17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

özgün mıntıkaya (tüm açık-uçluluğunda şimdiyle bir temas mıntıkasına)<br />

aktarılmasıyla açıklanmaktadır ki, bu mıntıka ilk kez roman<br />

tarafından temellük edilmiştir.<br />

Romanlaşma fenomenini sırf romanın kendi doğrudan ve dolaymışız<br />

etkisine başvurarak açıklamak kuşkusuz imkânsızdır. Böylesi<br />

bir etki, kesin olarak saptanıp tanıtlanabildiği noktada bile, romanı<br />

da belirleyen ve romanın belirli bir dönemdeki hâkimiyetini<br />

koşullayan gerçekliğin kendisindeki dolaysız değişimlerle iç içe<br />

geçmiştir. Roman gelişmekte olan tek türdür ve bu nedenle, açın-<br />

lanma sürecinde gerçekliğin kendisini daha derin, daha esaslı, daha<br />

duyarlı ve daha seri bir biçimde yansıtır. Yalnızca kendisi de gelişmekte<br />

olan bir fenomen, gelişimi süreç olarak kavrayabilir. Roman,<br />

tam da hâlâ yaratılmakta olan yeni bir dünyanın eğilimlerini en iyi<br />

yansıtan tür olduğu için günümüzde edebi gelişim sahnesinde baş<br />

kahraman haline gelmiştir; sonuçta bu yeni dünyadan doğmuş olan<br />

ve bu yeni dünyayla eksiksiz bir ilişki içindeki tek türdür. Çoğu açıdan,<br />

roman bir bütün olarak edebiyatın gelecekteki gelişimini ön-<br />

delemiştir ve öndelemeyi sürdürmektedir. Başat tür olma sürecinde,<br />

tüm öbür türlerin yenilenmesini körükler, süreç ve sonuçsuzluk<br />

ruhunu onlara aşılar. Onları kaçamayacakları bir şekilde kendi yörüngesine<br />

çeker, çünkü tam da bu yörünge, bir bütün olarak edebiyatın<br />

temel gelişim doğrultusuyla çakışmaktadır. Edebiyat tarihi<br />

için olduğu kadar edebiyat teorisi için de bir inceleme nesnesi olarak<br />

romanın müstesna önemi bundan kaynaklanır.<br />

Ne yazık ki, edebiyat tarihçileri roman ile kabuk bağlamış öbür<br />

türler arasındaki bu mücadeleyi, romanlaşmanın tüm bu boyutlarını,<br />

genellikle “ekoller” ve “eğilimler” arasındaki fiili gerçek-yaşam<br />

mücadelesine indirger. Sözgelimi, romanlaştırılmış bir şiiri “romantik<br />

şiir” (kuşkusuz öyledir de) olarak adlandırır ve böyle yaparken<br />

de konuyu tüm boyutlarıyla irdelemiş olduklarına inanırlar.<br />

Edebi sürecin yüzeysel itiş kakışının altında, edebiyat ve dilin, baş<br />

kahramanları her şeyden önce türler olan ve “akımları” ve “ekolleri”<br />

ikinci veya üçüncü dereceden karakterlerden başka bir şey ol­<br />

170

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!