17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Böyle bir yerde yoldan çıkma, son beklentilerin, isteklerin sapkınlığı,<br />

hödük, çürük cesetlerin sapkınlığı -hatta bilincin son anlarının<br />

bile esirgenmemesi! Bu anlar onlara ihsan edildi, lütfedildi ve ... ve en<br />

kötüsü de, böyle bir yerde! Hayır, bunu kabul edemem. [SS X, 357-58]<br />

Burada tamamen farklı bir sesin, yazarın sesinin hemen hemen arı<br />

sözcükleri ve tonlamaları, anlatıcının konuşmasını böler; araya girerler<br />

ama ansızın “ve...” diye başlayan bir cümleyle kesilirler.<br />

Öykünün sonu gazeteci tarzındadır:<br />

Vatandaş'a vermeliyim; oradaki editör de portresini sergiletmişti.<br />

Belki bunu da yayımlar.<br />

Dostoyevski’nin neredeyse klasik menippea’sı böyle bir şeydir. Tür<br />

kayda değer bir bütünlükle ayakta tutulur. Hatta, menippea türünün<br />

burada en büyük potansiyelini sergilediği, maksimumunu gerçekleştirdiği<br />

bile söylenebilir. Özellikle de, ölü bir türün biçemlenmesi<br />

(stilize edilmesi) değildir bu. Aksine, Dostoyevski’nin yapıtında<br />

menippea türü tüm tür yaşamını eksiksiz bir biçimde yaşamayı sürdürür.<br />

Zira, bir türün yaşamı özgün yapıtlardaki sürekli yeniden doğuşlara<br />

ve yenilenmelere dayanır. Dostoyevski’nin “Bobok”u elbette<br />

son derece özgündür. Dostoyevski tür üstüne bir parodi yazmıyordu;<br />

tam anlamıyla onu kullanıyordu. Ama menippea’nın bir<br />

ölçüde daima kendisini parodileştirdiğine dikkat edilmesi gerekir<br />

-ki bu, aynı zamanda türün en eski antik biçimlerini de kapsar. Bu,<br />

menippea’nın tipik tür özelliklerinden birisidir. Bu kendi kendinin<br />

parodisini yapma öğesi, türün olağanüstü canlılığının nedenlerinden<br />

biridir.<br />

Burada, Dostoyevski’nin olası tür kaynakları sorununa değinmemiz<br />

gerekiyor. Her türün özü, yalnızca belirli bir türün tarihsel<br />

gelişimi boyunca ortaya çıkan farklı çeşitlemelerde tüm bütünlüğüyle<br />

gerçekleştirilip sergilenir. Sanatçı tüm bu çeşitlemelere ne<br />

denli fazla ulaşabiliyorsa, belirli bir türün diline de o denli zengin<br />

ve esnek şekilde hâkim olacaktır (çünkü bir türün dili somut ve tarihseldir).<br />

264

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!