29 - Bilgi Ä°Ålem Daire BaÅkanlıÄı - Süleyman Demirel Ãniversitesi
29 - Bilgi Ä°Ålem Daire BaÅkanlıÄı - Süleyman Demirel Ãniversitesi
29 - Bilgi Ä°Ålem Daire BaÅkanlıÄı - Süleyman Demirel Ãniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
24 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 25<br />
SDÜ’de Sınav<br />
Yönetmeliği<br />
2004 yılında değişen sınav sistemi sonrasında, öğrencileri<br />
bilgilendirmek amacıyla Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Rektör<br />
Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca tarafından “SDÜ Eğitim<br />
Öğretim ve Sınav Yönetmeliği” konulu bir konferans verildi.<br />
Öğrencilere sınav yönetmeliğini anlatan ve neden bu sisteme<br />
geçildiğini açıklayan Karaca, “Avrupa’daki üniversitelerle<br />
aynı dili konuşmak, Avrupa Kredi Transfer Sistemi’ne uyum<br />
sağlamak, Türkiye’deki üniversiteler ile öğrenci değişimlerinde<br />
yaşanan uyumsuzluğu ortadan kaldırmak ve SDÜ öğrencilerinin<br />
rekabette mağduriyetlerinin giderilmesi için üniversitemiz bu<br />
sisteme geçti. Bu sistemle beraber öğrencilerimize çift ana dal ve<br />
yan dal imkanları da sağlanmış oldu.” diye konuştu. Konferans<br />
sonunda Prof. Karaca ve Öğrenci İşleri <strong>Daire</strong> Başkanı İlksel Bağcı<br />
öğrencilerin sorularını yanıtladılar.<br />
Sınav Heyecanı<br />
Nasıl Yenilir...<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Sürekli Eğitim Araştırma<br />
ve Uygulama Merkezi tarafından organize edilen ve Öğretim<br />
Görevlisi A. Celil Koç’un konuşmacı olarak katıldığı “ÜDS’de<br />
Pozitif Sınav Heyecanı Yaratmak” konulu bir konferans<br />
düzenlendi. Konferansa, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci<br />
katıldı. Isparta Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi A.<br />
Celil Koç katılımcılara, bu konferansın bilimsel bir nitelik<br />
taşımadığını ancak kişisel gelişim ve ilerleme söz konusu<br />
olduğunda büyük önem taşıdığını söyledi. Sınav günü öncesi,<br />
sınav anı ve sınavdan sonra neler yapılması gerektiğini anlatan<br />
Koç, “Korkular ayağımızdaki prangalardır. Öncelikle korkuyu<br />
yenmeliyiz ki başarıya ulaşabilelim. Başarının adresinin inanmak<br />
ve çaba göstermekten geçtiğini unutmamalıyız Kişiler sınavlara<br />
hazırlanırken kendilerine bir hedef belirlemeli, bilinçlerini ve<br />
bilinçaltlarını paranoyak düşüncelerle doldurmadan, rahat bir<br />
yol izlemelidir.” diye konuştu. Konferans “İçimize Yolculuk” adlı<br />
bir meditasyon gösteri ile son buldu.<br />
“Dilbilgisinden Kelimeye<br />
Geçiş” Konulu Seminer<br />
Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Yabancı Diller<br />
Yüksekokulu’nda “Dilbilgisinden Kelimeye Geçiş” konulu<br />
seminer düzenlendi.<br />
Seminere konuşmacı olarak Westminster Üniversitesi<br />
Öğretim Görevlisi Hugh Dellar katıldı. Dellar konuşmasında,<br />
yabancı dil eğitiminde dilbilgisinden kelimeye geçiş konularında<br />
dinleyenleri bilgilendirdi. Dellar konuşmasında, geleneksel<br />
dilbilgisi eğitimine yeni bir bakış açısı olarak, kelime bazlı eğitime<br />
geçilmesi görüşünü savundu.<br />
Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oya<br />
Büyükyavuz, İngiltere’den üniversitemize seminer için gelen<br />
Dellar’a teşekkür ederek , bu tip seminerlere devam edeceklerini<br />
söyledi.<br />
Seminere öğretim üyeleri, öğrenciler ve konuya ilgi duyan<br />
çok sayıda davetli katıldı.<br />
Prof. Dr. İsmail KARACA<br />
Öğr. Gör. A. Celil KOÇ<br />
Hugh Dellar<br />
“Anne Sütü Türkçe” Konulu Konferans<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde Kitap Kulübü tarafından “Anne<br />
Sütü Türkçe” konulu konferans düzenlendi. Yazar Feyza<br />
Hepçilingirler’in konuk olarak katıldığı konferansa çok<br />
sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı. Türkçe konusundaki<br />
sorunlardan bahsederek konuşmasına başlayan Hepçilingirler,<br />
“Bu sorunlar içerisinde birçok dal var; ama bunların içinde en<br />
önemlisi İngilizce’nin dilimizi sadece kelime olarak değil tümce<br />
yapısını da bozarak zarar vermesidir. Bu bağlamda eminim<br />
ki, Isparta’da da tabela kirliliği vardır ve bu kirlilik ülkemiz<br />
genelinde ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. Yaratıcılığımızı<br />
ortaya koyuyoruz diyerek yarattığımız bu kirlilik yerine keşke<br />
yaratıcılığımızı, Türkçe’mizi geliştirmek için kullanabilsek.<br />
Bütün bunlar özentiden kaynaklanıyor galiba. Bunun dışında<br />
küreselleşme ve AB’ye girme çabalarımız için bunların olması<br />
gerektiği söylenmekte. Peki ; gerçektende olay böyle mi? Hayır,<br />
AB için böyle bir şey kesinlikle yok. AB’ye girmemiz için<br />
kimse bize kendi dilinizi bırakın demiyor, AB’nin içerisinde<br />
20’ye yakın resmi dil bulunmakta. Peki; küreselleşme için mi<br />
yapıyoruz? Küreselleşme adına bütün dünya İngilizce’yi mi<br />
kullanıyor. Hayır bizim dışımızda dilini değiştirmeye meraklı<br />
olan başka bir ülke yok. Bütün ülkeler kendi dillerini korumak<br />
için çaba gösteriyor. Bir tek dil bütünleşmeyi sağlar diyorlar.<br />
Geçmişte Latince hemen hemen her yerde kullanılmaktaydı.<br />
Neden bütünleşmeyi sağlayamadı? Diğer diller İngilizce<br />
karşısında teslim olmuş değil. Dünya teslim olmadı ve<br />
olmayacak.” dedi. Tek dil İngilizce üzerine örnekler vererek<br />
konuşmaya devam eden Hepçilingirler “Belki ben yanılıyorum<br />
ve bütün dünya İngilizce tek dil dedi. Bu sizce güzel mi olur?<br />
Her dil bir kültürü yansıtır ve dillerin yok olması demek<br />
dünya üzerindeki kültürlerin de terk edilerek yok edilmesi<br />
anlamına gelir. Dilimizi kaybedersek bütün edebiyatımızı,<br />
kültürümüzü yok ederiz. Zaten İngilizce’yi sonradan öğrenen<br />
birisi; bu hangi dil olursa olsun , ana dili gibi konuşamaz ve bu<br />
hayallerle hazırlık sınıfları vasıtasıyla insanların ömürlerinden<br />
yılları çalmaktayız.” diye konuştu.<br />
Dilin kötü kullanımına sebep olan popüler kültür ve<br />
televizyonun etkilerini anlatarak konuşmasına devam eden<br />
Hepçilingirler, bu konuda örnekler vererek konuşmasını<br />
tamamladı. Feyza Hepçilingirler, konuşmasının ardından<br />
Kültür Merkezi Fuayesinde kitaplarını imzaladı.<br />
“Kaliteli Yaşam ve Yaşam Sevinci”<br />
Konulu Konferans<br />
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Psikolog-Yazar Prof. Dr. Üstün<br />
Dökmen Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi’nde “Kaliteli Yaşam ve Yaşam<br />
Sevinci” konulu bir konferans verdi.<br />
SDÜ Kitap Kulübü’nün davetlisi olarak üniversitemize gelen Dökmen,<br />
davetlilere yaşama çeşitli yönlerden bakış açılarıyla ilgili bilgiler aktardı.<br />
Dökmen, insanoğlunun tarih boyunca bilgisi az; fakat fikri çok olarak<br />
yaşam sürdüğüne değinerek, “Biz insanoğlu çok fazla bilgimiz olmadan,<br />
fikir üretiyoruz ve birçok konuda yorum yapıyoruz. Örneğin; hepimiz<br />
Çinlilerin birbirlerine benzediklerini söyleriz. Ama hiç birimiz Çin’e gidip<br />
de o insanlarla bir süre yaşamış değiliz. <strong>Bilgi</strong>ye kesin olarak ulaşmadan<br />
fikir üretip yorum yapıyoruz. Oysa bir Çinli de bizim toplumumuzun<br />
birbirine benzediğini sanır.” diye konuştu. Dökmen, ayrıca aile yaşantısı,<br />
iş yaşantısı, insanlarla olan diyaloglarımız ve çocuk yetiştirirken<br />
sergilediğimiz davranışların önemini belirtti. Dökmen, çocuklara yalan<br />
söylenmesi konusunda şöyle konuştu; “Hepimiz çocuklarımıza yalan<br />
söyleriz. Üstelik bu yalanlara bir de beyaz yalanlar diye isim takıp<br />
zararsız olduğunu savunuruz. Halbuki; bu davranış biçimi çok yanlış.<br />
Çocuklarımız küçük yaşlarda bizden böyle yalanlar duymaya alıştığında<br />
büyüdüklerinde aynı davranışları bize yapacaklardır. Bizim söylediğimiz<br />
şekilde yalanları hem bize, hem arkadaşlarına, hem de hocalarına onlar<br />
da söyleyeceklerdir.” dedi.<br />
SDÜ Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansı Rektör Yardımcısı<br />
Prof. Dr. İsmail Karaca, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci izledi.<br />
Dökmen, konferansın ardından kitaplarını imzaladı.<br />
Prof. Dr. Üstün DÖKMEN