17.04.2014 Views

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

ce87842134d8e1f2e3dce1a3f356957dc412e45a

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kendini tanımlamak için gözlerini ötekine çevirmek, yabancı olanı<br />

anlamak için kendi konumuna sıkı sıkıya bağlı kalmak olarak özetleyebileceğimiz<br />

bu yaklaşım Bakhtin’in en erken yazılarında bile<br />

yalnızca insanlar arasındaki ilişkilere ya da mutlak öteki olarak tanrıyla<br />

insan arasındaki ilişkiye dair ahlaki bir ilke değildir. Her türlü<br />

bilmenin ön koşulu olarak ortaya koyulduğu için epistemolojik<br />

bir varsayımdır. Farklı kavramlar ve soyutlama düzeyleri, bilmenin<br />

bütün nesneleri, insanların farklı deneyim ve etkinlik alanları arasında<br />

da aynı karşılıklı dışsallık ve ötekilik ilişkileri geçerli olduğu<br />

için, bu anlayış aynı zamanda bir çözümleme yöntemidir.<br />

“Estetik Etkinlikte Yazar ve Kahraman”da, insanın varoluşuna<br />

ve yaşamın anlamlandırılabilirliğine ilişkin en temel sorunların bir<br />

yazarla kahramanı arasındaki ilişki bağlamında ele alınmış olması<br />

bir raslantı değil, tam da bu yöntemin bir uygulamasıdır. Yaşama<br />

ilişkin ve evrensel olan, farklı bir düzeye, kurmacanın aykırı alanına<br />

taşınıp onun son derece kendine özgü yapısal bütünlüğü ve işleyişi<br />

içinde ete kemiğe büründürülerek irdelenir. Edebiyatı bir yansıma<br />

olarak ele almaktan, bazı felsefi sorunları edebi metinler aracılığıyla<br />

irdelemekten, bu metinlere tematik yorumlar getirmekten<br />

farklı bir yöntemdir bu. Metnin dışında varolan bir soru metnin terimleriyle,<br />

onun iç yasalarına tabi kılınarak yeniden sorulur çünkü<br />

bu anlayışa göre, her düşünce, her gerçek, kendisi olmayanla karşılaşma,<br />

onun anlam dünyasında ifade edilme anında kendisini en<br />

doğru ve tam olarak ele verir. Bakhtin’in daha sonraki bütün yapıtlarında,<br />

bir yazarın özgünlüğünü bağlı olduğu gelenek, zamanı mekan,<br />

sanata özgü olanı gündelik yaşam, bireysel olanı toplumsal<br />

ilişkiler cinsinden anlayışında, bu ilk döneme özgü ben ve öteki diyalektiğinin<br />

uzantılarını bulmak mümkün. Örneğin “Romanda<br />

Söylem” başlıklı incelemesinin ilk cümlesinde amacının soyut “biçimsel”<br />

yaklaşımla aynı derecede soyut “ideolojik” yaklaşım arasındaki<br />

kopukluğu gidermek olduğunu belirttikten sonra Bakhtin’in<br />

yaptığı, içerikle biçimi birbiriyle ilişkilendirerek iki uç arasında<br />

bir orta yol önermek değildir. Bu iki kavram arasındaki ayrımı<br />

silip atmadan, sürekli olarak her birini diğeri cinsinden, her birini<br />

diğerinin yanıtı olarak ifade etme çabasına girişir. İncelediği<br />

9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!