17.02.2014 Views

BT ile değerlendirme - Diagnostic and Interventional Radiology

BT ile değerlendirme - Diagnostic and Interventional Radiology

BT ile değerlendirme - Diagnostic and Interventional Radiology

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Diagn Interv Radiol 2008; 14:212-220<br />

Bu makale <strong>Diagnostic</strong> <strong>and</strong> <strong>Interventional</strong> <strong>Radiology</strong>’de yer alan İngilizce makalenin<br />

Türkçesi olup kaynak gösterme ve dizinleme amacı <strong>ile</strong> kullanılamaz.<br />

Complications of continuous ambulatory peritoneal dialysis: evaluation with CT.<br />

B. Çakır, İ. Kırbaş, B. Çevik, E. M. Kayahan Ulu, A. Bayrak, M. Coşkun<br />

ABDOMEN RADYOLOJİSİ<br />

ARAŞTIRMA YAZISI<br />

Sürekli ambulatuar periton diyalizinin<br />

komplikasyonları: <strong>BT</strong> <strong>ile</strong> değerlendirme<br />

Banu Çakır, İsmail Kırbaş, Belma Çevik, Esra Meltem Kayahan Ulu, Ahmet Bayrak, Mehmet Coşkun<br />

AMAÇ<br />

Sürekli ambulatuar periton diyalizi (SAPD) <strong>ile</strong> ilgili<br />

komplikasyonlardaki abdominal bilgisayarlı tomografi<br />

(<strong>BT</strong>) bulgularının sıklığını değerlendirmek.<br />

GEREÇ VE YÖNTEM<br />

Son dönem böbrek yetmezliği nedeniyle SAPD tedavisi<br />

altındaki 42 hastanın (19 erkek ve 23 kadın;<br />

ortalama yaş 46.5; yaş aralığı 22-70) <strong>BT</strong> tetkikleri<br />

geriye dönük olarak incelenmiştir. Bu hastalarda <strong>BT</strong><br />

tetkikleri SAPD <strong>ile</strong> ilgili komplikasyon olduğundan<br />

şüphelen<strong>ile</strong>n yakınmalarla başvurmaları üzerine<br />

yapılmıştır. Görüntüler intravenöz kontrast madde<br />

verilmeden önce ve sonra diyafram kubbesi seviyesinden<br />

pelvise kadar olan bölümde 8 mm kalınlığında<br />

kesitler halinde elde edilmiştir. Hastaların 17’sine<br />

oral kontrast made ugulanmıştır. Bir hastanın <strong>BT</strong> peritonografisi<br />

çekilmiştir.<br />

BULGULAR<br />

<strong>BT</strong> tetkiklerinde saptanan SAPD komplikasyonları<br />

peritoneal kalınlaşma (n = 19; %45.7), peritoneal<br />

kalsifikasyonlar (n = 2; %4.7), peritoneal kontrastlanma<br />

(n = 2; %4.7); periton içi sıvı birikimleri (n =<br />

16; %38.1), bağırsaklarda adhezyonlara sekonder<br />

dilatasyonlar (n = 3; %7.1); diyaliz sıvısının SAPD kateteri<br />

komşuluğunda dışarı akması (n = 6; %14.3)(bu<br />

hastaların dördünde boşalan diyaliz sıvısı kateter<br />

yakınında birikmiş durumdaydı) <strong>ile</strong> apseler (n = 3;<br />

%7.1); fıtıklar (n = 5; %11.9); hematomlar (n = 5;<br />

%11.9); tüberküloz lenfadenit (n = 2; %4.7); bağırsak<br />

perforasyonu (n = 2; %4.7); iskemik bağırsak<br />

hastalığı (n = 1; %2.4); akut pankreatit (n = 2; %4.7);<br />

kateter yerinin değişmesi (n = 1; %2.4) idi.<br />

SONUÇ<br />

Abdominal <strong>BT</strong> SAPD <strong>ile</strong> ilişkili komplikasyonların<br />

saptanması için yararlı bir yöntemdir. Abdominal<br />

<strong>BT</strong> <strong>ile</strong> en sık olarak saptanan SAPD komplikasyonları<br />

peritonite bağlı olarak peritoneal kalınlaşma ve<br />

sıvıların perion içi birikimidir.<br />

Anah tar söz cük ler: • periton diyalizi, sürekli ambulatuar<br />

• komplikasyonlar • bilgisayarlı tomografi<br />

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı<br />

(B.Ç. banutopcu@yahoo.com), Ankara<br />

Gelişi 18 Mart 2008; revizyon isteği 24 Mayıs 2008; revizyon gelişi 28 Mayıs<br />

2008; kabulü 15 Eylül 2008<br />

Sürekli ambulatuar periton diyalizi (SAPD) son dönem böbrek<br />

yetmezliği bulunan hastalarda etkinliği bilinen bir tedavi seçeneğidir.<br />

Bu tür renal replasman tedavisi en sık böbrek nakli için<br />

bekleyen son dönem böbrek yetmezliği bulunan çocuklarda kullanılır.<br />

Hemodiyalize tercih edildiği diğer kullanım alanları damar erişiminin<br />

zor olduğu veya diyabet ya da kardiyovasküler hastalık gibi başka<br />

sorunların bulunduğu hastalardır. Ayrıca çoğu hasta daha bağımsız ve<br />

hareketli bir yaşam sağladığı için SAPD yöntemini tercih etmektedir<br />

(1). Bazı komplikasyonlar hemodiyalize göre daha sıktır, hatta SAPD<br />

uygulamasının sonl<strong>and</strong>ırılmasına neden olabilir. Tünel boyunca ya<br />

da çıkış bölgelerinde enfeksiyonlar, peritonit ve sonrasında sıvı birikimleri,<br />

peritoneal yapışıklıklar, fıtıklar ve sızıntılar en sık rastlanan<br />

komplikasyonlar arasındadır (2, 3). SAPD komplikasyonlarının<br />

tanısal amaçlı görüntülemesi önemlidir, çünkü böylece tedavi süreci<br />

hakkında karar ver<strong>ile</strong>bilir. Renal replasman tedavisi amacıyla SAPD<br />

kullanımının artması <strong>ile</strong> birlikte komplikasyonlarının ortaya konması<br />

için tanısal amaçlı <strong>BT</strong> kullanımı da artmıştır. Bu çalışmanın amacı<br />

SAPD <strong>ile</strong> ilgili komplikasyonlarda <strong>BT</strong> bulgularının sıklığını değerlendirmektir.<br />

Gereç ve yöntem<br />

Ocak 1996-Şubat 2007 tarihleri arasında son dönem böbrek yetmezliği<br />

nedeniyle SAPD <strong>ile</strong> tedavi edilmekte iken SAPD <strong>ile</strong> bağlantılı<br />

komplikasyon şüphesiyle abdominal <strong>BT</strong> incelemesi için gönder<strong>ile</strong>n<br />

42 hasta (23 kadın ve 19 erkek; ortalama yaş 46.5; yaş aralığı<br />

22-70) geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Hastalar karın ağrısı,<br />

ateş, bulantı, kusma ve diyaliz sıvısında bulanıklık gibi şikayetlerle<br />

diyaliz ünitesine başvurmuştur. Hastaların tümünde SAPD tedavisine<br />

1994-2004 yılları arasında başlanmıştır. Abdominal <strong>BT</strong> incelemeleri<br />

dört kanallı çok sıralı dedektörlü (Somatom Plus Four Volume Zoom;<br />

Siemens Medical Systems, Erlangen, Almanya) veya 16 kanallı çok<br />

sıralı dedektörlü (Sensation 16; Siemens Medical Systems, Erlangen,<br />

Almanya) tarayıcılarla gerçekleştirilmiştir. İncelemelerden önce<br />

hastalara otomatik bir enjektör vasıtası <strong>ile</strong> 150 mL kontrast madde<br />

intravenöz yoldan 4 mL/sn hızda verilmiştir. Diyafram kubbesinden<br />

pelvise kadar olan aralıkta kontrast madde verilmeden önce, 60 saniye<br />

(portal faz) ve beş dakika (geç faz) sonra sekiz milimetre kesit<br />

kalınlığında görüntüler elde edilmiştir. Peritoneal yapıların kontrast-<br />

A74 Aralı k 2008


a<br />

b<br />

Şekil 1. a, b. On bir yıldır sürekli ambulatuar periton diyalizi tedavisi gören 51 yaşındaki kadın hastanın kontrast<br />

öncesi <strong>BT</strong> görüntülerinde (a, b) periton ve ince bağırsağı etk<strong>ile</strong>yen lineer kalsifikasyonlar görülmektedir.<br />

Şekil 2. Yedi yıldır sürekli ambulatuar periton diyalizi tedavisi gören 44 yaşındaki kadın hastanın kontrast sonrası<br />

<strong>BT</strong> görüntülerinde peritoneal kalınlaşma ve kontrastlanma görülmektedir.<br />

lanması geç faz görüntüler üzerinden<br />

değerlendirilmiştir. Ayrıca bu hastaların<br />

17’sine ağız yolundan da kontrast<br />

madde uygulanmıştır. Bir hastada <strong>BT</strong><br />

peritonografi yapılmıştır.<br />

Bulgular<br />

En sık görülen komplikasyon peritonit<br />

olarak saptanmıştır. Ondokuz hastada<br />

(%45.2) periton kalınlaşması saptanmıştır.<br />

Bu hastaların ikisinde (%4.7)<br />

peritoneal kalsifikasyonlar (Şek. 1),<br />

ikisinde (%4.7) kontrastlanma (Şek. 2)<br />

gözlenmiştir. Tomograf<strong>ile</strong>rde bir hastada<br />

periton, ince bağırsak duvarı ve çekum<br />

duvarında, bir diğerinde peritonda<br />

çok sayıda kalsifikasyonlar görülmüştür.<br />

Bu 19 hastanın tamamında peritonit<br />

nüksü öyküsü (hasta başına 2-10 atak,<br />

ortalama atak sayısı 5) mevcuttur. Diyaliz<br />

ünitesine başvurma yakınmaları<br />

ateş, karın ağrısı ve diyaliz sıvısının<br />

bulanıklaşması olarak belirlenmiştir.<br />

Peritonit olgularının çoğu bakteriyeldir<br />

ve en sık rastlanılan etken stafilokoklardır<br />

(n=24; %57.1). Diğer etkenler<br />

Escherichia türleri (n=10; %23.8),<br />

Streptococcus (n=4; %9.5), Pseudomonas<br />

(n=2; %4.7), Corynebacterium<br />

(n=2; %4.7); difteroidler (n=2; %4.7),<br />

Klebsiella (n=1; %2.4), Acinetobacter<br />

(n=1; %2.4), Enterobacter (n=1; %2.4)<br />

ve Enterococcus (n=1; %2.4) olarak<br />

belirlenmiştir. Bir hastada Brucella peritoniti<br />

saptanmıştır. Peritonit bulunan<br />

bazı hastalarda hiçbir etken izole ed<strong>ile</strong>memesine<br />

rağmen ampirik antibiyotik<br />

tedavisine başlanmıştır.<br />

Üç hastanın <strong>BT</strong> incelemelerinde apse<br />

saptanmıştır (%7.1). Bunların ikisi retroperitoneal<br />

(%4.7), biri pelvik yerleşimlidir.<br />

Apselere ultrason eşliğinde<br />

perkütan drenaj kateterleri yerleştirilmiştir.<br />

Retroperitoneal apselerden biri<br />

sol psoas kasında, diğeri sağ psoas<br />

kasının önündedir (Şek. 3). İlk apsede<br />

herhangi bir mikroorganizma izole<br />

edilmezken, ikincisinin kültüründe<br />

Pseudomonas aeruginosa üretilmiştir.<br />

Pelvik apse aspiratında ise gram negatif<br />

basiller görülmüştür (Şek. 4).<br />

Onaltı hastada (%38.1) yapışıklıklara<br />

bağlı olarak periton içi sıvı birikimleri<br />

saptanmıştır (Şek. 5). Sıvı birikimi<br />

bir hastada (%2.4) karın ön duvarı kasları<br />

arasında, bir diğerinde cilt altı yumuşak<br />

dokuların içindedir. Geri kalan<br />

14 hastada intraperitoneal sıvı birikimi<br />

mevcuttur. Bir hastada karaciğer komşuluğundaki<br />

sıvı birikimi içinde kanama<br />

görülmüştür. Üç hastada (%7.1)<br />

yapışıklıklar nedeniyle bağırsak dilatasyonu<br />

görülmüştür (Şek. 6).<br />

Altı hastada (%14.3) diyaliz kateterinin<br />

giriş bölgesi komşuluğunda diyaliz<br />

sıvısı sızıntısı görülmüştür. Dört hastada<br />

(%9.5) SAPD kateteri yakınında<br />

Türk Radyoloji Bülteni A75


Şekil 3. İki yıldır sürekli ambulatuar periton diyalizi tedavisi gören 61 yaşındaki erkek<br />

hastanın kontrast sonrası <strong>BT</strong> görüntülerinde retroperitoneal apse görülmektedir.<br />

Koleksiyon kültüründe Pseudomonas aeruginosa izole edilmiştir.<br />

Şekil 4. Kontrast sonrası <strong>BT</strong> görüntülerinde hava cepleri ve duvar<br />

kontrastlanması içeren pelvik apse görülmektedir. Ultrason eşliğinde yapılan<br />

perkütan drenajdan sonra gram negatif basiller saptanmıştır.<br />

Şekil 5. Sürekli ambulatuar periton diyalizi tedavisi gören 44 yaşındaki erkek<br />

hastanın kontrast sonrası <strong>BT</strong> görüntülerinde peritoneal kalınlaşma <strong>ile</strong> birlikte loküle<br />

sıvı birikimleri (oklar) görülmektedir.<br />

Şekil 6. Dört yıldır sürekli ambulatuar periton diyalizi tedavisi gören 40 yaşındaki<br />

erkek hastanın kontrast sonrası <strong>BT</strong> görüntülerinde sağ üst kadr<strong>and</strong>a yapışıklığa bağlı<br />

ince bağırsak dilatasyonu ve loküle sıvı birikimi görülmektedir.<br />

Şekil 7. Üç yıldır sürekli ambulatuar periton diyalizi tedavisi gören 22 yaşındaki kadın hastanın kontrast sonrası<br />

<strong>BT</strong> görüntülerinde kateter komşuluğunda loküle sıvı birikimi görülmektedir. Sıvının kültüründe Staphylococcus<br />

aureus izole edilmiştir.<br />

loküle sıvı birikimleri mevcuttur. Bu<br />

sıvılardan ultrason eşliğinde aspirasyon<br />

yapılmış ve bir hastada koagülaz<br />

negatif stafilokok (Şek. 7), bir diğerinde<br />

ise C<strong>and</strong>ida üretilmiştir. Diğer dört<br />

hastada herhangi bir mikroorganizma<br />

saptanmamıştır (Şek. 8).<br />

Beş hastada (%11.9) fıtık saptanmıştır;<br />

dördü insizyonel, biri inguinaldir.<br />

İnsizyonel fıtıkların ikisinde<br />

(%4.7) ince bağırsak ve sıvı <strong>ile</strong> kese<br />

içindeki obstrüksiyona bağlı olarak<br />

fıtık proksimalinde ince bağırsak dilatasyonu<br />

saptanmıştır (Şek. 9). İki<br />

hastada (%4.7) insizyonel fıtık kesesi,<br />

bir hastada ise inguinal fıtık kesesi<br />

içinde sıvı mevcuttur.<br />

A76 Aralı k 2008


a<br />

b<br />

Şekil 8. a, b. Kontrast sonrası <strong>BT</strong> görüntülerinde diyalizat sızıntısına bağlı olarak kateter yakınında (a) ve karın ön duvarı cilt altı yumuşak dokusunda (b) sıvı görülmektedir.<br />

a<br />

b<br />

Şekil 9. a, b. Kontrast sonrası <strong>BT</strong> görüntülerinde kateterin giriş bölgesinde ince bağırsak ve peritoneal mayi içeren fıtık (a) görülmektedir. Daha yukarı bir kesitte fıtık<br />

kesesinin proksimalinde tıkanıklığa bağlı ince bağırsak dilatasyonu (b) dikkat çekmektedir.<br />

Şekil 10. Kontrast sonrası <strong>BT</strong> görüntülerinde 47 yaşındaki kadın hastada adhezyolizis cerrahisi sonrasında<br />

gastrokolik bağ içinde hematom görülmektedir.<br />

Beş hastada (%11.9) hematom görülmüştür.<br />

SAPD kateterleri çıkarıldıktan<br />

sonra intraperitoneal bölge, kalın bağırsak<br />

ve cilt altı dokularda hematom<br />

görülmüştür. Yapışıklıkları ayırmaya<br />

yönelik cerrahi girişim (adhezyolizis)<br />

sonrası gastrokolik bağda hematom<br />

saptanmıştır (Şek. 10). Bir hastada ise<br />

duodenum lümeni içinde hematom<br />

gözlenmiştir (Şek. 11). Beş hastanın<br />

ikisi (%4.7) septik şok, biri pulmoner<br />

arrest <strong>ile</strong> kaybedilmiştir. İki hastanın<br />

(%4.7) histopatolojik incelemesinde<br />

tüberküloz lenfadenit saptanmıştır<br />

(Şek. 12).<br />

İki hastanın (%4.7) <strong>BT</strong> incelemesinde<br />

ince bağırsak perforasyonu<br />

mevcuttur. Cerrahi sonucunda perforasyonun<br />

bir hastada <strong>ile</strong>um (Şek. 13),<br />

diğerinde sigmoid düzeyinde olduğu<br />

Türk Radyoloji Bülteni A77


a<br />

b<br />

Şekil 11. a, b. Kırk üç yaşındaki kadın hastanın kontrast öncesi (a) ve sonrası (b) <strong>BT</strong> görüntülerinde duodenum lümeni içinde hematom (oklar) görülmektedir.<br />

a<br />

b<br />

Şekil 12. a, b. Altmış yedi yaşındaki kadın hastanın kontrast sonrası <strong>BT</strong> görüntülerinde (a, b) portal hilus, paraçölyak, paraaortik ve parakaval alanlarda periferik<br />

kontrastlanma gösteren ve düşük dansiteli merkeze sahip büyümüş lenf düğümleri görülmektedir.<br />

a<br />

b<br />

Şekil 13. a, b. Kontrast sonrası <strong>BT</strong> görüntülerinde (a, b) <strong>ile</strong>umda duvar kalınlaşması, serbest hava, <strong>ile</strong>um komşuluğunda mezenter liflenmesi (a) ve periton içi serbest hava<br />

(b) görülmektedir. İleal perforasyon tanısı cerrahi <strong>ile</strong> doğrulanmıştır.<br />

A78 Aralı k 2008


a<br />

b<br />

Şekil 14. a, b. Bağırsak iskemisi bulunan 44 yaşındaki kadın hastanın kontrast sonrası <strong>BT</strong> görüntülerinde (a, b) karnın sağ tarafında ince bağırsak duvarında<br />

kontrastlanmama (a) ve intramural gaz (b) görülmektedir.<br />

a<br />

b<br />

Şekil 15. a, b. Akut pankreatit bulunan 32 yaşındaki kadın hastanın kontrast öncesi <strong>BT</strong> görüntülerinde (a, b) pankreasta yaygın genişleme (a) ve peripankreatik enflamasyon<br />

(b) görülmektedir.<br />

gözlenmiştir. Tomografide ince bağırsak<br />

duvarında kontrastlanmanın görülmediği<br />

ve intramural gaz bulunduğu<br />

saptanmıştır (Şek. 14). Dijital çıkarma<br />

anjiyografisi (DSA) <strong>ile</strong> inferior<br />

mezenterik arter ve distal abdominal<br />

aortada tıkanıklık <strong>ile</strong> superior mezenterik<br />

arterde yaygın ateroskleroza<br />

ikincil darlık saptanan hastanın durumu<br />

incelemeden sonra hızla bozulmuş<br />

ve hasta kaybedilmiştir.<br />

İki hastada (%4.7) akut pankreatit<br />

saptanmıştır; biri beş, diğeri üç atak<br />

geçirmiştir. <strong>BT</strong> tetkiklerinde peripankreatik<br />

yumuşak dokuda liflenme<br />

ve pankreasta yaygın büyüme mevcuttur<br />

ve akut pankreatit tanısı laboratuar<br />

bulguları <strong>ile</strong> doğrulanmıştır (Şek. 15).<br />

Beş pankreatit atağı geçiren hastada<br />

dört yıl sonra <strong>BT</strong> <strong>ile</strong> kronik pankreatit<br />

bulguları (atrofi ve çok sayıda kalsifikasyon)<br />

saptanmıştır.<br />

Bir hastada <strong>BT</strong> peritonografi gerçekleştirilmiş<br />

ve kateter malpozisyonu<br />

(Şek. 16) saptanmıştır. SAPD kateteri<br />

perietal periton <strong>ile</strong> karın ön duvar<br />

kasları arasındadır. Kateter cerrahi<br />

olarak çıkarılmıştır.<br />

Tartışma<br />

SAPD komplikasyonları çok da nadir<br />

değildir ve bu komplikasyonların<br />

gerek tanı, gerekse tedavisinde radyolojik<br />

yöntemler kullanılmaktadır.<br />

En sık görülen SAPD komplikasyonlarından<br />

biri peritonittir ve genellikle<br />

kateter çıkış bölgesinde enfeksiyon<br />

veya steril tekniğin bozulmasına bağlı<br />

olur. Olguların çoğunda peritonit<br />

tanısı diyaliz sıvısının incelenmesi<br />

<strong>ile</strong> konulabilir ve başlangıç tanısında<br />

radyolojinin pek rolü yoktur. Ancak<br />

loküle sıvı birikimlerinin ve apselerin<br />

yerlerinin saptanması ve boşaltılmasında,<br />

inflamatuar kitlelerden<br />

biyopsi alınmasında, diğer karın içi<br />

sepsis nedenlerinin ekarte edilmesinde<br />

radyolojiden yararlanılabilir<br />

(4). Peritonit antibiyotik tedavisine<br />

rağmen düzelmezse peritoneal kalınlaşma,<br />

peritoneal kontrastlanma, peritoneal<br />

kalsifikasyonlar, loküle sıvı<br />

Türk Radyoloji Bülteni A79


Şekil 16. <strong>BT</strong> peritonografide diyaliz kateterinin yanlış yerleştirildiği görülmektedir. Kateterden ver<strong>ile</strong>n kontrast<br />

madde karın duvarındaki kaslar ve fasya arasına yayılmıştır.<br />

birikimleri, apseler ve yapışıklıklar<br />

gibi komplikasyonlar <strong>BT</strong> yardımıyla<br />

belirlenebilir. Bu çalışmada 19 hastada<br />

(%45.2) çok sayıda peritonit<br />

atağından sonra <strong>BT</strong> <strong>ile</strong> peritoneal kalınlaşma<br />

bulunduğu gösterilmiştir. İki<br />

hastada peritoneal kalsifikasyon, iki<br />

hastada ise peritoneal kontrastlanma<br />

saptanmıştır. İki hastadaki peritoneal<br />

kalınlaşma ve kalsifikasyon sklerozan<br />

kapsüllü peritonit olasılığını akla getirmiştir.<br />

Sklerozan kapsüllü peritonit<br />

en önemli SAPD komplikasyonlarından<br />

biridir. Tanı genellikle laparotomi<br />

<strong>ile</strong> konur (5). Ne yazık ki bizim hastalarımızda<br />

histolojik bir kanıt söz konusu<br />

değildi.<br />

Bir hastada (%2.4) Brucella peritoniti<br />

gösterilmiştir. Brucella peritoniti<br />

çok nadir görülen bir komplikasyondur.<br />

Bu hastada serum aglütinasyon<br />

testi ve kan kültürleri negatiftir; ancak<br />

periton mayisinde aglütinasyon<br />

titresi 1/160 düzeyindedir ve BAC-<br />

TEC (Becton Dickinson) incelemesi<br />

Brucella melitensis olarak sonuç vermiştir.<br />

Peritoneal kateterin Brucella<br />

türleri, diğer gram negatif ve fungal<br />

organizmaların mikrobiyal kolonizasyonu<br />

için <strong>ile</strong>tici vazifesi görmesi<br />

mümkündür (6). Bizim hastamızda<br />

organizma kan numunelerinden izole<br />

ed<strong>ile</strong>mediğine göre doğrudan inokülasyon<br />

söz konusu olmalıdır. <strong>BT</strong>’de<br />

peritoneal kalınlaşma, loküle sıvı birikimleri<br />

ve ince bağırsak duvar kalınlaşması<br />

saptanmıştır. İki hastada<br />

retroperitoneal apseler, bir hastada<br />

pelvik apse ve 16 hastada (%38.1)<br />

yapışıklıklara ikincil intraperitoneal<br />

sıvı lokülasyonları saptanmıştır. Bu<br />

hastaların tümünde peritonit nüksü<br />

öyküsü mevcuttu. Diyalizat dağılım<br />

bozukluğu ve lokülasyonun en<br />

sık görülen nedeni önceki şiddetli<br />

ve uzamış peritonit ataklarına bağlı<br />

yapışıklıklardır (1). Apselere perkütan<br />

yolla ultrason eşliğinde kateter<br />

yerleştirilmiş ve antibiyotik tedavisi<br />

başlanmıştır.<br />

Altı hastada (%14.3) SAPD kateterinin<br />

giriş bölgesinin komşuluğunda<br />

diyaliz sıvısı sızıntısı gösterilmiştir.<br />

Dört hastada (%9.5) SAPD kateteri<br />

bitişiğinde loküle sıvı birikimi görülmüştür.<br />

Diyaliz sıvısının periton<br />

boşluğundan dışarı sızması nisbeten<br />

daha sık görülür ve genellikle klinik<br />

bir önem taşımaz. Ancak bazı hastalarda<br />

özellikle diyaliz sırasında ağrı<br />

ve rahatsızlık hissi oluşturarak sorun<br />

yaratabilir. Sıvının karın ön duvarına<br />

sızması en çok diyaliz kateterinin peritona<br />

yerleştirildiği kesi bölgesi veya<br />

cerrahi sırasında peritonda oluşan<br />

defektler üzerinden olur (4). Loküle<br />

sıvı bir enfeksiyon odağı da olabilir.<br />

Dolayısıyla bir odak varlığından şüphelen<strong>ile</strong>n<br />

hastalarda <strong>BT</strong> yararlı olabilir.<br />

Bu çalışmada tüm sıvı birikimleri<br />

perkütan yolla boşaltılmış ve tedavi<br />

başlatılmıştır.<br />

Beş hastada (%11.9) fıtık gözlenmiştir.<br />

SAPD hastalarında kronik<br />

karın içi basınç artışı nedeniyle fıtık<br />

sıklığı yüksektir (7-9). Fıtıklar en sık<br />

kateter yerleştirilmesi için yapılan keside,<br />

göbekte ve inguinal kanalda görülür.<br />

Bu bölgeler potansiyel yapısal<br />

zayıflık alanlarıdır. Karın ve göbek<br />

fıtıkları karın içi basıncın ani artışına<br />

bağlı gelişebilir ve karın duvarı<br />

<strong>ile</strong> skrotumda ödeme neden olabilir.<br />

Bizim çalışmamızda fıtıkların dördü<br />

kateter kesisinde, biri inguinal bölgededir.<br />

İki hastada fıtığa bağlı bağırsak<br />

tıkanıklığı gelişmiştir. Bu olguların<br />

<strong>BT</strong> incelemelerinde tıkanıklığın distalinde<br />

normal çapta, proksimalinde<br />

ise genişlemiş bağırsak segmentleri<br />

saptanmıştır fıtıklar beş hastada da<br />

cerrahi olarak tedavi edilmiştir.<br />

Dört hastada hematom gelişmiştir.<br />

Bunların üçü SAPD kateteri çıkarıldıktan,<br />

biri ise adhezyolizis cerrahisinden<br />

sonra oluşmuştur. Hematom<br />

gelişiminin nedenleri arasında son<br />

dönem böbrek yetmezliğine bağlı hematolojik<br />

anormallikler ve postoperatif<br />

komplikasyonlar düşünülmüştür.<br />

Bir hastada <strong>BT</strong>’de duodenum lümeni<br />

içinde hematom saptanmıştır. Diyaliz<br />

hastalarında üst ve alt gastrointestinal<br />

kanama etyolojisi böbrek yetmezliği<br />

bulunmayan kiş<strong>ile</strong>rden farklı değildir.<br />

Ancak son dönem böbrek yetmezliği<br />

bulunan hastalarda gastarointestinal<br />

kanama sıklığı, şiddeti, transfüzyon<br />

gereksinimi, cerrahi girişim gereksinimi<br />

ve mortalite daha yüksektir.<br />

Bu duruma yol açan başlıca faktörler<br />

koagülasyon bozuklukları ve üremik<br />

gastritis/kolitis varlığıdır (10).<br />

Kronik böbrek yetmezliği bulunan<br />

hastalar tüberküloz gibi fırsatçı enfeksiyonlara<br />

karşı duyarlıdır. SAPD hastalarında<br />

tüberküloz prevalansı genel<br />

popülasyondan birkaç kat yüksektir<br />

(11). Her ne kadar SAPD hastalarında<br />

tüberküloz peritonit daha sık görülmekteyse<br />

de, tüberküloz lenfadenit<br />

olgularına da rastlanabilir. Tüberküloz<br />

A80 Aralı k 2008


lenfadenopatinin <strong>BT</strong> bulguları düşük<br />

dansiteli bir merkezin etrafında periferik<br />

kontrastlanma gösteren yuvarlak<br />

veya oval lezyonlar içerir. Periferde<br />

kontrastlanan alanın yüksek vaskülariteye<br />

sahip inflamatuar yanıt veya<br />

granülasyon dokusuna, ortadaki düşük<br />

dansiteli alanın ise kazeifikasyon<br />

veya likefaksiyon nekrozuna karşılık<br />

geldiği öne sürülmüştür (12, 13). Bu<br />

görünüm özellikle gençlerde patognomonik<br />

olmamakla birlikte tüberkülozu<br />

akla getirmelidir. Heterojen veya homojen<br />

kontrastlanma da bildirilmiştir<br />

(12). Tutulan lenf düğümlerinde nadir<br />

olarak kalsifikasyon görülebilir (14).<br />

Bizim hastalarımızın ikisinde <strong>BT</strong> incelemesi<br />

<strong>ile</strong> portal hilus, hepatogastrik<br />

bağ, peripankreatik, paraçölyak,<br />

paraaortik ve parailyak alanlarda abdominal<br />

lenfadenopat<strong>ile</strong>r gösterilmiştir.<br />

Bu lenf düğümlerinde periferik<br />

kontrastlanma gösterilmiştir. Göğüs<br />

tomograf<strong>ile</strong>rinde dikkate değer bir<br />

bulgu saptanmamıştır. Bizim çalışmamızdaki<br />

her iki hastadan da ultrason<br />

eşliğinde lenf düğümü biyopsisi alınmıştır.<br />

Histopatolojik incelemesinde<br />

granülomatöz enflamasyon <strong>ile</strong> birlikte<br />

kazeifikasyon nekrozu saptanmıştır.<br />

Hastalara antitüberküloz tedavi verilmiştir.<br />

Takip tomograf<strong>ile</strong>rinde lenf<br />

düğümü boyutlarında belirgin azalma<br />

görülmüştür.<br />

İki hastada bağırsak perforasyonu<br />

görülmüştür. Sigmoid perforasyonu<br />

olan bir hastada oral kontrast maddenin<br />

lümen dışına sızması, mezenterde<br />

liflenme ve periton içi serbest hava<br />

saptanmıştır. İleum perforasyonu olan<br />

diğer hastada ise <strong>ile</strong>umda duvar kalınlaşması,<br />

kalınlaşmış <strong>ile</strong>um komşuluğunda<br />

mezenterde liflenme ve periton<br />

içi serbest hava gözlenmiştir. Perforasyonun<br />

neden kaynakl<strong>and</strong>ığı bilinmemektedir,<br />

ancak her iki hastanın da<br />

çok sayıda peritonit atakları öyküsünün<br />

bulunması bir anlam taşıyabilir.<br />

Daha önceden mevcut olan şant enfeksiyonuna<br />

bağlı enflamasyon bağırsak<br />

erozyonuna neden olur (25). Peritonit<br />

perforasyona yol açabilir (16).<br />

Fokal iskemi ve spontan perforasyon<br />

da sorumlu faktörler olabilir.<br />

Diyaliz hastalarında <strong>ile</strong>ri derecede<br />

mezenterik iskemi ve diyaliz sırasında<br />

gelişen hipotansiyon/hipovolemi<br />

atakları nedeniyle bağırsak iskemisi<br />

sık görülür (10). SAPD hastalarında<br />

düzenli olarak çok miktarda sıvının<br />

yer değişitirmesi söz konusudur.<br />

SAPD sırasında kan basıncı hemodiyalize<br />

oranla çok daha fazla sabit<br />

düzeyde kalmakla birlikte, <strong>ile</strong>ri derecede<br />

hipotansiyon gelişebilir (17).<br />

Hastalığın şiddeti ve yaygınlığına<br />

bağlı olarak intestinal iskeminin pek<br />

çok <strong>BT</strong> bulgusu saptanabilir. Bunlar<br />

arasında bağırsak dilatasyonu, mural<br />

kalınlaşma, mural kademelenme<br />

görünümü, mezenterik ödem, mezenterik<br />

ve mural kanama, asit, pnömoperiton,<br />

mezenterik arteryel veya<br />

venöz trombozlar ve portomezenterik<br />

venöz gaz sayılabilir (18, 19). Hastalarımızın<br />

birinin tomografisinde ince<br />

bağırsak duvarında kontrastlanmama<br />

ve intramural gaz görülmüştür. DSA<br />

<strong>ile</strong> inferior mezenterik arter ve distal<br />

abdominal aortada tıkanıklık ve süperior<br />

mezenterik arterde yaygın ateroskleroza<br />

ikincil darlık saptanmıştır.<br />

Hastanın klinik durumunun kötü olması<br />

nedeniyle ameliyat yapılamamış<br />

ve hasta DSA sonrasında kaybedilmiştir.<br />

Önceki yayınlarda diyaliz hastalarında,<br />

özellikle de uzun süreli periton<br />

diyalizi alanlarda, akut pankreatit<br />

riskinin arttığı bildirilmiştir. SAPD<br />

<strong>ile</strong> akut pankreatit arasındaki bağlantının<br />

nedeni bilinmemektedir. Bir<br />

mekanizma, küçük omental kesedeki<br />

diyalizatın pankreas ön yüzeyine doğru<br />

difüzyonunun kimyasal tahriş oluşturması<br />

olabilir. Bir diğer mekanizma<br />

peritoneal diyalizattaki kalsiyuma<br />

bağlanabilir. Sistemik kalsiyum düzeyleri<br />

yüksek olmasa b<strong>ile</strong> kalsiyum<br />

peritondan geçerek lokal hiperkalsemiye<br />

neden olabilir (20). Her ikisinde<br />

de nüks peritonit bulunan iki hastada<br />

akut pankreatit <strong>ile</strong> uyumlu olarak serum<br />

amilaz ve lipaz düzeyleri yüksek<br />

bulunmuş, tomografide peripankreatik<br />

yumuşak dokuda enflamasyon ve<br />

pankreasta büyüme görülmüştür.<br />

Bir hastada <strong>BT</strong> peritonografide<br />

SAPD kateterinin yanlış yerleştiği<br />

saptanmıştır. Sıvıya göre kateterin<br />

pozisyonu <strong>BT</strong> peritonografi <strong>ile</strong> belirlenebilir<br />

(1).<br />

Bu çalışmanın bir sınırlılığı loküle<br />

intraperitoneal birikimlerle apselerin<br />

artakalan diyaliz sıvısından ayırt<br />

ed<strong>ile</strong>memesidir. Apselerin tomografide<br />

periferik kontrastlanma göstermesi<br />

ve ultrason eşliğinde aspirasyon<br />

yapılması tanıda yardımcı olabilir.<br />

Konvansiyonel <strong>BT</strong> <strong>ile</strong> periton dışı yapılara<br />

sızıntının nereden olduğunu belirlemek<br />

zor olabilir. Böyle hastalarda<br />

<strong>BT</strong> peritonografi yarar sağlayabilir.<br />

Biz çalışmamızda SAPD <strong>ile</strong> bağlantılı<br />

<strong>BT</strong> bulgularını geriye dönük olarak<br />

değerlendirdiğimiz için bulgularımızı<br />

<strong>BT</strong> peritonografi <strong>ile</strong> karşılaştırma imkanımız<br />

olmamıştır.<br />

Her ne kadar iyotlu kontrast madde<br />

kullanımına bağlı istenmeyen olaylar<br />

kronik böbrek yetmezlikli hastalarda<br />

normal popülasyona göre çok<br />

daha sık görülmekteyse de, kontrastlı<br />

<strong>BT</strong>’nin tanı konması ve girişimsel<br />

ya da terapötik girişimlerin yönünün<br />

belirlenmesi hususlarındaki katkısı<br />

inkar ed<strong>ile</strong>mez. Bizim çalışmamızda<br />

acil tedavi gerektiren karın içi patoloj<strong>ile</strong>r<br />

(enfeksiyon, apse, hematom)<br />

bulunduğundan şüphelen<strong>ile</strong>n hastalara<br />

<strong>BT</strong> yapılmıştır. Hastalara tomografi<br />

sonrası derhal SAPD uygulaması<br />

yapılmıştır. Sonuç olarak, kontrastlı<br />

tomografinin yararlı bilgi sağlaması<br />

beklenen hayati tehdit oluşturan klinik<br />

durumlarda risk faktörleri mutlak<br />

bir kontrendikasyon oluşturmaz.<br />

Bu çalışmada <strong>BT</strong> <strong>ile</strong> SAPD bağlantılı<br />

pek çok komplikasyon tarif<br />

edilmiştir. Her ne kadar radyoloji<br />

periton diyalizi komplikasyonlarının<br />

saptanmasında sınırlı bir role sahipse<br />

de, pek çok değişik sorunda kullanımı<br />

söz konusu olmuştur. Radyolojik<br />

bulguların doğru yorumlanması için<br />

diyaliz hastalarındaki normal yapıların<br />

ve karşılaşılan komplikasyonların<br />

bilinmesi gereklidir.<br />

Türk Radyoloji Bülteni A81


Kaynaklar<br />

1. Cochran ST, Do HM, Ronaghi A, Nissenson<br />

AR, Kadell BM. Complications of peritoneal<br />

dialysis: evaluation with CT peritoneography.<br />

Radiographics 1997; 17:869−878.<br />

2. Nissenson AR, Gent<strong>ile</strong> DE, Soderblom RE,<br />

Oliver DF, Brax C. Morbidity <strong>and</strong> mortality<br />

of continuous ambulatory peritoneal dialysis:<br />

regional experience <strong>and</strong> long-term prospects.<br />

Am J Kidney Dis 1986; 7:229−234.<br />

3. Twardowski ZJ, Tully RJ, Ersoy FF, Dedhia<br />

NM. Computerized tomography with <strong>and</strong><br />

without intraperitoneal contrast for determination<br />

of intraabdominal fluid distribution<br />

<strong>and</strong> diagnosis of complications in<br />

peritoneal dialysis patients. ASAIO Trans<br />

1990; 36:95−103.<br />

4. Taylor PM. Image-guided peritoneal<br />

access <strong>and</strong> management of complications<br />

in peritoneal dialysis. Semin Dial 2002;<br />

15:250−258.<br />

5. Moustafellos P, Hadjianastassiou V, Roy D,<br />

et al. Tamoxifen therapy in encapsulating<br />

sclerosing peritonitis in patients after kidney<br />

transplantation. Transplant Proc 2006;<br />

38:2913−2914.<br />

6. Troidle L, Gorban-Brennan N, Kliger A,<br />

Finkelstein F. Differing outcomes of grampositive<br />

<strong>and</strong> gram-negative peritonitis. Am<br />

J Kidney Dis 1998; 32:623−628.<br />

7. Bargman JM. Complications of peritoneal<br />

dialysis related to increased intraabdominal<br />

pressure. Kidney Int Suppl 1993;<br />

40:75−80.<br />

8. Engeset J, Youngson GG. Ambulatory peritoneal<br />

dialysis <strong>and</strong> hernial complications.<br />

Surg Clin North Am 1984; 64:385−392.<br />

9. Kopecky RT, Funk MM, Kreitzer PR.<br />

Localized genital edema in patients undergoing<br />

continuous ambulatory peritoneal<br />

dialysis. J Urol 1985; 134:880−884.<br />

10. Kang J. The gastrointestinal tract in uremia.<br />

Dig Dis Sci 1993; 38:257–268.<br />

11. Lui SL, Tang S, Li FK, et al. Tuberculosis<br />

infection in Chinese patients undergoing<br />

continuous ambulatory peritoneal dialysis.<br />

Am J Kidney Dis 2001; 38:1055−1060.<br />

12. Pombo F, Rodriguez E, Mato J, Perez-<br />

Fontan J, Rivera E, Valvuena L. Patterns of<br />

contrast enhancement of tuberculous lymph<br />

nodes demonstrated by computed tomography.<br />

Clin Radiol 1992; 46:13–17.<br />

13. Moon WK, Im JG, Yu IK, et al. Mediastinal<br />

tuberculous lymphadenitis: MR imaging<br />

appearance with clinicopathologic correlation.<br />

AJR Am J Roentgenol 1996; 166:21–<br />

25.<br />

COMPLICATIONS OF CONTINUOUS AMBULATORY PERITONEAL DIALYSIS:<br />

EVALUATION WITH CT<br />

PURPOSE<br />

To assess the frequency of abdominal computed tomography (CT) findings of continuous<br />

ambulatory peritoneal dialysis (CAPD)-related complications.<br />

MATERIALS AND METHODS<br />

CT examinations of 42 patients (23 females <strong>and</strong> 19 males; median age, 46.5 years; age<br />

range, 22−70 years) with end-stage renal disease receiving CAPD were investigated<br />

retrospectively. CT examinations were performed with a suspicion of CAPD-related<br />

complications who were admitted to dialysis unit with various complaints. Images<br />

were obtained from the level of the dome of the diaphragm to the pelvis with an<br />

8-mm slice thickness before <strong>and</strong> after intravenous contrast injection. Oral contrast<br />

material was performed in 17 of these patients. CT peritoneography was performed<br />

in one patient.<br />

RESULTS<br />

Complications of CAPD detected on CT studies included peritoneal thickening (n = 19;<br />

45.7%), peritoneal calcifications (n = 2; 4.7%), peritoneal enhancement (n = 2; 4.7%);<br />

intraperitoneal loculation of fluids (n = 16; 38.1%), dilatation of bowels secondary<br />

to adhesions (n = 3; 7.1%); leakage of dialysis fluid adjacent to the entry site of the<br />

CAPD catheter (n = 6; 14.3%)(leaked dialysis fluid was loculated near the catheter in<br />

4 of these patients); abscesses (n = 3; 7.1%); hernias (n = 5; 11.9%); hematomas (n =<br />

5; 11.9%); tuberculous lymphadenitis (n = 2; 4.7%); bowel perforation (n = 2; 4.7%);<br />

ischemic bowel disease (n = 1; 2.4%); acute pancreatitis (n = 2; 4.7%); <strong>and</strong> catheter<br />

malposition (n = 1; 2.4%).<br />

CONCLUSION<br />

CT of abdomen is useful in detection of CAPD-related complications. Peritoneal thickening<br />

<strong>and</strong> intraperitoneal loculation of fluids due to peritonitis were the most common<br />

complications of CAPD detected on abdominal CT.<br />

Key words: • peritoneal dialysis, continuous ambulatory • complications • computed<br />

tomography<br />

Diagn Interv Radiol 2008; 14:212-220<br />

14. Suri S, Gupta S, Suri R. Computed tomography<br />

in abdominal tuberculosis. Br J Radiol<br />

1999; 72:92–98.<br />

15. Di Rocco C. Complications unique to<br />

peritoneal shunts. In: Di Rocco C. The<br />

treatment of infant<strong>ile</strong> hydrocephalus. Boca<br />

Raton: CRC Press, 1987; 2:129–139.<br />

16. Katsivas T, Sokolov R, Miller M, Hever<br />

A, Hu B. Primary herpetic peritonitis causing<br />

intestinal perforation: case report <strong>and</strong><br />

review of the literature. Clin Infect Dis<br />

2004; 39:13−16.<br />

17. Shetty A. Hypotension on continuous ambulatory<br />

peritoneal dialysis. Clin Nephrol<br />

1996; 45:390−397.<br />

18. Clark RA. Computed tomography of bowel<br />

infarction. J Comput Assist Tomogr 1987;<br />

11:757−762.<br />

19. Perez C, Llauger J, Puig J, Palmer J.<br />

Computed tomographic findings in bowel<br />

ischemia. Gastrointest Radiol 1989;<br />

14:241−245.<br />

20. Quraishi ER, Goel S, Gupta M, Catanzaro<br />

A, Zasuwa G, Divine G. Acute pancreatitis<br />

in patients on chronic peritoneal dialysis: an<br />

increased risk? Am J Gastroenterol 2005;<br />

100:2288−2293.<br />

A82 Aralı k 2008

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!