KONUK YAZAR Kalkınma Planının uygulama <strong>ve</strong> yürütülmesinde; kamu işletmelerinin <strong>ve</strong> fabrikalarının kurulmasında İş Bankası gerekli finansman desteğini sağlamıştır. 1929’dan sonra temel hedef devlet eli ile sanayileşme, kamu sektörü ağırlıklı büyüme olmuştur. Buna, “devletçilik” ilkesi denilmektedir. Osmanlı borçları <strong>ve</strong> aşar <strong>ve</strong>rgisinin kaldırılması nedeni ile yurtiçi ekonomide yeterli sermaye oluşamamış <strong>ve</strong> özel sektör yatırımlarına dayalı büyüme yetersiz kalmıştır. Bu nedenle 1929 küresel krizin patlak <strong>ve</strong>rmesi ile de ekonomiye <strong>ve</strong> yatırımlara müdahale gereği doğmuş <strong>ve</strong> kamu eksenli yatırım <strong>ve</strong> büyüme dönemine geçilmiştir. 1923-1929 döneminde sermaye yetersizliği nedeni ile gerekli yatırımlar yapılamamıştır. Bu dönemde daha çok Türkiye’nin modernleşmesine yönelik sosyal anlamda devrim <strong>ve</strong> ilkeler benimsenmiştir. Gerekli ekonomik yatırımlar kamu desteği ile 1929’dan sonra yapılmıştır. Düyun-u Umumiye borçları <strong>ve</strong> aşar <strong>ve</strong>rgisinin azalması sonucu (tarım <strong>ve</strong>rgisi) devlet gelirleri azalmış <strong>ve</strong> iç piyasada yeterli para stoku, sermaye stoku oluşamamıştır. Bu özel sektör yatırımlarını olumsuz etkilemiştir. Nitekim gelir yetersizliğinden dolayı, 1926 yılında açık bütçe yapılmış <strong>ve</strong> onaylanmıştır. Bu dönemde 1929 krizi ile birlikte ekonomide deflasyon görülmüş <strong>ve</strong> fiyatlar hızla düşmüştür. Bu milli geliri de azaltmıştır. 2008 yılında başlayan küresel krizide ise temel sorun resesyondur. Bugünkü resesyon’un temel nedeni kamu borçları <strong>ve</strong> devlet borçlarıdır. 1929 yılında görülen deflasyonun temel nedeni ise içerde Düyun-u Umumiye borçları, aşar <strong>ve</strong>rgisinin kaldırılması <strong>ve</strong> dışarda küresel krizdir. 2. 1930 I.<strong>Sanayi</strong> Kongresi <strong>ve</strong> 1.Beş Yıllık Kalkınma Planı: Devlet Kapitalizmi 23 Nisan 1930 tarihinde 1.<strong>Sanayi</strong> Kongresi yapılmıştır. 1930 yılında toplanan bu kongre ile 1930’larda yapılan sanayi hamlesinin temelleri atılmıştır. Bu kongreyi takiben 1933-1938 1.Beş Yıllık <strong>Sanayi</strong> Planı hzaırlanmıştır. 1923 1.İktisat Kongresinde ülkenin izleyeceği ekonomi politikaları benimsenmiştir (liberal ekonomi- özel sektör ağırlıklı). 1930, 1.<strong>Sanayi</strong> Kongresi ile büyümenin kamu yatırımları ile olması gerektiği, kamu işletmelerinin kurulması fikri ön plana çıkmıştır. Örneğin, 1923 İktisat Kongresi ile İş Bankası kurulmuş, <strong>ve</strong> bankaya kalkınmanın <strong>ve</strong> sanayileşmenin finansmanı görevi <strong>ve</strong>rilmiştir. 1930 1.<strong>Sanayi</strong> Konresinde “milli ekonomi” ilkesi benimsenmiştir. Cumhuriyetin 6 ilkesinden biri olan “devletçilik” ilkesi bu kongre ile uygulanmaya başlamıştır. Devletçilik, sanayileşmenin devlet eli ile yapılması <strong>ve</strong> devlet tarafından kamu işletmesi kurulması, ilkesidir. Buna göre Ulu Önder Atatürk’ün iktisadi anlayışta sosyalizme yakın olduğu, ekonomik büyümenin devlet eli ile yapılması düşüncesine daha yakın olduğu, söylenebilir. Atatürk ekonomik kalkınma <strong>ve</strong> sanayileşmede devletin <strong>ve</strong> kamu işletmelerinin önemine inanmaktadır. Buna devletçilik ilkesi denilmektedir. Devletçilik ilkesi 1931 yılında CHP parti programına girmiştir (1930 1.<strong>Sanayi</strong> Kongresinden sonra). Devletçilik ilkesi ilk olarak 1933 1.<strong>Sanayi</strong> Planında uygulanmış <strong>ve</strong> devlet tarafından kamu işletmeleri kurulmuştur. Devletçilik ilkesi, devlet eli ile sanayileşmedir. Devletçilik ilkesine göre, “büyük ölçekli işletmeler devlet tarafından kurulup işletilmelidir”. 1934 yılından itibaren devletçilik ilkesi uygulanmaya başlamış <strong>ve</strong> yatırım malları ithalatı artış göstermiştir. Devlet Kapitalizmi ise devlet eli ile fabrika <strong>ve</strong> işletme kurulması <strong>ve</strong> bunların finansmanının yani sermayesinin yine devlet tarafından yapılması olarak tanımlanabilir. Bu 1923-1938 döneminde kamu bankaları aracılığı ile yapılmıştır. 1930 <strong>Sanayi</strong> kongresi <strong>ve</strong> 1933 1. <strong>Sanayi</strong> Planı ile kamu işletmeleri kurma kararı alınmış <strong>ve</strong> bu işletmeler kamu bankaları <strong>ve</strong> devlet tarafından desteklenmiştir. 3. 1923-1938: Kamu Bankaları <strong>ve</strong> Ekonomik Gelişmedeki Rolü 1923-1938 döneminde çeşitli kamu bankaları kurulmuş <strong>ve</strong> bu bankalara kalkınmanın finansmanı, sektörel destek görevi <strong>ve</strong>rilmiştir. Her bir bankanın özel bir görevi vardır <strong>ve</strong> belirli bir sektörü desteklemektedir. Örneğin, <strong>Sanayi</strong> <strong>ve</strong> Maadin Bankası 1925 yılında sanayi işletmelerini <strong>ve</strong> maden işletmelerini desteklemek <strong>ve</strong> finanse etmek için kurulmuştur. Emlak Bankası 19<strong>27</strong> yılında konut <strong>ve</strong> inşaat sektörünü finanse etmek için kurulmuştur. Ziraat Bankası 1924 yılında tarımı desteklemek, çiftçiyi desteklemek <strong>ve</strong> tarımsal kredi <strong>ve</strong>rmek için kurulmuştur. 1930 yılında T.C. Merkez Bankası kurulmuştur. Bunlar kamu bankalarıdır. 1945 yılından sonra ise özel bankalar kurulmuş fakat bunların belirgin bir görevi yoktur. Daha çok şube bankacılığı ile mevduat toplamayı hedeflemektedirler. Kamu bankalarının kurulması <strong>ve</strong> bunların kamu işletmeleri kurmak için gerekli sermayeyi sağlaması “devlet kapitalizmi” olarak isimlendirilebilir. Atatürk döneminde uygulanan devlet eli ile fabrikaların kurulması; devlet tarafından kamu işletmelerinin kurulması <strong>ve</strong> bu kuruluşlara özel bankalar tarafından sermaye desteği <strong>ve</strong>rilmesi, devlet kapitalizmi olarak açıklanabilir. Benzer şekilde Türkiye Ekonomisi 2001-2010 döneminde de “devlet kapitalizmi” uygulandığı söylenebilir. Bu dönemde devlet yardımı ile özel işletmeler teşvik edilmiştir. Fakat bu sefer sermaye özel sektörün kontrolündedir. Atatürk Döneminde şirketlerin sermayesi kamu sektörünün elindedir. Sonuç: Ekonomik Kronoloji 1923-1929, liberal ekonomik politikalar (özel sektör) 1929-1938, devletçilik ilkesi, devlet kapitalizmi, 1.Beş Yıllık <strong>Sanayi</strong> Planı, kamu destekli büyüme 1950-1960, dışa açılma, altyapı yatırımları 1960-1980, Planlı dönem, Beş yıllık kalkınma planları, Turbulans, büyümede iniş <strong>ve</strong> çıkışlar 1980-2001, 24 Ocak kararları, neo-liberal uygulamalar 2001-<strong>2012</strong>, Devlet kapitalizmi, Gümrük Birliği, özel sektör odaklı büyüme, liberal ekonomi 1938-1950, 2.Dünya Savaşı, Uluslararası kurumlara üyelik (IMF, BM, Dünya Bankası, OECD vb.) Sonuç olarak, Türkiye Ekonomisi’nde 1929-1938 yılları arasında <strong>ve</strong> 2001- 2010 tarihleri arasında devlet kapitalizmi uygulandığı ifade edilebilir. İki dönem arasındaki farklılık, 1929-1938 yılları arasında işletmeler devlet tarafından kurulmuştur, sermaye devletin elindedir. 2001-2010 döneminde ise işletmeler özel sektör tarafından kurulmuş <strong>ve</strong> sermaye özel sektörün elindedir. Bu dönemde yine kamu işletmelerinin özelleştirilmesine önem <strong>ve</strong>rilmiştir. Devlet kapitalizmi için, kalkınmada <strong>ve</strong> büyümede Türkiye Modeli olarak denilebilir. 1 Bu çalışma İTO İstanbul <strong>Ticaret</strong> Odası yayınları, Prof.Dr.Erdoğan Alkin, “Kurumlarla Yakın Ekonomi Tarihi”, eseri dikkate alınarak hazırlanmıştır. Yayın No: 2010-55. Makalenin kendine ait özgün görüşleri bulunmaktadır. STSO AÇILIM 41 <strong>Ekim</strong> - Kasım <strong>2012</strong>
ODAMIZDAN HABERLER Seral Pamuk yaşlıları ağırladı <strong>Samsun</strong> Büyükşehir Belediyesi Huzurevi <strong>ve</strong> Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Huzurevi Bakım <strong>ve</strong> Rehabilitasyon Merkezi’nde barınan yaşlılar, Organize <strong>Sanayi</strong> Bölgesi’nde faaliyet gösteren Seral Pamuk Elyaf <strong>Sanayi</strong>’yi ziyaret etti. STSO AÇILIM 42 <strong>Ekim</strong> - Kasım <strong>2012</strong>