23.04.2014 Views

İçindekiler - Ahmediye Cemaati

İçindekiler - Ahmediye Cemaati

İçindekiler - Ahmediye Cemaati

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Maneviyat<br />

Vakf-e Zindigi’nin Fazileti ve Zorlukları<br />

(Vakf-e Zindigi: Hayatını dine adayan kişi)<br />

Vadedilen Mesih’in III Halifesi Hz. Mirza Nasir<br />

Ahmed ra 1966’da <strong>Cemaati</strong>n mülkü olan<br />

Muhammed Abad isimli bir kasabayı ziyaret<br />

etti. Ziyareti esnasında cemaatin nizamı ile<br />

ilgili bazı konulara açıklık getirmek için 18<br />

Kasım günü Cuma hutbesi verdi. Cemaat<br />

içindeki nizamları şu şekilde sıraladı:<br />

1.Pakistan’ın Sindh eyaletinde bulunan cemaat<br />

arazileri vs. ile ilgili nizam<br />

2. Sadrlar ve amirlerden oluşan Cemaat-i Nizam<br />

3. Mürebbilerden oluşan ıslah ve irşat nizamı<br />

Huzur bu nizamlarla ilgili şunları açıkladı:<br />

Arazilerle ilgili nizam dışında iki nizam daha<br />

bulunmaktadır. Bazen bunlar birbirleriyle<br />

karıştırılırlar. Hâlbuki bunun için hiçbir neden<br />

yoktur.<br />

Cemaat-i Nizam gereği Muhammed Abad’da<br />

bir yerel amir bulunur. İzlediğim kadarıyla<br />

arazi işleri ve cemaat işleri ayrı ayrı kişiler<br />

tarafından yönetilmektedir. Bundan ötürü<br />

arazi sorumlusu olarak çalışan kimse ile cemaatin<br />

sadır veya amiri aynı kişi değildir.<br />

Yerel amirin üstünde bir il amiri ve onun üstünde<br />

de bir bölge amiri bulunmaktadır.<br />

Bazen il amiri veya yerel amir şöyle düşünür:<br />

“Ben il amiriyim. Arazi ise cemaate veya<br />

Ahmediler’e aittir. Bu sebeple arazi işlerine<br />

karışmam doğal hakkımdır.” Hâlbuki amir<br />

olması hiçbir şekilde ona arazi işlerine karışma<br />

hakkını vermez. Onun arazi işleri ve<br />

yönetimiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bunun bütün<br />

sorumluluğu arazi işlerinden sorumlu yöneticilere<br />

veya onların da üst yöneticisi olan<br />

sorumluya aittir. Bu konuyla ilgili merkeze<br />

hesap verecek olan makam il veya yerel amir<br />

değildir.<br />

Bazen bunun tersine arazi işlerinden sorumlu<br />

yönetici şöyle düşünür: “Ben hayatımı<br />

vakfettim. Son nefesime dek hayatımı cemaate<br />

hizmet etmek için sarf edeceğim. Sadece<br />

merkeze hesap vermek zorundayım. Bundan<br />

dolayı cemaat nizamından bağımsızım.”<br />

Onun merkez önünde sorumlu olduğu doğrudur.<br />

Ama sorumluluğu sadece arazi işleri<br />

için geçerlidir. Cemaat nizamı ile ilgili işlerden<br />

ötürü merkez önünde hiçbir sorumluluğu<br />

yoktur. Bir arazi yöneticisinden beklediğimiz,<br />

cemaat nizamını diğerlerine göre daha<br />

ziyade içtenlikle kabul edip onlar için güzel<br />

bir örnek teşkil etmesidir.<br />

Her iki tarafda hata yaparlar. Nitekim bazen<br />

il amiri “Amir benim. Onun için buralara da<br />

karışabilirim” diye düşünürken, arazi sorumlusu<br />

ise “bütün bölgeden sorumlu olan<br />

benim, bundan dolayı sadece merkeze hesap<br />

vermekten sorumluyum il amirine hesap<br />

vermek zorunda değilim” diye düşünür. Hâlbuki<br />

cemaat işleri söz konusu olunca, arazi<br />

sorumlusu ancak cemaat yöneticilerine hesap<br />

verecektir.<br />

Üçüncü nizam, hem arazi hem de cemaat nizamı<br />

diye isimlendirilen amirler ve sadırlar<br />

nizamından daha farklı bir nizamdır. Ona da<br />

“Islah ve İrşat Nizamı” denilir. Bir mürebbi<br />

nereye giderse gitsin oradaki amire veya genel<br />

arazi sorumlusuna tabii olmaz. Mürebbi,<br />

Halife ve merkezin temsilcisidir. Dünyevi<br />

açıdan nüfuzlu ve hali vakti yerinde olan birçok<br />

amirin geçmişte bazen mürebbilere karşı<br />

hoş olmayan tavırlar sergiledikleri görülmüştür.<br />

Hâlbuki böyle yapmamaları gerekirdi.<br />

Hazreti Muslih-i Mev’ud ra böyle amirleri<br />

sert bir şekilde uyardı ve onları düzeltti.<br />

Eğer senede yüz bin, iki yüz bin yahut beş<br />

yüz bin Rupi kazanıyorsan, o zaman kendi<br />

evinde amir olabilirsin. Mürebbi merkezin<br />

temsilcisidir. Ne kadar büyük cemaatin amiri<br />

olursan ol, her durumda mürebbiye uymak<br />

zorundasın. Mürebbi amirlerden bağımsızdır.<br />

Mürebbilerle ilgili sorumluluğunuz onlara<br />

güzel yemekler ve hoş ikramlarda bulunmak<br />

değildir. Tersine benim mürebbilerimden<br />

beklediğim şudur: Mecbur edilmedikleri<br />

müddetçe ellerinden geldiğince kendilerine<br />

verilen cep harçlıklarından veya yol için verilen<br />

bütçeden yiyeceklerini temin etsinler.<br />

Bazı cemaatlerin yemek konusunda ısrar ettiği<br />

doğrudur. Birkaç gün için vakf-i arzi yapanlara<br />

bu konuda sık sık anlatmamıza rağmen,<br />

cemaatler yemek konusunda onları<br />

mecbur ederler ve “yemeklerimiz ve ikramımız<br />

geri çevrilirse rezil oluruz” derler.<br />

Hâlbuki vakf-i arzi’ye (yani birkaç gün vak-<br />

35

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!