29 - Bilgi İşlem Daire Başkanlığı - Süleyman Demirel Üniversitesi

74 SDÜ Bülteni / Eylül 2006
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 75
Türkiye’de Hemşireliğin Durumu
Yrd. Doç. Dr. Sevgi Gökdemirel
Prof. Dr. Vecihi Kırdemir
Prof. Dr. Saadet Ülker
Doç. Dr. Aytolan Yıldırım
Dünya Hemşireler Haftası çerçevesinde Süleyman Demirel
Üniversitesi Kültür Merkezi’nde bir konferans düzenlendi.
“Türkiye’de Hemşireliğin Durumu” ve “5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu ve Hemşirelik” konulu konferanslara SDÜ Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Vali Yardımcısı Volkan
Köksal, çeşitli hastanelerin başhemşireleri ve çok sayıda öğrenci
katıldı.
Konferanslar öncesinde açılış konuşması yapan SDÜ Sağlık
Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Sevgi Gökdemirel,
hafta boyunca gerçekleştirilen etkinlikleri anlatarak
etkinliklerin gerçekleştirilmesinde yardımcı olan Gülkent
Devlet Hastanesi, Askeri Hastane, SDÜ Araştırma ve Uygulama
Hastanesi ve Doğumevi görevlilerine teşekkür etti. İkinci
konuşmayı gerçekleştiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vecihi
Kırdemir ise hemşirelik mesleğinin kutsal bir meslek olduğuna
değinerek, “Ben de bir sağlık kuruluşu çalışanı olarak hemşire
ve ebelerin öneminin hiçbir zaman unutulmaması gerektiğine
inanıyorum. Memleketin en ücra köşelerinde zor şartlar
altında bu kutsal ve onurlu görevlerini yapan bu insanları canı
gönülden kutluyorum. Bu mesleği yapacak olan genç arkadaşlarıma
da şimdiden çok teşekkür ediyorum.” dedi.
“Türkiye’de Hemşireliğin Durumu” konulu konferansa
konuşmacı olarak katılan Türk Hemşireleri Derneği Genel
Başkanı Prof. Dr. Saadet Ülker, ülkemizde sağlık sektörü içerisinde
hemşireliğin gelişimini anlatarak başladığı konuşmasında
“1960 yılı sonrası başlayan sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi
sırasında bazı sorunlar yaşandı. Bu zamandan sonra
ebelerin görev alanları genişletilirken hemşirelerin yapması
gereken görev ve hizmetler de ebeler tarafından yapılmaya
başlandı. Bu bağlamda hemşirelik mesleği için donatılmamış
kişiler enjeksiyon yapıp tansiyon ölçerek adeta hemşire unvanını
almaya başladılar. Bunun yanında birde sağlık memuru
olarak yetiştirilen teknisyenlerde hemşirelerin görevlerini yapmaya
başladılar. Bütün bunlarla birlikte mesleklerin birbirine
karışması ile hemşirelik mesleği daralmış duruma geldi. Bütün
bunların dışında hemşirelik mesleğinin eğitim sisteminde
de bazı sorunlarla karşı karşıyayız. Şu an geçerli olan yasa ile
hemşire olmak için temel eğitimden sonra 3 yıllık bir eğitim
almış olmak yeterli. Hemşirelerin ön görülen görevi sadece
doktorların tedavisi sırasında reçeteyi uygulamak. Hemşireler
maalesef sadece denileni yapmakla görevliler. Bu bağlamda
eğitim sisteminde de bazı değişikliklerin yapılması ve hemşirelerin
özlük haklarının iyileştirilmesi çok önemli” diyerek
sözlerini tamamladı.
“5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ve Hemşirelik” konulu
ikinci konferansı sunan İstanbul Üniversitesi Florence Nighingale
H.Y.O. Hemşirelik Yönetimi Ana Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç.Dr. Aytolan Yıldırım ise yeni çıkan Türk Ceza Kanunu
ve beraberindeki sorunlara değinerek başladığı konuşmasında
“Yeni çıkan Türk Ceza Kanunu Yasası maalesef sağlık
sektöründe bir çok soruna yol açmakta. Bu sorunlardan biri de
hemşirelerin bu yasa ile tedirgin olmaları. Hemşirelerin görevi
sadece doktorların yazdıkları reçete doğrultusunda uygulama
olduğu için doğacak herhangi bir sorunda cezadan kurtulamıyorlar.
Bu yasa sayesinde görev, yetki ve sorumluluk açısından
yerimizi daha iyi gördük. Birey ve meslek üyesi olarak
hemşireler hangi eylemlerin suç olduğunu bilmek zorundalar.
Yasayı bu bağlamda iyice öğrenmeniz çok önemli. Bizler açısından
yasadaki en önemli sorun hekim kararını uygulayan
hemşireler, karardan ve uygulama sürecinden kaynaklanan
hatalardan sorumlu tutulabilmekte. Bu yasanın bu bağlamda
tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.” diyerek sözlerini
tamamladı.