Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
the<br />
row.tumblr.com<br />
Anlamıyorsun<br />
İçim acıyor hiç bilmediğin kadar<br />
Anlamadığın kadar<br />
Bu şehrin sokakları dar geliyor bana<br />
Bu yağmurlar az geliyor bana<br />
Yuvam zindanım oluyor<br />
Rüyalarımsa kabuslarım.<br />
Meçhul bir illet kol geziyor içimde<br />
Sonra<br />
Gözyaşına dönüyor<br />
Usulca.<br />
Gözyaşım yanağımı deliyor<br />
Kaydığı anda<br />
Çirkinleşiyorum<br />
Anlamıyorsun.<br />
Soğuktu<br />
Bir geceliğine sonsuzluğu hediye etmişti Tanrı bu sokağa<br />
Yağmurla<br />
Karanlıkla<br />
Bazen annesini özlerdi. Bazen değil, hep özlerdi.. Boynundaki uçuk kolonya<br />
kokusunu, saçlarındaki akları, küçücük ellerini, ıslak yeşil gözlerini,<br />
kucağına yattığında annesinin kendi saçlarını özlercesine saçlarını<br />
okşamasını özlerdi.<br />
Böyle zamanlarda tek yapabildiği, bütün yayları kopmuş gıcırdayan<br />
yatağına yatıp ellerini saçlarının arasında dolaştırırken, sessizce ağlayarak<br />
uyuyakalmak olurdu.<br />
Bunu hiçbir zaman annesi gibi yapamazdı. Belki elleri fazla büyüktü, ya da<br />
fazla soğuk.<br />
Ölüyorum<br />
Ölüyorum diyorum size<br />
Bu iki küçük cümle öyle yüksek yankılandı ki beyninde, başı zonkluyordu.<br />
İkincisini hiçbir zaman sesli söyleyemedi.<br />
Zaten konuşacak kimsesi yoktu<br />
Kendi dışında<br />
Hissedeceği kimse yoktu<br />
Kendi dışında<br />
Onun gözyaşları kendi yanaklarından başka yeri ıslatamazdı<br />
Onun çığlıklarını sadece kendi kulakları duyardı<br />
Kimse gelmezdi<br />
O da kimseyi çağırmadı<br />
Sadece çığlık çığlığa<br />
Kendine sarılmaya çalıştı.