17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olduğu gibi aynı imgede üstün ve altın birbirinin yerini alacak biçimde<br />

resmedilmesine benzer şekilde, oluşun her iki kutbunu da<br />

veya bir antitezin her iki öğesini de kuşatmaya ve kendisinde bileştirmeye<br />

çalışır: ölüm-yaşam, genç-yaşlı, tavan-taban, ön-arka, övgü-sövgü,<br />

onaylama-yadsıma, trajik-komik vb. Bunu şöyle de ifade<br />

edebiliriz: zıtlar bileşir, birbirlerine bakar, birbirlerinde yansır,<br />

birbirlerini tanır ve anlarlar.<br />

Dostoyevski’nin sanatının temel ilkesi tam da böyle tanımlanabilir.<br />

Dostoyevski’nin dünyasında her şey tam da aksinin sınırında<br />

durur. Aşk nefretin sınırında yaşar, onu tanır ve anlar, nefret de aşkın<br />

sınırındadır, o da aşkı anlar (Versilöv’un aşk-nefreti, Katerina<br />

Ivanovna’nın Dimitri Karamazov’a olan aşkı; bir noktaya kadar<br />

Ivan’ın Katerina Ivanovna’ya olan aşkı ve Dmitri’nin Gruşenka’ya<br />

olan aşkı). İnanç, inançsızlığın sınırında yaşar, kendisini bu sınırda<br />

görür ve zıttını anlar; inançsızlık da inancın sınırında yaşamakta ve<br />

onu anlamaktadır. 5 ’ Yücelik ve soyluluk, alçaklık ve bayağılığın sınırındadır<br />

(Dimitri Karamazov). Yaşama aşkı, öz-yıkıma duyulan<br />

susuzlukla komşudur (Kirillov). Arınmışlık ve iffet, namussuzluk<br />

ve kösnüllüğü anlar ve tamamlar (Alyoşa Karamazov).<br />

Dostoyevski’nin daha sonraki romanlarının barındırdığı çok<br />

karmaşık ve incelikli zıt değerliliği bir ölçüde basitleştiriyor ve kabalaştırıyoruz<br />

kuşkusuz. Dostoyevski’nin dünyasında tüm insanlar<br />

ve tüm şeyler birbirlerini tanımak ve birbirleri hakkında bilgi sahibi<br />

olmak, birbirleriyle ilişkiye girmek, temasa geçmek, birbirleriy-<br />

52. Şeytanla söyleşisinde Ivan Karamazov şu soruyu sorar:<br />

“Budala! Çöllerde on yedi yıl boyunca yosun tutana dek, çekirge yiyip dua eden<br />

kutsal insanları yolundan saptırmaya kalkıştığın oldu mu hiç?"<br />

“Sevgili dostum, yaptığım hep buydu zaten. Eline böyle bir ruh geçince dünyalar<br />

senin olur, paha biçilmez bir pırlantadır bu. Böyle bir ruh, yeri geldiğinde bir takım<br />

yıldıza bedeldir. Bizim de kendi aritmetiğimiz var. Değerli bir zafer! Bazıları,<br />

ister inan ister inanma, kültür bakımından senden hiç aşağı değildir vallahi. Aynı<br />

anda inançla inançsızlık uçurumları önünde öylelerini seyrettiğim oldu ki, aktör<br />

Gorbunov'un dediği gibi, adamın tepetaklak olmasına kılpayı kalırdı.” [SS X, 174;<br />

Karamazov Kardeşler, Yedinci Kitap, bölüm IX].<br />

Ivan'ın şeytanla konuşmasının, kozmik uzay ve zaman imgeleriyle dolu olduğuna<br />

dikkat edilmeli: “katrilyon kilometre", “milyar yıl”, “takım yıldız kümeleri’’ vs.<br />

Tüm bu kozmik büyüklükler burada, şimdiki an gerçekliğinin öğeleriyle (“aktör<br />

Gorbunov”) ve -hepsi de karnaval zamanı koşulları kapsamında organik olarak<br />

kaynaşan- yerel sahne ve gündelik yaşam ayrıntılarıyla birleşir.<br />

312

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!