Yıl: 2 Cilt: 1 Sayı: 7 Temmuz, AÄustos, Eylül 2012 - Ahmediye Cemaati
Yıl: 2 Cilt: 1 Sayı: 7 Temmuz, AÄustos, Eylül 2012 - Ahmediye Cemaati
Yıl: 2 Cilt: 1 Sayı: 7 Temmuz, AÄustos, Eylül 2012 - Ahmediye Cemaati
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Maneviyat<br />
rica ediyorum. Böylelikle dünyanın her tarafında<br />
gerçek barış ve adalet tesis edilene kadar,<br />
bizler umudun titrek ve cılız ışığını muhafaza<br />
edebilmeliyiz.<br />
Yer altı füze rampasındaki bir nükleer füze<br />
Büyük veya küçük birçok ülkenin elinde nükleer<br />
silahlar bulunmaktadır.<br />
Hatırımızda bulundurmalıyız ki, insanoğlunun<br />
çabaları başarısız olursa, o zaman Yüce Allah cc<br />
insanlığın akıbeti hakkında Kendi hükmünü uygulayacaktır.<br />
Çok daha hayırlı olan ise, Allah cc<br />
Hükmünü harekete geçirip insanları Kendine<br />
yönelmeye ve insanlığın haklarını yerine getirmeye<br />
zorlamadan, yeryüzündeki insanların bu<br />
kritik hususlara kendiliklerinden dikkat etmeye<br />
başlamalarıdır. Çünkü Yüce Allah cc harekete<br />
geçmeye mecbur kalırsa, O’nun gazabı insanı<br />
gerçekten şiddetli ve korkunç bir şekilde kuşatacaktır.<br />
Günümüzde Allah’ın cc hükmünün kendini korkunç<br />
bir şekilde gösterme şekli, bir başka Dünya<br />
Savaşıdır. Şüphe yok ki, böyle bir savaşın etkileri<br />
ve yıkımı bu savaş ve bu nesille sınırlı<br />
kalmayacaktır. Doğrusu onun dehşet veren sonuçları,<br />
gelecek birçok nesilde kendini sergilemeye<br />
devam edecektir. Böylesi bir savaşın feci<br />
sonuçlarından sadece biri, onun bugün ve gelecekte<br />
yeni doğacak bebekler üzerinde bırakacağı<br />
etkilerdir. Bugün mevcut silahlar öylesi<br />
tahrip edici etkilere sahiptirler ki, çocukların nesiller<br />
boyu ciddi genetik ve fiziksel kusurlarla<br />
doğmalarına yol açabilirler.<br />
Japonya, İkinci Dünya Savaşı sırasında nükleer<br />
bombaların saldırısına maruz kalmak suretiyle,<br />
atom savaşının nefret uyandıran sonuçlarını yaşamış<br />
bir ülkedir. Japonya’yı ziyaret eder ve insanları<br />
ile görüşürseniz, onların gözlerinde ve<br />
sözlerinde bugün hala mutlak bir korku ve savaşa<br />
karşı nefret bulunduğunu görürsünüz. Lakin<br />
o günlerde kullanılan ve geniş çapta yıkımlara<br />
sebep olan nükleer bombalar, bugünlerde<br />
çok küçük ulusların elinde bulunan atom silahlarından<br />
bile daha az güce sahiptiler.<br />
Üzerinden yetmiş yıl geçmiş olduğu halde Japonya’da<br />
söylenen, yeni doğan bebekler üzerinde<br />
atom bombasının etkilerini hala açıkça<br />
göstermeye devam ettiğidir. Birisi mermi ile vurulduğunda,<br />
onun kimi zaman tıbbi bir müdahale<br />
sonucu iyileşmesi olasıdır. Ancak bir nükleer<br />
savaş patlak verecek olsa, ateş hattındakilerin<br />
böyle bir şansları olması söz konusu bile<br />
değildir. Aksine o insanları, anında ölmüş ve<br />
heykeller gibi donuk bir halde buluruz. Derileri<br />
ise tamamen eriyip gitmiştir. İçme suyu, yiyecek<br />
ve bitkilerin tamamı radyasyon tarafından kirletilip,<br />
etki altında kalacaklardır. Böylesi bir kirliliğin<br />
ne tür hastalıklara sebep olabileceğini sadece<br />
tasavvur etmek mümkündür. Direkt olarak<br />
isabet almamış ve radyasyonun etkilerinin nispeten<br />
az olduğu yerlerde bile hastalık ve rahatsızlık<br />
riski çok yüksek olacak ve gelecek nesiller<br />
daha büyük riskler taşımaya devam edecekler.<br />
Bunun içindir ki, daha önce de söylediğim gibi,<br />
böylesi bir savaşın yok edici ve yıkıcı etkileri savaşın<br />
kendisi ve akıbeti ile sınırlı kalmayacak ve<br />
nesilden nesile geçip duracaktır. Bunlar, işte<br />
böyle bir savaşın gerçek sonuçlarıdır. Hâlbuki<br />
bugün buluşlarından çokça gurur duyan kimi<br />
bencil ve ahmak insanlar, geliştirdiklerini dünya<br />
için bir hediye olarak betimlemektedirler.<br />
Gerçek şu ki, nükleer enerji ve teknolojinin sözde<br />
faydalı yönleri son derece tehlikeli olabilir ve<br />
dikkatsizlik ya da kaza sonucu geniş çaplı bir<br />
yıkıma yol açabilir. Bizler böyle felaketlere tanık<br />
olduk. Bir tanesi 1986 senesinde şimdilerde Ukrayna’da<br />
bulunan Çernobil’de gerçekleşti. Diğeri<br />
ise daha geçen sene Japonya’daki deprem ile<br />
tsunaminin ardından yaşandı ve yarattığı tehlike<br />
ile ülkede büyük korku doğurdu. Böyle olaylar<br />
meydana geldiğinde ise, etkilenen bölgelerde<br />
yeniden yerleşim başlatmak son derece zordur.<br />
Yaşanan benzersiz trajik tecrübe sebebiyle,<br />
Japonlar son derece ihtiyatlı olmaya başladılar<br />
17