Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Röportaj<br />
“Her zaman tüm tasarımlardaki arayışım: Daha önce yapılmamış bir şeyi ortaya<br />
çıkarabilmek. Bu tekne de olabilir, teknenin bir detayı da. ”<br />
ÜRÜN & YAT TASARIMCISI<br />
<strong>Can</strong> <strong>YALMAN</strong><br />
• <strong>Can</strong> Yalman neden tasarımcı oldu? Mesleğe<br />
nereden başladı, nasıl devam etti? Kısaca<br />
<strong>Can</strong> Yalman’ın tasarımcı kimliğini kazanmasının<br />
hikâyesini merak ediyoruz.<br />
<strong>Can</strong> <strong>YALMAN</strong>: Ben Endüstri Ürünleri Tasarımcısı<br />
olmak için yola çıkmadım; reklam<br />
sektöründe çalışmayı hedefliyordum. İlk<br />
genel eğitim senesinde, tanıtımlarda en çok<br />
ilgimi çeken şey endüstriyel tasarım oldu.<br />
Tasarımın, fotoğraf makinesinden sörf tahtasına,<br />
kaykayına, bisikletine kadar gençken<br />
ilgi duyduğunuz birçok objeyi, sizin yaklaşımınıza<br />
göre tekrardan yaratma imkânı<br />
sağladığını gördüm. Çok ilginç gelmişti<br />
bana ama geriye dönüp baktığımda işin hangi<br />
noktası beni endüstri ürünleri tasarımına<br />
yöneltti tam olarak belirleyemiyorum. Uzun<br />
zamandır o püf noktayı bulmaya çalışıyorum.<br />
Çocukluğumu düşünüyorum…<br />
Küçükken Legolarla oynardım mesela böyle<br />
yapboz tarzında şeylerle. Müzik setlerini<br />
bir araya getirirdim; kuzenlerimle beraber<br />
otomobil toplardım. Objeler nasıl çalışır,<br />
içinde ne vardır? Bu ilginin büyük ölçüde<br />
etkisi var, sanıyorum. Ayrıca ellerimle bir<br />
şeyler yapmayı severim.<br />
Sanırım bütün bunlar endüstriyel tasarımın<br />
cazibesini artırdı. Aslında biraz da mesleğim<br />
beni seçti.<br />
New York’ta Parsons The New School For<br />
Design’da başladı, ilk temel endüstriyel tasarım<br />
eğitimim ve ben orada hem mobilya<br />
tasarımı hem de endüstriyel tasarım okudum.<br />
New York’ta üç sene boyunca şehir içinde<br />
profesyonel tasarımcıların da gelip bize eğitim<br />
verdikleri bir ortamda, piyasada yer edinmiş<br />
hocaların verdiği dersleri alarak mezun olduk.<br />
Endüstriyel tasarımdan mezun olduğum zaman<br />
elimde birçok fırsat olduğunu düşünerek<br />
Türkiye’ye geri dönmek istedim; çünkü<br />
Türkiye’de endüstriyel tasarım çok fazla<br />
bilinen bir meslek değildi ve öğrendiklerimi<br />
uygulayabileceğim yüzlerce ürün vardı.<br />
Türkiye’ye geldiğimde, ilk klasiklerden<br />
nargile, mangal gibi Türk kültürünün yapı<br />
taşlarını, obje olarak tekrardan yorumlama<br />
gibi bir hedefim vardı.<br />
Türkiye’ye geldim ve şamdanlar, küçük ev<br />
eşyaları, aksesuar türü şeyler tasarladım,<br />
ürettirdim. Bunları değişik firmalara götürdüm<br />
ve “Bunları benden alır mısınız?” dedim.<br />
O zaman tabii, Türkiye’de tasarım çok<br />
oturmuş değil, karşılarında da bir çocuk<br />
görüyorlar. Dolayısıyla negatif dönüşler al-<br />
ŞUBAT 2011<br />
153
Röportaj<br />
dım. “Biz bunu zaten yaparız; hem de daha<br />
ucuza yaparız!” yaklaşımıyla karşılaştıktan<br />
sonra dedim ki; bu iş pek böyle olmayacak<br />
gibi. Sonra Arçelik’te tasarım bölümüne<br />
girmeye karar verdim. Yedi sene de onların<br />
yanında, endüstriyel tasarım bölümünde tasarımcılık<br />
yaptım. Bu benim için ikinci bir<br />
eğitim oldu. Tüm pazarlama, üretim, satış,<br />
lojistik, üst yönetimle olan ilişkiler… Bütün<br />
bir şirket içinde, değişik üretim fabrikaları<br />
ve değişik şehirlerde olan üretimin mühendislikle<br />
bir araya gelip tek bir endüstriyel<br />
tasarım bölümünden ortaya çıkmasındaki<br />
tüm unsurların hepsini yaşadım. Hepsi okul<br />
kadar önemli bir deneyimdi benim için. Yedi<br />
senenin sonunda “Acaba Amerika’ya dönüp<br />
biraz daha eğitim almalı mıyım?” diye<br />
düşünürken kendi tasarım ofisimi kurmaya<br />
karar verdim. Eninde sonunda yapmak istediğim<br />
de oydu zaten. Bir an evvel işin içine<br />
girip ellerimi biraz kirletmek istedim. İlk işlerimden<br />
biri <strong>Numarine</strong> ile oldu. Ben şirketi<br />
kurduktan yaklaşık bir sene sonra, Ömer<br />
Malaz’la bir araya gelip, onun yeni kuracağı<br />
tersanenin yat tasarımlarına destek olmamı<br />
istedi. Tek başıma yapacağım bir iş değildi.<br />
Projenin içinde İtalyan Gemi İnşa Mühendisi<br />
Umberto Tagliavini, Thomas Spadolini<br />
diye çok köklü bir İtalyan tasarımcı vardı ve<br />
bu işi Türkiye’den götürecek kişi olarak da<br />
beni seçtiler. Aslında çok güzel bir ortaklık<br />
oldu. Teknenin dış formlarında Umberto ve<br />
Thomas’tan aldığımız bilgileri harmanlayıp<br />
güzel bir seri yakaladık. Her proje benim için<br />
bir eğitim süreci. Bugün geldiğimiz noktada<br />
<strong>Numarine</strong> için 9 tane tekne tasarladım.<br />
Başka firmalar için de birçok tekne tasarımı<br />
yaptık. O yüzden tekne konusunda belli bir<br />
uzmanlığa eriştik. Seramik konusunda da<br />
öyle... Mobilyaya da giriyoruz. Her zaman<br />
tüm tasarımlardaki arayışım: Daha önce yapılmamış<br />
bir şeyi ortaya çıkarabilmek. Bu<br />
tekne de olabilir, teknenin bir detayı da. Teknede<br />
yenilik çıkarabilmek için sizin o tekneyi,<br />
o teknedeki yaşamı çok iyi biliyor olmanız<br />
lazım. Küçüklüğümden beri ailemin belli<br />
boylarda değişik tekneleri olmuştur. Ufacık<br />
bir sandalla başlayıp hatta şişme botla başlayıp<br />
onun sandala dönüşmesi, o sandalın fiber<br />
bir tekneye dönüşmesi sonra arkasına motor<br />
gelmesi, bunun bir metre daha büyümesi, zaman<br />
içinde kabinli bir tekneye dönüşmesi, o<br />
kabinlerin iki olması, üç olması… Bu şekilde<br />
küçükten 20 metreye kadar giden bir süreci<br />
bütün hayatım boyunca çok güzel yaşadım.<br />
Hepsinin kendi içindeki özelliklerini bir şekilde<br />
deneyimledim. Bu deneyimleri teknelerin<br />
tasarımını yaparken bir şekilde tekrar<br />
ortaya çıkarıyorum. Onları hatırlıyorsunuz,<br />
hissediyorsunuz ve tasarım yaparken bir unsur<br />
olarak kullanabiliyorsunuz.<br />
Bugün, bir obje tasarlamaktan çok, aslında<br />
bir deneyim tasarlıyorsunuz kullanıcıya. O<br />
deneyim de o hislerinizden, duyularınızdan<br />
ortaya çıkan çok karmaşık bir yapı. Geçmişinizde<br />
bunu yaşamış ya da şu anda yaşıyor<br />
olmanız gerekiyor ki yenilikçi bir tasarım ortaya<br />
çıkarabilesiniz.<br />
Herhangi bir iş kolunda da durum hep aynıdır.<br />
Yalnızca tasarım değil; müzik, sanat,<br />
edebiyat ne kadar çok yaparsanız kendinizi o<br />
kadar geliştirmiş oluyorsunuz. Bugün birçok<br />
yeni mezun endüstriyel tasarımcı bir an evvel<br />
bir şeyler ortaya çıkarmak istiyor. Fakat<br />
bu zaman alacak bir şey. Bunu anlamaları<br />
gerekiyor ve ona göre de çalışmak gerekiyor.<br />
Sonuç olarak; ne kadar çok yaparsanız bu işi,<br />
o kadar iyi olacaksınız!<br />
● Türkiye’de endüstri ürünleri tasarımı ne<br />
durumda size göre? Geleceği ile ilgili öngörüleriniz<br />
neler?<br />
<strong>Can</strong> <strong>YALMAN</strong>: Endüstriyel tasarım son 10 senedir,<br />
50-100 sene öncesine göre ciddi bir<br />
sıçrama yapmış durumda ve bu gerçekten<br />
çok önemli bir gelişme. İstanbul da ciddi<br />
bir yükselişte… Yurt dışından birçok tasarımcı<br />
Türkiye’ye geliyor, İstanbul’dan ve<br />
Türkiye’den ilham alıyor. Dünyada tanınmış<br />
tasarımcıların hepsi artık Türkiye’ye iş yapmaya<br />
başladılar. Türkiye bu anlamda kendini<br />
çok geliştirmiş durumda. Tabii bu insanlardan<br />
da öğreneceğimiz çok şey var. Uzun vadeli<br />
projeler yaptığımız zaman, dünya çapında<br />
markalarla, gerçekten tasarım ekibine çok<br />
büyük katkısı oluyor.<br />
154 ŞUBAT 2011 ŞUBAT 2011<br />
155
Röportaj<br />
Bu katkı sadece ürün bazında değil, o şirketin kültürüne<br />
yapılan katkıdır aynı zamanda...<br />
Türkiye’deki tasarım eğitimini ben biraz zayıf buluyorum,<br />
yurt dışına göre. Türkiye’deki profesyonellerin<br />
firmaları, eğitime biraz daha fazla katkı<br />
sağladığında gelişim daha hızlı olacaktır bence.<br />
Yatırım anlamında da Türkiye’deki okulların imkanları<br />
ile yurt dışındaki imkanlar çok farklı seviyelerde.<br />
Bütün bu unsurların hepsi Türkiye’deki<br />
endüstriyel tasarımın geldiği noktayı biraz etkiliyor.<br />
Sonuç olarak; Türkiye’nin endüstri ürünleri<br />
tasarımı alanında kat etmesi gereken biraz daha<br />
yolu var. Doğru yolda ilerliyor ve o yüzden de geleceği<br />
parlak.<br />
● Birçok sektöre değerli tasarımlar kazandırdınız.<br />
Firmalar bu tasarımlarla övündü, marka değerini<br />
yükseltti. Bilinçli olarak mı bir alana ya da bir<br />
sektöre odaklanmıyorsunuz?<br />
<strong>Can</strong> <strong>YALMAN</strong>: Bilinçli olarak çok farklı alanlara<br />
yönelmeye çalışıyorum; çünkü bunların her birini<br />
bir deneyim, bir öğrenim süreci olarak düşünüyorum.<br />
Değişik sektörlerde, değişik teknolojilerle,<br />
değişik üretim yöntemleriyle çalışma fırsatı buluyorum.<br />
Aslına bakarsanız tek bir sektöre odaklanırsanız<br />
her şey daha kolay… Bunu zaman zaman kendi<br />
içimde sorguluyorum. Mesela sadece yat sektörüne<br />
iş yapmak, belki daha mantıklı daha karlı ama<br />
sıkıcı... Benim hoşuma gidiyor evimde kullandığım<br />
objeleri tasarlamak, o ürünleri satışta, insanların<br />
evinde görmek, kullanıcıların reaksiyonlarını<br />
almak. Diğer taraftan tekne, sınırlı sayıda üretilen<br />
bir ürün… Endüstriyel tasarım yaparken hedefim;<br />
gerçekten insanların hayatlarını etkileyebilecek,<br />
değer katabilecek ürünler ortaya çıkarmak.<br />
Açıkçası Türkiye’de o kalitede, o anlayışta ürün<br />
yapacak firma bulmakta çok zorlanıyorum. Birçok<br />
firmanın tek baktığı şey: Bu satar mı? Kaç paraya<br />
satılır? Kaç tane satılır? Sırf bu yaklaşım yüzünden<br />
kalıcı, uzun vadeli, kaliteli ürün ve ürünler<br />
üreten köklü bir firma olamazsınız. Sürekliliğini<br />
sağlayabilen firmaların, kaliteli ve uzun vadeli<br />
ürünler üretebilen firmalar olduğunu görüyoruz.<br />
Bu yüzden de bugünü, bu seneyi veya önümüzdeki<br />
2 -3 seneyi düşünerek hareket etmek yerine<br />
10 senelik, 50 senelik hedefler doğrultusunda çalışmak<br />
gerekiyor. Mobilya firmalarına baktığımız<br />
zaman 100 sene önce yapılmış tasarımlar hala<br />
revaçta. Mobilya firması Vitra gibi… Vitra’nın<br />
ürünlerinin hepsi çok klasik, neredeyse 100 senedir<br />
üretilen ürünler... Bir ürünü bu kadar uzun süre<br />
satabiliyor ve üretebiliyorsanız, para kaybetme<br />
şansınız pek yok. Dolayısıyla bu çok başarılı olacaksınız<br />
demektir. Bu anlayışı getirebilecek firma<br />
sahibi Türkiye’de çok az.<br />
ŞUBAT 2011<br />
157
Röportaj<br />
● Birçok ödüle layık görüldünüz. Ödüllendirmelerin<br />
toplumda, sektörde, işverende tasarım<br />
bilinci oluşturmak adına etkisi nedir?<br />
<strong>Can</strong> <strong>YALMAN</strong>: Ödül almak çok güzel bir şey;<br />
tıpkı iltifat almak gibi… Sektörünüzde sizin<br />
yaptığınız işten anlayan “iş arkadaşlarınızın”<br />
beğenisini, takdirini aldığınız bu tarz ödüller<br />
gerçekten çok keyif veriyor.<br />
Çünkü biliyorsunuz ki onlar da bu işin zorluklarını,<br />
ihtiyaçlarını hissediyorlar ve yaşıyorlar.<br />
Farklı bir şey ortaya çıkarabilmiş,<br />
yaratabilmişseniz; doğru vizyona sahip firmaları<br />
bulup ürünü ortak şekilde ortaya çıkarabiliyorsanız,<br />
bu takdir edilebilecek bir durum<br />
aslında. Bunu başardığınızı hissettirdiği<br />
için de ödül almak çok keyifli.<br />
● Genelde Türkiye’de tasarımcılar tarafından<br />
çok rağbet görmeyen bir alan yat tasarımı.<br />
Bunun iş olanakları ile büyük ölçüde<br />
ilgisi olsa da, sanırım zor da bir alan. Sizce<br />
nedeni nedir?<br />
<strong>Can</strong> <strong>YALMAN</strong>: Türkiye, yat tasarımında dünyada<br />
üç numaraya oynuyorsa belli bir başarı<br />
elde etmiş demektir. Türkiye gibi bir ülkede<br />
yat kullanımı, deniz ulaşımı keyfi bence<br />
işin daha çok başında. Daha fazla marinaya<br />
ihtiyaç var. İstanbul gibi bir yerde yalnızca<br />
üç tane marina var. Bunlar biraz da yatırım<br />
gerektiriyor. Bodrum, Göcek, Marmaris belki<br />
biraz Alaçatı’da yat kullanımı yaygın ama<br />
bizim Karadenizimiz var, daha hiç kullanıma<br />
girmeyen.<br />
Bir de kendine özgü, değişik tekne yapım<br />
yöntemlerimiz var, balıkçı tekneleri tarzında.<br />
Bunları da kaybetmememiz gerekiyor<br />
aslında. Tasarımcı olarak baktığınızda buralara<br />
gidip birebir tekne üretiminin içinde<br />
bulunmak, oradaki zorlukları yaşamak güzel<br />
şeyler olabilir. Birebir tekne üretiminde<br />
bulunmak çok önemli bir deneyimdir. Yurt<br />
dışında, Amerika’nın kuzeydoğusunda, el<br />
yapımı tekne üretim atölyeleri vardır. Orada<br />
bir iki ay eğitim alırsınız yani gerçekten<br />
bir sandal, tekne ve yat üretiminde bulunursunuz.<br />
Yüzen bir şey yaratmak ve onun<br />
performansını hissedebilmek, birebir o tahtayı<br />
yontup büküp onunla haşır neşir olmak,<br />
onunla vakit geçirmekle olur. Bu fırsatları da<br />
kullanmamız gerekiyor endüstriyel tasarımcılar<br />
olarak.<br />
● Yat tasarımında diğer alanlardaki projelere<br />
göre sürece dâhil olan farklı disiplinler<br />
var mıdır? Tasarım sürecinin işleyişinde belirgin<br />
farklar var mı?<br />
<strong>Can</strong> <strong>YALMAN</strong>: Yat, diğer ürünlere göre çok<br />
daha komplike bir ürün, hatta üretebileceğiniz<br />
en komplike objelerden bir tanesi.<br />
Bir evin içinde ne varsa hepsi denize uyumlu<br />
biçimde yatın içinde de olmalı. Tüm bu hacmi<br />
belli bir süratte götürmeli, vibrasyonları<br />
azaltmalısınız. Kendi içinde geri dönüşümlü<br />
sistemler olmalı. Kendi suyunu üretiyor, pis<br />
suları muhafaza ediyor, onları arındırıyor,<br />
elektriğini üretiyor olmalı.<br />
Bunların yanında, içinde yaşayan insanların<br />
yaşam tarzı farklılıkları var, değerlendirmeniz<br />
gereken. Bir tekne için üç müşterinin üçü<br />
de bambaşka ihtiyaçlar sunuyor.<br />
Farklı bir şey ortaya çıkarabilmiş,<br />
yaratabilmişseniz; doğru vizyona sahip<br />
firmaları bulup ürünü ortak şekilde ortaya<br />
çıkarabiliyorsanız, bu takdir edilebilecek bir<br />
durum aslında. Bunu başardığınızı hissettirdiği<br />
için de ödül almak çok keyifli.<br />
158 ŞUBAT 2011 ŞUBAT 2011<br />
159
Röportaj<br />
Bunlara da cevap veriyor olmanız lazım.<br />
Yaptığınız tasarımın hem kullanıcıya hem<br />
değişik müşterilerin ihtiyaçlarına esnek<br />
cevaplar veriyor olması gerekiyor. Firmanın<br />
tarzını bir şekilde yansıtması gerekiyor.<br />
Mühendislik harikası olması gerekiyor.<br />
Çalışması gerekiyor, iyi çalışması<br />
gerekiyor hem de çıkacak sorunlara karşı<br />
yedek de çalışması gerekiyor. Çünkü bir<br />
tekneyle açık denizlere gittiğiniz zaman,<br />
bir yere gideyim, yanaşayım yedek parça<br />
alayım gibi lüksünüz de yok. Fırtına ortamında<br />
devreye girecek güvenlik sağlayıcı<br />
faktörler… Birçok değişik unsuru içinde<br />
barındıran bir objeden bahsediyoruz.<br />
Özetle iyi bir yat tasarımı, gerçekten ciddi<br />
bir takım çalışması ile oluyor. Çatal bıçak<br />
tasarlamaktan çok daha komplike bir iştir<br />
yat tasarlamak.<br />
Bugün geldiğimiz noktada, yat tasarımında<br />
ekolojik bir anlayış daha fazla önem<br />
kazanıyor. Hibrit tekneler daha ön planda.<br />
Tekneyi ne kadar daha az yakıtla ne kadar<br />
daha uzun mesafe götürebilirimin üzerine<br />
şekillenen tasarımlar öne çıkıyor.<br />
● Yat tasarımında trendler var mıdır?<br />
Otomobilde nasıl bir moda varsa yatlarda<br />
da bir moda var. Şimdi balta burun, ters<br />
burunlu tekneler çok revaçta. Stil olarak<br />
bence daha keskin hatlar trend, iç dekorasyonda<br />
da… Eskiden tamamen yumuşak<br />
hatlı bir iç mekan tasarlanırdı. Bugün<br />
kullanılan malzemelerin, camdan mermerine<br />
kadar hepsi keskin kenarlı, köşeli…<br />
Eskiden tekne zor şartlarda baya sallanan,<br />
sürekli açık denizde vakit geçirdiğiniz<br />
bir objeydi. Bugün artık tekneyi insanlar<br />
lokantalar arasında gidip gelmek için de<br />
kullanıyorlar. 23 metrelik tekneden bahsediyoruz,<br />
bir sürat teknesi değil bu. Her<br />
türlü insan için bugün farklı bir tekne bulmak<br />
mümkün.<br />
● Bugüne kadar kaç yat tasarımı yaptınız?<br />
İsimleri ve özelliklerini, en çok sevdiklerinizi<br />
bizimle paylaşır mısınız?<br />
<strong>Can</strong> <strong>YALMAN</strong>: Hiç saymadım ama on beş<br />
tekne filan yapmışımdır; çok fazla değil.<br />
Şu anda <strong>Numarine</strong> için 41 metre olan<br />
130’u tasarlıyoruz. Şimdiye kadar yaptığımız<br />
en farklı tekne olacak.<br />
<strong>Numarine</strong> 55 Sport modeli ise çok güzel<br />
çizgileri olan sürat ağırlıklı bir performans<br />
teknesi. Sanırım en beğendiğim o. ■<br />
Bugün geldiğimiz<br />
noktada, yat tasarımında<br />
ekolojik bir anlayış<br />
daha fazla önem kazanıyor.<br />
Hibrit tekneler daha ön planda.<br />
Tekneyi ne kadar daha az<br />
yakıtla ne kadar daha<br />
uzun mesafe götürebilirimin<br />
üzerine şekillenen<br />
tasarımlar öne çıkıyor.<br />
160 ŞUBAT 2011