ÃalÄ±ÅÄ±nca oluyor - Kocaeli BÃ¼yÃ¼kÅehir Belediyesi

More documents

Recommendations

Info

İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı destek veriyor. 60 yıldır. Bu kıymetli çabayı ayakta alkışlarım. Çünkü, bilgi özgürleştirir. Cehalet, özgürlüğü fesheder. Nasıl ki delilerin ceza–i ehliyeti yoksa, bilişsel donatımdan mahrum kimselerin de hayatımıza herhangi bir zenginlik katması, kendilerinin, bir hayat sahibi olması muhaldir. Ne demek bu? Bazıları “Kıroyum ama para bende” yazılı kağıtlar yapıştırıyorlar arabalarına. Bir kimse, finansal birikimi vs. ile bir konfora ulaşabilir. Fakat bu tek başına, binlerce yıllık kültür ve medeniyet birikiminin bize gösterdiğine bakılırsa, insanlık dışı bir çerçevedir. Bilgi nasıl özgürleştiriyor? Neden para ya da mal mülk değil de bilgi? Çünkü, bilgi kimsenin zimmetinde değildir. Özgürlük, bilginin özünde vardır. Bilgi, onu talep eden herkesin, her talebenin doğal hakkı şekline girer. İlim tahsil etmek, bilimsel çalışma yürütmek, okumak, çağımıza mahsus karmaşaya direnç göstermemizi temin edebilecek şekilde kolaylaştı. Dünya büyürken insan küçülmesin. Kritik husus bu. STK’lar da, bilginin özgürleştirici niteliğine gösterdikleri sadakat nispetinde, bilgiye hürmeti, bilgi sevgisini (felsefe) açığa vurdukları ölçüde; hakiki bir fonksiyon icra ederler. Uzay çağında komşuluk bahsine dönelim. Bilgi özgürleştirir dedik. Bilgi, sistematize olduğu takdirde, insanın sorumlulukları netleşir. Bu zihin açıklığından, bu görev bilincinden ahlaki bir yoğunluk doğar. Komşuluk ilişkileri, dostluklar, aşklar; ahlak telakkimizin sağladığı emniyet sayesinde gerçeklik kazanır. Komşuluk ölürse, uzayda kayboluruz. Bizler, dünyaya gelen ilk insanlar olmadığımız için, ahlakı da, bilgiyi de içinde yaşadığımız kültürde hazır buluruz. Niyetim ders vermek değil. İnsanın insanla arasındaki mesafenin ve / yahut yakınlığın niteliklerine ilişkin bir fikrimiz olmazsa; münasebetlerimiz el yordamıyla yürür. Üstünkörü, alelusul, lalettayin birtakım temaslardan ibaret kalır. Önyargı yılanına sarılarak, bataklıkta çırpınır dururuz. Bilgi ve ahlakın işleme konması, düşünceyle olur. Düşünmeden yaşanan hayat, insan hayatı sayılamaz. Bu manada, siyaset de, eğitim de, sanat da, yani bütün insan faaliyetleri, düşünsel enerjiyle ilerler. KYÖD’ün, sadece kurumsal eğitim ve öğrenimin değil, aynı zamanda şehrimizi güzelleştiren, hayatımıza anlam kazandıran derinliğin de destekçisi olduğu kanaatindeyim. Bütün kurumlar, kuruluşlar, sistemler; yozlaşma, çürüme tehlikesi arzederler. Devletler de öyle. Bir sistem kurulup işlemeye başladığında, o sistemin gelişimi için harcanması gereken enerjiye yatırım yapılmadığı nadir görülen bir durum değildir. Sistem nasılsa işliyor, çarklar dönüyor, herkesin makamı, mevkisi, yeri nasılsa belli, nasılsa alışveriş devam ediyor... Hayır. Eğer bir yapı kurduysak, orada bir faaliyet yürütülüyorsa, gerisini düşünmeden işe devam edebileceğimiz yanılgısına 416 Çalışınca Oluyor.
İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı asla kapılmamalıyız. Aksi takdirde, bir süre sonra, sizden bin kat daha yetenekli, bilgili insanlar gelir ve sizi solda sıfır bırakırlar. Asabileşirsiniz, bağırmaya başlarsınız, saldırganlaşırsınız, fakat çökersiniz de. Düşüncede kısırlığın aşılması, önyargıların devreden çıkarılması, hem entelektüel hem de duygusal bakımdan insanların birbirlerine yaklaşmalarının sağlanması için çalışmak zorundayız. Bilirsiniz, çalışınca oluyor. Çalışınca Oluyor. 417
Page 1 and 2:
İbrahim KARAOSMANOĞLU Kocaeli Bü
Page 3 and 4:
İçindekiler 09 13 15 17 20 23 26
Page 5 and 6:
206 210 212 214 216 218 220 223 225
Page 7 and 8:
369 371 374 379 382 384 389 391 393
Page 9 and 10:
İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli B
Page 11 and 12:
Çalışınca Oluyor. Çalışınca
Page 13 and 14:
Page 15 and 16:
Page 17 and 18:
Page 19 and 20:
Page 21 and 22:
Page 23 and 24:
Page 25 and 26:
Page 27 and 28:
Page 29 and 30:
Page 31 and 32:
Page 33 and 34:
Page 35 and 36:
Page 37 and 38:
Page 39 and 40:
Page 41 and 42:
Page 43 and 44:
Page 45 and 46:
Page 47 and 48:
Page 49 and 50:
Page 51 and 52:
Page 53 and 54:
Page 55 and 56:
Page 57 and 58:
Page 59 and 60:
Page 61 and 62:
Page 63 and 64:
Page 65 and 66:
Page 67 and 68:
Page 69 and 70:
Page 71 and 72:
Page 73 and 74:
Page 75 and 76:
Page 77 and 78:
Page 79 and 80:
Page 81 and 82:
Page 83 and 84:
Page 85 and 86:
Page 87 and 88:
Page 89 and 90:
Page 91 and 92:
Page 93 and 94:
Page 95 and 96:
Page 97 and 98:
Page 99 and 100:
Page 101 and 102:
Page 103 and 104:
Page 105 and 106:
Page 107 and 108:
Page 109 and 110:
Page 111 and 112:
Page 113 and 114:
Page 115 and 116:
Page 117 and 118:
Page 119 and 120:
Page 121 and 122:
Page 123 and 124:
Page 125 and 126:
Page 127 and 128:
Page 129 and 130:
Page 131 and 132:
Page 133 and 134:
Page 135 and 136:
Page 137 and 138:
Page 139 and 140:
Page 141 and 142:
Page 143 and 144:
Page 145 and 146:
Page 147 and 148:
Page 149 and 150:
Page 151 and 152:
Page 153 and 154:
Page 155 and 156:
Page 157 and 158:
Page 159 and 160:
Page 161 and 162:
Page 163 and 164:
Page 165 and 166:
Page 167 and 168:
Page 169 and 170:
Page 171 and 172:
Page 173 and 174:
Page 175 and 176:
Page 177 and 178:
Page 179 and 180:
Page 181 and 182:
Page 183 and 184:
Page 185 and 186:
Page 187 and 188:
Page 189 and 190:
Page 191 and 192:
Page 193 and 194:
Page 195 and 196:
Page 197 and 198:
Page 199 and 200:
Page 201 and 202:
Page 203 and 204:
Page 205 and 206:
Page 207 and 208:
Page 209 and 210:
Page 211 and 212:
Page 213 and 214:
Page 215 and 216:
Page 217 and 218:
Page 219 and 220:
Page 221 and 222:
Page 223 and 224:
Page 225 and 226:
Page 227 and 228:
Page 229 and 230:
Page 231 and 232:
Page 233 and 234:
Page 235 and 236:
Page 237 and 238:
Page 239 and 240:
Page 241 and 242:
Page 243 and 244:
Page 245 and 246:
Page 247 and 248:
Page 249 and 250:
Page 251 and 252:
Page 253 and 254:
Page 255 and 256:
Page 257 and 258:
Page 259 and 260:
Page 261 and 262:
Page 263 and 264:
Page 265 and 266:
Page 267 and 268:
Page 269 and 270:
Page 271 and 272:
Page 273 and 274:
Page 275 and 276:
Page 277 and 278:
Page 279 and 280:
Page 281 and 282:
Page 283 and 284:
Page 285 and 286:
Page 287 and 288:
Page 289 and 290:
Page 291 and 292:
Page 293 and 294:
Page 295 and 296:
Page 297 and 298:
Page 299 and 300:
Page 301 and 302:
Page 303 and 304:
Page 305 and 306:
Page 307 and 308:
Page 309 and 310:
Page 311 and 312:
Page 313 and 314:
Page 315 and 316:
Page 317 and 318:
Page 319 and 320:
Page 321 and 322:
Page 323 and 324:
Page 325 and 326:
Page 327 and 328:
Page 329 and 330:
Page 331 and 332:
Page 333 and 334:
Page 335 and 336:
Page 337 and 338:
Page 339 and 340:
Page 341 and 342:
Page 343 and 344:
Page 345 and 346:
Page 347 and 348:
Page 349 and 350:
Page 351 and 352:
Page 353 and 354:
Page 355 and 356:
Page 357 and 358:
Page 359 and 360:
Page 361 and 362:
Page 363 and 364:
Page 365 and 366: İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli B
Page 377 and 378: Çalışınca Oluyor. Çalışınca
Page 415: İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli B
show all

ÃalÄ±ÅÄ±nca oluyor - Kocaeli BÃ¼yÃ¼kÅehir Belediyesi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?

ÃalÄ±ÅÄ±nca oluyor - Kocaeli BÃ¼yÃ¼kÅehir Belediyesi