için büyük önem arz etmektedir.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

KAYNAKÇA<br />

1. AKI, Pelin., <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda İnsan Kaynakları Yönetimi, (Uzmanlık<br />

Yeterlik Tezi), Ankara, 2007.<br />

2. AYKAÇ, Burhan., İnsan Kaynakları Yönetimi ve İnsan Kaynaklarının Stratejik Planlaması,<br />

Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 1999.<br />

3. AYYILDIZ ÜNNÜ, Nazlı Ayşe, KEÇECİOĞLU, Tamer. İnsan Kaynakları Yönetiminden<br />

“Stratejik” İnsan Kaynakları Yönetimine Dönüşüm, Ege Akademik Bakış, 2009.<br />

4. MOHRMAN, S.A. ve Lawler, E.E., Strategic Human Resource Management. Oxford:<br />

Blackwell, 1999.<br />

5. PEKTAŞ, M. Serkan. Stratejik İnsan Kaynakları Planlaması ve Türkiye Cumhuriyet Merkez<br />

Bankası Uygulaması, (Uzmanlık Yeterlilik Tezi), Ankara, 2009.<br />

6. TUTUM, Cahit., Personel Yönetimi, TODAİE Yayınları, Ankara, 1979<br />

7. YÜKSEL, Öznur., İnsan Kaynakları Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara, 1998.<br />

Esra AYDEMİR ÇAVUŞ<br />

1985 yılında Niğde'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Niğde'de tamamladı. 2003-2008 yılları<br />

arasında Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi’ndeki eğitimini tamamlayarak mezun oldu.<br />

Ekim 2008 tarihinde <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı Kara Araçları Daire Başkanlığı’nda göreve<br />

başladı. Ağustos 2010 tarihinden itibaren Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı’nda uzman<br />

yardımcısı olarak görevine devam etmektedir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

45<br />

Performans<br />

Değerlendirme Sistemi<br />

1. Performansa İlişkin Tanımlar<br />

Performans, bir işi yapan bir bireyin, bir grubun<br />

ya da bir teşebbüsün o işle amaçlanan hedefe<br />

yönelik olarak nereye varabildiği, başka bir<br />

deyişle neyi sağlayabildiğinin nicel (miktar) ve<br />

nitel (kalite) olarak anlatımıdır.<br />

Başka bir tanımla performans, görevin gereği<br />

olarak önceden belirlenen standartlara uygun<br />

davranışların gösterilmesi ve beklenen<br />

amaçlara ulaşma derecesidir.<br />

Performans Denetimi, performansın formel<br />

biçimde ölçülmesi, değerlendirmeler yapılması<br />

ve performans konusunda gerekli<br />

ayarlama ve düzenlemelerin yapılabilmesi için<br />

geri besleme sağlanmasını içeren bir dizge<br />

olup, aslında performans yönetim dizgesinin<br />

bir alt dizgesidir.<br />

Performans Yönetimi dar anlamda çalışanların<br />

değerlendirilmesi, derecelendirilmesi, ücretlendirilmesi<br />

ve geliştirilmesi sürecinin alt<br />

yapısını oluşturan bir insan kaynakları<br />

fonksiyonu olarak görülebilir. Ancak, gerçekte,<br />

Performans Yönetimi, “Hedeflerle Yönetim”<br />

anlayışı ile özdeştir. Çalışanların işe odaklanması,<br />

yeteneklerinin geliştirilmesi ve adanmanın<br />

sağlanması için amaçların belirlenmesi<br />

ve bunlara ne oranda ulaşıldığının ölçülmesidir.<br />

2.Performans Değerlendirmenin Önemi<br />

Performans ölçümü organizasyonun tamamını,<br />

bir bütün olarak ilgilendiren bir işlemdir. Bu<br />

anlamda, genel olarak performans değerlendirme<br />

sisteminin çalışanlara, yöneticilere ve<br />

şirkete olan faydaları ayrı ayrı ele alınmalıdır.<br />

Örgüt Açısından<br />

Kurumsal hedef ve amaçların çalışanlara<br />

duyurulmasını sağlar.<br />

Şirketin organizasyonel verimliliğini arttırır.<br />

Şirket hedeflerine ulaşma derecesinin,<br />

şirketin farklı birimleri (takımlar, departmanlar,<br />

vb.) bazında izlenebilmesini sağlar.<br />

Terfi, nakil, ücret artışı ve insan kaynakları<br />

alanlarındaki diğer kararlar için bir alt yapı<br />

oluşturur.<br />

Organizasyon genelinde eğitim ve gelişim<br />

ihtiyaçlarının tespit edilmesini sağlar.<br />

Çalışanlar Açısından<br />

Üstlerin, performansları hakkındaki düşüncesini<br />

bilmesini ve “fark edilme, tanınma”<br />

ihtiyacının karşılanmasını sağlar.<br />

Performans Yönetimi, gerçekleştirilmesi<br />

gerekli örgütsel amaçlara ve bu bağlamda<br />

personelin ortaya koyması gereken performansa<br />

ilişkin ortak bir anlayışın örgütte<br />

yerleştirilmesi ve personelin bu amaçlara<br />

ulaşmak için gösterilen ortak çabalara<br />

çalışmalarıyla yapacağı katkının derecesini<br />

arttırıcı biçimde yöneltilmesi, değerlendirilmesi,<br />

ücretlendirilmesi ya da ödüllendirilmesi/geliştirilmesi<br />

sürecidir.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

<br />

<br />

Performansları hakkında geri bildirim<br />

almalarına ve üstleri ile iki yönlü iletişim<br />

kurmalarına olanak tanır.<br />

Kendilerinden bekleneni bilmelerini sağlayarak,<br />

güçlerini doğru yöne kanalize etmelerine<br />

yardımcı olur.<br />

Kariyer gelişimlerine yardımcı olur.<br />

Yöneticiler Açısından<br />

Astları ile ilişkilerini ve iletişimlerini<br />

güçlendirir.<br />

Ödüllendirilecek ve teşvik edilecek yüksek<br />

performanslı çalışanları tespit etmelerini<br />

sağlar.<br />

Koçluk ve yönlendirme yapılacak düşük<br />

performanslı çalışanları tespit etmelerini<br />

sağlar.<br />

Yöneticilerin kendi performanslarını<br />

değerlendirmelerine yardımcı olur.<br />

3. Performans Değerlendirmenin Aşamaları<br />

Çalışan kendisinden ne beklendiğini, bu<br />

beklentiyi gerçekleştirip gerçekleştiremediğinin<br />

hangi yöntemle ve ne sıklıkta ölçüleceğini<br />

ve son olarak da neyi iyi, neyi kötü<br />

yaptığının kendisine ne şekilde bildirileceğini<br />

önceden öğrenmiş olmalıdır. Aksi bir uygulama,<br />

performans denetiminin temel amacı<br />

olan performans maksimizasyonunu gerçekleştirmek<br />

yerine, çalışanı gafil avlayarak<br />

performansını olumsuz etkilemekten başka bir<br />

işe yaramayacaktır.<br />

Şimdi başarılı bir performans değerlendirme<br />

sürecinin aşamalarını inceleyelim.<br />

Görev tanımları, potansiyel<br />

adaylara başvurdukları<br />

görevin tanıtılmasında;<br />

işe yeni başlayanlardan ne<br />

yapmalarının beklendiğinin<br />

kendilerine aktarılmasında<br />

ve herhangi bir pozisyonda<br />

çalışan kişinin görev<br />

tanımlarında belirtilen<br />

sorumlulukları ne derece<br />

yerine getirdiğinin<br />

değerlendirilmesinde<br />

kullanılmaktadır.<br />

İş Analizi ve İş/Görev Tanımlarının Yapılması<br />

İş analizi, bir iş hakkındaki güvenilir bilgileri<br />

toplama işlemi olarak tanımlanır. Bu bilgiler işin<br />

cinsini, harcanan zamanı, kullanılan iş araçlarını,<br />

malzemeleri, işin gerektirdiği yetenekleri,<br />

tecrübeleri, yetki ve sorumlulukları ve işin<br />

hangi koşullar altında yapıldığını kapsar. Her iş<br />

bu standart özellikler yönünden analize tabi<br />

tutulur.<br />

Bir başka tanımlamaya göre iş analizi, işlerin<br />

içeriklerinin çözümlenmesi yoluyla işin yapılmasını<br />

etkileyen tüm faktörlerin belirlenmesidir.<br />

İş analizinin yapılması ile bir işi<br />

oluşturan görevlerin ve bu işi başarılı bir şekilde<br />

yerine getirebilmek için bir çalışanın ihtiyaç<br />

duyduğu becerilerin, yeteneklerin ve<br />

sorumlulukların neler olduğu belirlenir. Daha<br />

ayrıntılı bir tanımlama ile, iş analizi, her bir<br />

özgün iş için; neyin yapılacağına (fiziksel ve<br />

zihinsel çaba), nasıl yapılacağına (araçlar,<br />

ekipman, yöntemler, kararlar, hesaplamalar,<br />

v.b.) ve niçin yapılacağına (işin genel amacı ve<br />

görevlerin niçin birbiriyle bağlantılı olduğu)<br />

ilişkin bilgilerin sistematik olarak derlenmesidir.<br />

Bir başka ifadeyle, iş sahibinin sorumluluğundaki<br />

işlerin neler olduğunu, bu işleri nasıl ve<br />

hangi koşullar altında gerçekleştirdiğini ve<br />

yapılış amacını ifade eden yazılı ifadeye görev<br />

tanımı denmektedir. Büyük ölçüde kabul<br />

görmüş görev tanımı kapsamında görev<br />

ünvanı, gerçekleştirilen görevler, görevin ayırt<br />

edici özellikleri, çevresel koşullar ve iş sahibinin<br />

yetki ve sorumlulukları başlıkları yer almaktadır.<br />

Görev tanımları, potansiyel adaylara<br />

başvurdukları görevin tanıtılmasında; işe yeni<br />

başlayanlardan ne yapmalarının beklendiğinin<br />

kendilerine aktarılmasında ve herhangi bir<br />

pozisyonda çalışan kişinin görev tanımlarında<br />

belirtilen sorumlulukları ne derece yerine<br />

getirdiğinin değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.<br />

Performans Kriterlerinin (Standartlarının)<br />

Belirlenmesi<br />

Etkili bir performans değerlendirme için ilk<br />

koşul, performans standartları üzerinde ortak<br />

bir anlayış sağlamaktır. Performansı ölçmek ve<br />

daha sonra uzun vadede iyileştirmek için,<br />

becerilerin ve etkinliklerin ölçümünü sağlayacak<br />

olan performans standartlarının belirlenmesi<br />

üzerinde yoğunlaşılmalıdır.<br />

Performans standartları objektif (nesnel)<br />

olduğu kadar pratik de olmalıdır. Bir başka<br />

ifade ile, kolayca algılanabilmeli ve tanımlanabilmelidir.<br />

Elde bulunan rakamsal gerçekler,<br />

standartlara erişilip erişilemediği konusunda<br />

hiçbir şüphe veya müphemiyet taşımamalıdır.<br />

Standartlar, pozitif (olumlu) rakamlara dayalı<br />

olarak belirlenebilir. Örneğin; kesilen faturaların<br />

sayısı, tamamlanan denetim işlemlerinin<br />

sayısı, yapılan araştırma (anket) sayısı ya da<br />

yapılan toplantı sayısı gibi. Standartlar, aynı<br />

zamanda negatif (olumsuz) rakamlara dayalı<br />

olarak da belirlenebilir. Örneğin; şikayet<br />

sayısındaki azalma; gönderimin gecikmesinde,<br />

devamsızlıkta, personel hareketliliğinde,<br />

yapılan işin cirosunda, iptal edilen birimlerin<br />

sayısında ve stok seviyesindeki azalmalar gibi.<br />

Bazı durumlarda çok daha belirli özgül<br />

değerleri tespit etmekte yarar vardır. Örneğin;<br />

satış cirosu, üretim değerleri, katma değerler,<br />

verim oranları, tasarruf gelirleri, vb. Zaman<br />

sınırları da (bir iş için belirlenen son tarih de)<br />

akılcı bir şekilde kullanılabilir. Örneğin; “Bütün<br />

faturalar yeni dönemin beşinci gününe kadar<br />

gönderilmek zorundadır”, “siparişler alınıp fişi<br />

kesildikten sonra 48 saat içinde bildirilmek<br />

zorundadır”, “fiyat değişiklik kararının<br />

alınmasından sonra, 10 gün içinde bütün<br />

temsilcilerin elinde yeni fiyat listesi olmak<br />

zorundadır” gibi.<br />

Bireysel performans değerlendirmesinde<br />

dikkat edilecek ilkeler şunlardır:<br />

Değerlendirme ölçütlerinin öncelikle basit<br />

ve anlaşılır olması gerekir.<br />

Değerlendirme ölçütlerinin kuruluşun<br />

değerlendirmeden beklediği amaçlara,<br />

örneğin yükselme, ücretleme, yer<br />

değiştirme gibi yönetsel kararlara veri<br />

olacak uygunlukta hazırlanması gerekir.<br />

Değerlendirme ölçütleri, zamanla değişen<br />

durumlara uyumlu olmalıdır.<br />

Değerlendirmenin öznel olmaması için,<br />

değerlendirme ölçütlerinin olabildiğince<br />

sayısal verilere dayandırılması gerekir.<br />

Değerlendirme ölçütleri, bireysel performansı<br />

tam olarak belirleyebilmelidir.<br />

Değerlendirme ölçütlerine göre bir değerlendirme<br />

sonucu ortaya çıkan verilerin,<br />

değerlendirilen performansı açıkça ve<br />

doğrulukla ortaya koyması gerekir.<br />

Değerlendirme ölçütleri birden fazla amaca<br />

hizmet etmemeli ve aynı anlama gelecek<br />

ölçüt getirilmemelidir.<br />

Değerlendirme ölçütleri ölçülen performansın<br />

dışına çıkılmadan belirlenmeli,<br />

yönetsel açıdan denetim dışı olabilecek<br />

konuların ölçümüne geçilmemelidir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

47<br />

Diğer taraftan, değerlendirme ölçütleri<br />

sadece kurumsal faktörleri değil, bireysel<br />

performansı etkileyen kurum dışı faktörleri<br />

de içermelidir.<br />

Değerlendirme ölçütlerinin sadece bireysel<br />

performansı ölçen ölçütler değil, ayrıca<br />

takım performansını da ölçen ölçütler<br />

olması gerekir.<br />

Bireysel performansın ölçülmesine yarayan<br />

değerlendirme ölçütlerinin, büyük ölçüde<br />

işe ilişkin ölçütler olmasına karşın, bireyin<br />

işle ilgisi olmak üzere kişisel özelliklerini de<br />

ortaya çıkarıcı olması beklenir.<br />

Bireysel performansı belirleyen bu kişisel<br />

özelliklerin, bireyin işe ilişkin doğal yetenekleri,<br />

becerileri, deneyim ve üstün özellikleri<br />

açısından düşünülmesi gerekir.<br />

Son olarak, bireysel performans değerlendirmesinde<br />

belirlenecek ölçütlerin, yasalara<br />

ve uluslararası sözleşme ilke ve hükümlerine<br />

uygun olması sağlanmalıdır.<br />

Değerlendirme Sisteminin Seçimi<br />

Performans standartlarının belirlenmesiyle<br />

koordineli olarak yürütülmesi gereken bir<br />

aşamadır. İş için önemli olduğu düşünülen<br />

standartların ölçümüne en uygun yol bulunmalıdır.<br />

Değerlendirme sistemi seçilirken, değerleyicilerin<br />

kimler olacağına da karar verilir.<br />

Değerlendirme sisteminin yapılan işe, değerlendirme<br />

sonuçlarının kullanılacağı alana ve<br />

kurum kültürüne uygunluğuna dikkat edilmesi<br />

gerekmektedir.<br />

Değerlendirme Zamanının Belirlenmesi<br />

Başarının hangi aralıklarla değerlendirileceği<br />

konusunda farklı düşünce ve uygulamalarla<br />

karşılaşılmaktadır. Değerlendirme zamanı,<br />

çoğu kere, psikolojik düşünceler bir yana<br />

itilerek, yalnızca yönetsel uygunluk açısından<br />

belirlenmektedir. Başarının kesinlikle belirlenmiş<br />

zaman aralıklarıyla değerlendirilmesi,<br />

oldukça yaygın bir uygulamadır. Örneğin,<br />

başarı her yıl herkes için işe başlama tarihinin<br />

yıldönümünü izleyen onbeş gün içinde değerlendirilmektedir;<br />

ya da bütün işgörenlerin<br />

başarısı yılda bir kez ve önceden belirlenen bir<br />

tarihte değerlendirilebilmektedir. Bu tür<br />

uygulamalar, bütün bir dönem içinde kişinin<br />

başarısında ortaya çıkabilecek değişmelerin ya<br />

da ilginç olayların gereği gibi değerlendirilmesine<br />

olanak vermemektedir. Buna karşılık,<br />

özellikle ikinci uygulama, işgörenlerin<br />

birbirleriyle karşılaştırılmaları ve yöneticilerin<br />

tüm değerlendirmeleri yılda bir kez ve belirli bir<br />

süre içinde bitirmeleri bakımından yararlı<br />

görünmektedir.<br />

Öte yandan, başarıyı kesin zaman aralıkları<br />

yerine değişken aralıklarla değerlendirmenin<br />

psikolojik nedenlerle çok daha uygun ve yararlı<br />

olacağı savunulmuştur. Değişken aralıklarla<br />

değerlendirme, işgörenlerin başarılarında<br />

zaman zaman görülen iniş-çıkışların gereği gibi<br />

değerlendirilmesine de olanak sağlamaktadır.<br />

Değişken aralıklar farklı yöntemlerle saptanabilir.<br />

Her şeyden önce, değerlendirmenin belirli<br />

bir projenin ya da görevin tamamlanma<br />

zamanında yapılması kabul edilebilir. İkincisi,<br />

verilmiş olan görevin uzun sürede gerçekleştirilmesi<br />

söz konusu ise, kısa aralıklarla çok<br />

sayıda değerlendirme yapılması yoluna<br />

gidilebilir. Üçüncüsü, değerlendirme zamanının<br />

seçilmesi değerlendirilenlerin isteğine<br />

bırakılabilir. Son olarak, kimin ne zaman değerlendirileceği<br />

konusunda değerlendirmeyi<br />

yapacak yöneticiler serbest bırakılabilirler.<br />

Çalışanın iş yerindeki<br />

performansı üzerinde geri<br />

bildirim almaya, diğer bir<br />

ifadeyle işini kurumun,<br />

üstünün veya çalışma<br />

arkadaşlarının gözünde nasıl<br />

yaptığı ile ilgili bilgi almaya<br />

ihtiyacı vardır. Bu geri bildirim,<br />

hem kendisine bulunduğu<br />

noktayı objektif olarak görme<br />

imkânı tanıyacak, hem kurumu<br />

tarafından dikkate alındığı ve<br />

yaptıklarının bir değeri olduğu<br />

gerçeğini gösterecek, hem de<br />

kendini geliştirmesi için fırsat<br />

yaratacaktır.<br />

Geri Bildirim<br />

Performans değerlendirme sisteminin en<br />

önemli aşaması sayılabilir. Çalışanın iş yerindeki<br />

performansı üzerinde geri bildirim<br />

almaya, diğer bir ifadeyle işini kurumun,<br />

üstünün veya çalışma arkadaşlarının gözünde<br />

nasıl yaptığı ile ilgili bilgi almaya ihtiyacı vardır.<br />

Bu geri bildirim, hem kendisine bulunduğu<br />

noktayı objektif olarak görme imkânı<br />

tanıyacak, hem kurumu tarafından dikkate<br />

alındığı ve yaptıklarının bir değeri olduğu<br />

gerçeğini gösterecek, hem de kendini geliştirmesi<br />

için fırsat yaratacaktır. Bir kurumda<br />

performans değerlendirmenin varlığı bile<br />

çalışana, kurumunun onun bireysel gelişimi ve<br />

performansı ile ilgilendiği bilgisini verecektir.<br />

Her şeyden önce çalışan, bu süreç boyunca<br />

üstü ile işiyle ilgili (iş yoğunluğu sebebiyle<br />

genelde ihmal edilen) yapılandırılmış ve formel<br />

bir etkileşim içine girecek, gelişimi için neler<br />

yapılabileceğini düşünecek, kendisinin ve<br />

kurumunun geleceğini değerlendirecektir.<br />

Performans değerlendirmenin çalışanı motive<br />

edebilmesi için sonuçlarının çalışan için bir<br />

kazanç teşkil etmesi gerekir. Bu kazanç<br />

kurumdan kuruma farklılık göstermekle<br />

birlikte, genel uygulamada hem maddi hem de<br />

manevi olabilmektedir. Prim, hediye, ödül, zam<br />

gibi maddi kazançların yanında terfi, övgü veya<br />

yetki artırımı da çalışanlar üzerinde motive<br />

edici etkiye sahiptir. Bu etkileri bazı motivasyon<br />

teorileri üzerinden izah etmek daha uygun<br />

olacaktır. Vroom’un ‘Bekleyiş Teorisi’nde<br />

belirttiği üzere kişinin kazanacağı ödülü<br />

arzulama derecesi ile, belirli davranışlarının<br />

belirli bir ödülle ödüllendirileceğine dair olan<br />

inancının çarpımı kişinin motivasyon düzeyini<br />

gösterir.<br />

4. Performans Değerlendirmesinde<br />

Karşılaşılan Sorunlar<br />

Tek Ölçüt<br />

Tipik olarak, bir elemanın yaptığı iş birkaç<br />

görevden oluşur ve bunlar iş tanımlarında<br />

sıralanır. Bu yüzden, yönetici bütün değerlendirmesini<br />

tek bir ölçüte dayandırırsa, ortaya<br />

bir sorun çıkar. İşin başarıyla tamamlanması<br />

için bütün görevlerin yerine getirilmesi<br />

gerektiği halde, bu yönetici en göze çarpan<br />

göreve ilişkin tek bir ölçütle yetinir. Performans<br />

değerlendirmesi bu şekilde yapıldığı takdirde,<br />

çalışanlar işlerinin tek önemli parçasının bu<br />

görev olduğu şeklinde yanlış bir mesaj alır. İşle<br />

ilgili öteki faktörler önemlerini yitirir. Sonuç<br />

olarak da, tercih edilen ölçütle diğer faktör<br />

arasındaki ilişki bulanıklaşır.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

Müsamaha/Katılık<br />

Müsamaha ya da “değerlendirme enflasyonu”,<br />

bir yöneticinin, bir elemanın performansını<br />

gerçekte olduğundan daha yüksek değerlendirmesidir.<br />

Yöneticiler bazen, işgörenleri<br />

suçlamak için bir neden olmadığını düşünerek<br />

onları belli ölçütlere göre olduklarından daha<br />

yüksek değerlendirir. Ya da, işgöreni teşvik<br />

edeceğini düşünerek, onların performansını<br />

olmasını istedikleri düzeydeymiş gibi değerlendirirler.<br />

Müsamaha, iş performansının hoşa<br />

gitmeyecek taraflarını tartışmanın da gerekli<br />

olduğunu gözden saklar. Gerçekleri görmezlikten<br />

gelir ve gelişme için doğru geri beslemenin<br />

önemini unutur.<br />

Müsamahanın tersi katılıktır. Katılık, çalışanları<br />

hak ettiklerinden daha düşük düzeyde değerlendirme<br />

eğilimidir. Performansı küçümser;<br />

daha çok çalışanların hatalarına, zayıflıklarına<br />

ve eksikliklerine dikkat eder. Değerlendirmenin<br />

bu şekilde kullanılması üretkenliği azaltır.<br />

Çalışanları küçük düşürür ve gelişme heveslerini<br />

kırar.<br />

Hale Etkisi/Boynuz Etkisi<br />

Hale etkisi, bir yöneticinin bir elemanı, belli bir<br />

iş alanındaki mükemmelliğine bakarak, diğer<br />

alanlarda da olduğundan yüksek değerlendirmesidir.<br />

Hale etkisi ters yönde de işleyebilir. Bir eleman<br />

işin bütün yönlerinde başarılı olduğu halde bir<br />

tek yönde pek başarılı değilse, bu başarılı<br />

olmadığı yönün öne çıkarılması “boynuz etkisi”<br />

diye bilinen durumu ortaya çıkarır. Bu durum, o<br />

elemanın başarılı olduğu konularda olduğundan<br />

daha düşük değerlendirilmesine yol<br />

açabilir.<br />

Objektif Olmama<br />

Objektifliği hiç elden bırakmama gereği,<br />

performans değerlendirmelerinde karşılaşılan<br />

en büyük güçlüklerden biridir. Performans<br />

değerlendirmeleri, yapılan işi, üzerinde<br />

anlaşılan amaç ve hedefler bakımından<br />

değerlendirmek için gerçekleştirilir. Ne var ki,<br />

çoğunlukla kişilik, davranış ve başka kişisel<br />

konular da işin içine karıştırılır. O zaman da<br />

yönetici, subjektif değerlendirmeler yapar.<br />

Kişisel kanıların işin içine sokulması, işteki<br />

performansa dayalı objektif bir değerlendirme<br />

yapma olanağını ortadan kaldırır. Dolayısıyla,<br />

performans değerlendirmelerinde nesnel<br />

faktörler, yani ölçülebilir ve işe ilişkin faktörler<br />

üzerinde odaklanmak için azami dikkat<br />

göstermek gerekir.<br />

Ortalama Eğilimi<br />

Performans değerlendirmelerinde en çok<br />

karşılaşılan sorunlardan biri de, herkesi “vasat”<br />

olarak değerlendirme eğilimidir. Böylece<br />

gerçek bir değerlendirme yapılmamış olur. Hiç<br />

kimse yüksek bir değerlendirme almadığı gibi,<br />

düşük bir değerlendirme de almaz. Yönetici ya<br />

da değerlendirici, çalışanlara yol gösterme ya<br />

da önerilerde bulunma görevini yerine<br />

getirmekten ve olumsuz bir değerlendirme<br />

yapmaktan kaçınır. Bu tipte bir değerlendirmenin<br />

ne organizasyona, ne de çalışanlara<br />

yararı vardır. İşgörenler performansları hakkında<br />

geçerli bilgi almadıkları için, gelişmelerine<br />

temel olacak verilerden yoksun kalırlar.<br />

Organizasyon da kimin terfi edeceğine, kimin<br />

yerinin değiştirileceğine ve kimin eğitime<br />

ihtiyacı olduğuna ilişkin göstergelerden yoksun<br />

kalır.<br />

Yakın Zaman Etkisi (Recency Effect)<br />

Yakın zaman etkisi, değerleyicinin, personelin<br />

yalnızca son zamanlardaki iş başarısını dikkate<br />

alması durumunda ortaya çıkar. Bu tür bir hata<br />

nedeniyle önceleri iyi çalışmayan, başarısız<br />

olan, ancak son dönemde çok iyi çalışan bir<br />

personel çok başarılı; önceleri çok başarılı olan,<br />

ancak son zamanda başarılı olamayan bir<br />

personel de çok başarısız olarak değerlendirilir.<br />

Bu hata, değerlendirmenin sürekliliği ilkesi ile<br />

çelişmektedir. Yakın zaman etkisini gidermek<br />

için, personelin başarısının tüm dönemler<br />

dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekir.<br />

Benzetme Etkisi<br />

Amirler bazen, değerlendirme yaptıkları<br />

memurları kendilerine benzetme hatasına<br />

düşerler. Memurun zorluklar, tehlikeler ve<br />

karşılaştığı engellerle dolu yaşam öyküsü veya<br />

benzer aile yapısı gibi özellikleriyle amirine<br />

benzemesi, onun değerlendirmede daha<br />

yüksek bir not almasına neden olabilir. Buna,<br />

memurun amiri gibi aynı okuldan mezun<br />

olması, aynı mesleki kariyerden geçmiş olması<br />

ya da memurun, amirin bir zamanlar çalıştığı<br />

aynı alt birimlerde çalışıyor olması nedeniyle,<br />

değerlendirmeyi yapan amirinden olumlu not<br />

almasını örnek olarak verebiliriz.<br />

İşler Arasındaki Bağımlılığın Dikkate<br />

Alınmaması<br />

İşbölümünün artmasıyla işler arasındaki bağımlılık<br />

da artmıştır. İşler arasındaki bağımlılık<br />

dikkate alınmadığında, kendisinden önceki<br />

personelin iyi çalışmaması durumunda<br />

verimliliği düşen bir personel, başarısız olarak<br />

değerlendirilebilir. Ya da olağanüstü başarılı bir<br />

kişinin çıktılarını işleyen bir personel, başarılı<br />

olsa da, kendisinden önceki olağanüstü başarılı<br />

personel kadar başarılı olmayabilir ve bu da o<br />

personelin başarısızmış gibi değerlendirilmesine<br />

yol açabilir. Bu durumun tersi de söz<br />

konusu olabilir. Başarısız bir personelin çıktıları<br />

üzerinde çalışan bir diğer personel, gerçekte<br />

çok başarılı olmasa da, çok başarılı gibi<br />

görülebilir.<br />

Önyargılar<br />

Performans değerlendirmelerinde saptayıp<br />

düzeltmesi en güç sorunlardan biri de değerlendirmeye<br />

önyargıların karışmasıdır. Objektif<br />

olmayı başaramama sorununda olduğu gibi,<br />

değerlendiricinin önyargılara sahip olması<br />

değerlendirmenin yönünü değiştirir ve karşılıklı<br />

görüşmelerde elde edilecek sonuçları<br />

etkiler. Etkili bir değerlendirme yapılması,<br />

önyargıların değerlendirme sürecinden temizlenmesini<br />

gerektirir. Kişisel duygular, düşünce<br />

kalıpları ve başka her türlü önyargı, çalışanların<br />

performansları değerlendirilirken bir tarafa<br />

bırakılmalıdır. Önyargılar cinsiyete, yaşa ya da<br />

ırka göre farklı değerlendirmeler yapılmasına,<br />

insanların eğitimlerine ya da ekonomik<br />

durumlara göre kategorize edilmesine, bir grup<br />

insanın o grup içindeki birkaç kişinin davranışına<br />

göre yargılanmasına yol açar. Bireysel<br />

önyargılarının farkına varabilmeleri için,<br />

değerlendiricilerin bir eğitimden geçmesi<br />

gerekebilir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

49<br />

KAYNAKÇA<br />

1- AKAL, Zuhal: İşletmelerde Performans Ölçüm ve Denetimi Çok Yönlü Performans<br />

Göstergeleri, MPM Yayınları, Ankara 1996<br />

2- AKGÜNER, Tayfun: Kamu Personeli Yönetimi, Der Yayınları, İstanbul, 2001<br />

3- BARUTÇUGİL, İsmet: Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, Kariyer Yayıncılık, İstanbul, 2004<br />

4- BAŞ, İ. Melih – ARTAR, Ayhan: İşletmelerde Verimlilik Denetimi (Ölçme ve Değerlendirme<br />

Modelleri), MPM Yayınları, Ankara, 1990<br />

5- BİLGİN, Kamil Ufuk: Kamu Performans Yönetimi (Memur Hak ve Yükümlülüklerinin<br />

Performansa Etkisi), TODAİE Yayınları, Ankara, 2004<br />

5- CAN, Halil – AKGÜN, Ahmet - KAVUNCUBAŞI, Şahin: Kamu ve Özel Kesimde Personel<br />

Yönetimi, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1995<br />

6- CANMAN, Doğan: Personelin Değerlendirilmesinde Çağdaş Yaklaşımlar ve Türkiye’de<br />

Kamu Personelinin Değerlendirilmesi, TODAİE Yayınları, Ankara, 1993<br />

7- DİCLE, Ülkü: Yönetsel Başarının Değerlendirilmesi ve Türkiye Uygulaması, Orta Doğu<br />

Teknik Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Yayınları, Ankara, 1982<br />

8- EREN, Erol: Yönetim Psikolojisi, Beta Yayınları, İstanbul, 1993<br />

9- PALMER, Margaret J.: Değerlendirme Teknikleri, (Çev.: ŞAHİNER, Doğan), Rota Yayınları,<br />

1993<br />

10- YERLİKAYA, Ömer: “Kamu Personelinin Değerlendirilmesi”, Devlet Planlama Teşkilatı,<br />

Uzmanlık Tezi, Ankara, 1997<br />

11- BAYAR, Başak: “Performans Değerlendirme Sisteminin Kurulması”,<br />

www.insankaynaklari.com/cn/ContentBody.asp?BodyID=21, 2002<br />

12- BİLGİN, Kamil Ufuk: “Performans Yönetiminde İnsan Kaynağı Planlaması”, Amme İdaresi<br />

Dergisi, 2004, 37/2<br />

13- ÖZARPACI, Oğuzhan: “İş Analizi ve İş Tanımı”,<br />

www.insankaynaklari.com/cn/ContentBody.asp?BodyID=47<br />

14- SERTGÖZ, Selin: “Performans Değerlendirme Motivasyonu Nasıl Etkiler?”,<br />

www.insankaynakları.com/CN/ContentBody.asp?BodyID=4589, 2005<br />

Gözde CİVELEK<br />

1978 yılında Ankara’da doğmuştur. 1995 yılında TED Ankara Koleji’nden, 1999 yılında<br />

Hacettepe Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek Lisansını 2008<br />

yılında İşletme Yönetimi alanında Ufuk Üniversitesi’nde tamamlamıştır. 1999 yılında <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda göreve başlamış, “Performans Değerlendirme Teknikleri ve Bu<br />

Tekniklerin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Tabi Personele Uygulanabilirliği” konulu<br />

Uzmanlık tezini müteakip Uzman kadrosuna atanmıştır. Halen Roket, Füze ve Mühimmat Daire<br />

Başkanlığı’nda görev yapmakta olan Gözde CİVELEK, evli ve 1 çocuk annesidir. Gözde CİVELEK<br />

İngilizce bilmektedir.


Gizli Sicil Sisteminin<br />

Sessiz Sonu<br />

Kamuoyunda “Torba Yasa” olarak bilinen ve 25<br />

Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak<br />

yürürlüğe giren 6111 sayılı “Bazı<br />

Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal<br />

Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve<br />

Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde<br />

Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında<br />

Kanun” ile çalışma hayatından, kamu alacaklarının<br />

yeniden yapılandırılmasına, sosyal<br />

güvenlik sisteminden kamu çalışanları ile ilgili<br />

düzenlemelere kadar çok geniş bir yelpazede<br />

muhtelif kanunlarda değişiklikler yapılmıştır.<br />

Söz konusu Kanun ile devlet memurları ile ilgili<br />

olarak da çok sayıda yeni düzenlemeler<br />

getirilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları<br />

Kanunu’nda yapılan en önemli değişikliklerinden<br />

biri de devlet memurlarına ilişkin sicil<br />

değerlendirmesinin yürürlükten kaldırılmış<br />

olmasıdır.<br />

Sicil Değerlendirmesi Sistemi<br />

Devlet memurlarının performansları, 657 Sayılı<br />

Devlet Memurları Kanunu’nun “Hizmet Şartları<br />

ve Şekilleri” başlıklı (IV) numaralı kısmının<br />

“Siciller” başlıklı 6 ncı bölümünde bulunan 121<br />

inci maddesine dayanılarak çıkartılan Devlet<br />

Memurları Sicil Yönetmeliği’ne göre doldurulan<br />

gizli sicil raporları doldurulmaktaydı. Bu<br />

değerlendirmeler memurların kademe ilerlemelerinde,<br />

emekliye ayrılmalarında ve görev<br />

yerlerinin değiştirilmelerinde yasal dayanak<br />

oluşturmaktaydı.<br />

Kamu kurumları tarafından, Devlet Personel<br />

Başkanlığı’nın görüşünü almak kaydı ile çıkartılacak<br />

yönetmeliklerle gizli sicil raporlarını<br />

vermeye yetkili sicil amirleri belirlenir, amirler<br />

ise memurların gizli sicil raporlarını her yıl en<br />

geç 31 Aralık günü mesai saati bitimine kadar<br />

doldurarak gizli sicil raporlarını saklamakla<br />

görevli birime teslim ederlerdi.<br />

Siciller not esasına göre değerlendirilirdi. Sicil<br />

amirleri tarafından, sicil raporunun memurların<br />

mesleğindeki, yöneticilik ve yurtdışı<br />

görevlerdeki başarılarının belirlenmesi amacı<br />

ile belirlenen sorular 100 tam puan üzerinden<br />

değerlendirilir, bu değerlendirme sonunda<br />

verilen notların aritmetik ortalaması alınarak<br />

memurların sicil notları bulunurdu.<br />

Sicil notu ortalaması;<br />

60 – 75 olanlar orta,<br />

76 – 89 olanlar iyi,<br />

90 – 100 olanlar çok iyi,<br />

derecede başarılı olmuş ve “olumlu sicil” almış<br />

olarak değerlendirilir, not ortalaması 59 ve<br />

daha düşük olanlar ise başarısız olmuş ve<br />

“olumsuz sicil” almış sayılırlardı. İki defa<br />

olumsuz sicil alan memurlar başka bir sicil<br />

amirinin emrine verilir, burada da olumsuz sicil<br />

alanların memuriyetle ilişikleri kesilerek, 5434<br />

sayılı Emekli Sandığı Kanunu hükümleri<br />

uygulanırdı.<br />

Sicil değerlendirme sistemi Devlet memurlarının<br />

başarı durumlarını, performanslarını<br />

ölçmek için konulmuş bir sistemdir. Bu açıdan<br />

bakıldığında kanunun önemi açıktır. Bu<br />

değerlendirme sistemi ile çalışanla çalışmayanı<br />

belirleyip, yönetim olarak personel politikalarında<br />

buna uygun ve adil kararlar alınmasını<br />

sağlayacak bir sistem kurulması hedeflenmiştir.<br />

Bununla beraber, değerlendirme<br />

sonuçlarının çalışanlar açısından güvenirliliği,


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

51<br />

tarafsızlığı ve sonuçları itibari ile inandırıcılığının<br />

sorgulanmaya başlanması daha kötü<br />

sonuçlara yol açabilir.<br />

Bu bağlamda;<br />

Devlet memurları için yıllardır sicil amirleri<br />

tarafından gayretle doldurulan sicil raporları<br />

onların başarı veya başarısızlığının<br />

tespitinde bir değerlendirme ölçütü<br />

olabilmiş midir?<br />

Değerlendirme sisteminin çıktıları memurların<br />

yetiştirilmesine (eğitim vb.) ilişkin<br />

uygulamalarda kullanılabilmiş midir?<br />

Amirler değerlendirme yaparken yeterli<br />

bilgi ve veri sahibi olabiliyorlar mı?<br />

Değerlendirme sonuçları personel ile ilgili<br />

uygulamalara ne kadar yansıtılıyor? Örneğin<br />

memurun terfi ve yükselmelerinde<br />

kullanılıyor mu?<br />

Verilen notlar nasıl veriliyor, örneğin sicil<br />

amirlerinin 73, 88, 99 vb. gibi milimetrik<br />

notlar vermesi sonucunda bu değerlendirmelere<br />

nasıl ulaşıldığı hep bir şüphe<br />

konusu olmuştur. Örneğin “Görevine<br />

bağlılığı, iş heyecanı, teşebbüs fikri?” için 89<br />

veren bir amir neden 90 vermemiştir?<br />

Sicil raporlarını doldurmak sicil amirleri<br />

tarafından gerçekten memurları değerlendirmenin<br />

bir aracı olarak mı görülmektedir<br />

yoksa yıl sonlarında yerine getirilmesi<br />

gereken bürokratik bir formalite olarak mı<br />

düşünülmektedir?<br />

Malesef bu ve benzeri birçok soru sorulabilir ve<br />

bu soruların cevabı genel itibariyle olumsuzdur.<br />

Bundan dolayı da söz konusu etkenler<br />

genel olarak memurun motivasyon ve<br />

performansını düşürücü bir rol oynamıştır.<br />

Diğer taraftan son yıllarda Bilgi Edinme Hakkı<br />

Kanunu çerçevesinde, Devlet memurlarının<br />

gizli sicil raporlarını öğrenmesinin önü açılmış<br />

ve sicil raporlarının gizliliği fiilen ortadan<br />

kalkmıştır. Bunun neticesinde, sicil notlarını<br />

öğrenen ve notundan memnun olmayan<br />

memurlar tarafından idareler aleyhine açılan<br />

davalarda önemli ölçüde artış olmuş, bu<br />

davalarda çoğu kez idare tarafından verilen sicil<br />

notları mahkemelerce iptal edilmiştir. Bu<br />

durumun bir yansıması olarak da idare içinde<br />

sicil amirleri ve çalışanlar arasında önemli<br />

huzursuzluklar ortaya çıkmıştır.<br />

Açıklanan nedenlerden dolayı hem kurumlar<br />

hem de memurlar açısından değerlendirme<br />

fonksiyonunu kaybetmiş ve bürokratik bir<br />

formalite haline gelmiş olan sicil sistemi, 6111<br />

sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması<br />

ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası<br />

Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun<br />

Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması<br />

Hakkında Kanun ile kaldırılmıştır.<br />

Bu Kanunla Devlet Memurları Kanunu'nun<br />

6. bölümünün “Siciller” başlığı “Özlük Dosyası”<br />

olarak değiştirilmiş ve Devlet Memurları<br />

Kanunu’nun 109. maddesinde yapılan<br />

değişiklikle Devlet memurlarının,<br />

T.C. kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca<br />

tutulacak personel bilgi sistemine<br />

kaydedilip özlük dosyası tutulacağı.<br />

Özlük dosyasına, memurun mesleki<br />

bilgileri, mal bildirimleri; varsa inceleme,<br />

soruşturma, denetim raporları, disiplin<br />

cezaları ile ödül ve başarı belgesi verilmesine<br />

ilişkin bilgi ve belgelerin konulacağı.<br />

Başarı, yeterlik ve ehliyetlerinin tespitinde,<br />

kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde,<br />

emekliye ayrılmalarında veya<br />

hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde, hizmet<br />

gerekleri yanında özlük dosyalarının göz<br />

önünde bulundurulacağı belirtilerek, sicil<br />

sistemi uygulamasına son verilmiş ve<br />

bunun yerine memur bilgi ve özlük dosyası<br />

sistemi gelmiştir.<br />

Daha önce Devlet memurlarına, bulunduğu<br />

kademede en az bir yıl çalışmış olması, o yıl<br />

içinde olumlu sicil almış olması ve bulunduğu<br />

derecede ilerleyebileceği bir kademenin<br />

bulunması durumunda bir kademe ilerlemesi<br />

uygulanmaktaydı. Yine 6 yıllık sicil notu<br />

ortalaması 90 ve daha yukarı olan memurlara<br />

da bir kademe ilerleme hakkı tanınmaktaydı.<br />

Sicil sisteminin kaldırılması ile Devlet<br />

Memurları Kanunu’nun 64 üncü maddesinde<br />

yapılan düzenleme ile Devlet memurlarının<br />

kademe ilerlemesi yapılabilmesi için,<br />

Bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış<br />

olması ve bulunduğu derecede ilerleyebileceği<br />

bir kademenin bulunması yeterli<br />

sayılmış, bu şartları taşıyanların başka<br />

işleme gerek kalmaksızın bir ileri kademe<br />

ilerlemiş sayılmaları hüküm altına alınmıştır.<br />

Diğer taraftan yine son sekiz yıl içinde herhangi<br />

bir disiplin cezası almayan memurlara<br />

da, aylık derecelerinin yükseltilmesinde<br />

dikkate alınmak üzere bir kademe ilerlemesi<br />

uygulanacağı öngörülmüştür.<br />

Sonuç olarak 6111 sayılı<br />

yasa ile, verimli işlemeyen<br />

bir sistem kaldırılmış ve<br />

Devlet Memurları Kanunu’nda<br />

kademe ilerlemesi için<br />

sicil yerine disiplin cezası<br />

almamış olma şartı esas<br />

alınarak disiplin amirlerinin<br />

yetkileri ve sorumlulukları<br />

daha da artırılmıştır.<br />

Yasada yayımı tarihine (25.02.2011) kadar olan<br />

süreçte doldurulan sicil notları için de geçiş<br />

hükümleri getirilmiştir. Bu çerçevede, Geçici<br />

Madde 36’da, bu maddenin yayımı tarihinden<br />

önceki doldurulmuş sicil raporlarından, son altı<br />

yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha<br />

yukarı olanlardan bir kademe ilerlemesi<br />

uygulamasından yararlanmamış olanlar<br />

hakkında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih<br />

itibarıyla değiştirilen 64 üncü maddenin ikinci<br />

fıkrasının değişiklikten önceki hükmü uygulanacaktır.<br />

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla<br />

değiştirilen 64 üncü maddenin dördüncü<br />

fıkrasında yer alan sekiz yıllık süre, ilk sekiz yıllık<br />

dönem için, bu maddenin yürürlüğe girdiği<br />

tarihten önceki;<br />

Son beş yıllık sicil notu ortalaması doksan ve<br />

daha yukarı olanlar için üç yıl,<br />

Son dört yıllık sicil notu ortalaması doksan ve<br />

daha yukarı olanlar için dört yıl,<br />

Son üç yıllık sicil notu ortalaması doksan ve<br />

daha yukarı olanlar için beş yıl,<br />

Son iki yıllık sicil notu ortalaması doksan ve<br />

daha yukarı olanlar için altı yıl,<br />

Son sicil notu doksan ve daha yukarı olanlar için<br />

yedi yıl,<br />

olarak uygulanacaktır.<br />

Örnek 1- 2008 yılında 6 yıllık sicil notu<br />

ortalaması 90 ve üzeri olan ve bir kademe<br />

ilerlemesi alan bir memur hakkında, bu yasa<br />

yürürlüğe girdikten sonra son 3 yıllık (2008-<br />

2010) sicil notu ortalaması 90 ve üzeri olması<br />

halinde 2015 yılına kadar (2015 dahil) herhangi<br />

bir disiplin cezası almaz ise 2016 yılında bir<br />

kademe ilerlemesi uygulanır.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

Örnek 2- 2006 yılında 6 yıllık sicil notu<br />

ortalaması 90 ve üzeri olan ve bir kademe<br />

ilerlemesi alan bir memur hakkında, bu yasa<br />

yürürlüğe girdikten sonra son 5 yıllık (2006-<br />

2010) sicil notu ortalaması 90 ve üzeri olması<br />

halinde 2013 yılına kadar (2013 dahil) herhangi<br />

bir disiplin cezası almaz ise 2014 yılında bir<br />

kademe ilerlemesi uygulanır.<br />

Sonuç olarak 6111 sayılı yasa ile, verimli<br />

işlemeyen bir sistem kaldırılmış ve Devlet<br />

Memurları Kanunu’nda kademe ilerlemesi için<br />

sicil yerine disiplin cezası almamış olma şartı<br />

esas alınarak disiplin amirlerinin yetkileri ve<br />

sorumlulukları daha da artırılmıştır. Artık<br />

disiplin amirleri verdikleri bir uyarma cezasıyla<br />

bile memurların ilave kademe ilerlemesi<br />

almasına engel olabilecek durumdadır.<br />

Disiplin amirlerinin yetki ve sorumluluklarını<br />

artıran bu düzenleme ile belki de ilerde daha<br />

fazla keyfi ve taraflı uygulamanın sonucu olarak<br />

idari davalar artacak, Devlet memurları ile<br />

idareler karşı karşıya gelecektir. Bu da hiç<br />

kuşkusuz kurumların ve çalışanlarının performansını<br />

yine düşürecektir.<br />

6111 sayılı yasa ile değiştirilen 657 sayılı Devlet<br />

Memurları Kanunu’nun “Başarı, üstün başarı<br />

değerlendirmesi ve ödül” başlıklı 122 nci<br />

maddesinin son fıkrası ile bu durum dengelenmeye<br />

çalışılmıştır. “Kamu kurum ve kuruluşları<br />

yürütmekte oldukları hizmetlerin özelliklerini<br />

göz önünde bulundurarak memurlarının<br />

başarı, verimlilik ve gayretlerini ölçmek üzere,<br />

Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü<br />

alınmak kaydıyla, değerlendirme ölçütleri<br />

belirleyebilir.” denilerek, kurumlara bu alanda<br />

inisiyatif tanınmaktadır.<br />

Dolayısıyla kurumlar personel politikalarını<br />

başarıya, diğer bir deyişle performansa dayalı<br />

olarak düzenleyecek bir değerlendirme<br />

sistemini kurabilir. Bu çalışmalarda kurulacak<br />

sistem ile birlikte, personel politikaları<br />

verimlilik ve etkinlik ilkelerine göre yeniden<br />

düzenlenir, mümkün olduğu kadar gelir-liyakat<br />

ilişkisi kurulur, memurların işe alınma, yükselme<br />

ve başarı değerlendirme esasları adil ve<br />

objektif hale getirilir, memur ihtiyacı (bir<br />

hizmet biriminde ne kadar sayıda ve hangi<br />

nitelikte bulunması gerektiği), iş analizi, görev<br />

tanımları ve norm kadro çalışmaları ile belirlenir<br />

ve en önemlisi liyakat kriteri bu sistemde<br />

esas alınır ise kurumların hizmet kalitesi,<br />

memurların iş tatmini ve performansı artacak<br />

ve başarıya ulaşılacaktır. Böyle bir sistemin<br />

kurulması zaman ve emek gerektirmekle<br />

birlikte kurumların başarısı için kaçınılmazdır.<br />

Zafer MELİKOĞLU<br />

1975 yılında Giresun’da doğmuştur. 1993 yılında Giresun Hamdi Bozbağ Anadolu Lisesi’nden,<br />

1998 yılında Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik Bölümü’nden mezun olmuştur. 2001<br />

yılında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda göreve başlamış, “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı’nda Kariyer Yönetimi” konulu Uzmanlık tezini müteakip Uzman kadrosuna<br />

atanmıştır. Halen Personel ve Eğitim Dairesi Başkanlığı’nda görev yapmakta olan Zafer<br />

MELİKOĞLU, evli ve 1 çocuk babasıdır. Zafer MELİKOĞLU İngilizce bilmektedir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 53<br />

MSB-SSM-SASAD-TSKGV<br />

II. Vizyon Paylaşım Platformu<br />

(25 Şubat 2011)<br />

Sektörde hedeflerle yönetim anlayışının ve<br />

stratejik yönetim sistematiğinin yaygınlaşması<br />

amacı kapsamında; savunma sanayii stratejilerinin<br />

tüm paydaşların katılımıyla belirlenmesi<br />

ve yön birliğinin sağlanması öngörülmektedir.<br />

<strong>Buradan</strong> hareketle, savunma sanayiine ilişkin<br />

konuların stratejik seviyede gündeme alındığı<br />

periyodik vizyon paylaşım toplantıları 2009<br />

yılından itibaren icra edilmeye başlanmıştır.<br />

İlerideki dönemde, proje havuzunun daralmasıyla<br />

birlikte, savunma ve güvenlik yeteneklerimizin<br />

sürdürülebilirliği açısından ihracat,<br />

lojistik ve diğer büyük bütçeli kamu yatırımlarının<br />

daha fazla önem kazanacağı öngörülmektedir.<br />

Özellikle JSF projesinde seri üretime<br />

geçilmesi, önemli bir bütçenin buraya yönlendirilmesine<br />

neden olabilecek ve diğer projeleri<br />

de etkileyebilecek bir hal alabilecektir.<br />

Tedarik makamları ve sektör temsilcilerinin<br />

biraraya geldiği bu toplantıların ikincisi 25<br />

Şubat 2011 tarihinde FNSS tesislerinde gerçekleştirilmiştir.<br />

Toplantıya <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı Yöneticileri, SASAD Yönetimi ve<br />

Alt Çalışma Grup Liderlerinin yanısıra MSB<br />

Müsteşarlığı yetkilileri ve TSKGV de katılım<br />

sağlamışlardır.<br />

Toplantı, 2012-2016 dönemi için hazırlanan<br />

SSM Stratejik Planı’nın genel çerçevesinin ve<br />

değişim gündeminin paylaşılması ile başlamıştır.<br />

Ardından “Katmanlı Proje Ortaklığı<br />

Modeli” ile ilgili bir sunum ve değerlendirme<br />

yapılmıştır.<br />

Tespitler ve Öneriler<br />

Toplantıda yapılan tespitler, geliştirilen öneriler<br />

ve alınan kararlar aşağıdaki gibidir:<br />

İhracat<br />

Projelerimizin Türkiye ve belirli pazarlarda<br />

ilgi odağı olduğu (mevcut konjonktürün bir<br />

fırsat sunduğu) görülmektedir.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

Henüz yeterli bir özgün ürün portföyüne<br />

sahip olmamamıza rağmen; Fikri ve Sınai<br />

Mülkiyet Haklarına sahip olduğumuz hemen<br />

her ürünün alıcı bulduğu görülmektedir.<br />

Özgün ürünlerin artışına paralel<br />

olarak rakamların daha da büyüyeceği<br />

öngörülmektedir.<br />

Tüm ülkelerin ulusal sanayileşme hedeflerinin<br />

bulunduğu; “akıllı alıcı” olarak taleplerinin<br />

dikkate alınması gerektiği değerlendirilmektedir.<br />

Doğru yerel ortağın bulunması<br />

kaydıyla, sanayi işbirliğinin ihracatta<br />

iyi sonuçlar verdiği görülmektedir.<br />

Firmalarımız arasında ihracata yönelik<br />

işbirliği kültürünün geliştirilmesinin ve<br />

uluslararası alanda birlikte hareket edilmesinin<br />

şart olduğu değerlendirilmektedir.<br />

İhracat yapabilmek için “ihtiyacın yaratılması”<br />

sürecinin yürütülmesi gerektiği<br />

tecrübe edilmektedir.<br />

Ürünlerin daha geliştirilme safhasında<br />

“ihraç versiyonu” nun (export variant)<br />

çalışılması gerektiği değerlendirilmektedir.<br />

Firmalarımızda profesyonel pazarlama<br />

birimlerinin oluşturulması ihtiyacı bulunmaktadır.<br />

Yurtdışında her bir firmamızın verdiği<br />

taahhütlerin yerine getirilmesi, Türk <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong>nin güvenilirliği açısından büyük<br />

önem taşımakta; bu hususa özen gösterilmesi<br />

gerekmektedir.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İhracatçılar Birliği’nin<br />

kurulması sektör ihtiyaçları için kullanılabilecek<br />

bir kaynak yaratacaktır.<br />

ABD’nin savunma ihracatında son yıllarda<br />

yaşanan düşüş ve buna yönelik olarak<br />

başlayan arayışları sanayimiz/ihracatımız<br />

için tehdit olarak da değerlendirilebilir.<br />

Bunlara ilaveten, gerçekleşen ihracatın içinin<br />

doldurulması gerektiği ve alt sistemlere odaklanılacak<br />

aşamaya gelindiği dile getirilmiştir.<br />

Bunun için ana yüklenici şirketlerin birer “misyon<br />

şirketi” rolü üstlenerek sağlıklı / tasarımcı<br />

alt yükleniciler (tedarik zinciri) oluşturulması<br />

ve sektörde derinliğin sağlanmasında sorumluluk<br />

üstlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.<br />

İhracat faaliyetlerinin koordinasyonunda<br />

Devlet yönlendirmesine/otoritesine ihtiyaç<br />

duyulduğu; “pazarlama izni” gibi bir mekanizmaya<br />

ihtiyaç duyulduğu (kalifiye firma, kalifiye<br />

ürün); yurtdışında aynı işe birden fazla Türk<br />

firmasının teklif vermesinin yıkıcı rekabete yol<br />

açtığı durumlarla karşılaşıldığı firmalar tarafından<br />

dile getirilmiştir.<br />

Devletinden pazarlama izni alan firma yurtdışında<br />

“muteber” kabul edilmektedir. Firmalarımızın<br />

bu yöndeki taleplerinin değerlendirilmesi,<br />

önemli bir regülasyon aracı olabilecektir.<br />

TSK envanterine ürün vermemiş bir firmanın<br />

pazarlama izni alarak, muteber bir sanayi<br />

firmamızın yurtdışında rakibi olmasının ve<br />

hatta iki savunma firmamızın birbirine rakip<br />

olmasının önüne geçilebilecektir.<br />

İhracat izin sürecindeki iyileştirme ihtiyaçları<br />

konusunda MSB Müsteşarlığının sektörden<br />

öneri beklediği bildirilmiştir.<br />

Tüm bu hususların değerlendirileceği bir<br />

İhracat Çalıştayı’nın düzenlenmesine karar<br />

verilmiştir.<br />

Lojistik<br />

Lojistik destek faaliyetleri; envantere alınan<br />

ürünlerin sağlıklı/ekonomik şekilde idamesinin<br />

yapılabilmesi, savunma sanayiinin birikimlerinin<br />

sürdürülebilirliği, kullanım dönemi<br />

girdileri ile tasarıma geri besleme<br />

yapılabilmesi açılarından önem taşımaktadır.<br />

Yurtiçinde geliştirilen sistemlerin üreticileri<br />

tarafından desteklenmesi yaklaşımının ve<br />

bu alanda SSM’nin sorumluluk üstlenmesinin<br />

(Stratejik Planda yer verilmesinin)<br />

memnuniyet verici olduğu dile getirilmiştir.<br />

Sektörün “maliyet etkin” şekilde lojistik<br />

destek sağlayabilecek şekilde organize<br />

olmasına ve bu yönde kendisini hazırlamasına<br />

ihtiyaç duyulmaktadır. Henüz firmalarımızın<br />

organizasyonları ve tedarik zinciri<br />

yapılanmalarıyla lojistik hizmet alanına<br />

yeterince hazırlıklı olmadıkları değerlendirilmektedir.<br />

<br />

<br />

<br />

Yeni ürünler envantere girdikçe lojistik<br />

paradigmasında değişimin kaçınılmaz olarak<br />

gündeme gelmeye başladığı değerlendirilmiştir.<br />

<br />

Ürün sahibi yerli bir firma olduğunda,<br />

lojistiğin bu firmanın doğal görevi olduğu ve<br />

bedelsiz olarak hizmet vermesi gerektiği<br />

algısı dile getirilmiş; bir “lojistik işletme<br />

modeli”nin geliştirimesine ihtiyaç duyulduğu<br />

belirtilmiştir.<br />

Bilişim sektöründe bakım idame maliyetlerinin<br />

donanımda yıllık %10’dan yazılımda<br />

%5’ten düşük olduğu firmalar tarafından<br />

dile getirilmiştir. Bu yönde savunma ürünlerine<br />

has rakamların oluşmasına ihtiyaç<br />

duyulduğu belirtilmiştir.<br />

TSKGV şirketlerinin lojistik desteğe yönelik<br />

altyapılarının hazır olduğu; bunun yanısıra<br />

savunma firmalarının yan sanayileri ile<br />

birlikte sorumluluk üstlenmesinin önemine<br />

dikkat çekilerek, bu sürecin “Lojistik Destek<br />

Sözleşmeleri” üzerinden yürütülmesinin<br />

gerekliliği üzerinde durulmuştur.<br />

SSM koordinasyonunda bir Entegre Lojistik<br />

Destek Platformu oluşturulacak; bu platform<br />

eliyle lojistik konusunda çalışma<br />

yapılacaktır. Bununla birlikte, SASAD, lojistik<br />

konusunda durum tespitine ilişkin bir<br />

çalışma yapacak ve rapor sunacaktır.<br />

Derinlik (Yan Sanayi)<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiinin geldiği aşama itibariyle;<br />

Derinliğinin geliştirilmesine ihtiyaç bulunduğu;<br />

aksi takdirde bağımlılık alanlarının<br />

devam edeceği,


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 55<br />

sistem mühendisliğinin ve platform tasarımı<br />

faaliyetlerinin başarılı bir şekilde<br />

gerçekleştirilebildiği,<br />

Alt kırılımlara doğru bir sanayi derinliği<br />

oluşturulamadığı için, kritik yan sanayi<br />

ürünlerinde hala bağımlılık alanlarının<br />

bulunduğu,<br />

Ana yüklenici firmaların, yan sanayide<br />

teknolojik birikimin oluşacağı ve sürekliliğin<br />

sağlanacağı şekilde iş dağıtımı yapmaları<br />

gerektiği,<br />

Sözleşmelerden bağımsız olarak her firmanın<br />

kendi alt yüklenici ağını (tedarik<br />

zincirini) yaratmasının önemi,<br />

Aksi takdirde sektörün sığ kalacağı ve<br />

sağlıklı bir sektör yapısının oluşturulamayacağı,<br />

Yüzey geliştikçe derinliğin azaldığı; dolayısıyla<br />

aynı alanda çok fazla oyuncu yaratmanın<br />

sürdürülebilirliğe engel teşkil edeceği,<br />

Sektörde büyük ve çok küçük firmaların<br />

ağırlıkta olduğu; “ orta büyüklükte” firmalara<br />

ihtiyaç duyulduğu (bunları yaratma<br />

görevini misyon şirketlerinin üstlenebileceği),<br />

Otomotiv yan sanayisinin tasarım değil<br />

imalat bazlı olduğu; savunmada buna dikkat<br />

edilmesi gerektiği<br />

belirtilmiştir.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiinin<br />

teknoloji tabanının gelişmesi<br />

ve özgün ürün tasarım<br />

yetkinliği için kurulması<br />

öngörülen test merkezlerinin<br />

önceliklendirilmesinin ve<br />

uluslararası düzeyde<br />

akreditasyon sağlanmasının<br />

önemine vurgu yapılmış;<br />

bu altyapının yerli (sivil,<br />

askeri) ve yabancı kullanıma<br />

sunulması önerilmiştir.<br />

2012-2016 Stratejik Planında sektörün<br />

derinleşmesi konusuna özel önem verildiği<br />

vurgulanmıştır. Firmalarımızın ana faaliyet<br />

alanları dışında kalan faaliyet/ürünlerde<br />

(gerekiyorsa faaliyetlerini durdurarak ve bu<br />

alandan<br />

çekilerek) yan sanayi firmalarının<br />

gelişimini sağlayacak şekilde yapılanmasının<br />

önemine vurgu yapılmıştır.<br />

SSM tarafından uygulanan %70 SK/O ve %30<br />

yan sanayi işpayı zorunluluğunun mümkünse<br />

proje bazlı değil, genele yayılarak takip<br />

edilmesi talep edilmiştir.<br />

TÜBİTAK Enstitüleri ve Test Merkezleri<br />

TÜBİTAK’ın ileri teknolojiler geliştirme anlamında<br />

önemli bir kaynak olduğu (özellikle<br />

Enstitülerin %40 civarında Devlet bütçesinden<br />

sübvanse ediliyor olması nedeniyle)<br />

ve sanayinin bu yetkinliği kullanmasının<br />

önemine değinilmiştir.<br />

Bu anlamda, vakıf şirketlerinden her<br />

birinin bir TÜBİTAK Enstitüsü ile stratejik<br />

ortaklık yapması; ilgili Enstitü tarafından<br />

gerçekleştirilebilecek teknoloji geliştirme<br />

faaliyetlerinin devredilmesi beklenmektedir.<br />

Bununla birlikte, Enstitülerin sistem geliştirme<br />

alanında sanayinin rakibi olarak<br />

konumlanmaması; mevcut nihai ürünlerini<br />

(spesifik bir-iki tanesi hariç) sanayiye devredecek<br />

yöntemleri geliştirmesi ve teknoloji<br />

geliştirme ve teknik destek sağlama<br />

faaliyetlerine odaklanması beklenmektedir.<br />

Diğer taraftan, tasarım yetkinliğinin önemli<br />

bir altyapı ayağı olan Test Merkezleri<br />

konusunda merkezi bir planlamaya ihtiyaç<br />

olduğu dile getirilmiş ve Stratejik Planda bu<br />

konuya yer verilmesi memnuniyetle<br />

karşılanmıştır. <strong>Savunma</strong> sanayiinin teknoloji<br />

tabanının gelişmesi ve özgün ürün tasarım<br />

yetkinliği için kurulması öngörülen test<br />

merkezlerinin önceliklendirilmesinin ve<br />

uluslararası düzeyde akreditasyon sağlanmasının<br />

önemine vurgu yapılmış; bu<br />

altyapının yerli (sivil, askeri) ve yabancı<br />

kullanıma sunulması önerilmiştir.<br />

Kamu Yatırımları<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiine paralel şekilde kamu<br />

genelinde de sanayileşme bilincinin gelişmeye<br />

başladığı dile getirilmiştir. Başbakanlıkta,<br />

“kamu yatırımlarında offset uygu-<br />

lamalarına yönelik yönerge” hazırlama<br />

çalışmalarının yürütüldüğü belirtilmiştir.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayiimizin enerji, sağlık,<br />

ulaştırma alanlarındaki kamu yatırımlarına<br />

da hizmet üretebileceği; bu itibarla SASAD<br />

bünyesinde kamu yatırımlarını takip<br />

edecek bir alt kurul oluşturulmasına karar<br />

verilmiştir.<br />

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın<br />

önümüzdeki dönemde önemli<br />

savunma tedarik projelerini hayata geçireceği<br />

öngörülmektedir. Buradaki alımların<br />

savunma sektörü için önemli bir iş alanı<br />

olabileceği değerlendirilmiştir.<br />

Ayrıca, Enerji Bakanlığı tarafından hayata<br />

geçirilecek olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin<br />

kabaca 15 milyar $’lık bir proje olduğu;<br />

bunun %55’inin teçhizat kalemlerinden<br />

oluştuğu; savunma firmalarının 1 milyar $<br />

civarında bir işpayını alabilecekleri öngörüsü<br />

dile getirilmiştir. Bu çerçevede, projede<br />

ihtiyaç duyulacak teçhizat kırılımının<br />

yapılarak, firmalarımızın faaliyet alanına<br />

giren kalemlerin tespit edilmesi talep<br />

edilmiştir. Yapılacak çalışma neticesinde<br />

SSM koordinasyonunda Enerji Bakanlığına<br />

gidilerek bilgi verilmesine karar verilmiştir.<br />

Hızlı tren ihalelerinin de benzer şekilde ele<br />

alınması gerektiği vurgulanmıştır.<br />

SASAD<br />

Sektörün gelişmesinde ve kamuoyu oluşturma<br />

gücünün artmasında SASAD’a önemli görevler<br />

düştüğü; bunun için gelirlerde ve yapılanmada<br />

iyileştirmelere ihtiyaç olduğu<br />

değerlendirilmiştir.<br />

Bu amaçla;<br />

Derneğin isminin “<strong>Savunma</strong>&Havacılık ve<br />

Güvenlik Sanayicileri Derneği” şeklinde<br />

değiştirebileceği ve üye portföyünü genişletebileceği,<br />

SASAD’ın sektör adına sorumluluk üstlenmesinin<br />

ve sembolik temsili aşmasının<br />

beklendiği,<br />

Üye aidatlarının buna göre yeniden ele<br />

alınabileceği; firmaların cirolarıyla orantılı<br />

bağış yapmasının kaynak sorununa çözüm<br />

üretebileceği,<br />

SASAD bünyesinde Kamu Yatırımları Alt<br />

Kurulu’nun oluşturulması; alt kurullarda<br />

görevli firma temsilcilerinden daha fazla<br />

katkı beklendiği<br />

dile getirilmiştir.


<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />

TSK-MSB/SSM<br />

I. VİZYON PAYLAŞIM PLATFORMU<br />

(10 MART 2011)<br />

Diğer taraftan, paydaşlarla birlikte tedarik<br />

sisteminin ve yerli savunma sanayinin eksik ve<br />

gelişime açık yönlerinin tespit edilmesi ve bu<br />

alanlarda iyileştirme önerileri geliştirilmesi,<br />

hedef ve yön birliği sağlanması açısından önem<br />

taşımaktadır. Söz konusu ihtiyaçtan hareketle;<br />

Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı<br />

ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı arasında,<br />

stratejik seviyede konuların gündeme alınacağı<br />

periyodik vizyon paylaşım toplantılarının<br />

düzenlenmesi faydalı değerlendirilmiştir. Bu<br />

amaçla, Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanlığı ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />

yöneticilerinin katılımlarıyla TSK-MSB/SSM I.<br />

Vizyon Paylaşım Platformu 10 Mart 2011<br />

tarihinde SSM’de toplanmıştır.<br />

Toplantıda özet olarak;<br />

<strong>Savunma</strong> sistem ihtiyaçlarının belirlenmesinde<br />

dikkate alınması gerekenler,<br />

Ar-Ge faaliyetlerinin önemi ve koordinasyonda<br />

karşılaşılan sorunlar,<br />

İhracatın Türk savunma sanayii için önemi<br />

ve proje modelleri oluşturulurken uluslararası<br />

işbirliği olanaklarının dikkate alınması,<br />

Tedarik süreleri ve tedarik sözleşmelerinin<br />

kapsamı,<br />

Projelerde görev alacak insan kaynağının<br />

artırılması ihtiyacı<br />

konuları ele alınmıştır.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

57<br />

<strong>Savunma</strong> Muhabirleri<br />

Sektör Tanıtım Programı<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii tesislerimizin basına tanıtılması<br />

ve savunma muhabirlerimizin tesisler<br />

hakkında bilgilendirilmelerine yönelik olarak<br />

Müsteşarlığımız koordinasyonunda “<strong>Savunma</strong><br />

Muhabirleri Sektör Tanıtım Programı” düzenlenmesine<br />

karar verilmiştir. Bu kapsamda<br />

yapılan planlama gereği, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı<br />

Sayın Vecdi GÖNÜL ve Sayın Müsteşarımız<br />

Murat BAYAR’ın da katılımlarıyla, ilk olarak 17<br />

Şubat 2011 tarihinde TAİ A.Ş. tesislerine, ikinci<br />

olarak da 30 Mart 2011 tarihinde ASELSAN A.Ş.<br />

Macunköy tesislerine basın mensupları ziyareti<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

TAİ A.Ş. Basın tanıtım toplantısı<br />

TAİ A.Ş. Tesisleri tanıtımı<br />

ASELSAN Basın tanıtım toplantısı ASELSAN Tesisleri tanıtımı ASELSAN Tesisleri tanıtımı


GÜNDEM<br />

İmza Törenleri<br />

TAKTİK İNSANSIZ HAVA ARACI (KATAPULT/PARAŞÜT) GELİŞTİRME PROJESİ (04 OCAK 2011)<br />

Müsteşarlığımız ile Vestel <strong>Savunma</strong> A.Ş. arasında, 20 Aralık 2010 tarihinde Sözleşmesi imzalanan<br />

Taktik İnsansız Hava Aracı (Katapult/Paraşüt) Geliştirme Projesinin imza töreni 4 Ocak 2011<br />

tarihinde gerçekleştirilmiştir.<br />

Proje ile, 35 kg faydalı yük kapasiteyle, 18 bin feet’de, 10 saat havada kalabilecek Taktik İnsansız<br />

Hava Aracının, yurt içi geliştirme yoluyla tedariki amaçlanmıştır.<br />

TSK AKILLI KART SİSTEMİ PROJESİ İMZA TÖRENİ (10 ŞUBAT 2011)<br />

TSK Akıllı Kart Sistemi Projesi Sözleşmesi,<br />

Müsteşarlığımız ile GATE Elektronik San. ve Tic.<br />

A.Ş. arasında 10 Şubat 2011 tarihinde Sn. Müsteşarımız<br />

ve Genelkurmay Merkez Daire Başkanı<br />

Tuğgeneral İshak CEYLAN’ın ve GATE Elektronik<br />

San. ve Tic. A.Ş. temsilcilerin katılımıyla imzalanmıştır.<br />

Proje, TSK’ne bağlı bütün karargah/birliklerde<br />

gerçekleştirilen giriş-çıkış işlemlerinin merkezi<br />

olarak yönetimini kapsamaktadır.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 59<br />

FNSS İLE MALEZYALI İŞ ORTAĞI ARASINDA<br />

İMZALANAN 8x8 ZIRHLI MUHAREBE ARACI<br />

İMZA TÖRENİ (22 ŞUBAT 2011)<br />

FNSS <strong>Savunma</strong> Sistemleri A.Ş. Malezya Silahlı<br />

Kuvvetleri'nin ihtiyacını karşılamak üzere 8x8<br />

Tekerlekli Zırhlı Muharebe Aracının tasarım,<br />

geliştirme, üretim ve lojistik desteği konularında<br />

Malezya'lı iş ortağı DRB Hicom Defense<br />

Technologies Sdn Bhd. (DEFTECH) firması ile 22<br />

Şubat 2011 tarihinde iki ülke <strong>Savunma</strong> Bakanları<br />

huzurunda <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda<br />

yapılan törenle bir anlaşma imzalamıştır.<br />

Aynı törende; TAI ile NADI National Aerospace<br />

and Defence Industries Sdn. Bhd. ; GLOBAL A.Ş.<br />

ve GATE A.Ş. ile Global Globe Sdn. Bhd. ve<br />

MIKES ile NADI National Aerospace and<br />

Defence Industries Sdn. Bhd. arasında da birer<br />

işbirliği anlaşması imzalanmıştır.<br />

ASKERİ AĞLAR İÇİN BİLGİ GÜVENLİĞİ SİMÜLASYONU ÇALIŞMASI SÖZLEŞMESİ İMZA TÖRENİ<br />

(08 MART 2011)<br />

Askeri Ağlar İçin Bilgi Güvenliği Simülasyonu Çalışması Sözleşmesi Müsteşarlığımız ile STM A.Ş<br />

arasında 8 Mart 2011 tarihinde imzalanmıştır. Törene, Sn. Müsteşarımız, yüklenici STM A.Ş, alt<br />

yüklenci Anel Ar-Ge ve projeye destek veren ODTÜ TSK MODSİMMER’in temsilcileri katılmışlardır.<br />

Konferans, Toplantı, Fuar<br />

SASAD GENEL KURUL TOPLANTISI (19 OCAK 2011)<br />

SASAD 22 inci Genel Kurul Toplantısı 19 Ocak 2011’de Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız Sn. M. Vecdi<br />

GÖNÜL, Müsteşarımız Sn. Murad BAYAR, Müsteşar Yardımcımız Sn. İsmail TOHUMCU, SASAD<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ünal ÖNSİPAHİOĞLU ve <strong>Savunma</strong> Sanayi sektörü yöneticilerinin<br />

katılımı ile MKEK Genel Müdürlüğünde yapılmıştır.<br />

SASAD Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ünal ÖNSİPAHİOĞLU’nun açılış konuşmasıyla başlayan<br />

toplantıda Sn. Müsteşarımız ve Sn. Bakanımızın yaptıkları konuşmalarda; “SSM’nin sektörde yol<br />

gösterici olduğunun, Ana Yüklenici, Alt Yüklenici – KOBİ – Araştırma Kuruluşu gibi farklı<br />

oyuncularla uyum ve işbirliği içinde çalışmak gerektiğinin, <strong>Savunma</strong> Sanayinin tarihi bir misyonu<br />

olduğunu altını çizerek, sanayici ve SASAD’ın önümüzdeki dönemde de konuya sahip çıkmalarının<br />

beklendiğini” belirtmişlerdir.<br />

IDEX 2011 ULUSLARARASI SAVUNMA FUARI VE KONFERANSI (20 ŞUBAT 2011)<br />

IDEX 2011 Uluslararası <strong>Savunma</strong> Fuarı ve<br />

Konferansı, Orta Doğu ve Kuzey Afrika<br />

bölgesindeki en büyük savunma ve güvenlik<br />

etkinliği olup, 20-24 Şubat 2011 tarihleri arasında<br />

BAE’nin başkenti Abu-Dabi’de National<br />

Exhibition Centre (ADNEC)’da gerçekleştirilmiştir.<br />

Fuar, Abu Dabi Veliaht Prensi ve BAE Silahlı<br />

Kuvvetler Başkomutan Yardımcısı Şeyh<br />

Mohammed Bin Zayed Al NAHYAN ve Dubai<br />

Emiri Şeyh Mohammed Bin Raşid Al<br />

MAKTOUM’un teşrifleri ve çeşitli ülkelerden 66


Konferans, Toplantı, Fuar<br />

ülkeleri ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde<br />

yapılandırılacaktır.<br />

4. MKEK-STM İşbirliği Protokolü :<br />

MKEK ile STM firmaları arasında, yurtdışı tanıtım<br />

ve ihracat faaliyetlerinde işbirliği yapmaya<br />

yönelik bir protokol imzalanmıştır. Protokole<br />

Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL<br />

ve Müsteşarımız Sayın Murad BAYAR da şahitlik<br />

etmişlerdir.<br />

savunma bakanı ve 64 genelkurmay başkanının<br />

katılımları ile gerçekleşen Fuar’a ülkemiz adına<br />

Müsteşarlığımız koordinatörlüğünde 41<br />

savunma sanayii kuruluşumuz ile milli katılım<br />

sağlanmış olup, Türk Pavyonu için toplam 2500<br />

2<br />

m alan kiralanmıştır.<br />

Üst düzey resmi delegasyon ziyaretlerinin IDEX<br />

2011 süresince gerçekleşen önemli firma<br />

etkinlikleri:<br />

1. FNSS-Al JABER Endüstriyel İşbirliği<br />

Anlaşması :<br />

BAE’nin tüm tekerlekli zırhlı araç ailesinin<br />

üretim ve lojistik destek faaliyetlerini üstlenmek<br />

üzere FNSS A.Ş. ve BAE firması olan<br />

Al JABER arasında bir Endüstriyel İşbirliği<br />

Anlaşması imzalanmıştır. İmza töreni Al JABER<br />

standında yapılmış olup, törene Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL ve Müsteşarımız<br />

Sayın Murad BAYAR da davet edilmiştir.<br />

2. ROKETSAN-AZERBAYCAN Sav. San.<br />

Bakanlığı Ortak Üretim Protokolü :<br />

107-122mm roketlerin ortak üretim modeliyle<br />

Azerbaycan’da üretilmesi amacıyla<br />

ROKETSAN-AZERBAYCAN <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Bakanlığı Arasında bir protokol imzalanmıştır.<br />

İmza töreni ROKETSAN standında yapılmış<br />

olup, törene Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız Sayın<br />

Vecdi GÖNÜL ve Müsteşarımız Sayın Murad<br />

BAYAR da davet edilmiştir.<br />

3. ASELSAN-IGG Ortak Girişim Anlaşması :<br />

ASELSAN ile BAE firması olan International<br />

Golden Group (IGG) arasında Birleşik Arap<br />

Emirliklerinde yerleşik bir ortak girişim şirketi<br />

kurulmasına yönelik anlaşma imzalanmıştır.<br />

Şirketin %49 hissesi ASELSAN'a, %51 hissesi<br />

IGG firmasına ait olacaktır. Şirket 2011 yılının<br />

ilk yarısında faaliyete geçecektir. Kurulan ortak<br />

girişim şirketi Birleşik Arap Emirlikleri ve Körfez<br />

5. METEKSAN Demonstrasyonu :<br />

METEKSAN firması Damage Control Training<br />

Simulator sisteminin demonstrasyonunu<br />

yapmıştır.<br />

Son dönemde Orta Doğu bölgesinde yer alan<br />

ülkelerin bir kısımında patlak veren iç siyasi<br />

karışıklıklar nedeniyle, IDEX 2011 Fuarına<br />

davet edilen üst düzey delegasyonların<br />

katılımlarının beklenen seviyede olmamasının<br />

fuarın etkinliğini olumsuz etkilediği; buna<br />

rağmen üst düzey resmi delegasyon ziyaretleri<br />

ve yukarıda sözü edilen imza törenleri ve diğer<br />

savunma sanayii kuruluşlarımızın çeşitli<br />

etkinlikleri fuarın Türk savunma sanayii<br />

açısından oldukça faydalı geçtiğinin örnekleri<br />

olarak değerlendirilmektedir.<br />

TESİD ÖDÜL TÖRENİ (25 OCAK 2011)<br />

TESİD’in (Türk Elektronik Sanayicileri Derneği)<br />

25 Ocak 2011 tarihinde gerçekleştirilen Olağan<br />

Genel Kurul Toplantısı öncesinde, dernek<br />

Yönetim Kurulu tarafından, Müsteşarımız Sn.<br />

Murad BAYAR ve Sn. Prof. Dr. Duran<br />

LEBLEBİCİ’ye; derneğin elektronik ve bilgi<br />

teknolojileri sanayisinin gelişimine katkıda<br />

bulunmuş liderlere verdiği hizmet ödülleri<br />

takdim edilmiştir.<br />

Ödül töreninde yaptığı konuşmasında, Sn<br />

Müsteşarımız; elektronik ve bilgi teknolojileri<br />

sektörünün savunma sanayii sektörünün<br />

komşu sektörü olduğunu belirterek, TESİD’in<br />

öneminin altını çizmiş ve bu alandaki<br />

işbirliğinin sektörde derinlik oluşturma ve<br />

uluslararası platformda bağımsız ve rekabetçi<br />

olma anlamındaki önemine vurgu yapmıştır.<br />

Sn. Müsteşarımız, SASAD rakamlarını referans<br />

göstererek; savunma sanayiinin 500 milyon<br />

dolarlık harcaması ile Ar-Ge’ye en çok pay<br />

ayıran sektörlerden olduğunu bildirmiştir. Ar-<br />

Ge çalışmalarının sistem seviyesinde yapılabilir<br />

olduğunu belirten Sn. Müsteşarımız; elektronik<br />

bileşenler seviyesinin ise küresel bazda<br />

ele alınması gerektiğini bildirerek, sektörün bir<br />

araya gelerek; bu doğrultuda uzun vadeli<br />

stratejiler geliştirmesinin gerekli olduğunu<br />

ifade etmiştir.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 61<br />

SABİHA GÖKÇEN HAVAALANI YENİ DIŞ<br />

HATLAR TERMİNAL BİNASI VE<br />

MÜTEMMİMLERİ PROJESİ İLK KULLANIM<br />

BEDELİ ÖDEMESİ ÇEK TÖRENİ (16 ŞUBAT<br />

2011)<br />

19 Mart 2008 tarihinde <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı ile ‘Limak İnşaat San. ve Tic. A.Ş.-<br />

GMR Infrastructure Limited - Malaysia Airports<br />

Holding Berhad Ortak Girişimi’ arasında<br />

imzalanan ‘Sabiha Gökçen Havaalanı Yeni Dış<br />

Hatlar Terminal Binası ve Mütemmimleri<br />

Projesinin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde<br />

Yaptırılmasına İlişkin Uygulama<br />

Sözleşmesi’ çerçevesinde 76.514.851 Avro<br />

tutarındaki ilk Kullanım Bedeli ödemesi<br />

Görevli Şirket İSG tarafından <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Destekleme Fonu hesabına yatırılmıştır.<br />

Sabiha Gökçen Havalimanı’nda Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanımız Sn. M. Vecdi Gönül’ün ve Müsteşar<br />

Yardımcımız Sn. Dr. Faruk ÖZLÜ’nün katılımları<br />

ile 16 Şubat 2011 tarihinde düzenlenen<br />

törenle, 76.514.851 Avro tutarını temsilen<br />

hazırlanan sembolik çek, İSG Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Nihat ÖZDEMİR ve Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Kiran Kumar Grandhi tarafından takdim<br />

edilmiştir. Törende <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı,<br />

HEAŞ ve İSG temsilcilerinin yanı sıra çok<br />

sayıda basın mensubu hazır bulunmuştur.<br />

RİYAD SAVUNMA SANAYİİ İŞBİRLİĞI OFİSİ AÇILIŞI ve RİYAD’DA SAVUNMA ENDÜSTRİ GÜNÜ<br />

Müsteşarlığımızın “savunma ürün ve hizmet<br />

ihracatını arttırmak” stratejik hedefi kapsamında,<br />

dost ve hedef ülkeler ile mevcut işbirliği<br />

faaliyetlerinin etkili ve yeterli ölçüde devam<br />

ettirilebilmesi ve bu ülkelere yönelik ihracat<br />

faaliyetlerinin arzu edilen seviyeye ulaştırılması<br />

amacıyla bölgesel nitelikli irtibat merkezlerinin<br />

açılmasına karar verilmiştir.<br />

Yukarıda belirtilen amaçlara yönelik olarak<br />

SSM’ye bağlı çalışacak <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İşbirliği<br />

Ofisi, Ortadoğu bölgesine yönelik olarak<br />

faaliyet göstermek üzere Suudi Arabistan’ın<br />

başkenti Riyad’da Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız<br />

Sayın M. Vecdi GÖNÜL tarafından hizmete<br />

açılmıştır. Riyad <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İşbirliği<br />

Ofisi’nde savunma sanayii işbirliği faaliyetlerini<br />

desteklemek üzere Emekli Tuğgeneral Hüseyin<br />

ŞENTÜRK görevlendirilmiştir. Böylelikle daha<br />

önce açılan ABD ofisi ile birlikte iki yurtdışı<br />

ofisimiz faaliyete geçmiş olup, önümüzdeki<br />

dönemde Uzakdoğu, Kafkasya-Orta Asya ve<br />

Avrupa-NATO bölgelerinde benzer ofislerin<br />

açılması planlanmaktadır.<br />

Uluslararası kalite standartlarında üretilen<br />

Türk savunma sanayii ürün ve hizmetlerinin<br />

pazarlanması/tanıtılması, ihracatının artırılması<br />

ve muhtemel işbirliği imkânlarının araştırılmasına<br />

yönelik olarak Müsteşarlığımız ve<br />

SASAD’ın düzenlediği Endüstri Günü 02 Mart<br />

2011 günü Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız Sn. M.<br />

Vecdi Gönül’ün himayelerinde Riyad’da<br />

gerçekleştirilmiştir. Türk savunma sanayiinden<br />

34 kuruluşun, 58 temsilcisi ile katıldığı<br />

faaliyette yapılan sunumların ardından Suudi<br />

Arabistan sivil ve askeri tedarik makamları<br />

ülkemiz savunma sanayii temsilcileri ile<br />

muhtemel işbirliği alanlarında karşılıklı<br />

görüşmeler yapmışlardır. Yapılan görüşmelerde<br />

taraflar, hazır ürün satışının ötesinde<br />

ortak girişim, ortak üretim ve geliştirme<br />

konularında işbirliğine açık olduklarını<br />

vurgulamışlardır.<br />

08 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ<br />

08 Mart Dünya Kadınlar Günü Müsteşarımızın<br />

Eşi Sayın Efnan BAYAR, üst düzey bayan yöneticilerimiz<br />

ve kurumumuz bayan personelinin<br />

katılımı ile İş Bankası lokalinde verilen bir<br />

yemekle kutlanmıştır.


Konferans, Toplantı, Fuar<br />

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İLE VİZYON<br />

PAYLAŞIM TOPLANTISI (10 MART 2011)<br />

Strateji Geliştirme Dairemiz tarafından<br />

koordine edilen “Türk Silahlı Kuvvetleri ile<br />

Vizyon Paylaşım Toplantıları”ndan ilki 10 Mart<br />

2011 tarihinde kurumumuzda gerçekleştirilmiştir.<br />

Genkur. Gn. P. P. Bşk. Korg. M. Emin ALPMAN,<br />

M.S.B. Müsteşarı Korg. Ümit DÜNDAR başta<br />

olmak üzere çok sayıda general,amiral ve üst<br />

rütbeli subay ile kurumumuzdan Sn. Müsteşarımız,<br />

Müsteşar Yardımcılarımız, Daire Başkanlarımız<br />

ve ilgili arkadaşlarımızın katıldıkları<br />

ve karşılıklı sorunların son derece samimi bir<br />

ortamda dile getirildiği toplantı, birlikte<br />

yenilen öğle yemeği ile sona ermiştir.<br />

Ziyaretler<br />

BULGARİSTAN SAVUNMA BAKANI ANYU<br />

ANGELOV’UN ZİYARETİ (13 OCAK 2011)<br />

Bulgaristan <strong>Savunma</strong> Bakanı Anyu ANGELOV ve<br />

beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir<br />

nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı hakkında<br />

bir brifing verilmiştir.<br />

JSF JPO BAŞKANI KORA. DAVİD VENNET’İN<br />

ZİYARETİ (24 OCAK 2011)<br />

JSF JPO Başkanı Kora. David VENNET Sayın<br />

Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARI MURAD<br />

BAYAR'IN KUVEYT ZİYARETİ (29 OCAK 2011)<br />

Sayın Başbakanımızın refakatinde Ocak 2011<br />

içinde Kuveyt’e giden <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarı Murad BAYAR Kuveyt ziyareti<br />

sırasında savunma sanayii işbirliği konularında<br />

ikili görüşmeler gerçekleştirmiştir. Bu ziyarete<br />

İNGİLTERE SAVUNMA BAKANI DR. LIAM<br />

FOX’UN ZİYARETİ (24 OCAK 2011)<br />

İngiltere <strong>Savunma</strong> Bakanı Dr. Liam FOX ve<br />

beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir<br />

nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı hakkında bir<br />

brifing verilmiştir.<br />

4 üncü KOLORDU KOMUTANI KORG. YAŞAR<br />

GÜLER’İN ZİYARETİ (27 OCAK 2011)<br />

4 üncü Kolordu Komutanı Korg. Yaşar GÜLER<br />

Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde<br />

bulunmuşlardır.<br />

binaen Türkiye’den teknik bir ekibin ve<br />

firmalarımızın bu ülkeye bir ihracat gezisi<br />

yapmaları planlanmıştır.<br />

<strong>Buradan</strong> hareketle, uluslararası kalite standartlarında<br />

üretilen Türk savunma sanayii ürün ve<br />

hizmetlerinin devlet desteğinde pazarlanması/tanıtılması,<br />

ihracatının arttırılması ve<br />

muhtemel işbirliği imkânlarının araştırılmasına<br />

yönelik olarak <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />

Uluslararası İşbirliği Daire Başkanı Sayın Lütfi<br />

VAROĞLU başkanlığında, savunma sanayii<br />

firmaları üst düzey temsilcilerinin de katılımıyla<br />

29 Ocak-02 Şubat 2011 tarihlerinde<br />

Kuveyt'e resmi bir ziyaret gerçekleştirilmiştir.<br />

29 Ocak - 02 Şubat 2011 tarihlerinde Kuveyt’e<br />

yapılan SSM ve Türk savunma sanayii<br />

ziyaretinden itibaren Kuveyt ile savunma<br />

sanayii işbirliği çalışmalarının ivme kazandığı


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 63<br />

değerlendirilmiştir. Ziyaretin ilk gününden<br />

itibaren yapılan görüşmelerde Kuveytli<br />

yetkililerin Türkiye’ye karşı olumlu ve ilgili bir<br />

tutum içinde olduğu; özellikle savunma ve<br />

güvenlik işbirliği alanında Türkiye ile<br />

yakınlaşmak arzusunda oldukları gözlemlenmiştir.<br />

Söz konusu ziyarette en üst düzey sivil ve askeri<br />

yöneticilerle görüşme yapılmış, karargâh ve<br />

tesisler yerinde incelenmiş ve firma temsilcileri<br />

muhataplarıyla bir araya getirilmiştir. Kuveytli<br />

yetkililerden, Türk Büyükelçiliği yetkililerinden<br />

ve katılımcı firma temsilcilerinden alınan<br />

olumlu geri beslemelerin ışığında, ziyaretin<br />

amacına ulaştığı değerlendirilmektedir.<br />

BELARUS CUMHURİYETİ ASKERİ VE<br />

ENDÜSTRİYEL KOMİTE BAŞKANI GURULEV<br />

S.P.’NİN ZİYARETİ (10 ŞUBAT 2011)<br />

KAZAKİSTAN SAVUNMA BAKANLIĞI<br />

MÜSTEŞARI TÜMG. TALGAT<br />

JANJUMENOV'UN ZİYARETİ (24 ŞUBAT 2011)<br />

Kazakistan <strong>Savunma</strong> Bakanlığı Müsteşarı<br />

Tümg. Talgat JANJUMENOV ve beraberindeki<br />

heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket<br />

ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı hakkında bir<br />

brifing verilmiştir.<br />

Öte yandan Kazakistan <strong>Savunma</strong> Bakan Yrd.<br />

Talgat Janjumenov son dönemdeki karşılıklı<br />

ziyaretlerin sonuncusunda, 23-24 Şubat 2011<br />

tarihlerinde ülkemize bir ziyaret gerçekleştirmiş<br />

olup; SSM Uluslararası İşbirliği<br />

Dairesi’nin koordinasyonunda hazırlanan<br />

program kapsamında SSM Müsteşarı Sayın<br />

Murad BAYAR’ı ziyaret etmiş; ayrıca Ankara’da<br />

konuşlu bazı savunma sanayii firmalarında da<br />

incelemelerde bulunmuştur.<br />

BOSNA HERSEK ENERJİ, MADEN VE<br />

ENDÜSTRİ BAKANI VAHİD HECO'NUN<br />

ZİYARETİ (28 ŞUBAT 2011)<br />

Bosna Hersek Enerji, Maden ve Endüstri Bakanı<br />

Vahid HECO ve beraberindeki heyet Sayın<br />

Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />

Belarus Cumhuriyeti Askeri ve Endüstriyel<br />

Komite Başkanı Gurulev S.P. ve beraberindeki<br />

heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde<br />

bulunmuşlar ve kendilerine <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı hakkında bir brifing<br />

verilmiştir.<br />

ESTONYA CUMHURİYETİ SAVUNMA BAKANI<br />

JAAK AAVIKSOO’NUN ZİYARETİ (10 ŞUBAT<br />

2011)<br />

Estonya Cumhuriyeti <strong>Savunma</strong> Bakanı Jaak<br />

AAVIKSOO ve beraberindeki heyet Sayın<br />

Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar<br />

ve kendilerine <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı hakkında bir brifing verilmiştir.<br />

BİR İŞBİRLİĞİ ÖRNEĞİ: TÜRKİYE-KAZAKİSTAN<br />

Türkiye ile Kazakistan arasında son dönemde<br />

yoğun bir şekilde devam eden işbirliği çalışmalarının<br />

bir sonucu olarak, SSM, Kazakhstan<br />

Engineering ve Aselsan arasında “AKE” adlı bir<br />

ortak yatırım şirketi kurulması hususunda<br />

prensipte anlaşılmış olup, resmi kuruluş<br />

işlemlerinin önümüzdeki günlerde tamamlanması<br />

beklenmektedir.<br />

Kuruluş sürecinde, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />

Uluslararası İşbirliği Dairesi ve Aselsan<br />

A.Ş. Pazarlama Direktörlüğü’nden temsilcilerin<br />

oluşturduğu ekip, kısa sürede Kazakistan ve<br />

Türkiye’de gerekli hukuki ve teknik hazırlıkları<br />

tamamlamanın yanı sıra; 17 Şubat 2011<br />

tarihinde, Astana’da, kurulacak tesislerde<br />

üretilmesi hedeflenen ürünlerin sergilendiği<br />

bir de sergi düzenlemiştir. Bu program<br />

kapsamında SSM Müsteşar Yardımcısı Sayın<br />

İsmail Tohumcu ve Aselsan Genel Müdürü<br />

Cengiz Ergeneman bu sistemleri Kazakistan<br />

Devlet Başkanı Nur Sultan Nazarbayev’e tek tek<br />

tanıtmışlardır.<br />

NATO PARLAMENTER ASAMBLESİ SİYASİ<br />

KOMİTE TRANSATLANTİK İLİŞKİLER ALT<br />

KOMİTESİ’NİN ZİYARETİ (15 MART 2011)<br />

Parlamenter Asamblesi Siyasi Komite Transatlantik<br />

İlişkiler Alt Komitesi tarafından 15<br />

Mart 2011 tarihin de Müsteşarlığımıza bir<br />

ziyaret gerçekleştirilmiştir. Ziyaret kapsamında<br />

söz konusu heyete Müsteşarlığımız faaliyetleri,<br />

Türk savunma sanayii imkan ve kabiliyetleri<br />

ile Türkiye’nin transatlantik işbirliği çerçevesinde<br />

yaklaşım ve politikaları hakkında bir<br />

brifing verilmiştir.


Ziyaretler<br />

SURİYE ARAP CUMHURİYETİ SAVUNMA<br />

BAKANI KORG. ALİ MUHAMMED HABİB<br />

MAHMOUD’UN ZİYARETİ (16 MART 2011)<br />

Suriye Arap Cumhuriyeti <strong>Savunma</strong> Bakanı Korg.<br />

Ali Muhammed Habib MAHMOUD ve beraberindeki<br />

heyet Sayın Müsteşarımıza bir<br />

nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı hakkında<br />

bir brifing verilmiştir.<br />

ASKERİ TEÇHİZAT KAYNAKLARINDAN<br />

SORUMLU SIRBİSTAN BAKAN YARDIMCISI<br />

ILIJA PILIPOVIC'IN ZİYARETİ (27 MART 2011)<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nın davetlisi<br />

olarak 27-29 Mart 2011 tarihleri arasında<br />

Türkiye’ye gelen Askeri Teçhizat Kaynaklarından<br />

sorumlu Sırbistan Bakan Yardımcısı Ilija<br />

PILIPOVIC ve beraberindeki heyet, ilk olarak<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nı ziyaret etmiş<br />

ve burada heyete bir brifing verilmiştir. Verilen<br />

brifingde Sırbistan heyetine Türk savunma<br />

sanayii kabiliyetleri ve firmalarımızın ürettiği<br />

özgün savunma ürünleri tanıtılmıştır.<br />

SSM ziyaretini müteakip sözkonusu heyet,<br />

MKEK, TAI, ODTÜ Teknokent ve Roketsan’ı<br />

ziyaret ederek incelemelerde bulunmuştur.<br />

Heyet 30 Mart 2011 tarihinde ülkemizden<br />

ayrılmıştır.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

65<br />

HABERLER<br />

01 Ocak 2011<br />

MİLGEM İLK SEYRİNE ÇIKTI<br />

Genelkurmay Başkanlığı, MİLGEM Projesi adı<br />

altında İstanbul Tersanesi Komutanlığında, 22<br />

Ocak 2007 tarihinde inşasına başlanan<br />

Heybeliada F-511 Korveti'nin 27 Eylül 2008<br />

tarihinde denize indirildiğini hatırlatırken, 02<br />

Kasım 2010 tarihinde ise ilk seyrine çıktığını<br />

duyurdu.<br />

Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada,<br />

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı MİLGEM<br />

Projesiyle, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk<br />

kez bir savaş gemisinin savaş sistemleri de dahil<br />

olmak üzere tüm tasarım, entegrasyon ve<br />

analiz aşamalarını tamamen milli olarak<br />

gerçekleştirildiği belirtildi. Deniz Kuvvetleri<br />

Komutanlığı, bu projeyle ASELSAN'ın da<br />

aralarında bulunduğu çok sayıda milli sanayi<br />

kuruluşu, üniversite ve bilimsel kurumu bir<br />

araya getirerek, bilgi ve tecrübe birikimiyle<br />

Türkiye'nin kendi savaş gemisinin tasarım ve<br />

üretimini yapmasını sağladı. Yapılan açıklamada,<br />

şu bilgilere yer verildi: "MİLGEM (Milli<br />

Gemi) Projesi adı altında, istanbul Tersanesi<br />

Komutanlığında 22 Ocak 2007 tarihinde<br />

inşasına başlanan HEYBELİADA (F-511) Korveti<br />

27 Eylül 2008 tarihinde denize indirilmiş, 02<br />

Kasım 2010 tarihinde ise ilk seyrine çıkmıştır.<br />

Türkiye'nin ilk milli üretim savaş gemisi olan<br />

HEYBELİADA (F-511)'nın donatım, test/tecrübe<br />

ve eğitim faaliyetlerine yoğun bir<br />

program dahilinde devam edilmektedir.<br />

Bu kapsamda; 02 Kasım 2010 tarihinden<br />

itibaren Deniz Kabul Tecrübelerine başlanılan<br />

HEYBELİADA (F-511)'nın, ana tahrik (ana<br />

makina), seyir sistemleri ve savaş sistemlerinin<br />

deniz şartlarındaki performans kontrolleri<br />

yapılmaktadır. Projenin ikinci gemisi olan<br />

BÜYÜKADA (F-512)'nın tekne inşası da<br />

İstanbul Tersanesi Komutanlığında devam<br />

etmektedir. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı<br />

tarafından HEYBELİADA (F-511 )'nın tasarım,<br />

inşa ve kullanım sürecinden elde edilecek bilgi<br />

ve tecrübeler ışığında Deniz Kuvvetlerinin<br />

ihtiyaçlarına yönelik su üstü ve su altı silah<br />

sistem ve platformlarının geliştirilmesine<br />

devam edilecektir."<br />

HERON'A KARŞI TÜRK MALI ANKA<br />

11 Ocak 2011<br />

Türkiye, İnsansız Hava Araçları teknolojisinde<br />

dünyayla yarışıyor. Tamamen yerli imkânlarla<br />

üretilen hava araçları, Türk mühendisinin<br />

gerektiğinde neler yapabildiğini gösteriyor.<br />

Yakın bir gelecekte savaş uçaklarının bile<br />

'insansız' olarak tasarlanacağı düşünülürse<br />

millî İnsansız Hava Araçlarında gelinen nokta,<br />

gurur verici. Yeni nesil İnsansız Hava Araçları,<br />

2000'li yıllara kadar sektörün önemli bir kısmını<br />

elinde bulunduran Amerika ve İsrail tarafından<br />

üretildi. Genel olarak dört kısma ayrılan bu<br />

araçlar, görevleri itibariyle birçok faaliyet için<br />

kullanılabiliyor. Taarruz, iç güvenlik, hava<br />

savunma, sinyal istihbaratı, hedef uçağı,<br />

elektronik harp, özel görevler vb... İlk kez<br />

1993'te Amerikan yapımı GNAT'larla başlayan<br />

Türkiye'nin İnsansız Hava Araçları serüveni,<br />

Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAI-TUSAŞ)<br />

tarafından geliştirilen 'UAV X-l' projesiyle o<br />

yıllarda farklı bir boyut kazandı. Türkiye, kendi<br />

hava aracını kendisi üretmek istiyordu. Bu<br />

amaçla 'Turna' ve 'Keklik' isimleriyle, vurulması<br />

için 'hedef uçak'lar üretildi. Ayrıca pilot<br />

eğitiminde kullanılması için 'Baykuş' ve


Haberler<br />

'Pelikan' isimli hava araçları da bu yıllarda<br />

yapıldı. Kıyı erozyonunu önleme çalışmalarında<br />

kullanılmak üzere üretilen 'Martı' isimli hava<br />

aracı da bu dönemde envantere katıldı. Yine<br />

90'ların sonunda 'Gözcü' adıyla üretilmiş olan<br />

ve 'Mini İnsansız Hava Aracı' denilebilecek<br />

keşif-gözetleme aracı da Türkiye semalarında<br />

görüldü. Uzmanlara göre, ülkemizde 2004<br />

yılına kadar yavaş ilerleyen İnsansız Hava Aracı<br />

çalışmaları, bu tarihte <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı'nın (SSM) İnsansız Hava Araçları<br />

alımı ve geliştirilmesi konusunda tek yetkili<br />

kuruluş olarak belirlenmesiyle hız kazandı.<br />

2004 yılında yapılan planlama doğrultusunda<br />

AR-GE ve üretim çalışmalarına hızla başlandı.<br />

'Taktik İnsansız Hava Aracı' sınıfında Kalekalıp<br />

Baykar ortaklığı tarafından 'Çaldıran' ve Vestel<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> tarafından üretilen 'Karayel'<br />

hava araçları üretilerek <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığına sunuldu. Devlet, daha üstün<br />

özellikler taşıdığı için 'Çaldıran'ın alımına karar<br />

verdi. 'Mini İnsansız Hava Aracı' sınıfında ise<br />

Baykar tarafından 'Bayraktar' adlı hava aracı<br />

geliştirildi. Vestel <strong>Savunma</strong> ise 'Bayraktar'ın<br />

karşısına 'Efe' isimli bir mini İnsansız Hava Aracı<br />

ile çıktı. Bunun yanında Baykar'ın geliştirdiği<br />

'Malazgirt' isimli 'İnsansız Helikopter Sistemi'<br />

de büyük ilgi topladı. Vestel <strong>Savunma</strong>nın aynı<br />

dönemde geliştirdiği ve 'Arı' adını verdiği bir<br />

'mikro İnsansız Hava Aracı', yapılan AR-GE<br />

çalışmalarının sonuçlan açısından sevindirici<br />

anlar yaşattı. Özel sektörün ürün geliştirmede<br />

sürdürdüğü bu tatlı rekabet, Türk <strong>Savunma</strong><br />

<strong>Sanayii</strong>'nin de önünü açtı. Artık üniversitesanayi<br />

işbirliği gerçekleşiyor, kamu kurumlarıyla<br />

özel sektör her alanda işbirliğinin yollarını<br />

arıyordu. ODTÜ de İnsansız Hava Aracı<br />

konusunda 'ben de varım' dedi ve 'Güventürk'<br />

adı verilen mini hava aracına imzasını attı.<br />

Güventürk, 16 gram ağırlığındaki kamera ile<br />

çektiği görüntüleri 10 km mesafeden merkeze<br />

aktarabilme özelliğiyle dikkat çekiyor.<br />

Uzmanlar, özellikle Bayraktar, Malazgirt ve<br />

Çaldıran adlı İnsansız Hava Araçlarının,<br />

teknolojileriyle dünyadaki rakiplerine meydan<br />

okuduğunu belirtiyor. Tamamen özgün ve millî<br />

olan bu İnsansız Hava Araçları, kilometreler<br />

içinde keşif, gözetleme, hedef tespit, teşhis<br />

ve tanıma fonksiyonlarını yerine getirebiliyor.<br />

Türkiye'nin geliştirdiği en üstün nitelikteki<br />

İnsansız Hava Aracı olan ANKA, ülkemizin bu<br />

alanda kimseye ihtiyacı olmadığını bütün<br />

dünyaya kanıtladı. Türk Havacılık ve Uzay<br />

<strong>Sanayii</strong> (TUSAŞ) tarafından yüzde yüz yerli<br />

teknoloji ile tamamlanan Anka, yakında bu<br />

toprakların semalarında görev yapmaya<br />

başlayacak. Anka, görev planına sadık kalarak<br />

bir uçuşu başından sonuna kadar kendi (yapay)<br />

zekâsıyla gerçekleştiren, bir kalkışta 24 saat<br />

havada kalabilen sisteme sahip. Üzerindeki<br />

yerli üretim kamerayla, gece veya gündüz,<br />

kilometrelerce öteden insanların ve taşıtların<br />

tespiti, tanınması ve takip edilmesi işlemlerini<br />

yapabiliyor. 24 saatte ortalama 300 kg yakıta<br />

ihtiyaç duyan bir Anka, saatte 200 km yol<br />

alabiliyor. 155 beygir gücünde dizel motoru<br />

bulunan ve elektrik şokuyla buzdan koruma<br />

sistemlerinin olduğu Anka, otomatik inişkalkış,<br />

uzaktan haberleşme sistemi ve<br />

benzersiz uçuş kontrol yazılımıyla dünyadaki<br />

birçok rakibinden üstün durumda. Anka'dan<br />

sonra, Türkiye'nin, İsrail'den alınan Heron'lara<br />

ihtiyacı kalmayacak. Çünkü bir 'Heron'un<br />

yaptığı görevlerin çoğunu ve daha fazlasını<br />

ANKA da yapabiliyor. Ülkemiz, Anka' ile ABD ve<br />

İsrail'den sonra İnsansız Hava Aracı üreten<br />

üçüncü ülke oldu.<br />

01 Şubat 2011<br />

SIEMENS VE STM, NATO'NUN EN PRESTİJLİ<br />

İŞLERİNDEN BİRİNİ ALDI<br />

Siemens Türkiye, dev savunma sanayii<br />

şirketlerini geride bırakıp en teknolojik NATO<br />

ihalesini kazandı. İhale, Türk şirketlerinin<br />

NATO'dan kazandığı en yüksek nitelikli iş olarak<br />

tanımlandı. Siemens Türkiye ve alt yüklenicisi<br />

STM (<strong>Savunma</strong> Teknolojileri Mühendislik)<br />

NATO tarafından yürütülen ihalelerdeki en<br />

prestijli ve teknolojik yönü ağır basan<br />

işlerinden birini aldı. Komuta kontrol sistem<br />

entegrasyonu yanında yazılımı da kapsayan<br />

ihale, NATO'nun komuta kontrol ve yönetim ve<br />

teknik destek faaliyetini yürüten C3 ajansı<br />

tarafından yapıldı. İhalede Siemens Türkiye-<br />

STM, Boeing-Havelsan, Lockheed Martin,<br />

Northrop gibi dev savunma şirketleriyle yarıştı.<br />

Bu projenin Türkiye tarafından üstlenilmesinin,<br />

hem proje kapsamında, hem de gelecekte<br />

başka ülkelerde de benzeri işler üstlenilmesine<br />

katkı verilmesi bekleniyor.<br />

Siemens Türkiye ve STM ortaklığı, NATO'nun<br />

hava uçuş komuta kontrol ve teknik<br />

altyapısının yönetildiği C3 ajansının, yeni<br />

dönemdeki komuta kontrol sistem entegrasyonu<br />

ve buna bağlı bazı yazılımlarının<br />

geliştirilmesi işini yapacak. DÜNYA'ya bilgi<br />

veren <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı yetkilileri,<br />

Türkiye'nin şimdiye kadar NATO'dan kazandığı<br />

en yüksek nitelikli iş olarak nitelediklerini,<br />

ihalenin gelecek dönemde benzeri ihalelerin<br />

alınması yanında, bağlı iş olarak ülkelerden de<br />

yeni üstlenimler yapmaya imkan sağlayacağını<br />

vurguladılar. İhaleye Siemens Türkiye-STM<br />

ortaklığı yanında, yine Türk şirketi ortaklı<br />

Boeing-Havelsan ortaklığının da katıldığı,<br />

bunun yanında Lockheed Martin, Northrop<br />

gibi dünyanın devlerine karşı kazanılmış<br />

olmasının önemli olduğu kaydedildi. Siemens<br />

Türkiye ve STM, NATO Hava Komuta Kontrol<br />

Bilgi Sistemi ve radar bilgi iletişim-yönetim ağı<br />

entegrasyonu gerçekleştirilecek.<br />

01 Şubat 2011<br />

SAVUNMA SANAYİ TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ<br />

AÇACAK<br />

'TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde<br />

düzenlenen "<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Teknoloji Paylaşımı<br />

Semineri"nde önemli mesajlar verildi.<br />

Sektör 1 milyar dolarlık ihracat hedefiyle,<br />

küresel savunma sanayi pazarında da ciddi bir<br />

rol alma yönünde ilerliyor.<br />

"<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Teknoloji Paylaşımı Semineri"<br />

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde<br />

(ETÜ) gerçekleştirildi. Seminer'in<br />

açılışında konuşan TOBB Yönetim Kurulu<br />

Başkan Yardımcısı Tanıl Küçük. Türkiye'nin<br />

askeri bazda en fazla harcama yapan ülkeler<br />

arasında yer aldığını ifade ederken. 'Silah<br />

alımlarını ekonomiye yük olmaktan çıkarmalıyız"<br />

dedi.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin<br />

ihtiyaçlarını yüzde 45,7 oranında karşılama<br />

başarısı gösterdiğine işaret eden Küçük,<br />

sektörün 1 milyar dolarlık ihracat hedefiyle de<br />

küresel pazarda ciddi bir rol alma yolunda<br />

ilerlediğini bildirdi.<br />

TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tanıl<br />

Küçük konuşmasında. Türkiye'nin, coğrafi,<br />

tarihi ve siyasi şartların da etkisiyle, askeri<br />

harcamaları en fazla olan ülkelerden birisi<br />

olduğuna işaret ederken şöyle konuştu: "Bu<br />

alanda gerçekleştirilen brüt harcama bazında,<br />

Ortadoğu'da dördüncü, Avrupa ülkeleri<br />

arasında beşinci sırada bulunuyoruz. Dolayısıyla<br />

silah alımlarını yurtdışına kaynak aktaran<br />

bir yapı olmaktan kurtarmak zorundayız.<br />

Ekonomiye yük değil, destek olacak hale<br />

getirmeliyiz. TOBB Türkiye <strong>Savunma</strong> Sanayi<br />

Meclisimiz, işte bu vizyonla çalışmaktadır.<br />

Kuruluşundan itibaren en aktif çalışan sektör<br />

meclislerinden olan ve başarılı çalışmalara<br />

imza atan Türkiye <strong>Savunma</strong> Sanayi Meclisimizin<br />

değerli başkanına, başkan yardımcılarına<br />

ve tüm üyelerine, bu vesileyle teşekkürlerimi<br />

sunuyorum.”<br />

Türk savunma sanayinin gösterdiği gelişmeden<br />

gurur duyduklarını anlatan Küçük, "<strong>Savunma</strong><br />

sanayimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını<br />

yüzde 45,7 oranında karşılama başarısı


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

67<br />

göstermiştir. 2002'de bu oran yüzde 25<br />

mertebesindeydi. <strong>Savunma</strong> sanayi ihracatımız,<br />

2002'de sadece 248 milyon dolar iken,<br />

2009'da 832 milyon dolara çıkmıştır. 1 milyar<br />

dolarlık ihracat hedefiyle de, küresel savunma<br />

sanayi pazarında da ciddi bir rol alma yönünde<br />

ilerlemektedir. 2009 yılı verilerine göre 250'ye<br />

yakın şirketimizin faaliyet gösterdiği, 2,3 milyar<br />

dolar ciroya ulaşan, havacılık ve uzay<br />

alanındaki üretimle birlikte 2,8 milyar dolar<br />

seviyesine çıkan savunma sanayimizin<br />

üretiminin, 2010 yılı sonu itibariyle 3 milyar<br />

dolara ulaşması da dikkat çekicidir" ifadesini<br />

kullandı.<br />

<strong>Savunma</strong> sanayii, Ar-Ge ve inovasyona en<br />

fazla kaynak ayıran sektörlerden birisi<br />

<strong>Savunma</strong> sanayinin, Ar-Ge ve inovasyon<br />

çalışmalarına en fazla sermaye ve emek ayıran<br />

sektörler arasında bulunduğuna dikkat çeken<br />

Tanıl Küçük, savunma sanayininin teknoloji<br />

temelli bir alanda faaliyet gösterdiğinin altını<br />

çizdi.<br />

TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />

Küçük sözlerine şöyle devam etti:<br />

"<strong>Savunma</strong> sanayi firmalarımız, kendi öz<br />

kaynakları ve kamunun sağladığı kaynaklarla,<br />

2009 yılında 506 milyon dolarlık araştırma ve<br />

geliştirme faaliyetinde bulunmuştur. İftiharla<br />

ve memnuniyetle ifade ettiğimiz bu başarı,<br />

savunma sanayi alanında faaliyet yapan<br />

firmalarımızın ve bu firmalarımıza destek<br />

veren kamu kuruluşlarının değerli temsilcilerine,<br />

başka bir ifadeyle sizlere ve hepimize<br />

aittir. Böyle başarılı mensupları olan bir<br />

sektörümüzün çalışmalarına, Türk özel<br />

sektörünün asli temsil mekanizması olan<br />

TOBB, destek ve katkıda bulunmaya devam<br />

edecektir. Türk sanayisinde gerçekleştirmeyi<br />

hedeflediğimiz yapısal değişimin, yani yüksek<br />

katma değerli ihracat ve yüksek teknoloji<br />

ürünlerinden oluşan üretim deseni hedefinin<br />

net bir yansımasını, burada görüyoruz."<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad Bayar<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sayın Murad Bayar<br />

da konuşmasında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığının<br />

(SSM) görevleri ve çalışmalarıyla ilgili<br />

bilgi verdi. SSM'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin<br />

(TSK) modernizasyonu ve savunma sanayisinin<br />

geliştirilmesi görevlerini üstlendiğini belirten<br />

Bayar, bazen bu iki görevin çakıştığını kaydetti.<br />

İhtiyacın acilen karşılanması gereken durumlarda<br />

yurt dışından alım yapıldığını, bu<br />

durumda yerli sanayinin gelişimi için adım<br />

atılamamış olduğunu anlatan Bayar, bazen ise<br />

ihtiyacı yerli sanayinin karşılaması için<br />

çalışmalar yapıldığını ve ihtiyacın karşılanma-<br />

sının zaman aldığını ifade etti. Bu dengenin<br />

kurulmasının yerli sanayinin yeteneğine bağlı<br />

olduğunu dile getiren Bayar, yerli sanayinin<br />

gelişimi konusunda TSK'nın anlayış gösterdiğini<br />

ve bu sayede savunma sanayinin geliştiğini<br />

kaydetti.<br />

İhtiyaç mümkün olduğunda yerli sanayiden<br />

karşılanıyor<br />

Kamuoyunda savunma sanayisine çok para<br />

harcandığına yönelik eleştiriler bulunduğunu<br />

ifade eden Bayar, Türkiye'de teknoloji yatırımı<br />

yapan tek kamu sektörünün kendileri olmadığını,<br />

sağlık, enerji gibi birçok kamu sektörünün<br />

de teknoloji yatırımları yaptığını belirtti. Bayar,<br />

yetkililer tarafından, ilaç harcamalarına bu<br />

sene 10 milyar lira harcandığının açıklandığını,<br />

savunma sanayisine ise 3 milyar dolar<br />

harcandığını bildirdi. SSM olarak, bu ihtiyacın<br />

mümkün olduğunca yerli sanayi tarafından<br />

karşılanması için çalışmalar yaptıklarını anlatan<br />

Bayar, "Bu konuda sanayiyi geliştirmek zorlu ve<br />

riskli bir yol, sonuçta başarısızlıkta olabiliyor.<br />

Risk alıp bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz"<br />

dedi. Öte yandan konuşmaların ardından TOBB<br />

ETÜ'de, savunma sanayi sektöründe yer alan<br />

35 firma ürünlerinin yer aldığı sergi açıldı.<br />

03 Şubat 2011<br />

MİLGEM MEYVELERİNİ VERMEYE BAŞLADI<br />

200 Milyon € Türkiye’de Kaldı<br />

Dearsan Tersanesi'nde Deniz Kuvvetleri<br />

Komutanlığı için 16 yeni tip karakol gemisinin<br />

inşasında yerli sanayinin katkısı yüzde 69.400<br />

milyon Euro'yu bulan projede Türkiye'de kalan<br />

tutar 200 milyon Euro.<br />

Geçen hafta düzenlenen SMM İstanbul Gemi<br />

İnşa İhtisas Fuarı süresince çeşitli paneller<br />

düzenlendi, ilk oturum 'Askeri Gemi Yapımı'<br />

üzerineydi. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />

Deniz Araçları Daire Başkanı Sayın Serdar<br />

Demirel ve Dearsan Tersanesi Askeri Projeler<br />

Koordinatörü Taner Akkaya, Türk tersanelerinde<br />

devam eden projeler ile ilgili bilgi verdi.<br />

Akkaya, Dearsan Tersanesi ve karakol botlarının<br />

yapımı ile ilgili detayları katılımcılarla<br />

paylaştı. Römorkör, tedarik gemileri ve<br />

kimyasal tanker inşaatının yanı sıra askeri<br />

gemiler de inşa eden Dearsan, şu anda Türk<br />

Deniz Kuvvetleri için 16 adet karakol gemisi<br />

inşa ediyor. Şu ana kadar inşa edilen bütün<br />

ürünlerin Avrupa'ya ihraç edildiğini söyleyen<br />

Taner Akkaya, son iki römorkörün ise ABD'ye<br />

ihraç edildiğini kaydetti.<br />

Baki Gökbayrak'ın başkanlığında faaliyet<br />

gösteren Dearsan Tersanesi, 2007 yılında Türk<br />

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için 16 yeni tip<br />

karakol botunun inşa ihalesini kazanmıştı.<br />

Gemilerin toplam bedelinin 400 milyon Euro<br />

olacağı açıklanmıştı. 2008 yılında işçi güvenliği<br />

ve tersanenin modernizasyonu için 1.5 milyon<br />

dolar yatırım yapan Dearsan, yapılan iki büyük<br />

holün birinde 110 metreye kadar bir gemiyi<br />

kapalı alanda inşa edebilme imkanına sahip.<br />

Akkaya, MİLGEM projesindeki bir gemiyi de bu<br />

holde rahatlıkla yapabileceklerini kaydetti. İlk<br />

karakol gemisini geçen yıl DKKya teslim<br />

ettiklerini ve iki büyük holde 5 karakol gemisinin<br />

inşasının devam ettiğini söyleyen Akkaya,<br />

2015 yılına kadar bütün gemilerin DKK'ya<br />

teslim edileceğini açıkladı. Tuzla'da kurulu<br />

Dearsan Tersanesi'nin 12.000 dwt'ye kadar<br />

gemileri inşa etme kapasitesine sahip olduğunu<br />

ifade eden Akkaya "Tersanede aynı anda<br />

askeri amaçlı 8 geminin yanı sıra 3 römorkör ve<br />

bir tanker inşası devam ediyor" dedi.<br />

6 milyar dolarlık pazar var<br />

İnşa ettikleri karakol botlarının ana savaş<br />

gemilerine destek verme kabiliyetlerine sahip<br />

olduğunu söyleyen Akkaya, artan korsanlık,<br />

kaçakçılık ve deniz kirliliği olaylarının bu tür<br />

gemilere talebi arttırdığını kaydetti. Dünya<br />

üzerinde 10 yıl içinde yaklaşık 6 milyar dolarlık<br />

karakol botu pazarı oluşacağının konuşulduğunu<br />

ifade eden Akkaya, dünyada bunları<br />

dizayn edip üretebilen 22 ülke olduğuna ve<br />

Türk tersanelerinin bu pazarda büyük rol<br />

onayabileceğine dikkat çekti.<br />

Türkiye'de kalan 200 milyon Euro<br />

Yerli sanayii desteklemek adına MİLGEM<br />

projesini hayata geçirenlere teşekkür eden<br />

Akkaya, 16 karakol gemisinin oluşturduğu<br />

projede % 69 yerli sanayi kullanıldığını<br />

belirterek "Böylelikle 200 milyon Euro<br />

Türkiye'de kalmıştır" dedi. Tersanenin askeri<br />

projelerde çok fazla kazanmadığını ancak bu<br />

projeler sayesinde Tuzla'da binlerce kişinin<br />

ekmek yediğini dile getiren Akkaya, "bizim<br />

fotokopileri çeken çocuk ilk başlarda dosyaları<br />

motosiklet ile getiriyordu şimdi ise dosyalan<br />

üstü açık bir araba ile getiriyor" diye konuştu.<br />

06 Şubat 2011<br />

TEKNOPARK İHALEYE ÇIKMADAN KAPASİTEYİ<br />

DÖRDE KATLADI<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı (SSM), İstanbul<br />

Ticaret Odası (İTO), Havaalanı İşletme ve<br />

Havacılık Endüstrileri A.Ş. (HEAŞ), <strong>Savunma</strong><br />

Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. (STM)<br />

ile İstanbul Ticaret Üniversitesi ortaklığıyla<br />

kurulacak olan Teknopark İstanbul'a, teknoloji


Haberler<br />

alanında faaliyet gösteren yerli ve yabancı<br />

şirketlerden büyük ilgi olduğu bildirildi. Sabiha<br />

Gökçen Uluslararası Havaalanı bitişiğinde<br />

yaklaşık 250 hektarlık alan üzerine kurulmakta<br />

olan Teknopark İstanbul'da, binin üzerinde<br />

firma faaliyet gösterecek. İTO Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Murat Yalçıntaş, şu anda projelerin<br />

tamamlanmak üzere olduğunu, projelerin<br />

tamamlanmasıyla ihaleye çıkacaklarını bildirdi.<br />

Yalçıntaş, "İlk bina olduğu için kısıtlı sayıda<br />

yerimiz var. Beklentimizin ve kapasitemizin çok<br />

üzerinde bir taleple karşılaştık. Kapasitemizin 4<br />

katı bir taleple karşılaştık ki ciddi anlamda bir<br />

duyuru da yapmamıştık. Sadece kendi WEB<br />

sitemizde duyuru yapmıştık" diye konuştu.<br />

13 Şubat 2011<br />

SAVUNMA FUARINDA İLK KEZ YERLİ ÜRETİM<br />

SAVAŞ GEMİLERİ SERGİLENECEK<br />

IDEF <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Fuarında sergilenecek<br />

olan Heybeliada Korveti, 2008'de denize<br />

indirilmişti. Cumhuriyet tarihinde ilk kez<br />

üretilen yerli savaş gemileri İDEF 2011-10.<br />

Uluslararası <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Fuarı'nda sergilenecek.<br />

Bugüne kadar gerçekleştirilen İDEF<br />

savunma fuarlarında tank, top, helikopter,<br />

uçak gibi kara ve hava platformlarına yer<br />

veriliyordu. Fuarda böylece bu sene ilk kez<br />

deniz araçlarına da yer verilmiş olacak. TÜYAP<br />

Fuarcılık tarafından düzenlenen İDEF 2011, 10-<br />

13 Mayıs 2011 tarihleri arasında İstanbul'da<br />

gerçekleştirilecek. Fuarın geçmiş yıllarda<br />

Ankara'da yapılması sebebiyle, sektör olarak<br />

denizle ilgili araç ve ürünlere yeterince yer<br />

verilemiyordu. Fuar Ankara'dan taşınarak<br />

2009'da İstanbul'da düzenlendi. Fuara en yakın<br />

yerin Büyükçekmece sahilleri olması sebebiyle<br />

deniz platformlarının bu bölgede sergilenmesi<br />

planlanıyor. Bu yılki fuarda Milgem (Milli Gemi)<br />

Projesi çerçevesinde İstanbul Tersanesi<br />

Komutanlığı'nca 3 yılda tamamlanan ve Türk<br />

savunma sanayii açısından bir ilk olan<br />

Heybeliada Korveti ile Sahil Güvenlik<br />

Komutanlığı için inşa edilen Sahil Güvenlik<br />

arama ve kurtarma gemilerinden 'TCGS Dost'<br />

ve 'TCSG Güven'in misafirlerin ilgisine<br />

sunulması bekleniyor. Büyükçekmece'ye demir<br />

atacak gemileri, fuara gelen yerli ve yabancı<br />

heyetler gezme fırsatı bulacak. RMK Marine<br />

tarafından inşa edilen 'TCGS Dost'un ilk seyir<br />

testi geçen ay yapıldı. Türk mühendisleri<br />

tarafından üretilen geminin, bu yılın Eylül<br />

ayında Sahil Güvenlik Komutanlığına teslim<br />

edilmesi bekleniyor. Türkiye'nin ilk milli üretim<br />

savaş gemisi olan Heybeliada (F-511) Korveti<br />

ise geçen yıl kasım ayında ilk seyrine çıkmıştı.<br />

Milgem Projesiyle, Cumhuriyet tarihinde ilk kez<br />

bir savaş gemisinin savaş sistemleri de dahil<br />

olmak üzere tüm tasarım, entegrasyon ve<br />

analiz aşamaları tamamen milli olarak<br />

gerçekleştirildi. İlk Türk muharebe platformu<br />

tasarımı olarak tarihe geçen Heybeliada<br />

Korveti, Türk denizcilik sanayii açısından bir ilk<br />

olarak görülüyor. Korvetin inşasına, İstanbul<br />

Tersanesi Komutanlığında 2007'de başlandı ve<br />

27 Eylül 2008'de denize indirildi. Projenin ikinci<br />

gemisi olan Büyükada'nın (F-512) tekne inşası<br />

da İstanbul Tersanesi Komutanlığında devam<br />

ediyor.<br />

SABİHA GÖKÇEN İLK KİRAYI ÖDEDİ<br />

76.514.851,00 EURO.<br />

Yap-işlet-devret modeli ile yapılan Sabiha<br />

Gökçen Havalimanı'nın ilk kirası Milli <strong>Savunma</strong><br />

Bakanı Sayın Vecdi Gönül'e ödendi. Bakan<br />

Gönül, 76 milyon 514 bin 851 Euro'luk<br />

sembolik çeki ISG Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Nihat Özdemir'in elinden aldı. Sabiha Gökçen<br />

Uluslararası Havalimanı'nın içinde bulunan<br />

Airport Otel'de düzenlenen törene Bakan<br />

Gönül'ün yanı sıra Nihat Özdemir ve bazı<br />

yabancı ortaklar katıldı. Gönül, 2002 yılına<br />

kadar masraf kapısı olarak nitelendirilen<br />

Sabiha Gökçen Havalimanı'nın, hükümetin<br />

yürüttüğü politikalar sonucunda kazanç kapısı<br />

haline geldiğini söyledi. YİD modeli çerçevesinde<br />

ortak girişim grubu tarafından<br />

sözleşme kapsamında iş artışlarıyla birlikte 2<br />

milyar 175 milyon Euro tutarındaki kullanım<br />

bedelinin, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Destekleme<br />

Fonu'na aktarılacağını bildiren Gönül, "20 yıl<br />

boyunca taksitler halinde ödenecek bu bedel,<br />

Türk savunma sanayiinin gelişimi için<br />

kullanılacaktır." dedi. Nihat Özdemir ise,<br />

"Sabiha Gökçen'in hızlı büyümesine katkıda<br />

bulunan yıllık yolcu kapasitesini 25 milyona<br />

çıkaran terminal binası ve eklerini 18 ay gibi<br />

kısa bir sürede tamamladık. Toplam 76 milyon<br />

514 bin 851 Euro tutanndaki ilk kira bedelinin<br />

sembolik olarak ödenmesini <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığına sunmaktan mutluluk duyuyoruz."<br />

şeklinde konuştu.<br />

HEDEF 2 MİLYAR DOLAR İHRACAT<br />

17 Şubat 2011<br />

18 Şubat 2011<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı 2016 yılına<br />

kadar ihracatını yıllık 2 milyar dolara çıkarmayı<br />

hedefliyor. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığında<br />

(SSM) sektörle ilgili basını bilgilendirme<br />

toplantısı düzenlendi. SSM Müsteşarı Sayın<br />

Murad Bayar, toplantının açılışında yaptığı<br />

konuşmada, amaçlarının sektör hakkında<br />

gazetecilere sistematik bilgi vermek ve<br />

sektörde faaliyet gösteren firmaların yetenekleri<br />

ve projeleri konusunda bir çerçeve<br />

sunmak olduğunu söyledi. Bu amaçla ilk olarak<br />

TAI tesislerinin gezdirileceğini ve bu kurumla<br />

ilgili bilgiler verileceğini anlatan Bayar, daha<br />

sonra bu toplantıları periyodik aralıklarla<br />

sürdürmeyi amaçladıklarını ifade etti. Bayar,<br />

bir soru üzerine genel maksat helikopter<br />

projesiyle ilgili görüşmelerin sürdüğünü, bu<br />

ayın sonuna kadar karar vermeleri halinde İcra<br />

Kurulu toplantısının yapılabileceğini belirtti.<br />

Daha sonra SSM Uluslararası İşbirliği Daire<br />

Başkanı Sayın Lütfi Varoğlu, SSM'nin teşkilat<br />

yapısı ve projeleriyle ilgili bilgi verdi. Türk Silahlı<br />

Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının yurt içinde karşılanma<br />

oranının 2010 yılında yüzde 47,5<br />

olduğunu ifade eden Varoğlu, bu yılın sonunda<br />

bu rakamı yüzde 50'ye çıkarmayı hedeflediklerini<br />

söyledi. <strong>Savunma</strong> Sanayi ihracat hedefine<br />

ilişkin bilgi veren Varoğlu, "<strong>Savunma</strong> Sanayi<br />

2011 yılında 1 milyar dolar, 2016 yılına kadar da<br />

yıllık 2 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyor"<br />

dedi. <strong>Savunma</strong> Sanayi İhracatçılar Birliği adı<br />

altında bir organizasyon oluşturduklarını,<br />

birkaç ay içinde bu konuyla ilgili bürokratik<br />

işlemlerin tamamlanacağını belirten Varoğlu,<br />

yurt dışında da savunma sanayi büroları<br />

açmayı planladıklarını, bununla ilgili olarak<br />

Katar, Malezya, Belçika ve Endonezya'da<br />

çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti. Suudi<br />

Arabistan'daki <strong>Savunma</strong> Sanayi bürosunun 2<br />

Mart'ta açılışının yapılacağını ifade eden<br />

Varoğlu, Kazakistan'da da ASELSAN aracılığıyla<br />

ortak yatırım şirketi kurmak için görüşmelerin<br />

devam ettiğini kaydetti<br />

23 Şubat 2011<br />

MALEZYA ORDUSUNA 600 MİLYON DOLARA<br />

257 'PARS' ÜRETECEK<br />

TÜRKİYE'nin savunma sanayiinde bugüne<br />

kadarki en büyük ihracat sözleşmesi, Milli<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanı Sayın Vecdi Gönül ile Malezya<br />

<strong>Savunma</strong> Bakanı Ahmed Zahid Hamidi'nin<br />

katıldığı törenle imzalandı. Anlaşma ile FNSS,<br />

Malezya Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyacını<br />

karşılamak üzere 8x8 Tekerlekli Zırhlı<br />

Muharebe Aracının tasarım, geliştirme, üretim<br />

ve lojistik desteğini sağlayacak. Malezya Silahlı<br />

Kuvvetleri için 12 değişik konfigürasyonda 257<br />

adet 8x8 Tekerlekli Zırhlı Muharebe Aracının<br />

geliştirme ve üretimini kapsayan projeye ilişkin<br />

sözleşme bedeli yaklaşık 600 milyon doları<br />

bulacak. FNNS <strong>Savunma</strong> Sistemleri A.Ş. Genel


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

69<br />

Müdürü Nail Kurt, "Bu araçlara, Anadolu'da<br />

gücü temsil ettiği için Pars adını verdik. Pars<br />

araç ailesi 4x4,6x6 ve 8x8 olarak üretilebildi"<br />

dedi.<br />

Montaj Malezya'da<br />

FNSS'nin PARS 8x8 Tekerlekli Zırhlı Aracı baz<br />

alınarak geliştirilecek araçlar, FNSS ve DEFTECH<br />

mühendislerince Malezya Silahlı Kuvvetleri<br />

ihtiyaçları gözönüne alınarak yeniden<br />

tasarlanarak Malezya'da üretilecek. FNSS ve<br />

DEFTECH firmaları daha önce Malezya Silahlı<br />

Kuvvetlerine 211 adet paletli Zırhlı Muharebe<br />

Aracı (Malezya'da ADNAN adıyla biliniyor) ve 8<br />

adet 120mm Havan Taşıyıcı araç üreterek<br />

teslim etmişti. 8x8 Tekerlekli Zırhlı Muharebe<br />

Aracı sözleşmesini FNSS adına Genel Müdür<br />

Nail Kurt, DEFTECH adına ise CEO Abdul Harith<br />

Abdullah imzaladı. Araçların parçalarının<br />

Türkiye'de hazırlanacağını, montajının ise<br />

Malezya'da yapılacağını ifade eden Kurt şöyle<br />

konuştu: "Sözleşme kapsamında araçlar<br />

Malezya'ya özel tasarlanacak. Malezya'nın<br />

seçtiği alt sistemlerin entegrasyon işlemlerini<br />

de biz yapacağız. Pars 8x8 tekerlekli araçlar<br />

Malezya'ya göre uyarlanacak. Bu araçlar<br />

değişik görevler için 12 farklı konfigürasyonda<br />

üretilecek. Lojistik desteği vereceğiz ve<br />

teknoloji transferi yapılacak. Bu ihracat hacim<br />

olarak çok önemli. Teknik olarak önemi de daha<br />

çok. Çünkü daha önce biz ZMA teknolojisi<br />

ihracatı yaptık ama ABD'den aldığımız ZMA'ları<br />

satmıştık Malezya'ya. Şimdi ilk defa Türkiye'de<br />

geliştirilen bir sistem, daha Türkiye bile satın<br />

almadan Malezya tarafından alınıyor."<br />

Üç anlaşma daha<br />

Bu arada, Malezya ile MİKES firması, Türk<br />

Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> A.Ş. (TUSAŞ) ve GATE<br />

Elektronik firması da savunma alanında işbirliği<br />

anlaşmaları imzaladı.<br />

MİKES firması, Malezya'nın savaş uçakları,<br />

nakliye uçakları ve helikopter platformlarının<br />

elektronik harp sistemleri modernizasyonunu<br />

gerçekleştirecek.<br />

TUSAŞ ise Malezyalı havacılık ve savunma<br />

sanayii firması National Aerospace and<br />

Defense Industries (NADI) firması ile hava<br />

araçlarının modernizasyonu, modifikasyonu ve<br />

sistem entegrasyonu konularında işbirliği<br />

yapacak.<br />

GATE Elektronik firması da Malezyalı savunma<br />

sanayi firması Global Globe ile kara ve deniz<br />

platformları için elektronik harp ve insansız<br />

araç sistemleri üretecek.<br />

SSM, SAVUNMA SEKTÖRÜNÜN KAPILARINI<br />

AÇIYOR<br />

SSM Model Olarak Gösteriliyor<br />

01 Mart 2011<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı (SSM), Türk<br />

basınının, SSM'nin faaliyetleri ve savunma<br />

sanayimiz hakkında daha sistematik bilgi sahibi<br />

olabilmesi amacıyla yeni bir program başlattı.<br />

İlk durağı SSM olan program kapsamında,<br />

düzenlenecek tesis gezileriyle, basın mensuplarının,<br />

firmaların kabiliyetleri, yürütülen<br />

projeler ve imzalanan anlaşmalar hakkında<br />

daha detaylı bilgi sahibi olması hedefleniyor.<br />

Sektör firmalarına yapılacak ilk gezinin, Türk<br />

Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> A.Ş. (TUSAŞ)'a<br />

düzenlendiği programın ilerleyen süreçlerinde<br />

ise sadece Ankara ile sınırlı kalınmaması,<br />

İstanbul ve Eskişehir'deki çeşitli tesis ve<br />

firmalara da ziyaretler gerçekleştirilmesi<br />

planlanıyor.<br />

Program, çok sayıda basın mensubunun<br />

SSM"de hazır bulunduğu, 17 Şubat sabahı,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sayın Murad<br />

Bayar'ın açılış konuşmasıyla başladı. Bayar,<br />

konuşmasına, SSM'nin projelerinin toplumla<br />

paylaşılması açısından basının çok büyük bir<br />

katkısı olduğunu söyleyerek başladı. Basını bu<br />

açıdan, "çok önemli paydaşlar" olarak tanımlayan<br />

Bayar'ın, kurum olarak bu programlar ile<br />

ne amaçladıklarını dile getirdiği kısa konuşmasının<br />

ardından, SSM Uluslararası İşbirliği<br />

Daire Başkanı Sayın Lütfi Varoğlu da SSM'nin<br />

yapılanması, faaliyetleri ve hedeflerini içeren<br />

genel bir sunum yaptı ve basın mensuplarının<br />

sorularını yanıtladı. Sunumunda, SSM'nin yeni<br />

yapılanmasına da değinen Varoğlu, projelerin<br />

yürütüldüğü daire başkanlıklarının yeni<br />

durumu hakkında da bilgi verdi. Elektronik<br />

Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığının<br />

Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS)<br />

Daire Başkanlığına bağlandığını; Hava Araçları<br />

Daire Başkanlığının ise Uçak ve Helikopter<br />

Daire Başkanlığı olarak iki daire başkanlığına<br />

bölündüğünü söyleyen Varoğlu, İHA'ların ise<br />

uçak biriminin altında yer aldığını belirtti.<br />

Projelerdeki gelişmelere bağlı olarak yeni<br />

düzenlemelerin de yapılacağını aktaran<br />

Varoğlu, SSM'nin bu konuda esnek bir yapıya<br />

sahip olduğunu vurguladı. Varoğlu ayrıca,<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Destekleme Fonu finansmanları<br />

sayesinde, kurum olarak sahip<br />

oldukları esnekliğin bütçeler açısından da<br />

sürdüğünü söyledi.<br />

Varoğlu, hemen hemen her gelişmiş ülkede,<br />

savunma sanayisi politikalarını belirleyen,<br />

tedarik yapan ve bunlara finansman sağlayan<br />

SSM benzeri bir kurumun bulunduğunu<br />

söyledi. Varoğlu, Ar-Ge ve teknoloji<br />

yönetiminin yanı sıra sanayi katılımı ve offseti<br />

planlayan ve bunların hem kalite hem de sanayi<br />

güvenliğini kontrol ederek değerlendirmeler<br />

yapan bu kurumların görevleri arasında,<br />

savunma sanayisiyle iş birliği ve ihracatın da<br />

bulunduğunu anlattı. Son donemde yurt<br />

dışında yapılan sunumlarda, SSM'nin çalışma<br />

yapısı ve SSM'nin görev çerçevesini oluşturan<br />

yasa ile ilgili olarak olumlu tepkiler aldıklarına<br />

da dikkat çeken Varoğlu, özellikle Körfez<br />

ülkeleri için SSM'nin bir model olarak<br />

düşünüldüğünü de sözlerine ekledi.<br />

Zaman En Önemli Faktörlerden<br />

SSM'nin tedarik süreçleri hakkında da bilgi<br />

veren Varoğlu, uzun vadede, hem yatırım<br />

yapılması gereken alanların belirlenmesi hem<br />

de yatırım yapılan alanlardan teknoloji<br />

kazanabilmek için sektörün sahip olduğunu<br />

altyapı ve imkânların bilinmesinin şart olduğu<br />

söylerken, zaman faktörünün buradaki en<br />

önemli belirleyici unsur olduğunun altını çizdi.<br />

En başta zaman ve ardından sahip olunan<br />

bütçe doğrultusunda, hedeflenilen teknolojiyi<br />

kazanmanın olabilirliğinin değerlendirilmesinin<br />

en önemli hususu oluşturduğunu<br />

söyleyen Varoğlu, "Eğer bu sorunun yanıtı<br />

olumlu ise ve ürün geliştirmeye değer bir<br />

ürünse ürün geliştirme bizim için birinci öncelik<br />

oluyor" dedi. Ayrıca, tedarik makamı olarak,<br />

ürünün geliştirilip teslim edilmesi ile görevlerinin<br />

tamamlanmış olmadığına da dikkat<br />

çeken Varoğlu, "Ürünleri, sektörün sürekliliğini<br />

sağlayacak şekilde kullanabilmek, pazara<br />

çıkartabilmek ve başka bir ülkeye satılabilir<br />

hale getirmek de ayrı bir konu" dedi.<br />

Uluslararası Konsorsiyumlar ve İş Birlikleri<br />

Artıyor<br />

Gerek ekonomik sıkıntılar gerekse bir ülkenin<br />

tek başına geliştirdiği sistemlerin ihracatının<br />

zor olması gibi birtakım nedenlerden ötürü,<br />

ABD'nin ve pek çok ülkenin, tek başına ürün<br />

geliştirmekten giderek uzaklaştığına da<br />

değinen Varoğlu, son zamanlarda giderek<br />

uluslararası konsorsiyumlar ve iş birliklerinin<br />

arttığına da dikkat çekti. <strong>Savunma</strong> sanayisinde,<br />

bu dönüşümün özellikle ABD'nin teknoloji<br />

paylaşımına sınırlama getirmesi ve hatta<br />

durdurmasının ardından, özellikle Avrupa’da<br />

başlayan sürecin diğer coğrafyalara da<br />

yayıldığını belirten Varoğlu, "Artık herkes bir<br />

ortak arıyor. Ancak bu sadece finansman<br />

paylaşımı için değil, teknolojiyi de beraber<br />

paylaşmayı göze almakla ilgili" dedi. Varoğlu,<br />

ortaklıkla ilgili tüm ihtimallerin değerlendirilmeye<br />

alınmasının ardından da en son tercih


Haberler<br />

olarak doğrudan tedarik modellerine başvurduklarını<br />

belirtti. Avrupa savunma pazarının<br />

birleştirildiği, radar ve gemi projeleri gibi pek<br />

çok ortak projenin yürütüldüğü OCCAR (The<br />

Organisation for Joint Armament Cooperation)<br />

da değinen Varoğlu, OCCAR üyeliği ile ilgili<br />

sürecin devam ettiğini ve Türkiye'nin üyeliğinin<br />

kabul edilmesi halinde bu kuruluş aracılığıyla<br />

pek cok projeye ortak olmak için fırsat elde<br />

edileceğini söyledi. Günümüzde, proje<br />

ortaklığı yaklaşımının, özellikle Kuzey Afrika,<br />

Kafkasya ve Körfez ülkeleri arasında çok cazip<br />

bir model haline geldiğini de söyleyen Varoğlu,<br />

ANKA projesi ve benzeri çalışmaların, ABD'nin<br />

JSF'de yaptığı gibi, ortaklık talebi toplayabileceğine<br />

dikkat çekti. Varoğlu, böyle bir<br />

ortaklıkla elde edilecek avantajın, özellikle satış<br />

garantisi açısından kendisini gösterdiğini<br />

söyledi.<br />

<strong>Savunma</strong> İhracatında Devlet Desteği Önemli<br />

SSM'nin sürdürdüğü diğer faaliyetlerle ilgili<br />

olarak, "Tanıtım faaliyetlerimiz var, uluslararası<br />

fuarlara katılıyoruz. İhraç edebileceğimiz<br />

ürünler arttıkça, oradaki ihaleleri takip<br />

edebilecek hale gelmek ve Türkiye'deki<br />

firmaları o ülkelerle irtibatlandıracak ofislerin<br />

olması gerekiyor" diyen Varoğlu, savunma<br />

sektöründe iş yapılacak ülkelerin, devlet<br />

kademesinde bir muhatap görmek istediğine<br />

dikkat çekti ve devletin destek verdiği,<br />

arkasında durduğu ürün ve firmalarla çalışmaya<br />

daha sıcak bakıldığını belirtti. Bu<br />

anlamda, ABD ve Türkiye arasındaki projeleri<br />

takıp etmek ve ABD pazarına yönelik<br />

şirketlerimize bilgi aktarabilmek adına kurulan<br />

Washington'daki SSM ofisinin, Ekim ayından<br />

beri çalıştığına da değinen Varoğlu,<br />

Kazakistan'daki, yüzde 50'si Kazakistan<br />

Engineering firmasına, yüzde 49’u ASELSAN'a<br />

ve yüzde 1’i SSM'ye ait ortak yatırım şirketinin<br />

kuruluş çalışmalarından da bahsetti. Varoğlu,<br />

SSM'nin Kazakistan'da kurulan ortak yatırım<br />

şirketindeki varlığının nedeninin, sadece<br />

ASELSAN'ın ürünlerini ihraç etmek değil diğer<br />

şirketlerin ihracatlarında da yardımcı olmak<br />

olduğunu belirtti ve ortak yatırım şirketi modelini<br />

de ilk defa burada denediklerini söyledi.<br />

Geleceğe Yatırım Yapmak Gerekiyor<br />

"Geleceğe yatırım yapmak gerekiyor, para<br />

ayıracaksınız, proje hazırlayacaksınız, Ar-Ge<br />

yapacaksınız ve tüm bu yatırımları son güne<br />

bırakmayacaksınız ki eksiklerinizi önceden<br />

giderebilesiniz" diyen Varoğlu, SSM'nin, İleri<br />

Teknoloji Parkı (İTEP) gibi girişimlerine de<br />

değindi. SSM'nin 2016ya doğru sektör<br />

ihracatının 2 milyar dolara çıkartılması hedefi<br />

bulunduğunu söyleyen Varoğlu, özellikle<br />

teknoloji yoğun, liderlik yapabilecek teknolojilere<br />

eğilmeyi planladıklarını da belirtti.<br />

Varoğlu ihracat kredisi konusuna da değindiği<br />

konuşmasında, "Eğer Eximbank'ın kuruluş<br />

yasasında, savunma ürünlerinin kredili satışlarına<br />

izin verilseydi, muhtemelen biz en yoğun<br />

kullanıcı olurduk" dedi ve hem askeri alanda<br />

hem de sivilde kullanılabilen ürünler için kredi<br />

çıkartmaya başladıklarını sözlerine ekledi.<br />

TSK'nın ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin<br />

süreçler hakkında da basının bilgilendirildiği<br />

toplantının ardından TUSAŞ tesislerine doğru<br />

hareket edildi.<br />

IDEX'İN PARLAYAN YILDIZI: TÜRKİYE<br />

01 Mart 2011<br />

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)'nin başkenti Abu<br />

Dhabi'de, 20-24 Şubat arasında, 10'uncusu icra<br />

edilen IDEX 2011 fuarı, gerek katılımcıların<br />

sayısal çokluğu gerekse sergilenen ürün ve<br />

sistemlerin zenginliği açısından çok başarılı bir<br />

etkinlik olarak geride bırakıldı. Sayın Devlet<br />

Başkanı Şeyh Khalifa bin Zayed al Nahyan'ın<br />

himayesinde, Abu Dhabi National Exhibition<br />

Company (ADNEC) tarafından, BAE Silahlı<br />

Kuvvetleri iş birliğiyle organize edilen IDEX,<br />

rekor seviyede bir katılıma da sahne oldu. IDEX,<br />

eş zamanlı icra edilen, denizcilik fuarı NAVDEX<br />

ile birlikte, 52 ülkeden 1060 katılımcı firma ile<br />

60.000 ziyaretçinin yanı sıra 100'den fazla<br />

resmi heyeti de ağırladı.<br />

Yeni Zelanda. Avustralya ve BAE askeri<br />

bandolarının çaldığı marşlar eşliğinde icra<br />

edilen bir resmi geçitle başlayan fuarın açılış<br />

töreni, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi. yine<br />

oldukça gösterişliydi...<br />

Hava ve deniz sistemlerinin yanında genel<br />

olarak kara sistemlerinin öne çıktığı IDEX ile eş<br />

zamanlı olarak düzenlenen ve sadece deniz<br />

sistemlerine odaklanan NAVDEX fuarına da<br />

kısaca değinmekte yarar var. 80 civarında<br />

katılımcısı olan NAVDEX, gerek katılımcı sayısı<br />

gerekse ziyaretçi sayısı açısından IDEX'in<br />

gölgesinde kalmış gibi görünüyordu.<br />

Her ne kadar katılımcı firmalar açısından çok<br />

yüksek bir profil sergilense de son dönemde<br />

Kuzey Afrika ve paralelinde Arap dünyasında<br />

yaşanan gelişmelerin etkisiyle olsa gerek. IDEX<br />

resmi heyet sayısı ve seviyesi açısından oldukça<br />

düşük bir profil sergiledi. Bu durumun, Avrupa<br />

ve ABD'nin yanı sıra özellikle Orta Doğu ve<br />

Afrika'dan gelen katılımcılar tarafından büyük<br />

memnuniyetsizlik yarattığının da altını çizmek<br />

gerekiyor.<br />

Heyetlerden bahsetmişken, BAE Veliaht Prensi<br />

Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan'ın, fuarı<br />

sade bir vatandaş gibi dolaşarak stantları<br />

ziyaret ettiği de gözlerden kaçmadı. 5 gün<br />

süren fuarda, BAE Silahlı Kuvvetlerinin<br />

ihtiyaçlarına yönelik, 14,5 milyar BAE dirhemi<br />

(yaklaşık 4 milyar dolar) değerinde anlaşmanın<br />

yanı sıra firmalar arasında iş birliklerine ilişkin<br />

duyurular da yapıldı. İş birliği anlaşmalarının<br />

bir tarafında daha çok BAE firmaları yer alsa da;<br />

MKEK-STM ve MKEK-Azerbaycan örneklerinde<br />

olduğu gibi, çok sayıda firma, bölgeyi<br />

ilgilendirmese bile, yapılacak iş birliği<br />

anlaşmasını duyurmak için IDEX'i seçmişti.<br />

1000'in üzerinde firma katılmış olsa da, fuar,<br />

BAE firmalarından TAWAZUN'un gövde<br />

gösterisi şeklinde geçti. Başta TAWAZUN olmak<br />

üzere, 169 firmayla IDEX'e katılan BAE<br />

savunma sanayisi, özellikle kara araçlarına<br />

yönelik çözümleriyle, gelişimini de gözler<br />

önüne serdi. BAE savunma sanayisindeki<br />

gelişimin bir diğer kanıtı da, bir önceki fuarın<br />

düzenlendiği 2009 yılına kıyasla, BAE'yi<br />

temsilen katılan firma sayısındaki, yaklaşık<br />

yüzde 50'lik artış oldu.<br />

Katılımcı ülkeler açısından değerlendirdiğimizde<br />

ise özellikle Çin ve Rusya Federasyonu'nun,<br />

bölgeye verdikleri önemin de bir göstergesi<br />

olarak, hem katılım alanının büyüklüğü hem<br />

de, maketleriyle bile olsa, sergilenen<br />

sistemlerin çeşidi açısından en gösterişli<br />

ülkeler olduğunu söyleyebiliriz.<br />

Fuarda dolaşırken, BAE Ordusu üniforması<br />

giyen çok sayıda İngiliz subayı ile karşılaşsanız<br />

da, belki de ihtiyaç duymadıklarından olsa<br />

gerek, diğer ülke katılımlarına kıyasla,<br />

İngiltere'nin katılımının sönük kaldığı da dikkat<br />

çekti. Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız Vecdi Gönül ve<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad Bayar ile<br />

Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanı Korgeneral<br />

Eyüp Kaptan'ın da katıldığı fuarda, Türkiye ise<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığının koordinasyonunda,<br />

41 firma ile yer aldı. Türkiye, ev sahibi<br />

BAE'yi dahil etmezsek, alan olarak, Almanya ve<br />

ABD'den sonra, IDEX'e katılan üçüncü büyük<br />

ülke oldu ve Rusya, Çin ve Fransa gibi ülkeleri<br />

geride bıraktı.<br />

Yukarıda da belirttiğimiz üzere, resmi heyet<br />

katılımı açısından sönük geçen IDEX'te, Türk<br />

firmalarının, en çok ilgiyi Azerbaycan<br />

heyetlerinden gördüğünü söylememiz yanlış<br />

olmaz. Hem Azerbaycan <strong>Savunma</strong> Bakanı Sefer<br />

Abiyev hem de Azerbaycan <strong>Savunma</strong> Sanayi<br />

Bakanı Yaver Camalov, neredeyse Türk<br />

firmalarının tamamını ziyaret edip, ürünleri ve<br />

kabiliyetleri hakkında bilgi aldı.


SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />

71<br />

<strong>Savunma</strong> sanayimizin, sergilenen yeni ürünler<br />

ve imzalanan iş birliği anlaşmalarıyla ağırlığını<br />

koyduğu IDEX'in, 2013 yılının 17-21 Şubat<br />

günleri arasında 11’incisinin gerçekleştirilmesi<br />

planlanıyor.<br />

HAVALI SANAYİ<br />

Havacılık sanayinin OSB'si Ankara'da kuruluyor.<br />

TAI’nin bitişiğinde yer alan “Akıncı” bölgesi,<br />

havacılık alanında çalışan firmalar için bir üs<br />

olacak<br />

Ankara havacılık sanayiinin de başkenti. TAl'nin<br />

bitişiğindeki bölge, havacılıkta çalışan<br />

firmaların üssü haline gelecek. OSB'lerdeki<br />

işletmelerin buluşacağı bölgenin adı Akıncı<br />

Havacılık Ovası olacak.<br />

MEMUR kenti imajından hızla sıyrılan ve<br />

'Sanayinin de Başkent'i' olma yolunda ilerleyen<br />

Ankara, havacılık sanayiinin de Türkiye'deki<br />

merkezi oluyor. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na<br />

bağlı 4. Ana Jet Üs Komutanlığının<br />

bulunduğu, eski adıyla 'Mürted' olarak bilinen<br />

'Akıncı' bölgesindeki 820 dönümlük Hazine<br />

arazisinin kullanım hakkı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı'na devredilecek. Ankara'da<br />

havacılık sektöründe üretim yapan sanayi<br />

işletmelerinin tamamı otoyol ile dere arasında<br />

kalan bu bölgede toplanacak.<br />

Akıncı Havacılık Ovası<br />

04 Mart 2011<br />

Burada kentteki 5 ayrı Organize Sanayi<br />

Bölgesi'nde faaliyet gösteren ve havacılık<br />

alanında çalışan yardımcı sanayi firmaları<br />

taşınacak. Bölgeye 'Akıncı Havacılık Ovası' ismi<br />

verilecek. TAI'ye çalışan yan sanayi firmalarının<br />

bir araya gelmesiyle bölge Türkiye'nin de<br />

havacılık sanayi merkezi konumunu alacak.<br />

1984 yılında F-16 'Savaşan Şahin' uçaklarının<br />

ABD ile birlikte ortak üretimi amacıyla kurulan<br />

TAI, bugüne kadar 278 adet F-16 savaş uçağı,<br />

59 adet CN-235 tipi hafif nakliye uçağı, 34 adet<br />

SF-260 eğitim uçağı ve 30 adet AS-532<br />

helikopteri üretti. Tesislerde şu anda HÜRKUŞ<br />

milli eğitim uçağı, Göktürk uydusu, ATAK<br />

helikopteri, İnsansız Hava Aracı, AWACS<br />

havadan erken uyarı ihbar sistemi uçağı,<br />

A400M nakliye uçağı, uçak modernizasyonu<br />

projeleri gerçekleştirildi. Bunların yanı sıra, JSF<br />

projesi ve Boeing ile Airbus uçakları için parça<br />

üretimi çalışmaları da devam ediyor. TAl'nin 3<br />

bin 541 çalışanından bin 470'i mühendis.<br />

Bunların 900'ünün 'tasarım mühendisi' olması,<br />

TAl'nin artık kendi ürünlerini geliştiren bir<br />

fabrika olduğunun başlıca göstergesi. TAI<br />

tesisleri toplam 5 milyon metrekarelik bir alan<br />

üzerinde kurulu.<br />

ABD'den aldığı F-16 parçalarının montajı için<br />

kurulan TAI, dünyanın en çok kullanılan C-130<br />

nakliye uçaklarının aviyonik (havacılık<br />

elektroniği) modernizasyonu programında<br />

önemli bir aşamaya geldi. TAI, C-130 uçağına<br />

milli yazılım yükleyerek, 2 Mart'ta ilk defa<br />

uçurdu. Bir uçağın kontrol maksatlı olarak eşlik<br />

ettiği uçuş, yaklaşık bir saat sürdü. ABD'de<br />

Boeing tarafından yürütülen modernizasyon<br />

programı 2001'de başladı. ABD, 400 C-130<br />

uçağının 12 versiyonunu modernize etmeyi ve<br />

hepsine aynı görev bilgisayarı koymayı<br />

planladı. Uçakların farklı özellikleri nedeniyle<br />

program bütçeyi aştı ve sık sık kesintiye uğradı.<br />

Türkiye'de ise <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />

(SSM) Ocak 2007'de TAI'ye, 7 adet C-130E ve 6<br />

adet C-130B olmak üzere toplam 13 uçağın 56<br />

ayda modernize edilmesi görevini verdi. İlk iki<br />

uçağın TAI'de, geri kalanların Hava Kuvvetleri<br />

Komutanlığı 2'nci Hava İkmal ve Bakım Merkezi<br />

Komutanlığı tesislerinde yenilenmesi planlandı.<br />

Programda 2 yıllık gecikme yaşandı<br />

ancak buna rağmen Türkiye, geç başladığı<br />

programda ABD'yi yakaladı. Uçakların son<br />

derece gelişmiş uçuş sistemleriyle donatılmasını<br />

öngören projeyle bütün uçuş<br />

sistemlerinin yenilenmesi ve milli yazılım<br />

kullanılması öngörüldü. Uçaklara 17 yeni<br />

sistem takıldı ve beş mevcut sistem bir üst<br />

modele yükseltildi. Uçakların uluslararası<br />

havacılık kurallarına uyumlu hale gelmesi, gece<br />

görüş sistemleriyle donatılması ve yedek parça<br />

sorununun çözülmesi amaçlandı. Uçağın dış<br />

görünüşünde bir anten dışında değişiklik<br />

bulunmuyor. Asıl değişiklik uçağın aviyonik adı<br />

verilen uçuş sistemlerinde görülüyor.<br />

Tamamıyla analog olan eski sistemlerin yerine<br />

TAI'de "glass cocpit" (cam kokpit) adı verilen<br />

dijital sistemler konuldu. Uçağın daha etkin<br />

kullanılmasını sağlayan bu sistem ile kokpitin<br />

görüntüsü eskiden soldaki gibiydi şimdi<br />

sağdaki gibi oldu. 2 bin 300'e yakın C-130<br />

Herkül uçağı, dünyada 50'den fazla ülkede<br />

kullanılıyor.<br />

Kıbrıs'a çıkarma yaptı<br />

06 Mart 2011<br />

Adını, Yunan mitolojisinde gücü temsil eden<br />

"Herkül" adlı tanrıdan alan C-130'lar, şimdi<br />

Lockheed Martin adını taşıyan firmanın<br />

geliştirdiği orta sınıf bir taktik nakliye uçakları.<br />

Türk Hava Kuvvetleri'nde bulunan bu uçaklar,<br />

Kıbns Barış Harekâtı'nda uçtu, Kıbns'a 2 bin 311<br />

paraşütçü ve 1238 ton malzeme taşıdı.<br />

07 Mart 2011<br />

SAVUNMA SANAYi MÜSTEŞARLIĞI HEDEF<br />

BÜYÜTTÜ: "ASKERI GEMİ YAPMAYI<br />

ÖĞRENDİK ŞİMDİ İHRAÇ EDECEĞİZ".<br />

Yerli tersanelere 60'ın üzerinde askeri bot ve<br />

gemi ihale eden <strong>Savunma</strong> Sanayİi Müsteşarlığı,<br />

onlarca yeni proje için tersanelerle görüşüyor.<br />

Diğer yandan da müsteşarlık, askeri gemilerin<br />

ihracatı için çeşitli ülkeler ile görüşmeler<br />

yapıyor.<br />

Türk Deniz Kuvvetleri için askeri bot ve gemi<br />

dizayn edip, inşa eden 7 tersane başta olmak<br />

üzere Türk tersaneleri, artık benzer gemileri<br />

dünyaya satmak istiyor. Bir elin parmaklarını<br />

geçmeyecek sayıda Türk tersanesi yıllardır<br />

çeşitli ülkelere askeri bot ve savunma amaçlı<br />

tekneler inşa edip ihraç etmeyi başardı.<br />

Tersanelerin şimdiki hedefi ise aynı ülkeler için<br />

askeri gemiler inşa etmek. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />

Müsteşarlığı Deniz Araçları Daire Başkanı Sayın<br />

Serdar Demirel'e göre bunu yapmak mümkün,<br />

"Çünkü Türk tersaneleri askeri gemi dizaynı ve<br />

yapımını öğrendi, şimdi sıra satmaya geldi. Bu<br />

konuda çeşitli ülkeler ile görüşmelerimiz var"<br />

diyor Demirel. Wall Street Journal gazetesinin<br />

14 Şubat 2011 tarihli sayısında yayımladığı bir<br />

haber Demirel'in görüşlerini doğruluyor ve<br />

destekliyor. Habere göre Türkiye, İngiltere'nin<br />

2020'de kullanmaya başlayacağı Frigate 26 tipi<br />

savaş gemisi üretimine yardım edecek. Askeri<br />

gemi inşasında yerli sanayi kullanımını % 70'e<br />

çıkarmayı başaran Türk tersanelerinin hedefi<br />

ise çok daha farklı. 69'u faal 126 tersanenin<br />

bulunduğu Türkiye'de sadece yedi tersane<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ne gemi yapmak için onaylı.<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı tersane sayısını<br />

beşe düşürmeyi planlarken, birçok tersane<br />

askeri gemi yapabilecek şekilde yatırımlarını<br />

sürdürüyor. Türk tersaneleri arasında<br />

Avrupa'daki büyük kuruluşlar ile askeri gemi<br />

inşası için ortaklık görüşmesi yapanlar dahi var.<br />

Ocak 2011'de düzenlenen SMM İstanbul Gemi<br />

İnşa İhtisas Fuarı'nda konuşan Daire Başkanı<br />

Demirel, askeri gemi yapmanın son derece<br />

disiplinsel bir çalışma ve özel yatırımlar<br />

gerektirdiğini belirterek şu anda askeri gemi<br />

inşa eden tersanelerin para kazanamadığını<br />

vurguladı. Demirel, tersanelerin ne zaman<br />

kazanmaya başlayacağını ise şu sözlerle<br />

anlatıyor: "Bu işin üç aşaması var; yapmak,<br />

dizayn etmek ve satmak. MİLGEM'in açtığı<br />

yolda askeri gemi yapımı ve gerekli olan<br />

dizaynları yapma aşamasını geçtik şu anda<br />

satma kısmındayız. Bu gemiler ihraç edilmeye<br />

başlandığında tersaneler para kazanmaya<br />

başlayacaktır. Değişik ülkeler ile bu gemilerin


Haberler<br />

pazarlanması için görüşmelerimiz devam<br />

ediyor." Askeri projelerde yerli sanayi katkısını<br />

artırmak için çalışmalar yaptıklarını söyleyen<br />

Demirel, ana makinelerin de Türkiye'de<br />

üretilmesi için MTU ve bazı makine üreticilerinin<br />

çalışmaları olduğunu belirtiyor.<br />

Tersanelere 2 milyar dolar<br />

<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı için 7 tersanede<br />

devam eden askeri projelerin finansman<br />

tutarının 2 milyar doları aştığı belirtiliyor. Türk<br />

tersaneleri ile anlaşması yapılan 60 civarında<br />

gemi ve bot projesi bulunuyor ve büyük<br />

kısmının inşası başlamış durumda. Müsteşarlık<br />

ayrıca 'Havuzlu Çıkarma Gemileri', 'Hava<br />

Yastıklı Çıkarma Aracı', 'Sismik Araştırma<br />

Gemisi', 'Denizde İkmal Muharebe Destek<br />

Gemisi' ve 'Yelkenli Okul Gemisi' gibi onlarca<br />

projeyi de yerli tersanelere ihale etmeyi<br />

planlıyor.<br />

LPD'ler için teklifler alınıyor<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı şu sıralarda<br />

Havuzlu Çıkarma Gemi'leri için tersanelerden<br />

teklif alıyor. 16 Mayıs 2011 tarihinde son<br />

bulacak tekliflerden sonra 36 deniz aracı için<br />

tersaneler belirlenecek. 2017'ye kadar<br />

tamamlanması planlanan proje kapsamında;<br />

"1 adet LPD, 27 adet Amfibi Zırhlı Hücum Aracı<br />

(AAV), 4 adet Çıkarma Aracı (LCM), 2 adet Araç<br />

ve Personel Çıkarma Aracı ( LCVP), 1 adet RHIB<br />

Bot ve 1 adet Komutan Vasıtası tedariği<br />

gerçekleştirilecek.<br />

Her şey MLGEM' ile başladı<br />

İhtiyaç duyduğu askeri bot ve gemileri yerli<br />

sanayiiden karşılamak hedefiyle yola çıkan<br />

<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı, 90'lı yıllarda<br />

'Milli Gemi' projesi için çalışmalara başladı.<br />

Türk Donanması'nın ihtiyaç duyduğu gemileri<br />

ABD ve Avrupa'dan tedarik etmeye alışkın<br />

olanlar projeye imkansız gözüyle bakıyorlardı,<br />

ilk etapta askeri bot ve küçük deniz araçlarının<br />

yapımı ile başlandı ve ilk korvet için çalışmalar<br />

yapıldı, inşası plalanan 11 geminin ilk ikisi<br />

Pendik Askeri Tersanesi'nde inşa edilerek diğer<br />

gemilerin özel sektör tersanelerine açılması<br />

planlandı. Böylelikle Türk tersanelerinin askeri<br />

gemi yapmındaki kabiliyeti de geliştirilecekti.<br />

Projenin ilk gemisi TCE Heybeliada geçen yıl<br />

suya indirildi, ikinci geminin yapımı ise aynı<br />

tersanede devam ediyor. Daire Başkanı<br />

Demirel'e göre bu gemilerin özel sektöre<br />

açılması çok yakın.<br />

Özelikler:<br />

Boy: 99m<br />

Genişlik: 14.40m<br />

Dizayn draftı: 3.59m<br />

Deplasman: 2000t<br />

Ana makine: 2 x MTU 16V595TE90 dizel<br />

Sevk sistemi: 2 x Escher-VVyss CPP<br />

Maksimum hız: 29 knot<br />

Silahlar:<br />

8 x Harpoon Blok II SSM BB<br />

1 x 76mm OtoMelara Top<br />

1 x RAMPDSM[21 hücreli]<br />

2 x 324mm ikiz tüplü Torpido Sistemi (Mk 46/<br />

54 torpido)<br />

2 x 12.7mm STAMP (STAbilize Makine Platformu,<br />

ASELSAN)<br />

1 x S-70B SeaHawk

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!