17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

mi ya dar anlamda şiirsel olarak anlaşılıyordu ve kendisine (mecaz<br />

[trope] incelemesine dayalı) geleneksel biçembilim kategorileri<br />

eleştirel olmayan bir biçimde uygulanıyordu ya da bu tür sorunlar,<br />

örneğin “anlatımsallık”, “imgelem”, “etkileyicilik”, “berraklık” gibi<br />

dile ilişkin boş, değerlendirme yüklü terimlerle sınırlı oluyordu<br />

-bu kavramlara, muğlak ve geçici bile olsa, biçembilimsel bir<br />

önem kazandırılmıyordu.<br />

Ama geçtiğimiz yüzyılın sonlarına doğru, bu soyut ideolojik bakış<br />

açısını dengeleyecek bir ilgi doğmaya başladı; bu ilgi düzyazıda<br />

sanatsal ustalığa ilişkin somut sorunlara, roman ve kısa öykü<br />

tekniği sorunlarına yönelikti. Buna rağmen, biçembilimin sorunları<br />

açısından en ufak bir değişiklik olmadı; ilgi neredeyse yalnızca<br />

(sözcüğün geniş anlamında) kompozisyon sorunları üzerinde yoğunlaştı.<br />

Ama tıpkı eskisi gibi, romanda (ve keza kısa öyküde) söylemin<br />

biçemsel yaşamının özgüllükleri, hem ilkeli hem de aynı zamanda<br />

somut olan (biri olmadan diğeri imkânsızdır) bir yaklaşımdan<br />

yoksundu; -geleneksel biçembilimin ruhuna uygun olarak- dile<br />

dair aynı keyfi yargısal gözlemler hüküm sürmeye devam etti ve<br />

bu gözlemler de, sanatsal düzyazının sahici mahiyetini bütünüyle<br />

göz ardı etti.<br />

Romansı söylemi sanat-dışı bir araç, özel veya benzersiz bir biçem<br />

haline getirilmemiş bir söylem olarak gören son derece karakteristik<br />

ve yaygın bir bakış açısı bulunmaktadır. Romansı söylemde<br />

beklendiği gibi tamamen şiirsel (dar anlamda “şiirsel”) bir formülleştirim<br />

bulunamayınca düzyazı söylemine herhangi bir sanatsal<br />

değer atfedilmez; düzyazı, gündelik yaşamın pratik konuşmasıyla<br />

veya bilimsel amaçlı konuşmayla, sanatsal açıdan tarafsız bir iletişim<br />

aracıyla eşdeğer tutulur. 1<br />

1.1920 kadar yakın bir tarihte V. M. Zirmunskij [Biçimcilerin önemli yoldaşı] şöyle<br />

yazıyordu: “Lirik şiir, hepsi de tamamen estetik tasarıma tabi olan sözcüklerin<br />

(anlamsal düzeylerde olduğu kadar ses düzeylerinde de) seçimi ve birleştiriminden<br />

dolayı otantik bir sözel sanat yapıtı olarak ortaya çıkar. Buna karşılık, sözel<br />

kompozisyonunda özgür olan Tolstoy’un romanı, sözcükleri sanatsal açıdan<br />

önemli etkileşim öğeleri olarak kullanmak yerine, nötr bir araç olarak veya (tıpkı<br />

pratik konuşmada olduğu gibi) iletişim işlevine tabi olan bir anlamlandırmalar sistemi<br />

olarak kullanmakta ve dikkatimizi tamamen sözel kaygılardan iyice soyutlanmış<br />

tematik boyutlara çekmektedir. Böylesi bir edebi yapıtı bir sözel sanat ya-<br />

35

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!