29 - Bilgi İşlem Daire Başkanlığı - Süleyman Demirel Üniversitesi

14
SDÜ Bülteni / Eylül 2006
SDÜ Bülteni / Eylül 2006 15
Jerzy Buzek’e
SDÜ’den Fahri Doktora
1. Uluslararası Yüksek Öğretimde Stratejik Eğilimler
Konferansı’na katılmak üzere Isparta’ya gelen Polonya eski
Başbakanı ve Avrupa Birliği, Endüstri Araştırma ve Enerji Komisyonu
üyesi Prof. Dr. Jerzy Buzek’e Süleyman Demirel Üniversitesi
tarafından “Fahri Doktora” payesi verildi. Doktora
töreni öncesinde Süleyman Demirel Üniversitesi’ndeki Stratejik
Planlama çalışmaları hakkında bilgi veren SDÜ Rektörü
Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, SDÜ’nün diğer üniversitelerden
çok önce stratejik planını hazırlayarak önemli bir avantaj elde
ettiğini söyledi. Stratejik planın başarılı olabilmesi için mekanik
unsurların ötesine geçilmesi ve plana ruh verilmesi gerektiğini
kaydeden Baydar, “Yani, mekanik bir varlıktan, yaşayan
bir organizmaya dönüştürülmesi, stratejik planı, sürekli
gelişen bir hayat damarı haline getirir. Yönetim aracı olmasının
ötesinde bir anlam kazandırır. Bunun yapılabilmesi için
stratejik planın, farklı düzeylerde anlamının ve karşılığının
olması gerekmektedir.” dedi. Daha sonra kürsüye gelen Jerzy
Buzek ise “Avrupa’nın Rekabet Edilebilirliği: Yedinci Çerçeve
Programı Lizbon Stratejilerinin Başarılmasına Yardımcı
Olacak mı?” konulu bir konuşma yaptı. 6 yıl önce başlatılan
ve 2010 yılında sona erecek olan Lizbon Stratejisi’ndeki ana
amacın, AB ülkelerinde dinamik ve bilgi temelli ayrıca çevreye
saygılı bir ekonomiye yaklaşmak olduğunu söyleyen
Buzek, “Bu çerçeve içinde araştırma ve yenilik alanlarında
neler yapılabileceğini hep birlikte değerlendireceğiz. AB ülkelerinin
çoğunda, bugün için Amerika ve Japonya’ya göre,
patent sayısı, milli gelirden fert başına düşen pay daha düşüktür.
Ayrıca, ABD ve Japonya’ya oranla kaynak yetersizliği
ve yeterince büyük şirketlere sahip olamama gibi eksikliklerde
görülmektedir. Bunun yanısıra geçen yıl Çin, aldığı patent
sayısı itibarıyla tarihinde ilk defa öne geçmiş bulunmaktadır.
Araştırma ve Geliştirmede AB, ABD’nin gerisindedir. AB’de
yenilikçi araştırma henüz tatmin edici seviyeye ulaşmamıştır.
İşte bu nedenlerden dolayı AB ülkeleri AR-GE’ye yeterince
önem vermeli, AB’nin dışına giden bilim adamı akışını durdurmalı
ve hatta tersine çevirmelidir. Dışarıya beyin göçünü
önlemek için yenilik konusundaki harcamalar oranı milli gelirin
yüzde 3’ü mertebesine ulaşmalıdır. Bu arada Türk Yüksek
Öğretimi ile ilgili konuşmam gerekirse; AB ile yapılan programda
iyi gittiğinizi söyleyebilirim. Bologna sürecine uygun,
kredi transfer sistemi, hesap verilebilirlik, kalite ve araştırma
programlarındaki sayı itibarıyla 5 yıllık planın gereklerini yerine
getirmektesiniz. Bu açıdan bakıldığında, AB ile eğitimde
bütünleşme konusunda ülkeniz iyi bir gelişme sağlamaktadır.
Türkiye aday ülke olarak AB’nin bütün bilimsel proje ve
araştırmalarına katılabilmektedir.” diye konuştu. Daha sonra
doktora payesi törenine geçildi. SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin
Lütfi Baydar, senato kararını okuyarak, Jerzy Buzek’e; Mekanik
Enerji ve Kimya Mühendisliği alanlarında akademisyenlik
yapması, ülkesinin demokratikleşme çabalarına katkıda
bulunması, 1997-2001 yılları arasında Polonya Başbakanlığı
yaparak ülkesini NATO ve AB’ye taşımış olması ve ayrıca
çevre konusunda yaptığı çalışmalardan dolayı fahri doktora
payesi verilmesinin kararlaştırıldığını söyledi. Buzek’e binişi,
Rektör Baydar tarafından giydirildikten sonra, fahri doktora
belgesi ile SDÜ Seramik Araştırma Merkezi tarafından üretilmiş,
seramik fötr şapka takdim edildi. Doktora belgesi töreni
sonunda bir teşekkür konuşması yapan Buzek, “Gerçekten
duygularımı ifade edecek sözü bulmakta güçlük çekiyorum.
Bugün benim için çok önemli bir gün. Bu yüzden saygıdeğer
rektörün bana yönelttiği övgü dolu sözlere teşekkür
ediyorum. Tarihimize baktığımızda bizim Türkiye ile ortak
noktalarımız bulunmaktadır. 18. yüzyılda Polonya, Avrupa
haritasından silinmişti. Türkiye bu gerçeği kabul etmeyen
tek ülke idi. 123 yıl boyunca, Türkiye, Polonya’dan gelecek
heyeti bekledi. Ayrıca benim ülkem 1999’da NATO’ya kabul
edildi. Ben de o zaman, zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel’e teşekkür etme fırsatı buldum. İki ülke arasındaki
dostluğun her zaman devam edeceğine inanıyorum. Ayrıca
AB yolunda Türkiye’ye en büyük desteği Polonya’nın vereceğine
inancım tamdır. Biz de, sizin AB’ye gireceğiniz günü
sabırsızlıkla bekliyoruz.” dedi.