Buradan - Savunma Sanayii MüsteÅarlıÄı
Buradan - Savunma Sanayii MüsteÅarlıÄı
Buradan - Savunma Sanayii MüsteÅarlıÄı
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SAVUNMA SANAYİİ<br />
ISSN 1307-8380<br />
2011/1 SAYI 14<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde<br />
İnsan Kaynakları<br />
Söyleşi FNSS<br />
Nail KURT
En iyi kişi kendinden çok ait olduğu<br />
sosyal toplumu düşünen, onun varlığının ve<br />
mutluluğunun korunmasına kendini adayan insandır.
YAYIN KURULUNDAN<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nın 25. yıl özel sayısının ardından, yeni yayın yılımızın<br />
temalarını 2012-2016 için hazırladığımız stratejik planın dört öncelikli alanı ile<br />
paralellik sağlayacak şekilde belirledik. Aralık ayında kamuoyu ile paylaşacağımız<br />
planımız dört stratejik öncelik temeline dayanmaktadır:<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Sanayinin sürdürülebilirliği,<br />
Program yönetiminde olgunluk,<br />
Teknolojik yetkinlik,<br />
Değer yaratan ve değer gören çalışanlar.<br />
2011 yılının “İNSAN KAYNAKLARI” temalı bu ilk sayısını, savunma sanayiinin gelişimi<br />
için çaba sarfeden değerli insanlara ithafen hazırladık. Bu sayımızda ASELSAN, TAI,<br />
FNSS, HEAŞ, MilSOFT ve STM firmalarımızın insan kaynakları uygulamaları hakkında<br />
bilgilerin yanısıra FNSS Genel Müdürü Sn. Nail KURT ile yapılan söyleşiyi de<br />
bulacaksınız.<br />
Geçtiğimiz dönemde sektörümüzün gündemindeki en önemli gelişmenin, FNSS’in<br />
PARS aracı ile sağladığı ihracat başarısı olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. Tek<br />
kalemde gerçekleştirilen en büyük ihracat rakamına ulaşan FNSS, bu alandaki<br />
çıtayı yukarılara doğru çekmeye devam etmektedir. Kendilerini tebrik ediyor ve<br />
başarılarının devamını diliyoruz.<br />
SASAD Yönetim Kurulu, Genel Sekreterliği ve Alt Kurul Başkanları ile SSM yönetimini<br />
2009 Kasımında bir araya getiren ilk toplantının ardından II. Vizyon Paylaşım<br />
Platformu (VPP) Şubat 2011’de toplanmış ve savunma sanayiinin geleceğine ışık<br />
tutacak üst düzey değerlendirmelerin ve yönlendirmelerin yapılmasına ortam<br />
sağlamıştır. MSB temsilcileri ve TSKGV’nin de üst düzey katılımlarıyla<br />
buluşmanın önemi bir kez daha artmıştır. VPP iletişim çalışmasının kamu<br />
ayağında ise ilk toplantı Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet<br />
Komutanlıkları, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı ile SSM Yönetimini<br />
Mart 2011’de bir araya getirmiştir.<br />
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK” temalı bir sonraki<br />
sayımızda buluşmak dileğiyle...
Bu<br />
sayımızda<br />
06<br />
Bir Konuk Bir Söyleşi<br />
Nail KURT<br />
FNSS Genel Müdürü<br />
Yayın Sahibi<br />
Danışma Kurulu<br />
Yayın Kurulu<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı Adına<br />
Murad BAYAR<br />
Prof. Dr. Canan ÇİLİNGİR<br />
Prof. Dr. Aydın KÖKSAL<br />
Dr. Veysel YAYAN<br />
Dr. Faruk YARMAN<br />
Mehmet AKÇAY<br />
Necip BERKMAN<br />
Turgut ŞENOL<br />
Demet YAKIŞIR (Başkan)<br />
Murat AKSOY (Başkan Yardımcısı)<br />
Ayşegül TOKATLI<br />
Bülent Ecevit BEYOĞLU<br />
Canan KOŞAR<br />
Ersoy AKSOY<br />
Füsun KAYAALP<br />
Gökhan UÇAR<br />
İbrahim Sami EREL<br />
İrfan ŞAHİN<br />
Jale KARAKAŞ<br />
Kemal UYAR<br />
Muhsin Tamer ÖZDEMİR<br />
Murat ÇİZGEL<br />
Murat ULAÇ<br />
Necmi KOLDAŞ<br />
Önder BARAN<br />
Sinan DAL<br />
Tutku ÖNEL<br />
12<br />
16<br />
19<br />
ASELSAN<br />
İnsan Kaynakları Politikası ve<br />
Bu Alanda Yürütülen Önemli<br />
Faaliyetleri<br />
FNSS<br />
Kurumsal Değişimde İki Kritik Sınav:<br />
Yetenek Yönetimi ve<br />
Verimliliği Sürdürülebilir Kılmak<br />
HEAŞ<br />
İnsan Kaynakları Yönetimi ve<br />
Önemi<br />
Sorumlu<br />
Yazı İşleri Müdürü<br />
Fotoğraflar<br />
Yayın İdare Adresi<br />
Necmi KOLDAŞ<br />
Veli YILDIRIM<br />
T.C. M.S.B.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />
Nasuh Akar Mah.<br />
Ziyabey Caddesi 1407. Sokak<br />
No: 4 (06520) Balgat / ANKARA<br />
Tel: +90 312 411 90 00<br />
Faks: +90 312 411 93 86<br />
www.ssm.gov.tr<br />
yk@ssm.gov.tr<br />
24<br />
MilSOFT<br />
İnsan Kaynakları<br />
Uygulamaları<br />
Yayın Türü<br />
Yayın Şekli<br />
Ulusal Süreli Yayın<br />
3 Aylık - Türkçe<br />
Yayın Tarihi Nisan 2011<br />
Tasarım ve<br />
Baskı<br />
Art Tanıtım<br />
Kızılırmak Sokak No: 27/10<br />
06640 Bakanlıklar / ANKARA<br />
Tel: +90 312 425 59 96<br />
Faks: +90 312 425 57 27<br />
www.arttanitim.com.tr<br />
art@arttanitim.com.tr<br />
"Tüm yayın hakkı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı'na ait olup, ücretsizdir.<br />
Parayla satın alınmaz. Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.<br />
Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.
30<br />
STM<br />
İnsan Kaynakları<br />
Uygulamaları<br />
53<br />
MSB-SSM-SASAD-TSKGV<br />
II. Vizyon Paylaşım<br />
Platformu<br />
(25 Şubat 2011)<br />
TAI<br />
<strong>Savunma</strong> Muhabirleri<br />
36<br />
TUSAŞ Türk Havacılık ve<br />
Uzay <strong>Sanayii</strong> A.Ş.<br />
İnsan Kaynakları<br />
57<br />
Sektör Tanıtım Programı<br />
Uygulamaları<br />
Personel Yönetimi’nden<br />
Gündem<br />
41<br />
Stratejik İnsan Kaynakları<br />
Yönetimine Geçiş ve<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />
58<br />
İmza Törenleri<br />
Konferans, Toplantı, Fuar<br />
Ziyaretler<br />
Uygulamaları<br />
Performans<br />
Haberler<br />
45<br />
Değerlendirme<br />
Sistemi<br />
65<br />
Gizli Sicil Sisteminin<br />
50<br />
Sessiz Sonu
Bir Konuk Bir Söyleşi<br />
Nail KURT<br />
FNSS Genel Müdürü<br />
sorumluluklarını üstlenmiş durumdayım.<br />
SASAD Yönetim Kurulu üyesiyim. Aynı zamanda<br />
TOBB; DEİK yapısı altında, Türk Malezya İş<br />
Konseyi Başkanlığını da yürütmekteyim.<br />
Evliyim ve üniversite eğitimleri devam eden bir<br />
oğlum ve bir kızım var.<br />
Başında bulunduğum FNSS, Türk Silahlı<br />
Kuvvetleri, müttefik, dost ülkelerin silahlı<br />
kuvvetleri için özgün, güvenilir ve maliyet etkin<br />
Kara Muharebe Sistemi çözümlerini tasarlamayı,<br />
geliştirmeyi, üretmeyi ve desteklemeyi<br />
kendisine görev edinmiş, uluslararası alanda<br />
Kara Muharebe Sistemleri konusunda söz<br />
sahibi olan milli bir Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
kuruluşudur.<br />
Kendinizi ve FNSS’i bize kısaca tanıtır mısınız?<br />
1962 Ankara doğumluyum. TED Ankara Kolejini<br />
müteakip, ODTÜ Makina Mühendisliği<br />
bölümünü bitirerek, 1984 yılında iş hayatına<br />
atıldım. Yurt dışında ve içindeki kısa süreli iş<br />
tecrübeleri ve askerlik hizmetimi takiben, 1988<br />
yılında Nurol Holding’de çalışmaya başladım.<br />
1990 yılından, yani kuruluşundan beri, FNSS’te<br />
çalışmaktayım. 2007 Aralık ayında Genel<br />
Müdürlük pozisyonuna atandım. 2008 Haziran<br />
ayından bu yana da, CEO ve Genel Müdür<br />
FNSS, 1988 yılında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />
ile imzalanan ve 1989 yılında yürürlüğe<br />
giren sözleşme kapsamında, Türk Silahlı<br />
Kuvvetlerinin Zırhlı Muharebe Aracı ihtiyacını<br />
karşılamak üzere on yılda dört değişik tipte<br />
1698 adet araç üretmeyi taahhüt etmiş ve bu<br />
proje ile Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde Zırhlı<br />
Muharebe Araçları alanında tasarım, geliştirme<br />
ve üretim kabiliyetlerinin yerleştirilmesine<br />
yönelik ilk temel atılmıştır.<br />
FNSS 20 yılı aşan bu sürede asli görevini<br />
yaparken birçok başarılara da ulaşmış ve Türk<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde bir çok ilke imza atmıştır.<br />
FNSS, Kara Kuvvetlerimizin yanında ve ulusumuzun<br />
kara gücünün bir unsuru olarak çalışma<br />
felsefesini benimsemiş; geniş bir ürün yelpazesi<br />
içinde birçok kara muharebe sistemini<br />
tasarlayıp üretebilecek ve bunlarla ilgili eğitim<br />
ve lojistik sağlayabilecek bir kuruluş haline<br />
gelmeyi başarmıştır. Yapmış olduğumuz<br />
çalışmalar ile kısa sürede dünya pazarında<br />
tanındık ve Türkiyemiz için önemli olan yüzler-
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
07<br />
ce milyon dolarlık ihracatı gerçekleştirmekle<br />
kalmadık; bunun çok üzerinde bir ihracat<br />
potansiyelinin de yaratılmasında önemli rol<br />
oynadık ve oynamaya devam edeceğiz.<br />
Biz, sürekli olarak gerek kullanıcı ihtiyaçları,<br />
gerekse yeni teknolojiler anlamında pazar<br />
şartlarını yakından takip ederek, değişen ve<br />
gelişen şartlara kendimizi gerektiği şekilde<br />
adapte etmek üzere çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.<br />
Başlangıçta tek tip ürün (ZMA) ve tek<br />
proje ile faaliyete başladık. 1997 yılında<br />
başlayan ilk ihracat projemiz ile öncelikle çoklu<br />
proje ortamına, 2000’li yılların başlarında<br />
geliştirdiğimiz AKINCI ZMA ve PARS Tekerlekli<br />
Zırhlı araçlarımız ile çoklu ürün ortamına ve<br />
daha sonra Malezya ZMA ve Suudi Arabistan<br />
M113 Modernizasyonu projeleri ile de birden<br />
fazla coğrafyada üretim ortamına geçtik. Bu<br />
değişime paralel olarak, 2007 yılında <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı ile imzalamış olduğumuz<br />
ve bir özgün tasarım ve geliştirme projesi olan<br />
Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü projesi ile de<br />
çoklu proje modeli ortamına da geçmiş<br />
bulunuyoruz.<br />
FNSS, 257 adetlik PARS 8x8 projesi ile de<br />
dostumuz Malezya’ya, hem en son teknoloji<br />
ürünü zırhlı tekerlekli araçları sağlayacak, hem<br />
de teknoloji ihracını gerçekleştirecektir.<br />
FNSS, Malezya Ordusu'na 257 adet 8X8 zırhlı<br />
muhabere aracı üretmek üzere imzalanan 600<br />
milyon dolarlık anlaşma, Türk <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong>nde tek kalemde yapılan en büyük<br />
ihracat bağlantısı. Bu konuda bize bilgi verir<br />
misiniz?<br />
FNSS olarak Malezya ile ilk sözleşmemizi 2000<br />
yılında imzalamıştık. Malezya <strong>Savunma</strong><br />
Bakanlığı ile ana yüklenici olarak imzaladığımız<br />
bu projede, Malezyalı iş ortağımız DEFTECH<br />
ana alt yükleniciydi. Yaklaşık 300 milyon ABD<br />
doları bedelli ve 12 değişik konfigürasyonda<br />
211 adet Zırhlı Muharebe Aracının (Malezya’da<br />
ADNAN olarak bilinir) üretimini kapsayan bu<br />
proje, Türk <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde tek kalemde<br />
gerçekleştirilen en büyük savunma sistemi<br />
ihracatı olarak ve teknoloji transferinin<br />
gerçekleştirildiği ilk savunma projesi olarak<br />
tarihe geçmişti. Proje çerçevesinde Malezyalı iş<br />
ortağımıza ZMA teknolojisi transfer ederek 65<br />
adet aracın üretimini Malezyada gerçekleştirdik.<br />
Oldukça başarılı bir şekilde tamamladığımız<br />
bu proje sonrasında, 2007 ve 2008<br />
yıllarında toplam 56 adet aracı bulan ilave<br />
sipariş aldık. Bu projelerde ise Malezya<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanlığının talebine istinaden<br />
ortağımız ile rolleri değiştik ve onlar ana<br />
yüklenici, biz alt yüklenici olduk. Bu araçların<br />
teslimatlarını da bugünlerde tamamlamak<br />
üzereyiz.<br />
ZMA projeleri devam ederken Malezya<br />
Ordusunun 8x8 tekerlekli zırhlı araç ihtiyacı da<br />
ortaya çıktı ve biz de proje ile ilgilenmeye<br />
başladık. Proje ile ilgili ilk değerlendirmeler<br />
2006 yılında başladı. Biz de PARS 8x8 aracımız<br />
ile bu değerlendirmelere katıldık. Malezya bu<br />
projeyi, azami yerli katkı sağlayacak ve<br />
savunma sanayiine mühendislik, know-how,<br />
teknoloji transferi, lojistik destek alanlarında<br />
kabiliyet kazandıracak bir proje modeli ile<br />
gerçekleştirmeyi hedefliyordu. Biz bu projede<br />
de yerel ortağımız DEFTECH firması ile<br />
çalışmaya devam ettik. Değerlendirmeler<br />
sonucunda Malezya <strong>Savunma</strong> Bakanlığı,<br />
FNSS’in son 10 yılda ZMA projelerinde<br />
göstermiş olduğu performans, PARS aracının<br />
teknolojik seviyesinin yüksekliği, burada<br />
yapılmış olan testlerinin etkisi ve bu projede<br />
verdiğimiz teknoloji transferi taahhütlerimiz<br />
dolayısıyla 8x8 tekerlekli zırhlı araç projesinde<br />
FNSS’i seçti. Tabii ki fiyat avantajımız da var.<br />
Proje ile ilgili olarak öncelikle Nisan 2010<br />
tarihinde Kuala Lumpur’da yapılan DSA fuarı<br />
esnasında Niyet Mektubunu aldık. Proje<br />
kapsamlı ve çok sayıda görev ekipmanı ve<br />
altsistemi kapsadığı için, bu hususlardaki<br />
kararların nihai hale getirilmesi yaklaşık bir<br />
yıl aldı. Çalışmalar neticesinde Malezya<br />
Başbakanının Şubat 2011 sonunda ülkemizi<br />
ziyareti esnasında Malezyalı ortağımız<br />
DEFTECH firması ile projeye yönelik sözleşmeyi<br />
imzaladık.<br />
Proje, Malezya Silahlı Kuvvetleri için 12 değişik<br />
konfigürasyonda 257 adet 8x8 Tekerlekli Zırhlı<br />
Muharebe Aracının geliştirme ve üretimini<br />
kapsıyor. Projeye ilişkin sözleşme bedeli<br />
opsiyonlar ile birlikte yaklaşık 600 Milyon<br />
ABD Doları tutarında. Bu ihracat sözleşmesi<br />
Türkiye'den tek kalemde gerçekleştirilen en<br />
büyük savunma sistemi ihracat sözleşmesi<br />
olup, bu proje ile FNSS Suudi Arabistan'da son<br />
imzalamış olduğu 324 Milyon Dolarlık ihracat<br />
sözleşmesi ile elinde tuttuğu en büyük<br />
savunma ihracatı sözleşmesi rekorunu da<br />
yenilemiştir.<br />
PARS 8x8 (AV8-Malezya)<br />
FNSS'in PARS 8x8 Tekerlekli Zırhlı Aracı baz<br />
alınarak geliştirilecek araçlar, FNSS ve DEFTECH<br />
mühendislerince, Malezya Silahlı Kuvvetleri
Bir Konuk Bir Söyleşi<br />
ihtiyaçları gözönüne alınarak, yeniden tasarlanarak<br />
Malezya'da üretilecek.<br />
Projede DEFTECH ana yüklenici, biz ana alt<br />
yükleniciyiz. Proje çerçevesinde DEFTECH firmasına<br />
önemli bir seviyede teknoloji transferi<br />
yapılacak. Proje kapsamında tekerlekli zırhlı<br />
araçlar konusunda Malezya'da yerel tasarım,<br />
geliştirme, üretim, lojistik destek kabiliyetlerinin<br />
daha fazla geliştirilmesini hedefliyoruz.<br />
FNSS olarak proje çerçevesinde araçların geliştirilmesi,<br />
araç platformlarının ortak üretimi,<br />
sistem entegrasyonu ve sistem performansından<br />
sorumlu olacağız. Dolayısıyla ciddi<br />
anlamda bir mühendislik söz konusu.<br />
Geliştirilecek araçlar arasında 25 mm’lik silah<br />
kulesi, çift kişilik 30 mm’lik silah kulesi, 120 mm<br />
havan taşıyıcı, komuta aracı, ambulans, keşif<br />
aracı gibi değişik araç konfigürasyonları var.<br />
Proje takvimi teslimatların 7 yılda tamamlanmasını<br />
öngörüyor.<br />
Bu proje ile FNSS bir vites daha büyüterek, araç<br />
üretim teknolojilerine ilave olarak savunma<br />
sanayiinde tasarım ve mühendislik ihracını da<br />
gerçekleştirecektir.<br />
Malezya Ordusu için üreteceğiniz zırhlı<br />
araçlar 6X6 ve 8X8 olmak üzere iki farklı<br />
modelde üretilen ve Anadolu'da gücü temsil<br />
ettiği için "PARS" adını<br />
verdiğiniz ürünlerinizden. Bu araç ailesinin<br />
tasarımı ve özellikleri hakkında bizi<br />
aydınlatır mısınız?<br />
Malezya için geliştireceğimiz 8x8 tekerlekli<br />
zırhlı araçlar (AV8 olarak adlandırılmaktadır)<br />
PARS 8x8 aracımız baz alınarak geliştirilecek;<br />
ancak Malezya Ordusunun talep ettiği teknik<br />
ve taktik özellikleri karşılayacak şekilde ve<br />
seçilen farklı alt sistem ve görev ekipmanları ile<br />
donatılmış olarak üretilecek. Örneğin araçlar<br />
Malezya trafiğine uygun olarak sağdan<br />
direksiyonlu olacak.<br />
Tam bir araç ailesi konsepti içerisinde geliştirdiğimiz<br />
PARS tekerlekli zırhlı araçlarımıza yönelik<br />
çalışmalarımızı pazardaki eğilimleri, kullanıcı<br />
ihtiyaç ve taleplerini göz önüne alarak 6x6 ve<br />
8x8 konfigürasyonları üzerine yoğunlaştırdık.<br />
PARS 6x6<br />
PARS araçlarımız sınıfında dünyada geliştirilen<br />
en son araçlardan birisi olup, sahip olduğu<br />
tasarım ve kullanmış olduğu teknolojiler ile<br />
diğer benzer araçlardan farklılaşmaktadır.<br />
Aktif havalı bağımsız süspansiyon sistemi, tüm<br />
tekerleklerde çekiş ve otomatik kontrollü<br />
tahrik özellikleri sayesinde PARS, yüksek bir<br />
“arazide hareket kabiliyeti” sunmaktadır.<br />
Bağımsız aktif süspansiyon sistemi, gövdede<br />
çok az bir yer işgal ederek, daha fazla görev<br />
ekipmanı ve erzak taşınmasını olanaklı hale<br />
getirirken, aracın kötü arazi koşullarında ve<br />
yan eğimlerde mükemmel performans ve<br />
kararlılığa sahip olmasını sağlamaktadır. Araç,<br />
süspansiyonunun elektronik yükseklik ayar<br />
özelliği kullanılarak, mevzi gerisinde benzerlerine<br />
göre çok daha etkin gözetleme veya<br />
gizlenme pozisyonu alabilmektedir. Kullanılan<br />
havalı tam bağımsız süspansiyon sistemi<br />
sayesinde elektronik donanımı hassas olan<br />
sistemler için gerekli olan daha az titreşimli ve<br />
sarsıntısız sürüş imkanı sağlanmıştır. Kullanıcı<br />
taleplerine göre hidropnömatik süspansiyon<br />
sistemi uygulamamız da mevcuttur.<br />
PARS sahip olduğu tüm tekerlerden dönüş<br />
sistemi sayesinde mümkün olan en düşük<br />
yarıçapta dönüş yaparak dar alanlarda yüksek<br />
manevra kabiliyetine sahiptir. Sadece düşük<br />
hızlarda devreye alınan bu sistem sayesinde<br />
yüksek hızlarda yol tutuş özelliğinden de ödün<br />
verilmemiştir. Kullanılan geniş periskoplar ve<br />
soldan sağa 180 derecelik kesintisiz görüş açısı<br />
sayesinde yüksek hızlarda sürücü için gerekli<br />
olan açık ve net görüş sağlanmıştır.<br />
Sürücü kompartımanında kullanılan dokunmatik<br />
dijital ekran ve aracın dışına yerleştirilen<br />
kameralar sayesinde aydınlatmasız gece<br />
sürüşü, geri sürüşü gibi durumlarda güvenlik<br />
artırılmıştır.<br />
Ayrıca zeminin sertlik derecesine göre tekerleklerin<br />
hava basıncını ayarlayan çift kanallı CTI<br />
(Central Tyre Inflation / Merkezi Lastik Şişirme)<br />
sistemi de aracın standart donanımı arasında<br />
yer almaktadır. Araç, katı disk lastikleri<br />
sayesinde keşif gibi tehlikeli bir görev<br />
esnasında tekerleklerin isabet alması durumda<br />
bile hareketine devam edebilmektedir.<br />
Ayrıca PARS’ta çekme ve kurtarma işlemleri için<br />
bir adet vinç de bulunmaktadır.<br />
Aracın bakım ve onarımında büyük fayda<br />
sağlayan modüler zırh yapısı sayesinde tehdit<br />
algılamalarına göre balistik koruması da<br />
kolaylıkla benzer araçlara oranla önemli ölçüde<br />
artırılabilir. Gerek kullanılan malzeme gerekse<br />
gövde mimarisi ve konstrüksiyonu sayesinde<br />
yine rakiplerine göre daha yüksek seviyelerde<br />
mayın koruması sağlanmıştır.<br />
Açık sistem mimarisine sahip aracın elektronik<br />
aksamı değişen ihtiyaçlara göre yenilenebilir.<br />
NBC ortamında görev yapabilen PARS, beka<br />
kabiliyetinin artırılması amacıyla arıza uyarı ve<br />
yangın bastırma sistemleri ile donatılmıştır.<br />
Araçlarda klima sistemi de bulunmaktadır.<br />
Talep eden müşterilerimiz için PARS yüzebilir<br />
olarak üretilmektedir.<br />
Yüksek yük taşıma kapasitesi dolayısıyla<br />
kullanıcı talepleri doğrultusunda farklı kalibrelerde<br />
silah sistemlerinin PARS’a entegrasyonu<br />
yapılabilmektedir.<br />
M113 Zırhlı Ambulans Aracı<br />
Bahsettiğiniz gibi daha önce Suudi Arabistan<br />
ile imzaladığınız 324 milyon dolarlık ihracat<br />
sözleşmesi de o dönem için en büyük dış<br />
satıştı. FNSS ihracat konusunda oldukça<br />
başarılı. Bu başarının arkasında yatan<br />
faktörler nelerdir?<br />
FNSS 1988 yılında kurulduğunda sadece ve<br />
sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını<br />
karşılamayı hedefliyordu.<br />
Ancak, gerek Birinci ZMA Sözleşmesindeki çok<br />
iddialı direkt ofset taahhüdü, gerekse Şirket<br />
yönetiminin Şirketin varlığını idame ettirme<br />
azmi çok kısa süre içinde Şirketi dış pazar<br />
arayışına soktu. Bu çabalar ilk meyvesini 1997<br />
yılında Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan<br />
sözleşme ile verdi. Peşinden Malezya, Suudi<br />
Arabistan, Bahreyn, Filipinler derken FNSS hem<br />
Orta Doğu’da, hem de Uzak Doğu’da Zırhlı<br />
Muharebe Araçları konusunda önemli bir güç<br />
haline geldi.<br />
2000-2010 yılları arasında FNSS toplam 745<br />
milyon dolar fiili ihracat yapmıştır. Bu dönem<br />
içinde ortalama 285 personel çalıştırmıştır. Söz<br />
konusu ihracata ilaveten FNSS’in elinde<br />
halihazırda 880 milyon dolar tutarında aktif<br />
ihracat bağlantısı mevcuttur. 2011 yılı Mart ayı
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
09<br />
itibari ile FNSS’in elindeki işlerin %88’i ihracat<br />
bağlantısı, %12’si ise <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı ile olan sözleşmelerdir. FNSS’in<br />
son 5 yılda yaptığı toplam satışların %96’sını<br />
ihracat oluşturmaktadır.<br />
Bu başarının arkasında tabii ki en başta çok<br />
kaliteli ürün ve hizmetler, gerek ürün gerekse<br />
proje modeli bazında müşterilerin ihtiyacını<br />
çok iyi anlayarak, onlara özel çözümler sunan<br />
ve nihayetinde satış sonrasında devamlı olarak<br />
müşterisinin yanında duran ve ona yardımcı<br />
olan bir anlayış yatıyor.<br />
Bu arada, bahsi geçen ihracat faaliyetleri<br />
neticesinde FNSS halihazırda <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığına olan tüm geçmiş ve gelecek<br />
offset taahhütlerini yerine getirmiş ve offset<br />
kredisi biriktirmeye başlamıştır.<br />
Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü<br />
FNSS önemli bir ihracatçı kurum olma yolunda<br />
başka önemli değişikliklerden de geçmiştir.<br />
Kurulduğu yıllarda FNSS lisans altında tek<br />
müşteri tek ürün şeklinde faaliyet göstermekte<br />
idi. Personel oluşumu büyük çapta mavi yaka<br />
işgücüne dayalı idi ve çok küçük bir tasarım<br />
mühendisliği biriminden destek görüyordu.<br />
Bugüne baktığımızda onaylanmış bir AR-GE<br />
merkezi olan FNSS, yüzden fazla tasarım<br />
mühendisinden oluşan tasarım mühendisliği<br />
kabiliyeti ile PARS Tekerlekli Zırhlı Aracı ile<br />
uluslararası piyasada boy göstermeye başlamış,<br />
yerli piyasada ise Seyyar Yüzücü Hücum<br />
Köprüsü ve AZMİM gibi çok zorlu özgün<br />
tasarımları gerçekleştirmiştir. Her iki ürünün de<br />
ihracat potansiyelleri yüksektir.<br />
Bu yeni çehresi ile FNSS, hem iç hem de dış<br />
pazarlarda sürekli yeni ürünler geliştirmenin;<br />
var olanların da iyileştirilmesinin önemine<br />
inanmakta ve bundan hareket ile mühendislik<br />
ve tasarım kabiliyetlerini, hem nitelik hem de<br />
nicelik olarak daha da arttırmayı hedeflemektedir.<br />
Yoğun rekabetin olduğu dünya kara<br />
araçları piyasasında edindiği yeri önce<br />
korumak, sonra da daha ileriye götürmek için<br />
bu hedefe bir an önce ulaşmak gerektiği<br />
aşikardır. Öncelikle Şirketimizin ortaklarının<br />
FNSS’in mühendislik ve tasarım kabiliyetlerine<br />
daha fazla yatırım yapmaları sağlanmaktadır.<br />
FNSS’in son 5 yıldaki AR-GE bütçesi toplam<br />
satışlarının %3-4’ü mertebesinde seyretmiştir.<br />
İkinci olarak, mümkün olan her fırsatta<br />
TÜBİTAK yardımlarına başvurulmaktadır.<br />
Ancak, hergün büyüyen ve gelişen mühendislik<br />
ve tasarım kabiliyetlerimizi daha da artırmak<br />
ve bunu altyapı yatırımları ile desteklemek için<br />
daha fazla ve daha süratli kaynağa ihtiyaç<br />
bulunmaktadır. Bu nedenle sektör olarak<br />
yaratıcı çözümler bulmamız gerektiği açıktır.<br />
Bu cümleden olmak üzere, ihracat yoluyla<br />
kazanılan offset kredilerinin üçüncü taraflara<br />
kullandırılması ve ortaya çıkan gelirin yeni ürün<br />
ve altyapı geliştirme faaliyetlerinde kullanılması<br />
iyi bir çözüm olabilir diye düşünüyoruz.<br />
Yakalamış olduğunuz başarılı ihracat<br />
çizgisinin arkasında güçlü bir yan sanayi<br />
ağınız olduğunu değerlendiriyoruz; tedarik<br />
zinciri yaklaşımınızı anlatır mısınız?<br />
FNSS, kurulduğu yıldan itibaren yan sanayi<br />
kavramını stratejik olarak ele almıştır. Bu<br />
stratejiye göre yan sanayi, FNSS’in üretim<br />
gücünün temel unsurlarındandır ve FNSS<br />
teşkilatının bir parçasıdır.<br />
FNSS’de yan sanayi faaliyetlerini iki safhaya<br />
ayırmak gereklidir: Birinci faz 1992-2010 yılları<br />
arasında yer alan, yan sanayii geliştirme ve çok<br />
sayıda yerli üretici ile parça üretme safhasıdır.<br />
İkinci stratejik dönem ise 2010 yılında başlayan<br />
safhadır. Bu yeni dönemde FNSS, az sayıda<br />
kabiliyetli ve güçlü yan sanayi şirketi ile<br />
Çözüm Ortaklığı yapmayı planlamaktadır.<br />
Her iki safhanın detay ve amaçları aşağıda<br />
özetlenmektedir.<br />
Birinci tedarik safhasına 1992 yılı başında<br />
başlatılan bir çalışma ile girilmiş; A-Takımı isimli<br />
geniş katılımlı bir ekip, tedarik konusunda<br />
sistematik bir faaliyete başlamıştır. Bu safhada<br />
amaç, şirketin ihtiyacı olan parçaları<br />
FNSS’in elindeki işlerin<br />
%88’i ihracat bağlantısı,<br />
%12’si ise <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı ile olan<br />
sözleşmelerdir.<br />
FNSS’in son 5 yılda yaptığı<br />
toplam satışların %96’sını<br />
ihracat oluşturmaktadır.<br />
zamanında ve istenilen kalitede üretebilecek<br />
şirketleri bulmak ve geliştirmek olmuştur. İşe<br />
başlanıldığında yerli katkı oranının sıfır<br />
olduğunu not etmekte yarar vardır. İlk adımda,<br />
büyük çaplı üretim yapan kalite kültürü sağlam<br />
olan şirketlerimize başvurulmuştur. Ancak,<br />
genelde otomotiv sanayiine seri imalat tekniği<br />
ile parça üretimi yapan, daha çok TAYSAD<br />
(Taşıma Yan sanayicileri Derneği) bünyesinde<br />
toplanan üreticileri, kısıtlı sayıdaki ihtiyacımıza<br />
yönlendirmek kolay olmamıştır. Bu nedenle,<br />
daha küçük çaplı üretici firmalar incelenmiş ve<br />
seçilen firmalarımıza tezgah, takım yatırımı<br />
yapılmış; personele eğitim verilmiş; mali<br />
destek verilmiştir. Kısa zamanda değişik ürün<br />
kategorilerinde çok sayıda üretici geliştirilmiş;<br />
bu çalışmanın meyveleri ise yerli katkı<br />
oranımızın iki yıl içinde sıfırdan %73’e çıkması<br />
ile alınmıştır. Bu yıllarda FNSS, 250’ye varan yan<br />
sanayi şirketlerinin sayısı ile gurur duymuş, bu<br />
duyguları tüm pazarlama ağına, çeşitli<br />
vasıtalarla duyurmuştur. Yerli sanayici ile<br />
çalışmanın avantajları birden fazladır:<br />
herşeyden önce kendi dilinizden, derdinizi<br />
anlayan aynı kültürden insanlarla çalışmanın<br />
kolaylığı vardır. Fiziksel yakınlık çok önemlidir.<br />
Ankara’da konuşlu bir yan sanayi şirketine en<br />
çok yarım saatte ulaşılabilmektedir. Yerli<br />
sanayiciden alınan parçalarda, yabancı ülke<br />
kısıtı bulunmamakta, bu da stratejik bir avantaj<br />
sağlamaktadır. Bu tür tedarik çalışması, lisanslı<br />
ve tek ürünle çalıştığımız, ürün resimlerinin<br />
hazır olduğu ilk yıllar için çok yararlı olmuştur.<br />
FNSS, yıllar ilerledikçe, özgün ürünler<br />
geliştirmeye başlamış; lisanslı ürünler<br />
terkedilmeye başlanmış; birden fazla proje<br />
üzerinde ve değişik coğrafyalarda, üretim
Bir Konuk Bir Söyleşi<br />
tesisleri işletilmeye başlanmıştır. Değişen<br />
koşullar nedeniyle, bir dönem çok başarılı olan<br />
tedarik stratejilerimizde yön değişikliği<br />
yapılması gereği, 2000’li yılların ortalarında<br />
ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu çerçevede, 7<br />
Ocak 2010 tarihinde FNSS tarafından Çözüm<br />
Ortaklığı Konferansı düzenlenmiş; çok sayıda<br />
yan sanayi şirketimiz, bu konudaki özlemin de<br />
bir ifadesi olarak, bu konferansa katılmıştır.<br />
Konferansın somut çıktısı “savunma sanayiinde<br />
rekabetçi olabilmek için esnek, işbirliğine<br />
dayalı, sorumlulukları ve riski paylaşan<br />
politikalara ihtiyaç olduğu; akıllı, yetenekli,<br />
tasarım da yapabilen yan sanayi şirketleri ile<br />
ana yüklenicilerin birer ortak gibi çalışmaları<br />
gereğinin tespiti” olmuştur. FNSS, bu<br />
çerçevede, iç bünyesinde tedarik süreci<br />
üzerinde transformasyon çalışmalarına<br />
başlamıştır. Bu cümleden olarak önce tedarik<br />
süreci yeniden tarif edilmiş; tedarik zinciri<br />
tarifine şirket içi üretim de dahil edilmiş;<br />
tedarikçiler yeniden sınıflandırılmış; tedarik<br />
uzmanlığı kavramı üzerinde durulmaya<br />
başlanmıştır. Pilot olarak seçilen bir<br />
Şirketimizle çalışmalara başlanmış olup,<br />
alınacak net sonuçlar süratle uygulamaya<br />
konulacak, Çözüm Ortakları FNSS’in günlük<br />
tedarik uygulamalarının temel unsuru<br />
olacaktır.<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Gündemi Dergisi’nin bu<br />
sayısının teması “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>’nde İnsan<br />
Kaynakları”, FNSS olarak savunma<br />
sektöründe tasarımcı geliştirmeye yardımcı<br />
olmak üzere “FNSS Mil. Design 2011” adında<br />
bir yarışma düzenlediniz, bu konuda bize<br />
bilgi verir misiniz?<br />
FNSS’in hayalleri geniş ve uzun ufukludur.<br />
Tedarikçi stratejilerimizde nasıl kendi kaynaklarımızla<br />
birlikte diğer Şirketlerin de aklını<br />
kullanmayı planlıyorsak; tasarım ve geliştirme<br />
Konferansın somut çıktısı<br />
“savunma sanayiinde<br />
rekabetçi olabilmek için<br />
esnek, işbirliğine dayalı,<br />
sorumlulukları ve riski<br />
paylaşan politikalara<br />
ihtiyaç olduğu; akıllı,<br />
yetenekli, tasarım da<br />
yapabilen yan sanayi<br />
şirketleri ile ana yüklenicilerin<br />
birer ortak gibi çalışmaları<br />
gereğinin tespiti” olmuştur.<br />
hizmetlerimizde de “Başka yaratıcı beyinler<br />
nerede var?” “Bu beyinler bize nasıl destek<br />
olabilir?”, “Gelecekte doğacak insan kaynağı<br />
sorunlarımıza bugünden nasıl çare bulabiliriz?”<br />
sorularını da kendimize soruyoruz. Yaratıcı<br />
çözümler için de planlı “arama seansları”<br />
yapıyoruz. Bu çalışmalar sonunda, çift sayılı<br />
yıllarda düzenlediğimiz Zırhlı Araç Maket<br />
Yarışmamızı başlattık. Çok büyük ilgi gördü.<br />
Maketçilik öğreticidir. Maketçi, üzerinde<br />
çalıştığı araç sisteminin her detayını öğrenir,<br />
uzmanı olur.<br />
Geçtiğimiz yıl, bu yarışmaya ilave olarak<br />
tasarımcı ihtiyacımıza çare ararken, gençleri<br />
destekleyerek, kabiliyetli olanlarını bulmak ve<br />
onları teşvik etmek gereğini tespit ettik.<br />
Arkadaşlarım derhal çalışmalara başladılar ve<br />
Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşunun<br />
(ETMK) desteği ile titiz bir hazırlık yaparak Mil.<br />
Design 2011’i düzenlediler. Bu sene, ulusal<br />
temelde yaptığımız bu yarışmayı, küresel<br />
liderlik amaçlarımız doğrultusunda, 2013’te<br />
uluslararası çapta yapma düşüncemiz var. Mil.<br />
Design 2011 yarışmamıza profesyonel<br />
kategoride 45, öğrenci kategorisinde 20 eser<br />
katıldı. Saygın ve konusunda usta isimlerden<br />
oluşan geniş katılımlı bir jüri oluşturduk.<br />
Jürimiz 12 Ocak 2011’de tüm gün biraraya<br />
gelerek titiz bir çalışma ile ödül sahiplerini<br />
tespit etti.<br />
19 Mart 2011’de Ankara Sheraton Otelinde<br />
düzenlediğimiz geniş katılımlı bir resepsiyonda,<br />
kazananlara ödüllerini verdik; eserlerini<br />
sergiledik. Şunu ifade etmek isterim ki, gerek<br />
kazanan eserler, gerekse dereceye girmeyen<br />
diğer eserlerin hemen tamamı, endüstriyel<br />
tasarımcılığımızın geldiği nokta itibariyle bizleri<br />
son derece sevindirdi. Bu eserlerin, gerek<br />
Şirketimizde, gerekse ilgili diğer kurumlarda<br />
sergilenmesi konusunda çalışmalara başladık.<br />
Nihai amacımız, bu Yarışmanın benzerlerinin<br />
ve daha iyilerinin diğer <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
şirketlerimiz tarafından da kendi alanlarında<br />
yapılması; uzman tasarımcı havuzumuzun<br />
süratle gelişmesidir.<br />
Yurt dışında yaşayan beyinlerimizin yeniden<br />
ülkemize kazandırılması adına savunma<br />
sanayiinde neler yapılabilir? Tersine beyin<br />
göçü için savunma sanayimizin uygun<br />
koşulları sağlayabileceğini düşünüyor<br />
musunuz?<br />
Bu konuda düzenlenen ve savunma sanayinin<br />
aktif olarak katıldığı etkinlik, Sinerjitürk<br />
etkinliğidir. Dışarıda faaliyette bulunan Türkleri<br />
savunma sanayii ile entegre etmeyi amaçlayan<br />
etkinlik geniş katılım bulmakta; SSM Müsteşarı<br />
Sn. Murad Bayar, bu etkinliğe geniş bir SSM<br />
ekibi ile katılmaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> şirketlerimizin personel<br />
ihtiyacı olduğunda, özellikle tasarım alanında,<br />
tecrübeli personel bulunamamakta; bu ise,<br />
alınan işlerin süresi içinde bitirilmesini risk
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
11<br />
ABD pasaportu taşımaya devam etmeleri<br />
halinde, Türkiyede aynı alanlarda çalışma<br />
güçlüğü olabilir. Bu nedenle ABD’de çalışan<br />
Türklerin geri dönmeleri halinde, ABD<br />
pasaportunu bırakmalarında yarar vardır. Bu<br />
zorluklara rağmen, geri dönmeye hevesli ne<br />
kadar Türk olduğu konusunda da bir çalışma<br />
yapılabilir.<br />
FNSS’in geleceğine yönelik planlarınız<br />
nelerdir?<br />
Bugüne kadar başardıklarımız, mevcut İşgücümüzün<br />
sağlamlığı, profesyonelliği, şirketine<br />
bağlılığı; ortaklarımızın güçlü oluşu ve FNSS’ye<br />
olan güçlü inancı bize geleceğe yönelik çok<br />
büyük umutlar besleme cesareti veriyor.<br />
Dolayısı ile hayallerimiz büyük...<br />
BÜLENT ÖZKURT Mil. Design 2011 Birincilik ödülü Profesyonel Kategori<br />
Önümüzdeki 10 yılda savunma alanında en az<br />
2,5 milyar dolarlık iş almayı planlıyoruz. Bu<br />
rakamın çok üzerine çıkabileceğimizi bilmekle<br />
birlikte, asgari planlarımız bunun üzerine<br />
yapılıyor. Bunu yaparken çalıştığımız dost<br />
ülkelerin yerel şirketi olma, oraya teknolojiyi<br />
taşıyarak tercih edilen şirketi olmayı planlıyoruz.<br />
Tabii ki yerli projeler de planlarımızda<br />
çok önemli yer tutuyor. İdeal bir yapıda iç ve dış<br />
projeler arasında denge olmalı. Sadece yerli<br />
projelerle ayakta kalmak sağlıklı olmadığı gibi,<br />
son dört yıldır yaşadığımız gibi sadece ihracata<br />
bağlı yaşamak da çok sağlıklı değil diye<br />
düşünüyorum.<br />
Bizler, ordumuza olan sonsuz inancımız ve<br />
sevgimizi, vatanseverliği; muhatabımıza<br />
saygılı, dürüst ve güvenilir olmayı her şeyin<br />
üzerindeki çalışma değerleri olarak görüyoruz.<br />
MUZAFFER KOÇER Mil. Design 2011 Birincilik ödülü Öğrenci Kategorisi<br />
Operasyonel mükemmeliyet gelecek 5 yılda,<br />
bizim temel hedefimiz. Çok sayıda projeyi,<br />
değişik ürün alanlarında, değişik coğrafyalarda<br />
başarı ile ifa edebilmek için bilgi altyapınızın<br />
doğru işletilmesi, projelerin ahenk içinde<br />
yönetilmesi; tedarik sisteminin farklı ve verimli<br />
bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Buna çok<br />
önem veriyoruz.<br />
altına almaktaydı. Bu nedenle, dışarıda ve<br />
savunma sanayii üzerine çalışan Türklerin<br />
tasarımcı eksikliğini gidermede, önemli bir<br />
unsur teşkil ettiği şüphe götürmez bir gerçektir.<br />
Bu konuda yurt dışında çalışan Türklerin,<br />
ülkelerine geri dönmeleri için öncelikle uygun<br />
çalışma ortamının sağlanması, kabul edebilecekleri<br />
bir gelir seviyesinin garanti edilmesi,<br />
özellikle çocukları olan yurttaşlarımız için<br />
uygun eğitim olanaklarının sağlanması şarttır.<br />
Bu kapsamda, TÜBİTAK’ın yürütmekte olduğu<br />
Avrupa Birliği 7. ÇP Marie-Curie araştırma<br />
programlarının çağrıları izlenerek, programlardan<br />
destek almak için çalışmalar yapılmalıdır.<br />
Programa ayrılan fon ile tersine beyin göçü<br />
direk olarak desteklenmekte ve araştırma<br />
projelerini hem araştırmacılar hem de sanayi<br />
kurumları için cazip hale getirmektedir. <strong>Savunma</strong><br />
Sanayimizin olanakları ile bu programın<br />
sunmuş olduğu fırsatlar birlikte değerlendirilerek<br />
yurt dışında çalışmalarını sürdüren<br />
araştırmacılarımız için tersine beyin göçünü<br />
çekici hale getirmek mümkün olacaktır. Ayrıca<br />
ABD’de savunma alanında çalışan Türklerin,<br />
2015-2020 arasında alınması planlanan yeni iş<br />
paketleri için, iş geliştirme faaliyetlerimizde<br />
farklılaşma planlıyoruz. Detayına şimdi<br />
giremeyeceğim iş geliştirme çalışmalarımız,<br />
bizi gelecek on yıllara taşıyacaktır.<br />
Tüm pazarlama faaliyetlerimizin temelinde<br />
yeni ürünler geliyor. FNSS, bu konuda sürekli<br />
yatırım yapacak; silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaç<br />
duyduğu kara savunma sistemlerini geliştirecek<br />
ve subaylarımızın beğenisine sunacaktır.<br />
Sayın Nail Kurt vermiş olduğunuz bilgiler için<br />
çok teşekkür ediyoruz.
ASELSAN<br />
İnsan Kaynakları Politikası ve<br />
Bu Alanda Yürütülen Önemli Faaliyetleri<br />
Şirket Profili<br />
ASELSAN; %84.58 hissesi Türk Silahlı Kuvvetleri<br />
Güçlendirme Vakfı (TSKGV)’na ait, %15.42<br />
hissesi İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda<br />
işlem gören Türkiye’nin öncü savunma sanayi<br />
şirketidir. Tasarım ve üretim faaliyetlerini;<br />
Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri Grup Başkanlığı,<br />
Mikro Elektronik Güdüm ve Elektro<br />
Optik Grup Başkanlığı, Radar, Elektronik Harp<br />
ve İstihbarat Sistemleri Grup Başkanlığı ve<br />
<strong>Savunma</strong> Sistem Teknolojileri Grup Başkanlığı<br />
olmak üzere dört Grup Başkanlığı altında<br />
Ankara’da; Macunköy, Akyurt ve Orta Doğu<br />
Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Teknokent tesislerinde<br />
yürütmektedir. (Şekil-1) Ayrıca<br />
İzmir’de Trafik Sistemleri konusunda ve<br />
İstanbul’da Deniz Sistemleri ve Ürün Desteği<br />
konusunda çalışan müdürlüklerimiz bulunmaktadır.<br />
Tüm Grup Başkanlıklarına hizmet<br />
veren insan kaynakları, destek hizmetleri,<br />
pazarlama vb. konularda çalışan bölümler ise<br />
doğrudan Genel Müdürlüğe bağlı olarak<br />
faaliyetlerini yürütmektedir.<br />
Çalışan Profilimiz<br />
ASELSAN’da 2168’i mühendis ve 1084’ü<br />
teknisyen olmak üzere toplam 3851 personel<br />
çalışmaktadır. Personel dağılımı Grafik-1’de<br />
görülmektedir. Çalışanlarımızın yaklaşık 60’ı<br />
mühendistir.<br />
Halen 4 ARGE Merkezimizde 5746 sayılı ARGE<br />
Kanunu kapsamında 1741 ARGE personeli<br />
çalışmaktadır.<br />
Büro İşleri Kulvarı<br />
%4<br />
Teknisyenlik Kulvarı %28<br />
Grafik-1: Personel Dağılımı<br />
İşçilik Kulvar<br />
%4<br />
Mühendislik Kulvarı<br />
%56<br />
İdari Kulvar %8<br />
Şekil-1: ASELSAN Çalışma Ortamlarından Genel Görünüş
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
13<br />
İnsan Kaynakları Politikamız<br />
ASELSAN; kuruluşundan bu yana personeline<br />
yaptığı yatırımlar ve kaynaklarından önemli bir<br />
kısmını ayırdığı araştırma-geliştirme çalışmalarıyla,<br />
sahip olduğu teknolojiler ve entelektüel<br />
sermayesi ile ülkemizin savunma sanayisine<br />
büyük katkılarda bulunarak, Türkiye’nin gurur<br />
duyduğu milli bir teknoloji merkezi durumuna<br />
gelmiştir. ASELSAN; sahip olduğu bilgi birikimi,<br />
ürettiği milli ve özgün cihaz ve sistemlerle<br />
Ulusal <strong>Savunma</strong> Sanayimizin lider kuruluşları<br />
arasında hak ettiği yeri almıştır. Hedefimiz,<br />
TSKGV’nın bir kuruluşu olan ASELSAN’ın, dünya<br />
ölçeğinde rekabet edebilme yeteneklerini<br />
geliştirmek ve savunma sanayi devleri arasında<br />
en üst sıralara çıkarmaktır.<br />
Bu vizyonda oluşturulan insan kaynakları<br />
politikamız; şirketimizin stratejik plan ve<br />
hedefleri doğrultusunda ihtiyaç duyulan insan<br />
gücü ihtiyacını en iyi şekilde karşılamak, bu<br />
gücün en verimli şekilde değerlendirilmesini ve<br />
devamlılığını sağlamaktır. Bu kapsamda;<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Çalışanlarımız için şeffaf ve açık bir yönetim<br />
politikası izlemek,<br />
Çalışanlarımızın motivasyonlarını ve<br />
ASELSAN’a bağlılıklarını ön planda tutmak,<br />
Çalışanlarımıza sürekli eğitim ve kendini<br />
geliştirme olanakları sağlamak,<br />
Çalışanlarımız için kariyer planlaması yaparak<br />
verimliliklerini en üst düzeye çıkarmak,<br />
Çalışanlarımız arasında fırsat eşitliği<br />
yaratmak,<br />
Çalışanlarımızın, maddi ve manevi haklarının<br />
korunmasını sağlamak,<br />
İnsan kaynakları politikamızı sürekli gözden<br />
geçirmek, güncellemek ve geliştirmek<br />
temel ilkelerimizdir.<br />
ASELSAN’ı bugün bu noktaya getiren; şirket<br />
kültürümüzün ve temel prensiplerimizin tüm<br />
çalışanlarımız tarafından benimsenmiş olması,<br />
çalışanlarımızın kendilerini sürekli gelişmeye<br />
ve öğrenmeye açık tutmalarının sonucudur.<br />
Nitelikli ve Deneyimli İş Gücü Temini<br />
Konusunda Yaşanan Sıkıntıları Gidermek<br />
Amacıyla Oluşturulan Personel Seçim<br />
Politikası<br />
ASELSAN olarak stratejik planımızla uyumlu<br />
olacak şekilde hazırladığımız iş gücü planımız<br />
çerçevesinde; önümüzdeki yıllar içerisinde<br />
hangi kadrolarda, hangi nitelikte personel<br />
istihdam etmemiz gerektiği tespit edilmektedir.<br />
Kurumsal bir şirket olmamızın getirdiği anlayışla<br />
hazırlanan görev tanımları kapsamında;<br />
şirket içinde tespit edilmiş iş aileleri bazında<br />
tüm unvan grupları için personelde olması<br />
gereken asgari özellikler tanımlanmış ve<br />
standart hale getirilmiştir. Bu kapsamda; gerek<br />
şirket dışından işe alımlarda, gerekse şirket içi<br />
bölüm, görev değişikliklerinde personelin<br />
niteliklerinin ilgili görev tanımıyla uyumlu<br />
olması ilk şart olarak aranmaktadır.<br />
İşe alımda dikkat ettiğimiz temel konuların<br />
başında, adayın ASELSAN kültürüne uygunluğu,<br />
ekip çalışmasına yatkınlığı gelmektedir.<br />
Bunun yanında her yıl yönergemizde de geçtiği<br />
üzere; Türkiye’de bulunan tüm üniversitelerden<br />
değil, yetkinliğini ve başarısını kanıtlamış<br />
ayrıca ÖSS sınav sonuçlarına göre tercih edilen<br />
üniversiteler arasında ilk sıralarda yer almış<br />
üniversitelerin mezunlarını istihdam etmek<br />
amacıyla, tespit edilen ilk 10 üniversiteden<br />
mezun adayların istihdamına öncelik verilmektedir.<br />
Adayların seçiminde sadece<br />
üniversite başarılarının değil aynı zamanda<br />
kişilik özelliklerinin ve yapacakları işe mesleki<br />
uygunluklarının test edildiği uluslararası<br />
standartlara uygun 16 Personality Factors (PF)<br />
vb. destekleyici testler uygulanmaktadır.<br />
Grafik-2’de görüldüğü üzere; halen<br />
ASELSAN’da çalışmakta olan mühendislerin<br />
1184’ü ODTÜ, 348’i Hacettepe Üniversitesi,<br />
184’ü Bilkent Üniversitesi, 160’ı İstanbul<br />
Teknik Üniversitesi, 107’si Gazi Üniversitesi<br />
mezunudur.<br />
Mühendislerimizin; 1398’i Elektrik / Elektronik<br />
1200<br />
1000<br />
800<br />
600<br />
400<br />
420<br />
0<br />
ODTÜ<br />
1184<br />
HACETTEPE<br />
348<br />
184<br />
BİLKENT<br />
160<br />
İTÜ<br />
107<br />
GAZİ<br />
54<br />
DOKUZ<br />
EYLÜL<br />
131<br />
DİĞER<br />
Grafik-2: Mezun Olduğu Okullara Göre Mühendis Dağılımı<br />
Mühendisi, 343’ü Makine mühendisi, 157’si<br />
Bilgisayar Mühendisi, 147’si Endüstri<br />
Mühendisi ve 24’ü Havacılık Mühendisidir.<br />
(Grafik-3)<br />
1400<br />
1200<br />
1000<br />
800<br />
600<br />
400<br />
200<br />
0<br />
ELEKTRONİK<br />
1398<br />
343<br />
MAKİNA<br />
157<br />
BİLGİSAYAR<br />
147<br />
ENDÜSTRİ<br />
HAVACILIK<br />
Nitelikli ve deneyimli aday temininde yaşanan<br />
sıkıntıları en aza indirmek amacıyla yürüttüğümüz<br />
uygulamaları şu şekilde özetleyebiliriz;<br />
1. İleriye dönük istihdam politikamız kapsamında<br />
şirketimizde stajlara büyük önem<br />
verilmekte; çok sayıda meslek lisesi ve<br />
üniversite öğrencisine staj imkanı yaratılmaktadır.<br />
2010 yılında 193 meslek lisesi<br />
öğrencisi ile 789 üniversite öğrencisine<br />
şirketimizde staj yapma olanağı sağlanmıştır.<br />
Öğrencilerin iki stajlarından sadece birisini<br />
ASELSAN’da yaparak, diğer şirketlerden farkını<br />
görmeleri ve okulda aldıkları teorik bilgiyi<br />
mümkün olduğunca uygulamayla pekiştirebilecekleri<br />
ortamların yaratılması hedeflenmektedir.<br />
24<br />
Grafik-3: Halen Çalışmakta Olan Mühendislerin<br />
Ana Bilim Dallarına Göre Dağılımı<br />
99<br />
DİĞER MÜH.<br />
Bu vizyonda oluşturulan<br />
insan kaynakları politikamız;<br />
şirketimizin stratejik plan ve<br />
hedefleri doğrultusunda<br />
ihtiyaç duyulan insan gücü<br />
ihtiyacını en iyi şekilde<br />
karşılamak, bu gücün en<br />
verimli şekilde<br />
değerlendirilmesini ve<br />
devamlılığını sağlamaktır.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
2. Şirketimiz personel temininde yukarıda<br />
sayılan kriterler yanında adayın ASELSAN’da<br />
staj yapmış olmasına da büyük önem<br />
vermektedir. Staj döneminde özellikle ana<br />
faaliyet sahamıza uygun olarak, elektronik<br />
branşından öğrenciler başta olmak üzere<br />
bilgisayar, uzay havacılık vb. bölüm öğrencilerine<br />
oryantasyon eğitimi yanı sıra<br />
ASELSAN’da çalışma koşulları ve yürüttüğümüz<br />
işler konusunda brifingler verilmektedir.<br />
Tamamen teorik bilgiyle donatılmış olarak staja<br />
başlayan öğrencilere yazılım tasarımı, sistem<br />
tasarımı, vb. birçok konuda verilen brifinglerde,<br />
öğrencilerin uygulama alanını tanımaları<br />
sağlandığı gibi kariyer planlarını da yönlendirmede<br />
yardımcı olmaya çalışılmaktadır.<br />
Her yıl ihtiyacımıza bağlı<br />
olarak tespit ettiğimiz<br />
konularda doktora tezi<br />
hazırlayacak üniversite<br />
araştırma görevlilerine burs<br />
verilmektedir.<br />
Burs karşılığında bursiyerin<br />
doktora sonrası üniversitede<br />
kalması ve konunun ders<br />
olarak okutulması<br />
hedeflenmektedir.<br />
3. ASELSAN aday mühendislik uygulaması<br />
kapsamında; Ankara’da yerleşik üniversitelerin<br />
elektronik, makine, bilgisayar, uzay<br />
havacılık bölümlerinde 3. sınıftan 4. sınıfa en az<br />
3 not ortalaması ile geçmiş başarılı öğrenciler;<br />
ağırlıklı olarak staj dönemlerinde tespit<br />
edilerek, bu dönemde verilen brifinglerde<br />
şirketimizde branşlarıyla ilgili uygulama<br />
sahasını görmeleri sağlanmakta, bu adaylar<br />
yapılan mülakatlar sonucunda aldıkları<br />
derslerle ve kariyer hedefleri ile uyumlu<br />
bölümlere yerleştirilmektedir. Aday mühendisler;<br />
haftada 1,5 gün ASELSAN’a gelmekte,<br />
asgari ücret karşılığı çalışmaktadırlar.<br />
Mezuniyetleri sonrasında performansı uygun<br />
bulunan adaylar, mühendis kadrosuna<br />
geçirilmektedir. Yeni mezun bir mühendisten<br />
gerçek anlamda verim alınmaya başlanması<br />
için mezuniyet sonrası en az 6 ay çalışmasının<br />
gerekli olduğu düşünüldüğünde; ASELSAN,<br />
yürüttüğü bu uygulama ile mühendis<br />
kadrosuna henüz geçmemiş adayların önceden<br />
tecrübe kazanmaları ve bir sonraki yılın norm<br />
kadrosunda ihtiyaç duyulan nitelikteki<br />
personeli önceden yetiştirmede önemli bir<br />
adım atmış olmaktadır.<br />
4. Üniversitelerin düzenledikleri kariyer fuarlarına<br />
katılım sağlanarak, özellikle başarılı<br />
öğrencilerin; ASELSAN’da staj yapmaları, aday<br />
mühendis olmaları veya mezuniyetleri sonrası<br />
şirketimizde istihdam edilmeleri için gerekli<br />
bağlantılar kurulmaktadır. Ayrıca; öğrenci<br />
kulüpleri vasıtasıyla düzenlenen etkinliklere<br />
katılım sağlanmakta, bu kapsamda özellikle<br />
teknik personelimizin konuya özel sunumlar<br />
yaparak öğrencilerin ilgisini ASELSAN’a çekmeye<br />
çalışmaktayız. Bu kapsamda öğrenciler için<br />
düzenlenen fabrika gezileri de şirket ve çalışma<br />
olanaklarının tanımı açısından önem arz<br />
etmektedir.<br />
5. 2007 yılından bu yana; “Tersine Beyin Göçü<br />
Projesi” kapsamında; Amerika Silikon Vadisi’ne<br />
gidilerek özellikle doktorasını yapmış adaylar<br />
başta olmak üzere lisans üstü eğitim yapmış<br />
adayların, Türkiye’ye geri dönmeleri ve<br />
ASELSAN’da istihdamı konusunda başarılı<br />
adımlar atılmış, bununla birlikte Avrupa Birliği<br />
7. Çerçeve Programı kapsamında kabul gören<br />
projelerde teşvik alınması sağlanmıştır.<br />
6. Yasal zorunluluklar yanı sıra aynı zamanda bir<br />
sosyal sorumluluk olarak görülen engelli<br />
personel istihdamında önemli adımlar atılmış,<br />
İŞKUR’la işbirliğiyle yürütülen çalışmalar<br />
neticesinde tespit edilen adayların, yasada da<br />
öngörüldüğü şekilde bedenen ve ruhen<br />
kendilerine uygun işlerde istihdamı sağlanmıştır.<br />
Bu kapsamda istihdamı sağlanan<br />
personelin tamamı şirketimizdeki görev<br />
tanımlarına uygun olup, şirketimiz bu<br />
kapsamdaki uygulamaları ile Özürlüler<br />
İdaresinden teşekkür almıştır.<br />
Üniversite Sanayi İşbirliği Kapsamındaki<br />
Uygulamalarımız<br />
Nitelikli ve deneyimli aday temininde yaşanan<br />
sıkıntıları en aza indirmek amacıyla personelin<br />
tez konusunun, ASELSAN’la çalıştığı konuyla<br />
uyumlu olması koşuluyla lisansüstü eğitim<br />
teşvik edilmektedir. Bu sayede özellikle<br />
savunma sanayinin ihtiyaç duyduğu konularda<br />
yüksek lisans ve doktora tezlerinin yapılması<br />
sağlanmış olmaktadır.<br />
Halen ASELSAN’da çalışmakta olan personelin<br />
1140’ı yüksek lisansını, 81’i doktorasını<br />
tamamlamış olup, 425 personelimiz yüksek<br />
lisansa, 138 personelimiz ise doktoraya devam<br />
etmektedir. (Grafik-4)<br />
EML %21 Lise %5 Diğer %3 Doktora Yüksek Lisans<br />
%2<br />
%30<br />
MYO Önlisans %6<br />
Lisans %33<br />
Grafik-4: Mezuniyet Derecesine Göre Personel Dağılımı<br />
Grafik-5’te görüldüğü üzere; ASELSAN’da<br />
çalışmakta olan mühendislerin 78’i doktora<br />
mezunu, 1053’ü yüksek lisans ve 1037’si lisans<br />
mezunudur.<br />
Yüksek Lisans %48 Doktora %4 Lisans %48<br />
Grafik-5: Mezuniyet Derecesine Göre Mühendis Dağılımı<br />
Uzmanlık seviyesine kadar olan personelimize<br />
lisansüstü eğitimi tamamlamaları ve tez<br />
konusunun ASELSAN’la çalıştığı konuyla<br />
uyumlu olması koşuluyla kademe artışı<br />
verilerek, ücretinin yükselmesi ve kişinin<br />
çalışma yılı, performansı vb.de dikkate<br />
alınarak, unvanının yükselmesi olanağı<br />
sağlanmaktadır. Ayrıca personelin lisansüstü<br />
eğitimini kolaylaştırmak amacıyla personele<br />
ulaşım kolaylığı sağlanmaktadır.<br />
Yürüttüğümüz projeler kapsamında; Türkiye<br />
genelinde birçok üniversite ile işbirliği halinde<br />
çalışmalarımız devam etmektedir. ASELSAN<br />
olarak stratejik planımızla uyumlu olacak<br />
şekilde özellikle önümüzdeki yıllarda gireceğimiz<br />
projeler başta olmak üzere ihtiyaç<br />
duyacağımız nitelikte öğrencilerin üniversitelerde<br />
yetiştirilmesi amacıyla, her yıl ihtiyacımıza<br />
bağlı olarak tespit ettiğimiz konularda<br />
doktora tezi hazırlayacak üniversite araştırma<br />
görevlilerine burs verilmektedir. Burs karşılığında<br />
bursiyerin doktora sonrası üniversitede<br />
kalması ve konunun ders olarak okutulması<br />
hedeflenmektedir. Burs verilecek adayların<br />
tespitinde ağırlıklı olarak mezunlarını istihdam<br />
ettiğimiz ilk 10 üniversite tercih edilmekte, bu<br />
şekilde uygulamanın istihdam politikamızla<br />
paralellik sağlaması amaçlanmaktadır.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
15<br />
Mevcut İnsan Kaynağının Elde Tutulmasına<br />
Yönelik Yürütülen Çalışmalar<br />
Personelimizin moral ve motivasyonunu, şirket<br />
bağlılığını en üst seviyede tutmak amacıyla<br />
kurumsal her şirkette olduğu gibi personelin<br />
özlük hakları ile birlikte personelin günlük<br />
hayatta ihtiyaç duyacağı tüm konular yönergelerle<br />
yazılı hale getirilmiştir.<br />
TSKGV ilkeleri çerçevesinde kurgulanan; kişinin<br />
kendisi yerine sağladığı katma değere göre<br />
yapılan işin ücretlendirildiği ücret sistemimiz<br />
ve buna paralel olarak oluşturulan kariyer<br />
yolları kapsamında, hangi deneyimdeki<br />
personelin tüm koşulların (norm kadro,<br />
personelin performans notu vb.) uygun olması<br />
durumunda hangi ücreti alacağı ve ünvanının<br />
ne olacağı yönergelerle tespit edilmiş<br />
durumdadır. Bu kapsamdaki uygulamalar<br />
işgücü planıyla uyumlu olarak yürütülmektedir.<br />
Şirket içinde hizmet<br />
vermekte olan<br />
“Çalışana Destek Birimi”<br />
personele psikolojik,<br />
sosyal her türlü alanda<br />
destek olmaktadır.<br />
Kurumsal yapıya sahip her şirkette olduğu gibi;<br />
oluşturulan kariyer yönergesi ile personelin<br />
gerek yatay bazda (üretimden tasarıma<br />
geçmesi vb), gerekse dikey bazda (bir üst<br />
unvana terfisi) ilerlemesi için alması gerekli<br />
kariyer eğitimleri tanımlandığı gibi ücretlendirme<br />
sistemi yönergemiz kapsamında<br />
unvanlar arası geçiş koşulları da (asgari süreler,<br />
personelin performansının etkisi, norm kadro<br />
durumu vb.) tanımlanmış ve yazılı hale<br />
getirilmiş durumdadır.<br />
Şirket içinde hizmet vermekte olan “Çalışana<br />
Destek Birimi” personele psikolojik, sosyal her<br />
türlü alanda destek olmaktadır. Personelimizin<br />
moral ve motivasyonunun yüksek tutulması<br />
amacıyla her türlü sosyal aktivite planlamasına,<br />
günlük hayatı kolaylaştırıcı her türlü<br />
tedbirin alınmasına (ulaşım, vb.) önem<br />
verilmektedir.<br />
Çalışan memnuniyetinin belirli periyotlarda<br />
ölçülmesi sağlanmakta, yapılan anket sonuçlarında<br />
varsa iyileştirilmesi gerekli hususlar ele<br />
alınmaktadır. Ayrılan personelimizle de<br />
mülakat yapılarak, personelin ayrılmasına<br />
neden olan varsa şirket içi unsurların<br />
düzeltilmesi yönünde tedbirler alınmaktadır.<br />
ASELSAN’da personel devir oranının çok<br />
düşük olması insan kaynakları alanındaki<br />
uygulamaların ve memnuniyetin bir göstergesidir.<br />
Aysun Ülkü AYDIN<br />
1968 Ankara doğumludur. 1990 yılında Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesinden mezun<br />
olmuş, 1992 yılında aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 1991 yılından<br />
itibaren ASELSAN’da çalışmaya başlamıştır. 2006 yılından bu yana İnsan Kaynakları Müdürü<br />
olarak görev yapmaktadır.
FNSS<br />
Kurumsal Değişimde İki Kritik Sınav:<br />
Yetenek Yönetimi ve<br />
Verimliliği Sürdürülebilir Kılmak<br />
1989 yılında kurulan FNSS <strong>Savunma</strong> Sistemleri<br />
A.Ş. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne zırhlı muharebe<br />
aracı üretmek amacıyla, yurt içi ve yurt dışı<br />
müşterileri için özgün, güvenilir, maliyet etkin,<br />
kara muharebe sistemi çözümleri tasarlayan,<br />
geliştiren, üreten ve destekleyen bir dünya<br />
şirketidir. FNSS kuruluşundan bu yana zorlu<br />
misyonunu üstün nitelikli insan gücünün<br />
desteği ile başaracağının bilincinde olmuştur.<br />
Günümüzün çağdaş yönetim ilkeleri çalışanların<br />
tüm potansiyellerini ortaya koyabilecekleri<br />
ve bu yolla yüksek düzeyde performans<br />
gösterebilecekleri çalışma ortamlarının<br />
yaratılmasına ve korunmasına odaklanmaktadır.<br />
Biz de kurum olarak bu temel ilkeyi<br />
gözeten politikaları gözetme kararlılığımız<br />
olduğuna inanıyoruz.<br />
FNSS‘in 2007 yılında hız kazanan büyüme<br />
stratejisinde insan kaynakları (İK) yönetiminin<br />
de iş hedeflerini destekleyen politika ve<br />
uygulamalara yönelmesini, kritik bir başarı<br />
aracı olarak gördük. İşte bu yaklaşımla tek<br />
proje, tek ürün döneminin sona erdiği, çoklu<br />
proje, çoklu ürün dönemine girilmiş olan ve<br />
kurumun artan iş hacminin başlangıcı olan<br />
2007 yılına gelindiğinde, kurum olarak en<br />
büyük gücümüzün, mevcut insan kaynağımız<br />
olduğunun bilincindeydik.<br />
O dönemde; bu sıra dışı ve önemli farkındalığın<br />
gerçek “şampiyon”u; stratejik İK uygulamalarına<br />
samimiyetle inanan ve destekleyen<br />
şirketimiz CEO’su Sn. Nail Kurt oldu. Onun ileri<br />
görüşlülüğü ile hepimiz savunma sanayi gibi<br />
ağırlıklı olarak teknolojiye odaklı olunduğu<br />
yargısının yaygın olduğu bir sektörde bile,<br />
gerçek fark yaratacak olan değerin insan ve<br />
insanın performansı olduğunu gördük. Kurum<br />
olarak teknolojinin de gerçek yaratıcılarının<br />
insan olduğuna içtenlikle inandık.<br />
İşte bu ortak inanç İK’nın stratejik değerinin<br />
desteklenmesi, süreçlerin hızla tamamlanması<br />
açısından biz insan kaynakçılara önemli avantaj<br />
sağladı.<br />
Üst yönetimimizin desteğini aldıktan sonra,<br />
fonksiyonumuzun en önemli iş hedeflerinden<br />
birini gerçekleştirmeye sıra geldi; yeni<br />
projelerin ve büyümenin ortaya koyduğu<br />
nitelikli işgücüne ulaşma süreci.<br />
İlk anda yüksek işsizlikle boğuşan ülkemizde<br />
oldukça kolay bir süreç gibi algılanabilen seçme<br />
ve yerleştirme işlevimizde açıkçası oldukça<br />
zorlandık. Aldığımız önemli bir ders yüksek<br />
nitelikli iş gücü arzındaki sorunlar oldu. Yüksek<br />
başvuru sayısına rağmen aranılan özelliklerde<br />
eleman bulma problemini (özellikle de tasarım<br />
<strong>Savunma</strong> sanayi gibi<br />
ağırlıklı olarak teknolojiye<br />
odaklı olunduğu yargısının<br />
yaygın olduğu bir sektörde<br />
bile, gerçek fark yaratacak<br />
olan değerin insan ve<br />
insanın performansı<br />
olduğunu gördük.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
17<br />
mühendisi) farklı araçlar kullandığımız halde,<br />
zorlukla aştık. Öte yandan bu sıkıntılı dönemin<br />
bizler için önemli yararı seçme ve yerleştirme<br />
sürecimizi iyileştirmemize yön vermesi oldu.<br />
Bu dönemde kritik bir adım şirketimize özgü bir<br />
yetkinlik modeli tasarlamamız oldu. Temel,<br />
fonksiyonel ve yönetsel yetkinliklerimizi<br />
kapsayan bu çalışma ile birlikte yetkinlik bazlı<br />
mülakat tekniği uygulamasını da başlattık.<br />
Temel yetkinliklerimiz:<br />
İletişim<br />
Takım Çalışması<br />
Müşteri Odaklılık<br />
Yaratıcılık<br />
Sahiplenme<br />
Kişisel Motivasyon<br />
Esneklik<br />
Bir başka önceliğimiz şirket içi iletişim çalışmalarımız.<br />
CEO’muzun ‘tüm çalışanlarımıza<br />
yönelik bilgilendirme toplantıları’, farklı<br />
departmanlardan farklı seviyelerden davet<br />
edilen 20-25 kişi ile CEO’nun öğlen yemekli<br />
sohbet toplantıları ve çalışanlarımızı yeni İK<br />
uygulamalarımız konusunda bilgilendirdiğimiz<br />
‘İK Kahvesi’ uygulamalarımız bunlara bazı<br />
örnekler.<br />
Şekil 3: Her bir yetkinliğe uygun davranış sergileyen<br />
arkadaşlarımızı takdir etmek için başlattığımız<br />
İyi ki Varsın kampanyamıza aday formlarından,<br />
"takım çalışması" için tasarlanmış formumuz.<br />
Şekil 1: FNSS Temel yetkinlikleri<br />
2007 ile 2010 arasındaki süreçte, çalışan<br />
sayımız neredeyse üç kat arttı ve potansiyel<br />
projelerimizle bu sayının daha da artacağını<br />
öngörüyoruz ve bu büyüme olasılığı bizleri<br />
heyecanlandırıyor. Bu yazacağımız ortak başarı<br />
hikayesi aynı zamanda İK’nın şirket içindeki<br />
sorumluluğunun ve iş yükünün artması<br />
anlamına da geliyor.<br />
Artan hacimde istihdama aracılık etmek ve<br />
yetenekli elemanı şirkete çekmiş olmak hiç<br />
kuşkusuz hem İK’nın hem de üst düzey<br />
yönetimin önemli bir başarısıdır. Ancak<br />
günümüzde esas başarının, yetenekli elemanın<br />
şirkette kalması ve performansını tam olarak<br />
kullanması için gerekli atmosferi yaratmak<br />
olduğunu biliyoruz.<br />
Sayısı giderek artan çalışanlarımıza yönelik bu<br />
kalıcılığı, yüksek motivasyonu koruyacak<br />
sistemlerin tasarım ve uygulamasına özen<br />
gösteriyoruz. Eğitim, motivasyon, performans<br />
değerlendirme, kariyer danışmanlığı gibi insan<br />
kaynaklarının olmazsa olmaz sistemlerinin<br />
yardımıyla, şirket kültürü ve değerlerine<br />
adaptasyonlarını ve şirkete olan güvenlerini<br />
sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. Oryantasyon<br />
süreçlerinin başarıyla tamamlanması,<br />
eski çalışanlara uyumları ve ortak verimli iş<br />
ortamı elbette İK’nın temel ve devredilemez<br />
görevleri arasında yerini koruyor.<br />
Şekil 2: İK olarak çalışanlarla küçük gruplar halinde buluşup,<br />
hem İK uygulamaları konusunda bilgi verdiğimiz,<br />
hem onlardan geribildirim ve öneri aldığımız bir İK<br />
ile Çarşamba Kahvesi.<br />
Tüm bu çalışmalar sonunda mutlulukla ifade<br />
etmeliyiz ki, gerçekleştirdiğimiz “çalışan<br />
memnuniyeti” anketimiz (İK olarak motivasyonumuzu<br />
çok arttırarak!) iki başlığı çok yüksek<br />
puanlarla öne çıkardı: çalışana değer verilmesi<br />
ve FNSS’te çalışmaktan herkesin çok memnun<br />
olmasıdır.<br />
Yoğun işe alım döneminde, uzun yıllardır<br />
okuduğumuz, otoritelerden dinlediğimiz ‘Y-<br />
Jenerasyonu’ ile bizzat tanışma fırsatını da<br />
bulduk. Yüksek potansiyelli ancak, kariyerleri<br />
boyunca çok farklı iş verenle çalışma arzusuna<br />
sahip bu yeni nesli elde tutmanın zorlukları,<br />
daha tanışma aşamasında belirginleşti. Onların<br />
beklentilerini algılamak ve birlikte sinerji<br />
yaratmak için kendi paradigmamızı; yöneticilerimize<br />
bu konuda eğitimler vererek<br />
değiştirdik. Kalifiye teknik işgücümüzü bu<br />
yoğun rekabet ortamında kaybetmeme çabası<br />
içinde kurum kültürümüzde de iyileştirmeler<br />
yaptık. Başarının zaman geçmeden CEO’nun da<br />
katıldığı küçük sertifika seremonileri ile takdir<br />
edilmesi uygulamasını başlattık. Temel<br />
yetkinliklerin benimsenmesi için ise farklı<br />
kampanyalar (Örneğin; İyi ki Varsın kampanyası)<br />
düzenledik.<br />
Şekil 4: Hem temel yetkinliklerimizi pekiştirmek, hem de<br />
birbirimizin hayatını kolaylaştıran örnek davranışları<br />
takdir etmek amaçlı İyi ki Varsın kampanyamızın<br />
ödül töreni.<br />
Şekil 5: Takdir törenlerimizden bir görüntü...<br />
İK’nın belkemiği olan performans yönetim<br />
sistemini hedef ve yetkinlik bazlı olmak üzere<br />
yeniden yapılandırdık. Yıllık şirket hedeflerinin<br />
önce birim yöneticilerine ve oradan da tüm<br />
çalışanlara akıtılması sağlandı. Kişilerin yıllık<br />
hedeflerinden sorumlu tutulması ve yıl<br />
sonunda da değerlendirilmesi, çalışanın da<br />
şirkete yaptığı katkının bilincine çok daha iyi<br />
varmasını sağladı.<br />
Yöneticilerin çalışanların hedeflerine rahatlıkla<br />
ulaşabildiği Kurumsal Kaynak Planlama (ERP)<br />
sistemimiz sayesinde başarı ve varsa<br />
problemler rahatlıkla izlenebilmeye başlandı.<br />
Ayrıca, çalışanların temel, fonksiyonel ve<br />
yönetsel yetkinlikleri de değerlendirilmeye
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
alındı. Yöneticilerin çalışanlarına yapıcı<br />
geribildirim verdiği bu sistemde gelişim<br />
alanları ve öngörülen eğitimler de belirlenebiliyor<br />
ve böylece performans primleri de<br />
performans düzeyine göre ayarlanabiliyor.<br />
Şirket tarihimiz boyunca en önemli özelliklerimizden<br />
biri eğitim ve gelişime verdiğimiz<br />
önem olmuştur. Bu temel politikamızdan ödün<br />
vermeden bir yandan yönetim ekibimizin<br />
liderlik yetkinliklerinin sürekli gelişimi için<br />
eğitimlerimizi sürdürürken, diğer yandan da<br />
çalışanımızın kişisel ve profesyonel gelişimi için<br />
2009 yılında kişi başı ortalama 66 saat ve 2010<br />
yılında da kişi başı ortalama 50 saat eğitim<br />
olanağı yarattık.<br />
2007 yılından bu yana yaşadığımız insan<br />
kaynakları gelişim sürecinde kritik zorluk bu<br />
girişimlerin köklenmesi ve başarıyı sürdürülebilir<br />
kılabilmek oldu.<br />
Bunun başarılmasında üç önemli unsur<br />
olduğunu gördük: üst yönetimin desteği<br />
olmadan kalıcı değişim olanaksızdır. Değişime<br />
insan kaynakları önderlik edebilir ancak tüm<br />
taraflarla uzlaşı gerekir. En son olarak da<br />
değişim sürecinde çalışanımızın eğitim,<br />
gelişim, kariyer, ödemeler ve yan haklar<br />
açısından en iyisini hak ettiğine samimi olarak<br />
inanmak gerekir.<br />
Sonuç olarak gerçek başarı tüm bu çabaların<br />
sonucunda çalışanlarımızın güven ve sadakatini<br />
kazanmak ve onların kendilerinin<br />
dahi farkında olmadıkları yetkinliklerini<br />
kurumlarının hizmetine sunmaları olacaktır.<br />
Mehpare ALP<br />
Mehpare Alp, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Malzeme ve Metalürji Mühendisliği bölümünden<br />
mezun olduktan sonra kariyerine Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nde proje mühendisi olarak<br />
başladı. 1992 yılında Northern NEF Inc’te eğitim sorumlusu olarak devam etti ve 1994’te<br />
Türkiye Müdürü oldu. FNSS elemanları, müşterileri ve tedarikçileri için yönetsel, teknik, kalite<br />
ve iş güvenliği konularında yurt dışı ve yurt içinden eğitmenler davet ederek eğitim programları<br />
organize etti. FNSS’in müşteri ve tedarikçileri için de eğitimler planladı ve yönetti. 2004 yılında<br />
Unida İnsan Gücü Yönetimi Ankara temsilcisi oldu ve pek çok şirketin insan kaynaklarını<br />
yeniden yapılandırma sürecinde yer aldı. Aynı zamanda FranklinCovey ‘Etkili İnsanların 7<br />
Alışkanlığı’ eğitimi lisanslı eğitmeni olarak pek çok kuruluşa eğitim verdi. 2007 yılında FNSS<br />
İnsan Kaynakları Direktörü olan Mehpare Alp FNSS’te işe alım süreçleri, yetenek yönetimi,<br />
kariyer planlama ve eğitim ve gelişim konularında çalışmalarını sürdürmektedir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 19<br />
HEAŞ<br />
İnsan Kaynakları Yönetimi ve<br />
Önemi<br />
Şirketlerin stratejileri ne olursa olsun insan<br />
kaynaklarının değişmeyen ana stratejileri<br />
vardır. İnsan Kaynakları biriminin varlık sebebi,<br />
doğru insanın, doğru işleri yapmak üzere,<br />
doğru yerde ve doğru zamanda bulunmasını<br />
temin etmek gibi görünse de karşılıklı etkileşim<br />
halinde olan birden fazla fonksiyonun<br />
kurulması, işletilmesi ve sonuçlarının izlenerek<br />
gereken iyileştirmelerin yapılması İnsan<br />
Kaynakları birimlerinin sorumluluğundadır.<br />
İnsan kaynaklarının ana faaliyet konularını<br />
aşağıdaki biçimde sıralayabiliriz:<br />
İş gücü planlaması<br />
İşe alım<br />
İşe ve çevreye uyum programları<br />
Eğitim ve gelişim<br />
Performans yönetimi<br />
Ücret ve yan haklar yönetimi<br />
Kariyer planlama ve yedekleme<br />
İş sağlığı ve güvenliği<br />
İş hukuku ve uygulamaları<br />
İletişim Yönetimi<br />
Bu ana faaliyetlerin etkin biçimde yürütülebilmesi<br />
için İnsan Kaynakları çalışanlarının tüm<br />
bu faaliyetlerden etkilenecek şirketin mevcut<br />
insan kaynağını çok iyi tanıması gerekir.<br />
Böylece mevcut olan ve gelecekte ihtiyaç<br />
duyulacak insan profili arasında mukayese<br />
yaparak, farkları bugünden görüp önlemlerini<br />
almalıdır.<br />
İnsan Kaynakları’nın Vazgeçilmezi:<br />
Yetkinlikler<br />
Yetkinlikler, iş performansı bakımından önemli<br />
davranışların ortaya çıkmasını sağlayan<br />
bireysel özelliklerdir. Kişilik, yetenek, ilgiler,<br />
motivasyon ve geçmiş yaşantılar tarafından<br />
biçimlenen, gözlemlenebilir davranış ve<br />
eylemler kümesidir. Bireyin bu davranışları ne<br />
kadar etkili ya da etkisiz biçimde sergilediği,<br />
performans düzeyini belirlemektedir. Yetkinlik<br />
modelinin temelini de bu özellikler oluşturur.<br />
Uygulama Alanları<br />
İnsan kaynakları işlevlerinin hemen hepsi<br />
yetkinliklerle bağlantılandırılmıştır. İşe alım,<br />
performans değerlendirme, ücretlendirme,<br />
eğitim, yönetici geliştirme, kurum kültürü<br />
oluşturma, işe son verme, kariyer planlaması<br />
vb. gibi uygulamalarda yetkinlikler temel alınır.<br />
İşe alım: Kişilik testleri uygulanarak işin<br />
gerektirdiği yetkinliklere uygun adaylar<br />
belirlenir ve bu değerlendirmeler ışığında<br />
yetkinlikleri ortaya çıkaran yapılanmış<br />
davranışsal görüşme teknikleriyle işe alım<br />
görüşmeleri yapılır. Görüşmeler yetkinlik<br />
belirleyici sorular üzerine kurulur. Adaylar<br />
çoğunlukla yetkinlik değerlendirmelerine<br />
dayanarak elenir.<br />
Performans yönetimi: Performans değerlendirme<br />
süreci, hedefler kadar yetkinlik düzeylerinin<br />
de değerlendirilmesini içerir. Bu süreçte<br />
yöneticilerin, eşitlerin, iç müşterilerin, astların,<br />
dış müşterilerin görüşlerinden yararlanılabilinir.<br />
Yönetici ile çalışanın birlikte yaptıkları<br />
gelişim planları ve hedefler yetkinlikler üzerine<br />
yapılandırılır. Elde edilen sonuçlar koçluk<br />
çalışmalarına temel olurken, yükseltme, eğitim<br />
ve ücretlendirme kararlarına da yol gösterir.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
Eğitim ve gelişim: İhtiyaç analizi sonucu<br />
saptanan yetkinlik düzeyleri, verilecek<br />
eğitimlerin niteliğini ve içeriğini belirler.<br />
Yetkinliklerin değerlendirilmesine bağlı olarak<br />
eğitimlerde, zihin haritalarının değiştirilmesi,<br />
insanlararası becerilerin geliştirilmesi, iş ve<br />
ürün bilgisinin güncellenmesi hedeflenir.<br />
Ödüllendirme: Yetkinlik düzeyleri takdir,<br />
teşvik, ikramiye gibi konularda verilen kararlara<br />
ışık tuttuğu gibi ücret artışlarında bir<br />
dereceleme yapmak için de kullanılır. Çalışanın<br />
yetkinlik düzeyi, hangi ücret kademesinde yer<br />
alacağını belirler.<br />
Yetkinlik Sayısı<br />
Kurumların her pozisyon ve düzey için ihtiyaç<br />
duyduğu yetkinliklerin sayısı, performans<br />
değerlendirme ve gelişim programlarının<br />
düzenlenmesi açısından büyük önem<br />
taşımaktadır. Birçok kurumda yetkinlik sayısı<br />
10-20 arasında değişmektedir. Bu, gerçekçi<br />
değildir. Hiç kimsenin bu kadar alanda<br />
mükemmel olması beklenemez. Ayrıca, işi bu<br />
incelikleri görmek olmayan yöneticilerin<br />
bunlarla ilgili gerçekçi bir değerlendirme<br />
yapması da mümkün görünmemektedir.<br />
Bunun kaçınılmaz sonucu olarak ortaya yasak<br />
savma türünde bir performans değerlendirme<br />
anlayışı çıkmaktadır.<br />
Yetkinliklerin sayısının sonuç için kritik başarı<br />
faktörü sayılabilecek 4-6 arasında olması ve her<br />
yıl bir veya iki hedef yetkinliğin geliştirilmesi<br />
hedeflenmelidir.<br />
Adayın işte gerilim<br />
durumlarına nasıl tepki<br />
göstereceğini belirlemek<br />
amacıyla bilinçli olarak<br />
baskılı ve gerilimli bir ortam<br />
oluşturulur.<br />
Bu yönteme göre; görüşmeci<br />
ansızın oldukça saldırgan olur,<br />
adayı küçümser ve onu<br />
savunma durumunda bırakır.<br />
Bu sırada adayın tepkileri<br />
gözlenir.<br />
Doğru İnsanı Bulmak: İşe Alım<br />
İşe alım görüşmesi yöneticiye, işe başvuran<br />
kişiyle yüz yüze konuşarak işin özelliklerine,<br />
ekibe ve kurum değerlerine uygunluğunu<br />
anlayabilmek için ona soru sorma imkanı verir.<br />
Bu süreçte yönetici, kişinin gelecekte gösterebileceği<br />
performansı tahmin etmeye çalışır. İşe<br />
alım görüşmesi, aynı zamanda işe başvuran<br />
kişinin söz konusu işin sorumluluklarına,<br />
çalışma ortamına ve gelişim imkanlarına<br />
yönelik konular hakkında bilgi edinmesine<br />
imkan sağlar. Bu şekilde kişi de işin kendisi için<br />
ne derece uygun olduğuna karar verir.<br />
Görüşmecinin Sorumlulukları<br />
Görüşme sırasında adayı gözlemlemek,<br />
zincirleme soru sormamak, dinlemek, adayı<br />
konuşması için cesaretlendirmek, önemli<br />
bilgileri not almak, alınan notları standart bir<br />
formda toplamak, görüşmeye katılan kişinin<br />
kendini iyi hissetmesini sağlayarak onu yolcu<br />
etmek görüşmeciden beklenen davranışlardır.<br />
Daha sonra gözlemleri rapor etmek ve uygun<br />
bir zamanda adaya geribildirimde bulunmak<br />
yine görüşmecinin sorumlulukları arasındadır.<br />
Görüşmenin Yapılandırılması<br />
Görüşmeler belirli bir amaca yönelik olarak<br />
farklı biçimlerde yapılabilir:<br />
Yapılandırılmış Görüşme: Belirli sorulara<br />
cevap bulmaya, adayın bilgi düzeyi ve<br />
deneyimleri gibi belirli konularda bilgi<br />
toplamaya imkan verir.<br />
Durumsal Görüşme: “…durumunda siz<br />
olsaydınız nasıl davranırdınız?” sorusuna cevap<br />
arayarak görüşmeye alınan kişinin gelecekte<br />
belirli durumlarda nasıl davranacağını<br />
değerlendirmeye imkan verir.<br />
Sözel Değerlendirme: Bir vaka çalışmasında<br />
verdiği tepki ve yaklaşım biçimlerinden yola<br />
çıkarak o kişinin genel özelliklerini ortaya<br />
çıkarmak amacı ile yapılır.<br />
Belirli Kriterlere Bağlı Görüşme: Belirli bir iş<br />
için gerekli olan bilgi, beceri ve yeteneklerin<br />
ortaya çıkarılması için yürütülür.<br />
Davranışsal Durum Görüşmeleri: Performansı<br />
hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak amacıyla<br />
kişinin geçmiş yaşantılarının araştırılmasıdır.<br />
Geçmiş yaşantılar, gelecekteki tutum, tavır ve<br />
performans konusunda öngörüde bulunmaya<br />
imkan verir.<br />
Görüşme Çeşitleri<br />
Görüşülen kişiden alınmak istenen bilgiye göre<br />
farklı görüşme teknikleri kullanılmaktadır:<br />
Birebir görüşme: İşe alınacak kişilerle ilgili<br />
gerekli bilgiyi edinmek için görevlendirilmiş kişi<br />
tarafından yürütülür. Bu görüşme, herkesi eşit<br />
ortamda değerlendirebilmek için daha önceden<br />
belirlenmiş soruların sorulması biçiminde<br />
yapılandırılmış veya yapılandırılmamış olabilir.<br />
Panel türünde görüşme: Bu görüşmede iş<br />
başvurusunda bulunan kişiler iki ya da daha<br />
fazla kişi tarafından görüşmeye alınır. Bu tür bir<br />
görüşme 2-6 kişi tarafından yapıldığı takdirde<br />
sağlıklı bir karar vermek mümkündür.<br />
Stres görüşmesi: Adayın işte gerilim durumlarına<br />
nasıl tepki göstereceğini belirlemek<br />
amacıyla bilinçli olarak baskılı ve gerilimli bir<br />
ortam oluşturulur. Bu yönteme göre; görüşmeci<br />
ansızın oldukça saldırgan olur, adayı<br />
küçümser ve onu savunma durumunda bırakır.<br />
Bu sırada adayın tepkileri gözlenir. Bu yöntemin<br />
ana amacı, adayın ani olarak ortaya çıkan<br />
durumlarda duygularını ve davranışlarını nasıl<br />
denetim altına aldığını öğrenmektir. Çağrı<br />
merkezleri gibi çalışanların sürekli sorun<br />
yaşayan müşterilerle iletişim kurdukları iş<br />
kollarında işe alımda stres görüşmeleri önemli<br />
bir yer tutmaktadır.<br />
Görüşme yönteminin işe alımla ilgili olarak tek<br />
başına etkili bir araç olduğu konusunda ciddi<br />
kuşkular vardır. Ancak psikometrik testler ve<br />
değerlendirme merkezi uygulamalarının verileri<br />
üzerine gerçekleştirilecek yapılandırılmış<br />
bir görüşme, işe alım konusunda doğru adayı<br />
seçmeyi kolaylaştırır.<br />
Değerlendirme Merkezi Uygulamaları<br />
Değerlendirme Merkezi uygulamaları birden<br />
çok sayıda yetkin değerlendiricinin bir araya<br />
gelerek adayları çok farklı açılardan, birden çok<br />
uygulama (Bireysel Alıştırmalar: Bekleyen işler,<br />
Vaka çalışması, İkili Alıştırmalar: Rol oyunu,<br />
Grup Önünde Birey Alıştırmaları: Sunum, Veri<br />
toplama, Grup Alıştırmaları: Serbest grup<br />
tartışması, Rol atamalı grup tartışması) içinde<br />
gözlemlemesine dayanır. Değerlendirme<br />
Merkezi uygulamaları yetkinlik temelli olarak<br />
tasarlandığından, aynı zamanda şirket<br />
çalışanlarının kurum içinde başka görevlere<br />
tayinlere ya da terfilere hazır olup olmadıklarının<br />
değerlendirilmesi amacıyla da kullanılır.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 21<br />
Psikometrik Testler<br />
İş davranışının gerektirdiği tarz, bireyin kişilik<br />
özellikleriyle bağdaşmadığında işe uyum<br />
sağlama süreci uzun, sıkıcı ve bazen de<br />
başarısız olmaktadır. Örneğin tedbirliliği düşük<br />
birinin başarılı bir muhasebeci veya tedbirliliği<br />
çok yüksek birinin başarılı bir satış uzmanı<br />
olması çok zor, hatta bazen olanaksızdır.<br />
Psikometrik testlerle ilgili en çok sorulan<br />
soruları aşağıdaki tabloda özetleyebiliriz.<br />
Neden<br />
kullanmalı?<br />
Nasıl<br />
kullanmalı?<br />
Ne zaman<br />
kullanmalı?<br />
Kim karar<br />
vermeli?<br />
Kim<br />
uygulamalı?<br />
Maliyet<br />
nedir?<br />
Test<br />
uygulanan<br />
kişinin hakları<br />
nelerdir?<br />
Eğitim ve Geliştirme<br />
Eğitim, bir şirketin stratejik hedeflerine<br />
ulaşmasında anahtar durumdadır. Eğitim ve<br />
geliştirmenin bu kadar önemli olmasına karşın,<br />
yöneticiler bazen bu yatırımı, yüksek maliyetli<br />
ve uzak gelecek için yararsız ödemeler olarak<br />
görürler. Ancak bu yanlış bir eğilimdir. Lisans<br />
mezunu bir çalışanın dört yıllık eğitim süresince<br />
edindiği bilgi ve beceriler, günümüz bilgi<br />
çağında kendisini en fazla beş yıl güncel<br />
tutabilme imkanı verebilmektedir. Yeni mezun<br />
bir çalışan beş yıllık iş deneyimi neticesinde<br />
ilk veya orta kademe yönetici konumuna<br />
gelebilir. Bu kişi geçen süre içerisinde mesleki<br />
bilgilerini sürekli güncellememişse, birlikte<br />
çalıştığı/çalışacağı yeni mezunlar karşısında<br />
zaman geçtikçe kendisini yetersiz hissedecektir.<br />
O halde düzenlenen eğitim ve gelişim<br />
programları ne kadar iyi tasarlanmış olursa<br />
olsun katılımcıların kendilerini geliştirme<br />
konusundaki tutum ve davranışları eğitimin<br />
amacına ulaşmasında en önemli belirleyicilerden<br />
biri olacaktır.<br />
Eğitim ve gelişim faaliyetlerinden sorumlu<br />
İnsan Kaynakları uzmanlarının eğitim ihtiyacını<br />
Elde edilmek istenen performans, yetenek ve nitelikleri nesnel ölçülere göre doğru tahmin<br />
edebilmek için<br />
İşe alımda hata ihtimalini azaltarak, seçilen kişinin yerleştirildiği iş alanında başarılı olmasını<br />
sağlamak için<br />
Kurum kültürüne uygun kişileri seçmek, olası yönetim sorunlarını öngörebilmek için<br />
Gelişim ihtiyaçlarını tanımlamak ve geleceğe yönelik gelişim fırsatlarını fark etmek için<br />
Zihinsel yetenek testleri: Sözel, sayısal, soyut akıl yürütme testleri<br />
İşin gerektirdiği beceri ve yetkinlikleri ölçen testler<br />
İşe uygun kişilik özelliklerini ölçen testler: Beş faktör temeline dayanan testler (liderlik, karar<br />
verme, problem çözme, yaratıcılık testleri gibi)<br />
Başvuranlar arasında "yıldızları" ayırt edebilmek için<br />
Adayları, iş görüşmesinin yanı sıra, bağımsız ve nesnel biçimde değerlendirebilmek için<br />
Adayları benzer konumdaki çalışanlarla karşılaştırarak öngörü yapabilmek için<br />
İK bölümü<br />
İşe alımda danışmanlık yapan şirket<br />
Kurumun yönetim ve eğitim danışmanı<br />
Psikometrik test uygulamada uzman kuruluşlar<br />
Test konusunda eğitilmiş psikolog<br />
Test sunucunun görevlendirdiği özel eğitimden geçmiş teknik eleman<br />
Test yorumlama ve uygulama uzmanı<br />
İsabetli işe alım kararının kuruma katacağı değer test maliyetlerinden fazladır<br />
En yüksek maliyet, hatalardan kaynaklanır<br />
Doğru seçilmiş kişiye paha biçilemez<br />
Adayın şirketi seçme hakkı<br />
Adayın özlük ve kişilik hakkı<br />
Gizlilik<br />
Test sonuçlarıyla ilgili geribildirim<br />
Tablo 1: Testlerle İlgili En Çok Sorulan Sorular<br />
doğru tespit edebilmeleri için şirket içindeki<br />
diğer tüm birimlerin iş yapış biçimlerini,<br />
süreçlerini çok iyi bilmeleri gerekir. Eğitim<br />
ihtiyacı tespit edilirken pek çok yöntem<br />
kullanılabilir. Yöneticilerle birebir yapılacak<br />
görüşmeler, tüm çalışanlara doldurtulan<br />
eğitim ihtiyacı tespit anketleri, performans<br />
değerlendirme sonuçları, değerlendirme<br />
merkezi uygulamaları sonuçları vb. pek çok<br />
kaynaktan veri sağlamak mümkündür.<br />
Eğitimcilerin Seçimi<br />
Eğitim ihtiyacının şirket dışı kaynaklardan<br />
temin edilmesi oldukça maliyetli olduğundan<br />
özellikle teknik/mesleki eğitimlerin iç<br />
eğitmenler tarafından verilmesi tercih<br />
edilmektedir. Genellikle şirketler, birim<br />
yöneticilerine verilen iki günlük “Eğiticinin<br />
Eğitimi” semineri sonrasında iç eğitmenlerin<br />
eğitim vermeye hazır hale geldiklerini<br />
düşünürler. Oysa “yapılacak işin nasıl<br />
yapılacağını bilen herhangi bir kimse onu<br />
öğretir” varsayımıyla hareket etmek, yanılgıya<br />
götürür. Eğitim vereceği konuda uzmanlaşmış,<br />
sabırlı, nazik, etkin iletişim kurabilen, sürekli<br />
öğrenme ve gelişime açık, öğretmekten zevk<br />
alan “gönüllü” uzmanlar arasından seçilecek iç<br />
eğitmenlerin, etkili konuşma (diksiyon),<br />
yetişkin eğitiminin özellikleri, yazım teknikleri,<br />
sunum becerilerini geliştirme, sınav sorusu<br />
hazırlama gibi farklı konulardan oluşan ve çok<br />
sayıda sunum yapma imkanı bulabilecekleri<br />
yoğun bir eğitim programına katılmaları<br />
sağlanmalıdır. İnsan kaynakları birimi, en<br />
başarılı iç eğitmenleri ders saati ücreti ödeyerek,<br />
çeşitli sosyal ve kültürel aktivitelerden<br />
ücretsiz yararlandırarak ödüllendirmeli ve iç<br />
eğitmen olmayı cazip hale getirmelidir.<br />
Eğitim Programının Değerlendirilmesi<br />
Eğitim sonunda katılımcılar tarafından doldurulan<br />
Eğitim Değerlendirme Formları’ndan<br />
elde edilen bilgiler sayesinde eğitmen, eğitim<br />
verilen ortam ve genel olarak eğitim ile ilgili<br />
edinmek mümkündür. Yine eğitim öncesi ve<br />
sonrasında test uygulayarak katılımcıların<br />
eğitim sonrasında gerçekleşen bilgi düzeylerindeki<br />
artışı somut olarak ölçmek mümkündür.<br />
Bu tip testler, ne öğrenilmiş olduğunu<br />
oldukça doğru olarak gösterebilir. Fakat bu<br />
testler, eğitimin katılımcıların davranışlarını<br />
değiştirmeye götürüp götürmediği konusunda<br />
pek az fikir verir. Örneğin bir yönetici, astların<br />
güçlendirilmesiyle ilgili bir eğitim oturumuna<br />
çok ilgi gösterebilir, anlatılanları tamamen<br />
anlayabilir ve eğitim sonunda yapılan testte<br />
çok yüksek bir puan alabilir. Ancak işyerine geri<br />
döndüğünde yine aynı eski otokratik yönetim<br />
tarzını sürdürmeye devam ederse, davranışlarında<br />
bir değişiklik olmadığı sonucuna varılır<br />
ve dolayısıyla eğitimin etkinliğinden söz<br />
edilemez.<br />
Eğitimde sunulan konuların davranış değişikliğini<br />
oluşturması uzun bir süre gerektirdiğinden,<br />
eğitimden yaklaşık sekiz hafta sonra<br />
da katılımcılara davranışlarla ilgili bir soru<br />
formu ulaştırılmaktadır. Katılımcıların eğitimden<br />
edindikleri bilgileri davranışlarına ne kadar<br />
yansıttıkları, kurum içinde sorunları nasıl<br />
çözdükleri, kendilerinin yanı sıra, çalışma<br />
arkadaşlarına ve yöneticilerine sorularak da<br />
değerlendirilir ve bu üç kaynaktan elde edilen<br />
cevaplar karşılaştırılarak, oluşmuş davranış<br />
değişiklikleri tam olarak saptanır.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
Ölçerek Yönetmek: Performans Yönetimi<br />
Performansa dayalı yönetim, performansı<br />
iyileştirmeyi hedefleyen sistemli bir yaklaşım<br />
olup, stratejik performans hedeflerini belirlemek,<br />
performansı ölçmek, performansla ilgili<br />
verileri toplamak, analiz etmek, gözden geçirmek<br />
ve rapora aktarmak, sonra da bu<br />
verilerden yararlanarak performansı geliştirmek<br />
aşamalarını içeren bir süreçtir.<br />
Performans Yönetiminde Yapılan Hatalar<br />
Performans değerlendirme sürecinde en<br />
büyük sorumluluk, yöneticinin ve İnsan<br />
Kaynakları biriminin sırtındadır. Yönetici, bir<br />
yandan görüşme, geribildirim verme<br />
yetkinliklerini geliştirmeli bir yandan da<br />
aşağıda sıralanan yaygın hatalara uzak<br />
durmaya çalışmalıdır:<br />
SMART-C hedef belirleyememek: Performans<br />
değerlendirme konusuna adım atan<br />
çalışanın karşılaştığı ilk kavram olan “SMART-<br />
C” bir hedefin sahip olması gereken özellikleri<br />
yansıtır. Specific (özelleşmiş), Measurable<br />
(ölçülebilir), Alligned (kurum hedefleriyle<br />
uyumlu), Reasonable (gerçekçi; zorlayıcı ama<br />
başarılabilir), Timebound (zamanla sınırlı),<br />
Customer focused (iç/dış müşteri odaklı).<br />
Performans yönetimi süreci içinde, performans<br />
değerlendirmeye gereğinden fazla<br />
odaklanmak: Performans değerlendirme,<br />
kesintiye uğramadan ve etkin iletişimle<br />
gelişen bir sürecin son durağıdır. Yılda bir<br />
performansa not vermekten çok, performansı<br />
geliştirmeye zaman ayrılmalıdır.<br />
Çalışanları birbiriyle kıyaslamak: Çalışanların<br />
performanslarını karşılaştırmak rekabet ve<br />
sürtüşme yaratır, çalışma isteğini kırar, ekip<br />
çalışmasını engeller.<br />
Değerlendirmeyi, kusur bulmakla karıştırmak:<br />
Performans suçluyu bulmak için değil,<br />
performansı geliştirmek için değerlendirilir.<br />
Performans değerlendirmesinin amacı,<br />
yönetici ve çalışanın bir araya gelip en iyi<br />
çözümü bulmak amacıyla birlikte çalışmalarını<br />
sağlamaktır.<br />
Performans değerlendirmesi ücretlendirmeye<br />
bağlı değilse, değerlendirmeden<br />
vazgeçmek: Birçok yönetici, performans<br />
değerlendirmesini çalışanı geliştirmek için<br />
değil, ücret artışı ve terfilere dayanak olarak<br />
kullanma eğilimindedir.<br />
Önemsiz ayrıntılara odaklanmak: En önemsiz<br />
özellikler, en kolay ölçülebilenlerdir. Müşteri<br />
hizmeti deyince, çalışanı “üç çalışta telefona<br />
cevap vermek” üzerinden değerlendiren<br />
yönetici, müşteri hizmetindeki gerçek kaliteyi<br />
gözden kaçırır.<br />
360 Derece Değerlendirme<br />
Son yıllarda 360 derece geribildirimin yaygınlık<br />
kazanmasının nedeni, kişiye iş hayatında<br />
kendisiyle ilgili başka hiçbir şekilde elde<br />
edemeyeceği nesnel ve samimi geribildirimi<br />
vermesidir. Geri bildirim bir eleştiri veya yargılama<br />
değildir, geçmişte yaşanmış uyuşmazlık<br />
ve engellemelerin acısını çıkarmak için bir fırsat<br />
hiç değildir. Geribildirim, kontrollü ve sistemli<br />
bir yöntemdir; kişinin belirli bir durum ve<br />
ortamdaki davranışlarının olumlu ve olumsuz<br />
yönleriyle ilgili, onu gözlemleme olanağı<br />
bulmuş kişilerin görüşlerinin aktarılmasıdır.<br />
Geribildirimin öncelikle kişiye uygun bir dille<br />
verilmesi gerekir. İkincisi, kişi bu tür bir<br />
geribildirimi gelişimi yolunda bir fırsat olarak<br />
görmelidir.<br />
Öncelikle şirkette kritik<br />
pozisyonların neler olduğunu<br />
tespit etmek gerekir.<br />
Kritik pozisyonlar belirlendikten<br />
sonra her bir pozisyon için<br />
1-Anında Yedekler,<br />
2- 1-3 yıl arasında aday<br />
oldukları kritik pozisyona<br />
atanabilecek yedekler,<br />
3- En az üç yıldan sonra<br />
atanabilecek yedekler olmak<br />
üzere yedek havuzları<br />
oluşturulur.<br />
Hedef ve yetkinlik bazlı performans sisteminin<br />
çıktılarının en az iki değerlendirme dönemi<br />
geçmeden eğitim ve geliştirme ihtiyaçlarının<br />
tespiti dışında insan kaynaklarının diğer<br />
alanlarında kullanılması sakıncalar doğurur.<br />
Performans sonuçlarının ücrete yansıtılması<br />
ise çalışanın performansı sürekli aynı kalmayacağına<br />
göre düşük performans gösterdiği<br />
dönemlerde ücretini azaltamayacağımız için<br />
sorun teşkil eder. Bu nedenle “beklenen üzerinde”<br />
performans gösteren yani “fark yaratan”<br />
çalışanları, ücret artışı yerine performans<br />
primi ile ödüllendirmek daha doğrudur.<br />
Kariyer Planlama ve Yedekleme<br />
Kurumun yedekleme sisteminin ve planlarının<br />
oluşturulmasındaki temel sorumluluk, İnsan<br />
Kaynakları biriminindir. Öncelikle şirkette kritik<br />
pozisyonların neler olduğunu tespit etmek<br />
gerekir. Kritik pozisyonlar belirlendikten sonra<br />
her bir pozisyon için 1-Anında Yedekler, 2- 1-3<br />
yıl arasında aday oldukları kritik pozisyona<br />
atanabilecek yedekler, 3- En az üç yıldan sonra<br />
atanabilecek yedekler olmak üzere yedek<br />
havuzları oluşturulur. Yedeklerin belirlenmesinde<br />
adaylar, psikometrik testler, zihinsel<br />
beceri testleri, değerlendirme merkezi uygulamaları,<br />
teknik yetkinlik sınavları, proje<br />
hazırlama gibi birçok aşamadan oluşan uzun ve<br />
zorlu bir süreçten geçirilerek yedek olup<br />
olamayacaklarına karar verilir. İnsan Kaynakları<br />
birimi yedekler için özel eğitim ve gelişim<br />
programları tasarlar ve yedeklerin bu<br />
programlarda katılımcı olarak sergiledikleri<br />
performansları inceleyerek belirli aralıklarda<br />
kendilerine geri bildirimde bulunur. Sadece<br />
kritik pozisyonların yedekleri için değil, tüm<br />
çalışanlar için yatay ve dikey hareketlilik<br />
koşullarının açık olarak görülebildiği kariyer<br />
yollarının da tanımlanmış olması gerekir.<br />
Başarılı bir kariyer yönetimi için yapılması<br />
gerekenleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:<br />
Kurumun kariyer yönetim felsefesinin ve sisteminin<br />
ana hatlarını çalışanlarla paylaşmak<br />
Çalışanların kariyer beklentilerinin gerçekleşmesi<br />
için yapılması gerekenleri,<br />
geliştirilmesi gereken beceri ve yetkinlikleri<br />
belirlemek<br />
”Kariyer yönlendirme geribildirimlerinin”<br />
yöneticiler tarafından verilmesini sağlamak<br />
Eğer çalışanın kariyer planları kurum açısından<br />
gerçekçi değilse, kişisel beklentilerinin<br />
yerine getirilmeyeceğini uygun bir dille<br />
anlatmak<br />
Kişisel gelişim için çok etkin bir yöntem olan<br />
“rotasyon” denemelerine destek vermek,<br />
hatta kendi bölümünde bu alanda atamalar<br />
yaparak referans olmak<br />
Kişisel ve kariyer gelişimi için iş zenginleştirme<br />
yaklaşımının uygulanmasına destek<br />
olmak<br />
Gerektiğinde “işten ayrılmalarda destek<br />
programları”nın alınmasına öncülük etmek<br />
Tüm süreci yöneticilerle işbirliği içinde<br />
yürütmek<br />
İnsan Kaynakları birimi yedeklere yönelik<br />
gelişim uygulamalarını tasarlarken, bu<br />
çalışmaların çoğunun kurumdaki herkesi<br />
kapsamasına özen göstermelidir.<br />
Ücret Yönetimi<br />
Etkin bir ücret yönetimi sisteminin sahip olması<br />
gereken özellikler şunlardır:<br />
1-Adil<br />
2-Rekabetçi ve özendirici<br />
3-Sistemin mekaniğinin çalışanlarla paylaşıldığı<br />
4-Esnek
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 23<br />
Adil bir ücret yönetimi için atılacak ilk adım,<br />
görevlerin (pozisyonların) karşılaştırmalı ve<br />
göreceli olarak ağırlıklarını belirlemektir. Bu<br />
işlemin ücret yönetimindeki ismi “iş değerlemesi”dir.<br />
İş değerlemesi, bir şirket içindeki<br />
görevlerin, belirlenmiş kriterler gözönüne<br />
alınarak, değerlerinin belirlenmesi işlemidir.<br />
Benzer ağırlıktaki görevler, benzer şekilde<br />
ücretlendirilmelidir. Örneğin, sistem analisti ile<br />
ürün yöneticisi görevleri aynı değerde ise bu<br />
görevleri üstlenenlere verilecek ücretler de<br />
benzer olmalıdır. Bunu başarabilmek için söz<br />
konusu seviyeye bir ücret aralığı oluşturmak<br />
gerekmektedir. Bu noktada sorulması gereken<br />
kritik bir soru vardır: Şirket olarak bu seviyedeki<br />
görevlerde piyasa ücretlerinin neresinde yer<br />
almak istiyoruz; piyasa ortalamasında mı?,<br />
piyasa ortalamasının altında mı?, piyasa<br />
ortalamasının üzerinde mi? Bu soruların<br />
cevabını bulabilmek için ücret karşılığı temin<br />
edebileceğimiz piyasa ücret araştırmalarından<br />
yararlanabileceğimiz gibi kişisel olarak<br />
sektördeki şirketlerden de benzer pozisyonlara<br />
ödenen ücretleri edinebiliriz. Böylelikle hangi<br />
seviyeler için piyasa ortalamasının neresinde<br />
olmak istediğimize karar veririz.<br />
Ücret sistemi kurulup ücret ayarlamaları<br />
yapıldıktan sonra çalışanlara kendi yer aldıkları<br />
ücret seviyesi ve söz konusu seviyenin ücret<br />
aralığı ve ücret aralığı içinde ilerleme koşulları<br />
hakkında İnsan Kaynakları uzmanlarının çalışanlarla<br />
birebir görüşmeler yaparak bilgi<br />
vermesi gerekir.<br />
İnsan Kaynakları yönetiminin yetkinliklerin<br />
tespiti, işe alım, eğitim ve gelişim, performans<br />
yönetimi, kariyer planlama ve yedekleme,<br />
ücret yönetimi gibi yukarıda detaylıca bahsetmeye<br />
çalıştığımız temel faaliyetlerinin yanı sıra<br />
bu temel faaliyetlerle ilintili olarak üstlendiği<br />
diğer önemli faaliyetleri şu şekilde sıralayabiliriz:<br />
İnsan Kaynakları birimi kurum içinde formal<br />
iletişim kanalları vasıtası ile bilgi akışının üst<br />
yönetimden tüm çalışanlara doğru biçimde<br />
ve doğru zamanda iletilmesini sağlamalıdır.<br />
Birim içinde gerçekleştirilen haftalık bilgilendirme<br />
toplantıları, ilk, orta ve üst kademe<br />
yöneticilerin belirli aralıklarla bir araya geldiği<br />
genişletilmiş yönetim toplantıları, çalışanların<br />
en üst yönetici ile doğrudan iletişim<br />
kurabilmelerine imkan sağlayan açık kapı<br />
toplantıları, belirli aralıklarla yayınlanan iç<br />
iletişim bültenleri, toplantı tutanaklarının<br />
ilgili çalışanlara anında iletilmesi İnsan<br />
Kaynakları biriminin sorumluluğunda olup iç<br />
iletişimi geliştiren araçlardır.<br />
<br />
<br />
İnsan Kaynakları birimine bağlı görev yapan<br />
işyeri sağlık birimi ve iş sağlığı ve güvenliği<br />
uzmanları ile ortaklaşa yapılacak bireysel ve<br />
birim bazında işgücü kayıplarının ana<br />
nedenlerinin incelenmesi, çalışanların yaşam<br />
kalitesini olumsuz etkileyen sigara, yanlış<br />
beslenme gibi kötü alışkanlıklardan kurtulma<br />
konusunda çalışanlara tıbbi destek verilmesi,<br />
çalışanlarda iş sağlığı ve güvenliği bilinci<br />
oluşturmak amacıyla “kaza geliyorum dedi”<br />
gibi uygulamalar yine İnsan Kaynakları<br />
yönetimi kapsamında yer alan faaliyetlerdir.<br />
Öneri sistemi, kıdem ödülleri, üstün başarı<br />
ödülleri, eğitim teşvik ödülleri, anlık takdir<br />
ödülleri gibi ödüllerin verilmesi, disiplin<br />
yönetmeliğinde yer alan cezaların iş yapış<br />
biçimlerindeki değişikliklere uygun biçimde<br />
güncellenmesi, çalışanların hak ve yükümlülükleri<br />
konusunda bilinçlendirilmesi, çalışan<br />
memnuniyeti, iç hizmet kalitesi, müşteri<br />
memnuniyeti, tedarikçi memnuniyeti gibi<br />
memnuniyet anketlerinin belirli aralıklarla<br />
ilgili birimlerin de desteğini alarak gerçekleştirilmesi,<br />
sonuçlarının tüm çalışanlarla<br />
paylaşılması ve performans hedeflerine<br />
dönüşmesinin sağlanması yine İnsan<br />
Kaynaklarının temel faaliyetleri arasındadır.<br />
KAYNAKLAR:<br />
BALTAŞ, Acar, İnsana ve İşe Değer Katan Yeni İK, Remzi Kitabevi A.Ş.,<br />
1.Basım, Nisan 2009<br />
BİNGÖL, Dursun, İnsan Kaynakları Yönetimi, Beta Basım A.Ş., 7. Baskı, Eylül<br />
2010<br />
BARUTÇUGİL, İsmet, Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, Kariyer Yayıncılık<br />
İletişim Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti., 1.Basım, Mart 2004<br />
KEÇECİOĞLU, Tamer, Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, Sistem Yayıncılık<br />
A.Ş., 1.Baskı, Mayıs 2006<br />
Dr. Sevda ERGENEKON<br />
1963 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve<br />
Endüstri İlişkileri Bölümü’nde lisans öğrenimini tamamladıktan sonra Sosyal Yapı ve Sosyal<br />
Değişme Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans ve doktora yaptı. 1995 yılında Çelebi Hava Servisi<br />
A.Ş.’nde Eğitim Uzmanı olarak başlayan çalışma hayatı finans ve ilaç sektörleri ağırlıklı olmak<br />
üzere onbeş yıldır insan kaynakları alanında devam etmiştir. Halen HEAŞ Havaalanı İşletme ve<br />
Havacılık Endüstrileri A.Ş.’nde İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev yapmaktadır.
MilSOFT<br />
İnsan Kaynakları<br />
Uygulamaları<br />
MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş. sistem<br />
entegrasyonu ve yazılım geliştirme alanlarında<br />
faaliyet göstermek üzere 1998 yılında<br />
kurulmuş, savunma sanayiine hizmet veren bir<br />
Türk firmasıdır. MilSOFT, müşteri odaklı ve<br />
rekabetçi yaklaşımı ile müşterilerine özel ve<br />
maliyet etkin ürünleri üretmektedir. Lider bir<br />
Türk sistem entegrasyonu ve yazılım firması<br />
olarak dünya pazarında ana oyunculardan<br />
birisi olmak vizyonuna sahip olan MilSOFT, en<br />
değerli kaynağı olarak 170 çalışanını görmektedir.<br />
Çalışanlarımızın eğitim durumları Şekil<br />
1’de verilmiştir.<br />
Diğer %11,4 Doktora %4,2<br />
Lisans %36,5 Yüksek Lisans %47,9<br />
Şekil 1 Personel Eğitim Durumları<br />
MilSOFT, SEI CMMI Seviye 5 uyumlu bir<br />
firmadır. Ayrıca NATO AQAP - 160 ve ISO<br />
9001:2000 sertifikalarına da sahiptir. Ayrıca;<br />
İnsan Kaynakları süreçleri People CMM modeli<br />
baz alınarak yürütülmektedir. İnsan Kaynakları<br />
bölümü de dahil olmak üzere MilSOFT’un<br />
temel süreçleri için ERP ortamında otomasyon<br />
ve entegrasyon sağlanmış olup, ilgili bütün<br />
personelin güncel bilgilere yetkileri dahilinde<br />
anında erişimi temin edilmektedir.<br />
MilSOFT olarak hedeflerimize ulaşabilmek için<br />
en büyük yatırımın insana yapılması gerektiğine<br />
inanıyor ve bu inanç ile İnsan Kaynakları<br />
fonksiyonuna büyük önem veriyoruz. Bu<br />
fonksiyonun verimli bir şekilde çalışabilmesi ve
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
25<br />
şirket hedeflerine ulaşılabilmesi için uygulamaların<br />
ilk basamağında iş analizi yer almaktadır.<br />
Organizasyonun, rollerin ve işleyişin belirlenmesi<br />
ile doğru yapılandırmayı sağlamak için<br />
gerçekleştirilen iş analizi kapsamında tüm<br />
roller ve iş tanımları detaylandırılmıştır. İş<br />
analizi sırasında belirlenmiş olan rollerin<br />
yetkinlik olarak hangi bilgi, beceri, yetenek,<br />
deneyim ve kişilik özelliklerini barındırması<br />
gerektiği tanımlanmıştır. Bunların yanı sıra, söz<br />
konusu rollerde ne kadar işgücü ihtiyacı<br />
bulunduğu belirlenmektedir. Bu çalışmalar<br />
sonucunda ortaya çıkan işgücü planlarını<br />
gerçekleştirmek amacıyla, açık olan kadrolar<br />
İşe Alım süreçlerinin yürütülmesiyle, belirlenen<br />
yetkinlikler bazında en uygun personelin<br />
seçimi ile kapatılmaktadır. En uygun aday<br />
belirlendikten sonra, adayın sahip olduğu<br />
yetkinlikler ile rolün gerektirdiği yetkinlikler<br />
karşılaştırılarak gelişim hedefleri belirlenmekte<br />
ve bu hedefler doğrultusunda eğitim<br />
planlamaları yapılmaktadır. Gerek kişilerin iş<br />
hedefleri, gerekse kariyer gelişim planları<br />
ortaya koyularak, personelin performans<br />
değerlendirmeleri periyodik olarak gerçekleştirilmektedir.<br />
Yapılan bu değerlendirmeler<br />
neticesinde çeşitli ödüllendirme mekanizmaları<br />
aracılığı ile çalışan memnuniyeti ve personel<br />
istihdamının devamlılığı sağlanmaktadır.<br />
Çalışanların sahip olduğu yetkinlikler sürekli<br />
Ödüllendirme &<br />
Çalışan Memnuniyeti<br />
İşe Alım &<br />
Yerleştirme<br />
Performans<br />
Değerlendirme<br />
Şekil 2 İnsan Kaynakları İşleyiş Süreci<br />
Yetkinlik Yönetimi<br />
Personel Gelişimi<br />
& Eğitim<br />
takip edilerek çalışanların en doğru rollerde<br />
görevlendirilmeleri ve böylece en yüksek<br />
performansı ortaya koymaları sağlanmaktadır.<br />
Bu sürecin devamlı işleyişi şirket hedeflerimizin<br />
gerçekleşmesine ve şirket performansının<br />
sürekli iyileşmesine katkıda bulunmaktadır.<br />
Şekil 2’de İnsan Kaynakları temel süreçlerinin<br />
akışı gösterilmektedir.<br />
Organizasyon Yapısı<br />
İnsan Kaynakları fonksiyonlarının temelini<br />
oluşturan iş analizi kapsamında belirlenmiş<br />
olan roller bölümlerin ihtiyaçları doğrultusunda<br />
farklı yapılandırılabilmektedir. MilSOFT’ta<br />
projelerin bağlı olduğu Programlar ile<br />
Mühendislik ve AR-GE direktörlüklerinde<br />
matris organizasyon yapısı bulunurken, diğer<br />
idari birimlerde ise klasik organizasyon yapısı<br />
yer almaktadır. Bahsedilen proje matris<br />
organizasyon yapısı, ERP sistemindeki proje<br />
yönetimi uygulamaları ile entegre bir şekilde<br />
çalışmaktadır. Böylece, Mühendislik ve AR-GE<br />
Direktörlüğü ile İnsan Kaynakları arasında iş<br />
gücü dağılımı konusunda gerekli tüm<br />
güncellemeler sistem üzerinden takip<br />
edilebilmektedir.<br />
MilSOFT’ta İnsan Kaynakları Direktörlüğü<br />
doğrudan Genel Müdürlüğe bağlı bir bölüm<br />
olarak faaliyetlerini yürütmekte olup, aşağıda<br />
daha detaylı anlatıldığı üzere ana faaliyet<br />
alanları Yetkinlik Yönetimi, İşgücü Planlama, İşe<br />
Alım ve Yerleştirme, Personel Gelişimi ve<br />
Eğitim, Performans Yönetimi ve Çalışan<br />
Memnuniyeti olarak sıralanabilir.<br />
Yetkinlik Yönetimi<br />
MilSOFT’ta tüm İnsan Kaynakları uygulamaları<br />
iş analizi sonrasında belirlenmiş olan yetkinlikler<br />
bazında yürütülmektedir. Bu yetkinlikler<br />
MilSOFT Yetkinlik Kataloğunu oluşturmaktadır.<br />
Yetkinlik Kataloğunda, toplam 155 adet<br />
yetkinlik “Alan, Bilgi ve Beceri” yetkinlikleri<br />
olarak sınıflandırılmıştır. Bilgi yetkinlikleri de<br />
kendi içinde Mühendislik, Proje Yönetimi,<br />
Konfigürasyon Yönetimi, Kalite Yönetimi,<br />
Finans, Pazarlama, İnsan Kaynakları v.b.<br />
şeklinde rollere göre gruplandırılmış olup,<br />
MilSOFT’taki her pozisyonun gerektirdiği<br />
yetkinlik seti, Pozisyon Yetkinlik Profili olarak<br />
tanımlanmıştır. Her bir yetkinlik 3 seviyeli<br />
olacak şekilde belirlenmiştir.<br />
Her çalışanın ait olduğu pozisyona göre bu<br />
yetkinlik profilleri kendisine atanmaktadır.<br />
Daha sonra kişinin ait olduğu pozisyondan<br />
beklenen yetkinlikler ile sahip olduğu yetkinlikler<br />
arasındaki farkı gidermek için Yetkinlik<br />
İnsan Kaynakları<br />
uygulamaları iş analizi<br />
sonrasında belirlenmiş<br />
olan yetkinlikler bazında<br />
yürütülmektedir. Bu yetkinlikler<br />
MilSOFT Yetkinlik Kataloğunu<br />
oluşturmaktadır.<br />
Yetkinlik Kataloğunda, toplam<br />
155 adet yetkinlik “Alan, Bilgi<br />
ve Beceri” yetkinlikleri olarak<br />
sınıflandırılmıştır.<br />
Gelişim Planı hazırlanmaktadır. Bu plan kapsamında<br />
kişi için eğitimler planlanabileceği gibi,<br />
projedeki görevlerini yürütürken gelişimi de<br />
hedeflenmektedir.<br />
İşgücü Planlama<br />
MilSOFT’un en önemli kaynaklarının başında<br />
gelen değerli işgücünü MilSOFT’un stratejileri<br />
doğrultusunda belirlenmiş olan hedeflere<br />
yönlendirmek, işgücü kaynaklarını doğru ve<br />
verimli bir şekilde kullanabilmek amacıyla<br />
işgücü planlama faaliyetleri gerçekleştirilmektedir.<br />
MilSOFT’un beş yıllık stratejik iş planına uyumlu<br />
olarak beş yıllık işgücü planı üretilmekte ve<br />
bu plan her yıl takip eden beş yıl için gözden<br />
geçirilerek revize edilmektedir. Devam<br />
etmekte olan, bakım aşamasında olan, AR-GE<br />
ve potansiyel projelerin, genel mühendislik ve<br />
araştırma faaliyetlerinin, destek bölümlerinin<br />
ihtiyaç duyduğu bütün işgücü öngörüleri, ERP<br />
uygulamasının sağlamış olduğu entegrasyon<br />
imkanları kullanılarak ilgili birimlerden temin<br />
edilmekte ve organizasyon seviyesinde işgücü<br />
planı oluşturulmaktadır. Böylece stratejik<br />
hedefleri gerçekleştirebilmek için ihtiyaç<br />
duyulan yetkinlikler göz önünde bulundurularak<br />
organizasyon seviyesindeki toplam<br />
işgücü ihtiyacı belirlenmektedir.<br />
İşgücü planı oluşturulduktan sonra MilSOFT’un<br />
mevcut çalışanlarının işgücü ihtiyacını ne kadar<br />
karşılayabildiğine bakılmakta, eksik olan<br />
yetkinlikler eğitim planlamalarıyla iyileştirilmektedir.<br />
Mevcut işgücünün eksik olması<br />
ve/veya kritik yetkinliklerin gelişimi için yeterli<br />
zamanın bulunmaması durumunda yeni<br />
personel istihdamı planlanmaktadır.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
İşe Alım ve Yerleştirme<br />
İnsan Kaynaklarının temel çalışma alanlarından<br />
birisi olan işe alım ve yerleştirme süreci şirketimizde<br />
iş gücü planlaması doğrultusunda<br />
gerçekleştirilmektedir. Personel Talep Formlarının<br />
onaylanmasından sonra gerek uygun<br />
mevcut personelin atanması, gerek dışarıdan<br />
yeni işe alımlarla MilSOFT’un hedeflerine uygun<br />
olarak personel ihtiyacı karşılanmaktadır.<br />
Açık pozisyonlarımız hem MilSOFT Internet<br />
sayfasında, hem de Türkiye’nin önde gelen iş<br />
bulma siteleri aracılığı ile duyurulmaktadır.<br />
Internet kanalıyla toplanan başvurular, öncelikle<br />
özgeçmiş elemesinden geçirilmektedir.<br />
Ardından uygun olabilecek adaylar, başvurulan<br />
pozisyona göre, yeni mezun adaylar ve<br />
deneyimli adaylar için farklı seviyelerde<br />
hazırlanan sınavları almak üzere şirketimize<br />
davet edilmektedir. Adayların sınav başarısı<br />
değerlendirildikten sonra kişileri daha<br />
yakından tanımak amacıyla İnsan Kaynakları<br />
mülakatı; teknik bilgilerini daha detaylı ölçmek<br />
için ise ilgili bölümlerden çalışanların katıldığı<br />
teknik mülakat gerçekleştirilmektedir. İlk<br />
değerlendirmeleri bu şekilde tamamlanan<br />
adaylar arasından, aranan yetkinlik ve özellikler<br />
ile eşleştirilebilen adaylara, alanında<br />
profesyonel hizmet veren bir şirket aracılığı ile<br />
kişilik testi uygulanmakta ve adayların kişilik<br />
özellikleri gerek MilSOFT çalışanları ile, gerek<br />
pozisyonun gereklilikleri ile uyumu ve işe<br />
yatkınlığı bakımından değerlendirilmektedir.<br />
Bu aşamadan sonra hem adaylar hakkında<br />
yapılan genel mülakat yorumları, hem de çeşitli<br />
kriterler bazında hesaplanan değerlendirme<br />
notları dikkate alınarak, nihai bir karara<br />
varılmakta ve uygun bulunan adaylar<br />
MilSOFT’a kazandırılmaktadır.<br />
Tüm bu süreçler gerçekleşirken adaylara<br />
bilgilendirme sağlamak ve geri dönüşleri<br />
zamanında yapmak özellikle dikkat edilen bir<br />
noktadır. Ayrıca, adaylarımızın başvuruları ile<br />
ilgili gizlilik konusuna büyük önem verilmektedir.<br />
İşe alım süreci ve işgücü planına uyumlu<br />
atamaların gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği<br />
konuları tanımlanmış olan metriklerle<br />
periyodik olarak ölçülmekte, raporlanmakta ve<br />
hedeflerden sapma olması durumunda gerekli<br />
işlemler alınarak takip edilmektedir.<br />
MilSOFT ile öğrencileri buluşturmak amacıyla<br />
yaz aylarında halen eğitimlerine devam<br />
etmekte olan mühendis adaylarımıza staj<br />
imkanları sunularak kendilerini geliştirme,<br />
eğitim sırasında öğrendikleri bilgileri pratiğe<br />
dönüştürme ve iş hayatını tanıma fırsatı<br />
sunulmaktadır. Her yıl Şubat ayında internet<br />
sayfamız aracılığı ile duyurduğumuz staj<br />
ilanımıza başvuruda bulunan adaylarımız, iş<br />
başvurusunda bulunan adaylarımız gibi<br />
öncelikle özgeçmiş elemesinden geçirilmekte,<br />
daha sonra bir sınav değerlendirmesine tabi<br />
tutulmaktadır. Ayrıca, lisans eğitimlerini son<br />
sınıf olarak devam ettirmekte olan mühendis<br />
adayları için sunduğumuz yarı zamanlı çalışma<br />
imkanı sayesinde öğrenciler iş hayatlarına ilk<br />
adımlarını MilSOFT’ta atma fırsatı bulabilmektedirler.<br />
Personel Gelişimi ve Eğitim<br />
MilSOFT’ta organizasyonel seviyede büyük<br />
önem verilen sürekli gelişim prensibinin bir<br />
sonucu olarak, çalışanların bireysel gelişimlerinin<br />
sürekli olması hedeflenmektedir.<br />
Yetkinlik bazlı olarak belirlenen gelişim<br />
ihtiyaçlarına göre çalışanların gelişimleri ve<br />
eğitimleri planlanmakta ve gerçekleştirilmektedir.<br />
MilSOFT, eğitim faaliyetlerini CMMI’da yer alan<br />
Organizasyonel Eğitim süreç alanına göre<br />
yürütmektedir. Bu kapsamda beş yıllık Stratejik<br />
Eğitim Planı, Yıllık Eğitim Planı ve Çeyrek Eğitim<br />
Planları hazırlanmakta, eğitim faaliyetleri bu<br />
planlar kapsamında ele alınmaktadır. Diğer<br />
İnsan Kaynakları uygulamaları gibi eğitim<br />
faaliyetleri de yetkinlik bazlı yürütülmektedir.<br />
Beş yıllık Stratejik Eğitim Planında, MilSOFT’un<br />
stratejik hedefleri ile bağlantılı olarak,<br />
geliştirilmesi gereken alanlar belirlenmekte;<br />
Yıllık Eğitim Planı’nda ise, hem dış kaynaklı,<br />
hem de iç kaynaklı eğitimler planlanarak, dış<br />
kaynaklı eğitimlerin hangi stratejik hedefle<br />
ilişkili olduğu bağlantısı yapılmaktadır.<br />
MilSOFT mevcut durumda çalışanlarına 46<br />
adet eğitim ve 30 adet oryantasyonu dahili<br />
olarak sunabilmektedir. Bu eğitimlerin hangi<br />
yetkinlikleri geliştirdiği belirlenmiş, Eğitim<br />
Kataloğunda her bir eğitim için yetkinlik listesi<br />
tanımlanmıştır. Değişen ihtiyaçlara göre, bu<br />
eğitimler yılda en az bir kez gözden geçirilerek,<br />
stratejik hedefler ile ilgilisi kalmayanlar, Eğitim<br />
Kataloğundan çıkarılıp; yeni ihtiyaçları karşılayacak<br />
eğitimler tanımlanmaktadır.<br />
İşe yeni başlayan her çalışan için görev<br />
yapacağı pozisyona göre alınması zorunlu olan<br />
eğitimler ve oryantasyonlar tanımlanmıştır. İşe<br />
yeni başlayan çalışanlar, işe başladığı ilk iki<br />
hafta içinde, pozisyonuna göre en az 6<br />
Tüm bu süreçler<br />
gerçekleşirken<br />
adaylara bilgilendirme<br />
sağlamak ve geri dönüşleri<br />
zamanında yapmak<br />
özellikle dikkat edilen bir<br />
noktadır.<br />
Ayrıca, adaylarımızın<br />
başvuruları ile ilgili gizlilik<br />
konusuna büyük önem<br />
verilmektedir.<br />
eğitim/oryantasyona katılmaktadır. İşe ilk<br />
girişte verilen bu eğitim ve oryantasyonların<br />
amacı, personelin MilSOFT’u daha yakından<br />
tanımasını ve MilSOFT’un çalışma yöntemine<br />
en kısa sürede adapte olmasını sağlamaktır.<br />
Pozisyonlara zorunlu olarak tanımlanan<br />
eğitimler dışında, projede doğan ihtiyaçlara<br />
göre, kişilerin yetkinliklerinin geliştirilmesi<br />
yönünde yöneticiler eğitim talebinde bulunabilmektedirler.<br />
Bu talepler, dahili eğitimlerin<br />
yanı sıra dış kaynaklı eğitimler de olabilmektedir.<br />
2010 yılı içerisinde MilSOFT çalışanlarına<br />
31 adet dış kaynaklı eğitim verilmiştir.<br />
Her eğitim sonucunda eğitimi alan çalışanlar<br />
eğitimi ve eğitmeni değerlendirmekte, eğitimlerin<br />
içeriğinin ve eğitici personelin sürekli<br />
gelişmesi ve iyileştirilmesi sağlanmaktadır.<br />
Eğitimin hemen ardından yapılan değerlendirmelerin<br />
dışında, üç ayda bir, eğitim sonrası<br />
değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu değerlendirmeler<br />
hem eğitimi alan kişiler hem de<br />
onların yöneticileri tarafından yapılır. Bu<br />
değerlendirmelerdeki amaç, eğitimlerle<br />
kazandırılması hedeflenen yetkinliklerin<br />
kişilerce kazanılıp kazanılmadığının ölçülmesidir.<br />
Eğitimlerin planlara uygun olarak<br />
gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, eğitimden<br />
beklenen kazanımın sağlanıp sağlanmadığına<br />
yönelik ölçümler periyodik olarak yapılmakta,<br />
raporlanmakta ve hedeflerden sapma olması<br />
durumunda gerekli işlemler alınarak takip<br />
edilmektedir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
27<br />
Performans Yönetimi<br />
MilSOFT’ta performans yönetimi, iş kanunlarına<br />
uygun olarak idari kararlar, ödüllendirme<br />
ve kişisel gelişim amaçlı olarak yürütülmektedir.<br />
Yılda bir kez uygulanmak üzere kurulan<br />
sistem, karma bir şekilde hedef ve yetkinlik<br />
bazlı olarak tasarlanmıştır. Çalışanlarımız hem<br />
bir önceki dönemde kendilerine verilen<br />
hedeflerin gerçekleşme oranı bazında, hem de<br />
tanımlı olan bazı genel beceri ve kişilik<br />
özellikleri kriterleri bazında yöneticileri<br />
tarafından değerlendirilirler. Değerlendirme<br />
sonuçları; işgücü planlama ve görev değişiklikleri<br />
gibi idari kararlarda, maaş zam oranları<br />
ve hak edilen prim miktarları gibi ödüllendirme<br />
sisteminde ve gerekli görülürse düşük<br />
performans gösteren çalışanlarımız için<br />
iyileştirme planlarının hazırlanmasında<br />
kullanılmaktadır.<br />
Hedef bazlı değerlendirmelerin etkin bir<br />
şekilde yürütülmesi için hedeflerin belirlenmesi<br />
ve güncel tutulmasına önem verilmektedir.<br />
Bu sebeple, çalışanlarımız işe yeni<br />
başladıklarında ya da proje/görev değişikliği<br />
gerçekleştiğinde, iki hafta içerisinde hedeflerinin<br />
belirlenmesi veya güncellenmesi sağlanır.<br />
Belirlenecek hedefler konusunda çalışanımızın<br />
ve yöneticisinin hemfikir olması gerekmektedir.<br />
İşe yeni başlayan her bir çalışanımızın ilk<br />
değerlendirmesi işe başladığı tarihten itibaren<br />
iki ay içinde gerçekleştirilmektedir. Bu<br />
değerlendirmede, ağırlıklı olarak çalışanın<br />
uyumu, bağlılığı ve genel performansı belirlenen<br />
kriterler bazında yöneticiler tarafından<br />
değerlendirilir ve deneme süresini başarı ile<br />
tamamlama durumu ve işe devam etmesinin<br />
uygunluğu sorgulanmaktadır.<br />
İlk değerlendirmesini olumlu bir şekilde<br />
geçiren çalışanlarımızın bir sonraki değerlendirmeleri<br />
işe başlama tarihinden sonraki altı ay<br />
içinde gerçekleştirilmektedir. MilSOFT ile yeni<br />
tanışan çalışanlarımızın bir yılını doldurmalarını<br />
beklemeden yapılan bu ara değerlendirme,<br />
yılda bir yapılan normal değerlendirme ile<br />
tamamen aynı uygulamalara sahiptir. Bu ara<br />
değerlendirme sonucu yeni çalışanımıza<br />
yöneticisi tarafından verilecek geri besleme,<br />
çalışanımızın şirketimize adaptasyonunu<br />
hızlandırması ve herhangi bir sorun oluşma<br />
ihtimali varsa, erkenden tespit edilebilmesi<br />
açısından önem arz etmektedir.<br />
Tüm çalışanlarımız yılda bir kez rutin performans<br />
değerlendirmesine tabi tutulur ve<br />
yöneticileri tarafından, hedeflerini gerçekleştirme<br />
oranı ve belirlenen bazı beceri kriterleri<br />
bazında puanlanarak değerlendirilmektedir.<br />
Değerlendirme süreci çalışanlarımızın doldurduğu<br />
form ile başlamakta, formda sağlanan<br />
alanlar ile çalışanlarımızın geçmiş performans<br />
dönemlerini kendi bakış açılarıyla değerlendirmeleri,<br />
başarıları ve hedefler konusunda<br />
fikir beyan etmeleri amaçlanmaktadır. Ayrıca<br />
formun İnsan Kaynakları tarafından en çok<br />
önemsenen bölümü şirketimizin olumlu<br />
yönleri ve gelişime açık yönlerinin yazıldığı<br />
alanlardır. Bu alanlar tüm organizasyon<br />
kapsamında yapılan iyileştirme faaliyetlerine<br />
girdi teşkil etmektedir. Yöneticilerin değerlendirmeyi<br />
tamamlamalarının ardından, kişisel<br />
performans notu hesaplanır ve yönetici ile<br />
çalışan bir araya gelerek değerlendirme<br />
sürecinin üzerinden sözlü olarak bir kez daha<br />
geçilir. Performans görüşmesinde asıl<br />
hedeflenen, kişiye iş hedefleri ve yetkinlik<br />
gelişimleri gözetilerek olumlu ve olumsuz<br />
yönleri konusunda geri besleme vermek<br />
olduğu kadar, kendi doldurduğu formda<br />
çalışanımızın ifade ettiği her türlü bildirimin ve<br />
önerilerinin yöneticileri ile birlikte değerlendirilmesini<br />
sağlamaktır.<br />
Belirli bir performans seviyesinin altında olan<br />
çalışanlarımız için performans değerlendirme<br />
sürecinin bir gereği olarak; ya da genel<br />
performans notu düşük olmasa da bazı<br />
kriterler bazında gelişime ihtiyaç duyduklarını<br />
düşündüğümüz çalışanlarımız ile tercih<br />
edildiğinde Performans İyileştirme Planları<br />
Çalışanlarımız işe yeni<br />
başladıklarında ya da<br />
proje/görev değişikliği<br />
gerçekleştiğinde, iki hafta<br />
içerisinde hedeflerinin<br />
belirlenmesi veya<br />
güncellenmesi sağlanır.<br />
Belirlenecek hedefler<br />
konusunda çalışanımızın ve<br />
yöneticisinin hemfikir olması<br />
gerekmektedir.<br />
hazırlanır. Bu planlarda amaçlanan, çalışanımızın<br />
iyileştirilmesini istediğimiz yönlerinin<br />
tespit edilerek, iyileştirmelerin tamamlanması<br />
için gereken süre ve hangi yollarla iyileştirilme<br />
sağlanacağı konusunda karara varılmasıdır.<br />
Ayrıca, bir tam yılın dolmasını beklemeden üç<br />
ya da altı ay gibi ara dönemlerde yapılacak<br />
değerlendirmeler ile çalışanımızın gelişim<br />
sürecinin daha yakından takip edilmesi ve<br />
gerekli görülürse önlemler alınması sağlanmış<br />
olur.<br />
Mevcut durumda idari kararlar, ödüllendirme<br />
ve kişisel gelişim amaçlı olarak yürüttüğümüz<br />
performans değerlendirme sistemimizin<br />
çalışanlarımız tarafından daha çok benimsenmesi<br />
ve organizasyonel seviyede amaçlanan<br />
sürekli gelişim hedefine daha çok hizmet<br />
edebilmesi için 2011 yılından itibaren 360<br />
derece performans değerlendirme sistemine<br />
geçiş amaçlı süreç çalışmalarımız devam<br />
etmektedir. Yeni uygulamamız ile çalışanlarımız<br />
yöneticilerini ve çalışma arkadaşlarını<br />
değerlendirebileceklerdir. Bu değerlendirme<br />
sonuçlarının daha etkin takım çalışmasına<br />
imkan vermesi ve daha vasıflı yönetici<br />
atamaları için İnsan Kaynakları bölümümüze<br />
değerli katkılarının olacağı öngörülmektedir.<br />
Çalışan Memnuniyeti<br />
MilSOFT’ta çalışanlarımızın motivasyonunu<br />
yükseltmek ve böylece üretkenliklerini<br />
artırmak amacı ile yürütülen çalışan memnuniyeti<br />
faaliyetlerine de büyük önem verilmektedir.<br />
Her yıl tekrarladığımız Çalışan<br />
Memnuniyeti Anketi uygulamamız bunlardan<br />
bir tanesidir. Çalışanlarımızın görüş ve<br />
düşüncelerini almak ve kurumumuzdan ne<br />
ölçüde memnun olduklarını ölçmek amacı ile<br />
gerçekleştirdiğimiz bu anketten gelen geribildirimler<br />
doğrultusunda, çalışma ortamımızda<br />
hedeflerimizle uyumlu değişiklikleri ve<br />
iyileştirmeleri hayata geçirmekteyiz.<br />
Anket dışında, çalışanlarımız her zaman<br />
iyileştirme önerilerini, dilek ve şikayetlerini<br />
gerek sözel olarak, gerek tanımlanmış olan<br />
formlarımız aracılığı ile iletme şansına sahiptirler.<br />
Yapılan analiz çalışmaları ile şikayet ve<br />
problemler çözümlenmeye, olumlu bulunan<br />
öneriler de uygulanmaya çalışılır. Ayrıca her<br />
çalışan kendi performans değerlendirme<br />
formunda gerek işleri, gerek kurum ile ilgili<br />
olumlu bulduğu veya gelişime açık olduğunu<br />
düşündüğü noktaları bildirerek her türlü<br />
düşüncesini aktarır. Yine bu aktarımlar sonucu<br />
ortaya çıkan işlem maddeleri de farklı bir
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
sistemle değerlendirilmeye alınır. Tüm bu<br />
geribildirimler dikkate alınarak çalışanlarımızın<br />
memnuniyetinin artırılmasının yanı sıra,<br />
onların değerli fikirleri sayesinde şirketimiz de<br />
gelişme imkanı bulmaktadır.<br />
Her yıl gönüllülük esasına dayalı olarak<br />
oluşturulan Sosyal Etkinlik Komitemiz de<br />
çalışan memnuniyeti kapsamında çalışmalar<br />
yaparak bu konuda büyük katkı sağlamaktadır.<br />
Sosyal Komite faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilen<br />
Happy Hour’larımızda çalışanlarımız<br />
bir yandan canlı müzik ve kokteyl eşliğinde<br />
deşarj olurken, bir yandan sürpriz etkinlik ve<br />
hediyelerimiz ile farklı eğlenceleri tatmaktalar.<br />
2010 yılında, Happy Hour etkinliklerimizden bir<br />
tanesinde, kapılarımızı çalışanlarımızın ailelerine<br />
açarak onlara çalışma ortamımızı<br />
tanıtma fırsatı bulduk. Ailelerimizin ve çalışanlarımızın<br />
daha da yakınlaşması, Türkiye’nin<br />
kültürel zenginliklerinin bir bölümünü<br />
çalışanlarımızın tanıyabilmesi amacı ile 2010<br />
yılı Nisan ayında düzenlediğimiz Güneydoğu<br />
Anadolu turunda ise çalışanlarımız iş temposuna<br />
bir mola verip, farklı anılar elde etme<br />
imkanı bulmuşlardır. Bunların dışında, çalışan<br />
memnuniyeti etkinliklerimiz kapsamında,<br />
sektörün oldukça aşina olduğu bowling turnuvalarında<br />
mutlaka yerimizi almakta, şirket<br />
kapsamında da kendi bowling turnuvalarımızı<br />
ve geleneksel tavla turnuvalarımızı düzenlemekteyiz.<br />
Spor faaliyetlerinde daha etkin<br />
olma amacı ile kurulan MilSOFT Spor Kulübümüz<br />
sayesinde ise arkadaşlarımız futbol,<br />
voleybol, masa tenisi gibi faaliyetleri gerçekleştirebilmektedirler.<br />
Sporla beraber sanat alanında da etkin olmak<br />
adına 2010 yılında gerçekleşen zeybek ve<br />
fotoğrafçılık kurslarımızı da tamamlamış<br />
bulunmaktayız. Her bayram gerçekleştirdiğimiz<br />
bayramlaşmalarımız, dağıtılan bayram<br />
çikolataları, yılbaşı faaliyetlerimiz ve yılbaşı<br />
hediyelerimiz, anneler günü ve babalar günü<br />
kutlamalarımız, ara sıra gerçekleşen sürpriz<br />
ikramlarımız, tiyatro sezonu boyunca aylık<br />
olarak düzenlediğimiz tiyatro organizasyonlarımız<br />
ise Sosyal Etkinlik Komite’mizin<br />
çalışanlarımız için gerçekleştirdiği diğer<br />
faaliyetler arasında yer almaktadır.<br />
Özel sağlık sigortası, yemek ve servis imkanları<br />
da personelimize sağladığımız diğer yararları<br />
oluşturmaktadır. Ayrıca, evlenen ve doğum<br />
yapan personelimize de hediyeler sunulmaktadır.<br />
Gelecek Dönem Hedefleri<br />
Uluslararası standartlara uyumlu yenilikçi<br />
teknolojiler kazandırmak amacıyla faaliyet<br />
gösteren MilSOFT’un temel hedeflerinden biri<br />
çalışanlarına daha fazla katma değer sağlamaktır.<br />
Üniversite eğitimi kalitesinin git gide<br />
yükseldiği ülkemizde, üniversite ve endüstri<br />
ilişkilerinin de iyileşmekte olduğu görülmektedir.<br />
Çalışanların gelişiminin üniversite yaşamından<br />
sonra endüstride görev yaparken de<br />
hem teknik, hem de idari alanlarda devam<br />
etmesi artık bir zorunluluk olarak görülmektedir.<br />
Bu amaçla, çalışanların şirket içi<br />
gelişimlerinin yanı sıra lisansüstü eğitimleri<br />
de desteklenmekte, yüksek lisans tezlerinin<br />
şirketteki çalışmalar ile paralelliğinin sağlanmasına<br />
yönelik katkıda bulunulmaktadır.<br />
Sürekli gelişim amacıyla hareket eden<br />
MilSOFT’un gelecek dönem hedeflerinden biri<br />
Liderlik Gelişim Programını hayata geçirmektir.<br />
Liderlik Gelişim Programının amacı, kariyerini<br />
yönetici olarak geliştirmek isteyen çalışanlarımıza<br />
bu fırsatı sunarak, kendilerini geliştirmelerine<br />
olanak sağlamaktır. Bu program<br />
çerçevesinde yönetici kariyer patikasında ilerlemek<br />
isteyen çalışanlarımız liderlik/yöneticilik<br />
yetkinlikleri bakımından değerlendirmeden<br />
geçirilecek, bu değerlendirmeler sonucunda<br />
geliştirmeleri gereken özellikler/yetkinlikler<br />
için kendilerine özel gelişim planları hazırlanacaktır.<br />
Bu programla amacımız ekibiyle<br />
etkin ilişkiler kurabilen, ekibini hedeflere<br />
ulaştıran, başarılı liderler yetiştirmektir.<br />
MilSOFT’un diğer bir önemli hedefi de<br />
çalışanları için performansa dayalı sistematik<br />
bir ödüllendirme sistemi kurmaktır. Bu sistem<br />
ile her çalışan şirkete sağladığı katkı oranında
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
29<br />
ödüllendirilecektir. Bu çalışma için şirket<br />
hedefleri, bölüm/proje hedeflerine, bölüm/<br />
proje hedefleri bireysel hedeflere indirgenmektedir.<br />
Hali hazırda Kurumsal Karne’de takip<br />
edilen şirket hedefleri, bölüm/proje hedeflerine<br />
indirgenmiş olup diğer kriterler üzerinde<br />
çalışmalar devam etmektedir. Çalışmalar<br />
tamamlandığında, her çalışanın şirkete olan<br />
katkısı sayısal olarak da ölçülebilecek ve<br />
çalışanların katkılarının kendilerine geri dönüşü<br />
daha etkin gerçekleştirilebilecektir.<br />
En büyük yatırımın insana yapılması gerektiği<br />
inancı ile hareket ettiğimiz İnsan Kaynakları<br />
Direktörlüğünde yürüttüğümüz tüm bu<br />
faaliyetler çalışanlarımızı motive etmek,<br />
geliştirmek, kişisel tatminlerini artırmak,<br />
MilSOFT’un ve çalışanlarının sürekli iyileşmesine<br />
hizmet ederek, MilSOFT’un müşterilerine<br />
en doğru, en etkin çözümleri sunmasına<br />
yardımcı olmaktadır.<br />
Meliha ÇALIŞIR<br />
1980 yılında Bulgaristan’da doğmuştur. Lisans derecesini 2003 yılında Bilkent Üniversitesi<br />
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden alan Meliha Çalışır, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde<br />
2008 yılında İşletme Yüksek Lisans eğitimini tamamlamıştır. 2003 yılında MilSOFT Yazılım<br />
Teknolojileri A.Ş.’de yazılım mühendisi olarak çalışma hayatına başlamıştır. 2007 yılında kariyer<br />
değişikliği yaparak İnsan Kaynaklarına geçiş yapmıştır. Halen MilSOFT Yazılım Teknolojileri<br />
A.Ş.’de İnsan Kaynakları Yöneticisi olarak görev yapmaktadır.<br />
Özlem KARAPINAR<br />
1983 yılında Ürgüp’te doğmuştur. İlkokul, Ortaokul ve Lise öğrenimini Kayseri’de<br />
tamamladıktan sonra, Lisans derecesini ODTÜ İşletme Bölümü’nde 2006 yılında edinmiştir.<br />
2009 yılında, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Endüstri ve Örgüt Psikolojisi Programı’nda<br />
başladığı Yüksek Lisans eğitimine halen devam etmektedir. 2006 yılında Türkiye İş Bankası’nda<br />
başladığı çalışma hayatını, 2008 yılından itibaren MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş.’nde İnsan<br />
Kaynakları Uzmanı olarak sürdürmektedir.<br />
Kübra YIKILMAZ<br />
1987 yılında Almanya’da doğmuştur. İlköğretim ve lise öğrenimini İzmir’de tamamladıktan<br />
sonra, ODTÜ Psikoloji bölümünden lisans derecesini almıştır. Endüstri ve Örgüt Psikolojisi<br />
alanında uzmanlığını almak üzere 2009 yılında başladığı Yüksek Lisans eğitimine halen devam<br />
etmektedir. Kariyer hayatına 2010 yılında MilSOFT Yazılım Teknolojileri A.Ş.’nde başlayan<br />
Kübra Yıkılmaz İnsan Kaynakları Uzmanı olarak çalışmaktadır.
STM<br />
İnsan Kaynakları<br />
Uygulamaları<br />
İnsan Kaynakları Yönetim Süreci<br />
İnsan kaynakları yönetimi örgütte rekabetçi<br />
üstünlükler sağlamak amacıyla gerekli insan<br />
kaynağının sağlanması, istihdamı ve geliştirilmesi<br />
ile ilgili politika oluşturma, planlama,<br />
örgütleme, yönlendirme ve denetleme<br />
faaliyetlerini içeren bir disiplindir. İnsan<br />
Kaynakları Yönetiminin başlıca fonksiyonları<br />
ise; İş analizi, işe alım, eğitim ve gelişim,<br />
kariyer planlama, performans yönetimi,<br />
ücretlendirme, özlük işlemleri ve yasal süreçler<br />
olarak sıralanabilir. İnsan Kaynakları Yönetimi<br />
Süreç İlişkileri şu şekildedir;<br />
Özellikle kurumsal yapılı organizasyonlarda<br />
insan kaynakları birimlerinin varlık nedeni,<br />
nitelikli aday havuzunun genişletilmesi ve<br />
adaylar nezdinde kurumun marka bilinirliğini<br />
arttırmak, pozisyona uygun adayların psikoteknik<br />
yaklaşımlarla kuruma katmak ve çeşitli<br />
gelişim&motive araçlarını kullanarak çalışanların<br />
organizasyon ile uzun süreli bağını kurmak<br />
ve devam ettirmektir. Bu yaklaşım, STM İnsan<br />
Kaynaklarının yapılandırılmasında ve temel<br />
sorumluluk alanlarının belirlenmesinde<br />
referans noktası olarak kullanılmaktadır.<br />
İş Analizi<br />
Eğitim &<br />
Gelişim<br />
Performans<br />
Yönetimi<br />
Kariyer<br />
Planlama<br />
Ücret &<br />
Yan Haklar<br />
Özlük İşlemleri /<br />
Yasal Süreçler<br />
İşe Alım<br />
Şekil 1: İnsan Kaynakları Yönetimi Temel Süreç İlişkileri<br />
STM <strong>Savunma</strong> Teknolojileri Mühendislik ve Tic.<br />
A.Ş., Türk Silahlı Kuvvetleri ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı’na sistem mühendisliği, teknik<br />
destek, proje yönetimi, teknoloji transferi ve<br />
lojistik destek hizmetleri sağlamak amacı ile<br />
1991 yılından bu yana faaliyet göstermekte<br />
olan bir savunma sanayii kuruluşudur.<br />
Şirketin kuruluş tarihinden 2006 yılına kadar<br />
insan kaynakları süreçleri, Personel ve İdari<br />
İşler Müdürlüğü altında yürütülmüş, 2006<br />
yılında ise Kalite Yönetim Sistemi ve İnsan<br />
Kaynakları Bölüm Müdürlüğü teşkil edilerek<br />
insan kaynakları fonksiyonları bu bölüm altında<br />
toplanmıştır.<br />
ÇEK<br />
MOTİVE ET<br />
GELİŞTİR<br />
Şekil 2: İnsan Kaynakları Sorumluluk Alanları<br />
SEÇ<br />
ŞİRKETTE<br />
TUT
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 31<br />
İnsan Kaynakları biriminin temel sorumluluk<br />
alanları; İşe Alım, Eğitim ve Gelişim, Performans<br />
Yönetimi, Kariyer Yönetimi, Ücret ve<br />
Yan Haklar, Tanıma/Ödüllendirme, Özlük<br />
İşlemleri/Yasal Süreçler, İş Sağlığı ve Güvenliği,<br />
Özel Sağlık Sigortası İşlemleri, Şahıs Güvenlik<br />
Belgesi İşlemleri, Resmi Yazışmalar ve İşten<br />
Ayrılma Süreci olarak sıralanabilir.<br />
İnsan Kaynakları uzmanları, portföy yönetimi<br />
esasına dayalı olarak görev yapmakta, bu<br />
bağlamda her İK Uzmanı kendi portföyünde<br />
bulunan bölümler için tüm İK süreçlerini<br />
yürütmektedir. Kurumsal düzeyde yürütülen<br />
Eğitim, İzinler, İş Sağlığı ve Güvenliği, Özel<br />
Sağlık Sigortaları, Şahıs Güvenlik Belgeleri v.b.<br />
süreçlerde ise belirli İK Uzmanları sorumluluk<br />
almaktadır.<br />
Kişi Yetenek Olgunluk Modeli (People<br />
Capability Maturity Model)<br />
“People Capability Maturity Model” (P-CMM),<br />
insan kaynakları (İK) fonksiyonlarının birbirleri<br />
ile olan mikro ve makro düzeydeki ilişkilerini<br />
tanımlayan, kurumlardaki İK uygulamalarını<br />
başlangıç düzeyinden alıp kurumsal seviyeye<br />
çıkaran bir seviyede uluslararası bir modeldir.<br />
P-CMM, uygulamaların nasıl yapılacağını değil,<br />
uygulamalar neticesinde neyin amaçlandığına<br />
odaklanan, dolayısı ile İK fonksiyonlarından<br />
“ne” beklendiğinin altını çizip bu amaçlara<br />
“nasıl” ulaşılacağını kurumlara bırakan, sektör<br />
bağımsız bir modeldir.<br />
Beş seviyeden oluşan modelin, ilk seviyesinde<br />
İK uygulamalarında “karmaşık düzen”in hakim<br />
olduğu yapı ele alınmaktadır. İkinci seviyede ise<br />
bu düzensizliğin kırılarak “bölüm bazında<br />
düzenli” İK uygulamalarının yapılandırılması ve<br />
bölüm bazında işe alım, iletişim ve koordinasyon,<br />
iş ortamı, performans yönetimi, eğitim ve<br />
gelişim ile ücretlendirme sistemlerinin<br />
düzenlenmesi hedeflemektedir.<br />
Üçüncü seviyede ise, ikinci seviyede düzenlenen<br />
uygulamaların “şirket geneline yayılmasına”,<br />
organizasyonel seviyede yetkinlik<br />
analizi, yetkinlik gelişim planları, iş gücü<br />
planlaması, kariyer planlama, çalışma grupları<br />
oluşturma ve katılımcı kültürün geliştirilmesinin<br />
önemine vurgu yapılmaktadır.<br />
Dördüncü ve beşinci seviyelerde, geliştirilen<br />
ve artık organizasyonel seviyede düzene<br />
kavuşmuş İK uygulamalarını geliştirmek üzere<br />
ölçüm yöntemleri ve bu ölçümlerde süreç<br />
performansının gözlemlenerek süreçlerin<br />
sürekli iyileştirilmesi modellenmiştir.<br />
STM İnsan Kaynakları, 2007 yılından itibaren<br />
Seviye 2 ve Seviye 3 süreç alanlarını<br />
uygulamaya almıştır. Bu kapsamda yeni<br />
süreçler tanımlanırken, mevcut süreçler<br />
gözden geçirilerek prosedürlerde gerekli<br />
iyileştirmeler yapılmıştır.<br />
İş Analizi<br />
İçinde bulunulan sektörün ve kurumun gereksinimleri<br />
ile misyon ve vizyonuna uygun olarak<br />
kurumun ve çalışanların yetkinliklerinin<br />
tanımlandığı, görev ve sorumluluk alanlarının<br />
belirlendiği ve pozisyon tanımlarının netleştirildiği<br />
süreçler bütünü olarak tanımlanabilir.<br />
İş analizi sonucunda belirlenecek olan yetkinlik<br />
tanımları tüm insan kaynakları süreçlerinin<br />
temel veri kaynağını oluşturacağından, ilgili<br />
tanımları sağlıklı şekilde yapabilmek İnsan Kaynakları<br />
fonksiyonunun başarısını arttırmada<br />
önemli bir etken olarak karşımıza çıkacaktır.<br />
Pozisyon gereksinimlerinin açıkça ortaya<br />
konulduğu bir görev tanımı, işe alım sürecinde<br />
personel seçim kriterlerini doğrudan etkileyerek,<br />
aday belirleme ve iş görüşmesi<br />
süreçlerinde hangi yetkinliklerin sorgulanması<br />
gerektiği konusunda İnsan Kaynakları Uzmanını<br />
yönlendirici olacaktır.<br />
Ayrıca pozisyon tanımlarının ve yetkinlik<br />
gereksinimlerinin açıklığı, işe alım sürecini<br />
hızlandıracak, eğitim ve gelişim gereksinimlerini<br />
ortaya koyacak, kariyer planlama<br />
sürecinde karar aşamalarını kolaylaştıracak,<br />
yetkinliğe dayalı ücret sistemlerinin belirlenmesinde<br />
temel veri olacak ve performans<br />
ölçüm kriterlerini belirleyecektir.<br />
Aday<br />
Doğru Adayı<br />
İşe Alma<br />
Yanlış Adayı<br />
İşe Alma<br />
İşe Alım<br />
Şekil 3: İşe Alım Tablosu<br />
İşe Alım<br />
Aday<br />
Doğru Adayı<br />
İşe Almama<br />
Yanlış Adayı<br />
İşe Almama<br />
İşe Alım<br />
Doğru işe doğru personel seçimi olarak da<br />
nitelendirilebilecek olan işe alım süreci İnsan<br />
Kaynakları Yönetimi’nin uygulama alanındaki<br />
ilk adımı olarak tanımlanabilir. Yetkinlik gereksinimlerinin<br />
ve eksiksiz pozisyon tanımlarının<br />
önceden belirlenebildiği bir işe alım süreci<br />
sağlıklı sonuç alabilmenin birinci basamağı<br />
olarak karşımıza çıkacaktır.<br />
Kurumların ergonomik işe alım yaklaşımından<br />
uzaklaşıp psikoteknik bir işe alım süreci ile<br />
personel teminine gittiğinde beklenen çıktı<br />
“doğru adayı işe alma” ya da “yanlış adayı işe<br />
almama” yönünde olacaktır. İşe alımda, maddi<br />
ve manevi riskler göz önüne alındığında ise<br />
“yanlış adayı işe alma” bir kurumun karşılaşabileceği<br />
en büyük riski oluşturmaktadır. Bu<br />
riskin yanı sıra “doğru adayı işe almamak” ise<br />
organizasyonların karşılaştığı fırsat maliyeti<br />
olarak nitelendirilebilir.<br />
Gazeteler veya internet üzerinden çıkılacak<br />
ilanlar ile çeşitli veri tabanlarından ulaşılabilen<br />
özgeçmişler arasından belirlenen adaylarla<br />
kurulacak ilk iletişim, adayın kurum ile ilk<br />
karşılaşması olacağından ilanın ve iletişim<br />
sürecinin profesyonel iş yaşamına uygun olarak<br />
koordine edilmesi adayı kuruma çekme<br />
sürecinin başlangıcı olacaktır.<br />
İş görüşmesi sürecine alınan adaylar kurumun<br />
gereksinimleri ve yetkinlik beklentileri doğrultusunda<br />
çeşitli testlere tabii tutulabilir. İlgili<br />
testler sonrasında gerçekleştirilecek olan ve<br />
yine kurumun gereksinimleri ile yetkinlik beklentileri<br />
göz önünde bulundurularak çeşitli<br />
mülakat teknikleri kullanılabilir. İşe alım süreci<br />
sonucunda doğru işe doğru personeli alarak<br />
süreç sonlandırılmalı ve sürece katlım sağlayan<br />
tüm adaylara uygun bir bilgilendirme yapılmalıdır.<br />
İşe alım süreçleri Kalite Yönetim Sistemi<br />
içerisinde yer alan İşe Alım Prosedürü doğrultusunda<br />
yürütülmektedir. Bu bağlamda personel<br />
ihtiyacı oluşan bölümler bu ihtiyaçlarını<br />
İnsan Kaynakları birimine “Personel Talep<br />
Formu” aracılığı ile iletilmektedir. İlgili İnsan<br />
Kaynakları Uzmanı talep formunda belirtilen<br />
yetkinlikler doğrultusunda çeşitli kaynaklarda<br />
ilana çıkarak gelen başvurular ve mevcut<br />
veritabanları üzerindeki özgeçmişleri titizlik ile<br />
inceler. Uygun olarak değerlendirilen özgeçmişlere<br />
sahip adaylar ilgili bölüm/proje<br />
yöneticisi ile koordine edilerek iş görüşmesi<br />
sürecine davet edilir. İş görüşmesi sürecine<br />
alınan her adaya kişilik envanteri ve İngilizce<br />
seviye tespit sınavı uygulanır.<br />
Test süreçlerini başarı ile tamamlayan adaylar<br />
panel mülakatlara davet edilerek mülakatlar<br />
sırasında gerek insan kaynakları gerekse teknik<br />
açıdan yeterlilik düzeyleri ölçülür. Olumlu<br />
olarak değerlendirilen adaylarla, yönetim onay<br />
sürecinden sonra ücret ve yan haklar görüşmesi<br />
gerçekleştirilir. Bu görüşme sonucunda, iş<br />
teklifini kabul eden adayların gerekli işlemleri<br />
en kısa süre içerisinde tamamlanarak işe alım<br />
süreci tamamlanır.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
Performans Yönetimi<br />
Çalışanların güçlü ve gelişmesi gereken yönlerini<br />
ortaya koyarak başarılı olan çalışanları<br />
ödüllendirmek, gelişim alanlarını tespit etmek<br />
ve güçlü yanları verimli şekilde kullanmak<br />
olarak tanımlanabilir. Unutulmamalıdır ki<br />
çalışanların güçlü yönleri aynı zamanda<br />
kurumun güçlü yönleri ve çalışanların gelişime<br />
açık yönleri de kurumun gelişmesi gereken<br />
yönleridir. Güçlü ve gelişmesi gereken yönlerinin<br />
bilincinde olmayan bir kurumun<br />
başarıyı yakalayabilmesi temel yönetim mantığı<br />
dahilinde mümkün olarak değerlendirilemeyecektir.<br />
Performans yönetim sistemi, eğitim ve gelişim<br />
alanlarını belirlemek, kariyer gelişim planlarını<br />
oluşturmak ve ödüllendirme süreçlerini<br />
doğrudan etkileyecek olan bir süreç olarak<br />
karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle performans<br />
yönetim sürecini sağlıklı bir şekilde uygulamak<br />
kurumların sağlayacağı başarılarda önemli bir<br />
rol oynayacaktır.<br />
Günümüzde performans yönetim sistemleri,<br />
kurumun stratejik hedefleri doğrultusunda<br />
yetkinlik ve/veya hedef bazlı sistemler olarak<br />
kurgulanabilmektedir. Genel yaklaşım ise<br />
yetkinliklerin ve hedeflerin kurumun gereksinim<br />
ve beklentileri doğrultusunda belirli<br />
oranlarda performans sürecine girdi sağlaması<br />
yönünde ortaya çıkmaktadır.<br />
Yılda bir kez gerçekleştirilen Performans<br />
Değerlendirmesi ile çalışanların sergiledikleri<br />
başarım yetkinlik ve hedef bazlı olarak<br />
ölçülmektedir. Bu kapsamda, şirketin pozisyonlar<br />
bazında temel aldığı yetkinliklerin 360<br />
derece değerlendirilmesinin yapılması ve<br />
çalışanlara atanan performans hedefleri ile<br />
şirketimizin vizyonu doğrultusunda belirlenen<br />
stratejik hedeflere ulaşılmasında en önemli<br />
rolü üstlenen çalışanlarımızın performanslarının<br />
objektif bir biçimde değerlendirilmesi<br />
sağlanmaktadır.<br />
Şirket vizyonundan bölümlere, bölümlerden<br />
de çalışanlara doğru kırılan hedefler, çalışanlara<br />
yıllık bazda atanmaktadır. Atanan hedefler<br />
görev tanımından oldukça farklı içerikte olup,<br />
temel amacı kişisel ve organizasyonel gelişimi<br />
desteklemektir. Çalışanlarımıza atanacak<br />
hedefler belirlenirken kişilerin kariyer beklentileri<br />
ve tercihleri de göz önünde bulundurulur<br />
ve süreç tam bir etkileşim halinde tamamlanır.<br />
Yıl içerisinde belirlenmiş dönemlerde gözden<br />
geçirilen hedeflerin tamamlanma durumuna<br />
göre yılın sonunda toplu bir not verilir ve bu not<br />
belirli bir yüzde ile performans notuna etki<br />
eder.<br />
Şirket vizyonundan bölümlere,<br />
bölümlerden de çalışanlara<br />
doğru kırılan hedefler,<br />
çalışanlara yıllık bazda<br />
atanmaktadır.<br />
Atanan hedefler görev<br />
tanımından oldukça farklı<br />
içerikte olup, temel amacı<br />
kişisel ve organizasyonel<br />
gelişimi desteklemektir.<br />
Çalışanlarımızın yıl içerisinde sergiledikleri<br />
performansın göstergeleri olan yetkinlikler ise<br />
360 derece değerlendirme esasına uygun<br />
olarak çalışanın kendisi, takım arkadaşı,<br />
yönetici, iç/dış müşteri gibi rollerle değerlendirilmekte<br />
ve bu çoklu değerlendirme ile<br />
ulaşılabilen en yüksek objektiflik seviyesi<br />
yakalanmaktadır. Çalışanların teknik ve kişisel<br />
gelişim alanları için öneriler de verebilen<br />
değerlendiriciler, çalışanlarla en az altı ay<br />
birlikte çalışmış, teknik ve teknik olmayan<br />
yetkinliklerini yorumlayabilecek, çalışanların<br />
şirkete katkısını ölçebilecek kurum içi/dışı<br />
kişilerden oluşmaktadır. Sadece yetkinliklere<br />
sayısal puan verme ile sınırlı olmayan sistemde,<br />
değerlendiricilerden çalışanın güçlü ve<br />
gelişmesi gereken yönler ile birlikte eğitim<br />
önerilerini de bildirmeleri beklenmektedir.<br />
Performans Yönetim Sistemimizin en önemli<br />
kısmı ise her çalışan özelinde gerçekleştirilen<br />
ve ilgili yönetici ile birebir yapılan geribildirim<br />
görüşmeleridir. Bu görüşmede değerlendiricilerin<br />
performans görüşleri, yönetici tarafından<br />
konsolide edilmiş bir şekilde çalışanla<br />
paylaşılmakta ve geçmiş performanslar<br />
referans alınıp gelişim planları oluşturulmaktadır.<br />
Bu görüşmelerle çalışanın organizasyon<br />
yapısındaki önemi ve operasyonel anlamda<br />
bütünle ilişkisine de vurgu yapılmaktadır.<br />
Performans Yönetim Sistemi’nin etkinliğini<br />
arttırmak ve hızlı büyüyen kurumumuzda<br />
organizasyonel seviyede oluşmuş kültürü<br />
devam ettirebilmek adına STM İnsan Kaynakları,<br />
sürekli geliştirme ve uygulayıcılara<br />
“Nitelikli Hedef Atama”, “Değerlendirici<br />
Eğitimleri” ve “Verimli Geribildirim Eğitimi”<br />
gibi başlıklar altında farkındalık eğitimleri<br />
sağlamaktadır.<br />
Kariyer Planlama<br />
Çalışanların yetkinlikleri doğrultusunda yatay<br />
pozisyon geçişleri ile dikey ilerlemelerin<br />
belirlendiği, iş zenginleştirmesinin sağlandığı<br />
ve kariyer gelişim planlarının hazırlandığı<br />
süreçler bütünü olarak tanımlanabilir.<br />
Genel olarak çalışanlar bilgi birikimleri ve<br />
çalışma süreleri ile orantılı olarak pozisyon<br />
ilerlemesi beklentisi içerisinde bulunabilmektedirler.<br />
Bu nedenle kariyer planlama süreci<br />
çalışanları kurumda tutma stratejilerinden biri<br />
olarak kabul edilmektedir.<br />
STM Kariyer Planlama Sistemi, görev tanımlamaları<br />
ile farklılaşan pozisyonlarda, yüksek<br />
performansın sürekliliğinin sağlanması ve<br />
şirket süreçlerine katkısının geliştirilmesi için<br />
gereksinimleri ve gelişim fırsatlarını ortaya<br />
çıkarmaktadır. Kariyer Planlama Sistemi,<br />
sadece dikey gelişim yönünde terfi kısıtlarını<br />
belirlemek amacıyla değil, aynı zamanda da<br />
yatay gelişim yönünde çalışanların uzmanlaşması<br />
ve bu uzmanlık seviyelerin belirlenmesi<br />
aşamasında aktif bir rol oynamaktadır. Bu bakış<br />
açısı ile çalışanların yetkinlik ve bilgi seviyeleri<br />
yönetsel ve teknik anlamda geliştirilmektedir.<br />
Dolayısı ile sadece kadroların gerektirdiği iş<br />
tanımları değil, rollerden ve kişisel yetkinliklerden<br />
beslenen görev zenginleştirmeleri de<br />
STM Kariyer Planlama Sistemi’nde yer<br />
almaktadır. Bu sayede çalışanlarla daha uzun<br />
vadeli iş ilişkileri geliştirilebilmektedir.<br />
İş analizi ile pozisyonların kritiklik seviyesinin<br />
belirlenme çalışması da yine aynı sistem üzerinden<br />
yapılmakta ve kritik olarak belirlenen<br />
pozisyonların yedekleme çalışmaları da yatay<br />
ve dikey gelişim planları göz önünde bulundurularak<br />
yapılmaktadır. Bu hali ile lider ve<br />
yöneticilerini şirket içerisinden yetiştiren bir<br />
noktada olan STM, operasyonel ve yönetsel<br />
başarısının bu yaklaşımın bir sonucu olduğunu<br />
değerlendirmektedir.<br />
Ücret ve Yan Haklar<br />
Ticari kurumlar çalıştırdıkları bütün çalışanlara<br />
ücret ödemekle yükümlüdürler. Bu bağlamda<br />
ücret ve yan haklar çalışanlar açısından iş<br />
yaşamının temel amacı olarak nitelendirilebilir.<br />
İktisat teorileri kapsamında, ücret emek<br />
gücünün değeri (fiyatı) olarak karşımıza<br />
çıkmaktadır. Bu bağlamda tüm çalışanlar emek<br />
güçleri karşısında, yetkinlikleri ve kuruma olan<br />
katkıları ile doğru orantılı olan, adil bir ücret<br />
sistemi beklentisi içerisindedir.<br />
Ücret sistemleri kurumun beklentileri doğrultusunda<br />
çeşitli şekillerde kurgulanabilmek-
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 33<br />
tedir. Genel olarak uygulanan ücret sistemleri<br />
yetkinlik ve iş değerlemesi sonucunda<br />
oluşturulmaktadır.<br />
STM çalışanlarının, çalıştığı kadroya uygun bir<br />
ücret alması için Kademe/Derece esaslı bir<br />
ücret yönetim sistemi uygulanır. Kalite Yönetim<br />
Sistemi içerisinde yer alan Kadro ve Görev<br />
Tanımları Kılavuzunda belirtilen tüm kadroların<br />
alabilecekleri minimum ve maksimum ücret<br />
aralıkları tespit edilmiştir. Ücret belirlemesi<br />
yapılırken;<br />
<br />
Şirket hedeflerini başarıyla gerçekleştirmek<br />
üzere gerekli nitelikteki personelin, günün<br />
ekonomik şartlarına uygun olarak istihdam<br />
edilebilmesi,<br />
Hizmette sürekliliğin sağlanması,<br />
<br />
Çalışanların işyerine aidiyet duygusunu<br />
pekiştirerek iş barışının ve adil bir ücret<br />
yapısının tesis edilmesi ve eşit işlerin<br />
benzer ücretlerle ücretlendirilmesinin<br />
sağlaması<br />
hedeflenmektedir.<br />
Eğitim ve Gelişim<br />
İşe yeni başlayan çalışanlar için oryantasyon<br />
eğitimi ile başlayan eğitim ve gelişim süreci,<br />
kurumun misyonu ve vizyonu ile stratejik planı<br />
göz önünde bulundurularak, pozisyon ve yetkinlik<br />
gereksinimleri doğrultusunda, çalışanın<br />
kurumda kaldığı süre boyunca devam edecek<br />
olan bir süreçtir. Bilgi yayılım/değişim hızının<br />
ve teknolojik gelişimlerin her geçen gün arttığı<br />
günümüzde, eğitim süreci geçmişte olduğu gibi<br />
belirli bir yaşa kadar içinde bulunulan bir süreç<br />
olmaktan çıkıp insanın yaşamı boyunca<br />
içerisinde bulunmasının zorunlu olduğu bir<br />
süreç haline gelmiştir.<br />
‘‘Değişimi yakalamak için sürekli eğitim ve<br />
gelişim şarttır’’ inanışı hemen tüm kurumların<br />
kabullendiği bir algı olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />
Günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeyleri<br />
sahip olduğu yeraltı ve yerüstü zenginliklerden<br />
ziyade, sahip olduğu eğitimli insan gücü<br />
ile ölçülmektedir. Bu nedenle insan kaynakları<br />
birimleri kurumdaki eğitim ve gelişim<br />
süreçlerini beklentiler doğrultusunda sürekli<br />
geliştirerek idame etmekle yükümlüdürler.<br />
Kuruluş amacı Türk Silahlı Kuvvetleri ve <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’na sistem mühendisliği,<br />
teknik destek, proje yönetimi, teknoloji<br />
transferi, lojistik destek hizmetleri sağlamak<br />
olan STM, bu amaç doğrultusunda kuruluşundan<br />
bu yana çalışanlarına güncel gereksinimler<br />
doğrultusunda eğitim ve aktivitelere katılım<br />
imkânı sağlamaktadır.<br />
Çalışanların kariyer planlama ve performans<br />
gelişim süreçlerine katkı sağlayan eğitim<br />
sürecinde STM çalışanları şu kapsamda eğitim<br />
veya aktivitelere katılım sağlamaktadırlar:<br />
Stratejik Plan Hedefleri<br />
Proje Gereksinimleri<br />
Performans Değerlendirme Süreci Çıktıları<br />
<br />
<br />
Bilgi ve becerileri geliştirici seminer,<br />
konferans ve fuarlar<br />
Faaliyet alanlarındaki yeniliklerin ve<br />
teknolojik gelişmelerin takibi<br />
Kurulduğu günden bu yana deneyimli kadrosunu<br />
güncel bilgilerle zenginleştirmeyi ve<br />
desteklemeyi hedefleyen STM 2010 yılında<br />
kurulan ve tamamı gönüllü üyelerden oluşan<br />
STM Akademisi ile eğitim faaliyetlerini daha da<br />
profesyonelleştirmiştir.<br />
2010 Yılı Eğitim Kaynağı Dağılımı<br />
Yurtdışı %28 Şirket İçi %20<br />
Yurtiçi %52<br />
Şekil 4: Eğitim Kaynağı Dağılımı (2010)<br />
STM Akademisi eğitimlerle çalışanlarımızın<br />
gelişimine destek verirken, dış/iç müşterilere<br />
verilen eğitimleri ve yürütülen staj sürecini<br />
daha kurumsal bir seviyeye taşıma misyonunu<br />
da üstlenmiştir.<br />
STM’de eğitim ve aktiviteler şirket içi, yurtiçi ve<br />
yurtdışı olmak üzere üç kaynaktan sağlanabilmektedir<br />
ve tüm eğitim süreci Eğitim Portalı<br />
üzerinden elektronik olarak yürütülmektedir.<br />
2010 yılı eğitim kaynak dağılımı sağ tarafta<br />
özetlendiği şekilde olmuştur:<br />
STM’nin profesyonel kadrosu bilgi birikimini<br />
düzenli olarak yerli ve yabancı savunma sanayi<br />
ve diğer sektör çalışanları ile paylaşmaktadır.<br />
Çalışanlarımız bu kapsamda eğitimler düzenlemekte<br />
veya çeşitli platformlarda sunum<br />
yapmaktadırlar.<br />
STM çalışanlarından yapılan performans<br />
değerlendirme süreci sonucunda ilgili değerlendirme<br />
döneminde üstün başarı gösterdiği<br />
tespit edilen çalışanlara, yapılan değerlendirme<br />
sonucunda her sene belli sayıda<br />
çalışanımız Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde<br />
“Executive MBA” programına katılma<br />
fırsatı sunulmaktadır.<br />
2010 ve 2011 yılında çalışanlarımız tarafından<br />
yerli ve yabancı savunma sanayii çalışanlarına<br />
verilen eğitim başlıkları şöyle olmuştur:<br />
Hava Aracı/Sistem Emniyeti Eğitimi<br />
<br />
Uyum Doğrulama Mühendisleri için<br />
Sertifikasyon Süreç ve CS-25 Paket Eğitimi<br />
Uçuşa Elverişlilik Sertifikasyonu Eğitimi<br />
Oryantasyon<br />
Oryantasyon, bir işletmede yeni çalışmaya<br />
başlayanlara veya işletme içinde görev konumları<br />
değişen personele uygulanan eğitimdir.<br />
Yeni işin gereği olarak, yeni bilgilerin edinilmesi,<br />
düşünsel ve bedensel becerilerin kazandırılması<br />
maksadıyla uygulanan eğitsel programlardır.<br />
Her geçen gün yeni bünyesine yeni çalışanlar<br />
katarak büyüyen ve zenginleşen STM, yeni<br />
personelinin şirket süreçlerine uyumunu<br />
hızlandırmak için oryantasyon faaliyetlerini şu<br />
başlıklar altında kurgulamıştır:<br />
İlk Gün Oryantasyonu<br />
Rehber Personel<br />
Genel Kapsamlı Oryantasyon Faaliyetleri<br />
İşe Uyum Değerlendirme Toplantısı<br />
Staj<br />
Staj, öğrencilerin eğitim-öğretim dönemlerinde<br />
edindikleri teorik bilgilerin veya laboratuar<br />
ölçekli pratik uygulamaların, büyük ölçekli<br />
endüstriyel üretimlerde nasıl yer aldığını<br />
gördükleri, çalışmalara aktif olarak katılarak<br />
bilgi ve becerilerini geliştirdikleri, mesleğe ilk<br />
adım attıkları önemli bir süreçtir.<br />
STM, 2009 yılından bu yana staj sürecini anlaşma<br />
yaptığı Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri<br />
ile koordineli olarak yürütmektedir.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
STM’de staj süreci uzun vadeli personel istihdamını<br />
amaçlamaktadır. Staj sürecini şirketimizde<br />
tamamlayan üniversite öğrencileri,<br />
mezun olacakları son dönemde yarı zamanlı<br />
olarak istihdam edilmektedirler. Mezuniyetlerinin<br />
ardından açık olan pozisyonlarda<br />
istihdam edilen yarı zamanlı personel sayısı her<br />
geçen gün artmaktadır.<br />
STM’de Sosyal Faaliyetler<br />
Çalışanlarımızın kurumsal aidiyetini artırmak,<br />
şirket süreçleri, vizyonu, hedefleri hakkında<br />
bilgi sahibi olmalarını sağlamak ve iş dışı<br />
ortamlarda bir araya gelerek sosyal ortamlarda<br />
iletişim kurmalarını sağlamak ve takım olma<br />
ruhunu pekiştirmek STM’nin şirket kültürünün<br />
bir parçasıdır. Sosyal faaliyetlerimiz ise bu<br />
kültürü pekiştirmek amacıyla oluşturduğumuz<br />
çeşitli platformlardır. Bu platformlardan<br />
bazıları şunlardır:<br />
Kurumsal Vizyon<br />
Geleneksel Bowling Turnuvası<br />
Pilates Eğitimi<br />
STM Aile Buluşması<br />
Mevsim Partileri<br />
Tanıma ve Ödüllendirme Sistemi<br />
Şirketin Stratejik Plan ve Taktik Planları doğrultusunda<br />
karlılığını artıracak ve hizmet/operasyon<br />
kalitesini olumlu yönde etkileyecek<br />
tutum, davranış ve önerileri teşvik etmek üzere<br />
tanımlanmıştır. Maddi ve maddi olmayan<br />
çıktıları olan bu sistem, özellikle çalışanların<br />
motive edilmesi ve şirket aidiyetinin sağlanması<br />
üzerine kurgulanmıştır.<br />
Bu kapsamda STM’de,<br />
Yıl içerisinde başarılı olan proje ve hizmetlere<br />
“Hizmette Başarı Ödülleri”,<br />
Şirket süreçlerine gelişim ve iyileştirme<br />
yönünde katkı sağlayan önerilere “Süreç<br />
İyileştirme Öneri Ödülleri”,<br />
Kurumun sahip olduğu bilgi ve birikimi<br />
yenilikçi proje ve hizmetlerde kullanma<br />
fırsatını yaratan önerilere “Ar-Ge Projesi<br />
Ödülü”,<br />
Kurumda belirli hizmet yıllarını dolduran<br />
çalışanlara “Kurumsal Aidiyet Ödülü”,<br />
Başarılı ve üstün performans sergileyen<br />
çalışanlara “Performans İkramiyeleri”,<br />
İç ve dış müşteri memnuniyetini sağlayan<br />
çalışanlara “Takdir/Teşekkür Yazıları”,<br />
İç eğitimlerden sonra “Başarı Sertifikaları”<br />
ve “Eğitmen Sertifikaları”,<br />
Üstün performansı süreklilik gösteren ve<br />
liderlik/yöneticilik vasfı fark edilir derecede<br />
yüksek olan çalışanlara ise “Executive MBA<br />
Programı Katılımı”<br />
ödül ve tanıma araçları olarak tanımlanmıştır.<br />
Özlük İşlemleri/ Yasal Süreçler<br />
İşe alım süreci ile başlayan ve çalışanın işten<br />
ayrılmasına kadar devam eden tüm yasal<br />
süreçleri, bordro işlemlerini ve özlük dosyalarını<br />
içeren süreçler bütünü olarak tanımlanabilir.<br />
4857 Sayılı İş Kanunu ve 5510 Sayılı Sosyal<br />
Güvenlik Kanunu ile bağlı yönetmeliklerin ve<br />
çalışma hayatını ilgilendiren diğer tüm<br />
kuralların eksiksiz olarak uygulanması insan<br />
kaynakları biriminin sorumluluğu altındadır.<br />
İşe alım süreci ile başlayan ve çalışanın işten<br />
ayrılmasına kadar devam eden tüm yasal<br />
süreçleri, Yönetim Bilgi Sistemi ve SAP kayıtları<br />
ile özlük dosyalarını içeren tüm işlemler İnsan<br />
Kaynakları grubu sorumluluğu altında toplanmıştır.<br />
İnsan Kaynakları grubu kurulduğu tarihten bu<br />
yana tüm yasal işlemleri hukuka uygun olarak<br />
başarılı bir şekilde yürütmektedir. STM,<br />
yasalara uygun olarak yaptığı işlemlerden ve<br />
istihdama sağladığı katkıdan dolayı Türkiye İş<br />
Kurumu tarafından ’Teşekkür Belgeleri ile<br />
ödüllendirilmiştir.<br />
İş Sağlığı ve Güvenliği<br />
STM’de İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu’nun<br />
temel amacı;<br />
<br />
<br />
<br />
Çalışanların güvenliğini ve verimliliğini<br />
sağlamak,<br />
İş yeri güvenliğinin devamlılığını temin<br />
etmek,<br />
İşletmenin faaliyetleri sonucu iş sağlığı ve<br />
güvenliği risklerine maruz kalabilecek<br />
çalışan-lar ve ilgili diğer taraflar için, riskleri<br />
yok etmek veya en aza indirmek için,<br />
iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili gerekli önlemleri<br />
almaktır.<br />
İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu tarafından<br />
yürütülen tüm işlemlerin operasyonel sorumluluğu<br />
İnsan Kaynakları birimi tarafından<br />
sağlanmaktadır. Bu bağlamda ‘’Çalışma Ortamı<br />
Risk Analizi’’ çalışması gerçekleştirilmiş, iş<br />
güvenliğini tehdit edebilecek unsurlar ortadan<br />
kaldırılmıştır. STM’de yeterli sayıda çalışana<br />
yangın ve ilk yardım eğitimleri düzenlenmiş,<br />
yangın güvenliği ile ilgili gerekli tüm tedbirler<br />
alınmıştır. 2011 yılı için tüm çalışanlara iş sağlığı<br />
ve güvenliği konusunda eğitimler verilmesi<br />
planlanmış, ilgili eğitimlerin İnsan Kaynakları<br />
birimi tarafından periyodik olarak tekrar<br />
edilmesi kararlaştırılmıştır. Kalite Yönetim<br />
Sistemi içerisinde yer alan İş Sağlığı ve<br />
Güvenliği Prosedürü içerisinde tüm çalışanların<br />
bu kapsama giren görev ve sorumlulukları<br />
tanımlanmıştır.<br />
STM’de Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda<br />
çalışanlar ile eş ve çocuklarını kapsayan, çalışanlardan<br />
prim ödeme katılım payı alınmayan,<br />
sağlık harcamalarında ise ayaktan tedavi<br />
katılım payı alınan kurumsal bir özel sağlık<br />
sigortası süreci uygulanmaktadır.<br />
Temel amacı çalışanların sağlığını en etkin<br />
şekilde koruyarak iş gücü kayıplarını minimum<br />
seviyeye indirmek ve çalışan motivasyonunu<br />
yükseltmek olarak nitelendirilebilecek olan<br />
sürecin, çalışanların şirkete bağlılık düzeylerini<br />
de doğrudan etkilediği gözlemlenmektedir.<br />
STM İnsan Kaynakları’nın Gelecekle İlgili<br />
Projeleri<br />
Günümüz İnsan Kaynakları yaklaşımlarında<br />
çalışanların iş sadakati, zaman bazlı iş gücü,<br />
yetkinlik bazlı ücretlendirme, iletişim kanallarının<br />
arttırılması, çalışanların kişisel gelişimi ve<br />
örgütsel gelişim konuları önem kazanmıştır.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 35<br />
STM İnsan Kaynakları bugüne kadar insanı<br />
odak noktası alarak süreçlerini tasarlamış ve<br />
uygulamıştır.<br />
Sadece ülkemizdeki değil, dünyadaki İnsan<br />
Kaynakları trendlerini izleyerek çalışmalarını<br />
yürüten STM İnsan Kaynakları’nın gelecek<br />
dönemler için temel hedefi mevcut yetkinlik<br />
sistemini iyileştirerek tüm süreçlerini yetkinlik<br />
odaklı olarak güncellemektir.<br />
Çalışma alanı danışmanlık, tedarik ve yazılım<br />
geliştirme üzerine kurulu olan STM, en önemli<br />
kaynağının çalışanları olduğunun farkındadır.<br />
Bu nedenle diğer bir hedefimiz çalışanlarımızın<br />
kişisel gelişimini desteklemek ve şirkette tutma<br />
kapsamında tanıma ve ödüllendirme sistemini<br />
daha etkin hale getirerek çalışan aidiyetini<br />
arttırmaktır.<br />
Referanslar<br />
1. Curtis, B., Heffly, W.E., Miller, S.A., (2001). People Capability Maturity Model, Sürüm 2.0.<br />
2. Fındıkçı, İ. (1996). Bilgi Toplumunda Yöneticilerde Kendini Geliştirme, İstanbul Kültür Koleji<br />
Eğitim Vakfı yayınları.<br />
Devrim Serkan GÜLTEKİN<br />
2000 yılında Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun olmuş ve 2000-<br />
2006 yılları arasında TSK’da Subay olarak görev yapmıştır. 2006 yılından bu yana STM A.Ş.’de Kalite<br />
Yönetim Sistemi ve İnsan Kaynakları Müdürlüğü’nde Kıdemli İnsan Kaynakları Uzmanı olarak görev<br />
yapmakta olup, görev tanımına ek olarak; İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyon üyeliği, Disiplin Kurulu<br />
üyeliği ve İç Denetçi rollerini yürütmektedir. sgultekin@stm.com.tr<br />
Selin TAMER<br />
2005 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri<br />
bölümünden mezun olduktan sonra 2008 yılında yine aynı üniversitede Sosyal Bilimler Enstitüsü<br />
Finans Yüksek Lisans Programı’nı tamamlamış olup halen Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü Endüstri ve Örgüt Psikolojisi Yüksek Lisans Programı’na devam etmektedir. 2007-<br />
2008 yılları arasında Şa-Ra Enerji A.Ş.’de İnsan Kaynakları Sorumlusu olarak çalışmıştır. 2008 yılından<br />
itibaren STM Kalite Yönetim Sistemi ve İnsan Kaynakları Müdürlüğü’nde çalışmakta olup çok iyi<br />
derecede İngilizce ve orta derecede Almanca bilmektedir. STM’de halen STM Akademisi<br />
Koordinatörlüğü görevini yürütmektedir. sapaydin@stm.com.tr<br />
Zeynep GÖNÜL<br />
2007 yılında Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olmuş ve halen Orta<br />
Doğu Teknik Üniversitesi’nde Eğitimde İnsan Kaynaklarını Geliştirme programında yüksek lisans<br />
yapmaktadır. 2007 yılından bu yana STM A.Ş.’de Kalite Yönetim Sistemi ve İnsan Kaynakları<br />
Müdürlüğü’nde İnsan Kaynakları Uzmanı olarak görev yapmakta olup, görev tanımına ek olarak<br />
People CMM projesinde İnsan Kaynakları temsilciliği rolünü yürütmektedir. Çok iyi derecede<br />
İngilizce bilmektedir. zgonul@stm.com.tr
TAI<br />
TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> A.Ş.<br />
İnsan Kaynakları Uygulamaları<br />
olup, iştirakleri ise aşağıda sunulmuştur.<br />
TUSAŞ Motor <strong>Sanayii</strong> (TEI) A.Ş. % 50.52<br />
<strong>Savunma</strong> Teknolojileri Mühendislik Ticaret<br />
(STM) A.Ş. % 34<br />
Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri<br />
(HEAŞ) A.Ş. % 1.66<br />
Elektronik Sistemler Destek <strong>Sanayii</strong> ve<br />
Ticaret (ESDAŞ)A.Ş. % 1<br />
Hava Elektronik <strong>Sanayii</strong> (HAVELSAN) A.Ş. %<br />
0.5<br />
Airbus Military % 5.6<br />
1. TAI Tarihçe ve İnsan Kaynakları<br />
a. Tarihçe<br />
TUSAŞ - Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />
Anonim Şirketi 15 Mayıs 1984 tarihinde F-16<br />
uçaklarının Türkiye’de üretimi maksadıyla<br />
ortak girişim şirketi olarak kurulmuş, yabancı<br />
ortaklar olan “Lockheed Martin” ve “General<br />
Electric” şirketleri hisselerinin (%49) Ocak<br />
2005 tarihinde TUSAŞ tarafından satın<br />
alınmasıyla tamamen milli bir şirket haline<br />
dönüşmüş ve Nisan 2005 tarihinde TAI ve<br />
TUSAŞ şirketlerinin birleşmesiyle bu günkü<br />
mevcut yapısına kavuşmuştur.<br />
TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />
A.Ş.’nin hissedarları;<br />
Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı<br />
(%54.49),<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı (%45.45),<br />
Türk Hava Kurumu (%0.06),<br />
TUSAŞ - Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI)<br />
A.Ş.nin<br />
VİZYONU<br />
“Özgün ürünlere sahip ve küresel rekabet<br />
gücüne ulaşmış dünya markası havacılık şirketi<br />
olmak”<br />
MİSYONU<br />
“Ülkemiz havacılık ve uzay sanayisinin gelişmesine<br />
öncülük yapmak”<br />
şeklinde belirlenmiş ve uygulanmaktadır.<br />
b. İnsan Kaynakları<br />
Açık iletişim, takım çalışması, kişisel ve mesleki<br />
gelişimi hedef alan uygulamalarla etkin, verimli<br />
ve motivasyonu yüksek insan kaynağını bünyesinde<br />
bulundurma hedefi doğrultusunda<br />
TAI’nin 2010 yılı sonu itibariyle personel<br />
mevcudu 3541 olup, mevcut insan kaynağına<br />
ilişkin bazı temel veriler aşağıda grafikler<br />
halinde gösterilmiştir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 37<br />
Öğrenim Durumu<br />
2000<br />
14 (Doktora)<br />
Toplam Mühendis ve Ar-Ge Mühendisi Kırılımı<br />
1600<br />
1800<br />
1600<br />
1400<br />
1200<br />
108<br />
368 (Y.Lisans)<br />
1400<br />
1200<br />
1000<br />
1000<br />
1488 (Lisans)<br />
800<br />
800<br />
600<br />
400<br />
200<br />
126 148<br />
389<br />
600<br />
400<br />
200<br />
0<br />
İLKÖĞRETİM<br />
LİSE<br />
EML<br />
YÜKSEKOKUL<br />
ÜNİVERSİTE<br />
0<br />
2003 2004 2005<br />
2006 2007 2008 2009 2010<br />
Toplam Mühendis<br />
AR-GE Mühendisi<br />
Toplam Mühendis Sayısı: 1470 Toplam Ar-Ge Mühendisi Sayısı: 896 (719 ARGE Merkezi / 177 TEKNOKENT)<br />
Yaş<br />
1400<br />
1200<br />
1000<br />
800<br />
1285<br />
1038<br />
960<br />
Mühendisliklerin Branşlara Dağılımı<br />
Bilgisayar<br />
Müh.: 94 %6<br />
Endüstri<br />
Müh.: 136<br />
%9<br />
Metalurji ve Mlz.<br />
Müh.: 71 %5<br />
Kimya<br />
Müh.: 36 %2<br />
Diğer<br />
Müh.: 41 %3<br />
Mühendislerin Eğitim Seviyeleri<br />
Yüksek Lisans: 333<br />
%23<br />
Doktora: 13<br />
%1<br />
600<br />
400<br />
258<br />
200<br />
0<br />
- 29 30 - 39 40 - 49 50 -<br />
Yaş Ortalaması : 36<br />
Mühendis Yaş Ortalaması : 28<br />
Medeni Durumu<br />
3000<br />
2450<br />
Elektrik Elektronik Habr.<br />
Müh.: 259 %18<br />
Havacılık / Uçak / Uzay<br />
Müh.: 274 %19<br />
Makine<br />
Müh.: 559 %38<br />
Toplam: 1.470<br />
Lisans: 1124<br />
%76<br />
2000<br />
1000<br />
0<br />
Evli<br />
1091<br />
Bekar<br />
İşe Alım Süreç Haritası<br />
1- İş İlanı<br />
6- Adayın Referanslarının ve<br />
İş Tecrübelerinin Doğrulanması<br />
7- Adaya İşin<br />
Önerilmesi<br />
Cinsiyet<br />
3000<br />
3001<br />
3000<br />
2000<br />
1000<br />
540<br />
0<br />
Kadın<br />
Erkek<br />
Yabancı Dil * (Yabancı dil gerektiren kadrolar)<br />
777<br />
800<br />
700<br />
600<br />
500<br />
400<br />
300<br />
300<br />
159<br />
200<br />
138<br />
100 31<br />
0<br />
AZ<br />
ORTA<br />
İYİ<br />
ÇOK İYİ<br />
2- Başvuruların<br />
Değerlendirilmesi Ön Eleme<br />
3- Testler ve<br />
İkinci Eleme<br />
Adayın sınav ve görüşmeler sonrası uygun<br />
bulunması ve aday tarafından da iş önerisinin<br />
kabul edilmesi halinde yerleştirmeye kadar<br />
geçen süre azami iki haftadır.<br />
2. İnsan Kaynakları Vizyon, Misyon, Değer Ve<br />
Hedefleri<br />
TUSAŞ - Türk Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> (TAI) A.Ş.<br />
İnsan Kaynakları Başkanlığının Vizyon, Misyon,<br />
Değer ve Hedefleri, şirket vizyonu doğrultusunda<br />
belirlenmiş olup, aşağıda sunulmuştur.<br />
5- İkinci Aşama<br />
İş Görüşmesi<br />
4- Birinci Aşama<br />
İş Görüşmesi<br />
Vizyon<br />
8- Yerleştirme<br />
Rekabetçi, insan gücü ile tüm paydaşları<br />
dengeli memnun edecek insan kaynakları<br />
sistemine sahip olmak,<br />
İnsanı var olan en değerli kaynağımız kabul<br />
ederek, bölümlerin, çalışanların ve çalışan<br />
ailelerinin kısaca TAI ailesinin el üstünde<br />
tutulduğu bir insan kaynakları yönetimi<br />
sağlamaktır.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
Misyon<br />
“Açık iletişim, takım çalışması, kişisel ve mesleki<br />
gelişimi hedef alan uygulamalara sahip<br />
olan çağdaş insan kaynakları yapılanmamızda<br />
temel misyonumuz; şirketimiz ve çalışanlarımızın<br />
hedef ve beklentilerini, etkin, verimli ve<br />
motivasyonu yüksek bir organizasyonla<br />
gerçekleştirmektir.”<br />
Değerlerimiz<br />
Adil, dürüst, dengeli, güvenilir ve şeffaf<br />
olmaktır.<br />
Hedeflerimiz<br />
Şirketimizin havacılık ve uzay alanında gerek<br />
Türkiye’de gerekse dünyada söz sahibi ve<br />
saygın bir şirket olmasına katkıda bulunacak<br />
insan kaynağının TUSAŞ’a kazandırılması,<br />
geliştirilmesi ve değerlerimize bağlı aidiyetin<br />
sürdürülmesidir.<br />
3. İnsan Kaynakları Uygulamaları ve<br />
Karşılaşllan Sorunlar<br />
a. İşe Alım<br />
Şirketimiz tarafından yürütülmekte olan proje/<br />
programların gerektirdiği nitelik ve nicelikteki<br />
insan kaynağının bulunması ve şirketimize<br />
kazandırılması maksadıyla şirketimiz web<br />
sayfası ve diğer kaynaklar (işe alım şirketleri,<br />
gazete ilanları vb. gibi) yoğunlukla kullanılmaktadır.<br />
Bir örnek olması açısından 2010 yılı içinde<br />
şirketimiz web sayfasına 27.000 kişi başvuruda<br />
bulunmuş, başvuranlardan 8.000’i nitelik ve<br />
nicelik bakımından uygun bulunarak değerlendirilmiş,<br />
bunlardan 2987’si yabancı dil, teknik<br />
sınav ve mülakat için davet edilmiş ve yapılan<br />
değerlendirme sonrası 709’u uygun bulunarak<br />
şirkette istihdamları kararlaştırılmıştır. (Ortalama<br />
olarak; günde 12 adayla görüşülmüş ve 3<br />
adayın işe alımı gerçekleştirilmiştir.)<br />
Temel misyonumuz;<br />
şirketimiz ve çalışanlarımızın<br />
hedef ve beklentilerini,<br />
etkin, verimli ve motivasyonu<br />
yüksek bir organizasyonla<br />
gerçekleştirmektir.”<br />
Şirketimize başvurular ilk bakışta miktar olarak<br />
yeterli olarak görülse de, özellikle şirketimizin<br />
faaliyet gösterdiği alanda deneyimli insan<br />
kaynağının kısıtlı oluşu çözümlenmesi gereken<br />
bir sorun sahası olarak öncelikle gündemimizde<br />
yer almaktadır.<br />
Şirketimizin kuruluşunu takip eden yıllarda<br />
yürütülen proje ve programlar gereği emek<br />
yoğun olarak oluşan insan kaynağı, özellikle<br />
2000’li yıllardan itibaren başta özgün projeler<br />
olmak üzere mühendislik ağırlıklı projeler<br />
kapsamında şekil değiştirerek bilgi ve<br />
teknoloji yoğun bir insan kaynağının istihdam<br />
edilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmış ve söz<br />
konusu ihtiyacın karşılanabilmesi için insan<br />
kaynağımızı teşkil eden üniversitelerle yakın<br />
ilişkiler kurulmuştur.<br />
Bu kapsamda üniversite öğrencilerine şirketimizde<br />
sağlanan, her yıl yaklaşık 600 civarında<br />
üniversite öğrencisinin yararlandığı yaz stajı<br />
dışında, ODTÜ, İTÜ ve TOBB Üniversitesi ile<br />
İşbirliği (KO-OP) ve Ortak Eğitim Protokolleri<br />
yapılarak söz konusu üniversitelerin çeşitli<br />
mühendislik dallarında öğrenim gören<br />
öğrencilerin yaz tatilleri ve/veya öğrenimleri<br />
sırasında şirketimizde özel programlarda<br />
akademik bilgilerini fiiliyata aktarmaları sağlanmakta,<br />
böylece hem öğrencilere iş yaşamı<br />
gerçekleri gösterilmekte, hem de şirketimiz<br />
ihtiyaçlarının karşılanmasında değerlendirilmek<br />
üzere etkin bir aday havuzu yaratılmaya<br />
çalışılmaktadır.<br />
Üniversite öğrencileri dışında çeşitli projelerde<br />
üniversite öğretim üyeleri danışman olarak<br />
kullanılarak mühendislerimizin gelişimleri ve<br />
deneyim kazanmaları sağlanmakta, spesifik<br />
alanlarda ise yurtdışında çeşitli şirketlerde<br />
görev yapan veya bağımsız çalışan deneyimli<br />
personel gerekli koordine ve sözleşmeler<br />
yapılmak suretiyle belirli sürelerle şirketimizde<br />
istihdam edilerek deneyimli personel sorununun<br />
asgariye çekilmesi yönünde gayret<br />
gösterilmektedir.<br />
Üniversite camiası ve üniversite öğrencilerine<br />
yönelik yukarıda açıklanan girişimler yanında,<br />
3308 sayılı Çıraklık yasası kapsamında Meslek<br />
Lisesi son sınıf öğrencilerinin de şirketimizde<br />
öğrenim yılı boyunca haftada 2 - 3 gün staj<br />
yapmaları sağlanmaktadır. 3308 sayılı yasa<br />
kapsamında Meslek Lisesi son sınıf öğrencilerine<br />
sağlanan staj olanağı dışında, havacılık<br />
ve uzay teknolojilerinde kompozit malzemelerin<br />
kullanımının giderek arttığı dikkate alınarak<br />
kompozit malzeme teknolojileri alanındaki<br />
gelişmelerin gençlerimize kazandırılmasını<br />
teminen, Sosyal Sorumluluk projelerimiz<br />
kapsamında, KAZAN Efes Anadolu Endüstri<br />
Meslek Lisesi son sınıf öğrencilerine şirketimizde<br />
Kompozit Eğitimleri verilmek üzere<br />
KAZAN Kaymakamlığı ile protokol imzalanmış<br />
olup, bu kapsamda hem şirketimiz ihtiyaçlarına<br />
uygun nitelik ve sayıdaki gencimizin Kompozit<br />
Teknisyeni olarak istihdamı için olanak<br />
yaratılmış, hem de şirketimizin konuşlanmış<br />
olduğu bölgenin istihdamda ön alması yolunda<br />
önemli bir adım atılmıştır.<br />
b.İş Yerleştirme ve Eğitim<br />
İşe alım sürecinde istihdam edilebilecekleri<br />
alanlara ilişkin çeşitli sınav (yabancı dil /<br />
teknik), mülakat ve psikolojik testleri başarı ile<br />
tamamlayan adaylar onay sürecini takiben,<br />
istihdam edilecekleri görevlere başlamadan<br />
önce 2 – 6 ay arasında değişen, şirket kültürü,<br />
şirket uygulamaları ve görev yapacakları<br />
unvanlara uygun eğitimlerin yer aldığı oryantasyon<br />
eğitimlerine tabi tutulmakta olup, söz<br />
konusu eğitimleri başarı ile tamamlamalarını<br />
takiben görevlerine başlayabilmektedirler.<br />
İnsan Kaynakları Başkanlığı bünyesinde bulunan<br />
Eğitim Bölümü şirketimiz çalışanlarının<br />
ihtiyaç duyacağı tüm mesleki teknik eğitimleri<br />
verebilecek kabiliyet ve kapasitede olup, spesifik<br />
alanlarda iç ve dış kaynaklar da kullanılmaktadır.<br />
Kişisel gelişim ve yönetim eğitimleri ağırlıklı<br />
olarak dış kaynak kullanılarak sağlanmakta<br />
olup, söz konusu eğitimlerin şirket kaynaklarından<br />
sağlanması yönünde çalışmalar da<br />
sürdürülmektedir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 39<br />
Eğitim Bölümümüz tarafından 2010 yılında<br />
16.362’i şirket çalışanı, 1.704'ü ise diğer<br />
kuruluş ve şirketlerin personeli olmak üzere<br />
toplam 18.066 kişiye çeşitli teknik eğitimler<br />
verilmiş, şirket dışı kaynaklardan ise ağırlıklı<br />
olarak kişisel gelişim ve yönetim eğitimleri<br />
olmak üzere, 1704 şirket çalışanı eğitim<br />
almıştır. Çalışan başına düşen eğitim saati,<br />
2010 yılı sonunda 39 saattir.<br />
Yukarıda açıklanan eğitim rakamları ileri<br />
teknoloji uygulamaları ve bilginin kullanıldığı<br />
şirketimizde eğitimin ne denli önemli rolü ve<br />
katkısının olduğunu açıkça göstermektedir.<br />
c. Kariyer Planlaması / Yedekleme / Moral ve<br />
Motivasyon:<br />
Şirketimizin istihdam ettiği çalışanlar arasında<br />
birlik ve beraberlik ruhunun yaratılması,<br />
şirkete karşı olan aidiyet ile çalışanların etkinlik<br />
ve verimliliğinin arttırılması etkin bir kariyer<br />
planlama ve yedekleme sistemi ile moral/motivasyon<br />
alanında önemli adımlar atılmasını<br />
gerektirmiştir.<br />
TAI ailesine katılan<br />
her birey işe başladığı<br />
andan itibaren<br />
Kariyer Planlamasının<br />
bir parçası olarak<br />
sıralı yöneticilerinin<br />
ve insan kaynaklarının<br />
gözetiminde gerekli eğitim<br />
ve yönlendirmelere<br />
tabi tutulmaktadır.<br />
TAI ailesine katılan her birey işe başladığı<br />
andan itibaren Kariyer Planlamasının bir<br />
parçası olarak sıralı yöneticilerinin ve insan<br />
kaynaklarının gözetiminde gerekli eğitim ve<br />
yönlendirmelere tabi tutulmakta, gelişimleri<br />
yakından izlenmekte ve her yıl yetkinlikleri ve<br />
kendilerine verilen dönemsel/yıllık hedefler<br />
bazında performans değerlendirmesine tabi<br />
tutularak gereken kriterleri karşılayanların<br />
şirket Kariyer Planı doğrultusunda ilerlemesi<br />
sağlanmaktadır. Performans değerlendirmelerinde<br />
emsallerine nazaran başarı gösteren<br />
çalışanların görev unvanlarına uygun Kariyer<br />
Planlamasına göre terfileri gerçekleştirilmekte<br />
ve gelecekte şirket yönetici kadrolarına<br />
getirilmeleri yönünde Yedekleme Planında<br />
gerekli düzenlemeler yapılmaktadır.<br />
İnsan Kaynaklarının önemli süreçlerinden birisi<br />
olan çalışan memnuniyetinin artırılması, moral<br />
ve motivasyonun en yüksek seviyede tutulması<br />
için şirket yönetimimiz tarafından her türlü<br />
önlem alınmış ve çalışanlarımız hizmetine<br />
sunulmuş olup, bu alandaki uygulamalar özetle<br />
aşağıda belirtilmiştir.<br />
Şirketimiz çalışanlarına; görevlendirildikleri<br />
iş unvanına uygun olarak tespit edilen ve<br />
piyasa koşulları, ekonomik durum ve<br />
şirketin mali durumu dikkate alınarak her yıl<br />
iyileştirilen ücret dışında çeşitli yan faydalar<br />
(Özel Hayat Sigortası, Özel Sağlık Sigortası<br />
vb. gibi) sağlanarak yaşam koşulları en üst<br />
seviyede tutulmaya çalışılmaktadır.<br />
Şirkete ve işe yönelik katma değer yaratan<br />
çalışmalar yapan veya söz konusu çalışmalarda<br />
katkısı bulunan çalışanlar ödül yönetmeliği<br />
kapsamında takdir edilmekte ve<br />
değerlendirilmektedir.<br />
Şirket Sosyal Konutları, Kreş ve Ana Okulu,<br />
Spor Tesisleri, Sosyal Tesisler ve Sağlık Merkezi<br />
çalışanlarımıza en iyi hizmeti verecek<br />
şekilde faaliyet göstermektedir.<br />
Şirket çalışanlarının talep, öneri ve şikayetleri<br />
Yardım Masası, Öneri Kutusu, Çeşitli<br />
Anketler ve birebir yapılan görüşmelerle<br />
değerlendirilmekte ve en kısa sürede çözümler<br />
üretilerek, geri dönüş sağlanmaktadır.<br />
Şirket kültürünün oluşumunda ana katkı<br />
maddelerinden birisini oluşturan Sosyal Yaşam<br />
etkinliklerine azami önem gösterilerek<br />
tüm çalışanlarımızın sosyal faaliyetlere<br />
katılımları teşvik edilmekte, bu kapsamda;<br />
geleneksel hale gelen şirket kuruluş<br />
yıldönümlerinde tüm çalışanlarımız ve<br />
ailelerinin katılımıyla şirket piknikleri düzenlenmekte,<br />
tiyatro ve konser gibi kültürel<br />
etkinlikler ile düzenlenen gezilere topluca<br />
katılınarak arkadaşlık ve dostluk bağları<br />
güçlendirilmekte, tüm çalışanlarımızın<br />
katılımıyla spor etkinlikleri düzenlenmekte,<br />
bölüm etkinlikleri ve bölüm yemekleri yapılmakta,<br />
ekonomi, siyaset, eğitim, bürokrasi<br />
ve spor alanlarından tanınmış simalar<br />
konuşmacı olarak şirketimize davet edilerek<br />
hem çalışanlarımızın ufuklarının açılması,<br />
hem de şirketimizin tanıtılması yönünde<br />
faaliyetler gerçekleştirilmektedir.<br />
4. Sonuç<br />
İnsan Kaynakları açısından değerlendirildiğinde,<br />
şirketimiz yürütülmekte olan proje/programları<br />
doğrultusunda yıllık olarak planlanan<br />
işgücü planlarına göre, çok spesifik alanlarda<br />
istihdamı öngörülen deneyimli personel kadroları<br />
dışında, çeşitli yollarla yapılan başvurularla<br />
oluşan adaylar arasından ihtiyaç duyduğu<br />
nitelik ve nicelikteki insan kaynağını istihdam<br />
edebilmektedir. Deneyimli insan kaynağının<br />
temini için Sanayi - Üniversite işbirliğinin daha<br />
da arttırılarak özellikle üniversite müfredat<br />
programlarının sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda<br />
düzenlenmesi yönünde gerek devlet ve<br />
üniversiteler gerekse sanayi kuruluşları<br />
tarafından adımlar atılması büyük önem<br />
taşımaktadır.<br />
Şirkette; daha önce iş deneyimi bulunmayan<br />
ve/veya mezuniyetlerini takiben askerlik<br />
mükellefiyetini tamamlayarak işe başlatılan<br />
Lise, Meslek Lisesi, Meslek Yüksek Okulu ve<br />
Üniversite mezunlarının eğitim alt yapılarının<br />
yapacakları görevlerine uygun hale getirilmesi<br />
için asgari 2 - 6 aylık bir eğitim sürecinden<br />
geçirilmeleri gerekmektedir. Diğer şirketler<br />
için de geçerli olan bu durumun ülkemiz<br />
genel eğitim politikaları kapsamında ele<br />
alınması hayati önemi haizdir.<br />
Adayın şirkette istihdam edildiği tarihten<br />
itibaren yakından izlenmesi, şirket kültürüne<br />
adaptasyonunun süratle sağlanması, iş ve<br />
sosyal yaşam ile ilgili sorunlarında kendisine<br />
yardımcı olunması ve destek sağlanması, moral<br />
ve motivasyonunun en üst düzeyde tutulması<br />
için çaba sarf edilmesi daima en ön planda<br />
tutulması gereken işlevler olup, bunların<br />
gerçekleştirilmesi halinde şirketine güven<br />
duyan, işine ve görevine sadık, şirkete aidiyeti<br />
yüksek çalışanlara sahip olunacağı bir gerçektir.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
Yüksek öngörüye sahip bir plan dahilinde<br />
istikrarlı ve kontrollü büyümesini devam<br />
ettiren şirketimizin dünya markası havacılık<br />
şirketi olma hedefini gerçekleştirmek ve dünya<br />
havacılık devleri arasındaki haklı yerini almak<br />
yönünde atılım ve girişimlerini 2011 ve takip<br />
eden yıllarda da devam ettirmesi bir zorunluluk<br />
olup, mevcut ve önümüzdeki yıllarda TAI<br />
ailesine katılacak insan kaynağının alınacak<br />
ilave önlemlerle daha da geliştirilerek geleceğe<br />
ve şirketine güvenle bakan çalışanlar olarak<br />
aynı azim ve kararlılıkla şirketimize katkılarını<br />
sürdüreceklerine olan inancım tamdır.<br />
Bora ÖSKİPER<br />
Bora ÖSKİPER 1951 yılında İstanbul’da doğmuştur. İlk, orta ve lise eğitimini Türkiye’nin çeşitli<br />
bölgelerinde tamamlamış, 1968 yılında Hava Harp Okulu’na girerek 1970 yılında Astteğmen rütbesi<br />
ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına katılmıştır.<br />
1970 – 1999 yılları arası, 29 yıl üzerinde Hava Kuvvetleri’nde uçucu ve kurmay subay olarak çeşitli<br />
yurtiçi ve yurtdışı görevlerde bulunan ve Şubat 1999’da Hava Kurmay Albay rütbesinde iken kendi<br />
isteği ile emekliye ayrılan Bora ÖSKİPER 1 Temmuz 1999 – 01 Eylül 2007 tarihleri arasında TUSAŞ -<br />
Türk Havacılık ve Uzay San. A.Ş (TAI) ‘de İnsan Kaynakları Müdürlüğü görevinde bulunmuş olup, 01<br />
Eylül 2007 tarihinden itibaren İnsan Kaynakları Başkanlığı görevini sürdürmektedir.<br />
Bora ÖSKİPER evli ve iki çocuk babası olup, ingilizce bilmektedir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
41<br />
Personel Yönetiminden<br />
Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimine<br />
Geçiş ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />
Uygulamaları<br />
Bilgi ve yaratıcılığın ön plana çıktığı günümüzde<br />
işletmeler ve kurumlar, değişim ve rekabet<br />
sürecine ayak uydurabilmek ve bu değişimi<br />
yakalayabilmek amacıyla yönetim anlayışlarını<br />
ve stratejilerini sürekli güncellemek durumunda<br />
kalmaktadır. Rekabetçi avantaja sahip<br />
olma, stratejik hedeflere ulaşabilme ve bunların<br />
sürdürülebilirliğini sağlamada insan<br />
kaynağı en önemli rolü üstlenmektedir. Bu<br />
kapsamda insan kaynakları uygulamalarının<br />
kurumun tasarım ve stratejileriyle uyumlu ve<br />
tutarlı olması kaçınılmazdır.<br />
Bu makalede Personel Yönetiminden İnsan<br />
Kaynakları Yönetimine geçiş ve bu geçişin<br />
stratejik hedefler doğrultusunda gerçekleşmesi<br />
gereğinin üzerinde durulmuş olup,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı İnsan Kaynakları<br />
yapısı ve uygulamalarına değinilmiştir.<br />
Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları<br />
Yönetimine Geçiş<br />
Personel Yönetimi, kurumun gerektirdiği insan<br />
kaynağının sağlanması ve bu kaynaktan en<br />
etkin ve verimli bir biçimde yararlanmanın yol<br />
ve yöntemlerini gösterir. Genel anlamda<br />
Personel Yönetimi;<br />
Personelin işe alınması,<br />
stratejik bir önemi bulunmamaktadır. Personel<br />
Yönetimi, çalışanlar hakkında kayıt tutma<br />
faaliyeti olarak görülüp personelin ücreti, yan<br />
ödemeleri, sigorta kesenekleri, izinler, raporlu<br />
olduğu gün sayısı, işe devamsızlık ve geç kalma<br />
gibi konularda kayıt tutmadan öteye gitmemiştir.<br />
Bu sistemin yetersiz kalması ve kurumsal<br />
yapının etkinleştirilebilmesi amacıyla geleneksel<br />
Personel Yönetimi yaklaşımı terk edilmiş,<br />
arzulanan hedeflere ulaşabilmek için İnsan<br />
Kaynakları yaklaşımı benimsenmiştir.<br />
Günümüzde örgüt kültürü alanında meydana<br />
gelen gelişmeler, tam rekabet ortamı, değişim,<br />
yenilikçilik, teknolojik yenilikler, küreselleşme,<br />
klasik anlamda personel yönetiminin yeni bir<br />
anlayışla ele alınmasını; içeriğinin önemli<br />
ölçüde değiştirilmesini ve bu yeniliklere uyum<br />
sağlanmasını zorunlu kılmıştır. Bu kapsamda,<br />
kurumun stratejik hedefleri doğrultusunda<br />
çalışanlarına liderlik eden, verimliliklerini<br />
artırıp onları geleceğe hazırlayan ve yetenek<br />
havuzunu genişleten bir İnsan Kaynakları<br />
Yönetimi önem kazanmıştır. İnsan Kaynakları<br />
Yönetimi; daha nitelikli ve daha verimli bir<br />
sonuç elde etmek için yönetenlerle yönetilenler<br />
arasında güvenli ve etkili bir uyum sağlamayı<br />
amaçlayan örgütün bir fonksiyonudur.<br />
Sınıflandırma,<br />
Aylık ve ücret sorunları,<br />
Sicil, yükselme ve yer değiştirme,<br />
Hak ve yükümlülükler,<br />
Eğitim,<br />
Beşeri ilişkiler,<br />
Disiplin,<br />
Emeklilik’tir.<br />
Personel Yönetimi<br />
Kayıt tutucu ve<br />
düzenleyici<br />
uzmanlık yaklaşımı<br />
İş odaklı<br />
Statik yapı<br />
İnsan=maliyet<br />
Kalıplar, normlar<br />
İç planlama<br />
Müşteri = Yönetim<br />
İK Yönetimi<br />
Çözüm ortağı<br />
uzmanlık yaklaşımı<br />
İnsan odaklı<br />
Dinamik yapı<br />
İnsan=değer<br />
Misyon ve değerler<br />
Stratejik planlama<br />
Müşteri=Yönetim ve çalışanlar<br />
Yukarıda belirtildiği gibi Personel Yönetimi, az<br />
sayıda işlevi kapsamakta olup, kurumlarda<br />
Tablo: Personel Yönetimi ve İK Yönetimi kıyaslaması
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
İnsan Kaynakları Yönetiminden Stratejik<br />
İnsan Kaynakları Yönetimine Geçiş<br />
Günümüzde İnsan Kaynakları birimi aynı<br />
zamanda organizasyonun stratejik iş ortağı<br />
olarak kabul edilmektedir. Stratejik İnsan<br />
Kaynakları'nın temel amacı, kurumun hedeflerini<br />
gerçekleştirmesini sağlayacak insan<br />
kaynağını, ihtiyaçlar doğrultusunda sistematik<br />
olarak belirlemek ve organize etmektir. Başka<br />
bir ifadeyle, Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi’nin<br />
temel odak noktalarından biri insan<br />
kaynakları yönetiminin stratejik planlama ile<br />
tamamen bütünleştirilmesidir.<br />
İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışından<br />
Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışına<br />
geçişte vurgulanması gereken 2 temel unsur<br />
bulunmaktadır:<br />
1. İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışında,<br />
çalışan bir birey olarak öne çıkmakta ve kişinin<br />
performansı önem kazanmaktadır. Ancak<br />
Stratejik İnsan Kaynakları Yönetim anlayışında<br />
bireyin performansından ziyade örgüt performansı<br />
öne çıkmaktadır.<br />
2. Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi’nde<br />
bireysel insan kaynakları yönetiminden ziyade<br />
sistem ön plana çıkmaktadır.<br />
Bir diğer ifadeyle, İnsan Kaynakları Yönetimi’nde<br />
Performans Değerlendirme süreci<br />
sadece kendi içinde değerlendirilirken bunun<br />
Eğitim süreci ile bağlantısı incelenmemektedir.<br />
Ancak Stratejik İnsan Kaynakları Yönetim<br />
anlayışında sistem öne çıkmakta ve her bir<br />
sürecin etkileşim halinde olduğu kabul görmektedir.<br />
Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi’nin<br />
kurumun stratejik hedefleriyle de<br />
benzer şekilde etkileşim halinde olması<br />
gerekmektedir.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı Çalışan Yapısı<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda insan<br />
kaynağı uygulamalarının gerekliliği, özellikle<br />
2007-2011 yıllarını kapsayan Stratejik Plan’da<br />
belirtilmiş ve İnsan Kaynakları uygulamalarının<br />
önemi vurgulanmıştır. Söz konusu planın<br />
bütün kurum çalışanları tarafından hazırlanmış<br />
olması ve üst yönetim tarafından onaylanmış<br />
olması İnsan Kaynakları politikalarının önemsendiği<br />
ve özümsendiğinin açık bir kanıtıdır.<br />
İnsan Kaynakları planlaması, seçme ve işe<br />
alma, eğitim ve geliştirme, kariyer planlama,<br />
performans yönetimi, başarı değerlendirme ve<br />
ödüllendirme ve kurum kültürü oluşturma<br />
süreçlerinin tümünü kapsayan İnsan Kaynakları<br />
Yönetimi faaliyetlerini yürütme görevi<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda Personel ve<br />
Eğitim Daire Başkanlığı tarafından yerine<br />
getirilmektedir. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nın<br />
insan kaynağının yapısı çeşitli istatistiki<br />
bilgiler çerçevesinde aşağıda incelenmiştir.<br />
2007-2011 Stratejik Planı kapsamında kurum<br />
stratejik hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla<br />
İnsan Kaynakları uygulamalarına önem<br />
verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve<br />
stratejik insan kaynakları yaklaşımını esas alan<br />
uygulamalara geçilmesi hedef olarak belirlenmiştir.<br />
Bu kapsamda nitelikli insan kaynağına<br />
yatırım yapmak, en iyi adayları işe almak,<br />
gelişimlerini sağlamak ve elde tutmak önemli<br />
adımlar olarak belirlenmiş ve bir takım<br />
uygulamalar başlatılmıştır.<br />
Yıllara Göre Personel Mevcudu (1986 - 2011)<br />
Personel Sayısı<br />
400<br />
350<br />
300<br />
250<br />
200<br />
150<br />
100<br />
50<br />
0<br />
Yıllar<br />
Şekil 2: SSM Personelinin Eğitim Durumu (2011)<br />
Kadrosuz Kadrolu<br />
16<br />
32<br />
69<br />
70<br />
35<br />
43<br />
14<br />
7<br />
11<br />
5<br />
49<br />
90<br />
87<br />
87<br />
85<br />
85<br />
83<br />
83<br />
249<br />
27<br />
269<br />
61<br />
295<br />
292<br />
285<br />
55 5<br />
66<br />
78<br />
92<br />
90<br />
108<br />
123<br />
156<br />
162<br />
170<br />
167<br />
165<br />
158<br />
177<br />
180<br />
179<br />
172<br />
170<br />
167<br />
162<br />
161<br />
73<br />
69<br />
68<br />
1986<br />
1987<br />
1988<br />
1989<br />
1990<br />
1991<br />
1992<br />
1993<br />
1994<br />
1995<br />
1996<br />
1997<br />
1998<br />
1999<br />
2000<br />
2001<br />
2002<br />
2003<br />
2004<br />
2005<br />
2006<br />
2007<br />
2008<br />
2009<br />
2010<br />
2011<br />
Şekil 1: SSM Personelinin Yıllar İtibarı ile Dağılımı<br />
Kadın<br />
Erkek<br />
200<br />
180<br />
2006 yılından itibaren kurumun çalışan sayısında<br />
Eğitim düzeyinin oldukça yüksek olduğu<br />
ciddi artış yaşandığı, toplam personel <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda çalışan<br />
sayısının yaklaşık olarak 1/3 oranında arttığı personelin %34’ü yüksek lisans, %2’si ise<br />
görülmektedir. Bu durum beraberinde daha doktora mezunudur. Çalışanların %85’ini<br />
dinamik bir yapıyı getirmiştir. Müsteşarlığa uzmanlar oluşturmaktadır. Bu kapsamda,<br />
katılan yeni personel ile birlikte mevcut insan Müsteşarlık personeli mesleki ve kişisel<br />
kaynağının yaklaşık % 50’lik kısmını 24-35 yaş<br />
aralığındaki personel oluşturmuştur. Bu yaş<br />
grubu Y kuşağı olarak değerlendirilmekte olup,<br />
eğitimlerle sürekli desteklenmekte, böylece<br />
sahip oldukları bilgi birikimini kendi alanlarında<br />
daha iyi kullanabilmeleri sağlanmaktadır.<br />
bu grupta yer alan çalışanlar esnek çalışma<br />
biçimine uygun, sorgulayıcı ve söz hakkına<br />
sahip olma ihtiyacındadır. Bu kapsamda, hem<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda İnsan<br />
Kaynakları Uygulamaları<br />
değişen çalışan yapısının beklentilerini karşılayabilecek<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda İnsan<br />
hem de modern İK uygulamalarına<br />
imkân verebilecek bir sistemin oluşturulabilmesi<br />
önem arz etmektedir.<br />
Kaynakları uygulamalarına geçiş 2007-2011<br />
Stratejik Planı ile başlamış ve bu dönemde<br />
önemli adımlar atılmıştır. Bu kapsamda 2007<br />
Personel Sayısı<br />
160<br />
140<br />
120<br />
100<br />
80<br />
60<br />
40<br />
20<br />
0<br />
Eğitim Durumu<br />
67<br />
45<br />
133<br />
83<br />
1<br />
1 4<br />
10 6<br />
3<br />
ORTAOKUL<br />
LİSE<br />
ÖNLİSANS<br />
LİSANS<br />
YÜKSEK LİSANS<br />
DOKTORA
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 43<br />
yılında başlatılan iş analizi çalışması sonucunda<br />
görev tanımları belirlenmiş, eğitim<br />
faaliyetlerinin yıllık planlarla takibine yine aynı<br />
yıl içinde başlanmıştır.<br />
2007-2011 Stratejik Planı’nın İnsan Kaynaklarına<br />
ilişkin stratejik amaç; “Yüksek nitelikli<br />
personelin işe alınması, üretkenlik ortamının<br />
gerektirdiği altyapı ve eğitimlerin sağlanması<br />
ile yetişmiş personelin elde tutulması<br />
amaçlarına yönelik olarak Stratejik İnsan<br />
Kaynakları yaklaşımı uygulanacaktır.” şeklinde<br />
belirlenmiş ve;<br />
Stratejik insan kaynakları yaklaşımını esas<br />
alan uygulamaların hayata geçirilmesi,<br />
Müsteşarlık personelinin en az % 50’sine<br />
konusuyla ilgili olarak her yıl ortalama 40<br />
saat eğitim ve öğretim verilmesi<br />
alt hedefler olarak seçilmiştir. Stratejik Plan'ın<br />
revize edilmesi aşamasında %50 olarak belirtilmiş<br />
olan oran % 80’e çıkarılmıştır. Uygulamalarda<br />
standardizasyonu sağlayabilmek için<br />
yönerge çalışmalarına önem verilmiş, yetkinliklerin<br />
belirlenmesi, seçme ve işe alma, eğitim<br />
ve geliştirme ve performans değerlendirme<br />
sistemi gibi insan kaynaklarının önemli<br />
fonksiyonlarının temelleri atılmıştır. Mevcut<br />
yapının daha iyi yorumlanabilmesini teminen<br />
çalışan memnuniyeti anketi uygulanmış,<br />
sonuçlar hazırlanan eylem planı ile uygulamaya<br />
aktarılmıştır. 2012-2016 Stratejik<br />
Planı’nda ise insan kaynakları uygulamalarının<br />
eksikliklerinin giderilip birbirine entegre<br />
edilmesi ve bir sistem haline getirilmesi<br />
hedeflenmektedir.<br />
Müsteşarlıkta İnsan Kaynakları Sistemi oluşturma<br />
çalışmalarında kurumsal yetkinliklerin<br />
belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.<br />
Yetkinliklerin belirlenmesi çalışmaları; temel<br />
yetkinlikler, yönetsel yetkinlikler ve fonksiyonel<br />
yetkinlikler çerçevesinde yapılmakta<br />
olup, kurum misyon, vizyon ve stratejileri göz<br />
önünde bulundurularak belirlenmektedir.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda seçme ve<br />
yerleştirme sisteminin yetkinliklere dayalı bir<br />
sistem haline getirilebilmesi için çalışmalar<br />
yapılmaktadır. Bu kapsamda, kuruma başvuran<br />
adayların yetkinlikleri mülakatlar esnasında<br />
ölçülmekte, başvurduğu pozisyona ve kurum<br />
kültürüne uygunluğu tespit edilmektedir.<br />
Müsteşarlıkta İnsan Kaynakları uygulamalarının<br />
en önemlilerinden biri de Eğitim ve<br />
Geliştirme’ dir. Stratejik hedeflere ulaşabilmeyi<br />
kolaylaştırmak ve eğitim faaliyetlerinin daha<br />
sistemli yürütülmesini sağlamak amacıyla her<br />
yıl eğitim planı hazırlanmaktadır. Eğitim<br />
Planı’nın en etkin şekilde hazırlanması<br />
amacıyla İnsan Kaynakları’na ait diğer<br />
süreçlerin çıktıları da analiz edilmektedir.<br />
Ayrıca eğitimler her bir birimle koordine<br />
edilmekte ve eğitim değerlendirmeleri<br />
alınarak sistemin sürekli geliştirilmesi<br />
hedeflenmektedir.<br />
Güçlü ve değişime yön veren insan kaynağına<br />
sahip olunması amacıyla;<br />
Mesleki Gelişim Eğitimleri (Konferans,<br />
seminer ve eğitimler),<br />
Kişisel Gelişim Eğitimleri,<br />
Uzman Yardımcısı ve Proje Mühendisi/Bilgi<br />
Yönetimi Uzmanı/KTS Uzmanı ve Sözleşmeli<br />
Personel için 3 yıllık eğitim,<br />
Uzman Eğitimleri, Orta Kademe Yönetici<br />
Eğitimleri, Üst Yönetici Eğitimleri,<br />
Kurum İçi Bilgi Paylaşım Günleri,<br />
Yurtdışı Yüksek Lisans,<br />
NATO Koleji Eğitimleri<br />
gerçekleştirilmektedir.<br />
Müsteşarlıkta 2 yılını doldurmuş Uzman<br />
Yardımcıları ve Proje Mühendislerine yönelik<br />
olarak, sektörün yakından tanınması, iş<br />
süreçleri ile ilgili farkındalığın artırılması<br />
amacıyla <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> firmalarında altı<br />
aylık staj programı uygulaması da başlatılmıştır.<br />
Çağdaş yönetim sistemleri<br />
ile birlikte; özlük işleri, ücret<br />
ve emeklilik gibi fonksiyonlarla<br />
sınırlı olan Personel Yönetimi<br />
yerini daha kapsamlı ve<br />
çağdaş insan kaynakları<br />
yaklaşımlarına bırakmıştır.<br />
İnsan faktörü günümüzde<br />
maliyet unsuru olarak<br />
görülmekten ziyade<br />
kurumların en önemli<br />
dinamiği haline gelmiş ve<br />
fark yaratan unsur olarak<br />
kabul edilmiştir.<br />
Performans Değerlendirme sisteminin oluşturulması,<br />
değer yaratan çalışanlara sahip<br />
olunabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.<br />
Performansın doğru ölçülememesi,<br />
çalışanların ihtiyaç duyduğu gelişim alanlarının<br />
belirlenmesi ve eğitim gibi hususlarda sıkıntılara<br />
sebep olacak ve uzun vadede çalışanın<br />
motivasyonunda ve verimliliğinde azalmaya<br />
yol açacaktır. Müsteşarlıkta 2008 yılından<br />
0<br />
itibaren uygulanmakta olan 360 performans<br />
değerlendirme sistemi yukarıda belirtilen<br />
hususlar çerçevesinde sürekli olarak iyileştirilmektedir.<br />
Sonuç olarak, çağdaş yönetim sistemleri ile<br />
birlikte; özlük işleri, ücret ve emeklilik gibi<br />
fonksiyonlarla sınırlı olan Personel Yönetimi<br />
yerini daha kapsamlı ve çağdaş insan<br />
kaynakları yaklaşımlarına bırakmıştır. İnsan<br />
faktörü günümüzde maliyet unsuru olarak<br />
görülmekten ziyade kurumların en önemli<br />
dinamiği haline gelmiş ve fark yaratan unsur<br />
olarak kabul edilmiştir. Stratejik hedeflerle<br />
yönetimin, olmazsa olmaz unsuru olan “insan<br />
kaynakları” stratejik bir önem ifade etmektedir.<br />
Bu kapsamda İnsan Kaynakları uygulamalarının<br />
bir sistem dahilinde yürütülmesi gerekliliği<br />
ortaya çıkmaktadır.<br />
Müsteşarlığın 2007 yılı planlı döneminden<br />
itibaren İnsan Kaynakları süreçlerinde önemli<br />
gelişmeler kaydedilmiştir. Personel Yönetimi<br />
anlayışından vazgeçilmiş ve modern yöntemler<br />
Müsteşarlıkta uygulanmaya başlanmıştır.<br />
Ancak tek tek uygulamalar yerine Müsteşarlığın<br />
hedeflerine uygun olarak Stratejik<br />
İnsan Kaynaklarının bir sistem bütünlüğü<br />
içerisinde kurgulanması ve uygulamaya<br />
geçirilmesi büyük önem taşımaktadır.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı, Stratejik İnsan<br />
Kaynakları Sistemini, belirlenen misyon, vizyon<br />
ve stratejik hedefler doğrultusunda, çalışanlarının<br />
kurumun en önemli değeri olduğu<br />
yaklaşımıyla yürütmektedir. Stratejik İnsan<br />
Kaynakları yönetiminde, sistemin tüm kurum<br />
çalışanlarıyla oluşturulması ile yöneticilerin<br />
verdiği destek, yapılan değişim çalışmaları<br />
bakımından oldukça önemlidir. Bununla<br />
birlikte, kurulacak her sistemde olduğu gibi,<br />
Stratejik İnsan Kaynakları Yönetim Sisteminin<br />
de tüm çalışanlar tarafından benimsenerek bir<br />
kurum kültürü haline gelmesi ve tüm<br />
yöneticilerin kendi birimlerinin İK yöneticisi<br />
oldukları anlayışının yerleşmesi, sistemin<br />
başarısı için büyük önem arz etmektedir.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
KAYNAKÇA<br />
1. AKI, Pelin., <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda İnsan Kaynakları Yönetimi, (Uzmanlık<br />
Yeterlik Tezi), Ankara, 2007.<br />
2. AYKAÇ, Burhan., İnsan Kaynakları Yönetimi ve İnsan Kaynaklarının Stratejik Planlaması,<br />
Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 1999.<br />
3. AYYILDIZ ÜNNÜ, Nazlı Ayşe, KEÇECİOĞLU, Tamer. İnsan Kaynakları Yönetiminden<br />
“Stratejik” İnsan Kaynakları Yönetimine Dönüşüm, Ege Akademik Bakış, 2009.<br />
4. MOHRMAN, S.A. ve Lawler, E.E., Strategic Human Resource Management. Oxford:<br />
Blackwell, 1999.<br />
5. PEKTAŞ, M. Serkan. Stratejik İnsan Kaynakları Planlaması ve Türkiye Cumhuriyet Merkez<br />
Bankası Uygulaması, (Uzmanlık Yeterlilik Tezi), Ankara, 2009.<br />
6. TUTUM, Cahit., Personel Yönetimi, TODAİE Yayınları, Ankara, 1979<br />
7. YÜKSEL, Öznur., İnsan Kaynakları Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara, 1998.<br />
Esra AYDEMİR ÇAVUŞ<br />
1985 yılında Niğde'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Niğde'de tamamladı. 2003-2008 yılları<br />
arasında Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi’ndeki eğitimini tamamlayarak mezun oldu.<br />
Ekim 2008 tarihinde <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı Kara Araçları Daire Başkanlığı’nda göreve<br />
başladı. Ağustos 2010 tarihinden itibaren Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı’nda uzman<br />
yardımcısı olarak görevine devam etmektedir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
45<br />
Performans<br />
Değerlendirme Sistemi<br />
1. Performansa İlişkin Tanımlar<br />
Performans, bir işi yapan bir bireyin, bir grubun<br />
ya da bir teşebbüsün o işle amaçlanan hedefe<br />
yönelik olarak nereye varabildiği, başka bir<br />
deyişle neyi sağlayabildiğinin nicel (miktar) ve<br />
nitel (kalite) olarak anlatımıdır.<br />
Başka bir tanımla performans, görevin gereği<br />
olarak önceden belirlenen standartlara uygun<br />
davranışların gösterilmesi ve beklenen<br />
amaçlara ulaşma derecesidir.<br />
Performans Denetimi, performansın formel<br />
biçimde ölçülmesi, değerlendirmeler yapılması<br />
ve performans konusunda gerekli<br />
ayarlama ve düzenlemelerin yapılabilmesi için<br />
geri besleme sağlanmasını içeren bir dizge<br />
olup, aslında performans yönetim dizgesinin<br />
bir alt dizgesidir.<br />
Performans Yönetimi dar anlamda çalışanların<br />
değerlendirilmesi, derecelendirilmesi, ücretlendirilmesi<br />
ve geliştirilmesi sürecinin alt<br />
yapısını oluşturan bir insan kaynakları<br />
fonksiyonu olarak görülebilir. Ancak, gerçekte,<br />
Performans Yönetimi, “Hedeflerle Yönetim”<br />
anlayışı ile özdeştir. Çalışanların işe odaklanması,<br />
yeteneklerinin geliştirilmesi ve adanmanın<br />
sağlanması için amaçların belirlenmesi<br />
ve bunlara ne oranda ulaşıldığının ölçülmesidir.<br />
2.Performans Değerlendirmenin Önemi<br />
Performans ölçümü organizasyonun tamamını,<br />
bir bütün olarak ilgilendiren bir işlemdir. Bu<br />
anlamda, genel olarak performans değerlendirme<br />
sisteminin çalışanlara, yöneticilere ve<br />
şirkete olan faydaları ayrı ayrı ele alınmalıdır.<br />
Örgüt Açısından<br />
Kurumsal hedef ve amaçların çalışanlara<br />
duyurulmasını sağlar.<br />
Şirketin organizasyonel verimliliğini arttırır.<br />
Şirket hedeflerine ulaşma derecesinin,<br />
şirketin farklı birimleri (takımlar, departmanlar,<br />
vb.) bazında izlenebilmesini sağlar.<br />
Terfi, nakil, ücret artışı ve insan kaynakları<br />
alanlarındaki diğer kararlar için bir alt yapı<br />
oluşturur.<br />
Organizasyon genelinde eğitim ve gelişim<br />
ihtiyaçlarının tespit edilmesini sağlar.<br />
Çalışanlar Açısından<br />
Üstlerin, performansları hakkındaki düşüncesini<br />
bilmesini ve “fark edilme, tanınma”<br />
ihtiyacının karşılanmasını sağlar.<br />
Performans Yönetimi, gerçekleştirilmesi<br />
gerekli örgütsel amaçlara ve bu bağlamda<br />
personelin ortaya koyması gereken performansa<br />
ilişkin ortak bir anlayışın örgütte<br />
yerleştirilmesi ve personelin bu amaçlara<br />
ulaşmak için gösterilen ortak çabalara<br />
çalışmalarıyla yapacağı katkının derecesini<br />
arttırıcı biçimde yöneltilmesi, değerlendirilmesi,<br />
ücretlendirilmesi ya da ödüllendirilmesi/geliştirilmesi<br />
sürecidir.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
<br />
<br />
Performansları hakkında geri bildirim<br />
almalarına ve üstleri ile iki yönlü iletişim<br />
kurmalarına olanak tanır.<br />
Kendilerinden bekleneni bilmelerini sağlayarak,<br />
güçlerini doğru yöne kanalize etmelerine<br />
yardımcı olur.<br />
Kariyer gelişimlerine yardımcı olur.<br />
Yöneticiler Açısından<br />
Astları ile ilişkilerini ve iletişimlerini<br />
güçlendirir.<br />
Ödüllendirilecek ve teşvik edilecek yüksek<br />
performanslı çalışanları tespit etmelerini<br />
sağlar.<br />
Koçluk ve yönlendirme yapılacak düşük<br />
performanslı çalışanları tespit etmelerini<br />
sağlar.<br />
Yöneticilerin kendi performanslarını<br />
değerlendirmelerine yardımcı olur.<br />
3. Performans Değerlendirmenin Aşamaları<br />
Çalışan kendisinden ne beklendiğini, bu<br />
beklentiyi gerçekleştirip gerçekleştiremediğinin<br />
hangi yöntemle ve ne sıklıkta ölçüleceğini<br />
ve son olarak da neyi iyi, neyi kötü<br />
yaptığının kendisine ne şekilde bildirileceğini<br />
önceden öğrenmiş olmalıdır. Aksi bir uygulama,<br />
performans denetiminin temel amacı<br />
olan performans maksimizasyonunu gerçekleştirmek<br />
yerine, çalışanı gafil avlayarak<br />
performansını olumsuz etkilemekten başka bir<br />
işe yaramayacaktır.<br />
Şimdi başarılı bir performans değerlendirme<br />
sürecinin aşamalarını inceleyelim.<br />
Görev tanımları, potansiyel<br />
adaylara başvurdukları<br />
görevin tanıtılmasında;<br />
işe yeni başlayanlardan ne<br />
yapmalarının beklendiğinin<br />
kendilerine aktarılmasında<br />
ve herhangi bir pozisyonda<br />
çalışan kişinin görev<br />
tanımlarında belirtilen<br />
sorumlulukları ne derece<br />
yerine getirdiğinin<br />
değerlendirilmesinde<br />
kullanılmaktadır.<br />
İş Analizi ve İş/Görev Tanımlarının Yapılması<br />
İş analizi, bir iş hakkındaki güvenilir bilgileri<br />
toplama işlemi olarak tanımlanır. Bu bilgiler işin<br />
cinsini, harcanan zamanı, kullanılan iş araçlarını,<br />
malzemeleri, işin gerektirdiği yetenekleri,<br />
tecrübeleri, yetki ve sorumlulukları ve işin<br />
hangi koşullar altında yapıldığını kapsar. Her iş<br />
bu standart özellikler yönünden analize tabi<br />
tutulur.<br />
Bir başka tanımlamaya göre iş analizi, işlerin<br />
içeriklerinin çözümlenmesi yoluyla işin yapılmasını<br />
etkileyen tüm faktörlerin belirlenmesidir.<br />
İş analizinin yapılması ile bir işi<br />
oluşturan görevlerin ve bu işi başarılı bir şekilde<br />
yerine getirebilmek için bir çalışanın ihtiyaç<br />
duyduğu becerilerin, yeteneklerin ve<br />
sorumlulukların neler olduğu belirlenir. Daha<br />
ayrıntılı bir tanımlama ile, iş analizi, her bir<br />
özgün iş için; neyin yapılacağına (fiziksel ve<br />
zihinsel çaba), nasıl yapılacağına (araçlar,<br />
ekipman, yöntemler, kararlar, hesaplamalar,<br />
v.b.) ve niçin yapılacağına (işin genel amacı ve<br />
görevlerin niçin birbiriyle bağlantılı olduğu)<br />
ilişkin bilgilerin sistematik olarak derlenmesidir.<br />
Bir başka ifadeyle, iş sahibinin sorumluluğundaki<br />
işlerin neler olduğunu, bu işleri nasıl ve<br />
hangi koşullar altında gerçekleştirdiğini ve<br />
yapılış amacını ifade eden yazılı ifadeye görev<br />
tanımı denmektedir. Büyük ölçüde kabul<br />
görmüş görev tanımı kapsamında görev<br />
ünvanı, gerçekleştirilen görevler, görevin ayırt<br />
edici özellikleri, çevresel koşullar ve iş sahibinin<br />
yetki ve sorumlulukları başlıkları yer almaktadır.<br />
Görev tanımları, potansiyel adaylara<br />
başvurdukları görevin tanıtılmasında; işe yeni<br />
başlayanlardan ne yapmalarının beklendiğinin<br />
kendilerine aktarılmasında ve herhangi bir<br />
pozisyonda çalışan kişinin görev tanımlarında<br />
belirtilen sorumlulukları ne derece yerine<br />
getirdiğinin değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.<br />
Performans Kriterlerinin (Standartlarının)<br />
Belirlenmesi<br />
Etkili bir performans değerlendirme için ilk<br />
koşul, performans standartları üzerinde ortak<br />
bir anlayış sağlamaktır. Performansı ölçmek ve<br />
daha sonra uzun vadede iyileştirmek için,<br />
becerilerin ve etkinliklerin ölçümünü sağlayacak<br />
olan performans standartlarının belirlenmesi<br />
üzerinde yoğunlaşılmalıdır.<br />
Performans standartları objektif (nesnel)<br />
olduğu kadar pratik de olmalıdır. Bir başka<br />
ifade ile, kolayca algılanabilmeli ve tanımlanabilmelidir.<br />
Elde bulunan rakamsal gerçekler,<br />
standartlara erişilip erişilemediği konusunda<br />
hiçbir şüphe veya müphemiyet taşımamalıdır.<br />
Standartlar, pozitif (olumlu) rakamlara dayalı<br />
olarak belirlenebilir. Örneğin; kesilen faturaların<br />
sayısı, tamamlanan denetim işlemlerinin<br />
sayısı, yapılan araştırma (anket) sayısı ya da<br />
yapılan toplantı sayısı gibi. Standartlar, aynı<br />
zamanda negatif (olumsuz) rakamlara dayalı<br />
olarak da belirlenebilir. Örneğin; şikayet<br />
sayısındaki azalma; gönderimin gecikmesinde,<br />
devamsızlıkta, personel hareketliliğinde,<br />
yapılan işin cirosunda, iptal edilen birimlerin<br />
sayısında ve stok seviyesindeki azalmalar gibi.<br />
Bazı durumlarda çok daha belirli özgül<br />
değerleri tespit etmekte yarar vardır. Örneğin;<br />
satış cirosu, üretim değerleri, katma değerler,<br />
verim oranları, tasarruf gelirleri, vb. Zaman<br />
sınırları da (bir iş için belirlenen son tarih de)<br />
akılcı bir şekilde kullanılabilir. Örneğin; “Bütün<br />
faturalar yeni dönemin beşinci gününe kadar<br />
gönderilmek zorundadır”, “siparişler alınıp fişi<br />
kesildikten sonra 48 saat içinde bildirilmek<br />
zorundadır”, “fiyat değişiklik kararının<br />
alınmasından sonra, 10 gün içinde bütün<br />
temsilcilerin elinde yeni fiyat listesi olmak<br />
zorundadır” gibi.<br />
Bireysel performans değerlendirmesinde<br />
dikkat edilecek ilkeler şunlardır:<br />
Değerlendirme ölçütlerinin öncelikle basit<br />
ve anlaşılır olması gerekir.<br />
Değerlendirme ölçütlerinin kuruluşun<br />
değerlendirmeden beklediği amaçlara,<br />
örneğin yükselme, ücretleme, yer<br />
değiştirme gibi yönetsel kararlara veri<br />
olacak uygunlukta hazırlanması gerekir.<br />
Değerlendirme ölçütleri, zamanla değişen<br />
durumlara uyumlu olmalıdır.<br />
Değerlendirmenin öznel olmaması için,<br />
değerlendirme ölçütlerinin olabildiğince<br />
sayısal verilere dayandırılması gerekir.<br />
Değerlendirme ölçütleri, bireysel performansı<br />
tam olarak belirleyebilmelidir.<br />
Değerlendirme ölçütlerine göre bir değerlendirme<br />
sonucu ortaya çıkan verilerin,<br />
değerlendirilen performansı açıkça ve<br />
doğrulukla ortaya koyması gerekir.<br />
Değerlendirme ölçütleri birden fazla amaca<br />
hizmet etmemeli ve aynı anlama gelecek<br />
ölçüt getirilmemelidir.<br />
Değerlendirme ölçütleri ölçülen performansın<br />
dışına çıkılmadan belirlenmeli,<br />
yönetsel açıdan denetim dışı olabilecek<br />
konuların ölçümüne geçilmemelidir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
47<br />
Diğer taraftan, değerlendirme ölçütleri<br />
sadece kurumsal faktörleri değil, bireysel<br />
performansı etkileyen kurum dışı faktörleri<br />
de içermelidir.<br />
Değerlendirme ölçütlerinin sadece bireysel<br />
performansı ölçen ölçütler değil, ayrıca<br />
takım performansını da ölçen ölçütler<br />
olması gerekir.<br />
Bireysel performansın ölçülmesine yarayan<br />
değerlendirme ölçütlerinin, büyük ölçüde<br />
işe ilişkin ölçütler olmasına karşın, bireyin<br />
işle ilgisi olmak üzere kişisel özelliklerini de<br />
ortaya çıkarıcı olması beklenir.<br />
Bireysel performansı belirleyen bu kişisel<br />
özelliklerin, bireyin işe ilişkin doğal yetenekleri,<br />
becerileri, deneyim ve üstün özellikleri<br />
açısından düşünülmesi gerekir.<br />
Son olarak, bireysel performans değerlendirmesinde<br />
belirlenecek ölçütlerin, yasalara<br />
ve uluslararası sözleşme ilke ve hükümlerine<br />
uygun olması sağlanmalıdır.<br />
Değerlendirme Sisteminin Seçimi<br />
Performans standartlarının belirlenmesiyle<br />
koordineli olarak yürütülmesi gereken bir<br />
aşamadır. İş için önemli olduğu düşünülen<br />
standartların ölçümüne en uygun yol bulunmalıdır.<br />
Değerlendirme sistemi seçilirken, değerleyicilerin<br />
kimler olacağına da karar verilir.<br />
Değerlendirme sisteminin yapılan işe, değerlendirme<br />
sonuçlarının kullanılacağı alana ve<br />
kurum kültürüne uygunluğuna dikkat edilmesi<br />
gerekmektedir.<br />
Değerlendirme Zamanının Belirlenmesi<br />
Başarının hangi aralıklarla değerlendirileceği<br />
konusunda farklı düşünce ve uygulamalarla<br />
karşılaşılmaktadır. Değerlendirme zamanı,<br />
çoğu kere, psikolojik düşünceler bir yana<br />
itilerek, yalnızca yönetsel uygunluk açısından<br />
belirlenmektedir. Başarının kesinlikle belirlenmiş<br />
zaman aralıklarıyla değerlendirilmesi,<br />
oldukça yaygın bir uygulamadır. Örneğin,<br />
başarı her yıl herkes için işe başlama tarihinin<br />
yıldönümünü izleyen onbeş gün içinde değerlendirilmektedir;<br />
ya da bütün işgörenlerin<br />
başarısı yılda bir kez ve önceden belirlenen bir<br />
tarihte değerlendirilebilmektedir. Bu tür<br />
uygulamalar, bütün bir dönem içinde kişinin<br />
başarısında ortaya çıkabilecek değişmelerin ya<br />
da ilginç olayların gereği gibi değerlendirilmesine<br />
olanak vermemektedir. Buna karşılık,<br />
özellikle ikinci uygulama, işgörenlerin<br />
birbirleriyle karşılaştırılmaları ve yöneticilerin<br />
tüm değerlendirmeleri yılda bir kez ve belirli bir<br />
süre içinde bitirmeleri bakımından yararlı<br />
görünmektedir.<br />
Öte yandan, başarıyı kesin zaman aralıkları<br />
yerine değişken aralıklarla değerlendirmenin<br />
psikolojik nedenlerle çok daha uygun ve yararlı<br />
olacağı savunulmuştur. Değişken aralıklarla<br />
değerlendirme, işgörenlerin başarılarında<br />
zaman zaman görülen iniş-çıkışların gereği gibi<br />
değerlendirilmesine de olanak sağlamaktadır.<br />
Değişken aralıklar farklı yöntemlerle saptanabilir.<br />
Her şeyden önce, değerlendirmenin belirli<br />
bir projenin ya da görevin tamamlanma<br />
zamanında yapılması kabul edilebilir. İkincisi,<br />
verilmiş olan görevin uzun sürede gerçekleştirilmesi<br />
söz konusu ise, kısa aralıklarla çok<br />
sayıda değerlendirme yapılması yoluna<br />
gidilebilir. Üçüncüsü, değerlendirme zamanının<br />
seçilmesi değerlendirilenlerin isteğine<br />
bırakılabilir. Son olarak, kimin ne zaman değerlendirileceği<br />
konusunda değerlendirmeyi<br />
yapacak yöneticiler serbest bırakılabilirler.<br />
Çalışanın iş yerindeki<br />
performansı üzerinde geri<br />
bildirim almaya, diğer bir<br />
ifadeyle işini kurumun,<br />
üstünün veya çalışma<br />
arkadaşlarının gözünde nasıl<br />
yaptığı ile ilgili bilgi almaya<br />
ihtiyacı vardır. Bu geri bildirim,<br />
hem kendisine bulunduğu<br />
noktayı objektif olarak görme<br />
imkânı tanıyacak, hem kurumu<br />
tarafından dikkate alındığı ve<br />
yaptıklarının bir değeri olduğu<br />
gerçeğini gösterecek, hem de<br />
kendini geliştirmesi için fırsat<br />
yaratacaktır.<br />
Geri Bildirim<br />
Performans değerlendirme sisteminin en<br />
önemli aşaması sayılabilir. Çalışanın iş yerindeki<br />
performansı üzerinde geri bildirim<br />
almaya, diğer bir ifadeyle işini kurumun,<br />
üstünün veya çalışma arkadaşlarının gözünde<br />
nasıl yaptığı ile ilgili bilgi almaya ihtiyacı vardır.<br />
Bu geri bildirim, hem kendisine bulunduğu<br />
noktayı objektif olarak görme imkânı<br />
tanıyacak, hem kurumu tarafından dikkate<br />
alındığı ve yaptıklarının bir değeri olduğu<br />
gerçeğini gösterecek, hem de kendini geliştirmesi<br />
için fırsat yaratacaktır. Bir kurumda<br />
performans değerlendirmenin varlığı bile<br />
çalışana, kurumunun onun bireysel gelişimi ve<br />
performansı ile ilgilendiği bilgisini verecektir.<br />
Her şeyden önce çalışan, bu süreç boyunca<br />
üstü ile işiyle ilgili (iş yoğunluğu sebebiyle<br />
genelde ihmal edilen) yapılandırılmış ve formel<br />
bir etkileşim içine girecek, gelişimi için neler<br />
yapılabileceğini düşünecek, kendisinin ve<br />
kurumunun geleceğini değerlendirecektir.<br />
Performans değerlendirmenin çalışanı motive<br />
edebilmesi için sonuçlarının çalışan için bir<br />
kazanç teşkil etmesi gerekir. Bu kazanç<br />
kurumdan kuruma farklılık göstermekle<br />
birlikte, genel uygulamada hem maddi hem de<br />
manevi olabilmektedir. Prim, hediye, ödül, zam<br />
gibi maddi kazançların yanında terfi, övgü veya<br />
yetki artırımı da çalışanlar üzerinde motive<br />
edici etkiye sahiptir. Bu etkileri bazı motivasyon<br />
teorileri üzerinden izah etmek daha uygun<br />
olacaktır. Vroom’un ‘Bekleyiş Teorisi’nde<br />
belirttiği üzere kişinin kazanacağı ödülü<br />
arzulama derecesi ile, belirli davranışlarının<br />
belirli bir ödülle ödüllendirileceğine dair olan<br />
inancının çarpımı kişinin motivasyon düzeyini<br />
gösterir.<br />
4. Performans Değerlendirmesinde<br />
Karşılaşılan Sorunlar<br />
Tek Ölçüt<br />
Tipik olarak, bir elemanın yaptığı iş birkaç<br />
görevden oluşur ve bunlar iş tanımlarında<br />
sıralanır. Bu yüzden, yönetici bütün değerlendirmesini<br />
tek bir ölçüte dayandırırsa, ortaya<br />
bir sorun çıkar. İşin başarıyla tamamlanması<br />
için bütün görevlerin yerine getirilmesi<br />
gerektiği halde, bu yönetici en göze çarpan<br />
göreve ilişkin tek bir ölçütle yetinir. Performans<br />
değerlendirmesi bu şekilde yapıldığı takdirde,<br />
çalışanlar işlerinin tek önemli parçasının bu<br />
görev olduğu şeklinde yanlış bir mesaj alır. İşle<br />
ilgili öteki faktörler önemlerini yitirir. Sonuç<br />
olarak da, tercih edilen ölçütle diğer faktör<br />
arasındaki ilişki bulanıklaşır.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
Müsamaha/Katılık<br />
Müsamaha ya da “değerlendirme enflasyonu”,<br />
bir yöneticinin, bir elemanın performansını<br />
gerçekte olduğundan daha yüksek değerlendirmesidir.<br />
Yöneticiler bazen, işgörenleri<br />
suçlamak için bir neden olmadığını düşünerek<br />
onları belli ölçütlere göre olduklarından daha<br />
yüksek değerlendirir. Ya da, işgöreni teşvik<br />
edeceğini düşünerek, onların performansını<br />
olmasını istedikleri düzeydeymiş gibi değerlendirirler.<br />
Müsamaha, iş performansının hoşa<br />
gitmeyecek taraflarını tartışmanın da gerekli<br />
olduğunu gözden saklar. Gerçekleri görmezlikten<br />
gelir ve gelişme için doğru geri beslemenin<br />
önemini unutur.<br />
Müsamahanın tersi katılıktır. Katılık, çalışanları<br />
hak ettiklerinden daha düşük düzeyde değerlendirme<br />
eğilimidir. Performansı küçümser;<br />
daha çok çalışanların hatalarına, zayıflıklarına<br />
ve eksikliklerine dikkat eder. Değerlendirmenin<br />
bu şekilde kullanılması üretkenliği azaltır.<br />
Çalışanları küçük düşürür ve gelişme heveslerini<br />
kırar.<br />
Hale Etkisi/Boynuz Etkisi<br />
Hale etkisi, bir yöneticinin bir elemanı, belli bir<br />
iş alanındaki mükemmelliğine bakarak, diğer<br />
alanlarda da olduğundan yüksek değerlendirmesidir.<br />
Hale etkisi ters yönde de işleyebilir. Bir eleman<br />
işin bütün yönlerinde başarılı olduğu halde bir<br />
tek yönde pek başarılı değilse, bu başarılı<br />
olmadığı yönün öne çıkarılması “boynuz etkisi”<br />
diye bilinen durumu ortaya çıkarır. Bu durum, o<br />
elemanın başarılı olduğu konularda olduğundan<br />
daha düşük değerlendirilmesine yol<br />
açabilir.<br />
Objektif Olmama<br />
Objektifliği hiç elden bırakmama gereği,<br />
performans değerlendirmelerinde karşılaşılan<br />
en büyük güçlüklerden biridir. Performans<br />
değerlendirmeleri, yapılan işi, üzerinde<br />
anlaşılan amaç ve hedefler bakımından<br />
değerlendirmek için gerçekleştirilir. Ne var ki,<br />
çoğunlukla kişilik, davranış ve başka kişisel<br />
konular da işin içine karıştırılır. O zaman da<br />
yönetici, subjektif değerlendirmeler yapar.<br />
Kişisel kanıların işin içine sokulması, işteki<br />
performansa dayalı objektif bir değerlendirme<br />
yapma olanağını ortadan kaldırır. Dolayısıyla,<br />
performans değerlendirmelerinde nesnel<br />
faktörler, yani ölçülebilir ve işe ilişkin faktörler<br />
üzerinde odaklanmak için azami dikkat<br />
göstermek gerekir.<br />
Ortalama Eğilimi<br />
Performans değerlendirmelerinde en çok<br />
karşılaşılan sorunlardan biri de, herkesi “vasat”<br />
olarak değerlendirme eğilimidir. Böylece<br />
gerçek bir değerlendirme yapılmamış olur. Hiç<br />
kimse yüksek bir değerlendirme almadığı gibi,<br />
düşük bir değerlendirme de almaz. Yönetici ya<br />
da değerlendirici, çalışanlara yol gösterme ya<br />
da önerilerde bulunma görevini yerine<br />
getirmekten ve olumsuz bir değerlendirme<br />
yapmaktan kaçınır. Bu tipte bir değerlendirmenin<br />
ne organizasyona, ne de çalışanlara<br />
yararı vardır. İşgörenler performansları hakkında<br />
geçerli bilgi almadıkları için, gelişmelerine<br />
temel olacak verilerden yoksun kalırlar.<br />
Organizasyon da kimin terfi edeceğine, kimin<br />
yerinin değiştirileceğine ve kimin eğitime<br />
ihtiyacı olduğuna ilişkin göstergelerden yoksun<br />
kalır.<br />
Yakın Zaman Etkisi (Recency Effect)<br />
Yakın zaman etkisi, değerleyicinin, personelin<br />
yalnızca son zamanlardaki iş başarısını dikkate<br />
alması durumunda ortaya çıkar. Bu tür bir hata<br />
nedeniyle önceleri iyi çalışmayan, başarısız<br />
olan, ancak son dönemde çok iyi çalışan bir<br />
personel çok başarılı; önceleri çok başarılı olan,<br />
ancak son zamanda başarılı olamayan bir<br />
personel de çok başarısız olarak değerlendirilir.<br />
Bu hata, değerlendirmenin sürekliliği ilkesi ile<br />
çelişmektedir. Yakın zaman etkisini gidermek<br />
için, personelin başarısının tüm dönemler<br />
dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekir.<br />
Benzetme Etkisi<br />
Amirler bazen, değerlendirme yaptıkları<br />
memurları kendilerine benzetme hatasına<br />
düşerler. Memurun zorluklar, tehlikeler ve<br />
karşılaştığı engellerle dolu yaşam öyküsü veya<br />
benzer aile yapısı gibi özellikleriyle amirine<br />
benzemesi, onun değerlendirmede daha<br />
yüksek bir not almasına neden olabilir. Buna,<br />
memurun amiri gibi aynı okuldan mezun<br />
olması, aynı mesleki kariyerden geçmiş olması<br />
ya da memurun, amirin bir zamanlar çalıştığı<br />
aynı alt birimlerde çalışıyor olması nedeniyle,<br />
değerlendirmeyi yapan amirinden olumlu not<br />
almasını örnek olarak verebiliriz.<br />
İşler Arasındaki Bağımlılığın Dikkate<br />
Alınmaması<br />
İşbölümünün artmasıyla işler arasındaki bağımlılık<br />
da artmıştır. İşler arasındaki bağımlılık<br />
dikkate alınmadığında, kendisinden önceki<br />
personelin iyi çalışmaması durumunda<br />
verimliliği düşen bir personel, başarısız olarak<br />
değerlendirilebilir. Ya da olağanüstü başarılı bir<br />
kişinin çıktılarını işleyen bir personel, başarılı<br />
olsa da, kendisinden önceki olağanüstü başarılı<br />
personel kadar başarılı olmayabilir ve bu da o<br />
personelin başarısızmış gibi değerlendirilmesine<br />
yol açabilir. Bu durumun tersi de söz<br />
konusu olabilir. Başarısız bir personelin çıktıları<br />
üzerinde çalışan bir diğer personel, gerçekte<br />
çok başarılı olmasa da, çok başarılı gibi<br />
görülebilir.<br />
Önyargılar<br />
Performans değerlendirmelerinde saptayıp<br />
düzeltmesi en güç sorunlardan biri de değerlendirmeye<br />
önyargıların karışmasıdır. Objektif<br />
olmayı başaramama sorununda olduğu gibi,<br />
değerlendiricinin önyargılara sahip olması<br />
değerlendirmenin yönünü değiştirir ve karşılıklı<br />
görüşmelerde elde edilecek sonuçları<br />
etkiler. Etkili bir değerlendirme yapılması,<br />
önyargıların değerlendirme sürecinden temizlenmesini<br />
gerektirir. Kişisel duygular, düşünce<br />
kalıpları ve başka her türlü önyargı, çalışanların<br />
performansları değerlendirilirken bir tarafa<br />
bırakılmalıdır. Önyargılar cinsiyete, yaşa ya da<br />
ırka göre farklı değerlendirmeler yapılmasına,<br />
insanların eğitimlerine ya da ekonomik<br />
durumlara göre kategorize edilmesine, bir grup<br />
insanın o grup içindeki birkaç kişinin davranışına<br />
göre yargılanmasına yol açar. Bireysel<br />
önyargılarının farkına varabilmeleri için,<br />
değerlendiricilerin bir eğitimden geçmesi<br />
gerekebilir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
49<br />
KAYNAKÇA<br />
1- AKAL, Zuhal: İşletmelerde Performans Ölçüm ve Denetimi Çok Yönlü Performans<br />
Göstergeleri, MPM Yayınları, Ankara 1996<br />
2- AKGÜNER, Tayfun: Kamu Personeli Yönetimi, Der Yayınları, İstanbul, 2001<br />
3- BARUTÇUGİL, İsmet: Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, Kariyer Yayıncılık, İstanbul, 2004<br />
4- BAŞ, İ. Melih – ARTAR, Ayhan: İşletmelerde Verimlilik Denetimi (Ölçme ve Değerlendirme<br />
Modelleri), MPM Yayınları, Ankara, 1990<br />
5- BİLGİN, Kamil Ufuk: Kamu Performans Yönetimi (Memur Hak ve Yükümlülüklerinin<br />
Performansa Etkisi), TODAİE Yayınları, Ankara, 2004<br />
5- CAN, Halil – AKGÜN, Ahmet - KAVUNCUBAŞI, Şahin: Kamu ve Özel Kesimde Personel<br />
Yönetimi, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1995<br />
6- CANMAN, Doğan: Personelin Değerlendirilmesinde Çağdaş Yaklaşımlar ve Türkiye’de<br />
Kamu Personelinin Değerlendirilmesi, TODAİE Yayınları, Ankara, 1993<br />
7- DİCLE, Ülkü: Yönetsel Başarının Değerlendirilmesi ve Türkiye Uygulaması, Orta Doğu<br />
Teknik Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Yayınları, Ankara, 1982<br />
8- EREN, Erol: Yönetim Psikolojisi, Beta Yayınları, İstanbul, 1993<br />
9- PALMER, Margaret J.: Değerlendirme Teknikleri, (Çev.: ŞAHİNER, Doğan), Rota Yayınları,<br />
1993<br />
10- YERLİKAYA, Ömer: “Kamu Personelinin Değerlendirilmesi”, Devlet Planlama Teşkilatı,<br />
Uzmanlık Tezi, Ankara, 1997<br />
11- BAYAR, Başak: “Performans Değerlendirme Sisteminin Kurulması”,<br />
www.insankaynaklari.com/cn/ContentBody.asp?BodyID=21, 2002<br />
12- BİLGİN, Kamil Ufuk: “Performans Yönetiminde İnsan Kaynağı Planlaması”, Amme İdaresi<br />
Dergisi, 2004, 37/2<br />
13- ÖZARPACI, Oğuzhan: “İş Analizi ve İş Tanımı”,<br />
www.insankaynaklari.com/cn/ContentBody.asp?BodyID=47<br />
14- SERTGÖZ, Selin: “Performans Değerlendirme Motivasyonu Nasıl Etkiler?”,<br />
www.insankaynakları.com/CN/ContentBody.asp?BodyID=4589, 2005<br />
Gözde CİVELEK<br />
1978 yılında Ankara’da doğmuştur. 1995 yılında TED Ankara Koleji’nden, 1999 yılında<br />
Hacettepe Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek Lisansını 2008<br />
yılında İşletme Yönetimi alanında Ufuk Üniversitesi’nde tamamlamıştır. 1999 yılında <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda göreve başlamış, “Performans Değerlendirme Teknikleri ve Bu<br />
Tekniklerin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Tabi Personele Uygulanabilirliği” konulu<br />
Uzmanlık tezini müteakip Uzman kadrosuna atanmıştır. Halen Roket, Füze ve Mühimmat Daire<br />
Başkanlığı’nda görev yapmakta olan Gözde CİVELEK, evli ve 1 çocuk annesidir. Gözde CİVELEK<br />
İngilizce bilmektedir.
Gizli Sicil Sisteminin<br />
Sessiz Sonu<br />
Kamuoyunda “Torba Yasa” olarak bilinen ve 25<br />
Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak<br />
yürürlüğe giren 6111 sayılı “Bazı<br />
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal<br />
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve<br />
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde<br />
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında<br />
Kanun” ile çalışma hayatından, kamu alacaklarının<br />
yeniden yapılandırılmasına, sosyal<br />
güvenlik sisteminden kamu çalışanları ile ilgili<br />
düzenlemelere kadar çok geniş bir yelpazede<br />
muhtelif kanunlarda değişiklikler yapılmıştır.<br />
Söz konusu Kanun ile devlet memurları ile ilgili<br />
olarak da çok sayıda yeni düzenlemeler<br />
getirilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları<br />
Kanunu’nda yapılan en önemli değişikliklerinden<br />
biri de devlet memurlarına ilişkin sicil<br />
değerlendirmesinin yürürlükten kaldırılmış<br />
olmasıdır.<br />
Sicil Değerlendirmesi Sistemi<br />
Devlet memurlarının performansları, 657 Sayılı<br />
Devlet Memurları Kanunu’nun “Hizmet Şartları<br />
ve Şekilleri” başlıklı (IV) numaralı kısmının<br />
“Siciller” başlıklı 6 ncı bölümünde bulunan 121<br />
inci maddesine dayanılarak çıkartılan Devlet<br />
Memurları Sicil Yönetmeliği’ne göre doldurulan<br />
gizli sicil raporları doldurulmaktaydı. Bu<br />
değerlendirmeler memurların kademe ilerlemelerinde,<br />
emekliye ayrılmalarında ve görev<br />
yerlerinin değiştirilmelerinde yasal dayanak<br />
oluşturmaktaydı.<br />
Kamu kurumları tarafından, Devlet Personel<br />
Başkanlığı’nın görüşünü almak kaydı ile çıkartılacak<br />
yönetmeliklerle gizli sicil raporlarını<br />
vermeye yetkili sicil amirleri belirlenir, amirler<br />
ise memurların gizli sicil raporlarını her yıl en<br />
geç 31 Aralık günü mesai saati bitimine kadar<br />
doldurarak gizli sicil raporlarını saklamakla<br />
görevli birime teslim ederlerdi.<br />
Siciller not esasına göre değerlendirilirdi. Sicil<br />
amirleri tarafından, sicil raporunun memurların<br />
mesleğindeki, yöneticilik ve yurtdışı<br />
görevlerdeki başarılarının belirlenmesi amacı<br />
ile belirlenen sorular 100 tam puan üzerinden<br />
değerlendirilir, bu değerlendirme sonunda<br />
verilen notların aritmetik ortalaması alınarak<br />
memurların sicil notları bulunurdu.<br />
Sicil notu ortalaması;<br />
60 – 75 olanlar orta,<br />
76 – 89 olanlar iyi,<br />
90 – 100 olanlar çok iyi,<br />
derecede başarılı olmuş ve “olumlu sicil” almış<br />
olarak değerlendirilir, not ortalaması 59 ve<br />
daha düşük olanlar ise başarısız olmuş ve<br />
“olumsuz sicil” almış sayılırlardı. İki defa<br />
olumsuz sicil alan memurlar başka bir sicil<br />
amirinin emrine verilir, burada da olumsuz sicil<br />
alanların memuriyetle ilişikleri kesilerek, 5434<br />
sayılı Emekli Sandığı Kanunu hükümleri<br />
uygulanırdı.<br />
Sicil değerlendirme sistemi Devlet memurlarının<br />
başarı durumlarını, performanslarını<br />
ölçmek için konulmuş bir sistemdir. Bu açıdan<br />
bakıldığında kanunun önemi açıktır. Bu<br />
değerlendirme sistemi ile çalışanla çalışmayanı<br />
belirleyip, yönetim olarak personel politikalarında<br />
buna uygun ve adil kararlar alınmasını<br />
sağlayacak bir sistem kurulması hedeflenmiştir.<br />
Bununla beraber, değerlendirme<br />
sonuçlarının çalışanlar açısından güvenirliliği,
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
51<br />
tarafsızlığı ve sonuçları itibari ile inandırıcılığının<br />
sorgulanmaya başlanması daha kötü<br />
sonuçlara yol açabilir.<br />
Bu bağlamda;<br />
Devlet memurları için yıllardır sicil amirleri<br />
tarafından gayretle doldurulan sicil raporları<br />
onların başarı veya başarısızlığının<br />
tespitinde bir değerlendirme ölçütü<br />
olabilmiş midir?<br />
Değerlendirme sisteminin çıktıları memurların<br />
yetiştirilmesine (eğitim vb.) ilişkin<br />
uygulamalarda kullanılabilmiş midir?<br />
Amirler değerlendirme yaparken yeterli<br />
bilgi ve veri sahibi olabiliyorlar mı?<br />
Değerlendirme sonuçları personel ile ilgili<br />
uygulamalara ne kadar yansıtılıyor? Örneğin<br />
memurun terfi ve yükselmelerinde<br />
kullanılıyor mu?<br />
Verilen notlar nasıl veriliyor, örneğin sicil<br />
amirlerinin 73, 88, 99 vb. gibi milimetrik<br />
notlar vermesi sonucunda bu değerlendirmelere<br />
nasıl ulaşıldığı hep bir şüphe<br />
konusu olmuştur. Örneğin “Görevine<br />
bağlılığı, iş heyecanı, teşebbüs fikri?” için 89<br />
veren bir amir neden 90 vermemiştir?<br />
Sicil raporlarını doldurmak sicil amirleri<br />
tarafından gerçekten memurları değerlendirmenin<br />
bir aracı olarak mı görülmektedir<br />
yoksa yıl sonlarında yerine getirilmesi<br />
gereken bürokratik bir formalite olarak mı<br />
düşünülmektedir?<br />
Malesef bu ve benzeri birçok soru sorulabilir ve<br />
bu soruların cevabı genel itibariyle olumsuzdur.<br />
Bundan dolayı da söz konusu etkenler<br />
genel olarak memurun motivasyon ve<br />
performansını düşürücü bir rol oynamıştır.<br />
Diğer taraftan son yıllarda Bilgi Edinme Hakkı<br />
Kanunu çerçevesinde, Devlet memurlarının<br />
gizli sicil raporlarını öğrenmesinin önü açılmış<br />
ve sicil raporlarının gizliliği fiilen ortadan<br />
kalkmıştır. Bunun neticesinde, sicil notlarını<br />
öğrenen ve notundan memnun olmayan<br />
memurlar tarafından idareler aleyhine açılan<br />
davalarda önemli ölçüde artış olmuş, bu<br />
davalarda çoğu kez idare tarafından verilen sicil<br />
notları mahkemelerce iptal edilmiştir. Bu<br />
durumun bir yansıması olarak da idare içinde<br />
sicil amirleri ve çalışanlar arasında önemli<br />
huzursuzluklar ortaya çıkmıştır.<br />
Açıklanan nedenlerden dolayı hem kurumlar<br />
hem de memurlar açısından değerlendirme<br />
fonksiyonunu kaybetmiş ve bürokratik bir<br />
formalite haline gelmiş olan sicil sistemi, 6111<br />
sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması<br />
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası<br />
Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun<br />
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması<br />
Hakkında Kanun ile kaldırılmıştır.<br />
Bu Kanunla Devlet Memurları Kanunu'nun<br />
6. bölümünün “Siciller” başlığı “Özlük Dosyası”<br />
olarak değiştirilmiş ve Devlet Memurları<br />
Kanunu’nun 109. maddesinde yapılan<br />
değişiklikle Devlet memurlarının,<br />
T.C. kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca<br />
tutulacak personel bilgi sistemine<br />
kaydedilip özlük dosyası tutulacağı.<br />
Özlük dosyasına, memurun mesleki<br />
bilgileri, mal bildirimleri; varsa inceleme,<br />
soruşturma, denetim raporları, disiplin<br />
cezaları ile ödül ve başarı belgesi verilmesine<br />
ilişkin bilgi ve belgelerin konulacağı.<br />
Başarı, yeterlik ve ehliyetlerinin tespitinde,<br />
kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde,<br />
emekliye ayrılmalarında veya<br />
hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde, hizmet<br />
gerekleri yanında özlük dosyalarının göz<br />
önünde bulundurulacağı belirtilerek, sicil<br />
sistemi uygulamasına son verilmiş ve<br />
bunun yerine memur bilgi ve özlük dosyası<br />
sistemi gelmiştir.<br />
Daha önce Devlet memurlarına, bulunduğu<br />
kademede en az bir yıl çalışmış olması, o yıl<br />
içinde olumlu sicil almış olması ve bulunduğu<br />
derecede ilerleyebileceği bir kademenin<br />
bulunması durumunda bir kademe ilerlemesi<br />
uygulanmaktaydı. Yine 6 yıllık sicil notu<br />
ortalaması 90 ve daha yukarı olan memurlara<br />
da bir kademe ilerleme hakkı tanınmaktaydı.<br />
Sicil sisteminin kaldırılması ile Devlet<br />
Memurları Kanunu’nun 64 üncü maddesinde<br />
yapılan düzenleme ile Devlet memurlarının<br />
kademe ilerlemesi yapılabilmesi için,<br />
Bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış<br />
olması ve bulunduğu derecede ilerleyebileceği<br />
bir kademenin bulunması yeterli<br />
sayılmış, bu şartları taşıyanların başka<br />
işleme gerek kalmaksızın bir ileri kademe<br />
ilerlemiş sayılmaları hüküm altına alınmıştır.<br />
Diğer taraftan yine son sekiz yıl içinde herhangi<br />
bir disiplin cezası almayan memurlara<br />
da, aylık derecelerinin yükseltilmesinde<br />
dikkate alınmak üzere bir kademe ilerlemesi<br />
uygulanacağı öngörülmüştür.<br />
Sonuç olarak 6111 sayılı<br />
yasa ile, verimli işlemeyen<br />
bir sistem kaldırılmış ve<br />
Devlet Memurları Kanunu’nda<br />
kademe ilerlemesi için<br />
sicil yerine disiplin cezası<br />
almamış olma şartı esas<br />
alınarak disiplin amirlerinin<br />
yetkileri ve sorumlulukları<br />
daha da artırılmıştır.<br />
Yasada yayımı tarihine (25.02.2011) kadar olan<br />
süreçte doldurulan sicil notları için de geçiş<br />
hükümleri getirilmiştir. Bu çerçevede, Geçici<br />
Madde 36’da, bu maddenin yayımı tarihinden<br />
önceki doldurulmuş sicil raporlarından, son altı<br />
yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha<br />
yukarı olanlardan bir kademe ilerlemesi<br />
uygulamasından yararlanmamış olanlar<br />
hakkında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih<br />
itibarıyla değiştirilen 64 üncü maddenin ikinci<br />
fıkrasının değişiklikten önceki hükmü uygulanacaktır.<br />
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla<br />
değiştirilen 64 üncü maddenin dördüncü<br />
fıkrasında yer alan sekiz yıllık süre, ilk sekiz yıllık<br />
dönem için, bu maddenin yürürlüğe girdiği<br />
tarihten önceki;<br />
Son beş yıllık sicil notu ortalaması doksan ve<br />
daha yukarı olanlar için üç yıl,<br />
Son dört yıllık sicil notu ortalaması doksan ve<br />
daha yukarı olanlar için dört yıl,<br />
Son üç yıllık sicil notu ortalaması doksan ve<br />
daha yukarı olanlar için beş yıl,<br />
Son iki yıllık sicil notu ortalaması doksan ve<br />
daha yukarı olanlar için altı yıl,<br />
Son sicil notu doksan ve daha yukarı olanlar için<br />
yedi yıl,<br />
olarak uygulanacaktır.<br />
Örnek 1- 2008 yılında 6 yıllık sicil notu<br />
ortalaması 90 ve üzeri olan ve bir kademe<br />
ilerlemesi alan bir memur hakkında, bu yasa<br />
yürürlüğe girdikten sonra son 3 yıllık (2008-<br />
2010) sicil notu ortalaması 90 ve üzeri olması<br />
halinde 2015 yılına kadar (2015 dahil) herhangi<br />
bir disiplin cezası almaz ise 2016 yılında bir<br />
kademe ilerlemesi uygulanır.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
Örnek 2- 2006 yılında 6 yıllık sicil notu<br />
ortalaması 90 ve üzeri olan ve bir kademe<br />
ilerlemesi alan bir memur hakkında, bu yasa<br />
yürürlüğe girdikten sonra son 5 yıllık (2006-<br />
2010) sicil notu ortalaması 90 ve üzeri olması<br />
halinde 2013 yılına kadar (2013 dahil) herhangi<br />
bir disiplin cezası almaz ise 2014 yılında bir<br />
kademe ilerlemesi uygulanır.<br />
Sonuç olarak 6111 sayılı yasa ile, verimli<br />
işlemeyen bir sistem kaldırılmış ve Devlet<br />
Memurları Kanunu’nda kademe ilerlemesi için<br />
sicil yerine disiplin cezası almamış olma şartı<br />
esas alınarak disiplin amirlerinin yetkileri ve<br />
sorumlulukları daha da artırılmıştır. Artık<br />
disiplin amirleri verdikleri bir uyarma cezasıyla<br />
bile memurların ilave kademe ilerlemesi<br />
almasına engel olabilecek durumdadır.<br />
Disiplin amirlerinin yetki ve sorumluluklarını<br />
artıran bu düzenleme ile belki de ilerde daha<br />
fazla keyfi ve taraflı uygulamanın sonucu olarak<br />
idari davalar artacak, Devlet memurları ile<br />
idareler karşı karşıya gelecektir. Bu da hiç<br />
kuşkusuz kurumların ve çalışanlarının performansını<br />
yine düşürecektir.<br />
6111 sayılı yasa ile değiştirilen 657 sayılı Devlet<br />
Memurları Kanunu’nun “Başarı, üstün başarı<br />
değerlendirmesi ve ödül” başlıklı 122 nci<br />
maddesinin son fıkrası ile bu durum dengelenmeye<br />
çalışılmıştır. “Kamu kurum ve kuruluşları<br />
yürütmekte oldukları hizmetlerin özelliklerini<br />
göz önünde bulundurarak memurlarının<br />
başarı, verimlilik ve gayretlerini ölçmek üzere,<br />
Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü<br />
alınmak kaydıyla, değerlendirme ölçütleri<br />
belirleyebilir.” denilerek, kurumlara bu alanda<br />
inisiyatif tanınmaktadır.<br />
Dolayısıyla kurumlar personel politikalarını<br />
başarıya, diğer bir deyişle performansa dayalı<br />
olarak düzenleyecek bir değerlendirme<br />
sistemini kurabilir. Bu çalışmalarda kurulacak<br />
sistem ile birlikte, personel politikaları<br />
verimlilik ve etkinlik ilkelerine göre yeniden<br />
düzenlenir, mümkün olduğu kadar gelir-liyakat<br />
ilişkisi kurulur, memurların işe alınma, yükselme<br />
ve başarı değerlendirme esasları adil ve<br />
objektif hale getirilir, memur ihtiyacı (bir<br />
hizmet biriminde ne kadar sayıda ve hangi<br />
nitelikte bulunması gerektiği), iş analizi, görev<br />
tanımları ve norm kadro çalışmaları ile belirlenir<br />
ve en önemlisi liyakat kriteri bu sistemde<br />
esas alınır ise kurumların hizmet kalitesi,<br />
memurların iş tatmini ve performansı artacak<br />
ve başarıya ulaşılacaktır. Böyle bir sistemin<br />
kurulması zaman ve emek gerektirmekle<br />
birlikte kurumların başarısı için kaçınılmazdır.<br />
Zafer MELİKOĞLU<br />
1975 yılında Giresun’da doğmuştur. 1993 yılında Giresun Hamdi Bozbağ Anadolu Lisesi’nden,<br />
1998 yılında Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik Bölümü’nden mezun olmuştur. 2001<br />
yılında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda göreve başlamış, “<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı’nda Kariyer Yönetimi” konulu Uzmanlık tezini müteakip Uzman kadrosuna<br />
atanmıştır. Halen Personel ve Eğitim Dairesi Başkanlığı’nda görev yapmakta olan Zafer<br />
MELİKOĞLU, evli ve 1 çocuk babasıdır. Zafer MELİKOĞLU İngilizce bilmektedir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 53<br />
MSB-SSM-SASAD-TSKGV<br />
II. Vizyon Paylaşım Platformu<br />
(25 Şubat 2011)<br />
Sektörde hedeflerle yönetim anlayışının ve<br />
stratejik yönetim sistematiğinin yaygınlaşması<br />
amacı kapsamında; savunma sanayii stratejilerinin<br />
tüm paydaşların katılımıyla belirlenmesi<br />
ve yön birliğinin sağlanması öngörülmektedir.<br />
<strong>Buradan</strong> hareketle, savunma sanayiine ilişkin<br />
konuların stratejik seviyede gündeme alındığı<br />
periyodik vizyon paylaşım toplantıları 2009<br />
yılından itibaren icra edilmeye başlanmıştır.<br />
İlerideki dönemde, proje havuzunun daralmasıyla<br />
birlikte, savunma ve güvenlik yeteneklerimizin<br />
sürdürülebilirliği açısından ihracat,<br />
lojistik ve diğer büyük bütçeli kamu yatırımlarının<br />
daha fazla önem kazanacağı öngörülmektedir.<br />
Özellikle JSF projesinde seri üretime<br />
geçilmesi, önemli bir bütçenin buraya yönlendirilmesine<br />
neden olabilecek ve diğer projeleri<br />
de etkileyebilecek bir hal alabilecektir.<br />
Tedarik makamları ve sektör temsilcilerinin<br />
biraraya geldiği bu toplantıların ikincisi 25<br />
Şubat 2011 tarihinde FNSS tesislerinde gerçekleştirilmiştir.<br />
Toplantıya <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı Yöneticileri, SASAD Yönetimi ve<br />
Alt Çalışma Grup Liderlerinin yanısıra MSB<br />
Müsteşarlığı yetkilileri ve TSKGV de katılım<br />
sağlamışlardır.<br />
Toplantı, 2012-2016 dönemi için hazırlanan<br />
SSM Stratejik Planı’nın genel çerçevesinin ve<br />
değişim gündeminin paylaşılması ile başlamıştır.<br />
Ardından “Katmanlı Proje Ortaklığı<br />
Modeli” ile ilgili bir sunum ve değerlendirme<br />
yapılmıştır.<br />
Tespitler ve Öneriler<br />
Toplantıda yapılan tespitler, geliştirilen öneriler<br />
ve alınan kararlar aşağıdaki gibidir:<br />
İhracat<br />
Projelerimizin Türkiye ve belirli pazarlarda<br />
ilgi odağı olduğu (mevcut konjonktürün bir<br />
fırsat sunduğu) görülmektedir.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
Henüz yeterli bir özgün ürün portföyüne<br />
sahip olmamamıza rağmen; Fikri ve Sınai<br />
Mülkiyet Haklarına sahip olduğumuz hemen<br />
her ürünün alıcı bulduğu görülmektedir.<br />
Özgün ürünlerin artışına paralel<br />
olarak rakamların daha da büyüyeceği<br />
öngörülmektedir.<br />
Tüm ülkelerin ulusal sanayileşme hedeflerinin<br />
bulunduğu; “akıllı alıcı” olarak taleplerinin<br />
dikkate alınması gerektiği değerlendirilmektedir.<br />
Doğru yerel ortağın bulunması<br />
kaydıyla, sanayi işbirliğinin ihracatta<br />
iyi sonuçlar verdiği görülmektedir.<br />
Firmalarımız arasında ihracata yönelik<br />
işbirliği kültürünün geliştirilmesinin ve<br />
uluslararası alanda birlikte hareket edilmesinin<br />
şart olduğu değerlendirilmektedir.<br />
İhracat yapabilmek için “ihtiyacın yaratılması”<br />
sürecinin yürütülmesi gerektiği<br />
tecrübe edilmektedir.<br />
Ürünlerin daha geliştirilme safhasında<br />
“ihraç versiyonu” nun (export variant)<br />
çalışılması gerektiği değerlendirilmektedir.<br />
Firmalarımızda profesyonel pazarlama<br />
birimlerinin oluşturulması ihtiyacı bulunmaktadır.<br />
Yurtdışında her bir firmamızın verdiği<br />
taahhütlerin yerine getirilmesi, Türk <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong>nin güvenilirliği açısından büyük<br />
önem taşımakta; bu hususa özen gösterilmesi<br />
gerekmektedir.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İhracatçılar Birliği’nin<br />
kurulması sektör ihtiyaçları için kullanılabilecek<br />
bir kaynak yaratacaktır.<br />
ABD’nin savunma ihracatında son yıllarda<br />
yaşanan düşüş ve buna yönelik olarak<br />
başlayan arayışları sanayimiz/ihracatımız<br />
için tehdit olarak da değerlendirilebilir.<br />
Bunlara ilaveten, gerçekleşen ihracatın içinin<br />
doldurulması gerektiği ve alt sistemlere odaklanılacak<br />
aşamaya gelindiği dile getirilmiştir.<br />
Bunun için ana yüklenici şirketlerin birer “misyon<br />
şirketi” rolü üstlenerek sağlıklı / tasarımcı<br />
alt yükleniciler (tedarik zinciri) oluşturulması<br />
ve sektörde derinliğin sağlanmasında sorumluluk<br />
üstlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.<br />
İhracat faaliyetlerinin koordinasyonunda<br />
Devlet yönlendirmesine/otoritesine ihtiyaç<br />
duyulduğu; “pazarlama izni” gibi bir mekanizmaya<br />
ihtiyaç duyulduğu (kalifiye firma, kalifiye<br />
ürün); yurtdışında aynı işe birden fazla Türk<br />
firmasının teklif vermesinin yıkıcı rekabete yol<br />
açtığı durumlarla karşılaşıldığı firmalar tarafından<br />
dile getirilmiştir.<br />
Devletinden pazarlama izni alan firma yurtdışında<br />
“muteber” kabul edilmektedir. Firmalarımızın<br />
bu yöndeki taleplerinin değerlendirilmesi,<br />
önemli bir regülasyon aracı olabilecektir.<br />
TSK envanterine ürün vermemiş bir firmanın<br />
pazarlama izni alarak, muteber bir sanayi<br />
firmamızın yurtdışında rakibi olmasının ve<br />
hatta iki savunma firmamızın birbirine rakip<br />
olmasının önüne geçilebilecektir.<br />
İhracat izin sürecindeki iyileştirme ihtiyaçları<br />
konusunda MSB Müsteşarlığının sektörden<br />
öneri beklediği bildirilmiştir.<br />
Tüm bu hususların değerlendirileceği bir<br />
İhracat Çalıştayı’nın düzenlenmesine karar<br />
verilmiştir.<br />
Lojistik<br />
Lojistik destek faaliyetleri; envantere alınan<br />
ürünlerin sağlıklı/ekonomik şekilde idamesinin<br />
yapılabilmesi, savunma sanayiinin birikimlerinin<br />
sürdürülebilirliği, kullanım dönemi<br />
girdileri ile tasarıma geri besleme<br />
yapılabilmesi açılarından önem taşımaktadır.<br />
Yurtiçinde geliştirilen sistemlerin üreticileri<br />
tarafından desteklenmesi yaklaşımının ve<br />
bu alanda SSM’nin sorumluluk üstlenmesinin<br />
(Stratejik Planda yer verilmesinin)<br />
memnuniyet verici olduğu dile getirilmiştir.<br />
Sektörün “maliyet etkin” şekilde lojistik<br />
destek sağlayabilecek şekilde organize<br />
olmasına ve bu yönde kendisini hazırlamasına<br />
ihtiyaç duyulmaktadır. Henüz firmalarımızın<br />
organizasyonları ve tedarik zinciri<br />
yapılanmalarıyla lojistik hizmet alanına<br />
yeterince hazırlıklı olmadıkları değerlendirilmektedir.<br />
<br />
<br />
<br />
Yeni ürünler envantere girdikçe lojistik<br />
paradigmasında değişimin kaçınılmaz olarak<br />
gündeme gelmeye başladığı değerlendirilmiştir.<br />
<br />
Ürün sahibi yerli bir firma olduğunda,<br />
lojistiğin bu firmanın doğal görevi olduğu ve<br />
bedelsiz olarak hizmet vermesi gerektiği<br />
algısı dile getirilmiş; bir “lojistik işletme<br />
modeli”nin geliştirimesine ihtiyaç duyulduğu<br />
belirtilmiştir.<br />
Bilişim sektöründe bakım idame maliyetlerinin<br />
donanımda yıllık %10’dan yazılımda<br />
%5’ten düşük olduğu firmalar tarafından<br />
dile getirilmiştir. Bu yönde savunma ürünlerine<br />
has rakamların oluşmasına ihtiyaç<br />
duyulduğu belirtilmiştir.<br />
TSKGV şirketlerinin lojistik desteğe yönelik<br />
altyapılarının hazır olduğu; bunun yanısıra<br />
savunma firmalarının yan sanayileri ile<br />
birlikte sorumluluk üstlenmesinin önemine<br />
dikkat çekilerek, bu sürecin “Lojistik Destek<br />
Sözleşmeleri” üzerinden yürütülmesinin<br />
gerekliliği üzerinde durulmuştur.<br />
SSM koordinasyonunda bir Entegre Lojistik<br />
Destek Platformu oluşturulacak; bu platform<br />
eliyle lojistik konusunda çalışma<br />
yapılacaktır. Bununla birlikte, SASAD, lojistik<br />
konusunda durum tespitine ilişkin bir<br />
çalışma yapacak ve rapor sunacaktır.<br />
Derinlik (Yan Sanayi)<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiinin geldiği aşama itibariyle;<br />
Derinliğinin geliştirilmesine ihtiyaç bulunduğu;<br />
aksi takdirde bağımlılık alanlarının<br />
devam edeceği,
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 55<br />
sistem mühendisliğinin ve platform tasarımı<br />
faaliyetlerinin başarılı bir şekilde<br />
gerçekleştirilebildiği,<br />
Alt kırılımlara doğru bir sanayi derinliği<br />
oluşturulamadığı için, kritik yan sanayi<br />
ürünlerinde hala bağımlılık alanlarının<br />
bulunduğu,<br />
Ana yüklenici firmaların, yan sanayide<br />
teknolojik birikimin oluşacağı ve sürekliliğin<br />
sağlanacağı şekilde iş dağıtımı yapmaları<br />
gerektiği,<br />
Sözleşmelerden bağımsız olarak her firmanın<br />
kendi alt yüklenici ağını (tedarik<br />
zincirini) yaratmasının önemi,<br />
Aksi takdirde sektörün sığ kalacağı ve<br />
sağlıklı bir sektör yapısının oluşturulamayacağı,<br />
Yüzey geliştikçe derinliğin azaldığı; dolayısıyla<br />
aynı alanda çok fazla oyuncu yaratmanın<br />
sürdürülebilirliğe engel teşkil edeceği,<br />
Sektörde büyük ve çok küçük firmaların<br />
ağırlıkta olduğu; “ orta büyüklükte” firmalara<br />
ihtiyaç duyulduğu (bunları yaratma<br />
görevini misyon şirketlerinin üstlenebileceği),<br />
Otomotiv yan sanayisinin tasarım değil<br />
imalat bazlı olduğu; savunmada buna dikkat<br />
edilmesi gerektiği<br />
belirtilmiştir.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiinin<br />
teknoloji tabanının gelişmesi<br />
ve özgün ürün tasarım<br />
yetkinliği için kurulması<br />
öngörülen test merkezlerinin<br />
önceliklendirilmesinin ve<br />
uluslararası düzeyde<br />
akreditasyon sağlanmasının<br />
önemine vurgu yapılmış;<br />
bu altyapının yerli (sivil,<br />
askeri) ve yabancı kullanıma<br />
sunulması önerilmiştir.<br />
2012-2016 Stratejik Planında sektörün<br />
derinleşmesi konusuna özel önem verildiği<br />
vurgulanmıştır. Firmalarımızın ana faaliyet<br />
alanları dışında kalan faaliyet/ürünlerde<br />
(gerekiyorsa faaliyetlerini durdurarak ve bu<br />
alandan<br />
çekilerek) yan sanayi firmalarının<br />
gelişimini sağlayacak şekilde yapılanmasının<br />
önemine vurgu yapılmıştır.<br />
SSM tarafından uygulanan %70 SK/O ve %30<br />
yan sanayi işpayı zorunluluğunun mümkünse<br />
proje bazlı değil, genele yayılarak takip<br />
edilmesi talep edilmiştir.<br />
TÜBİTAK Enstitüleri ve Test Merkezleri<br />
TÜBİTAK’ın ileri teknolojiler geliştirme anlamında<br />
önemli bir kaynak olduğu (özellikle<br />
Enstitülerin %40 civarında Devlet bütçesinden<br />
sübvanse ediliyor olması nedeniyle)<br />
ve sanayinin bu yetkinliği kullanmasının<br />
önemine değinilmiştir.<br />
Bu anlamda, vakıf şirketlerinden her<br />
birinin bir TÜBİTAK Enstitüsü ile stratejik<br />
ortaklık yapması; ilgili Enstitü tarafından<br />
gerçekleştirilebilecek teknoloji geliştirme<br />
faaliyetlerinin devredilmesi beklenmektedir.<br />
Bununla birlikte, Enstitülerin sistem geliştirme<br />
alanında sanayinin rakibi olarak<br />
konumlanmaması; mevcut nihai ürünlerini<br />
(spesifik bir-iki tanesi hariç) sanayiye devredecek<br />
yöntemleri geliştirmesi ve teknoloji<br />
geliştirme ve teknik destek sağlama<br />
faaliyetlerine odaklanması beklenmektedir.<br />
Diğer taraftan, tasarım yetkinliğinin önemli<br />
bir altyapı ayağı olan Test Merkezleri<br />
konusunda merkezi bir planlamaya ihtiyaç<br />
olduğu dile getirilmiş ve Stratejik Planda bu<br />
konuya yer verilmesi memnuniyetle<br />
karşılanmıştır. <strong>Savunma</strong> sanayiinin teknoloji<br />
tabanının gelişmesi ve özgün ürün tasarım<br />
yetkinliği için kurulması öngörülen test<br />
merkezlerinin önceliklendirilmesinin ve<br />
uluslararası düzeyde akreditasyon sağlanmasının<br />
önemine vurgu yapılmış; bu<br />
altyapının yerli (sivil, askeri) ve yabancı<br />
kullanıma sunulması önerilmiştir.<br />
Kamu Yatırımları<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiine paralel şekilde kamu<br />
genelinde de sanayileşme bilincinin gelişmeye<br />
başladığı dile getirilmiştir. Başbakanlıkta,<br />
“kamu yatırımlarında offset uygu-<br />
lamalarına yönelik yönerge” hazırlama<br />
çalışmalarının yürütüldüğü belirtilmiştir.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayiimizin enerji, sağlık,<br />
ulaştırma alanlarındaki kamu yatırımlarına<br />
da hizmet üretebileceği; bu itibarla SASAD<br />
bünyesinde kamu yatırımlarını takip<br />
edecek bir alt kurul oluşturulmasına karar<br />
verilmiştir.<br />
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın<br />
önümüzdeki dönemde önemli<br />
savunma tedarik projelerini hayata geçireceği<br />
öngörülmektedir. Buradaki alımların<br />
savunma sektörü için önemli bir iş alanı<br />
olabileceği değerlendirilmiştir.<br />
Ayrıca, Enerji Bakanlığı tarafından hayata<br />
geçirilecek olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin<br />
kabaca 15 milyar $’lık bir proje olduğu;<br />
bunun %55’inin teçhizat kalemlerinden<br />
oluştuğu; savunma firmalarının 1 milyar $<br />
civarında bir işpayını alabilecekleri öngörüsü<br />
dile getirilmiştir. Bu çerçevede, projede<br />
ihtiyaç duyulacak teçhizat kırılımının<br />
yapılarak, firmalarımızın faaliyet alanına<br />
giren kalemlerin tespit edilmesi talep<br />
edilmiştir. Yapılacak çalışma neticesinde<br />
SSM koordinasyonunda Enerji Bakanlığına<br />
gidilerek bilgi verilmesine karar verilmiştir.<br />
Hızlı tren ihalelerinin de benzer şekilde ele<br />
alınması gerektiği vurgulanmıştır.<br />
SASAD<br />
Sektörün gelişmesinde ve kamuoyu oluşturma<br />
gücünün artmasında SASAD’a önemli görevler<br />
düştüğü; bunun için gelirlerde ve yapılanmada<br />
iyileştirmelere ihtiyaç olduğu<br />
değerlendirilmiştir.<br />
Bu amaçla;<br />
Derneğin isminin “<strong>Savunma</strong>&Havacılık ve<br />
Güvenlik Sanayicileri Derneği” şeklinde<br />
değiştirebileceği ve üye portföyünü genişletebileceği,<br />
SASAD’ın sektör adına sorumluluk üstlenmesinin<br />
ve sembolik temsili aşmasının<br />
beklendiği,<br />
Üye aidatlarının buna göre yeniden ele<br />
alınabileceği; firmaların cirolarıyla orantılı<br />
bağış yapmasının kaynak sorununa çözüm<br />
üretebileceği,<br />
SASAD bünyesinde Kamu Yatırımları Alt<br />
Kurulu’nun oluşturulması; alt kurullarda<br />
görevli firma temsilcilerinden daha fazla<br />
katkı beklendiği<br />
dile getirilmiştir.
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>nde İK<br />
TSK-MSB/SSM<br />
I. VİZYON PAYLAŞIM PLATFORMU<br />
(10 MART 2011)<br />
Diğer taraftan, paydaşlarla birlikte tedarik<br />
sisteminin ve yerli savunma sanayinin eksik ve<br />
gelişime açık yönlerinin tespit edilmesi ve bu<br />
alanlarda iyileştirme önerileri geliştirilmesi,<br />
hedef ve yön birliği sağlanması açısından önem<br />
taşımaktadır. Söz konusu ihtiyaçtan hareketle;<br />
Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanlığı<br />
ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı arasında,<br />
stratejik seviyede konuların gündeme alınacağı<br />
periyodik vizyon paylaşım toplantılarının<br />
düzenlenmesi faydalı değerlendirilmiştir. Bu<br />
amaçla, Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanlığı ve <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />
yöneticilerinin katılımlarıyla TSK-MSB/SSM I.<br />
Vizyon Paylaşım Platformu 10 Mart 2011<br />
tarihinde SSM’de toplanmıştır.<br />
Toplantıda özet olarak;<br />
<strong>Savunma</strong> sistem ihtiyaçlarının belirlenmesinde<br />
dikkate alınması gerekenler,<br />
Ar-Ge faaliyetlerinin önemi ve koordinasyonda<br />
karşılaşılan sorunlar,<br />
İhracatın Türk savunma sanayii için önemi<br />
ve proje modelleri oluşturulurken uluslararası<br />
işbirliği olanaklarının dikkate alınması,<br />
Tedarik süreleri ve tedarik sözleşmelerinin<br />
kapsamı,<br />
Projelerde görev alacak insan kaynağının<br />
artırılması ihtiyacı<br />
konuları ele alınmıştır.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
57<br />
<strong>Savunma</strong> Muhabirleri<br />
Sektör Tanıtım Programı<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii tesislerimizin basına tanıtılması<br />
ve savunma muhabirlerimizin tesisler<br />
hakkında bilgilendirilmelerine yönelik olarak<br />
Müsteşarlığımız koordinasyonunda “<strong>Savunma</strong><br />
Muhabirleri Sektör Tanıtım Programı” düzenlenmesine<br />
karar verilmiştir. Bu kapsamda<br />
yapılan planlama gereği, Milli <strong>Savunma</strong> Bakanı<br />
Sayın Vecdi GÖNÜL ve Sayın Müsteşarımız<br />
Murat BAYAR’ın da katılımlarıyla, ilk olarak 17<br />
Şubat 2011 tarihinde TAİ A.Ş. tesislerine, ikinci<br />
olarak da 30 Mart 2011 tarihinde ASELSAN A.Ş.<br />
Macunköy tesislerine basın mensupları ziyareti<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
TAİ A.Ş. Basın tanıtım toplantısı<br />
TAİ A.Ş. Tesisleri tanıtımı<br />
ASELSAN Basın tanıtım toplantısı ASELSAN Tesisleri tanıtımı ASELSAN Tesisleri tanıtımı
GÜNDEM<br />
İmza Törenleri<br />
TAKTİK İNSANSIZ HAVA ARACI (KATAPULT/PARAŞÜT) GELİŞTİRME PROJESİ (04 OCAK 2011)<br />
Müsteşarlığımız ile Vestel <strong>Savunma</strong> A.Ş. arasında, 20 Aralık 2010 tarihinde Sözleşmesi imzalanan<br />
Taktik İnsansız Hava Aracı (Katapult/Paraşüt) Geliştirme Projesinin imza töreni 4 Ocak 2011<br />
tarihinde gerçekleştirilmiştir.<br />
Proje ile, 35 kg faydalı yük kapasiteyle, 18 bin feet’de, 10 saat havada kalabilecek Taktik İnsansız<br />
Hava Aracının, yurt içi geliştirme yoluyla tedariki amaçlanmıştır.<br />
TSK AKILLI KART SİSTEMİ PROJESİ İMZA TÖRENİ (10 ŞUBAT 2011)<br />
TSK Akıllı Kart Sistemi Projesi Sözleşmesi,<br />
Müsteşarlığımız ile GATE Elektronik San. ve Tic.<br />
A.Ş. arasında 10 Şubat 2011 tarihinde Sn. Müsteşarımız<br />
ve Genelkurmay Merkez Daire Başkanı<br />
Tuğgeneral İshak CEYLAN’ın ve GATE Elektronik<br />
San. ve Tic. A.Ş. temsilcilerin katılımıyla imzalanmıştır.<br />
Proje, TSK’ne bağlı bütün karargah/birliklerde<br />
gerçekleştirilen giriş-çıkış işlemlerinin merkezi<br />
olarak yönetimini kapsamaktadır.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 59<br />
FNSS İLE MALEZYALI İŞ ORTAĞI ARASINDA<br />
İMZALANAN 8x8 ZIRHLI MUHAREBE ARACI<br />
İMZA TÖRENİ (22 ŞUBAT 2011)<br />
FNSS <strong>Savunma</strong> Sistemleri A.Ş. Malezya Silahlı<br />
Kuvvetleri'nin ihtiyacını karşılamak üzere 8x8<br />
Tekerlekli Zırhlı Muharebe Aracının tasarım,<br />
geliştirme, üretim ve lojistik desteği konularında<br />
Malezya'lı iş ortağı DRB Hicom Defense<br />
Technologies Sdn Bhd. (DEFTECH) firması ile 22<br />
Şubat 2011 tarihinde iki ülke <strong>Savunma</strong> Bakanları<br />
huzurunda <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nda<br />
yapılan törenle bir anlaşma imzalamıştır.<br />
Aynı törende; TAI ile NADI National Aerospace<br />
and Defence Industries Sdn. Bhd. ; GLOBAL A.Ş.<br />
ve GATE A.Ş. ile Global Globe Sdn. Bhd. ve<br />
MIKES ile NADI National Aerospace and<br />
Defence Industries Sdn. Bhd. arasında da birer<br />
işbirliği anlaşması imzalanmıştır.<br />
ASKERİ AĞLAR İÇİN BİLGİ GÜVENLİĞİ SİMÜLASYONU ÇALIŞMASI SÖZLEŞMESİ İMZA TÖRENİ<br />
(08 MART 2011)<br />
Askeri Ağlar İçin Bilgi Güvenliği Simülasyonu Çalışması Sözleşmesi Müsteşarlığımız ile STM A.Ş<br />
arasında 8 Mart 2011 tarihinde imzalanmıştır. Törene, Sn. Müsteşarımız, yüklenici STM A.Ş, alt<br />
yüklenci Anel Ar-Ge ve projeye destek veren ODTÜ TSK MODSİMMER’in temsilcileri katılmışlardır.<br />
Konferans, Toplantı, Fuar<br />
SASAD GENEL KURUL TOPLANTISI (19 OCAK 2011)<br />
SASAD 22 inci Genel Kurul Toplantısı 19 Ocak 2011’de Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız Sn. M. Vecdi<br />
GÖNÜL, Müsteşarımız Sn. Murad BAYAR, Müsteşar Yardımcımız Sn. İsmail TOHUMCU, SASAD<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ünal ÖNSİPAHİOĞLU ve <strong>Savunma</strong> Sanayi sektörü yöneticilerinin<br />
katılımı ile MKEK Genel Müdürlüğünde yapılmıştır.<br />
SASAD Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ünal ÖNSİPAHİOĞLU’nun açılış konuşmasıyla başlayan<br />
toplantıda Sn. Müsteşarımız ve Sn. Bakanımızın yaptıkları konuşmalarda; “SSM’nin sektörde yol<br />
gösterici olduğunun, Ana Yüklenici, Alt Yüklenici – KOBİ – Araştırma Kuruluşu gibi farklı<br />
oyuncularla uyum ve işbirliği içinde çalışmak gerektiğinin, <strong>Savunma</strong> Sanayinin tarihi bir misyonu<br />
olduğunu altını çizerek, sanayici ve SASAD’ın önümüzdeki dönemde de konuya sahip çıkmalarının<br />
beklendiğini” belirtmişlerdir.<br />
IDEX 2011 ULUSLARARASI SAVUNMA FUARI VE KONFERANSI (20 ŞUBAT 2011)<br />
IDEX 2011 Uluslararası <strong>Savunma</strong> Fuarı ve<br />
Konferansı, Orta Doğu ve Kuzey Afrika<br />
bölgesindeki en büyük savunma ve güvenlik<br />
etkinliği olup, 20-24 Şubat 2011 tarihleri arasında<br />
BAE’nin başkenti Abu-Dabi’de National<br />
Exhibition Centre (ADNEC)’da gerçekleştirilmiştir.<br />
Fuar, Abu Dabi Veliaht Prensi ve BAE Silahlı<br />
Kuvvetler Başkomutan Yardımcısı Şeyh<br />
Mohammed Bin Zayed Al NAHYAN ve Dubai<br />
Emiri Şeyh Mohammed Bin Raşid Al<br />
MAKTOUM’un teşrifleri ve çeşitli ülkelerden 66
Konferans, Toplantı, Fuar<br />
ülkeleri ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde<br />
yapılandırılacaktır.<br />
4. MKEK-STM İşbirliği Protokolü :<br />
MKEK ile STM firmaları arasında, yurtdışı tanıtım<br />
ve ihracat faaliyetlerinde işbirliği yapmaya<br />
yönelik bir protokol imzalanmıştır. Protokole<br />
Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL<br />
ve Müsteşarımız Sayın Murad BAYAR da şahitlik<br />
etmişlerdir.<br />
savunma bakanı ve 64 genelkurmay başkanının<br />
katılımları ile gerçekleşen Fuar’a ülkemiz adına<br />
Müsteşarlığımız koordinatörlüğünde 41<br />
savunma sanayii kuruluşumuz ile milli katılım<br />
sağlanmış olup, Türk Pavyonu için toplam 2500<br />
2<br />
m alan kiralanmıştır.<br />
Üst düzey resmi delegasyon ziyaretlerinin IDEX<br />
2011 süresince gerçekleşen önemli firma<br />
etkinlikleri:<br />
1. FNSS-Al JABER Endüstriyel İşbirliği<br />
Anlaşması :<br />
BAE’nin tüm tekerlekli zırhlı araç ailesinin<br />
üretim ve lojistik destek faaliyetlerini üstlenmek<br />
üzere FNSS A.Ş. ve BAE firması olan<br />
Al JABER arasında bir Endüstriyel İşbirliği<br />
Anlaşması imzalanmıştır. İmza töreni Al JABER<br />
standında yapılmış olup, törene Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL ve Müsteşarımız<br />
Sayın Murad BAYAR da davet edilmiştir.<br />
2. ROKETSAN-AZERBAYCAN Sav. San.<br />
Bakanlığı Ortak Üretim Protokolü :<br />
107-122mm roketlerin ortak üretim modeliyle<br />
Azerbaycan’da üretilmesi amacıyla<br />
ROKETSAN-AZERBAYCAN <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Bakanlığı Arasında bir protokol imzalanmıştır.<br />
İmza töreni ROKETSAN standında yapılmış<br />
olup, törene Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız Sayın<br />
Vecdi GÖNÜL ve Müsteşarımız Sayın Murad<br />
BAYAR da davet edilmiştir.<br />
3. ASELSAN-IGG Ortak Girişim Anlaşması :<br />
ASELSAN ile BAE firması olan International<br />
Golden Group (IGG) arasında Birleşik Arap<br />
Emirliklerinde yerleşik bir ortak girişim şirketi<br />
kurulmasına yönelik anlaşma imzalanmıştır.<br />
Şirketin %49 hissesi ASELSAN'a, %51 hissesi<br />
IGG firmasına ait olacaktır. Şirket 2011 yılının<br />
ilk yarısında faaliyete geçecektir. Kurulan ortak<br />
girişim şirketi Birleşik Arap Emirlikleri ve Körfez<br />
5. METEKSAN Demonstrasyonu :<br />
METEKSAN firması Damage Control Training<br />
Simulator sisteminin demonstrasyonunu<br />
yapmıştır.<br />
Son dönemde Orta Doğu bölgesinde yer alan<br />
ülkelerin bir kısımında patlak veren iç siyasi<br />
karışıklıklar nedeniyle, IDEX 2011 Fuarına<br />
davet edilen üst düzey delegasyonların<br />
katılımlarının beklenen seviyede olmamasının<br />
fuarın etkinliğini olumsuz etkilediği; buna<br />
rağmen üst düzey resmi delegasyon ziyaretleri<br />
ve yukarıda sözü edilen imza törenleri ve diğer<br />
savunma sanayii kuruluşlarımızın çeşitli<br />
etkinlikleri fuarın Türk savunma sanayii<br />
açısından oldukça faydalı geçtiğinin örnekleri<br />
olarak değerlendirilmektedir.<br />
TESİD ÖDÜL TÖRENİ (25 OCAK 2011)<br />
TESİD’in (Türk Elektronik Sanayicileri Derneği)<br />
25 Ocak 2011 tarihinde gerçekleştirilen Olağan<br />
Genel Kurul Toplantısı öncesinde, dernek<br />
Yönetim Kurulu tarafından, Müsteşarımız Sn.<br />
Murad BAYAR ve Sn. Prof. Dr. Duran<br />
LEBLEBİCİ’ye; derneğin elektronik ve bilgi<br />
teknolojileri sanayisinin gelişimine katkıda<br />
bulunmuş liderlere verdiği hizmet ödülleri<br />
takdim edilmiştir.<br />
Ödül töreninde yaptığı konuşmasında, Sn<br />
Müsteşarımız; elektronik ve bilgi teknolojileri<br />
sektörünün savunma sanayii sektörünün<br />
komşu sektörü olduğunu belirterek, TESİD’in<br />
öneminin altını çizmiş ve bu alandaki<br />
işbirliğinin sektörde derinlik oluşturma ve<br />
uluslararası platformda bağımsız ve rekabetçi<br />
olma anlamındaki önemine vurgu yapmıştır.<br />
Sn. Müsteşarımız, SASAD rakamlarını referans<br />
göstererek; savunma sanayiinin 500 milyon<br />
dolarlık harcaması ile Ar-Ge’ye en çok pay<br />
ayıran sektörlerden olduğunu bildirmiştir. Ar-<br />
Ge çalışmalarının sistem seviyesinde yapılabilir<br />
olduğunu belirten Sn. Müsteşarımız; elektronik<br />
bileşenler seviyesinin ise küresel bazda<br />
ele alınması gerektiğini bildirerek, sektörün bir<br />
araya gelerek; bu doğrultuda uzun vadeli<br />
stratejiler geliştirmesinin gerekli olduğunu<br />
ifade etmiştir.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 61<br />
SABİHA GÖKÇEN HAVAALANI YENİ DIŞ<br />
HATLAR TERMİNAL BİNASI VE<br />
MÜTEMMİMLERİ PROJESİ İLK KULLANIM<br />
BEDELİ ÖDEMESİ ÇEK TÖRENİ (16 ŞUBAT<br />
2011)<br />
19 Mart 2008 tarihinde <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı ile ‘Limak İnşaat San. ve Tic. A.Ş.-<br />
GMR Infrastructure Limited - Malaysia Airports<br />
Holding Berhad Ortak Girişimi’ arasında<br />
imzalanan ‘Sabiha Gökçen Havaalanı Yeni Dış<br />
Hatlar Terminal Binası ve Mütemmimleri<br />
Projesinin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde<br />
Yaptırılmasına İlişkin Uygulama<br />
Sözleşmesi’ çerçevesinde 76.514.851 Avro<br />
tutarındaki ilk Kullanım Bedeli ödemesi<br />
Görevli Şirket İSG tarafından <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Destekleme Fonu hesabına yatırılmıştır.<br />
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanımız Sn. M. Vecdi Gönül’ün ve Müsteşar<br />
Yardımcımız Sn. Dr. Faruk ÖZLÜ’nün katılımları<br />
ile 16 Şubat 2011 tarihinde düzenlenen<br />
törenle, 76.514.851 Avro tutarını temsilen<br />
hazırlanan sembolik çek, İSG Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Nihat ÖZDEMİR ve Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Kiran Kumar Grandhi tarafından takdim<br />
edilmiştir. Törende <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı,<br />
HEAŞ ve İSG temsilcilerinin yanı sıra çok<br />
sayıda basın mensubu hazır bulunmuştur.<br />
RİYAD SAVUNMA SANAYİİ İŞBİRLİĞI OFİSİ AÇILIŞI ve RİYAD’DA SAVUNMA ENDÜSTRİ GÜNÜ<br />
Müsteşarlığımızın “savunma ürün ve hizmet<br />
ihracatını arttırmak” stratejik hedefi kapsamında,<br />
dost ve hedef ülkeler ile mevcut işbirliği<br />
faaliyetlerinin etkili ve yeterli ölçüde devam<br />
ettirilebilmesi ve bu ülkelere yönelik ihracat<br />
faaliyetlerinin arzu edilen seviyeye ulaştırılması<br />
amacıyla bölgesel nitelikli irtibat merkezlerinin<br />
açılmasına karar verilmiştir.<br />
Yukarıda belirtilen amaçlara yönelik olarak<br />
SSM’ye bağlı çalışacak <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İşbirliği<br />
Ofisi, Ortadoğu bölgesine yönelik olarak<br />
faaliyet göstermek üzere Suudi Arabistan’ın<br />
başkenti Riyad’da Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız<br />
Sayın M. Vecdi GÖNÜL tarafından hizmete<br />
açılmıştır. Riyad <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> İşbirliği<br />
Ofisi’nde savunma sanayii işbirliği faaliyetlerini<br />
desteklemek üzere Emekli Tuğgeneral Hüseyin<br />
ŞENTÜRK görevlendirilmiştir. Böylelikle daha<br />
önce açılan ABD ofisi ile birlikte iki yurtdışı<br />
ofisimiz faaliyete geçmiş olup, önümüzdeki<br />
dönemde Uzakdoğu, Kafkasya-Orta Asya ve<br />
Avrupa-NATO bölgelerinde benzer ofislerin<br />
açılması planlanmaktadır.<br />
Uluslararası kalite standartlarında üretilen<br />
Türk savunma sanayii ürün ve hizmetlerinin<br />
pazarlanması/tanıtılması, ihracatının artırılması<br />
ve muhtemel işbirliği imkânlarının araştırılmasına<br />
yönelik olarak Müsteşarlığımız ve<br />
SASAD’ın düzenlediği Endüstri Günü 02 Mart<br />
2011 günü Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız Sn. M.<br />
Vecdi Gönül’ün himayelerinde Riyad’da<br />
gerçekleştirilmiştir. Türk savunma sanayiinden<br />
34 kuruluşun, 58 temsilcisi ile katıldığı<br />
faaliyette yapılan sunumların ardından Suudi<br />
Arabistan sivil ve askeri tedarik makamları<br />
ülkemiz savunma sanayii temsilcileri ile<br />
muhtemel işbirliği alanlarında karşılıklı<br />
görüşmeler yapmışlardır. Yapılan görüşmelerde<br />
taraflar, hazır ürün satışının ötesinde<br />
ortak girişim, ortak üretim ve geliştirme<br />
konularında işbirliğine açık olduklarını<br />
vurgulamışlardır.<br />
08 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ<br />
08 Mart Dünya Kadınlar Günü Müsteşarımızın<br />
Eşi Sayın Efnan BAYAR, üst düzey bayan yöneticilerimiz<br />
ve kurumumuz bayan personelinin<br />
katılımı ile İş Bankası lokalinde verilen bir<br />
yemekle kutlanmıştır.
Konferans, Toplantı, Fuar<br />
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İLE VİZYON<br />
PAYLAŞIM TOPLANTISI (10 MART 2011)<br />
Strateji Geliştirme Dairemiz tarafından<br />
koordine edilen “Türk Silahlı Kuvvetleri ile<br />
Vizyon Paylaşım Toplantıları”ndan ilki 10 Mart<br />
2011 tarihinde kurumumuzda gerçekleştirilmiştir.<br />
Genkur. Gn. P. P. Bşk. Korg. M. Emin ALPMAN,<br />
M.S.B. Müsteşarı Korg. Ümit DÜNDAR başta<br />
olmak üzere çok sayıda general,amiral ve üst<br />
rütbeli subay ile kurumumuzdan Sn. Müsteşarımız,<br />
Müsteşar Yardımcılarımız, Daire Başkanlarımız<br />
ve ilgili arkadaşlarımızın katıldıkları<br />
ve karşılıklı sorunların son derece samimi bir<br />
ortamda dile getirildiği toplantı, birlikte<br />
yenilen öğle yemeği ile sona ermiştir.<br />
Ziyaretler<br />
BULGARİSTAN SAVUNMA BAKANI ANYU<br />
ANGELOV’UN ZİYARETİ (13 OCAK 2011)<br />
Bulgaristan <strong>Savunma</strong> Bakanı Anyu ANGELOV ve<br />
beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir<br />
nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı hakkında<br />
bir brifing verilmiştir.<br />
JSF JPO BAŞKANI KORA. DAVİD VENNET’İN<br />
ZİYARETİ (24 OCAK 2011)<br />
JSF JPO Başkanı Kora. David VENNET Sayın<br />
Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />
SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARI MURAD<br />
BAYAR'IN KUVEYT ZİYARETİ (29 OCAK 2011)<br />
Sayın Başbakanımızın refakatinde Ocak 2011<br />
içinde Kuveyt’e giden <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarı Murad BAYAR Kuveyt ziyareti<br />
sırasında savunma sanayii işbirliği konularında<br />
ikili görüşmeler gerçekleştirmiştir. Bu ziyarete<br />
İNGİLTERE SAVUNMA BAKANI DR. LIAM<br />
FOX’UN ZİYARETİ (24 OCAK 2011)<br />
İngiltere <strong>Savunma</strong> Bakanı Dr. Liam FOX ve<br />
beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza bir<br />
nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı hakkında bir<br />
brifing verilmiştir.<br />
4 üncü KOLORDU KOMUTANI KORG. YAŞAR<br />
GÜLER’İN ZİYARETİ (27 OCAK 2011)<br />
4 üncü Kolordu Komutanı Korg. Yaşar GÜLER<br />
Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde<br />
bulunmuşlardır.<br />
binaen Türkiye’den teknik bir ekibin ve<br />
firmalarımızın bu ülkeye bir ihracat gezisi<br />
yapmaları planlanmıştır.<br />
<strong>Buradan</strong> hareketle, uluslararası kalite standartlarında<br />
üretilen Türk savunma sanayii ürün ve<br />
hizmetlerinin devlet desteğinde pazarlanması/tanıtılması,<br />
ihracatının arttırılması ve<br />
muhtemel işbirliği imkânlarının araştırılmasına<br />
yönelik olarak <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />
Uluslararası İşbirliği Daire Başkanı Sayın Lütfi<br />
VAROĞLU başkanlığında, savunma sanayii<br />
firmaları üst düzey temsilcilerinin de katılımıyla<br />
29 Ocak-02 Şubat 2011 tarihlerinde<br />
Kuveyt'e resmi bir ziyaret gerçekleştirilmiştir.<br />
29 Ocak - 02 Şubat 2011 tarihlerinde Kuveyt’e<br />
yapılan SSM ve Türk savunma sanayii<br />
ziyaretinden itibaren Kuveyt ile savunma<br />
sanayii işbirliği çalışmalarının ivme kazandığı
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ 63<br />
değerlendirilmiştir. Ziyaretin ilk gününden<br />
itibaren yapılan görüşmelerde Kuveytli<br />
yetkililerin Türkiye’ye karşı olumlu ve ilgili bir<br />
tutum içinde olduğu; özellikle savunma ve<br />
güvenlik işbirliği alanında Türkiye ile<br />
yakınlaşmak arzusunda oldukları gözlemlenmiştir.<br />
Söz konusu ziyarette en üst düzey sivil ve askeri<br />
yöneticilerle görüşme yapılmış, karargâh ve<br />
tesisler yerinde incelenmiş ve firma temsilcileri<br />
muhataplarıyla bir araya getirilmiştir. Kuveytli<br />
yetkililerden, Türk Büyükelçiliği yetkililerinden<br />
ve katılımcı firma temsilcilerinden alınan<br />
olumlu geri beslemelerin ışığında, ziyaretin<br />
amacına ulaştığı değerlendirilmektedir.<br />
BELARUS CUMHURİYETİ ASKERİ VE<br />
ENDÜSTRİYEL KOMİTE BAŞKANI GURULEV<br />
S.P.’NİN ZİYARETİ (10 ŞUBAT 2011)<br />
KAZAKİSTAN SAVUNMA BAKANLIĞI<br />
MÜSTEŞARI TÜMG. TALGAT<br />
JANJUMENOV'UN ZİYARETİ (24 ŞUBAT 2011)<br />
Kazakistan <strong>Savunma</strong> Bakanlığı Müsteşarı<br />
Tümg. Talgat JANJUMENOV ve beraberindeki<br />
heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket<br />
ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı hakkında bir<br />
brifing verilmiştir.<br />
Öte yandan Kazakistan <strong>Savunma</strong> Bakan Yrd.<br />
Talgat Janjumenov son dönemdeki karşılıklı<br />
ziyaretlerin sonuncusunda, 23-24 Şubat 2011<br />
tarihlerinde ülkemize bir ziyaret gerçekleştirmiş<br />
olup; SSM Uluslararası İşbirliği<br />
Dairesi’nin koordinasyonunda hazırlanan<br />
program kapsamında SSM Müsteşarı Sayın<br />
Murad BAYAR’ı ziyaret etmiş; ayrıca Ankara’da<br />
konuşlu bazı savunma sanayii firmalarında da<br />
incelemelerde bulunmuştur.<br />
BOSNA HERSEK ENERJİ, MADEN VE<br />
ENDÜSTRİ BAKANI VAHİD HECO'NUN<br />
ZİYARETİ (28 ŞUBAT 2011)<br />
Bosna Hersek Enerji, Maden ve Endüstri Bakanı<br />
Vahid HECO ve beraberindeki heyet Sayın<br />
Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.<br />
Belarus Cumhuriyeti Askeri ve Endüstriyel<br />
Komite Başkanı Gurulev S.P. ve beraberindeki<br />
heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde<br />
bulunmuşlar ve kendilerine <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı hakkında bir brifing<br />
verilmiştir.<br />
ESTONYA CUMHURİYETİ SAVUNMA BAKANI<br />
JAAK AAVIKSOO’NUN ZİYARETİ (10 ŞUBAT<br />
2011)<br />
Estonya Cumhuriyeti <strong>Savunma</strong> Bakanı Jaak<br />
AAVIKSOO ve beraberindeki heyet Sayın<br />
Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar<br />
ve kendilerine <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı hakkında bir brifing verilmiştir.<br />
BİR İŞBİRLİĞİ ÖRNEĞİ: TÜRKİYE-KAZAKİSTAN<br />
Türkiye ile Kazakistan arasında son dönemde<br />
yoğun bir şekilde devam eden işbirliği çalışmalarının<br />
bir sonucu olarak, SSM, Kazakhstan<br />
Engineering ve Aselsan arasında “AKE” adlı bir<br />
ortak yatırım şirketi kurulması hususunda<br />
prensipte anlaşılmış olup, resmi kuruluş<br />
işlemlerinin önümüzdeki günlerde tamamlanması<br />
beklenmektedir.<br />
Kuruluş sürecinde, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />
Uluslararası İşbirliği Dairesi ve Aselsan<br />
A.Ş. Pazarlama Direktörlüğü’nden temsilcilerin<br />
oluşturduğu ekip, kısa sürede Kazakistan ve<br />
Türkiye’de gerekli hukuki ve teknik hazırlıkları<br />
tamamlamanın yanı sıra; 17 Şubat 2011<br />
tarihinde, Astana’da, kurulacak tesislerde<br />
üretilmesi hedeflenen ürünlerin sergilendiği<br />
bir de sergi düzenlemiştir. Bu program<br />
kapsamında SSM Müsteşar Yardımcısı Sayın<br />
İsmail Tohumcu ve Aselsan Genel Müdürü<br />
Cengiz Ergeneman bu sistemleri Kazakistan<br />
Devlet Başkanı Nur Sultan Nazarbayev’e tek tek<br />
tanıtmışlardır.<br />
NATO PARLAMENTER ASAMBLESİ SİYASİ<br />
KOMİTE TRANSATLANTİK İLİŞKİLER ALT<br />
KOMİTESİ’NİN ZİYARETİ (15 MART 2011)<br />
Parlamenter Asamblesi Siyasi Komite Transatlantik<br />
İlişkiler Alt Komitesi tarafından 15<br />
Mart 2011 tarihin de Müsteşarlığımıza bir<br />
ziyaret gerçekleştirilmiştir. Ziyaret kapsamında<br />
söz konusu heyete Müsteşarlığımız faaliyetleri,<br />
Türk savunma sanayii imkan ve kabiliyetleri<br />
ile Türkiye’nin transatlantik işbirliği çerçevesinde<br />
yaklaşım ve politikaları hakkında bir<br />
brifing verilmiştir.
Ziyaretler<br />
SURİYE ARAP CUMHURİYETİ SAVUNMA<br />
BAKANI KORG. ALİ MUHAMMED HABİB<br />
MAHMOUD’UN ZİYARETİ (16 MART 2011)<br />
Suriye Arap Cumhuriyeti <strong>Savunma</strong> Bakanı Korg.<br />
Ali Muhammed Habib MAHMOUD ve beraberindeki<br />
heyet Sayın Müsteşarımıza bir<br />
nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı hakkında<br />
bir brifing verilmiştir.<br />
ASKERİ TEÇHİZAT KAYNAKLARINDAN<br />
SORUMLU SIRBİSTAN BAKAN YARDIMCISI<br />
ILIJA PILIPOVIC'IN ZİYARETİ (27 MART 2011)<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nın davetlisi<br />
olarak 27-29 Mart 2011 tarihleri arasında<br />
Türkiye’ye gelen Askeri Teçhizat Kaynaklarından<br />
sorumlu Sırbistan Bakan Yardımcısı Ilija<br />
PILIPOVIC ve beraberindeki heyet, ilk olarak<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı’nı ziyaret etmiş<br />
ve burada heyete bir brifing verilmiştir. Verilen<br />
brifingde Sırbistan heyetine Türk savunma<br />
sanayii kabiliyetleri ve firmalarımızın ürettiği<br />
özgün savunma ürünleri tanıtılmıştır.<br />
SSM ziyaretini müteakip sözkonusu heyet,<br />
MKEK, TAI, ODTÜ Teknokent ve Roketsan’ı<br />
ziyaret ederek incelemelerde bulunmuştur.<br />
Heyet 30 Mart 2011 tarihinde ülkemizden<br />
ayrılmıştır.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
65<br />
HABERLER<br />
01 Ocak 2011<br />
MİLGEM İLK SEYRİNE ÇIKTI<br />
Genelkurmay Başkanlığı, MİLGEM Projesi adı<br />
altında İstanbul Tersanesi Komutanlığında, 22<br />
Ocak 2007 tarihinde inşasına başlanan<br />
Heybeliada F-511 Korveti'nin 27 Eylül 2008<br />
tarihinde denize indirildiğini hatırlatırken, 02<br />
Kasım 2010 tarihinde ise ilk seyrine çıktığını<br />
duyurdu.<br />
Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada,<br />
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı MİLGEM<br />
Projesiyle, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk<br />
kez bir savaş gemisinin savaş sistemleri de dahil<br />
olmak üzere tüm tasarım, entegrasyon ve<br />
analiz aşamalarını tamamen milli olarak<br />
gerçekleştirildiği belirtildi. Deniz Kuvvetleri<br />
Komutanlığı, bu projeyle ASELSAN'ın da<br />
aralarında bulunduğu çok sayıda milli sanayi<br />
kuruluşu, üniversite ve bilimsel kurumu bir<br />
araya getirerek, bilgi ve tecrübe birikimiyle<br />
Türkiye'nin kendi savaş gemisinin tasarım ve<br />
üretimini yapmasını sağladı. Yapılan açıklamada,<br />
şu bilgilere yer verildi: "MİLGEM (Milli<br />
Gemi) Projesi adı altında, istanbul Tersanesi<br />
Komutanlığında 22 Ocak 2007 tarihinde<br />
inşasına başlanan HEYBELİADA (F-511) Korveti<br />
27 Eylül 2008 tarihinde denize indirilmiş, 02<br />
Kasım 2010 tarihinde ise ilk seyrine çıkmıştır.<br />
Türkiye'nin ilk milli üretim savaş gemisi olan<br />
HEYBELİADA (F-511)'nın donatım, test/tecrübe<br />
ve eğitim faaliyetlerine yoğun bir<br />
program dahilinde devam edilmektedir.<br />
Bu kapsamda; 02 Kasım 2010 tarihinden<br />
itibaren Deniz Kabul Tecrübelerine başlanılan<br />
HEYBELİADA (F-511)'nın, ana tahrik (ana<br />
makina), seyir sistemleri ve savaş sistemlerinin<br />
deniz şartlarındaki performans kontrolleri<br />
yapılmaktadır. Projenin ikinci gemisi olan<br />
BÜYÜKADA (F-512)'nın tekne inşası da<br />
İstanbul Tersanesi Komutanlığında devam<br />
etmektedir. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı<br />
tarafından HEYBELİADA (F-511 )'nın tasarım,<br />
inşa ve kullanım sürecinden elde edilecek bilgi<br />
ve tecrübeler ışığında Deniz Kuvvetlerinin<br />
ihtiyaçlarına yönelik su üstü ve su altı silah<br />
sistem ve platformlarının geliştirilmesine<br />
devam edilecektir."<br />
HERON'A KARŞI TÜRK MALI ANKA<br />
11 Ocak 2011<br />
Türkiye, İnsansız Hava Araçları teknolojisinde<br />
dünyayla yarışıyor. Tamamen yerli imkânlarla<br />
üretilen hava araçları, Türk mühendisinin<br />
gerektiğinde neler yapabildiğini gösteriyor.<br />
Yakın bir gelecekte savaş uçaklarının bile<br />
'insansız' olarak tasarlanacağı düşünülürse<br />
millî İnsansız Hava Araçlarında gelinen nokta,<br />
gurur verici. Yeni nesil İnsansız Hava Araçları,<br />
2000'li yıllara kadar sektörün önemli bir kısmını<br />
elinde bulunduran Amerika ve İsrail tarafından<br />
üretildi. Genel olarak dört kısma ayrılan bu<br />
araçlar, görevleri itibariyle birçok faaliyet için<br />
kullanılabiliyor. Taarruz, iç güvenlik, hava<br />
savunma, sinyal istihbaratı, hedef uçağı,<br />
elektronik harp, özel görevler vb... İlk kez<br />
1993'te Amerikan yapımı GNAT'larla başlayan<br />
Türkiye'nin İnsansız Hava Araçları serüveni,<br />
Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAI-TUSAŞ)<br />
tarafından geliştirilen 'UAV X-l' projesiyle o<br />
yıllarda farklı bir boyut kazandı. Türkiye, kendi<br />
hava aracını kendisi üretmek istiyordu. Bu<br />
amaçla 'Turna' ve 'Keklik' isimleriyle, vurulması<br />
için 'hedef uçak'lar üretildi. Ayrıca pilot<br />
eğitiminde kullanılması için 'Baykuş' ve
Haberler<br />
'Pelikan' isimli hava araçları da bu yıllarda<br />
yapıldı. Kıyı erozyonunu önleme çalışmalarında<br />
kullanılmak üzere üretilen 'Martı' isimli hava<br />
aracı da bu dönemde envantere katıldı. Yine<br />
90'ların sonunda 'Gözcü' adıyla üretilmiş olan<br />
ve 'Mini İnsansız Hava Aracı' denilebilecek<br />
keşif-gözetleme aracı da Türkiye semalarında<br />
görüldü. Uzmanlara göre, ülkemizde 2004<br />
yılına kadar yavaş ilerleyen İnsansız Hava Aracı<br />
çalışmaları, bu tarihte <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı'nın (SSM) İnsansız Hava Araçları<br />
alımı ve geliştirilmesi konusunda tek yetkili<br />
kuruluş olarak belirlenmesiyle hız kazandı.<br />
2004 yılında yapılan planlama doğrultusunda<br />
AR-GE ve üretim çalışmalarına hızla başlandı.<br />
'Taktik İnsansız Hava Aracı' sınıfında Kalekalıp<br />
Baykar ortaklığı tarafından 'Çaldıran' ve Vestel<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> tarafından üretilen 'Karayel'<br />
hava araçları üretilerek <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığına sunuldu. Devlet, daha üstün<br />
özellikler taşıdığı için 'Çaldıran'ın alımına karar<br />
verdi. 'Mini İnsansız Hava Aracı' sınıfında ise<br />
Baykar tarafından 'Bayraktar' adlı hava aracı<br />
geliştirildi. Vestel <strong>Savunma</strong> ise 'Bayraktar'ın<br />
karşısına 'Efe' isimli bir mini İnsansız Hava Aracı<br />
ile çıktı. Bunun yanında Baykar'ın geliştirdiği<br />
'Malazgirt' isimli 'İnsansız Helikopter Sistemi'<br />
de büyük ilgi topladı. Vestel <strong>Savunma</strong>nın aynı<br />
dönemde geliştirdiği ve 'Arı' adını verdiği bir<br />
'mikro İnsansız Hava Aracı', yapılan AR-GE<br />
çalışmalarının sonuçlan açısından sevindirici<br />
anlar yaşattı. Özel sektörün ürün geliştirmede<br />
sürdürdüğü bu tatlı rekabet, Türk <strong>Savunma</strong><br />
<strong>Sanayii</strong>'nin de önünü açtı. Artık üniversitesanayi<br />
işbirliği gerçekleşiyor, kamu kurumlarıyla<br />
özel sektör her alanda işbirliğinin yollarını<br />
arıyordu. ODTÜ de İnsansız Hava Aracı<br />
konusunda 'ben de varım' dedi ve 'Güventürk'<br />
adı verilen mini hava aracına imzasını attı.<br />
Güventürk, 16 gram ağırlığındaki kamera ile<br />
çektiği görüntüleri 10 km mesafeden merkeze<br />
aktarabilme özelliğiyle dikkat çekiyor.<br />
Uzmanlar, özellikle Bayraktar, Malazgirt ve<br />
Çaldıran adlı İnsansız Hava Araçlarının,<br />
teknolojileriyle dünyadaki rakiplerine meydan<br />
okuduğunu belirtiyor. Tamamen özgün ve millî<br />
olan bu İnsansız Hava Araçları, kilometreler<br />
içinde keşif, gözetleme, hedef tespit, teşhis<br />
ve tanıma fonksiyonlarını yerine getirebiliyor.<br />
Türkiye'nin geliştirdiği en üstün nitelikteki<br />
İnsansız Hava Aracı olan ANKA, ülkemizin bu<br />
alanda kimseye ihtiyacı olmadığını bütün<br />
dünyaya kanıtladı. Türk Havacılık ve Uzay<br />
<strong>Sanayii</strong> (TUSAŞ) tarafından yüzde yüz yerli<br />
teknoloji ile tamamlanan Anka, yakında bu<br />
toprakların semalarında görev yapmaya<br />
başlayacak. Anka, görev planına sadık kalarak<br />
bir uçuşu başından sonuna kadar kendi (yapay)<br />
zekâsıyla gerçekleştiren, bir kalkışta 24 saat<br />
havada kalabilen sisteme sahip. Üzerindeki<br />
yerli üretim kamerayla, gece veya gündüz,<br />
kilometrelerce öteden insanların ve taşıtların<br />
tespiti, tanınması ve takip edilmesi işlemlerini<br />
yapabiliyor. 24 saatte ortalama 300 kg yakıta<br />
ihtiyaç duyan bir Anka, saatte 200 km yol<br />
alabiliyor. 155 beygir gücünde dizel motoru<br />
bulunan ve elektrik şokuyla buzdan koruma<br />
sistemlerinin olduğu Anka, otomatik inişkalkış,<br />
uzaktan haberleşme sistemi ve<br />
benzersiz uçuş kontrol yazılımıyla dünyadaki<br />
birçok rakibinden üstün durumda. Anka'dan<br />
sonra, Türkiye'nin, İsrail'den alınan Heron'lara<br />
ihtiyacı kalmayacak. Çünkü bir 'Heron'un<br />
yaptığı görevlerin çoğunu ve daha fazlasını<br />
ANKA da yapabiliyor. Ülkemiz, Anka' ile ABD ve<br />
İsrail'den sonra İnsansız Hava Aracı üreten<br />
üçüncü ülke oldu.<br />
01 Şubat 2011<br />
SIEMENS VE STM, NATO'NUN EN PRESTİJLİ<br />
İŞLERİNDEN BİRİNİ ALDI<br />
Siemens Türkiye, dev savunma sanayii<br />
şirketlerini geride bırakıp en teknolojik NATO<br />
ihalesini kazandı. İhale, Türk şirketlerinin<br />
NATO'dan kazandığı en yüksek nitelikli iş olarak<br />
tanımlandı. Siemens Türkiye ve alt yüklenicisi<br />
STM (<strong>Savunma</strong> Teknolojileri Mühendislik)<br />
NATO tarafından yürütülen ihalelerdeki en<br />
prestijli ve teknolojik yönü ağır basan<br />
işlerinden birini aldı. Komuta kontrol sistem<br />
entegrasyonu yanında yazılımı da kapsayan<br />
ihale, NATO'nun komuta kontrol ve yönetim ve<br />
teknik destek faaliyetini yürüten C3 ajansı<br />
tarafından yapıldı. İhalede Siemens Türkiye-<br />
STM, Boeing-Havelsan, Lockheed Martin,<br />
Northrop gibi dev savunma şirketleriyle yarıştı.<br />
Bu projenin Türkiye tarafından üstlenilmesinin,<br />
hem proje kapsamında, hem de gelecekte<br />
başka ülkelerde de benzeri işler üstlenilmesine<br />
katkı verilmesi bekleniyor.<br />
Siemens Türkiye ve STM ortaklığı, NATO'nun<br />
hava uçuş komuta kontrol ve teknik<br />
altyapısının yönetildiği C3 ajansının, yeni<br />
dönemdeki komuta kontrol sistem entegrasyonu<br />
ve buna bağlı bazı yazılımlarının<br />
geliştirilmesi işini yapacak. DÜNYA'ya bilgi<br />
veren <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı yetkilileri,<br />
Türkiye'nin şimdiye kadar NATO'dan kazandığı<br />
en yüksek nitelikli iş olarak nitelediklerini,<br />
ihalenin gelecek dönemde benzeri ihalelerin<br />
alınması yanında, bağlı iş olarak ülkelerden de<br />
yeni üstlenimler yapmaya imkan sağlayacağını<br />
vurguladılar. İhaleye Siemens Türkiye-STM<br />
ortaklığı yanında, yine Türk şirketi ortaklı<br />
Boeing-Havelsan ortaklığının da katıldığı,<br />
bunun yanında Lockheed Martin, Northrop<br />
gibi dünyanın devlerine karşı kazanılmış<br />
olmasının önemli olduğu kaydedildi. Siemens<br />
Türkiye ve STM, NATO Hava Komuta Kontrol<br />
Bilgi Sistemi ve radar bilgi iletişim-yönetim ağı<br />
entegrasyonu gerçekleştirilecek.<br />
01 Şubat 2011<br />
SAVUNMA SANAYİ TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ<br />
AÇACAK<br />
'TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde<br />
düzenlenen "<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Teknoloji Paylaşımı<br />
Semineri"nde önemli mesajlar verildi.<br />
Sektör 1 milyar dolarlık ihracat hedefiyle,<br />
küresel savunma sanayi pazarında da ciddi bir<br />
rol alma yönünde ilerliyor.<br />
"<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Teknoloji Paylaşımı Semineri"<br />
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde<br />
(ETÜ) gerçekleştirildi. Seminer'in<br />
açılışında konuşan TOBB Yönetim Kurulu<br />
Başkan Yardımcısı Tanıl Küçük. Türkiye'nin<br />
askeri bazda en fazla harcama yapan ülkeler<br />
arasında yer aldığını ifade ederken. 'Silah<br />
alımlarını ekonomiye yük olmaktan çıkarmalıyız"<br />
dedi.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin<br />
ihtiyaçlarını yüzde 45,7 oranında karşılama<br />
başarısı gösterdiğine işaret eden Küçük,<br />
sektörün 1 milyar dolarlık ihracat hedefiyle de<br />
küresel pazarda ciddi bir rol alma yolunda<br />
ilerlediğini bildirdi.<br />
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tanıl<br />
Küçük konuşmasında. Türkiye'nin, coğrafi,<br />
tarihi ve siyasi şartların da etkisiyle, askeri<br />
harcamaları en fazla olan ülkelerden birisi<br />
olduğuna işaret ederken şöyle konuştu: "Bu<br />
alanda gerçekleştirilen brüt harcama bazında,<br />
Ortadoğu'da dördüncü, Avrupa ülkeleri<br />
arasında beşinci sırada bulunuyoruz. Dolayısıyla<br />
silah alımlarını yurtdışına kaynak aktaran<br />
bir yapı olmaktan kurtarmak zorundayız.<br />
Ekonomiye yük değil, destek olacak hale<br />
getirmeliyiz. TOBB Türkiye <strong>Savunma</strong> Sanayi<br />
Meclisimiz, işte bu vizyonla çalışmaktadır.<br />
Kuruluşundan itibaren en aktif çalışan sektör<br />
meclislerinden olan ve başarılı çalışmalara<br />
imza atan Türkiye <strong>Savunma</strong> Sanayi Meclisimizin<br />
değerli başkanına, başkan yardımcılarına<br />
ve tüm üyelerine, bu vesileyle teşekkürlerimi<br />
sunuyorum.”<br />
Türk savunma sanayinin gösterdiği gelişmeden<br />
gurur duyduklarını anlatan Küçük, "<strong>Savunma</strong><br />
sanayimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını<br />
yüzde 45,7 oranında karşılama başarısı
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
67<br />
göstermiştir. 2002'de bu oran yüzde 25<br />
mertebesindeydi. <strong>Savunma</strong> sanayi ihracatımız,<br />
2002'de sadece 248 milyon dolar iken,<br />
2009'da 832 milyon dolara çıkmıştır. 1 milyar<br />
dolarlık ihracat hedefiyle de, küresel savunma<br />
sanayi pazarında da ciddi bir rol alma yönünde<br />
ilerlemektedir. 2009 yılı verilerine göre 250'ye<br />
yakın şirketimizin faaliyet gösterdiği, 2,3 milyar<br />
dolar ciroya ulaşan, havacılık ve uzay<br />
alanındaki üretimle birlikte 2,8 milyar dolar<br />
seviyesine çıkan savunma sanayimizin<br />
üretiminin, 2010 yılı sonu itibariyle 3 milyar<br />
dolara ulaşması da dikkat çekicidir" ifadesini<br />
kullandı.<br />
<strong>Savunma</strong> sanayii, Ar-Ge ve inovasyona en<br />
fazla kaynak ayıran sektörlerden birisi<br />
<strong>Savunma</strong> sanayinin, Ar-Ge ve inovasyon<br />
çalışmalarına en fazla sermaye ve emek ayıran<br />
sektörler arasında bulunduğuna dikkat çeken<br />
Tanıl Küçük, savunma sanayininin teknoloji<br />
temelli bir alanda faaliyet gösterdiğinin altını<br />
çizdi.<br />
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />
Küçük sözlerine şöyle devam etti:<br />
"<strong>Savunma</strong> sanayi firmalarımız, kendi öz<br />
kaynakları ve kamunun sağladığı kaynaklarla,<br />
2009 yılında 506 milyon dolarlık araştırma ve<br />
geliştirme faaliyetinde bulunmuştur. İftiharla<br />
ve memnuniyetle ifade ettiğimiz bu başarı,<br />
savunma sanayi alanında faaliyet yapan<br />
firmalarımızın ve bu firmalarımıza destek<br />
veren kamu kuruluşlarının değerli temsilcilerine,<br />
başka bir ifadeyle sizlere ve hepimize<br />
aittir. Böyle başarılı mensupları olan bir<br />
sektörümüzün çalışmalarına, Türk özel<br />
sektörünün asli temsil mekanizması olan<br />
TOBB, destek ve katkıda bulunmaya devam<br />
edecektir. Türk sanayisinde gerçekleştirmeyi<br />
hedeflediğimiz yapısal değişimin, yani yüksek<br />
katma değerli ihracat ve yüksek teknoloji<br />
ürünlerinden oluşan üretim deseni hedefinin<br />
net bir yansımasını, burada görüyoruz."<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad Bayar<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sayın Murad Bayar<br />
da konuşmasında <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığının<br />
(SSM) görevleri ve çalışmalarıyla ilgili<br />
bilgi verdi. SSM'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin<br />
(TSK) modernizasyonu ve savunma sanayisinin<br />
geliştirilmesi görevlerini üstlendiğini belirten<br />
Bayar, bazen bu iki görevin çakıştığını kaydetti.<br />
İhtiyacın acilen karşılanması gereken durumlarda<br />
yurt dışından alım yapıldığını, bu<br />
durumda yerli sanayinin gelişimi için adım<br />
atılamamış olduğunu anlatan Bayar, bazen ise<br />
ihtiyacı yerli sanayinin karşılaması için<br />
çalışmalar yapıldığını ve ihtiyacın karşılanma-<br />
sının zaman aldığını ifade etti. Bu dengenin<br />
kurulmasının yerli sanayinin yeteneğine bağlı<br />
olduğunu dile getiren Bayar, yerli sanayinin<br />
gelişimi konusunda TSK'nın anlayış gösterdiğini<br />
ve bu sayede savunma sanayinin geliştiğini<br />
kaydetti.<br />
İhtiyaç mümkün olduğunda yerli sanayiden<br />
karşılanıyor<br />
Kamuoyunda savunma sanayisine çok para<br />
harcandığına yönelik eleştiriler bulunduğunu<br />
ifade eden Bayar, Türkiye'de teknoloji yatırımı<br />
yapan tek kamu sektörünün kendileri olmadığını,<br />
sağlık, enerji gibi birçok kamu sektörünün<br />
de teknoloji yatırımları yaptığını belirtti. Bayar,<br />
yetkililer tarafından, ilaç harcamalarına bu<br />
sene 10 milyar lira harcandığının açıklandığını,<br />
savunma sanayisine ise 3 milyar dolar<br />
harcandığını bildirdi. SSM olarak, bu ihtiyacın<br />
mümkün olduğunca yerli sanayi tarafından<br />
karşılanması için çalışmalar yaptıklarını anlatan<br />
Bayar, "Bu konuda sanayiyi geliştirmek zorlu ve<br />
riskli bir yol, sonuçta başarısızlıkta olabiliyor.<br />
Risk alıp bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz"<br />
dedi. Öte yandan konuşmaların ardından TOBB<br />
ETÜ'de, savunma sanayi sektöründe yer alan<br />
35 firma ürünlerinin yer aldığı sergi açıldı.<br />
03 Şubat 2011<br />
MİLGEM MEYVELERİNİ VERMEYE BAŞLADI<br />
200 Milyon € Türkiye’de Kaldı<br />
Dearsan Tersanesi'nde Deniz Kuvvetleri<br />
Komutanlığı için 16 yeni tip karakol gemisinin<br />
inşasında yerli sanayinin katkısı yüzde 69.400<br />
milyon Euro'yu bulan projede Türkiye'de kalan<br />
tutar 200 milyon Euro.<br />
Geçen hafta düzenlenen SMM İstanbul Gemi<br />
İnşa İhtisas Fuarı süresince çeşitli paneller<br />
düzenlendi, ilk oturum 'Askeri Gemi Yapımı'<br />
üzerineydi. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />
Deniz Araçları Daire Başkanı Sayın Serdar<br />
Demirel ve Dearsan Tersanesi Askeri Projeler<br />
Koordinatörü Taner Akkaya, Türk tersanelerinde<br />
devam eden projeler ile ilgili bilgi verdi.<br />
Akkaya, Dearsan Tersanesi ve karakol botlarının<br />
yapımı ile ilgili detayları katılımcılarla<br />
paylaştı. Römorkör, tedarik gemileri ve<br />
kimyasal tanker inşaatının yanı sıra askeri<br />
gemiler de inşa eden Dearsan, şu anda Türk<br />
Deniz Kuvvetleri için 16 adet karakol gemisi<br />
inşa ediyor. Şu ana kadar inşa edilen bütün<br />
ürünlerin Avrupa'ya ihraç edildiğini söyleyen<br />
Taner Akkaya, son iki römorkörün ise ABD'ye<br />
ihraç edildiğini kaydetti.<br />
Baki Gökbayrak'ın başkanlığında faaliyet<br />
gösteren Dearsan Tersanesi, 2007 yılında Türk<br />
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için 16 yeni tip<br />
karakol botunun inşa ihalesini kazanmıştı.<br />
Gemilerin toplam bedelinin 400 milyon Euro<br />
olacağı açıklanmıştı. 2008 yılında işçi güvenliği<br />
ve tersanenin modernizasyonu için 1.5 milyon<br />
dolar yatırım yapan Dearsan, yapılan iki büyük<br />
holün birinde 110 metreye kadar bir gemiyi<br />
kapalı alanda inşa edebilme imkanına sahip.<br />
Akkaya, MİLGEM projesindeki bir gemiyi de bu<br />
holde rahatlıkla yapabileceklerini kaydetti. İlk<br />
karakol gemisini geçen yıl DKKya teslim<br />
ettiklerini ve iki büyük holde 5 karakol gemisinin<br />
inşasının devam ettiğini söyleyen Akkaya,<br />
2015 yılına kadar bütün gemilerin DKK'ya<br />
teslim edileceğini açıkladı. Tuzla'da kurulu<br />
Dearsan Tersanesi'nin 12.000 dwt'ye kadar<br />
gemileri inşa etme kapasitesine sahip olduğunu<br />
ifade eden Akkaya "Tersanede aynı anda<br />
askeri amaçlı 8 geminin yanı sıra 3 römorkör ve<br />
bir tanker inşası devam ediyor" dedi.<br />
6 milyar dolarlık pazar var<br />
İnşa ettikleri karakol botlarının ana savaş<br />
gemilerine destek verme kabiliyetlerine sahip<br />
olduğunu söyleyen Akkaya, artan korsanlık,<br />
kaçakçılık ve deniz kirliliği olaylarının bu tür<br />
gemilere talebi arttırdığını kaydetti. Dünya<br />
üzerinde 10 yıl içinde yaklaşık 6 milyar dolarlık<br />
karakol botu pazarı oluşacağının konuşulduğunu<br />
ifade eden Akkaya, dünyada bunları<br />
dizayn edip üretebilen 22 ülke olduğuna ve<br />
Türk tersanelerinin bu pazarda büyük rol<br />
onayabileceğine dikkat çekti.<br />
Türkiye'de kalan 200 milyon Euro<br />
Yerli sanayii desteklemek adına MİLGEM<br />
projesini hayata geçirenlere teşekkür eden<br />
Akkaya, 16 karakol gemisinin oluşturduğu<br />
projede % 69 yerli sanayi kullanıldığını<br />
belirterek "Böylelikle 200 milyon Euro<br />
Türkiye'de kalmıştır" dedi. Tersanenin askeri<br />
projelerde çok fazla kazanmadığını ancak bu<br />
projeler sayesinde Tuzla'da binlerce kişinin<br />
ekmek yediğini dile getiren Akkaya, "bizim<br />
fotokopileri çeken çocuk ilk başlarda dosyaları<br />
motosiklet ile getiriyordu şimdi ise dosyalan<br />
üstü açık bir araba ile getiriyor" diye konuştu.<br />
06 Şubat 2011<br />
TEKNOPARK İHALEYE ÇIKMADAN KAPASİTEYİ<br />
DÖRDE KATLADI<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı (SSM), İstanbul<br />
Ticaret Odası (İTO), Havaalanı İşletme ve<br />
Havacılık Endüstrileri A.Ş. (HEAŞ), <strong>Savunma</strong><br />
Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. (STM)<br />
ile İstanbul Ticaret Üniversitesi ortaklığıyla<br />
kurulacak olan Teknopark İstanbul'a, teknoloji
Haberler<br />
alanında faaliyet gösteren yerli ve yabancı<br />
şirketlerden büyük ilgi olduğu bildirildi. Sabiha<br />
Gökçen Uluslararası Havaalanı bitişiğinde<br />
yaklaşık 250 hektarlık alan üzerine kurulmakta<br />
olan Teknopark İstanbul'da, binin üzerinde<br />
firma faaliyet gösterecek. İTO Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Murat Yalçıntaş, şu anda projelerin<br />
tamamlanmak üzere olduğunu, projelerin<br />
tamamlanmasıyla ihaleye çıkacaklarını bildirdi.<br />
Yalçıntaş, "İlk bina olduğu için kısıtlı sayıda<br />
yerimiz var. Beklentimizin ve kapasitemizin çok<br />
üzerinde bir taleple karşılaştık. Kapasitemizin 4<br />
katı bir taleple karşılaştık ki ciddi anlamda bir<br />
duyuru da yapmamıştık. Sadece kendi WEB<br />
sitemizde duyuru yapmıştık" diye konuştu.<br />
13 Şubat 2011<br />
SAVUNMA FUARINDA İLK KEZ YERLİ ÜRETİM<br />
SAVAŞ GEMİLERİ SERGİLENECEK<br />
IDEF <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Fuarında sergilenecek<br />
olan Heybeliada Korveti, 2008'de denize<br />
indirilmişti. Cumhuriyet tarihinde ilk kez<br />
üretilen yerli savaş gemileri İDEF 2011-10.<br />
Uluslararası <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Fuarı'nda sergilenecek.<br />
Bugüne kadar gerçekleştirilen İDEF<br />
savunma fuarlarında tank, top, helikopter,<br />
uçak gibi kara ve hava platformlarına yer<br />
veriliyordu. Fuarda böylece bu sene ilk kez<br />
deniz araçlarına da yer verilmiş olacak. TÜYAP<br />
Fuarcılık tarafından düzenlenen İDEF 2011, 10-<br />
13 Mayıs 2011 tarihleri arasında İstanbul'da<br />
gerçekleştirilecek. Fuarın geçmiş yıllarda<br />
Ankara'da yapılması sebebiyle, sektör olarak<br />
denizle ilgili araç ve ürünlere yeterince yer<br />
verilemiyordu. Fuar Ankara'dan taşınarak<br />
2009'da İstanbul'da düzenlendi. Fuara en yakın<br />
yerin Büyükçekmece sahilleri olması sebebiyle<br />
deniz platformlarının bu bölgede sergilenmesi<br />
planlanıyor. Bu yılki fuarda Milgem (Milli Gemi)<br />
Projesi çerçevesinde İstanbul Tersanesi<br />
Komutanlığı'nca 3 yılda tamamlanan ve Türk<br />
savunma sanayii açısından bir ilk olan<br />
Heybeliada Korveti ile Sahil Güvenlik<br />
Komutanlığı için inşa edilen Sahil Güvenlik<br />
arama ve kurtarma gemilerinden 'TCGS Dost'<br />
ve 'TCSG Güven'in misafirlerin ilgisine<br />
sunulması bekleniyor. Büyükçekmece'ye demir<br />
atacak gemileri, fuara gelen yerli ve yabancı<br />
heyetler gezme fırsatı bulacak. RMK Marine<br />
tarafından inşa edilen 'TCGS Dost'un ilk seyir<br />
testi geçen ay yapıldı. Türk mühendisleri<br />
tarafından üretilen geminin, bu yılın Eylül<br />
ayında Sahil Güvenlik Komutanlığına teslim<br />
edilmesi bekleniyor. Türkiye'nin ilk milli üretim<br />
savaş gemisi olan Heybeliada (F-511) Korveti<br />
ise geçen yıl kasım ayında ilk seyrine çıkmıştı.<br />
Milgem Projesiyle, Cumhuriyet tarihinde ilk kez<br />
bir savaş gemisinin savaş sistemleri de dahil<br />
olmak üzere tüm tasarım, entegrasyon ve<br />
analiz aşamaları tamamen milli olarak<br />
gerçekleştirildi. İlk Türk muharebe platformu<br />
tasarımı olarak tarihe geçen Heybeliada<br />
Korveti, Türk denizcilik sanayii açısından bir ilk<br />
olarak görülüyor. Korvetin inşasına, İstanbul<br />
Tersanesi Komutanlığında 2007'de başlandı ve<br />
27 Eylül 2008'de denize indirildi. Projenin ikinci<br />
gemisi olan Büyükada'nın (F-512) tekne inşası<br />
da İstanbul Tersanesi Komutanlığında devam<br />
ediyor.<br />
SABİHA GÖKÇEN İLK KİRAYI ÖDEDİ<br />
76.514.851,00 EURO.<br />
Yap-işlet-devret modeli ile yapılan Sabiha<br />
Gökçen Havalimanı'nın ilk kirası Milli <strong>Savunma</strong><br />
Bakanı Sayın Vecdi Gönül'e ödendi. Bakan<br />
Gönül, 76 milyon 514 bin 851 Euro'luk<br />
sembolik çeki ISG Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Nihat Özdemir'in elinden aldı. Sabiha Gökçen<br />
Uluslararası Havalimanı'nın içinde bulunan<br />
Airport Otel'de düzenlenen törene Bakan<br />
Gönül'ün yanı sıra Nihat Özdemir ve bazı<br />
yabancı ortaklar katıldı. Gönül, 2002 yılına<br />
kadar masraf kapısı olarak nitelendirilen<br />
Sabiha Gökçen Havalimanı'nın, hükümetin<br />
yürüttüğü politikalar sonucunda kazanç kapısı<br />
haline geldiğini söyledi. YİD modeli çerçevesinde<br />
ortak girişim grubu tarafından<br />
sözleşme kapsamında iş artışlarıyla birlikte 2<br />
milyar 175 milyon Euro tutarındaki kullanım<br />
bedelinin, <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Destekleme<br />
Fonu'na aktarılacağını bildiren Gönül, "20 yıl<br />
boyunca taksitler halinde ödenecek bu bedel,<br />
Türk savunma sanayiinin gelişimi için<br />
kullanılacaktır." dedi. Nihat Özdemir ise,<br />
"Sabiha Gökçen'in hızlı büyümesine katkıda<br />
bulunan yıllık yolcu kapasitesini 25 milyona<br />
çıkaran terminal binası ve eklerini 18 ay gibi<br />
kısa bir sürede tamamladık. Toplam 76 milyon<br />
514 bin 851 Euro tutanndaki ilk kira bedelinin<br />
sembolik olarak ödenmesini <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığına sunmaktan mutluluk duyuyoruz."<br />
şeklinde konuştu.<br />
HEDEF 2 MİLYAR DOLAR İHRACAT<br />
17 Şubat 2011<br />
18 Şubat 2011<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı 2016 yılına<br />
kadar ihracatını yıllık 2 milyar dolara çıkarmayı<br />
hedefliyor. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığında<br />
(SSM) sektörle ilgili basını bilgilendirme<br />
toplantısı düzenlendi. SSM Müsteşarı Sayın<br />
Murad Bayar, toplantının açılışında yaptığı<br />
konuşmada, amaçlarının sektör hakkında<br />
gazetecilere sistematik bilgi vermek ve<br />
sektörde faaliyet gösteren firmaların yetenekleri<br />
ve projeleri konusunda bir çerçeve<br />
sunmak olduğunu söyledi. Bu amaçla ilk olarak<br />
TAI tesislerinin gezdirileceğini ve bu kurumla<br />
ilgili bilgiler verileceğini anlatan Bayar, daha<br />
sonra bu toplantıları periyodik aralıklarla<br />
sürdürmeyi amaçladıklarını ifade etti. Bayar,<br />
bir soru üzerine genel maksat helikopter<br />
projesiyle ilgili görüşmelerin sürdüğünü, bu<br />
ayın sonuna kadar karar vermeleri halinde İcra<br />
Kurulu toplantısının yapılabileceğini belirtti.<br />
Daha sonra SSM Uluslararası İşbirliği Daire<br />
Başkanı Sayın Lütfi Varoğlu, SSM'nin teşkilat<br />
yapısı ve projeleriyle ilgili bilgi verdi. Türk Silahlı<br />
Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının yurt içinde karşılanma<br />
oranının 2010 yılında yüzde 47,5<br />
olduğunu ifade eden Varoğlu, bu yılın sonunda<br />
bu rakamı yüzde 50'ye çıkarmayı hedeflediklerini<br />
söyledi. <strong>Savunma</strong> Sanayi ihracat hedefine<br />
ilişkin bilgi veren Varoğlu, "<strong>Savunma</strong> Sanayi<br />
2011 yılında 1 milyar dolar, 2016 yılına kadar da<br />
yıllık 2 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyor"<br />
dedi. <strong>Savunma</strong> Sanayi İhracatçılar Birliği adı<br />
altında bir organizasyon oluşturduklarını,<br />
birkaç ay içinde bu konuyla ilgili bürokratik<br />
işlemlerin tamamlanacağını belirten Varoğlu,<br />
yurt dışında da savunma sanayi büroları<br />
açmayı planladıklarını, bununla ilgili olarak<br />
Katar, Malezya, Belçika ve Endonezya'da<br />
çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti. Suudi<br />
Arabistan'daki <strong>Savunma</strong> Sanayi bürosunun 2<br />
Mart'ta açılışının yapılacağını ifade eden<br />
Varoğlu, Kazakistan'da da ASELSAN aracılığıyla<br />
ortak yatırım şirketi kurmak için görüşmelerin<br />
devam ettiğini kaydetti<br />
23 Şubat 2011<br />
MALEZYA ORDUSUNA 600 MİLYON DOLARA<br />
257 'PARS' ÜRETECEK<br />
TÜRKİYE'nin savunma sanayiinde bugüne<br />
kadarki en büyük ihracat sözleşmesi, Milli<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanı Sayın Vecdi Gönül ile Malezya<br />
<strong>Savunma</strong> Bakanı Ahmed Zahid Hamidi'nin<br />
katıldığı törenle imzalandı. Anlaşma ile FNSS,<br />
Malezya Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyacını<br />
karşılamak üzere 8x8 Tekerlekli Zırhlı<br />
Muharebe Aracının tasarım, geliştirme, üretim<br />
ve lojistik desteğini sağlayacak. Malezya Silahlı<br />
Kuvvetleri için 12 değişik konfigürasyonda 257<br />
adet 8x8 Tekerlekli Zırhlı Muharebe Aracının<br />
geliştirme ve üretimini kapsayan projeye ilişkin<br />
sözleşme bedeli yaklaşık 600 milyon doları<br />
bulacak. FNNS <strong>Savunma</strong> Sistemleri A.Ş. Genel
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
69<br />
Müdürü Nail Kurt, "Bu araçlara, Anadolu'da<br />
gücü temsil ettiği için Pars adını verdik. Pars<br />
araç ailesi 4x4,6x6 ve 8x8 olarak üretilebildi"<br />
dedi.<br />
Montaj Malezya'da<br />
FNSS'nin PARS 8x8 Tekerlekli Zırhlı Aracı baz<br />
alınarak geliştirilecek araçlar, FNSS ve DEFTECH<br />
mühendislerince Malezya Silahlı Kuvvetleri<br />
ihtiyaçları gözönüne alınarak yeniden<br />
tasarlanarak Malezya'da üretilecek. FNSS ve<br />
DEFTECH firmaları daha önce Malezya Silahlı<br />
Kuvvetlerine 211 adet paletli Zırhlı Muharebe<br />
Aracı (Malezya'da ADNAN adıyla biliniyor) ve 8<br />
adet 120mm Havan Taşıyıcı araç üreterek<br />
teslim etmişti. 8x8 Tekerlekli Zırhlı Muharebe<br />
Aracı sözleşmesini FNSS adına Genel Müdür<br />
Nail Kurt, DEFTECH adına ise CEO Abdul Harith<br />
Abdullah imzaladı. Araçların parçalarının<br />
Türkiye'de hazırlanacağını, montajının ise<br />
Malezya'da yapılacağını ifade eden Kurt şöyle<br />
konuştu: "Sözleşme kapsamında araçlar<br />
Malezya'ya özel tasarlanacak. Malezya'nın<br />
seçtiği alt sistemlerin entegrasyon işlemlerini<br />
de biz yapacağız. Pars 8x8 tekerlekli araçlar<br />
Malezya'ya göre uyarlanacak. Bu araçlar<br />
değişik görevler için 12 farklı konfigürasyonda<br />
üretilecek. Lojistik desteği vereceğiz ve<br />
teknoloji transferi yapılacak. Bu ihracat hacim<br />
olarak çok önemli. Teknik olarak önemi de daha<br />
çok. Çünkü daha önce biz ZMA teknolojisi<br />
ihracatı yaptık ama ABD'den aldığımız ZMA'ları<br />
satmıştık Malezya'ya. Şimdi ilk defa Türkiye'de<br />
geliştirilen bir sistem, daha Türkiye bile satın<br />
almadan Malezya tarafından alınıyor."<br />
Üç anlaşma daha<br />
Bu arada, Malezya ile MİKES firması, Türk<br />
Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> A.Ş. (TUSAŞ) ve GATE<br />
Elektronik firması da savunma alanında işbirliği<br />
anlaşmaları imzaladı.<br />
MİKES firması, Malezya'nın savaş uçakları,<br />
nakliye uçakları ve helikopter platformlarının<br />
elektronik harp sistemleri modernizasyonunu<br />
gerçekleştirecek.<br />
TUSAŞ ise Malezyalı havacılık ve savunma<br />
sanayii firması National Aerospace and<br />
Defense Industries (NADI) firması ile hava<br />
araçlarının modernizasyonu, modifikasyonu ve<br />
sistem entegrasyonu konularında işbirliği<br />
yapacak.<br />
GATE Elektronik firması da Malezyalı savunma<br />
sanayi firması Global Globe ile kara ve deniz<br />
platformları için elektronik harp ve insansız<br />
araç sistemleri üretecek.<br />
SSM, SAVUNMA SEKTÖRÜNÜN KAPILARINI<br />
AÇIYOR<br />
SSM Model Olarak Gösteriliyor<br />
01 Mart 2011<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı (SSM), Türk<br />
basınının, SSM'nin faaliyetleri ve savunma<br />
sanayimiz hakkında daha sistematik bilgi sahibi<br />
olabilmesi amacıyla yeni bir program başlattı.<br />
İlk durağı SSM olan program kapsamında,<br />
düzenlenecek tesis gezileriyle, basın mensuplarının,<br />
firmaların kabiliyetleri, yürütülen<br />
projeler ve imzalanan anlaşmalar hakkında<br />
daha detaylı bilgi sahibi olması hedefleniyor.<br />
Sektör firmalarına yapılacak ilk gezinin, Türk<br />
Havacılık ve Uzay <strong>Sanayii</strong> A.Ş. (TUSAŞ)'a<br />
düzenlendiği programın ilerleyen süreçlerinde<br />
ise sadece Ankara ile sınırlı kalınmaması,<br />
İstanbul ve Eskişehir'deki çeşitli tesis ve<br />
firmalara da ziyaretler gerçekleştirilmesi<br />
planlanıyor.<br />
Program, çok sayıda basın mensubunun<br />
SSM"de hazır bulunduğu, 17 Şubat sabahı,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Sayın Murad<br />
Bayar'ın açılış konuşmasıyla başladı. Bayar,<br />
konuşmasına, SSM'nin projelerinin toplumla<br />
paylaşılması açısından basının çok büyük bir<br />
katkısı olduğunu söyleyerek başladı. Basını bu<br />
açıdan, "çok önemli paydaşlar" olarak tanımlayan<br />
Bayar'ın, kurum olarak bu programlar ile<br />
ne amaçladıklarını dile getirdiği kısa konuşmasının<br />
ardından, SSM Uluslararası İşbirliği<br />
Daire Başkanı Sayın Lütfi Varoğlu da SSM'nin<br />
yapılanması, faaliyetleri ve hedeflerini içeren<br />
genel bir sunum yaptı ve basın mensuplarının<br />
sorularını yanıtladı. Sunumunda, SSM'nin yeni<br />
yapılanmasına da değinen Varoğlu, projelerin<br />
yürütüldüğü daire başkanlıklarının yeni<br />
durumu hakkında da bilgi verdi. Elektronik<br />
Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığının<br />
Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS)<br />
Daire Başkanlığına bağlandığını; Hava Araçları<br />
Daire Başkanlığının ise Uçak ve Helikopter<br />
Daire Başkanlığı olarak iki daire başkanlığına<br />
bölündüğünü söyleyen Varoğlu, İHA'ların ise<br />
uçak biriminin altında yer aldığını belirtti.<br />
Projelerdeki gelişmelere bağlı olarak yeni<br />
düzenlemelerin de yapılacağını aktaran<br />
Varoğlu, SSM'nin bu konuda esnek bir yapıya<br />
sahip olduğunu vurguladı. Varoğlu ayrıca,<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Destekleme Fonu finansmanları<br />
sayesinde, kurum olarak sahip<br />
oldukları esnekliğin bütçeler açısından da<br />
sürdüğünü söyledi.<br />
Varoğlu, hemen hemen her gelişmiş ülkede,<br />
savunma sanayisi politikalarını belirleyen,<br />
tedarik yapan ve bunlara finansman sağlayan<br />
SSM benzeri bir kurumun bulunduğunu<br />
söyledi. Varoğlu, Ar-Ge ve teknoloji<br />
yönetiminin yanı sıra sanayi katılımı ve offseti<br />
planlayan ve bunların hem kalite hem de sanayi<br />
güvenliğini kontrol ederek değerlendirmeler<br />
yapan bu kurumların görevleri arasında,<br />
savunma sanayisiyle iş birliği ve ihracatın da<br />
bulunduğunu anlattı. Son donemde yurt<br />
dışında yapılan sunumlarda, SSM'nin çalışma<br />
yapısı ve SSM'nin görev çerçevesini oluşturan<br />
yasa ile ilgili olarak olumlu tepkiler aldıklarına<br />
da dikkat çeken Varoğlu, özellikle Körfez<br />
ülkeleri için SSM'nin bir model olarak<br />
düşünüldüğünü de sözlerine ekledi.<br />
Zaman En Önemli Faktörlerden<br />
SSM'nin tedarik süreçleri hakkında da bilgi<br />
veren Varoğlu, uzun vadede, hem yatırım<br />
yapılması gereken alanların belirlenmesi hem<br />
de yatırım yapılan alanlardan teknoloji<br />
kazanabilmek için sektörün sahip olduğunu<br />
altyapı ve imkânların bilinmesinin şart olduğu<br />
söylerken, zaman faktörünün buradaki en<br />
önemli belirleyici unsur olduğunun altını çizdi.<br />
En başta zaman ve ardından sahip olunan<br />
bütçe doğrultusunda, hedeflenilen teknolojiyi<br />
kazanmanın olabilirliğinin değerlendirilmesinin<br />
en önemli hususu oluşturduğunu<br />
söyleyen Varoğlu, "Eğer bu sorunun yanıtı<br />
olumlu ise ve ürün geliştirmeye değer bir<br />
ürünse ürün geliştirme bizim için birinci öncelik<br />
oluyor" dedi. Ayrıca, tedarik makamı olarak,<br />
ürünün geliştirilip teslim edilmesi ile görevlerinin<br />
tamamlanmış olmadığına da dikkat<br />
çeken Varoğlu, "Ürünleri, sektörün sürekliliğini<br />
sağlayacak şekilde kullanabilmek, pazara<br />
çıkartabilmek ve başka bir ülkeye satılabilir<br />
hale getirmek de ayrı bir konu" dedi.<br />
Uluslararası Konsorsiyumlar ve İş Birlikleri<br />
Artıyor<br />
Gerek ekonomik sıkıntılar gerekse bir ülkenin<br />
tek başına geliştirdiği sistemlerin ihracatının<br />
zor olması gibi birtakım nedenlerden ötürü,<br />
ABD'nin ve pek çok ülkenin, tek başına ürün<br />
geliştirmekten giderek uzaklaştığına da<br />
değinen Varoğlu, son zamanlarda giderek<br />
uluslararası konsorsiyumlar ve iş birliklerinin<br />
arttığına da dikkat çekti. <strong>Savunma</strong> sanayisinde,<br />
bu dönüşümün özellikle ABD'nin teknoloji<br />
paylaşımına sınırlama getirmesi ve hatta<br />
durdurmasının ardından, özellikle Avrupa’da<br />
başlayan sürecin diğer coğrafyalara da<br />
yayıldığını belirten Varoğlu, "Artık herkes bir<br />
ortak arıyor. Ancak bu sadece finansman<br />
paylaşımı için değil, teknolojiyi de beraber<br />
paylaşmayı göze almakla ilgili" dedi. Varoğlu,<br />
ortaklıkla ilgili tüm ihtimallerin değerlendirilmeye<br />
alınmasının ardından da en son tercih
Haberler<br />
olarak doğrudan tedarik modellerine başvurduklarını<br />
belirtti. Avrupa savunma pazarının<br />
birleştirildiği, radar ve gemi projeleri gibi pek<br />
çok ortak projenin yürütüldüğü OCCAR (The<br />
Organisation for Joint Armament Cooperation)<br />
da değinen Varoğlu, OCCAR üyeliği ile ilgili<br />
sürecin devam ettiğini ve Türkiye'nin üyeliğinin<br />
kabul edilmesi halinde bu kuruluş aracılığıyla<br />
pek cok projeye ortak olmak için fırsat elde<br />
edileceğini söyledi. Günümüzde, proje<br />
ortaklığı yaklaşımının, özellikle Kuzey Afrika,<br />
Kafkasya ve Körfez ülkeleri arasında çok cazip<br />
bir model haline geldiğini de söyleyen Varoğlu,<br />
ANKA projesi ve benzeri çalışmaların, ABD'nin<br />
JSF'de yaptığı gibi, ortaklık talebi toplayabileceğine<br />
dikkat çekti. Varoğlu, böyle bir<br />
ortaklıkla elde edilecek avantajın, özellikle satış<br />
garantisi açısından kendisini gösterdiğini<br />
söyledi.<br />
<strong>Savunma</strong> İhracatında Devlet Desteği Önemli<br />
SSM'nin sürdürdüğü diğer faaliyetlerle ilgili<br />
olarak, "Tanıtım faaliyetlerimiz var, uluslararası<br />
fuarlara katılıyoruz. İhraç edebileceğimiz<br />
ürünler arttıkça, oradaki ihaleleri takip<br />
edebilecek hale gelmek ve Türkiye'deki<br />
firmaları o ülkelerle irtibatlandıracak ofislerin<br />
olması gerekiyor" diyen Varoğlu, savunma<br />
sektöründe iş yapılacak ülkelerin, devlet<br />
kademesinde bir muhatap görmek istediğine<br />
dikkat çekti ve devletin destek verdiği,<br />
arkasında durduğu ürün ve firmalarla çalışmaya<br />
daha sıcak bakıldığını belirtti. Bu<br />
anlamda, ABD ve Türkiye arasındaki projeleri<br />
takıp etmek ve ABD pazarına yönelik<br />
şirketlerimize bilgi aktarabilmek adına kurulan<br />
Washington'daki SSM ofisinin, Ekim ayından<br />
beri çalıştığına da değinen Varoğlu,<br />
Kazakistan'daki, yüzde 50'si Kazakistan<br />
Engineering firmasına, yüzde 49’u ASELSAN'a<br />
ve yüzde 1’i SSM'ye ait ortak yatırım şirketinin<br />
kuruluş çalışmalarından da bahsetti. Varoğlu,<br />
SSM'nin Kazakistan'da kurulan ortak yatırım<br />
şirketindeki varlığının nedeninin, sadece<br />
ASELSAN'ın ürünlerini ihraç etmek değil diğer<br />
şirketlerin ihracatlarında da yardımcı olmak<br />
olduğunu belirtti ve ortak yatırım şirketi modelini<br />
de ilk defa burada denediklerini söyledi.<br />
Geleceğe Yatırım Yapmak Gerekiyor<br />
"Geleceğe yatırım yapmak gerekiyor, para<br />
ayıracaksınız, proje hazırlayacaksınız, Ar-Ge<br />
yapacaksınız ve tüm bu yatırımları son güne<br />
bırakmayacaksınız ki eksiklerinizi önceden<br />
giderebilesiniz" diyen Varoğlu, SSM'nin, İleri<br />
Teknoloji Parkı (İTEP) gibi girişimlerine de<br />
değindi. SSM'nin 2016ya doğru sektör<br />
ihracatının 2 milyar dolara çıkartılması hedefi<br />
bulunduğunu söyleyen Varoğlu, özellikle<br />
teknoloji yoğun, liderlik yapabilecek teknolojilere<br />
eğilmeyi planladıklarını da belirtti.<br />
Varoğlu ihracat kredisi konusuna da değindiği<br />
konuşmasında, "Eğer Eximbank'ın kuruluş<br />
yasasında, savunma ürünlerinin kredili satışlarına<br />
izin verilseydi, muhtemelen biz en yoğun<br />
kullanıcı olurduk" dedi ve hem askeri alanda<br />
hem de sivilde kullanılabilen ürünler için kredi<br />
çıkartmaya başladıklarını sözlerine ekledi.<br />
TSK'nın ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin<br />
süreçler hakkında da basının bilgilendirildiği<br />
toplantının ardından TUSAŞ tesislerine doğru<br />
hareket edildi.<br />
IDEX'İN PARLAYAN YILDIZI: TÜRKİYE<br />
01 Mart 2011<br />
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)'nin başkenti Abu<br />
Dhabi'de, 20-24 Şubat arasında, 10'uncusu icra<br />
edilen IDEX 2011 fuarı, gerek katılımcıların<br />
sayısal çokluğu gerekse sergilenen ürün ve<br />
sistemlerin zenginliği açısından çok başarılı bir<br />
etkinlik olarak geride bırakıldı. Sayın Devlet<br />
Başkanı Şeyh Khalifa bin Zayed al Nahyan'ın<br />
himayesinde, Abu Dhabi National Exhibition<br />
Company (ADNEC) tarafından, BAE Silahlı<br />
Kuvvetleri iş birliğiyle organize edilen IDEX,<br />
rekor seviyede bir katılıma da sahne oldu. IDEX,<br />
eş zamanlı icra edilen, denizcilik fuarı NAVDEX<br />
ile birlikte, 52 ülkeden 1060 katılımcı firma ile<br />
60.000 ziyaretçinin yanı sıra 100'den fazla<br />
resmi heyeti de ağırladı.<br />
Yeni Zelanda. Avustralya ve BAE askeri<br />
bandolarının çaldığı marşlar eşliğinde icra<br />
edilen bir resmi geçitle başlayan fuarın açılış<br />
töreni, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi. yine<br />
oldukça gösterişliydi...<br />
Hava ve deniz sistemlerinin yanında genel<br />
olarak kara sistemlerinin öne çıktığı IDEX ile eş<br />
zamanlı olarak düzenlenen ve sadece deniz<br />
sistemlerine odaklanan NAVDEX fuarına da<br />
kısaca değinmekte yarar var. 80 civarında<br />
katılımcısı olan NAVDEX, gerek katılımcı sayısı<br />
gerekse ziyaretçi sayısı açısından IDEX'in<br />
gölgesinde kalmış gibi görünüyordu.<br />
Her ne kadar katılımcı firmalar açısından çok<br />
yüksek bir profil sergilense de son dönemde<br />
Kuzey Afrika ve paralelinde Arap dünyasında<br />
yaşanan gelişmelerin etkisiyle olsa gerek. IDEX<br />
resmi heyet sayısı ve seviyesi açısından oldukça<br />
düşük bir profil sergiledi. Bu durumun, Avrupa<br />
ve ABD'nin yanı sıra özellikle Orta Doğu ve<br />
Afrika'dan gelen katılımcılar tarafından büyük<br />
memnuniyetsizlik yarattığının da altını çizmek<br />
gerekiyor.<br />
Heyetlerden bahsetmişken, BAE Veliaht Prensi<br />
Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan'ın, fuarı<br />
sade bir vatandaş gibi dolaşarak stantları<br />
ziyaret ettiği de gözlerden kaçmadı. 5 gün<br />
süren fuarda, BAE Silahlı Kuvvetlerinin<br />
ihtiyaçlarına yönelik, 14,5 milyar BAE dirhemi<br />
(yaklaşık 4 milyar dolar) değerinde anlaşmanın<br />
yanı sıra firmalar arasında iş birliklerine ilişkin<br />
duyurular da yapıldı. İş birliği anlaşmalarının<br />
bir tarafında daha çok BAE firmaları yer alsa da;<br />
MKEK-STM ve MKEK-Azerbaycan örneklerinde<br />
olduğu gibi, çok sayıda firma, bölgeyi<br />
ilgilendirmese bile, yapılacak iş birliği<br />
anlaşmasını duyurmak için IDEX'i seçmişti.<br />
1000'in üzerinde firma katılmış olsa da, fuar,<br />
BAE firmalarından TAWAZUN'un gövde<br />
gösterisi şeklinde geçti. Başta TAWAZUN olmak<br />
üzere, 169 firmayla IDEX'e katılan BAE<br />
savunma sanayisi, özellikle kara araçlarına<br />
yönelik çözümleriyle, gelişimini de gözler<br />
önüne serdi. BAE savunma sanayisindeki<br />
gelişimin bir diğer kanıtı da, bir önceki fuarın<br />
düzenlendiği 2009 yılına kıyasla, BAE'yi<br />
temsilen katılan firma sayısındaki, yaklaşık<br />
yüzde 50'lik artış oldu.<br />
Katılımcı ülkeler açısından değerlendirdiğimizde<br />
ise özellikle Çin ve Rusya Federasyonu'nun,<br />
bölgeye verdikleri önemin de bir göstergesi<br />
olarak, hem katılım alanının büyüklüğü hem<br />
de, maketleriyle bile olsa, sergilenen<br />
sistemlerin çeşidi açısından en gösterişli<br />
ülkeler olduğunu söyleyebiliriz.<br />
Fuarda dolaşırken, BAE Ordusu üniforması<br />
giyen çok sayıda İngiliz subayı ile karşılaşsanız<br />
da, belki de ihtiyaç duymadıklarından olsa<br />
gerek, diğer ülke katılımlarına kıyasla,<br />
İngiltere'nin katılımının sönük kaldığı da dikkat<br />
çekti. Milli <strong>Savunma</strong> Bakanımız Vecdi Gönül ve<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarı Murad Bayar ile<br />
Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanı Korgeneral<br />
Eyüp Kaptan'ın da katıldığı fuarda, Türkiye ise<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığının koordinasyonunda,<br />
41 firma ile yer aldı. Türkiye, ev sahibi<br />
BAE'yi dahil etmezsek, alan olarak, Almanya ve<br />
ABD'den sonra, IDEX'e katılan üçüncü büyük<br />
ülke oldu ve Rusya, Çin ve Fransa gibi ülkeleri<br />
geride bıraktı.<br />
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, resmi heyet<br />
katılımı açısından sönük geçen IDEX'te, Türk<br />
firmalarının, en çok ilgiyi Azerbaycan<br />
heyetlerinden gördüğünü söylememiz yanlış<br />
olmaz. Hem Azerbaycan <strong>Savunma</strong> Bakanı Sefer<br />
Abiyev hem de Azerbaycan <strong>Savunma</strong> Sanayi<br />
Bakanı Yaver Camalov, neredeyse Türk<br />
firmalarının tamamını ziyaret edip, ürünleri ve<br />
kabiliyetleri hakkında bilgi aldı.
SAVUNMA SANAYİİ GÜNDEMİ<br />
71<br />
<strong>Savunma</strong> sanayimizin, sergilenen yeni ürünler<br />
ve imzalanan iş birliği anlaşmalarıyla ağırlığını<br />
koyduğu IDEX'in, 2013 yılının 17-21 Şubat<br />
günleri arasında 11’incisinin gerçekleştirilmesi<br />
planlanıyor.<br />
HAVALI SANAYİ<br />
Havacılık sanayinin OSB'si Ankara'da kuruluyor.<br />
TAI’nin bitişiğinde yer alan “Akıncı” bölgesi,<br />
havacılık alanında çalışan firmalar için bir üs<br />
olacak<br />
Ankara havacılık sanayiinin de başkenti. TAl'nin<br />
bitişiğindeki bölge, havacılıkta çalışan<br />
firmaların üssü haline gelecek. OSB'lerdeki<br />
işletmelerin buluşacağı bölgenin adı Akıncı<br />
Havacılık Ovası olacak.<br />
MEMUR kenti imajından hızla sıyrılan ve<br />
'Sanayinin de Başkent'i' olma yolunda ilerleyen<br />
Ankara, havacılık sanayiinin de Türkiye'deki<br />
merkezi oluyor. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na<br />
bağlı 4. Ana Jet Üs Komutanlığının<br />
bulunduğu, eski adıyla 'Mürted' olarak bilinen<br />
'Akıncı' bölgesindeki 820 dönümlük Hazine<br />
arazisinin kullanım hakkı <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı'na devredilecek. Ankara'da<br />
havacılık sektöründe üretim yapan sanayi<br />
işletmelerinin tamamı otoyol ile dere arasında<br />
kalan bu bölgede toplanacak.<br />
Akıncı Havacılık Ovası<br />
04 Mart 2011<br />
Burada kentteki 5 ayrı Organize Sanayi<br />
Bölgesi'nde faaliyet gösteren ve havacılık<br />
alanında çalışan yardımcı sanayi firmaları<br />
taşınacak. Bölgeye 'Akıncı Havacılık Ovası' ismi<br />
verilecek. TAI'ye çalışan yan sanayi firmalarının<br />
bir araya gelmesiyle bölge Türkiye'nin de<br />
havacılık sanayi merkezi konumunu alacak.<br />
1984 yılında F-16 'Savaşan Şahin' uçaklarının<br />
ABD ile birlikte ortak üretimi amacıyla kurulan<br />
TAI, bugüne kadar 278 adet F-16 savaş uçağı,<br />
59 adet CN-235 tipi hafif nakliye uçağı, 34 adet<br />
SF-260 eğitim uçağı ve 30 adet AS-532<br />
helikopteri üretti. Tesislerde şu anda HÜRKUŞ<br />
milli eğitim uçağı, Göktürk uydusu, ATAK<br />
helikopteri, İnsansız Hava Aracı, AWACS<br />
havadan erken uyarı ihbar sistemi uçağı,<br />
A400M nakliye uçağı, uçak modernizasyonu<br />
projeleri gerçekleştirildi. Bunların yanı sıra, JSF<br />
projesi ve Boeing ile Airbus uçakları için parça<br />
üretimi çalışmaları da devam ediyor. TAl'nin 3<br />
bin 541 çalışanından bin 470'i mühendis.<br />
Bunların 900'ünün 'tasarım mühendisi' olması,<br />
TAl'nin artık kendi ürünlerini geliştiren bir<br />
fabrika olduğunun başlıca göstergesi. TAI<br />
tesisleri toplam 5 milyon metrekarelik bir alan<br />
üzerinde kurulu.<br />
ABD'den aldığı F-16 parçalarının montajı için<br />
kurulan TAI, dünyanın en çok kullanılan C-130<br />
nakliye uçaklarının aviyonik (havacılık<br />
elektroniği) modernizasyonu programında<br />
önemli bir aşamaya geldi. TAI, C-130 uçağına<br />
milli yazılım yükleyerek, 2 Mart'ta ilk defa<br />
uçurdu. Bir uçağın kontrol maksatlı olarak eşlik<br />
ettiği uçuş, yaklaşık bir saat sürdü. ABD'de<br />
Boeing tarafından yürütülen modernizasyon<br />
programı 2001'de başladı. ABD, 400 C-130<br />
uçağının 12 versiyonunu modernize etmeyi ve<br />
hepsine aynı görev bilgisayarı koymayı<br />
planladı. Uçakların farklı özellikleri nedeniyle<br />
program bütçeyi aştı ve sık sık kesintiye uğradı.<br />
Türkiye'de ise <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı<br />
(SSM) Ocak 2007'de TAI'ye, 7 adet C-130E ve 6<br />
adet C-130B olmak üzere toplam 13 uçağın 56<br />
ayda modernize edilmesi görevini verdi. İlk iki<br />
uçağın TAI'de, geri kalanların Hava Kuvvetleri<br />
Komutanlığı 2'nci Hava İkmal ve Bakım Merkezi<br />
Komutanlığı tesislerinde yenilenmesi planlandı.<br />
Programda 2 yıllık gecikme yaşandı<br />
ancak buna rağmen Türkiye, geç başladığı<br />
programda ABD'yi yakaladı. Uçakların son<br />
derece gelişmiş uçuş sistemleriyle donatılmasını<br />
öngören projeyle bütün uçuş<br />
sistemlerinin yenilenmesi ve milli yazılım<br />
kullanılması öngörüldü. Uçaklara 17 yeni<br />
sistem takıldı ve beş mevcut sistem bir üst<br />
modele yükseltildi. Uçakların uluslararası<br />
havacılık kurallarına uyumlu hale gelmesi, gece<br />
görüş sistemleriyle donatılması ve yedek parça<br />
sorununun çözülmesi amaçlandı. Uçağın dış<br />
görünüşünde bir anten dışında değişiklik<br />
bulunmuyor. Asıl değişiklik uçağın aviyonik adı<br />
verilen uçuş sistemlerinde görülüyor.<br />
Tamamıyla analog olan eski sistemlerin yerine<br />
TAI'de "glass cocpit" (cam kokpit) adı verilen<br />
dijital sistemler konuldu. Uçağın daha etkin<br />
kullanılmasını sağlayan bu sistem ile kokpitin<br />
görüntüsü eskiden soldaki gibiydi şimdi<br />
sağdaki gibi oldu. 2 bin 300'e yakın C-130<br />
Herkül uçağı, dünyada 50'den fazla ülkede<br />
kullanılıyor.<br />
Kıbrıs'a çıkarma yaptı<br />
06 Mart 2011<br />
Adını, Yunan mitolojisinde gücü temsil eden<br />
"Herkül" adlı tanrıdan alan C-130'lar, şimdi<br />
Lockheed Martin adını taşıyan firmanın<br />
geliştirdiği orta sınıf bir taktik nakliye uçakları.<br />
Türk Hava Kuvvetleri'nde bulunan bu uçaklar,<br />
Kıbns Barış Harekâtı'nda uçtu, Kıbns'a 2 bin 311<br />
paraşütçü ve 1238 ton malzeme taşıdı.<br />
07 Mart 2011<br />
SAVUNMA SANAYi MÜSTEŞARLIĞI HEDEF<br />
BÜYÜTTÜ: "ASKERI GEMİ YAPMAYI<br />
ÖĞRENDİK ŞİMDİ İHRAÇ EDECEĞİZ".<br />
Yerli tersanelere 60'ın üzerinde askeri bot ve<br />
gemi ihale eden <strong>Savunma</strong> Sanayİi Müsteşarlığı,<br />
onlarca yeni proje için tersanelerle görüşüyor.<br />
Diğer yandan da müsteşarlık, askeri gemilerin<br />
ihracatı için çeşitli ülkeler ile görüşmeler<br />
yapıyor.<br />
Türk Deniz Kuvvetleri için askeri bot ve gemi<br />
dizayn edip, inşa eden 7 tersane başta olmak<br />
üzere Türk tersaneleri, artık benzer gemileri<br />
dünyaya satmak istiyor. Bir elin parmaklarını<br />
geçmeyecek sayıda Türk tersanesi yıllardır<br />
çeşitli ülkelere askeri bot ve savunma amaçlı<br />
tekneler inşa edip ihraç etmeyi başardı.<br />
Tersanelerin şimdiki hedefi ise aynı ülkeler için<br />
askeri gemiler inşa etmek. <strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong><br />
Müsteşarlığı Deniz Araçları Daire Başkanı Sayın<br />
Serdar Demirel'e göre bunu yapmak mümkün,<br />
"Çünkü Türk tersaneleri askeri gemi dizaynı ve<br />
yapımını öğrendi, şimdi sıra satmaya geldi. Bu<br />
konuda çeşitli ülkeler ile görüşmelerimiz var"<br />
diyor Demirel. Wall Street Journal gazetesinin<br />
14 Şubat 2011 tarihli sayısında yayımladığı bir<br />
haber Demirel'in görüşlerini doğruluyor ve<br />
destekliyor. Habere göre Türkiye, İngiltere'nin<br />
2020'de kullanmaya başlayacağı Frigate 26 tipi<br />
savaş gemisi üretimine yardım edecek. Askeri<br />
gemi inşasında yerli sanayi kullanımını % 70'e<br />
çıkarmayı başaran Türk tersanelerinin hedefi<br />
ise çok daha farklı. 69'u faal 126 tersanenin<br />
bulunduğu Türkiye'de sadece yedi tersane<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong>ne gemi yapmak için onaylı.<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı tersane sayısını<br />
beşe düşürmeyi planlarken, birçok tersane<br />
askeri gemi yapabilecek şekilde yatırımlarını<br />
sürdürüyor. Türk tersaneleri arasında<br />
Avrupa'daki büyük kuruluşlar ile askeri gemi<br />
inşası için ortaklık görüşmesi yapanlar dahi var.<br />
Ocak 2011'de düzenlenen SMM İstanbul Gemi<br />
İnşa İhtisas Fuarı'nda konuşan Daire Başkanı<br />
Demirel, askeri gemi yapmanın son derece<br />
disiplinsel bir çalışma ve özel yatırımlar<br />
gerektirdiğini belirterek şu anda askeri gemi<br />
inşa eden tersanelerin para kazanamadığını<br />
vurguladı. Demirel, tersanelerin ne zaman<br />
kazanmaya başlayacağını ise şu sözlerle<br />
anlatıyor: "Bu işin üç aşaması var; yapmak,<br />
dizayn etmek ve satmak. MİLGEM'in açtığı<br />
yolda askeri gemi yapımı ve gerekli olan<br />
dizaynları yapma aşamasını geçtik şu anda<br />
satma kısmındayız. Bu gemiler ihraç edilmeye<br />
başlandığında tersaneler para kazanmaya<br />
başlayacaktır. Değişik ülkeler ile bu gemilerin
Haberler<br />
pazarlanması için görüşmelerimiz devam<br />
ediyor." Askeri projelerde yerli sanayi katkısını<br />
artırmak için çalışmalar yaptıklarını söyleyen<br />
Demirel, ana makinelerin de Türkiye'de<br />
üretilmesi için MTU ve bazı makine üreticilerinin<br />
çalışmaları olduğunu belirtiyor.<br />
Tersanelere 2 milyar dolar<br />
<strong>Savunma</strong> Sanayi Müsteşarlığı için 7 tersanede<br />
devam eden askeri projelerin finansman<br />
tutarının 2 milyar doları aştığı belirtiliyor. Türk<br />
tersaneleri ile anlaşması yapılan 60 civarında<br />
gemi ve bot projesi bulunuyor ve büyük<br />
kısmının inşası başlamış durumda. Müsteşarlık<br />
ayrıca 'Havuzlu Çıkarma Gemileri', 'Hava<br />
Yastıklı Çıkarma Aracı', 'Sismik Araştırma<br />
Gemisi', 'Denizde İkmal Muharebe Destek<br />
Gemisi' ve 'Yelkenli Okul Gemisi' gibi onlarca<br />
projeyi de yerli tersanelere ihale etmeyi<br />
planlıyor.<br />
LPD'ler için teklifler alınıyor<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı şu sıralarda<br />
Havuzlu Çıkarma Gemi'leri için tersanelerden<br />
teklif alıyor. 16 Mayıs 2011 tarihinde son<br />
bulacak tekliflerden sonra 36 deniz aracı için<br />
tersaneler belirlenecek. 2017'ye kadar<br />
tamamlanması planlanan proje kapsamında;<br />
"1 adet LPD, 27 adet Amfibi Zırhlı Hücum Aracı<br />
(AAV), 4 adet Çıkarma Aracı (LCM), 2 adet Araç<br />
ve Personel Çıkarma Aracı ( LCVP), 1 adet RHIB<br />
Bot ve 1 adet Komutan Vasıtası tedariği<br />
gerçekleştirilecek.<br />
Her şey MLGEM' ile başladı<br />
İhtiyaç duyduğu askeri bot ve gemileri yerli<br />
sanayiiden karşılamak hedefiyle yola çıkan<br />
<strong>Savunma</strong> <strong>Sanayii</strong> Müsteşarlığı, 90'lı yıllarda<br />
'Milli Gemi' projesi için çalışmalara başladı.<br />
Türk Donanması'nın ihtiyaç duyduğu gemileri<br />
ABD ve Avrupa'dan tedarik etmeye alışkın<br />
olanlar projeye imkansız gözüyle bakıyorlardı,<br />
ilk etapta askeri bot ve küçük deniz araçlarının<br />
yapımı ile başlandı ve ilk korvet için çalışmalar<br />
yapıldı, inşası plalanan 11 geminin ilk ikisi<br />
Pendik Askeri Tersanesi'nde inşa edilerek diğer<br />
gemilerin özel sektör tersanelerine açılması<br />
planlandı. Böylelikle Türk tersanelerinin askeri<br />
gemi yapmındaki kabiliyeti de geliştirilecekti.<br />
Projenin ilk gemisi TCE Heybeliada geçen yıl<br />
suya indirildi, ikinci geminin yapımı ise aynı<br />
tersanede devam ediyor. Daire Başkanı<br />
Demirel'e göre bu gemilerin özel sektöre<br />
açılması çok yakın.<br />
Özelikler:<br />
Boy: 99m<br />
Genişlik: 14.40m<br />
Dizayn draftı: 3.59m<br />
Deplasman: 2000t<br />
Ana makine: 2 x MTU 16V595TE90 dizel<br />
Sevk sistemi: 2 x Escher-VVyss CPP<br />
Maksimum hız: 29 knot<br />
Silahlar:<br />
8 x Harpoon Blok II SSM BB<br />
1 x 76mm OtoMelara Top<br />
1 x RAMPDSM[21 hücreli]<br />
2 x 324mm ikiz tüplü Torpido Sistemi (Mk 46/<br />
54 torpido)<br />
2 x 12.7mm STAMP (STAbilize Makine Platformu,<br />
ASELSAN)<br />
1 x S-70B SeaHawk