177 - Hacibektaslilar
177 - Hacibektaslilar
177 - Hacibektaslilar
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
17 Temmuz 2006 Pazartesi<br />
IMF'nin Çinlileþtirme Politikasý<br />
Mustafa Sönmez<br />
Bir de kasýrga gelirse<br />
petrol 100 dolara çýkar<br />
Bulunan formül belli.<br />
Türkiye'yi Çinlileþtirmek. Yani<br />
iyice ucuz emek ülkesi haline<br />
getirmek, bununla dýþ pazarlarda<br />
rekabet gücü bulacaðýna inandýr<br />
mak ve uzun süre kurak geçecek<br />
iç pazara alternatif olarak ucuz<br />
emekle dýþa yönelmek, ihracata<br />
aðýrlýk vermek... Bunda da rekabet<br />
rüzgarý olarak ucuz mu ucuz emeði<br />
tepe tepe kullanmak.Bir tür<br />
Çinlileþtirmek.<br />
Senaryo hazýr<br />
Hakkýný yemeyelim, bu formül<br />
tek baþýna IMF'nin deðil. Bu, bir<br />
IMF-TÜSÝAD prodüksiyonu.<br />
TÜSÝAD'ýn da bu kriz çukurun<br />
dan çýkýþta umudu, yüzde 25-30<br />
devalüasyona ek olarak ucuzlaþtýrý<br />
lacak emekle dýþ pazarlara yönel<br />
mekte.<br />
Þimdi mesele icraatta. Ama<br />
niyet, açýk edildi. Medyada yer<br />
alanlara bakýlýrsa, "Türkiye iþgücü<br />
piyasalarýný deðerlendiren IMF,<br />
esnek çalýþmadan bölgesel asgari<br />
ücrete kadar bir dizi uygulamanýn<br />
hayata geçirilmesini önerdi. Ýþten<br />
çýkarmalarýn kolaylaþtýrýlmasýný<br />
isteyen IMF, Türkiye'de asgari<br />
ücreti çok yüksek buluyor ve böl<br />
gesel asgari ücret uygulamasýna<br />
geçilmesini istiyor."<br />
Haber böyle ama detaylarý da<br />
var: Deniliyor ki, "Yapýsal reform<br />
larýn Türkiye için önemini ortaya<br />
koyan bir çalýþma hazýrlayan IMF<br />
ise iþgücü piyasalarýna yönelik yeni<br />
öneriler getiriyor. Türkiye'de iþsiz<br />
liðin önlenmesi ve istihdamýn artýrýl<br />
masý için daha esnek bir iþgücü<br />
piyasasýnýn gerekli olduðunu savu<br />
nan IMF, istihdam tazminatlarý uy<br />
gulamasýnýn da yeniden düzenlen<br />
mesinden yana. Türkiye'de iþsizlik<br />
sorununun yüksek kýdem tazminat<br />
larý yüzünden çözülemediðini savu<br />
nan IMF uzmanlarýna göre, iþveren<br />
ler ödedikleri yüksek kýdem tazmi<br />
natý nedeniyle çýkardýðý iþçinin ye<br />
rine yeni eleman alamadýðýna<br />
inanýyor. IMF, çözüm olarak kýdem<br />
tazminatlarýnýn düþürülmesini ve<br />
iþten çýkarmanýn kolaylaþtýrýlmasýný<br />
istiyor."<br />
Asgari ücret ve ahlak<br />
Niyet belli. En son 2005'te brüt<br />
531 YTL yapýlan asgari ücrete<br />
IMF-TÜSÝAD ikilisi yeni bir zam<br />
mý pek istemiyor. IMF Birinci<br />
Baþkan Yardýmcýsý Anne Krueger<br />
'a göre, Türkiye'de asgari ücret<br />
yüksekmiþ. Hem de asgari ücretin<br />
Malta, Fransa, ABD ve Ýspanya<br />
gibi ülkelerin çok üzerinde<br />
olduðunu iddia etmiþ, Krueger.<br />
Duy da inanma!...<br />
Karl Marx, Kapital'in bir yerin<br />
de asgari ücretin bir ekonomik ka<br />
tegori olmadýðýný, ahlaki bir göster<br />
ge olduðunu söyler. Gerçekten de<br />
bir ülkedeki minimum ücrete ve<br />
gerekli yaþama çýtasýna bakýn, o<br />
ülkedeki vicdan, insaf ve moral<br />
deðerlere iliþkin hemen bir fikir<br />
edinirsiniz. Bana asgari ücretini<br />
söyle, sana ne mene bir ülke oldu<br />
ðunu söyleyeyim.<br />
Alalým bizi... 531 YTL'lik as<br />
gari ücretten devlet yüzde 30'a<br />
yakýn kesinti yapýyor, vergi ve prim<br />
olarak geriye 322 YTL kalýyor.<br />
Gelin bir de geçinme çýtasýna<br />
bakalým. Türk-Ýþ'in her ay yaptýðý<br />
"açlýk ve yoksulluk sýnýrý" araþtýr<br />
masýnýn Haziran 2006 sonuçlarýna<br />
göre, Ankara'daki dört kiþilik bir<br />
ailenin dengeli ve saðlýklý beslene<br />
bilmesi için gerekli mutfak harca<br />
masý tutarýný gösteren açlýk sýnýrý<br />
haziranda 517,6 YTL olarak saptan<br />
mýþ. Bu açlýk sýnýrý. Yani sadece<br />
mide ile ilgili olaný.<br />
Bir de barýnma ve diðer asgari<br />
ihtiyaçlarý dikkate alan yoksulluk<br />
sýnýrý var. O da Haziranda 1.862<br />
YTL olarak belirlenmiþ. Bir yanda<br />
322 bin net asgari ücret bir yanda<br />
1.540 YTL üstüne çýkan yoksulluk<br />
sýnýrý. Buradan ülkenin ahlaki çö<br />
küntüsünü okuyabilirsiniz.<br />
Dibe doðru yarýþtýrmak<br />
Buna raðmen, içine bir kez daha<br />
düþtükleri çukurdan çýkmak için,<br />
bir ahlaksýzlýk daha yapýp ücret<br />
lerle, kýdem tazminatý hakký ile ,<br />
dalý budaðý koparýlmýþ sosyal<br />
güvenlik haklarý ile oynayacaklar.<br />
Ýþverenin yüklerini azaltýp ora<br />
dan doðacak vergi boþluðunu dola<br />
ylý vergi biçiminde toplumdan dev<br />
þirmek isteyecekler. Sosyal güven<br />
lik vb. harcamalarýný kýsýp onu borç<br />
faizi ödemeye ayýracaklar. Zaten<br />
kuþa dönmüþ iþçi haklarýný daha<br />
da budayýp ülkeyi Çinleþtirecek,<br />
çalýþanlarý da Çin proleteryasý ile<br />
dibe doðru, sefalete doðru yarýþtý<br />
racaklar. Hesap bu.<br />
Çinleþmek bir tuzaktýr, bunu<br />
birkaç kez daha yazdým. Türkiye,<br />
dibe doðru yarýþ tuzaðýna girerek<br />
Çin'le baþedemez, ondan pazar<br />
çalamaz ya da pazarýný böyle koru<br />
yamaz.<br />
Türkiye'de ücretler zaten ülke<br />
nin sosyal ve kültürel geleneklerini<br />
aþýndýrarak olmadýk yerlere düþmüþ<br />
durumda. Alýn TÜÝK'in imalat<br />
sanayi verilerini:<br />
1997 yýlýnda 100 olarak kabul edi<br />
len ve 2000 yýlýnýn son çeyreðinde<br />
119,6 düzeyinde bulunan çalýþan<br />
baþýna verimlilik, 2006'nýn ilk çey<br />
reðinde yüzde 23,9 oranýnda arta<br />
rak 148,2'ye çýkmýþ görünüyor.<br />
Ancak kriz öncesinde 111,1 dü<br />
zeyinde bulunan reel ücret yüzde<br />
24.7 oranýnda gerileyerek, 2006<br />
yýlýnýn ilk çeyreðinde 83,6'ya düþ<br />
müþ durumda.<br />
Bu da imalat sanayiinde çalýþan<br />
larýn verimliliðindeki artýþýn ücret<br />
lerine yansýmadýðýný, aksine azaldý<br />
ðýný, bir baþka deyiþle çalýþanlarýn<br />
çok çalýþýp az kazandýðýný ortaya<br />
koyuyor.<br />
Daha fazla neyi aþýndýrýp neyi<br />
geriye çekecekler?<br />
Türkiye, Çin olamaz, olmamalý.<br />
Buna mecbur da deðil. Bu ülke,<br />
onca aþýndýrmaya raðmen, önemli<br />
bir sanayi birikimi, jeopolitiði, in<br />
san kalitesi, deneyebileceði alterna<br />
tif çözümlere sahipken niye körü<br />
körüne Çinlileþmeye sürüklensin?<br />
Bu niyetlere cesaretle karþý<br />
çýkmak, tartýþmak ve direnmek<br />
gerekiyor...<br />
Artýk örgütlü, örgütsüz tüm<br />
çalýþanlarýn, memur örgütlerinin<br />
her tür mavi ve beyaz yakalýlarýn<br />
bu dibe doðru yarýþa sürüklenmeye<br />
dur demesi gerekiyor.<br />
Petrolde rekorlar serisi<br />
bitmiyor. 14 Temmuz' da Brent<br />
petrolü 78.03'e, ABD hafif<br />
petrolü ise 78.4 dolarla rekor<br />
kýrdý. Ýsrail-Filistin gerginliðiyle,<br />
1970'lerdeki petrol krizinden<br />
sonraki en yüksek seviyelere<br />
gelindi. Kötü haberler bununla<br />
da bitmiyor. Yakýnda bir de<br />
ABD'deki kasýrga mevsimi<br />
açýlacak. Geçen yýl güçlü<br />
tayfunlar ABD kýyýlarýndaki<br />
üretim merkezlerini vurunca<br />
petrol fiyatlarý Temmuz<br />
ortasýndan itibaren yüzde 25<br />
yükselmiþti. O zaman þansýmýz<br />
kasýrga mevsimine nisbeten<br />
düþük fiyatlarla girmemizdi.<br />
Peki þimdi ne olacak? Sýký<br />
durun... Artýk 100 dolarlýk petrol<br />
fiyatý bile uzak bir öngörü<br />
olmaktan çýktý.<br />
Zirve petrol-Peak Oil<br />
Peki fiyatlar neden bu kadar<br />
hýzlý artýyor? Öncelikle þunu<br />
bilmekte fayda var. Petrolün<br />
çýkarýlma ve rafineriye<br />
ulaþtýrýlma maliyetinin dünya<br />
ortalamasý 7.5 dolar/varil. Buna<br />
karþýn satýþ fiyati 75 dolarýn<br />
üstünde. 10 kati marjla satýlýyor.<br />
Oysa altýnda bile bu oran 2.5<br />
kat.<br />
Artan talep, fiyat artýþlarýnýn<br />
ardýndaki en önemli sebep.<br />
Çin'den kaynaklanan artýþ<br />
ürkütücü. Dünyanýn günlük<br />
petrol talebi 83 milyon varil<br />
seviyelerinde. Varolan kaynaðýn<br />
"sonlu" olmasý son yýllarda yeni<br />
bir kavramý ortaya çýkardý:<br />
"Zirve Petrol-Peak Oil". Bu<br />
kavram, bilinen ve ekonomik<br />
olarak üretilebilen petrolün,<br />
karþýlayabileceði en yüksek talep<br />
noktasýný ifade ediyor. Bazýlarý<br />
bu noktaya 2004 yýlýnda<br />
gelindiðini, bazýlarý ise 2010-<br />
2016 yýllarý arasýnda<br />
gelineceðini öne sürüyor.<br />
Geçildiðini söyleyenler, baþta<br />
Rusya ve Kuveyt olmak üzere<br />
açýklanan rezerv rakamlarýnýn<br />
gerçeðin üzerinde olduðunu<br />
savunuyor.<br />
Dünya petrol arz-talep<br />
dengesinin býçak sýrtýnda olmasý<br />
ve günlük olarak "ek<br />
kullanýlabilir" kapasitenin 1.5-<br />
2 milyon varil ile sýnýrlý<br />
bulunmasý, petrol arzýndaki<br />
herhangi bir aksamaya<br />
tahammülün olmadýðýný<br />
gösteriyor.<br />
Ýran'daki nükleer gerginlik,<br />
Nijerya'daki gerillalar ve son<br />
Ýsrail-Filistin çatýþmalarý gibi<br />
siyasi; ABD'deki Calcasieu<br />
kanalýnýn kapanmasý, Nijerya<br />
veya Kerkük-Yumurtalýk boru<br />
hattýndaki patlama gibi teknik<br />
sorunlar fiyatlarýn yükselmesine<br />
sebep oluyor.<br />
Diðer taraftan ABD'de<br />
kasýrgalarýn petrol ve rafinaj<br />
kapasitesini etkilemesi artýk<br />
sýradan bir durum haline geldi.<br />
Önümüzdeki günler kasýrga<br />
mevsimi. Geçen yýlki Katrina<br />
ve Rita kasýrgalarý sýrasýnda<br />
Brent petrolü yüzde 27'lik artiþ<br />
ile 52 dolardan 66 dolara<br />
yükselirken, asýl etki ABD'deki<br />
rafinaj sorunlarýndan dolayý<br />
benzinde yaþandý.<br />
Benzinin galonu ayný dönemde<br />
yüzde 77 arttý.<br />
Tüm bunlar petrol<br />
fiyatlarýndaki risk primini artýran<br />
unsurlar. Bu primin 15-20 dolar<br />
olduðu hesaplanýyor.