You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ATARAKSİYA<br />
kaset<br />
Giderken bütün eşyalarını toplamıştı. Dolabımıza baktığımda benim giysilerim<br />
kendi köşesinde yapayalnız bırakılmıştı. Kravatlarımın arasında etek boylarına<br />
sinir olduğum elbiseler karışmamıştı. Diş fırçamın üzerinde onun ıslak diş fırçası<br />
düşmemişti, terliklerim dikkatsiz bir tekmeyle sağa sola savrulmamıştı, perdeler<br />
açılmamıştı. Yokluğu her yanı kaplamıştı aslında. Salonun ortasında, mutfak<br />
tezgâhında, küvette, ahizelerin üzerinde, çekmecelerde, parkelerde kocaman bir<br />
cisim gibi yayılmıştı yokluğu. Onsuzluğu her yerde görmek mümkündü. Geriye hiç<br />
bir şey bırakmamıştı. Kapkara bir cisim gibi her yerden karşıma çıkan yokluğu<br />
dışında. Bir de bir kaset vardı. Kusursuzca hayatımın üzerinden çekip alınmış<br />
hayatına rağmen, eksiksizce hayatımdan çıkarılan eşyalarına rağmen sehpanın<br />
üzerine bırakılmış bir kaset.<br />
Tüm bu dikkate rağmen nasıl olduysa unutulmuş bir kaset ya da benim hep<br />
unutulduğunu sandığım. Onun yokluğunun acısını kaburgalarımda hissederken<br />
hiç de önemsemediğim hatta varlığını bile fark edemediğim bu kaseti, oynatmaya<br />
çalıştığımda içimde garip bir umut vardı. Bir yoluydu sanki onu geri getirmenin, bir<br />
imkândı sanki ama hiçbiri değildi. Duyabildiğim 3 dakika uzunluğunda koca bir<br />
sessizlikti. Hepsi o kadardı. Bu sessizliğe daha fazla dayanamayıp kaseti çıkarıp<br />
atmıştım. Ta ki onun yokluğunu doldurmaya çalışan, ama diş fırçamın üzerinde<br />
ıslak diş fırçasını göremediğim bir kadın onu bulana kadar.<br />
Hayatımın anlamı diye nitelediğim o güzel insan hayatımdan çıkalı 2 sene kadar<br />
olmuştu. Ben onsuzca yaşanabileceğini zor bela öğrenmiştim. Ondan bir şekilde<br />
haber alıyordum. Bir şekilde takip edebileceğim bir yol buluyordum onu fakat onu<br />
hissettirmeden bunu başarabilmek için mükemmel bir çaba harcıyordum. O<br />
benden sonra uzunca bir süre yalnız kalmıştı. Sonra biriyle denemiş yapamamış,<br />
sonra biriyle daha denemiş ve evlenmişti. Son aldığım habere göre de hamileydi.<br />
Bense ondan sonra kaç bedene sığınmıştım kim bilir. Üst üste koynuma aldığım<br />
her kızda hiç kabullenmesem de hep onu arıyordum. Hayatım alt üst olmuştu. Hiç<br />
kimseden hiç bir şeyden mutlu olmuyordum. Onu aldattığım kadınlar bile ilgimi<br />
çekmiyordu artık ama yine de yalnız da kalamıyordum. Ondan her haber<br />
aldığımda muhakkak biriyle sevişiyor ve bu üzüntüyü üzerimden atmaya<br />
çalışıyordum. Yine o günlerden biriydi. Hamile olduğunu öğrenmiştim.<br />
Yeni sevgilimi eve çağırdım ve kusursuz bir hazırlık yaptım. Aklıma her o<br />
geldiğinde daha bir hevesle sevişmiştim. Unutmak için daha da doruklarındaydım<br />
ve sonunda zafer benimdi. Yeni sevgilimse su içmek için içeri gitmişti ve uzunca<br />
bir süre gelmedi. Bir ara bir kaset sesi duyar gibi oldumsa da, yorgunluktan uykum<br />
bastırdığı için pek önemsememiştim ve sonrasında duyduğum ses hayatımın<br />
anlamına aitti;<br />
“Sevgilim, beni canından çok seven sevgilim. Sana bunları söylemek elbette çok<br />
zor fakat bir kere kırılınca kalp, bir kere bozulunca sevgi eskisi gibi olmuyor artık.<br />
O zaman da gitmek farz oluyor. Fakat her zaman bir umut vardır. Belki sen<br />
içindeki pisliği akıtır, arınabilirsin. Ben sadece benim olmanı isterdim ama olmadı.<br />
Fakat dedim ya hep bir umut vardır. Belki zehrin, yokluğumun verdiği acıyla akar<br />
vücudundan da arınırsın, işte o zaman bana gelebilirsin. Seni güzel günlerimizin<br />
hatırına affedebilirim. İnsan severken çok kelime buluyor da vedalaşırken boğazı<br />
düğümleniyor hep. Seni seviyorum. Hoşça kal”