17.03.2014 Views

I.Uluslararası Sağlıkta Performans ve Kalite Kongresi Bildiriler Kitabı ...

I.Uluslararası Sağlıkta Performans ve Kalite Kongresi Bildiriler Kitabı ...

I.Uluslararası Sağlıkta Performans ve Kalite Kongresi Bildiriler Kitabı ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

RTÜK gibi, Rekabet Kurumu gibi özerk bir kurum haline getirilmelidir; ikincisi Sağlık<br />

Bakanlığı Türkiye’de üçte iki hastaneyi işletir olmaktan artık çıkmalıdır. Eğer bu<br />

ikisini yaparsanız hakikaten masanın iki tarafında kimi oturtursanız oturtun özerk<br />

müzakere edebilir <strong>ve</strong> doğru bir fon yönetimini sağlayabilir.<br />

Bir başka konu zorunlu olarak prim ödersin genel sağlık sigortasına ama sadece<br />

benim istediğim yerden hizmet alırsın yaklaşımı son derece yanlıştır. Bunun mutlaka<br />

değiştirilmesi lazım. Tüm bunlar neyi getiriyor beraberinde sonuç olarak? Genel<br />

Sağlık Sigortası <strong>ve</strong> Sosyal Gü<strong>ve</strong>nlik Kurumu acaba özel sektör için mi kuruldu<br />

diyenler var, bunların haklı çıkmaması lazım. Çünkü bu ülkede primle mi, <strong>ve</strong>rgiyle mi<br />

sağlık finansmanı yapılsın tartışması 41 yıl sürdü. İlk genel sağlık sigortası tasarısını<br />

hazırlayan hükümet 1967 yılındaki 30. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’dir. Şu anda<br />

60. Hükümetteyiz <strong>ve</strong> 2009’dayız. Yasa da geçen sene çıktığı için 41 yıl diyorum.<br />

Dolayısıyla bu kadar emek <strong>ve</strong>rilmiş, herkesin üzerine çok gayret sarf ettiği bir<br />

konuyu bu tür yanlışlar yüzünden reddedilir noktaya getirmemeliyiz. Tabii bu işin özü<br />

kamu-özel ayrımı yapmadan bir kamu yararını sağlamaktır. Niçin? Hasta gü<strong>ve</strong>nliği<br />

için. Nasıl? “Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir” demiş<br />

Mevlana. Biz de hasta gü<strong>ve</strong>nliği konusunda gelin aynı duyguları paylaşanlar olarak<br />

masanın etrafında anlaşalım. Teşekkür ederim.<br />

Dr. İbrahim ERSOY – Panelist<br />

(Medimagazin Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni)<br />

Sayın Başkan, Değerli Katılımcılar; ben de sağlık çalışanlarının en sıkıntılı ilişkisi<br />

olduğu bir alandan bahsedeceğim.<br />

Medyayla ilişkiler her zaman sağlık çalışanları açısından çok sıkıntılı oldu. Her ne<br />

kadar sağlık bilgileri konusunda iyi ilişkiler var gibi görünse de birçok konuda medya<br />

<strong>ve</strong> sağlık ilişkilerinde problem olduğu gerçektir.<br />

Ben önce medyanın sağlığa nasıl baktığına dair birkaç slâyt, daha sonra da medyanın<br />

hasta gü<strong>ve</strong>nliğine yani tıbbi hatalara nasıl baktığına dair birkaç slâyt sunacağım. Ama<br />

daha önce bir ödülden bahsedelim. 2008 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin,<br />

siyasal haberler kategorisinde bir ödülü var, haberin başlığı Başbakan’ın Kan Tahlili.<br />

Hürriyet Gazetesi’nin muhabirleri aldı bu ödülü. Haberde Başbakan’ın tüm tetkikleri<br />

<strong>ve</strong>rildikten sonra şöyle bir yorum yapılmış; uyuması, siniri şekerden, Erdoğan’ın zaman<br />

zaman agresif olmasını şekerinin düşüşüne, uyuklamasını <strong>ve</strong> bitkin görünüşünü de<br />

şekerinin yükselişine bağlamak mümkün. Bir de uzman yorumu almışlar muhabir<br />

arkadaşlar. Hasta gü<strong>ve</strong>nliğiyle ilgili, belki de hasta kayıtlarıyla ilgili, Hakan Hocanın<br />

bahsettiği gibi hasta kayıtlarıyla ilgili bir haber.<br />

Tabii ki Başbakan’ın bu tür tetkiklerine ulaşmak bir gazeteci açısından bir başarıdır<br />

ama bu ödülün hasta gü<strong>ve</strong>nliğini tehdit eden hatta ülke gü<strong>ve</strong>nliğine kadar varan bir<br />

habere <strong>ve</strong>rilmesi de enteresandır.<br />

101

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!