23.04.2014 Views

İçindekiler - Ahmediye Cemaati

İçindekiler - Ahmediye Cemaati

İçindekiler - Ahmediye Cemaati

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Maneviyat<br />

“Bir Hadis-i Şerifte “La İlahe İllallah” diyenin<br />

cennetlik olacağı beyan edilmiştir. Bu hadis<br />

yanlış anlaşılmıştır. Nitekim bir papağan gibi<br />

bu kelimenin ezberlenip sadece dil ile bunun<br />

sık sık tekrarlanmasının yeterli olacağı ve bu<br />

kadar ikrarla cennete girileceği zannedilmektedir.<br />

Unutulmamalıdır ki, Allah’ın cc ilişki<br />

kurduğu laf değil gönüldür. Yani bu kelimenin<br />

anlamını gönüllerinde gerçekten barındıran<br />

ve Allah’ın cc azametini hakkıyla yüreklerinde<br />

taşıyan kimseler cennetliktirler.<br />

İnsan “La İlahe İllallah”a içtenlikle iman<br />

edince, onun mahbubu Allah cc olur ve O’ndan<br />

başka sevgilisi de bulunmaz. Aynı şekilde<br />

sadece Allah cc onun mabudu olur ve O’ndan<br />

başka matlubu da kalmaz. Değil ahirette bu<br />

dünyadayken bile bu insan böylece cennete<br />

girer. Allah’tan cc başka mahbubu ve maksudu<br />

kalmayınca, hiçbir musibet ve güçlük insana<br />

rahatsızlık vermez. Abdal ve kutupların<br />

makamı işte budur… Bütün söylediklerimin<br />

özü: Bir tek Allah cc mabudunuz, mahbubunuz<br />

ve maksudunuz olmalıdır. Ama içinizde<br />

bulunan her çeşit kötülükten kurtulmadan<br />

bu makama erişemezsiniz.”<br />

Bu yazıyı okuduktan sonra anladım ki, boğazdan<br />

aşağıya, yani kalbe inmeyen zikir ve<br />

ibadet lezzet almaktan çok uzaktır.<br />

Evet, Allah cc bizim sevgilimiz ise o halde<br />

başka sevgililerin hayatımızda yeri olabilir<br />

mi?<br />

Bunun üzerine bir mürebbimiz ile sohbetimizde<br />

şu soruyu sordum: “Ben Allah’ı gerçekten<br />

sevgili olarak görüp görmediğimi nasıl<br />

anlarım?” Verdiği örnek çok hoşuma gitmişti.<br />

Dedi ki: “Bir sevgilin olduğunu ve uzun<br />

zamandır ayrı kaldığını düşün. Hasret ile<br />

görmeyi diliyor ama göremiyorsun. Derken<br />

ondan bir mektup geliyor. Sen bu mektubu<br />

bir kere okuyup atar mısın? Yoksa en aziz<br />

yerde, kalbinin üzerinde saklayıp, çıkarıp<br />

okur ve dayanamaz tekrar tekrar okur musun?<br />

İşte Kuran’ın hayatımızdaki yeri bu ise,<br />

Allah’a karşı hissettiğin aşktan bahsedebilirsin.<br />

Yok, Kuran’ı evde bir köşeye atıp bırakmışsan<br />

artık bir aşktan bahsetmen mümkün<br />

değildir. Tabi Kuran okumak derken, okumak,<br />

okuduğunu anlamak, anladığın üzerinde<br />

düşünmek ve düşündüğün üzerinden de<br />

öğüt almak şeklinde olmalıdır.”<br />

İşte bakış açısı ve tercih meselesi dediğimiz<br />

konular bu tarz konulardır. Benzer durumlarda<br />

hareket tarzımız bu şekilde olmalıdır.<br />

Bakın bizler Ahmediler olarak “namazda lezzet<br />

vardır” diyen bir nidacının nidasını işittik.<br />

İşittik ve itaat ettik. Mehdi as bize öğrettiği<br />

şudur: “Namazda da dünyevi gıdalar gibi<br />

bir lezzet vardır. Hatta bu lezzeti alarak, bir<br />

insanın bir yıllık namazında kendisine iki<br />

damla gözyaşı nasip olmuyorsa, mutlaka<br />

kalbinde bir hastalık vardır. Bu yüzden onu<br />

tedavi etsin.”<br />

Biat edip de bu nidayı işitmeden önce namaz<br />

bizim için sadece ödenmesi gereken bir<br />

borçtu. Aynen şu sıralar çoğu insanın yaptığı<br />

gibi! Ama <strong>Ahmediye</strong>t bize şunu öğretti. Bu<br />

namazda benim için son derece gerekli olan<br />

bir şeyler var. Bunları öğrenmeli ve kazanmalıyım.<br />

Hatta bize en büyük kazancımızın ne olacağını<br />

da tarif etti: “İnsan duaya sarılmalı ve<br />

çokça dua etmeli. Neticede duası kabul edildiği<br />

zaman, o kişinin imanı geri dönmeyecek<br />

şekilde güçlenir. Çünkü Allah onun duasını<br />

kabul ederken, o kişi Allah’ın değişik tecellilerine<br />

mazhar olur ve iman eder ki, “Bu zamana<br />

kadar Allah benim için gayb idi. Görünmez,<br />

bilinmez bir şeydi, ama ben emin<br />

oldum ki, O vardır ve benim dualarımı işitmiştir.”<br />

Bu tecrübeyi yaşayan bir insanın<br />

imanı son derece ilerleme kat etmiştir. Burada<br />

yanlış anlaşılmasın, bir kimsenin her<br />

duası kabul edilecek diye bir şart yoktur.<br />

Ama bir kere bile bu tecrübeyi yaşaması, insanı<br />

kendisini Yaratan’a yaklaştırması açısından<br />

çok önemlidir. Bu konuda Mehdi as<br />

şöyle buyurmuştur:<br />

"Benim bir duam kabul edilirse, ben ister istemez<br />

seviniyorum, ama reddedilirse bu beni<br />

daha çok sevindiriyor, çünkü birincisinde<br />

Allah benim rızama uygun netice veriyor,<br />

ikincisinde ise ben Rabbimin rızasına uyuyorum.<br />

Bu benim daha çok hoşuma gidiyor."<br />

Buradan da başka bir şey anlıyoruz ki, mümin<br />

dua ederken benim istediğim olsun diye<br />

38

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!