ÃalÄ±ÅÄ±nca oluyor - Kocaeli BÃ¼yÃ¼kÅehir Belediyesi

More documents

Recommendations

Info

İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı ŞEHİR ÖNCE ZİHİNLERDE, KALPLERDE KURULUR Biliniz ki, Kocaeli bir markadır ve bu marka iyi yönetilmektedir. Rasgele oluşmuş bir marka değildir Kocaeli, boşlukta yüzen bir şehir değildir. Gelgelelim, Büyükşehir Belediyesinin çabaları, Kocaeli markasını ne kadar yükseğe taşırsa taşısın, işin hayati önem taşıyan kısmı sizlere, Kocaelililere düşüyor. Çünkü bir şehri yaşanabilir kılan, o şehirdeki hayatın güzelliğini açığa çıkaran şey, insanların hissiyatı ve davranışlarıdır. İnsan kalitesi ile yaşam kalitesi ve buna bağlı olarak şehrin marka değeri arasında doğrudan bir ilişki vardır. Sizlerin Kocaeli’ne duyduğunuz aidiyet ve sahiplenme hisleri, burayı daha cazip kılar Sokaklarımızı şenlendirecek, günümüzü aydınlatacak, ufkumuzu ağartacak olan asıl şey, sizlerin bu şehre verdiğiniz değerdir. Kocaeli’nin değer kazanması, yükselmesi, gelişmesi, serpilmesi, güçlenmesi bugüne kadar sizler sayesinde gerçekleşmiştir. Bundan sonra elde edeceğimiz kazanımlar da yine size bağlıdır. Şehrimizin kıymeti arttıkça, doğal olarak bizim yaşam kalitemiz de artacaktır. Köylüsüyle, öğrencisiyle, ev hanımlarıyla, işçisiyle, sanayicisi, esnafı, teknisyeni, yazarı, sanatçısı, memuruyla hepimiz, bizleri Kocaeli’ne bağlayan güzellikleri canlı tutmaya, çoğaltmaya çalışmalıyız. Her birimiz, içimizde bir Kocaeli kuralım. Kocaeli’ni kalplerimizde inşa edelim. Nasıl ki birinin yüzünü güldürmek için ona hediye sunuyorsak, gönlümüzdeki Kocaeli resmine ulaşabilmek için, şehrimize hediyeler sunalım. Onu koruyalım, onunla birlikte var olalım. O zaman Kocaeli’nin marka değeri, bizim insanlık değerlerimizle, kişisel yükselişimizle, itibarımızla paralel hale gelir. O zaman, Kocaeli’ne uğrayanlar, misafirlerimiz, “İyi ki gelmişim, ilk fırsatta tekrar geleceğim” derler ve gelirler. 436 Çalışınca Oluyor.
İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İstanbul’un Fethi’nde Kocaeli’nin önemi İstanbul’un Fethi, tarihimizin en muazzam, en etkileyici, en harika olayıdır. İstanbul’u almak, sahabelerin, hükümdarların, padişahların en büyük hayali idi. Milyonlarca insan, 800 yıl boyunca İstanbul’u rüyalarında gördü. Dünyanın en güzel şehrine İslam sancağını dikmekten daha muhteşem bir hayal, bir onur yoktu. Peygamberimizin binlerce arkadaşı, 668 yılında İstanbul’u kuşatmaya gelmişti. Birçoğu, o kalın surların altında şehit düştü. Bu sebeple İstanbul’da birçok sahabe kabri bulunmaktadır. Bunların en bilineni Ebâ Eyyub el-Ensari’nin kabridir. O dönemde sahabeler, İstanbul’a giderlerken Kocaeli’mizden de geçmişlerdi. Şu yaşadığımız yerlerde, İstanbul’a doğru yürüyen sahabeleri gözlerinizin önüne getirin… Yıldırım Beyazıt, İstanbul’u tam üç kere kuşattı. Tam 10 yıl boyunca gece gündüz İstanbul’u düşünen, kendini hazır hissettiği anda ordusunu toplayıp yine İstanbul surlarına dayanan bir padişahtı. İstanbul, Müslüman ordular tarafından 15 kez kuşatıldı. Bu kuşatmaların birçoğunda, Kocaeli liman ve tersanesi kullanıldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk tersanesi, Kocaeli’mizde kurulmuştur. Fatih Sultan Mehmet’in donanmasındaki gemilerin 24 tanesi, Kocaeli’mizde yapılmıştı. Bizler, yani dedelerimiz yaptı. O gemilerde bizim ormanlarımızdan kesilen ağaçlar kullanıldı… Rumeli Hisarı’nın yapımında da Kocaelili ustalar çalışmıştı. İstanbul’un Fethi’ne katkıda bulunmuş olmak, tarihimizin bu en gururlu destanına mısralar eklemiş olmak, bugün de yüzümüzü ağartıyor… Çalışınca Oluyor. 437
Page 1 and 2:
İbrahim KARAOSMANOĞLU Kocaeli Bü
Page 3 and 4:
İçindekiler 09 13 15 17 20 23 26
Page 5 and 6:
206 210 212 214 216 218 220 223 225
Page 7 and 8:
369 371 374 379 382 384 389 391 393
Page 9 and 10:
İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli B
Page 11 and 12:
Çalışınca Oluyor. Çalışınca
Page 13 and 14:
Page 15 and 16:
Page 17 and 18:
Page 19 and 20:
Page 21 and 22:
Page 23 and 24:
Page 25 and 26:
Page 27 and 28:
Page 29 and 30:
Page 31 and 32:
Page 33 and 34:
Page 35 and 36:
Page 37 and 38:
Page 39 and 40:
Page 41 and 42:
Page 43 and 44:
Page 45 and 46:
Page 47 and 48:
Page 49 and 50:
Page 51 and 52:
Page 53 and 54:
Page 55 and 56:
Page 57 and 58:
Page 59 and 60:
Page 61 and 62:
Page 63 and 64:
Page 65 and 66:
Page 67 and 68:
Page 69 and 70:
Page 71 and 72:
Page 73 and 74:
Page 75 and 76:
Page 77 and 78:
Page 79 and 80:
Page 81 and 82:
Page 83 and 84:
Page 85 and 86:
Page 87 and 88:
Page 89 and 90:
Page 91 and 92:
Page 93 and 94:
Page 95 and 96:
Page 97 and 98:
Page 99 and 100:
Page 101 and 102:
Page 103 and 104:
Page 105 and 106:
Page 107 and 108:
Page 109 and 110:
Page 111 and 112:
Page 113 and 114:
Page 115 and 116:
Page 117 and 118:
Page 119 and 120:
Page 121 and 122:
Page 123 and 124:
Page 125 and 126:
Page 127 and 128:
Page 129 and 130:
Page 131 and 132:
Page 133 and 134:
Page 135 and 136:
Page 137 and 138:
Page 139 and 140:
Page 141 and 142:
Page 143 and 144:
Page 145 and 146:
Page 147 and 148:
Page 149 and 150:
Page 151 and 152:
Page 153 and 154:
Page 155 and 156:
Page 157 and 158:
Page 159 and 160:
Page 161 and 162:
Page 163 and 164:
Page 165 and 166:
Page 167 and 168:
Page 169 and 170:
Page 171 and 172:
Page 173 and 174:
Page 175 and 176:
Page 177 and 178:
Page 179 and 180:
Page 181 and 182:
Page 183 and 184:
Page 185 and 186:
Page 187 and 188:
Page 189 and 190:
Page 191 and 192:
Page 193 and 194:
Page 195 and 196:
Page 197 and 198:
Page 199 and 200:
Page 201 and 202:
Page 203 and 204:
Page 205 and 206:
Page 207 and 208:
Page 209 and 210:
Page 211 and 212:
Page 213 and 214:
Page 215 and 216:
Page 217 and 218:
Page 219 and 220:
Page 221 and 222:
Page 223 and 224:
Page 225 and 226:
Page 227 and 228:
Page 229 and 230:
Page 231 and 232:
Page 233 and 234:
Page 235 and 236:
Page 237 and 238:
Page 239 and 240:
Page 241 and 242:
Page 243 and 244:
Page 245 and 246:
Page 247 and 248:
Page 249 and 250:
Page 251 and 252:
Page 253 and 254:
Page 255 and 256:
Page 257 and 258:
Page 259 and 260:
Page 261 and 262:
Page 263 and 264:
Page 265 and 266:
Page 267 and 268:
Page 269 and 270:
Page 271 and 272:
Page 273 and 274:
Page 275 and 276:
Page 277 and 278:
Page 279 and 280:
Page 281 and 282:
Page 283 and 284:
Page 285 and 286:
Page 287 and 288:
Page 289 and 290:
Page 291 and 292:
Page 293 and 294:
Page 295 and 296:
Page 297 and 298:
Page 299 and 300:
Page 301 and 302:
Page 303 and 304:
Page 305 and 306:
Page 307 and 308:
Page 309 and 310:
Page 311 and 312:
Page 313 and 314:
Page 315 and 316:
Page 317 and 318:
Page 319 and 320:
Page 321 and 322:
Page 323 and 324:
Page 325 and 326:
Page 327 and 328:
Page 329 and 330:
Page 331 and 332:
Page 333 and 334:
Page 335 and 336:
Page 337 and 338:
Page 339 and 340:
Page 341 and 342:
Page 343 and 344:
Page 345 and 346:
Page 347 and 348:
Page 349 and 350:
Page 351 and 352:
Page 353 and 354:
Page 355 and 356:
Page 357 and 358:
Page 359 and 360:
Page 361 and 362:
Page 363 and 364:
Page 365 and 366:
Page 367 and 368:
Page 369 and 370:
Page 371 and 372:
Page 373 and 374:
Page 375 and 376:
Page 377 and 378:
Page 379 and 380:
Page 381 and 382:
Page 383 and 384:
Page 385 and 386: İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli B
Page 387 and 388: Çalışınca Oluyor. Çalışınca
Page 435: İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli B
show all

ÃalÄ±ÅÄ±nca oluyor - Kocaeli BÃ¼yÃ¼kÅehir Belediyesi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?

ÃalÄ±ÅÄ±nca oluyor - Kocaeli BÃ¼yÃ¼kÅehir Belediyesi