Açılım Sayı:27 Ekim/Kasım 2012 - Samsun Ticaret ve Sanayi Odası
Açılım Sayı:27 Ekim/Kasım 2012 - Samsun Ticaret ve Sanayi Odası
Açılım Sayı:27 Ekim/Kasım 2012 - Samsun Ticaret ve Sanayi Odası
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
RÖPORTAJ<br />
süresinin 6.5 yıl olması. Kaliteden bahsetmiyorum,<br />
bizim eğitimimiz çok da kaliteli değil, yani<br />
6.5 yıl çok kaliteli bir eğitim <strong>ve</strong>rmiş de değiliz.<br />
Dolayısıyla Türkiye’nin önünde ciddi bir aşılması<br />
gereken ciddi engeller var. Toplam nüfusun<br />
eğitiminin süresini artırması lazım, hem de bunu<br />
daha kaliteli daha böyle analitik, becerileri<br />
geliştiren bir eğitim, ezberci değil de böyle daha<br />
soru çözme yeteneklerini geliştiren bir eğitim<br />
modeliyle yapması lazım. Ve bunu bugün yapmaya<br />
başlasa, dediğim gibi zaman alacak bir şey yani bu<br />
eğitim dediğimiz hani bugünden yarına sonuç<br />
<strong>ve</strong>ren bir şey değil. Kaldı ki Türkiye bir takım<br />
sorunların üzerine gitmek de çok çok çok isteksiz<br />
davranıyor. Mesela işte bir az önce bahsettiğim<br />
<strong>ve</strong>rgi reformu. Vergi reformu konusunda,<br />
inanılmaz bir ayak direme var, bütün hükümetler<br />
yani, şu andaki hükümet değil, biz gelir <strong>ve</strong>rgisi<br />
toplamak istemeyen bir toplumuz.<br />
Sizin söylediklerinizden, şu an bir kriz söz konusu<br />
değil ama çok da sağlam temeller üzerinde oturan<br />
bir ekonomimiz yok gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.<br />
Ekonomimiz pamuk ipliğine bağlı değil ama<br />
riskler var. En iyi ihtimalle ciddi bir kriz olmaz<br />
ama Türkiye kişi başına milli gelir bazında<br />
dünyada ortalarda yer alan bir ülke olarak sonsuza<br />
kadar kalabilir. Ben hatırlıyorum, isim <strong>ve</strong>rmeye<br />
de gerek yok, “Türkiye benim zamanımda<br />
şu kadar kilometre ek yol yaptı, şu kadar elektrik<br />
üretimi yaptı, şu kadar sayıda okul yapıldı” gibi<br />
istatistikler <strong>ve</strong>rmeye çok meraklı politikacılarımız<br />
vardı. Ama, “Biz bunu yaptık ama Kore ne yaptı,<br />
İrlanda ne yaptı, Yeni Zelanda ne yaptı?”<br />
sorulmadı. Düşünün bir çocuğa siz hiç bir şey<br />
yapmazsanız bile, sadece karnını doyurun sonuç<br />
olarak zaten büyüyor. Türkiye’de öyle. Demin<br />
saydığımız şeyler başarıymış gibi gösterildi.<br />
Büyüyen bir ülkede bunlar yapılacak tabi ki.<br />
Dolayısıyla burada anlamlı karşılaştırma, bizimle<br />
karşılaştırılma yapabileceğimiz ülkelerin ne<br />
yaptığıdır. Kore’ye 1950’ler itibariyle<br />
baktığımızda Türkiye’nin kişi başına düşen milli<br />
gelirin üç de bir seviyesinde. O yıllarda iki ülkeye<br />
bakıp, bunlardan hangisi batının standartlarına<br />
yaklaşma ihtimalleri vardır deseniz, bütün<br />
göstergeler Türkiye’yi gösteriyor. Türkiye şu anda<br />
bulunduğu nokta itibariyle çok fena değil ama<br />
bir Kore ile karşılaştırdığımızda bizden üç misli<br />
daha yaşam standardına sahip durumda. Yaşam<br />
standardı, yaşam beklentisi bizden çok daha yüksek.<br />
Yani benim için şu kadar yol yaptım, şu kadar<br />
işte şunu yaptım hiçbir şey ifade etmiyor.<br />
Türkiye’yi Kore ile karşılaştırmanız lazım.<br />
-Söz Kore’den açılmışken, hocam siz dünya<br />
ekonomisini bugün nasıl görüyorsunuz. Dünya<br />
2008 yılında bir kriz yaşadı <strong>ve</strong> bunun etkileri hala<br />
devam ediyor. Bundan sonrası için öngörünüz<br />
nedir?<br />
Aslında bu çok öngörü yapılması zor bir konu.<br />
Biraz önce 2023 yılında Türkiye’nin ilk 10 ülke<br />
arasına girme hedefine girme sorusuna daha<br />
rahatlıkla gerçekçi değildir diyebildim ama bunda<br />
bir takı öngörüleri söylemek daha zor. Kriz<br />
geçmedi. Ama şunu söyleyebilirim ki; Türkiye bu<br />
krizde iyi bir performans gösterdi. Bunu kabul<br />
etmek lazım. Özellikle krizin en önemli<br />
göstergelerinden işsizlik açısından baktığınızda,<br />
Türkiye’de şu an itibariyle küresel kriz öncesindeki<br />
işsizlik oranlarının daha altında işsizlik var.<br />
Dolayısıyla Türkiye’nin etrafı krizden kötü etkilenen<br />
ülkelerle sarılı olduğu halde, tehlikeli sularda<br />
ustalıkla manevra yapmayı büyük ölçüde başardı.<br />
Bu çok da kolay bir şey değildi. Çünkü,<br />
Türkiye’nin en çok ihracat pazarı olan Avrupa<br />
Birliği krizle birlikte, Almanya’yı saymazsanız topyekün<br />
büyük bir çöküş yaşadı. Türkiye, Avrupa<br />
Birliği’nde daralan ihracat pazarını Ortadoğu’ya<br />
yönlendirdi. Ortadoğu ülkelerine ihracat yaparak,<br />
daralan pazarını telafi etmek konusunda başarılı<br />
oldu. Ama bunun yarattığı riskler de var ama özel<br />
zamanlar, özel tedbirleri gerektirir. Onun için<br />
Türkiye’nin krizdeki performansı çok da fena<br />
değildi. Türkiye’nin gıbda edilecek bir düşük<br />
işsizlik oranı var, yine Türkiye’nin gıbda edilecek<br />
büyüme performansı var. Türkiye’nin işsizlikle mücadelede<br />
başarılı olduğunu hatırlattıktan sonra<br />
kalan risk alanlarından biri cari açıktı. Türkiye’de<br />
cari açığın en duyarlı olduğu şey kurdan da ziyade<br />
gelir kalemi. Yani milli gelir artışı hızlı olduğu<br />
sürece Türkiye’de cari açığın hızlı büyümesine yol<br />
açıyor. Beraberinde de ithal talebimiz de hızla<br />
artıyor. Mesela üretim seviyemiz arttıkça dışa<br />
bağımlı olduğumuz petrol ürünleri tüketimimiz<br />
çok artıyor. Büyümenin nispeten yavaşladığı bu<br />
dönemde, ithal talebimiz de düşüyor <strong>ve</strong> cari<br />
açığımız makul seviyelere iniyor. Türkiye<br />
ekonomisinin hala yumuşak karnının cari açıktır<br />
diye düşünüyorum. Ama bugünden yarına bir kriz<br />
bekliyor muyum, hayır. Bugün dünyada belirsizliklerin<br />
çok fazla olduğu bir dönemdeyiz. Böyle<br />
ortamlarda ihtiyati konuşmamız lazım. Açıkçası<br />
Türkiye ekonomisi için bir kriz riski olduğunu<br />
düşünmüyorum.<br />
STSO AÇILIM 51 <strong>Ekim</strong> - Kasım <strong>2012</strong>