23.03.2014 Views

Çalışınca oluyor - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi

Çalışınca oluyor - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi

Çalışınca oluyor - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İbrahim KARAOSMANOĞLU / <strong>Kocaeli</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

“HEMŞEHRİM, MEMLEKET NERE?”<br />

Türkiye’nin dört bir yanında hemşehri dernekleri var. Araştırmalara göre,<br />

sayısı 10 binden fazla. Kimileri, hemşehriliğin ön plana çıkarılmasına itiraz<br />

ediyor. “Hepimiz kardeşiz” diyorlar, “hemşehricilik, adam kayırmaya varır”<br />

diyorlar.<br />

Bence bu kadar çok hemşehri derneğinin olmasının sebebi, Türkiye’de<br />

her sokağın, her mahallenin, kasabanın, şehrin özel nitelikler taşımasıdır.<br />

Diyelim Abdal Musa Tepesi’ni bilen biri, oralardan geçmiş bir kişiyle<br />

yüzyüze bakmayı arzu ediyor. Kelkit, Şiran ovalarında soluklanmış<br />

kişiler, bu tecrübeyi bilenlerle buluşuyor. Çünkü oralarda yaşamayanlara,<br />

Gümüşhane’yi anlatmak mümkün olmuyor. Ancak yaşayan biliyor. Dikkat<br />

ederseniz, hemşehriliğin de özünü anlatamıyoruz. Basit bir mekan - çevre<br />

birlikteliği değil bu. İşin içinde büyülü manzaralar var, tarih var, sular<br />

var, türküler var. Bana göre, mevzu sosyolojik bir olgudan ibaret değil.<br />

Akrabalarına düşkün<br />

olmakla, ekonomik dayanışmayla da ilgili değil. Şehirlerimizin şoke edici<br />

güzelliğine bir de gurbet eklendi mi, hemşehriler birbirlerini mumla arıyorlar.<br />

Diyelim, Harşit Çayı’nın kıyısından kalkıp İstanbul’a gitmiş bir genç adam,<br />

oralardan çıkmış birine rastlayınca hemen soruyor: “Hangi mahalledensin,<br />

kimlerdensin?” Buna “Tipik bir memleket hasreti” deyip geçemeyiz. 30<br />

sene başka şehirde yaşayanlarımız, oralarda mal mülk sahibi, servet sahibi<br />

olanlarımız bile, hemşehrisine nasıl sevinçle sarılıyor, görmek lazım.<br />

Türkiye’de hemen her şehirde eski kaleler, camiler, rengarenk kuşlar, pırıl<br />

pırıl çiçekler var. Bir şehre doymaya ömür yetmiyor. Gözümüzü nerede<br />

açtıysak orada kalıyoruz. Ayrılırsak, aklımız orada kalıyor. Vazgeçemiyoruz.<br />

Bizim için kainat, işte o şehir demek. Kendimden biliyorum: <strong>Kocaeli</strong>’nde<br />

nereye gitsem, aklım bir başka köşesinde <strong>oluyor</strong>. Sözgelimi Maşukiye’ye<br />

varınca, Sekapark’ı düşünüyorum, İzmit’teyken Gebze, Kandıra, Gölcük’ü<br />

merak ediyorum. Bizler, şehirlerimize adeta aşık <strong>oluyor</strong>uz. Son derece güçlü<br />

bağlarla bağlanıyoruz. Başka çaremiz yok. Aksi mümkün değil. O yüzden<br />

hemşehrilerimizi görünce gözlerimiz d<strong>oluyor</strong>. O yüzden “Vatan insanın<br />

doğduğu yer değil, doyduğu yerdir” sözüne hiç inanmıyoruz. O yüzden yeni<br />

biriyle karşılaşınca ilk sorumuz “Hemşehrim, memleket nere?”dir. Yani o<br />

zaten bizim hemşehrimizdir, çünkü bu memleketin adamıdır, eyvallah, yine<br />

de belki tam da “bizim oralardan”dır diye sorarız. Ne kadar nazik, ne kadar<br />

içtenlikli bir sorudur o.<br />

Bir de şöyle olur: Gümüşhaneli sorar: “Hemşehrim, memleket nere?”<br />

Karşıdaki der “Trabzon” ya da misal, “Erzincan.” O zaman da cevap şöyle<br />

olur: “Yakınız, ben de Gümüşhaneliyim.” Bu ne demek? Şehirlerimizin<br />

güzelliği, şehirlerimizden taşıyor demek. Giresun’un sesleri, renkleriyle<br />

Gümüşhane’nin havası suyu her şeyi birbirine karışıyor demek.<br />

268 Çalışınca Oluyor.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!