28.03.2014 Views

29 - Bilgi İşlem Daire Başkanlığı - Süleyman Demirel Üniversitesi

29 - Bilgi İşlem Daire Başkanlığı - Süleyman Demirel Üniversitesi

29 - Bilgi İşlem Daire Başkanlığı - Süleyman Demirel Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

22 SDÜ Bülteni / Eylül 2006<br />

SDÜ Bülteni / Eylül 2006 23<br />

Doğu Batı İkileminde<br />

Türkiye’nin Vizyon Arayışları<br />

“Bizler ortaya konan kurguları gerçek sanarak yanıltılıyoruz.<br />

Bizlere sunulanla, gerçekler arasında ciddi farklar var.”<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından<br />

organize edilen ve Prof. Dr. Mahir Kaynak’ın konuşmacı<br />

olarak katıldığı “Doğu-Batı İkileminde Türkiye’nin Vizyon Arayışları”<br />

konulu konferans ilgi gördü. SDÜ Kültür Merkezi’nde<br />

düzenlenen konferansa Vali Şemsettin Uzun, Rektör Yardımcısı<br />

Prof. Dr. İsmail Karaca, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.<br />

Dünya’da halen çatışmaların var olduğunu ancak kimin kiminle<br />

mücadele ettiğinin kesin olarak bilinmediğini kaydeden<br />

Kaynak, “Bizler ortaya konan kurguları gerçek sanarak yanıltılıyoruz.<br />

Bizlere sunulanla, gerçekler arasında ciddi farklar var.<br />

Buna bir örnek vermek gerekirse ABD geldiği günden itibaren<br />

Irak’ın bölünmesini kafasına koymuş durumda. ABD’nin amacı<br />

Irak’a demokrasi filan getirmek değil, bölmekten ibarettir. Benim<br />

buradaki amacım ABD’yi eleştirmek değil. Dünya’daki olaylara<br />

ilişkin bir durum tespiti yapmaktan ibarettir. Ben, mevcut olayların<br />

fotoğraflarını çekerek, gerçeklerin görülmesini sağlamaya<br />

çalışıyorum.” dedi.<br />

“ABD Dünya’nın en borçlu ülkesi” ABD’nin dünyanın en<br />

borçlu ülkesi olduğunu ileri süren Mahir Kaynak, bu ülkenin<br />

içinde bugün için iki akımın mevcut olduğunu bunlardan birinin<br />

“Küresel Sermaye” diğerinin ise “Ulusal Sermaye” olduğunu belirtti.<br />

Küresel sermayenin devleti ve ordusu olmadığı halde, var<br />

olanlara yakın gücü bulunduğuna değinen Kaynak şunları söyledi:<br />

“Bugün ABD’de Başkan Bush ile Rusya Federasyonu Başkanı<br />

Putin, bir gün aniden kendilerini terk edeceklerine inandıkları<br />

küresel sermaye ile mücadele ediyorlar. Yani bu iki devlet adamı<br />

ulusal sermayeden yana tavır içindeler. Biliyorsunuz; küresel sermaye<br />

Rusya’ya giderek onları bir kurşun dahi atmadan 180 milyar<br />

dolarla iktisadi açıdan ele geçirdi. Putin iktidara gelir gelmez, bu<br />

sermayenin Rusya’daki bazı temsilcilerini tutuklattı ve paralarına<br />

el koydurdu. Bir kısmı ise yurt dışına kaçtılar. Küresel sermaye<br />

derken sadece nakit olarak servetleri bulunanlardan bahsediyoruz.<br />

Bush’un da destek verdiği ulusal sermayeciler içinde petrolcü,<br />

sanayici gibi üretim yapan sermaye sahipleri bulunmaktadır.<br />

Gürcistan ve Ukrayna’daki devrimler küresel sermaye tarafından<br />

gerçekleştirilmiştir. Demin de söylediğim gibi ABD dünyanın en<br />

borçlu ülkesidir. Ancak, destek olduğu Çin, Japonya ve Almanya<br />

gibi ülkelerin üretimleri ile hem kendisinin refahını artırmaktadır,<br />

hem de o ülkelerin paralarını sermaye piyasalarına sokarak<br />

sıkıntısını gidermektedir.<br />

“ABD Türkiye’yi kaybetmek istemez” Dünyayı takip<br />

etmediğimiz zaman Türkiye’de olup bitenin anlaşılamayacağını<br />

hatırlatan Prof. Dr. Mahir Kaynak, “ABD Türkiye’yi<br />

kaybetmek istemez. Belki biraz abartılı söylüyorum ama<br />

ABD Türkiye’yi kaybederse ABD’liler Atlantiği turist<br />

olarak bile geçemezler. Türkiye, dünya üzerindeki dengeleri<br />

etkileyebilecek bir potansiyele sahiptir. Ancak<br />

bunu kullanamıyor zira gücünün farkında değil.”<br />

diye konuştu.<br />

“Türkiye AB’ye yeni bir boyut katacak güç<br />

ama...” Türkiye’nin AB’ye girmek için 1963’te<br />

başvuruda bulunduğunu hatırlatan Mahir<br />

Kaynak, Almanya ve Fransa’nın Türkiye’yi<br />

siyasi nedenlerle birliğe istemediklerini,<br />

İngiltere’nin ise buna istekli olduğunu<br />

kaydetti. Kaynak şöyle devam etti: “Türkiye<br />

AB’ye yeni bir boyut katacak bir<br />

güç ama demin de belirttiğim gibi özellikle<br />

Almanya ve Fransa bunu siyasi nedenlerle istemiyor. Zira<br />

Türkiye’nin dünyada savaşabilecek ciddi bir ordusu var. Türkiye<br />

elindeki askeri güç ile AB’ye yeni bir boyut katacaktır. Ama buna,<br />

küresel sermayenin temsilcisi konumundaki İngiltere istemesine<br />

rağmen, diğerlerinin isteksizliği engel oluyor. Kendilerine göre,<br />

Almanya ve Fransa haklı; zira bu ülkeler AB’nin kuruluşu sırasında<br />

da aynı gerekçelerle İngiltere’nin üyeliğine bile karşı çıkmışlardı.”<br />

“Kurgulardan kurtulup gerçekleri görmek lazım” Konferansın<br />

son bölümünde, dünyada olup bitenin farkına varmak için,<br />

insanların çelişkilerini giderinceye kadar soru sorması gerektiğine<br />

değinen Kaynak, “Soru sorun, çelişkilerinizi giderinceye kadar<br />

buna devam edin ve gerçeklere ulaşın. Siz şu anda aslında bir<br />

kurguyu yaşıyorsunuz. Kurgulardan kurtulup gerçekleri görmek<br />

lazım. Bugün için ekonomik konularda duyduğunuz rakamların<br />

tümü yanlıştır. Dünyayı küreselleştirmek isteyenlerle ulus devlet<br />

olarak tutmak isteyenler arasındaki mücadele tüm hızıyla sürmektedir.<br />

Türkiye’nin gelişmesini ve kalkınmasını kimse istemez.<br />

Zira; bu mümkün olursa ülkemizin siyasi ve felsefik açıdan bir<br />

takım istekleri olabilir. Bunun için kalkınmasını istemezler. Ancak<br />

Türkiye’nin ekonomik alandan başka dünyaya vereceği medeniyet<br />

ve kültürel mesajları olduğunu da düşünmemiz gerek.” diye<br />

sözlerini tamamladı.<br />

SDÜ’de<br />

Türkçe<br />

Konferansı<br />

Prof. Dr. Şükrü Haluk AKALIN<br />

BMYO’da<br />

Muhasebecilik<br />

Mesleğinin Geleceği<br />

Semineri<br />

Süleyman <strong>Demirel</strong> Üniversitesi Türkçe Topluluğu tarafından<br />

“Türkçe’nin Gücü ve Türk Dil Kurumu” konulu konferans<br />

düzenlendi. Konferansa Isparta Valisi Şemsettin Uzun, Rektör<br />

Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca, çok sayıda öğretim üyesi ve<br />

öğrenci katıldı.<br />

Türkçe’nin tarihini anlatan belgesel ile başlayan etkinlikte, ilk<br />

konuşmayı SDÜ Türkçe Topluluğu Öğrenci Temsilcisi Ali Rıza İnan<br />

yaptı. İnan, “Yakın çevremizde sık sık karşılaşmakta olduğumuz iş<br />

yerleri adlarına verilen yabancı ve özellikle İngilizce isimler gün<br />

geçtikçe sayısını arttırıyor. Bu gidişe ne zaman dur diyeceğiz? Bunun<br />

için Türkçe Topluluğu olarak gereken önlemleri alıp, toplumun bu<br />

konuda bilinçlendirilmesine yardımcı olmalıyız.” dedi. Ardından<br />

kürsüye gelen Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk<br />

Akalın dilin önemini anlatan kısa bir film gösterisi ile sunumuna<br />

başladı. Akalın, “Dil, konuşma, anlaşma, iletişim ve düşünme aracı<br />

olmakla beraber; kültürün oluşturulması, yaşatılması ve kuşaktan<br />

kuşağa aktarılmasında, bilim ve uygarlığın yaratılmasında görev<br />

almaktadır. Dil olmasaydı insanlık bugünkü toplum hayatına ve<br />

uygarlık düzeyine sahip olamazdı. Dil demek insan demektir.” diye<br />

söyledi ve şöyle devam etti; “Son yıllarda gözden kaçan bir gerçek<br />

var. O da Türkçe’nin gücüdür. Şu an Türkçe kötü bir durumda<br />

ama geçmişte çok daha kötü günleri oldu. Buna rağmen, Türkçe<br />

o günlerden bu günlere geldi. Günümüzde Türkçe’de kirlenme<br />

ve yabancılaşma yaşıyoruz. Bu yabancılaşma genellikle ürün,<br />

öğretim, müzik dilinde, ticari hayatımızda, iş yerlerinin adlarında<br />

karşımıza çıkıyor.” diye konuştu.<br />

“Türkçe’nin 5 bin yıllık Bir Geçmişi Vardır” Akalın, Türk<br />

Dili’nin tarihiyle ilgili şunları söyledi; “Bugünkü dillerin büyük bir<br />

bölümü yokken Türkçe konuşma ve yazı dili olarak kullanılıyordu.<br />

Türkçe’nin en az 5 bin yıllık bir geçmişi vardır. Bir bilim dili olarak<br />

Türkçemiz 9. yüzyıldan beri kullanılmaktadır. Türkçe güçlü bir<br />

dildir ve bu gücüne yapısından, söz varlığından ve etkisinden<br />

dolayı sahip olmuştur. Türkçe’nin yok olma tehlikesi kesinlikle söz<br />

konusu değildir; ama dilimizde kirlenme, yozlaşma ve yabancılaşma<br />

yaşanıyor. Biz Türk Dil Kurumu olarak, Türkçe’nin maruz kaldığı<br />

olumsuzlukları engellemeye çalışıyoruz. Bunların yanı sıra Türkçe<br />

sözcükleri ağ ortamında kullanıma açtık. Türkçe hepimizin kutsal<br />

varlığıdır, gelecek kuşaklara Türk’e yakışır bir Türkçe bırakalım.<br />

Konferans sonunda ilimizde işyerlerinde Türkçe isim kullanan<br />

üç esnafa teşekkür belgesi verildi. Konferansa konuşmacı olarak<br />

davet edilen Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk<br />

Akalın’a Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Karaca tarafından<br />

seramik Atatürk heykeli ve çiçek takdim edildi.<br />

SDÜ Burdur Meslek Yüksekokulu tarafından , Burdur Meslek<br />

Yüksekokulu Konferans Salonu’nda “ Muhasebecilik Mesleğinin<br />

Geleceği” konulu bir konferans düzenlendi.<br />

Konferansa, Burdur Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler<br />

Odası Başkanı İlyas Anaç, Oda Genel Sekreteri Ahmet Rıfat Korur<br />

ve Oda Saymanı Cihat Çavuşoğlu katıldı.<br />

Oda Başkanı İlyas Anaç 3568 sayılı muhasebeciler yasasıyla<br />

mesleğin yasal bir kimlik kazandığını ifade etti. Anaç, bu yasayla<br />

muhasebecilerin haklarının ve görevlerinin net olarak ortaya<br />

konduğunu ve söz konusu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte,<br />

muhasebecilik mesleğine belli bir düzen ve standart geldiğini,<br />

dolayısıyla; artık muhasebecilik mesleğinin her önüne gelenin<br />

yapabileceği sıradan bir meslek olmaktan çıktığını belirtti.<br />

Günümüzde muhasebecilik mesleğinin saygınlığının ve itibarının<br />

her geçen gün daha da arttığını söyleyen Anaç, öğrencilere “Artık<br />

devletimiz iş kapısı olmaktan çıkmıştır, mesleğinizin kıymetini<br />

bilin, mesleğe girişteki sınavlara şimdiden hazırlanın.” dedi.<br />

Konferans sonrası Burdur MYO Müdür Yrd. Öğrt. Gör. Hüseyin<br />

Göz, İktisadi ve İdari Prog. Bölüm Başkanı Dr. Osman Tuğay ve<br />

Öğr. Gör. Nermin Başgül tarafından katılımcılara çiçek takdim<br />

edildi.<br />

Prof. Dr. Mahir KAYNAK

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!