17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

duygusal roman* (Fielding ve Musäus’un The Second Grandison'u<br />

3) vb.’nin parodileri. Romanın bu kendini eleştirme becerisi,<br />

gelişmeyi sürdüren bu türün kayda değer bir özelliğidir.<br />

Peki, öbür türlerin yukarıda dile getirdiğimiz romanlaşmasının<br />

belirgin özellikleri nelerdir? Daha serbest ve esnek hale gelirler;<br />

dilleri, edebiyat-dışı heteroglossia’yı** ve edebi dilin “romansı”<br />

katmanlarını kendisine dahil ederek kendini yeniler; öz-parodi öğeleriyle,<br />

yani gülme, ironi, mizah ile kaplanarak diyalojikleşirler ve<br />

son olarak (ki en önemlisi budur) roman bu öbür türlere bir belirsizlik,<br />

belli bir anlamsal açık-uçluluk, sona ermemiş, hâlâ evril-<br />

mekte olan zamandaş gerçeklikle (açık-uçlu şimdiyle) canlı bir<br />

bağlantı katar. Birazdan göreceğimiz üzere, bu fenomenlerin tümü,<br />

öbür türlerin, sanatsal modelleri yapılandırmaya yönelik bu yeni ve<br />

* Duygusal roman: 18. yy’da İngiltere'de yaygın olan bir kurmaca biçimi. Erdemli<br />

olanın ıstırabı üzerinde yoğunlaşıp, bir onur ve ahlâki davranış duygusunun adil<br />

biçimde ödüllendirildiğini göstermeye çalışır. Ayrıca, coşkun duygunun iyi yüreklilik<br />

ve iyiliğin kanıtı olduğunu göstermeye çalışır, ç.n., kaynak: Dictionary of Literary<br />

Terms and Literary Theory, Penguin Books, 3. basım, 1992.<br />

3. Johann Karl August Musäus (1735-1787), Tieck ve Brentano ile birlikte Alman<br />

halk öykülerinin büyük derleyicilerinden birisi ve kendisine ait çeşitli Kunstmärchenlerin<br />

yazarı (Cariyle tarafından İngilizce’ye tercüme edilmiştir). Buradaki gönderme,<br />

Richardson üstüne bir yergi olan Grandison der Zweite'sine (1760-1762;<br />

1781-1782'de Der deutsche Grandison adıyla tekrar kaleme alınmıştır) yapılmaktadır.<br />

** Heteroglossia: Epik ve romanda kullanılan dillerin farklılığı ve çeşitliliğini betimlemek<br />

için Bakhtin tarafından uydurulan bir terim. Bakhtin, yazarın tutumlarını<br />

ve fikirlerini yansıtmak için kullanılan dil ile kurmaca veya epikteki tekil karakterler<br />

tarafından kullanılan dili birbirinden ayırmaktadır. Heteroglossia herhangi<br />

bir sözcede (dil kullanma ediminde) anlamın işleyişini yöneten temel koşuldur.<br />

Bağlamın metin üzerindeki önceliğini garantiler. Herhangi belirli bir zamanda, belirli<br />

bir yerde dillendirilen bir sözcüğün bu zaman ve bu yerde, başka koşullar altında<br />

barındıracağından farklı bir anlama sahip olmasını garantileyen -toplumsal,<br />

tarihsel, meteorolojik, fizyolojik- bir koşullar kümesi bulunmaktadır; tüm sözceler,<br />

yeniden yaratılmaları pratik açıdan imkânsız olan ve dolayısıyla, çözülmeleri<br />

imkânsız olan bir güçler matriksinin işlevleri olmaları anlamında heteroglot’lardır.<br />

Heteroglossia, merkezcil ve merkezkaç güçlerin çarpıştıkları mahalin<br />

mümkün olan en sadık kavramsallaştırılışıdır; bu haliyle de, sistematik bir dilbilimcinin<br />

daima bastırmak, yok saymak zorunda olduğu şeydir, ç.n., kaynak:<br />

Dictionary of Literary Terms and Literary Theory, Penguin Books, 3. basım, 1992<br />

ve M. M. Bakhtin, The Dialogic Imagination, yayıma hazırlayan: Michael Holquist,<br />

çev: Caryl Emerson ve Michael Holquist, University of Texas Press, 8. basım,<br />

1992 adlı kitabın sözlükçesinden)<br />

169

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!