17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Zavallı katibin, unvan sahibi vekilin (örneğin, Devuşkin’in) 10<br />

toplumsal-biçemsel imgesi. Bu tür bir imge, her ne kadar kişinin<br />

kendini ifşa etme yöntemleriyle üretilse de, sen değil o (üçüncü kişi)<br />

olarak üretilir. Nesneleştirilmiştir ve paradigmatiktir. Onunla sahici<br />

diyalojik ilişkiler kurulmaz.<br />

Bir gerçekçilik göstergesi olarak betimleme araçlarının betimleme<br />

öznesine yakınlaşması (öz-betimleme, sesler, toplumsal biçemler;<br />

kahramanların betimlenmesi değil, konuşan insanlar olarak<br />

alıntılanması).<br />

Herhangi bir biçemin nesnel ve tamamen işlevsel öğeleri.<br />

Sözcenin anlaşılması sorunu. Anlamak için, öncelikle sözcenin<br />

başlıca ve kesin sınırlarının çizilmesi gerekir. Söylem öznelerinin<br />

sırayla birbirinin yerini alması. Yanıtı belirleme yeteneği. Herhangi<br />

bir anlayışın temel yanıtlayıcılığı (“Kannitverstan”)."<br />

Biçemlerin kasıtlı (bilinçli) bir çokluğu söz konusu olduğunda,<br />

biçemler arasında daima diyalojik ilişkiler vardır. 12 Bu karşılıklı<br />

ilişkiler tamamen dilsel (hatta mekanik) olarak anlaşılamaz.<br />

Tek bir yapıttaki muhtelif biçemlerin tamamen dilsel (ve tamamen<br />

ayrıksı) bir betimi ve tanımı, bu biçemlerin karşılıklı (sanatsal<br />

dahil) anlamsal ilişkilerini açığa vurmaz. Bu biçemler diyalogunun<br />

tümüyle, (bir imge olarak değil, ama bir işlev olarak) yazar/yaratı-<br />

10. Makar Devushkin, Dostoyevski’nin kısa romanı insancıklar’ın (1845) kahramanıdır.<br />

11. Vasily Zhukovsky’nin “Two Stories and One More“undan (“iki Öykü ve Bir<br />

Tane Daha") (1831) alınan bir örnek; kitapta yer alan üçüncü öykü, Johann Hebel’in,<br />

hiç Flamanca bilmeden kendisini Amsterdam’da bulan bir Alman zanaatkar<br />

hakkındaki öyküsünün şiirsel çevirisidir; Alman zanaatkar tüm sorularına aynı<br />

yanıtı alır: “Kannitverstan'' (Ne dediğini anlamıyorum). Zanaatkâr bir süre sonra<br />

bunun bir isim olduğunu sanmaya başlar ve bilincinde fantastik bir Kannitverstan<br />

figürü yaratır. Vygotsky, Kannitverstan örneğini, Bakhtin’in Freud kitabında<br />

alıntıladığı bir makalesinde de kullanır: “Consciousness as a Problem in the<br />

Psychology of Behaviour" (Davranış Psikolojisinde Bir Sorun Olarak Bilinç), içinde<br />

Psikhologija i Marksizm, der. K. Kornilov (Moskova-Leningrad: GİZ, 1925), s.<br />

179-180.<br />

12. Bakhtin, Puşkin’in Yevgeni Onegin’ini örnek olarak kullanarak, kasten birçok<br />

biçem içeren yapıtlarda biçemler diyalogunu araştırmıştır (bkz. “Romanda<br />

Söylem”, içinde The Dialogic Imagination). “From Notes Made in 1970-71 ”de<br />

Bakhtin, kendisinin Yevgeni Onegiıie yaklaşımıyla, Yury Lotman'ın aynı yapıt üstüne<br />

incelemelerinde benimsediği yaklaşım arasındaki temel farklılıklara dikkat<br />

çeker.<br />

346

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!