17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Dostoyevski’de, serüvenin olay örgüsü derin ve şiddetli sorunların<br />

ortaya koyulmasıyla bileşir; buna ek olarak bütünüyle fikrin<br />

hizmetine sokulur. Olay örgüsü bir kişiyi teşhir eden ve kışkırtan<br />

olağandışı konumlara yerleştirir, tam da fikri ve fikir adamını sınamak<br />

için, yani “insandaki insan”ı sınamak için alışılmadık ve beklenmedik<br />

koşullar altında başka insanlarla ilişkilendirir ve çarpıştırır.<br />

İşte bu da, serüven öyküsünün, sözgelimi günah çıkarma ve azizin<br />

Yaşamı gibi, kendisine tümüyle yabancı başka türlerle bileştirilmesini<br />

olanaklı kılar.<br />

Serüvenciliğin (çoğunlukla da bulvar romanı tipinde rastlanan<br />

serüvenciliğin) fikirle, sorunlu diyalogla, Yaşam ve günah çıkarmayla<br />

oluşturduğu bu tür bir bileşim, on dokuzuncu yüzyılda egemen<br />

olan türe ilişkin kavramlar açısından bakıldığında, tümüyle sıra<br />

dışı bir şey olarak görünüyordu; “tür estetiği”nin kaba ve tümüyle<br />

yersiz bir ihlali olarak algılanıyordu. Aslında, on dokuzuncu yüzyılda<br />

türler ve tür öğelerinin sınırları kesin bir şekilde çizilip birbirlerine<br />

yabancı ve kopuk olarak sunuluyorlardı. Grossman’ın bu<br />

“yabancılığa” ilişkin mükemmel tanımlamasını anımsayalım. Başka<br />

çalışmalarımızda türe ve biçembilime ilişkin bu yabancılığın<br />

Dostoyevski’de yapıtının barındırdığı tutarlı çokseslilik aracılığıyla<br />

anlamlı kılındığını ve hatta aşıldığını göstermeye çalışmıştık.<br />

Ama şimdi, bu sorunu bir türler tarihinin bakış açısından değerlendirme,<br />

yani sorunu tarihsel yazınbilim düzlemine çekme zamanı<br />

geldi.<br />

Serüvenciliğin keskin soruların ortaya atılmasıyla, diyalojik bir<br />

yaklaşımla, günah çıkarmayla, Yaşam ve vaazla bileşmesinin, hiçbir<br />

şekilde tamamen yeni ve daha önce asla var olmamış bir şey olmadığı<br />

doğrudur. Tek yeni şey, Dostoyevski’nin tür bileşimlerini<br />

çoksesli bir tarzla kullanması ve yorumlamasıdır. Bunun kökleri de<br />

antikiteye dek uzanır. On dokuzuncu yüzyılın serüven romanı, daha<br />

önce de belirttiğimiz gibi geçmişin derinliklerine, Avrupa edebiyatının<br />

kaynaklarına uzanan güçlü ve dallanıp budaklanan bir tür<br />

geleneğinin dallarından biridir yalnızca -ve daha çok da, yoksullaştırılan,<br />

budanan ve biçimsizleştirilen bir daldır. Bu geleneğin izle­<br />

215

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!