17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yeni durumdur. Yazarın bu yeni konumlanışı, epik (hiyerarşik) mesafenin<br />

aşılmasının en önemli sonuçlarından biri olarak kabul edilmelidir.<br />

Yazarın bu yeni konumlanışının bir tür olarak romanın özgül<br />

evrimi açısından barındırdığı son derece önemli biçimsel, kurgusal<br />

ve biçemsel içerimler daha başka bir açıklama gerektirmez.<br />

Şimdi, Gogol’un Ölü Canlar'ını bu bağlantıda değerlendirelim.<br />

Gogol, epiğinin biçimini İlahi Komedya’yı model alarak oluşturmuştur;<br />

yapıtının üstünlüğünün bu biçimden kaynaklandığını tahayyül<br />

etmiştir. Ama aslında ortaya çıkan, bir Menippos hicvidir.<br />

Bir kez samimi temas mıntıkasına girdikten sonra Gogol buradan<br />

ayrılamamış ve bu alana mesafeli ve pozitif imgeler aktaramamıştır.<br />

Epiğin mesafeli imgeleri samimi temas imgeleriyle asla aynı<br />

temsil alanında bulunamaz; Abartılı heyecanlar (pathos), Menippos<br />

yergisinin dünyasına tıpkı yabancı bir cisim gibi zorla girmiştir,<br />

onaylayıcı heyecan (pathos) ise soyut hale gelmiş ve yapıttan dışlanmıştır.<br />

Gogol aynı yapıtta aynı insanlarla Cehennem’den Araf’a,<br />

oradan da Cennet’e gitmenin üstesinden gelememiştir; hiçbir kesintisiz<br />

geçiş mümkün değildir. Gogol’un trajedisi çok gerçek bir<br />

ölçüde bir türün trajedisidir (ancak tür biçimci anlamında değil, bir<br />

mıntıka ve kıymetlendirilmiş bir algılama alanı olarak, dünyanın<br />

temsil edilme tarzı olarak alındığında). Gogol Rusya’yı kaybetmiştir,<br />

yani, Rusya’yı algılayabilmek ve temsil edebilmek için gerekli<br />

planını yitirmiştir; bellek ve samimi temas arasında bir yerde sıkışıp<br />

kalmıştır -açıkça ifade edilecek olursa, dürbününün doğru odağını<br />

bulamamaktadır.<br />

Ama sanatsal yönelim için yeni bir çıkış noktası olarak zamandaşlık,<br />

bir kahramanlık geçmişinin betimlenmesini, üstelik herhangi<br />

bir alaycı taklit olmadan betimlenmesini hiçbir surette dıştalamaz.<br />

Ksenophanes’in Cyropaedia’sını 20 buna örnek gösterebiliriz<br />

(kuşkusuz, yarı ciddi-yarı komik bir yapıt değildir bu, ama sınırdaki<br />

bir yapıttır). Konusu geçmiştir, kahramanı Büyük Cyrus’tur.<br />

20. Ksenophanes (MÖ 428-354), Cyropaedia-, Julian the Apostate’ın kaçınılması<br />

gereken bir model olarak anışından (karş. Perry, Ancient Romances, s. 78), Dialogue<br />

sur les héros des romans (1664) adlı kitabında, Mme. de Scudéry’nin akıl<br />

almaz Artamène, ou le grand Cyrus'una (1649-1653) saldıran Boileau’ya kadar<br />

romanlar hakkında düşünmenin tarihine musallat olan bir metindir bu.<br />

194

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!