29 - Bilgi İşlem Daire Başkanlığı - Süleyman Demirel Üniversitesi

78 SDÜ Bülteni / Eylül 2006
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 79
SDÜ GSF Sahne Sanatları Bölümü
27 Mart Tiyatro Haftası Etkinlikleri
Woyzeck
Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Sahne Sanatları Bölümü tarafından sahneye konulan “Woyzeck”
adlı oyun izleyenleri adeta büyüledi. Georg Bünchner’in
yazdığı oyun, Sahne Sanatları Bölümü öğrencileri tarafından
tiyatroseverlerin beğenisine sunuldu.
Bilinen ama bir türlü karşı gelinemeyen güçler tarafından,
kuklalaştırılan insanların dramını anlatan oyunu,
SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, GSF Dekanı Prof.
Dr. Kubilay Aktulum, Öğretim Üyeleri ve çok sayıda öğrenci
izledi.
GSF Tiyatro Salonu’nda sergilenen oyunun sonunda Rektör
Baydar , ‘Woyzeck’i canlandıran Oyunculuk Anasanat Dalı 4.
Sınıf öğrencisi Mustafa Kayabaşı’na “Arda Kanpolat Oyunculuk
Ödülü” nü kazandığı için teşekkür belgesi verdi. Ayrıca GSF
Dekanı Aktulum oyunu canlandıran tüm öğrencilere teşekkür
belgesi takdim etti.
Ayaktakımı Arasında
SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü
tarafından düzenlenen 9. Tiyatro Haftası Etkinlikleri
kapsamında sahnelenen Maksim GORKİ’nin “Ayaktakımı
Arasında” adlı oyunu 27-29-31 Mart 2006 tarihlerinde
Grotesk Anlatım Üslubu ve Karagöz
Tiyatro Haftası etkinlikleri kapsamında GSF Tiyatro Bölümü
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nil Ünlü Aycıl, “Grotesk Anlatım Üslubu
ve Karagöz” konulu bir konferans verdi. Aycıl, Grotesk Anlatım
Üslubunu açıkladığı konuşmasında şunları söyledi:
“Groteskin, sınırları belirgin günlük yaşantımızda farkında
olmadığımız örneklerinin varoluşu, sanat metinlerinde neden
tekrar (ve elbette farklı biçimde) bu olgunun vurgulanmak
gereğini açıklar.
Grotesk olarak duyumsadığımız şeyler her dönemde
farklı biçimlerde kendini açığa çıkarsa da, onun belirli
dinamiklerini insanın özneleşme ve kendi bedenini bu sürece
uyumlama diyalektiğinde bulabiliriz. Bu süreç günümüzde
insan bedeninin ve yaşamının bizzat groteskleşmiş olduğu bir
görünüm sunmaktadır. Bu groteskleşmenin nedeni özne-nesne
ayrışımının derinleştirilmeye çalışıldığı her çabanın sonunda,
nesnenin iktidarı paylaşma ve tanım gereği, kendisinden
ayrılamaz olan özneyi yeniden konumlandırma potansiyeli
olması gerekir. Marquez’in dediği gibi “insanı kaçınılmaz
olarak grotesk haline getiren şey onun tam da kargaşalı doğal
dünya üzerine kültürünü empoze etme çabasının niteliğidir”.
O halde çağımızın metinlerinde sanat özelde Türk
Tiyatrosunda groteski ele alacak her çabanın üretim ilişkileri
ve özneleşme sürecinde insanın makineleşme, yabancılaşma
ve giderek ötekileşme duraklarında vurgulanan, uzam ve
zamana göre her defasında değişen vektörlerini –oryantasyondezoryantosyon-
ele alması zorunludur. Bu şekilde farklı
tarihlerde konunun başka yönlerini ele alan farklı tanımların
ve işlevlerin nedenselliğinin açığa çıkması umulabilir. Seyirci/
seyirciyle buluştu.
Seyirciden olumlu tepkiler alan oyun, “Ayaktakımı
Arasında”, dönemin burjuva ideolojisine eleştirel bir bakışı
anlatıyor. Oyunda, toplumun dibine itilmiş çarpık ekonomik
sistemin dayattığı koşullarda var olmaya çalışan insanlar ve
onların yaşama tutunma çabaları ele alınıyor.
okuyucuda çift değerlikli etki, olasılıklar dünyası, karnaval
ruhu, bilinen ve bilinmeyenin arasındaki sınırların bozulması,
karikatürleştirme,kaba güldürü, abartma, korku ile gülmenin
ayrışmazlığı, “uncanny”, oyunsallık, alışılmadık derece çirkin,
yapıt ve yanıttaki çelişkilerin çözümlenemez çarpışması,
anındalık, insanı yiyecek zinciri içindeki yeri ve bunun
gibi çeşitli grotesk tanım ve işlevlerine ait sözlerin arasında
kaybolmamak için, bu yolculukta yanıma alacağım rehber
Bakhtin’in “karnaval ruhu” olacaktır.”
Aycıl, karnaval ruhu ve Bakhtin’in grotesk yaklaşımı
konusunda detaylı aktarımda bulunduktan sonra Karagöz
metinlerinden örneklerle konferansını tamamladı.
Yrd. Doç. Dr. Nil Ünlü AYCIL