11.03.2014 Views

İşçi Sağlığı ve Güvenliği - İzmir Ticaret Odası

İşçi Sağlığı ve Güvenliği - İzmir Ticaret Odası

İşçi Sağlığı ve Güvenliği - İzmir Ticaret Odası

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

UEAPME SME-FIT II Projesi<br />

Kapsamındaki “<strong>İşçi</strong> <strong>Sağlığı</strong> <strong>ve</strong> Gü<strong>ve</strong>nliği”<br />

Başlıklı Yaygınlaştırma Semineri Raporu<br />

22 Eylül 2008 - Ankara<br />

Gürhan Demirel<br />

Dış Ekonomik İlişkiler Müdürlüğü<br />

AB Masası Uzman Yardımcısı<br />

Ekim 2008


<strong>İşçi</strong> <strong>Sağlığı</strong> <strong>ve</strong> Gü<strong>ve</strong>nliği Semineri Raporu<br />

22 Eylül 2008 – Ankara<br />

TESK Otel’de düzenlenen seminer, 2007 yılı Eylül ayında başlatılan AB destekli UEAPME<br />

SME-FIT II adlı projenin uygulamalarının bir parçasıdır. Söz konusu proje, merkezi Brüksel’de<br />

bulunan UEAPME (Avrupa Esnaf Sanatkarlar, Küçük <strong>ve</strong> Orta Ölçekli İşletmeler Birliği)<br />

öncülüğünde Avrupa çapındaki 30 kuruluşla halen sürdürülmektedir <strong>ve</strong> Avrupa Komisyonu’nca 4<br />

hedef ülke (Bulgaristan, Hırvatistan, Romanya <strong>ve</strong> Türkiye) için oluşturulan PHARE BSP III<br />

(PHARE İş Destek Programı III) çerçe<strong>ve</strong>sinde finanse edilmektedir. Birçok farklı konuda çalışma<br />

yapılan projenin bu ayağında ise çalışan kesimin sağlığı <strong>ve</strong> işyerindeki gü<strong>ve</strong>nlik konuları ele<br />

alınmıştır.<br />

TESK AB <strong>ve</strong> Dış İlişkiler Müdürü Gönül Güner seminerin açılış konuşmasında projenin<br />

kapsamı, gidişatı, proje takvimi <strong>ve</strong> amacı hakkında genel bilgiler sunduktan sonra Türkiye’nin işçi<br />

sağlığı <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nliği (İSG) konusunda kat etmesi gereken uzun bir yol olduğunu belirtmiş <strong>ve</strong> bu<br />

alanda yapılan çalışmaların önemini vurgulamıştır. Daha önce de UEAPME ile birçok projede<br />

beraber çalıştıklarını belirten Güner, söz konusu proje çerçe<strong>ve</strong>sinde TESK’in lider ortaklığını<br />

İtalyan Confartigianato kuruluşunun üstlendiğini kaydetmiştir.<br />

Söz konusu proje 2007 Eylül ayı itibariyle UEAPME <strong>ve</strong> TESK’in de dahil olduğu<br />

partnerleri tarafından 4 hedef ülke için eş zamanlı olarak başlatılmış olup 2009 Haziran’a kadar<br />

bitirilmesi öngörülmektedir. 2008 Eylül ayı itibariyle proje ortaklarının belirlenmesi, çalışma<br />

gruplarının oluşturulması, projenin programlanması, bilgilendirici dökümanların hazırlanması, ara<br />

raporun hazırlanıp sunulması <strong>ve</strong> son olarak İSG toplantısının gerçekleştirilmesi gibi etkinlikler<br />

tamamlanmıştır. Bu aşamadan sonra proje kapsamında standardizasyon <strong>ve</strong> sertifikasyon, enerji<br />

politikası, kalite yönetimi, gıda gü<strong>ve</strong>nliği, ürün gü<strong>ve</strong>nliği konuları başta olmak üzere birçok konuda<br />

eğitim, seminer <strong>ve</strong> toplantının yapılması planlanmaktadır.<br />

Seminerde söz alan ilk konuk konuşmacı Çek Cumhuriyeti <strong>İşçi</strong> <strong>Sağlığı</strong>, Gü<strong>ve</strong>nliği <strong>ve</strong><br />

Yangın Önleme <strong>Odası</strong> Başkanı Lidmila Kleinova Çek Cumhuriyeti’ndeki ilgili mevzuat hakkında<br />

bilgi <strong>ve</strong>rmiş <strong>ve</strong> bunları AB mevzuatıyla karşılaştırmıştır. Daha sonra ülkesindeki küçük <strong>ve</strong> orta<br />

ölçekli işletmelerde (KOBİ) çalışanların sağlığı ile işyeri gü<strong>ve</strong>nliği konularında ayrıntılı bilgiler<br />

sunmuştur. Kleinova konuşması boyunca genel olarak aşağıdaki hususlar üzerinde durmuştur:


Çek Cumhuriyeti’nde İSG ile ilgili yasal düzenlemeler 4 bölümden oluşmaktadır:<br />

1. İş kanunu<br />

2. İSG konularını daha ayrıntılı şekilde düzenleyen yasalar<br />

3. Halk sağlığı yasası<br />

4. Hükümet tarafından çıkarılan ilgili yönerge, yönetmelik ya da kararnameler<br />

İSG uzmanlık yeterliliği de bazı kriterlere bağlanmıştır; bunlar:<br />

1. Lise ya da üni<strong>ve</strong>rsite mezunu olup en az 3 yıllık İSG deneyimi bulunmak<br />

2. İSG konusunda lisans eğitimi almış olup en az 1 yıllık İSG deneyimi bulunmak <strong>ve</strong><br />

ilgili yasanın belirttiği şekilde İSG sınavında başarılı olmak<br />

Bunların dışında İSG eğitimleri ile ilgili çeşitli şartlar oluşturulmuştur. İş<strong>ve</strong>renler yeni işe<br />

başlayanlara bu eğitimi <strong>ve</strong>rmekle yükümlü olurlar. Bunun dışında yapılan işin niteliği <strong>ve</strong>ya türü<br />

değiştiğinde, teknik imkanlarda bir değişiklik meydana geldiğinde ya da İSG koşullarında oluşan<br />

<strong>ve</strong>ya oluşabilecek önemli değişikliklerde İSG eğitiminin en kısa zamanda <strong>ve</strong>rilmesi zorunludur.<br />

Hem iş<strong>ve</strong>renlerin hem de çalışanların hak <strong>ve</strong> yükümlülükleri ilgili mevzuatla belirlenmiştir.<br />

İş<strong>ve</strong>renlerin çalıştırdıkları işçi sayısına bağlı olarak İSG kapsamındaki yükümlülüklerine göre,<br />

1 ila 25 işçi çalıştıran iş<strong>ve</strong>ren İSG görevlerini kendisi yürütebilecek, 26 ila 500 işçi çalıştıran<br />

iş<strong>ve</strong>ren de, eğer bu konuda yeterliliği varsa kendisi, değilse bir ya da birden çok uzman<br />

İSG sorumluluğunu üstlenecektir. 500’den fazla işçi çalıştıran iş<strong>ve</strong>ren ise daima bir ya da<br />

işyeri koşullarına göre birden çok İSG uzmanı istihdam edecektir.<br />

Çalışanlar da iş<strong>ve</strong>renlerinden İSG eğitimi – bilgilendirmesi isteyebilmekte, İSG şartlarına<br />

uymadığı durumlarda çalışmayı reddedebilmekte <strong>ve</strong> çalıştığı ortamdaki şartların<br />

iyileştirilmesini isteyebilmektedir. Bununla birlikte bir çalışan, işyerinde oluşturulan İSG<br />

şartlarına uymakla, bununla ilgili eğitimlere katılmakla <strong>ve</strong> bu kapsamdaki diğer<br />

sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür.<br />

AB’nin İSG mevzuatı genel hükümler içerirken, Çek Cumhuriyeti’nin İSG mevzuatı daha<br />

ayrıntılı düzenlenmiştir. Birkaç istisna dışında her iki mevzuat da hemen hemen aynı<br />

konulara değinmiştir. Dolayısıyla Çek Cumhuriyeti mevzuatına dahil edilmesi gereken<br />

herhangi yeni bir düzenleme yoktur.


İSG uygulamalarındaki yeterlilikler açısından işletmeler 5 farklı grup altında incelenmiştir:<br />

1. Serbest meslek sahipleri<br />

2. Mikro şirketler (1-5 çalışan)<br />

3. Küçük şirketler (6-50 çalışan)<br />

4. Orta ölçekli şirketler (51-200 çalışan)<br />

5. Büyük şirketler (200’den fazla çalışan)<br />

İSG konusunda en yetersiz durumda olanlar serbest meslek sahipleriyle mikro şirketlerdir.<br />

Bu gruplar bilinçsizlik ile finansal <strong>ve</strong> teknik olanaksızlıklar nedeniyle İSG konusunda oldukça<br />

yetersiz kalmaktadırlar. Bu durum özellikle inşaat sektöründe taşeron firmaların devreye<br />

girmesiyle daha da belirginleşmektedir. Küçük şirketler grubu ise İSG uygulamaları konusunda<br />

daha iyi durumdadır. Bunların büyük bir kısmı iş<strong>ve</strong>ren ile çalışanların İSG konusunda hak <strong>ve</strong><br />

yükümlülüklerinin farkındadır. Orta ölçekli şirketler ISG entegre kalite sistemlerini oluşturmaya<br />

çalışmakta, bu şirketler içinde daha küçük olanlar genelde İSG uygulamalarında işletme dışından<br />

yardım alırken, daha büyük olanlar kendi İSG uzmanlarını istihdam etmektedirler. Büyük şirketler<br />

ise İSG konusunu şirket politikalarına almakta, İSG uygulamalarında kalite standartlarına göre<br />

entegre yönetim sistemleri kurmakta, kendi İSG uzmanlarını istihdam etmenin yanı sıra ulusal<br />

düzeyde <strong>ve</strong> Avrupa düzeyinde profesyonel kuruluşlardan da yardım almaktadırlar.<br />

Kleinova konuşmasının son bölümünde, Çek Cumhuriyeti’nde İSG standartlarının<br />

iyileştirilmesi açısından bir takım önerilerde bulunmuştur:<br />

Mevzuatın sadeleştirilerek daha anlaşılır <strong>ve</strong> uygulanabilir hale getirilmesi<br />

Çek Cumhuriyeti teknik standartlarının ucuzlaştırılması<br />

En kısa zamanda, daha çok önlemeye yönelik olmak üzere, kaza sigortası kanunu<br />

çıkartılarak işletmelerin daha tehlikesiz teknolojilere yönlendirilmesi <strong>ve</strong> daha uygun<br />

tekniklerle çalışmanın teşvik edilmesi<br />

İSG ile ilgili basit <strong>ve</strong> amaca yönelik bilgilendirici broşür, kitapçık, vs. dağıtılması<br />

İSG eğitimlerinin <strong>ve</strong> bu konuda uzman yetiştirilmesinin özendirilmesi<br />

Daha sonra söz alan Karlsruhe Esnaf <strong>Odası</strong> İş Gü<strong>ve</strong>nliği Mühendisi Ralf Hammesfahr<br />

“tehlike tespiti, risk değerlendirilmesi <strong>ve</strong> risk kontrolü” başlıklı bir sunum yapmıştır. Sunumun<br />

başında halen yürürlükte bulunan Alman iş gü<strong>ve</strong>nliği yasasının (Arbeitsschutzgesetz) 1996’dan<br />

itibaren yürürlükte olduğunu belirten Hammesfahr, söz konusu yasanın genel ilkeler, risk<br />

değerlendirmesi, önlemler, <strong>ve</strong>rimlilik kontrolü, talimatlar <strong>ve</strong> geliştirme gibi bölümlerden<br />

oluştuğunu ifade etmiştir.


Hammesfahr’a göre işyerlerinde her şeyden önce tehlikenin tanımlanması gerekmektedir.<br />

Örneğin, çalışılan ortamdaki ses, ısı, ışık, basınç, titreşim, vb. gibi koşullarının; çalışılan yerde<br />

oluşabilecek aksaklıkların <strong>ve</strong> sağlık – gü<strong>ve</strong>nlik konusunda işçilerin gösterdiği tutumun yaralanma ya<br />

da hastalanmalara ne ölçüde sebep olabileceği <strong>ve</strong> bunların ne şekilde meydana gelebileceği<br />

belirlenmelidir.<br />

Hammesfahr, bunun ardından risk değerlendirmesinin adım adım nasıl yapılması<br />

gerektiğini anlatmıştır. Birinci adımda, riskin önemi açısından değerlendirme yapılır: önemsiz ise<br />

herhangi bir uygulama yapılmıyor ise önemsiz, ilkyardım uygulaması gerektirirse düşük önemde,<br />

tıbbi uygulama gerektirirse orta önemde, ağır yaralanma, hatta ölüm söz konusu ise yüksek<br />

önemde risk ortaya çıkmaktadır. İkinci adımda, riskin oluşma sıklığı açısından değerlendirme<br />

yapılır: riskin çok düşük bir ihtimalle, nadiren, aralıklarla ya da sıklıkla ortaya çıkıp çıkmadığı<br />

belirlenir. Üçüncü adımda ise, bu iki analizin matrisi çıkarılarak risk değerlendirmesi tamamlanmış<br />

olur.<br />

Hammesfahr, risk denetimi “tehlikenin kaynağında kontrol edilmesine öncelik <strong>ve</strong>rmek<br />

suretiyle riskin yönetilmesi” olarak tanımlamıştır. Risk denetiminde belirli bir hiyerarşiye uymak<br />

gerekmektedir: Öncelikle, risk oluşturan öğe ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Bu işlem yetersiz ya da<br />

yapılması imkansız ise söz konusu öğe daha gü<strong>ve</strong>nli bir öğe ile ikame edilmelidir. Bu işlemin de<br />

riski bertaraf etmediği durumlarda izolasyon (ör: bariyer) işlemi yapılır. Eğer izolasyon işlemi de<br />

yeterli olmuyor <strong>ve</strong>ya yapılamıyor ise riski ortadan kaldırmaya yönelik bir mühendislik (ör: yeniden<br />

tasarlama) çalışması yapılmalıdır. Böyle bir çalışmanın riski ortadan kaldırmadığı durumlarda da<br />

idari önlemler (ör: eğitim, uyarı işaretleri) devreye girmelidir. Şayet bu önlemler de yetersiz<br />

kalıyorsa kişisel korunma ekipmanları kullanılmalıdır.<br />

Daha sonra söz alan konuşmacı Ankara Üni<strong>ve</strong>rsitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi<br />

Prof. Dr. A. Gürhan Fişek ise Türkiye’deki İSG uygulamaları hakkında bir sunum yapmıştır.<br />

Türkiye’de İSG’nin hukuksal altyapısının nasıl oluştuğunu anlatan Fişek, şimdiye kadar bu alanda<br />

gerçekleştirilen en iyi uygulama örneklerini işlemiş, bunun yanı sıra İSG uygulamalarında yaşanan<br />

sorunları <strong>ve</strong> aksaklıkları irdelemiştir. Fişek, aşağıdaki bilgileri <strong>ve</strong>rmiştir:<br />

Türkiye’de ilk iş yasası 1936’da çıkarılmıştır. Çalışma bakanlığı ise 1946’da kurulmuştur. Bu<br />

tarihler Türkiye’de çalışma ile ilgili düzenlemelerin oldukça erken başladığını<br />

göstermektedir. Nitekim birçok uzman tarafından Türkiye’deki iş mevzuatı son derece<br />

yeterli görülmektedir. Ancak uygulamada yaşanan eksiklikler nedeniyle çalışma hayatı<br />

istenen seviyeye gelememiştir.


Prof. Dr. Fişek, Türkiye’de gerçekleştirilen en iyi uygulamalardan örnekler <strong>ve</strong>rmiştir.<br />

İşyeri hekimlikleri <strong>ve</strong> işletme hastanelerinin kurulması: Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde<br />

500’den fazla işçi çalıştıran iş<strong>ve</strong>renler işletmesi dahilinde bir hastane kurmakla yükümlü<br />

kılınmışlardı. Bu uygulamanın ardındaki neden devletin o dönemde yaygın olan salgın<br />

hastalıklarla mücadeledeki ekonomik yükün bir kısmını özel sektöre devretmek<br />

istemesidir. Ancak işyeri hekimliğinin kurulmasında bir takım dezavantajlar bulunmaktadır:<br />

işyeri hekimliğinin yüksek yeterlilik gerektirmesi, işyeri hekimi bulundurması gereken<br />

şirketlerin düşük oranda bulunması, vb. gibi.<br />

Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi: her ne kadar aile hekimliği uygulamaları sağlık<br />

hizmetlerinin sosyalleştirilmesini zayıflatmışsa da, Türkiye genel olarak sağlık hizmetlerinin<br />

devlet kontrolünde olduğu bir ülke olarak kabul edilmektedir.<br />

İSGÜM: Türkiye’de işyerlerinde ortam ölçümleri <strong>ve</strong> biyolojik analizler yapan, sonuçlarını iş<br />

sağlığı <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nliği açısından değerlendiren tek resmi kuruluş olan İSGÜM 1968’de<br />

kurulmuştur. 1970’li yılların sonuna kadar etkili bir kuruluş iken giderek etkinliğini<br />

kaybetmiştir. 2004 yılında AB’nin desteklediği “Türkiye’de İş <strong>Sağlığı</strong> <strong>ve</strong> Gü<strong>ve</strong>nliğinin<br />

Geliştirilmesi” projesi kapsamında gerek fiziki (bina, araç-gereç, vs.) gerek personel<br />

(teknik eğitim, seminer, vs.) açısından tamamen yenilenmiştir.<br />

Meslek Hastalıkları Hastanesi: İlk olarak 1978 Ankara <strong>ve</strong> İstanbul’da kurulmuştur. İş<br />

kazalarının yoğun olduğu Zonguldak dahil olmak üzere 3 ayrı yerde hizmet <strong>ve</strong>rmektedir.<br />

Ancak son yıllarda eski önemini <strong>ve</strong> işlevini kaybettiği kabul edilmektedir. Söz konusu<br />

hastaneler 2005 yılı itibariyle Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir.<br />

SSK Tıp Kongreleri, SSK Tıp Akademisi, İş Teftiş Kurulu, İşyeri Denetleme <strong>ve</strong> Danışmanlık<br />

Grupları (İDDG)<br />

Prof. Dr. Fişek, örneklerden anlaşılacağı üzere, mevzuat <strong>ve</strong> kurumlar konusunda herhangi<br />

bir eksiklik olmadığını, ancak bunların genelde zaman içinde kağıt üzerinde kalıp gerektiği gibi<br />

uygulanamadığını, dolayısıyla İSG alanında Türkiye’de görülen yetersizliklerin bu durumdan<br />

kaynaklandığını belirtmiştir. Söz konusu yetersizlikler istatistiklerle ortaya konulmuştur. Son<br />

yıllarda artan üretime bağlı olarak iş kazalarında da önemli artışlar meydana gelmiştir. 2006 yılında<br />

yaklaşık 80 bin iş kazası meydana gelmiş, bunların yaklaşık % 90’ına 3 gün iş göremez teşhisi<br />

konmuştur. Söz konusu kazaların yaklaşık % 67’si küçük çaplı işletmelerde (50’den az çalışan)<br />

gerçekleşmiştir. Diğer yandan, bu rakamların sadece SSK’ya kayıtlı işyerlerini kapsadığı göz önüne<br />

alındığında durumun ciddiyeti daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.


Prof. Dr. Fişek’in ardından konuşmacı olarak kürsüye çıkan TESK Vergi Danışmanı S.<br />

Cüneyt Yeşilkaya sunumunda güncel gelişmelerden, İSG konusunun esnaf <strong>ve</strong> sanatkarlar için arz<br />

ettiği önemden, Türkiye’deki durumdan, iş<strong>ve</strong>renle işçilerin yükümlülüklerinden, <strong>ve</strong>rilen cezalardan<br />

<strong>ve</strong> mevcut eğitimden bahsetmiştir. Yeşilkaya, İSG’yi çalışanların yüksek düzeyde fiziksel, ruhsal <strong>ve</strong><br />

sosyal bir ortama kavuşturulması <strong>ve</strong> bu durumun sürdürülmesi için yapılan çalışmaların tümü<br />

şeklinde tanımlamıştır.<br />

Son dönemde Tuzla tersanelerinde yaşanan gelişmelere değinen Yeşilkaya tersane<br />

kapatma cezalarının soruna çözüm getirmekten çok sorunları ertelemeye neden olduğunu<br />

vurgulamıştır. Alınması gereken önlemlerin kapatma cezası yerine yaptırım cezası <strong>ve</strong> eğitimler<br />

yönünde şekillendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yeşilkaya, istatistiklerle birlikte İSG konusunun<br />

yasal, mali <strong>ve</strong> teknik yetersizlikler nedeniyle en çok KOBİ’lerde ihmal edildiğini göstermiş, KOBİ<br />

sayısının ise toplam işyeri sayısının neredeyse tamamını (%98) oluşturduğunu belirtmiştir.<br />

Yeşilkaya, ayrıca Türkiye’de iş<strong>ve</strong>ren, işçi <strong>ve</strong> devletin İSG konusundaki yasal<br />

yükümlülüklerini saymıştır. Buna göre;<br />

İş<strong>ve</strong>renin yükümlülükleri:<br />

İşyerlerinde İSG’nin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak<br />

İSG konusunda gerekli olan araç <strong>ve</strong> gereçleri iş yerinde noksansız olarak bulundurmak<br />

İşyerinde meydana gelen iş kazasını <strong>ve</strong> tespit edilen meslek hastalığını en geç iki iş günü<br />

içinde yazı ile ilgili bölge müdürlüğüne bildirmek<br />

İSG kurulu kurmak (sanayide, en az 50 işçi çalıştırılan <strong>ve</strong> altı aydan sürekli işyerlerinde)<br />

İşyeri sağlık <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nlik birimi oluşturmak (en az 50 işçi çalıştırılan işyerlerinde)<br />

Bir <strong>ve</strong>ya birden fazla işyeri hekimi ile gereğinde diğer sağlık personelini görevlendirmek<br />

İş gü<strong>ve</strong>nliği uzmanı olan bir <strong>ve</strong>ya birden fazla mühendis <strong>ve</strong>ya teknik eleman<br />

görevlendirmek (sanayide, en az 50 işçi çalıştırılan iş yerlerinde)<br />

<strong>İşçi</strong>lerin işe girişlerinde sağlık durumlarının yapacakları işe uygun olduğunu belirten sağlık<br />

raporu almak<br />

Yapılan işin özelliğine göre, işin devamı süresince sağlık muayenelerini düzenli aralıklarla<br />

yaptırmak


<strong>İşçi</strong>nin yükümlülükleri:<br />

İSG konusunda alınan her türlü önleme uymak<br />

İlgili kamu kurumu <strong>ve</strong>ya iş<strong>ve</strong>ren tarafından <strong>ve</strong>rilecek İSG konusundaki eğitime katılmak<br />

Devletin yükümlülüğü:<br />

İş<strong>ve</strong>ren <strong>ve</strong> işçilerin, İSG ile ilgili mevzuatta yer alan kurallara uyup uymadıklarını<br />

denetlemek<br />

Bunun yanında sanayiden sayılan, devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran, 6 aydan fazla<br />

sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde her iş<strong>ve</strong>ren bir “iş sağlığı <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nliği kurulu” kurulmasının yasal<br />

zorunluluk olduğu belirtilmiştir.<br />

Son olarak TESK AB <strong>ve</strong> Dış İlişkiler Uzman Yardımcısı Arda Kezer, İSG konusunda<br />

TESK’in yapmış olduğu, yer aldığı uygulama <strong>ve</strong> çalışmalarla ilgili bir sunum gerçekleştirmiştir. Bu<br />

bağlamda, TESK’e bağlı işletmelerde mesleki eğitim gören çırak <strong>ve</strong> kalfaların mevzuata uygun<br />

eğitim almaları <strong>ve</strong> İSG açısından korunmalarını amaçlayan bir denetim <strong>ve</strong> danışmanlık sistemi<br />

oluşturma çalışmalarını anlatılmıştır. Kezer, TESK bünyesinde devlet dışı bir kuruluşun kendi<br />

üyelerini denetlemek amacıyla iç bünyesinde kurduğu ilk denetim birimi olan “İşyeri Denetleme<br />

<strong>ve</strong> Danışmanlık Grupları” (İDDG) kurulduğunu ifade etmiştir. İDDG’nin görevleri şu şekilde<br />

sıralanmıştır:<br />

Denetleme görevlerini yerine getirirken esas itibariyle birer danışma kurulu gibi çalışmak<br />

3308 sayılı Kanunun işletmelerde yapılmasını öngördüğü pratik meslek eğitiminin gereği<br />

gibi <strong>ve</strong>rilebilmesi için, alt yapı eksikliklerinin giderilmesinde yol gösterici <strong>ve</strong> yardımcı olmak<br />

Denetimlerde karşılaşılan noksanlıkları <strong>ve</strong> kurallara aykırılıklarını, disiplin kovuşturmasında<br />

bulunmaları amacıyla doğrudan çalışma bölgesi içinde bulunan birlik disiplin kuruluna <strong>ve</strong> il<br />

mesleki eğitim kuruluna bir raporla bildirmek<br />

Kezer son olarak Türkiye’de İSG konusunda yaşanan yetersizlikler <strong>ve</strong> aksaklıklarla ilgili<br />

olarak bazı çözüm önerileri aktarmıştır:<br />

İSG alanında tüm işletmeleri <strong>ve</strong> çalışanları kapsayacak bir yasal düzenleme getirilmesi<br />

Esnaf <strong>ve</strong> sanatkarların bu alanda yaşadıkları temel sorunlara çözüm getirecek, <strong>ve</strong>rimli <strong>ve</strong><br />

etkin işleyecek bir sistem kurulması


Küçük işletmelerin ortaklaşa yararlanabilecekleri İSG birimlerinin oluşturulması<br />

Kamu, özel <strong>ve</strong> yerel kuruluşların söz konusu amaçlar çerçe<strong>ve</strong>sinde işbirliği içinde hareket<br />

etmesinin sağlanması<br />

Seminerin bağlı olduğu AB destekli UEAPME SME-FIT II adlı proje hakkında ayrıntılı bilgi<br />

http://www.tesk.org.tr/ <strong>ve</strong> http://www.smefit.eu/ adreslerinden elde edilebilmektedir.<br />

Seminere Katılanlar Listesi<br />

1. TOBB<br />

2. Ankara Sanayi <strong>Odası</strong><br />

3. Ankara <strong>Ticaret</strong> <strong>Odası</strong><br />

4. <strong>İzmir</strong> <strong>Ticaret</strong> <strong>Odası</strong><br />

5. Eskişehir TOSYÖV<br />

6. Hidromek Şirketi temsilcileri<br />

7. Madeni Eşya Sanatkarları Federasyonu<br />

8. Bakkallar Federasyonu<br />

9. Ağaç İşleri Federasyonu<br />

10. Şoförler Federasyonu<br />

11. Berberler Federasyonu<br />

12. Elektrik Teknisyenleri Federasyonu<br />

13. Lokantacılar Federasyonu<br />

14. Kasaplar Federasyonu<br />

15. TESK'e bağlı değişik mesleki Odalara kayıtlı esnaf <strong>ve</strong> sanatkarlar

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!