05.01.2014 Views

25. Sayı - Hacibektaslilar

25. Sayı - Hacibektaslilar

25. Sayı - Hacibektaslilar

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SERÇESME SERÇEÞME<br />

ABF OLAĞANÜSTÜ KONGRE/ABF OLAĞANÜSTÜ KONGRE/ABF OLAĞANÜSTÜ KONGRE/ABF OLAĞANÜSTÜ KONGRE<br />

Hüseyin Yalçın Dede<br />

Neredeyiz, nereye varıyoruz, nereye gidiyoruz, hedefimiz ne, bir türlü<br />

anlayamadık. On beş yıldır sabırla birbirimizi izliyoruz. Ama böylesine<br />

acı bir tabloyla karşılaşmak, bizleri üzüyor. Alevi kültürünün özünde,<br />

yalan söylememe kavramı çok çok önemli ki, bunun, kamu mahkemesinde<br />

düşkünlük getirdiğini hepimiz biliyoruz. Ama ne yazık ki, yeri<br />

geldiği zaman kişisel çıkarlarımız için birbirimizi yerden yere çalıyoruz.<br />

Bir olup, iri olup diri olmamamızı her konuşmamızda söylüyoruz, ama<br />

ne biriz, ne diriyiz, ne de iriyiz; çünkü görüyoruz ki politik çıkarlarımızı<br />

getirip, kültürel çıkarlarımızın içinde, işlemeye çalışıyoruz. … Biz bize<br />

dikkat etmez, birbirimize saygı duymaz, o temel insan değerlerini, en el<br />

hak kavramını önümüze koymazsak böyle birbirimizi yerer, incitiriz...<br />

Sevgili genel başkanımla aşağı yukarı on beş yıldır tanışırız. Gerek<br />

federasyon, gerek genel başkanlarım lütfen artık yavaş yavaş projemizi,<br />

programımızı önümüze koyalım, ne yapacağımızı, birlikte karar verelim.<br />

‘Ben böyle diyorum, böyle yaparım!’ Hayır! Ben, sen, o yok! …<br />

Hünkar Hacı Bektaşi Veli’nin dediği gibi, “Kabe’m de, Kıble’m de insandır”<br />

Öyleyse Kabe’nizi ve Kıble’nizi bulun...<br />

Turan Eser<br />

Sizden ABF’nin … kuruluşuna geri dönmenizi istiyorum ve o tarihten<br />

bir önceki olağan genel kurula kadar olanları film şeridi gibi kafanızdan<br />

geçirin. ABF Türkiye kamuoyunda varlığı fazla bilinen bir yapı değildi.<br />

Hatta ABF’miz, üst kuruluşumuz ne düşünüyor sorusuna, şurada ismi<br />

yazan örgütlerimizin bir çoğunun üyesi, yöneticisi cevap veremiyordu.<br />

Niye? Çünkü ABF’nin ilkesi nedir, neyi savunur bilen hiçbir yazı dokümanı<br />

yoktu.<br />

Filmi çevirin, üç yıl içerisinde on beş basın açıklaması görürsünüz,<br />

kitlesel etkinliklerin en dibe vurduğu dönemi görürsünüz. 15 Ekim’den<br />

sizin görevden alındığınız tarihe kadar, kırk beş hafta içerisinde, elli<br />

beş basın açıklaması yapılmış AKP’nin merkezinin önünde; binalarının<br />

önünde çelenkler konulmuş; Madımak önünde on bin kişi toplatılmış.<br />

2006 yılında Alevi uluların, Bektaşi öğretisine uygun, Tahtacı inancına<br />

uygun bütün Alevi etkinlikleri görülmediği kadar muhteşem etkinlikler<br />

geçirmiştir; coşku ile geçirmiştir ve bütün bu etkinliklerde ABF damgasını<br />

vurmuştur. ABF pankartları ilk kez bu dönemde ortaya çıkmıştır. İlk<br />

kez bu dönemde Banaz’a ABF gitmiştir. Bu dönemde on binlerce broşürr<br />

Türkiye’nin her tarafında dağıtılmıştır. Türkiye’de görüşülmeyen kurum<br />

kalmamıştır. Yapılan tartışmalarla, yapılan çalışmalarla, iş kişiliği düzeyinde,<br />

düşünsel düzeyde ABF’ye bir kimlik bulmak, ABF’nin Türkiye<br />

ve uluslararası kamuoyundaki imajını güçlendirme çalışması sürmüştür.<br />

ABF Genel Merkezi uğrak merkezi olmaya başlamıştır.<br />

Eksiklikleri tamamlamak üzere, projeleriyle örgütte kişisel değil,<br />

örgütsel aklın oluşturulması tartışmaları bu dönemde başlamıştır. Arkadaşlar,<br />

her şeyin muhasebesini verilerden yapabilirsiniz. Alevilerin<br />

yazılı dokümanlarının bulunduğu kaynaklara bakın. Alın dönem dönem<br />

çalışma raporlarını, okuyun. 15 Ekim’deki genel kurulda gördünüz arkadaşlar,<br />

size bir buçuk sayfalık çalışma raporu verilmiştir, iki yıllık.<br />

15 Ekim’le 26 Mart 2005 ilk kez Alevi Bektaşi Federasyonu Türkiye’de<br />

danışma kurulu toplamıştır, ilk kez bu yönetim döneminde size otuz altı<br />

sayfalık rapor sunulmuştur. Niye? Sanal tartışmalardan kaçmak lazım.<br />

Burada her anlatılanı, bilimsel örgütsel bir mantığın içersinde değerlendirerek<br />

dinlemek lazım...<br />

Örgütsel hukuka, demokrasiye vurgu yapan, kurumsallaşmayı tartışan<br />

arkadaşlarımızın şunu söylemesi lazım: Bir tane arkadaş çıksın desin<br />

ki, şu yanlışı yaptınız; şu tembelliği yaptınız; Türkiye’deki ve dünyadaki<br />

bize dönük, Türkiye’deki demokrasi güçlerine, emek güçlerine dönük<br />

şu gündemi ıskaladınız. Iskalanan bir gündem yoktur, hepsinde tepkimiz<br />

ortaya konmuştur. Görevden alındığımız tarihten bugüne kadarki<br />

dönemde Fransa’da alınan düşünce özgürlüğü üzerine o berbat karar,<br />

onunla beraber Türkiye’deki üç yüz bir, terörle mücadele yasası bu ıskalanmıştır,<br />

Orhan Pamuk olayı ıskalanmıştır. Avrupa Birliği Raporuna<br />

ilişkin düşünce üretememiştir, ıskalamıştır.<br />

Görevden alınma olayı. Alevi örgütlenmelerinde, sendikalarda, siyasi<br />

partilerde olamayacak diye bir şey yoktur. Ne zaman olur? Yolsuzluk<br />

yaparsınız, örgütün malını çalarsınız, namussuzluk yaparsınız, üçkağıtçılık<br />

yaparsınız, alınırsınız görevden. Ama örgüt tıkanırsa, iradeyi aldığı<br />

yere teslim etmek zorundadır. Bu, örgütten iradeyi kaçırmadır...<br />

26 Mart’ta danışma kurulunu topladık, ‘arkadaşlar yürüyemiyoruz.<br />

Soluk almamız için sizin de soluğunuza ihtiyacımız var, bakın böyle bir<br />

şeyi gelin tartışalım.’ Belki bu olağanüstü kongre olmazdı, bir danışma<br />

kurulunda bunu çözebilirdik. Ama kişisel düşünenlerin, toplumsal ve örgütsel<br />

düşünenleri görevden alması olayı vardı ... Görevden ne alınmıştır<br />

biliyor musunuz? Alevi hareketinin biraz önce verdiğim şerit içerindeki<br />

işleri, görevleri, çalışması, mücadele tarzı görevden alınmıştır...<br />

“Anayasal düzen içerisinde, tek devlet, tek vatan, tek millet, tek bayrak,<br />

tek bilek güreşenler, önce Türkiye diyenleri Yeniden Uyanış İçin<br />

Ulusal Kurultay’a çağırıyoruz”... Atilla Erden, Hacı Bektaş Veli Kültür<br />

Derneği Başkanı; Turan Yazgan, Türk Dünyası Derneği Başkanı; Altemur<br />

Kılıç, biliyorsunuz Türkiye’nin en gerici faşist işvereni, MHP’li.<br />

Atilla ağabey bunlarla bu çağrıları yapıyor. Sivas katliamının mağdurları<br />

suçluydu, yakanlar doğru yapmıştır deyip, katliamı yapanların avukatlığını<br />

üstlenenler ... bunların ailelerine Türkiye’de ve Avrupa’da bağış<br />

toplayan Mazlum-Der’le, bu davanın en büyük mağdur örgütü Pir Sultan<br />

Abdal Genel Başkanı ortak imza attı. ... Burada ne konuşuluyor? ...<br />

Ercan Geçmez<br />

Birilerinin kendi beceriksizliklerini … kıskanarak, Avrupa örgütlerimize<br />

saldırmasını… şiddetle kınıyorum… Genel merkezimizi kim aldı?<br />

Bu vakfın katılımında Türkiye’deki örgütlerimizin payı mı fazladır, yoksa,<br />

Avrupa’daki örgütlerimizin payı mı fazladır? …<br />

Ben federasyonun yönetim kurulu üyesiyim arkadaşlar. Dört kişiye<br />

bir görev verdiler. … Onlardan birisi bendim, birisi Kamil Beydi, birisi<br />

Kazım Beydi, birisi Tekin Beydi. Verdikleri görev şuydu: Biz anlaşamıyoruz,<br />

derneklerin resmi vereceği karara göre, genel kurula gidelim.<br />

Eski delege mi, yeni delege mi? Utanç duyuyorum bundan. Gittik, karar<br />

aldık, yeni delegeden gidecek diye! Bundan da utanç duyuyorum. Her<br />

şeyden önce hukuku savunanlar nasıl oluyor da Pir Sultan Abdal Kültür<br />

Derneklerinin Genel Kurul hukukuna karşı hareket etme cesaretini kendilerinde<br />

buluyorlar? Nasıl oluyor da, Hacı Bektaş Veli Derneklerinin<br />

Genel Kurulunun seçmiş olduğu delegeleri kabul etmiyorlar ve bu salona<br />

eski delege, yeni delege kavgasını getiriyorlar...<br />

Aleviler siyasete müdahale etmeli mi, etmemeli mi? … Biz elbetteki<br />

sonuna kadar siyasetin içerisindeyiz, ama ilkeli, onurlu, dik duruşun içersindeyiz.<br />

Birileri gibi değil, ben buraya encümen üyesi olmak için geldim<br />

diyenler için değil… Demokratik bir ülkede yaşıyorsunuz, parlamentoya<br />

siyasi fikrinizi götüremezseniz, siyasete müdahale edemezsiniz… İmam<br />

hatip kökenli birisi bu ülkede başbakan, … cumhurbaşkanlığına aday<br />

oluyor da, demokrasiyi özgürlüğünü savunan … bir Alevi yurttaşın başbakan<br />

veya cumhurbaşkanı olmasını çok mu görüyorsunuz? …<br />

Selahattin Özel<br />

Bütün dernekleri bir araya getirerek kurucu genel başkanı olmuş bir insanım<br />

… İstifa ettim, yerime ... Atilla Hocayı ben önerdim. O günden<br />

bugüne kadar ne medyada, ne bir başka yerde, ne de genel başkanımın<br />

önüne çıktım kurucu genel başkan sıfatıyla, ne televizyonlarda ahkam<br />

kestim. Ben örgütçülükten gelen bir insanım. Kendi örgütüne, kendi başkanlarına,<br />

kendi ölçüsünde saygı duymayanlar, başkalarından da saygı<br />

bekleyemezler. O yüzden ben bu saygısızlığı hiç yapmadım….<br />

Bugüne kadar Sivas’a yüz elli, iki yüz kişi katılıyor, insanların özgüveni<br />

yok … Tarihde ilk defa on beş bin kişi gidildi, on beş bin kişiyi<br />

de jandarmalar köylerden, dağlardan, yollardan salmadı. Bu, sadece ne<br />

Avrupa’nın, ne de Türkiye’nin değil, hepimizin başarısıdır.<br />

Biraz önce ... Bir Mayıslardan bahsetti, genel başkanlığım dönemine<br />

değindi. “Bir Mayıs alanlarına, Alevi Bektaşi topluluğu olarak çıkacağız,<br />

Alevi Bektaşi fl amasını açmayacağız, o işçi örgütüne saygıdan onun<br />

arkasından gideceğiz” dedim. ... Dayanışma böyle olur, ben sendikanın<br />

önünde yürüyüp de, Alevi Bektaşi bayrağı açmam. Benim sendika başkanım,<br />

şube başkanım, oranın yöneticileri Alevi kökenli, Alevi olarak,<br />

nereden yürüyecek? Örgütünün bayrağının arkasında, biz onun arkasından<br />

yürüyeceğiz. Dayanışma budur, Alışmamışsınız bunlara ne sağcılığım<br />

kaldı, ne başka bir şeyimiz! ...<br />

Diyorlar ki Selahattin Başkan, kimselere yetişemedi. Hepiniz buradasınız.<br />

<strong>Sayı</strong>n genel başkanım Atilla Erden, beş yıl senin genel başkanlığını<br />

yaptım. Hangisini kaçırdım, gelmedim? Bu bir. Federasyon başkanı<br />

olduğum günden bugüne kadar, arkadaşlarım söylesinler, şuraya gelmedi,<br />

şu etkinliğe katılmadı.<br />

Basın açıklaması… Sivas’a otelin önüne gidiyoruz, Madımak müze<br />

olsun diye çelenk koyacağız. Barikatlar çekiliyor önümüze. Barikatları<br />

aşarak gidiyoruz, benim şahsımın değil, federasyonumuzun yönetim kurulunun<br />

hazırladığı basın bildirisinin özetini okuyorum, üç sayfa değil,<br />

Okuduktan sonra bitiriyorum, sayın Kazım Genç bakın ben sizi görüyorum!<br />

Herkes bir bildiri daha okuyor. Bu nasıl bir iştir? Benim okuduğum<br />

başka mı? ... Nereden çıktı bu? Usul bilmezsiniz, yöntem bilmezsiniz,<br />

(Devamı 22. Sayfada)<br />

Aralık 2006 21

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!