23.03.2014 Views

Çalışınca oluyor - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi

Çalışınca oluyor - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi

Çalışınca oluyor - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İbrahim KARAOSMANOĞLU / <strong>Kocaeli</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

destek veriyor. 60 yıldır. Bu kıymetli çabayı ayakta alkışlarım.<br />

Çünkü, bilgi özgürleştirir. Cehalet, özgürlüğü fesheder. Nasıl ki delilerin<br />

ceza–i ehliyeti yoksa, bilişsel donatımdan mahrum kimselerin de hayatımıza<br />

herhangi bir zenginlik katması, kendilerinin, bir hayat sahibi olması<br />

muhaldir. Ne demek bu? Bazıları “Kıroyum ama para bende” yazılı kağıtlar<br />

yapıştırıyorlar arabalarına. Bir kimse, finansal birikimi vs. ile bir konfora<br />

ulaşabilir. Fakat bu tek başına, binlerce yıllık kültür ve medeniyet birikiminin<br />

bize gösterdiğine bakılırsa, insanlık dışı bir çerçevedir.<br />

Bilgi nasıl özgürleştiriyor? Neden para ya da mal mülk değil de bilgi? Çünkü,<br />

bilgi kimsenin zimmetinde değildir. Özgürlük, bilginin özünde vardır. Bilgi,<br />

onu talep eden herkesin, her talebenin doğal hakkı şekline girer. İlim tahsil<br />

etmek, bilimsel çalışma yürütmek, okumak, çağımıza mahsus karmaşaya<br />

direnç göstermemizi temin edebilecek şekilde kolaylaştı.<br />

Dünya büyürken insan küçülmesin. Kritik husus bu.<br />

STK’lar da, bilginin özgürleştirici niteliğine gösterdikleri sadakat nispetinde,<br />

bilgiye hürmeti, bilgi sevgisini (felsefe) açığa vurdukları ölçüde; hakiki bir<br />

fonksiyon icra ederler. Uzay çağında komşuluk bahsine dönelim. Bilgi<br />

özgürleştirir dedik. Bilgi, sistematize olduğu takdirde, insanın sorumlulukları<br />

netleşir. Bu zihin açıklığından, bu görev bilincinden ahlaki bir yoğunluk doğar.<br />

Komşuluk ilişkileri, dostluklar, aşklar; ahlak telakkimizin sağladığı emniyet<br />

sayesinde gerçeklik kazanır. Komşuluk ölürse, uzayda kayboluruz. Bizler,<br />

dünyaya gelen ilk insanlar olmadığımız için, ahlakı da, bilgiyi de içinde<br />

yaşadığımız kültürde hazır buluruz.<br />

Niyetim ders vermek değil. İnsanın insanla arasındaki mesafenin ve / yahut<br />

yakınlığın niteliklerine ilişkin bir fikrimiz olmazsa; münasebetlerimiz el<br />

yordamıyla yürür. Üstünkörü, alelusul, lalettayin birtakım temaslardan ibaret<br />

kalır. Önyargı yılanına sarılarak, bataklıkta çırpınır dururuz.<br />

Bilgi ve ahlakın işleme konması, düşünceyle olur. Düşünmeden yaşanan<br />

hayat, insan hayatı sayılamaz.<br />

Bu manada, siyaset de, eğitim de, sanat da, yani bütün insan faaliyetleri,<br />

düşünsel enerjiyle ilerler.<br />

KYÖD’ün, sadece kurumsal eğitim ve öğrenimin değil, aynı zamanda<br />

şehrimizi güzelleştiren, hayatımıza anlam kazandıran derinliğin de destekçisi<br />

olduğu kanaatindeyim. Bütün kurumlar, kuruluşlar, sistemler; yozlaşma,<br />

çürüme tehlikesi arzederler. Devletler de öyle. Bir sistem kurulup işlemeye<br />

başladığında, o sistemin gelişimi için harcanması gereken enerjiye yatırım<br />

yapılmadığı nadir görülen bir durum değildir. Sistem nasılsa işliyor,<br />

çarklar dönüyor, herkesin makamı, mevkisi, yeri nasılsa belli, nasılsa<br />

alışveriş devam ediyor... Hayır. Eğer bir yapı kurduysak, orada bir faaliyet<br />

yürütülüyorsa, gerisini düşünmeden işe devam edebileceğimiz yanılgısına<br />

416 Çalışınca Oluyor.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!